Text
Öğrencilerine Okulu Sevdirmek İçin Değişmeye Karar Veren Bir Öğretmen
Dört yıl önce, sınıfıma okulu severek (en azından hoşlanarak) gelen ve bu sevgisi bir şekilde azalarak ayrılan öğrencilere verdiğim zarardan dolayı sorumluluk almam gerektiğini fark ettim. Benim detaylı ve uzun uzun anlattığım derslerim, onların kafasını karıştırıp tatlarını kaçırana kadar matematiği çok seven çocuklardan bahsediyorum. Ya da benim katı kitap özeti kurallarım ve okuma günlüklerim, harika hikayelere duydukları merakı öldürene kadar okumaya bayılan çocuklardan.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
6 notes
·
View notes
Text
TED Konuşmaları – Her Çocuğa Besinleri Öğretin
“Size bir şey anlatmak istiyorum. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı durumu özetleyen bir hikaye, tamam mı? Süt kadar basit bir şeyden bahsetmek istiyorum. Her çocuğun okulda süt içme hakkı var. Çocuklarınız okulda, kahvaltı ve öğle yemeklerinde süt içiyolar, değil mi? Her gün iki şişe, tamam mı? Çoğu çocuk bunu yapar. Ama süt artık faydalı bir şey değil. Çünkü süt kurulundaki biri, -beni yanlış anlamayın sütü ben de destekliyorum- süt kurulundaki biri muhtemelen bir başkasına eğer sütün içine dünya kadar aroma, boya ve şeker ilave ederseniz çocukların sütü daha çok seveceğini göstermek için epey para ödemiş olmalı. Evet. Elbette bu davranış bulaşıcı olacak. Elma kurulundaki biri de çocukların, elmalarına karamel eklenirse daha çok elma yediklerini gösterecek. Anlatabiliyor muyum? Bence, süte aroma eklemeye gerek yok. Değil mi? Şeker her şeyde var. Besin içeriklerini iyi biliyorum. Şeker her şeyde var. Süt bile bu modern çağ sorunundan kaçamadı. “
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
4 notes
·
View notes
Text
Konuk Yazar – Fethiye Şenel: Üstün Yetenekli Çocuklar ve Mükemmelliyetçilik
Henüz 6. sınıfa giden bir öğrencim geçtiğimiz hafta “sınav kaygısı” yaşadığını ve son sınavlardan 100 alamadığı için mutsuz olduğunu ifade ederek kendisine yardımcı olmamı istedi. Bu yoğun üzüntüsünün ardından aldığı notu merak ederek sorduğumda; 90 aldığını, notlarının çok düştüğünü ve TEOG ortalaması için endişelendiğini dile getirdi. Bu notun da çok iyi bir not olduğunu anlaması ve kendisini daha iyi ve başarılı hissetmesi için bir takım çalışmalar yaparken, ailesinin de TEOG için notlarını yüksek tutması gerektiği konusunda kendisini yönlendirdiğini, son notlarını onların da çok düşük bulduğunu ifade etti.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
4 notes
·
View notes
Text
Etkili Ödevin Anahtarı Nedir?
Ödev hakkında yayınlanan çok sayıda makale ve araştırmaya dayanarak “ödev savaşlarının” – ne kadar? ne sıklıkta? – öğretmenler ve ebeveynler arasında hala bir numaralı konu olmaya devam ettiğini söyleyebiliriz. Bazı öğretmenler ödev vermekten nefret ediyor; bazıları ise ödevi hayati bir gereklilik olarak görüyor. Ancak yeni bir araştırmanın dediği gibi esas soru ne kadar ödev değil, öğretmenlerin verdiği ödevin gerçekten öğrenmeyi geliştirip geliştirmediği.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
1 note
·
View note
Text
Haftanın Filmi – Shine
Frued’un söylediği iddia edilen ama teyit edemediğim bu tespite, size tanıtmayı düşündüğüm film hakkında ön araştırma yaparken rastladım. Freud, burada bahsettiği “karşı çıkış” ile tam olarak neyi anlatmayı hedefledi bilemesem de psikanalizle az da olsa tanışıklığı olan herkes gibi benim de zihnimde bir şeyler canlandı. Bu hafta hayranlık veren müzik dehası, sert ve otoriter bir baba tarafından örselenen ve bunun bedelini ruh sağlığını yitirerek ödeyen piyanist David Helfgott’ın hayatını ya da gecikmiş “karşı çıkış”ını konu alan Shine adlı film üzerine bir şeyler söylemeye çalışacağım.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
1 note
·
View note
Text
Öğretmenlerin En Çok Neye İhtiyacı Var?
Öğretmenlerin pek çok şeye ihtiyacı var: Daha fazla saygı, daha yüksek maaş vs… Ancak yedinci sınıf tarih öğretmeni Jake Miller, öğretmenlerin her şeyden daha fazla ihtiyaç duydukları başka bir şeyden bahsediyor: Zaman.
“Okulları gerçekten düzeltmek istiyorsak, öğretmenlere daha fazla zaman vermeliyiz” desem, sanırım sıradan bir vatandaş bana şöyle bir dönüp bakar ve “Bir dakika” diye düşünür “öğretmenlere daha çok zaman vermek mi? Bu insanların zaten Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları tatil! Ayrıca zaten saat 3′e kadar falan çalışmıyorlar mı? Üstelik çalıştıklarında da öğrencilere ders kitaplarını okumalarını söylüyorlar, sınıfta birkaç tur atıyorlar ve cetvellerini birkaç kez masaya vurduktan sonra yerlerine oturup YouTube’da kedi videoları izleyip diğer öğretmen arkadaşlarıyla paylaşıyorlar. ” Okulların berbat bir durumda olduğuna hiç şaşırmamak lazım.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
0 notes
Text
Öğretmenler Neden Önemlidir?
Ben çocukken okulu pek sevmezdim. İngilizce derslerini severdim. Ama sıra matematik ve fen bilmleri derslerine gelince genellikle kötüydüm. Gerçek şu ki liseden zar zor mezun oldum.
Bugün eğitim sistemimiz, benim öğrenci olduğum yıllardakinden çok daha farklı. Dünya, özellikle son yıllarda eğitim konusunda önemli ve büyük bir değişimden geçiyor.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
0 notes
Text
Haftanın Kitabı – Yetenekli Çocuğun Dramı
“Gerçeklerle yüz yüze gelmektense…
Deneyimlerimizden, ruhsal rahatsızlıklarla mücadele ederken her zaman kullanabileceğimiz çok önemli bir araca sahip olduğumuzu öğrendik. Bu araç tek ve benzersiz olan kendi çocukluk öykümüzün gerçeğini duygusal yönüyle kavrayabilmemiz, duygularımızla ona ulaşabilmemizdir…”
Psikoterapist Alice Miller’ın “Yetenekli Çocuğun Dramı” kitabı yukarıdaki cümlelerle başlıyor. Ve ilk cümleler kitabın konusunun ne olduğu hakkında bilgi veriyor: “Çocukluğumuz”.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
0 notes
Photo
"Çocuklarımızın okulda daha çok zaman geçirmeye değil, oyun oynamaya ihtiyaçları var. Eğer çocuklarımızı ve gelecek nesilleri önemsiyorsak, son yarım yüzyıldır bizi tehdit eden bu korkunç eğilimi tersine çevirmeliyiz. Çocukluğu çocuklarımıza geri vermeliyiz." - Dr. Peter Gray
0 notes
Text
Finli Öğretmenleri Bu Kadar Özel Kılan Nedir?
Yeğenim Finlandiya’daki okulunu bitirirken, en çok istediği şey bir ilkokul öğretmeni olmaktı. Öğretmenliğe ve öğretmeye duyduğu büyük ilgiye rağmen Helsinki Üniversitesi’ndeki bir öğretmenlik eğitimi programına katılmayı başaramadı. Çok zeki ve parlak biriydi, ama yeterince nitelikli sayılmadı.
Bu alışılmadık bir durum değil. Finlandiya’daki üniversiteler, tıpkı yeğenime yaptıkları gibi, tekrar denemeleri ya da başka bir şey okumaları için başvuranları düzenli olarak geri çeviriyorlar. Daha gelişmiş ve araştırma-tabanlı bir derece sağlayan Finlandiya ilkokul öğretmenliği eğitim programları, genç Finliler arasında o kadar popüler ki her yıl başvuranların sadece 10′da 1′i bu programa kabul ediliyor. Bu şanslı öğrenciler, kendi sınıflarında ders verme yetkisine kavuşmadan önce 5 ila 6 yıl boyunca okumak zorunda.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
3 notes
·
View notes
Text
Bakış Açısı: Gücünü Kaybeden PISA’ya Neden Destek Vermeliyiz?
Amerikan okullarındaki öğrencilerin dörtte üçü, matematik, okuma-yazma ve fen bilimleriyle ilgili bilgilerini geliştirmek için her gün okul sonrası derslere gönüllü olarak katılsaydı ne olurdu? Bunun üstüne bir de Amerikalı öğrencilerin bu konularla ilgili ödevlere günde iki saatten fazla zaman harcadığını hayal edin. Herkesin imrendiği Şangay’daki, Singapur’daki ve Güney Kore’deki akranları aynen böyle yapıyor. Oysa Amerika, uluslararası öğrenci değerlendirmelerinde bu ülkelerin önüne geçmeyi hedeflediğinde hep duvara çarpıyor.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
0 notes
Text
Fark Yaratan Öğretmenler – Naomi Volain (Amerika Birleşik Devletleri)
“Öğretmenliği ve bilim öğretmeyi seviyorum. Çünkü öğretmek hem benim öğrenmemi hem de öğrencilerimle birlikte çalışmamı sağlıyor. Bence bu çok değerli ve anlamlı bir deneyim paylaşımı.”
Global Öğretmen Ödülü finalistlerinden Naomi Volain, kariyerine diyetisyen ve klinik beslenme uzmanı olarak başladı ve daha sonra bir medikal reklam yazarı olarak iletişim becerilerini geliştirdi. Ancak Naomi, ergenlik çağındaki gençlerle birlikte çalışmak istediği için öğretmenlik mesleğine geçiş yaptı. Bugün Springfield Merkez Lisesi’nde çevre bilimi, botanik, ekoloji ve biyoloji öğretiyor.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
0 notes
Text
Ünlü Nörobilimci Açıklıyor: “DEHB Gerçek Bir Hastalık Değil”
Dünyanın en önde gelen pediatrik nörobilimcisi Dr. Bruce D. Perry, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) “gerçek bir hastalık” olmadığını ifade etti ve çocuklara uyarıcı ilaçlar vermenin tehlikeleri hakkında uyarılarda bulundu.
Dr. Perry, DEHB olarak bilinen bozukluğun pek çok çocuk ve yetişkinde görülen bir grup semptomun tanımı olarak görülmesi gerektiğini ekledi. Dr. Perry’e göre bu semptomlar hepimizin hayatlarının bazı dönemlerinde görülebilecek faktörlerden kaynaklanıyor:
“DEHB bir hastalık değil, bir tanımdır. DEHB’li olarak etiketlenmek çok ilginçtir çünkü herhangi birimiz hayatımızın herhangi bir döneminde bu kriterlerin en az birkaç tanesine uyarız.”
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
2 notes
·
View notes
Text
Uluslararası Pozitif Eğitim Ağı (IPEN) Manifestomuz*
Son 20 yılda psikoloji bilimine getirdiği farklı bakış açısıyla, bireylerin ve toplulukların esenliğini arttıran faktörleri anlamaya, keşfetmeye ve teşvik etmeye odaklanan Pozitif Psikoloji’nin eğitim alanı için çok değerli yansımaları bulunuyor.
Geçtiğimiz aylarda Pozitif Eğitim alanında global bir hareket başladı ve global bir ağ oluşturuldu: Uluslararası Pozitif Eğitim Ağı (International Positive Education Network – IPEN – http://www.ipositive-education.net/). Bu hareketin amacı, bütün dünyada pozitif eğitim yaklaşımı ve uygulamalarını teşvik etmektir. Pozitif Eğitim, bu doğrultuda akademik başarıyı bütün amaçlardan değerli gören mevcut eğitim sistemini sorgulamakta ve eğitimde “Akademik Eğitim + Karakter & Esenlik) yaklaşımını desteklemektedir.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
0 notes
Text
Etkinlik Önerisi – Ormanda Masal Kampı
Bu Temmuz büyükler ve küçükler bir masal ormanında buluşuyor.
4-11 Temmuz tarihleri arasında Bolu’da Hindiba Pansiyon’da düzenlenecek bir haftalık masal kampında hem yetişkinler için hem de çocuklar için iki masal atölyesi aynı anda gerçekleştirilecek.
Yetişkinlere yönelik düzenlenen ilk atölye; eğitimci, sanatçı, iş insanı ya da sadece anne ya da baba olarak hikaye anlatıcılığına ilgi duyan her seviyeden katılımcıya açık… Atölyede doğanın içinde, doğanın akışını dinleyerek iyi bir anlatıcı olmanın gizlerini keşfedebilirsiniz.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
0 notes
Text
Neden Çocukların Hareket Etmeye, Dokunmaya ve Keşfetmeye İhtiyacı Var?
Öğrencilerin öğrenme sürecinde bedenlerini kullanmaları, bu her ne kadar aptalca ya da ulaşılmak istenen öğrenme hedefiyle bağlantısız gibi görünse de, aslında çok büyük bir etkiye sahip. Araştırmacılara göre öğrenciler matematiksel hikaye anlatımı yaparken (örneğin sözlü problemler gibi) bedenlerini kullandıklarında matematik hakkındaki düşünceleri değişiyor. “Eğer yaptığımız hareketlerle bağlantısını kurabilirsek, dili çok daha zengin ve dolu bir şekilde anlıyoruz” diyor Chicago Üniversitesi psikoloji profesörü Sian Beilock.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
1 note
·
View note
Text
Haftanın Çocuk Kitabı – Pieter Bruegel’in Gizemli Dünyası
Bundan beş – altı yıl önce tanıdım Bruegel’in “Çocuk Oyunları” tablosunu. Hayranlık beslediğim ve daha önce tanışmadığım için kendi kendime hayıflandığım bu resim, o günden sonra en sevdiğim sanat yapıtlarından biri oldu. 16. yüzyılda yaşayan bir sanatçının ürettiği bir sanat eserini sadece sokakta oyun oynayan çocuklara ayırması, müthiş detaylarla örülmüş zengin bir içerikle donatmış olması oldukça özgün ve hayranlık uyandırıcı. Daha da önemlisi, Hollanda sokaklarında yaşayan onlarca çocuk oyununu yansıtan bu tablo etnografikbir nitelik taşımakla kalmıyor; aynı zamanda geleneksel çocuk oyunlarının evrensel kültürün ortak değerlerinden biri olduğunu ortaya koyduğu için Bruegel’in çocukluk kültürüne kazandırdığı önemli bir miras, belki de bir armağan.
Yazının devamını okumak için: Eğitimpedia
3 notes
·
View notes