benav04

[benav04]

Yıllar sonra eski hesabımdan yeniden bakayım buralara dedim. hayat! her şey çok garip. insanlar değişmiş, mekanlar değişmiş, zaman değişmiş duygular değişmiş. dedim ki kendime: yahu sen Merve diye bir kıza aşıktın ve o Merve evlendi, şimdi çocuğu var. şu an yine hayatında Merve diye biri var(!) Garip bir hayat, garip bir dünya... ulan diyorum kendime, hayatın anlamı ne? şu hayatı yaşanılabilir kılacak şey ne? Mutsuzum arkadaşlar her şeyim var; ama hiçbir şeyim yok. kalbimde bir boşluk var arkadaşlar. niye buraya yazıyorum biliyor musunuz? çünkü hiçbiriniz gelmeyecek. hoş bu boşluğu görmenizi de istiyor değilim.

[benav04]

Savcı Esra: Niye geldin?

Behzat: Sen niye ağladın?

Savcı Esra: Geçti gitti boş ver..

Behzat: Çık çık çık… Geçmedi gitmedi, sen niye ağladın?

Savcı Esra: Behzat sen akıllı bir adamsın ama konu kadınlara gelince biraz salaklaşıyorsun galiba.

Behzat: Hee.

Savcı Esra: Ben sana diyorum ki adamlar gelip seni alacak, gideceksin. Bu işin sonu yok! Belki senelerce tutuklu kalacaksın, ne zaman döneceğin belli değil, senin umurunda değil. Ağladım… Çünkü seninle konuşamadım. Ağladım, çünkü sen beni görmüyorsun. Ve ben seni seviyorum.

Behzat: Ama ben bunu bilmiyordum.

Savcı Esra: Bilmiyorsun… Tabi nereden bileceksin. Sen ancak birisi öldüğünde duygusal yaklaşıyorsun. Senin duygu radarına girmek için illa ölmek mi lazım Behzat?

Behzat: Yok, hayır. Yapamam ben.

Savcı Esra: Haklısın. Cesaretin olmadan ne yapacaksın ki? Hayatımda tanıdığım en korkak adamsın. Herkese meydan okuyorsun ama kendi duygularından korkuyorsun. Geçmişe saplanıp kalmışsın. En büyük felaketler senin başına gelmiş dimi? En büyük acıları sen çekmişsin, ben hiç bir bok bilmiyorum ki. Acı nedir? Bilmem. Yalnızlık nedir? Bilmem. Dünyanın ekseni kaydı Behzat, 12 cm yerinden oynadı sen bana 1 cm bile yaklaşmadın! Saplantılısın…

Behzat: Hee, ne güzel söyledin. Saplantılıyım ben. Benden bir bok olmaz, biz seninle hep kavga ederiz, mutsuz oluruz biz seninle.

Savcı Esra: Mutsuz olalım, ne var! Biz de mutsuz oluruz. Ben seninle mutsuzluğa da varım…

[benav04]

İnsanlar kahramanları oynuyorlar; çünkü korkaklar. Azizleri oynuyorlar; çünkü kötü ruhlular. Suikastçiyi oynuyorlar; çünkü yanıbaşlarındaki komşularını öldürmek için yanıp tutuşuyorlar. İnsanlar oynuyorlar; çünkü doğuştan yalancılar.

[benav04]

Hayatta yeni kararlar alıp onları uygulamamak benim huyum değildir pek. Ben genelde heves edip iki dakika sıkılan kişiyim. Puzzle'a başlayıp bırakmak, Aynı anda 3 kitaba başlayıp ikisini bırakıp yeni iki taneye başlayıp tekrar diğer ikisini bırakmak, Yeni eve çıkicam diye yirtinip gözümde büyütüp eski evde kalmak, Aynı anda 3 5 yabancı diziye baslayip eski dizilerden devam etmek, Ben bunu nasıl olsa içerim diye alıp bir bardak içtikten sonra 1lt kolayı atmak, Hevesle birini tanımaya başlayıp üç günün sonunda numarasını bile silmek, Sürekli birileriyle bulusma planı yapıp hatta gidip yarım saat içinde başka yere kacmak, Ekside sürekli entry girip yarıda silip çıkmak, Badilere ben bunun her yazdığını okurum diye ekleyip iki gün icinde badilerden çıkarmak…

Ne saçma bi insanım la.

[benav04]

Golshifteh Farahani in Les Deux Amis (Two Friends), dir. Louis Garrel

[benav04]

O kadar zor ki herşey, hissi kalmasın istiyor insan. Yakındaki insana ya da uzaktakine. Elindeki kitaba ya da az uzakta tozlanmış olana. Az evvel dinlediğin şarkıya ya da iki gün sonra bulma ihtimalin olana. Yatarken “ne olur artık uyanmayayım”, uyanınca ise “ allahım neden uyandırdın?” dediğimiz günler. Yok işte hiçbirşey yok. Ne hatıra ne de hayal. Bir tek ölüler değil midir bunların yoksulu. Hayattayız oysa. Rezillik yani. Seni anlıyorum diyoruz sonra hiçbirimiz birbirimiz için hiçbirşey yapmıyoruz. Anlamasak keşke, anlıyorum demesek. Ne fena. Demek böyle işliyormuş. Boğulup öylece suyun yüzünde kalıyormuş insan. Karaya bile vuramıyorsun ki görsünler. Kimse görmüyor. Hiçkimse. Şuan okuyorsun ya sen de görmüyorsun aslında. Başkası da görmezdi. Hem biri rastgele görse başını çevirir biliyor musun. Vay dünyaya.

Hareket ederken acı birikmez demişti bir yazar. ‘Yeniden’ kelimesi harekette oluşun şiiri gibi. Gitmek zaten bir kalamama problemi. Peki ya varamama? Trenin koridorunda ısrarla ters yöne yürüyor gibiyiz şu sıralar topluca. Herkes kendi yarasına merhem alıyor, bir diğerini yaralayarak. Ben ise beni kendim olmaktan ve kendim kalmaktan uzaklaştıran tüm alıkoyuş hallerinden kaçıyorum. Limon ağacı çiçek açar şimdilerde, yürümeli bu yüzden bolca. Kimileri doymuştur hüzne, melankoliye ve sevmeye. Konmak istemez herhangi bir dala ya da güzel bir yalana. Olur da çıkarsa karşınıza birisi ve “ yürüyelim” derse yürüyüverin sadece. Değmek zorunda değildir eliniz eline. Dilinizde bir şarkı eskilerden…Yürüyün sadece işte. Adımladığım her sokak biraz suriçi oluyor benim, çıktığım her yüksek yer de bir parça keçi burcu.

Biraz yürüyelim mi senle
 evlerden, caddelerden çok öteye.
 olmasın kafelerin müzikleri,
 bir tek seni işiteyim
 sağır olurum dünyaya.
 gitmem lazımları almayalım yanımıza
 bakkalın camekan kağıdı güne dönmeden
 yapraklıyken kaldırımlar
 çalmamışken okul zilleri
 kolay gelsin demeden kimseye
 öylece gidelim
 elin değer belki yürürken elime
 nazende hafızamı kaybederim.
.
 biraz daha yürüyelim mi senle
 bak burada hiç hatıram yok
 şu salıncağa da binmişliğim.
 buğdaylar uçuşuncaya değin durmayalım
 nasılsa yok çantamızda yoruldumlarımız.
 ayakkabılarımız tozla kapanana kadar yürüyelim
 Rê jana mirov e Ber bi êş dimeşe Ne kêm û ne xem Têm û têm. Yürürken/ elan değil bilâhare zaman kırılır bir aşığın dilinde
 saçlarıymış deriz yarinin
 yolun tükenmeyişi var gözlerinde
 dersin ki hiç kent değmemiş
 devlet yüzü görmemiş
 öyle gevende..
 hep yürüyelim mi senle
 Dururken kimisi
 ölürken
 biterken bitirirken
 kaçarken terk ederken
 aldatırken kimisi
 aldanırken
 sözünden dönerken
 oturup ağlarken
 biz yürüyelim senle. hiçbir ışık henüz bize vurmuyorken
 Huzmesi mayalamamışsa korkumuzu Uyurken. Gidelim biz Bize. Biz bize..

Fil Dergisi-Nisan yazısı- Berxwedan Yaruk

[benav04]

İnsanlar kahramanları oynuyorlar; çünkü korkaklar. Azizleri oynuyorlar; çünkü kötü ruhlular. Suikastçiyi oynuyorlar; çünkü yanıbaşlarındaki komşularını öldürmek için yanıp tutuşuyorlar. İnsanlar oynuyorlar; çünkü doğuştan yalancılar.

[benav04]

benden de 

[benav04]

Love, Rosie (2015)

[benav04]

just like a woman (2013) 

[benav04]

Ben öldüm :(

“Last days of “les malheurs de Sophie” آخرين روزهاى “les malheurs de Sophie" “

[benav04]

zimanqrej yine başladın :)

[benav04]

bir gün böyle sarılacağız birbirimize piremses <3

[benav04]

prensesim<3

[benav04]

zimanqrej hastası ettin bu kadının artık o benim piremsesim taam mı <3 

[benav04]

Hayalim Küba'da yaşamak benim..Peki neden Küba ? İşte bu yüzden.

KÜBA YASAKLAR LİSTESİ • Sömürücü ülkelerin bayraklarının yakılması yasak; çünkü onlar yöneticileri değil o ülkenin halklarını temsil ediyor. • Karalamacılardan dahi olsa birsinin ölümüne sevinmek yasak; çünkü ailesinin acısına saygı duyulur. • Birilerinin karşısında diz çökmek yasak. • Onuru kaybetmek yasak. • Gerçekten özgür olmanın gücünü kaybetmek yasak. • Tartışmasız bir kahraman olan Fidel Castro`nun heykelini yapmak veya adına anıtlar dikmek yasak. Ona tapmak yasak, o yaptığı işleri insanlığın çıkarı için yaptığını, kişisel olarak çıkar sağlamak veya yücelmek için yapmadığını söyler. • Zaten hak olan bir şey için yalvarmak, dilemek onu bir mükafat gibi görmek yasak. • Tarihsel düşmanların özel hayatından konuşmak. Bu sebeple meşhur “Clinton ve Monica Lewinsky” meselesi hakkında bir tek Kübalının bile konuştuğu duyulmadı. • Halkın iktidarına ve yaşayış şekline karşı işler çevirmek veya ona karşı çalışmak yasak. • Cehalet yasak. • Marjinallik yasak. • Kültürel yozlaşma yasak. • Çocukların kaderine terkedilmiş bir şekilde sokaklarda uyuması yasak. • Az sayıda zenginin çok varlığının olması ve çok sayıda insanın az varlığının olmasını oluşturacak durumlara devletin göz yumması yasak. • Dünya üzerinde herhangi bir yerde üniversite okuma şansı olmayan gençlerin, hayallerine ulaşmak için ne yapacağını bilmeden çaresiz kalması yasaktır bu yüzden ELAM (Latin Amerika Tıp Okulları) kurulmuştur. • Muayene ve ameliyat parası olanağından yoksun olduğu için doktora gitme imkanını kaybetmiş insanların olması. Bu sağlık alanındaki problemler sadece Kübalıların problemi olarak değerlendirilmesi kabul edilemez. Bu sadece Kübalıların problemi değildir dünyada yaşayan kadın erkek yoksul halkların problemidir (Küba`nın yaklaşık 30,000 doktoru dünyanın yoksul ülkelerinde hizmet vermektedir; Çevirenin notu). • Beslenmede yetersiz düzeyin varlığı yasak. • Çocuk ölümlerinin olması yasak. Dünyadaki Katolik kilisesinin, dünya üzerinde kurbanlar almaya devam eden, kondom kullanılarak kaçınılabilecek hastalıkların, okullarda ve gençlik çevrelerinde konuşulmasını ve bunun önlemlerinin uygulanmasını yüzsüzce engellemektedir. • Dayanışma eksikliği yasak. • Duyarsızlık yasak. • İnsanların topluma karşı sevgi ve saygı duymaması yasak.

İnsanlık budur işte..Sonra Küba diktatörlükmüş şuymuş buymuş...Eğer oradaki insanlar hayatlarından mutluysa ve kendilerini özgür hissediyorlarsa en önemlisi budur.

[benav04]

"Biz eskiden küçücük şeylerle mutlu olan insanlardık, sonra Aşk diye bir şey çıkardılar toparlanamadık.."