birbuketaycicegi

[birbuketaycicegi]

"Fırtınamda sığınağım olmayacaksan, güneşimde gölgem olma."

[birbuketaycicegi]

[birbuketaycicegi]

Eğer olmuyorsa zorlamayacağım, düzelmiyorsa müdahale etmeyeceğim, yoracaksa uzak duracağım. Çünkü ben çok yoruldum.

[birbuketaycicegi]

🤍

[birbuketaycicegi]

🤍

[birbuketaycicegi]

Yürüyerek aşamayınca anladım, her yolun ayaklarla değil, bazen yürekle, bazen de sabırla geçildiğini. Önümde uzanan o engin yokuş, yalnızca bir fiziksel sınav değildi; her adımımda içimdeki kararlılığı sorgulayan sessiz bir öğretmendi. Geri dönmek kolaydı, durup beklemek cazipti, ama içimde bir yerde, bir adım daha atmam gerektiğini söyleyen o inatçı ses susmuyordu. İşte o an, yolların gerçek uzunluğunun mesafeyle değil, insanın içindeki mücadele gücüyle ölçüldüğünü fark ettim. Belki de bazen, yolları aşmanın ilk şartı, aşmak için yürümeyi bırakıp, neden yürüdüğünü hatırlamaktır.

[birbuketaycicegi]

Birer mısra şiir bırakır mısınız

[birbuketaycicegi]

Sevmek, herkesin kaldırabileceği bir yük değildi; doğru insanı ve doğru zamanı sabırla beklemek, yüreğin sınavıydı. Peki ya biz, bu sınavdan geçebilecek miydik?

[birbuketaycicegi]

Bazen gitmek istiyorum; ardımda bıraktığım her şeyin sessizliğe bürüneceği, yalnızca rüzgârın adımı taşıdığı uzak diyarlara, kendi sesimi bulmak için.

[birbuketaycicegi]

Bir buket çiçek, usulca masaya bırakıldığında, sadece renklerin değil, taşıdığı hissiyatın da odanın her köşesine yayıldığı, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir hikâyeyi başlatır.

[birbuketaycicegi]

Yürüyerek aşamayınca anladım, her yolun ayaklarla değil, bazen yürekle, bazen de sabırla geçildiğini. Önümde uzanan o engin yokuş, yalnızca bir fiziksel sınav değildi; her adımımda içimdeki kararlılığı sorgulayan sessiz bir öğretmendi. Geri dönmek kolaydı, durup beklemek cazipti, ama içimde bir yerde, bir adım daha atmam gerektiğini söyleyen o inatçı ses susmuyordu. İşte o an, yolların gerçek uzunluğunun mesafeyle değil, insanın içindeki mücadele gücüyle ölçüldüğünü fark ettim. Belki de bazen, yolları aşmanın ilk şartı, aşmak için yürümeyi bırakıp, neden yürüdüğünü hatırlamaktır.

[birbuketaycicegi]

Birer mısra şiir bırakır mısınız

[birbuketaycicegi]

Birer mısra şiir bırakır mısınız

[birbuketaycicegi]

“Daha çok anlat” dedim.

“Hoşuna gidiyor mu?”

“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”

“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”

“Gider gibi yaparız.”

-Şeker portakalı

[birbuketaycicegi]

Her şeyi umursamıyor gibi davranıyorum şu sıralar, umursadığımı belli edersem eğer hüngür hüngür ağlarım ve başımı yaslayacak tek bir omuz bulamam biliyorum

[birbuketaycicegi]

Eğer olmuyorsa zorlamayacağım, düzelmiyorsa müdahale etmeyeceğim, yoracaksa uzak duracağım. Çünkü ben çok yoruldum.

[birbuketaycicegi]

Ben çok yoruldum. Adımlarım artık ileri değil de hep geri gidiyor gibi.