duygusalmuhendis
birisi
14 posts
Buraya birisi bir şeyler yazıyor ve birileri okuyor
Don't wanna be here? Send us removal request.
duygusalmuhendis · 6 years ago
Text
Ey ahali! Zombi mahali
15 Mayıs 2019 Çarşamba'dan ilk saatler. Bir önceki postun başlığının "selamlar" oluşu ve 27 Nisan 19'da "Selamlar biz Adamlar" anonsunu duyulu ve bir hayalimin gerçekleştiği o anın kafiyeli uyumu yüzümdeki tebessümün sebebidir. Ancak buraya tekrardan döndüğümden anlaşılsın, bu tebessüm yarımdı ve içinde eksik birçok şey vardı. Sevgi.
Sevgi neydi?
Emek miydi?
Yoksa emek verince mi sevgi oluyordu?
Cevapları bulamadığım sorularla karşı karşıya olduğum uykusuz bir gece. Durup dururken sevilmek istediğim bir an. Saatler sevgisizlikten bıkmışlığı gösteriyor. Bir önceki post ne kadar mutluluk ve umut doluysa bu post da bi' o kadar umutsuz ve gerçekçi olacak gibi. İşler hiç de öyle olmadı...
Tam 23 gün kesintisiz konuşuldu, sohbeti de sarıyordu ardından malum şehre geri dönüldüğünde bir avmde buluşuldu:dünyanın en saçma 7'lisiyle. Ancak o an mühim olan sadece o'ydu. Dönüş yolunda tramvayda sohbet edilirken onun yüzüne daldığım anda yakalandım. Belki de o kadar belli etmekti mesele, sevildiğini anlayan uzaklaşıyor muydu hatırlayamadım.
Uzanıp kulaklığıma sarıldım. Tınıları keyifli sözleri zehirli olan bu şarkı Bi hayli güzel.
No Land-Sor
Düşüşüyle barışan var mıdır bilmem ama ben o listede yokum. Yaşamaktan sıkılmadım ancak yarışmayı bıraktım diyebilirim. Kendimi yalnızca kariyerime odaklamış bir halde ilerliyorum. İyi de gidiyorum. Ancak duyguları yoksaymak benim için bile zor. Her neyse konuya dönelim..
Buluşmadan sonra malum mesajın asla gelmeyeceğinden emin bir halde yine de bekledim. Sonra? Mesajı atan ben oldum. Bir sonraki buluşmayı ayarlayan ben olmuştum. Ancak ondan sonra da tekrar yazan olmayı sindiremeyeceğimden ondan beklemeye koyuldum. O mesaj tabiki gelmeyecekti. Gelmedi. Sonra ne mi oldu? Sonrası yok. İşte böyle sonu olmayan bir şekilde duygularım heyecanım umutlarım hepsi yok olmuşlardı. Belki de zaten asla var olmamış bir şeyin sonuna işte böyle geldik. Bu sefer gerçekten vazgeçmiştim. Çünkü mecbur bırakılmış bir vaziyetin tam içindeydim. Aslına bakılırsa görünen köy kılavuz istemiyormuştu.
Bir daha sevilir miyim, bilemiyorum. Benden geçmişlerin benim memleketimde okumakta olan bir kızla beraber olması kadar trajikomik bir ruh halindeyim. Çok soru var kafamda ancak tek bir cevap yok.
Bu durumda ona hiçbir şey olmamış ancak heyecanım ve yanında promosyon olarak duygularım da burada böylece son bulmak zorunda kalmış oldular. Farkında bile değil.
Sevilmeye olan inancımı yitirmiş olsam da umut her zaman bir yerlerde duruyor, bilmeden. Kim bilir belki de bir sonraki post sevgi dolu olur.. Olur mu dersin?
Sevgi dolu geceler Tumblr! Daha mutlu bir postta görüşmek üzere.
2 notes · View notes
duygusalmuhendis · 6 years ago
Text
Selamlar
Son gönderimde, 7 Aralık 2018 tarihini olur da bir gun tumblr'ı silersem tekrar yukledigimde kendime hatirlatma olsun diye yazmisimdir kuskusuz. Oyle de oldu. Selamlar,ben döndüm.
Ama bu kez iyi döndüm. Donusum muhtesem olmadi ancak umut dolu oldu. Gidenin ardından 1 yıl 3 ay 30 gün geçmiş, gecmis olsun. Yazma isinde gerilemis oldugumu görüyorum ancak gerilemeyen bir sey var ki: hala tirnaklarimi yiyorum. Herneyse konu bu degil.
Bu kez gundemimizde 19 Ocak 2019 tarihi var. 19'larin kafiyesini şimdi fark ediyor oluşum da bi' garip. Bu bir itiraftir; 1 Ekim 2017 tarihinden cok da oncesi de vardi. Hayal meyal tarihin mart-nisan 2017 oldugunu animsiyorum. Onu ilk kez ortak bir amac icin bir mekanda yer alirken gordum,tanidim ve hatta yanina oturuverdim ve hatta objektiflere yanyana yakalandık...
Sanirim ilk kez o gun anladim, bu insanîde bir sey vardi. O 'şey' beni tumblr'a geri döndürdü. Nasil mi? Geçelim....
Zannediyorum mart ayinin bilmem kaçında hafif serin ruzgarlarin estigi ancak yuzunuzu operek gectigi bir Bosna Hersek gecesinde arkadaslarimdan aldigim gazla mesaj atmistim. O gece isler cok iyi gitti. Ancak unuttugum bir soz vardi ki; "taktik maktik yok bam bam bam!" Dogru soze ne denir? Bilemiyorum...
Artik iş platoniklesmis ve cigirigindsn çıkmaya baslamisti. Güçlü bir kizdim ben ve mantigimi kullanmali boylece realistik dusunmeli ve onu sevmekten derhal uzaklasmaliydim. Yuzde olarak ifade etmek ancak bir muhendise yakisir; %85 basardim. Buyuk oranla onu aklimdan sildigime kendimi inandirmayi basarmistim. Zaten umudum da kalmamisti ki ustelik bir de fakirdim..
19 Ocak demistim, aksam 22.50 sularinda dm kutumu mavilendiren bir mesaj gorene kadar bu yuzde oran basarisini koruyordu. Ancak içten ice biliyordum ki bu ani yaşamak dunyada en cok istedigim seydi. Tanrı'nın- tanri diyecegim beni yargilamayin- sevgili kulu muydum bilemiyorum ama bildigim tek sey, asla olmaz dedigim olay olmustu, üstelik %100 gercekti. Gordugum onlarca rüyalardan daha gercekti.
Bugun 30 Ocak 2019. 10 gündür icimde bi kıpırtı, beynimde bir endorfin, karnimda bir agri, kalbimde bir çarpıntı, aklimdan gecen onlarca dua, ve ufaktan bi kuşku...
Tanrım! Kuşkuyu al digerleri kalsın.
....hayatta iyi seyler de olabilir.
1 note · View note
duygusalmuhendis · 7 years ago
Text
Ah yine Tumblr!
7 Aralık'tan ilk dakikalarını almış; 6 Aralık gündüzünden kalma bir gece...
Hava oldukça serin ancak bu kez içimi ısıtacak o her zamanki pozitifligim de yok. Bugün değil,belki yarın gelir geri. İnsanların- ve kendimin- birinin derdini 'saçma' bulduktan sonra aynı dertten muzdarip olununca hiç de sacma gelmiyor oluşuna kafam takıldı. Kafama taktigim bir diger sey kendim disindaki insanlarin baska insanlara ve kendime olan bu fütursuzca kötü davranislari. Birinin hayatinda iz birakmak icin kotu seyler yapmis olma zorunlulugu mu var? Bence yok. Birisine bel baglamak ne demek,o olmadan da mutlu olabilmesini bilmemiz gerekir en basta. Kişi sadece kendisi oldugu icin degerli degil midir? Aşık olunca kendi olmaktan cikiyor ya insan ondan midir bu çelişki?
Aşk gerekli midir diye soran olursa şayet; kuşkusuz "Değil!".
Bitip gitse de aşk bu ya, kalıyor külleri.
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Text
29 Ekim,yagmurlu 10 derece hava,sonbaharın gecikişi ve içimdeki huzur.
Kapalı havalarda mutsuz hissedenlere inat kendimi oldukça huzurlu hissediyorum. Sonbaharı seviyorum çünkü kışın habercisi. Bir şeyler yazmak karalamak hissiyle dolup taşıyorum aslına bakılırsa moralim de bozuk ufaktan. Sonbahara çok yakıştırdığım şarkıları birer birer açıyorum eşlik ediyorum ve bu muazzam bir şey.
Fotoğraflara verdiğim efektler bile sonbaharımsı. Buraya hangi şarkıdan alıntı yapıp yazsam bilmiyorum sanırım sadece şuanda çaldığı için Radiohead-All I Need ismini vereceğim.
"I'm in the mirror of your picture."
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Text
1 Ekim
Gitti. 2016'nın ekimiyle 2017'nin ekimi birbirinden nefret ediyor olmalılar. 2016'da ilk buluşma; heyecan,stres,bolca mutluluk biraz da bitkinlik. 2017'de bu saydıklarımdan eser yoktu. Ayrıldı benden ve ben buralara 5 gün sonra yazabiliyorum. Zaten havalar da soğudu. 5 gün önce pencere kenarında sabaha karşı ağlarken dinledigim şarkıyı seçtim playlistimden. Bu kez ağlamıyorum. Pencere kenarında da değilim. O gece beni ağlatan bu şarkının aslında o kadar da 'dokunaklı' olmadığının farkına varınca güzel her şey. O gitti ve ben ona gitme demedim. Üzüyordu beni, sevmiyordu artık. Beni üzense onunla patlıcan yiyememiş olmamızdı. Tragus piercingimi gösterecektim,beğenmeyecekti,dokunacaktı,belki dalga da geçerdi ama sonra öperdi kafamdan. Sarılır mıydı,bilmiyorum. Sarılmak demişken;sarılmak derin bir konu... Insan sevdiğine sarılır, sevmediğini öpebilir de. Beni sevdiğini sandım ya da gerçekten sevildim. "Aşkın ömrü vardır." lafı neden böyle anlamlı geliyor? Yatakta yatarken yazı yazmak zor şey,kolum ağrıyor ama konu bu değil. Bundan sanırım 1-2 ay önce bana "Ilişkimiz olgunluk evresinde,tıpkı insan gibi büyüyor ergenlik geçirdi" demişti. Bu lafından huylandım ama ses etmedim. Ilişki insan gibiyse zamanı geldiğinde-ya da erkenden- ölecek demektir. Erken miydi yoksa vakti gelmiş miydi..bilmiyorum. Biliyor da olabilirim. Vakti gelmişti,kabullenmem gerekiyor ki onunla asla patlıcan yiyemeyecektik ve asla oğlumuz olmayacaktı. Zaten "Uzay" ismini de istemiyordum. 5 günde değişen şeyler çoktu,ben de değiştim. Çok acıktım ama yemek yemedim, eşyalarını çıkardım ama atmadım, ağladım ama daha çok güldüm, gecelere kadar gezdim, bi çocuktan hoşlanmaya ittim kendimi, sigara içtim. Fotoğrafları sildim,usb yi kırdım, teyzesini aramak istedim ama aramadım... Günlerdir ihtiyaç molası bile vermedim, durmadım ki hiç. Şimdi duruyorum ve artık yazmaya hazır haldeyim. Fotoğrafların olduğu usbyi kırmak kolaydı çünkü hepsi Snapchat'te vardı. Mühim olan; oradan da silmekti. Bekledim,beklettim,aklıma getirmedim,üşeniyormuş gibi davrandım. Ama kimse mevzuyu bilmiyordu. Mezuniyet kelimesini "mevzuniyet" diye yazardı ve ben eksik hissetmesin diye içim içimi yese de hicbir zaman ona "öyle yazılmaz" demedim. En önemli değişim sanırım artık tırnağımı yemeyi canımın istemiyor oluşu. Artık tırnaklarımı yemiyorum,ellerim daha kuvvetli artık. Ben de öyle. Düşmedim ki,ayağım takıldı. Ama düzelir, sonuçta yakında yeni bir gezegen bulunur nasıl olsa...
Yazacak eminim birkaç şey daha vardır ama yarın zor gün olacak, eşyalarını atmam gerekiyor artık. Iyi geceler Tumblr!
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Text
01:35
Ona verdiğim sürenin dolmasına 2 günden az kalmış olduğunu tuvalette fark etmem garipti. Bu süreden onun bi' haber olması da garipti tabii. Mesaj attı,aradı hatta saat 01.35te. Saçma sapan bir sebepten dolayı bu saatte aranır mıydı? Bilmiyorum. Bana gelmek isterken ayağı mı takılıyor bir şeylere bilmiyorum. Ya da gelmek mi istemiyor bilmiyorum. Uykumu kaçırdı yine. Uyandırdı,aklıma düştü ve gitti. Umarım geri gelir. Pazartesine çok az kaldı.
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Photo
Tumblr media
18 santigrat derece güneşli bir hava. Rüzgarın yüzümü okşayarak esmesi güneşi kıskandırmış olabilirdi. Günlerdir ilk defa keyfim yerinde hissediyorum. Bitmesin diye yavaşça yudumladığım kahvemi masaya bırakıp soluma döndüm. Kampüste bir kafenin önünde belki de bambaşka bir amaçla konulmuş yapay çiçekler bu kez canlı görünüyordu. Çiçeklerin tam önüne park edilmiş araba çiçeklere su olmuş gibiydi. Yapay çiçekler bugün canlanmıştı. Soluma doğru gülümsedim. Rastlantılar hosuma gidiyordu bugün. Duramadım fotoğrafladım. Arabayla çiçeğin uyumu rüzgarla güneşin uyumunu andırıyor. Rüzgarın bedenimle sevişmesi,güneşin içimi ısıtması, kahvemin kafein ihtiyacımı gidermesi ve arabayla çiçeğin ilişkisi… Güzel bir gün. Tüm günleriniz araba ve çiçeklerle geçsin🌸
1 note · View note
duygusalmuhendis · 7 years ago
Text
Saat 00:12
"Ne umudum var ne de uykum."
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media
Bu bulut hepimizden daha güzel. Dünyanın ve insanların aksine, Bütün güzelliğini çırılçıplak Gözler önüne sermekte. Hiç utanmadan,çekinmeden Bir kez bile Yalnız başına gökyüzünü şenlendirmekte. Görsel bir zevk bu Kimisi için sadece bir buluttan Değil fazlası. Birisi gelir ve bulutu sever. Bulduğunu sanır Her bir delikte aradığı mutluluğu. Bulmuştur eğer şanslıysa. Tepelere dalıp gitmiştir gözleri Takılıverir bu kez de bir ağaca. Bulut ağaçtan daha güzeldi Diye karşılaştırır çünkü o hala kirli bir insandır. Insanlar ulaşamaz güzelliğine bulutun,ağacın ya da Aşabilseler egolarını Mutlu da olurlardı.
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Text
Tesadüf
Bu bir tesaduf mu bilemiyorum.
"I am not the only traveller."
Gidiyorum iste. Ardimda birakmadan hicbir seyi her seyi de yanimda goturuyorum.
Babam beni ilk defa boyle optu. Bana ilk defa boyle guzel sarildi. Kotu hissediyorum cunku babama kizdim. Babama bircok kez kizdim. Pek bir seyi yoktu ama sevgisi vardi ve bu her seye bedeldi. Bunu fark edemedim ,sanirim hala cocugum ve hala ayicigimla uyuyorum. Hala havai fisekten korkuyorum ve hala pazar gunlerini sevmiyorum. Uzun cumleler kuramiyorum beynimde bogusan binlerce dusunce var-cok gurultu yapiyorlar- ve bunlari dillendiremiyorum. Bu yaziyi ikinci yazisim ve suanda uzerime gunes vuruyor. Kirmizi perdeyi cektim. Annemin bana son el sallayisindaki kirmizi gozleriyle yarisir cinsten bir kirmiziligi var. Suanda eglenceli bir sarki denk geldi. Sanirim degistirmeyecegim ve nankor gibi hissediyorum. Olsun. Nankor de olabilirim cocuk da. Kedi olmadigim surece sorun yok.
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Text
Pazar
12 ya da 13 civarındaydım. Sımsıcak yuvamızın bilmem kaç metre karesi bana ilk kez dar geliyordu. Kavga ediliyordu ve ben saklanacak bir yer bulamıyordum. Zaten saklambaçta da iyi değildim. Mızıkçılık yapan kızdım ben ama bu kez buna lüksüm yoktu. Sessizce içime içime mızıklanıyordum "ben oynamıyorum." Tırnaklarımı yiyordum çünkü bu benim savunma mekanizmamdı.12 yaşında bir çocuksanız kendinizi böyle savunursunuz. Günlerden pazardı. 23-30 dakika öncesinde aile rutinimizi yapıyorduk,mutluyduk ve sonra degildik. Mutluluk böyle basit miydi diye sorgulamaya -ilk o zaman başlamadım- başladım. Mutlu olmak kutsal olmalıydı ve şuanda tırnağımı yemem çok saçmaydı. Pazar günleri anlamını her hafta bu şekilde kaybediyordu işte. Bir sonraki pazar gelene dek "Lütfen bu pazar mutlu gecsin" diye dua eder olmuştum. Belki de o yaşta dua etmesini bile bilmiyordum ve her pazar mutsuz geçmeye devam ediyordu peşi sıra. Karar vermiştim pazar günlerinin bir laneti vardı. Pazar demek bir şeyler olacak demekti. Bugün cumartesi gecesinden hallice 24 Eylül Pazar. 7 yıl geçti,zaman çok şey götürdü ve gitti. Belki de yanına yolluk almıştı.
0 notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Photo
Tumblr media
7K notes · View notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Photo
Üşümeyi seviyorum çünkü üşüyorken sadece üşümeyi düşünüyorum.
Tumblr media
4K notes · View notes
duygusalmuhendis · 7 years ago
Photo
Başlamak için yeterli.
Tumblr media
artist unknown
872 notes · View notes