ademlehavvadankalan

[ademlehavvadankalan]

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?

Sevmek için güzele mi bakmalı?

Çirkin bir tende, güzel bir ruh kalbi bağlayamaz mı?

Hasret özlenenden uzak mı kalmatır?

Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?

[ademlehavvadankalan]

Keşkee...

Keşke telefonumu sıfırlayabildiğim gibi seninle olan biten bütün yaşanmışlıkları ve hislerimi de sıfırlayıp geri dönüşü olmayacak şekilde silebilsem...

[ademlehavvadankalan]

Çocukken tanıştık...😓

Eğer çocukken tanışmış olsaydık, düştüğünde kanayan dizlerini öperdim

[ademlehavvadankalan]

Elleri vardı bir türlü tutamadığım, tutmak isteyip de hiç bırakmadığım. Saçları vardı, darmadağın tellerine bile şiirler yazıp okuyamadığım. Dudakları vardı, her bir tebessümüne iç geçirip ruhuna adadığım. Ruhu vardı, ölüsü de dirisi de kabulüm olan ruhu. Soğuğu da sıcağı da ruhuma kıvrılan ruhu. Kalbi vardı, ritmini bile bilmediğim, heyecenlanınca bile kaç defa attığını sayamadığım kalbi sar kalbimi. Gözleri... Ah o gözleri yok mu gözleri...

[ademlehavvadankalan]

Benden önce anlamışsın gerçekleri, sana hakaret ettiğim icin özür dilerim. Keşke seni anlamaya çalışsaydım işleri zorlaştırmak yerine.

[ademlehavvadankalan]

İmkansızlaştıkça daha çok düşünüyorum, "birlikte olsak ne mutlu olurduk" diye.

[ademlehavvadankalan]

Warum??

Aber warum?

Warum geben wir uns so viel Mühe für Menschen, die sich nicht für uns bemühen?

[ademlehavvadankalan]

Teşekkürler, başkalarının anne babalarıyla olan ilişkilerini görüp üzüntüden dolan gözlerimle güçlendirdiğiniz için, başkalarının sevgisine muhtaç bıraktığınız için, siz yanımdayken bile içimde bir anne, bir baba özlemi yarattığınız için teşekkürler.

İyi ki VARSINIZ...

[ademlehavvadankalan]

Liebe nie jemanden so sehr, dass du seine respektlose Art akzeptierst.

[ademlehavvadankalan]

Gerçek mutluluk kapının önünde Benz veya Porsche olması değildir. Gerçek mutluluk hayatının aşkıyla balkonda oturmak, hayat hakkında konuşmak, gülmek ve güzel bir Bira içmek demektir.

“Echtes Glück bedeutet nicht der Benz oder der Porsche vor der Tür. Echtes Glück bedeutet mit der Liebe deines Lebens auf dem Balkon zu sitzen, übers Leben zu reden, zu lachen, und ein gutes Bier zu trinken.”

- Niko in the sky

[ademlehavvadankalan]

~L'amove non si tocca~

Aşka dokunulmaz.

Die Liebe darf nicht berührt werden.

[ademlehavvadankalan]

Alleine, alleine ohne einsam zu sein.

[ademlehavvadankalan]

Das Leben ist besser, wenn niemand etwas über dich weiss.

[ademlehavvadankalan]

[ademlehavvadankalan]

Belki duymuşsunuzdur. İnsanlara %100 güven ile yaklaşmak gerekiyormuş. Her bir hatada bir puan düşünmeliymişiz. Çünkü en başta onlara güvenmezsek, o zaten hep böyle derler ve bizim güvenimizi kazanmak için extra bir çaba göstermezler. Katılıyorum buna fakat yapamıyorum. Sanki birine en başta güvenirsem tanıdıkça beklentilerim boşa çıkacak ve en sonunda ben üzülecekmişim gibi hissediyorum. Ve bunu geçmişime yığıyorum, çünkü güvendiklerim beni hep yarı yolda bıraktı.

[ademlehavvadankalan]

Aramızda şuan ne yoksa hepsi senin yüzünden. Ürettiğin bahaneler, beni hayatından silişin ve hayatımdan çıkmaya çalışışın. Her şey senin yüzünden. Oysaki sadece gözlerime bakıp beni sevdiğini...

Doğru ya sorun da bu, sen beni sevmedin.

[ademlehavvadankalan]

Umarım bir gün konuşmadan da anlaşılabileceğim kişilerle olurum.