Photo
İnsan çift kutuplu bir varlıktır. Meleklerde sırf akıl, hayvanlarda sırf nefs, insanlarda ise hem akıl hem de nefs vardır. Aklını nefsine üstün kılan melekten üstün olur. Nefsini aklına üstün kılan hayvandan aşağı olur. Aklı nefse üstün kılmak ancak vahye uymakla mümkündür.
207 notes
·
View notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=d92X5kMiq6s gönderdi)
#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde TÜBA Ödülleri Töreninde Konuştu 01 ocak 2017
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde TÜBA Ödülleri Töreni'nde konuştu. Erdoğan, "Pek çok sapkın yapı gibi FETO'cular da yollarını kaybetmişlerdir. Ne olduklarını, kim olduklarını unutarak, her biri sadece sahiplerinin emrettiğini yapan birer mankurta dönmüşlerdir. Öyle ki 15 Temmuz'da bu örgüt mensuplarının yaptıkları ihanetin büyüklüğünü ancak bir asır önceki işgal günleriyle mukayese edebiliriz. 15 Temmuz'daki ihanetlerinin büyüklüğünü ancak 1 asır önceki işgal günleriyle mukayese edebiliriz" dedi. TÜBA Ödülleri Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması şöyle:
"F KLAVYE KULLANILMASI İÇİN GENELGE YAYINLAMIŞTIM"
* Her şey gibi bilim de insan içindir. Kendimizi daha iyi tanımamız içindir. Günümüzde ülkelerin ve toplumların güvenlik anlayışları toplu bir değişime uğradı. Unutmayalım ki her medeniyet kendi kültürünü ve değerini üretir. Ecdadımızın yaptığı camilerle birlikte kullanılan teknikte bizim medeniyetimizi yansıtır. Eğer kendi teknoloji ve biliminizi üretemezseniz onun kültürüne da katkıda bulunamazsınız. İki örnek vereceğim. TÜBİTAK'ın ürettiği Pardus'ta kullanılan teknoloji bize ait olmadığı için geçerli ve yaygın kullanılan bir ürün olmadı. Aynı şekilde Başbakanlığım döneminde kamu kurumlarında F klavye kullanılması için bir genelge yayınlamıştım. Onda da ciddi bir yol katedemedik. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde geliştirmek vardır. Reddiye bizde yoktur. Burada sorun bilgisayar değil. O bilgisayarın insanların hayatına nasıl gireceğidir. Bu serzeniş hasetlikten değil. Bilim ve teknolojide öncülüğü kaybetmiş olmanın verdiği üzüntüdür. Nitekim geçtiğimiz 14 yılda bilimsel çalışmalara verdiğimiz önemle çok önemli mesafe katettik. Kısa zamanda ulaşımda, boğazın derinliklerinden ve üstünden inşaa ettiğimiz dünyada ilk 5 içindeki Marmaray ve Avrasya ile, Yavuz Sultan Selim ile kendi bilim-teknoloji anlayışımızı dünya bilim ve teknoloji anlayışı ile özdeş hale getirdik. Milli gelir oranımızı yükselttik. Burada aslolan özel sektöründe bu Ar-Ge çalışmalarında nasibini alması lazım. Her şey devlet dememeleri gerekir.
"FETÖ DENİLEN ŞER ŞEBEKESİ..."
Bilim sadece somut çıktıları itibariyle değil zihinlerde yol açtığı değişimle ülkeler ve milletler için önemlidir. Tarihimizdeki istikrarsızlıklara baktığımızda hepsinin arkasında kültürel yozlaşmanın bulunduğunu görüyoruz. Selçuklu'yu kalbinden vuran Haşhaşiler bu boşluktan yararlanmıştr. FETÖ denilen şer şebekesi milletimizin hassasiyetlerini istismar ederken bu tür eksikliklerden faydalanmıştır. Bu örgütün içindeki akademisyenler, yargı mensupları, polisler, askerler, öğretmenler, iş adamları iyi eğitim almış, fiyakalı okullardan mezun olmuş olabilirler ama bu durum hakikatler karşısındaki körlüklerini, cehaletlerini, kalplerini ve zihinlerini bir şarlatana kiralamış oldukları gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Bunun için ilişmle birlikte ecdadımız irfanı ilmin yanına koymuştur. Bir de hikmeti koymuştur. İlimle hikmeti beraber anmıştır. Hikmet olmassa o bilginin hiçbir anlamı yok. Biz kendimizi bilmezsek birileri gelir ne olduğumuz anlatmaya başlar.
"ONLAR BİRER MANKURT!"
Pek çok sapkın yapı gibi FETO'cular da yollarını kaybetmişlerdir. Ne olduklarını, kim olduklarını unutarak, her biri sadece sahiplerinin emrettiğini yapan birer mankurta dönmüşlerdir. Öyle ki 15 Temmuz'da bu örgüt mensuplarının yaptıkları ihanetin büyüklüğünü ancak bir asır önceki işgal günleriyle mukayese edebiliriz. FETÖ'nün Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalamasıyla Osmanlı Meclis-i Mebusanın kapatılması aynı şeydir. Aynı amaca yöneliktir. Orada bir fark yok. Her ikisi de milli iradenin tecelligahı olan bu kurumları işlemez hale getirerek ülkenin işgaline zemin hazırlama amacı gütmektedir.
"BU KÖR TESLİMİYETİN ADI CEHALETTİR"
Allah'tan başka hiçbir güce kul olmadık, olamayız. Siz kalkıpta Pensilvanya'ya bu iki itikadi başlığı teslim ederseniz işte orada her şey kaydı demektir. Rabbimiz emrediyor: Akletmez misiniz? Onların dediği ise akletme, düşünme. Bunun adı Kur'ani bir ifade ile cehalettir. Bu kör teslimiyetin inancımızda yeri yoktur.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=XxO1prWHbSI gönderdi)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Şehircilik Şurası'nda konuştu. Kentsel dönüşümde dikey mimarinin yanlış olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ben yatay mimariden yanayım. İnsan toprağa yakın yaşamalıdır. Dikey mimarinin altında yatan gerçek; az topraktan çok para kazanmaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, müteahhitlerin üzerinden prim yaptığı "Kot" sorununa da dikkat çekti. Erdoğan şöyle konuştu: Beyefendi inşaatı en yüksek noktadan alıyor. Denizden bakıyorsun 2-3 kat görünüyor ama 5-6 kat bina çıkıyor. Bu işi kökünden kazımamız lazım. Bodrum diyorsun, adam zemin yapıyor. Bu konularda belediyelerimizin hassas davranmamız lazım. Bodrumu zemine dönüştüren anlayış bana göre ihanettir. İşte efendim şuradan, buradan kazanmak istiyorum. Geç o işleri! Kazanmak istiyorum derken şehre ihanet ediyorsun, ihanet!
Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Şehircilik Şurası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İbni Haldun'a göre şehirlerin bir ruhu vardır. İnsanlar zamanla yaşadıkları şehrin ruhu ile özdaş hale gelir" dedi.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=BdaDxI1nbIc gönderdi)
#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, #Madagaskar Cumhurbaşkanı #Hery #Rajaonarimampianina ile ortak basın toplantısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan Doğu Afrika turunun son durağı Madagaskar'da önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Ülkemize döndükten sonra zannediyorum ki meclis başkanlığı, Cumhurbaşkanlığına parlamentodaki görüşmelerin neticesini ulaştırmış olması lazım. Bizde değerlendirmelerimizi hemen yapacağız. Milletimizin de beklentisi budur. Atılan bu kararlı adımı bizde TBMM'ye tekraren göndereceğiz" dedi. Doğu afrika turunun son durağı Madagaskar'da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Madagaskar Cumhurbaşkanı Hery Rajaonarimampianina ile ortak basın toplantısı düzenledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 150 iş adamı ile Madagaskar'a geldiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarımda, enerjide neler yapabiliriz, bunları konuştuk" dedi.
Madagaskar Cumhurbaşkanı Hery Rajaonarimampianina ile ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
Önemli olan aynı hedef etrafında kenetlenebilmektir. Birlik, güçtür, kuvvettir. Bir ve beraber olunduğunda aşılamayacak engel yoktur. Bugün yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkileri ve bölgedeki gelişmeleri ele aldık. Biraz sonra da iş adamları ile bir araya geleceğiz. 2005 yılında sadece 12 milyon dolar olan ticaret hacmimiz, 60 milyon dolara yükseldi. İki ülkenin gerçek potansiyeli bu rakamın çok üzerinde. Türk havayollarının seferleri ile bu rakam yükselecek. Ulusal Kalkınma Projelerine Türk müteşebbislerinin ilgi duyacağına eminim. Dünyada ikinci sırada olan müteahhtilerimizin ciddi yatırımları olacağını düşünüyorum. Türkiye-Madagaskar İş Forumuna da iştirak edeceğiz. Madagaskar büyük bir potansiyel barındırıyor.
"BİZ BİR DARBE YEDİK, SİZ DE YEMEYİN"
Sayın Cumhurbaşkanı ile 15 Temmuz gecesi ülkemizde darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ ile ilgili konuştum. Kıymetli dostuma örgütle ilgili belgeler verdim. Bu yapı sadece Türkiye'de değil, 40 yılda devletimizin bütün kademelerine sızmak suretiyle darbe teşebbüsünde bulundu. Şahsım ve başbakanımızı hedef almak suretiyle ülkemizin silahlarıyla kendi vatandaşlarımızı öldürmeye teşebbüs ettiler. 248 vatandaşımızı şehit ettiler. Bunlar dünyanın 170 noktasında faaliyet gösteriyor. Dostlarımıza dedik ki; biz bir darbe yedik, siz de aynı darbeyi yemeyin. Bununla ilgili olarak Maarif vakfını kurduk. Sizin eğitim bakanlığınızla maarif vakfı müşterek çalışacak Malgaş gençliğiniği böylece kurtarmış oluruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Madagaskar'da konuştu
SORU-CEVAP
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ
* Bu gece nasip olursa ülkemize dönüyorum. Ülkemize döndükten sonra zannediyorum ki meclis başkanlığı, Cumhurbaşkanlığına parlamentodaki görüşmelerin neticesini ulaştırmış olması lazım. Bizde değerlendirmelerimizi hemen yapacağız. Milletimizin de beklentisi budur. Atılan bu kararlı adımı bizde TBMM'ye tekraren göndereceğiz.
* Muhalefet, Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Bu konuda herhangi bir önleyici, 'niye oraya gidiyorsun' deme hakkımız yok ama bunlara da alışığız. Anayasa Mahkemesine çok sık gitmeye alışık anlayış da var ülkemizde. Temenni ederim ki bir an önce Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili kararını verir. Çünkü milletimiz şu anda yoğun bir şekilde heyecanla artık bu konuda atacakları adımın hazırlığı içerisinde.
"Muhalefet anayasa mahkemesine başvurabilir"
ASTANA ZİRVESİ-SURİYE'DE ÇÖZÜM YAKIN MI?
* Öcelikle Türkiye, Rusya ve İran heyetlerinin önce Moskova'da 20 Aralık'ta yaptıkları ortak açıklamaya ve BMGK kararına uygun olarak Suriye rejimi ve silahlı muhalif gruplar arasındaki Astana'daki görüşmeleri destekledikleri ve atacakları adımları konuştular. Suriye'de askeri bir çözüm olmayacağına inançlarını belirttiler. Somut adımlar atmak suretiyle Suriye'de ateşkesin güçlendirilmesine karar verdiler. Siyasi sürecin belirli hususlarına ilişkin olarak aktif işbirliğini kararlaştırdılar.
Astane Zirvesi, Suriye'de çözüm yakın mı?
TÜRKİYE - RUSYA İLİŞKİLERİ
* Bizim Rusya ile ilişkilerimiz çok eski ve çok ciddi bir ticaret hacmimiz var. Bir dönem 38 milyar dolara çıktı. Şu an bu rakam düştü ama tekrar yükseleceğine inanıyorum. Bizim Rusya ile tarihi ilişkilerimiz de çok eski. Şu anda bölge ülkeleri olarak Suriye'deki gelişmelerin, gerek koalisyon güçleri olarak ABD ile gerekse bölgesel güç olma hasebiyle Rusya ile bu işi nasıl çözeriz diyerek bu adımı attık. Türkiye'de Kürt vatandaşlarımız var, Suriye'nin kuzeyinde de kürtler var. Ama Suriye rejimi onları sürekli dışlamış ve pasaport vermemiştir. Bakıyorsunuz, öyle anlar geliyor ki Esed, onları kullanmaya çalışıyor. Tehdit almadığımız sürece oraya bakışımız farklıdır. Şu anda kuzey Suriye'de PYD ve YPG var. Obama'nın görevde olduğu dönemde kendisine güvenli bölge oluşturalım dedim. Mülteci akınını durduralım dedim. Burada atmamız gereken adım; eğit donattır, yapıyoruz, yaparız. Uçuşa yasak bölge ilan etmemizlazım ve milli orduyla güvenliğini sağlamamız laızm. Bunun için de biz Cerablus'ta Rai'de operasyon başlattık. Şu anda da El Bab'dayız. DEAŞ, PKK ve PYD'ye karşı Suriye'de oralara huzuru getirmiş oluruz.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=_T889jsDwk8 gönderdi)
#Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Mozambik arasında 6 anlaşma imzalandı “Türkiye, Mozambik’in Kara Gün Dostudur” Mozambik Cumhurbaşkanı Filipe Nyusi ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulunun Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mozambik, bağımsızlığını kazanmasının ardından yaşadığı zor günleri geride bırakmış, bundan sonra aydınlık yarınlara bakan bir ülke konumuna gelmiştir. Kültürel zenginliği ve barındırdığı büyük ekonomik potansiyelle Mozambik, Afrika kıtasının istikrarlı ülkelerinden biri olmayı başarmıştır” dedi. Afrika turunun ikinci durağı Mozambik’te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mozambik Cumhurbaşkanı Filipe Nyusi ile baş başa görüştü ve heyetler arası görüşmelere başkanlık etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Nyusi Türkiye ile Mozambik arasında yapılan anlaşmaların imzalanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenledi. “BU ZİYARETİN İKİ ÜLKE MÜNASEBETLERİNİ GÜÇLENDİRMESİ EN BÜYÜK TEMENNİMDİR” Cumhurbaşkanı Nyusi’ye özellikle şahsına, heyetine göstermiş olduğu ev sahipliği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün gerek ikili gerekse heyetler arası yapmış olduğumuz görüşmelerle Türkiye-Mozambik, 'bugüne kadar geldikleri nokta ve bundan sonra varacakları nokta ne olabilir?' bunları görüşme fırsatını yakaladık” dedi. Türkiye'den Mozambik'e ilk defa bir Cumhurbaşkanı olarak kendisinin geldiğini ve bundan sonraki sürecin üst düzeyde çok daha farklı yürüyeceği inancını taşıdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Nyusi ile 2014 yılında özel bir ziyaret vesilesiyle Türkiye'de bulunduğu sırada bir araya gelmiş ve bir verimli görüşme yapmıştık. Üç yıl aradan sonra bu kez cumhurbaşkanı sıfatıyla geliyorum. Bu tarihî ziyaretin iki ülke münasebetlerini güçlendirmesi en büyük temennimdir” diye konuştu. “MOZAMBİKLİ DOSTLARIMIZIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Mozambik'in bağımsızlığını kazanmasının ardından yaşadığı zor günleri geride bırakıp, bundan sonra aydınlık yarınlara bakan bir ülke konumuna geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kültürel zenginliği ve barındırdığı büyük ekonomik potansiyelle Mozambik, Afrika kıtasının istikrarlı ülkelerinden biri olmayı başarmıştır” ifadelerini kullandı. Mozambik'te farklı kültürlerden, inançlardan, etnik kökenden insanın aynı çatı altında barış ve huzur içerisinde yaşadığına dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Kıtada gerilimlerin arttığı, çatışmaların yaşandığı bir dönemde bu büyük bir kazanımdır. Birlik ve dayanışma süreci olduğu müddetçe Mozambik'in geleceği çok daha aydınlık olacaktır. Bu ülkenin içinde bulunduğu bazı güçlerin veyahut da güçlüklerin geçici olduğu kanaatindeyim. Nitekim Mozambik, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin unsurlarını 5 yıllık stratejik programına yansıtmıştır. 2030 hedefleri doğrultusunda çabalarını sürdürmekte, Mozambik millî marşında olduğu gibi yeni bir geleceği taşlarını üst üste koyarak inşa etmekte kararlıdır. Biz de Türkiye olarak bu süreçte Mozambikli dostlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.” “ÖNEMLİ ANLAŞMALARA İMZA ATILDI” Cumhurbaşkanı Nyusi ile yaptığı görüşmede geleceğe dair vizyonunu kendileriyle paylaşma fırsatı bulduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgesel ve uluslararası konularda yaşadığımızın tecrübelerimiz var. Yaklaşık 11 yıllık başbakanlığım dönemi, ardından üç yıla kadar cumhurbaşkanlığı dönemimde edindiğim ulusal, uluslararası tecrübelerimizi Sayın Cumhurbaşkanı Nyusi ile paylaştım. Özellikle de ekonomi alanında yaşadığımız sıkıntılar vardı ve 'bunları nasıl aştık, bugünlere nasıl geldik' bunları paylaşma fırsatım oldu. Özellikle de IMF noktasındaki düşüncelerimi paylaştım, çünkü görevime geldiğimizde bizim IMF'ye borcumuz 23,5 milyar dolardı. Mozambik'in de yaklaşık 1,5 milyar dolar borcu olduğunu öğrendim. Tabii bir faiz ve enflasyon sarmalının olduğunu da gördüğüm için bu konuda da nasıl biz buralardan sıyrıldık ve bu konuda ne gibi adımlar atılması lazım bunları da paylaşma fırsatımız oldu” dedi. İlgili bakanların birbirleriyle verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini, bundan sonraki süreçte de bu görüşmelerin devam ettirilmesinin faydasına inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili bakanların vize, ekonomi, ticaret gibi 6 farklı alanda önemli anlaşmalara imza attığını bildirdi. “TECRÜBELERİMİZİ, AFRİKALI KARDEŞLERİMİZLE PAYLAŞMAYA HAZIRIZ” Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel sektör temsilcileriyle bir araya geleceklerini belirterek, 150 kadar özel sektör temsilcisinin Mozambik'te bulunduğunu, içerisinde her sektörden yatırımcının olduğunu ifade etti. İnşaat sektörünün ötesinde HES'ler, rüzgâr ve güneş enerjisiyle, hidroelektrik ve termik santrallerle temayüz etmiş firmaların bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bunlarla Mozambik'te ne gibi yatırımlar yapılırsa, ülkenin çok daha güçlü bir konuma gelmesi gerektiği hususunu görüştüklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu 'kazan-kazan esasına göre yapmalıyız' diye düşünüyorum. Onun için Mozambikli iş adamlarıyla, Türk iş adamlarının dayanışma içerisinde gerek Mozambik'te, gerek Türkiye'de, gerekse üçüncü ülkelerde birçok adımı dayanışma hâlinde atabiliriz, atmalıyız diye düşünüyorum. Bizler bu alanlardaki tecrübelerimizi Afrikalı kardeşlerimizle paylaşmaya hazırız” diye konuştu. “TİCARET HACMİNİ 500 MİLYON DOLARA ÇIKARMAMIZ İKİ ÜLKE İÇİN İSABETLİ OLACAKTIR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) Maputo'da ofis açmak istediğini, Cumhurbaşkanı Nyusi'ye özellikle bunu ifade ettiğini aktardı. TİKA'nın, dünyanın dört bir yanında yürüttüğü başarılı çalışmaları, Mozambik'in ihtiyaçları temelinde ve makamlarla iş birliği hâlinde sürdüreceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlişkilerimizi ve iş birliğimizi eşit ortaklık ve karşılıklı saygı kazan-kazan esasına göre ilerletmeye özen gösteriyoruz. Bu anlayış bize kalıcı ilişkiler ve dostluklar tesis etme imkânı veriyor. Ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi 2016 yılı Kasım ayı itibarıyla 103 milyon dolar, bizim aleyhimize önemli değil fakat biz, bunu yeterli bulmuyoruz. İlk etapta Mozambik-Türkiye arasındaki bu ticaret hacmini 250 milyon dolara, ikinci etapta ise bu ticaret hacmini 500 milyon dolara çıkarmamız inanıyorum ki her iki ülke için de isabetli olacaktır” ifadelerini kullandı. “MOZAMBİK, TÜRKİYE'DE BÜYÜKELÇİLİK AÇMALIDIR” İki ülke arasındaki ilişkilerin, 2011 yılında Türkiye'nin Maputo'da büyükelçilik açmasıyla farklı bir noktaya geldiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim şu anda arzumuz Mozambik, Türkiye'de büyükelçiliğini açmalıdır ve biz bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Bunu başardığımız takdirde inanıyorum ki aramızdaki ilişkiler büyükelçilerimizin gayretleriyle çok daha farklı bir konuma ulaşacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı ile ülkemizde 15 Temmuz gecesi darbe teşebbüsünde bulunan Fetullahçı Terör Örgütüyle mücadeleyi de konuştuk ve bu konuda kendilerinden özellikle desteklerini istedik. Zira Mozambik'te de belli yerlerde bunların nasıl ki bizde silahlı kuvvetlerine yerleşmişlerse, nasıl ki polis teşkilatımıza yerleşmişlerse, nasıl ki devletin kurumlarına yerleşmiş, sızmışlarsa aynı prensibi, dünyanın dört bir köşesinde yaygın olan bu örgüt, burada da yapacaktır, bunun farkında olması temennisinde bulundum. Bu bir dost, bir kardeş temennisidir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mozambiklilerin çok kullandıkları "Dostu olan kişi her şeye sahiptir” şeklinde bir sözü olduğunu belirterek, “Ben de dostu olan bir arkadaşımla bunları rahatlıkla konuştum. Birlikte zor günde aşacağımız konular var, biz her şeye hazırız ve biz Mozambik'in kara gün dostuyuz” diye konuştu. Ziyaretinin iki ülke arasındaki uzun soluklu iş birliğinde bir dönüm noktası olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıymetli dostum, Cumhurbaşkanı Nyusi'nin şahsında tüm Mozambikli dostlarımıza şahsım ve heyetim adına kalbi şükranlarımı ifade ediyorum” dedi. MOZAMBİK CUMHURBAŞKANI NYUSİ: “TÜRKİYE İLE EKONOMİK VE DİPLOMATİK ALANDA YENİ ATILIMLAR GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ” Mozambik Cumhurbaşkanı Filipe Nyusi ise konuşmasında, ülkelerine, Türkiye Cumhuriyeti’nden bir devlet adamının ilk ziyaretini gerçekleştiriyor olmasından büyük onur duyduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretlerinden büyük memnuniyet duyduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Nyusi, bu ziyaret sayesinde iki ülkenin dostluğunu daha da sağlamlaştırdığını, ikili ilişkilerin daha da büyüdüğünü kaydetti. Türkiye ile Mozambik arasındaki ilişkilerin her geçen gün daha da hızlı büyümeye devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Nyusi, “Türkiye sadece dost bir ülke olmakla kalmıyor, onlarla diplomatik ilişkilerimiz var elbette ama Türkiye bizim için aynı zamanda Orta Doğu’ya açılan bir kapıdır. İş birliğinin göstergelerine baktığımızda, son derece cesaret verici olduğunu görüyoruz ve böylece bu yolda ilerlemenin ne kadar önemli olduğunu ve kıymetli olduğunu bir kere daha görüyoruz. Sadece iş birliğimizin seviyesini değerlendirmekle kalmıyoruz, aynı zamanda bu ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir başlangıç da olacak, ekonomik ve diplomatik alanda yeni atılımlar gerçekleştireceğiz ve bunun için elimizden gelenin en iyisini yapacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Nyusi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte son derece önemli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Mozambik’teki barış konusunu ele aldık ve ekonomik durumu değerlendirdik. Ülkelerimizdeki istikrarı konuştuk. Bu toplantıların gerçekten de çok faydalı olduğunu söyleyebiliriz. Bizler arkadaşlarımızla, dostlarımızla öncelikleri ele aldık. Karşılaştığımız sorunları ele aldık, tarımın ülkemizde önemli bir rol oynadığını söyledik ve dostlarımıza enerjinin önemli olduğunu söyledik. Potansiyelimizi de dikkate alarak kömür var, rüzgâr var, nehirlerimiz var ve sadece ülkemizde değil, bölgede de enerji alanında yapılabilecekleri konuştuk. Sadece bu alanları konuşmadık elbette, önceliklerimizin neler olduğunu belirledik ve altyapı, fırsatlar, turizm alanında, balıkçılık ve ticaret alanındaki fırsatları değerlendirdik ve imzalanan anlaşmalar da aslında bunun somut göstergesidir. Türkiye teknolojik olarak ileride bir ülke ve ülkemize birçok alanda fayda sağlayabilir. Ve yine eğitim, sağlık konularını ele aldık ve ülkemize yatırımları nasıl arttırabileceğimizi konuştuk” dedi. İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mozambik Cumhurbaşkanı Filipe Nyusi’nin düzenlediği ortak basın toplantısından önce Devlet Başkanlığı Sarayında şu anlaşmalar imzalandı: Türkiye ve Mozambik arasında diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri için "Karşılıklı Vize Muafiyeti Anlaşması" ile "Siyasi İstişare Mekanizması Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası"na Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu imza attı. İki ülke arasında "Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması" ile "Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşması" Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci tarafından imzalandı. Türkiye ile Mozambik arasında "Kültür Alanında İşbirliği Mubakat Zaptı" ve "Turizm Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı", Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak tarafından imza altına alındı.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=3BgnBwBXm20 gönderdi) #Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mozambik Resmi Ziyaretinde Konuştu
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=qE30fOkjV_o gönderdi)
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelin tüm dünya birleşelim
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye-Tanzanya iş forumunda konuştu. Erdoğan, "Biz diyoruz ki, gelin tüm dünya birleşelim, dünya 5'ten büyüktür diyelim, BM'nin 193 üyesi arasında herkes daimi üyeler arasında dönerli bir şekilde yerini alsın ve orada hepsi temsil yetkisine sahip olsun. Geçici ve daimi üyeler bu ayrım kalksın. 2 yıl 20 üye görev yapsın, ondan sonra diğerleriyle devam. 20 üye mi olacak, ondan sonra 10'u değişsin diğer 10'uyla devam. Ondan sonra bir diğer 10'u değişsin diğerleriyle devam. Bunu yapmaya mecburuz. Bunu yaptığımız anda göreceksiniz dünyanın kaderi çok daha farklı bir şekilde değişecektir." dedi.
Bugün sayın Cumhurbaşkanı ile oldukça verimli ikili ve heyetlerarası görüşmeler gerçekleştirdik. Aldığımız kararlar Türkiye ile Tanzanya arasındaki dostluğun daha da ileriye taşınması bakımından son derece önemlidir. 2009 yılında Darüsselam Büyükelçiliğimizi tekrar açmamızla birlikte Tanzanya ile ilişkilerimiz tekrar gelişmeye başlamıştır. Bu olumlu siyasi ortamın ülkelerimiz arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilere layıkıyla yansıtılmasının zamanı çoktan gelmiştir.
İKİ ÜLKENİN EKONOMİLERİ BİRBİRİNİ TAMAMLAMALAYACAKTIR
Bu politikalar Tanzanya'da varolan istikrar ortamına çok ciddi katkıda bulunuyor. Ekonominin gelişmesi, sanayileşme zemeninin tesisi için istikrar ve güven şarttır. İstikrar ve güvenin olmadığı ülkede kalkınmadan bahsedemezsiniz. Ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi son yıllarda artmış olmasına rağmen mevcut tablo karşılıklı potansiyelimizi yansıtmaktan uzaktır. Tanzanya doğal kaynakları itibarıyla maden ve doğalgaz rezervi, altın ve elmasıyla öne çıkan bir ülkedir. Bu bakımdan büyük bir potansiyele sahiptir. Türkiye ekonomik alanda yaptığı atılım ve reformlarla dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer almaktadır. İki ekonominin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğunu görüyoruz.
TÜRKİYE G-20'DE ALTINCI BÜYÜK EKONOMİYE SAHİPTİR
İş Forumunun yeni açılımlara vesile olacağına inanıyorum. 11-12 Ocak tarihlerinde yapılan 2. Karma Ekonomik Komisyonu toplantısı hedeflerimiz açısından çok önemlidir. Ülkelerimiz ve halklarımız arasında güçlenen dostluk ve işbirliği ilişkilerinin ekonomik alana da ulaşmasını hedefliyoruz. Tecrübe ve donanımızı Tanzanya ile paylaşabiliriz. G-20 üyesi olan Türkiye, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisidir. OECED üyeleri arasında en hızlı büyüyen ikinci ülke konumundadır.
TANZANYA İLE TÜRK İŞADAMLARI BİRARAYA GELMELİDİRLER
Türkler Afrika'da en çok istihdam sağlayan müteşebbislerdir. İşsizlikte mücadelenin en etkili yöntemlerinden biri yatırımların arttırılmasıdır. Tanzanya ve Türk ve işadamlarının biraraya gelmesi, yatırımların artması ve istihdamın artmasıdır. Tanzanyalı işadamlarını Türk muhataplarıyla birlikte çalışmaya davet ediyorum. Türkiye ve Tanzanya'da ortak yatırımlar; hatta üçüncü ülkelerde ortak yatırımlar yapmaya sizleri özellikle davet ediyorum. Türk işadamlarına Tanzanya'daki yatırımları en iyi şekilde değerlendirmeleri çağrısında bulunuyorum.
DÜNYAYI 5 ÜLKENİN İKİ DUDAĞI ARASINA TERKEDEMEYİZ
Dünyanın beşten büyük olduğu gerçeğini dile getirmeyi sürdüreceğiz. Dünyayı 5 ülkenin iki dudağı arasına terkedemeyiz. Dünyada daimi üyelerin içerisinde Türkiye'de olacak, Tanzanya'da olacaktır.
AFRİKA'NIN ALTINLARI, GÜMÜŞLERİ BURADAN GETİRİLMEDİ Mİ?
Yıllarca şu Afrika Allah aşkına sömürülmedi mi? Bu Afrika'nın altını, elması, bakırları bunlar buralardan sömürülüp, alıp götürülmedi mi? Köle ticareti buralardan yapılmadı mı? Öyleyse acaba bütün bu olaylar karşısında dünya, Batı sessiz kalmadı mı? Kalkıp da buralara el attılar mı? Ne oluyor dediler mi? Hayır hiçbir zaman demediler.
BUNU YAPTIĞIMIZ ZAMAN DÜNYANIN KADERİ DEĞİŞECEKTİR
Biz diyoruz ki, gelin tüm dünya birleşelim, dünya 5'ten büyüktür diyelim, BM'nin 193 üyesi arasında herkes daimi üyeler arasında dönerli bir şekilde yerini alsın ve orada hepsi temsil yetkisine sahip olsun. Geçici ve daimi üyeler bu ayrım kalksın. 2 yıl 20 üye görev yapsın, ondan sonra diğerleriyle devam. 20 üye mi olacak, ondan sonra 10'u değişsin diğer 10'uyla devam. Ondan sonra bir diğer 10'u değişsin diğerleriyle devam. Bunu yapmaya mecburuz. Bunu yaptığımız anda göreceksiniz dünyanın kaderi çok daha farklı bir şekilde değişecektir."
TÜRKİYE MİLLİ GELİRE GÖRE EN ÇOK YARDIM EDEN ÜLKEDİR
Sadece Afrika'nın sesi olmakla kalmıyoruz. Afrika'nın sorunlara en iyi çözümün dışarıdan değil, bu topraklardan çıkacağına inanıyoruz. Türkiye diplomatik desteğin yanında Afrika'ya yapılan teknik ve insani yardımlarda en ön saflarda yer alıyor. Biz paylaşmanın bereketine inanan bir ülkeyiz. Dünyada en az gelişmiş ülkelere destekte birinci sırada Amerika, ikinci sırada İngiltere, üçüncü sırada Türkiye var. Milli gelire oranla hesapladığımızda birinci sırada Türkiye, ikinci sırada Amerika var. Ülkemizin insani kalkınma yatırımlarını yürüten TİKA Darüsselam Ofisi'ni geçtiğimiz yıllarda faaliyete geçirdi.
TARİHİMİZDE ASLA SÖMÜRGECİLİK LEKESİ YOKTUR
Bizim tarihimizde asla sömürgecilik lekesi yoktur. Atalarımız ne burada ne diğer bölgelerde emperyalist amaçlarla hareket etmemiştir. Türk Milleti'nin Afrika'ya olan ilgisi çıkara değil gönül bağlarına dayanır. Bizler imar, ihya ve paylaşmanın peşindeyiz. Afrika'nın 54 ülkesinden 4 bin 500 öğrencisi ülkemizde eğitim görüyor, bu öğrencilerin tüm masrafları ülkemizden karşılanıyor. AFAD ve TİKA gibi resmi kurumlarımız Kızılay başta olmak üzere kıtanın farklı bölgelerinde kalkınma ve insani yardım faaliyetleri sürdürüyor. Afrika ile ilişkilerimize kazan kazan felsefesiyle yaklaşıyoruz.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=DB9dqxWdU54 gönderdi)
#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika Gezisi Öncesinde Önemli Açıklamalarda Bulundu 22 Ocak 2017
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'ndan, Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar'ı kapsayan Doğu Afrika gezisinin ilk durağı Tanzanya'nın başkenti Darüsselam'a hareketi öncesi Atatürk Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, anayasa değişikliği ve referandumla ilgili açıklamalarda bulundu. Bunun bir rejim değişikliği olmadığını ifade eden Erdoğan, "bu bir sistem değişikliğidir, milletimizin vereceği karar baş-göz üzerinedir" dedi..
DİĞER ÜLKELERDE DE DE TEMSİLCİLİK AÇMAYI ARZU EDİYORUZ Ekim 1979'da açıldıktan sonra, 1984 yılında kapatılan Darülselam Büyükelçiliğimiz 2009 yılında yeniden faaliyete geçti. Bugün ortaklığa dönüşen Afrika politikamız çerçevesinde 39 ülkede büyükelçiliğimiz bulunuyor. Diğer ülkelerde de temsilcilik açmayı arzu ediyoruz..
"Bu bir sistem değişikliğidir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliği süreciyle ilgili partili bir cumhurbaşkanının değişikliğin en farklı olan yönü olacağını belirterek, "Bütün bunların yanında da özellikle Türkiye'nin geleceğe yönelik çok daha performansı artırıcı kararlar almasının gereğine inanıyoruz. Her ne kadar birileri rejim, mejim deyip duruyorsa da ki alakası yok. Bu, bir sistem değişikliğidir." dedi.
.FETÖ'NÜN TASFİYESİ İÇİN YOĞUN ÇABA SARF EDİYORUZ Maarif Vakfımızla birlikte FETÖ ile mücadele bağlamında muhataplarımızdan beklentilerimizi dile getireceğiz. FETÖ'nün tasfiye edilmesi için yoğun çaba sarf ediyoruz, kendileri ile neler yapabiliriz, bunu konuşacağız. Afrikalı dostlarımız arasında bu örgüte, yanıltıcı söylemlerine karşı hassasiyet tanıdıkça artmaktadır. 15 Temmuz gecesi suç üstü yakalanan bu örgütün, katil sürülerinin artık diyalog, hizmet, eğitim, ticaret diye gizlenme imkanı kalmamıştır..
TEK TARAFLI KAZANMANIN PEŞİNDE DEĞİLİZ Farklı sektörlerden birçok işadamımız bizimle birlikte. İş forumları vasıtasıyla işadamlarımızı yerel muhataplarıyla bir araya getireceğiz. Biz de Cumhurbaşkanları olarak bu toplantılara bizzat iştirak ederek, işadamlarımızın girişimci ruhunu artıracağız. Özellikle ülkemizin içinden geçtiği bu süreçte yeni açılımlara, yeni pazarlara, yeni iş ortaklıklarına ihtiyacımız var. Biz asla tek taraflı kazanmanın peşinde değiliz. Biz kazan-kazan esasına göre çalışmalarımızı sürdürme gayreti içinde olacağız..
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=nZ9e1EssulA gönderdi) İşte #Referandum Sürecinin Ayrıntıları! 21 Ocak 2017
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=CapPq2f-hnY gönderdi) #Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pendik Belediyesi , Tavşandere Metro İstasyonunda Toplu Açılış Töreninde Konuştu 21 Ocak 2017
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=KLQ4eQ3ifh0 gönderdi)
#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 35. Muhtarlar Toplantısında Konuştu 19 Ocak 2017
35. Muhtarlar toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gazisiyle konuştuğunda öğrendiği ve kızdığı olayı anlattı: Zaman zaman bazı şikayetler alıyoruz. Dün gece bir gazimizi aradım. Gazimiz evraklarını gönderiyor ama işleme alınmıyor veya ağırdan alınıyor. İlgili yerlere bildirdim. Ey Kaymakam sen kendini ne sanıyorsun, sen orada kalıcı mısın? O gazi kendini ne için feda etti! Bu ülke için! Eğer sen şimdi o makamda varsan o gazi sebebiyle varsın! Haddini bileceksin! Haddini bilmediğin zaman da sana haddini bildirirler! Bunu da bileceksin!
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Son yıllarda yaşadığım gelimeler bana şunu göstermiştir; Gönlünü, gözünü millete kapamış hiç kimsenin bu topraklarda başarılı olması ve kök salma şansı yoktur" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özgürlük, insanlara insanca yaşama erdemini huzurlarına getirmektir. Biz onun mücadelesini veriyoruz. Özgürlük, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçer, özgürlük, Marmaray'dan geçer, Avrasya Tüneli'nden, Osmangazi Köprüsü'nden, şimdi yapılıyor, Çanakkale Köprüsü'nden, bir numaralı havalimanından geçer." ifadelerini kullandı.İnanç özgürlüğüne, fikir özgürlüğüne ve düşünce özgürlüğüne asla bugüne kadar yasak gelmediğini belirten Erdoğan, bundan sonra da gelmeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırlar şöyle oldu:
BUGÜN YAŞADIĞIMIZ SIKINTILAR BİZİM İÇİN YIKIM SEBEBİ DEĞİL
Ülke ve millet olarak son yıllarda o kadar hadise yaşadık ki; aynı anda hem terör hem ekonomi cephesinde savaşıyoruz, hem de uluslararası operasyonlara maruz kalıyoruz. Ülkemiz her şeye rağmen kendi yolunda devam edebilen tek ülkedir. Her şeye rağmen mali disiplinden taviz vermedik, büyümeye devam ettik. Bu millet birkaç fiskeyle yıkılmayacak ulu bir çınar olduğunu cümle alem görmüştür.
Bakın size kısa bir hikaye anlatayım; ulu çınarın yanında bir kabak filiz vermeye başlamış. Hızla büyüyen kabak bir gün çınara sen ne zaman bu hale geldin diye sormuş Kabak bak ben 2 ayda senin boyuna ulaştım demiş. Sonbahar gelince yaprakları dökülmeye başlamış. Çınar, benim 90 yılda geldiğim noktaya sen iki ayda gelmeye çalıştığın için ölüyorsun demiş. Bizim arkamızda 2000 yıllık devlet geleneğimiz, 1400 yıllık medeniyet müktesabatımız vardır. En geç olan Cumhuriyetimiz dahi 93 yılını geride bıraktı. Kökü mazide olan bir devletiz. Zulümle abad olan hiçbir toplum yoktur. Biz büyüklerimizden haksız davada zirve olmaktansa haklı davada zerre olmayı öğrendik. bugün yaşadığımız sıkıntılar canımızı yakabilir ama bizim için yıkım sebebi olmayacaktır. Ölürse ten ölür Canlar ölesi değil...
EY KAYMAKAM SEN KENDİNİ NE SANIYORSUN?
Zaman zaman bazı şikayetler alıyoruz. Dün gece bir gazimizi aradım. Gazimiz evraklarını gönderiyor ama işleme alınmıyor veya ağırdan alınıyor. İlgili yerlere bildirdim. Ey Kaymakam sen kendini ne sanıyorsun, sen orada kalıcı mısın? O gazi kendini ne için feda etti! Bu ülke için! Eğer sen şimdi o makamda varsan o gazi sebebiyle varsın! Haddini bileceksin! Haddini bilmediğin zaman da sana haddini bildirirler! Bunu da bileceksin!
BUNDAN DOLAYI ÇILDIRIYORLAR, KISKANIYORLAR
Birliğimizi bozmaya yönelik her provokasyon bizi güçlendiriyor. Kısa sürede oyunları deşifre oldu. Oyunların arkasında dış güçler vardı. Sen köprüler yapacaksın öyle mi? Sen denizin altından raylı sistemler yapacaksın öyle mi? Sen İHA'lar yapacaksın öyle mi? Yok, biz sana izin vermeden adım atamazsın, bunu dediler! Biz durduk mu? Durmadık. Onlar bunları yaptıktan sonra Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Avrasya açıldı. Durmak yok, daha yapacağımız çok şey var. İnşallah 18 Mart'ta da Çanakkale Köprüsü'nün temelini atacağız. Bu da dünyada ilk olacak! 5 bin metreyi aşan uzunluğa sahip bir köprü. 2023'e yetiştireceğiz. Bundan dolayı çıldırıyorlar, kıskanıyorlar. Sen kalkacaksın dünyanın bir numaralı hava limanını yapacaksın! Bunu söylüyorlar. Onun için paranı kısarız, dolarını kısarız diyorlar. Ne kısarsanız kısın, bu millet küllerinden doğarak sizi boğar.
EY BATI SİZ BUNLARI SAVUNDUNUZ!
Bunlar ahlaksız. Devletin iş makineleriyle çukur kazılıyor, bunları görüyor ve sesini çıkarmıyorlar. Bir belediye neden çukur kazar? Bu çukurların hepsi güvenlik güçleri oralara girmesin diye açılmış. Güvenlik gücü vatandaşın canını korumak için var. Ey Batı, siz bunları savundunuz. Sizin dünyada özgürlük diye bir derdiniz yok! Özgürlük bu değil! Özgürlük bu insanlara insanca yaşama erdemini huzurlarına getirmektir. Özgürlük Yavuz Sultan Selim Köprüsünden, Avrasya'dan, Osmangazi Köprüsü'nden geçer! Biz terör estirilen Hakkari'ye havalimanı yaptık, onlar gitti havalimanını bombaladılar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz vatandaşımızın hizmetkarı olarak bu yolda hizmete devam edeceğiz. Ne inanç, ne düşünce özgürlüğüne bu ülkede yasak gelmemiştir ve gelmeyecektir.
TÜRKİYE'YE DİZ ÇÖKTÜRMEK İSTENDİ
Siyasi kaos çıkarma hesapları yapıldı. Milli İrade güçlü bir duruş sergiledi. Türkiye'ye siyasi belirsizlik yüzünden diz çöktürmek isteyenler oldu! İzin vermedik. 15 Temmuz en cürretkar en pervasız ataktı. Hamdolsun milletimiz bu ihanet gördü ve başarısızlığa uğrattı! Suriye ile sınır hattı oluşturmak istediler. DEAŞ, PYD, YPG, sınır ilçelerimizi vurmaya çalıştı. Sabır dedik sonunda buralara girilecek dedik. ÖSO ile birlikte Cerablus'tan başladık, şu anda kuşatma harekatımız devam ediyor. Ne diyorum terörden arındırılmış bölge. Biz vatandaşımızı korumak zorundayız. Dünyadaki tüm sapkın tipleri, teröristlerin bölgemize kimler tarafından çekilmeye çalışıldığını biliyoruz. Aslında çok kısa bir sürede bitebilecek El Bab operasyonunun bu kadar uzamasının gerisindeki sebeplerin gayet iyi farkındayız. Herkesin bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır. Bizim başımıza çorap örmeye kalkanlar kendi başlarına ördükleri ağın farkında değiller. İnşallah bu kirli hesabın döneceği günler yakındır. Biz bu coğrafyada güçlü devletler kurduk ve yönettik. Hala bu coğrafyada itibarımızı koruyor olmamızı gücümüzü zulme dönüştürmemize borçluyuz. Özellikle son dönemdeki kucaklayan yönetim anlayışımızı sürdürdüğümüze inanıyorum. Bizim fiziki sınırlarımız başka gönül sınırlarımız başka. Fiziki sınırlarımızı vatan toprağımızla, yurt dışındaki vatandaşlarımızla birlik 83 milyon vatandaşımız var ama gönül sınırlarımız daha da geniş. Üstadın dediği gibi; Ellerin yurdunda çiçek açarken bizimle kar geliyor gardaşım! Evet biz devletimize sınır çizebiliriz ama gönlümüze sınır çizemeyiz. Allah bize bunu emrediyor. Bu gönlün içinde Suriye'deki, Myanmar'daki, Bulgaristan'daki mağdur kardeşlerimiz de vardır.
92 YAŞINDAKİ ANNENİN 15 TEMMUZ YAŞADIĞI OLAY
Milletimiz hala ayaktaysa milyonlarca kardeşimizin duası iledir. Türkiye yıkılırsa sadece bir ülke yıkılmış olmaz. 15 Temmuz gecesi yapılan dualar, dün akşam anlattılar. Medine'de bir müslüman kardeşimiz 15 Temmuz gecesi işler tersine dönüncce oğluna diyor ki; oğlum paralarını al gel diyor. 92 yaşında bu anne. Oğlum diyor, eğer o gece onlar Türkiye'de başarılı olsaydı biz her şeyimizi kaybederdik diyor. Sen şimdi git Ravza-i Mutahhara'da git bu paraları fakir fukaraya dağıt diyor. Bu millet seviliyor, çok seviliyor ama bizde dünyadaki ümmeti çok seviyoruz.
HER YOLA BAŞVURUYORLAR
Sadece bölücü terör örgütüne karşı verdiğimiz mücadelede, son 1,5 yılda 871 asker, polis ve korucumuzu, 337 sivil vatandaşımızı şehit verdik. Buna karşılık 10 bine yakın terörist etkisiz hale getirildi, 12 bine yakın terörist ve onlara yardım eden kişi tutuklandı. Ama bunların hiçbiri kayıplarımızın acısına karşılık gelemez. 15 Temmuz gecesi 241 kardeşimiz şehit oldu. Darbe girişimi sonrasında FETÖ'ye yönelik operasyonlarda 43 bin kişi tutuklandı. Bazıları diyor ki bu insanlar mağdur edilmiyor mu? Ne mağduriyeti ya! Siz ne zannediyorsunuz. Bir devlete ihanet edenler olacak, bu ihanet edenler devletin içinde olacak, bu hainler hala orada olacak! Böyle bir şey olamaz. Her yola başvuruyorlar. Yatırımları engellemek için her fırsat kullanılıyor. Müttefik değimiz ülkelerin yalanlarını iki yüzlülüklerini saymıyorum bile ama bugün buradan tekrar söylüyorum. Ne raporu hazırlarsanız hazırlayın bizim raporlarımızın sahipleri belli. Bizi Ayşe'nin Mehmet'in hazırladığı raporlar bağlar. Sanıyorlar ki her yerden saldırırsak Türk milletini pes ettiririz.
"TÜRKİYE SAVUNMADA DEĞİL HÜCUMDA"
Bu ülkeyi etnik köken, ekonomi, teröristler, mezhep üzerinden bölemediler. Artık atacak kurşunları kalmadı. Bundan sonra sıra bizde. Bir kez daha söylüyorum; Türkiye savunmada değil, hücumda. Kimse bizi terörle, ihanet çeteleriyle tehdit edemeyecek. Tehditin kaynağı neredeyse gidip orada yılanın başını ezeceğiz. Bizi gömmeye çalışanlara cevabımızı, bayrağımızı göklere çekerek ve birliğimizi güçlendirerek vereceğiz. Türkiye bu güce sahiptir.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=MTZIIq1WsrU gönderdi)
#Cumhurbaşkanı #Erdoğan "İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR" diyerek terör örgütü ve arkasında ki güçlere tepkisini koydu.
#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Yargıda Birlik Derneği Üyelerine Seslendi 18 Ocak 2017
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"14 yıl önce ülke yönetimini devraldığımızda Türkiye'yi 4 temel üzerinde kalkındıracağımızı söyledik. Eğitim, adalet, sağlık, ekonomi vs. bu uğurda gece gündüz çalıştık, nice engelleri aştık, nice mücadelelerden galip çıktık"
"Ülkemize, milletimize ve şahsıma kurulan bazı tuzakları geç gördük. 367 garabetinden kapatma davasına kadar öyle yöntemlerle karşımıza çıkıldı ki, hukuk ad��na biz utandık. Bu zor dönemlerde FETÖ denilen şer örgütü diğer kurumlarla birlikte özel önem verdiği yargının içine sızmaya başlamıştır. 40 yıllık sızma geçmişi var."
"17-25 ARALIK ÖRGÜTÜN KENDİNİ AÇIĞA ÇIKARMASININ ADIDIR"
FETÖ mensubu hakim ve sacılar görevlerini kriterlere uygun olarak mı yapıyorlardı? Kamuoyu oluşturmaya yönelik haberlerden başlayarak, kolluk güçlerinin araştırmalarına, savcıların soruşturmalarına, hakimlerin kararlarına kadar her yerde örgütün çıkarları ve talimatları esas alınmıyor muydu? Bu ülkeyi, iradelerini bir terör örgütüne teslim etmiş hakim ve savcılara terk edemezdik. 17-25 Aralık operasyonunu birileri şahsi meselem olarak göstermeye çalıştı. 17-25 Aralık operasyonu, bu örgütün kendini gösterme operasyonudur. Halbuki 17-25 Aralık operasyonu yargıyı ele geçirmeye çalışan bu örgütün (FETÖ) kendini inkar edilemez bir şekilde açığa çıkarmasının adıdır.
Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği, bu örgüt (FETÖ) kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum, sadece kadroların istilasına yol açmamış, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir.
"MİLİTANLARINA YOL AÇMAK İÇİN KULLANMIŞTIR"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün, yargıya verilen desteği kullandığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği, bu örgüt (FETÖ) kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum, sadece kadroların istilasına yol açmamış, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir."
"MEYDANI BOŞ BIRAKMAYIN"
Atalarımız bunu söylemiştir: İt ürür kervan yürür. İstedikleri kadar ön kesmeye çalışsınlar. 17-25 Aralık'ın hemen ardından HSYK'yı tamamen ele geçirerek ele almaya çalışan örgüte karşı Yargıda Birlik Derneği kurulmuştur. İyi ki kurdunuz. Er meydanının sahibi sizler olmak zorundasınız. Eğer meydanı boş bırakırsanız, birileri gelir o meydanı doldurur.
"İTİRAFÇI DİYE ÇIKANLAR YALAN SÖYLÜYOR"
Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Bunlar doğru konuşmuyor, bunu açık söylüyorum. İtirafçı diye ortaya çıkarken, bunlar gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. Bunların bir kısmıyla benim başbakanlık zamanında başa baş görüşmem olmuştur. İtirafçı olarak söyledikleriyle başbakan olduğum zaman bana söyledikleri tamamen aykırı ifadeler. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor."
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=bnZh_t1ZW4c gönderdi)
Recep Tayip Erdoğan SGK Binalarinin Açılış Töreninde Konuşuyor 17 OCAK 2017
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yapımı tamamlanan SGK hizmet binalarının toplu açılış töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Reina saldırganının yakalanmasıyla ilgili olarak "Yılbaşında Ortaköy'de yaşanan terör saldırısının failinin dün gece güvenlik güçlerimizin operasyonuyla yakalandı. daha önce de ifade ettim, artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır. Teröristin yakalanmış olması, bu güvenlik anlayışının önemli bir tezahürüdür" dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Kaza sebebiyle yaşanan kayıplardan dolayı üzüntülerimi iletiyorum. Yılbaşında Ortaköy'de yaşanan terör saldırısının failinin dün gece güvenlik güçlerimizin operasyonuyla yakalandı. daha önce de ifade ettim, artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır. Teröristin yakalanmış olması, bu güvenlik anlayışının önemli bir tezahürüdür.
Değerli kardeşlerim, 46 SGK binası ile 5 İŞ-KUR hizmet binasının hayırlı olmasını diliyorum. Bu binaların kurumların hizmet kalitesini artıracağına inanıyorum. Bir ülkenin gücü, kuvveti bu mekanlardan gelmektedir. Ve oralarda çalışan personelin de güç kaynağı bu tür fiziki mekanlardır.
"TOPLAM 241 MİLYON LİRALIK YATIRIM"
Toplam 241 milyon liralık bir yatırımla, ülkemize kazandırılan bu tesislerin faaliyete geçmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz 14 yılda en büyük reformları hayata geçirdiği alanda sosyal güvenlik geliyor. Temelde hepsi aynı işi yapan ama farklı isim ve statülerde faaliyet gösteren sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesi bile tarihi bir reformdur.
"HİZMET VATANDAŞIN AYAĞINA GELİYOR"
Tamamen ayrı çalıştıkları bir dönemden 79 milyon vatandaşımızın tamamının tek tip hizmet aldığı noktaya geldik. Bizi engellemeye çalışanlar oldu, ama "Hayır" dedik, "Bu yapılacak". İster işçi olun ister memur aynı statüye sahipsiniz. Artık mali açıdan şeffaf, hesap verebilir ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine sahibiz. Kurumlarımız artık yatırım yapabiliyor, hizmet vermenin ötesinde hizmet kalitesini artırmanın yolunu alıyor. Vatandaş artık hizmet için dere tepe aşmıyor, devlet artık hizmeti vatandaşın ayağına getiriyor. Buralara kolay gelmedik. İşte bu medeni olmanın, çağı yakalamanın, muhasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmanın mücadelesidir.
"ASGARİ ÜCRET 184 LİRAYDI"
Sosyal güvenlik, e-devlet sisteminde en çok hizmet sunulan ve en yoğun kullanılan alanların başında geliyor. Hizmetlerin kullanımının kolaylığını ağlarken emekli maaşında tarihi zamlara imza attık. Asgari ücret 184 liraydı, bugün 1404 lira. Aynı dönemde en düşük SSK işçi emeklisi maaşı 257 liraydı, bugün nerelere geldi. En düşük emekli sandığı emeklisi maaşı 377 liraydı, bugün 1757 liraya yükseldi.
"EMEKLİLER SEFALETE MAHKUMDU"
Dünkü Türkiye'de emekli olmak sefalete mahkûm olmak demekti. Şu gerçeği kabul etmek lazım, bugün ülkemizde yaşı gelip emekli olan kimsenin mağdur olması söz konusu değildir. Sadece emeklilerin değil, dul, gazi, yetim gibi tüm vatandaşlarımıza da devlet olarak sahip çıktık.
"TAMAM DA İCRAAT NEREDE"
Bugün ülkemiz sınırları içerisinde yaşayıp da sosyal güvenlik sisteminin dışında kalan kimse yoktur. İmkanı olan kendi primlerini ödüyor, imkanı olmayanın yanında da devlet var. Anayasa'daki sadece o cümleyle değil, icraatla yapıyoruz bunu. Sadece kendi vatandaşlarımızla kalmıyoruz, ülkemizde yaşayan 3 milyonun üzerindeki sığınmacının da temel ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Batı, GSYH olarak bizden çok üstte olmasına rağmen mültecileri ülkelerine almıyorlar. Bize verdiğiniz sözleri yerine getirin diyoruz, atılan adım yok. Ama Aylan bebeğin resmini dergilere kapak yapıyorlar. Ümran'ın o halinin hemen fotoğrafını alıp onu da dergilerine hemen kapak yapabiliyorlar. Tamam da icraat nerede, icraat yok. Ama biz tarihimiz itibariyle o aldığımız sorumluluğun bize yüklediği sorumluluğu nedeniyle her zaman darda kalanın yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz.
"GÜCÜMÜZÜ ALDIĞIMIZ DUALARA BORÇLUYUZ"
Değerli kardeşlerim, ülkemizin ve milletimizin yaşadığı bunca badireye rağmen ayakta kalmasını tüm mağdurlara ve mazlumlara sahip çıkmasına, bu şekilde aldığımız dualara borçluyuz. Milletimizin duasını aldıktan sonra Allah'a şükür üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur.
"ABD BAŞARAMADI"
Bizler 14 yılda ülkemize çağ atlattık. İnşallah bundan sonra da 2023 hedeflerimize ulaşarak yeni Türkiye'nin inşasını da hızlandıracağız. Ülkemizde uygulanan genel sağlık sigortası belki de dünyadaki tek örnektir. Bu örneğin çok dar bir modelini ABD uygulamaya kalktı, başaramadılar, vazgeçtiler. Biz bu genel sağlık sigortasını ilk getirdiğimizde "Batarsınız, bitersiniz" dediler, önümüzü kesmeye çalıştılar. Ama işte görüyorsunuz 5 yıl geride kaldı, sistem tıkır tıkır işliyor. Biz "insanı yaşat ki devlet yaşasın" dedik. İşte bu anlayışımızın en somut tezahürlerinden biri olan bu uygulamayı incelemek için dünyanın her yerinden heyetler geliyor.
"ABD'Lİ TURİSTLER GENEL SAĞLIK SİGORTASINI NASIL HALLETİĞİMİZİ SORDU"
Hatta çok enteresandır, Sultanahmet Camii'de namaz kıldık, ABD'li turist heyeti arkamızda duruyor. "Siz" dediler, "bu genel sağlık sigortasını nasıl hallettiniz. Obama sizin arkadaşınız, ona söylesenize ABD'de de bu işi halletsin". Ama işte hallolmadı. Çünkü bu toplumu hazırlama noktasında da maharet istiyor.
"SİGORTALI OLDUĞUMU SÖYLEYİNCE BENİ SİGORTA HASTANESİNE GÖTÜRDÜLER"
Evinizin yanında SSK hastanesi varsa hatırlayın siz memursanız oraya gidemiyordunuz. Gidip bir devlet hastanesi bulup oraya başvurmanız gerekiyordu. Ben bunu yaşadım, bir trafik kazası geçirdim, Bolu'da arkadaşlar yanlışlıkla devlet hastanesine getirmiş. Böyle hayal meyal duyuyorum, serum bağlı. Sigortalı mı, memur mu. Arkadaşlar da bilmiyorlar. Sigortalı olduğumu ben onlara hayal meyal söyleyince kabul edemeyiz dediler. Hemen beni sigorta hastanesine götürdüler. Böyle garip bir yapıdan bu günlere geldik.
"40 YAŞ ÜSTÜ ÇEKTİĞİMİZ ÇİLEYİ BİLİR"
Kurum hastanelerinden diğer vatandaşların yararlanması zaten mümkün değildi. Biz ne yaptık, hepsini birleştirdik. Artık ülkemizde devlet hastanesi, üniversite hastanesi ve özel hastane dışında ayrım kalmamıştır. Vatandaşlarımız hepsinden hizmet alabilmektedir. "Hastane kapısına kim gelirse gelsin müdahale yapılacaktır, asla geri çevrilemez. Çeviren olursa karşısında bizi bulur" dedik. Vatandaşlarımıza muayene olacağı doktoru seçme şansı getirdik. Eskiden ne mümkün. Gençler eski Türkiye'yi bilmediği için bu anlattıklarımı kavramakta güçlük çekiyor olabilirler. Ama şöyle 40 yaş üstü bu çileyi nasıl çektiğimizi biliyorlar
"ANA MUHALEFETİN BAŞINDAKİ ZAT 'HÜKÜMETE ANLATTIM AMA DİNLETEMEDİM' DİYORDU"
Şimdi geleceğe farklı bakıyoruz. Bütün bu tesisler eksikliklerin giderilmesine yöneliktir. Şimdi Yozgat'ta bir şehir hastanesi açılıyor, bu bizim ne günlerden ne günlere idealimizdi. Derdik ki "Öyle hastaneler yapacağız ki vatandaş içine girdiği zaman 'Allah bu devletten razı olsun' desin" Bir keresinde şu an ana muhalefetin başında olan zat SSK'nın başındaydı. Savaş Ay onunla yaptığı röportaj için bazı hastanelerden görüntüler çekmişti. Hastanelerde maalesef yanlış iğne vurmak suretiyle ölen bir yavrunun dramı anlatılıyordu. SSK'nın başındaki o zat o zaman "Hükümete anlattım ama dinletemedim" diyordu. Ne demek anlatamadım. Sorumluluk makamında olan sensin. O makamın hakkını vereceksin, veremiyorsan o makamın hakkını verecek biri gelsin alsın götürsün.
MERSİN'E DE ŞEHİR HASTANESİ MÜJDESİ
Kimin aklına gelirdi ya Yozgat'a böyle bir şehir hastanesi gelecek diye. Şimdi inşallah Mersin'e açıyoruz. Sedyeyle oradan oraya koş yok, ne varsa hepsi orada halledilecek. Bunlar sıradan hastaneler değil.
"DEMOKRASİDE ÇOK İLERLEME KAYDETTİK"
Değerli kardeşlerim, sosyal güvenlik Türkiye'nin yaşadığı büyük değişimin en önemli işaretlerinden sadece biridir. Rakamlar ortada, yatırımlar ortada, eserler ortada, hizmetler ortada. İşte sizler burada Türkiye'nin dört bir yanından gelen kardeşlerimizsiniz. Hepiniz bu işin içindesiniz. Demokraside de çok ilerleme kaydettik. Milli irade kavramına bizim kadar sahip çıkan bir siyasi kadro ve dönem daha yoktur.
Daha da önemlisi Türkiye tarihinde ilk defa bir darbe girişimini vatandaşlarının kararlı duruşuyla boşa çıkarmayı başarmıştır. Şu külliyenin etrafında 29 şehidimiz var. Benim milletim, benim vatandaşım, benim sevgili kardeşlerim "Hadi meydanlara" dediğimiz zaman neden acaba hemen buraya geldi. Benim sevgili vatandaşlarımın elinde bayraktan başka silah yoktu. Onun en büyük silahı bayrağımızdı.
"VATANDAŞLARIMIZ GÖVDESİNİ HAİNLERE KARŞI SİPER ETTİ"
F-16'lar hemen şu kavşağa bombalar yağdırırken bizim vatandaşımız kaçmadı. Çünkü onlar şehadete yürümeye karar vermişlerdi. Yılmadılar, hele hele bir tanesinin kuzenine telefon edişini unutamıyorum "Kuzenim ben şehadete gidiyorum, hakkını helal et" diyordu. Bu bambaşka bir şey. Hani İstiklal Marşımızda var ya "Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın" diye. Benim vatandaşlarım gövdesini siper etti bu hainlere karşı. Onlar yılmadılar, tankın topun üzerine, o F-16'ların üzerine öyle gittiler. Onun için bu millet çok aziz bir millet.
Ondan diyorum biz muhasır medeniyetler seviyesinin üzerine Allah'ın izniyle çıkacağız. İstiklalimizi ve istikbalimizi kanlarımızla savunduğumuz bu darbe girişimi demokrasi tarihimizde TBMM'nin açıldığı 23 Nisan 1920, çok partili hayata geçtiğimiz 1950 seçimleri kadar önemlidir. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'yla aynı çizgide görmemiz gerektiğine inanıyorum.
"2023'Ü SABOTE ETMEK İSTİYORLAR"
2013'te bu yana ardı ardına yaşadığımız hadiseler göstermektedir ki Türkiye adeta yeni bir İstiklal Harbi ile karşı karşıyadır. Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına pranga vurmak ve 2023 hedeflerini sabote etmek istiyorlar, edemeyecekler. Biz göremeyeceğiz ama inşallah 2053'ü de bu milletin evlatları gerçekleştirecek 2071'i de.
"DİYARBAKIR'DA KANI BOZUKLAR GÜVENLİK GÜÇLERİMİZE SALDIRDI"
İşte Diyarbakır'da o kanı bozuklar güvenlik güçlerimize saldırdılar. Utanmadan sıkılmadan parlamentoda çıkıp şunu söyleyebiliyorlar. Benim polisime, askerime ve korucularımıza hala utanmadan saldırabiliyorlar. Kimi savunuyorlar, Diyarbakır'da polislerimizi şehit edenleri savunuyorlar. Kimi savunuyorlar, Gaziantep'te 56 kardeşimizi şehit edenleri savunuyorlar. İstanbul'da, stadın hemen üstünde şehitlerimizi vuranları savunuyorlar. Siz hangi akla bu ifadeleri kullanabiliyorsunuz ya, birer maşasınız. Siyaset yapacaksanız seçtiğiniz kelimeleri, cümleleri dikkatli seçeceksiniz. Aksi taktirde şu anda bu ülkenin yönetimi, devletiyle, hükümetiyle hukuk içerisinde gereğini yapacaktır, yapmaktadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
"BAYRAĞIMIZIN RENGİ ESTETİK DURDUĞU İÇİN DEĞİL, ŞEHİT KANLARIYLA SULANDIĞI İÇİN KIRMIZIDIR"
Biz bu topraklar için bin yıldır kesintisiz kan döküyoruz. Bayrağımızın rengi estetik durduğu için değil, şehitlerimizin kanıyla sulandığı için kırmızıdır. Minarelerden okunan ezanlar, salalar sadece insanımızı ibadete çağırmıyor, aynı zamanda bu toprakların ilelebet bizim vatanımız olduğunu her gün dünyaya haykırıyor. Bunu böyle bilin.
"YAPISAL REFORMLAR GÜNDEMİMİZDEYDİ"
Dün başta Başbakanımız olmak üzere bakan arkadaşlarımızla bir çalışma yaptık. Ve geçtiğimiz 14 yılda ekonomimizin geçirdiği yapısal dönüşüm ortadadır. 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için gereken yapısal reformlar zaten bizim gündemimizdeydi. 2013 yılından beri maruz kaldığımız tüm saldırılar ekonomik boyutuyla uygulanmakta ve sergilenmektedir. Sanayicilerimize "Yatırım yapmayın" söylemlerine kadar pek çok emaresi ortadadır.
"KREDİ MUSLUKLARININ KAPISINI AÇMAYANLAR KARŞISINDA BİZİ BULACAK"
Sevgili kardeşlerim "paranızı bankada tutun" dendiği zaman, bilin ki "Parayı gitmek bankaya yatır, patron kimlerse onlar da vurgun yapsın" denmek isteniyordur. Burada bir şeyi ifade etmek istiyorum, finans sektörünün sahibi durumunda olanlar iş adamlarına, yatırımcılara gerekli kredi musluklarını açmıyorsa karşısında bizi bulacaktır.
"BENİM SÖZLERİM BİRİLERİNİN HOŞUNA GİTMEZ"
Verilen krediler insanı çıldırtırcasına yüksek değil de düşük faizle olduğu zaman yatırımcıların elini rahatlatacaktır, teşvik edecektir. Benim bu sözlerim tabii birilerinin hoşuna gitmez. Bundan memnun olmazlar. Bazıları da cumhurbaşkanı olarak siz söylemeyin başkaları söylesin diyor. Ya olur mu canım sorumluluk makamıyım ben. Ben milletimin haklarını sonuna kadar korumaya mecburum.
"DÖVİZDEKİ ARTIŞ RASYONEL DEĞİL"
Acımasız parayı kullananları ben ekonomik terör estiriyorlar diye vasıflandırıyorum. Terör örgütlerinin eylemlerine ve hedeflerine baktığımızda işin gerisinde ekonomik bir mesaj bulunduğunu görürsünüz, oradan sizi vurmak isterler. Türkiye'nin en önemli markası olan İstanbul'da bir gün bölücü örgüt diğer gün DEAŞ tarafından saldırılması tesadüf değildir. Döviz kurundaki hızlı artışın rasyonel şartlara dayanmadığını, meselenin tüketiciyi rahatsız etmek olmadığını kim söyleyebilir.
"ÇİFTÇİLERİMİZ DİKKATLİ OLSUN"
Dedik ki bu işe kesinlikle bir çözüm bulmamız lazım. Biz gençken "Aracı tefecilere lanet olsun" derdik. Buradaki ifade aslında buralara dayanıyor. Ben çiftçime sesleniyorum. Bir yıl önceden gelip senin tarlanı satın alanlar noktasında dikkatli ol. Gıda Tarım Bakanımız, kendisi de burada tedbirini alması lazım. Başbakanlığım döneminde fındıkta ne oyunlar oynadılar. Fındığı depolara yığıp parasını önceden ödeyenler vardı. Bunlar vatandaşın fındığını alındı, vatandaş da tabii parayı nakit alıyorum diye verirdi. Alavere dalavere, gelin dedim devlet olarak depolar kuralım, biz devlet olarak bu fındığı alalım. Hiç olmazsa vatandaş sömürülmesin. Vatandaş tabii bir anda aklına yatmıyor mu ne oluyor yine gidiyordu alavereciye.
"RUSYA'YA ÜRÜNLERİMİZİ YERLİ PARAYLA SATMAK İSTİYORUZ"
Biz mesela şu anda domates, üzüm, geçenlerde Putin ile de görüştüm biz Rusya'ya bunları satmak istiyoruz. Bakanlarımızın daha sık görüşme teklifinde bulundu. Çok sıkı Rusya tarafıyla bu ilişkileri kuralım dedim. Ama yerli parayla. Biz onlardan Rus rublesiyle onlar da bizden lirayla alsınlar ki paralarımızı kurtaralım.
"KİMSENİN YAŞAM TARZINA MÜDAHALE ETMEDİK"
Suriye ve Irak'ta geciktirilen operasyonlar oradaki insanların hayrına değil. Ülkemizdeki terör dalgalarına zemin hazırlıyor. Artık bu ortada. Türkiye'nin sahaya inmesi karşısında gösterilen garip tepkiler bu oyunun bozulmasından kaynaklanıyor. İç savaş ve mezhep farklılığı üzerinden birileri kışkırtmaya çalışıyor. 14 yıldır bu ülkede başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yaptım. Kimsenin hayat tarzıyla bizim ilgimiz olmadı. isteyen istediği gibi giyinmiştir, isteyen istediği gibi yiyip içmiştir. Kimseye müdahalemiz olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır, bunların sorumluluğu bize ait değildir. Biz aksine, en ideal yaşam alanlarını hazırlıyoruz.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=AE8BNN-IgeA gönderdi)
13 Ocak 2017 #Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma namazı çıkışından sonra gazetecilerle yaptığı röportajda; Kıbrıs Müzakerelerini, Erken Seçimi, Yeni Anayasa, Yerli Para, Döviz Lobileri ve İhracat Alanında ki Soruları Cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan son dakika "Yeni anayasa" açıklaması. Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'deki anayasa görüşmelerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bazı milletvekili arkadaşlarımızın orada gerçekten, bir milletvekili arkadaşımızın burnunu kırması, bir başka milletvekili arkadaşımızın afedersiniz ayağının dişlenmesi, bunları arzu etmezdik. Buradaki arkadaşlar milletin vekilleridir. Asıl değil, asıl bekliyor. 330 aşıldıktan sonra nihai kararı ben vereceğim diyor. Bu hafta içinde bu (anayasa değişikliği) biter ve bittikten sonra da işin zaten asıl sahibine gidecek. Asıl sahibi millet" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Hz. Ali Camisi'nde kıldı. Erdoğan, öğle saatlerinde Üsküdar Kısıklı'daki konutundan Hz. Ali Camisi'ne geçti. Burada cuma namazını kılan Erdoğan'a, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan eşlik etti. Vatandaşlar, cami çıkışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bazı vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Döviz piyasasındaki hareketliliği değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yerli parayla ithalat ve ihracatın yapılması konusunda da anlaşmaya vardığımız ülkeler var. O başladığı zaman yerli para üzerinde döviz kurunun baskısı daha da azalacak diye bekliyorum" dedi
"KİMSE YASTIĞININ ALTINDA DÖVİZ BİRİKTİRMESİN"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dolar ve eurodaki hareketlilik ile ilgili basın mensuplarının sorusu üzerine, "Bizimki medcezir hareketi gibi oldu. Bir konuşma yapıyorsunuz iniyor, sonra bir konuşma yapıyorsunuz çıkıveriyor. Bu hafta içinde tekrar bir değerlendirmeyi yapacağız. Burada ürkecek bir durum söz konusu değil. Ben yine milletime çağrı yapıyorum. Kimse yastığının altında şu dövizi biriktirmesin. Bunları TL ye dönüştürsün" diye konuştu.
"YERLİ PARAYLA İHRACAT KONUSUNDA ANLAŞTIĞIMIZ ÜLKELER VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maliye Bakanlığımızın başlattığı bir kampanya vardı. Bu kampanyada da maşallah iyi bir geri dönüşüm oldu. Daha ileri gidiyorum. Yerli parayla ithalat ve ihracatın yapılması konusunda da anlaşmaya vardığımız ülkeler var. O başladığı zaman yerli para üzerinde döviz kurunun baskısı daha da azalacak diye bekliyorum" dedi.
0 notes
Video
(https://www.youtube.com/watch?v=HmpCLh3vjYs gönderdi)
İşte Müttefik Dediğimiz amerika'nın Gerçek Yüzü, Kafirle Dostluk Şeytanla Dostluktur! Bu terör sizce nedendir? Gerçekten bir terör olduğu içinmidir? Yoksa terör kimliğinde İslam Coğrafyalarına açılmış bir savaşmıdır? Mesala şöyle melhame-i kübra'ya kadar uzanan bir savaş.... (Nisâ Suresi), 144. Ayet Ey iman edenler! Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? (Mâide Suresi), 51. Ayet Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. (Tevbe Suresi), 23. Ayet Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir. (Tevbe Suresi), 24. Ayet De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez." Sure (Mücâdele Suresi), 22. Ayet Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah'a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah'ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Mümtehine Suresi), 8. Ayet Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah âdil davrananları sever. (Mümtehine Suresi), 9. Ayet Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. (Mümtehine Suresi), 13. Ayet Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği, kabirlerdeki kafirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş bir toplumu dost edinmeyin. (Âl-i İmrân Suresi), 28. Ayet Mü'minler, mü'minleri bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah'adır. Sure (Nisâ Suresi), 89. Ayet Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.
0 notes