Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Barselona’da Ücretsiz Yapılabilecek En İyi Şeyler
Barselona’da Ücretsiz Yapılabilecek En İyi Şeyler
Kaç gün kalacağınızı yada Barselona’da haftasonu ne yapacağınızı düşünmeden, şehrin sunduğu her şeyi keşfetmek pahalı olmak zorunda değil. Bu ücretsiz etkinlikler ile, çok para harcamadan bir sürü yapacak şey bulabilirsiniz. İşte Barselona’da ücretsiz yapılabilecek en iyi şeyler.
Barselona’nın Çatılarına Çıkın
Barselona’nın dağlık arazisi, şehrin manzarasının seyredilebileceği bir çok nokta sağlıyor, ki bunların keyfini çıkarmak tamamen ücretsiz.
Del Carmel Depoları, İspanyol iç savaşında kullanılan eski depolar, Barselona’nın Gracia/Eixample bölgelerinin merkezi ile dış Carmel mahallesi arasındaki tepenin üzerinde bulunuyorlar. Güell Parkı gibi yerlerden çok daha az kalabalık olan depolar, Alfons X metro istasyonundan yürüyerek ulaşılabiliyor, ama dik bir tırmanış sizi bekliyor. Eğer önceden toplu taşıma bileti almışsanız, V17 numaralı otobüsle de buraya ulaşabilirsiniz.
Eğer göz alıcı Gaudi mimarisi görmek isterseniz Güell Parkı da iyi bir seçenek. Önerimiz: Güell Parkının ücretli bölümüne eğer yaz akşamları 6-8 arası gelirseniz ücretsiz olarak giriş yapabilirsiniz.
Eğer şehir merkezinde takılmak istiyorsanız, Plaça Catalunyadaki El Corte Ingles alışveriş merkezine gidebilirsiniz, buradaki kafeden şehrin yukardan manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Şehrin Festivallerinde Eğlenin
Barselonada fiesta yapmadan bir hafta çok zor geçiyor. Katalanlar kendilerine has festival gelenekleri ile ünlüler, bunlardan bazıları insan kulesi yapma ve correfoc ateş partisi. Katalanlar kesinlikle nasıl eğlenmek gerektiğini iyi biliyorlar.
Barselona’nın görülmesi gereken festivali ücretsiz ve şehre etkileyici bir bakış açısı sunuyor. Her sene düzenlenen festivallerin başlıcaları Ocak ayında 3 Kral Günü, Ağustosta Gracia Festivali ve Eylülde senenin en büyük festivali olan La Merce. 6 gün süren La Merce festivalinde, Barselonalı insanlar yaza konserler, havai fişekler, törenler ve daha bir sürü şey ile veda ediyorlar. Hepsinin en iyi özelliği ise, ücretsiz olmaları.
4.5 Kilometrelik Altın Kum Sahili Keşfedin
Belki de en kesin seçeneklerden birisi, bir sürü ücretsiz aktivitenin bulunduğu, Barselona’nın 4.5 kilometrelik sahillerine gitmek.
İspanyol güneşinde güneşelenmek yada yerlilerle plaj voleybolu oynamak, sahilde asla yapacak bir şey sıkıntısı çekmeyeceksiniz. Yanınızda piknik yapacak eşya ve yiyecek getirerek, dışarda yemek yemekten de tasarruf edebilirsiniz.
Montjuic’in Büyülü Çeşmesinde Şarkı Söyleyin
Bu renkli su çeşmesi, Nisan-Ekim ayları arasındaki sıcak günlerde akşam 9-11.30 arası Perşembeden Pazar gününe kadar müzik ve ışık şovları sunuyor.
Hem gözlere hemde kulaklara verilen bu ziyafet, göz alıcı renk,ışık,su şovları ve özenle seçilmiş şarkılar ile ailenizle birlikte dışarı çıkmak için çok iyi bir fikir.
Las Ramblas ve Eski Şehri Keşfedin
Belkide dünyanın en ünlü sokaklarından birisi olan Las Ramblas, Barselonaya gelmişseniz kesinlikle görmeniz gereken yerlerden. Sonuçta kim ünlü Las Ramblas’ın koşuşturmacasını yaşadığını söylemek istemezki?
Sokağın her iki tarafında da bulunan, eski bir nehir yatağına kurulmuş olan Barselona’nın Eski Şehrinde bir sürü Roma dönemine ve Ortaçağa ait bina bulabilirsiniz. Bu sokaklarda rastgele dolaşarak karşılaşabilecekleriniz karşısında çok şaşıracaksınız.
Müzeler Pazarları Ücretsiz
Barselona’nın en iyi turist yerlerini gezmek pahalı olmak zorunda değil. Şehirdeki en iyi müzelere giriş, Pazar günleri 15:00 ve 20.00 arasında ücretsiz, bu müzelere MUHBA Tarih Müzesi, dünyaca ünlü Picasso Müzesi ve Plaça Glories’de bulunan DHUB Tasarım Merkezi de dahil.
Eğer ayın ilk Pazar günü Barselona’da olacak kadar şanslıysanız, Gaudi’nin Palau Güell’i ve modern bir başyapıt olan Sant Pau Recinte Modernista gibi en iyi turist yerlerinden çoğuna ücretsiz giriş yapabilirsiniz.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Galler Gezi Rehberi
Galler Gezi Rehberi
Galler’in etkinlikler, tarih, demiryolları ve plajları ile ziyaretçilerine sunacağı çok şey var. Her köşesinde keşfedilecek ilginç bir şey var, özellikle kırsal alanın başka güzelliği var.
İşte kaçırmamanız gereken, ülkenin en güzel taraflarını içeren listemiz, Galler Gezi Rehberi.
Şelaleler
Galleri süsleyen şelalerde büyülü bir şey var, şelaleler yazları serin ve kışları bir heykel gibi görünüyorlar.
Swallow Şelaleleri, Snowdonia‘nın kalbinde yer alıyor ve bölgedeki en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Burada park edebilir ve izleme, güvenlik platformlarına gidebilirsiniz. Eğer 6 kilometrelik orman yürüyüşünden daha fazlasını yapmak istiyorsanız, Llugwy Vadisinin manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Snowdonia Ulusal Parkı
Snowdonia Ulusal Parkı, Birleşik Krallık’ın en muhteşem yerlerinden birisi. Tepeleri, kayalıkları ve güçlü nehirleri ile gerçekten nefes kesici bir manzaraya sahip.
Eğer sadece köpeğiniz ile seyahat ediyorsanız, bu onları yanınıza almak için özellikle iyi bir yerdir; Konaklama seçenekleri hakkında endişelenmeyin, Galler‘de bu parka çok yakın bir sürü köpek dostu tatil evleri bulunuyor.
Dağa tırmanmaya (ya da trene binmeye) çalışmanın yanı sıra, adrenalin dozunu arayan herkes için bazı büyük aktiviteler var. Bisiklete binmek, dağ bisikleti, su sporları, balık tutma, zip wiring ve kaya inişi gibi aktivitelerden herhangi birisini seçebilirsiniz.
Kaleden Kıyıya
Galler kıyısı en az dağları kadar güzel. Kayalıklı kıyı şeridi, dik yamaçları ve deniz kenarındaki köyleri ile keşfedilmeyi bekliyor. Eğer tarih ilginizi çekiyorsa, Galler’in 400’den fazla kalesi bulunuyor.
Şehirler ve Sporlar
Eğer ziyaret ettikten sonra biraz daha fazla kalmak isterseniz, Gallerde keşfedecek bir sürü şehir bulunuyor. Cardiff hem gece hayatı hemde alışveriş imkanları ile ünlü. Aynı zamanda eğer rugby sporunun bir maçını izlemek veya denemek isterseniz, Gallilerin çok sevdiği bu oyun ve atmosferi ağzınızı açık bırakacak.
Yerel Üretimler ve Lezzetli Yiyecekler
Bazı yerel ürünler ve lezzetleri denemeden Galler‘den ayrılmamalısınız! Galler, arazinin dışında yaşamakla ünlüdür, yüksek kaliteli ürünleri, yerel malzemelerle üretilmiştir.
Gal Tavşanı, peynir severler için harika bir yemektir. Esasen sadece kızarmış ekmek peyniri, ancak zengin gal peynirini doğru elma şarabı, bira, hardal ve acı biber gibi baharatlarla tatlandırdığınızda, bu basit malzemeler aniden sizi etkileyecek bir yemeğe dönüşür.
Lobscouse başlangıçta madenciler için sert gün çalışmalarından döndüklerinde ödül olarak yapılırmış, geleneksel olarak et olarak kuzu kullanılarak havuç, patates ve et içeren doyurucu bir yahni.
Gal Keki, bir kurabiye ya da belki bir pankek gibi tatlı bir kek, Gal keki beklenmedik bir bağımlılık yapabilecek lezzetli bir şey. Kurabiye ya da şekerli kurabiyeleri tatmak isterseniz, doku olarak benzeyen Gal kekini denemelisiniz ve dışarıdaki şeker kaplaması parmaklarınızı yemenize sebep olabilir, ancak mideniz bayram edecek.
Bara Brith, meyveli ekmekli bir ekmek. Bir fincan çay ile mükemmel bir şekilde gider, çünkü bir gece boyunca çayda bekletilir. Geleneksel olarak St. David günü ya da Noel’de yenir, ekmek tereyağı, reçel yada marmelat ile yenebilir. Ne yaparsanız yapın bir zincir bir mağazadan satın almayın, herhangi bir yerel mağazadan taze bir parça deneyin.
Eğer fırsatınız olursa Galler’e kesinlikle uğramalısınız. Eğlence, yemek ve tarih dolu Galler, mükemmel bir tatil yeri.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Wight Adası
Wight Adası
İngiltere’nin güney kıyısında bulunan Wight Adası, İngiliz Kanalının içerisindeki bir pırıltı adeta. El değmemiş doğal güzelliği ile ünlü bu ada, Londradan feribot ile 2 saatten az bir yolculukla ulaşılabiliyor. Burası Victorian döneminden beri popüler bir tatil yeri.
Ilık iklimi, çeşitli dış mekan etkinlikleri ve 90 kilometrelik kıyı şeridi ile, Wight Adasında doğal ve vahşi yaşamı sevenleri cennet gibi bir tatil bekliyor.
İşte Wight Adasında yapılacak en iyi şeyler.
Shanklin Chine Tarihi Geçiti
Doğa ana tarafından binlerce yılda oyulan etkileyici ağaç sıralı geçit Shankline Chine, Shanklin Eski Köyünden kumlu sahillere ve aşağıdaki kordona kadar uzanıyor.
Doğal güzelliğin büyülü bir dünyası ve nadir bitkilerin, vahşi yaşamın ve şelalelerin bolca bulunduğu bir cennet. Sadece İngilterede değil, Wight Adasında bile böyle sakinleştirici ve manzaralı başka bir yer yok.
Burası Wight Adasının en eski turistik yerlerinden, ilk kez 1817 yılında açılmış.
Yürüyüş Yapın
Adanın yarısından fazla Doğal Güzelliği Koruma Alanı ve 800 kilometrelik yürüyüş yollarında yürümek, Wight adasında ki güzelliklerin keyfini çıkarmak için yapılacak en iyi şey.
Tatil yerleri uzmanı Blue Chip Holidays, Tennyson Yolunu öneriyor iyi bir yürüyüş için. Bu 20 kilometrelik yol Carisbrooke Kalesinden Needles’a kadar uzanıyor ve yol boyunca Wight Adasının nesiler boyunca kartpostalları süslemiş manzaralarının yanından geçiyorsunuz.
Arasından seçebileceğiniz 300 tane yürüyüş planı bulunuyor ve Mayıs ayında ada Birleşik Krallığın her sene düzenlenen en büyük yürüyüş festivaline ev sahipliği yapıyor. Festival boyunca yapılan konulu yürüyüşler arasında hayalet yürüyüşü, yemek yürüyüşü, bahçe yürüyüşü ve hatta hızlı randevu yürüyüşü bile bulunuyor.
Wight Adasında Macera Etkinlikleri
Ada boyunca bulunan aktivite alanları ile, Wight Adası Macera Etkinlikleri dış mekanda eğlenmeyi sevenler için mükemmel bir seçenek. Hem de Wight Adasında bulunan en büyük macera şirketiler.
İster sörf tahtası, su bisikleti, kano ile açık denize çıkmak isteyin yada tırmanma yada dağ yürüyüşü gibi aktiviteler yapmak isteyin, Wight Adası Macera Etkinlikleri sizlere hepsini sunuyor.
En popüler aktivitelerinden birisi olan Coasteering – deniz seviyesinde ters dönme, kaya tırmanışı, uçurumdan atlama ve deniz mağaralarına yüzmenin keyfini yaşayacağınız eşsiz bir macera sporudur. Bu aktivite vahşi ve güzel Isle of Wight kıyı şeridini keşfetmek için harika bir yol.
Amazon World Hayvanat Bahçesi
Amazon Dünya Hayvanat Bahçesi, egzotik ve ilginç bir dizi kuş, timsah ve penguen içeren orman yağmur ormanlarını ziyaretçilerin deneyimlemesini sağlayan egzotik bir hayvanat bahçesi.
Deneyimli tur rehberleri, hayvanat bahçesi boyunca size rehberlik edecek, ziyaretçilere hayvanları ve doğa habitatlarını gelecek için güvende tutmak ve koruma çabaları hakkında bilgi verecek.
Wight Adası Hayvanat Bahçesi ve Kaplan Koruma Alanı
Burası Sandown Koyu’nun kumlu plajlarına bakan, bu adanın kendine özgü hayvanat bahçesi. Buradaki ekip, ilham verici ve eşsiz bir vahşi yaşam deneyimi sunmaktan gurur duyuyor ve eğitim, koruma ve insan bakımındaki hayvanların iyiliğini artırmaya odaklanıyor.
Hayvanat bahçesi, kurtarılmış büyük kedilere yaşam boyu ev sağlamanın yanı sıra diğer hayvan sakinleri için sevgi dolu bir ev sağlamaya çalışıyor. Aslanlar ve kaplanlardan maymunlara ve lemurlara kadar bir dizi hayvanın evi burası. Beyaz kaplan Zena bile tek başına burayı ziyaret etmek için yeterli bir sebep.
Büyük kedi besleme sunumları da dahil olmak üzere Hayvanat Bahçesi Turları her gün düzenleniyor, küçük çocuklar ise küçük hayvan taşıma seansları sırasında yeni arkadaşlar edinmeyi sevecektir.
0 notes
Text
İbiza’da Yapılacak En İyi Şeyler
İbiza’da Yapılacak En İyi Şeyler
Akdeniz iklimi, güneşli sahiller ve dünyanın en iyi gece kulüplerine ev sahipliği yapan İbiza, Balearik adalarının parti adası olarak biliniyor.
Her sene 7 milyon turist tarafından akına uğrayan adada, zaten çoğu ziyaretçinin yapmak istediği şey sabaha kadar partilemek.
İbiza’da akşamdan kalma güne başlamayanlar için yapcaak bir sürü efsane etkinlik var. Etkileyici doğadan, zengin kültürel mirasa, eğer bu adayı gerçekten keşfetmek istiyorsanız İbiza’nın çok huzurlu bir tarafıda var. Burada sessiz kiliseler ve el değmemiş kuzey kıyısı mağaraları bulunuyor.
İşte sizler için seçtiğimiz İbiza’da yapılacak en iyi şeyler listemiz.
Ünlüleri Yakalayın
David Guetta, Sven Vath, Armin van Buuren gibi dünyanın en ünlü dj’leri, yazları adaya geliyor ve burayı eğlencenin merkezi haline getiriyorlar. Böyle bir ortamda ünlülerle karşılaşmak da çok zor değil.
Grup gezilerinde büyük ihtimalle ünlülere raslamazsınız, çünkü genelde İbiza’ya gelen zenginler yat ile gelerek, zamanlarını gemilerinde geçiriyorlar. Ama geceleri adanın her yerinde bulunan 5 yıldızlı otellerden birinde, bir ünlü ile karşılaşma şansınız yüksek.
Haziranda kuzey sahilinde bulunan 5 yıldızlı Hacienda Na Xamena Otelde Cristiano Ronaldo kalıyordu. Kate Moss ise İbiza Rock Otel’de görüldü. İdris Elba’nın, Naomi Campbell’in ve Jaime Winstone’un favori oteli ise Pikes Otel.
Ayrıca adanın göz alıcı restoranlarında da ünlüleri görebilirsiniz. Gece eğlenmek isteyen ünlüler genelde geceye Lio Restoranda akşam yemeği yiyerek başlıyorlar. Michael Jordan, Eva Longoria ve Gerald Butler gibi isimler burada görülen isimler.
Lüks Bir Otelde Para Saçın
İbiza Akdenizin en tarz otellerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor, eğer lüks bir otelde para harcayacağınız bir zaman varsa, İbiza bunun tam yeri.
İbiza’daki lüks oteller genelde özel havuzlara ve efsane dekorlu odalara sahipler. Lüks spa salonları, inanılmaz gün batımı gibi özelliklere sahip oteller, Akdeniz yaşam tarzını hem iç hem de dış mekanlarda gözler önüne seriyor.
İbiza town, Salinas, Santa Eularia des Riu gibi yerlerde de lüks oteller bulabilirsiniz ve hepsi sahilde değil ise de, sahile yürüme mesafesinde.
Sahilde Zaman Geçirin
İbiza partileri ile ünlü ama, aynı zamanda bir sürü inanılmaz güzellikte sahile de sahip. İbiza’da toplam 15 tane Mavi Bayraklı Sahil bulunuyor. Bu demek oluyor ki sahiller çevre dostu, güvenli, iyi su kalitesine sahip ve yüksek standartlara sahipler. İnanılmaz turkuaz bir denize ve o kadar beyaz bir kuma sahipler ki, şeker sanabilirsiniz.
Şnorkelinizi ve maskenizi getirmeyi unutmayın yada daha fazla macera arıyorsanız, Avrupa’nın dalış için en iyi gemi batıklarından birisi olan Don Pedro Gemisine dalabilirsiniz. Eğer ıssız mağaralar ve turistlerden uzak sahiller arıyorsanız, araba yada scooter kiralamalısınız. Çünkü toplu taşıma her yere gitmiyor.
Dalt Villa
UNESCO Dünya Mirası listesinde olan Dalt Villa, İbiza’nın en yüksek ve en eski bölgesi. 16. yüzyılda savunma kalesi olarak inşa edilmiş ve duvarları eski şehrin çevre uzunluğunu gösteriyor.
Berber korsanları ve Fransız yada Türkler gibi egemen devletlerin işgaline karşı koymak için inşa edilen Dalt Villa’nın duvarlarını inşa etmek 40 yıl sürmüş. Dar kireç taşlı sokaklar iyi korunmuş ve kalenin en üstünde büyüleyici bir manzara sizi bekliyor.
Duvarlar yedigen şeklinde çevrelenmiş ve her bir köşede savunma burçları bulunuyor. Kalenin içinde küçük bir tur atarak, köşelerde bulunan burçları gezmelisiniz.
İbiza Katedrali
Santa Maria la Mayor anısına inşa edilen İbiza Katedrali, eski şehrin en tepesinde bulunuyor ve tarih seven yada manzara görmek isteyenler için ideal bir yer.
1235 yılında Guillem de Montgri komutasındaki Katalonya orduları eğer İbiza’yı işgal etmeyi başarırlarsa bir kilise inşa edilmesi sözü vermişler. 14. yüzyılda Gotik mimarisi özelliklerine sahip bir katedral inşa edilmiş ancak günümüzde daha çok Barok özelliklerine sahip çünkü 18. yüzyılda restorasyon çalışması yapılmış.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Palma de Mayorka’da Yapılacak En İyi Şeyler
Palma de Mayorka’da Yapılacak En İyi Şeyler
Palma, Akdeniz’in batısındaki İspanya sahilinde yer alan güzel bir tatil şehri ve İspanyol adası Mayorka‘nın başkenti.
Bu güzel sahil kenti, içerisinde biraz da tarih bulunan rahatlatıcı bir plaj tatili isteyen turistler arasında popüler olan bir yer.
Geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanan Palma, zengin bir Gotik tarihine sahip ve şehirdeki birçok bina orijinal barok etkisini korumakta. Bal rengi taş ve ortaçağ sokakları, bir plaj kenti için inanılmaz derecede eşsiz bir görünüm sağlıyor.
Tarihi bir kasaba olmasına rağmen, Palma modern bir ruha sahip, modern kültür, eğlence ve gastromiye ev sahipliği yapıyor.
Mayorka‘da yapabileceğiniz pek çok şey var, ancak bir plaj severseniz veya tarih meraklısıysanız, Palma‘da zaman geçirmek isteyeceksiniz.
Arap Hamamlarını Ziyaret Edin
Katedralden çıkıp ortaçağ mahallesinin labirent gibi sokaklarında ilerlerken, Mağribilerin bölgeye hakim olduğu döneme kadar uzanan eski bir hamam evine rastlayabilirsiniz.
10.yüzyılda Palma, Medina Mayuraq olarak bilinen bir Arap şehriydi. Kral James’in Mağribileri 12. yüzyılda işgal ederken verdiği büyük hasara rağmen, hala bu adada geçmişin saklı parçalarını bulmak mümkün.
Arap şehri Medine’nin hamamları dışında ayakta kalmayı başarmış olan hamamlar, 20. yüzyılda tekrar keşfedildi. Bu Arap hamamları geçmiş dönemlerin kalıntılarından (Müslüman, Bizans ve Roma başkentleri) kurtarılmış malzemelerle, mimari tarzlar karıştırılarak inşa edilmiş.
Tarihin bu güzel parçasının keyfini, Mayorka’ya giderken çok uygun fiyata çıkarabilirsiniz.
Gotik Katedrali Ziyaret Edin
La Seu Katedrali sadece mimarisi için bile ziyaret edilebilecek ilginç bir yer.
Bal rengi kireçtaşlı bu göz alıcı bina bina, denizin ortasından çıkmış gibi duruyor. La Seu Katedrali, Mayorka’ya deniz yoluyla gelen Hristiyan işgalcilerin 800 yıllık bir sembolü. İnşası tam 600 yıl süren bu mimarinin ilginizi çekmemesi imkansız.
Katedral, Gaudi’nin imzasını taşıyan iç mekan mimarisi ile, katedralin ilgi odağı olan boyalı cam pencereleri gibi farklı tarzları bir araya getiriyor.
Katedrali ziyaret etmek istiyorsanız, yaklaşık 4 Euro gibi cüzi bir miktar ödeyerek ziyaret edebilirsiniz. Bu güzel yapının içerisinde gezmek için kesinlikle verilebilecek bir miktar, özellikle mimari ilginizi çekiyorsa.
Sahilin Tadını Çıkarın
Sahile uğramadan Mayorka’yı gezmeyi bitirmiş sayılamazsınız. Pazar günü Palmada olacaksanız, sahile gitmek için çok iyi bir zaman olabilir bu, çünkü pazarları diğer turist alanları kapalı oluyor.
Mayorka��da mas mavi sulara ve ince kumlu plaj manzarasına sahip bir çok aile oteli bulunuyor, bu yüzden deniz ulaşmak için uzun süre seyahat etmeyi dert etmenize gerek yok.
Sabah uyanın, şortunuzu giyin ve kolayca sahile inerek, neden insanların aile tatilleri için Mayorkaya akın ettiğini görün.
Casal Solleric’i Ziyaret Edin
Eğer bir sanat severseniz, Barok döneminden kalma eski bir saray olan ve şu anda bir sanat müzesine dönüştürülmüş olan Casal Solleric’i kaçırmak istemezsiniz.
Frida Kahlo, Perez-Villalta ve Plessi gibi en iyi modern sanatçılardan bazılarını, mermer sütunlu, asma katlı, süslü demir merdivenli bu güzel tarihi binanın içerisinde bulabilirsiniz.
Bu güzel müzeye girişler ücretsiz, ki bu da Mayorkadayken yapacaklarınız listesinin başına, burayı ziyaret etmeyi koyuyor.
Eski Şehri Ziyaret Edin
Eğer kendinizi Mayorka’nın kültürüne kaptırmak istiyorsanız, arnavut kaldırımlı sokakların, eski kemerli yolların ve güzel meydanların bulunduğu Eski Şehrin sokaklarında bir gezinin.
Bir kaç tane ortaçağdan kalma kiliseye bile rastlayabilirsiniz, ki bunlar geçmişte burasının ne kadar güzel ve zengin olduğunu gözler önüne seriyor. Her bir mahalledeki Aristokrat evlerinin önünden geçerken, antik kapı girişlerindeki küçük detayları fark etmeye çalışın, gerçekten çok güzeller.
Eski Şehir’de bir sürü hediyelik eşya bulabilirsiniz, mesela geleneksel Mayorka sepetleri, herhangi bir fırında bulabileceğiniz buranın ünlü Ensaimadası yada dünyaya ihracatını yaptıkları el yapımı Mayorka incileri.
Alışveriş yapmayı bitirdiğinizde, İspanyolların tapas geleneğinin keyfini çıkarmak için burada bulunan birçok restorandan birine uğrayabilirsiniz.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
İskoçya Gezi Rehberi
İskoçya Gezi Rehberi
İskoçya, dünyadaki ender ülkelerden biri olup, aylarca seyahat edebileceğiniz çok çeşitli manzaralar ve aylarca gezseniz de her şeyini göremeyeceğiniz bir ülke.
Kuzeydeki yaylalardan, inişli çıkışlı tepelere, engebeli kıyılara ve göz kamaştırıcı localardan, İngiltere’nin ortaçağ kalelerine ve malikanelere ev sahipliği yapan İskoçya‘nın dünyanın en güzel ve tarihsel olarak büyüleyici ülkelerinden biri olduğu kesin.
İskoçya hakkında farklı bir ortaçağ büyüsü var, burada her yaştan ve türden gezginin ilgisini çekebilecek, ister lüks bir deneyim arayanlar olsun yada sırt çantası gezginleri olsun, her bütçeye uygun etkinlikler var.
İskoçya’ya standart tren ve uçak seferleri bulunuyor, bu yüzden ulaşım ve seyahat planlama oldukça kolay.
Eğer seyahatinizi tren ile yapmayı düşünüyorsanız TransPennine Express’i öneriyoruz, bu şirket diğerleri gibi tren biletini rezervasyon için ücret almıyor.
Kuzey İskoçya
İskoçya‘nın en muhteşem manzarası için yaz aylarında Ben Nevis’e gitmelisiniz. Tırmanış Ben Macdui gibi etkileyici bir şekilde, Cairngorm Ulusal Park’ında kolayca yapılabilir.
Bu bölge Kuzey İskoçya’nın merkezinde yer alır ve eğer Kuzey İskoçya’yı ziyaret etmediyseniz, İskoçya’yı ziyaret etmiş sayılmazsınız.
İskoçya‘nın fotoğraflarının çoğu bu bölgeden geliyor – klanlar, tartan kilimler, viski, gaydalar ve tüm alan, yürüyüşçüler, dağ bisikletçileri ve denizciler için “macera oyun alanı” olarak tanımlanıyor, ancak romantik ve güzel manzara belki daha az enerjik olanları da cezbetmek için yeterli!
İskoçya’nın Ziyaret Edilmesi Gereken Gölleri
Yüzlerce İskoç gölü olmasına rağmen, içlerinden en ünlüsü ve en çok ziyaret edileni Ness Gölü. Buraya İngiltere’nin kuzeyine doğru giderseniz direkt olarak ulaşabilirsiniz.
Loch Ness Canavarının doğduğu yer olan göle gelen misafirler, dünyanın tarif edilmesi en zor canlısı olan “Nessie”’nin ünlü heykelinin fotoğrafını çekebilirler.
Morar Gölü ve Assynt Gölü de Ness Gölü kadar etkileyici göller, ama turist kalabalığından kaçınmanız gerekiyor güzelliklerinin keyfini rahatça çıkarabilmek için. Birleşik Krallığının en yüksek zirvesi olan Ben Nevis zirvesinden bütün gölleri görebilirsiniz.
Gözlerden Uzak Yerler
Gözlerden uzak bir yerlere mi gitmek istiyorsunuz? Direk göllere gitmek yerine, Spey Vadisindeki manzaralı Viski Yolunu tercih edebilirsiniz.
Yol boyunca manzara gerçekten çok güzel ve bu yoldaki tarihleri 19.yüzyıla kadar uzanan viski imalathaneleri (Chivas ve Glenfiddich) hala çalışır durumda. Yolun sonunda Loch Ness’e vararak, canavarı keşfetmenin en iyi yolu gibi gözükse de, alkollü araba kullanmamaya dikkat edin.
Anıtlar ve Şehirler
Edinburgh ve Glasgow gibi dinamik şehirler İskoçya’daki iki ana merkez ve her iki şehire tren ile yolculuk yaparak gelebilir yada şehirden tren ile gidebilirsiniz.
Her ikisi de canlı ve hareketli modern şehirler. Glasgow ve Edinburg 20. yüzyılın başlarında inşa edilmiş mimari ve binalardan oluşuyorlar. Ortaçağ kaleleri, anıtları ve malikaneleri olan iki şehir Arnavut cepheleriyle dünyanın en romantik kenti Paris’in benzerlerinden çok daha romantik iki şehir.
Bölgeye bağlı olarak en dikkat çeken ulusal anıtlar ve kaleler arasında Tantallon Kalesi, Hopetoun Evi, Floors Kalesi, Mellerstain Evi, Traquair Evi, Abbotsfod Evi, Campbell Kalesi, Doune Kalesi, Glamis , Dunottar Kalesi, Balmoral ve tabii ki Edinburgh Kalesi’ni içeren Dee Valley kaleleri bulunuyor.
İskoçya’yı Ne Zaman Ziyaret Etmeli
İskoçya‘yı ziyaret etmek için en uygun zaman mı? Yanlış bir zaman yok – İskoçya’nın ana çekicilikleri olan kültür ve tarih mevsimlik şeyler değiller.
İlkbahar ve Sonbahar açık hava etkinlikleri için harika bir zaman ve bu mevsimlerde kırsalın altın ve kahverengi renkleri gerçekten çok güzel. Yaz ve Kış aylarında fantastik festivaller var ve kesinlikle yılbaşını Edinburgh’daki Hogmanay Sokak Festivali’nde kutlamayı bir düşünmelisiniz.
Oda ve Kahvaltı türü konaklama ülke genelinde bulunabiliyor. Bu yüzden ziyaretçiler asla makul bir konaklama bulmakta herhangi bir sorun yaşamıyorlar. Ayrıca hosteller Avrupa’nın en yüksek kaliteli hostelleri ve ülkenin her yerinde bulunuyorlar.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Madrid’de Ücretsiz Yapılabilecek En İyi Şeyler
Madrid’de Ücretsiz Yapılabilecek En İyi Şeyler
Madrid gibi hem tarih hem de kültür açısından zengin şehirleri ziyaret etmek pahalı olabilir, ama bir turist olarak biz de uçağa atlayıp evimize dönmeden önce bu şehrin kültürünü ve tarihini olabildiğince keşfetmek istiyoruz.
Az bir bütçe ile şehir gezisi planlamak zor olabilir ama küçük bir araştırma ile Madridi tek bir Euro bile harcamadan gezebileceğinizi biliyor muydunuz?
İşte sizler için Madrid’i ücretsizce gezebileceğiniz ve keşfedebileceğiniz bir kaç fikir ve öneri.
Müzeler
Kültür, sanat ve tarih şehri olduğu için, Madrid’in dünyaca ünlü müzelere sahip olduğuna şaşırmamak gerek. Şehir müze ve galerilerle dolu olmasına rağmen, içlerinden özellikle ikisi Reina Sofia Müzesi ve Prado Müzesi öne çıkıyor.
Sene boyunca gerçekleşen kültürel etkinliklerin yanısıra, dünyaca ünlü sanatçılar tarafından yapılan nefes kesici koleksiyonlara kadar, kültüre ve sanata meraklı olan herkes için bir şey bulunuyor. Peki nasıl bedavaya girebilirsiniz? Sadece doğru zamanda gitmelisiniz.
Reina Sofia Müzesi
Reina Sofia Müzesi, İspanya’nın 20. yüzyıl Ulusal Sanat Müzesi. Müze resmi olarak 10 Eylül 1992’de açıldı ve ismini Kraliçe Sofia’dan alıyor. Atocha tren ve metro istasyonlarının yakınında bulunuyor, Sanatın Altın Üçgeni olarak adlandırılan bölgenin güney sonunda.
Müze genel olarak İspanyol Sanatına adanmış. Önemli koleksiyonlar İspanya’nın iki büyük 20.yüzyıl ustası Pablo Picasso ve Salvador Dali’nin koleksiyonlarını içeriyor. Müzenin en ünlü parçası ise kesinlikle Picasso’nun Guernica tablosu.
Ücretsiz giriş zamanları Pazartesi’den Cumartesi’ye, Salı günleri hariç, akşam 7 ile 9 arasında, Pazar günleri ise öğleden sonra 1.30 ve akşam 7 arasında.
Prado Müzesi
Prado Müzesi ana İspanyol Ulusal Sanat Müzesi ve dünyanın en iyi Avrupa sanatı koleksiyonlarına sahip müzelerinden birisi olduğu söylenir. İspanyol Sanatının en iyi koleksiyonları burada sergilenmektedir.
Koleksiyon şuan 8.200 çizim, 7.600 tablo, 4.800 baskı ve 1.000 tane heykele ev sahipliği yapıyor, bunlara ek olarak çok sayıda sanat çalışması ve tarihi belgeye de sahip.
Buraya ücretsiz giriş zamanları ise Pazartesiden Cumartesiye akşam 6-8 arası ve Pazar günleri akşam 5-7 arası. Bu zamanlar müze tarafından değiştirilebilir. Bu yüzden gitmeden önce müzenin sitesinden saatleri kontrol etmenizde fayda var.
Kraliyet Sarayına Gidin
Öğleden sonra saraya giderek kendinizi kraliyet ailesinden hissedin. 2800 odadan fazlasına sahip Madrid Kraliyet Sarayı, tüm Avrupa’nın en büyük sarayı ünvanına sahip.
İspanyol Kraliyet Ailesinin resmi ikametgahı olan saray, bugünlerde sadece devlet yetkilileri tarafından kullanılıyor. VI. Kral Felipe ve Kraliye Ailesi sarayda kalmıyor, bu saray yerine Madrid’in dışındaki mütevazı Zazuela Sarayında kalıyorlar.
Bu nefes kesici bina etrafında bir tur çok güzel ve ücretsiz. Giriş ücreti aslında sadece 10 Euro ancak 18 Mayıs Uluslararası Müze gününde girişler ücretsiz ve eğer Avrupa vatandaşı iseniz, Pazartesiden Perşembeye Ekim-Mart ayları arası akşam 4-6 arasında, Nisan-Eylül ayları arası akşam 6-8 arasında ücretsiz giriş yapabilirsiniz.
mad
Taurino Müzesi
Madrid’in boğa güreşi müzesi olarak da biliniyor Taurino müzesi. Bu tartışmalı spor ve gelenek Madrid’in bir mirası ve bu sporun tarihi keşfetmeye değer. Eğer boğa güreşi izlemek size çekici gelmiyorsa, spora merakınızı gidermek için müzeye giderek, bu sporun tarihi hakkında bilgi alabilirsiniz.
Matador kostümlerinden ünlü tablolara kadar, ince kılıçlara, hunilere, Monteralara (İberyalıların geleneksel kıyafetlerinin üzerine taktıkları şapkalar), makaslara, kamışlara yada matodorların boğaya attıkları ince çubuklara kadar bir çok ilginç nesneyi burada görebilirsiniz.
Müze Patio de Caballos’da bulunuyor ve girişler tabii ki ücretsiz.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Norveç’in En İyi Kuzey Işıklarını İzleme Yerleri
Norveç’in En İyi Kuzey Işıklarını İzleme Yerleri
Dünyanın en göz kamaştırıcı doğa olaylarından biri olan Kuzey Işıklarına , az sayıda gezgin şahit olabilir. Aurora Borealis olarak da bilinen bu, doğanın en etkileyici ışık şovu ve neredeyse her gezginin görülmesi gerekenler listesinin başında yer alıyor.
Baya kuzey enlemlerde yer alan kuzey Norveç, bu eşsiz gösteriye tanıklık etmek için ideal bir yer. Birçok insan bunun için özel olarak buraya seyahat ediyor.
“Dünyanın manyetik alanında yüklü parçacıklar ile etkileşime giren güneş rüzgârları tarafından yaratılan ışıklar, kutup gökyüzü boyunca yeşil, kırmızı, sarı ve mor renkli dans eden çizgiler gibi görünür.”
Sizler için kuzey ışıklarını görmek için en şanslı olduğunuz Norveç‘teki şehirler ve kasabaları listeledik. Aurora’yı yakalamak için kesin bir yol olmadığını ve herhangi bir garanti olmadığını belirtmemiz gerekiyor. Ancak, özellikle Eylül ayının sonları ile Mart ayı sonları arasında, genellikle gece yarısına yakın bir zamanda bu yerlerden birinde olursanız, görme şansınız çok yüksek.
Lofoten Adaları
Lofoten adaları, Kuzey Kutup Dairesi’nin çok üstünde, Norveç Denizi’nin çalkantılı sularının ortasında bulunuyor. Kuzey ışıkları burada güçlü ve dinamik, eğer şanslıysanız, o ünlü öfkeli fırtınalarından birini bile yakalayabilirsiniz!
Ancak kötü hava şartları sizi caydırmasın. Bu riske değer. Burası görkemli dağlar, derin fiyortlar ve uzun plajlardan oluşan nadir bir vahşi yaşam karakoludur. Denizin ortasından yükselen kar kaplı zirveleri ve gece gökyüzünü dolduran kuzey ışıklarının güzelliğini hiçbir şey geçemez. Burası sıkıcı kar kaplı bir alandan yada çorak ormandan çok daha fazlasına sahip olan bir yer.
Lofoten‘in kıyı bölgeleri genellikle kuzey ışıklarını çekmek için en iyi yerlerdir. Flakstadøy ve Vestvågøy plajları, en popüler ve fotojenik konumlardan bazıları.
Svalbard
Kuzeylerde gezmek istiyorsanız, Svalbard gidebileceğiniz en kuzey nokta. Aslında burası dünyanın en kuzeydeki şehri; Arktik Okyanusu’ndaki Grönland’ın yanında, Norveç’in kuzeyinde kalan toprak ve buz parçası diyebiliriz Svalbard için.
Kuzey Işıkları, kasım ayından şubat ayına kadar burada görülebiliyor, ancak kasım ayının ortası ile ocak ayının sonları arasında gezginler ek doğal bir fenomen yaşayabilirler, Kutup Gecesi.
Kutup Gecesi, Svalbard’ın günışığı olmayan üç ayını ifade eder. Bu sürekli ürkütücü mavi alacakaranlık, Kuzey Işıklarını görmek için en iyi şansa sahip olduğunuz anlamına gelir, ancak bu olaylardan sonra ren geyiği, deniz aygırı ve kutup ayıları gibi daha fazla yaban hayatına rastlama şansınız olduğunu unutmayın.
Trondheim
Trondheim bir öğrenci, teknoloji, kültür, bisiklet ve yemek şehridir. Trondheim‘de yapılacak bir sürü şeyin arasında, gökyüzünün renk cümbüşünü seyretmesi, listenin başında geliyor.
Şehri terk etmeden de manzaranın tadını çıkarmak mümkün olsa da, şehirden uzaklaştıkça Kuzey Işıklarını görme şansınız artıyor. Kuzey Işıkları parlak olsa bile, en az miktarda ışık kirliliği için şehir sınırları dışına çıkmak en iyisi. Binalardan ve yollardan gelen ışık kirliliği, seyir deneyimini bozabilir, bu nedenle seyretme alanlarını ışık kaynaklarından uzak bir yerde bulmaya çalışın.
Alta
Her tarafı dağlarla çevrili Alta, Norveç‘in sahil kasabalarının çoğundan hava durumuna karşı daha çok korunmaktadır. Bu özellik şehrin kuzey enleminde bulunması ile birleştiğinde, burayı kuzey ışıklarının izlenebileceği mükemmel bir yer haline getiriyor.
Alta, Finnmark’ın en büyük şehri. Dünyanın ilk Kuzey Işık Gözlemevi ondokuzuncu yüzyılın sonunda burada inşa edildi ve o zamandan beri Alta, “Kuzey Işıkları Kasabası” lakabını kazanmıştır.
Tromso
Tromso, Kuzey kutup bölgesinin başkenti ve Kuzey Kutup Dairesi’nin 217 mil kuzeyinde yer alan bölge, kuzey ışıklarını gözlemlemek için dünyanın en iyi yerlerinden birisi.
Tromso Kuzey Norveç‘teki en büyük şehir ve hem safariler için hemde geceleri kuzey ışığı kampını ziyaretler için merkez görevi görüyor. Buradaki diğer popüler aktiviteler arasında, köpek kızağı, kar arabası ve ren geyiği kızakları sayılabilir ve bunların hepsi kuzey ışıklarının altında zaman geçirmenin en iyi yollarından bazıları.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Norveç’te Yapılacak En İyi Şeyler
Norveç’te Yapılacak En İyi Şeyler
İskandinavya’nın kuzey Avrupa bölgesinde, İsveç ile 2.000 km’lik bir sınırı paylaşan Norveç, güzel bir Kuzey ülkesidir ve son yıllarda inanılmaz güzelliği kulaktan kulağa yayılmaya başladı.
Dünyanın en çarpıcıları arasında yer alan destansı manzaralar ile çevrili bir ülke düşünün, sadece fiyortların saf güzelliği bile buraya gelmek için yeterli bir sebep.
Bu büyülü yer hakkında söylentiler çok fazla, peki buraya gelen gezginler aslında ne yapabilirler? Bölgesinin% 98’inde yaşam bulunmasa ve yaşamak imkânsız olsa da, buraya seyahat etmeyi seçenler için macera dolu sınırsız seçenekler bulunuyor. İşte sizler için seçtiğimiz Norveç’te yapılacak en iyi şeyler.
1.000 Metre Yükseklikte Çadırda Uyuyun
Norveç‘te dağ yürüyüşü yapanlar, dağ tepeleri boyunca kamp yapmanın manzaranın keyfini çıkarmak için popüler bir yol olduğunu görebilirler. Neden olmasın? Görkemli fiyortlara ve temiz havaya uyanmaktan daha iyi ne olabilir?
Norveç genelinde 800 civarında kamp alanı var, ancak tamamiyle özgür olmak istiyorsanız hiçbir şey vahşi doğada kamp yapmak kadar özgür hissettirmez. Eğer vahşi doğayla yüzleşecek kadar cesur olursanız, dünyanın en pahalı ülkesi olarak tanımlanmış olan yerde çadırda ücretsiz kalarak konaklama imkanından kurtulabilirsiniz.
1000 metre yükseklikte uyumak ilginizi çektiyse, Norveç’e geldiğiniz kamp seçeneğini kesinlikle değerlendirin.
Kuzey Işıklarını Seyredin
Dünyanın en göz kamaştırıcı doğa fenomenlerinden biri olan Kuzey Işıklarını seyretmek, Norveç‘te yapılacak en önemli şeylerden birisi.
Baya kuzey enlemlerde yer alan kuzey Norveç, bu eşsiz gösteriye tanıklık etmek için ideal bir yer. Birçok insan bunun için özel olarak buraya seyahat ediyor ve manzaranın tadını çıkarmanın en iyi yollarından birisi de arabanın üzerine yatarak ışıkların dansını seyretmek.
“Dünyanın manyetik alanında yüklü parçacıklar ile etkileşime giren güneş rüzgârları tarafından yaratılan ışıklar, kutup gökyüzü boyunca yeşil, kırmızı, sarı ve mor renkli dans eden çizgiler gibi görünür.”
Dünyanın En Uzun Fiyortlarından Birinde Kano Yapın
Norveç, dünyanın en uzun ve en derin fiyortlarından birine ev sahipliği yapmaktadır (Grönland’daki Scoresby Sund’den sonra ikinci). Sognefjord, 204 km’lik iç bölgelerin tamamını kapsar ve ülkenin en vahşi ve en güzel manzaralarını içerir.
Fiyort çevresinde, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ve daha maceraperestler için, kano kiralayabileceğiniz çok sayıda yer bulabilirsiniz. Birkaç saat kano kiralayabilir ya da 1-2 günlüğüne turlar için rezervasyon yaptırabilirsiniz. Büyük dağ ve şelalelerin arasından geçeceksiniz ve suya atlayıp yüzmemek çok zor olacak.
Çevredeki doğal güzelliğin ihtişamı ve büyüklüğüyle karşısında bir karınca gibi hissediyorsunuz. Fiyortlarda kayak yapmak bir şart, Norveç‘ten yapmadan ayrılmamalısınız.
Küçük Balıkçı Kasabalarında Deniz Ürünleri Deneyin
Aktif dinlenmekten hoşlanmıyorsanız, bunun yerine manzaralı bir eski balıkçı kasabasında dinlenmek istiyorsanız, Norveç’teki balıkçı kasabalarını ziyaret etmelisiniz.
Yaklaşık 300.000 nüfusu ile Norveç’teki ikinci büyük şehir olan Bergen’i ziyaret ettiğinizde bile, küçük bir köyde olduğu kadar rahat hissediyorsunuz. Kalabalık bir metropol şehir değil; Burada acele etmenize gerek yok, sadece rahatlayın ve limanın yakınındaki bazı deniz ürünlerini deneyin.
Bergen’de, kendi başınıza yemek pişirmek için balık satın almak için balık pazarına gidin ya da deniz ürünlerinin geleneksel Norveç tarifleri kullanılarak pişirildiği yakındaki tezgahlara uğrayın. Yazımızdan zaman geçirmek için başka bir güzel ve rahat Norveç şehri seçebilirsiniz.
Şelaleler Vadisinde Dağ Yürüyüşü Yapın
Norveç‘teki çok sayıda dağ nedeniyle, dağ yürüyüşü seçenekleri sınırsız. Ancak, iyi bilinen turistik yerlere gitmek yerine, Şelaleler Vadisi’ne gitmenizi tavsiye ediyoruz.
Bu resmi bir isim değil, turistler tarafından verilmiş bir isim. Ziyaret ettiğinizde nedenini öğreneceksiniz. Resmi adı Husedalen Vadisi’dir ve Hardangevidda Ulusal Parkı‘nda yer almaktadır.
Yürüyüş oldukça zor, ama yol boyunca gördükleriniz gerçekten buna değer. Sadece kırmızı “T” işaretleri boyunca devam etmeye çalışın. Dağların tepesinden gelen çok sayıda şelale göreceksiniz. Harika bir manzara!
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Malta Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Malta Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
“AB’deki En Küçük Ülke” unvanı kafanızı karıştırmasın. Malta, keşfedilmeye hazır bir güneş, tarih ve muhteşem doğal manzaralar ülkesidir.
Akdeniz’in kalbinde yer alan bir ada ülkesi olan Malta, küçük de olsa içerisinde çok şey olan bir ülkedir. Burada bir tatil tarih öncesi tapınakları, Akdeniz’in en güzel plajlarından bazılarını, inanılmaz tüplü dalış noktalarını ve leziz bir yiyecek kültürünü keşfetmek demek.
Malta’da turistlerin çoğu daha önce buraya gelmiş turistlerdir, zaten bu inanılmaz tatil cennetine ilk defa gelen ziyaretçiler genelde evlerine bir daha gelme planı yaparak dönerler.
Ancak Malta’yı ilk kez ziyaret ediyorsanız çok işinize yarayacak bir liste hazırladık sizler için. İşte Malta hakkında bilmeniz gereken her şey.
Ulaşım
Küçük bir ülke olduğu için, bir yerden diğerine gitmenin hızlı bir şekilde gerçekleştiğini düşünebilirsiniz. Bu her zaman böyle olmasa da ve çok sayıdaki ziyaretçiler Malta’nın yollarını çok sıkışık hale getiriyor.
Malta, AB’nin en yoğun nüfuslu ülkesidir ve tatilinizin büyük bir kısmını trafikte geçirmek istemiyorsanız, yoğun saatlerde dışarı çıkmaktan kaçının ve ne zaman deniz üzerinden seyahat fırsatı karşınıza çıkarsa, kaçırmayın deniz yolunu seçin.
Sliema’yı başkent Valetta’ya bağlayan ve Valetta’dan Üç Şehir’e giden diğer hatların yanı sıra komşu adalarına olağanüstü yolculuklar sunan heyecan verici feribot seferleri de bulunuyor.
Büyüleyici Bir Tarih
Malta’yı ziyaret eden turistlerin çoğu deniz ve güneş için burayı seçer, ancak eğer plajın ötesine geçerseniz, zengin bir tarihi keşfedebilirsiniz.
Mısır’daki piramitlerden daha yaşlı tapınaklar adaların her yerinde bulunabilir. Ayrıca Roma harabeleri, çok etkileyici kiliseler ve çoğunlukla Malta Şövalyeleri tarafından yaptırılan tahkimatlara hayran kalacaksınız.
Yaklaşık 6000 yıl öncesine dayanan Malta’nın şaşırtıcı megalitik tapınakları, Avrupa’nın en eski serbestçe duran taş binaları ve dünyanın en eski taş binalarından bazılarıdır.
Uzun süredir ayakta kalabilmeleri, onları yapanların beceri ve ustalığının bir kanıtıdır, ancak trajedileri, UNESCO Dünya Mirası statüsü verilmesine rağmen çok az bilinir. Malta’ya gelen pek çok ziyaretçi, onlara sadece kaza sonucu denk gelir.
Ġgantija
Malta’nın tapınak inşa döneminin ortalarında inşa edilmiş olan Ġgantija kompleksi hiç şüphesiz ki içlerinde en göz alıcı olan tapınaktır.
Adının “dev” gibi bir anlama sahip olduğunu ve aynı kökten geldiğini düşünebilirsiniz, çünkü daha sonra yerleşenler sadece devlerin bu yeri inşa edebileceğine çünkü 50 tonu aşan megalitleri insanların hareket ettiremeyeceğini düşünmüşler.
Alana zarar vermemek için yolları takip edin ve şöminelerden mobilyaya kadar çok şey görebilirsiniz. Tapınakların nasıl kullanıldığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için Gozo Arkeoloji Müzesini ziyaret edebilirsiniz.
Valetta Rönesansı Yaşıyor
Tatillerini Malta’da geçirmeye karar veren çoğu ziyaretçi otellerde kalmayı tercih etse de, başkent Valetta çok ilgi çekici ve farklı etkinlikler sunuyor ziyaretçilerine.
Malta‘nın başkenti, olağanüstü evrensel değeri dolayısıyla UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak seçilmiştir. 16. yüzyıldan kalma müzeleri, sarayları ve kiliseleri bulabileceğiniz Valetta, dünyanın en yoğun tarihi alanlardan biri olarak kabul edilir.
St. Johns Katedralini, Lascaris Savaş Odalarını ve muhteşem deniz manzarasını kesinlikle görmelisiniz. Ayrıca 2018’de Avrupa Kültür Başkenti seçilen Valetta’nın sokakları, alışveriş fırsatları, çekici mekanlar ve birçok mağaza ile doludur.
Valetta’nın barok ve askeri mimarisi mükemmel bir karışım ortaya çıkarıyor. 19. yüzyılda gerçekleştirilen bazı yeniden yapılandırma projelerine ve II. Dünya Savaşı sırasında aldığı ciddi hasara rağmen, orijinal anıtların ve çevresindeki kentsel dokunun büyük bir kısmı bozulmadan korunmuş veya dikkatlice restore edilmiş. Bu gerçekten takdir edilmesi gereken bir şey.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Dünyanın En İyi Skydive Yapılacak Yerleri
Dünyanın En İyi Skydive Yapılacak Yerleri
Kendini bir yabancıya bağlayarak, yaklaşık 4 km yükseklikteki uçaktan skydive yapmak, gerçekten adrenalinin doruk noktası. Hayatınız boyunca unutamayacağınız ve kesinlikle yaşamanız gereken bir macera.
Sadece 200 kilometre hızla aşağıya doğru düştüğünü farkettiğin ilk birkaç saniyede korkuyorsun. Ama herşey o korku geçtikten sonra saf bir zevke ve çoşkuya dönüşüyor. Dünyanın en nefes kesici manzaralarının üzerinde yer çekimine meydan okumak, dünyadaki hiç bir maddenin veremeyeceği bir keyif.
Aşağıdakiler dünyanın en iyi skydive yapılacak yerleri. Bizim favorimiz ise İsviçre, İnterlaken.
Namib Çölü – Namibya
İsviçre’nin kar kaplı dağlarının üzerinde skydive yapmakla karşılaştırıldığında, Namib çölüne doğru düşmek aynı oranda nefes kesici. Ama kum tepelerinin ve geniş çölün üzerine doğru düşmenin saf güzelliği de ayrı bir güzel.
Çölde skydiving yapmak, nefes kesici manzaralar sunuyor. Çöl ve tuz düzlüklerinin sonsuz genişliği, uzakta Namibya’nın devasa kum tepeleri ile, derin ve mavi Atlantik Okyanusu ile birleşiyor. Biz Ground Rush Adventures firmasını tercih ettik ve çok memnun kaldık. Çok profesyonel ve eğlencelilerdi. Özellikle çok güvende hissettik.
İnterlaken – İsviçre
İnterlaken internetteki bir çok dünyanın en iyi skydiving yerleri listesinde görebileceğiniz bir yer, biz de kesinlikle buna şaşkınlık ve hayranlık içerisinde katılıyoruz.
Avrupa’nın en manzaralı atlama bölgelerinden birisi olan İnterlake, İsviçre Alplerinin büyüleyici panoramik manzarası ile hayat boyu unutulmayacak bir macera sunuyor. İki alp gölünün arasından, Fransa, İtalya, Avusturya ve Almanya arasındaki manzara ile, macera severler Alplerdeki Jungfrau ve Matterhorn dağlarının kar kaplı tepelerine doğru düşmenin keyfini çıkarıyorlar.
Bu manzaraları heyecanı asla unutamayacaksınız. Skydive İnterlaken ekibinden bir yabancıya kendinizi bağlayın ve maceranın sonunda ekstra fotoğraf ve video için fazladan ödeyerek, pahalı olsa da asla pişman olmayacağınız hatıralarınızı almayı unutmayın.
Queenstown, Yeni Zelanda
Queenstown dünyanın macera başkenti olarak tanınıyor ve adrenalin bağımlılarının kesinlikle uğraması gereken bir yer. Skydiving burada sunulan bir çok macera sporundan sadece bir tanesi, ama Yeni Zelanda’nın nefes kesici manzarasının tadını çıkarmanın da en iyi yolu kesinlikle.
Uçak git gide yükselerek 3.5 kilometre yüksekliğe çıkıyor, uçaktan atlayarak hızla aşağı düşüyorsunuz. Gerçekten inanılmaz bir deneyim ve yaptığınıza çok mutlu olacaksınız. Göz alıcı dağlara ve göllere yukardan bakmak, kesinlikle bulabileceğiniz en iyi Queenstown manzarası.
Queenstown’da Skydive yapmak için Yeni Zelanda’da Nzone ile iletişime geçebilirsiniz.
Palm Jurmeirah – Dubai
Her sene dünyanın en büyük uluslararası şampiyonalarına ev sahipliği yapan Dubai’de sky diving yapmak ciddi bir spor. Uçaktan atlayarak, dünyaca ünlü suyun üzerinde duran, kendine özel sahile bile sahip insan yapımı takımada olan Palm Jurmeirah’ın üzerinde uçabilirsiniz. Ayrıca yan taraftaki marinanın da manzarası süper.
Basra körfezinin göz alıcı güzelliğinin, takımadaların ve Dubai’nin panoramik manzarasının keyfini çıkarın. 7 yıldızlı Burj Al Arab Oteli ve dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa gibi uluslararası ünlü binaları gökyüzünden görün ve yüzlerce kilometre boyunca uzanan çöl ve kumu izleyin.
North Wollongong Sahili – Sidney, Avusturalya
Sidney’de yüksek adrenalin ve büyüleyici bir manzara mı arıyorsunuz? Sahile doğru skydive yapmaya ne dersiniz.
Sidney listedeki sahile doğru yapılan tek skydive, bu efsane macera ile Avustralya’da 4 kilometre gibi bir yükseklikten, direkt olarak North Wollongong Sahiline atlayabilirsiniz.
Saatte 200 kilometreden fazla bir hızla, çılgın bir 65 saniye boyunca düşmenin verdiği heyecanı bir düşünün ve sonrasında 5-7 dakika kadar Wollongong ve Güney Sidney Sahillerinin efsane manzaralarının tadını çıkararak havada süzülüyorsunuz.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Kışın Rusya’da Görülmesi Gereken Yerler
Kışın Rusya’da Görülmesi Gereken Yerler
Eğer bir sonraki tatiliniz için Rusya’yı seçtiyseniz, o zaman kesinlikle fikrinizden vazgeçmeyin. Onun ihtişamı ve zenginliği, iklimin sertliği ile birleşince sizi büyüleyecek.
Dünyanın en güzel kış ülkelerinden birisi olan Rusya, bu popülaritesini sahip olduğu inanılmaz manzaraya ve misafirlere sunduğu görkemli yerlere borçlu. İşte Kışın Rusya’da görülmesi gereken yerler.
Trans-Sibirya Tren yolu
Trans-Sibirya 9.000 kilometre uzunluğu ile dünyanın en uzun tren yolu ve dünyanın en güzel tren yolculuklarından birisini sunuyor. Sibirya’yı geçerek, Moskova’yı Vladivostok’a bağlıyor. Rusya’yı tren rahatlığıyla keşfederek, hayatınız boyunca unutamayacağınız bir yolculuk geçirebilirsiniz.
Yolculuk genellikle tercih edilen rotanıza bağlı olarak bir hafta kadar sürer. Ve sadece fiyatlar kış aylarında yaz mevsiminden daha az değil, aynı zamanda kış aylarında daha az turist var. Böylece daha çok yerel insanla tanışabilir ve Rus kültürünü deneyimleyebilirsiniz.
Trans-Sibirya yolculuğunu soğuk dönemde, Sibirya’nın en güzel, en karlı ve en fotojenik olduğu dönemde yaparsanız sadece kitaplarda okuduğunuz gerçek Rusya kışını görebilirsiniz.
Moskova
Rusya’ya gidip de Moskova’yı ziyaret etmeden dönemezsiniz. Bu kozmopolit metropol 10 milyondan fazla insana ev sahipliği yapıyor ve kültür, gece kulübü ve tarihin etkileyici bir karışımına sahip. O kadar çeşitli ki, şehrin size sunduklarından sonunda yorulacaksınız.
Moskova’nın en popüler yerleri arasında, Kırmızı Meydan, Lenin’in Mezarı, Kremlin Sarayı ve Modern Sanat Müzesi yada Tretyakov Galerisi gibi müzeler bulunuyor.
Ayrıca Rusların inanılmaz metro sistemini de kesinlikle görmelisiniz. Bazı istasyonlar hayatınız da gördüğünüz en güzel istasyonlar olabilir. Özellikle Ploschad Revolutsii, Komsomolskaya, Mayakovskaya or Novoslobodskaya istasyonlarını görmelisiniz.
St. Petersburg
St. Petersburg kışları “bir Rus romanına adım atmak” olarak tanımlanır. Donmuş nehirler ve kanallar, kesinlikle büyüleyici beyaz sanatsal bir manzara oluşturuyor ve kar taneleri güneşte parıldıyor.
National Geographic bunu kısaca “ Bu Rus şehrinin güzelliği ve kültürü, üstü kar ile kaplandığında daha zor telaffuz edilebiliyor” diyerek en iyi şekilde özetlemiş. Beyaz bir kar örtüsü, muazzam Kış Sarayı ve İsa’nın Dirilişi Katedrali gibi mimari mücevherlerin masalsılığını yükseltiyor.
Şehir açık hava kış aktiviteleri için adeta bir merkez, buz pateni ve kayak yerlilerin en çok zaman geçirdiği etkinlikler. Victory Park ülkenin en büyük dış mekan buz pateni pistlerinden birisine sahip. Sıcaklıklar çok nadiren 0 derecenin üzerine çıkıyor, bu yüzden St. Petersburg’da taksinizi dışarda beklememek için önceden ayarlayın.
Yakutistan Cumhuriyeti
Sakha Cumhuriyeti yada Yakutistan, Rusya’nın yüzölçümünün %18’ini kaplayan, ülkenin en büyük bölgesi. Kış aylarında -30 dereceye kadar düşen sıcaklığı ile dünyanın en soğuk bölgelerinden birisi. Rekor soğukluk ise 1933’de Oymyakon bölgesinde -67 derece olarak ölçülmüş.
Eğer gerçekten zorlu bir iklim görmek istiyorsanız, Yakutistan bunun için mükemmel bir yer. Havanın en soğuk olduğu dönemler Aralık ayından Şubat ayının sonları arasındaki dönem, bu zamanlarda fiyatlar oldukça düştüğü için seyahat masrafları da baya azalıyor. Ama kendinizi böyle bir hava için hazırladığınızdan emin olun yola çıkmadan önce.
Baykal Gölü
Şimdi UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Baykal Gölü, dünyanın en derin tatlı su gölüdür ve yaklaşık 1600 metre derinlikte olup, kış aylarında tamamen donmuş durumdadır.
Uzak Sibirya‘daki konumundan dolayı Baykal Gölü çok turist çeken bir yer değill. Ve kışın daha da az turist burayı ziyaret ediyor, bu çok acı bir durum. Çünkü donmuş beyaz manzara nefes kesici ve bu dünyada buna benzeyen başka bir güzellik yok.
Irkutsk şehri veya büyüleyici bir Budist şehri olan Ulan-Ude üzerinden göle ulaşabilirsiniz. Severobaykalsk da ulaşım için başka bir seçenek. Olağanüstü manzaraya ek olarak, göl üzerinde paten, kayak, köpek kızağı veya balık tutma gezileri gibi birçok eğlenceli aktivitenin tadını çıkarabilirsiniz.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Avrupa’nın Saklı Cenneti Azor Adaları
Avrupa’nın Saklı Cenneti Azor Adaları
Son yıllarda, Kuzey Atlantik Okyanusu’nun ortasında dokuz volkanik adadan oluşan bir ada grubunun varlığına dair söylentiler yayılmaya başladı, Avrupa ile ABD arasındaki yolun yaklaşık üçte ikisinde.
Zümrüt kumsallar, göz kamaştırıcı mavi göller, yemyeşil meralar, volkanik mağaralar, kabarcıklı çamur gölcükleri, bol güneş ışığı ve vadiye dökülen şelalelere sahip olan adalardan bahsediyoruz.
Basitçe anlatmak gerekirse, eğer birisi İzlanda’yı alsa, 3.000 km güneye götürse ve onu dokuz parçaya bölse, Azor adalarını elde ederdi. Aynı volkanik kökenleri ve büyüleyici manzaraları paylaşıyorlar, sadece bu takımadalar buz yerine subtropik yemyeşil bitki örtüsüne sahip.
Azor Adaları, Portekiz‘in özerk bir bölgesidir. Ve Lizbon’dan sadece iki saatlik bir uçuş ile ulaşılabiliyorlar. Bu uzaktaki takımadalar, Avrupa’nın en iyi korunan sırrı. İşte Azor adalarına gitmeniz için gereken en iyi sebepler.
Büyüleyici Doğa
Azor Adaları, şehir hayatına hapsedilenler ve doğa ile yeniden bağlantı kurma fırsatı arayanlar için ideal bir yer. Dünyanın en sürdürülebilir seyahat yerlerinden biri olarak görülen adalardaki doğa, yeşil tepelerin, siyah volkanik kaya oluşumlarının ve canlı mavi göllerin çılgın bir renk yelpazesini içeriyor.
Muhtemelen manzaranın siyah-beyaz lekelerle dolu olduğunu fark edebilirsiniz; Bunlar çayırlarda otlayan inekler. Adalarda ineklerin sayısı insanların sayısı ile eşit. İnanabiliyor musunuz?
Macera severler İçin Bir Cennet
Uzun yıllar boyunca Azor Adaları gevşemek, rahatlamak ve “hiçbir şey yapmamak” için bir yer olarak görülüyordu. Bugün durum kesinlikle böyle değil. Burada, doğanın en saf haliyle temas halindeyken macera aramaya yönelik bir dolu fırsat bulunuyor.
Pico adasındaki Portekiz’in en yüksek dağına kadar yürüyüş yapmak da dahil olmak üzere, adada bulunan bir çok yürüyüş rotasında yürüyüş yapabilir, ayrıca yamaç paraşütü, kanyon yürüyüşü, binicilik ve golf gibi daha birçok etkinliği Azor adalarında yapabilirsiniz . Son zamanlarda, adalar birinci sınıf bir sörf yeri olarak ilgi çekmeye başladı ve Dünya Sörf Şampiyonalarının etaplarından bazılarına ev sahipliği yapmakta.
Lezzetli Yemek
Portekiz’in diğer yerlerinde olduğu gibi, Azor Adalarındaki yemeklerde oldukça lezzetli. Akdeniz Diyetine uygun olarak hazırlanmış yiyecekler, genelde çok kaliteli ve yerel lezzetler oldukça uygun fiyatlı.
Buradan taze deniz ürünlerini denemeden ayrılmamalısınız, özellikle ton balığı, sardalya ve özel bir yerel lezzet olan ızgara deniz salyangozunu denemelisiniz. Et de oldukça kaliteli ve biftekler hayatınızda tattığınız en yumuşak ve en sulu biftekler.
Yunusları ve Balinaları Yakından Görün
Azor takımadaları, dünyada memeli deniz hayvanlarını doğal ortamlarında görebileceğiniz bir kaç yerden birisi. Tüm bilinen memeli deniz hayvanlarının %30’u, tek bir 3 saatlik gezi ile, efsane mavi balina dahil olmak üzere, burada görülebilir.
Kıyıdan bakan gözlemciler, bu muhteşem yaratıkların yerini görebilmek için denizi izliyorlar. Balina gözlemciliği yapan operatörlerin turlarında memeli deniz hayvanlarını görebilme şansınız çok daha fazla. Şu anda bu canlıları görebilme olasılığınız %97 civarında.
Azor adalarına bir yolculuk yaptıktan sonra, yunusları bir akvaryumda veya bir hayvanat bahçesinde tekrar görmek istemeyeceksiniz.
r
Orman Spa’sını Deneyin
Adaların havası genelde tahmin edilemiyor ve bir günde 4 mevsimi yaşama olasılığınız bile var.
İyi haber ise, güzel yağmurlu bir günde kaplıcada yüzmek kadar güzel bir şey yok. Doğa ana bu mineral dolu suları 39 dereceye kadar ısıtabiliyor. Kaplıcalar Sao Miguel adasında oldukça sık görülüyor. Burada kaplıcalar palmiye ağaçları ve yeşil bitki örtüsü ile çevrili. Diğer bir deyişle ormandaki gerçek dışı bir spa.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Lizbon’un En İyi Müzeleri
Lizbon’un En İyi Müzeleri
Müzeler, Lizbon‘daki en popüler kültürel mekanlardan bazıları ve şehir, klasik mimariden modernizme, tarihi saraylardan çağdaş mimarların tasarladığı binalara kadar geniş bir yelpazeye sahip.
İşte Lizbon’un en iyi müzeleri.
Museu Nacional do Azulejo
Ulusal Çini Müzesi olarak bilinen bu müze, azulejo (dekoratif karo)’ya adanmış bir seramik müzesidir. Burada mozaiklerin güzel bir koleksiyonu bulunuyor ve bu sanatın 16. yüzyıla kadar uzanan farklı tekniklerini ve stillerini burada öğrenebilirsiniz.
Müze 1509 yılında Kraliçe D. Leonor tarafından kurulan Madre Deus Manastırı’nda yer almaktadır. Çini dışında 19’uncu yüzyıldan 20. yüzyıla kadar seramik, porselen ve fayans bulunmakta müze içerisinde. Kalıcı sergisi, karo üretimi için kullanılan malzeme ve tekniklerin bir gösterimi ile başlar. Bundan sonra sergi düzeni kronolojik bir sıra takip ediyor.
Museu do Oriente
Portekiz’in Asya ile olan ilişkilerinin ve keşfetmesinin uzun tarihine adanan Doğu Müzesi, Doğudaki Portekiz varlığına özel bir vurgu yaparak Asya sanatına adanmıştır.
Doğu Müzesi Alcântara sahilinde yenilenmiş bir endüstriyel binada yer almaktadır. Koleksiyon içerisinde; Endonezya tekstilleri, Japon ekranları, antika enfiye şişeleri, Asya’da batıya ihracat etmek için yapılan haçlar ve maskeler, kostümler ve aksesuarlar gibi nadir ve paha biçilmez eserler bulunuyor.
Bir müze olmasının yanı sıra, Müze içerisinde aynı zamanda konferans salonunda canlı şov programları düzenleyen ve Asya yemekleri ve kültürü hakkında dersler veren bir eğitim merkezi veren bir kültür merkezi bulunuyor.
Antik Sanat Ulusal Müzesi
MNAA olarak da bilinen Antik Sanat Ulusal Müzesi, modern bir 17. yüzyıl sarayında (Palácio de Alvor-Pombal) bulunan Rua das Janelas Verdes’deki eski bir sanat müzesidir. Tarihi koleksiyonu, Ortaçağ’dan 19. yüzyılın başına kadar uzanan resim, heykel, metal işleri, tekstil, mobilya, çizimler ve diğer dekoratif sanat formlarını içeriyor.
15. ve 16. yüzyıldan kalma Portekizli tabloların yanı sıra tarihi Avrupa sanatının da büyük bir koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor bu müze. Müze salıdan pazara 10: 00-18: 00 saatleri arasında açık ve standart giriş ücreti 6 €.
Calouste Gulbenkian Müzesi
Avrupa’nın en iyi özel sanat koleksiyonlarından biri olan Calouste Gulbenkian Müzesi, hem modern hem de tarihi sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Mısır, Yunan, Roma, İslam, Asya ve Avrupa sanat eserlerini burada bulabilirsiniz ve en önemli parçası altın rengi bir Mısırlı mumya maskesi.
Koleksiyon, 20. yüzyılın en zengin adamlarından biri olan petrolcü Calouste Gulbenkian tarafından 40 yıl boyunca toplanmış. Daha sonraki yıllarda Portekiz’e taşınan Gulbenkian, 1955’te öldüğü zaman sanat koleksiyonunu ülkeye bağışladı.
Ajuda Sarayı
Ajuda Sarayı Portekiz’in son kraliyet sarayı ve bundan daha önce Portekiz monarşisinin eviydi, ancak bugün 20 yüzyıldan daha önceki dönemlere ait dekoratif sanatlar üzerine yoğunlaşan bir müze: mücevher, goblen, mobilya, cam ve seramik gibi resim, gravür, heykel ve fotoğraf koleksiyonları müzenin sahip olduğu eserlerden bazıları.
Avrupa’nın en görkemli ve itibarını yitirmiş kraliyet saraylarından birisi olan Ajuda Sarayı, muhteşem renkleri ve mobilyaları ile Tagus nehri üzerinde inanılmaz bir manzaraya sahip. Buradan Kraliçe’nin özel şapelini ziyaret edebilir ve El Greco’nun “Veronica Veilleri” ni görebilirsiniz.
Colecção Berardo Müzesi
İsmini José Berardo ve Berardo Koleksiyonundan alan ve 2011 yılında açılan müze, sürekli olarak sergilenen sergiler ve geçici sergiler dahil olmak üzere 1000’den fazla modern sanat eserini içeren bir koleksiyonla, Centro Cultural de Belém Sergi Merkezi’nde yer almaktadır.
Koleksiyon, Pablo Picasso, Hans Bellmer, David Hockney, Andy Warhol, Sol LeWitt, Bridget Riley, Frank Stella, Ellsworth Kelly gibi kelimenin tam anlamıyla yüzlerce çok önemli sanatçının eserlerinden oluşuyor.
Başka yerler hakkındaki yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Türkiye’de gezilecek en iyi yerler Avrupa’da gezilecek en iyi yerler Amerika’da gezilecek en iyi yerler
0 notes
Text
Malta’nın Unutulmuş Tapınakları
Malta’nın Unutulmuş Tapınakları
Yaklaşık 6000 yıl öncesine dayanan Malta‘nın şaşırtıcı megalitik tapınakları, Avrupa’nın en eski serbestçe duran taş binaları ve dünyanın en eski taş binalarından bazılarıdır.
Uzun süredir ayakta kalabilmeleri, onları yapanların beceri ve ustalığının bir kanıtıdır, ancak trajedileri, UNESCO Dünya Mirası statüsü verilmesine rağmen çok az bilinir. Malta‘ya gelen pek çok ziyaretçi, onlara sadece kaza sonucu denk gelir.
Heyecanlı ve keşif odaklı bir gezgin için, elbette, bu sadece onları daha heyecanlı hale getirir. Adaya bir gezi yapmayı planlıyorsanız, antik kalıntıları arasında ne bulabilirsiniz gelin beraber bakalım.
Malta’yı Ziyaret Etmek
Malta Uluslararası Havaalanı oldukça küçük olmasına rağmen, birçok büyük Avrupa kentinden buraya uçabilir ve otobüs seferleri etrafa ucuz ve kolay ulaşmanızı sağlıyor. Araba yolculuğu da bir seçenek, ancak açıkçası Valletta’nın dar ortaçağ sokaklarında araba sürmek kolay değil ve gitmek istediğiniz herhangi bir yere otobüsle ulaşamıyorsanız, yürümek daha kolaydır.
Malta, tüm yıl boyunca keşfetmek için harika bir havaya sahip, ancak çoğu insan yağmurdan dolayı Kasım ve Aralık’tan kaçınmayı tercih ediyor ve plajlarda biraz zaman geçirmek istiyorsanız Temmuz veya Ağustos aylarında buraya gelmelisiniz. Ne kadar yol kat ettiğiniz önemli değil, geldiğinize kesinlikle değecek. İnsanoğlunun şafağından bu yana medeniyetler için bir buluşma noktası olan Malta, başka hiçbir yere benzemiyor ve tapınakları gerçekten kaçırılmamalı.
Hagar Qim
Şimdi bir cam kubbenin altında korunan Hagar Qim hala denizden Filfla adasının muhteşem bir manzara sunuyor.
Ana tapınak taş sunaklı birkaç odaya sahip ve Yaz Dönümü Gününde ziyaret ederseniz, yükselen güneşin ışınları tarafından aydınlatılan iç odayı görebilirsiniz. Ulusal Arkeoloji Müzesi, buradan alınan anlamının hala bilinmediği şişman figürlere ve heykellere ev sahipliği yapıyor.
Ggantija
Malta’nın tapınak inşa döneminin ortalarında inşa edilmiş olan Ġgantija kompleksi hiç şüphesiz ki içlerinde en göz alıcı olan tapınaktır.
Adının “dev” gibi bir anlama sahip olduğunu ve aynı kökten geldiğini düşünebilirsiniz, çünkü daha sonra yerleşenler sadece devlerin bu yeri inşa edebileceğine çünkü 50 tonu aşan megalitleri insanların hareket ettiremeyeceğini düşünmüşler.
Alana zarar vermemek için yolları takip edin ve şöminelerden mobilyaya kadar çok şey görebilirsiniz. Tapınakların nasıl kullanıldığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için Gozo Arkeoloji Müzesini ziyaret edebilirsiniz.
Ta Hagrat
Hayatta kalan en eski Malta tapınaklarından biri olan Ta Hagrat, güzel fakat nispeten uzak bir yamaçta bir konuma sahiptir, bu özelliği onu en az ziyaret edilen tapınaklardan birisi haline getirmiş. Eğer sessizce keşfetmeyi ve onu yapanların hissettiği büyülü hissi deneyimlemek istiyorsanız kesinlikle gitmeniz gereken bir yer.
Tapınağın dış görünüşü çok çarpıcı ve içerisin bir avlu ve üç oda bulunuyor.
Mnajdra
Mercan kireç taşından yapılmış olan Mnajdra‘nın üç tapınağı orjinal güzelliklerinin çoğunu koruyor; Bunların en küçüğü hala sarmal desenlerle süslenmiş ve ekinokslarda güneş tarafından canlı bir şekilde aydınlatılacak şekilde tasarlanmıştır.
Bu tapınakların gözlemevi olarak kullanılmış oldukları düşünülmekte ve zaman ile tarihi söylemek için hala kullanılabilirler. Sitenin etrafında bir sığınak olmasına rağmen, birçok alana erişim hala mümkün.
Skorba
Muhtemelen hayatta kalan Malta tapınaklarının en eskisi olan Skorba, bugün ne yazık ki çok iyi bir durumda değil, ama ziyaret etmek için ilgi çekici bir yer olmaya devam ediyor. Tapınak Ta’Hagrat’a çok uzak olmayan bir konumda yer alıyor. Bu sayede ikisini de bir öğleden sonra kolayca ziyaret edebilirsiniz.
Sitedeki iki tapınağın yanı sıra, insanların yaşamış olduğu, bazıları daha yaşlı olduğu düşünülen, geçmişe büyüleyici bir pencere sunan birkaç bina bulunmaktadır.
Tarxien
Malta tapınağı inşa döneminin sonlarında inşa edilen yapılar arasında bulunan Tarxien tapınaklarının, orjinal beyaz kaplamalarının bir kısmı ve spiraller ve hayvanlar da dahil olmak üzere bir dizi dekoratif süsü günümüze kadar korunmayı başarabilmiş. Bunların arasında ise devasa etek ile kaplı heykelin alt kısmı bulunuyor.
Siteyi hasardan koruma amaçlı yapılan yüksek geçiti kullanarak keşfedebilir ve hayvan kurbanlarının gerçekleştiği düşünülen sunaklara göz atabilirsiniz.
Malta hakkındaki diğer yazılarımıza aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Malta’nın en iyi sahilleri
Malta’nın en iyi sahilleri – 2
0 notes
Text
Bologna’da Yapılacak En İyi Şeyler
Bologna’da Yapılacak En İyi Şeyler
İtalya’ya gelen turistler tarafından gözden kaçırılan Bologna, tam bir saklı cennet. İtalya’da görmeye geldiğimiz önemli simgelere sahip olmayabilir ama burası Venedik gibi güzel kanallara, Pisa kulesi gibi eğimli kulelere, Floransa mimarisi gibi etkileyici mimariye, Napoli gibi enfes yemeklere ve Roma’nın Trevi çeşmesi gibi büyük bir çeşmeye sahip.
2.000 yıllık tarihe sahip olan şehirdeki tek eksik, Kolezyumla yarışabilecek bir amfi tiyatro. Ama Roma ile arasındaki bu küçük fark sayesinde kalabalık turist gruplarından kurtulmuş.
Bologna, İtalya’nın büyük şehirlerindeki bütün karmaşa ve hareketlilikten uzak gerçek İtalya’yı keşfetmek için çok güzel bir şehir. Bu yüzden eğer gerçek İtalya’yı deneyimlemek istiyorsanız, işte size Bologna’yı bir sonraki İtalya hedefiniz yapmanız için gerekli sebepler ve Bologna’da yapılacak en iyi şeyler.
Neptün Çeşmesini Ziyaret Edin
Mimar Tommasa Laureti ve heykeltraş Giambologna tarafından 16.yüzyılda inşa edildiğinden beri Bologna’nın çok sevilen bir simgesi haline gelmiş Neptün Çeşmesi, ama dünya çapında üne Facebook paylaşılan resmini cinsel içerik olarak algıladığında kavuşmuş.
Büyük çeşmenin ortasında Deniz Tanrısı Neptün’ün 4 metrelik bir heykeli bulunuyor. Papa 4. Pius’un anısına inşa edilen çeşmenin, Katolik Kilisesinin gücünü göstermesi amaçlanmış.
Kilise tarafından yaptırılmasına rağmen, çeşmeyi biraz müstehcen bulmuşlar. Giambologna Neptün’ün “erkekliğinin” büyüklüğünü sınırlandırmaya zorlanmış ama sanatçı Tanrı’nın baş parmağını heykele belli bir açıdan bakınca büyük bir penis gibi görünecek şekilde yerleştirmiş.
Neptün’ün oldukça seksi vücudunun yanısıra, çeşmede birkaç tane dişi deniz perisinin, büyük memelerinden su fışkırtan heykelleri de bulunuyor. Bu özellikleri Facebook’un bu çeşmenin resmini uygunsuz içerik olarak nitelemesine yol açtı, ama aldıkları kötü geri dönüşler sonrasında bu karardan vazgeçtiler.
Bologna’nın Üstü Kapalı Kaldırımlarında Gezin
Bologna’nın geniş portiko ve pasaj ağı sayesinde en şiddetli yağmurlarda bile kuru kalabilirsiniz. Şehirdeki 40-50 km’lik portikolar dünyanın en uzunlarından birisi.
Di San Luca Portikosu, tepenin zirvesine kadar yaklaşık 4 km uzunluğunda 666 tane kemerden oluşuyor. Tepede ise 18. yüzyıl di San Luca Meryem Ana ibadethanesi bulunuyor. Ama bu etkileyici kaldırımları neredeyse şehrin her tarafında bulabilirsiniz.
Bazılarının tarihi 11.yüzyıla kadar uzanıyor ve orta çağ, rönesans, gotik ve 19. yüzyıl mimarisine sahip portikolar bulabilirsiniz. St. Luke ve Alemanni portikoları da dahil olmak üzere şehrin bir çok portikosu neredeyse hiç yenileme çalışması geçirmemiş ve bu yüzden en başta yapıldıkları orjinal materyalden oluşuyorlar.
Bologna Kulelerine Tırmanın
Bologna kuleleri bütün şehirden görülebilen ortaçağ mimarisine sahip kulelerden oluşuyor. Bir zamanlar sayıca çok fazla oldukları için şehri antik bir gökdelen şehri gibi gösteriyorlarmış. Şimdilerde ise, 21 tane kule bulunuyor, bunlardan iki tanesi en ünlüleri.
Bologna’nın sadece bir tane değil, iki tane eğik kulesi var. Asinelli ve Garisanda kuleleri düz duramayan iki kule, ama bu daha fazla eğime sahip olan Garisenda’da daha bariz bir şekilde görülebiliyor.
Bir günlüğüne bile Bologna’ya gelseniz de, Asinelli Kulesine kesinlikle çıkmalısınız. Buraya tahta dar merdivenlerden çıkmak bile bir macera. Şehrin göbeğinde bulunan kulede zirveye ulaştığınızda, Bologna’nın nefes kesici bir manzarasını göreceksiniz.
New York City’de bir zamanlar bulunan Dünya Ticaret Merkezinin mimarı Minoru Yamasaki’ye ilham olmuş bu iki kule.
İtalyan Mutfağının Merkezi
Bologna şehri “şişman olan” olarak biliniyor ve bu lakabı hak ediyorlar. Eve dönmeden önce size birkaç kilo aldıracak lezzetli bir çok yemek bulunuyor Bologna’da.
Bologna’nın en iyi özelliklerinden birisi, restoranlar bile oldukça uygun fiyatlı böylelikle herkes enfes yerel mutfağın tadını çıkarabilir. Açıkçası buradaki yemekler bile, hemen bir uçak bulup buraya gelmeye değer.
Tabii ki Bologna mortadella yada bologna sosu gibi uluslararası ün kazanmış tatların doğduğu yer. Gerçek mortadella sosu, Amerikan türlerinden çok daha lezzetli ve güzel. Genelde bu sos çekilmemiş biber tanesi, antep fıstığı ve yağ içeriyor.
0 notes
Text
Varallo’da Yapılacak En İyi Şeyler
Varallo’da Yapılacak En İyi Şeyler
İtalya’yı keşfetmek eşsiz bir deneyim, ister Roma, Milan ve Floransa gibi ülkenin simgesi şehirleri, ister dağ ve göl kenarlarındaki küçük kasabaları ziyaret edin. Görecek ve yapacak şeyler listesi gerçekten sonsuz.
Sahip olduğu görülmesi gereken ünlü şeylerin ötesinde, İtalya küçük ama çekici kasabalar ile dolu bir ülke. Ve bu modern bir ülke tarafını değil de, ülkenin daha geleneksel tarafını keşfetmek ve zengin kültürünü deneyimlemek için altın değerinde bir fırsat.
Kuzey Piedmont’da Vercelli’nin 66 km kuzeybatısında bulunan Varallo, uzak bir bölge de vahşi yaşamın içerisine kurulmuş, rafting, kanyon, kayak gibi macera sporları ile ünlü küçük bir dağ kasabası.
Varallo, Sacro Monte adındaki hac alanı ve Alplerin en yüksek ikinci dağı olan Monte Rosa’ya kadar kuzeye uzanan Sesia nehri ile de ünlü. Bu küçük çekici İtalyan Alpleri kasabasında görülecek yer ve yapılacak etkinlik sıkıntısı asla yok.
İşte Varallo’da yapılacak en iyi şeyler.
Konum ve Ulaşım
Varallo, Valsesia vadisinde Piedmont bölgesinde bulunuyor, yani Monte Rosa’nın eteklerinde. Milan ve Turinden araba ile 1.5 saatlik bir yolculuk ile, tren ile 2-3 saat bir yolculuk ile, otobüs ile ise 3 saatlik bir yolculuk ile ulaşılabiliyor.
Eğer Milan’da yapacak bir şeyler arıyorsanız, Vallora’ya günü birlik bir tür gayet iyi bir fikir. Ama aynı zamanda Fransa yada İsviçredeyken de buraya uğramayı düşünebilirsiniz. Bölgedeki toplu taşımanın verimliliği, gezilerin kolayca gerçekleştirilmesini sağlıyor.
Ama siz yine de bu küçük kasabada birkaç gün geçirmek isteyebilirsiniz. Valsesia bir vadi grubu aslında ve bir çok önemli turist köyü ve ana kasaba burada bulunuyor.
Varallo Tren İstasyonu ve Tarihi Tren
Varallo yürüyerek kolayca keşfedilebilecek küçük bir kasaba. Yürüyüş turunuza en iyi başlangıcı Varallo Sesia Tren İstasyonundan yapabilirsiniz. Tren istasyonu 1886’da açılmış ve kasabanın simgelerinden birisi.
Tarih açısından ilgi çekici olan istasyon sadece belirli zamanlarda turistler için çalıştırılan trenler ile hizmet veriyor. Eğer zamanda yolculuk yapmak istiyorsanız, senede bir kaç kere sefer yapan muhteşem buharlı tren ile Milan-Varallo seyahati yapabilirsiniz.
Valsesia Tren İstasyonu Müzesini de kesinlikle ziyaret edin. Müze eski tren istasyonu deposunun içerisinde bulunuyor, burada sergilenen belgeler, fotoğraflar, tren yolu kalıntıları ve diyoramaları görebilirsiniz.
San Gudenzio’yu Ziyaret Edin
Varallo’nun en önemli yerlerinden birisi San Gaudenzio Kilisesi. Küçük taşlık bir buruna inşa edilen San Gaudenzio, kasabanın merkezinde bulunuyor ve Piazza Vittorio Emanuele manzarasına sahip.
Kilisenin tarihi 15. yüzyıla kadar uzanıyor ve özellikle nefes kesici Gudenzio Ferrari duvarı ile ünlü. Bütün gün buradaki güzel freskleri inceleyerek geçirebilirsiniz. Sanatçının inanılmaz yeteneği ağzınızı açık bırakacak.
Sacro Monte
Varallo’nun en ünlü yerlerinden birisi de Kutsal Dağ (Sacro Monte) . UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan alan adeta kasabanın tarih merkezi. Bu kutsal alanda bir bazilika ve tarihi olarak önemli heykel ve fresklerle dolu 44 tane şapel bulunuyor.
1491’de Franciscan friar Bernardino Caimi tarafından inşa edilen en eski Sacro Monte ve önemli bir hac alanı. Varallo’ya teleferik ile gelirseniz, bu alanın da manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Varallo Karnavalı
Varallo kasabasının en eski geleneklerinden birisi Varallo Karnavalı. Etkinlikler her sene Ocak ve Mart ayları arasında gerçekleşiyor. Bu süre içerisinde kasaba Marcantonio Carlavèe maskesi ve başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere tüm halka birlik ve mutluluk getirmek için partiler, danslar ve yemekler düzenleyen onun hayat arkadaşı Cecca tarafından yönetiliyor.
Varallo Karnavalı her sene 6 Ocak’ta “Veggia Pasquetta” töreni ile başlıyor ve küllerin Çarşambasında Marcantonio Duruşması ile son buluyor.
0 notes