eskizamanmektubu

[eskizamanmektubu]

[eskizamanmektubu]

dudakların öyle güzel kıpırdarken seni dinleyemem.

[eskizamanmektubu]

Ne kadar üzüldüm diye düşünürken ne kadar üzdüğünü farketmek.

[eskizamanmektubu]

[eskizamanmektubu]

[eskizamanmektubu]

[eskizamanmektubu]

[eskizamanmektubu]

Sordum yellow çiçeğe mother father var mıdır? Yellow çiçek dedi ki mother fucker yeaah bitch

[eskizamanmektubu]

[eskizamanmektubu]

Kendime sarılarak uyusamda ruhumun senin yanına kıvrıldığını biliyorum.

[eskizamanmektubu]

senin kusur diye üzüldüğün zaaflarından öpmeli

[eskizamanmektubu]

O ev başına yıkılmış enkazında ölümü bekliyorsun ama hatırladığın tek şey evin manzarası.

[eskizamanmektubu]

Nasıl olacak bilmiyorum ama böyle olmamalıydı.

[eskizamanmektubu]

[eskizamanmektubu]

Güzel tesadüf:’)

[eskizamanmektubu]

“Canımı senden çok kimse sıkamaz, yüzümü kimse senin kadar güldüremez.”

[eskizamanmektubu]