Text
Sevmek
"Bir insani sevmekle başlar her şey" demiş ya Sait Faik.Gerçekten de öyleymiş bir insani sevmekle başlarmış her şey.
Sevmek dediğimiz şey nedir diye sorsalar herkes farklı bir sey soyler.Kendi yaşadığiyla tanımlar sevgiyi.Bana sorsanız ben emek derim sevgi için.
Bu zamana kadar aldigim en iyi karar,eşime yıllar süren kararsizligimdan sonra evet dememdir.Beni öylesine temiz öylesine güzel sevdi ki ben onun sayesinde kendimi sevmeyi öğrendim.Meger ondan önce ben sevmek nedir bilmiyormuşum.O bana onca yıl bıkmadan usanmadan o kadar güzel hem kendimi hem de onu sevmeyi öğretti ki ne kadar şükretsem az.Gecmise dönüp keşke dediğim tek şey onu zamanında cok üzmüş olmam.Ama belki de onların da yaşanması gerekiyormuş ki bu günlere gelebilelim.Yine de onu hiç üzmemiş ve kırmamıs olmayı dilerdim.
Sonra kendimi çözdüm ve baktım ki insan hep ne yaşadıysa,neyin içindeyse baska bir hayat hayal edemiyor.Ben hayal edememiş ve ona gore bir hayat seçmiştim.Ama o kuyudan beni çekip çıkaran biri oldu.Ben direndikçe o daha da yukarı çıkardı beni ve kuyudaki karanlıktan baska bir dünya olduğunu yavaş yavaş anladım.Siyah,gri,kahverengi en sevdigim renklerken maviye yeşile kırmızıya döndüm.Gökyüzüne bakmaya başladım daha çok.Karanligi sevmez oldum.Ümitsizlikle dolaşırken umut dolu oldu içim.
Her şey bir insani sevmekle başlar der ya Sait Faik.Her şey bir insani sevmekle başlar.Seni cok seviyorum canim hayat arkadaşım,sevdiğim.Bu da burada dursun istedim.
1 note
·
View note
Text
Takdiri Allaha bırakmak lazım cogu zaman ama bazen insan öyle bir noktaya geliyor ki neye dua edeceğini nasıl bela okumayacağını şaşırıyor.
Bu zamana kadar bir rehber öğretmen olarak öğrencilerime hep 'Çocuklarım' diye hitap ettim.Belki anne degilim ama herhalde anne olsam bu kadar düşünürdüm.En küçük bir kırtasiye malzemesi görsem bunu çocuklarım sever dedim aldım,surekli para biriktiremiyorsan diye ailemden azar işittim ama yine de devam ettim.Kitaplar aldım,kütüphane kurdum.Bilim dergileri aldım,mahrum kalmasınlar dedim.Her gün takip ettim çocuklarımı ne okuyorlar ne yapiyorlar,gruplara bölüp oyunlar oynattım.Zeka oyunları grupları kurdum,grup rehberligi yaptım her konuda.Durumu olmayan aileler için para topladım yardimci olmaya çalıştım.Ders başarısı,psikolojik sıkıntılar,velilerin sıkıntıları,özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar,öğretmenlerin yaşadığı sorunlar ve bunun gibi birçok şeye koştum.Allah biliyor ki tek bir ders saati bile açıp kitabımı okumadım,telefona bakmak şöyle dursun.Bunları elbette Allah bilsin neden yazıyorum ama kendimi inandırmam lazım ilk başta dik durabilmem icin.Hizmetli cay demlerdi teneffüste çocuklarım odamda diye yetişemezdim,gittiğimde çay bitmis olurdu.Öğretmenler odasında oturamazdim hocalar olduğu zaman,odada ben cocuklarimlaydım.
Çermikte yoldan gectigim zaman sağdan soldan Kübra hocam bağırıslari,teneffüse çıkmayıp çocuklarımın benim yanımda olmaları,bana söz verdiklerinde her daim tutmaları,beraber gülüsmelerimiz,sorularının eşsiz güzellikleri,beni koşulsuz sevmeleri en çok sevdiğim şeylerden.
Gelin görün ki benim çocuklarım kadar olamayan hatta insan olamamış meslektaşlarım var.Her gün benim duyacağım sekilde bana laf atıyorlar ve Allahın her günü benim iyi bir ögretmen olmadığım,maaşımı hak etmediğim yönünde iftiralar atıyorlar.Umursamamak en iyisi dediğinizi duyar gibiyim.Ama bu oyle bir sey ki bitmez tükenmez bir işkence.Hele de bunların arkasında bir yönetici varsa üstünüze gelmeleri yedi kat fazla oluyor.Bazen kendime soruyorum benim çocuklarım da boyle mi düşünüyor diye ama bana olan sevgilerinden,bana bakışlarından bile kötü bir ogretmen olmadığımı anliyorum.(Bir sene önce bir anket yapmıştım bu hocalar okulun en sevilmeyen hocalariydi.) Bunlardan birisi öğrencileri dövdüğü icin hava atan,6 saat canlı dersi açık bırakıp uyuyan sadece ek dersi düşünen,okuldaki bütün çocukların korktuğu bir adam.
Vurdumduymaz olmak bana göre en kolayı.Bir kisi bana zarar veriyorsa hayatımdan direk çıkarırım umrumda olmaz.Ama sevmediğiniz insanlar sizi çıldırtmak icin cabaliyorsa buna Dur demeden onlar durmuyorlar.
Temennim şu ki bana bunu yaşatan canlılar Allahından bulsun.Cocugundan,eşinden ya da başka birinden çıkmasın ama.Kendi yaşasın bu karanlığı ve Allah diledigi sekilde cezalandırsın.O kadar içime dokundu ki buraya yazmazsam patlayacaktım.En değer verdiğim sey çocuklarim çünkü.Ve asla benim cocuklarım bilerek kimsenin kalbini kırmaz.Ben onlara öyle öğrettim çünkü.Bu hocaların yaptığı gibi döverek söverek degil ama severek ve dinleyerek öğrettim.
Yine de herkese ve her şeye rağmen canım cocuklarım sizi çok özledim,okullar açılsın yine tüm sevgimle sizinleyim.
0 notes
Text
TAKDİR
Lisede masalara vurup sarki söylerdim arkadaslarim cok eğlenirdi ben de söylemekten ve onların sevincini görmekten mutluluk duyardım.Çocuk gibi gelirdi davranışlarım onlara belki de öyleydi.Disardan soğuk,ciddi bir kız gibi görünürken samimi olduklarıma karsi adeta çocuktum.Cocuk gibi olmayı ve davranmayı seviyordum çünkü.
Ama eger zamaninda çocuk olamadıysan büyüyünce ne kadar zorlarsan zorla o kaydıraktan kayamaz,su savaşı yapamaz,üstünü ölesiye kirletemezsin.Çünkü ne sen istersin bunu yapmayı artık ne de hayat sana bu fırsatı verir.
Başkaları için yaşamak sürekli başkalarının senin hakkında ne dediğini umursamak iste böyle bir şeydir.Aslında 70 yaşında da olsan çocuk kalabilirsin.Cocuk gibi yaşar kimseyi umursamaz,kimseden onay almaz kendi dusuncelerine bakip yaşayıp gidersin.
Hayatim boyunca bunu denedim.Kendi düşüncelerimi yaşatmaya calıstım.Insanlardan onay beklemeden ne kadar eleştirilsem de kendi düşüncelerimle devam ettim.Ama beni ben yapan arada sırada da olsa beni öven insanlar oldu.Evet öven insanlar,azıcık da olsa teşekkürü bilen insanlar benim hayata tutunmamı sağladı.Fikirlerinin kabul gördüğünü bilmeden, yaptigin seyin kıymetini bilmeyenlerden anlayamıyor insan kendi kıymetini.
Ben bu hayatta gercek fikriyle 'Bunu da iyi ki yapmışsın Kübra' 'Senin sayende bunu kazandım bana bunu aşıladın 'Cok tesekkur ederim ne iyi bir insansin' vs. gibi cümleleri söyleyenleri asla unutmadım.Ben bu insanlara da duamda hep yer verdim.Her zaman da kimin neyini beğendiysem ki her zaman beğenecek bir sey buldum ve hemen söyledim.Takdire hepimiz açız çünkü.Bugun birine sacların ne güzel deseniz gece aynaya saçlarına bakıp yatar.Bir konusmaciya ne güzel anlattınız deseniz,bir diğer sunumunu daha zevkle yapar.Birini gercekten takdir etmek sizden bir sey eksiltmez,kazandırır.Hem zaten kötü dusunmek ve bir insani üzmek,kırmak her zaman en kolayıdır.Önemli olan kazanmak,o insanin gözündeki ısıltıyı görmektir zor olan.Onun gözündeki tek bir ışık senin kendini aynada görebilmeni sağlar bu arada.O ışık olmazsa da karanlık hep yanıbasında olacaktır.Bunu hic unutma.
0 notes
Text
DEĞER
Bir gün arkadaşımın evindeyiz.Ben yardım olsun diye bulasiklari yerlestiririm genelde ya da toplarım bir yerleri ona misafir olarak gittiğimizde.Diger arkadaşlarım sağolsunlar otururlar ve hizmet edilmesini beklerler.Kıllarını kıpırdatmazlar çoğu zaman.Ev sahibi de tabiki üstüne düşeni yapar ve hizmet eder,çaylarını doldurur tabaklari bittiyse yenisini koyar uğraşır misafirleriyle.Ben de genelde toplu muhabbet edildiğinde içeride bulaşık yerlestiririm bir mesgale bulurum kendime.Cünkü toplu muhabbet ve gürültü bana gore olmuyor çoğu zaman.Dikkatim dağılıyor ve agresiflesiyorum.Konular da bana göre olmuyor zaten ben de bari yardim olsun diyorum.Sonra bir gün yine ben bulaşık yerlestirirken bir arkadaş kalktı yardim etmek istedi bana.Sonrasinda da ev sahibi hemen çıkıştı ve dedi ki 'Otur sen,o yapar niye kalkıyosun canım keyfine bak yapıyor işte gel biz içerde muhabbete bakalım.'
O an benim için Israfil sura üfledi sanki.Her şey gözümde dondu kaldı ve siliklesti.Güle oynaya içeri gittiklerinde ise elimde tabak bakakaldım arkalarindan.Zaten ne zaman yardim etsem bir kere bile bir teşekkür dahi etmedigini de hatırladım.O kadar kırıldım ve o kadar değersiz hissettim ki kendimi elimdekileri yavaşça yere indirip içeriye doğru yöneldim.O anda Israfil ikinci kez sanki benim için sura üfledi ve her şey benim için değişti.Elime telefonumu alıp en sevdiğim oyunumu oynamaya başladım keyifle.Basta hissettiğim değersizlik ve tüm o kötü duygulardan eser yoktu nedense.Hatta benim için epey ilham verici ve öğretici oldu bu deneyim.Bundan sonraki misafirliklerde hiç yorulmadım,oturduğum yerden oyunumu oynamaya devam ettim.Oldukca keyifliydi.Bu sadece tek bir anıydı tabi.Daha neler neler var aman Allahım uzatmaya da lüzum yok 😂
Değer bileni degersizlestiririz.Cogu zaman bize en değer veren insan bizim için ikinci planda olmuştur.Genelde değer vermeyeni ilk sıraya koyar sonra da hayatın sillesini yemek için bekleriz,bekleriz ve bekleriz.Sonra da hayat büyük bir silleyle bize hak ettiğimiz cezayı verir.Çakar Osmanlı tokadını yerinden kalkamazsın.
Size değer vereni anlamak ve görebilmek bu devirde biraz zor oluyor açıkçası.Ama gorebildiginde de bence şükretmek kötü duygular hissetmekten daha kolay ve iyileştirici.Deger görürsen eğer değer verirsin.Deger gormezsen değer de vermezsin.Soyleyince ne kadar basit değil mi? Ama uygulaması ne kadar da zor gelir aslında hiç de zor değildir.Size teşekkür etmeyene,sizi anlamayana,çıkarı için kullanana,sizi sürekli ezene ve küçük görene,sizi kötü hissettirene değer vermeyin.Bu kadar basit.Cok da kolaydır aslında.Deger vermek zordur.Bu zorlugu bilmeyene ve sürekli kolay yoldan gidene de siz de kolay yolu gösterin.Zaten o zor olanı yaparsa illaki sizinle o yolda mutlaka karsilaşacaktir.Karsilasmiyorsa da bırakın gitsin.Bu hayatta değer bilmek kadar güzel bir şey yoktur,değerli olduğunu hissetmek de.
0 notes
Text
Canım Haluk Ündeğer Lisesi namıdiğer UPS.Canım N sınıfı.
11.sınıfız.Sınıfımda çocuk gibi ama bir o kadar eğlenceli bir sürü arkadaşım var.Çok komik ve eğlenceliler.Beni hem güldürüp hem de düşündüren insanlar.Hocalari pek güldürmüyorlar tabi sürekli yaramazlık peşindeler.Mehmetin,Ahmetin,Berkin,Orkun'un ve en yakın arkadaşlarım Nuran,Sefa ve Bernanin yüzüne bakıp duruyorum.Bir gün bu günler geçecek ve ben sizi çok özleyeceğim diyorum.Sınıftaki herkes ayrı bir alem ama herkes birbirine saygı duyuyor.Birbirini kötülemiyor arkasından konuşmuyor ve kabul ediyor.Teneffuslerde sıraya vurup şarkı söylüyorum etrafımdakiler eşlik ediyor oynuyoruz hep beraber.Sınıfa hoca geldiğinde de ısrar ediyorlar ve devam ediyorum şarkı söylemeye.Herkes oynuyor kendini kaybediyor hoca olmasına rağmen.Birbirimizi çok seviyor olduğu gibi kabul ediyoruz.Benim başarım onlar için gurur,sınıf başkanıyım sınıfı saymayı bile matematiğim iyi diye bana yaptırıyorlar 😂Makyaj konusunda Ertaş mükemmel,kızlarla ilgili her konuda uzman Ahmet,hocaları delirtme konusunda Mehmet,konuyu başka yere çekip sevmediğimiz dersleri kaynatan ben,sözel kabiliyet ve ikna konusunda vazgecilmez Nuranım,bizim her zaman halimizden anlayan Sefa,kendi halinde temiz arkadaşım Berna,mülayimligiyle ve anlık sinirleriyle Selami,sinirleri yatıştıran Yavuz,basketbolcu egosuyla Berk, saçlarını taramışsın sarı renge boyamışsınlarıyla Güneş,absürt ve komik hareketleriyle Orkun ve yandaşı uyanık Mert,entelektüelligiyle Büşra,ilişkiler konusundaki engin bilgileriyle Gizem,saflığı ve temizligiyle Gülendam ve daha sayamadığım birçok kişi.Sınıfımı hep çok sevdim her sene de devamsizligim çok az oldu,biliyordum çünkü bir daha o günler asla geri gelmeyecek.Yüzlerine bakıp keşke bu anda kalsak,keske hiç bitmese diyordum.O zamanlarda da cok sıkıntım vardı hem ailevi hem şahsi.Ama okula gitmek benim icin terapiydi yenileniyordum onları görünce.Bazen derslerde kütüphaneye gidip kitap okurdum hicbir hoca laf etmezdi ama arkadaşlarım arkamdan gelip nolduğunu sorarlardı.Uzun eşek oynarlardı derste hocalar çıldırırdı.Arka sıraya geçip yasak telefonlarla müzik dinlerdim onlarla.Yeri gelir arka sıradakiler olurduk,yeri gelir iyi hocalar girdiginde çalıskan öğrenciler olurduk.Arama yapılırdı hemen akıl yürütüp hamburger kaplarına koydururduk telefonları kimsenin ruhu duymazdı.Her teneffüs okulun kaloriferlerine yaslanıp okuldakileri izlerdik,bir gün o kaloriferin yanına grubumuzdan biri gelmese çok kızardık.Çoğu zaman geç kalırlardı sınıftakiler başkan olarak idare ederdim hep onları.Biri bir yanlış yapsa tüm sınıf üstlenirdik kimse kimseyi şikayet etmezdi.Hatta bir gün ingilizce işlemek istememiştik hiç.Düsunduk napabiliriz diye,plan yaptık hep beraber.Sınıf defterini sakladık,dışarda 3 sınıfın beden dersi vardı.Aralarina kaynadık.Hoca gelip kimseyi göremeyince dışarı çıkıp bizim Ahmet'e 11-N sınıfını gördün mü demiş.O da yok hocam bir kişi bile görmedim demiş gülmemek için kendini zor tutarak.Sonra tüm sınıf kameralardan izlenmiş ve bir o tarafa bir bu tarafa kostugumuz ortaya çıkmıştı.Yakalanmistik ve cezamiz da epey ibretlikti.Velhasil daha anlatmadığım bir sürü şey o okulda yaşadım ve hepsi birbirinden değerli anılardı.Hocaların eğitimi acısından kotu bir okuldu,birkaç hoca haric.Ama arkadaşlarım birer hazineydi.
Harika bir sınıftı,harika insanlardı.Gecmise dönüp baktığımda o kadar güzel yaşanmışki o lise gunlerim hatirladikca sürekli duygulanıyorum.Iyi ki onlar benim hayatımda olmuş diyorum.Nuran,Berna ve benim puanım bu lisenin çok üstündeydi.Sanssizlikla bu liseye gelmiştik,sayısalcı olun demislerdi hocalar bize ama biz secmedik.Iyi ki de çok iyi bir liseye gitmemişim diyorum düşününce.Bana çok şey kattı lise arkadaşlarım.Hala aklıma geldiklerinde içimden hep teşekkür ederim onlara,iyi bir insan oldukları için.Hocalara göre onlar sadece başarısızdı,uğraşilmaya değmezdi.Hocalar sadece kaç net yaptıklarına bakıyordu öğrencilerin,ama bir kalplerine baksalardı tam puan verirlerdi eminim.Ama benim icin başarıdan çok karakterleri,hayata bakışları,insanliklari ve kalpleri önemliydi.Bir gün bile bir insanı yerin dibine sokmadilar,bir gün bile saygısızlık etmediler,bir gün bile kıskanmadilar fesat düşünmediler.Ki o okulda tam tersi sınıflar daha fazlaydı, kötü insanların da olduğu bir okuldu.Şu anda çoğuyla görüşemesem de iyi ki hayatımın bir döneminde arkadaşmisiz diyorum.O dönemlerde kardeşim Musaya sınıfta yaşadıklarımı anlatırdım,çok özenirdi bayılırdı dinlemeye.Keske sizin sınıfta olsaymışım derdi zordur çünkü bu kadar güzel ve eğlenceli bir sınıfa denk gelebilmek.Velhasıl iyi ki sizi tanımışım yaramaz 12-N sınıfı.Sizi hala çok seviyorum.Ömrüm boyunca da çok seveceğim.
0 notes
Note
Nedensiz de sevilir demiş teoman
Bence nedensiz sevilmez illa ki bi sebebi vardır bildiğimiz ya da bilmediğimiz.Sevgi anlaşmak değildir de demiş Teoman ama bu da yanlış
0 notes
Text
BİLİNÇDIŞI
Cogu zaman kendimi eleştirir ve kendime karşı çok acımasız olurum.Bunu yalnız olduğum anlarda yaparım sadece ama kimse bilmez.Bence bilirlerse de zaten işin büyüsü bozulur.Insanlar kendini eleştiren insanlardan acayip hoşlanır.Siz başlayın örneğin kendinizi eleştirmeye,onlar yok canım falan der ama kafasından da doğru söylüyor işte biliyor kendini diye onaylar.Etrafimiz böyle insanlarla doludur.Ben de genel olarak kimseye söylemem asıl derdimi.Sıkıldigim şeyleri soylerim hatta onlarda sağolsunlar çözüm ararlar ama asıl derdimi soyleyemem.Bana göre bu asıl derdin sakin kafayla yalnız kafada tartılması gerekir çünkü.Eger bunu tek başınayken çözemiyorsan derinliklerine inemiyorsan da rüyalarına bak.Bir rüya günlüğü tut ve sonrasında neler olacağını bekle ve gör.O rüyalar aslında sorunun nerde olduğunu sana belli simgeler yoluyla gösterecek.Ben bunu çok önceden Freuddan öğrendim.Basta çok zor gelmişti tek tek her günü yazmak,sonra onları çözmeye çalışmak.(Ben çok rüya görürüm bi de ve hepsini de hatirlarim) Çok zor geldi başta.Ama bir polisiye sevdalısı olarak bunu yapmak sonrasında eğlenceye dönüştü.O kadar dizi izleyip,kitap okuyup derin olayların gizemini çözmeye çalışacağına kır dizini otur kendini çöz dedim.Ve başladım ilmek ilmek çözmeye.Şu anda baya yol katetmis durumdayım.
Kendinizi çözmeye calıştiginizda aslında bilincdisinizdaki her şeyi ortaya çıkarmaya başlıyorsunuz.Bu da korkular,heyecanlar,kavgalar,mutluluklar,hazlar her şey demek oluyor.Cozmeye başladıkça kendinizi birini neden sevip sevmediginizi,nelerden vazgeçmeniz gerektiğini ya da neyin peşinden gitmeniz gerektigini,asık olduğunuz insana neden aşık oldugunuzu,anne bana figürlerini,neye çok ofkelendiginizi bunun altında yatan seyin neye sebep olduğunu,bağrışlarınızı,mutluluklarınızi hepsini çözebiliyorsunuz.Cozdugunuz zaman da sonraki hareketlerinize çeki-düzen verebiliyorsunuz.Sonra bu hareketlerinizi yorumluyorsunuz ve hayatınız aslında bu şekilde bulmacaya dönüyor.Ben çok sevdiğim için böyle şeyleri belki heyecanla anlatıyorum ama başkası bu yazdıklarımı okusa -özellikle en yakın arkadaslarim- eminim ki ne diyorsun acaba ne anlatmak istiyorsun derler.Bana göre bunu anlamak da bir beceri.Sosyallesmek güzel şey derdini yanındakine anlatmak,paylaşabilmek ifade edebilmek.Ama hakikaten de derdimizi tam anlamıyla birilerine açabiliyormuyuz? Bence kimse yeteri kadar açamıyor.Acsan bile başkası senin kadar tanıyamaz,anlayamaz seni.Ilk basta sen kendini bulacaksın ki konuşabilesin,yoksa omur boyu ya başkaları ya da sen kendini arar durursun.
0 notes
Text
Mayın Tarlası
Hayatı dış gorunusten ibaret gormedim hicbir zaman göremezdim de cunku hicbir zaman kendimi güzel hissetmedim.7.siniftan itibaren yüzümdeki sivilceler artarak devam etti.Hatta o kadar arttı ki çıban seklinde yüzümü sardı.Artik yuzum gozukmuyordu sivilceden.Cok zor bir durumdu herkes ergenlik gecer diyordu ancak ben buna inanmiyordum.Sabunla yikiyordum yüzümü,Allaha dua ediyordum,denemedigim sey kalmıyordu ama yine de sivilceler geçmiyordu.Oysa ki arkadaslarim da ergenlik dönemindeydi ancak onlarin yüzü bana gore pırıl pırıldı.Ilk basta yuzumle dalga geçen -aslında duygusal istismarda bulunan-Sevim teyzeydi.Annemin arkadaşıydı yaşlı bir teyzeydi kahvaltiya gelir,kürt böregi alırdı bize.-biz baska yiyemezdik o börekten o doneme gore pahalı bir börekti- Ama ben ne o kadini severdim ne de getirdiği o kürt böreğini.Hatta o gun gelmesin diye dua ederdim.Her masaya oturup kahvalti edisimizde 'Şunun suratına bak iğrenç gorunmuyor sivilceden' 'Kızım sen ne pasaklısın hic yikamiyormusun yuzunu bu ne' 'Bok gibi suratın var azıcık temiz ol' 'Ayy her seferinde daha kotu bunun yüzü' derdi.Küçücüktüm ve yüzümün oyle olmasinı kendi suçum zannederdim.Ama hep o kadına beddua ederdim.O küçük aklımla 'Umarım benim yasadigimin aynisini yasarsin' derdim.Bazen kahvaltılara katilmazdim sırf o kadin var diye ama bu sefer de annemin lafindan kurtulamazdım.Velhasıl gerçekten şu yasimda anliyorum ki duygusal istismar işte o zaman başladı.Bana gore bu istismar türü cinsel istismardan sonra en acı işkencedir.Bu boyle devam etti iki sene kadar.Iki senede ben de bittim tabiki.Gelelim diger akran dalgasına.Herkes bana bakip mayın tarlası derdi.Yuzumle surekli alay ederlerdi.Ogretmen sivilce ve temizlik konusunu islerdi yuzune bakamazdım.Sabunla yika diyordu ogretmen ama benimki sabunla geçmiyordu.Gercekten cok kotuydu suratım.Misafirlige hic gitmek istemezdim,okul gezilerine,dışarıya oynamaya yüzumden dolayı.Sonra zar zor annemi ikna edip doktora gittik.Doktor bunun ergenlikle bir alakasinin olmadigini soyledi.Karaciger yaglanmasiymis.O yasta bende kolesterol varmıs.Yüzüme atiyormus.Sonra 8.sinifta büyümemin duracağını bilerek yani risk alarak Roaccutane kullanmaya başladım.Annem garibim her ay beni doktora götürüp getirdi cok uğraştı.6 ay sonra yüzümdeki sivilceler geçti.Ama izleri kaldı.Minik minik çukurlar yani.Lisede de bazi arkadaşlarım bu sefer bu minik cukurlar hakkinda dalga geçti.Milletin dalgası hiç bitmedi malesef.Bu sefer umursamadim daha kotusunu yasamistim çünkü.Hala bu minik cukurlarla ugrasiyorum ve yuzum konusunda hala kendime guvenim yok malesef.Kendimle barisik olamadım hala.Hala aynaya baktigimda güzel bir kız göremiyorum,makyaj yaparak çukurları kapattigimda ancak o zaman güzel goruyorum kendimi.Yanlıs bir şey evet ama terzi kendi sokugunu dikemez derler ya benimki de ayni hesap.Cok çalıştığım icin de dalga geçtiler.Hala dayım okudun da ne oldu diyor.Dogunun en kotu yerine geldin bunca yıl okudun da ne oldu diyor.Basta elimde olmayan şeylerle dalga geçen insanlar sonrasında emeğimle dalga geçiyor.Yani sirf calistigim için hala birileri bir yerlerde benim hakkımda dalga geçiyor ve eğleniyor.Anlayacaginiz hicbir zaman milletin dalga gececegi şeyler bitmiyor.Surekli kafa yorup buluyorlar bir şeyler.
Evet sunu belirtmeliyim ki ben hayatimda bir kere bile kimseyle dalga geçmedim.Kucuklugumden bu yana hep vicdanlı bir cocuk oldugum icin,herkese deger verip kirmadigim ve fedakarlık yaptigim için kendimle gurur duyuyorum.Ben bir öğretmenim ve cocuklarima hep dalga geçmenin ne kadar kotu bir sey oldugunu anlatıyorum.Insanların başarısini takdir etmenin büyük bir erdem olduğunu,bir dua almanın ne kadar guzel bir sey oldugunu hep anlatıyorum.Ben benimle dalga geçenleri hicbir zaman unutmadım.Allah da onlarin cezalarını hic geciktirmedi.Bundan mutlu da olmadim hicbir zaman cunku ben onlar gibi hicbir zaman vicdansiz olmadim.Umarim dunyada bir yerlerde alaya alinan,duygusal manada istismara ugrayan insanlar varsa eger ferahlıga erişir.
Bir çocuğun umudunu kırmak dünyayı yıkmak demektir.O yüzden bir çocuğa bir laf soylerken 40 kere düşünelim.Sen çocuğun yaninda alaya alırsan birini o cocuk ilerde tüm dünyayı alaya alır.Çocuk seni örnek alir bir ömür boyu.Eger azıcık bu dünyayı düşünüyorsan çocuklara iyi davran.Ettigin bir kelime çocuk için bir dünya,unutma🤚
1 note
·
View note
Note
Günümüz eğitimindeki eksiklikler nasıl giderilebilir ?
Bu işin başındayken her şeyi değiştireceğime dair fikirlerim vardı.Elimden gelenin fazlasını yapıp,her koşulda öğrencilerime ne katkı sağlayabilirim diye uğraşırdım.Hala Allah rızası için uğraşıyorum ama eğitimin düzeleceği için değil.Bir ülke öğretmenine ne kadar değer verirse o denli eğitim yükselir.Insallah bir gün bize değer verilir.Insanlar artık bir etkinliği bile kime yaranırım düşüncesiyle yapıyor,yaranamayinca çalışmıyor.Sonra çalışmayanın yerine çalışan da ben oluyorum.
Egitime dair fikirlerim de bitmeyecek,ben zaten çocuklarıma fikirlerim doğrultusunda kendi bildiğim eğitimi veriyorum.Oyunlar oynatıyorum,her daim kitap okutuyorum,ders çalışma grupları oluşturuyorum.Kimsenin bir dakika bile ilgilenmediği o çocuklara her daim kapım açık her fırsatta da isteyerek yanıma geliyorlar.Yani demem o ki ben çocuklara her şeyi kendileri istediği için yaptırıyorum,gözlerindeki ışığı da görebiliyorum.Bu yeterli.
0 notes
Note
Küçük Prenste favori karakteriniz ?
Bütün karakterler aslında ayrı ayrı şeyleri sembolize ediyor bu yüzden tüm karakterleri seviyorum bana çok şey öğrettikleri için.Ancak en sevdiğim karakter tilki 😊
Sonra tilkinin yanına döndü.
"Elveda," dedi.
"Elveda," dedi tilki de. "İşte sırrım, çok basit: En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez."
"Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez," diye yineledi Küçük Prens unutmamak için.
"Gülünü senin için bu kadar önemli kılan, ona harcadığın zamandır."
"İnsanlar bu hakikati unuttular," dedi tilki. "Ama sen unutmamalısın. Bir şeyi evcilleştirdin mi, sorumluluğu sana ait olur. Gülünden sorumlusun yani..."
"Ölene kadar sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden."
0 notes
Text
ADALET
Bazen olur haksızlığa ugramis hissedersin.Neden bu benim basima geldi ya da neden hak bende islemiyor diye düşünürsün kafa yorarsin.Elinde olmayan seyler yuzunden mahrum bırakılır,hatta kendi basardigin ve kendin kazandigin şeyler yuzunden ezilirsin.Hicbir emek sarf etmeyen insanlar sürekli kendini över sen onları izlersin.Belki de kendi basarinin o kadar da övülecek bir sey olmadığını dusunursun.Karsinda hayatinda bir kitap okumamis sana nutuk verir sen dinlersin.Tek bir kelime edemezsin anında susturulursun çünkü.Sürekli senin emeğin 'zaten yapmalıydı' şeklinde yerilir ama başkası sıfır emekle ''güçsüzdü o zaten yapamazdı' diye yüceltilir.Sürekli sen dişinle tırnağinla hayata tutunmaya calisirken o başkaları senin bu emeginle dalga geçer.
Bana göre bu insanlara inat devam etmeli.Kendini güçsüz ilan edip hicbir şey icin çabalamayan insan bana gore her yerde 'gücsüz' değil 'zavallı'dır.Ister buna dünya gözüyle bakın ister ahiret.Her türlü zavallıdır.Alim insan oturup bugun kendimi kimlere övsem ve hangi insanları yersem diye düşünmez.Alim insan her anını kendini geliştirmek icin harcar.Alim insan kendini gerçekleştirme yolunda ilerler.Şu bu o benim hakkimda acaba ne düşünüyor diye kafasini yormaz.Alim insanin değeri bilinmez kıymeti çok sonradan anlaşılır.Bu insan sözlerle degil yaptıklarıyla başarıyı elde eder.
Ama gelgelelim her yerde sözde özgüvenli insan huzuru parayla bulmaya çalışır.Hem de hic hak etmedigi,uzerinde emek harcamadığı paralarla.Peki huzuru bulur mu dersiniz? Dogru tahmin.Buldugunu zanneder.Çünkü Allahın adaleti gecikmez.O emek harcayan her gün dua ediyor ve dua ederken bile bir amacla hareket ediyor ve emek harcıyor.Iste huzuru hak eden bu insan olur.Diger cahil insan da elindeki paralarla övünür tek gurur duyduğu şey onlardır çünkü.Ama bilmez ki paranın vaat ettiği şey huzur değildir.Diğer kişi sırf iyi niyetiyle normal kazanc elde eder,yine zor ama huzurlu hayatına devam eder.Kimseye hava atmaz,övünmez,mütevazı yasamina devam eder.
Diğerinin hayatı para icinde güzel şartlarda geçerken bizimki normal bir hayat sürer.Çocuklarina her istedigini alamaz ama o çocuklar onu oyle bir severler ki zaten bu sevgi bile onlara yeter.Ama diğeri doymadigi icin hem çocuklarını hem de kendini uzmeye farketmeden devam eder.Sona gelirsek başarılı kardesimiz ölür ve umuyorum ki Allah onu sürekli çabaladığı,mütevazı olduğu,kibirli olmadığı ve herkesi mutlu ettigi için ödüllendirir.Ancak diğer kişiyi doyumsuz,kibirli,küstah,varyemez ve çevresindekileri mutsuz ettiği icin cezalandırır.
Kim ne derse desin ben bu hayatta her zaman mütevazı,başarılı,iyi kalpli insanların kazanacagini dusunuyorum.Kim ne derse desin bu insanlara saygim sonsuz ve hep boyle bir insan olmak icin çabalıyorum.Böyle insanlara hep haksızlık yapılıyor ve hic değeri bilinmiyor ama olsun.Ben böyle bir insan gördüğümde ona ne kadar kıymetli ve ne kadar özel oldugunu hissettiriyorum.O kadar alışkın değiller ki buna tuhaf oluyorlar inkar ediyorlar.(Kendileri bile ezilmeye o kadar alışmış ki bir zaman sonra başarılarını başarı sayamıyorlar.) Mutluluklarini yüzlerinden anlayabiliyorsunuz ve bu insanlar sizi asla unutmuyor.O kadar az ki farkedildikleri anlar.Siz farkettiğiniz anda ışıl ışıl parliyorlar.-Ben de unutmuyorum emegime deger veren birini.Hiç unutmam.-
Onemli olan bu dünyada iz bırakabilmek.Bir kişinin bile hayatina değdiyseniz o insan sizin sayenizde bir seyler yapabiliyorsa,çocuklarınız anne babanız gec de olsa değerinizi anlayabiliyorsa,eğer torununuz sizi hatırlıyorsa ilerde bir gün ve bir kişi bile siz öldükten sonra dua edebiliyorsa bence bu dünyadaki en güzel şey budur.Ve her zaman umudum oldu ki o yaratıcı kesinlikle her şeyi goruyor ve asıl hesap vakti diger tarafta.Çünkü burda bir kulun terazisi ne kadar şaşsa da onun ki hic ama hic şaşmıyor.Net.
0 notes
Text
ÖNYARGI
Benim cogu insan hakkinda en bastan önyargım olmuştur hep.Hic sevmem bu davranışımı ama cok yaparım.Dis görüntüsüyle değil ama soyledikleriyle cok yargılarım.Örnegin o kişi dalga gecen biriyse ve surekli kırıcı olmayı seviyorsa cok çabuk hüküm veririm.Arka planda bu kisi ne yasamis,ailesinden ne gormus ne acilar cekmis beni ilgilendirmez.O anda oyle bir hareket yaptıysa gozumde biter bir daha da geri gelmesi zordur.O anda onun nasıl bir insan olduğunu soylerim.Arkasindan konuşmam.Bu yuzden cogu kimse tarafindan sevilmem.Sevilmemek de acikcasi hic umrumda olmadı.Cunku gercekten beni seven dostlarım var diğerleri olmasa da olur.(Yanlis bu dusunce belki ama vaziyet bu.)
Bu önyargı ve kimseye güvenememe durumu üniversitede başladı.Ilk sene herkese karsi cok sevecen,anlayisli kendi kurallari olan kendi halinde bir insandim.Hasta oldugunda biri,sicak çorba yapan bendim.Derdi olanin yanindaydim.Sinir krizi geçirirlerdi yanlarinda ben olurdum.Nerde bir ezilen olduysa orda ben vardim.Benim cok yardıma ihtiyacım olmuyordu onlara gore,ben cok mutluydum,baska bir dünyaydım.Benim derdim olamazdı.O üniversitenin Tıptan sonra en iyi bolumunde okuyordum,zeka küpüydüm benim sıkıntım olamazdı olsaydı da kendim atlatabilirdim onlara göre.
İsterdim ama beni görsünler.Göremeseler bile sırf yanlarında oldum diye benim yaptigimin aynısı yapabilsinler.Hic degilse bir kere dahi olsa insan karsilik bekliyor.Ama yangin merdiveninde tek basima ağlardım kimsenin ruhu duymazdı karnım ağrır ağrıdan duramazdim sicak su torbami kendim hazırlardım.Acikirdim ac yatardim ama yine de kimseden bir şey istemeyemezdim.Ama onlarin yardım edilmeye ihtiyacı varmış oyle soylerlerdi bana tek bir şey yapmadiklari halde.Ben boyle devam ettim iki yıl.Tam iki yıl.Sonra bir gun cok fena hasta oldum.Baktim ki o insanlar kıllarını kıpırdatmadı.Hatta o halimde bile benden yardim bekliyorlardı.
Ben surekli kyk kredimle azıklık bir seyler alirdim odama.Kektir çikolatadır ıvır zıvır şeyler.Alinca da en yakin arkadaşlarımı düşünüp iki uc tane alirdım paylaşırdım hep.Kendime ne alsam onlara da alirdim.Sonra bakardim benim param bitmis arkadaşlarımın parasinin daha yarısi bitmemiş.Yine devam etti boyle.Bir yıl aptal gibi doyurdum herkesi.Sonra bir gün anladim ki ben enayilik yapıyorum.Ben yaptikca da insanlar salak yerine koyuyor.Baktım dank etti ben hak etmeyen insanlara hak etmedigi degeri veriyorum.Bıraktım sonra.Sonra arkadaşlarım gelip bana dediler ki yüzsüz yüzsüz"Sen eskisi gibi degilsin,cok cimri oldun artık eskisi gibi 'doyurmuyorsun' bizi".Ben de "Bir gün de bir zahmet siz alın da bir şey gorebileyim yıllar sonra,yeter be"dedim.O gun cok rahatladim.Baktim ki insanlar beni islerine geldiği gibi kullanıyorlar.Cok sonra anladım ama anladım.Gec olsa da anlayabildigime şükrediyorum.
Hayır demek,ne hissettiğini o anda karşıdakine söylemek çok hafifletiyor.Boyle yaptığınız için ezilmiyorsunuz ve aksine insanlar size daha cok saygi duyuyor.Sevilme konusunda cok sevildigimi soyleyemem.Ama o sevildigim zamanlar da zaten kendimi çok daha kotu hissediyordum.Artik yalan söylemiyorum insanlara kendi kararlarımi paylaşıyorum.Bir insanin bencilliğini ve kibirliligini hissettigimde kosarak uzaklasiyorum ve ona da bunu hareketlerimle net ifade ediyorum.Harika bir duygu.Böyle böyle insan anlıyor zamanla hayatı.Gerek yanlış gerek doğru yorumluyor kendine göre.Ama bana gore en onemlisi gercekten size değer verenin kiymetini bilmek ve bir teşekkürü eksik etmemek.Mütevazı olmak ve büyük küçük herkese saygi gosterebilmek.Bir şeyleri iki yuzlu olup birinin arkasindan konuşmak yerine yuzune soyleyebilmek.Böyle böyle iyi bir insan olabiliriz çünkü.Böyle böyle nereden gelip nereye gideceğimizi bilebiliriz.Dünyada ebedi olarak kalmayacagiz çünkü nasıl hatırlanırsak oyle devam edecek bu döngü.
0 notes
Note
Geçmişe dönüp tekrar yaşayabileceğiniz bir anı seçseniz bu hangisi olurdu ?
11.sınıfa ve üniversite ilk yıllarıma tekrar geri dönmek isterdim.
0 notes
Text
Yaşadığı müddetçe elimden ne geliyorsa annemin istediği şeyleri yapmaya çalışırım.Bir gün ölüm var çünkü.Hicbirimiz ebediyen bu dünyada kalmayacağız.Senin yerine ben öleyim ya da hadi beraber ölelim diyemeyeceğiz.Keşke diyebilsek ama diyemeyiz.
Çok annesine bağlı bir insanım ben.Annem yanlış yapsa bile bir şeyleri,benim icin doğrudur.Annem beni kötü görse kötüyümdür,iyi görse kendimi iyi görürüm.Annem bir şeyi begense onu beğenirim,neye sinirlense ona sinirlenirim.Aslında ben de tıpatıp annem gibiyim.Çoğu zaman farkederdim annem bana çok kızardı,daha doğrusu soylenirdi.Ama en çok benimle gurur duyardı.Aslında kendine sinirlenir,kendine kızar ama içten içe kendisiyle gurur duyardı.Bunu farketmem yıllarımı aldı tabi.Ama bu dünyaya yine gelsem yine annemin kızı olmak isterim./Iyi ki varsın canım annem.Iyi ki benim annemsin.Sen olmasan gercekten benden bir bok olmazdı.Senin emeğin,senin gücün,senin azmin,senin sözlerin,senin bakışın,senin dağ gibi arkamda duruşun benim bu güne gelmemi sağladı.Iyi ki benim annemsin canımıniçi./
Aslında bu da bir döngüdür belki.Ben bu hayatta en çok annemle gurur duyarım.En çok anneme sinirlenir,en çok ona kızar ama en çok da onunla mutlu olurum.Belki benim de ilerde bana benzeyen bir kızım olursa en çok ona söylenir,en çok ona kızar ama yine en çok onu severim.Kim bilir?
0 notes
Note
En son hangi şarkıyı YouTube'dan dinlediniz ?
https://youtu.be/SOkU3NyqJW0
youtube
0 notes
Text
Insanın mutlu olabilmesi cok güzel şey.Ama ben böyle anlarda hep derim ki cok mutlu olursam eğer arkasindan hemen ağlayacağım demektir.Bilmiyorum cok mutlu olmayi belki de kendime yakıştıramıyorumdur.Insanlar icin kucuk belki de hic mutlu olunmayacak seyler benim icin çok degerlidir.Ben lisedeyken de okula hep devam ederdim devamsızlık hakkim olmasina rağmen.Hep derdim bir daha bu arkadaslarimi göremeyeceğim.Ben bir daha bu anları asla yaşayamayacağım.O zaman elimden tek gelen şey onları daha cok yaşamak.Bu yuzden lisede devamsizligim 4 ya da 5 gündür.Çunku o arkadaslarim bir daha geri gelmedi.Geri gelseler de o halleri bir daha asla geri gelmedi.Gelemez de.
Şu an evimdeyim.Hiç olmadığım kadar mutluyum.Belki corona virüsü herkesi cok yıprattı evde mahsur kalmalarindan dolayı.Ama benim ailemle bağlarım daha da gelişti.Babam önceki gibi para hesabı yapmıyor,annemle iyi anlaşıyorlar bağırmıyorlar birbirlerine,eskisi gibi kavga etmiyorlar.Kardeslerim işe gitmiyor,hep beraber vakit geçiriyoruz.Beraber dizi izliyoruz aynı salonda,beraber birbirimizin hareketlerine gülüyoruz.Birbirimizi kabul ediyoruz.Saygı duyuyoruz.Bilmiyorum çok mutluyum,insallah böyle de devam eder.Insanin hayatinda en cok deger verdiği şeydir cunku aile.Ben her seyden cok annemi severim.Sonra babamı.Kardeslerim olmadan dünya anlamsız gelir bana. Ben bazen cok kızsam da aileme yine en cok onları severim.Her şeyden çok severim.
0 notes