dilanturgutt-blog

[dilanturgutt-blog]

tumblr ve instagram dışında diğer sosyal medya hesaplarımı kapatalı oldu bayağı. burayı kapatamamıştım, en çok burada kendim olabildiğim ve en çok anıyı buraya sığdırdığım içindi sanırım. şimdi burayı da terk ediyorum. çünkü bir şey oluyor ve siz eskisi gibi olamayacağınızı anlıyorsunuz. ve gariptir ki eskisi gibi olmak istemiyorsunuz da. ama terk ediyorsunuz. güzel bir yanlışı bütün çirkin doğrulara tercih etme durumu belki de benimki. o yüzden, hoşçakalın. 🌸

[dilanturgutt-blog]

kıyısında oturduğumuz denize doğru uzatmışız ayaklarımızı. dilimizde hüsnü arkan'ın kırık havası, dalgalar ayak tabanlarımıza çarpıyor. yeryüzünde en ufak bir keder dahi yokmuş sanki, büyüttüğümüz çiçekler saksılara sığmıyor. rüzgara doğru ıslık çalıyor kimimiz, kimimizse bol kahkahalı sevinçlerini kumsala işlemekle meşgul. "ne sevmekten korkmak ne zulümden korkmak, bize yakışmaz" diyoruz hep bir ağızdan. turnalar dönüyor içimizde. derken hep birlikte tuzuna susamışçasına denize giriyoruz. denize sırtüstü uzanıp, kulaklarımızı suya hapsetmiş, uçtuğumuzu zannediyoruz. içimizde dönen turnalara benziyoruz işte şimdi, kanat çırpışlarımızın sesi birbirine karışıyor.

[dilanturgutt-blog]

bir çiçek büyütmüşüz, saksıya sığmaz.

[dilanturgutt-blog]

ağustos*

•içinde; kurban olduğum azad ve kış ılıklığına aşık bir portakal ağacının olduğu bir öykü yaz. •amed'i özlediğinde balkona çıkıp, nizamettin ariç'tan dayê / rojêk tê şarkısını söyle. •bir cumartesi günü tan ve grup vakitlerinden hangisinin seni daha mutlu kıldığını test et. •son iki aydır epey yoruldun, soluklanmak için kendini ödüllendir ve karadeniz'e git. •ülkiye'yi özlediğinde o akşam üstü toplayıp sana verdiği iğde ağacı meyvelerini kokla. •saçlarını kesmen gerek, çok uzadı ama sen yine de baharı bekle. •baharı bekleyiş güzelliğini bütün mevsimlere taşır. •her an bir yıldız kayabilir diye saatlerce izlediğin göğe yüzyıllar boyunca fısıldanan dilekleri düşle. •Nil'e tarçınlı kurabiye yapıp, Maya'yı parka çıkar. •her gün çiçekleri sula. •biraları alıp çatkapı barış'a git ve ona kocaman sarıl. •oğuz atay'ın tehlikeli oyunlar'ını tekrar oku. •yaz sinemasına iki bilet al, yalnız git. •kürtçe üzerine yoğunlaş, bol bol pratik yap. •ağustos'un bunaltıcı sıcaklarından birkaç gün de olsa mersin'e kaç. geçmiş günlerle karşılaştığın her köşe başına kocaman tebessümlerini bırak. •bir yandan da bol bol ders çalışman gerektiğini unutma. •ne zaman umutsuzluğa düşsen, ivo'yu düşün, sev. mandalinalar'ı bir kez daha izle. •aklına bir şey gelecek olursa buraya not etmeyi unutma.

[dilanturgutt-blog]

ts'ekva (ცეკვა), dans, reqs

*

23.07.2014, Gürcistan/Batum

[dilanturgutt-blog]

hâlâ yaşıyorlar mı bilmiyorum.

Diyarbakır / Suriçi

[dilanturgutt-blog]

baharda yine geliriz*

[dilanturgutt-blog]

adı “sêva mêxekrêj” imiş. karanfilli elma. çok sevdiğim Ümran ablam kendi elleriyle yapmış. iran kürtlerinden gelme çok eski bir gelenekmiş bu. kişi kendi elleriyle, en sevdiği için yapıp ona hediye edermiş. yüzlerce yıl bozulmadan duruyormuş böyle. birbirine karışmış elma ve karanfil kokusu eksilmeden hem..

[dilanturgutt-blog]

doğa talan ediliyor, insanlar katliamlarla karşı karşıya bırakılıyor. ama hayatın akışı bir an olsun aksamıyor. niye?

[dilanturgutt-blog]

ben, seninle kuşluk vaktinde bir göle karşı durup, küçük bir çakıl taşının ne kadar uzağa gidebileceği üzerine tartışabilme ihtimalini sevdim.

[dilanturgutt-blog]

fesleğenin sararmaya başlaması çok sulandığını, kurumaya başlamasıysa az sulandığını gösterirmiş. galiba insan bir fesleğenken sevgi sudur.

[dilanturgutt-blog]

şimdi herkes sevdiğine sevdiğini söylesin. 2 dakika 41 saniyeniz var. - başladı.

[dilanturgutt-blog]

şehrin üstüne çöken sisi aralayıp, rüzgâra bir şeyler fısıldarken yeşeriyor insan. bak diyorum, çok zaman önce buradan bir çingene geçmiştir. geçerken de iki boncuk gözyaşı dökmüş, en güzel çiçeğini düşürmüştür. dalından koparılmış büyülü bir sessizliği kucaklayıp, usulca yürümüştür kıyıdan. sen, bir mayıs günü gelip burada oturmuşsundur. birkaç adım ötende dalgalarıyla sana göz kırpan denizi, yoksul bir ressamın çizdiği soluk denizlerle kıyaslayıp mutlu olmuşsundur. rüzgâra inanmış, suskunluğunun uzun paragraflarını dökmüşsündür. sevginin yalınayak olduğunu fısıldarken düşüvermiş, çok zaman önce buradan geçen çingeneye sesini duyurmak istercesine, "bazı düşüşler güleryüzlüdür" diye haykırmışsındır. sonra gecenin hırıltıları içinde bir sigara yakmışsındır, bir sigara daha. bir tane daha. 🌾

[dilanturgutt-blog]

Deja vu’nun bir de tersi vardır. Buna Jamais vu denir. Sürekli aynı insanlarla karşılaşıp aynı yerlere gidersiniz ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz. Herkes her zaman yabancı gibidir. Hiçbir şey tanıdık gelmez..

Chuck Palahniuk ,Tıkanma

[dilanturgutt-blog]

[dilanturgutt-blog]

hadi hep beraber bağıralım durgun suya. çığlıkların ruhuyla yıkanalım. belki o zaman akış kazanır her şey.

[dilanturgutt-blog]

sahi, nasıl?