Tumgik
Text
Sonra bir gece uyanacaksın bakacaksın farklı bir hayattasın bulunduğun ev hayalini kurduğun o ev değil yattığın yatak yine hayalindeki o oda ve o yatak değil yanındaki kişi ise aylarını yıllarını geçirdiğin o kadın-adam hiç değil düşüneceksin ne oldu böyle diyeceksin adeta hafıza kaybı geçiren insan modunda bir gece ansızın dank edecek her şey ama sonra sakince epey geç diyeceksin ,belki yanındaki o kişi ile yine mutlu olacaksın ama huzurlu biri olmayacaksın sonra dönüp tekrar yanında yatana bakarak sanada yazık ediyorum diyeceksin ama o bunu bilmeden sana olan inancı ile uyuyor olacak sen mutlu olduğunu hissedeceksin ama asla huzuru bulamayacaksın bunu hissedemeyeceksin. Kurulu bir düzen ,her sabah sırayla birbirini takip eden bir hayatın olacak o hayallerinden bir tanesi bile kalmamış istediğin o hayatta değilde zamanın sana sunduğu ve gerçekleşen o hayatta olacaksın belki mesleğinde iyi bir yer yapmış olacaksın ama tüm hayallerin çoktan unutulmuş ve o an bulunduğun hayatı yaşamakla meşgul olacaksın. Sabah beraber kahvaltını paylaştığın insan, ya da aynı koltukta oturup film izleyeceğin insan ,hayallerinden vazgeçerken ondanda vazgeçtiğin insan olmayacak. Belki bu zamana kadar demediğin ‘keşke’yi o an yavaşca içinden geçireceksin 9-10 yıl geçmiş olacak tek bir haber tek bir iz kalmayacak ama ansızın bir gece vakti aklına düşecek ya da bir olay küçük bir oğlan çocuğu sana bir şeyler hatırlatacak ve geç olacak yanındaki kişiye bir nevi ihanet olacak ama elinden bir şey gelmeyecek çünkü bu sonucu bu noktaya gelmeyi yıllar önce kendini cezalandırarak sen seçmiştin ve bu acıyı sonuna kadar yine sen istedin diyerek susacaksın yanındaki insan mutlu edecek illaki zamanla alışkanlıkta olacak ama sen asla onunla olduğun gibi olamayacaksın bitecek her şey ama o içindeki ufacık nokta kadar adını koyamadığın o minicik şey hep seninle olacak. Ama buna da alışacaksın bu senin ilk yalnızlığın ya da ilk kaybetme hissin olmadığından belki tepki bile vermeyeceksin ama içinde bunu hissedeceksin. 21:44.
4 notes · View notes
Text
biraz değiştim  her şey kadar,herkes kadar,sen kadar değiştim unutamadığım sözlerin arasında sıkışıyorum bir yanım kendim kolluyor,bir yanım seni ben benimle savaşıyorum,seninle değil sonucu kılıcı kuşananın dan belli olan bir savaşın ne kazanabileni nede  kaybedeniyim  sorun değil bir hayli kırıldım her şey kadar,herkes kadar, sen kadar canıma batan her halin felç gibi indi gözlerimden tutda ciğerlerime kadar kırgınım aslında ne sana ,ne olanlara kendime kırgınım mazi ye hiç değil,ana kırgınım  galiba yoruldum her şey kadar,herkes kadar,sen kadar kendime kalbime kanıtlamaktan ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan  ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum
1 note · View note
Text
Merhaba sayın okuyanlar;
Bu günkü yazımız;
sevipte kavuşamayanlara, kavuşupta sevemeyenlere, kuponu tek maçtan yatanlara, kuponu tuttuğu halde kuponu yatırmayanlara, cebinde son sigara parası olanlara, son sigarasını sevdiğinin resmine bakarak içenlere, sevdiğinin gözünün içine bakarak gitme diyebilenlere, sevdiğinin gözlerine bir kere bile bakamayanlara, seni seviyorumlara, seni sevmiyorumlara, nereden tanıdım seni am*nakoyayımlara, telefonun başında numarasını çevirmeye götü yemeyenlere, telefonla arayıp konuşamayanlara, sesini duyup kapatanlara, sesini duyup seni çok özledim dön diyenlere, dönmeyenlere, geri gelmeyenlere, gidenlere, gideceklere, en lakırdı mekanda kadeh kaldıranlara, kadehi kıranlara, içipte kusanlara, sigara saranlara, sıla dinleyenlere, sezen aksu ile uyuyanlara, hepinize kocaman bir eyvallah..
biliyorum şu an mutsuzsunuz. hayat çok boktan naralarını atarken yukarıda adı geçen betimlemelerden en az 1 tanesini kendi adınıza seçip bu yazının sonunu bekliyorsunuz. mutlu olsaydınız, bu yazının asla bu kadarına inmezdiniz. o halde, biraz daha inin..
Aynı sorunları, aynı acıları yaşamış insanlarız. Terk edilmiş, aldatılmış , kandırılmış .. Sevmiş ama sevilmemiş, seveni de biz sevmesini becerememişiz. Kardeş dediğimizden darbe yemiş, hatta sevdiğimiz insanla el ele bile görmüşüz. Gecelerce uykusuz kalmışız hiç değmeyecek insanlar için. Şeref yoksunu insanlara ise kadeh tokuşturmuşuz. Ağlamış, göz yaşı dökmüş, kendimizi harap etmişiz zerre kıymet bilmeyenlere. Doğrusunu bildiğimiz yalanlara, sırf biraz daha yanımızda kalsınlar diye inanmışız. Kırılmışız. Ama yine de ses çıkarmamışız. Sevmişiz. Sebepsiz. Çıkarsız. Yalansız. Aslında en güzel biz sevmişiz. En çok biz. Ne fedakarlıklar yapmışız. Ne çok özlemişiz. Ne hayaller kurmuşuz da derinliğinde boğulmuşuz. Yine de arkasından kötü laf etmemişiz. Peki değdi mi??
1 note · View note
Text
İnsanlar gerçekten çok tuhaflar.
Aslında yaptıkları şey yaşamak değil,verilen rolleri oynamak. Adeta monopoly gibi oynuyorlar rollerini. En çok parayı kazananın yeneceğini düşünerek. Ama bu oyunda monopolynin aksine para kazanmak araç değil amaç olmuş. Para kazanmak için sayısız insan ve hayvanı öldürmek meşru. Duyarlılıksa para destelerinin arasında kaybolup gitmiş bir kavramdan ibaret.
Kağıt parçaları için insanların hayatını hiçe saymak. Ne kadar uçarı geliyor. Ya da sadece insanlara damak tadı vermesi için,kesip yemek için hayvan üretmek. Anlam vermekte zorlanıyorum doğrusu.
Arabalara biniyoruz,taştan yapılmış koca koca evlerde yaşıyoruz,doğadan geldiğimizi unutuyoruz. Ve bunun ötesinde doğayı tahrip ediyoruz. Geldiğimiz yeri beğenmiyoruz. Doğal bir şeyler görür görmez yerle bir edip taşlarla betonlarla dolduruyoruz.
İstemediğimiz hayatları yaşayıp duruyoruz 60-70 yıl kadar. Tamamen yaşamamız gerekenden soyut bir o kadar da anlamsız ve komplike hale getirilmiş bir hayatı yaşıyoruz. iyi üniversite isteği, kariyer, evlilik, ev, araba gibi sayısız istekle maymun iştahımızı doyurmaya çalışıyoruz.
Hayatı karmakarışıklaştırıyoruz.
Halbuki hiç kimse bilmiyor ki gerçekten istedikleri bunlar değil. Kimse farkında değil ki hayat aslında bu kadar zor ve karışık değil. Onu bu kadar zorlaştıran bizleriz. Aslında yapmamız gerekenler çok basitken bunları zorlu bir şekilde yapıyoruz. İnsan karmaşık bir yapıya sahip olduğu için karmaşıklığı da seviyor sanırım. Olmayan şeyleri varmış gibi kabul edip şizofrence kurmaca bir hayat yaşadığımızı söylediğimde deli olarak nitelendirilen ben oluyorum. Paranın,borsanın,okulların,devletin aslında soyut kavramlar olduğunu söylediğim de “Nasıl soyut olabilir bunlar!” diye hiddetlendiklerini görünce fark ediyorum ki çoğunluk alışmış böyle yaşamaya. hiçbir şey yokmuş gibi bu yapay hayata adapte olabilmişler.
Yaşama karşı sorumluluğumuz daha yücesini yaratmakken daha alçaklarını yaratıp bunlarla övünüyoruz.
acı.
ne acı.
1 note · View note
Text
Benim yakın olduğum biriyle yakın olmaya çalışıyorsunuz ya kafanızı duvara sürtesim geliyo
0 notes
Text
Kimsenin iç dünyasında neler yaşadığını bilemezsiniz. Herkesi olduğu gibi kabullenin. Kimse mükemmel değil. Kimse mükemmel olmak zorunda değil.
0 notes
Text
yazdığım son yazıya yine vicdansızlık yemin ediyorum ya da bu ne kadar duygusuzluk yazacak olan varsa direk takipten çıkarsın :D Eleştrilerinizi görmek istemem
0 notes
Text
ne yaşadığınız umrumda bile değil büyük ihtimalle benim ne yaşadığımda sizin umrunuzda olmaz ya da çok büyük ihtimalle bunlarla ilgilenmeyeceksiniz bazen denk gelip uzun uzun yazdığınız yazıları okuyorum yazık yahu yazık size yaşadıklarınız düşünceleriniz  bu neyin savaşı neyin çabası ? Sizi sevmeyen bir adam ya da kadın uğruna savaşlar vermek ya da geceleri gündüzleri acı içinde yaşamak ne kadar mantıklı ? Hiç umrunda olmadığınız bir insan sürekli düşünmek sürekli hatırlamak ne kadar sizi rahatlatır ? Ya da o alıştığınız insanlara veda etmek neden bu kadar zor ? Gidene kal demek niyeee ? Alışkanlıklar ve bağımlılıklar zaten insanı ve insan yaşantısını mahfeden şeyler değil mi ? Saçma saçma kurulan arkadaşlık dostluk ilişkilerinizi buralarda boy boy gösterip iki gün sonra kardeş kazığı kardeşliğe yanlış yapıldı başlıklı yazıları paylaştığınızda oluyor .. Hani size ne yaşadığınız umrumda değil demiştim ya hala öyle hala geceler boyu ağlamalarınız ya da sizi mutlu eden insanların size yaptığı güzel şeyler halaa umrumda değil .. Ama kendinize yazık ettiğinizi bilmenizi isterim. Birisine sonsuz güveen sonsuz kıymet onu değil sizi etkiler eğer kendinize göre değilde insanların düşüncelerine bakışlarına tercihlerine göre yön verirseniz kendinize kendi benliiğinizi kaybedersiniz ve asla siz olmazsınız bırakın istediğiniz ve kendi tercihlerinizi yaşayın gerekiyorsa etrafınızda sizi pohpohlayan salakça egonuzu kasmanızı sağlayacak iki üç sahte insan eksik olsun.
1 note · View note
Text
dengesizim. kendimle çelişirim. sürekli yolumu kaybederim. hayatımı adadığım şeyden bir saniyede vazgeçebilirim. bırakın beni, ölene kadar uyurum. ne zaman ne isteyeceğimi kestiremem. zaman kavramım da yoktur mekan kavramım da. sadece yaşarım. mutluluğu dilemem ben. kurallarınızı önemsemem. hayat şartlarınız ilgilendirmez beni. ancak mutsuzluğa hazırsanız boştur yanım. alışkınsanız depremlere, kaoslara. beyaza değil siyaha. aydınlığa değil karanlığa. çıkışlara değil saplanışlara. milyonlarca insanın kafanızın içinde bağırmasına. haykırışlara ama duyulmayışlara. ancak hazırsanız bir cehenneme boştur yanım.
0 notes
Photo
Tumblr media
“Yapamazsın” dedikleri şeyi yapmaya çalışacak kadar önemsemiyorum kimseyi.
0 notes
Text
Uzun bir yoldasın. Önünde binlerce insan gelip geçiyor da sen bir noktaya sabitlemişsin kafanı. Gidemiyorsun.Bir şeyler bekliyorsun, gözlerin hep bir yerlerde, birilerini bekliyor. Ama neyi beklediğini sen bile bilmiyorsun.Biri geliyor, biri gidiyor. Ama sana gelen de başkasından geldiği için senden gidenin de başkasına gideceğini bildiğin için. Gidemiyorsun.O yolda çok mesafe kat etmişsin. Sonu görüyorsun. Kafanı arkaya çevirsen yolun başını da görüyorsun.İleri gitmeye çalışsan, gücün yetmiyor. Geri dönmeye çalışsan, ayakların yok. Gidemiyorsun.
1 note · View note
Text
Sana da bazen oluyor mu? Her şey çok güzelken Tamam bu sefer oldu ya başardım dediğin anda Her şeyin aslında bomboş olması Bunun cüzmünü öğrenmek ister misin? İstersin elbet "miş" gibi yapmak Nasılsın diye sorulduğunda; İyiy"miş" gibi Ailesiyle tanışmaya gittiğin evde; Sevmediğin yemeği seviyor"muş" gibi Alınan hediyeyi beğenmediğin halde; Beğen"miş" gibi Sırf sevdiklerin üzülmesin diye; Yanlarında mutluy"muş" gibi Ve sevmediği halde; Seviyor"muş" gibi yapması Ve aklıma gelmeyen birçok şey Bir müddet sonra alışıyor insan Bi kitabı okuyormuş gibi kelimeleri hızlı hızlı geçerseniz Bi müddet sonra kelimeler zihninizde canlanır ve okumaya başlarsınız Bağlanmıycam bu sefer yok, dediğin anda Bi bakıyorsun; bağlanmışsın Güneşim olmayacak, etrafında dönen bi gezegen yapmıycam kendimi desen de Olmuyor, yapıyorsun, seviyorsun, bağlanıyorsun İşin aslı ne istiyorsan tersini yaptığın anda senin oluyor Hayat ne garip dimi? Başta seni hiç gözüm tutmamıştı'yla başlamaz mi oysaki En köklü dostluklar İnsanlar ne garip dimi? Her gün yüzümüze maskemizi takıp dışarı çıkıyoruz Her gün birbirimize yalanlar söylüyoruz Her gün yaşamak için bir şeyleri başarmaya çalışıyoruz Ama olmuyor, olmuyor... Acıya alışmak diye bir şey var Bir müddet sonra ne yaparsan yap koymuyor Siz siz olun kimseyi üzmeyin, en azından deneyin Çünkü üzülen insan yavaş yavaş üzen tarafa benzemeye başlıyor Fakat sakın ha seviyormuş gibi yapmayın Çünkü en korkuncu bu Ne kadar caniyiz dimi? Sarılmak dünyanın en güzel hareketi Bide pizza dünyanın en güzel yiyeceği Ve bide sen bunların benim gözümde en olmasını sağlayan kişi; En değerlim...
1 note · View note
Photo
Tumblr media
Günaydınnnnnn❤
0 notes
Text
@bugraozb onu severek uyandığımmm bir sabah daha 😍
0 notes
Quote
Frontal lob ne biliyormusun? Beynin bilinçli ve mantıklı düşünebilmesini sağlayan bölgesi.Ve sende o yok, unutulmuş.
(via eoshelios)
1K notes · View notes
Note
Gülü seven dikene katlanır mı zeynepp
Gülü ne kadar sevdiğine bağlı
0 notes
Note
Niye daima siyah diyorsun ?
seviyorum 
0 notes