Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Ve artık sıra gelmiştir…
100 yıllık projeye…
Yani, Sevr’in çöpe atılmasıyla gerçekleşmeyen projeye…
PKK’nın sözde “Kuzey Kürdistan” dediği, Hatay dahil Güneydoğu’nun ve Doğu Anadolu’nun bir bölümünü içine alan bir devlet.
6 notes
·
View notes
Text
Çalmak, servet yığmak onlara yetmezdi. Fakirin alkışı, duası ve gözyaşı da lazımdı.”
Ahmet Hamdi Tanpınar.
3 notes
·
View notes
Text

🔘▪️ Çürümenin Başlangıç Noktası ▪️🔘
Bu bakış açısını kulağım ile ilk Beykoz da duydum. Müteahhit mücahit biri söyledi.
Böyle bir anlayış kabul edilir ise tabi ki çalarlar, tabi çaldırırlar ve bunu da çalışıyoruz diye satarlar.
İlke etik ahlak şudur;
Toplumun ortak hukukuna uygun çalışacaklar. Bunun için toplum temsili elde ettiler. Toplum temsili toplum yararına para harcama yetkisi demektir. Temsil elde edince devlet olmuş olmuyorsunuz.
Devlet başka bir ilkedir, temsil geçici bir görevdir.
O müteahhit mücahide dedim ki olmaz öyle şey siz böyle düşünürseniz yarın bu çürümeye yol açar bunlar devlet biziz demeye kalkar.
Yillar sonra nitekim bunuda gördük birileri devlet biziz diye sokaklarda yaygara koparmaya çalıştı. Medya bunu görmezden gelmedi.
Medya zaten çürümenin bir başka adresi oldu.
Para (reklam) karşılığında kitle imha silahı olarak çürümeye en çok katkı sunan kafa karışıklığını sözde özgürlük adı altında şarlatan piyasası haline getirdi.
Varlık göstermenin başka yolu kalmayınca direniş gösteren medyanın da cezalar veya reklam alamama tehdidi ile karşı karşıya kalıyor kaçınılmaz çürümenin alternatifide yaşatılıyordu.
Başka bir güç ülke yönetecek ise yine soygun düzeni devam etmesi gerekiyor anlayışı dayatmaya dönüştü.
Oysa sevgi kültürü etik ahlak anlayışı bu düzeni yeryüzünde kökünden değiştirecek bir evrensel bilinç gücü ile geldi.
Medya ve sosyal ağların kötüye kullanılmasını eleştirmeden bunu iyi bir gelişme olarak gören her düşünce bugün oturup bunu bir kez daha bu çürüme sonrası düşünmesi gerekiyor. Böyle bir özgürlük ahlak anlayışı olamaz. Toplum bozulur ise devlet yıkılır sonuçta. Bugün bu niyet suç üstü yakalandı.
Düşman yüz yıl önce ne demişti Türkleri yenmek istiyorsanız dinci misyoner faaliyetleri destekleyip devleti ele geçirmelerini sağlarsanız onlar Türkleri dini kullanarak yener diyordu.
Bu 1938 sonrası sahneye kondu bugün final yapmak isterken 1924 etik ahlakı evrensel bilinç ahlakı olarak geldi ve bu zulmü durdurdu.
Kitle imha silahı ile toplumun karşısına sermaye piyasası soygununa söz edemeyenler çıkartılıyor. Başka doğru yok gibi. Tümü Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini kullanarak ilkesine sırt çeviriyor haliyle toplumsal gelişmeden mağdur kalmış toplum yaşananları anlamıyor. Anlayan çıkarına uygun göz yumuyor çoğu kendini satıyordu.
Yanlışın birini bırakan ötekine sarılıyordu. Bugün yine böyle bir deneme yapacaklar.
Kişisel gelişim sağlamış topluma yararlı dokunacak insanlara küçük nefes alıp verme alanları yeterli görülüyordu. Onlar kendi aralarında gerçeği konuşuyor toplumunun geneline ulaşma olanakları yoktu. Aydın sorunu var diye bu şartlar da eleştiri yapmak haksızlık olur.
Toplumu satan aydın sorunu var demek doğru olur.
Üniversiteler kafe ve restoranlar dahil eğlence yerlerini atakta tutan lise düzeyi bile eğitim ve öğretim vermeyen meslek öğrenen insanların da soyugun sisteme işsizlik sopası ile esir alınarak köle edilerek kazandıklarını eve gidene kadar soygun sisteme geri verdikleri bir düzen siyaset, medya ve bu soygundan yana şarlatanlar tarafından tartışması bile söz konusu olmayacak bir şekilde savunuyordu.
Tüketim alışkanlıkları 1950'den bugüne değişerek ele geçirilen nesiller ile bu toplum bu hale geldi. Hiç çalışmadan başkalarının sırtından geçinmek bir tüketim soygun alışkanlığı değil mi?
Kimsenin midesi kimseden büyük değilse yüzde yirmi kesimin nasıl olurda midesi ve cebi herkesten büyük olur ve herşeye bunlar karar vermeye kalkar.
Sermaye bunu bir yatırım alanı olarak görüyordu.
Satın alınan herkes mesleği ne olursa olsun sistemin malı oluyordu.
Son çeyrek yüzyılın en büyük çürümesi adına insan ticaretinin en büyük ticaret haline gelmiş olmasıdır.
Kritik köşe yerlere toplumu etkileyen kişiler satın alınarak siyaset, sermaye, medya ve ticaret vb alanlar da onlar örmek gösteriliyor sizde kendinizi çok iyi satarsanız bu yaşam standartlarına sizde kavuşursunuz.
Profesör yalan söylüyor ve aldatmak için konuşuyordu.
Bugün diploma rezaleti çürümeye farklı bir boyut kazandırdı. Bu insanların sahte diploma ile yetiştirdiği toplumdan ne çıkar?
Bu kadar imam besleyen bir anlayışın etik ahlakı bütün kaynağı çalışmadan cehalet üreten sisteme aktarmaktı. İmam diye memur kadrosu olabilir mi?
İmam hatipler siyasetin arka bahçesi olacak diyen dinci ve kinci siyaset anlayışı böyledir. Başka bir sonuç vermez.
Irkçılık, mezhepçilik ve bölücülük alt yapı olarak ulus birliğini bozmaya yönelik madde güç desteği ile adeta devleti ve piyasayı soyuyurdu.
Kendi anlayışından olmayana kimse iş vermiyor.
Güç sağlayan işler bayilik adı altında belli ırk ve mezhep dahili olan işbirlikçilere veriliyordu. Hamili tanıdık yöntemler ile liyakat yok edildi.
Bugün bu sistem kara para aklama sistemine dönmüş durumda defalarca uyarı yazılar yazdım çalıştığım yıllarda bununla savaştım ve her seferinde kötü olan yanlışa karşı çıktığım için dışlanan oldum.
Bankacılık ve akaryakıt sektörü kara para aklama da gizli bir işbirliği yapıyor. Bu kötülüğe karşı çıktım kötü oldum. Suçlandım. Suçum kötülüğe hizmet etmemek oldu.
Türk ulusunun vicdanına bırakıyorum. Evrensel bilinç uyanmayan ve destek olan herkesi yok ediş bedeli ile cezalandıracak.
Bu süreç her cana sorumluluk ve sınavı oldu.
Doğru belli yanlış belli, seçimini herkes yapsın şimdi.
Sabırla sonunu bildiğim için ilkeli bir yurttaş olarak direniş ve mücadelemi tek başıma sürdürüyorum.
Yurttaşlık bağı dışında farklı örgütlü güçler üremesine sebep olursanız veya buna izin verirseniz cemaat terör örgütü her kılıkda yaşar.
Türk ulusu adına her güç hukuk dışına çıkamaz.
Nitekim cemaat terör örgütünün sermaye ayağı ve siyaset tarafı hala yaşıyor. Türkçe olimpiyatları sponsoru koç holding birde Fenerbahçe ile fanatizm üzerinden varlığını sürdürmek istedi buna göz yumuldu.
Bu bile tek başına bir çürümedir.
2001 yılı kur vurgunu yapması için merkez bankası başkanı Gazi Erçel bilderberg cemaati ülkemiz ayağını yöneten Mustafa Koç gizli toplantılara dahil etti sonra 11 Eylül 2001 tarihinde bize ikiz kuleler ile savaş açtılar sözde terör adı altında aynı gün kurun iki katına çıkacağı haberini tüsiad patronlarına bilgi vererek bir gecede servetleri kadar vurgun vurdular. O yıllarda çalıştığım bankanın Mahmutpaşa şubesinde çalışıyordum bu krizden en güçlü çıkan banka biz olduk dediler.
Nasıl olur diyen ilk ve tek bankacı oldum.
12 Eylül 2012 tarihine kadar karanlık sicil kaydı yutmaya devam ettim.
21 Aralık 2015 tarihinde bu soygun sisteminin yıkıldığını çürümüş bir soygun sistemi olduğunu ve çalınanların geri alınması gerektiğini 1950'de başlayan her mahallede bir milyoner zihniyeti bu soygunu çok partili siyasi partiler sayesinde yaptı.
Satın alma gücü ticaretinin ötesinde karşılıksız para basarak karşılığı olan maddi değerleri çalma sistemini yıktı Mobbing Bank Türk Fırtınası.
Faize karşı olduğunu söyleyip bu sisteme en büyük hizmeti sunan siyaset ile aynı düşünmüyorum. Bu konuda toplum aldatıldı.
Gücü olan gücüne güç kattı gücü olmayan bu gücü doyurmak için adeta çürümenin haksız yere suçlusu oldu.
Her iki tarafın da suçu vardı. Bu suç karşılıklı çıkar ilişkileri ile bugün tıkandı ve bitti.
Şimdi de herkes Türk ve Mustafa Kemal Atatürk kılığına ırkçı bir siyaset anlayışı ile dönüştürmek gibi bir siyaset deneniyor.
Oysa Türk ulus birliği, beraberliği ve biz bütünlük içinde toprak bütünlüğü hiçbir ayrımcılık yapılmadan yurttaş hukuku içinde herkes bir araya gelmelidir.
Siyasi partiler ve ideolojilerin çağı bu sebeple kapanmıştır.
Bölücülük 2071 hedefinin Anadolu ve Asya'nın hristiyan yapılması projesidir.
Evrensel bilincin ürettiği tufan güç ile çaǧ değişmiş mesih ve mehdi safsatası tarih olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak gerçeği yaşamda en hakiki mürşit ilimdir ile yarın kalan adam oğulları devrimi tamamlandı. Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri o görevi layıkıyla yerine getirdi.
♾️▪️Önder Karaçay ▪️♾️
1 note
·
View note
Text
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Kimin elinde belge varsa yargıya versin. Yargı görevini yapar" demişti değil mi?
Peki yargı ABB'nin verdiği belgeler hakkında görevini yaptı mı?
3 yıl önce yargıya verilen belgelere (iddialara) bakar mısınız lütfen(Yılmaz Özdil, ABB'nin resmi internet sutesinden alarak yazmış):
MANSUR YAVAŞ;
Ankara Belediyesinin İnternet Sitesinde;
“İSRAF SAYFASI” AÇTI!!...
Ankapark denilen çakma Disneyland'a!..
Yapılan harcamaları kalem kalem açıkladı.
★
DİNOZOR Maketlerine 9 Milyon Dolar!!...
Ödenmiş Kardeşim.
FISKİYE; 15 Milyon Dolar.
Asrın Liderimiz burasının açılışını bizzat
yaparken “TÜRKİYE'nin Gururudur ” demişti.
Sırf Kapısına "14 Milyon Dolar" Harcamışlar.
NE KADAR GURUR DUYSAK AZ HAKİKATEN
TREN Yapmışlar, 34 Milyon Dolar.l!!..
Geçmediğimiz Köprüye!..
Girmediğimiz Tünele!..
Görmediğimiz Otoyola!..
Dolar bazında garantili para ödediğimizi
biliyorduk!...
Meğer biletini almadığımız hiç biryere giden Oyuncak Trene de Ödemişiz!!..
Uçan Ada Yapmışlar.
8 Milyon Dolarcık!..
Ben en çok bunu!.. Beğendim.
Çünkü adı üstünde!.. Uçmuş.
Trenin hiç olmazsa!. Hurdasını kiloyla
filan satabilirsin!!..
ADA YOK!!...
“ÇEVRE DOSTU PROJE ” demişlerdi,
PLASTİK AĞAÇ DİKMİŞLER.
16 Milyon Dolarcık!..
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ;
ZATEN YÜRÜYÜŞ YOLUYDU!!..
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ'Nİ;
BOZUP;
Bu kepazeliği oraya kondurup zaten
varolan Yürüyüş yolunun yerine!...,
Yürüyüş Yolu Yapmışlar!!.. 18 Milyon Dolar!
E!. Kaldırımsız olmaz,Kaldırım da yapmışlar,
3.5 Milyon Dolar.
Timsah Maketi, Nuh'un Gemisi Maketi,
Fiberglastan Fosil Maketi, Vahşi Batı Dekoru, Oyun Çadırı, Lazer Sesi Çıkaran Robot, Çarpışan Arabalar, Gondol filan
almışlar, 45 Milyon Dolar!!...
★
50 Milyon Dolarımız Yok Diye!!...
TANK Fabrikamızı Katar'a Verdiler.
Buraya Teleferik Yapmışlar,
50 Milyon Dolar Ödemişler!...
★
Ankapark'a saçıp döktükleri toplam
Para, 801 Milyon Dolar!!..
★
Aynı dönemden birkaç örnek vermek gerekirse!!…
★
Tekel'in alkollü içecekler bölümünü,
292 Milyon Dolara Sattılar.
Eti Bakır'ı 33 Milyon Dolara Sattılar.
Eti Gümüş'ü 41 milyon dolara sattılar.
Eti Krom'u 58 Milyon Dolara Sattılar.
Kütahya Şeker Fabrikasını,
23 Milyon Dolara sattılar.
Adapazarı Şeker Dabrikasını,
45 Milyon Dolara Sattılar.
Antalya Limanı'nı 140 Milyon Dolara Sattılar
Türk Hava Yolları'nın yüzde 20'sini,
175 Milyon Dolara Sattılar.
★
Ne Etti??...
807 Milyon Dolar.
★
BUNLARI SATTILAR!!...
"BU KADAR PARAYA DİNOZOR MAKETİ
ALDILAR!!.."
★
ETİ BAKIR'I MESELA! …
Kasasında Nakit 10 Milyon Doları varken!..
9 Milyon Dolar değerinde Arazileri varken!..
Depolarında hemen Nakde çevrilebilir..
7 Milyon Dolar değerinde BAKIR varken!...
240 Milyon Dolar değerinde bilinen rezervi
varken!!..Sadece 33 Milyon Dolara Sattılar.
BİR DEFA BİLE KULLANILMAYAN OYUNCAK TRENE 34 MİLYON DOLAR ÖDEMİŞLER!!..
★
ŞEKER FABRİKASI SATIN ALMAYA YETEN PARAYLA FISKİYE ALMIŞLAR!!...
★
250 BİN DOLARA TÜRKİYE CUMHURİYETİ
VATANDAŞLIĞINI SATIYORLAR!!!..
"ALDIKLARI PLASTİK AĞAÇ BİLE DAHA
PAHALI!!!...".
★
E!!..HÂLÂ MERAK EDİLİYOR??…
Merkez Bankasının Kasası Nasıl Boşaldı??..
Enflasyon Niye Patladı??.....
Elektrik Faturaları Neden Böyle Oldu,??...
Market Etiketlerinde Niye Yangın Var??...
Patlıcanı Niye Anca Taneyle Alabiliyoruz,??..
NİYE YOKSULLAŞTIK??...
YILMAZ ÖZDİL, 26.NİSAN.2022

3 notes
·
View notes
Text
Mustafa Kemal, İngiliz ve Araplara Karşı I Filistin Cephesi
youtube
🇹🇷▪️Alman, Arap ve İngiliz ihanetini içeriden destekleyen Enver Paşa'ya karşı bir tek Mustafa Kemal cephede kalır ve tek başına ana yurt, ata yurt, Anadolu kurtarılır.
Tarih bilirseniz her iç ihaneti geç kalmadan çökertirsiniz. ▪️🇹🇷
♾️▪️Önder Karaçay ▪️♾️
2 notes
·
View notes
Text
ÜLKEYE ATILAN KAZIKLAR
Tek Parti Dönemi kitabının son kısmına geldim.
Kitaptan bir-iki sayfa.
++
Yıl 1939 İsmet İnönü dönemi.
Türk Hava Kurumu
Ankara’da Etimesgut’ta bir uçak fabrikası kuruyor.
İmkanlar çok sınırlı.
Halktan destek alınıyor.
Kurban derilerini THK vermek o zamandan başlıyor.
2. Dünya Savaşı’ndan dolayı ülkelerinden kaçmış,
Polonyalı, Fransız uçak mühendisleri,
Bir araya getirilip uçak imalatına başlanıyor.
Fabrika 14.000 m2 bir alanda üretime başlıyor.
Savaş dönemi ekmek bile karneyle satılıyor.
Fabrika yerli malzemeler ile üretime başlıyor.
Ondan fazla model üretiyorlar.
En çok tutan modeller Danimarka ve İsveç’e satılıyor.
Türkiye uçak ihraç ediyor.
Ordunun tüm eğitim, ambulans uçakları,
Bu fabrikada üretiliyor.
O dönemin şartlarında motor lisansı alınan,
Firmaları kendileri savaşta olduğu için,
Motor üretimi gerçekleşmiyor.
Ama İngilizlere bir Rüzgar Tüneli yaptırılıyor.
Bu tünel uçak tasarımında çok önemli.
İTÜ’de bir uçak mühendisliği bölümü kuruluyor.
Savaş sonrası yabancı mühendisler gitmeden,
Türk mühendislerini eğitiyorlar.
Uğur isimli modelden 100 uçak üretiliyor.
Savaş bitiyor.
ABD 16 Avrupa ülkesine Marshall yardımı yapıyor.
Bize de söylenen.
“Uçak işini bırakın. Biz size uçakları bedava verelim.
Siz bu fabrikada traktör imal edin.”
Demokrat Parti, Ankara’daki uçak fabrikasını
Bir ABD Traktör fabrikasına veriyor.
Tam bir kara mizah.
++
Gelelim günümüze.
ABD. F- 35'leri üretiyor.
Bize F-16’ların parçalarını bile parayla vermiyor.
Yangın uçağımız yok.
Yunanistan’da 40 yangın uçağı var.
Ülkenin her tarafında ormanlar çatır çatır yanıyor.
İktidar seyrediyor
++
Turan Akıncı

2 notes
·
View notes
Text
ÇOCUKLARA KUR’AN DERSİ
Bir akşam ailecek oturmuş, Kur’an meali okuyorsunuz.
Sıra şu ayetlere geliyor:
📖 “Biz hurileri bakireler yaptık.” (Vakıa 36)
7 yaşındaki kızınız merakla soruyor:
— Huri ne demek babacığım? Neden hep bakire oluyorlar? Bakire ne demek?
📖 “Cennette, memeleri yeni tomurcuklanmış aynı yaşta kızlar vardır.” (Nebe 33)
— Baba yaa… çok utandım… Bunu niye okuyorsun ki?
📖 “Etraflarında, onlara ait öyle (parlak) delikanlılar dolaşırlar ki, onlar sedefte saklı inci gibidirler.” (Tur 24)
— Bu delikanlılar neden inci gibi parlak? Bunlar erkek huri mi babacığım?
📖 “Akıttığınız spermi gördünüz mü?” (Vakıa 58)
📖 “O, (bir zamanlar kadının rahmine akıtılan) bir damla sperm değil miydi?” (Kıyamet 37)
— Sperm ne demek babacığım? Nereden çıkıyor? Niye akıyormuş ki?
📖 “Siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz.” (Araf 81)
— Erkek erkeğe niye yanaşır ki babacığım? Kadınları neden bırakıyorlar ki?
📖 “Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza istediğiniz şekilde/pozisyonda girin.” (Bakara 223)
— Annem şimdi tarla mı oluyor baba? Sen tarlaya nasıl giriyorsun?
📖 “Onların cezası öldürülmeleri, asılmaları ya da el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesidir.” (Maide 33)
— Baba, ne diyorsun sen ya?!
📖 “Kaba ve saygısızdır, üstelik soysuz (veledi zina)!” (Kalem 13)
— Soysuz ne demek baba? Soyunun olmaması neden suç sayılmış ki?
📖 “Cariyeleriniz eğer fuhuş yapmak istemiyorlarsa onlara zorla fahişelik yaptırmayın.” (Nur 33)
— Cariye ne demek babacığım, fahişe ne iş yapar?
📖 “Size itaat etmeyen kadınlarınıza önce öğüt verin; uslanmazlarsa onları yatakta yalnız bırakın, yine akıllanmazlarsa dövün!” (Nisa 34)
— Ne olur annemi dövme babacığım…
📖 “Hoşunuza giden kadınlardan iki, üç, dört kadın alabilirsiniz.” (Nisa 3)
— Evimize ikinci, üçüncü, dördüncü anneler mi gelecek babacığım?
📖 "Cehennem ateşinde derileri yanıp kavruldukça, azabı tatsınlar diye, derilerini yeni derilerle değiştireceğiz." (Nisa 56)
— Korkunç...
📖 “Allah, iman etmeyenlerin üstüne böyle pislik bırakır.” (Enam 125)
— Annem öyle konuşursanız ağzınıza acı biber sürerim dedi.
Ve o anda, +18’lik müstehcen ve şiddet içerikli ayetleri sansürlemeden, çocuklara bir daha asla meal okumamaya karar veriyorsunuz.
Tanrı'dan inciler dinlediniz!
Hadi hayırlı cumalar
34 notes
·
View notes
Text

♦️Sanatçı Sabahat Akkiraz:
🔹“Koca Türkiye’ye; Suriyeli sığdı, Afgan sığdı, Afrikalı sığdı…
🔹Bir avuç Ahıska Türk’ü sığamadı.”
4 notes
·
View notes
Text

🇹🇷▪️ Türk Düşmanlığı Tarih Sahnesinde Kendi Sonunu Yaşıyor ▪️🇹🇷
Dünyanın en zor görevleri nedir? Diye bir soru sorulsa yeryüzünde yaşayan insanlara, bugün Anadolu'da yaşananlar ışığında Türkleri anlayabilmek, uyandırmak ve durdurmak şeklinde kesin yargılar oluşur. Bu yargılara aslında adamlık tarihi şahit olmasına rağmen yalan ve hilenin sahne aldığı günümüzde yeniden ders verilerek öğretilmesi bir ibret sınava dönüştü.
Bunun sebebi Türk ne zaman ne yapacağı belli olmayan yaratılış sırrı asaletin cevheri bir ulus olmasından kaynaklanıyor.
Türk ulusunu uyandırmak ve durdurmak, her iki görevde yine Türk'ün irade gücüyle gerçekleşir.
Türk ulusu öz bilinç kalitesinde bu tür kayıpları para misyoner kültür saldırıları sonucu yaşar.
Türk sevgi ve saygı ahlakı bektaşi kültürü yeryüzünün tek ve en sağlam kültürü olduğu için hedefe konur.
Yalnız ne kadar hedefe konursa konsun tam Türkler bitti inancı haddini iyice aşmaya kalkarsa bir Türk çıkar tarih sahnesine Türk adına ayarları yeniden devrimle yapar.
Her Türk devrimi ayrı bir us durgunluğu veren yöntemle gelir. Madde güce tapan yoğun yığınları Türk her çağda şaşkına çevirir ve tarihe adını yeniden yazar.
Türk'ün sessiz, suskun veye sabırlı davranması hiçbir şey yapmıyor anlamına geldiğini düşünen varsa en büyük yanılgı orada başlar.
Türk erdemini, sevgi ve saygı ahlakını daha fazla derinden konuşturur.
Kışkırtıcı ve barbar saldırgan tutumların oyunlarına gelmeyecek kadar basireti yüksek bir ulus olduğu için yeryüzünde her kin ve düşmanlık ona karşı bilenir bilenmesine de sonu ne olur işte orası her bilenen için meçhul bir sondur.
Türk karşısına hiçbir zaman düşmanın kendisi değil kendi içinden öz bilinci yıpratılmış madde zaafı mana zayıflığı yüzünden ağır basan insanların inanç temelli bir cehalet ortaya çıktığı dönemlerde ahlak yoksunu bir cesarete dönüşür.
Bu durumda yine ele geçirilen iç işbirlikçilerin taviz vermelerine sebep olacak yumuşak karın durumu temsilde görev bilinci dışına çıkarak sırt sıvayan dış düşmanlığın bir hilesine aldanış ile gerçekleşir.
Türk'ün uyanmak ve durdurmak dışında bir başka aşamadığı en büyük sorunu yüzüne gülen herkesi dost görüp dost gördüğüne de bir türlü toz kondurmamış olmasıdır.
Yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk'ün de karşılaştığı bir başka sorun ise Türk görünümlü Türk'ü sırtından vurmaya kalkan içindeki hainliğin utanmaz tavrıdır.
Bu çağda bu durum çok daha aleni bir şekilde yaşanıyor olmasının sebebi ati gelecekte Türk karşısında utancın tutunacak bir yüz ve dal bırakmamış olmasıdır.
Nasıl olsa kaybettik Anadolu bize yar olmayacak ise Türklere de yar olmasın tutumu kötülüğün sonunu hızlandıran sebep olmuştur.
Türk'ün koynunda yaşayıp ona bu derece aymaz boyutta düşmanlık yapmak evrensel bilinç kozmik devrim ve tufan ibret sonucu olarak son kez yaşanıyor olmasıdır.
Yeryüzünde Türk düşmanlığı kendi sonunu kendi çabasıyla getiriyor.
Anadolu yabancı bir işgal yaşamış olsaydı bu kadar büyük hasar görmüş olması mümkün değildi.
Çünkü o zaman Türk ulusunun uyanma süresi bu kadar uzun sürmeyecek ve bizden biriymiş gibi davranan aldatı ömrünü bu kadar uzatamamış olacaktı.
Her şerden bir huzur doğar ilkesi gereği bu çağ sonsuzluğun devrimini Türk çağı adına kozmik devrim ile gerçekleşmesinin önünü yaşam büyük dersler vere vere açıyor.
Türk sonsuza kadar uyanmış olacak ve bir daha kendi içinden bu tür bir kötülük çıkmasına sebep olacak tüm tedbirlerin alınmasını sağlayacak bir fırsat sunacak çaǧ.
Mustafa Kemal Atatürk'ün her iddiası gerçekleşmiş olması Türk'ün yeryüzünde aşılması mümkün olmayan çelik gibi iradesi sağlam bir ulus olduğu büyük bir saygıya yeniden dönüşecek.
🇹🇷▪️Türk'ün gazabını yaşayan bilir. Bilen kalmamış ve Türk'e düşmanlığa bilenenler çoğalmış ise o gazap evrensel tınlanım frekans bilinci gücü ile yeniden yaşatılır. ▪️🇹🇷
♾️▪️Önder Karaçay ▪️♾️
3 notes
·
View notes
Text

Milli Mücadele döneminde Ankara'da görev yapan Sovyet Diplomatı ARALOV anlatıyor:
"Tıp fakültesi son sınıf öğrencileri cepheye gidip, şehit oldu diye mezun verememişken medreselerdekilerin askerden muaf tutulması Ata'yı nasıl da kızdırıyor!...
Bir de medreseler için ayrılan alanların köylülerin elinden zorla alınmış yerler olması onu harekete geçiriyor.
O gece iki medreseyi ziyaret ettik.
Kanlı canlı, hemen hepsi de gencecik mollalar medresenin avlusunda dizilmişlerdi.
Bunların yanında, geniş cübbeli, beyaz sarıklı hocalar da yer almıştı.
Hepsi de yerlere kadar eğilerek Mustafa Kemal Paşa'yı selamlıyorlardı.
Bunların içinden biri, bunların başı ve en nüfuzlusu, Mustafa Kemal Paşa'dan medrese sayısını arttırmasını rica etti. Bu zat, ayrıca medrese öğrencilerinin askere alınmamalarını da istirham etti.
Hoca konuşurken Mustafa Kemal'in kendini tuttuğu belli oluyordu.
Ama, medrese öğrencilerinin askere alınmamaları söz konusu olunca, artık kendini tutamadı ve yüksek bir sesle, sertçe:
- Ne o, dedi, yoksa sizin için medrese, Yunanlılar'ı mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerlidir? Millet kan içinde yüzerken, halkın en iyi çocukları cephelerde dövüşür; yurt için canlarını feda ederken, siz burada genç, sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz!
Mustafa Kemal konuştukça, gözleri daha korkunç bir hal alıyordu:
- Bu asalakların askere alınmaları için hemen yarın emir vereceğim!
Hocalar sindiler ama yüzleri öfkeden kıpkırmızı kesildi;yabancıların yanında hükümet başkanı onları paylamıştı.
Mustafa Kemal Paşa bize dönerek:
- Haydi gidelim, dedi. Artık burada bizim için yapılacak bir şey kalmadı.
Ve şöyle, isteksizce bir selam vererek oradan ayrıldı.
Mustafa Kemal Paşa otomobilde uzun bir süre yatışmadı:
- Savaş sona erince onlarla daha ciddi konuşacağım! Her şeyden önce onları malî dayanaklarından, vakıflardan, yoksun edeceğim.
Yurt topraklarının büyük bir parçası, nerede ise üçte ikisi, belki de daha çoğu vakıftır.
Bu topraklar mollaların yaşama kaynaklarıdır.
Bunların çoğu köylülerin elinden alınmış topraklardır. Buna son vereceğiz.
Bir de utanmadan hükümetten yardım istiyorlar.
Mustafa Kemal, Anadolu topraklarında, şimdi gördüğümüz dinç, sağlam delikanlıları askerden kaçıran 17 bin medrese bulunduğunu söyledi.
Bu tam bir kolordu demekti.
Medrese öğrencilerinin şimdiye kadar niçin askere alınmadıklarını sormam üzerine Mustafa Kemal, bunların askere alınmaları için gerekli emrin verilmiş olduğunu söyledi.
Bu inkılapçı adım, subaylar arasında büyük bir sevinç yaratmış ve bu olay son günlerin en çok üzerinde durulan konusu haline gelmişti."
SEMIYON IVANOVIC ARALOV,
BİR SOVYET DİPLOMATININ TÜRKİYE HATIRALARI...
Rusya büyükelçisi S. Aralov, askeri ataşe K. Zvonarev ve Azerbaycan Büyükelçisi I. Abilov,
23 Mart 1922.
34 notes
·
View notes
Text

⚖️ Hukuk ve Adalete Olan Güven Tek Yetki Temsil ile Bitti ⚖️
12 Eylül askeri ve sivil darbe soygun rejimi 2002 yılı sonrası özelleştirme talanı ve yasama, yürütme ve yargı erki gücünü bir kişinin iki dudağı ve niyetine bir tiyatro darbe oyunu ile devredince hukuk ve adalete olan toplumun güveni yüzde 18'e düşerek kabile veya aşirette aşiret reisine olan güvenin bile altına düşmüş durumdadır.
Gerçekler ile yüzleşmeye kimse yanaşmaz ise hakikat nedir? Doğruyu yeniden nasıl tesis edeceğiz etik liyakat ahlakını nasıl yaşama geçireceğiz sorusu havada kalır.
Tek yetki temsil sisteminde yetkiyi peygambere verseniz bu düzen hukuk ve adaleti sağlayamaz.
Böyle bir güç her insanı rayından çıkartır.
Bu güce sahip olmayı istemek bunu uygun görmek en büyük sorunudur.
Demek ki hakiki çözüm nedir?
Tek yetki temsili terk etmek gerekir.
Hukuk adalet adına temizlik yaparak ucu kime dokunur ise dokunsun üzerine kimseden izin almadan gitmesi gerekir.
Bu bizim parti bu bizim şirk kurumu vb bir ayrım kollama yapılamaz.
İşin ucu her mahallede bir milyoner zulmüne uzamasını önlemek için yapılanlar çok daha büyük bir bedelle o zihniyete son verecek noktaya gidiyor.
Bu ülkenin bütün etik liyakat sahibi Cumhuriyet savcılarını, hakikatin beşer adalet vicdanı yargıçlarını göreve davet ediyorum.
Bugün bu çürüme yaşanır iken görev yapmaz iseniz ne zaman yapacaksınız?
Tek yetki adaleti tıkıyor ise hukuk ve adalet adına Türk ulusunun adına savcı ve yargıçlar bu tıkanıklığı temizlik operasyonu yaparak açmak zorundalar.
Kokuşmuşluğunun kokusu yeryüzünde rezil bir izlenim veriyor ve kimse bundan rahatsızlık duymuyor ise art niyetli bir çaba ne yapmak istiyor ve o niyet kimdir?
Tek yetki silkeleme diyor yargı silkeliyor.
Ayrıca yargı gücü kimseye ayrımcılık yapmadığı konusunda kimseyi ikna etmiş değildir.
Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Türk ulusuna karşı bu kötülüğü kimsenin yapma hakkı yoktur.
Hala tek yetkiyi tek yetki ile değiştirmek veya aynı şekilde devam etmek isteyen bir anlayış varsa bu sonucun sebebidir.
Hak adaletten kimse üstün değildir.
Devleti öldürmek için adaleti öldürmeye kalkanlar hak adalete suç üstü yakalandılar.
♾️▪️Önder Karaçay ▪️♾️
1 note
·
View note
Text

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek ile olan ‘Başsavcıyı tehdit’ davasında İmamoğlu için “tüm suçlardan beraat etmeli” şerhini koyan üye hakimin görev yeri değişti.
14. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi, 45. İş Mahkemesi hakimliğine görevlendirildi.
3 notes
·
View notes