Text
Gizli Bir Yerim Var
Baba dur yapma, ne olur baba! baba yapma! ne olur dur! Babaaa!
Evimiz dededen kalma gecekonduydu. Babam annemle zoraki evlenince yanına bitişik bir gecekondu daha dikmiş, böylelikle babaannemin ekmeğine bal kaymak sürmüş. Eklenme ev olunca ev yapısı da biraz değişikti sanırım. Gözünüzde canlansın diye tarif etmeye çalışacağım. Giriş kocaman bir hol gibi oturma odasıydı, giriş kapısının hemen sağ tarafında ranzamız vardı abim ve benim uyuduğum, ranzanın yanında soba. Odada ranza dışında sadece bir çekyat ve halı. Giriş kapısının sol tarafında manasız büyük ve girişimizin yasak olduğu salon vardı. Belki ben çok küçüktüm 6 yaşlarında falandım bana çok büyük geliyordu. Tabi birde çocuk olunca yasak alan cazibesi gözümde çok büyüttüğüm de yerdi orası. Sobanın yan tarafında bir kapı annemlerin yatak odası, onun yanında diğer kapı mutfak kocaman yine çocuk gözüyle. Mutfaktan bir kapı, bir oda büyüklüğünde banyo. Banyo da merdaneli çamaşır makinesi bir cam ve boşluk o boşlukta banyo yapılıyor. Banyodan bir kapı daha tuvalet...
Babam bir hışım eve girdi. Geliş gidiş saatleri belli olmazdı. Bazen hiç gelmezdi... Ne olduğunu anlayamadan annemi çok şiddetli, gaddarca, acımasızca dövmeye başladı. Hangi ara kendimce en uzak noktaya güvenli alana gitmiştim hatırlamıyorum. Banyonun kapısının arkasına saklanıp ellerim kafamda kendimce yüzümü kafamı kapatıyorum saklanıyorum ama çok korkuyorum! Annemin acı çığlıkları, babamın anneme küfürleri ve dayak sesleri... Korkuyorum... Çok korkuyorum. İki elimle diz çökmüş kendimi sakladığımı sanarak hiç durmadan bağırıyorum. Baba dur yapma, ne olur baba! baba yapma! ne olur dur! Babaaa! Baba ne olur dövme!
Yakalandım...
Baba saçlarım acıyor, baba kafam acıyor! Baba ne olur yapma diye çığlıklar atarken kendimi saçlarımdan kaldırılıp camdan fırlatılmış buldum. Babam beni sokağa mı attı? Çocukluk daha neler neler geçiyor kafamdan. Evden sesler gümbür gümbür. Abime geçmiş sıra... Kıpırdayamıyorum, korkuyorum. Ya abime bişey olursa? Ya annem ölürse? Ben ne yaparım? Babannem beni sevmez ki, fışkı der bana sadece. Halalarım alır belki beni. Ama onların da çocukları var, alamazlar ki. Ahh amcam! belki beni o alır bana hep o bakar, beni çok sever canım amcam.
Abimin çığlıkları kulağımda çınlıyor. Annemin sesi yok! Öldü mü şimdi annem? Ve tanımadığım bir ses bişeyler diyor. Kafamı kaldırdım bir kadın tanıyorum ama tanımıyorum hissiyatı, bişeyler diyor. Düşünüyorum da aslında öyle travmalar yaratmış ki bunlar bende her detayı hatırlıyorum her düşündüğümde o anı yeniden yaşar gibi.Başımda dikilen kadın ahh yazık diyor. Sizin evden sürekli çığlıklar ve dayak sesleri geliyor diyor. Hayır ilk defa oldu başka evdir diyorum çok utanarak nedense.
Annem ölmemiş ağlama sesi geliyor. İçimde garip bir sevinç, fırlıyorum babamın beni fırlatıp attığı yerden. Evin kapısına arkaya koşuyorum, giremiyorum içeri ya beni döverse! Annem ağlıyor babama yalvarıyor dursun yapmasın diye. Babamdan sadece yüksek sesli küfürler duyuyorum. Saklandım yine! Benim bahçede gizli yerim var. Beni kimse orada bulup zarar veremez ki. Kapının önündeki kocaman kiraz ağacı. Ne kadar büyük olabilir bir kiraz ağacı? Çok büyük ben en tepesine tırmanıyorum kimse beni bulamaz ki orda. Çıktı en sonunda... Küfür ederek babaannemin evine doğru gidiyor. Beni görmedi. Söylemiştim size benim gizli yerim var kimse beni bulamaz diye. İnmeli miyim artık? hayır ya geri dönerse eve ve beni de döverse? Ama annem ve abim? İniyorum çok sessiz, usulca. Kapıyı açıyorum ve her yer duvarlar, yerler, annemin ağzı burnu, abimin yüzü gözü kan! Birbirlerine sarılmış ağlıyorlar. Aslında çok alışkın olmam gereken manzarayı görüyorum ama yine de donakalıyorum. Ne yapmalıyım şimdi? Ağlıyorum tabi ki sessizce, çaresizce. Anneme, abime dokunmaya korkuyorum, ya daha fazla canları acırsa? Kan var her yerde.... Ve ben çok korkuyorum...
Babamın sesi geliyor. Babaannemle beraber eve doğru geliyorlar! Ne yapıcam ben şimdi? Ranza! Altına saklanıyorum. Babam küfür etmeye devam ediyor... Annem ne olduğunu anlamaya çalışıyor sanırım. Yine neden dayak yedik? Bir sonra ki blog yazımda görüşmek üzere.
Sağlıkla kalın...
Bir Psikopatın Kızı...
1 note
·
View note
Text
Bir Psikopatın Kızı
Merhaba arkadaşlar,
İlk blog yazımda kısaca kendimi tanıtmak istiyorum, sonrasında her yazımda iliklerinize kadar hissedeceksiniz beni...
Blog adımdan da anlayacağınız üzere bir psikopat babanın kızıyım ben. Nasıl büyüdüm, ne şartlarda nelerle uğraşmak zorunda kaldım, hayat bana neler getirdi bunları gün gün okuyacaksınız.
Ben hiç bir zaman prenses olmadım! Aslında bugün buna şükrediyorum. İyi ki hiçbir zaman bana prenses gibi davranmamışlar diye. Ama bi yanım da ne yalan söyleyeyim çok istiyor birazcık prenses olabilmeyi:) Prenses kızlar mı dönemin kazanını onu hala tam olarak bilmiyorum kazanan taraf olmadığım için. Bunu da ilerleyen yazılarımda ele alabilirim şu an kendimi tanıtıyorum çok sulandırmayayım.
Ben bir anneyim, iki erkek çocuk annesiyim. Acısıyla tatlısıyla bu hayatta 37 yıldır sımsıkı her şeye inat tutunuyorum. Şampanyalar patlatarak kutladığım bir boşanma hikayem var. Bende var da var aslında. Babam ağır psikopattı, annem de bir o kadar sessiz, sakin, ezgin, saf mı desem gerçekten bilemiyorum. Allah dağına göre kar verirmiş dedikleri tam da benim annem ve babam. Babamın o sonu gelmeyen şiddetlerine boyun eğen bir kadın! Annemi babamın elinden çekip aldım. 10 yıldır benimle yaşıyor, benim hayat arkadaşım aslında şu anda annem. Ben işte çalışıyorum annem evde çalışıyor. 2 çocuğum da benimle yaşıyor. Eski kocam boşanmayı kabul etsin diye her şeyi verdim çocuklarımın velayetleri hariç. Çok mükemmel bir anne değilim ama asla yetersiz ve kötü bir anne de olmadım ben.
Ne iş yapıyorum sorusunu şu an açıklayamıyorum blogları okudukça sizin de en az benim kadar ne iş yaptığımla alakalı kafanız karışacak, öncesinde hiç gerek yok :) Biraz yönetici asistanıyım, biraz koordinatörüm, biraz proje müdürüyüm, biraz basın danışmanıyım vs vs vallahi bilmiyorum ne halt olduğumu ortaya karışık bişeyim işte. Hani ne iş olsa yaparım abi modu var ya bana da dayatma ne iş olsa yapsın dayatması oldu sanırım.
Eğitim hayatım en acısı onunla ilgili burada bilgi vermek istemiyorum. Eğitim hayatımı da bloglarımı okurken öğreneceksiniz. "Eğitim hayatım en acısı" yazdığım için diğer bloglarımı okurken içinizden belki bana söveceksiniz. O kadar şey yaşamış neyin kafasını yaşıyorsa hayatının en acı tariflerinden birini eğitim hayatı olarak nitelendiriyor diyebilirsiniz. Benim için bu durum hayatımın en büyük acılarından biri.
Burada çok genel bir tanıtım yaptım kendim ile alakalı. Bu blog yazımdan sonra yavaş yavaş çarpıtmadan tüm psikopatlığıyla babamın neler yaşattığını, sonuçlarını, bana getirdiklerini, götürdüklerini, tüm çıplaklığıyla yaşadığım duygularla okuyacaksınız. Şimdiden gözlerinize sağlık.
Sağlıkla kalın...
Bir Psikopatın Kızı
1 note
·
View note