ezgimgktn

[ezgimgktn]

çok seviyorum sevdiğim kitapları sevip bağrına basanları

[ezgimgktn]

Sonsuz bir huzur. Nasıl bir şey olduğunu tam olarak bilmiyorum, ama onu hayal etmek bile içimde bir ışık yakıyor. Sanki ulaşılması imkansız bir yer gibi, ama yine de oraya gitmek istiyorum. Tüm geçmişimi, beni tüketen her şeyi geride bırakıp, kendimi yeniden keşfetmek istiyorum.

[ezgimgktn]

Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var. Bizi biz yapan o işte.

[ezgimgktn]

[ezgimgktn]

İlkellik yakında hepimiz için güzel bir anı olacak. Çok özleyeceğiz onu.

[ezgimgktn]

Ben vaktinde gelmeyen

Herşeyden vazgeçtim....

[ezgimgktn]

Eğer fare veya mama değilseniz, kedilerden korkmanıza ve kaçmanıza gerek yok.

[ezgimgktn]

sevmiyorum, uzaklara gitmeni. karanlıkta kalan bebeler gibi, korkuyorum, sen uzakken. gitme!

LeylimLeylim

Ahmed Arif

[ezgimgktn]

Derler ki aşk insanı köleleştirir, tutku şeytanın ta kendisidir, aşk yüzünden yitip giden nice insan vardır. Doğrudur, biliyorum, ama bildiğim bir şey daha var: Aşk olmasa yaşamımızın tünellerinde el yordamıyla sürünür, güneşi hiç görmeyiz. Âşık olduğumda sanki bir aynaya baktım ve ilk kez kendimi gördüm. Büyük bir şaşkınlık içinde ellerimi kaldırıp yanaklarıma, enseme dokundum. Bu bendim işte.

Jeanette Winterson, Tutku

[ezgimgktn]

sen de koş,

sen de düş, sen de yaralan.

kalbimin duracağı bahtiyar güne kadar seninle beraber

yaralanmaktan başka

ne yapabilirim..?

[ezgimgktn]

buğulanan camın ardında saklanıp güneşi bekliyor yamalı düşlerim. içimde tarifsiz bir hüzün, ardı arkası kesilmeyen yara bantlı hikayeler...

neresi son çıkış bilmiyorum, yollar kısa, virajlar keskin, her yerde uçurum, her yer gökyüzü. adımlar atıyorum kendime, kendime geleyim diye. her adımda bir kadehe daha doluyorum ve hiçliğin en ince ucunda en kalın nokta olup çıkıyorum...

[ezgimgktn]

"Yarı parçam" diyor, Ahmed Arif mektubunun sonunda.

"Yarı parçam"

Sanırım bu sevmekten çok ötesi..

[ezgimgktn]

[ezgimgktn]

[ezgimgktn]

[ezgimgktn]

“Haindir develer. En küçük bir yorgunluk belirtisi göstermeden binlerce fersah yol alırlar. Ve sonra birden dizüstü çöküp ölürler. Oysa atlar yavaş yavaş yorulur. Ve sen onlardan neler isteyebileceğini ve ne zaman öleceklerini bilirsin.”

[ezgimgktn]