Text
şöyle bir his, evime dönmek istiyorum ama evim neresi bilmiyorum.
6K notes
·
View notes
Text
0 notes
Text
Eylül'ün yirmi altıları ve Nisan'ın on dokuzları saçlar idam edilmeye mahkûmdur.
179 notes
·
View notes
Text
Tüm hediyelerin tek bir amacı vardır: insana sevildiğini hissettirmek. Değerli olan bir şeyi bir başkasının hazinesine katmak değil, değerli olana değerli olduğunu hatırlatmak, hepsi bu.
…
1K notes
·
View notes
Text
“Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm.”
— Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
568 notes
·
View notes
Text
Duvarlar örer insan. Üzerine mutlu bir resim çizer sonra. Herkes resme bakarken kimse bilmez duvarın arkasında neler yaşadığını..
25K notes
·
View notes
Photo
709K notes
·
View notes
Text
İnsan birden nasıl bu kadar hissizleşebilir. Nasıl bu kadar kendini tanıyamaz hale gelir… Yaşam enerjim bitmiş gibi hissediyorum, duygusuz hissediyorum, güvensiz hissediyorum, dengesiz hissediyorum. Kendimi sevmek için bulduğum nedenleri bir bir kaybediyorum. Tutkularının peşinden bıkmadan usanmadan hata yapmaktan korkmadan koşan ben, artık yorulmuş gibi hissediyorum… Adım atmaya mecalim yok. Bendim insanların yüzlerine gülümseme veren,olumsuzluklara karşı umut ışığı saçan, kendinden önce herkese kol kanat geren… Ne oldu birden kendime bile hayrım dokunmaz oldu. Ruhen dünyanın en güçlü insanıyken şuan kabuğuma çekilmiş durumdayım, her şeyden uzak kendimi soyutlamış vaziyette… Güvendiği insandan yara alınca insan gerçekten benliğini zor buluyormuş bir daha, kendini ne kadar güçlü görürsen gör fark etmiyor bu başka bir şey. Bu yara zamanla geçen bir şey değilmiş. Bir daha kime güvenebilirsen eğer, senin yaranın ilacı da o insan olacakmış zamanla olacak iş değilmiş…
63 notes
·
View notes
Text
dengesizim
Bugünden yarına değişebilen kararlarım ve sahip olduğum şeylerden kolayca vazgeçme cesaretim insanların benim dengesiz olduğumu düşünmelerine neden oldu. Bunun asıl sebebi verdiğim acele kararlar. Biraz üzerinde düşününce başka türlü olması gerektiğini fark ediyorum aslında. İyice ölçüp biçmek yerine deneme yanılma yöntemiyle öğreniyorum. Zamanla bu deneyimler önemli bir birikime dönüşecek ve ne yazık ki kimse bunun farkına varamayacak. Ben bildiğimi yaparım, istedikleri gibi düşünsünler. Hem değişmek de, kararlardan vazgeçmek de insanlık hali değil mi?
23 notes
·
View notes
Text
Ruhunuzun bedeninizden söküldüğünü hissettiğiniz oldu mu hiç? Ölüyormuş gibi hissettiğiniz, nefesinizin yetersizleştiği zamanlar? Kaburgalarınız birbirine giriyormuş gibi olur ilk önce, sonra kalbiniz göğüs kafesinize sığmaz hale gelir. Kemikler kalbinize batmaya başlar. Onların kalbiniz üstünde açtığı deliklerden akan ılık şeyi hissedersiniz vücudunuzda. Ruhunuz. Ruhunuz önce kalbinizi terk eder. Daha sonra yavaşça soluk borunuza ilerler. Ruhunuzun bir kısmı damarlarınızdaki kanla son defa dolanır can bulduğu bedende. Dolaştığı her bir damara veda eder. Beyninize doğru ilerler, birkaç tur atar ve elveda der. Gözlerinize ulaşır en son. O an sizi dışarıdan görenlerin sizin için söyleyecekleri şey eminim ki şöyle olacaktır, “Adeta bir ölü gibi bakıyor.”. Ama yanıldıklarının farkında değiller elbette. Gözlerinin ölü gibi değil, ölü bakıyordur çünkü. İkisinin arasındaki fark ne midir? Eğer gözlerinizin ölü bakmaya başlamışsa ruhunuz bedeninizi terk ediyor demektir. Diğer seçenek ise vücudunuz dipdiri kendinize gelmenizi bekliyordur. Ölü bakmanın geri dönüşü yoktur. Ruhunuz sizlere veda etmiş, soluk borunuzdan yukarı tırmanıp boğazınızda son bir yanma hissi bırakıp sizi ruhu olmayan biri olarak tanımlamalarına sebep olmuştur. Asla affetmez ölü bakan insan ruhunun bedeninden çıkmasına sebep olan, onu çalan kişileri. Ölü bakan insan, bunu kendisine yapan kişinin gözlerinde de aynı şeyi görmeden kendini hep yarım kalmış hissedecektir. Ve şu unutulmaması gereken şeylerden biridir; “Yarım kalan şeyler, her zaman diğerlerine göre daha zordur. Tamamlanmamış, belki de tamamlanamamışlardır. Kısacası yarım kalanlar acıtır, kanatır.” 03.36 31.07.17
137 notes
·
View notes
Text
Avareyim, asudeyim, yorgunum
Bilmiyorum neden sana böyle vurgunum?
112 notes
·
View notes
Text
Sabahattin ali diyor ya;
“Zannetme sana dargınım, ben gene sana vurgunum.”
Ben de gene sana vurgunum işte.
341 notes
·
View notes
Text
“beni, sana yenilmiş ama senden kurtulmuş hatırla”
3K notes
·
View notes
Photo
Elinizle yolu kapatırsanız, duvarlar hızlı bir şekilde geçecektir Eğer duvarları elinizle kapatırsanız, yol çok yavaş geçecektir
7K notes
·
View notes