Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
17-28 HAZİRAN 2013
Stajımızın amacı, kampüs içerisinde kullanılabilecek bir bankın üretimini yapmaktı. Bunu T-Bench isimli bank tasarımının bağlantı noktalarını yeniden tasarlayarak ve CNC’ye uyumlu bir çizim yaparak gerçekleştirdik. Staja T-Bench ismindeki bank tasarımının bize verilen görünüşlerinin analiziyle başladık. Teknik çizim ile bankın genel görünümünü anlamaya çalıştık. Daha sonra verilen detaylı ölçülerle 3-D çizimini hem Rhino’da hem de Space Claim’de yaptık.
Bu esnada bankın tabla ve ayak kısımlarının birleşim detayına karar verdik ve sürgülü yapmayı tercih ettik.
Daha sonra Rhino’da nesting yaparak elimizdeki hazır Mdf panellere bilgisayar ortamında yerleştirdik.
Bizim grubunki ile diğer grubun bankı aynı mdf panelden çıkacak şekilde ayarladık ve bankımızın parçaları CNC’de kesildi.
Mdf malzemesinin özelliklerini öğrenmek için marangozdan destek almaya karar verdik. Mdf’yi dış hava koşullarına nasıl uygun hale getirmemizi öğrenmemiz gerekiyordu. Okula en yakın marangoz olan Metin Usta’ya gittik.
Onunla birlikte nalbura gittik ve malzemeye uygun zımpara ve vernik seçtik. Zımpara kullanmanın püf noktasını gösterdi ve kağıt zımparanın her yüzeyini kullanabilmek için nasıl katlamamız gerektiğini öğretti.
İlk olarak parçalarımızın tüm kenar ve köşelerine 60 numara zımparayla kabaca radius verdik. Daha sonra 80 numara zımparayla düzeltmeler yaptık.
Selülozik verniği selülozik tinerle inceltildikten sonra parçalara bir kat sürdük. 400 numara su zımparasıyla verniğin ilk katını ince bir şekilde zımparaladık.
(soldaki parça 60 numara ve 80 numara ile birer kere zımparalanmış hali. sağdaki ise zımparadan sonra verniklenip 400 numara ile zımparalanmış hali)
Daha sonra selülozik verniğin ikinci katı sürdük ve bir defa daha zımparaladık.
(parçaların iki kat verniklendikten sonra zımparalanmış halleri)
Son kat verniğe geldiğimizde malzemenin doğal görüntüsünü bozmadan sağlamlaştırmak istedik. Bunun için internette mat yat verniği görmemize rağmen piyasada bulamadık. O yüzden yarı mat yat verniği ile yetindik ve onu kullandık. İki üç aşama ile elde ettiğimiz pürüzsüz mdf parçalarımızın işçiliğini bozmadan son kat verniği uygulamak istiyorduk. Bunun için nalburda uygun bir alet var mı diye bakmaya gittik. Çeşitli aletlerle karşılaştık.
Bu verniği sürerken seramik sıvamak için kullanılan üstteki aleti seçtik. Yat verniğini pürüzsüz ve eşit dağıtmayı başardık.
Verniğin kurumasını bir gün bekledikte sonra parçaları birleştirdik.
Parçaları birleştirdikten sonra bankın üzerine oturunca hala sallanma gerçekleşiyordu. Bu yüzrden birleşme noktalarına tutkal sürüp sabitledik.
Kuruması için bir gün bekledik ve fakültenin balkonunda kullanılacağı yere bankımızı bıraktık.
Bankın ismine hem kullanım amacı hem de orijinal ismine atıfta bulunması açısından Tea-Bench dedik. Kalıcı olması için de isimlerimizi gravür kalemiyle bankın tablasının altına yazdık (:
0 notes
Text
Gold Coast-marina mirage
Marina Mirage, Gold Coast'ta bir alışveriş merkezi. Birsbane City'de ofisini gördüğüm DBI tarafından tasarlanmış. İki katlı, tavanı açık, aslında her yeri açık bir yapı. Otomatik kapıları ve sizi bekleyen güvenlik görevlileri yok. En önemli özelliği üst kısımdaki gölgeliklerin yağmur suyunun içeri girmesini engelleyecek açılarla tasarlanmış olması.
Birinci kattan bir fotograf:
İkinci kattan bir fotograf:
İkinci katın girişine bağlanan bir üst geçit var. Onun tasarımı da Marina Mirage'a benziyor. Her yeri açık derken bunu kastetmiştim. Yolun karşısından yaya veya bisikletli olarak içeri girebilirsiniz.
0 notes
Text
Gold Coast-Q1
Gold Coast, Brisbane'nın güneyinde bir şehir. Şehirde yaşayanların neredeyse tamamı turistlerden oluşuyormuş.
Burada Q1 isminde ülkenin en yüksek gökdeleni var. Otel ve residans olarak kullanılıyor. Tasarımı Atelier SDG'ye aitmiş ve tasarımında Sidney 2000 olimpiyat meşalesinden ve Sidney Opere House'dan esinlenilmiş. 2005 yılında tamamlanmış.
Otel kısmının lobisine girdim ve iç mimarisini ve kullanılan mobilyaları inceledim. İç mekandaki suyun dışarıdaki havuzla birleşmesi ve oraya da suyun küçük bir şelaleden dökülmesi mekanı çok özel kılıyordu. Suyun üzerinde yüzen küre şeklindeki aydınlatmalar zeminden yuvarlanıp da suya düşmüşler gibiydi.
Sonra tursitlerin hizmetine açık en üst kata çıktık. Güneşin batımına yakındı çıktığımızda. O yüzden renkler çok güzeldi.
Buranın iç tasarımı otelin lobisinden sonra biraz sade geldi. Mekan değişken renkli aydınlatmalara sahip. Renkli ışıklarla bir sorunum var galiba. Nerede kullanılırsa kullanılsın bana biraz, nasıl desem, yani mekanı baska sıradan mekanlara benzitiyor gibi geliyor. Doğal renkler olmadığı için sanırım.
İnsanların camlara yalkaşıp manzarayi izlediği yerlerin önünde çeşitli bilgiler yazıyordu. Mesela ülkelerin Q1'na uzaklıklarını ve Q1 hakkında kısa bilgiler. Ülkelerin buraya uzaklığını yazmanın altında Q1'in bulunduğu noktayı dünyanın merkezi saymak gibi bir anlayış yatıyor sanki. İddaali ve orjinal.
0 notes
Text
Gold Coast-jumping pillow
Yarısı yerin altında kalmış, trambolin olarak tasarlanmış devasa bir yastık düşünün. Ebeveynler dahil herkesi üzerinde zıplatan çok renkli ve sevimli bir oyuncak Jumping Pillow. Gold Coast'ta bir çocuk parkında gördüm. Dünyanın en eğlenceli park ürünü bence.
0 notes
Text
mavi ev
Kaldığım evin yakınlarında, düzenli ve sakin sokakların birinde bu evi gördüm. Posta kutusuna kadar deniz temasıyla tasarlanmış olması çok güzeldi. Üst katında havuz varmış ve evin bir kısmının tavanı açılabiliyormuş. Kullanımda olan bir ev olduğu bildiğim için yanlış anlaşılmayayım diye birkaç fotoğraf çekebildim sadece.
0 notes
Text
Çocuk Parkları-vazgeçilmezler
Her çoçuk parkında bu musluklardan bulunuyor. Oynamaktan susamış küçüklerin su içmek için çok kullandıklarını gördüm.
Ve tabi ki geri dönüşüm kutusu.
Buna ise ben bir parkta rastladım. Diğer parklarda gözümden kaçmış olabilir. Onu ilk gördüğümde ''evet işe bu, tabi ki piknik yapılabilen her yerde kullanıma açık çöp poşeti rulosu olmalı!'' dedim. Ama üzerinde köpek resmi vardı. Yaklaştım. Evet, yanılmıştım. Köpek sahipleri içindi. Olsundu.
0 notes
Text
Brisbane City-gölgelikler
City'de gökdelenlerin aras��nda yer alan, nehir kenarında ünlü retoranların da bulunduğu bir bölge var. Eagle Street Pier deniyormuş. Buranın benim dikkatimi çeken özelliği üstünün gölgeliklerle kaplı bir cadde olması.
Gölgeliklerin özelliklerini biraz araştırdım. UV ışığı ve suyu geçirmeme özelliğine sahip gölgelikler, çelik iskete gerdirilmiş ptfe (polietrafloroetilen) ve pvc kumaştan oluşuyor. Ptfe, teflon kaplı fiberglass dokuma demekmiş ve çekme kuvveti ile yapısal özellik kazanıyormuş.
0 notes
Text
Brisbane City-dbi
Soleil'in çaprazında bulunan bu binanın terası ve genel olarak mimarisi dikkatimi çekmişti. Daha sonra internetten araştırmaya fırsatım olunca DBI'in mimarlık ofisi olduğunu öğrendim. Soleil dahil olmak üzere Avusturalya'da ve dünyada birçok ünlü yapının tasarımı bu ofisin mimarlarına aitmiş.
0 notes
Text
Brisbane City-gökdelenler-3
Riparian Plaza, Harry Seidler tarafından tasarlanmış ve 2005 yılında tamamlanmış. 2006'ya kadar şehrin en yüksek yapısıymış. Daha sonra Soleil ve Aurora Tower inşa edilince üçüncü olmuş. Fil ayağına benzeyen kolonlara sahip. Sanki yere basıyor.
0 notes
Text
Brisbane City-gökdelenler-4
Üst görünüşünden ücgen formda olan Riverside Center, 1986 yılında bitirilmiş. Mimarı Riparian Plaza ile aynı. Ortak tasarım elementlerine sahipler. Riparian Plaza'daki gibi üçgenlere bölünmüş yüzeyler bu binada da var.
0 notes
Text
Brisbane City-gökdelenler-2
Soleil, Brisbane'nin en yüksek gökdeleni. 2012 başlarında yapımı tamamlanmış ve inşası 2 sene sürmüş.
One On One Eagle Street'te bahsettiğim ilk katlardaki tasarım detaylarından bu binada da var. Girişe yakın kullanılan metal profiller duvar görevi görüyor. İlk önce onlar dikkatimi çekti yürürken. Sonra nasıl bir bina diye başımı kaldırdım ve gökdelen olduğunu farketim. Sonra da en yüksek yapı olduğunu öğrendim. İşte bunu yapıyorlar. Önlerinde sizi durdurup başınızı kaldırtacak tasarımlara sahipler.
0 notes
Text
Brisbane City-wintergarden
Wintergarden City'de bir alışveriş merkezi. Dış cephesinin karışık deseni dikkatimi çekti önce. Sonra düz bir yüzeyden 3 boyuta fırlamış kelebeklerin olduğunu farkettim. Mat malzemesiyle soğuk bir his veren cephe kelebeklerle hareketlenmiş. Gece ışıklandırılmış hali biraz şaşırttı açıkcası. Tüm özelliği kaybolmuştu sanki.
0 notes
Text
Brisbane City- gökdelenler-1
Brisbane City demek gökdelen demek. Buradaki yapıların yoldan gecen insanlarla iletişim kurduğu ilk katlarının özel tasarımlara sahip olması çok dikkatimi çekti. Kimileri için gökdelenlerin en heyecan verici noktası en üst katından şehri izlemek olabilir. Ancak çok işlek caddelerde yer alan buradaki gökdelenler içine hiç girmemiş, sıradan yoldan geçen bir insana bile farklı bir tasarımla buluşturuyor. Benim için önlerinden geçmek ve de tasarımının detaylarını keşfetmeye çalışmak çok zevkli idi.
Bunlardan benim en farklı bulduğum One One One Eagle Street gökdeleni. Brisbane'nın en yüksek dörüncü binası olması yanında en yüksek ofisiymiş. Bu bilgilerin yanı sıra internetten edindiğim bilgilere göre mimarı doğadan ilham almış ve tasarımını sürdürülebilirlik üzerine kurmuş. Isı ve su tasarrufu üzerine farklı sistemler kullanılıyormuş binada. Hava kararınca yanan led lambaları Avustralya'ya özgü Moreton Bay Fig ağacının dallarını andırıyormuş.
One One One Eagle Street
0 notes
Text
Brisbane City- story bridge
1940 yılında bitirildiği dışında hakkında pek bir resmi bilgiye sahip olmadığım Story Bridge, ulaşım dışında turistlere tırmanma aktivitesi için de hizmet veriyor. İstanbul'daki köprü trafiğinden ötürü artık köprülere ön yargılı yaklaşsam da köprüye tırmanma fikri heyecan verici geldi ancak fırsat olmadı.
0 notes
Text
Çocuk Parkları-shade
Burada ilk dikkatimi çeken çocuk parklarının üzerindeki gölgelikler oldu. 'shade' denilen bu gerdirilmis kumaşlar yeni çıkan bir yasaya göre zorunlu hale gelmiş. Ülkedeki cilt kanseri vakalarının artması üzerine devlet böyle bir tedbir almış.
Farklı parklardan fotograflar:
0 notes
Text
Brisbane
Turist ve öğrenci olmayarak sadece akraba ziyareti için Avustralya'dayım. Dünyanın öbür ucu tabiriyle herhalde burası kastediliyordur. Avusturalya'nın neredeyse en doğusu sayılabilecek Brisbane şehrinde ablam ve ailesinin yaşadığı evde kalıyorum.
Kaldığım ev:
Bu tip evlere Queenslander deniliyor. Brisbane şehrinin de dahil olduğu Queensland eyaletine has bir mimari olduğu için bu ismi almış. Tamamen ahşaptan yapılan, yazın dahi serin olabilen, taşınabilen bir ev tipi. Benim kaldığım ev 80 yaşında. Hala yeni yerleşim yerleri için isteğe göre inşa ediliyor.
Evin bulundugu yer sehir merkezine 20-25 km civarında. Oyle oldugu icin daha kırsal bir yerleşim yeri diyebiliriz evin oldugu cevreye. İki tarafı agaçlarla cevrili, koala ve kanguru resimli trafik tabelalarının bulundugu uzun yollardan gecerek sehir merkezine varılıyor.
0 notes