baybeys

[baybeys]

[baybeys]

Sana benden zarar gelmeyeceğini adın kadar iyi bilirken yine de kılıcını bana kuşandın. Benden sana zarar gelmezdi.

[baybeys]

Sana benden zarar gelmeyeceğini adın kadar iyi bilirken yine de kılıcını bana kuşandın. Benden sana zarar gelmezdi.

[baybeys]

[baybeys]

Kimse kimsenin içinde kopan fırtınayı, neyle sınandığını, hangi köşeyi döndüğünü bilemez.

[baybeys]

Bugün kendimi pek ben gibi hissetmiyorum

[baybeys]

Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancı.

[baybeys]

İnsan bazen de biri peşinden gelsin diye çekip gider.

Ve sonra arkasına dönüp baktığı zaman kimsenin olmaması, hayal kırıklığına uğratır.

[baybeys]

Birinden, bir şeyden ya da bir yerden nasıl ayrılacağımı hiçbir zaman öğrenemedim, bu yüzden kırılana kadar kalıyorum.

[baybeys]

Nasıl oluyor da insanı mutlu eden bir şey aynı zamanda yıkımının da nedeni olabiliyor?

[baybeys]

Birinden, bir şeyden ya da bir yerden nasıl ayrılacağımı hiçbir zaman öğrenemedim, bu yüzden kırılana kadar kalıyorum.

[baybeys]

İnsan bazen de biri peşinden gelsin diye çekip gider.

Ve sonra arkasına dönüp baktığı zaman kimsenin olmaması, hayal kırıklığına uğratır.

[baybeys]

Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancı.

[baybeys]

Belki ne günü, ne yeri, ne de zamanı değildi.

[baybeys]

Sahip olduğum tüm bu öfke, bir zamanlar sevgiydi.

[baybeys]

Mutluluktan kimse ağlamaz. O an ki mutluluğa gelene kadar yaşadıkların ağlatır.