b-kayok

[b-kayok]

[b-kayok]

Spangle-cheeked Tanager

javier.chaves.photography

[b-kayok]

[b-kayok]

cane got stuck in the revolving door hence it didn’t go as fast as he wanted: Charlie is not too happy about that.

[b-kayok]

"hasta değilim" dedi. yatağın kenarına oturdu. "hasta olsaydım, iyileşebilirdim. hayır. ama yaradılışımda eksik bir şey var, bu da iyileşmiyor."

[b-kayok]

Her insan, dünyaya geldiğinde kalbinde siyah bir leke vardır derler. Hayattaki amacını bulunca o leke kaybolur gidermiş.

Şahsiyet - Hakan Günday

[b-kayok]

[b-kayok]

cemal süreyya demiş ki;

üzüldüğünü anlamayan, seni mutlu edemez.

[b-kayok]

Yeraltı edebiyatının önde gelen isimlerinden Amerikalı yazar ve şair Charles Bukowski'yi aramızdan ayrılışının 28. yılında saygıyla anıyoruz.

[b-kayok]

Edebiyatımızın önde gelen roman, hikâye ve tiyatro yazarı Tarık Buğra’yı aramızdan ayrılışının 28. yılında saygıyla anıyoruz.

[b-kayok]

“Savaşın sonunu yalnızca ölüler görür.” ‪

Platon‬

[b-kayok]

Avrupa’yı saran Nazi zulmü, yaşadıkları üzüntü ve düş kırıklıkları nedeniyle Stefan Zweig, eşi Charlotte E. Altmann ile beraber, Brezilya’nın Petropolis kentinde 80 yıl önce bugün intihar etmişlerdi...

[b-kayok]

"An extremely rare Chaplin collectable. This was a "mailer" sent out by Pathé Studios (circa 1922) to the theaters advertising the release of Chaplin's short "A Dog's Life" (1918). The mailer, once delivered. folded out to a lobby size poster. This mailer shows the smiling "Tramp" with: "COMING! CHARLIE CHAPLIN - A DOG'S LIFE!". What makes this even more remarkable is that Chaplin's mustache is an actual faux-mustache that was glued on... this is that original mustache, and it is still poster."

liveauctioneers (x)

[b-kayok]

Charlie Chaplin photographed by Florence Meyer Homolka: set of "Limelight" 1952

[b-kayok]

İlk Sevgi

"Bilseniz! Bu maişet ne kadar safiyanedir. Hayat onlar için bir devr-i asûdegî olsa idi düşünmek denilen şeyi ihtimal ki ebediyen düşünemeyeceklerdi. Fakat arada sırada gönülleri üzen firkatler, hicranlar, zihinleri başka düşüncelerle yoran endişeler, ıstıraplar ömür için gâh ağır gâh hafif birtakım teemmülat-ı mütetâbiaya ihtiyaç olduğunu onlara da tasdik ettirmiş idi."

[b-kayok]

[b-kayok]

“Sana diyebilseydim ki, durum çok ciddi Bilge, aklını başına topla.

Ben iyi değilim Bilge, seni son gördüğüm günden beri gözüme uyku girmiyor diyebilseydim.”