damnumvitae

[damnumvitae]

“nefes alır gibi sadece yok olmak istiyorum.”

[damnumvitae]

zilin çalmasını, gömülmeyi, parçalanmayı.

[damnumvitae]

“benim adım kinyas. gün ağrıyor. başım ağrıyor. ismimi kendime ben verdim. bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. bütün insanlara kızgınım. yaşadıkları için. hayattan midem bulanıyor...”

[damnumvitae]

“..benim adım yok. çünkü ben yokum. delirdim. yetmedi. delirttim. iğrendirdim. dünya bendim. acıyı inceledim üniversitelerde. üç ayrı okulda, üç yıl. sonra acıttım akademik kariyerleri ve tabii ki kendiminkini. ne çalışmak, ne de bir işe yaramak. hiçbirine inanmadım.. ben doğdum! oysa güneş batıdaydı. ben geceye geldim. aya misafir oldum... bunları söylüyorum çünkü anlatılacak başka bir hikayem yok. zaten yazma işlerinde de hiç başarılı olamadım.. ve dünyaya bırakabileceğim bir miras yok.”

[damnumvitae]

“asla bilemeyeceğim kim olduğumu, solup gitmeden önce umutsuzluğa doğru.”

[damnumvitae]

hiçbir şey değilim, gerçekten hiçbir şeyim.

[damnumvitae]

aklıma ölmek geliyor, katıla katıla ölmek.

[damnumvitae]

neden orta çağ nehirlerinde ıslanır gibiyim, neden neden en mükemmel peygambere çok uzak gibiyim neden insanlar tuhaf ve ben onlardan biriyim, neden?

[damnumvitae]

yüzümü içime kırbaçlıyorum, korkunç yüzümü

[damnumvitae]

“anlamaya başlamanın ilk belirtilerinden biri ölme isteğidir.”

[damnumvitae]

“kendi karanlığı tarafından zaman ve mekânın ötesine, kendi varlığının en uç sınırına itilmiş bu adam bazen dehşet verici bakışlarla ürkekçe geriye baktığında, yaşamının onu nasıl tüm canlıların, tüm olup bitmiş olanın ötesine fırlattığını fark ediyor.”

[damnumvitae]

ölüm tek mutlak gerçek. tek gerçek. her şey son bulacak. her şey bitecek. sanki daha önce hiç var olmamış gibi.

[damnumvitae]

nefes alarak öldürüyorum kendimi.

[damnumvitae]

yıldızlar mı mermiler mi, hangisiydi parlak?

[damnumvitae]

insanlara dair her şeyden nefret ediyorum.

[damnumvitae]

bir hışımla kaçmak istedim, uzaklaşıp hiç olmak.

[damnumvitae]

bataklık, yürüyen bir ceset doğurdu. ruhsuz, içi boş.. sürekli bir arayış içinde, ama nedenini bilmeyen birini.