Quote
Your face is the same, but I no longer recognize who you are.
s.s. (stephenstilwell)
3K notes
·
View notes
Text
Uhhhh.
I think im healthy because i think i want him to see me healthy and come back to me. See me healthy. See me living. See me good and okay and that i don't need anyone to be good. And i think this is healthy. It's healthier than being a wreck.
0 notes
Text
Yorgunum ama fark ediyorum ki, kotu bir yorgunluk degil bu.
Bi sureligine belki de dinlenmeliyim. Kendime iyi davranmaliyim. Belki biraz sevmeliyim kendimi. Baskasini kendimi sevmeden sevemem ki.
0 notes
Text
Bana kendimi tanitacak bir test ama cevabi vermeden once cevabin ne oldugunu sorsun. Sonra cevabi versin. Sonra ikisinin arasindaki baglantiyi kursun.
Guzel olur
0 notes
Text
Everyone likes things and everyone dislikes things so find the thing you like and choose to like them.
Have empathy. Have as much as your heart can bear. Make sure you're not hurting people close to you. Choose to have your empathy grow. Choose to be kind.
0 notes
Text
Why the fuck didnt i just get high?
Paranoia. The answer is forever and always paranoia.
0 notes
Text
Anımsıyorum.
Seni anımsıyorum, kendimi anımsıyorum, onu ve onu ve onu anımsıyorum. Hatırlamamaya başladım bir noktada. Hafızam eskisi kadar kuvvetli değil...
Kim ne derse desin anımsamayı seviyorum. "Gözüm ısırıyor bir yerlerden ama çıkaramadım isminizi, affedin lütfen". Bu cümlenin mahcubiyetini seviyorum. Evde sakız bulup çiğneyince annesine gidip ben sakız çaldım beni hapse atma diyen bir cocuk beliriyor gozumun onunde. Ne sevimli seysin sen oyle..
Ucte birini yarilamisim kitabın. Huzur demistim ya. Su an hissediyorum onu. Yanimda anam, elimde kitap, ustumde derme catma battaniyem; ayakkabilarimi cikarmis cenin pozisyonunda yari yatar yari oturur pozisyonda. Elime bi susurluk tost ver bi de acik ayran, benden huzurlusu yok bu dunyada.
Al iste. Tekrar caliyo ayni sarki. Bitmemis miydi onun zamani? Bitmemis demekki, hala caldigina gore. Zamanimiz ne zaman bitecek diye merak etmekten alıkoyamiyorum kendimi. Bitmesini istemiyorum. Belki de bu yuzden yazmaya cekiniyorum.
Ama hayir. Kabul etmiyorum. Pek cok seyi kabul etmedigim gibi bunu da kabul etmiyorum. Seni seviyorum, banane! Bunlar hep bahane.
Hiç bir şeyin tek bir cevabı yokmuş diyorlar. Gülesim geliyor. Senelerce cevap arayıp arayıp bulamayip kendime cevaplar cikarip Hepsi olabilir! Hic biseyin sınırı yok! denmesi biraz asap bozucu. Obur yandan da its so validating. Hersey olabilirse cevap bulmama gerek yok demektir. Sadece yasayabilirim. Sadece kendim olabilirim. Ben kimim sorusunu sormadan -sormama gerek kalmadan- benleşebilirim.
Huzur. Ponciklik.
Aaah ah. Seni yildizlari izlemeyi sevdigim kadar seviyorum. Kitap okumayi, yola cikmayi, sarki soylemeyi, kestane yemeyi sevdigim kadar seviyorum. Eminonunde kestane satarlar. Almayı da tek sevdigim yer orasıdır. Nasıl bir mutluluk nasıl bir çocukluk sana anlatamam. Kestane gurgen palamut sarkisi alinirken soylenmezse eksik kalirim.
Listeme yeni bi sarki ekledim ama aslinda eklemem gereken sarki bu degildi. Seneler oncesinden bir sarkiyi animsatiyor. Animsamak.. ana konuya geri mi donduk yoksa? Mantikli aslinda, sarki ayni sarki. Moonu bu yuzden seviyorum. Ah hayatim seni seviyorum. Ne kadar sevdigimin farkinda degilsin belki, belki olmak istemiyorsun. Sorun degil hayatim. Ben boyle mutluyum. Seni kisitlamak, kucultmek, degistirmek istemiyorum. Belki fazladan yaklasmazsam o gucu kendimde gormem diye ugrasiyorum.
Tirsiyorum aslinda. Komik belki ama seni degistirmekten odum patliyor. Oldugun insani o kadar seviyorum ki, buyume seklini, kendi degisimini izlemek bana o kadar keyif veriyor ki.. Karisamayacagimi dusundugum, karismamam gerektigine inandigim cok sey var. Yarenin lezbiyen ruyalarina asla yorum yapamayacagim gibi sana da kendimi katamam.
Aaah ah. Cok sacma bir bitisi oldu bunun ama sanirim mola yerine yaklastik. İyi geceler diliyorum gözlerinden burnundan opuyorum. Dudaklarini bekliyorum. Baybay hayatim.
0 notes
Text
Camlaşmış gözler kıkırdayan geniz gülümseyen dudak
Salaklaşmış ben
Algısız ben
0 notes
Text
Sacmalik, biliyorum ama bazen herseyi hissediyormusum gibi geliyor.
Duygulari, anilari, dusunceleri, aklina ne gelirse hepsini bildigimi saniyorum bazen. Muhtesem bir egoya sahibim. Herkesi tasiyormusum gibi yoruluyorum. Uyuya kalirsam bilgileri, uyanirsam ruyalari kaciricakmis gibi hissediyorum. Tanimak istedigim o kadar cok sey var ki bana sira gelmiyor. Cig bilgiye acim. Pisirilip duzenlenmis olmasi ilgimi cekmiyor artik bazi durumlarda. Su siralar heyecana acim. Heyecanlaninca napariz, nasil davraniriz, biri varken nasil davraniriz, yokken nasil... Kendimi surekli izliyorum. Aglarken aglama seklimi ve neden agladigimi dusunuyorum. Katman ustune katman ustune katman.
Neden bunlari dusunuyorum bilmiyorum. Hazirlanmam gereken bi sinavim, yerine getirmem gereken gorevlerim var. Bu sacmaliklari bi kenara koymam, belki de camdan disari atmam gerekiyor. Hayat bu sorularla gitmiyor. Hayat; narsistlikle ilerlemiyor. Kendimi gormek istemiyorum. Her animi inceleyen bir psikolog ya da biyolog ya da antropolog olmaya calismak istemiyorum. Kendimi kendime aciklamak istemiyorum ama yazi yazmak zaten baska nedir ki? Kendin kendini gordugun gibi anlatmak degil midir? Soru istemiyorum artik. Sormak istemiyorum.
Olmak istiyorum. Varligimin farkina varmadan var olmak.
0 notes
Text
Hayir, kabul etmiyorum, bu sevgi degil.
Kalbimin agrisi, sana olan merakim, iyi oldugunu bilme istegi... liste uzar gider. Yoruyo bu beni. Sinirlendiriyo. Hem kendime karsi hem varligima, beni ben yapan seylere (biyoloji, psikoloji, kimya, tanrisal..) sinirleniyorum. Ben kendine yetemeyecek kadar aciz bir insan miyim? Kendiliginde mutlu olamayacak, neselenemeyecek, yaratici olamayacak biri miyim? Bunlari elde etmek icin baskalarina bagimli kalmak zorunda miyim?
Tabi bir de paranin diger yuzu var. İnsanlarla hayat ne kadar guzel. Paylastikca ne kadar umutlu bu dunya. Ve eger mutluluk bagimliliktan geciyorsa bagimli olmayi hissizlesmeye tercih etmez miyim?
Al sana uc yuzlu. Ya zaten default insanlarla geciyorsa? Ya benim bu halim asiri asosyalligimin kanitiysa?
Ya bende bir problem oldugu icin bagimliysam?
Ya bunu degistiremezsem?
Ya..?
0 notes
Text
İyi geceler hayatım.
Heyecanlıyım. Heyecanlanmayı gerektirecek ne var bilmiyorum fakat öyleyim. Tık tık atan bir kalbim var. Sesini duyamadığım, orda olduğunu bildiğim bir Şey var içimde.
Yıldızlara uzanmak istiyorum. Serçe parmağımın sonuyla Büyük Ayı'yı çizip Orion'un Kemeri'yle selamlaşmayı arzuluyorum. Bulutsuz bir yaz gününde çimlere konmuş çiğ damlalarıyla aşk yaşamayı bekliyorum.
Seni bekliyorum. Seni arzuluyorum. Seni istiyorum.
Baykuşun ötüşünü duyar gibiyim şimdiden. Gece çökerken üstümüze, natürel sessizliğin yaratılmış kakafoniyle birleşimini dinliyorum. Nefesin düzenli; kavuran sıcaklar geçerken hareketlendiğini algılamak, rüyalarının tatlı mahmurluğundan uyandığını görmek huzur veriyor adeta.
0 notes
Text
“Really, though, the hard part is not the “meh.” The hard part isn’t hearing the words “I can never be your boyfriend” or “We aren’t sure you’re a good match for the company” or “You’re not someone I want to be friends with.” Every person must accept some “meh” into their lives, because even if you face yourself and grow a lot, you’ll still land in that space a million times over. Landing in that space just means that you’re trying new things, meeting new people, having new adventures, and being brave instead of hiding. When you’re broken but you’re trying new things, you will hear echoes of your brokenness. You will feel wobbly. Accept it. The important part comes next: You hear the echoes that sound like “Am I bad? Am I repulsive? Am I doing it wrong again?,” and you try very hard to reassure yourself instead of becoming a human question mark. You say to yourself, “You are good. This is how it feels to be a human being.” Then you take a deep breath, and you feel wide awake and alive. Because you know that you’re okay and everything is fine. You know this because you’ve been talking to other people and really listening (instead of doing all the talking) and you know now that everyone feels a little ashamed and weird and broken sometimes, particularly those people who are reaching for great things.”
— Heather Havrilesky for Ask Polly
657 notes
·
View notes