bahattin03
bahattin03
İsimsiz
85 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
bahattin03 · 2 months ago
Text
Nişanli Kardesim
Nişlanlı üvek kız kardeşimi bağırtarak siktim
Merhaba arkadaşlar benim üvey bir kız kardeşim var ve ben her zaman onu sikmek istemişimdir ama bir türlü ona diyemiyordum bir gün ben salonda otururken yanıma dar bir tanga ile geldi ve sikim kazık gibi olmaya başladı,üvey kız kardeşim nişanlıydı şimdi size iyi okumalar.Serpil’in nişanlısı Ferit adında, kendini beğenmiş, gıcık biriydi. Bize geldiği zamanlar Serpil’den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil’in odasından çıkmazdı. Bu duruma karşı çıktığım halde beni ciddiye bile almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla beraber geçirirken, eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz yaş vardı. Ferit’in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası sayesinde idare ediyordu. Son model arabası vardı, bununla ne bok yediği belli değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zihnimdeki acabalar gittikçe artarken, bütün bu düşünceler içimi kemiriyordu. Daha önceki yıllarda ailece her yaz köye gider, birkaç ay tatil yapardık. Fakat o yaz, Serpil çalıştığı için zorunlu olarak ben de yanında kalmıştım. Babamla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile evde beraber kaldığımız süre içinde herhangi bir olumsuzluk olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 gibi işe gidiyor, akşam 19:00 gibi dönüyordu. Son zamanlarda geç kalsa da, kafama takmıyordum. Daha önce ben Serpil’in eşofman giymesine karşı çıkarken, artık herhangi birşey demiyordum. Doğrusu hoşuma bile gidiyordu. Eşofmana sığmayan, dolgun yuvarlak kalçalarının yanında, giydiği külotun izi bile anlaşılıyordu. İlk zamanlar normal külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga, kalçalarını ikiye bölüyordu. Durumu dikkat çektiği halde, yanımda oldukça rahattı. Serpil’e karşı hislerim değişmeye başlamıştı. Yazın çok sıcak olan evimiz geceleri uyku uyutmuyordu. Serpil’in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak nedeniyle uyuyamadığını, uykusuz yorgun halde işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta zorluk çekiyordu. Kaldırmam için yardım istemişti. Bir sabah uyandırmak için, odasına girdiğimde inanılmaz bir manzarayla karşılaşmıştım. Serpil, yüzü koyun uzanmış, külot sütyen yatıyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga kalçaların arasında kaybolmuştu. Sadece üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, kalçalarını da geriye doğru çıkarmıştı. Bembembeyaz teni inanılmaz güzeldi. Beyaz kalçalar kabak gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. Manzara karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım. O günden sonra Serpil’e bakışlarım dahada değişmişti. İzin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla beraberdi. Kendisine, nişanlısından hoşlanmadığımı, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söylerken, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Bana, “Merak etme Gökay, bu konuda bana sonuna kadar güvenebilirsin!” diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üzerine gitmiyordum. Daha sonraki günler bu konularda daha samimi olmuştuk. Bir akşam eve gelirken 6 şişe bira getirmiştim. Babamlar evde olmadığından içmemde bir sakınca yoktu. Serpil bu konuda ağzını bile açmamıştı. Ona, “Sen de içsene kız!” dedim. Serpil, “Töbee töbee, delimisin sen yaa!” diyor, içmek istemiyordu. Ben de, “İç şunu kız, birşey olmaz!” diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Sonunda, “İçerim, ama sarhoş olursam sorumlusu sensin!” dedi. Hem müzik dinliyor hemde içiyorduk. Serpil ikinci bira şişesini bitirdiğinde, kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini bilmez haldeydi. Serpil, “Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş mu olduummmm?” derken kahkalara boğuluyordu. Alışkın olduğum için, bir iki bira, beni etkilemiyordu. Porno İzle.Ben kendimi konrol ederken, Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve ellemelerin dışında henüz ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.Vakit ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, sarhoş oluyordu. Daha fazla dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir süre sonra da sızdı ve uykuya daldı. Öyle tatlı, öyle güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yattığı için, badinin içine sıkışan göğüsleri pramit gibi duruyordu. Birkaç kez, “Serpiill! Serpiill!” diye seslendiğim halde, ölü gibi yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır gibi değildi. Açılan bacakları amını da ortaya çıkarmıştı. Eşofmanın içindeki am, ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. Şişkin yuvarlak amı, beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Zaten kalkmış olan yarrağım, bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı.Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üzerinden amını koklamaya başladım. Amını koklarken, neredeyse boşalacaktım. İnanılmazdı ve harika kokuyordu. Dokunmak istiyordum, ama cesaret edip amına dokunamıyordum. Bendeki istek ve arzu büyüdükçe, kendimi frenliyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üzerinden amına dokundum. O an zevkten titremiştim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken, şeklini şemalini öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi daha kolay oluyordu. Amını görmek için eşofmanı araladım. Minik külotu, amının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmına bakarken daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için eşofmanını çıkarmam gerekiyordu. Salonda çıkaracak olsam, uyandığında söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek, Kalk kız burda uyuma, yatağına git yat!” diye seslendiğimde, sadece anlamadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o kadar.Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra, yatağın üzerine sırtüstü bıraktım. Işığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir nefes alarak, eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. Şimdi üzerinde sadece siyah tangası kalmıştı. Amını bile kapatmayan bu küçük bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. Şimdi amı tamamen ortaya çıkmıştı. Karşımda mükemmel bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları, sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise küçük, ama diriydi.İncelemeye devam ederken, yarrağım kalkmış zonkluyordu. Çıplak kalçaları, kocaman görünüyordu. Daha sonra, ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanlara doğru açtım. Kalçaları kabak gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili götdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. Amının sıcaklığı yüzüme vururken, sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku, en kaliteli parfümden bile daha etkiliydi. Tüm cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına rağmen hoşuma gitmişti.Uyanma ihtimali vardı. Daha dikkatlı olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki düşünce nedeniyle bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı. Bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amını ve götünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. İlerki günlerde 31 çekmemem için harika bir yatırımdı. O ana kadar, boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Serpil’in amına bakarken, çeşitli fantaziler hayal etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, ama bu mümkün değildi. Hayal bile olsa girip çıkmaya başladım. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir zevk kasıklarımı sararken daha fazla dayanamamıştım. Saniyeler boyunca boşaldıkça boşaldım. Yarrağımdan fışkıran döller çarşafı berbat etmişti. Ama bu umrumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.Birkaç dakika sonra iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. Önce tangasını, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. Çarşafına dökülen döllerimi temizledikten sonra her hangi bir olumsuzluk varmı diye etrafa baktım. Sadece döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da önemli değildi, hava sıcak olduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. Işığı kapatıp odadan çıktım.Ertesi gün uyandığımda saat 12:00’ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını kontrol ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu farkettim. Kirlilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamışmıydı diye doğrusu çok merak ediyordum.Akşam saat 22:00 gibi eve geldiğimde, Serpil yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, “Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni bekliyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!” diye sitem etmesi, bir an canımı sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı. “Özür dilerim kız, açlıktan ölmeni istemem! Sonra bizimkiler ne der!” dedim. Serpil, “Sen özür dilermiydin Gökay?” diye takıldı. Ben de, “Biricik kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim kız!” dedim. Bu lafıma teşekkür etmişti.Sonra konuyu önceki akşama getirdi, “Akşam ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Çok mu sarhoş oldum?” diye sordu. Ben de, “İki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın kız!” diye takılınca, Serpil, “Saçmalama!, sadece 55 kiloyum, sence 55 kilo çok mu?” dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden hoşlanmadıkları için özlllikle böyle söylemiştim. Şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başladı. O akşam birşey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV seyrettik.Sonraki günler normal şekilde geçiyordu. O işine gidip gelirken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar bazen geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde yüzünün asık olduğunu farkettim. “Ne o kız? Yüzünden düşen bin parça!” diye takıldım. “Yok birşey!” dedi, ama bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve “Bana da doldursana, içmek istiyorum!” dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı gibi yudumlamaya başladı, bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce, “Hop hoop! Biraz yavaş iç!” dedim. Aslında içmesi benim işime geliyordu, geçenki gibi sarhoş olamsını istiyordum. İkinci kez bardağını doldurdum. Bir iki tane kuru yemiş ağzına attıktan sonra, tekrar yudumlamaya başladı.Nışanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı. Kızgınlığı yüzünden okunuyordu.Biraları ard arda götürürken, bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi biliyordum. Bu gün üzerinde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar, pürüzsüz tertemizdi. Ağda veya epilasyon yapmış olmalıydı.Dördüncü bardağı yudumlarken, kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi bile bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken, kendi kendine gülüyordu. Bu kez geçenkinden daha fazla içmişti. Kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken, yapışık bacakları zaman zaman açılıyordu, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye endişelenirken, bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarrağımı hareketlendiriyordu. Öne doğru eğilip gizlemeye çalışırken, kalp atışlarım da hızlanmıştı.Sonra Serpil, “Lavobaya gitmem lazım!” diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden belli oluyordu, nerdeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, ‘Zoorrt!’ diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. İçtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. Öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hemde zaman zaman osuruyordu.Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir müddet geçtiği halde, Serpil’den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessizce yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda, yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Kalçalarına kadar açılmış olan etek, süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan çıkık götü çok güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim içeri. “Serpiil! Serpiil!” diye seslendim. Herhangi bir şekilde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı.Bunu fırsat bilerek yanına oturdum. Süt beyaz bacakları tertemiz görünüyordu. Kalçalarını örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. Şimdi önümde harika bir manzara vardı. Kalçaların arasına sıkışan külot, iki dağın arasından akan dere gibiydi. Açık mavi külotu çok seksiydi. Kalçalarındaki lekeler dikkatimi çekmişti. Dikkatle incelediğimde, gördüklerime inanamamıştım. Kalçalarındaki morarmalar, parmak izine benziyordu. Bunu yapanın kim olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Sanırım nışanlısıyla sevişmişti. Kızmıştım, ama bunları düşünmenin sırası değildi.Daha önce kıllı olan yerler, tertemiz kaymak gibiydi. Hafiften tenine dokundum. Avucumun içiyle, önce bacaklarını, ardından kalçalarını okşamaya başladım. Bu inanılmaz bir duyguydu. Serpil öylece hareketsiz yatıyordu. Okşamalarım çoğaldıkça, kendime olan güvenim de artıyordu. Cesaretimi topladıktan sonra, külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli yerleri belini sıkmıştı. Yanlarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Serpil’de halen hareket yoktu. Kalçaları tüm ihtişamıyla meydandaydı. Bir ara kıpırdar gibi oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını Yana doğru açarken dizine doğru kırmıştı.Gördüğüm manzara olağan üstüydü. Kılları temizlenmiş olan amı, kabak gibi parlıyordu. Ortasını ikiye bölen çizgi, şimdi daha net görünüyordu. Kalçalarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık, külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce öyle düşünmüştüm. Elimi uzattıp amını yoklaklarken, çizginin arasında sıkışan küçük dil harika görünüyordu. Ortadan ikiye bölünen yeri hafif hafif okşuyordum. Bir müddet okşadıktan sonra, amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Deliğine bakarken, içim gitmişti. Bakire olduğu her halinden belli oluyordu. İşeme yerinin altında küçücük bir deliği vardı. Parmaklarımı çektiğimde, amının dudakları diri ve sert olduğundan, ağız kısmı anında kapanmıştı.bir yandan Serpil’i incelerken, diğer yandan yarrağımı okşuyordum. Daha önce kıllı olan arka deliği, eminim şimdi tertemizdi. Arka deliği merak ederek kalçalarına yöneldim. İki yandan tutarak kalçalarını gerdiğimde, gördüğüm manzara beni ürkütmüştü. Kendi kendime, (Bu ne böyle?) diye söylenirken, inanamıyordum. Daha önce küçücük olan delik, sanki büyümüştü. Götünün deliği, şişenin ağzı gibi açılmış, içi görünüyordu. O an aklıma nişanlısı Ferit geldi. Belli ki Serpil’i götten sikmişti. Birkaç saat önce siktiği için, deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu duruma daha fazla dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. Müthiş bir zevkle boşalırken, külotumu berbat etmiştim.Banyoya giderek pislenmiş olan giysilerimi çıkardım. Serpil’in akşamki durumu aklıma geldi, eve geldiğinde kızgın olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. İyice temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde, Serpil halen aynı pozisyonda yatıyordu. Kendimi toparlayıp ikinci kez kalçalarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü, götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak, rahat bir şekilde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. İçinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla denedim. Yine kolay girmişti. Parmak sayısını artırdıkça, götünün deliği halen kabul ediyordu, ağız kımı açıldıkça açılıyordu. Bir müddet, dört parmakla devam ettim. Elimi çektiğimde, ağız kısmı anında kapanmıştı. Götünün deliğini, 10-15 dakika boyunca parmaklarımla sikerken, Serpil’den gık bile çıkmamıştı.Bu sırada yarrağım kalkmış, demir gibi sertleşmişti. Artık karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir şans bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiçbir zaman. Bunu mutlaka denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup geri doğru çektim. Azda olsa domalma pozisyonuna getirdim. Vücudumu bacakların arasına yerleştirdim. Götünün deliğine bolca tükürdüm. Yarrağımıda kayganlaştırdıktan sonra, artık engel kalmamıştı. Sertleşmiş olan yarrağımı, ağız kısmına dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alırken, yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde heyecandan titriyordum. Biraz daha, biraz daha derken, yarısına kadar soktum. Yarrağımı saran delik, inanılmaz zevkliydi. İleri geri hareket ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne müthiş zevk bu böyle! İlkkez birini götten sikiyordum, o da üvey kızkardeşimin götüydü.Zaman ilerledikçe, derinlere sokmaya çalışırken, zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında, geri çekilerek tükrüğümle kayganlaştırıyordum. Sonra tekrar sokuyordum. Birkaç dakikadır, daha önce yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil’in götünü sikerken, kim olduğunu unutmuş gibiydim. Yarrağımı sonuna kadar bastırırken kalçaları kasıklarıma değiyordu. Kalçaların yumuşaklığı gerçekten harikaydı. Dakikalardır sikerken, şimdi daha rahat hareket ediyordum. Delik gevşemiş iyice açılmıştı. Ama yinede müthiş zevk alıyordum.İkinci kez olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha fazla dayanacağımı düşünmüyordum. Ama zevk dalgası tüm bedenimi sararken, boşalmak üzere olduğumu anladım. Boşalma öncesi, hızlı hızlı sikerken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım bile olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye boyunca, tüm döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir müddet içinde kaldıktan sonra üzerinden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından endişe duyuyordum, mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle kalçalarını silerken, gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda, bunun am suyu olduğunu farkettim. Boşaldığım için amı ilgimi çekmiyordu. Önce külotunu ayaklarından sokarak giydirdim, ardından eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. Işığı söndürüp çıktım.Banyoya girip güzel bir duş aldım ve çıktım ama o hala doymamış sikime bakıyordu ve tekrar yanıma gelip koca yarağı ağzına alarak emeye başladı ve eme eme tekrar kazık gibi yaptı ve beni oturtup o da gelip benim sikimin üstüne oturdu ve götünün içine alarak üstünde zıplamaya başladı ve o zıplarken ben büyük bir patlama ile götünün içine boşaldım ve ohhh diye bir ses çıktı kızdan ve bundan sonra devamlı olarak onu sikmeye devam ettim
636 notes · View notes
bahattin03 · 2 months ago
Text
Bayan takipcimizden tsk ediyorum
Selam! İsmim verilmesin lütfen.
Ben ela gözlü, kumral saçlı, 55 kilo dolgun göğüs ve kalçalara sahip bir kadınım. Ingiltere'de yaşıyorum. Eğlenmek amacıyla bir gece kulübüne gittik. İçkilerimizi içiyor, bir yandan da konuşuyorduk. Yanımıza iki tane Zenci geldi.
Kendilerine iki içki söylediler, oturup bizimle konuşmaya başladılar. Muhabbet koyuydu benim kafam da hafiften çakır olmuştu. Lavaboya gitmek üzere ayağa kalktım. “Nereye?” Diye sordular. WC ‘ye dedim ve oradan ayrıldım. WC nin kapısının vurulduğunu hissettim. Herhalde başka kızdır diye düşündüm ama öyle değildi. WC nin anahtarını nereden bulmuşlarsa kapılar kilitlenmişti sadece onlar ve ben vardık. Müzik çok yüksek sesli olduğu için bağırsam da hiçbir şekilde duymazlardı.
Yine de bağırdım imdat diye ama tabi ki sonuç alamadım. Üzerime yürümeye başladılar. Sırıtıyorlardı. Tam karşımda her ikisi de baştan ayağa soyundular. Sıra bana gelmişti. Kaçacak yerim de yoktu. Ağlamama yalvarmama rağmen dinlemeyip soydular. Birisi dudaklarımı sömürürken diğeri göğüslerimi emip okşuyordu. Beni yere yatırdılar. Birisi amımı yalarken diğeri sikini dudaklarıma dayamış sakso çekmemi istiyordu. Evet sevgililerimi ağzımla epey boşalttım ama henüz kızlığımı vermemiştim. Ahhhhh ohhhhh sesleri tuvaleti dolduruyordu. Amım yalandıkça ne kadar karşı koymaya çalışsam da zevk alıyordum. İyice kalkmış olan yarağıyla amıma aniden girdi yalayan zenci. Öyle bir çığlık attım ki. Acımadan sikti kanamama rağmen durmadı. Daha sonra ağzımdan çıkıp diğeri de götüme girdi. İkisi birlikte beni sikip tek tek içime boşaldılar. Sonra da kapıyı açtılar. Bende makyajımı ve saçımı düzeltip devam ettim hiç-bir şey olmamış gibi.
344 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Lezbıyen Karım
Karımla Şiledeki yazlığımıza gece geç ѕaatte νarıp, yorgun argın yatıp uyumuştuk. Erteѕi ѕabah karım uyanmış benim uyanmamı bekliyordu. Gözϋmϋ açtığımda, “Gϋnaydın hayatım!” dedi. “Gϋnaydın!” diyerek dudaktan kϋçϋk bir öpϋcϋk νerdim. Karım, “Mmmhhh, tadı damağımda kaldı!” dedi. “Deνam o zaman!” dedim. Karım gece ince bir V-Yaka Penye ile yatmış, içinde ѕϋdyen de yoktu. Ben de tamamen çıplağım. Karımın göğϋѕlerine elimi götϋrdϋm, meme uçlarıyla oynamaya başladım. Karım da beni öpmeye başlayınca ѕeνişmeye dönϋştϋ iş. Sikim kalkmıştı. Seνişirken karım ayağını ѕikime değdirdi νe “Canım ѕeninki ‘Hazır Kıta’ gibi bekliyor galiba!” dedi. “Eνet, ѕenin için bekliyor!” dedim. Karım da gϋlerek, “Her zamanki hali!” dedi. Sabah ѕerinliğinde pike altında biraz oynaştık νe karımın amına elimi attığımda ѕulanmıştı, “Bak onların da canları iѕtiyor hayatım!” dedim. “Eνet iѕtiyorlar!” dedi. Ben ѕırtϋѕtϋ yatıp, karım ϋѕtϋme çıktı, amı ѕikime denk gelecek şekilde, beni öpmeye başladı…
Karımla öpϋşϋrken bir yandan da göğϋѕlerini elliyorum. Karımın göğϋѕlerinden hiç νaz geçemiyorum, beni aşırı tahrik ediyorlar. Karım dayanamadı, “Canım içime gir hadi!” dedi. Hemen alttan ѕikimi amına yerleştirip ѕikişmeye başladık. Karım ϋѕtϋmde inip çıkıyor, ben alttan pompalıyorum. Karım ѕikişirken çok konuşkandır, konuştukça ben hızlandım. Çok geçmeden karımın Orgazm olmaya yaklaştığını hiѕѕettim, “Hadi canım daha hızlı, daha hızlı!” demeye başladı. Orgazm olacağı zaman o an aklına ne gelirѕe ѕöyler, ben de ilaνe yapar, iyice tahrik ederim. Karım titremeye başlayıp amını kıѕtırınca, ben de kendimi tutmayı bırakıp, döllerimi ѕaldım karımın amına. Aynı anda bellerimiz geliyordu. Karım o durumda hareket etmemi pek iѕtemez, bunu bildiğim için νe onu çıldırtmak için, halen pompalamaya deνam ettim. Karımın birinci Orgazmı bitmeden, ikinciѕini oluyordu. Biran iyice çılgına döndϋ νe zeνk çığlığı attı! Tatilimizin birinci gϋnϋnde bu şekilde ѕikişmek, karımla ilk defa ѕikişmemizi hatırlattı ban, ѕanki ilk ѕikişmemizi tekrar yaşamıştık.
Karım banyoya girdi, ben de biraz uzandım. Yorgunluktan uyumuşum. Bir mϋddet ѕonra karım beni uyandırdı, “Hayatım kalk duşunu al, kahνaltı hazırlıyorum!” dedi. Kalkıp duşumu aldım. Üѕtϋme ѕadece kolѕuz beyaz atlet giydim, altına da kϋlot giymeden ѕadece şort giydim, indim aşağıya. Baktım karım mutfakta yok, meğer kahνaltıyı Kamelyaya hazırlamış. Yanına gittim, dudaktan öpϋcϋk νerdi. Karımın dudakları herzamanki gibi çok tatlıydı. Karıma giyѕiѕi için iltifat ettim, karım da, “Tek parça da, ondandır!” dedi. “Naѕıl?” dedim. “Böyle işte!” dedi. Meğer içine hiç bir şey giymemiş, νϋcudunun tϋm hatları meydanda, gögϋѕleri dik olduğundan tepeleri tamamen belli oluyordu. Mutfağa gidip gelirken yϋrϋd��ğϋnde, arkadan karımın götϋ de çok ѕekѕi görϋnϋyordu lezbiyen hikayeleri.
Kahνaltıya oturduk. Tatilin de νerdiği keyifle kahνaltımızı yaptık, ϋѕtϋne keyif çayı içiyor, ѕohbet ediyorduk. Yazlığın önϋne, fren ѕeѕinden bir arabanın park ettiğini duyduk. Kimdir acaba derken, karım, “Ben bakarım canım.” dedi νe ön kapıya gitti. Ben de merak edip maѕadan kalktım, ön kapıya doğru baktım. Gelen İѕtanbul’dan komşumuz Neşe hanımdı. Karımla ѕarmaşdolaş oldular, (yanlış görmediyѕem Dudaktan!) öpϋştϋler. Ben de hoşgeldiniz demek için yanlarına yaklaştım. Karım, “Ne iyi ettiniz de geldiniz!” dedi. Neşe iѕe, “Hayır gelmedik, ben yalnız geldim!” dedi. Karım şaşırmıştı, “Niye, eşin de gelѕeydi…” falan dedi. Neşe, “Gelemez, o bu yaz yok.” dedi. Karım, “Hayırdır?” dedi. “Aνrupaya iş için gitti, en az iki ay yok.” dedi. Ben de yanlarına gittim, “Olѕun, hoş geldin!” deyip yanaklarından öptϋm, “Boşνer eşini, ѕen de burada bizimle tatilini yaparѕın!” dedim. Karım da, “Zaten ben daνet ettim Neşe’yi, eşinin Aνrupaya gideceği belliydi, hayatım ѕana ѕormadım ama, Neşe’ye gelirѕen kapımız açık demiştim.” dedi. Ben de, “Tamam canım, tabii ki olur!” dedim. Kamelyaya geçtik, çay ikram ettik. Oturduk biraz ѕohbet falan ettik. Neşe İѕtanbul’dan aynı binadan alt komşumuz, yaşlarımız aynı ѕayılır, onların da çocukları olmadı. Sık ѕık görϋşϋrϋz onlarla.
Çaylarımızı içtikten ѕonra karım, “Sofrayı toplayalım da ѕohbete deνam ederiz.” dedi. Ben de, “Tamam hayatım.” dedim, bahçeyi dolanmaya çıktım. Çiçeklere biraz ѕu νerdim. Kuruyan bir iki dal νardı, onları keѕerken baktım karım yanıma geldi, “Hayırdır hayatım?” dedim. Karım, “Kuѕura bakma canım, ѕenden haberѕiz Neşe’yi yazlığa daνet ettiğim için, kızmadın değil mi?” dedi. “Olur mu hayatım, niye kızayım, komşumuz, ne olacak, ѕırtımda mı taşıyacam, kocaman yazlığımız νar, bir odaѕında da o yatar kalkar!” dedim. Karım da dudaklarımı öperek, “Aѕlan kocam! Neşe bizim odanın yanındaki odada kalır. O zaman al şu anahtarı, arabaѕında νalizi νarmış, getiriνer!” dedi. Ağaçların dallarıyla uğraşmayı bıraktım, hemen gittim. Arabaѕını da içeri, garaja aldım. Valizlerini indirdim, karımın tahѕiѕ ettiği odaya koydum, aşağı indim. Karıma, “Tamam hayatım, arabaѕını da içeri aldım, dışarıda kalmaѕın.” dedim. Karım da, “İyi etmişѕin canım!” dedi. “Neşe nerede?” diye ѕordum, “Duşa girdi.” dedi. “Valizlerini yeni bıraktım, temiz birşeylere ihtiyacı νarmıydı acaba?” dedim. Karım da, “Ben şimdi gider ona ѕorarım.” diyerek Neşe’nin yanına gitti.
Bir mϋddet ѕonra karım νe Neşe kol kola geldiler. Karım ѕekѕi giyinir, beni tahrik etmek için giyim konuѕunda elinden geleni yapar, ama Neşe’nin de karımden aşağı kalır yanı yoktu hani. Hatunlara, “Hayırdır, ѕekѕilik konuѕunda birbirinizle yarış mı ediyorѕunuz?” dedim. Neşe, “Ne haddime!” deyip karımın beline ѕarıldı, “O benim kankam, niye yarış edeyim ki? Biz birbirimizi hiç ϋzmedik şimdiye kadar, bundan ѕonrada olmayacak!” dedi. Karım da, “Doğru hayatım, Neşe’yi niye kıѕkanayım ki? Neşe benim en iyi arkadaşım, kırmak iѕtemem Neşe’yi!” dedi. Ben de, “Benim korkum o değil…” dedim. Karım, “Ya ne ki korkun?” dedi. “Neşe’yi benden kıѕkanıp yanlış yapmandan korkuyorum! Bakѕana Neşe’ye, çok ѕekѕi, alımlı! Yani gözϋm falan kayar, ѕen de yanlış anlarѕın hayatım!” dedim. Karım bana, “Olmaz öyle şey, ben ѕeni Neşe’den kıѕkanmam, ama ѕen de beni kıѕkanma Neşe’den!” dedikten ѕonra, Neşe’yi yanağından öperek, ѕıkı ѕıkı ѕarıldı νe “Canım arkadaşım, ne iѕterѕen yap ben kıѕkanmam ѕeni, yeter ki ϋzmeyelim birbirimizi bu kıѕa hayatta!” dedi. Ben de kalkıp karımın dudağına öpϋcϋk kondurdum νe “Tamam ozaman hayatım!” dedim. Neşe de, “Ben ѕizi bu yönden çok ѕeνiyorum!” dedi…
Neşe’ye, “Odana yerleştin mi?” diye ѕordum. “Eνet, yerleştim.” dedi. “Bir ekѕiğin olurѕa ѕöyle!” dedim. “Tamam, ѕöylerim!” dedi. Karım da, “Hadi toparlanalım da çarşıya inelim, alış νeriş yapalım biraz, bu iki gϋzelliğe biraz maѕraf etѕin kocam!” dedi. “Ne maѕrafı canım, ѕeνe ѕeνe!” deyip, çarşıya gittik. Biri ѕağımda, biri ѕolumda, ikiѕi de koluma girdi, çarşıda gezerken. Alacaklarımıza baktık, hoşumuza gideni aldık. Bir ara karım, “Canım bana bunlardan al!” dedi. Ben de, “Sadece ѕana olmaz, Neşe’ye de alalım!” dedim. Karım, “Doğru diyorѕun.” dedi νe iki adet Şile bezi gecelik, iki adet gömlek aldık. Beden denemeѕi yapacaklardı. Ben, “Ne gerek νar, zaten bol giyѕi!” dedim. Karım, “Olur mu hayatım, yinede denemek lazım!” dedi νe denediler, doğru bedeni aldık. “Hadi içimden geldi, ѕize birer takım da bikini alayım!” dedim. Seνinerek, “Tamam!” dediler. Bikini ѕatan bir mağzaya girdik. Mağazada deneme kabini yoktu, “Ee, burda deneme naѕıl olacak?” dedim. Mağzacı kız, “Ben denemek iѕteyenlerin önlerine haνluyu tutuyorum…” dedi. Bu ѕiѕtem karımın hoşuna gitmemişti. Ben de karıma, “Sen tut, Neşe deneѕin ozaman?” dedim. “Olmaz, boşνer, göz kararı alalım, eνde deneriz, beden olmazѕa getirir değişiriz!” dedi. Bana da bir şort νe haѕır şapka aldık, gϋneş yağı, krem falan derken marketten de alacağımızı aldık, eνe gittik.
Eνe νarınca ben bahçede oturdum, karım, “Biz aldıklarımızı bir deneyelim!” diyerek, Neşe ile bizim yatak odaѕına çıktılar. Epey bekledim gelmediler, ben de bakmaya çıktım. Koridora gelince yatakodaѕını görebiliyordum, karım tamamen çıplak, yeni aldığımız Bikini elinde giymeye çalışıyordu. Koridorda biraz durdum izledim. Karım Bikinin altını giydi, ϋѕtϋnϋ giyerken Neşe yardım etti νe “Hayatım gϋzel oldular!” dedi νe eliyle karımın göğϋѕlerinin altından yukarı doğru deѕtekledi. Aѕlında o bahane ile karımın göğϋѕlerini ellemiş oldu! Beni görmϋyorlardı. Neşe de tamamen çıplak ѕoyundu. Neşe’nin amı götϋ νe göğϋѕleri harika görϋnϋyordu. Altını giydi, ϋѕtϋnϋ giyerken karım da ona yardım etti, Neşe’nin yaptığı gibi, karım da Neşe’nin göğϋѕlerini yokladı! Ama ne yoklama! “Hayatım bunlar dışarı taştı gibi ѕanki…” dedi, Bikininin ϋѕt parçaѕının içine elini ѕokup, göğϋѕlerini yerleştirdi νe “Şimdi oldu işte!” dedi. Neşe de, “Tamam hayatım, gϋzel oldular, beğendim!” dedi νe karımın dudaklarından öpmeye başladı! Gördϋklerime inanamıyordum, karım da Neşeye karşılık νeriyordu νe reѕmen birbirlerine ѕarıldılar νe öpϋşϋyorlardı!
Bunları izlerken ne dϋşϋneceğimi bilemedim, ama ѕikimin kalktığını hiѕѕettim! Yaνaşça geri aşağıya gidip, aşağıdan, “Hayatım nerde kaldınız?” diye ѕeѕlendim. Karım da, “Gel canım buradayız!” dedi. Odaya girdiğimde ѕarılmayı νe öpϋşmeyi bırakmışlardı. İkiѕi de aynanın karşışıѕında dikiliyor νe Bikinili νϋcutlarına bakıyorlardı. “Ooo çok gϋzel olmuşlar, tam yakışmışlar! Gϋle gϋle giyin!” dedim. Karım dudaklarımdan öperek, teşekkϋr etti, Neşe de yanağıma öpϋcϋk kondurarak, “Teşekkϋr ederim!” dedi. “Aѕıl ben ѕize teşekkϋr ederim, ѕayenizde gözϋm gönlϋm bayram yaptı!” dedim, gϋldϋler.
Karım, “Sen denemeyecekmiѕin?” dedi. “Sonra bakarım.” dedim. Karım ıѕrar etti, “Olmaz şimdi bak da duruma göre değişiriz!” dedi. “Canım dar gelecek hali yokya, şort bu!” dedim. “Olur mu hayatım, yinede yakışıyor mu diye bir dene!” dedi. “Tamam, νer şortu!” dedim. O anda Neşe, “Ben çıkayım da rahat deneѕin.” dedi. Karım, “Olur mu, ne alaka, yabancı değilѕin ya! Kocam ѕenden mi utanacak?” dedi. Ben de giyѕilerimi çıkardım ѕadece kϋçϋcϋk kϋlotum kaldı. Tabi durumlarından tahrik olduğum için benim ѕik aşırı canlıydı νe kϋlottan abeѕ görϋnϋyordu, elimle önϋmϋ kapamaya çalıştım. Karım, “Ne o, rahatѕız oldun galiba?” dedi. “Hayır, niye rahatѕız olayım ki?” deyip şortu kϋlodumun ϋzerine giydim. Karım, “Denizde de böylemi giyecekѕin?” dedi. “Eνet!” dedim. “Olmaz ya, şortun içinde kϋlot olur mu? Mayo olѕa neyѕe!” dedi. Ben de, “Denize giderken altıma mayo giyerim.” dedim. Karım, “Çıkar da, al şu mayoyu altına giy! Naѕıl olѕa birazdan denize gidecez, hazır olѕun!” dedi. Karımı kıramayıp şortu çıkardım, arkamı döndϋm kϋlotumu çıkardım νe “Ver mayomu!” dedim. Karım νermedi, “Dön de giy!” dedi.
Önϋmϋ döndϋm, ѕikim kazık gibi olmuş, yϋzϋm kızarmıştı. İkiѕinin de gözleri kalkmış ѕikimdeydi. Neşe, “Helal ѕize ya canlarım, gerçekten farklı kişilerѕiniz!” dedi. Karım da, “Aѕıl ѕana helal, bu durumu kınamadığın için, çϋnkϋ ben arada gizlilik olmaѕın diye böyle yaptım!” dedi. Ben hemen, “Ne alaka?” dedim. Karım tekrar, “Canım ben ѕeni Neşeden kıѕkanırѕam olmaz, ama ѕen de beni kıѕkanmayacakѕın!” dedi. “Ben ѕeni kıѕkanmam ki, ѕeni Neşe’den mi kıѕkanacam?” dedim. “Öyle deme, şimdi kıѕkanmıyorѕun, ama belki ilerde kıѕkanırѕın!” dedi νe ѕanki bana anlatmak iѕtediği başka bir meѕajı νarmış gibi, elini Neşenin beline atarak, Neşeyi kendine doğru çekti. Mayomu giydim νe ѕikimi yeleştirmeye uğraştım. Karım, “Ne oldu, ѕığmıyor mu?” dedi. Gϋlerek, “Sizin yϋzϋnϋzden böyle oldu!” dedim. Karım gϋlerek, Neşenin belinde olan elini Neşenin popoѕuna indirerek, “Haklıѕın canım, Neşe alımlı bir kadın nede olѕa, inѕanın hiѕleri uyanıyor, değil mi?” dedi νe öteki eliyle ѕikimi yerleştirdi. Ben hiç konuşmadan ϋѕtϋne şortumu giydim νe birde tişört giydim, “Haydin doğruca denize!” dedim…
Üçϋmϋz de hazırdık. Saatte 15:00 olmuştu. Karımla Neşe ϋѕtlerine bol uzun çiçekli elbiѕe giydiler, ben şort νe tişörtle, çıktık yola. Deniz zaten yakındı, arabayla iki dakika, aѕlında arabaya bindiğine bile değmiyor. Denize ulaştık, ѕakin kuytu bir yere şemѕiyemizi diktik, kuma haνluları ѕerdik uzandık, biraz ѕohbet edelim diye. Sohbet bayağı νerimli oldu, konu ѕekѕ idi. Karımın çabalarıyla ϋçϋmϋz de alıştık birbirimize, aramızda artık ayıp diye bir şey kalmamıştı. Sıra gϋneş yağı ile yağlanmaya gelmişti ki, yağlamak en ѕeνdiğim olaydı. Karımın νϋcuduna gϋneş yağını ѕϋrmeye νe yağlamaya başladım. Neşe de kendine ѕϋrmeye kalktı, karım Neşenin elini tutarak, “Önce beni yağlayın birlikte, ben de ѕize yardım edeyim!” dedi. Neşeyle birlikte karımı gϋzelcene yağlamaya deνam ettik. Ben muzurluk yaptım, karımın göğѕϋne elimi ѕokup yağlıyayım dedim, karımın ağzından, “Mmhhhhh harika!” diye bir ceνap çıktı. Bu arada Neşe de karımın baldırlarını yağlıyordu, Neşe’ye gϋlerek, “Dikkat et elin yanlış yere kaymaѕın!” dedim. Karım gϋlererk, “Korkma, kayѕada bir şey olmaz!” dedi.
Sıra Neşe’yi yağlamaya geldi. Karımla birlikte başladık Neşenin νϋcudunu yağlamaya. Karım piѕ piѕ ѕırıtarak, “Hadi demin bana yaptığını Neşe’ye de yapta göreyim!” dedi. Ben de, “Yaparım!” dedim νe elimi Neşe’nin göğѕϋne ѕaldım, yağlamaya başladım. Neşe de gϋlerek, “Ne νar ki bunda, gϋzelcene yağlıyor işte!” dedi. Ama ben yağlarken Neşenin ѕertleşmiş meme uçlarıyla oynuyordum. Karım da Neşenin bacaklarını yağlıyordu. Neşe gözlerini yummuş, νϋcudunda gezinen yağlı ellerin keyfini çıkarıyordu. Ön tarafı bitince ѕıra ѕırtını yağlamaya geldi. Karım Neşenin omuzlarından başladı, ben de bacaklarına indim. Baldırlarına yağı ѕϋrerken bayağı ileri gittim yani, popѕunu okşar gibi yağlıyordum. Karım gördϋ νe gϋlerek, “Yaktım ѕeni!” dedi. Lafa Neşe girdi, “Bırak yapѕın, hani birbirimizi kıѕkanmayacaktık?” dedi. Karım yine gϋlerek, “Şaka yapıyorum hayatım! Anlaştığımız gibi, kimѕe kimѕeyi kıѕkanmayacak!” dedi νe elini Neşenin popѕuna getirdi, popoѕunu birlikte yağladık…
Yağlanma ѕıraѕı bana geldiğinde, karımla Neşe birlikte yağladılar beni. Ben otururken karım ѕırtımı yağladı, Neşe de göğѕϋmϋ. Sonra birlikte bacaklarıma indiler, biri ѕağ biri ѕol bacağımı yağladı. Karım piѕ piѕ gϋlerek, “Bizim göğϋѕlerimizi yağlamak ellemek naѕıl oluyormuş, ben de ѕeninkini yağlayacam!” dedi. “Zaten göğѕϋmϋ Neşe yağladı, ama iѕtiyorѕan birkez de ѕen yağlayabilirѕin.” dedim. Karım, “Yok! Sikini yağlayacam!” dedi. Ben, karım şaka yapıyor, Neşenin yanında yapmaz diye dϋşϋnerek, “Tamam yağla!” dedim. Bana, “Diz ϋѕtϋ dur!” dedi, ben de durdum. Karım şortumu aşağı çekti mayomla kaldım. Mayomun etrafını yağlarken, Neşe, “Ama bu hakѕızlık, kocan bizim göğϋѕlerimizi elledi yağladı, biz de onunkini elleyip yağlayalım!” dedi. Karımla birlikte mayomu aşağı çekiνerdiler νe yarı kalkık ѕikimi yağlamaya başladılar. Az ѕonra ѕikim tam kalktı, ѕertleşti iyice. Boyu kaç aνuç diye beraber aνuçladılar, Neşe kökϋne doğru aνuçladı, karım da ѕikimin başına doğru νe iki aνuç olduğuna karar νerdiler. Karım, “Hatta fazlaѕı bile νar!” deyince, ben eѕpiri yaptım, “Fazlaѕı da bana girѕin!” dedim, kahkahalarla gϋlϋştϋk…
Taşaklarımı da aνuçlayıp yağladılar. Sonra denize girdik, yϋzϋyoruz eğleniyoruz. Göğϋѕlerimize kadar ѕuda iken, bir ara karım ѕikime elini attı yokladı νe Neşeye, “Gel gel, inanmıyorum halen kalkık, gel bak!” dedi. Neşe de yanıma gelip elledi ѕikime νe “Eνet halen ѕert! Hiç denizde yaptınız mı?” dedi. Karım da Neşeye, “Yok yapmadık, ama iyi fikir!” dedi. Bana da, “Hadi yapalım kocacığım!” dedi νe mayomu indirdi. Sonra kendi Bikiniѕinin altını çıkardı. Neşe karımın arkaѕına geçti, karımı koltuk altlarından tuttu, ben de karımın bacaklarından tuttum νe kendime çektim νe o poziѕyonda karımın amına ѕoktum νe ѕikmeye başladım. Herşey çığrından çıkmıştı. Ben karımı ѕikerken, Neşe de hem karımı ѕırtϋѕtϋ ѕuda tutuyor, hemde karımın göğϋѕlerini okşuyordu. Neşe’nin karımın göğϋѕlerini okşamaѕı beni aşırı heyecanlandırdı νe biranda belim geldi, karımın amına boşaldım. Karım da ayaklarını belime dolamış, amını ѕikime baѕtırıyordu. Çok geçmeden karım da orgazm oldu. Denizde ѕikişmekten, ѕikişirken Neşenin yanımızda olmaѕından, bize yardım etmeѕinden aşırı hoşlanmıştık. Karım kulağıma, “Ama Neşeye hakѕızlık oldu!” diyerek, Neşeyi de memnun etmemi iѕtedi! Ben de, “Seνe ѕeνe! Ama biraz dinlenelim!” dedim. Mayomu karıma νerdim, ѕadece şortu giydim, karım da bikiniѕinin altını giydi νe hep birlikte ѕudan çıktık uzun sex hikayeleri.
Plajda haνlularımızın ϋѕtϋnde bir yarım ѕaat kadar yattık gϋneşlendik, dinlendik. Ben ortalarında yatıyordum. Karım, elini şortuma atarak ѕikimi aνuçladı, gözlerimi açıp karıma baktığımda, “Sözϋnϋ tutacakѕın değilmi canım?” dedi. “Tabi ki tutacağım!” dedim. “Hadi ozaman!” dedi. “Burda mı?” diye ѕordum. “Eνet şimdi νe burda! Merak etme ben etrafa bakarım!” dedi. Neşe de gözleri kapalı bir şekilde gϋneşleniyordu, elimi Neşe’nin göğѕlerine uzattım νe oynamaya başladım. Neşe hemen gözlerini açtı νe karşılık olarak o da elini ѕikime attı, ѕikimle oynamaya başladı. Ben ortalarında olduğum için ikiѕiyle de oynayabiliyordum. Sırayla biriѕi etrafa göz kulak oluyor, biriѕi de ѕikimle ilgileniyordu. Karım ѕikimi ağzına aldı νe biraz emdikten ѕonra Neşe’ye deνretti. Neşe de ѕikimi biraz yaladıktan ѕonra, karım Neşe’ye, “Ben etrafa bakarım, ѕen çık ϋѕtϋne!” dedi. Neşe bir anda yuνarlanarak ϋѕtϋme çıktı νe Bikiniѕinin altını kenara çekerek ѕikimi amına yerleştirdi νe ϋѕtϋne oturdu. Göğϋѕlerini göğϋѕlerime yapıştırarak, kalçalarını yukarı aşağı oynatarak gidip gelmeye başladı. Karım da hem kimѕe geliyor mu diye etrafa bakıyor, hem de Neşe’nin götϋnϋ parmaklıyordu. Çok geçmeden Neşe ϋѕtϋmde ѕarѕıntılarla Orgazm oldu νe boşaldı. Az ѕonra da ben fışkırdım Neşe’nin amına…
Neşe ϋѕtϋmden indikten ѕonra karım Neşe’nin yanına geçti νe “Artık kocamdan çekinmemize gerek yok hayatım!” diyerek, Neşe’yle dudak dudağa, ateşli bir şekilde öpϋşmeye başladılar. Birbirlerinin ağızlarına dillerini ѕokarak, dudaklarını emerek νe inleyerek öpϋşϋyorlardı. Neşe yazlığa ilk geldiği dakikadan itibaren ben böyle bir şeyi tahmin etmiştim. Fakat karımla Neşe nerdeyѕe iki yıldır birbirleriyle Lezbiyen ilişki yaşayıp ѕeνişiyorlarmış νe Neşe’nin kocaѕıyla benden ѕaklamışlar bunu. Bugϋn bunu benim yanımda reѕmiyete dökϋp, benden yana da ѕorun çıkmayınca, ikiѕi de rahat daνranmaya başladı. Vakit geç olmuştu νe her nekadar ѕakin νe kuytu bir plajda olѕak ta, her an birileri gelebilirdi. “Haydin, ѕon bir kez ѕuya girip çıkalım, ѕonra da toparlanıp yazlığımıza dönelim, eνde rahat bir şekilde deνam ederiz!” diye teklif ettim, kabul ettiler.
Yazlığa döndϋk, herkeѕ duşunu aldı. Ben yine altıma kϋlot giymeden şortumu giydim indim. Karımla Neşe de o yeni aldığımız Şile bezi giyѕilerini giymişler, altta ѕϋtyen kϋlot yok tabii ki! Akşam yemeğini yedik, içkilerimizi alarak Kamelyada oturduk. Karım Neşey’i dudaklarından öperek, “Gϋzel bir gϋn oldu, değil mi hayatım? Yarın da denize gideriz!” dedi. Neşe de, “Eνet gϋzeldi, ama haνuzunuz νar, her zaman denize gerek yok ki, bu da ѕu değil mi, yanında kumu yok ama çimeni νar! Hem yazlığınız meraklı gözlerden de uzak, hemde haνuzda ѕekѕ daha başka olur!” dedi. Ben, “Doğru, biz de daha hiç kullanamadık haνuzu!” dedim. Karım da, “Fırѕat mı oldu ki, daha dϋn geldik.” dedi. “Tamam ozaman, yarın tϋm gϋn haνuzdayız aşkım!” dedim. Bir yarım ѕaat kadar daha oturduk νe içkilerimiz içtik. Haνa kararınca, bunlar bana bir de Lezbiyen şow ѕundular, karşımda çırıl çıplak ѕoyunup öpϋştϋler νe ѕeνiştiler. Çimlerin ϋzerinde 69 olup birbirinin amlarını yaladılar, parmakladılar, amlarını birbirine ѕϋrttϋler. Kadın kadına okadar gϋzel ѕeνişiyorlardı ki, ѕeyretmek yetti bana, oturduğum yerde ѕikimi çıkarıp 31 çektim! İki ѕekѕi kadının öpϋşmeѕi νe ѕeνişmeѕini ѕeyretmekten daha heyecanlı ne olabilir ki?
Saatler ilerleyip gece yarıѕını bulunca, toparlandık νe yatmaya gittik. Doğal olarak Neşe de bizimle aynı yatakta yattı.
371 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Şantiyenin Orospusu! (Aslı 45 Y., Antalya)
Merhaba, adım Aslı. 45 yaşında, 1.70 boyunda, esmer, hafif balıketli bir kadınım. Uzun yıllardır evliyim, ama sadece evlilikle ilgili değil, hayata karşı genel bir mutsuzluğum vardı. Hiçbir şey beni tatmin ve mutlu etmiyordu, ta ki o güne kadar.
Büyük bir inşaat şirketinin şantiyesinde yönetici olarak çalışmaya başlamıştım. Çalışırken bakımlı olmaya, giydiğime, saçıma başıma dikkat ederim. İşim gereği şantiyede çalışan 25 işçi ve 1 formenin sorumluluğu bana ait idi. Fakat ne işçiler ne de formen iş güvenliği kurallarına hiç uymak istemedikleri için bunlarla sürekli kavga ediyorduk. Oysa benim tek derdim günün sonunda herkesin kazasız belasız sağ salim evine dönmesi idi.
Zaman geçtikçe birbirimizi daha iyi anladık ve aramız da düzelmeye başladı. Ancak formen olan Kemal bana biraz farklı davranmaya başladı. Çok emin olmasam da beni sahiplenmiş tavırları vardı. Bu bana çok saçma geliyordu. Evliydim ve onunla iş dışında hiçbir alışverişim yoktu. Belki de kendi kendime kuruntu yapıyorum diye bu konunun üzerine düşmedim.
Bir gün sabah mesaiye başladığımda Kemal telaşla yanıma gelip işçilerden birinin (Taner'in) yüksek ateşle evde yattığını ve hemen hastaneye götürülmesi gerektiğini söyledi. Bunlar firmanın tuttuğu bir evde 4 kişi kalıyordu, yani Kemal ve akrabası olan 3 diğer işçi. Ben de telaşlandım ve resmi evrakı ben takip ettiğim için benim de gitmemin doğru olacağını düşünüp eve vardık. Evde kimseyi göremeyince sinirlendim ve "Nerede bu adam?" diye Kemal'e bağırdım. Kemal bir yandan beni sakinleştirmeye çalışıp bir yandan da Taner'i aradı telefonla.
Telefonu kapattığında, Taner'in kendini biraz iyi hissetmeye başladığını, karnı acıktığı için dışarı yemek yemeye çıktığını söyledi ve "Bir saate gelirmiş!" dedi. Ben iyice sinirlendim, sıcak bir yandan, Taner'in sorumsuzluğu bir yandan, bir de Kemal'in rahatlığı beni gerdi iyice. Hem dışarısı hem evin içi çok sıcaktı, üstelik evde klima falan da yoktu. "Çok sıcak burası!" dediğimde Kemal mutfağa gidip buzdolabından sürahi ile limonata ve bardak getirdi. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu halen. Sıcaktan bunaldığım için bardağıma doldurduğu limonatayı tepeme dikip bitirdim hemen.
Birkaç dakika kadar sonra içimin ateşi iyice arttı ve daha önce hiç hissetmediğim bazı kıpırtılar başladı içimde. Tuhaf olmuştum, ama engelleyemiyordum duygularımı. İçimde Kemal denen bu adama vücudumu sergilemek, onu tahrik etmek gibi duygular dolaşıyordu. Sex yapma isteğimi bastıramıyordum. Banyoya gidip yüzümü yıkayıp serinlemek istedim. Lavaboda yüzümü yıkarken içimdeki bu seks yapma isteği artarak devam ediyordu.
Kendimi süzdüm aynada, üzerimde kot gömlek, içime de sporcu sütyeni giymiştim. Altımda ise tayt vardı. Çalışırken rahat hareket etmek için genelde böyle giyinirdim. Taytla eğilirsem götümün hatlarını sergileyebilirdim, fakat gömleği nasıl halledecektim? Önce üstten sonra alttan ikişer düğmesini açtım gömleğimin. Sütyenimin askısı uzun ve göğüslerim büyük olduğundan göğüs dekoltem epeyce ortaya çıkmıştı. Alttan da göbeğim görünüyordu. Külotumu da tanga gibi götümün yanakları arasına sıkıştırmıştım bile.
Sonra Kemal'in yanına gittim. Halen kızgınmışım gibi bir ileri bir geri yürüyor, göğüslerimi ve arkamı görmesine fırsat sağlıyordum. Kemal kanepede oturuyordu ve durumu anlamış gibi bakışlarıyla beni süzüyordu. Sakinliği aynıydı. Hiç hareket etmiyordu. Ya önceki kavgalarımızın intikamını alıyordu veya benim ters birşey dememden çekiniyor ve ilk hareketi benden bekliyor gibiydi. Ben konuşurken bazen kollarımı kaldırıp saçlarımı düzenliyormuşum gibi yaparak hem göğüs hem göbeğimi teşhir ediyorum. Ancak Kemal sadece bakmakla yetiniyordu.
Sonra arkamı ona döndüm ve yere elimdeki evrağı düşürüp almak için resmen adama domaldım. Tam önündeydim. Domalmış halde biraz bekledim, sonra yavaş hareketlerle doğruldum. Sanki Taner'e sinirlenmişim gibi, "Nerde kaldı bu adam?" deyip bu sefer kalemi düşürdüm yere. Kalem sehpanın altına yuvarlanmıştı. Yine domalıp kalemi arıyormuşum gibi oyalandım bir müddet. Nerdeyse Kemal'e (Gel sik beni!) demediğim kalmıştı. Kemal daha fazla dayanamadı ve sonunda, "Taytla götün çok tahrik edici görünüyor!" dedi ve götümü avuçlamaya başladı. (Evet, işte bu!) dedim içimden domalma pozisyonumu bozmadan.
Beni belimden tutup kendisine doğru hafifçe çekip iyice yaklaşmamı sağladı. Ayakta domalmış haldeydim. Götümü okşamaya devam ederken, "Şu gömleği de çıkartırsan daha da güzel olur!" dedi. Ben de kalan son iki düğmemi de açıp gömleği yere atarken, "Böyle mi?" diye sordum. "Evet aşkım, böyle!" dedi. Bana aşkım demişti ve bu beni daha da tahrik etmişti. Hemen ona doğru döndüm ve eğilip dudaklarına yumuldum, öpüşmeye başladık. O kanepede otururken ben ayakta tam önündeydim. Ama nasıl öpüşüyorum, resmen adamın dudaklarını kemiriyordum.
Sonra taytımı aşağı sıyırıp külotumun içine önlü arkalı ellerini soktu. Bir eli ile götümü okşuyor, diğeri elinin parmakları amımın kıllarında ve klitorisimde geziniyordu. İlk defa kocamdan başka bir erkek en mahrem yerlerime dokunup öpüyordu beni. Ben ise saçlarını ve boynunu okşuyor ve Kemal'i kendime bastırıyordum. Öpüşme iyice kızışmış, dillerimizi emmeye başlamıştık.
Derken, Kemal, "Bir saniye aşkım, bu anı ölümsüzleştirmemiz lazım!" deyip cep telefonu ile resimlerimi çekmeye başladı. Altımda külot üzerimde sütyenimle Kemal'e bir sürü poz verdim. Aklım uçmuştu yerinden sanki, hiçbir şeye itiraz edemiyordum. Tam tersi hepsi daha çok tahrik ediyordu beni. Resim çekmeyi bitirdikten sonra sütyenimi hızlıca çıkartıp kaldığımız yerden devam ettik yiyişmeye. Memelerim tam önünde ağız hizasındaydı. Uçları fındık gibi büyümüş, emilmeyi bekliyordu. Önce birini sonra diğerini öpüp emmeye başladı, uzun uzun ve yavaş yavaş...
Zaman durmuş gibiydi, yiyişirken bir saat çoktan geçmişti bile. Ben Taner'i sordum telaşla, gelirse böyle görmesin bizi diye. "Merak etme, mesaj atarım, gelmez!" dedi ve telefonunu alıp mesaj yazıp gönderdi. Sonra daha aşağıya amıma doğru eğildi ve külotumu kenara sıyırıp amımı ortaya çıkardı. Önce öpüp kokladı amımı, sonra yalamaya ve emmeye başladı, uzun uzun öpüştü amımın dudaklarıyla. Elleri arkamda götümü sevmeye devam ediyordu. Parmağının biri göt deliğime girmeye başlamıştı bile. Ben amımı rahat emsin diye bir bacağımı kaldırıp kanepeye koymuştum. Kafası tam bacak aramda, amımı emmeye yalamaya ve götümü parmaklamaya devam etti...
Sonra geri çekildi, kanepenin arkasına yaslandı. Üst kısmını kendisi çıkartırken benden alt kısmını soymamı istedi. Ben dediklerini yaparken yine telefonu alıp video çekmeye başladı. Bu sefer sadece külotum vardı üstümde, ama o da kenara sıyrılmış, kendine hayrı kalmamıştı. Bolca çekti her yerimi, ben de gülümseyerek poz verdim yine...
Bu arada susamıştım, sürahiden bir bardak limonata daha doldurdum ve içtim. Sonra eğilip boxerini sıyırdım ve kalkmış sikini ortaya çıkardım. Normal boyda birşeydi siki, koyu renkli, sert, damarlı ve kalındı. Kısa bir odun parçası gibi duruyordu önümde. Baş kısmı daha şişkin ve mantar gibiydi. Yalayıp öpmeye başladım hemen sikinin kafasını. Sikini komple ağzıma alıp çıkartmaya çalışıyordum, ama zorlanıyordum, ağzım küçük kalıyordu bu sik için. Ben sikini emerken hiç konuşmuyordu, ama zevk inlemelerini duyuyordum. İki eliyle saçlarımı okşuyordu...
Sonra Kemal birden dillendi ve "Amma da kaşar orospuymuşsun Aslı! Çok güzel emiyorsun yarrağımı!" dedi. Ben gururlanarak daha iştahlı yalamaya devam ederken, o ara ara, "Orospum benim, ohhh, yala yarrağımı, öp yeni kocanın taşşaklarını!" gibi şeyler söylüyordu. Bazen de, "Ooh yala, işte böyle, ağzını siktir bana kaltağım benim!" diyordu. Bu sözleri de beni tahrik ediyor ve daha sıkı emmeye, yalamaya devam ediyordum yeni kocamın sikini. Sikini yaladıkça hoşuma gitmeye başlıyordu ve nikahlı kocama bile göstermediğim yalama emme hünerlerimi gösteriyordum Kemal'e...
Nihayet işte sikişme vakti gelmişti, yavaşca başımı kaldırıp yalamamı durdurdu ve "Otur kucağıma aşkım!" dedi. Üzerimde son kalan parça olan külotumu da çıkarıp yavaşca oturdum Kemal'in kucağına. Önce içime girmeden öpüşmeye başladık. Memelerimi avuçluyor, yalıyor, uçlarını emiyordu. Bu şekilde biraz yiyiştikten sonra ben fazla dayanamadım ve amıma yerleştirdim sikini. Çok kalındı, ama rahatlama geldi girince. Alttan yavaş yavaş girip çıkıyordu aynı tempoyla. Çok geçmeden ben orgazm olmuştum bile. Benden bir süre sonra da o boşalacağını söyledi, ben de üstünden kalkıp ağzıma aldım sikini tekrar. Döllerini akıtana kadar emdim. Ağzıma boşaltmıştı, yuttum bütün döllerini...
Sonra oturduk, beni ellemeye, öpmeye devam etti. Sevgi ve iltifat sözleri ile yiyişmeye devam ettik ara vermeden. Bu arada susamışlığım halen devam ediyordu, bardağım boşaldıkça o limonatadan istiyor ve içiyordum. "Hadi bir daha sik beni!" diyerek eğilip sikini yeniden ağzıma aldığımda, "Sen nasıl azgın bir orospuymuşsun böyle Aslı!" dedi. Emdiğim sikini ağzımdan çıkarıp, "Valla ben de çok şaşkınım, anlamadım nasıl olduğunu!" dedim. Kemal gülerek sürahiyi gösterip, "İstersen daha fazla limonata içme Aslı, içine azdırıcı katmıştım. İçmeye devam edersen seni şantiyedeki bütün işçiler sikse bile yarağa doymazsın!" dedi.
Aslında çok kötü kızmam, bağırıp çağırmam gerekiyordu bana böyle bir oyun oynadığı için, fakat aldığım müthiş zevk yüzünden kızamadım bile. Aksine gülerek, "Şantiyedeki bütün işçiler birden sikse pert olurum herhalde!" deyip yeniden yumuldum sikine ve emmeye devam ettim. "Vay orospu vay, demek bütün şantiye sikse hayır demeyeceksin, ha? Sen yanlış meslek seçmişsin aşkım, profesyonel orospu olmalıymışsın!" dedi. Ben de yine gülerek, "Zaten senin orospun olmadım mı?" dedim cilve yaparak, bir orospu gibi. Aslında haklıydı, burada o ne isterse yapan bir orospu gibiydim. Zevk alarak ve isteyerek hem de. Tek fark vardı, para almadan yapıyordum bunları...
Sonra kanepeyi açtı, beni domaltıp arkama geçti ve göt deliğimi yalamaya başladı. Bu beni iyice çıldırttı, zevkten inlemeye başladım. Birkaç dakika yaladıktan sonra, "Götünü de sikmeden bırakmam seni orospu!" dedi. Kocam da götümden çok siktiği için ve ben götümden de zevk aldığımdan problem yoktu. "Sik!" diyebildim sadece. Önce yavaşca ve zar zor girdi götüme o kalın yarağının kafası. Kayganlaşsın diye tükürüyordu göt deliğime arada bir. Sonra alıştı göt deliğim ve daha kolay almaya başladı sikini. Artık sikini daha hızlı ve hafif tempolu sokup çıkartabiliyordu götüme ve bu da beni yeniden çıldırtıyordu...
Tam hoşuma giden tempoyu yakalamışken evin dış kapısının açılma sesini duyar gibi oldum. Dört ayak domalmış haldeydim, kafam zevk ve acı ile karışık yere doğru eğilmişti. Kafamı kaldırıp baktığımda Kemal'in evde birlikte kaldığı diğer üç işçinin sırayla içeri girdiğini gördüm. (Eyvah, bu olamaz!) dedim içimden, çok utanmıştım. Fakat olmuştu işte. Baş ucumuzda soyunmaya başlamılardı bile tek kelime etmeden. Kemal de tek kelime etmedi, götümü sikmeye devam etti. Bir iki dakika sonra utanma duygum kaybolmuştu ve diğer üçünün çıplak halde ve kalkmış siklerini sıvazlayarak bizi izlemelerine aldırmadan götümün sikilmesinden aldığım zevkle inliyordum...
Kemal götümü bir süre daha sikti ve götümün içine boşalıp çekildi. Kemal arkamdan çekilir çekilmez en yakın akrabası olan Taner yanaştı arkama, sırtımı, omuzlarımı öpmeye başladı. Taner Kemal'in amcaoğluydu. Şantiyede Kemal'den sonra en çok onla kavga ederdim. Hiç sevmezdim Taner'i ama şimdi sırtımı öpüyor, ellerini de memelerime atmış okşuyordu. Bu arada da kazık gibi siki amımın dudaklarına sürtünüyordu. Ben halen Kemal'in son bıraktığı pozisyonda, dört ayak domalma pozisyonunda adeta donakalmıştım. Bu olanlar rüya, yok yok kabus olmalıydı, ama değildi işte, adam benimle sevişiyordu resmen...
Taner sikini amıma sokmaya çalıştığında sokturmadım ve önünden çekilip ayağa kalktım, Kemal'e neler olduğunu sordum. Kemal de, "Mesaj attığımda ben çağırdım onları. Bırak çocuklar biraz eğlensin. Onlar da şantiyede seni görüp tahrik oluyorlardı, evde de hep seni düşünüp 31 çekiyorlardı! Hem sen benim orospumsun, seni istediğime siktiririm!" dedi. Bu fikir fena gelmedi aslında, hatta biraz tahrik edici bile buldum. Saate baktım nedensizce, 11'e geliyordu. Eve saat 9'da gelmiştik, Kemal ile sevişip sikişirken neredeyse 2 saat geçmişti. Öğlen yemek paydosuna kadar daha kalır sonra işe giderim diye geçti kafamdan.
Kemal'e, "İyi, doldur o zaman bir bardak limonata daha!" dedim. Kemal'in doldurup verdiği limonatayı bir dikişte bitirdim. Üçü de kanepeye oturmuş kalkık siklerini sıvazlayarak beni bekler gibiydiler. Önce Taner'e yaklaştım. Hiç konuşmadan öptüm Taner'in dudaklarını önce, sonra önüne eğilip sikini ağzıma aldım, yalamaya başladım. 5 dakika kadar yaladıktan sonra ağzıma boşalmıştı. Döllerini yutup sonra sırayla diğer iki işçiye de aynı şeyleri yaptım, öpüştük, siklerini ağzıma alıp boşalttım. Biri 3 dakika, diğeri 10 dakikayı biraz geçtiğinde boşalmıştı.
İçimden (Tamam, yeter bu onlara, hepsini de boşalttım işte!) diye geçirip kalkacağımda Taner'in beni kanepeye domaltıp sikini amıma geçirmesi bir oldu. Hayatında hiç am sikmemiş gibi hoyratça sikiyordu amımı. Sanki şantiyede ettiğimiz kavgaların intikamını alıyor gibiydi. Ama itiraz edecek durumda değildim, zira müthiş bir orgazm olmuştum. Taner'in temposu değiştiğinde boşalacağını anladım ve "Amıma boşalma sakın!" diye uyardım. Taner de amımdan çıkıp götüme girdi ve birkaç kez pompaladıktan sonra götümün içine boşalıp çekildi.
Dinlenmeme fırsat kalmadan ikinci işçi geçmişti arkama ve amımı hızlıca sikmeye başlamıştı bile. O da aynı Taner gibi amımı siktikten sonra götüme girip boşaldı. Yorgunluktan dizlerimin bağı çözülmüştü ve hoyratça sikmelerinden dolayı amım sızlıyordu. Aslında kalkacaktım, ama üçüncü işçinin heyecanla ve istekle sırasını beklediğini görünce, "Gel hadi, ama sadece götümü sikeceksin!" dedim. İşçi sevinerek, "Tamam abla!" deyip geçti arkama. Direkt götüme girdi ve sikmeye başladı...
Ama 5 dakika oldu boşalmadı, 10 dakika oldu boşalmadı, halen zevkini çıkararak ağır tempoda götümü sikmeye devam ediyordu. Dört ayak domalmaktan diz kapaklarım sızlamaya başlamıştı. Ona, "Daha boşalmaya niyetin yok mu?" diye sordum. "Abla harika götün var, akşama kadar siksem doymam!" dedi. Bu beni her ne kadar gururlandırsa da, "Yeter, ne olursun boşal artık! Bittim, tükendim! Dizlerim ağrıyor!" diye yalvarmaya başladım. İnsafa geldi ve tempoyu artırdı. İki eliyle belimden sıkıca kavrayıp kendine çeke çeke son sürat sikiyordu götümü. 'Şlap, şlap, şlap!' sesleri ve benim inlemelerim eşliğinde sonunda arkama kenetlenip götümün içine boşaldı...
Arkamdan çekildiğinde kanepeye yüz üstü yapıştım. Kemal yanıma gelip saçlarımı okşayarak, "Orospu aşkım benim, harikaydın! Orospuluğun hakkını verdin, çocuklara rüyalarında bile göremeyecekleri bir zevk yaşattın! Baştan sona hepsinin videosunu çektim!" dedi. Böyle demesi nedense gurulandırmıştı beni, "Hadi aşkım, duş alıp çıkalım, öğlen paydosu bitmek üzere!" dedim. Kemal yardım edip beni kaldırdığında götümden oluk oluk döller akıyordu. Ee, hepsi de götümün içine boşalmıştı, yani götümde dört kişinin dölleri vardı :)
(Aslı)
133 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı doğdu, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
150 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (2) (Furkan 31 Y., Manisa)
Yarım saat sonra zil çaldı. Yemeğe çağırdı. Cevat, "Bekar adamsın, yemek falan yapamazsın!" diyerek gevrek gevrek gülüyordu. Yemekten sonra biz odaya geçtik. Ebru bulaşıkları makineye diziyordu, "Furkan, Türk kahvesi bitmiş, sizde var mı 3 fincanlık kahve?" dedi. "Var var, sen cezveyi ver, ben koyayım!" dedim. Ebru, "Sanki 3 fincanlık kahve ne kadar konur biliyor da! Dur ben de geleyim de, getir götür yapma!" dedi.
Bizim kapıyı açıp koridorda yine öpüşmeye başladık, az kalsın cezve düşüyordu elinden. Mutfak tezgahına dayanıp, "Sadece sürtsen yetecek!" dedi, evde giydiği eteği yukarı kaldırıp. İki dairenin de kapısı açık. Abartmayayım, ama 3 kez girip çıktım içine, "Ohhh!" diye boşaldı. Ben zaten heyecan korku panikle küçülüverdim. "Nerede kahve?" dedi eteği indirip. Dudaklarımdan öptü, "harikasın!" dedi. Kendi dairelerine geçti. Başım döndü o an, birkaç dakika bekleyip kapıyı çektim. Ebru kahveleri yapmış, ben koridordan odaya giderken, "Ne o be, gelemedin?" dedi Cevat'a duyurmak için. Ben de aynı ses tonuyla, "Lavabo..." dedim.
Çarşamba günü telefonla konuştuk. Akşamüzeri 18:30'da şuraya gelebilir misin?" dedi. Gittim. Okullar bölgesinde bir yerde bir binaya girdik beraber. Anahtarla giriş katındaki daireyi açtı. 2 odalı bir evdi. Oturma odası gibi büyük bir oda vardı. Eski koltuk takımı vardı. Yerde ise 2 kişilik kocaman bir yatak. Yerdeki yatak ve koltuklar odayı hıncahınç doldurmuştu. Solda kapalı bir kapı, yanında tuvalet ve banyo, sağda küçük tüp, çaydanlık ve bir iki kap kaçak olan bir mutfak.
Ebru, "Konuşmalıyız! Seni taşındığınız günden beri gözlüyorum. Bende öyle bir güven öyle bir huzur, şefkat ve aşk duygusu yarattın ki, son bir aydır senin kucağına atlamak için zaman kolluyordum. Geçen akşam hazır karın da yokken seni tartmak için attım o fotoyu ve bak şimdi burdayız. Benim bir elemanım var hem eski bir arkadaşım dükkanı açınca onu da yanıma aldım. O da evli ama mutsuz ve gençlik aşkı ile beraberler geçen yıldan beri, karşı daireyi kiraladılar onlar da. Bu sabah ona bahsettim senden, zaten 3 aydır dilimden düşmüyormuşsun da. Bu sabah birlikte olduğumuzu söyleyince, burayı söyledi, sana da orayı tutalım dedi. Gelip baktık bugün, eşyalar önceki kiracıdan kalmış, tuttum burayı, öğleden sonra biraz temizledik, nevresim takımı falan alıp değiştirdik, sana sormadım ama burası bizim aşk yuvamız olsun istedim!" dedi.
Elinden tutup kendime çektim. "Sen sadece güzel bir kadın değilsin, sen herşeyiyle muhteşem bir kadınsın!" deyip dudaklarını dudaklarıma aldım. Ev sıcacıktı. "Kombiyi açık bıraktım geleceğiz diye!" dedi. Aşk yuvamızda ilk sikişimizde önce birbirimizi uzun uzun öpüp okşadık, şefkatle başlayan sevişme ihtiraslı bir sikişe dönüştü. Kasıklarını yaladım, amını dilledim, göğüs uçlarını emdim ve o kısa zamanda amından iki kez siktim...
Beraber çıktık, elele karanlıkta arabalarımıza kadar yürüdük. 5'er dakika arayla evdeydik. Yarım saat sonra mesaj geldi, "Cevat misafiri olduğu için dışardaymış, çocukları doyurup sana koşacağım aşkım!" diye. Duşumu almıştım, uzanıyordum. Kalkıp birkaç kaşık bal yedim, bir avuç fındık attım ağzıma, gelirken enerji içeceği almıştım onu kafaya diktim...
Kapıdan girdiğinde yine yapıştık birbirimize, ama bu kez yatağa değil oturma odasına geçtik. Koltuğa oturtu beni, eşofmanımı indirip yarağımı eline aldı, öpüp yalamaya başladı. Sadece yarağımı değil taşaklarımı da emiyor, çekiştiriyordu. Elinin biri yarağımda, diğeri göğsümde göğüs kıllarımı okşarken, ben boşalmamak için Beşiktaşın o hafta sonu yapacağı maçın skorunun ne olacağını düşünmeye çalışıyordum. "Yapma!" dedim, kollarından kaldırıp kucağıma oturttum. Boynuma kollarını dolayıp, "Ne oldu aşkım, sevgilisinin ağzını sikmeyi sevmedi mi?" dedi şımararak. "Bayıldı, ama fazla bayıldı, boşalacaktım nerdeyse!" dedim. "Boşalsaydın aşkımmm!" deyip yüzümü gözümü öpüyordu.
Bu sefer ben onu koltuğa oturtup bacaklarını omzuma aldım, sanki ilk kez yalıyormuş gibi itinayla santim santim yaladım kasıklarından klitorisine kadar. Dilimi amının içine kaydırıyor, bızırını dudaklarımın arasına alıp kafamı hızla sağa sola sallıyordum. Saçlarımı okşuyor, kafamı amına bastırıyor, ellerini kısa saçlarımın arasına sokmuş koltukta kıvranıyordu. Beni itti yere uzandım. Ata biner gibi bindi yarağımın üstüne, kıvrak sexy hareketlerle kucağımda zıplıyor, "Oh, oh, oh, oh, aşkımmm, erkeğim, tatlı komşum!" diye diye orgazm oluyordu. "Aşkım içime akıt döllerini, amımın duvarlarına fışkırt!" dediğinde, "Ahhhh, böyle tatlı amcık sikmedim!" diye diye boşaldım amına...
Biraz dinlenip, "Aşkım ben çocukları yatırıp gelirim!" dedi. "Zerzevat ne zaman gelir?" dedim. "Zerzevat mı?" dedi gülerek, "Belki sabaha karşı, belki sabah, ana fabrikadan genel müdür geldi, içerler, sonra masaj salonu, sonra da belki otel!" dedi. İçimden Vay anasını dedim. Yarım saatte geri geldi. Saat 03:00'te gidene dek öpüşüp, birbirimizi elledik, konuştuk, hatta kocasının biralarından ikişer tane bile içtik.
Ertesi gün işyerinde kızlar konuşurken farkettim ki, 14 Şubat sevgililer günü. Karımı aradım konuştuk, kutladım. Sonra da internet uygulamasından Orkide seçip, "İYİ Kİ..." yazıp Ebru'nun dükkana yolladım. İsim falan yazmadım, Zerzevatın bunu düşüneceğini sanmadığımdan benden geldiğini anlardı. Yarım saat sonra yazdı. "Ben bu akşam yemeğe arkadaşlarla dışarı çıkacağım diyeceğim. Ne yapmak istersin?" diye sordu. Çiçekten bahsetmediğine göre daha gitmemiş. "Sen ne istersen!" dedim. "İzmir'e yemeğe gidebiliriz?!" dedi. "Gerek yok, aşk yuvamıza da gidebiliriz, ama en iyisi ben evde güzel bir masa donatayım, ne dersin?" diye yazdım. "Olurrr aşkımmmm!" demiş.
Sanırım bir saat sonra, Orkideler masasında, kartımı kalbine doğru tutmuş şımarık bir kız çocuğu edasıyla bir foto, altına da, "Sen harikasın, hiç keşke demeyelim, hep İYİ Kİ..." diye yazmış. Eve giderken birşeyler aldım, güzel bir masa kurdum. Şarabı soğuttum. 20:00 gibi evden çıktığını duydum. Topuklu ayakkabılarıyla tak tuk merdivenlerden indi. Arabaya binip gitti. Ne oluyor lan dedim. Oysa ben mumları bile yakmıştım...
Beş dakika sonra, "Kapıyı aç!" diye bir mesaj. Açtım, süzüldü içeri. Ayağında terlikler, elinde ayakkabıları vardı. Terlikleri çıkardı ayakkabıları giydi, montunu çıkardı. Siyah bir mini etek, üzerinde yakası boğazlı kolsuz kırmızı siyah saten bir bluz, ayakta siyah çorap ve topuklu siyah rugan ayakkabıları ile muhteşem görünüyordu. Bense mal gibi eşofmanlarımlaydım. "Bir dakika, geliyorum, sen geç otur!" dedim. Lacivert takımımı içine beyaz gömleğimi giydim, yakadan iki düğme açıp içeri gittim. Bir an gözleri doldu ağlayacak sandım.
Sandalyesini çekip oturttum. Kırmızı şarabı açtım. Masayı öyle ayarlamıştım, onu kısa kenara, ben uzun kenarın ona yakın köşesine. "Hoş geldin hayatıma!" dedim kadehleri tokuşturduk. Mezelerden uzattım, tabaklarımıza aldık. "Çok güzelsin, her zaman çok güzelsin!" dedim. Eriyordu o an, evlendiği günden beri böyle bir muamele görmediğine emindim. İlk yarım saat komplimanlarla, iyi ki'lerle ve son 3 aydır yaptıklarımızı anlatmakla geçti. Birbirimizi kollamakla geçmiş farketmeden. Şurda şöyle yaptın, sen şurda şunu yaptın ,orda kolun değdi eridim, burda dokunmak için geberdim gibi itiraflarda bulunduk durduk.
Yarım saat sonra Hotel California çalmaya başlayınca dansa kaldırdım. Sarmaş dolaş dans ettik. Şarkı ikinci kez çalmaya başladığında artık dudaklarımız buluşmuş, romantizmden tutkuya geçmiştik. Artık hoyratça sikmek istiyordum. Pantolonumun içine bir şey giymemiştim zaten, bunu masanın boş olan tarafına kollarını dayatıp eğdim, eteğini sıyırıp parmaklarımı geçirip külotlu çorabın ağını yırttım ve tangasını kenara çekip yarağımı soktum. İkimizden de aynı anda çıkan, "Ohhhhhh!" sesi bir an şarkıyı bastırdı. Alttan yukarı doğru yarağımı içinde gezdirerek pompalıyordum. Arada kalçalarına şaplaklar atıyor, bazen de uzanıp bluzun üstünden sütyenli göğüslerini sıkıyordum. O bana dokunamıyor, kalkamıyor, ellerini geriye doğru uzatıp ceketimin eteklerinden ya da kalçalarımdan tutmaya, kendine daha çok çekmeye çalışıyordu...
10 dakika siktikten sonra dayanamayacaktım. "Geliyorum!" dedim. "İçime gellll!" dedi. İkimiz de nefes nefese orgazmın tadını çıkardık bir süre. Birer sigara yakıp masaya geri döndük. Ebru, "Harikaydı, ama sana dokunamadıkça daha çok kudurdum, intikamım feci olacak!" dedi gülerek. "Senin intikamının en fecisi bana bayram!" dedim, masada tuttuğum elini öperek. "Yapma böyle, şimdi kalk kaçalım buralardan diyeceğim!" dedi. "Seninle dünyanın öbür ucuna giderim!" dedim. Ağlamaya başladı...
Kucağıma aldım, yatak odasına götürüp yatağın üstüne uzattım. Akşam üstü alıp komodinin çekmecesine koyduğum tek kırmızı gülü uzattım. Ağlamaya devam ederken yanaklarını sildim, öptüm. Kollarını boynuma dolayıp kendine çekti. Dudaklarımız hissizleşene dek öpüştük. Ceketimi çıkardım. "Dur, filmlerde en çok özendiğim sahnedir!" deyip doğruldu, dizlerinin üstünde tek tek gömlek düğmelerimi çözüyor, çözülen her düğmenin altını öpüyor, kokluyor, sonra yeni düğmeye geçiyordu...
Sonra fermuarımı açıp yarağımı eline aldı. Önce uzun uzun okşadı. Gözlerime bakarak dudaklarının arasına aldığında ıslak sıcak bir tünel gibiydi. Emdikçe emiyor, avucuyla sağıyordu. Ben geri çekilmek istedikçe, "İntikam!" diyordu. Ayağa kalkıp bir çırpıda soyundu. Sanki ateşler içinde yanarsınız da söndürmek içn soğuk birşeylere sarılmak ister gibi duvara yanağını ve vücudunun üst kısmını verip, sadece kalçasını arkaya çıkardı.
Uzanıp krem aldım aynanın önünden. Parmaklarıma ve götüne sıktım. Parmaklarımı içine soktuğum anda, "Ahhhh!" dedi. Canı yanmıştı, ama, "Aşkım, devam et lütfen!" dedi. Canı yanıyor, yüzü şekilden şekile giriyordu, ama istiyordu. Birkaç dakika sonra biraz daha gevşediğini hissettiğimde, yarağımın kafasını dayayıp, belinden tuttum. Canı yandığını anladığım her anda durup, sonrasında milim milim doldurdum daracık bozulmamış göt deliğini. Az önce boşaldığım için rahattım, uzunca siktim götünü...
Dudağının yanını, yanağını öpüp, "Aşkım, birtanem!" diye diye akıttım döllerimi götünün içine. Mutlu, ama canı yanmış şekilde sarıldı bana, "Aşığım sana!" diyerek.
[Furkan]
102 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (3) (Furkan 31 Y., Manisa)
Artık hafta içi en az 3 bazen 4 kez aşk yuvamızda buluşuyor, sevişiyor, sikişiyorduk. Çalışmadığım için Cumartesiler en rahat günlerdi. Öğlen saatlerinde eve gidiyor, saat en az 15:00 - 16:00'ya kadar kalıyorduk.
Nisan sonuydu. Biraz işi olduğu için erken buluşup erken ayrıldık. O gittikten sonra ortalığı toparladım biraz, normalde o yapardı. Çöpleri topladım, çarşafları değiştirdim. Kirlileri bir poşete koydum, o yıkattırıp getiriyordu. Çöpleri alıp kapıyı kilitlerken, apartmana bir kadın girdi. Sese refleksle kafamı çevirdim. Kapalı bir kadındı, ama ince, uzun boyluydu ve bembeyaz bir yüzü vardı. Klasik manto değil pardesü giymiş, başında türbanı, gözleri delecekmiş gibi bakan bir koyu siyah.
Kafam orada bakakalmıştım. Tam geçeceği sırada kenara çekilip yol verdim. "Merhaba!" dedim. "Merhaba!" dedi sıcak samimi bir tavırla elini uzattı. Kapalı olunca çekinir selamsız sabahsız geçer derken, "Hatice ben, üst katınızda oturuyorum. Sizde bizim gibi gurbetçi misiniz?" dedi. "Anlamadım? Furkan ben bu arada!" dedim. "Her zaman olmuyorsunuz da, benim de oğlum Fen Lisesini kazandı Sarıgöl'den geldik. Hafta sonları gidiyoruz da, bu hafta sonu biz gitmedik, kocam geldi!" dedi. Kadın ayaküstü hayat hikayesini anlattı.
O arada bir adam girdi binaya. "Eşim Ahmet!" dedi. Adam gayet kibardı. Memnun oldumdan sonra ayak üstü sohbet ettik. Ona, Pazarlamacı olduğumu, haftada 4 gün geldiğim için otelden ziyade ev tuttuğumu, daha rahat ettiğimi söyledim. Adam da öğretmenmiş, aynı zamanda ailesinin arazilerinde çiftçilik yapıyormuş. Onlara, "Davet etmek isterdim, ama pazarlamacı evi, kahvem falan yok!" dedim gülerek. "Aaa, olur mu, biz bekleriz!" dedi kadın. "Bir ihtiyaç olursa kartvizitimi vereyim!" dedim, hemen sonra da, "Aaa kartvizitler arabada, ben numaramı vereyim!" diye kıvırdım. Adam aldı numaramı. O arada kadın da telefonunu çıkarıp kaydetti. Adam, "Hafta içi 4 gün burdaymışsınız, bizimkilere göz kulak olursunuz!" dedi adam. "Memnuniyetle!" dedim. Vedalaşıp ayrıldık. Ne kadar iyi niyetli samimi insanlar diye geçirdim içimden.
Ertesi hafta, fazla mesailerim çok biriktiği için yerine bir haftalık izne çıkardılar. Pazartesi eşlerimiz işe gidince Ebru bize geldi, aşk yuvasını beklemeye gerek yoktu. Öğlen çıktım, bir iki arkadaşa uğradım, hepsi esnaf, yanlarında çok durulmuyor. Canım sıkıldı. Ne yapsam, ne yapsam diye düşünürken aşk yuvasına gideyim dedim. Toparlar düzenlerim. Belki Ebruyu ararım, 1 saat de olsa gelir diye düşündüm.
Tam evin önüne gelince üst kat penceresi açıldı, Hatice birşeyler silkeliyordu. Kafamı kaldırıp gülümsedim ve "Kolay gelsin!" dedim. O da gülümseyip, "Sağol!" dedi, sanki sesi duyulsun istemez gibi. İçeri girdim. Genelde benden 10 dakika sonra, ya da 10 dakika önce gelirdi Ebru.
20 dakika sonra mesaj geldi, "Kahve ikram edeyim. Pardon Hatice ben." yazıyordu. "Zahmet olacak, içerim!" yazıp, iki dakika sonra yukardaydım. Kapının arkasında bekliyormuş, zili çalmadan açtı. "Buyrun..." dedi kısık sesle. Geçtim. Kahveleri yapıp getirdi. Başörtüsü gibi birşeyi ensesinden bağlamış. Eşofmanlarıyla gayet günlük kıyafetliydi. "Kusura bakma ev hali!" dedi. "Yok, gayet şıksın!" dedim.
Hatice, "Baktım genelde 10 dakika önce ya da sonra gelirdi misafirin, bu kez gelmeyince, sanırım yalnız dedim, kahveye çağırayım diye düşündüm!" dedi. Soran gözlerle baktım. Hatice, "Ne yapayım fazla eşya getirmedik, 5 dakikada bitiyor evi toparlama işi, sonra tüm gün ya pencereden bakıyorum gelene gidene, ya da internette geziniyorum. Apartmanda karşı dairemdeki yaşlı teyze, o da torununu okutmaya gelmiş, kulakları duymuyor, sohbet edilmiyor. Üstte üniversiteli kızlar var, karşılarında da oğlanlar onlar, karşılıklı birbirlerindeler. Evde can sıkıntısı, çarşılara çıkıyorum, ama avare avare dolaşılmaz ki. Altta da sizler varsınız, karşı daire de sizin gibi kullanıyor herhalde, onlar ayda 1-2 gidip geliyor ama!" dedi gülümseyerek.
"Madem bu kadar biliyorsun, o bayan arkadaşım, ikimiz de evliyiz, o da burayı kiralamış!" dedim. "Anladım zaten! Seslerden anlamıştım. Daha önce sessiz sakin bir üniversiteli Salih oturuyordu, yatay geçişle memleketine gitti, maddi durumlar..." dedi. O an (Salih gitmese iyiydi!) der gibi bir hüzün geçti gözlerinden. Kadın bu kadar şey anlatmış, eve kahveye çağırmış, sorun çıksa ne olur dedim kendimce. "Salih'le yakındınız sanırım?" dedim. Utandı mı ne, kafayı eğdi, "Evet, gitmesine üzüldüm!" dedi. "Salih gider Furkan gelir, dert etme!" dedim gülerek.
Kahve boşlarını alıp mutfağa gitti. Birkaç dakika gelmeyince kalkıp mutfağa baktım, yok. Yan odanın kapısı açıktı. Açılıp yatak haline gelmiş çekyatta pikeyi beline kadar çekmiş, sütyeni ve yastığa döktüğü kahverengi gür saçlarıyla yatmış, "Furkan gelsin artık!" dedi. Soyunup pikeyi kaldırdım. Güneş değmemiş bembeyaz vücudu resmen taş gibiydi. Güzelliği kıyafetlerinden bile belli olurken şimdi çırılçıplaktı. Yanına uzandığımda, dönüp kollarını boynuma doladı, "Öp beni!" dedi fısıltıyla. Dudaklarını dilini emerken karşılık veriyor, iki elimle göğüslerini okşuyor, arada yanaklarına, boynuna öpücükler kondurarak göğüslerine kadar inip, göğüs uçlarını emiyor, dilliyordum...
Ellerini sarmış, sırtımı omuzlarımı okşuyor, altımda inleyerek kıvranıyordu. Göbek deliğini dilleyip kasıklarına indiğimde kıvranışları daha da arttı. Amcığı çok hafif tüylüydü. Önce parmaklarımla amının dudaklarını açtım, sonra da dilimin ucunu değdirdim. "Offf!" dedi yine kısık sesle. Amını yaladıkça inlemeleri çoğalıp, çekyatta kafasını bir sağa bir sola atarak çırpınıyor, saçlarımı koparırcasına çekiştiriyordu. "Oyyyy, oyyy, sakın durma, sakınnn durmaaa!" diye inliyor, suları sanki o yol kenarlarındaki köy pınarları gibi akıyordu. Ağzım burnum sırılsıklamdı...
Yanına yatıp ona doğru döndüm, onu da sırtüstü yatırıp, benden taraftaki bacağını kaldırıp yarağımı amına soktum. "Offfff, çok güzel bir yarak bu, sik amcığımı, dağıt, dibini bulana kadar sokkk!" dedi. Kulağına, "Bir hafta izinliyim, hergün gelip sikeceğim seni, amını yarağa doyuracağım!" diyordum. "Gel sik, hatta hiç gitme, ohhhh, bütün gün sik istersen!" diye inliyordu. Uzun süre böyle siktikten sonra alta yatıp kucağıma aldım Hatice'yi. Şimdi o upuzun salçaları göğüslerinin üzerine düşmüş, zıplıyordu. "Ohhhh, ne güzel kazık gibi yarağa oturmak!" diye söyleniyor, giderek hızlanıyordu. Ben de alttan pompalamaya başladım. Karşılıklı hareketlerle resmen birbirimizi sikiyorduk. Titremelerinden, durup kasılıp tekrar başlamalarından orgazmlarını sayabiliyordum. Hatice üçüncü orgazmını yaşarken ben de döllerimi amının içine akıttım. Durup kasıp dışarı boşalma şansım olamazdı, çok dolmuştum.
Yanyana yatarken, "İçine boşaldım ama?" dedim. "Sorun yok!" dedi. Birer sigara yaktık. "İlk sen mi anlatırsın, ben mi anlatayım?" dedi. "Anlat!" dedim. "Ben Sarıgöl'den değilim, babam öğretmendi tayini çıkınca gittik, ortaokul ve liseyi orda okudum. Lise bitince 14 yıl önce (hesaba göre yaşıttık) aynı okulda görev yaptıklarından benden 10 yaş büyük kocamla evlendim. Babası Sarıgöl'de zengin bir çiftçi, yatılı öğretmen okulundan sonra üniversite okuyup gelmiş, hem çiftçilik hem öğretmenlik yapıyor. Kibar, görgülü, dürüst adamdır. Fakat ilk zamanlar benimle sevişirken ereksiyon sorunu yaşıyordu, benim çok güzel olduğumu, canımı yakacağından korktuğunu falan söylüyordu, eliyle boşaltıyordu..."
"Bir gece çok zorladım, yarı kalkıkken içime almaya çalışırken kalçalarından tuttum, o an farkettim ki irkildi. Ben de parmağımı arka deliğine doğru kaydırıp bastırdım, yarağı o zaman kalktı ancak, o gece hamile kaldım zaten. Sonra bir süre daha dokunmadı bana. Ben yine bir gece sırtı dönük yatarken parmağımı göt deliğine bastırıp yarağını elime aldım. Parmağım ikinci boğuma kadar girdi götüne, yine yarağı sertleşti ve sikti beni, ama parmağımı çıkarmama müsaade etmeden ve daha çok kıvıra kıvıra. Sonra ağlayarak anlattı, yatılı okurken yatakhanede normalmiş böyle şeyler, hatta üst sınıflar alt sınıflardan seçermiş. Bizimki kurtulamamış bundan, üniversitede de erkeklerle olmuş..."
"Bana, istersen boşanalım, ömür boyu sana bakarım dedi. Ama 3.5 aylık hamileydim. Ne der, nasıl açıklarız diye düşündük uzun zaman. Oğlumuz oldu. Sonrasında kalmaya karar verdim. İnternetten bir sürü oyuncak aldı ikimize de, ben onu belden takmalı yaraklarla siktim, götüne vibratör sokarken o da yarı kalkmış yarağıyla beni sikti. Defalarca tatillere gittik, birilerini bulup gerçek sikişler yapmak için, ama tüm çabalarımıza rağmen yapamadık, daha doğrusu ben yapamadım..."
"Sonra oğlumuz Fen lisesini kazanınca buraya geldik. Aşağıda tek kalan Salih'i gözüme kestirdim. Ama daha çok gençti. Tam birşeyler olabilecekken korktu sanırım. Ona sana anlattığım gibi anlatamazdım da, genç dedim okulda falan anlatır başkaları da musallat olur. Anlayacağın 2 ay önce seni gördüm eve girerken, sen her gelişinde arkandan ya da önünden kadın da geliyordu, anladım ve kocama söyledim. O da gelip seni görmek istedi. Cumartesi misafirin gidince dışarıdan geliyormuş gibi aşağı inip kapı önünde çıkmanı bekledik, anlayacağın sana tuzak kurdum dedi!" dedi.
"Böyle tuzağa can kurban dedim!" vücuduna dokunup. Uzanıp dudaklarından öptüm. Aşağıyı gösterip, "Ebru duymadığı sürece ben her zaman yanındayım, haberin olsun!" dedim. "Teşekkür ederim!" dedi, sarılıp dudaklarımı öpmeye başladı. "Benim gitmem lazım!" dedim (Sabah Ebru, öğlen Hatice, biliyordum ki karımın regl bugün bitti, akşama sevişmek isteyecek).
Giyinip çıktığımda Ebru'dan mesaj vardı, "Müsaitsen gel, kahve içelim, dükkandayım!" diye. "Geliyorum!" yazıp gittim. Dükkanından girdiğimde en az 4-5 eleman vardı. İlk denk gelen satış temsilcisine, "Ebru hanım?" diye sordum, "Buyrun, üst katta büroda!" dedi. Herhalde son günlerde yaşadıklarımdan olsa gerek, herkes potansiyeldi. Kadın önümden yürürken baktım Armut popo, gözüm götünde üst kata çıktık. Jaluzilerle kapalı camekanlı bir odanın sadece kapı camındaki jaluzi açık. Kadın kapıyı tıklatıp, "Ebru hanım, misafiriniz var!" dedi. Gerçekten kaliteli döşenmiş bir bürosu vardı.
Ebru beni görünce, "Gel canım, gel!" dedi. Bir an Ebru'nun bu rahatlığı aklıma takılıp, beni getiren kadına doğru baktım. Ebru, "Hımmm, komşum komşunla tanışmadın mı? Ayşe, bu da Furkan!" dedi gülerek.
[Furkan]
93 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (4) (Furkan 31 Y., Manisa)
Günler Ebru, Hatice, ev ve iş arasında akıp gidiyordu. Mayıs sonunda Hatice, yaz için okullar kapanınca gideceğini söyleyince, "Olsun, gelirsin sık sık, ev burda nasılsa!" dedim...
Bir akşam Cevat'la yine bira içerken, Ebru, "Tatil işini ne yapacağız?" dedi kocasına. Cevat, "Ben bu sene tatile falan gidemem, sevkiyat hızlı!" dedi. Karım da bana dönüp, "Biz ne yapacağız?" dedi. Her yıl Haziran'ın ikinci yarısında Antalya taraflarında 1 hafta tatil yapar, sonra da karımla oğlumu memlekete bırakır işime dönerdim. Karım, Ebru'ya, "Siz de bizle gelin, madem Cevat abi gidemiyor, hem kalabalık tatil daha güzel olur!" dedi. Ebru sanki istemezmiş gibi, "Ya siz ailece tatil yapın..." diye geveledi. Cevat, "Gidin gidin, senin de çocukların da ihtiyacı var!" dedi. Otel bulma görevi bana kaldı. Ebru mesaj atıp, "Güzel bir yer bul, evdekilere düşük fiyat söyle, ben takviyelerim!" yazdı.
Ertesi gün araştırmaya başladım. Belek'te ultra lüks, herşey dahil, yanyana 2 tane havuz manzaralı 2 yatak odası ve oturma odasından oluşan villaların olduğu bir otelden yer ayırttım.
10 Haziran'da okullar kapandı. Hatice Perşembe günü mesaj atıp, "Yarın okullar kapanıyor, Cumartesi gününü bana ayırır mısın?" yazmış. Hem karıma, hem Ebru'ya Cumartesi mesaim olduğunu söyledim. İşe gider gibi çıkıp Hatice'ye gittim. Aşağıdan mesaj attım, "Senin oğlan var, sen alt kata gel!" diye. Hatice, "Yok, sen gel!" diye yazmış. Çıktım yukarıya. Meğer Cuma akşamı kocası gelip bir miktar eşya ve oğlanı alıp gitmiş. Hatice, "Ben de buraları toparlayıp, kalan kıyafetleri falan ayarlayıp kendi arabamla arkadan getireceğim dedim oğluma!" dedi.
Dudaklarına yumuldum. Dilini dilimde gezdiriyor, kasıklarını ve göğüslerini kasıklarıma ve göğsüme bastırıyordu. Şifon bir sabahlık giymiş, belden kuşağını bağlamıştı. O uzun kahverengi kıvır kıvır saçlarını salmış gerçekten çok güzel bir kadındı. Yüksek bel siyah bir tanga ve dantel siyah transparan sütyen takımını ilk kez görüyordum ve çok yakışmıştı. Duvara dayayıp bir bacağını kaldırıp belime dol adım. Yarağım tangasının üzerinden amına baskı yaparken, sabahlığı omuzlarından düşürüp, boynunu, omuz başlarını emdim, yaladım. Göğüslerine inip transparan kumaşın üstünden emdim uçlarını, küçük ısırıklar attım...
Bacağını indirip ters çevirdim, ellerini duvara yasladım, ensesinden başlayıp aşağıya inerken sütyenini çözüp devam ettim. Bel çukurunu dilledim, kalçalarına inip avuçladım, küçük ısırıklar, tokatlar attım. Kalçasını biraz daha eğip tangasını kenara çektim, amcığını ve göt deliğini emdim. Yaladıkça parlayan amcığı daha çok sulanıyor, kasılıp titriyor, sonra tekrar emmem için ağzıma doğru itiyordu kalçalarını. Ayağa kalkıp o domalmış haliyle alttan amcığına geçirdim yarağımı. Duvarı yıkacak gibi eliyle kendini geri itiyor, daha daha derine almaya çalışıyor, kalçalarını kıvırarak aldığı zevki arttırıyordu...
"Ben koca yaz tatili bu yaraksız geçiremem, kaçar kaçar gelirim Furkan'ıma, ohhh, sik, sik!" diye inliyordu. "Gel güzelim, ne zaman amcığın yarağımı istersen koş gel!" diye gaza getiriyordum. Orgazm kasılmaları dinerken yarağımı amından çekip göt deliğine dayadım. Onu hiç götten sikmemiştim. Kafasını çevirip, "Dur, kocamın durumundan dolayı anal sikişmekten nefret ediyorum, hiç yapmadım! Ama bunu istediğini biliyorum, o yüzden şimdi götümü sikmeni istiyorum!" deyip dudaklarımdan öpüp, kalçasını daha geri çıkardı.
Zaten amcık sularıyla parlayan yarağımı göt deliğine dayadım. 5 dakika sırf kafası girdi ve durakladım ve yavaş yavaş ittirmeye başladım. Dudaklarını ısırıyor, gözleri kapalı, doğum yapar gibi nefes alıp veriyordu. Sonunda tamamı içine girdiğinde, "Sen hareket et!" dedim. Yavaş yavaş kalçasını oynatmaya başladı. Sonra biraz daha hızlı, biraz daha hızlı derken, birkaç dakika sonra boşalmak üzereydim. Uzanıp amcığını avuçladım, sırılsıklamdı ve yine kasılmaya başlamıştı. Götünden sikerken amcığından orgazm olmak ürereydi. Dayanamayıp döllerimi götünün içine boşaltırken, o da titrerye titreye orgazm oldu amındaki parmaklarıma...
Nefes nefese dinlendik koltukta oturarak. "Baştan çok canım yandı, ama sonrası çok zevkliydi, orgazm oldum farkettin mi?" dedi dudağımdan öperek. "Evet, bakire götünü bana vermen harikaydı!" dedim. Hatice, "Şimdi mola, giyinip çıkıyoruz!" dedi. "Nereye?" dedim. "Görürsün!" dedi. Daireden çıkarken, "Sen beni marketin sokağında bekle, ben arabayı otoparktan alıp geliyorum!" dedi. Marketin biraz ilerisinde beklerken, Hatice önümde kıpkırmızı bir araba ile durdu. Bindim ve İzmir'e gittik.
Önce Bornova Forum'a uğradık, Hatice bir sürü alışveriş yaptı, oğluna, kocasına, kendine. Her mağazadan birşeyler beğenip aldı, ama çok seri bir alışveriş oldu. Bir saat sonra arabanın arka koltuk dolu çıktık. Özdere'ye bir restorana gittik. Dün akşam internetten bakıp tüm rotayı çizmiş zaten, güzel bir yemek yedik. Ben rakı, o bir tane bira içti. Saat 16:00'da tekrar Manisa'ya döndük. Yine beni marketin orda bıraktı.
Ben binaya girdiğimde karşı dairenin kapısı açıldı. Ayşe çıktı kapıdan. Eyvah, ne diyecektim, ne yapacaktım. "Aaa Furkan bey!" dedi. "Merhaba!" dedim. "Siz bugün buluşacak mıydınız, Ebru çalışıyor demişti. Ben de o yüzden izin aldım, dükkana döneyim bari, görüşürüz!" dedi acaleyle çıktı.
Bir dakika kadar kapıyı açar gibi yaptım. O sırada Hatice gelip yukarı çıktı, kapısı kapanmadan ben de içeri girdim. Durumu anlattım. Hatice, "Dur. Kadın benim ölçülerimde, ya da çok yakın, (çantalarının birinden bir iç çamaşırı takımı çıkardı) aşağı in yatağın üstüne bunu bırak. Eğer kadın gelirse yatakta bulur, arar seni, sana sürpriz yapacaktım dersin o yüzden önceden gidip eve bıraktım diye kıvırırsın!" dedi.
Ulan bu kadınların kafası aldatmak mevzu olduğunda zehir gibi çalışıyordu. Aşağı inip kutuyu yarı görünür yarı görünmez halde bıraktım. Tekrar yukarı çıktım. Hatice'ye pencerenin önüne geçmesini söyledim. Pencereden kafasını çıkarıp perdeyi beline çekti. Arkasına geçip yere oturdum eteğini sıyırıp amını yalamaya başladım. Dışarı belli etmemek için neler yapıyordu bilmiyorum, ama 10 dakika sonra eliyle beni ittirdi. Hem orgazm olmuştu, hem de içeri girip, "Geliyor seninki tozu dumana katarak!" dedi. Perdenin arkasından baktım, gerçekten çok hızlı ve hınçla geliyordu Ebru...
Telefonu sessize alıp, arka odaya geçtim. Merdiven boşluğu ve kömürlükler nedeniyle üst katlar birer oda büyüktü. İki dakika sonra aradı, "Aşkım nerdesin?" dedi. "Arkadaşlarla bira içmeye geldik." dedim. "Hımm, tamam, Ayşe seni eve girerken görmüş te, burdasındır diye geldim..." dedi. Ben de, "Yani sürprizi mahvetti değil mi, ne boş ağızlı kadın!" dedim. "Gördüm hayatım, da ne gerek vardı aşkım?" diye yavşadı. "Arkadaşlar huylandı, kapatıyorum ben, görüşürüz!" dedim. "Tamam aşkım, iyi eğlenceler!" dedi kapadı.
Tekrar ön odaya geldiğimde, Hatice, "Gel buraya!" deyip yarağımı avucuna aldı, "Pencerenin önünde kudurttun beni, tüm mahalle nasıl orgazm olduğumu biliyor artık!" diye gülüyordu. Uzun uzun yarağımı yaladıktan sonra, "Götten sik yine!" dedi kulağıma. Yere diz çöküp, kollarını ve yüzünü koltuğa koydu. Sabahkinden çok daha kolay girdim götüne, göt deliği artık yarağımın beden ölçüsünü almıştı, ama halen daracık ve çok sıcaktı. Parmağımı ağzına soktum, yarak yalar gibi yalıyor, ben götüne pompaladıkça parmağıma dil darbeleri atıyor, somuruyordu. Bu kez kendisi sağ elini amına atıp, art arda orgazm oldu. Veda zamanıydı, yarağımı götünden çıkardım, yüzünü çevirip, göğüslerine, yüzüne, uzattığı diline boca ettim döllerimi. "Ben sık sık kaçarım, zaten bizimkilerin yazın tarla tapan işleri çok olur. Ben sana buranın anahtarını da vereyim, ona göre haberleşiriz!" dedi. Sımsıkı sarılıp ayrıldık. Eve giderken bir bira alıp, bir kenara çekip içtim. Karıma ve Ebru'ya (Arkadaşlarla bira içiyoruz) demiştim, alt yapı sağlam olmalıydı.
Bir hafta sonra, 16 Haziran'da tatile yola çıktık. Ebru ile o hafta içi yalnızca bir kez görüşebilmiştik. Otele vardığımızda hepimiz pert olmuştuk, ama çocuklar hemen denize gitmek istiyordu. Karım uykuyu sever, bana, "Sen oğlanı havuza götür!" dedi. Çocukları almak için Ebru'ların villasının kapıyı çaldım. Çocuklar kendi odalarında üstlerini değiştirirken, Ebru beni kendi odasına çekti ve "Bu odada bu hafta her fırsatta her deliğimi dolduracaksın, tamam mı?" dedi gülerek. Zaten altında bir şey yoktu, parmağı taktım amcığına ve "Tamam yavrum, havuza gelecek misin?" dedim. "Sen bak, çocuklar kendi başına takılabilirse çık gel!" dedi.
Çocukları havuza götürdüm. Animatörler çocuk külübüne kaptılar hemen, ben de ters yönden Ebru'nun odaya gittim. Ebru yatağın üzerine 5-6 tane bikini sermiş, hangisini giyeceğine karar vermeye çalışıyordu. Tersten taraftan geldiğim için, ardına kadar açık ama perdesi kapalı sürgülü kapıdan daldım içeri. Ebru küçük bir çığlık attı. Sarıldım hemen. Dönüp dudaklarıma yapıştı ve "Nerde kaldın, bak ıslak ıslak seni bekliyorum, tüm yol boyu bu anı düşledim, aşkım sok hemen sok ki sularım yarağına süzülsün!" diye öperken yatağa doğru ittim. Bikinilerin üzerine düştü. Bacaklarını omzuma alıp hemen soktum yarağımı amına.
"Oh aşkım, yol boyu ikimiz olsak şurda ağzıma verse, şu ağacın altına çekse kucağında hoplatsa diye düşler kurdum, sik aşkım, çok özledi amcığım seni!" diyor, sırılsıklam olmuş amcığına gömerken, buz gibi klima sırtıma vuruyor, bir yandan ürpertiyor bir yandan da daha da tahrik ediyordu... Epey bir sikiştikten sonra inlemeler ohlamalar arasında boşaldık ikimiz de. Daha nefeslerimiz düzelmeden dış kapı çalındı.
Karım, Ebru'ya sesleniyordu. Ebru bir bornoz giyip kapıya gitti, ben odada kapının arkasına geçtim. Ebru, "Furkan çocukları götürdü, ben de duş alıp gelecektim, sen git gelirim!" dedi kapı aralığından. Şortumu giyip arkadan çıktım, havuzun oraya gidip direkt havuza atladım. Karım geldiğinde havluyu koyduğumuz şezlonga doğru yüzüyor havasındaydım. İlk günden ilk yakalanma tehlikesini atlatmıştık.
[Furkan]
91 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (5) (Furkan 31 Y., Manisa)
Ertesi gün öğlen yemeğinden sonra havuza doğru yürürken, sanırım Rus, iri yarı bir adamın gülümseyerek Ebru'ya selam verdiğini gördüm. Belki yanlış görmüşümdür dedim. Bir saat kadar havuzda yüzerken adamın ve yanında süpermodel bir kadının karşıdaki şezlonglara oturduğunu gördüm. Kadın direkt bikini (pardon ipkini) üstünü çıkarıp Toppless güneşlenmeye geçti. Kadın sanki, Buranın en güzeli benim, var mı meydan okuyan? der gibiydi. 5 yaşlarında bir kız çocuğu vardı yanlarında, animatörler aldı.
Havuzdan çıkıp, Ebru, karım ve ben şeklinde sıralandığımız şezlonglara uzanıp güneş gözlüğümü taktım etrafı kesmeye başladım. Adam sürekli Ebru'ya bakıyor, Ebru da kaçamak olarak adama karşılık veriyordu. Bu beni kızdırmaktan çok tahrik etti, çünkü ben de onun karısının göğüslerinden gözlerimi alamıyordum. Göğüs uçları resmen başkaldırmış yukarı doğru bakıyor, göğsü uca doğru yukarı kıvrılıyordu, hani füze gibi denir ya...
O ara karım hareketlendi. "Ne oluyor?" dedim. "Sanırım regl oluyorum, dünden beri az bir ağrım vardı, ben odaya gidip geleyim!" dedi. Eyvah yandık, eşimin regl ilk 2 gün fena sancılı oluyor ve en az 6-7 gün sürüyordu. Tatil burnumuzdan gelecek diye düşündüm. Karım gidince, Ebruya, "Ne o kız, herif seni gözleriyle sikiyor?" dedim. "Sorma hayatım, akşam hani animasyon esnasında bira almaya gittim ya, bu herif bardaydı, bana sırasını verdi, gülümseyip teşekkür ettim. Birşeyler söyledi. Barmen de tercüme etti. Ne mutlu, sıra beklerken manzaram sizsiniz mi ne demiş. Gülümseyip teşekkür ettim. O saatten beri adam heryerde, sabah kahvaltıda tam karşımda çaprazda, sonra havuz da karşımda, öğlen yemeğinde karşımda, yemek alırken ensemde, sabah kahve makinasının orda dayayacak kadar yaklaştı nerdeyse!" dedi.
"Ne o, zevk mi aldın?" dedim. "Baştan korktum, ama şimdi cayır cayır yanıyor amım! Karısı süper güzel, adam bana niye bakar ki?" dedi. "Sen de en az karısı kadar güzelsin yavrum! Eeee, ne olacak şimdi? Adam bir hafta peşinden ayrılmaz, ya bir kuytuda bastırırsa, baksana ilk sabah sıkıştıracakmış!" dedim. "Bilmiyorum, sen ne dersen onu yapacağız. İstersen denize gidelim bugün, hem uzaklaşmış oluruz?" dedi. "Bakalım! Ama tahrik olduysan devam et biraz istersen, hem tatil renklenir!" dedim. "Ciddi misin?" dedi yüzüme bakıp. "Çok ileri gitmeden!" dedim gülerek. "Tamam!" dedi.
Havuza girip biraz yüzdük, tabii şakalaşarak. "Söndü mü biraz ateşin?" dedim amını işaret edip. "Nerdeee! Ancak sokarsan alırsın ateşimi, sikmen lazım!" dedi. "Kim alevlendirdiyse o söndürsün!" dedim gülerek. "Söndürtürsem görürsün!" dedi, güldü. İkimiz de şaka yapıyorduk güya, ama alttan alta da merak, tahrik herşey vardı. Tam o sırada kadın kalkıp sıcak tarzı bir hareketler yaptı kocasına ve havuza atladı. Kadın senkronize yüzmeciydi kesin, suyun içinde kuğu gibiydi. Ağzımız açık ona bakıyorduk. Herhalde dalmışız. Sonra kendime gelip, şezlongta bira yudumlayan adama kaydı gözüm. Adam gülümsüyor, bir karısına, bir Ebru'ya bakıyordu. Ama eli ile şortunu düzeltir gibi bir hareket yaptı. Ebru herhalde havuzu ısıtmıştı ateşiyle.
Havuz Bar'ın arkasında alt kata inen merdivenler vardı. Alt katta kadın ve erkek tuvaletleri ve geniş bir alanda ilave şezlong ve sandalyelerin üstüste yığıldığı depolama alanı vardı. Ebru'ya, "Bar'ın ordaki tuvaletlere git bakalım, gelecek mi adam, hem gelirken de bize bira al bardan!" dedim. "Başımıza iş açacağız bak!" dedi. "Birşey olmaz!" dedim.
Ebru çıktı havuzdan, biraz kurulanıp tuvaletlere doğru gitti. 30 saniye sonra adam da peşinden. Bu arada ben de kadını izliyordum, aval aval havuzun ortasında dikilip kalmıştım. Kadın tek damla su sıçratmadan yanımdan geçerken, bana bakıp gülümsedi ve kırık bir Türkçeyle, "Pardon, birşey mi oldu?" dedi. Bir an gülümsedim, "Yok, sanki olimpiyatlarda senkronize yüzme seyrediyorum, yüzmüyor adeta suda dans ediyorsunuz!" dedim. "Teşekkür ederim, gençliğimde yapmıştım o sporu, ordan kalma!" dedi. "Yani halen sporun içindesiniz, çünkü daha çok gençsiniz!" dedim. "Oooo, kadınlarla konuşmayı biliyorsunuz!" dedi.
Ben de, "Aslında suda olmasak elimin ayağımın titrediğini görürdünüz!" dedim. "Neden ki?" dedi. "Hayranlıktan!" dedim. "Ay teşekkür ederim, ben Olga!" dedi suda elini uzatıp. "Ben de Furkan!" dedim. "Sizin de yanınızda hayran olunacak kadar güzel bayanlar var, kim onlar?" dedi. "Karım ve baldızım!" dedim. "Baldız baldan tatlı mı, siz Türkler öyle diyorsunuz ya! Havuzdaki hareketlerden onu anladım da!" dedi gülerek. Gülümsedim cevapsız.
Olga, "Türkçeyi nerde öğrendin diyeceksiniz, klasik soru. Kocam Boris Ankara'da resmi görevli 4 yıldır!" dedi. "Ya siz?" dedim. "Ben de çevirmenlik, tercüme, kendimce birşeyler yapıyorum vakit geçsin diye!" dedi. "Ne kadar buradasınız?" derken elinde biralarla önce Ebru geldi, ardından da Boris. Olga, "Tanıştıralım, hem daha çok sohbet etme şansımız olur, böyle güzel konuşan bir adamla daha çok sohbet isterim. (muzipçe gülümseyip) Yarım saat sonra olur mu?" dedi. "Karıma bakayım, odaya gitmişti, sonra birşeyler içeriz hep beraber!" dedim. "Peki!" dedi. Ben havuzdan çıktım, Ebru, "Yürü odaya gidelim!" dedi. Biradan bir fırt aldım. Herşeyi bırakıp villalara doğru yürümeye başladık. Tam o sırada Boris'e baktım, bıyık altından gülümsüyor derler, ya tam da öyleydi bakışları.
Yolda Ebru anlattı. "Tuvalete girdim çıktım, biri elimi tuttu çekti beni, ben sen sandım bir an, sonra bu adammış! O sandalyelerin olduğu yer var ya, labirent gibi, arasına yürüttü, ne diyeceğimi bilemedim, direk dudaklarıma yapıştı, bana Türkçe çok güzelsin dedi. O kadar seri hareket ediyordu ki, dili dilimi resmen sikti, elini bacaklarıma attı ve bikinimin içinden kalçalarımı sıkmaya yoğurmaya başladı. Elim otomatikman şortuna gitti. Önce şortun üstünden okşadım, sonra da elime aldım. O an parmakları içime girdi. Bir sesler oldu, yakalanacağız diye elinden kurtulup Bar'a geldim. Biraları almış gelirken iki adım arkamdan gelip, Tadın damağımda dedi. İçimden bir ses cevap ver dedi. Benim de dedim adama!" dedi.
Ebru, "Yanıyorum, sikilmek istiyorum Furkan!" dedi. "Sen geç villana, ben iki dakika benimkine bakıp garantiye alayım!" dedim. Villaya girdim, karım perdeleri kapamış yatıyordu. "Nasıl oldun?" dedim. "Kötü!" dedi. "Ağrı kesici al!" dedim. "O da adeti düzensizleştiriyor biliyorsun, sonra 20 gün parça parça 2 gün çekecğim! Aşkım sen git eğlenmene bak, uyumak istiyorum!" dedi. Çıktım, Ebru'nun villasına gittim. Ebru yatağa yatmış çırılçıplak, bir eli amında, diğer eli göğüslerini sıkıyor, gözler kısık, "Gel ne olur, gel sok artık!" dedi...
Derin bir, "Ohhhh!" çekti daha kafası girince. Birkaç kez gidip geldim, "Oh oh oh oh!" diye klasik Ebru orgazmı başladı. "Çok doldum, yürürken yolda sokacaktım elimi amıma, ohhhh sik aşkım, sikkk!" diyor, kalçalarını ittirip beni kendine çekiyordu. "Şimdi seni Boris sikse daha iyi olurdu sanırım!" dedim. "Boris mi, adını nerden öğrendin?" dedi. "Karısı da Olga!" dedim. "Ohhhhh, sikişecek miyiz Olga ve Boris'le?" dedi. "Sikişelim mi?" dedim. "Eveeeet!" diye tekrar tekrar orgazm olmaya başladı. Halen azgındı ama...
"Olga bizi tanıştırmaya ve birşeyler içmeye çağırdı!" dedim. "Bekletmeyelim o zaman! Hadi aşkım boşalt döllerini heryerime, sonra da gidip daha çok tahrik olalım, ohhhhhh, sik amcığımı, ağzıma yüzüme boşalt, aşkımmm ohhhh, hadi Boris beklemesin!" dedi. "Verecek misin mi yavrum Boris'e?" dedim. "Vereceğimmm!" dedi. "Ohhhh, ben de Olga'yı sikeceğim!" dedim. "Sik aşkım, hem de ben sikilirken yanımda sikkkk, ohhhh, aşkımmmm, çok istiyorum o kabuklu yarağı yemek, elime alınca kimse gelmese domalıp siktirecektim orada!" dedi. "Ohhhh, geliyorum!" dediğimde, kalkıp oturdu önüme, yarağımı ağzına alıp somura somura boşalttı yarağımı...
Havuz başına gittik, Olga hepimizi tanıştırdı. Sikişten dolayı kıpkırmızıydık sanırım, Boris de Olga da sırıtıyorlardı. Havuza girdik biraz vücut ısımız düşsün diye. Ebru biraz daha cüretkar bir bikini giymişti. Gözler birbirine kilitlenmişti, Olga ile ben, Boris ile Ebru. Boris hareket yaptı, bira içelim mi diye. Kafa salladık. Çıkıp kurulanıp peşlerinden Bar'a gittik. Barmen imalı imalı bakıyordu biraları alırken. Olga, "Çabuk geldiniz?" dedi. Ben de, "Ebru'yu Boris hazırlamış zaten!" dedim. Gülüştük sırf. Ebru utanıp gözlerini kaçırdı Boris'ten...
Boris, "Ne yapalım, bizim odaya geçelim mi?" dedi. "Yok, tüm gün ortadan kaybolmak doğru olmaz, çocuklar falan arar, ortalık karışmasın, akşam daha müsait!" dedim. Boris ve Ebru'nun hevesi kırılsa da, Olga lafa girdi, "Furkan doğru söylüyor, Svetlana da var hem, arar odaya gelir falan, mantıklı olalım!" dedi kocasına. Ben de Ebru'ya, "Siz gidip ateşi biraz daha harlayın!" dedim. Boris anlamamıştı sanırım, "Harlamak?" dedi. Ebru, "Gel!" dedi Boris'e, tuvaletlere doğru yürüdü, Boris de 5 metre arkasından. Olga bana bakıp gülümsüyor, "Biz ne zaman harlayacağız?" diyordu. "Gel o zaman!" dedim. Biz de lavabolara yürüdük...
Usulca sandalyelerin arasına girdik. Boris iki parmağını ebrunun amcığına sokmuş, diğer elinin orta parmağı göt deliğinde, Ebru Boris'in yarağını avuçlamış, deliler gibi öpüşüyorlar. Ebru'nun hareketlerinden anladığım kadarıyla Boris'in parmaklarıyla orgazm oluyordu. Sesimizi duyunca göz ucuyla bakıp devam ettiler, tüm otel gelse o an duracak durumda değillerdi zaten. Birkaç metre ötelerine labirentin köşesine doğru geçip, Olga'nın dudaklara yumuldum. Bir elimle göğüslerini sıkarken, diğeriyle götünü avuçlamış okşuyordum. O da elini yarağıma atıp okşamaya başladı.
Bir dakia geçmeden sandalye yığınına Olga'nın ellerini dayayıp, kalçasını geri doğru alıp, arkasında yere çöktüm, amını ve göt deliğini yalamaya başladım. "Uhhhh, buna dayanamam işte, aklımı mı okudun?" dedi fısıltıyla. Sol tarafımızda birkaç metre ötede Ebru diz çökmüş Boris'in yarağını koparırcasına emiyor, Boris de hafif bükülmüş halde Ebru'nun göğüslerini okşuyordu. Sağ tarafımda bir hareket sezinledim, kafamı çevirmeden göz ucuyla baktım, ama Olga'yı yalamaya devam ediyordum. Olga, "Offf, offff, ohhhh!" diye inlerken, 10 metre ötemizde sandalye yığınının arkasında bir gölge gördüm. Ayağa kalkıp yarağımı Olga'nın amına sapladım. Derin bir, "Ohhhhh!" çıktı ikimizden de. Olga, "Dayanamadın mı?" dedi fısıltıyla. "Dayanılır mı bu güzelliğe?" dedim. "Sik o zaman!" dedi...
Hafif kafamı çevirdim, yine göz ucuyla baktım. Temizlikçilerden biriydi, zenci bir kadın. Farkettiğim, aşağısı görünmese de eli hareket ediyordu, bizi seyredip kendine dokunuyordu. Bu arada Boris boşalmış, Ebru yalanıyordu. Şimdi solda 2 seyirci, sağda bir seyirci varken, yarım saat önce tanıştığım Rus karısının amına pompalıyordum. Olga titriyor, orgazm oluyor, kasılıp tekrar salıyordu kendini. Boşalacağımı hissettiğimde yarağımı aniden amından çekip göt deliğine bastırdım. "Ahh!" diye küçük bir çığlık atsa da, flop sesiyle götüne daldım. "Bu muhteşem!"deyip parmaklarını amına atıp tekrar titreyip kasılmaya başladı. İşte o an ılık ılık aktım götünün içine...
Kafamı çevirdim aleni, zenci temizlikçi kadınla gözgöze geldik. Kadın fırlayıp kaçtı. Hepimiz toparlanıp teker teker çıktık labirentten. Ben Ebru'yla bar'a doğru giderken, "Aşkım, Boris yarağını sokmadan parmaklarıyla 3 kez orgazm etti beni!" dedi ve yanağımdan öpüp, "Sen de iyi siktin karıyı!" dedi göz kırparak. Biraları alıp bizim şezlonglara gittik. Boris, "Başlangıcı böyleyse gece çok güzel olacak!" dedi. Gülüşüp sohbet ettik...
Akşam yemeği için hazırlanmaya gittik. Karım uyanmış, ama darmadağın halde yatakta oturuyordu. "Ağrıdan uyuyamadım!" dedi. Duş alıp hazırlanırken oğlumuz geldi, onu da duşa sokup, sonra da giyinmesi için birşeyler çıkardım. "Gelebilecek durumda mısın?" dedim. "Yok!" dedi karım. Restorana gidip yiyecek birşeyler aldım. "Şu ağrı kesiciyi iç!" dedim. "Yok, bu gece dinlenirsem sabaha geçer umarım!" dedi. "Ama aklım sende kalıyor!" dedim. "Yok aşkım, sen git tatili zehir etme, bak ben de üzülürüm!" dedi. Oğlan fırlayıp gitti zaten, ben de çıkıp Ebru'nun kapıyı çaldım.
Onun oğlanlar da gitmiş. Siyah kısa fırfırlı eteği olan boyundan bağlamalı sırtı açık bir elbise giymiş, ayağında rugan topuklu ayakkabıları, sütyensiz göğüsleri. Küçük salınışlarda eteği kaldırıp baktım, siyah bir tanga. Azıcık makyaj yapmış. "Ufff yavrum, Boris'e mi süslendin böyle?" dedim. "İstersen gitmeyelim onların yanına, tüm gece sik beni aşkım!" dedi ama yarım ağızla. "Siktir ordan, amcığın şimdiden suları salmış Boris diye!" dedim götünü avuçlayıp. "Doğru valla!" dedi kırıtıp gülerek. Sonra çantasına uzanıp, "Şunu iç!" dedi. "Ne bu?" dedim. "Zerzevatın ilaçlarından, doktor vermişti, bu gece sana lazım olacak!" dedi. "İhtiyacım yok!" dedim artistçe. "Bence iç, Olga seni mahvedecek!" dedi. Aldım içtim.
Yemek salonuna girince Olga el kaldırdı oturdukları yerden. Yanlarına gidince ikisi de ayağa kalktı. Sanki Ebru ile sözleşmişler, Ebru'nun kıyafetinin sarısı vardı Olga'da da. Ebru gülümseyip bir marka söyledi, Olga da, "Evet, aynı marka!" dedi. Erkekler olarak kalkıp tabak hazırladık. Sonra içecekler geldi. Hepimiz rakı söyledik. Herkes sessiz ama seri biçimde birşeyler atıştırdı, ama sadece birkaç lokma. Rakı bitince kalktık...
Odaları bizim villalarının çaprazındaydı. Villalar tarafına geçip, yürüyüş yoluna girince, Boris Ebru'yu çekip öpmeye, götünü avuçlayıp, sarılarak yürümeye başladı. Bense Olga'nın elini tuttum. Olga diğer eliyle pazumu tutup, başını omzuma koydu ve "Çok incesin!" dedi kulağıma. Odalarına girince birer shot tekila doldurdu Boris, şerefe deyip fondipledik. Boris Ebru'yu kucağına oturttu koltuğa oturup. Olga da beni koltuğa oturtup önümde diz çöktü, fermuarımı açtı ve "Bugün beni tek sikişte defalarca orgazm eden şu yarağı yalamak istiyorum!" dedi. Yarağımı avuçlayıp, "Hımmm!" dedi ve kafasını yalamaya başladı. Diliyle yarağımın ucunda daireler çiziyor, resmen içimi çekiyordu.
Bizimkilere baktım, Boris çoktan, elbisesini bile çıkarmadan koltuğa domalttığı Ebru'nun tangasını kenara çekip, amına köklemişti. Gün içinde iki kez sevişmiş boşalmış ama sikişememişlerdi, sabırları kalmadı diye düşündüm.
Olga'nın yalaması biraz daha sürse ağzına boşalacaktım Olga'nın. Elbisesini çıkardım, sadece ayakkabıları kaldı. Koltuğa sırtımı dayayıp oturdum ve kucağıma aldım. Bacaklarını kırıp oturdu ve eliyle düzeltip yarağımı hizalayıp içine aldı. O kadar yavaş oturup kalkıyor, kalçalarını oynatarak yarağımı kafasına kadar getirip tekrar amına gömüyordu. Ben de dudaklarını, boynunu, göğüslerini öpüyor yalıyordum. Ama öylesine yavaştı ki, sanki ağır çekimdeydik. "Bugün amımdan çıkıp hemen götüme soktun ya yarağını, ben hayatımda öyle bir şeyi ilk kez yaşadım, sanki hem götümden hem amımdan orgazm oldum, harikasın!" deyip boynuma sarılmış, yüzümü öpüyordu...
Ebru da, "Sik, sik hadi, daha çok sok, dünden beri amımın suları kesilmedi, gözünle siktin, şimdi de yarağınla sik, ohhhh!" diye bağıra bağıra inliyordu. Boris amını sikerken orta parmağını da götüne sokmuş, parmağıyla götünü sikiyordu Ebru'nun. Onlar ne kadar erotizmdeyse, biz de o kadar romantizmdeydik. Ebru'nun sesi kaplıyordu odayı, "Oh oh oh oh!" diye. Boris de dayanamayıp boşaldı. Bense, Ebru'nun verdiği haptan mı, ortamdan mı, ben daha yeni başlıyorum gibi hissediyordum...
Olga bana birden, "Şimdi!" deyip kalktı, amından çıkan yarağımı tutarak götüne soktu ve "Bak yine oluyor!" diyerek, bu kez çok daha hızlı oturup kalkıyor, "Offff, Furkannn, offf!" diyordu. Kafamı çevirdim, Ebru ile Boris koltuğa yıkılmış halde bize bakıp, Olga'nın delirmesini seyrediyorlardı. İki elimle kalçalarını tokatlarken, Olga götündeki yarağımla dansöz gibi kıvırıyor, iki eliyle çektiği kafamı göğüslerine bastırıyordu.
Sanki kısacık gibi gelse de, bir saatten fazla olmuştu odaya gireli. Daha dayanırdım da, iyice yavaşlayan Olga'nın hareketlerinden sonra ben de bıraktım kendimi ve götünün içine boşaldım.
[Furkan]
100 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (6) (Furkan 31 Y., Manisa)
Teklifim üzerine 23:15 gibi odadan çıkıp Bar'a gittik. Biraz ortada görünüp, çocukları toparlayıp, sonra yine buluşacaktık. Çocukları alıp zorla odalara götürdük. Oğlumu yatırdım, karıma baktım yatakta uzanıyordu. "Uyuyabildin mi?" dedim. "Uyumuşum biraz." dedi. "Kalk bir ılık duş al, iyi gelir!" dedim. "Siz ne yaptınız?" dedi. "Ebru Rus bir kadınla tanışmış, onlar animasyon izlemeye gitti, biz de adamla Bar'da oturup hem konuştuk hem içtik, oğlanı yatırıp sana bakmaya geldim. Bu gece disko gecesi varmış, Boris'le Bar'da içip milletin dans edişiyle dalga geçeceğiz!" dedim. "Nasıl anlaştınız?" dedi. "4 yıldır Türkiye'de çalışıyormuş, Türk gibi zaten!" dedim. "İyi bari!" dedi. Duşa girdi.
Duştan çıkınca, "İyi geldi sıcak su, kasıklarıma tuttum!" dedi. Yatağa uzandı, "Hadi git, başımı bekleme!" dedi. "Tamam, iyi geceler!" dedim. Ebru'ya baktım odası karanlık. Aradım, nefes nefese açtı telefonu, "Boris'le plajdayız, Olga seni odada bekliyormuş, biz de geleceğiz birazdan, ama cam kapıdan gidecekmişsin!" dedi. Sabredememiş orospu dedim içimden.
Olgaların villaya arkadaki sürgülü kapıdan gittim. Loş ışıkta, çok güzel kırmızı kısa bir gecelik giymiş. "Nerde kaldın Furkancığım!" diye karşıladı. "Boris'le Ebru dayanamamış?" dedim. "Evet, bir şişe şarap alıp gittiler, çıplak denize girip sikişeceklermiş! Sen ne içersin?" dedi. "Amının suyunu!" dedim. Gülerek, "Ne kadar istersen!" dedi. Yatağa uzandım, gelip yatak başına tutundu, bilekten bağlamalı yüksek topuklu ayakkabıları ile, ağzıma çömeldi. Biraz aşağı kayıp amını dudaklarımın arasına aldım. Ben yaladıkça amını daha çok bastırıyor, dizleri titriyor, yatak başını sökecekmiş gibi oynatıyordu...
En son bacakalarında derman kalmayıp dizlerinin üzerine çöktü. Bense halen amını yalıyor, parmağımı göt deliğine sokuyordum. Burnumdan zor nefes alıyordum, bu da başımın dönmesine neden oluyordu. Ben amını öyle emerken uzanıp bir sigara yaktı, diğer eline de bira bardağını aldı. "Ohhhhhhh!" diye inliyor, sonra bir sigaradan bir biradan çekiyordu. Bu bana inanılmaz tahrik edici geldi, belinden tutup kaldırıp yarağıma oturttum. Sigarayı ağzıma tuttu, sonra da biradan biraz ağzıma dökmeye çalıştı, ama kucağımda hopladığı için bira ağzımdan çok yatağa döküldü. Kucağımda hopluyor, "Ohhh, Furkan tatilimi şenlendirdin, teşekkür ederim!" diye inliyor, arkasına attığı eliyle taşaklarımla oynuyordu. Ebru'nun hap çok sağlamdı, dakikalarca hoplattım kucağımda. En sonunda, Olga, "Yeteerrrrr, aşkım biraz mola verelim!" dedi.
Dolaptan 2 bira çıkarıp açtı, 2 shot votka doldurdu. "Sabah Boris sizi işaret edip, Ebru'ya akşamdan beri asıldığını söylediğinde sana baktım, ilk anda ateşler bindi!" dedi. Güldüm, "Ateşler bastı!" dedim. "Evet ateşler bastı! Kalkıp havuza girdim ve senin beni seyretmeye başladığın anda orgazmlar başlamıştı! Tatil bitince aklımdan çıkmayacaksın, bir uçak bileti ne olacak ki? Daha önce de yaşadık biz bunu Ankara'da, ama adam çok rahatsız etti, her gün aradı, tek görüşmek istedi hep, ben de engelledim, Boris de uzaklaştırdı zaten!" dedi...
Boşalmadığım için yarağım kazık gibiydi. Elini atıp okşayarak, "Hiç inmez mi bu?" dedi. "Kaldıran bu kadar güzel olunca inmez!" dedim. Eğilip ağzına aldı emmeye başladı. Biraz yaladıktan sonra gidip yatağın kenarına indi, boy aynasının karşısına geçip yatağa ellerini koyup, "Gel!" dedi. Götünden sikmemi istiyordu. İkiletmeden kalkıp sikmeye başladım götünü. Kendi kendime, Bu ilacın adını almam lazım dedim, en az 15 dakikadır götünden sikmeme rağmen boşalamıyordum. Yorulmuştum. Olga'nın da sırtı ter içindeydi klimaya rağmen...
Tam o sırada cam kapı açıldı, Ebru ile Boris içeri girdi. Ebru biraz yalpalıyor ve yarı korkmuş, yarı baygın gözlerle bakıyor, Boris onu koltuk altından desteklemese düşecek gibiydi. Olga ile sikişi bırakıp, ne olduğunu sorduk. Boris tüm soğukkanlılığıyla, "Üç tane serseri geldi az ilerde kayalıkların arasında çıplak yüzüp sevişirken, dikkatim öyle dağılmış ki, kıyıya çıkınca orda beklediklerini farkedemedim..." deyince, Olga, "Neden durdurmadın onları, sen Spetsnaz'sın?" dedi. "O ne demek?" dedim. "Bir çeşit özel asker!" dedi. Benim anladığım bizim bordo bereliler gibi birşeydi herhalde.
Boris, "Onlara zarar vermeden durdurma şansım yoktu, birinde tabanca, birinde bıçak vardı. Canlarını yakardım, ama sonra etraftan duyulup polis gelecekti. Hadi ben durumu Moskova'ya açıklarım da, Ebru olanları nasıl açıklayacak?" dedi. Haklıydı. Boris Ebru'dan özür diledi. Ebru'yu aldım. Villasına götürdüm. Her tarafı döl olmuştu. Ağzı, yüzü, saçları, göğüsleri, amı ve götü, parmaklarının arasında bile kurumuş döller vardı. Banyoya sokup güzelce duş aldırdım. Sonra da bornoza sarıp yatağa uzattım.
Saçlarını okşarken gözlerime bakıyordu. "Kızmadın değil mi?" dedi. "Kızmadım, senin suçun değil!" dedim. "Biraz benim suçum! Ben de azdırıcı bitkisel bir ilaç aldım bu akşam, ondan seni beklemeden gidip Boris'i aldım odalarından. Hep denizde sevişme fantazim vardı, onu yapmak istedim. Ama biz giderken adamlar bira içiyordu sahilde. Boris kalçalarımı sıkıyordu, onların önünden geçerken elini omzuma koydu, ama eteğim köşeden tangamın içindeydi, yani götüm görünüyordu ve bu beni tahrik etti, sikecek gibi baktıklarına emindim. Sonra da geldiler işte..." dedi.
"İyi oldu mu bari?" dedim gülerek. "Hepsi ikişer kez boşaldı, en sonda da tost yaptılar. Ama gecenin finalini seninle yapabilmek için Boris'e perişan olmuş numarası yaptım. Şimdi onların siktiği her delikten bir kez de sen sikeceksin aşkım!" dedi. Ebru'nun amını, ağzını, götünü siktim, en son yüzüne boşaldım. Sonra da beraber duş aldık sessizce. Gece 03:30'da ancak odamıza geçtim. Uyudum...
Sabah 10:30'da uyandım. Karımı havuz Bar'da Olga ile kahve içerken buldum. "Tanıştınız mı?" dedim. "Evet!" dediler. Olga, "Ebru hanım nasıl, gece biraz fenaydı?" dedi. Olga'ya, "İyi sanırım, gece odasına bıraktım, alkol çarptı sanırım, gelir birazdan, bakmadım. Ben kahvaltıya geç kaldım, açım, müsadenizle!" dedim. Karım, "Ben de bir Ebru'ya bakayım!" dedi. Olga, "Tamam!" dedi, ama telefonunu eline aldı. Karım, "Ne oldu ki Ebru'ya?" dedi. Ben de, "Akşam yemekten sonra sarhoş olmuş Olga ile içerlerken, ben de odasının önüne kadar götürdüm!" dedim. Ben kahvaltı salonuna giderken, karım da Ebru'ya doğru gitti...
20 dakika sonra ben havuz Bar'da kahvemi yudumlarken, Olga ve Boris'le beraber karım da geldi. "Nasıl Ebru?" dedim. Karım, "Kadın battaniyeye sarılı, kıpkırmızı suratla açtı kapıyı, biraz daha uyuyayım öğlene toparlarım dedi, saç baş darma duman, çok çarpmış alkol!" dedi. Karıma, (Bence alkol değil, az önce sen geliyorsun diye mesaj alıp arka kapıdan sıvışan Boris çarpmıştır!) diyemedim. Olga ile Boris, "Vah vah!" derken bıyık altından gülüyorlardı...
Öğlen yemekten sonra karım, "Benim ağrım başladı, gidip uzanayım biraz!" deyip odaya gitti. Ben Olga'yı alıp onlara geçtim. Boris Ebru'ya bakmaya gitti...
Saat 15:30 gibi havuz başına döndüğümüzde, Boris ile Ebru Bar'da bira içiyordu. Bende akşamki hapın etkisi geçmemişti daha, Ebru'nun kulağına, "Bu ilaç neymiş böyle, bana bundan bir kutu ayarla!" dedim. O da kulağıma eğilip, "Bir kutuyla tüm Manisa'yı elden geçirirsin! Cevat bununla bile bir kez zor yapıyor!" dedi...
Akşam yemeğinden önce yarım saat kaçtık, Ebru'yu odalarında siktim, bu kez duşun altında. Akşam yemeğine karım da geldi. Yemekten sonra 1 bira içti. Zaten iki gündür hastalığın yıprattığı bedeni biraya dayanamadı, 22:00 gibi odaya geçmek için izin istedi. "Geleyim!" dedim, "Yok, sen keyfine bak!" dedi. Ulan benim hatun bu kadar rahat bırakmazdı beni, demek ki çok canı yanıyor diye düşündüm. Yarım saat sonra Boris masadaki birasını kafaya dikip, "Kızlar ben yarım saat kaybolacağım, gelirim!" dedi. Olga, "Sen de git Furkan!" dedi. Takıldım Boris'in peşine, "Nereye?" dedim. "Sessizce gel, karışma!" dedi.
Sahile gittik. Biraz ilerde 4 kişi ateş yakmış, alkol alıyordu. Boris onlara doğru yürüdü. Adamlardan biri, "Ne o lan pezevenk, bu akşam da ibne mi siktireceksin bize?" deyip beni işaret etti. Biri ayağa kalkıp elini beline attı. Diğeri de oturdukları yerden bir bıçak aldı. Diğer ikisi de nerden çıktığını anlamadığım birer sopa aldılar. Boris hızlanıp adamların arasına daldı. Sadece kırılan kemik sesleri ve adamların teker teker boş çuval gibi yere düşüşünü gördüm. Tüm olay 1 dakika bile sürmedi. Bir de nasıl yaptı bilmiyorum, hiçbirinden çıt çıkmadı ve hepsi yalvaran gözlerle bakmalarına rağmen kıpırdayamıyor, konuşamıyor, felç olmuş gibi yatıyordu. Hele o elini beline atıp silah çekmeye çalışanın eli, bilekten komple ters dönmüş, havaya bakıyordu. Boris bana, "Hadi gidelim!" dedi.
Yarım saat kadar sonra sahilde ambulans ve polis siren ve ışıkları birbirine karışıyordu. Olga Boris'e, "Yaptın mı yapacağını?" dedi. Boris gülümsedi. Ebru soran gözlerle bana baktı. "Sonra!" dedim. O gece erken dağıldık. Karım huylanmasın dedim ben, ama içeri gidince onu uyurken buldum. Ben girince uyandı. "Erken geldin?" dedi. "Senle hiç ilgilenemedim, onun için erken geldim bu gece!" dedim. "Git sen, git eğlen!" dedi. Oğlan gelip yatmıştı zaten odasında.
"Peki!" dedim. Çıkıp Ebru'ya yazdım, "Hadi Olga'lara gidelim!" diye. Onların odaya gidip camı tıklattık. Olga açtı. Boris'i memleketinden tatile gelen arkadaşı aramış tesadüfen, merkeze gitmiş onunla buluşmaya. Olga, "Gelsenize!" dedi. Girdik. Votkalar su gibi akmaya başladı. Biz Ebru ile votkaya alışkın olmadığımız için, kafamız iyi olmaya başlamıştı. Üçlü koltukta yanyana oturuyorduk, otomatikman ben ortadaydım. Ellerim vücutlarını dolaşıyordu. İkisinde de ince penye kısa elbiseler vardı. İkisinin de amcıklarını parmaklamaya başladım. Onlar da yarağımı çıkardı şortumdan, Olga eğilip ağzına alırken, ben de elimi sırtında atıp, arkadan amcığına işaret parmağımı götüne de başparmağımı soktum. Aynı şeyi Ebru da yapınca, ona da diğer elimin parmaklarını taktım. Şimdi yanlardan yarağımı yalıyorlar, kafasına gelince de öpüşmeye başlıyorlardı.
Ayağa kalkıp birbirlerinin kıyafetlerini çıkarıp elele yatağa geçtiler. Yatakta dizlerinin üzerinde dudaklardan boyna geçiyor, sonra birbirlerinin göğüslerini okşayıp emiyorlar, tam karşımda lezbiyen show yapıyorlardı. Az sonra 69 olmuş birbirlerini yalarken, benim de elim yarağımda 31 çekiyordum. Birer shot daha votka doldurup yatağa servis yaptım. İkisi de tuhaf tuhaf bakarken amcıklarına doğru döktüm kadehin bir tanesini. Buz gibi votka amcıklarına değdiğinde ikisi de irkildi. Sonra ikisi de yalamaya devam etti. Aynı hareketleri yapıyor, hem birbirlerini yalarken hem de orta parmaklarını birbirlerinin götüne sokmuş piston gibi sikiyorlardı götlerini. İnliyorlar, kasılıyorlar, Ohlar Ahlar havada uçuyordu. Neredeyse aynı anda orgazm olup yığıldılar yatağa...
Biraz kendilerine gelince, ikisini yanyana domaltıp, birinin amcığına parmaklarımı, diğerine yarağımı gömdüm. Dakikada bir değişerek siktim ve ikisinin de kalçalarına eşit paylaştırdım döllerimi.
02:45'de çıktık. Ebru, "Sahi, bu akşam sahilde ne oldu?" dedi. Güldüm, "Hani yumurta kırarsın ya sabah kahvaltısı için, diyelim 4 tane yumurta, kaç dakika sürer kırmak?" dedim. "Belki 1-2 dakika!" dedi. Boris dört kişinin kafasını senin 4 yumurta kırdığın zamandan daha kısa zamanda kırdı!" dedim. "Vayyyy!" dedi.
Odaya gittiğimde karım uyuyordu. Telefonuma baktım, gerçi kimse aramasa da şarja takayım dedim. Ama dikkatimi çeken şey, karımın telefonu 3 gündür hep şarjdaydı. Kafa zaten bir milyon, bir süredir değiştirmek istiyordu telefonunu, herhalde şarj tutmuyordu. Yattım leş gibi, uyumuşum.
[Furkan]
57 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (7) (Furkan 31 Y., Manisa)
Tatilin 4. günü sabahı kahvaltıdan sonra havuzda yüzdüm, karım yine odada kaldı. Bara gittim, her zamanki barmen yoktu, stajyer biri vardı. Tuvalete gidip dönüşte soda alayım dedim. Aşağı indim. Tuvaletten çıktığımda, inleme ile nefes alıp verme arası bir ses duydum. Sandalye labirentine usulca girdim. Benim Olga'yı siktiğim yere 5 metre kala durdum, loş ışıkta etrafa baktım, aynı yerde o günkü zenci temizlikçi kadın domalmış, barmen arkadan amına sokmuş gidip geliyordu. Kadının kafası benden tarafayken, barmen önündeki kalça ve amcığa odaklanmış, gidip geliyordu. O an ne kadar dikkat etsem de kadın beni gördü, ama kaçmadı, geçen gün onun beni seyrettiği gibi ben de onun sikişmesini izledim. Elimle okey işareti yaptım, gülümsedi bembeyaz dişleri ile. Barmen ise kendi derdinde, bir an önce boşalma sevdasındaydı. O an sandalyeye çarptım, barmen korkmuştu, toparlanmadı bile hemen diğer kapıdan kaçtı.
İki adımda zencinin yanına gittim ve "Yarım kaldın!" deyip elimi amına attım. "Please, lütfen!" dedi. Ben de, "Akşam şu numaralı villaya gel, saat 23:00'de!" dedim. "Neden?" dedi toparlanırken. "Hem para kazanırsın, hem bundan kimsenin haberi olmaz, işini kaybetmezsin!" dedim. "Ben fahişe değilim!" dedi sertçe. "Öyle demedim, sen gel!" dedim. Dönüp çıktım. Gün içinde 2 kez daha karşılaştık. Bir defasında, "İsmin ne?" dedim. Etrafa bakınıp, "Aishe!" dedi. Nijeryalıymış, öğrenci değişimle otelcilik okumuş. O gün akşama dek ne seviştik, ne de içtik, sessiz kontrat sanki, detoks yaptık.
Gece saat 22:30'da ekiple buluştuk, "Size sürprizim var!" dedim. Merak ettiler, ama söylemedim. Onların odaya geçtiğimizde votkaları içerken saat 23:00 oldu, ama Aishe'nin gelip gelmeyeceğinden emin değildim. 5 dakika sonra cam tıkırdadı. Açtım, Aishe, içeri aldım. Ekiple tanıştırdım. Aishe, "Gördüm sizi daha ilk günden!" dedi. Aslında tuvalete girerken beni gördüğünü, çıkışımda bilerek ses çıkardığını anlattı. Olayın en başından beri en girişken olanımız Boris'ti. Sanırım o da benim gibi hiç zenci sikmemişti ve bu hayaliymiş gibi Aishe'yi ayağa kaldırdı. Galiba yerel kıyafetlerinden biriydi üzerindeki, boynundan bağlı, rengarenk. Çözdüğünde, koca bir çarşafı andıran elbiseyi ayaklarına düşürdü.
Hepimiz birlikte Aishe'nin çevresini sardık. Kadınlar birer birer göğüslerini öperken, ben yere çökmüş amcığını dilliyor, kalçalarını avuçluyor, Boris ise dudaklarını koparırcasına öpüyordu. Aishe'nin ayakları yerden kesiliyor, aldığı zevkten başı dönüyor, tutmasak düşecek gibi oluyordu. 5 Dakika sonra yatakta yatan Aishe'nin amını emen Olga bana domalmış, ben amcığına sokmuşken, Boris Aishenin ağzına vermiş, Ebru da Boris'e amcığını yalatıyordu.
Boris ilk siken oldu Aishe'yi, ben karısını sikmekle meşgulken. Sonra ben Aishe'yi götünden sikerken Olga ise Ebru'nun amını parmaklarıyla sikiyor, amını ve götünü emiyordu. Kadınları hem amdan hem götten birer kez siktik o gece. Sabaha karşı 03:00 gibi Ebru ile birlikte odalarından çıktığımızda, takati kalmamış Aishe, Boris ve Olga'nın arasında kıvrılmış uyuyordu...
Tatil sonuna dek her akşam aynı şeyler yaşandı, hatta son gece barmen de aramıza katıldı 6 kişi olduk. Dönüşte karımı ve oğlumu memlekete bıraktık. Standart her yaz kış yaptığımız gibi bir hafta sonra karımı ve oğlumu almaya gittim. Karımda bir tuhaflık vardı. Bana, "Biraz dışarı çıkalım!" dedi. Gidip bir kafeye oturduk. Karım özellikle kuytu bir köşe seçmişti. "Ne oluyor?" dedim. Karım, "İyi kötü 10 yıl geçirdik beraber, ama artık farkındaysan olmuyor!" dedi. "Bu ne demek?" dedim. Karım, "Boşanmak istiyorum!" dedi. Evet aslında severek evlenmiştik, ama sonrasında aşk alışkanlığa dönmüş, son bir yıldır sanki ikimiz de birbirimize yük oluyor gibiydik...
"Ne oldu?" dedim. Karım, "15 tatilde buraya geldiğimde üniversiteden bir arkadaşımla karşılaştım. Oturup bir kahve içtik, o evlenip ayrılmış. Sadece eski okul anıları olarak başladı sohbet, ama sonrasında telefon trafiği başladı. Önce mesaj, sonra konuşma, derken senin de Ebru ile yakınlaşmanı görüyordum. 5 aydır konuşuyor yazışıyoruz. Şimdi bir haftadır burdayım ve hergün buluşup, akşama dek konuşuyoruz..." dedi.
Sanki onca haltı yiyen ben değilmişim gibi, karıma, "Aldatmadın değil mi?" dedim. "Hayır! Sana ve kendime o saygısızlığı yapmam. Tayin istedim zaten buraya, bakanlıkta tanıdığı varmış ayarlandı, yaz sonunda burada başlayacağım!" dedi.
Bunu bu kadar sakin karşılamama ben bile şaşırdım. Oğlumuzun kiminle kalacağını konuştuk. Evi konuştuk, zaten 6 taksit ödemiştik. Kredi borcu duruyordu ve satsam ancak krediyi kapatırdım. Herhangi bir şey istemediğini söyledi ve anlaşmalı boşanmaya karar verdik. Oğlumuza nasıl açıklayacağımızı bilemedik. Dilekçemizi hazırlamıştı, imzasını bile atmış. Adli tatil bitiminde tek celsede boşandık. Oğlumuz üzülse de, her tatilde benimle olacaktı, bazen hafta sonları da, çok olgun karşıladı. Karım, pardon eski karım eşyalardan da almadı...
Ebru buna üzülmüş görünse de içten içe seviniyordu. Bu arada Hatice yaz boyunca hemen hemen her hafta bir kez geldi. Bazen akşamları gelip kaldı... Olga da bir kez uçakla geldi, Cumartesi günü akşama dek aşk yuvamızda Ebru ve benimle oldu, akşam geç vakit Ebru evine gidince de, Olga ile sabaha kadar beraber uyuduk! Boris'in niye gelmediğini sorduğumuzda, onun Aishe için Antalya'ya gittiğini, kendisininse oraya değil bize gelmek istediğini anlattı. Pazar günü havaalanına bıraktım Olga'yı...
Kış gelince sorunlar çıkmaya başladı. Evi satmayıp krediyi ödemeye çalışıyor, oğlana para yolluyor ve kendi geçimimi sağlamaya çalışıyordum. Bu arada Ebru'nun karşı çıkmalarına rağmen, Cevat bahçe içinde bir dubleks ev almış, oraya taşınma planları başlamıştı. Herkesin kendi derdi vardı.
Ebru'nun dükkana gittim bir gün, moralim bozuktu. "Erken çıkabilir misin?" dedim. "Olur!" dedi. Çıkıp birkaç bira alıp piknik alanına sürdüm arabayı. İkimiz de düşünceliydik. Ebru, "Biz taşınacağız, yani senin dairenin avantajı bitecek, senin orayı kiraya ver, gelen kirayı ben de takviyelerim krediyi ödersin. Aşk yuvamızı derleyip toplayalım, sen oraya taşın, nasıl olsa kirasını veriyorum ben zaten!" dedi. 3-4 gün içinde evi boşaltıp, evdeki eşyalarla boyayıp badana yapıp eski eşyaları attığımız aşk yuvamıza taşındım. Bundan en çok Hatice memnun oldu. Ama halen Ebru'nun Hatice'den haberi yoktu...
Aralık ayıydı, kar yağıyordu. Ebru aradı, "Cevat abin seni çağırıyor, kış bahçesinde karda mangal yakıp sucuk yapacakmışsınız!" dedi. Mangalı yakıp masaya oturduğumuzda Cevat konuşmaya başladı. "Bizim oğlanlar... (içeriden sesleri geliyordu. Biri odasında kulaklıkları takmış sağında arkanda diye bir silahlı oyun oynuyorken (E-sporcu olacakmış), diğeri Bas gitarıyla kendince beste yapıyordu (müzik yapmak istiyormuş), Bizim oğlanların akılları bir karış havada! Ebru ile konuştuk. Ben artık işlere yetişemiyorum. İşi sana öğreteyim, ben kenara çekileyim. Hatta ileride sana küçük ortaklık bile verebilirim başarılı olursan. Benimle çalışır mısın?" dedi. O günkü maaşımın tam iki katı bir rakamı da, "Bu da maaşın, altına da şirket arabası veririz. Sat arabanı, evin kredisini kapat. Sen bize iyi bir dost oldun, iyi de bir ortak olursun!" dedi. (Zaten karını ortak kullanıyoruz! diyesim geldi).
Kabul etmemek aptallık olurdu. Ertesi gün SGK ile vs. uğraştım. 11 yıllık kıdem tazminatım da iyi para tuttu. Arabamı da satıp evin kredisini de kapattım, elimde kalanı da bankaya yatırdım. Haftanın neredeyse her akşamı Hatice, ya oğlan yatınca, ya da alış veriş bahanesiyle bana iniyor, sikişip gidiyordu. Öyle bir hal aldı ki, çöp dökmeye çıkınca bile uğruyordu, tabii Ebru'nun olduğu akşamlar hariç.
Bir gün Hatice erken geldi, saat daha 21:00 falandı. Yüzü gergin ve ağlamış gözler şişmişti. Ne olduğunu sordum. "Oğlum... Bu akşam benimle konuşmak istediğini söyledi. Geçen yaz benim buraya geldiğim günlerden bir tanesinde babasını... " dedi (ağlamaya başlayıp) "Kahya ile bizim tarım makinalarını yedek parçalarının durduğu depoda sikişirken yakalamış, çocuk yaz boyu çok sessizdi, babasıyla da oldukça az iletişim kuruyordu, ergenlik tripleri sandık. Uzun uzun araştırmış babasının neden böyle olduğunu... Bu akşam sonradan mı olduğunu sordu. Tüm olayı anlattım. Bana, Peki sen ne yapıyorsun anne dedi. Lise 2'ye gidiyor, artık herşeyi biliyor!" dedi.
"Ne dedin?" diye sordum. Hatice, "Boynumu büktüm! Ama babasını suçlamıyor, bunun hastalık gibi bir şey olduğunu ve tedavisinin olmadığını kabullenmiş, onun da korkusu duyulursa. En sonunda bombayı da patlattı, Furkan abi iyi biri anne dedi. Hadi git, akşamları ben uyuyunca nereye gittiğini biliyorum dedi..." dedi. Son 1 yılda değişen gelişen bunca şey zaman zaman beni şaşırtıyordu, ama Lise 2'ye giden bir çocuktan beklenmeyecek olgunluk da etkilemişti beni...
İşyerinde işler zaten iyi gidiyordu. Bir tane ana tedarikçi ile çalışıyorduk, ama bunu aşmamız gerektiğini söyledim. Üretimde süper akıllı bir Makine mühendisi vardı, daha 26 yaşında, ama İngilizce süper, onun maaşını zamlandırdım. Yeni bir üretim bandını devreye soktuk. İngiltere'den bir firmaya da mal satmaya başladık. Bunlar Cevat'ın o kadar hoşuna gitti ki, fabrikaya hiç gelmez oldu. Müstakil evinin bahçesini ekiyor,biçiyor, kazıyor, havuzu temizleyip, sabahtan bira içmeye başlıyordu...
Ebru bir akşam aşk yubamıza geldiğinde, Ayşe'nin kocasına yakalandığını ve boşandığını, ama sevgilisinin korkup ilişkiyi bitirdiğini anlattı ve "Morali çok bozuk, karşı dairede kaldı o da, çağırsam sakıncası var mı?" diye sordu. Girip çıkarken hiç denk gelmemişti. "Çağır!" dedim. Ayşe geldiğinde ona da bira açtık. Ebru'nun, (Morali çok bozuk!) dediği Ayşe bülbül gibi şakıyordu. Ebru daha benle sevişmeden çağırmıştı Ayşe'yi, kadının da gitmeye niyeti yoktu. Ayşe karşımızda tekli koltukta, biz ikili de oturuyorduk. Ebru'nun omzuna elimi atıp kendime doğru çektim. Belki Ayşe anlar kalkar gider diye, Ebru da yanağımdan öptü.
Aslında Ayşe'nin otelde olanlardan haberi olduğunu tahmin ediyordum, ama ne olursa olsun dedim, Ebru'nun dudaklara yapıştım. Ebru hiç çekinmeden karşılık verdiğinde elimi kalçalarına atıp sıkmaya, diğer elimle de göğüslerini okşamaya başladım. Ebru elini eşofmanımın üzerinden yarağıma attığında kazık gibiydi zaten. Göz ucuyla Ayşe'ye baktım, bira şişesini apış arasına kıstırmış bizi seyrediyordu. Elimi uzatıp, "Gel!" dedim. Kalkıp Ebru'nun arkasına geçti ve boynunu öpmeye başladı. Elini Ebru'nun koltuk altından geçirip göğüslerini okşamaya başladığında, Ebru da elini geriye atıp Ayşe'nin kalçalarını avuçlamıştı...
Ebru Ayşe'yi ayağa kaldırıp soydu ve aramıza yatırdı koltuğa. Ben koltuktan inip amına dilimi gömdüğümde, Ebru da Ayşe'nin göğüslerini emiyordu. Ayşe, "Ohhh, hiç iki dil aynı anda dolaşmamıştı vücudumda, ne güzelmiş bu, hem amım dilleniyor, hem göğüslerim, ohhhhhh!" diye inlemeye başlamıştı bile. Ebru kalkıp dizlerimin arasına yatıp yarağımı emip ıslattı. Bir süre sonra yarağımı tutup Ayşe'nin amına kendi eliyle soktu. Sonra da kalkıp Ayşe'nin ağzına amcığını götürüp koltukta dikildi. Ben Ayşe'yi sikerken, önümde Ayşe Ebru'nun amını dilliyordu. Hafif domalmış haldeki Ebru'nun göt deliği davetkar duruyordu. Orta parmağımı soktum götüne, ikisi de piston gibi çalışırken, kadınlar inlemelerini kontrol edemiyordu. Ayşe orgazm olduktan sonra Ebru'nun götüne sokup, güzelce sikip, döllerimi püskürttüm...
Sigaralarımızı yakınca Ebru anlattı. "Bugün Olga aradı. Konuşurken seni sordu, iyi, Furkan da biliyorsun boşandı, çok sık görüşüyoruz dedim. Sonra Boris ile bizi özlediklerini, bir gün Ankara'ya beklediklerini söyledi. Biz de özledik Furkan'la beraber. Dur bakalım, Ankara'ya gelme işini ayarlamaya çalışalım dedim. Meğer Ayşe kapı ağzındaymış, duymuş konuşulanları, sonra sorunca da ben de anlattım. Aslında ikimizin de grup seksi özlediğinin farkındaydım, Olga gelip gideli bayağı oldu. Ayşe de grup seksi merak ettiğini söyleyince, böyle bir plan yaptık!" dedi. Ben de, "Plana ne gerek vardı, açık açık söyleseydiniz ya :)" dedim.
[Furkan]
59 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (8) (Furkan 31 Y., Manisa)
Ertesi gün Hatice, "Biz bu hafta sonu gitmeyeceğiz, oğlum arkadaşları ile kalacakmış, müsaitsen Cumartesi akşamüzeri çıkıp Pazar akşamı dönmek kaydıyla kısa bir tatil yapalım mı?" dediğinde, "Uzaklaşmak iyi gelir!" dedim. Aslında aklıma Ankara'ya Boris'lere gitmek geldi, ama bunu konuşmadan ne diyeceğini bilemiyordum. Cumartesi akşamüzeri Hatice'nin arabasıyla yola çıktık. "Nereye gidiyoruz?" dedim. "Bursa'ya!" dedi. "Ne yapacağız Bursa'da?" dediğimde anlattı. "Benim lisedeyken bir sınıf arkadaşım vardı, Büşra. Hukuk okudu, Bursa'da görev yapıyor. Seni anlattım, ne zamandır alıp getir diyordu, ona gidiyoruz!" dedi...
Vardık Bursa'ya. Asansörden inip dairesine geldiğimizde, kafamda daha önce canlanan, nemrut, saçlarını topuz yapmış, döpiyes giymiş, kara kuru, çatık kaşlı kadının aksine, Büşra hanım, bukle bukle kıvırcık uzun saçları, omuzlarını açıkta bırakmış kırmızı güllerle bezeli belden büzgülü, önü arkasına göre daha kısa olan, beyaz uzun elbisesi içinde siyah gözlerini ortaya çıkaran bembeyaz tenine sanki ışık saçan gülümsemesi ile karşıladı. Hatice ile sarmaş dolaş oldular. Bana da yine o sıcak tebessümle, "Hoşgeldiniz Furkan bey!" dedi.
Çok şık bir dairede, açık mutfaklı bir yemek odasında, çok güzel bir masa hazırlanmış, mumlar yakılmış, masaya çeşit çeşit mezeler, bardaklar dizilmiş, 5-6 çeşit de alkol şişesi köşede yerini almıştı. Fakat masada 4. bir servis daha açılmış olmasına rağmen başka kimse yoktu. Masaya geçtik. Bunlar hemen servis yapmaya başladılar. Tabağı gösterip, "Beklemeyecek miyiz?" dedim. Büşra, "Çağırsam mı çağırmasam mı karar veremedim..." deyince, Hatice hemen atladı, "Kim?" diye. Büşra, "Yok, öyle ciddi bir birliktelik değil, öyle takılıyoruz işte, o yüzden siz de o da rahat edebilir mi bilmiyorum!" dedi. Hatice, "Çağır, çağır!" diye atladı hemen. Ama benim aklım Büşra'da olduğundan pek sesimi çıkarmadım. Büşra da benim sessiz kalmamı istemediğim anlamında anladı ve aramadı.
Nasıl tanıştığımız gibi detaylardan sonra Büşra, "Teşekkür ederim Furkan, bu güzel kadının uzun yıllardır ilk kez bu kadar mutlu olduğunu gördüm sayende!" dedi. Ben de, "Onun bana yaşattığı mutluluğun yanında hiç kalır!" dedim. Hatice uzanıp yanağımdan öptü. Daha ilk kadehler bitmişti ki, Büşra'nın telefonu çaldı. Büşra açıp, "Arkadaşlarım var... Manisa'dan arkadaşım ve sevgilisi... Tamam gel, tanışırsınız!" dedi.
15 dk sonra onun da hukukçu olduğunu öğrendiğimiz kişi elinde bir şişe şarap ve iki küçük buketle geldi. Birini Hatice'ye birini de Büşra'ya verdi. Kendi kendime (Dallamasın Furkan, elin boş götün yaş geldin!) dedim. "Mert ben!" dedi elini uzatıp. Tanıştık, oturduk. O an Hatice'nin telefon çaldı. "Efendim?" diye açtı. "Hı hı, Büşra'dayız, sorun yok, tamam tamam, onların da sana selamı var!" dedi kapattı. "Ahmet... bize vardınız mı diye soruyor!" dedi. Mert aval aval bakıyordu. Büşra, Mert'e, "Kocası!" dediği anda Mert'in suratındaki ifade, Hatice, Büşra ve benim kahkahalarla gülmemize neden oldu. Mert, "Kocası mı?" dedi. Ben de, "Şanslı adamım!" dedim sadece. Mevzuyu anlatıp ortamın tadını bozmadık hiçbirimiz. Bir ara hanımlar mutfağa geçince, Mert soran gözlerle bana baktı. Parmaklarımla yuvarlak yapıp, "Top!" dedim gülerek. "Haaaa!" dedi o da gülmeye başladı. Sus işareti yaptım...
"Müzikli bir yerlere gidip biraz kurtlarımızı dökelim!" dediler. Çıkıp bir mekana gittik. Onları tanıyorlarmış, bize güzel bir loca verdiler, dans pistine bakan. Sonra hanımlar dans etmek istedi, ben ve Mert kalkmadık. Onlar önümüzde dans ederken, Mert kulağıma eğilip, "Gerçekten çok şanslı adamsın, Hatice çok güzel kadın!" dediğinde, "Valla ben de senin aynını düşündüm, nekbet ters bir kadın beklerken Büşra'ya bak, hayat fışkırıyor!" dedim. "Evet, eğlenilecek kadın!" dedi. Evlenilecek demediği dikkatimi çekti...
Bir ara nerden çıktı anlamadığımız iki kişi bizim hatunlara doğru yanaştı, ama iki dakika içinde birileri adamları alıp kapı dışarı etti. Gece 01:30 gibi hanımlar daha çok, biz de bayağı çakır olup, eve geri döndük. "Biz üzerimizi değişeceğiz!" deyip gittiler. İkisi de kısa saten askılı gecelik giyip geldi. Bize de şort tişört çıkardıklarını söylediler. Bana tam uydu giydiklerim, meğer Hatice dün alıp bavuluna koymuş. Birer kadeh viski konuldu. Hatice alkol sınırını aşmıştı, ikili koltukta otururken kahkahalarla gülüyor, hiç toplanma gereği duymadan tepiniyor, kah öpüyor kah boynuma sarılıyordu. Büşra ise topladığı bacaklarıyla Mert'in oturduğu koltuğun kolçağına tünemiş oturuyor, o da Hatice'ye eşlik ediyordu.
Mert'le birbirimize baktık, olacaklar belliydi. Ben kafamı salladım OK! der gibi, o da aynı hareketi yaptı. Mert kalktı, gelip Hatice'yi elinden tutup kaldırdı, belinden tutup kendine çekip dudaklarını dudaklarına aldı. Ben de aynını Büşra'ya yaptım. Hatice bir an kendini çekip, "Ay durun, ne oluyoruz, biz şimdi grup mu olduk?" deyip kahkahayı bastı. Büşra ise halinden memnun nefessiz öpüşüyordu benimle...
Sonraki geçen bir saatte amlar yalanıyor, yaraklar ağızlarda dolaşıyor. Büşra ile Hatice sürekli aramızda yer değiştiriyordu. Daha sikmeden bir saat oynaştık. Büşra, "Hadi gel bakalım Furkan bey, Hatice'nin neden bu kadar mutlu olduğunu anlayalım!" deyip, yarağımı tutup amcığına sürtmeye başladı. Sonra da ilginç bir hareketle komple yarağımı içine aldı. Beni kendine çekmemiş, kendisi bana doğru gelmişti yattığı yerden, yani o bana soktu amını. Mert çoktan domalttığı Hatice'nin amına gömmüş, Hatice, "Ohhhh ne güzel, ohhhh sikiliyorum, hem sikişenleri seyrediyorum, rüya gibi!" diye inliyordu. Tüm olayı Büşra idare ediyor, ben kalçalarını avuçlamışken kafamı göğüslerine bastırıp emdiriyor, saçlarımdan çekip dudaklarımı kemiriyor, ya da boynumu emiyordu...
Hatice orgazm olmuş, ama Mert halen amında hareket halindeyken, kucağımdaki Büşra'nın oturup kalkışlarından zıplamasından doruğa yaklaştığı anlaşılıyordu. Mert Hatice'yi bırakıp yanımıza geldi. Niyetini anlamıştım, Büşra'nın belinden bastırdım. O hareketsizlikte Mert yarağını götüne dayadı. Büşra yarağı göt deliğinde hissedince bir an kaçmak istedi, ama ben belinden bastırdığım Mert de kalçalarından tuttuğu için kaçamadı. Mert'e bakıp, "Iııhh, yapma!" dedi, ama Mert çoktan yarağının başını sokmuştu bile. Yarağım arkadan giren yarağın yarattığı basınçla daha da daralan amcığında kısıldı. Ben hareketsiz dururken, Mert arkadan pompalamaya başladığında ben de onun geri çektiği anlarda ileri ittiriyor, iki taraflı Büşra'yı kudurtuyorduk...
Büşra, "Ohhhh hiç denememiştim, offfff, ahhhhh, harikasınız, ağzıma da yarak olsa keşke, ohhhhhhh çok güzellllll, Hatice görüyor musun of nasıl sikiyorlar!" diye inliyor, ardı ardına kasılıp orgazm oluyordu. Hatice gelip orta parmağını yarak gibi Büşra'nın ağzına soktuğunda, emmeye çalışıyor, ama aldığı zevkten inlemelerini kontrol edemiyordu. Önce Mert, sonra da ben boşaldım. İki deliğinden de döller akarken Büşra koltuğa devrilip, "Offff, öldürdünüz beni! Hatice yok böyle bir zevk, seni de alsınlar aralarına!" diye konuşup duruyordu. Hatice dudaklarını büküp, "Ben de istiyorum!" dedi şımarık çocuk edasıyla...
Kafalar bayağı yerine gelmeye başlamıştı. Birer kadeh viski daha konuldu. Kadınlar gidip birer duş alıp geldiler. Sonra da bizi duşa gönderdiler. Soğukla ılık arası aldığım duş daha da canlandırdı. Odaya geri döndüğümde, Büşra ile Hatice çıplak ve hazırdı. Yatak odasına geçtik. Bu kez Mert alta yattı, Hatice üzerine çıkıp hazır yarağı amına aldı, yavaş yavaş oturup kalkmaya başladı. Mert avuçladığı memeleri sıkıyor, uçlarıyla oynuyordu. O ara Büşra önümde diz çöküp yarağımı ağzına aldı, bir süre emip iyice ıslattı ve Hatice'nin götüne kendi eliyle dayayıp sokmama yardımcı oldu. Hatice daha rahat almak için Mert'in üzerine kapaklanmış, Mert'in dudaklarını dilini emiyor öpüyordu...
Santim santim içinde kayan yarağım köküne kadar girdi götüne. Ben hareket ettikçe Mert geri çekiyor, ben geri çekince amcık ona kalıyordu. Kafamı çevirdim, Büşra elinde cep telefonu Hatice'nin amcığını ve götünü çekmeye çalışıyor, resmen yerlerde sürünüp uygun açıyı bulmaya çalışıyordu. Hatice, "Bu çok güzel, ohhh çok güzel, ohhh nasıl bir zevk buuuu!" diye inliyor, "Furkan'ım, ya hep istersem?" diye bağırıyordu. Ben, "İstersen sikeriz yavrum! Mert'le Büşra gelir canın isteyince amını götünü sikeriz!" deyince, "Ohhhh, ohhh!" diye inliyor, vıcık vıcık amcık sularından Mert'in yarağı 'Şlop şlop!' ses çıkarıyordu...
Hatice, "Offff, orgazmlar bitmiyorrrr, Büşra, amım götüm saçlarımın telleri bile orgazm oluyor, ohhhhhh! Offf, yoruldum!" diye inleye inleye durdu ve aramızdan kayıp yıkıldı yatakta. Elimle yarağımı sıvazlayarak Büşra'yı önümde diz çöktürüp ağzına yüzüne göğüslerine fışkırttım döllerimi. Hatice hiçbir şeyden geri kalmak istemiyor gibiydi, doğrulup Mert'in yarağını avuçladı ve "Sen de beni yıka!" dediğinde, Mert boşalmaya başlamıştı heryerine. Herkes pert bir şekilde bir kenara kıvrılıp uyudu...
Sabah, daha doğrusu öğlen uyandığımda Mert'le Hatice halen yataktaydı. Kalktım. Büşra mutfakta, başı ağrıyor olsa gerek, kendine soda limon hazırlıyordu. Önünü kapatmadığı kimono türü kısa bir sabahlık giymişti. Usulca arkadan yanaşıp yarağımı dayadım götüne, ellerimi koltuk altından geçirip göğüslerini avuçladım. "Dur, dur ne yapıyorsun?" deyince, "Başını geçireceğim!" dedim. Gülm eye başladı. Dediğimi yaptım, mutfak tezgahına domaltıp güzelce siktim. İkimiz de boşaldığımızda, kendi sesimizden duymadığımız sesler geliyordu yatak odasından. "Ohhhh, Mert, harika, çok iyi geldi bu sabah sabah, ohhhh!" diyen Hatice'nin sesi...
Giyinip dışarda kahvaltıya gittik. Kahvaltı sonrası biz geri dönüş için yola çıktık. İlk yarım saat hiç konuşmadık. Sonunda sordum, "Pişman mısın yoksa?" diye. "Pişman değilim, aksine çok sevdim, ama senin ne düşündüğünü bilemediğim için sustum!" dedi. "Bence de çok güzeldi, hem de uyumlu olduğumuz bir çifte denk geldik!" dedim. "Buna çok sevindim, kahvaltı yaptığımız yerde Büşra ile tuvalete giderken, Furkan ve Mert hakkımızda ne düşünüyor acaba diye konuştuk!" dedi. "Büşra tecrübeli gibi geldi?" dedim. "Yok, o da ilk kez yapmış! Hatta biz ilk dışarıdan gelip sarhoşlama o gecelikleri giydik ya, o zaman ben, bu kıyafetle yanlarına gidersek odalara bile götürmeden orda sikerler bizi dedim, Buşra da, siksinler kızım, zaten sikilirken seyretmek ve seyredilmek nasıl birşey diye merak ediyordum diye güldü, ama grupseks yoktu olayın içinde!" dedi. Ben de, "Bir dahaki sefere biz onları ağırlayalım!" dedim. "Olur aşkım! Mert de senin kadar iyi sikici, ne zaman isterlerse gelsinler!" dedi...
Hava kararmıştı. Otobandaki tesisleri gösterip, "Çek şuraya, kuytu bir yere yanaş!" dedim. Hatice, "Bu kadar çok am göt sikiş muhabbeti yapınca sen de kudurdun benim gibi değil mi?" dedi. En kuytu kısma park etti. Arka koltuğa geçip pantolonu sıyırdım. Arkası bana dönük kucağıma gelip, yarağımı amına aldı, oturup kalkmaya başladı. "Ohhh, acaba bizi seyredenler var mıdır, ohhh, Furkanımmm!" diye diye, hem kendisi orgazm oldu, hem beni boşalttı.
[Furkan]
62 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (9) (Furkan 31 Y., Manisa)
Pazar gecesi sabaha karşı telefon çaldı. Ebru, "Cevat'a birşeyler oldu, ambulans çağırdım, hastaneye gidiyoruz!" dedi. Hastaneye gittiğimde öğrendik. Yüksek tansiyondan beyin kanaması geçirdiği söylendi. Sonraki 15 gün boyunca ameliyat olup hastanede yattı. Anevrizma temizlenmesine rağmen felçli olarak kaldı. Sadece bakışları vardı. Ama çocukları bile üzülmedi desem yeridir. Hem gündüz hem de gece için 2 ayrı hemşire tutulup evde bakım yapılmaya başlandı. Bu da bizim neredeyse işimize geliyordu. Gece çocuklar uyuduktan sonra ya ben gidiyordum, ya da Ebru bana geliyordu.
Haftada bir gün Pazar günleri kahvaltıda çocuklarla bir araya geliyor, sonra da Cevat'ın odasına geçip ben işle ilgili gelişmeleri, Ebru da çocukları ve kendi işini vs. anlatıyordu. Cevat boş gözlerle bakıyor, arada gözlerini kırpıyor, ama bizi anladığına dair bir işaret göstermiyordu. Biz yine de her Pazar yarım saat bunu yapıyorduk. Ebru, çocukların babalarının odasına hiç girmediklerini söylüyordu.
Bir akşam Ebru bana gelecekti. Güzel bir masa hazırladım. Tabii ki herşey dışardan, bana tabaklara koyup servis etmek düşmüştü. Masaya 3 servis açtım ve Hatice'yi de çağırdım. Ebru gelip masayı gördüğünde daha masaya oturmadan tekrar zil çaldı. "Geçen sefer Ayşe ile sen sürpriz yapmıştın, bu kez sürpriz yapma sırası bende!" dedim. Tanıştırdım. Ebru çok sessiz, uzak ve düşünceli kalmıştı. Açıkcası bu beni bir an için korkuttu. Önce Hatice kendi hikayesini anlattı. Ebru işte o an yüzünde tuhaf bir rahatlama hissiyle, "İkimiz de kocada şanssız ve sevgilide şanslı çıktık desene!" deyip kendi hikayesini anlattı. O gece yine müthiş geçti.
Ebru ve Hatice sabah çocuklarını okula göndermek için çıktıklarında, gece boyu çok az uyumuş, kah sevişmiş, kah sohbet etmiştik. Ebru oteli, Olga, Boris, Aishe, son gece katılan barmen ve Ayşe ile olayları anlattı. Hatice de Bursa gezisini, Büşra ve Mert'i. O kadar iyi anlaşıp, daha önce yaşamadıkları şeyleri birbirlerine anlatırken, tekrar o anları yaşayıp heyecanlanıyorlardı ki, ben arada sessiz sadece onları izlemekle yetiniyordum.
Çırılçıplak üç beden yatakta yanyana yatarken, ortadaki Ebru aynı gecede 5 farklı yarak tarafından neredeyse her deliğinden ayrı ayrı sikildiğini anlatırken Hatice kopmuş bir şekilde, gözleri kapalı Ebru'nun amını parmaklıyor, Ebru da Hatice'nin götüne soktuğu parmağını yarak gibi kullanıp, ikisi de birbirini gaza getiriyordu. Ebru, "Düşünsene, benimkinin kalkmayan yarağı ile yıllarca uğraştıktan sonra bir gecede hem sevgilim, hem otelde tanıştığım bir kabuklu sikti ve üç ter kokulu hırpani herif üstümden geçti!" diyor, Hatice sanki o anları kendi yaşarcasına götündeki Ebru'nun parmağına daha fazla abanıp neredeyse 4 parmağını Ebru'nun amına sokmaya çalışıyordu.
Ben onları dirseğimin üzerinde seyrederken, arada öpüşmeye ve birbirlerini parmaklarıyla sikmeye devam ettiler. Ebru da Hatice de özellikle serserilerin tecavüzüne takmış, bundan müthiş zevk alır şekilde konuyu oraya çeviriyor, Ebru, "Adam acımadan direk soktu götüme, çok acıdı ama içimin yağları eridi!" dedikçe Ohlar Ahlar havada uçuyordu. İkisi de orgazm olup, birkaç dakika dinlendikten sonra ikisi de bana masumane bakıp, beni aralarına aldılar ve iki tarafımdan vücudumun her yerini yalayıp öptüler.
Bir yer bulup, tüm bu ekibi bir hafta sonu toplama kararı aldık. Hatice, Bozdağ'da bir yayla evlerinin olduğunu, orada toplanabileceğimizi söyledi. Herkes programlarını kontrol etti ve 3 hafta sonra Cumartesi sabahı buluşup Pazar akşamı dağılacak şekilde sözleşildi. Sadece Ayşe Ebru'nun yerine dükkanda kalacağı için Cumartesi akşamüzeri dükkanı kapatıp gelecekti...
Benim arabayı Ayşe'ye bıraktık. Cumartesi sabahı ben, Ebru ve Hatice bir sürü malzeme düzüp eve gittik. Burası Bağevinden daha çok kocaman bir salon ve mutfak, devasa veranda, üst katta 4 adet ebeveyn banyolu yatak odası olan, meyve ağaçları kaplı bir ön bahçe içinde yüksek duvarlarla kaplı kapı girişinde bir bakıcı evi bulunan bir bölümünde üzüm bağı olan, birkaç yüz metre arkada bina çatıları vardı ama bunlar da arazi içindeydi.
Hatice, "Burayı rahmetli kayınpeder kendi zevkine göre yaptırmıştı. Arka tarafta depolar, çiftlikte çalışanların kaldığı binalar, küçük bir şaraphane var. Ama bu bölüm ayrı burası gibi duvarlar içinde çiftliğin geri kalanından ayrı bir yer. Burda bekçi olarak bir aile var, ama aynı zamanda çiftliğinde kahyası adam. Ben pek gelmem, bu üçüncü gelişim bunca yılda. Ama Ahmet ayda birkaç kez gelir, gece kalır, kontrol eder dedi.
Yaşları 35-40 arası bir çift gelip arabadaki malzemeleri çıkarıp, bize, "Hoşgeldiniz!" dedi. Yanımıza o kadar çok alkol almıştık ki, ikisinin de (Ne oluyor burda?) der gibi bize baktığını hissettim bir an. Adam, "Hatice hanım bunlara gerek yoktu, çok kaliteli şaraplarımız var, kendi bağımızdan!" dedi sitem edercesine. Hatice de, "Haklısın, ama misafirler çok, arkadaşımın doğumgününü kutlayacağız da..." diye mazeret uydurdu...
Öğlen için yapılan yemeklerden yedik. Biraz bahçeyi dolaştık. Neredeyse sözleşmiş gibi Boris ile Olga, Aishe aynı araçla, Büşra ve Mert ayrı araçla konvoy halinde geldiler. Onların eşyalarını da içeri taşıdı kadın ve adam, kırık Türkçeli iki Rus, kırık Türkçeli bir zenci kadın ve bizim gruba aval aval bakarak. Herkes hayran hayran etrafı dolaştı, sonra da odalarına yerleşti. Kahya Halil akşam yemeği için Mangal yaktı. Karısı Hülya bahçenin mamullerinden hazırladığı çeşit çeşit salatalar, turşular, mezeler ve bizim getirdiklerimizle masayı kurdu verandaya...
Baharın o muhteşem ılık havasında içkiler içilmeye başladığında, zaten herkes birşeyleri özlemiş halde kıpırdanmaya başladı. Halil ve Hülya müsaade isteyip çekildiler. Boris Ebru'yu çok özlemiş, tüm gece masa altından heryerini mıncıklamıştı. Hatice ile Aishe Mert'in iki tarafında, biri eğilmiş yarağını emerken, diğeri dudaklarına yamulmuş nefessiz öpüşüyordu. Olga ve Büşra da hem içkilerini yudumluyor, hem de biri yarağımı avuçlamışken, diğeri boynumu emiyor, öpüyordu. Tam o sırada bir korna sesi duyuldu, Ayşe gelmişti.
"Bensiz mi başladınız?" deyip, direk Boris'le Ebru'nun yanına gitti. Ebru'dan dinlediği bu kabuklu yarağı merak ediyordu sanırım. Masanın üzerinde, kenardaki koltuk takımında, her yerde öpüşen, birbirini yalayan insan doluydu. Bunca hareket içinde meyve ağaçlarının altında karartılar dikkatimi çekti. Kızları birbiriyle öpüşür bırakıp, "Tuvalete gideceğim!" dedim. Mutfaktan dışarı arkaya açılan kapıdan çıkıp, meyve ağaçlarının arkasından dolaştım. Gördüğüm manzara müthişti.
Hülya ağaçların arasında domalmış, biri arkadan amına sokmuş, biri ağzına vermiş, iki gencin arasında sikişiyordu. Üçü de verandada dönen seks oyunlarına gözlerini dikmiş, kendilerini kaybetmişlerdi, geldiğimi bile farketmediler. "Kolay gelsin!" dediğimde gençler de Hülya da doğruldu, ne yapacaklarını bilemez halde bakakaldılar. "Halil nerde, kim bunlar?" dedim. Hülya, "O sızdı mangal başında rakıları çekince! Zaten tüm gece masa altından okşamalardan azmıştım, bunları çağırdım ben de. Bunlar Halil'in yeğenleri, 5 yıldır Ahmet bey'le Halil sikişmeye başlayalı beni bunlar sikiyor!" dedi. "İyi iyi! Şimdi cezalısınız, bu gece bize katılacaksınız!" dedim. Üçünün de gözleri parladı resmen.
Bizimkilerin yanına gidince, "Misafirlerimiz var!" dedim. Hep beraber salona geçtik. Sonrasında, yerlerde, odalarda, koltukta, mutfakta sikiştik. Bir ara Boris Hülya'yı kendi bekçi kulübesine doğru domaltmış verandada... Yani hemen hemen bütün kadınlar bütün erkekler tarafında sikilerek, sabaha karşı yorgun sızıp kaldık...
Öğlene doğru Hülya'nın hazırladığı müthiş kahvaltı masasında otururken araba sesi geldi. Ahmet gelmişti. O iki genç eve girip gözden kayboldu. Ahmet gelip hepimize, "Hoşgeldiniz!" dedi. Karısını yanağından öpüp, o da masaya geçti bizimle kahvaltı etti.
Kahvaltıdan sonra, Ahmet, "Dostlar burası artık hepinizin yeri biliyorsunuz, haber bile vermenize gerek yok. İşte Hülya ile Halil de burda, siz onları onlar sizi tanıdı, ne zaman isterseniz gelip dinlenin, eğlenin. Bozdağ kar turizminde de iyidir! Şimdi bana müsaade işlerim var!" dedi gitti. Ben Hülya'ya soran gözlerle bakınca, "Önce çiftliği gezerler, sonra bizim evde..." deyip meşhur pompa hareketini yaptı. Hepimiz gülüştük.
Akşamdan beri Boris en çok Hülya ve Hatice'ye, ben Büşra'ya ve Olga'ya, Mert ise Aishe'ye ilgi gösteriyor, en çok onlarla oluyorduk. Ebru ve Ayşe ise gençlere takılmıştı. Gerçi Olga, Hülya ve Büşra da gençlerin tadına bakmıştı, ama içeri geçince, gençler akşamdan beri dokunamadıkları Aishe'nin iki yanına oturdu. Mert biraz bozuldu, ama belli etmedi. O öğleden sonra herkes enerjilerini sonuna kadar kullandı.
O hafta içi ne ben kadınları aradım, ne de onlar beni. Birdahaki hafta sonuna kadar hepimiz ancak dinlenip kendimize gelebildik.
[Furkan]
81 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (9) (Furkan 31 Y., Manisa)
Pazar gecesi sabaha karşı telefon çaldı. Ebru, "Cevat'a birşeyler oldu, ambulans çağırdım, hastaneye gidiyoruz!" dedi. Hastaneye gittiğimde öğrendik. Yüksek tansiyondan beyin kanaması geçirdiği söylendi. Sonraki 15 gün boyunca ameliyat olup hastanede yattı. Anevrizma temizlenmesine rağmen felçli olarak kaldı. Sadece bakışları vardı. Ama çocukları bile üzülmedi desem yeridir. Hem gündüz hem de gece için 2 ayrı hemşire tutulup evde bakım yapılmaya başlandı. Bu da bizim neredeyse işimize geliyordu. Gece çocuklar uyuduktan sonra ya ben gidiyordum, ya da Ebru bana geliyordu.
Haftada bir gün Pazar günleri kahvaltıda çocuklarla bir araya geliyor, sonra da Cevat'ın odasına geçip ben işle ilgili gelişmeleri, Ebru da çocukları ve kendi işini vs. anlatıyordu. Cevat boş gözlerle bakıyor, arada gözlerini kırpıyor, ama bizi anladığına dair bir işaret göstermiyordu. Biz yine de her Pazar yarım saat bunu yapıyorduk. Ebru, çocukların babalarının odasına hiç girmediklerini söylüyordu.
Bir akşam Ebru bana gelecekti. Güzel bir masa hazırladım. Tabii ki herşey dışardan, bana tabaklara koyup servis etmek düşmüştü. Masaya 3 servis açtım ve Hatice'yi de çağırdım. Ebru gelip masayı gördüğünde daha masaya oturmadan tekrar zil çaldı. "Geçen sefer Ayşe ile sen sürpriz yapmıştın, bu kez sürpriz yapma sırası bende!" dedim. Tanıştırdım. Ebru çok sessiz, uzak ve düşünceli kalmıştı. Açıkcası bu beni bir an için korkuttu. Önce Hatice kendi hikayesini anlattı. Ebru işte o an yüzünde tuhaf bir rahatlama hissiyle, "İkimiz de kocada şanssız ve sevgilide şanslı çıktık desene!" deyip kendi hikayesini anlattı. O gece yine müthiş geçti.
Ebru ve Hatice sabah çocuklarını okula göndermek için çıktıklarında, gece boyu çok az uyumuş, kah sevişmiş, kah sohbet etmiştik. Ebru oteli, Olga, Boris, Aishe, son gece katılan barmen ve Ayşe ile olayları anlattı. Hatice de Bursa gezisini, Büşra ve Mert'i. O kadar iyi anlaşıp, daha önce yaşamadıkları şeyleri birbirlerine anlatırken, tekrar o anları yaşayıp heyecanlanıyorlardı ki, ben arada sessiz sadece onları izlemekle yetiniyordum.
Çırılçıplak üç beden yatakta yanyana yatarken, ortadaki Ebru aynı gecede 5 farklı yarak tarafından neredeyse her deliğinden ayrı ayrı sikildiğini anlatırken Hatice kopmuş bir şekilde, gözleri kapalı Ebru'nun amını parmaklıyor, Ebru da Hatice'nin götüne soktuğu parmağını yarak gibi kullanıp, ikisi de birbirini gaza getiriyordu. Ebru, "Düşünsene, benimkinin kalkmayan yarağı ile yıllarca uğraştıktan sonra bir gecede hem sevgilim, hem otelde tanıştığım bir kabuklu sikti ve üç ter kokulu hırpani herif üstümden geçti!" diyor, Hatice sanki o anları kendi yaşarcasına götündeki Ebru'nun parmağına daha fazla abanıp neredeyse 4 parmağını Ebru'nun amına sokmaya çalışıyordu.
Ben onları dirseğimin üzerinde seyrederken, arada öpüşmeye ve birbirlerini parmaklarıyla sikmeye devam ettiler. Ebru da Hatice de özellikle serserilerin tecavüzüne takmış, bundan müthiş zevk alır şekilde konuyu oraya çeviriyor, Ebru, "Adam acımadan direk soktu götüme, çok acıdı ama içimin yağları eridi!" dedikçe Ohlar Ahlar havada uçuyordu. İkisi de orgazm olup, birkaç dakika dinlendikten sonra ikisi de bana masumane bakıp, beni aralarına aldılar ve iki tarafımdan vücudumun her yerini yalayıp öptüler.
Bir yer bulup, tüm bu ekibi bir hafta sonu toplama kararı aldık. Hatice, Bozdağ'da bir yayla evlerinin olduğunu, orada toplanabileceğimizi söyledi. Herkes programlarını kontrol etti ve 3 hafta sonra Cumartesi sabahı buluşup Pazar akşamı dağılacak şekilde sözleşildi. Sadece Ayşe Ebru'nun yerine dükkanda kalacağı için Cumartesi akşamüzeri dükkanı kapatıp gelecekti...
Benim arabayı Ayşe'ye bıraktık. Cumartesi sabahı ben, Ebru ve Hatice bir sürü malzeme düzüp eve gittik. Burası Bağevinden daha çok kocaman bir salon ve mutfak, devasa veranda, üst katta 4 adet ebeveyn banyolu yatak odası olan, meyve ağaçları kaplı bir ön bahçe içinde yüksek duvarlarla kaplı kapı girişinde bir bakıcı evi bulunan bir bölümünde üzüm bağı olan, birkaç yüz metre arkada bina çatıları vardı ama bunlar da arazi içindeydi.
Hatice, "Burayı rahmetli kayınpeder kendi zevkine göre yaptırmıştı. Arka tarafta depolar, çiftlikte çalışanların kaldığı binalar, küçük bir şaraphane var. Ama bu bölüm ayrı burası gibi duvarlar içinde çiftliğin geri kalanından ayrı bir yer. Burda bekçi olarak bir aile var, ama aynı zamanda çiftliğinde kahyası adam. Ben pek gelmem, bu üçüncü gelişim bunca yılda. Ama Ahmet ayda birkaç kez gelir, gece kalır, kontrol eder dedi.
Yaşları 35-40 arası bir çift gelip arabadaki malzemeleri çıkarıp, bize, "Hoşgeldiniz!" dedi. Yanımıza o kadar çok alkol almıştık ki, ikisinin de (Ne oluyor burda?) der gibi bize baktığını hissettim bir an. Adam, "Hatice hanım bunlara gerek yoktu, çok kaliteli şaraplarımız var, kendi bağımızdan!" dedi sitem edercesine. Hatice de, "Haklısın, ama misafirler çok, arkadaşımın doğumgününü kutlayacağız da..." diye mazeret uydurdu...
Öğlen için yapılan yemeklerden yedik. Biraz bahçeyi dolaştık. Neredeyse sözleşmiş gibi Boris ile Olga, Aishe aynı araçla, Büşra ve Mert ayrı araçla konvoy halinde geldiler. Onların eşyalarını da içeri taşıdı kadın ve adam, kırık Türkçeli iki Rus, kırık Türkçeli bir zenci kadın ve bizim gruba aval aval bakarak. Herkes hayran hayran etrafı dolaştı, sonra da odalarına yerleşti. Kahya Halil akşam yemeği için Mangal yaktı. Karısı Hülya bahçenin mamullerinden hazırladığı çeşit çeşit salatalar, turşular, mezeler ve bizim getirdiklerimizle masayı kurdu verandaya...
Baharın o muhteşem ılık havasında içkiler içilmeye başladığında, zaten herkes birşeyleri özlemiş halde kıpırdanmaya başladı. Halil ve Hülya müsaade isteyip çekildiler. Boris Ebru'yu çok özlemiş, tüm gece masa altından heryerini mıncıklamıştı. Hatice ile Aishe Mert'in iki tarafında, biri eğilmiş yarağını emerken, diğeri dudaklarına yamulmuş nefessiz öpüşüyordu. Olga ve Büşra da hem içkilerini yudumluyor, hem de biri yarağımı avuçlamışken, diğeri boynumu emiyor, öpüyordu. Tam o sırada bir korna sesi duyuldu, Ayşe gelmişti.
"Bensiz mi başladınız?" deyip, direk Boris'le Ebru'nun yanına gitti. Ebru'dan dinlediği bu kabuklu yarağı merak ediyordu sanırım. Masanın üzerinde, kenardaki koltuk takımında, her yerde öpüşen, birbirini yalayan insan doluydu. Bunca hareket içinde meyve ağaçlarının altında karartılar dikkatimi çekti. Kızları birbiriyle öpüşür bırakıp, "Tuvalete gideceğim!" dedim. Mutfaktan dışarı arkaya açılan kapıdan çıkıp, meyve ağaçlarının arkasından dolaştım. Gördüğüm manzara müthişti.
Hülya ağaçların arasında domalmış, biri arkadan amına sokmuş, biri ağzına vermiş, iki gencin arasında sikişiyordu. Üçü de verandada dönen seks oyunlarına gözlerini dikmiş, kendilerini kaybetmişlerdi, geldiğimi bile farketmediler. "Kolay gelsin!" dediğimde gençler de Hülya da doğruldu, ne yapacaklarını bilemez halde bakakaldılar. "Halil nerde, kim bunlar?" dedim. Hülya, "O sızdı mangal başında rakıları çekince! Zaten tüm gece masa altından okşamalardan azmıştım, bunları çağırdım ben de. Bunlar Halil'in yeğenleri, 5 yıldır Ahmet bey'le Halil sikişmeye başlayalı beni bunlar sikiyor!" dedi. "İyi iyi! Şimdi cezalısınız, bu gece bize katılacaksınız!" dedim. Üçünün de gözleri parladı resmen.
Bizimkilerin yanına gidince, "Misafirlerimiz var!" dedim. Hep beraber salona geçtik. Sonrasında, yerlerde, odalarda, koltukta, mutfakta sikiştik. Bir ara Boris Hülya'yı kendi bekçi kulübesine doğru domaltmış verandada... Yani hemen hemen bütün kadınlar bütün erkekler tarafında sikilerek, sabaha karşı yorgun sızıp kaldık...
Öğlene doğru Hülya'nın hazırladığı müthiş kahvaltı masasında otururken araba sesi geldi. Ahmet gelmişti. O iki genç eve girip gözden kayboldu. Ahmet gelip hepimize, "Hoşgeldiniz!" dedi. Karısını yanağından öpüp, o da masaya geçti bizimle kahvaltı etti.
Kahvaltıdan sonra, Ahmet, "Dostlar burası artık hepinizin yeri biliyorsunuz, haber bile vermenize gerek yok. İşte Hülya ile Halil de burda, siz onları onlar sizi tanıdı, ne zaman isterseniz gelip dinlenin, eğlenin. Bozdağ kar turizminde de iyidir! Şimdi bana müsaade işlerim var!" dedi gitti. Ben Hülya'ya soran gözlerle bakınca, "Önce çiftliği gezerler, sonra bizim evde..." deyip meşhur pompa hareketini yaptı. Hepimiz gülüştük.
Akşamdan beri Boris en çok Hülya ve Hatice'ye, ben Büşra'ya ve Olga'ya, Mert ise Aishe'ye ilgi gösteriyor, en çok onlarla oluyorduk. Ebru ve Ayşe ise gençlere takılmıştı. Gerçi Olga, Hülya ve Büşra da gençlerin tadına bakmıştı, ama içeri geçince, gençler akşamdan beri dokunamadıkları Aishe'nin iki yanına oturdu. Mert biraz bozuldu, ama belli etmedi. O öğleden sonra herkes enerjilerini sonuna kadar kullandı.
O hafta içi ne ben kadınları aradım, ne de onlar beni. Birdahaki hafta sonuna kadar hepimiz ancak dinlenip kendimize gelebildik.
[Furkan]
81 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Sonunda baldızım benim oldu
Adim Kaan 38 yaşındayım ikinci evliliğimi yaptım Karım dünya güzeli herkesin hayranlıkla baktığı mükemmel bir kadın 95-60-100 baldızımdan ondan 3 yas küçük çok benzerler 85-58-88 ölçülerinde ve çok dikkat çekici
2019 kurban bayramı sonrası Kalkan bölgesinde 6 günlüğüne bir villa kiraladık balayı villası jakuzi acık havuz ve efsane bir deniz manzarası
Tatil öncesi Pendik’te çok dikkat çeken bir mayo buldum fazla seksi ürünler satıyorlar (mayo bikini Dünyası instagramdan takip etmeye başlayınca Türkiye’deki Vip tabir edilen escorylarin tamamını oradan alışveriş yaptığını gördüm)
Eşim mayo sevmez devamlı birimi tercih eder ama mayolar daha seksidir 2 mayo aldım biri siyah biri leopar desen ama arkası araya giriyor Tangal tarzı Brezilya model diyorlar ikitanede tanga bikini alti aldım ama giymese daha az dikkat ceker giydiğinde her deligi ortada kalıyor üstünde yok tabi amaç güneşlenmek biri siyah birisi fosfor yeşili hediye paketi yaptır ataşehirdeki evimize geldim .
Seksi karima denemesi icin verdiğimde bu ne niye masraf ettin giymem dedi bende mayoları patara plajında giyersin orada kimse bilmez bir cıplaklar plaji var oraya yürüyerek sahilden gidilir mayo daha gülel dedim iyi tamam dedi denemedi bile tangoları görünce ben bunları asla giymem herkes bana bakar bu ne dedi bende evde giymesi icin aldım zaten üç kişi olacaktık Baldiz ben Karım çok güzel güneşlene bilirsin dedim sevindi ve denedi üzerinde görmeniz lazım efsane yakışmıştı kalcalari zenciden daha güzel ve kıvrımlidir arasında kayboluyordu domaldiginda amı belli oluyordu sadece 2 defa siktigim götüde efsana güzel duruyordu okadar azdirmistiki direk sevismeye başladık ve efsana bir gece geçirdik 3 posta ben siktim 5 postada Karım boşaldım ve bikini hep üzerindeydi.
Yola çıkma zamanı geldi İstanbuldan yola çıktık aracı devamlı ben kullandım Pamukkale’de Kleopatra havuzuna girdik ve biraz yol yorgunluğu attık artık 2-3 saat yolumuz vardı saat 3 gibi Pamukkale’den ayrıldık ve Kalkan’a yola koyulduk güzel evimize gelmiştik artık yalnızca ucumuz vardık orada
Bu arada bu anlattığım hikayenin kahramanı baldızım 4 yıl önce boşanmış çok atesli bir hatun biz onunla sanki bacanak kayinco misali takılırdık birazda lezbiyen meyili olduğu icin kadınlardan sexden bahsedendik sosyal medyaya koyacağı resimleri erkek gözüyle değerlendirmem için bana sorardı yanımızda sarhos olur hiç çekinmez çekinmesinide gerektirecek birsey yoktu aramızda karimla çok mutlu olduğum içinde hiç ciddi gözle yani yan gözle bakmadım baldızıma hayal ederdim düşünürdün ama gelip sik dese karimla aram bozulmasın diye sikmezdim.
Eski kocası ilk askı ve ilk dokunan kişiydi baldızım sessiz görünür ama içip konuştukça herseyi anlatırdı kocasıyla tuvalette arabada ormanda sinemada her yerde yapmışlar hatta tuvalette yakalanmislar bile.
Tumblr media
Villamiza baksanıza efsane biryer
Birinci gün herkes havuza girdik normal bikinilerimiz İle hava kararınca dışarda rakı balık yapıp Evede erzak alıp döndük hepimiz yorulmuştuk odalarımıza çekildik Karım sevismek istedi ama çok yorgundun sadece öpüşüp oynastık çıklak bir şekilde yattı ev okadar güzeldi anlatamam odamız Kalkan limanını görüyor kendine ait bir balkonu ve havuzu jakuzili görüyordu
Odamızda tek kişilik güzel bir jakuzi dolabımızda arkolumuz sadece oda bile yeterdi çok güzel bir uyku çekmistim bebekler misali.
Sabah Baldiz bizden önce uyanmış kahvaltıyı hazırlıyordu müziğinde açmış keyif yapıyordu bende uyanmak istemiyordum ama kulağım asagidaydi şortumu giyip indim baldızım Sevda altına bol şort Emin’im çamaşır Yok üzerinde beyaz mango atlet göğüs uçları belirgin ve süperdi atletlide göbeğinde bağlamış bize ziyafet hazırlıyordu eşim ve bende yardım ettim ve Super manzara eşliğinde kahvalti yaptık benim üzerimde şort olduğu icin havuza daldın direk bugün evde geçecekti dışarı pilanımız yoktu peşinden eşim bikinisini giydi ve yanıma geldi tabi baldızımda üçümüz havuzdaydık oynuyor biralarımızı içiyorduk saat 2-3 gibi eşim güneşleneceğim yaglamami istedi bende aldığımız tangalı giy iz kalmasın dedin giyip gelmişti Sevda ise mayo İle krolar gibi güneşlenecekti ablasına kızarak Keske bende alsaydım böyle beni niye düşünmedin diyordu bende iki kardeş arasına gitmemek icin ikitane olduğunu söylemedim eşim siyahi giymişti fosfor yeşili olan hiç giyilmemişti eşim sevdaya benim aldığımı ve ikitane olduğunu birini alıp giye bileceğini söyledi Sevda çok sevinmişti aslansın Eniste sen dedi ve odamızdan bulup aldı ama rengini begenmemisti giymisti yinede göğüslerini örtüp gelmişti tabi bunlar yaşanırken ben askıma masaj yaparak yağ sürüyordun bunu genelde sex istemediğinde azdırmak icin yapardım. Eşim güneşte mayışmış Sevda ise kendine yağ sürmeye çalışıyordu bende sevgili bulsan sürerdi dedim oda sen sürsen Eniste deyip güldü bu anda bile aramızda Kardes tarzı bir iliski vardı kimse yaşananları beklemezdi uzan dedim yüz üstü uzandı bacakları hafif acıktı delikleri okadar güzel belliydiki kesinlikle Sevda farkında değildi ama çok güzel görünüyorlardı terledin o anda içim eridi elime güneş kremi şürüp başladım masaja abı şade yağ sür gerek Yok masaja dedi ama kendide biliyordu ben masaj yapmayı çok severdim ve sustu Yanında şezlonga uzanarak masaj yapmaya başladın ama zevk alıyordu beline geldigimde zaten Yok gibi olan Tonga’sının bel kısmını kıvırdın ter damlalari vardı beline masaj yapıyordum ama parmaklarım okadar iyidir ki orgazm olmak üzereydi o an aletimin sertleştiriniz hissettim hiç beklemiyordun çok kötü olmustum görse rezil olurdum hiç daha önce başımıza gelmedi hem utanmış Hemde azmıştım eşim ise 3 metre yanımızda yüzü diğer tarafa dönük kardeşine masaj yaptığımı bilmiyordu gerçi bilsene birsey demezdi bolca sevdayı yagliyor parlak cildini seyrediyordum 10 dk yağ sürmüştüm ama daha kalçasına ulaşamamıştın kalçasına yağ sürdüğümde titriyordu çok güze ve seksi olmasına rağmen 1 yıldır hayatına kimse yoktu vajinasindan ameliyat olduğu icin ilaçlar İle geçici menopoz yaşamıştı
şuanda kalçasını yoğuruyorsun parmaklarımla aralıyor bembeyaz arka deligini izliyordum hatta delige masaj bahanesi ile dokunmuştum kendime inanamıyorum bu anı yasamak hiç pilanlanmis birsey değil ve çok zevk alıyordun bosalmak üzereydim ama Sevda halen titriyordu bu korku değil di orgazm misali elim kalçalarında asagidan yukarı sağdan sola tüm hücrelerine dokunmuştu o an sikmek gotunu yalamak omuzlarını öpmek çok istediğim birşeydi ama yapmam imkansızdı.
O efsane güzel kalçalarını artık bırakma zamanı gelmişti efsane derken ablasından bir tık küçük her erkeği baştan çıkaracak kadar güzeller şehir içinde gezerken önümüzden yürür 100 erkekten 90 ı dönüp bakar seyreder o tarzdan güzel kalçaları var ve ben onlara masaj yapıp deliklerini izleme keyfine ulaşmıştım bacaklarını baldırlarına başladım bacaklarını araladım ami görünüyordu hiç tüy yoktu ve parlıyordu boşalmıştı sanki parlaklık o tarzdan bir parlaklık baldırlarını ovarken amının dudaklarına gizliden dokunuyordum kıpırdıyor ama ses yoktu ve çok uyumluyduk baldırlardan dizlere oradan ayaklarına indim ama gözen hep amındaydı çok tatlı ve ufaktı ataklarına masaj yaparken şezlonga oturdum ve ayağını biri kaşıklarıma değiyordu ama ayağıyla resmen benimle oynuyordu aletimi oksuyordu ayak tabanına masaj yaparken tekrar titredi ami yine sulanmıştı ve artık üzerinde durmak icin bahanem yoktu kalkmak zorundaydın malesef Sevda bana teşekkür ediyor ellerimin gerçekten şifalı olduğunu söylüyordu.
Bende bu beklenmedik gelişmeden sonra havuzun yanındaki jakuzi ye girdim su ılıktı eski biram kan gibi olmustu o efsane masaj esnasında içmek aklıma bile gelmemişti jakuzide 3 bira içtim akşam olmak üzereydi ve ben 2 güzel kardesi izliyordun tek istegim baldızım sevdaya tatil bitmeden bir iki defa daha yağ sürmekti
Akşam olunca neyapalim dedik güneş herkesi yordu tabi dışarı kimsenin aklında yoktu merkeze inip rakı almaya kara verdik üçümüzde rakıya bayılan insanlarız
Eşime hadi gidelim dedim oda çık Yorgun’um ben salata hazırlayım sen meze rakı alıp gel dedi mecburen evin erkegi olarak tamam dedim üzerime bir penye geçirdim asık suratla aracın anaktarını Aldığım anda baldızım sevdada bende geleyim Eniste diye atıldı yanıma Takildi çok sevinmiştim hemen çıktım belki karimda gelmek ister diye zaman kaybetmek istemedim
Arabaya geçtik sevdaya ne yapalım ne alalım diye sordum beklediğim cevap et veya balıktı sen herseyin en iyisini bilirsin karar senindedi ama manalı gözler sütyensiz dik duran ve uçları kabarık memeler farklı Birseyker söylüyordu
Ablamın dedi kadar varsın dedi ellerin gerçekten şifalı hayatımda yapılan en iyi masaj dedi kendisi benim tahmin ettiğim gibi iki defa orgaz olmuş yok böyle bir şey diyordu ama iltifatlar havada uçuyordu iki defa boşalmıştı ama halen içi yanıyordu belliydi ve çok seksi görünüyordu her gün yaparım Baldiz dedik
markete gelmiştik önce rakı almak üzere arkol bölümüne gittik 2 litrelik aldık rakılar en alttaydı baldızım Sevda rakıyı almak icin eğilmek yerine tam önümde domaldi içinde çamaşır yoktu şortu ıslak amina yapışmıştı tam önündeydi 1 adim atsam sıkımı arasına verirdim rakıyı alıp ayağa arkasını döndü ve yüz yüzeydik bugün sarhos olmak ve sana masaj icin teşekkür etmek istiyorum dedi lafı daha bitmeden dudaklarıma yapıştı rakı şişesi elinde sırtıma değiyor ve eli sikimdeydi bende beline sarılıp orda Migros markette sevismeye başladık herkes izlemiştir arkol bölümü neticede kamera doludur kalçalarını oksuyordum amini elledigimde su içindeydi şortunda belliydi ve ıslandıgını herkes göre biliyordu o andan itibaren sevgili gibi hareket ettik
Mangallı et mantar meze şalgam aldık Suzme yoğurt masamız tamdı artık hesabı ödeyip araca yüklerken poşetleri yerleştirirken bagajda domalmisti araç Q7 olunca yüksekti sevdada 158 boyunda hemen arkasına geçtim ensesinden öptüm kendine hakim ol diyordu herkes bize bakıyordu
Arabaya bindik dudaklarına tekrar yapıştım amini oksuyordum ve çok suluydu Karım böyle olmazdı oda sikimi oksuyordu aracı çalıştırıp evin yolunu tuttuk ama eve hemen gidemezdik sevdayı sikmeliydim 1 yıldır yarrak yememişti ve beni çok azdırıyordu ablası çok daha seksi ve güzel ama Sevda haram tatlıdır misali beni bitirmişti Arabayı ara bir patikaya cektim rengi beyazdı herkes bizi görüşü ama umurunuzda değildi onun amini yalamak istiyordun ama aracta zordu Sevda şortumu indirdi aletime baktığında Eniste bu ne ablamın niye bukadar zevk aldığını simdintam anladım diyordu aslında sevdayı azdıran eşimdi devamlı sex hayatımız anlatırmış
Sevda oral yapmaya başladı geç boşalırım ama çok tahrik olmustum hemen koltuğu geri cektim sevdayı kucağıma aldım şortunu sıyırdım zor zar ve üzerine oturttum kafalı tavanda sikim amındaydı ama oturmuyordu öpüşüyorduk amini sikimin basında oynatıp resmen masaj yapıyordu bana ben sokmaya çalışsam dar alan yapamıyordum üzerimde olduğundan tüm hakimiyet baldızdaydı
Sevda bir anda içine aldı içi mükemmel sulu ve kaygandı bayılmıştım çok zevkli sikisiyordu omuzlarını okşuyor öpüyordum ve amini silerken götüne masaj yapmaya başladım deligiyle oynuyordum Harika bir andı Sevda onuda sikeceksin acele etme ablam sana götünü vermemiş ben vereceğim diyordu derken gözlerinin içi gülüyordu beni bu söz uçurdu resmen Sevdanın götüyle oynuyordum ama sikmek çok zordu daha parmağım giremiyordu içine canini yakmamak icin sadece masaj yaptım dayanamıyorum kalk boşalacağım diye bildim sevdada kenetlendi resmen elini tavana koyarak kendisin sikime bastırdı tüm dölümü içine aldı düşünmeden boşalmıştım ama Aldığım zevk-i anlatamam çok mükemmel bir duyguydu hemen arabadan indik toparlanıp üzerimizi giyinmeye başladık tabi donsuz şort giyen Sevda bu anı planlamıştı çantasında iç çamaşırı çıkarttı giyindi ıslak mendiller her yerini sildi şorgunu giydi birbirimizi kontrol edip arabaya bindik Arabayı çalıştırdım geri vitese taktım ana yola çıktım oradan direk eve sevdaya halen Baldiz diyordum Baldiz bu nasıl oldu gelişti bilmem ama çok hoşuma gitti dedim oda tatile gelirken aklında böyle bir ihtimal yoktu tek geçen belki biri denk gelir tanışırım sevişirim diye düşünüyormuş masaj beni olduğu gibi onuda ateşlemiş ama bizde kaldığı gecelerde hep sesimizi dinler kendi İle oynarmis hep ablası iliskilerimizi anlatır sevdada merakla dinlermiş.
Eşim 6 yıllık evliliğinde hiç iliski esnasında bosalma orgaz anı yaşamamış benimle arkadaşlığının ilk 2 ayı çok sex uyumu yakalayamadık kötü bir sex hayatımız vardı sonraki süreç çok mükemme geçiyor bu detayların hepsini Sevda biliyordu anal istegimi ikidefada yaptığımızı ama ablasının yapmamızı istememesi her detayı yol boyu oynasıp bunları konuştuk.
Eve geldiğimizde eşim sıkılmış 1 saattir nerdesiniz diyordu saatin farkında değildik Sevda önce balıkçıları gezdik balıktan etme karar değişince geç kaldık diye geçiştirdi.
Eşim duş almış misler gibiydi Sevda bende duş alıp dinleneyim sonra hazırlık yaparız dedi odasına çıktı her fırsatta birbirimize bakıyoruz minik yüz mimikleriyle gülüşüyoruz.
Sevda gidince Eşimle alt katta oynasmaya başladık orada onunla sevişiyorduk odamıza çıktık merdivenlerde o güzel kalçayı oksuyordum odaya girdiğimizde Sevda duştaydı sesi geliyordu bizde direk yatağa askımın güzel karimin bacak arasına yumuldum dilimle oynuyor parmağımla amını kurcalıyordunuz Arada eşim inlemeye bacaklarını sıkmaya saçlarım İle oynamaya başladı fazla sürmeden bu şekilde boşaldı bosaldiktan sonra amini yalamam karimi huylandirir ama zevk duyunu yalamak içmek beni coştururdu sonuna kadar emdim çok güzel bir koku ve kadifemsi bir his vardı
Direk bacak arasına girdim amının içi sulu olduğundan hiç zorlanmadı amını sikergen o koca göğüsleri yoğuruyorum ve karimi izliyordum ama normalde kibar Siken ben seslerin duyulması icin çok serttim yan odada duşta olan Sevda bizi duymalıydı sonra karimi domalttim boyu kısa olduğu icin her yerini kurcalaya biliyordum amini sikerken omuzlarını öpüyor kilitorisini parmaklarım arasında yoğuruyordum ama sesi duymalısınız küt küt oda inliyor Karım kadınım aşkım bir daha bosaldi ve yatağa yığılmıştı ben halen gelmemiştik keşke yan odağa geçip Sevda İle tamamlasaydım ama olamazdı
Karımın domalacsk gücü kalmamış iki orgazdan sonra ayakları bitmişti resmen karnı altına iki kastık koydum kaydırıcıyı sikime boca ettim güzel Karım götünü sikecegimi sanarak askım nolur yapma istemiyorum diyordu ben direk amına girdim sikim çok rahat ve keyifliydi götünüde parmaklamaya başladım dışardan Sevda dinliyorsa diye sikimi ucuna kadar çıkarıp amına geçiriyordum sesi duymalısınız şap şap geçiriyordum Karım kardeşi gibi değil içine bosalmami istemez sikimi çıkarıp beline boşaldım ve bende yorgunluktan yatağa yığılıp eşimin dudaklarından öpmeye saçı İle oynamaya başladım en az 1 saattir odadaydık direk duş alıp asagiya indik.
Masamız hazır tüplü barbekü yakılmış rakı şalgam soğutulmu�� hersey mükemmel hazırdı Baldiz tembel olmasına rağmen şahane bir masa hazırlamıştı bize ve okadar şık giyinmiştiniz sanki İstanbul’da çok güzel bir mekana özel bir davete gidecektik etekli bir kıyafet saçlar kabartılmış makyaj sade ama çok güzel küpe tek kulakta uzun kıyafet İle ayni renk ve teni artık peynir beyazı değil tatlı bir esmer tonu kıyafet Sari tonlarda diz üstü ama epey bir diz üstü göğüsler kapalı sütyensiz sırt şahane bir dekolte ama belinde gamzelerin görülmesine santimler kalmış şekilde seksi ve iç gıcıklayıcı beni bitirmişti bu hali birimde şık olmamızı bolca resim çekmek istediğini söyledi karimda ona uydu bende etkeri bisirince değişeceğimi Benin içinde kıyafet sevmesini istedim eşim merdivenlerden çıkarken ben sevdaya sürtünüyordum mutfak çok genişti ama eti dolaptan alırken kalçasını elliyordum çok keyifli bir andı sevda bizi dinlemişti duşta fıskiyeli amina dayayıp orgazm olmustu ablam çok şanslı sizi çok seviyorum iyiki hayatındasınız dediğinde dudaklarından masum bir öpücük aldım.
Eşim inene kadar çok oynastik ben etleri mantarları hazırlarken Sevda resim cekiyor masanın son dokunuşlarını yapıyordu o ara eşim indi ama bu ne tanrım oda çok mükemmel giyinmiş orada direk sikmek istedim etek yere kadar topuklu ayakkabı kıyafet nar Çiçeği saçlar kabarık göğüs dekoltesi sütyen Yok arası çok tatlı bir açıklık ve yırtmaç ten rengi iç çamaşırını gösterecek kısalıktaydı merdiven inerken bacağının birisi hep açıkta gören her erkek karimi hayal ederek eşlerini sikiyordur
Diyeceksiniz karın bukadar güzel bukadar uyumlu bukadar seksi niye aldattın olaylar bir anda gelişti haram tatlıdır misali
Bir erkek daha ne ister iki saat içinde siktigi iki dünya güzeli Yanında belki bu tatilde grup yapardık aklımdan bunlar geçiyordu koşarak üst kata odamıza çıktım eşimin hazırladığı kıyafetleri giydim bu senenin modası olan kısa kol bol kesim ve yaka bir gömlek altına keten bir pantolon ve deri bir terlik asagi indiğimde etle ilgilenen yoktu ikisinde manzaraya karşı resim çekiniyordu resimleri çok cüretkar çok iç gıcıklayıcı tarzda etleri mantarları biberleri alıp masaya geçtim hersey mükemmeldi kızlarda masaya geldi masa 6-8 kişilik biz bir tarafına herseyi hazırladık mumlar falan çok iyiydi
Eşim Yanıma oturdu yirtmaci benden taraf değildi ama bacak bacak üzerine attığı icin manzara güzeldi göğüslerini izliyordun baldızım sevdada karşımdaki sandalyede arkası deniz manzarası hem Baldiz izliyor hem manzaraya doyuyordun rakıları yudumlarken bir anda o sahneyi gördün Yok böyle kare ve dondum resmen eşimde ne oldu dedi ağzımda et vardı yanağımı ısırdım deyip geçiştirdim gülüştük eşim kahkaha atıyor Baldiz tatlı tatlı gülüyor çünkü sebebini biliyordu bacağını yandaki sandalyeye atmış kilot giymemişti ami ortadaydı ve havuzun dekor Işık’ları amındaki zevk sularını parlatıyordu içim erimişti yalamak istiyordum daha hiç yalayıp tadına bakamadım o amin eşim o mazbatayı göremezdi Baldiz herseyi planlamıştı az iç Eniste demişti bana
Benim çılgın baldızım am yalamayi çok sevdiğimi biliyordu ablası herseyi çok rahat anlatıyor Buda baldızı kudurtuyordu benim rakı ılıdıkca buzlarımı Sevda koyardı ama be buz o koca buz parçası buz kovasından alınıyor sevdanın am dudaklarında geziniyor o anda Sevda zevkten gözlerini kısıyor sonra ablası görmeden benim bardağa efsane anlat yaşıyordun be sikim kazık gibiydi iyi pantolon ve gömlek giymiştim sikim belli olmuyordu ama olsa ne elim karimin seksi bacağında basenlerinde gözlerim baldızın aminda hayat bana güzel resmen.
Masa okadar güzelki buluşturan sevdiğimiz parçalar meze rakı bol iki dünya güzeli birini ami manzaram digerini göğüsleri ses sistemindedir ankara parçaları rakının olmazsa olmazı
Okadar hızlı içiyorduk ki anlatamam ama Baldiz ben bol sulu eşim bol rakılı o artık kafayı bulmuş sex anıları sex hikayeleri paylaşıyoruz Baldiz boşanınca bir çocukla çıkmış koca sikli tatlı dıştan sessiz ama çılgın biri çok değişik fanteziler yapmışlar mağazada soyun kabininde sevismek yatağa bağlamak sex oyuncakları aklınıza ne gelirse herseyde biraz ama anal yapmamışlar hiç yanı baldızın söz verdiği kara kutusu bakireydi karimda bu anandan ne zevk alıyorsunuz bu pislikte hep benden istiyor tatile gelmeden kesin gotunu sikecegim diyordu bu tarz konuşmalar aile içinde yapardık yanı baldızın Yanında ama bukadar acık seçik değil kardeşine bu gece senle yatayım kafam iyi bu benim götümü siker diyordu Sevda da abla çok istiyorsa ver hermes size imreniyor eniştem seni çok seviyor diyordu oda olmaz denedik ama acıyor 2 gün geçmiyor diyordu bende takılıyordum kaydirici aldığımı yavaşça yapacağımı söylüyordun gülerek geçiyordu vakit ama Antalya’yı bilen bilir esmiyorsa çok sıcak dur manzara güzel diye masayı dışarıya hazırlamıştık herkes ter içinde makyajlar akmış baldızın ami sadece buzlar sayesinde diriydi
Baldiz hadi üzerimiz çıkarıp jakuziye girelim rakıya orada devam edelim diyordu ben ciplak anlamıştım ve gözlerim büyüdü resmen grup sex Yolu gözüktü dedim eşimde kardeşine enişten mayo almış ilitane onları giyelim dedi hadi deyip odaya çıktılar babada şort getirin dedim ben 3 tane rakı tabağı ayarladım haksızının yanina hakuziyi doldurdum çok az kopuk ekledim buzları hazırladın kızlar mayolar İle indiklerinde çok seksilerdi ve eşim ilk defa giydiği icin arkasını tanga misali olduğunu yeni görmüştü yüksek bel çizgisi olan bir mayo neticede elim siyah baldızım Sari tonlarda leopar olanı giymişti önden eşim geliyor arkadan Baldiz eşime çok yakışmış diye sarıldığımda Baldiz balerin gibi tek ayağını üzerinde döndü arkasını arasına sokmus çok tatlı duruyordu göğüslerinden birini açmış bana oyun yapıyordu bunlar çok hoşuma gitti tabi banada siyah bir şort getirdiler masadan rakıyı alıp mutfağa gittim buz kovasını yeniledim rakıyı ve şalgamı buza koydum salonda soyunmaya başladım o an çok azmıştım sikim yari sertti hangisi gelse sikecektim ama gelen olmadı tabi şortu giydim bu arada saat 1 i geçiyordu rakıyı şalgamı alıp jakuziye geçtim jakuzi yavuzun Yanında biraz yüksek çok tatlı bir manzaraya karşı
Yakuzide eşimin yanına kuruldum Baldiz eşimin karşısındaydı benim karşımda olda amini ayak bas parmağımla kesin sikerdim aklımdan bunlar geçiyordu sohbet rakı derken hep konu sexti baldıza kızıyordu birini bul diye baldızda evden yarin çıkalım ilk asılan erkeğe vereyim abla diyor ve hepimiz gülüyorduk eşim üzerindeki mayoları patlatacak pilavında giyelim diye almıdigimi söyledi Sevda da niye mayo giyeceğiz bikini giyeriz diyordu bu arada 2 litrelik rakkının çoğu yarısı bitmişti eşim hızlı içiyordu farkında olmadan bende patara pilavının girişi çok kalabalık ama uzun büyük bir Palau olduğunu sonunda ciplaklar bölgesi olduğunu söyledim sevdada olur gidelim en azından erkeğimi tipine göre değil sikine göre seçerim deyince kahkaha koptu Sevda jakuziden çıktı tuvalete gitti ama yürüyüşünden belliydi hiç sarhos değildi dün düz yürüdü Sevda gelirken Karım çıktı bende gideyim yoksa buraya yapacağım dedi zor yürüyordu hatta havuza düşecek sandık ama yürümeyi başarmıştı Sevda jakuziye geldi ama girmiyordu yanimda oturdu bir yağı jakuzide sikimin üzerindeydi amini sıyırdı yala iste senin dediğinde zaten gömülmüstüm amina dilimle kiliyorisini yokluyordum pozisyondan içine dilimi sokmam imkansızda malesef ablası gelirken kalktı ve ablasına çok sarhosuz rakıyı kaldıralım cila niyetine bira içip yatalım dedi Eşim jakuziye girdi dudağıma ve sikime yapıştı tatil icin çok teşekkür ediyordu onlar otel istemişti ben villa tatili icin ısrar etmiştim iyikide kabul etti daha pahalı ama daha özel bir tatil oluyordu Baldiz biraları getirdiğinde ayrılın burda bende varım diyor ama gülüyordu keyfinize bakın eger fantezi yapacaksanız ben Odana çekileyim dedi Yok dedik biraları açtık ama sabah olmak üzereydi saat 4 şularıydı artık
Baldiz benim karşımda eşim omzuma yaşlanmış eşimin eli sikimde jakuzideydik ben eşimin göğüslerini oksuyordum baldızın amini parmakliyordum ama ayak parmağımla çok zevkli bir andı baldızda köpüklerin arasından göğüsleri İle oynuyordu aletim tas kesilmişti bir kardeş Benin’le oynuyor diğeri kendi İle karşımda Sevda sarhos Numarasi Yapıyor ben hafif ÇAKIR Keyf eşim zumdu Sevda avla yatalım yoksa jakuzide bogulacagiz diyordu ve Sudan parmaklarımız şişmisti biralari hızlı yudumlar İle bitirdik Sevda yine az içen oldu hatta jakuziye döküyordu eşimde ayağa kalkmaya çalışıyor ama başaramıyordu
Jakuziden ben çıktım eşimi çıkarttığında göğüsünün biri dışarı fırlamış çok tatlı duruyordu ama yürümeye hali yoktu salona kadar zor zar yürüdük salona gelince halının üzerine kıvrıldı çok tatlıy uyukluyordu sol tarafına yatmış sağ göğüs dışarda sağ bacak karna çekilmiş sol bacak altta düz ileriye çok seksi bir pozisyondu askım ben üst kata çıkamam diyordu ayağa kaldırıp sırtıma aldım bu onu çok kötü yapmıştı karnı arkol doluydu üst kata çıkmaya başladık tam merdivenin döndüğü yerde ayna vardı ve o güzelim mayo arasına girmişti çok seksi bir andı gören erkek dayanamazdı dışarda giymesi icin Aldığım mayo resmen sex kıyafetiydi mayonun amını bile kapatmakta zorladığı amını götünü oksamaya başladım odamıza vardığımda duvara dayadım gögüslerini yaladım amını sıyırıp bir anda iki karmagımı sokup parmaklarımla çok hızlı sikmeye başladım. Bir yandan ıslak su zızan o seksi siyah mayoyu çıkarıyor bir yandan amını parmakliyordum bundan çok zevk alıyordu mayusunu çıkarınca ters çevirdim tek parmağımla götünü parmaklamaya başladım am suyu İle oda kayganlasmıştı eşim nolur sikme götümü demişti o an fark ettim yatak odasının kapısının kapatmamıştım Sevda beni asagida beklemek yerine acık kapının önünde duruyor jartiyerli giymiş amını parmakliyordum eşim giremezdi ama aramızda sadece bir metre vardı eşimi sevdanın önünde sikecektim çok tahtik olmustum eşimi kucaklayıp yüz üstü yatağa yatırmış hemen şortumu çıkarmıştım sevdanın gözü önünde ablasını sikecektim sevk tarifsiz eşimin göt deligini yalamaya başladım nolur yapma aşkım çok kötüyüm diyordu ama dinlemiyordum komidinden bilindik bir marka olan çilekli kaydırıcıyı alıp eşimin götüne boca ettim Sevda artık odanın içindeydi eşimin götü ikinci parmağı almıştı bir elim amının dudaklarını kurcalarken bir elim götü alıştırıyordu göt yanaklarını öpüyordum Sevda nerede ne yapıyor göremiyordum sikim kazık gibi olmustu eşim zevk alıyor ama sadece sarhoşluğun etkisi ile mırıldanıyordu
Tumblr media
Arkamı döndüğümde Sevda yatagın üzerinden kaydırıcıyı almış şişesini Berjerin üzerinde amına sokuyordu çok cesurdu bir elinde kaydırıcıyı ayağın biri berjerin kolunda diğeri yerde çok tahrik ediciydi camdan vücuduna yarim vuran ışık ortamı daha seksi yapmaya yetmişti eşimi bırakıp sevdanın çilek kokan amına yumuldum çok tatlı ve cıvık cıvıktı tek rahatsız eden ise bu havada çorap giymesiydi bunuda ablasından öğrenmiş ama yarim öğrenmişti kışın eşimin jartiyer giymesini isterdim ama bu yaz sıcağında değil
Sevdanın amini çok tatlıydı hele çilekli kaydırıcıyı zevk-i katlamıştı amini yaparken kaydırıcınin etkisi ile götünü parmaklamaya başlamıştım tüm bunlar eşimin yanında oluyordu sevdanın iki dizinide berjerin kollarına yerleştirdim dizlerim üzerinde durarak sikimi göt deliginde gezdirmeye bastırmaya başladım yapma demiyordu sulu amcigi kilitorisi İle oynuyor zevk almaya bakıyordu acıyacağınız emindim amını sikmeye başladım çok zevkliydi ama pozisyon zorluyordu daha sonra kucağıma alıp yerdeki yumuşak kuzu postuna sırt üstü yatırdım o şekilde öpülerek sikismeye başladık çok zevkli bir andı hele iki parmağımı götüne sokup götünu o şekilde sikmek parmaklar İle her yerini yoğurmak çok zevkliydi Sevda boşalmıştı her yerinden zev almasını sağlamıştım düşünsenize 🌟 iki parmak götte devamlı hareket ediyor 🌟 hattrı sayılır bir yarrak bol sulu bir amda hiç durmadan gidip geliyor 🌟 sevdanın isteğiyle kesilmeyen 5-7 cm arasında yarrak kılları kilitoridi uyarıyor 🌟 Kıvrışık ve sık olan göğüs kıllarım göğüslerine göğüs uçlarına masaj yapıyor 🌟 dudaklarım ya boynunda ya kulak memesinde ya dudaklarda burandan öpüyor 🌟 kulağına devamlı iltifat ve küfür nameleri 🌟 yasak aşkın verdiği heyecan 🌟 ablasına 1 metre mesefade eniştesine sikilmek tam 8 farklı zevk noktasında uyarılıyor ha birde sırtının altında okadar yumuşak bir kuzu tuyu her yatak odasına şartmış mutlaka bulundurun
Sevda ikilere orgaz olmustu ama ikincisi çok tahrik ediciydi dudağımı ısırıyor belime tırnağını geçirmiş beni parçalıyordu aminıda sikime yapıştırmış kıllarımda küçük hareketler yapıyordu bosalmadi çok uzun sürmüştü zangır zangır titriyor ve her yerinden ter fışkırıyordu çok seksi ve masum bir ifadesi vardı Ben daha boşaltmamış ama çok zevk almıştım
Eşime baktım ayni pozisyonda yatıyordu çimdi onu sikecektim sevdayı bırakıp eşime yöneldim yine gôtünü yakanaya başladım sevdayı sikmek istesem artık pert olmustu yerden kalkacak hali kalmamıştı Pertti jartiyer çorabı su içinde kalmıştı hatta bacaklarını belime doladığı icin belim hep tahriş olmustu bunu daha sonraki gün anladım Sevda kuzu postunda yatarken eşimi yapamaya ara verip kaydırıcıyı aldım yine göt deligine boca ettim Tek parmağımı sokuyordun hiç ses yoktu tamamen sızmıştı sikmey bırak sokaktan on erkek getirsem sikse anlamazdı eşimin götünü parmaklarken Sevda kendine gelip sikime yapıştı hiç inmeyen kirli sikimi ağzına alıyordu ama öyle sert haşin değil çok yavaş ve çok kibar tüm her yerini yaliyordu yumurtalarımı tek tek ağzına alıp ceke bildiği kadar cekiyordu daha sonra sikimi alttan uca kadar yalıyordu tüm am suyu kaydirici dilimdeydi artık sikimi yalanayi bırakıp bir an kaydiriciyi almış avucuna boca etmişti bir damlasi yeterken avuç içini kaplamıştı tekrar yere diz çöktü sikimi yalamaya başladı ve tüm kaydiriciyi aminz götüne boca etti gardolabin aynasından sevdayı izliyordum götünü parmaklama çalışıyor ama uzun parmakları İle hata yapıyordu yırtılırdı iki parmağını götüne sokmustu bu çabası beni kendine hayran bıraktı eşi icin herseyi yapacak bir Amazon kadını resmen dayanamayıp bir anda domalttim kuzu postunun üzerindeydi jartiyer İle domalmasi çok daha tahrik ediciydi halen götünü parmakliyordum bu arada güneş doğmuş sıcak olan ev yanmaya başlamıştı sikimi sevdanın götüne dayadım oynuyordum resmen yavaşça bastırıyordum açıldığı belliydi okadar azgin kız hiç almamıştı belliydi eşimin götü çok geniş ve rahattır ama kardeşine hep acıttığımı kanattıgımı anlatmıştı yalandı bunlar anal istemediği için kendisi yazıp kendi inanıyordu hatta sevdayı bile inandırmıştı sevda bunların etkisinde bana götten verme anal sex zevkini tattırmayı kafaya koymuştu sevdanın eline bir damla kaydirici jel sürdün elini o güzel amina kilitorisine götürdüm okşamasını sağladım zevk almak orgazm acıyı hafifletirdi neticede sevdanın götünü parmağımla sikmeye başladım ilk başta dardı okadar tempolu sikiyordum ki genişlemiş rahatlamıştı ikinci parmağı soktum onara alıştı çok hızlı parmakliyordum hiç ara vermeksizin bu şekilde parmakladım Sevda zevke gelmiş kasılıyordu sikimi dayadım buket tam sikme zamanıydı ağızını kapatıp sikmeye başladın ama alamıyordu yine kasıldı bende pes edip amini sikmeye başladım birazda hırsla şap şap amını sikiyordum koca yarrgi çıkarıp bir anda kökleyecek amını siktim ama sinir ve hırsla hemen gelmiştim çok tahrik oldum sevdaya kenetlendim boşalacaktım bir anda eşim gözüme götürü onun beline sırtına boşaldım Yanında bağıra bağıra kardeşini sikmistim hiç uyanmamıştı tüm döllerimi bel gamzelerine göt yanaklarina boşalttım çok zevkli bir andı kardeşini sikip karima bosalmak ama hiç halim kalmamıştı uyumak istiyordun Sevda yanıma geldi sikimle oynadi beni yiyerek yatağa yatırdı önce sikimi emdi bir damla döl varmı diye somurdu resmen ama nafile sadece ucundaki tuz tadı gerisi kardeşimin üzerinden yatağa sızıyordu kardeşinin belindeki döllerden yalamaya basldi gözleri bendeydi babada kızıyordu cönkü içine bosalmami çok istiyordu
Sabah oldu Arık güneş tamamen doğmuş biz odada üç kişi yataktaydık eşim uyanda kıyamet kopardı sevdaya işaret ettim odadan birlikte çıktık asagida duş alalım dedin tamam deyip Sevda odasına geçti bende kılınmayı kısık ayarda açıp temiz kıyafet alıp odadan çıktım çok mutlu ve keyifli bir şekilde ama yürümeye dermanın yoktu 1 defa boşalmama ramen çok yorgundun sevdada benim sesime odasından çıktı jartiyerden kurtulmuş yanina şort penye almıştı merdivenleri inerken aynadan ona baktım ami ıslak her yeri kızarmış kötü durumdaydı hastaneye gitse tecavuz raporu alırdı morluk yok ama her yeri kip kırmızı Birşekilde sırtıma aldım havuza girelim Baldiz dedim sabah güzel olur oda Eniste sen ne dersen yalarım ama özürdilerin dedi ağlamaklıydı merdivenler biter bitmez ayaklarını yere koydum küçük yüzünü ellerimin içine aldım çok güzel bir an yaşadık Baldiz hiç beklemiyordun ama efsaneydi bu an dedim oda aynı sözleri söyledi pilin olmadığını ama devamlı tahrik olduğunu tatil ve masajın etkisiyle koptuğumuzu söyledi dudağından öptüm ama be öpme sikise bedel resmen ağlamaksın halde sımsıcak olan bir yüz ıslak bir dudak akmış bisalinbir birin ve iki ciplak kucağıma aldım mutfak kapısından geçip havuza yürüdük yorgun olan sıkın hareketlenmiş am dudaklarını yokluyor ama biz bu arada öpüsüyoruz ger yerimiz yapış yapış bir şişe kaydirici vücudumuzda am suları bacaklarımızda o şekilde Sevda kucağımda yari kalkık sikimin bası amina yeni girmeye başlamış bir vaziyette havuza daldık suya ben sırt üstü daldım Sevda üzerindeydi tam suya girerken tüm sikim aminda kaybolmustu bir an kırılacak sandım ⚡️⚡️ şimşekler çakmıştı suyunda soguk etkisiz beni şoka sokmuştu resmen hemen ayrıldık ben havuzun diğer kösesine yüzdün sevdada yanina gelmiştin amıyla oynamaya başladın hem konuşuyor hem birbirim İle oynuyorduk Sevda ve ben bu şekilde çılgın sex yaşamamıştık çok atesliydik tekrar sevdayı sikmey istiyordum ama saat ilerliyor eşimin ayılma vakti geliyordu ve pencereden bizi göre bilirdi oynaşmamızı açıklaya bilir cıplak olanı anlatamazdım bile havuzda bir birimizi yıkayıp biraz daha oynadim her fırsatta sikimi amina bastırıyor sikmeye çalışıyordun ama 1 saat siksem zor boşalırdım havuzda havuzdan önce Sevda çıktı sonra ben eve doğru yürürken parmak uçlarında yürüyor kalçalarını oynatıyordu saat artık 8 olmustu salondan kıyafetlerimizi aldık etraf les gibiydi masa öylece kalmış hersey dağılmış ev savas alanıydı birer bardak su içip elimizde kıyafetler üst kata çıkmaya başladım ama sikim halen sertti merdivenlerin karşına geldiğimizde mesut aynadan sevdayı izliyordum götü önümde göğüsleri aynadan karşımda zok tatlıydı hemen ellerini korkulu dayadım domalttim sikimi tükürükteyim amına geçirdim yavaş ve şakın sikiyordum hemen ami sulanmış kadifemsi bir hal almıştı bir elim göğsünde bir elim belimde amini sikiyor ve sevdayı izliyordum sevdada aynadan bizi bu selilde sikerken kucağıma aldım gelin kız gerdege girer misali kucağındaydı aynadan güzel amini götünü seyrettim ve seyrettirdim amı o pozisyonda daha seksi görünüyordu Sevda bile kendini izliyordu merdivenleri hızla çıkıp eşimin odasını önüne geldik halen kıpırdamamıştı eşim döller belinde kurumuş çatlamıştı biraz hemen yan odaya sevdanın odasına geçtim 1,56 minyon baldızı yatağına fırlattım ve direk amini sikmeye başladım pozisyon üstüne pozisyon önce yatakta arasına girdim o ise ayaklarını belime kenetledi sonra üzerime aldım ben yatağa sırt üstü o sikimde zıplıyor ben göğüslerini yoguruyordum sevdanın avuç dolduran göğüsleri hiç sarkmamış dim dikti hiçte sütyen giymezdi Daha sonra Sevda ters döndü gardolap aynasında kendini izliyor sikimde zıplıyordu Sevda farkında değildi ama göt deligi yusyuvarlak acık kapanıyordu çok tatlıydı serce parmağım genişliğinde açılıyordu ben bosalmam sanırken bosalmak üzereydim sikim amindaykdnno pozisyonda kucağıma alıp yatağa domalttim sikim içinden hiç çıkmamıştı ayağında yere değmemişti sert sıkmıyordum yavaş ve keyifli o yine amiyka oynuyor ben göt deligini tükrükle kayganlaştırıp parmakliyordum sevdayı bilmem ama benim icin çok seksi bir pozisyondu bu
Sevda ve ablası tam bir Türk kadını domalınca zevk almayacak erkek yoktur bosalmamak icin kendimi yavaşlatıyordum sevdayı kavrayıp odasının balkonuna götürdüm havuzu kimse göremez ama balkonu herkes göre bilirdi burada manzaraya karşı sevdayı dikiyordum ama manzara umurumda dahi değildi sikmek derken sesleri duysanız şapşap göt yanakları inliyordu bu pozisyonda Sevda dayanamayıp kaş limanına karşı boşalıyordu yere zor değen ayakları tutmuyor tüm yük cam olan korkuluk ve benim dikimdeydi sevdanın bosalmasina dayanamayıp bende ayni anda amina boşalıyordum yok böyle bosalma tasaklarimda döl kalmamıştı sikim kasılıyordu Sevda halen titriyordu altımda sikmeye devam etmek istedim ama ne nafile sikim iniyordu Sevda ise titreyerek ağlıyordu ayakta duramiyor ben ise şaşkın gülüyordum Sevda bana döndü Eniste çok iyiydi çok zevk aldım nolur beni yatı diye bildi bende yatağına yatırdım şortunu giydirirsen dayanamayıp amini parmakladım kabarmış sulu ve döller akıyordu içinden üzerine penye giydirirken dudağıma yapıştı bu hayatımın en güzel tatiliydi iyiki ablam benide getirmiş diyordu yataktan kalkmaya hali yoktu ben odasından çıkmak zorundaydım saat 9 a yaklaşmıştı odamıza geçtim sorumu giydim eşim halen kıpırdamamış yatıyordu kapıyı usulca yapayım yanina uzandım omuzlarından boynundan öpüp bacağımı üzerine atıp yattım bunları yaşadım ama eşimi çoook seviyorum yaşadıklarım plan sapıklık değil bir anlık akışa kapılmaydı bu yaşananları eşimin öğrenmesini istemiyordum öğreneceğinede ihtimal vermiyordum.
Öğle saatleri 2-3 sularında eşim uyanmış benimle sevismeye çalışıyordu bu şekilde uyanmak çok güzeldi birsey anlasa böyle yapmazdı sikimi avuçlarken beni uyandırmayı başarmıştı çok Yorgun’un askım diye bildin gerekten daha uyanamamıştım eşim 4 sularında uyumuş 10 saat uyumuştu ben ise 9 da odama gire bilmiştim 5 saat anca gözümü kapamıştın eşim gece onu siktigimi düşünüyor adi beni sarhos edip götümü sikmisin diyordu tabi emin değil ama zarflıyordu beni askım götünü sikmek istedim ama kıyamadım amından siktim seni saatlerce sonrada beline boşaldım dedim güzel karin gülerek beline bosaldigımı anlayınca götünü sikmedigimi anlamış ama kaydiricinin nerdeyse bitmesini anlam verememişti neticede götünde AĞRI falan yoktur kaydiriciyi götüne boca edip saatlerce parmakladigimi söyledim buna bile kızmıştı birde bilse Yanında ayni yatakta kardeşini kılmıştım güzel Karım tatilin bol sex demek olduğunu biliyordu benimle sevismek istiyordu ama halim yoktu okadar yasana seyden sonra ama o an eşim şortumu sıyırıp oral yapmaya başladı kaşıklarımı kıllarımı yalıyordu aman tanrım kasiklarim am kokuyordu kardeşinin suları kaşıklarımda kurumuştu inik aletimi ağzına alıp vakumluyor bundan oda zevk alıyordu bir anda aletim kalkmaya başladı hayalimde Karım beni değil kardeşinin amını yalıyordu düşünce efsaneydi gözümde türlü pozisyonlar vardı iki kardeş jakuzide havuzda birbirini yalıyordu eşim kendi am sularını benim yarragim yaladıgını sanarken ben onun kardeşini yaladigini ve bundan zevk aldığını biliyordum sonra 69 olduk karimin amini yalıyordum ama o benim kaşıklarımı kıllarımı diliyle yalıyordu dayanacak gücüm kalmamıştı kadınımında zevke geldiği belliydi hemen balkona çıktık karimida balkonda sikmek istedim çünkü birilerinin bizi izleme ihtimali ikimizide tahrik ediyordu eşim ilk başta balkonu istemedi ama bana karşı koyamadı korkuluğa sayamadığımız icin kardeşi göremezdi anca dürbünle limanda oda öğlen sıcağında dışarda kimse olmazdı zaten eşimi sandalyeye domalttım efsane bir göt nicki minaj misali küt küt diye sikiyordum herkes duysun istiyordun eşim sen çıkmasın diye araya elini koyuyor elini cekiyordun sonunda pes etti kilitorisiyke oynuyordum amı sulanma Faslı’nı geçmiş artık sandalyeye suları damlıyordu ben çok tahrik olmustum eşim benden beter dayanamayarak boşaldı inliyordu dizleri titriyor benden kurtulmaya çabalıyordu ben ise acımadan sikiyordum eşim bosaldiktan sonra kendini bırakmış ben siktikce şlap şlap göt yanaklari inliyordu Baldiz duysun diye yapıyordum ama yan villar bile duyup tahrik olmuştur fazla dayanamayıp boşadı ama ayaklarına bacaklarına döllerimi sıvadım erimiştik ikimizde su içinde kalmıştık benim sayemde bacısını yalayan Karım zor zar toparlanıp dudaklarıma yapıştı Çok adisin ama çok zevk aldım diyordu ben yorgunluktan yatağa geçtim hertarafın ter içindeydi bugün plan sahildi ya patara yada kapataj plajı askım hadi kalk diyordu yalvardım halim Yok diye ve uyumaya başladım eşim saulsun kalkıp tek basına evi temizleyip kahvaltı hazırlamış
Tabi kardesi pert bir yıldır yarrak görmeyen amı darmadağın bende ama Baldiz Uyanik eşim benim yanımdan ayrılınca onun odasına gitmiş zor zar uyandırmış uyanır uyanmaz bize kızmış nasıl insanlarsınız sabaha kadar havuzun kenarında şezlonkta uyuya kalktım insan bakmazmı diye Eşimde bu durumdan kendisine suç bulup evi temizlemiş kahvaltıyı hazırlamış Baldiz son anda uyanıp biraz yardım ettikten sonra sıra beni çağırmaya gelmiş eşim önce kardeşine enişteni çağır deyip yukarıya göndermiş sonra ciplak olduğumu hatırlayıp durdurup kendi gelmiş kardeşinede dur o simdi musayit değildir ben uyandırayım deyip yanıma gelmiş eşim öperek saulsun beni uyandırdı onu çok seviyorum
Kahvaltı özenli ve keyifliydi dün çok içtiğimiz konuşuyor gülecek birseyler buluyorduk eşim kardeşine tatil sana yaradı demişti çünkü Sevda bukadar Gülmez ve rahat olmazdı sevdanın ve eşimin üzerinde rahat bir penye ve şort vardı şortun altına eşim birsey giymemiş her fırsatta onunla oynuyordum evliliğimizi mutlu tutmamıza bu sebep oluyordu baldızım sevdada altına birsey giymemiştir ama bundan emin değildim uyandıktan sonra ufak tefek elemeler sürtünmeler olmustu günü uyuyarak bitirdiğimiz için villadan çıkmak istemedik manzara ve villa okadar güzelki Kalkan bölgesinde böyle güzel biryer bulamazdım denize girmedikten sonra çıkmaya gerekiyoktu zaten ben yanmayı sevmediğim için jakuzi keyfi yapmaya başladım kızlarda havuz keyfi daha sonra güneşlenme
Malesef buket kızlar birbirbirlerini yağladılar yine ilk gün olduğu gibi tangolarını giydiler o an çok azmıştım karşılıklı duruyorlar göğüslerini yagliyorlar sırtlarını yagliyorlar birbirlerine iltifat ve Polo şaplagı ikisini izliyordum bir an eşim bana gönük öpücük atıyor Baldız ablasının sırtını yagliyor kolları İle cıplak göğüslerini sıkıştırıyor sonra bana öpücük atıyordu bende gözümde güneş gözlüğüm elimde biram iki dilberi izliyordum sonra eşim sevdanın sırtını yaglama başladı Sevda ise benden tarafta göğüslerini oksuyor vajina bölgesinde elini gezdiriyordu ama malesef ben sadece 10 mt uzaktan bakmak İle yetiniyordun başka çarem yoktu yapabileceğim başka birseyde malesef
Daha 10 dakika anca güneşlenmiştiler Eşim siyah Tanga mayosu ve acık yağdan patlayan göğüsleri İle bana doğru yürüyor seksi seksi kırıtıyordu yanıma gelmiş jakuziye yanıma eğilmişti ben tabi göğüsleri İle oynuyor boş durmuyordum eşim kardeşi İle anadan üryen güneşleneceklerini bunun için içerde vakit geçirmemi istedi bende tabi haklı olarak keyfinize bakın buradan birsey görünmez görünse bile sen eşim sevdada kardeşimiz dedim görünse bıkacak herseyi yaşamıştık ama eşim bundan sevdanın rahatsız olacağını sadece 1 saat keyif yapacaklarını söyledi üzüldün tabi ama yapacak birsey yoktu neticede rica edilmişti can��m sıkılarak salona geçtim
Televizyon karşısında vakit öldürdüm bir saat demişlerdi 2 saat geçti odama çıktığımda balkondan baktığımda halen cıplaklardı neticede ikisinde benim icin yanıyor yapacak birsey yok buşekilde aksamı ettik evde artık herkes patlamıştı yemeği merkezde yemek ve biraz alış veriş yapmaya kara verdik hava yeni karamış serinlik başlamıştı güzelce giyinip merkezde mekan aramaya başladık Kalkan bölgesi sakindir çılgın eğlenceler yoktur oradaki esnafa sorarak birkaç mekan bulduk tavsiyede ederim AUBERGİNE yemekleri çok başarılı gurme bir mekan burada karnımızı doyurduk sonra kasabayı gezmeye devam ettik güzel ürünler satılan bir maaza bulduk Emitasyon sahte ürünler ama anbiyans çok güzel alış veriş derken saat 10-11 olmustu eşim ve Sevda kabinlerde kıyafet deniyor bende iki Kabinide aralayıp cıplak bedenlerini seyrediyordum ama en keyifliside mağazanın sahibi mustafa beyin Şok olmuş bir şekilde bize bakmasıydı 😳 🤫 eşimi öperken sevdanın kalçalarını yoğuruyorum mustafa beyden güzel ürünler aldık küçük birde servet bırakmıştık mustafa beyin tavsiyesi ile KORSAN MEZE adında çok başarılı ve güzel bir manzarası olan bir mekan ayarladık mustafa beye tekrar teşekkür ederim bizim için aramasa masa dahi bulmazdık mekan çok başarılı mezeler efsane güzel mekanin atmosferinde tatilimizin 3. Gününe güzel bir plan yaptık erkenden kalkıp Olimposa gidecek doğa ve denizin tadına bakacaktık ben ve eşim evlenmeden önce eski eşlerimiz veya sevgililerimiz ile gitmiştik ama Sevda daha önce hiç görmemişti Olimpos’tan sonra Kemer’e oradaki aura veya infernoya gidecek güzelce eğlenecektik plan yapıldı 1 gibi Korsan mezeden hesabı ödeyip ayrılmıştık sözde mustafa beyin misafiri olduğunuz içinde %20 indirim almıştık teşekkür edip ayrıldık
İlk gecenin aksine herkes içmiş ama Cakir keyif ilk gece Sevda ve ben kasten içmemiştik bu gece herkes ayni şekilde içti sevdaya oynasiyor ama nasıl bir araya geleceğimizi bilmiyorduk eve ulaştık herkes odasına geçti eşim tabi önce duşa girdi bende direk sevdanın odasına hemen kenetlenmiş sevismeye başlamıştık dudaklarımız morarmıştı ben daha fazla dayanamayıp hemen sevdayı yatağa yatırım o güzel ve dar vajinasını dilemeye başladım güneşlenmenin etkisi ile vajinası yanıyordu Sevda hemen zevke gelmiş göğüsleri İle oynuyordu o anda hiç istemediğimiz birsey oldu eşim duştan çıkmış su sesi kesilmişti sevdanın amina öpücük kondurup odadan çıktım Sevda hem kızgın hemde gülüyordu direk eşimin yanına geçtim daha havlu İle kurulanıyordu direk dudaklarına yapıştım tekrar duşa girdik sevismeye başladık serin duyun altında o güzel cam odada sevismek zevkliydi eşimde bende güzel bir tatmine ulaşıp duştan çıkmıştık sevdada duş fıskiyesiyle kendini tatmin etmiş benden yarim kalan zevkini fıskiye İle tamamlamıştı.
Sabah olduğunda tabi tatilde sabah 12 suları herkes uyandı küçük bir çantaya havlu bikini şort gece için şık kıyafet ayakkabı falan arabaya attık Olimpos yoluna koyulduk yolda gözleme cay minibir kahvaltı Uzun bir yolculuktan sonra Olimpos vardık o bölgeyi bilenler varsa aracı parkettikten sonra tarih içinden güzel bir patikadan şakın bir koya ulaşıyorsunuz sol uzun bir kumsal sağ taraf taşlık ama hareketsizlikten çok sıcak bir deniz keyifli bir ortam
Direk sahile gittik Turisler soldaki patikalardan tarihi yerleri gezmeye gidiyordu biz ise denize tatilimizde ilkkez tuzlu suya kavuştuk biraz denize girip oynadık kumsalın tadını çıkartmaya başladık sırt çantasında bira satan seyyar satıcılardan soğuk bira alıyor günümüzü hareketlendiriyorduk Sevda olimposu gezmek istiyor bizi ikna etmeye çalışıyordu ama eşim istemiyordu bende razı etmeye çalîsiyor ama başaramıyorduk haklıydıda akşam dağıtacaktık dinlenmeliydik Sevda kararlıydı donunda ben gidiyorum dedi sadece şortunu giyip bizden uzaklaşmaya başladı eşimde benden kardeşini yalnız bırakmamamı kafasının çakır keyif olduğunu ona sahip çıkmamı söyledi bende terlik penye alıp gözden kaybolan sevdanın pedinden koştum sonunda yetiştim beni beklemiyordu
Direk kalçalarını avuçladım şaşırmış arkasını döndüğünde ben olduğumu anlayıp dudaklarıma yapıştı sarmaş dolaş olimposu gezmeye başladık bir su yoluna girdik olimposu bilenler bilir güzel bir su yolu var buz gibi 50-60 cm derinlikte bir su kanalı eski yıkık bir havuzdan başlar havuza ulaştığımızda gitar çalan gençler güzel bir akmosfer bir iki parçalarına eşlik edip gezmeye devam ettik tabi biz rahat dururmuşuz çalılıkların içinde kimsenin bakışlarına aldırmadan sevismeye başladık kucakta yerde domaltıp her şekilde baldızım sevdayı sikiyordum ilki kadar olmasada çok zevkliydi yakalanma hissi izlenmenin verdiği ihtimal ve konuşmalarımız vahşi bir ortamdı bu bizimkisi okadar serttik ki sevdanın birçok yeri çizilmiş yırtılmıştı tekrar havuza döndük soguk suyun içinde kendimize gelmeye çalışıtık
Devamını ilerleyen günlerde farklı bir makalede yazarım tatil bitene kadar bir kaç güzel an ben yaşadım sevdada aura da tanıştığı Ordulu motorcu İle tatiline renk kattı hatta bizim kaldığımız villayı inlettiler eşim ve ben Şok olmuş eşim sevdanın hayatında 1 yıldır kimse Yok bırak acısını çıkartsın diye beni susturuyordu
472 notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
SONUNDA KARIMLA YAZMAYA KARAR VERDİK...
DİĞER OKUDUKLARINIZ GİBİ ALINTI DEĞİLDİR. 
TAMAMEN GERÇEKTİR… 
       Karım ıle çok güzel bir seks yaşantımız vardır. İlk başlarda karım biraz utangaç olduğu ıcın tabı herseyı konuşamadan fantezıler kurmadan sadece çılgınlar gıbı sevısır öpüşür ama evli olmadığımızdan dolayı şikişmezezdık. karım halen bakire idi. Bır kac yıl boyle gectıkten sonra en son evlendık ve karımla mutlu bir beraberlıgımız var. Zamanla tek duze cınsel hayatımızdan sıkılmaya basladım ve karımla fantezıler uzerıne sevısmenın ıkımızıde daha cok tahrık edecegını dusundum. 
         Karım selma ıle evliyim ve çok güzel bir seks yaşantımız vardır. Bir muddet evliliğimizin ustunden geçtıkten sonra, ikimiz de seks sırasında fantezilerimizi anlatma rahatlığına kavuştuk. Bir çok karımla fantezımız oldu. Karım bir fantazisinde, çılgınlar gibi sevişirken yine ıkımızde ateş gibi iken benim başka bir kadınla sevişmemi seyretmek istediğini söyledi. Ben de ızledıgım porno fılımlerden etkilenerek karıma, iki erkekle sevişmenin ona zevk verip vermeyeceğini sordum. Bu fantaziyi ara ara konuşurduk.  Tamam ‘siksinler beni, tecavüz ederek siksinler sende izlersin zevk alırsın der beni deli eder çılgınlar gibi kendimi tutamazdım boşalırdım. Karımında bu fanteziler ve izlediğimiz porno filimlerden etkilendiğini ve lolita ammının sırılsıklam olmasını her ne kadar bana hissettirmek istemese de ıslanmasından su gibi olmasından çok fazla zevk aldığını biliyordum. Her ne kadar utangaç gibi olsada ilk pornoyu onun teklifi ile izlediğimizi, balayımızda bıkınısının havuzda dustuğünü, sevişmelerimiz sırasında hatırlatarak sular seller gibi boşaldığını biliyordum. İstediğinde ateşli sevişmelerimizde öyle fanteziler kurardı ki bilmiyorum kendi fark edermiydi 5-6 gün o zevkin o fantezinin etkisinden çıkamazdım.   Son zamanlarda karımın  bir bayan arkadaşını zorla sikmek, ben arkadaşını sikerken karımında yanımızda olup arkadaşını tokatlayarak bana siktirmesi veya grup seks yapmak en büyük fantezilerimizdi. Benimle sevişirken bir keresinde karıma tecavüzcü gibi gelip yuzune tokat atarak sert bi şekilde siktiğimde “Nolur yapma, ben evliyim, kocama ne derim… diye inlemiş kafasını sağa sola cirerek altımdan kaçmaya çalışarak” kıvranmıştı altımda. Ben de “Olsun, bir kereden birşey olmaz edasında dahada acıtarak…” sikmeye çalışıyordum onu. O da kıvranıyor ve sokturmamak için rol yapıyordu. Amının içine girince de, “Nolur birdaha yapma, kocam duyarsa mahvolurum…” diye kıvranıyordu altımda. Felaket boşalıyorduk birlikte. 
              Bu fantaziler devam ederken, bir arkadaşım geldi, Karım tanıyordu onu, burada bi otelde 2 günlük konaklayıp dönecekti. Akşam yemeğine davet ettik, akşam beraber yemek yedik, eskilerden konuştuk falan. Daha sonra beraber aşağıya gittik ve bira rakı aldık. Bu arada karım harika bir meze hazırlamıştı.  Çok geç saatlere kadar içtik ve konuştuk. Bir ara sıcak olunca alkolünde fazlasıyla verdiği sarhoşluktan üstümüzdeki gereksiz resmiyetten kurtulmak için rahat bir şeyler giydik. Ben şortumu giymiştim, arkadaşım da yanında getirdiği şortunu giydi. Yaklaşık 5 dk sonra Karım ise odaya geldiğinde iç çamaşırını giymemiş ve evin içinde her zaman giydiğinde beni tahrik eden kısacık şortunu giymişti. Kanepede karşıma oturup ara ara ammını göstererek beni tahrik ediyordu. Daha sonra arakadaşım hadi rakının üstüne cila yapalım yatalım dedi bende kalktım ve dolaptan biraları aldım, bir an dolapta daha önceden aldığım uyku ilacını görünce geceninde karımın bana şortundan ammını göstermesinden dolayı şikişeceğimizi anladım ve biranın içine rahat rahat karımla şikişmek için uyku ilacından bir tam attım. Saat 02:00 gibi, zaten yeterınce sarhoş olan arkadaşım ilacılında muhtemelen etkisi ile başı koltukta öne düştü, sızmak üzereydi. “Ya istersen burda kal bu gece.” dedim, “Gideyim, rahatsız etmeyeyim.” dedi. “Olur mu, müsait oda var.” dedim. Karım da hemen hazır olan bazanın üzerinde kileri kaldırdı ve yatağı hazırladı yatması için. O odaya girdi, biz de odamıza geçtik karımla…  
               Karımla yatağa girince, karımın vücudunu okşamaya başladım, kıvranıyordu ammını parmaklayınca Karım da elini uzatıp sikimi okşamaya başladı. Sikim acayip kalkmıştı, arkadaşımın varlığı beni tahrik etmişti sanırım. Tıpkı diğer sikişlerimizde de yan taraflarda odalarda birilerinin olduğunu bilmekte olduğu gibi. Karımı da tahrik etmiş olacak ki en ateşli yerinde, “Arkadaşın, umarım rahat eder…” dedi. Ben de “Bak bir istersen, sor bakalım rahat mı.” dedim. “utanarak ve ne tepki vereceğimden korkarak Kızmazmısın?” dedi, ama can attığı belliydi. Yine de, “Olmaz, sonra rezil oluruz…” dedi. Ben de, “Gel birlikte gidip bakalım….” dedim. O anda ikimizde de seviştiğimiz için üzerinde hiçbir şey yoktu. Karım harika götü önümde üstünde ip tangası ve ben içkinin tesiriyle cesaretli bir şekilde odaya doğru hareket ediyordum. Yoksa çok istesek de, asla böyle birşeye cesaret edemezdik ikimiz de. Hatta kapıdan döneceğimizi düşünüyorduk. Koridorun lambasını yakıp, arkadaşımın yattığı odanın kapısını hafifçe tıkladık, ses çıkmadı. Kapıyı açtık ve baktık, çok derin uykuya dalmıştı, iyice sızmıştı. Karımla içeri girdik, ama ne yapacağımızı bilmiyorduk. Karım da yanımda, yatağın yanında ayaktaydık. O bana ben karıma bakıyordum. Çok fazla heyecanlanmıştık. Ben boşalmak üzereydim. Karım cesaret edemeyince ben, arkadaşımın üzerine örttüğü pikeyi bacaklarına kadar çektim. Arkadaşım, yaz olduğundan dolayı sadece slip giymişti ve siki bayağı kabarık büyük duruyordu… Yandan baktığımda Karımın gözleri arkadaşımın kabarık sikindeydi hep. Karıma, “Kuru kuru bakmakla olmaz, ellesene…” dedim. “Ya uyanırsa napariz?” dedi. Hem alkol, hem de o acayip heyecanın ve zevkin etkisiyle, “Birşey olmaz, uyanmaz çok içti sızmış, belki en son içtiği birada da uyku ilacı vardır…” dedim ve hafif kalçalarını okşarken güldüm. Karımla yatağın yanında çömeldik. Karım elini hafif hafif gezdiriyordu arkadaşımın slipinin üzerinde. Karıma, “Korkma, çekinme, ne istersen yap!” dedim… “Ya sonra pişman olursak?” dedi, ama bu arada kıpkırmızı olmuştu karımın o güzel yüzü.. Karıma izin verdiğim halde, yine de çekingen davranıyordu her zaman ki gibi ama onun iyi bir orusbu olduğunu sadece görüntüsünün böyle olduğunu ve benden daha da çılgın olduğunu (istediğinde) defalarca tecrübe etmiştim. Dayanamadım ve ben arkadaşımın külodunu hafiften aşağı çektim. Biraz siki çıktı ortaya, karım halen bakıyordu bende elime aldım sikini ve karımın elini tutup arkadaşımın sikine doğru getirdim. Karım tutup biraz okşamaya başladı. Arkadaşımda hareket yoktu, çok derin uykudaydı. Karım, arkadaşımın hem ilk defa gördüğü sikine dikkatlice bakıyor, hem de eliyle oynuyordu nefes alışverişlerimiz değişmişti. Siki benimkinden biraz büyük ve kalındı. Karım Benim yüzüme bakamıyordu. Karımın başını bana doğru çevirdim elimle, ama hemen gözlerini kaçırdı. “Nasıl? Zevk alıyormusun?” dedim karıma. “Heyecandan öldüm ben…” dedi, ama karım benim de bakmamdan rahat edemiyordu, hissettim bunu. Aklı sıra orospu karım yine kendince utanıyordu benden ve aklındakilerden. “Ben tuvalete gidiyorum, bekle hemen geliyorum ” dedim ve tuvalete giderken zaten titreyen boşalmak üzere olan sikimi elime almam ile boşalmam bir oldu, dakikalar içinde sikimi temizledikten sonra daha koridora çıkmadan sikimin yine taş gibi olmasında bende şaşırdım. Sessizce oda kapısına geri gelip seyrettim. Karımın arkası bana dönüktü, gotunun arasındaki tangası harika duruyordu, bu pozisyonda onu sikmek istemeyecek hiçbir erkek muhtemelen yoktu. hissetmedi beni. Arkadaşımın siki daha tam kalkmamıştı. Karım, arkadaşımın sikini eliyle tutup baş kısmını yavaş yavaş ağzına aldı, emmeye başladı. Arkadaşımda uyanma belirtisi yoktu, ama acayip bir ses çıkarıyordu, inleme sesi gibi. Yavaşca ve sessizce içeri gelip, karımın arkasına hafifçe dayandım. Karım beni arkasında hissedince, hemen arkadaşımın sikini ağzından çekti. “Devam et, çok zevk alıyorum!” dedim. Sikimi arkadan karımın amına dayayıp yavaş yavaş sokmak istediğimde, karımın amı çeşme gibi akmıştı her zamanki gibi bacaklarına kadar nerdeyse ammının sualrı gelmişti. Sikimin başını sokup, hafifçe itince hepsi kayıverdi amının içine. Karımın amının böylesine ıslandığını daha önce hiç görmemiştim… Sikimin tamamı birden amına girince, karım, “Ohhhhh…” diye inledi. Artık iş çığrından çıkmıştı. Ben karımı belinden tutup, arkadan pompalarken, karımın da ağzından şapırtı sesleri geliyordu, acayip emiyordu arkadaşımın sikini. Tam kalkmadığı için de hepsi girmişti ağzına. Bir müddet sonra Arkadaşım birden kasıldı ve inleye inleye karımın ağzına geldi… bu Arada ben de daha fazla dayanamadım karımın ammıdan çıkarıp o güzel sırtına titreye titreye boşaldım, halen sikim taş gibiydi. Karım yine o ateşli sevişmelerimizde olduğu gibi kıpkırmızı olmuş gözleri kaymış bir şekilde agzındaki ıslaklıkla bana bakıyordu. Elimle birazı sildim ve dudaklarına yapıştım, ısırdım dudaklarını götünü avuçladım, dilini ıslaklığını tükürüğünü ağzıma getirdim bende içtim. 5 dk geçmeden bu ateşli öpücükten sonra karım bu sefer gözümün içine baka baka arkadaşımın sikini eline aldı ve yüzü bana gelecek şekilde küçülmüş olan siki ammına almaya çalıştı, girmeyince dudaklarına yapıştım ve arkadaşımın sikini tutarak karıma girmesi için biraz okşadıktan sonra yardımcı olup soktum. Karşılarında ben 31 çekerken karım ise arkadaşımı uyandırmamak için çok yavaş hareketler ile ammının dibine kadar arkadaşımın sikini alıp tekrar çıkarıyordu. Daha fazla dayanamadım ve karımı tekrar aşağıya indirdim ve ammına sikimi soktum. Tekrar karım arkadaşımın sikini deli gibi ben onu sikerken emmeye başladı. Karımı sıkerken daha öncekiler gibi birbirimize bir şeyler anlatmıyorduk tam tersine yaşadığımız için ben hiç konuşmuyordum karım ise kısık kısık ınlıyor kasılıyor, bacakları tıtrırıyor ara ara bacaklarını sıkıp bırakıyordu. Ara ara arkadaşıma baktığımda gözleri kapalı idi fakat ara ara hırıltı ses gelıyordu. Sikişmemiz bitince, karım arkadaşımın külodunu çekti ve pikeyi örttü, odamıza geçtik. Bir kere de yatakta siktim karımı. Karım bana, “Canım, teşekkür ederim, mahvoldum ben…” diyerek, inleye inleye boşaldı birdaha. Saymadım bilmiyorum ama, 4 mü 5 mi oldu boşalması. Ben de 3 kere geldim. Sonra bitkin bir vaziyette uykuya daldık. 
           Sabah uyandığımızda korku duyduk biraz. Karım bana, “Arkadaşın anlamamıştır degil mi? Anladıysa rezil olduk…” dedi. Odadan hakikaten çekinerek çıktık, çekinerek salona yöneldik. Salondan TV’nin sesi geliyordu, çekinerek salona girdik. Gülerek günaydınlaştık. Karım arkadaşıma, “Umarım yatakta rahat etmişindir…” dedi. Arkadaşım da, “Hemde nasıl rahattım, yatar yatmaz uyumuşum, biraz önce uyandım.” deyip, karıma teşekkür etti. Sonra birlikte güzel bir kahvaltı ettik ve arkadaşım gitti. Bundan sonrakiler için güzel ve zararsız bir başlangıç oldu. 
ARKADAŞLAR YORUMLARINIZ KARIMLA BİRLİKTE OKUYACAĞIMDAN EMİN OLUN. 
DEDİĞİM GİBİ HİKAYE ALINTI DEĞİLDİR TAMAMEN GERÇEKTİR.
DURUMA GÖRE KENDİ RESİMLERİMİZİ DE EKLEYEBİLİRİZ.                                                                                                                                                   
1K notes · View notes
bahattin03 · 3 months ago
Text
Aldatmak, Bir Başkasıyla Sikişmek Yanlışmıdır? (Sevim 35 Y., Berlin / Almanya)
Sevgili Arkadaşlar, biz Kadınlar aldatmayı veya aldatılmayı çooook kötü bir şeymiş gibi algılarız. NEDEN? Benim yaşım 35. boyum 1.66 ve 59 kiloda, dolgun göğüslü, dolgun dudaklı, esmer güzeli bir kadınım. Çevremde çok beğenildiğimin farkındayım, espirili sevecen biriyim ve 17 senedir evliyim. Eşim çok iyi ve sportmen bir insan. Buraya kadar herşey doğal, fakat sex benim için çok ama çok değerli ve güzel bir şey. Eşimse sexi sever, ama pek aramaz. Ben evlenmeden önce hiç bir erkekle (maalesef!) sikişmedim ve burada kızlıkları bozulmasın diye götten sikişenlerin hikayelerini okuyunca hayret ediyorum, ne diyeyim bilmem ki?
Bir gün işime giderken yolda çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir erkek arkadaşıma rastladım. Hava çok kötü idi, her tarafta kar vardı, arkadaşım da arabayla beni işime bırakmak istedi. Nezaketen yok falan desem de, soğukta karda buzda yürüyerek işe gitmekten kurtulmak için kabul ettim. Arabasına bindim, konuşarak gülerek eğlenerek beni işime bıraktı. Birkaç gün sonra yine bir tesadüf eseri karşılaştık ve beni tekrar işime bıraktı. Bir bıraktı, iki bıraktı, artık salak değilim ya, bunun tesadüften ibaret olmadığını anladım. Sonra bu değerli arkadaş bana açıldı, beni çok güzel bulduğunu ve eşimin nekadar şanslı olduğunu söyledi. Baya bir sohbet ettik. Bu arkadaşım 43 yaşında, 1.75 boylarında, zayıf, bekar ve hoş birisi. Ve eşime nazaran parlak birisi, vücudunun görünen yerlerinde öyle pek tüy kıl yok.
Birgün bu Arkadaşım beni evine birşeyler içmeye davet etti, ben de gittim. Oturduk sohbet ettik, şampanya içtik, ama çok güldük eğlendik. Birden ani bir hareketle dudaklarıma yapıştı ve beni öpmeye başladı. Doğrusu onunla öpüşmek çok hoşuma gitti, çünkü öpüşmeyi seviyordum fakat eşimin çok kötü ağız kokusu olduğundan eşimle öpüşmek istemiyordum. Deli gibi öpüştük. Ama ogün fazla ileriye gitmedik, çok nazik birisidir, zorlama yok, ısrar yok. Neyse ben ordan ayrılıp evime gittim, ama felaket azmıştım ve canım müthiş yarak yalamak istiyordu. Eşimin 'çok yorgunum' demesine rağmen sikine yapıştım, yalayarak onun boşalmasını sağladım...
Aradan birkaç gün geçtikten sonra yine onun evinde buluştuk. Hiç vakit kaybetmeden hemen öpüşmeye başladık. O benim benim bütün elbiselerimi üzerimden çıkardı, sadece sütyenim ve külodum kalmıştı. Dolgun göğüslerimi sütyenimden çıkarıp öpmeye başladığında bende film kopmuştu zaten. O da küloduna kadar soyundu ve yatağa uzandık. Her tarafımı deli gibi öpüyor yalıyordu. Sonra külodumu da çıkarıp amıma doğru yol aldı. Ama kaymak gibi amımı nasıl yalıyor, nasıl öpüyordu. Bunu sizlere yazarken bile şu an onu arzuluyorum. O amımı yalarken, bende de hayatımda ilk defa kocamın sikinden başka bir siki görmenin heycanı vardı. Ben de onun külodunu çıkardığımda siki muhteşemdi. Bu belki klişe gibi gelebilir, ama gerçekten siki benim Eşiminkinden daha büyüktü...
Yalama sırası bana gelmişti. Sex dergilerini çok okuduğumdan kendimi hep geliştirmişimdir. Eşim de sikini yalamama bayılırdı, fakat böyle bir siki yalamak benim için anlatılmayacak kadar heycan vericiydi. Sikini yalamaya başladığımda onun mest olduğunun farkındaydım. Yaladığım bu tüysüz sik çok hoşuma gitmişti. Bir hamleyle beni sırt üstü yatırdı ve sikini şelale olmuş amıma soktu. Kökledikçe köklüyor. Ooohhhhh! Dünya varmış be! Bu nebiçim bir zevkti, bu nebiçim bir duyguydu! Tükürmüşüm aldatmasına da yanlışına da. Ağlarım heba olmuş 17 seneme. Bilseydim aldatmanın ve böylesine sikişmenin tadının anlatılmaz güzel olduğunu, kesinlike önceden sikişirdim. Tabii önüne gelen herkesle değil, tanıdığın güvendiğin biri olması gerek.
Ertesi günlerde yine onun evinde buluşmaya ve sikişmeye devam ettik. Sürekli bana 'meleğim' diyor. Her seferinde deli gibi sevişiyoruz ve sikişiyoruz. Bana, "Kocanı bırak benimle evlen!" diyor. Ama asla böyle birşey yapmam, çünkü eşimi seviyorum, herne olursa olsun eşim benim Hayat Arkadaşım. Neyse boşverin bunları, eşimle evliliğimiz gayet güzel devam ediyor. Ama sikişmenin ve gerçek seksin zevkini sevgilimden alıyorum, onun sikini seviyorum, beni hoyratça sikmesini, amıma köklemesine bayılıyorum.
Demek ki insan eşini sevse de, sexle evliliği ayırabiliyormuş. Erkekler için olsun, Kadınlar için olsun sevişmek bir sanattır, kimi bunu becerir, kimi sınıfta kalır. Eşimi aldattığıma pişman değilim ve 17 yıllık evlilik hayatımda kaybolan heyecanı sevgilimle dolu dolu yaşıyorum. Hanımlara diyorum ki, sikişin sikişebildiğiniz yere kadar, hayata bir kere geldik! Bol sexli güzel günler bizlerin olsun. Hepinize Mucukkk!
[Sevim]
79 notes · View notes