engelsendin

[engelsendin]

gene burdayım

kendimi tekrar burda bulmak eski attıklarımı görmek beni kötü etkiledi doğrusu artık yeni bi yola başlıyorum ve bu yol için de burayı hep destekçim olarak göreceğim yine ben kumsal yine ben geldim..

[engelsendin]

[engelsendin]

[engelsendin]

[engelsendin]

bu hayatta üzüntüden ölmek diye bi şey var.

[engelsendin]

[engelsendin]

Fotoğrafına bakıp “bu fotoğrafı çekilirken beni seviyordu” demek.

[engelsendin]

Öyle birşey ki hissizleşmek öyle zor ki ait hissedememek öyle güzel ki sevilmek...

[engelsendin]

Kafamı yastığa koyduğumda, kafamdaki gürültü son bulsun istiyorum.

[engelsendin]

Ağlaya ağlaya adını siliyorum hafızamdan. Sen anlayamazsın bunun anlamını.

[engelsendin]

[engelsendin]

Seni bir ömüre sığamayacak kadar çok sevdim

[engelsendin]

Merhaba ben Mehmet Pişkin..

[engelsendin]

O kırıyor ama sen kendi gönlünü alıyorsun gibi bir gece.

[engelsendin]

“Bize çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının, çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız.” diyordu Erich Fromm “Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken ilgidir.” Sevgi almaktan ziyade vermektir.

[engelsendin]

Ne demek biliyor musun bir insanı sevmek?

Birden dünyada kötü insan kalmıyor.

[engelsendin]