aaasseenn
a lust for life
33K posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
aaasseenn · 4 years ago
Text
Arkadaşlar 3 günlük sevgililerinizle "Tumblr Tarzı" olduğunu düşündüğünüz fotoğraflarınızı bloglarınızda paylaşıp saat başı rb yapmayın lütfen. Sonra post yürüyor gidiyor ama siz aynı yolda 2 adım yürüyemiyorsunuz.
498 notes · View notes
aaasseenn · 5 years ago
Text
Saat 00:52. Yaşım 18 olabilir ama 18den başka bütün yaşları hissediyorum. Bazen ufacık bir çocuğa dönerken bazen hayattan beklentisi kalmamış bir ihtiyara dönüşüyorum. Yaşadıklarım kolay değil evet ama daha kötülerini yaşayan insanlarda gördüm. Bu yüzden "neden sadece ben" demeyi bıraktım. Zamanla "neden" demeye başladım. Hissediyorum , gün gelecek onu bile söyleyemeyeceğim. Yıllar geçicek. Adımı unutacaksın. Nasıl biri olduğumu unutacaksın. Neyi sevip sevmediğimi unutacaksın. İnat oluşumu unutacaksın. Bir erkeğe renkli şeyleri yakıştırmadığımı unutacaksın. Bana "senden hoşlanıyorum" dediğini bile unutacaksın. Kısacası unutacaksın herşeyi. Sadece beni hatırlayacaksın. Sadece ismimi. Çünkü sen şanslısın. Umursamama konusunda büyük bir yeteneğin var. Takdir ediyorum bunu. Aynı özelliğe sahip olabilmeyi çok isterdim. Yıllar geçmiş. Büyümüşüz. Ama ruhumuzda büyümüş. Zaten bizden büyüktü. Yerinde durmamış. Büyük ihtimal ben hala yalnız olurum. Bilmiyorum. Belkide mantıkla hareket edip duygularımı bastırmış ve birileriyle bir düzen kurmuşta olabilirim. Sen büyük ihtimal aradığın kadını bulmuş olursun. Hırslısın sen. Belki aşık değilsindir ama eminimki ilerde hayatına girecek olacak olan kadın son derece alımlı, bakımlı, çekici olacak. Yani göze hitap edecek. Çokta üzülmem bu duruma. Benim övünebildiğim tek şey, güzel seviyorum. Basit değil, özen göstererek, delirerek seviyorum. O kadın ben gibi sevemez ki. Ne diyorduk? Yıllar geçiyodu demi. Yıllar ne kelime bak saat 01:05 oldu. Sana seni anlatmak için 11 dakikamı çoktan verdim. 12 oldu. Hızlı geçiyor gerçekten. Ne olduğunu bile anlamıyorsun. Merak ediyorum şuan birbirimizi görmek için onca zamanı, yolu hayata feda eder miydik? Seni bilmiyorum. Ben ederdim. Yıllar sonra seni görmek içinde feda ederim. Bir çay bahçesine gideriz belki. Yada deniz kenarı olsun sen seversin.Kahve içmeyelim ama sakın. Kahve kokusu etrafı sararsa senin kokunu alamam. Sadece deniz ve sen koksun her yanım. Çay içeriz. Sevmem ama senin yaptığın herşey benim içinde bir zevk. Şişme montun olur üzerinde. Siyah pantolon. Yıllar yüzüne sadece ufak dokunuşlar yapmıştır onun dışında aynı olursun büyük ihtimal. Bana bakar ve "çok değişmişsin be kızım" dersin. Şöyle bi bakar ve "hiç görmemiştin ki" derim. Büyük ihtimal sana anlatmak istediğim çok şeyim vard��r. Hayatın zorluğundan bahsedip içimi dökmek isterim. Ama sen sevmezsin böyle kasvetli konular. Sırf sen mutlu ol diye bende güler geçerim. Ben ki ciğerim yana yana sana iyiyim diyen kızım 8 saniye gülmüşüm sen gül diye az bile. Saçların. Hep hayalini kurduğum gibi. Gözlerinin rengi. Hepsini geçtim. Gülüşün. Büyük ihtimal denize bakarken güleceksin. Bende sana bakarak güleceğim. Çünkü gülüşünü sevdim ben. Onca zamandır ne yaptığımızdan falan bahsedeceğiz. İlk önce eskilerden konuşuruz. Güzel olur. Günümüze yaklaştıkça acı dolar cümlelerimiz belki. Ben senin karşında oturup başka bir kadınla mutlu oluşunu nasıl izleyeceğim be adam. Sana hayatımdaki adamdan bahsederken hiç mi için acımayacak. Sonra yavaş yavaş susmaya başlıyacağız. Sadece dalga sesleri kalacak. Hava yavaş yavaş kararacak. Gözlerimin içine bakmaya çalışacaksın büyük ihtimal. Bense göz göze gelmekten kaçınacağım hep. O gözlere bakarsam boğulurum. Unuttun mu ben denize tek girmeye korkan insandım. Gözlerine bakarsan boğulabileceğim hiç mi gelmedi aklına. Denizden bir esinti kokunu yüzüme yüzüme çarpacak. Gözlerim dolacak büyük ihtimal. Peçeteyle silip bu aralar nezle oldumda kusura bakma diyeceğim. Bakacaksın sadece. En iyi ihtimalle yıllar sonra bunlar olacak. Ama asla gerçekleşmeyecek bişey söyleyeyim sana. O gün gelene kadar kokunu hiç bilmeden acı çekeceğim, özleyeceğim. Unutmayacağım. Unutamayacağımı sende biliyorsun. Oysaki bir bilsen sırf sen gül diye gülmekten ne kadar yorulduğumu. Olaylar ne ara buraya geldi bilmiyorum ama suç sende. Gülmeyecektin. Neden güldün ki. Bu kadar iyi davranmamalıydın bana. Yapmayacaktın bunu bana. Ağladığımda seni aramamak için zor tutacak kadar çok değer verdim ben sana. Helali hoş olsun. Sen iyi olda. Ben atlatırım bir şekilde. Biz olmayacağını biliyorum. Birgün başkasına tutulacağınıda biliyorum. Ve bilmeme rağmen engel olamıyorum. Mutlu olcaksan sorun yok. Hayat bu. Neler olacağı belli olmaz. Ama böyle olmasın. Ben yıllar sonra içtiğimiz o çaydan sonra eve gidip hiçbir şey olmamış gibi devam edemem. Sen edersin ama ben edemem. O yüzden sen benim ismimi dahi unut. Ben seni tek başımada severim. Saat 01:40. Banada yazık ama değil mi?
2K notes · View notes
aaasseenn · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Sanırım ötesi yok. Ben tükendim, sen o ihtimalleri yarattın.
1K notes · View notes
aaasseenn · 5 years ago
Photo
Tumblr media
4K notes · View notes
aaasseenn · 5 years ago
Photo
Tumblr media
8K notes · View notes
aaasseenn · 5 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
5K notes · View notes
aaasseenn · 5 years ago
Photo
Tumblr media
48K notes · View notes
aaasseenn · 5 years ago
Photo
Tumblr media
4K notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Photo
Tumblr media
48K notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Text
Bir adım daha attım: 347. Kış yavaş yavaş bitiyordu. Ne çabuk geçmişti her şey. Çabuk geçmişlik hissini yaşatan neydi peki? Bu kısa süre içinde onca şeyin yaşanması mı? Yoksa yaşananların bizi yorması mı? Peki yaşadıklarımız bize ne öğretti? Bunca acının bize faydası neydi? Bu hayat bizim acı çeke çeke karaktersizleşmemizi mi istiyordu? Gülhane parkını düşün. İlkbahar gelmiş. Rüzgar ılık ılık esiyor. Sessizce oturuyoruz muhteşem manzaranın karşısında. Düşünüyoruz. Kimler geldi geçti bu bahçeden diye. Rüzgar bir kez daha esiyor. Birkaç yaprak düşüyor üzerimize. Başımı omzuna yaslamışım. Belkide yaşanabilecek en güzel anı yaşıyoruz. Elinde bir kitap. En sevdiğin şair. Rastgele bir sayfasını açıyorsun. Bana şiir okuyorsun, ilerde hayranı olduğun şair gibi olma hayaliyle. Kelimelerin ahengi sesinle hayat buluyor. Yüzüne bakmak istiyorum. Gözlerine bakmak. Göz göze gelmek istiyorum. Ama yapamıyorum. Manzarayı sesin eşliğinde izlemeye devam ediyorum. Güneş ufuk çizgisiyle birleşiyor. Yavaş yavaş gökyüzüne veda ediyor. Gün bitiyor diyorsun. Gün bitmiyor oysaki. Daha gecesi var bu gündüzün. Bir rüzgar esiyor. Karalama yaptığım kağıtları benden uzaklaştırıyor. Senden uzaklaşmak korkutuyor ama beni boş veriyorum kağıtları. Birkaç kelime geliyor dilimin ucuna. Rüzgar esiyor alıp götürüyor hepsini. Bu sefer kendi favori şairimin kitabını uzatıyorum sana. Arasında bir ufacık kağıt. Söyleyemediklerim yazıyor. Sana söyleyemediklerim. Rüzgar esiyor. Kağıt uçup gidiyor. Bakıyorsun öylece. Tam kalkıp kağıdı uçtuğu yerden almak istiyorsun. Kolunu tutuyorum gitmene izin vermiyorum. Korkuyorum. Geri gelmemenden. Kitaba dönüyorsun. En sevdiğim şiirleri sesinde yaşatıyorsun. Karanlık çöküyor. İşte diyorum. İşte bu. Benim en güzel anım bu diyorsun. Bundan güzel an yaşayamam diyorsun. Gülhane parkında oturuyoruz. Yanımda sen ve en sevdiğimiz şairler. Bir de onlara hayat veren sesin... Uzaktan vapur sesi geliyor. Martılar uçuşuyor. Bir karga korku salarcasına alçaktan uçup gidiyor. Başımı hafifçe kaldırıp arkama bakıyorum, sesin kulaklarımda hala şiir okuyorsun. Bir rüzgar esiyor. Sesini alıp götürüyor. Bir rüzgar esiyor. Seni benden alıp götürüyor. Neye uğradığımı şaşırıyorum. İşte diyorum. Hayat, seni bana layık görmeyecek kadar nefret ediyor benden.. 18 yaşımı mahvediyor. Tekrardan alıyoruz o zaman. Gülhane parkını düşünme bu sefer. Kadıköydesin. Moda sahilinde. Bu sefer ben yokum. Tüm yapmacıklıktan uzak. Güneş yeni batmaya başlamış, ufka doğru yol alıyor. Elinde bir dolma kalem. Kitabın kenarlarına bişeyler karalıyorsun. Bir vapur geçiyor tam karşıdan. Adalara doğru yol alıyor. Bir bebek ağlama sesi geliyor arkadan. Umursamıyorsun. Kızarmış gözlerinle bakıyorsun sadece. Sağ omzundaki hafifliğin ne kadar canını yaktığını farkediyorsun. Ellerini saçlarından geçiriyorsun. Eskisi gibi değilsin. 32 yaşın sana çok şey kaybettirmiş. Tek kazancın, elindeki kitabın. Ama bu sefer üzerinde en sevdiğin şairin ismi yazmıyor. Senin ismin yazıyor. Başarmışsın. Ve ben. Gülhane parkına gidiyorum. Üzerimde hep hayalini kurduğum iş kıyafetlerim. Yıllardır yaptığım gibi. Her gün kontrol ediyorum. Bi ihtimal ordasındır diye. Yoksun. Derin bir nefes alıyorum. Ama istediğimin bu olmadığını farkediyorum. Deniz lazım bana diyorum. Temiz deniz kokusu. Atlıyorum vapura çıkıyorum üst kata. Hava soğuk. Kış gelmiş yeni geçiyor. Kimse yok. En öne oturuyorum. Yine kimse yok. Başımı yaslayabileceğim bir omuz yok. Hayatımdaki boşluğun verdiği hüzün gözlerimin dolmasına sebep oluyor. Vapur iskeleye yaklaşıyor. Kalabalığın azalmasını bekleyip ben de iniyorum. Bir rüzgar esiyor içim ürperiyor. Yürümeye başlıyorum. Sağa doğru. Moda sahiline doğru. Güneş artık iyice kendini saklamış, ufukta kaybolmuş. Sonunda varıyorum sahile. Ve başlıyorum en baştan.. 1,2,3,4,5... Her adımda göğsüm daralıyor. 93,94,95,96,97... Gözümün önüne gelen saçlarımı düzeltiyorum. 114,115,116,117... Genç bir çift görüyorum. Oğlan kıza şiir okuyor. 255,256,257,258... Yaşlı bir amca geçiyor yanımdan, köpeğini gezdiriyor. 342,343,344,345,346 ve 347.. Bir rüzgar esiyor. Seni bana getiriyor. Ellerimin titrediğini hissediyorum. Yavaşça yaklaşıyorum. Kayalıklarda uzanıyorsun sanırım. Oturmuyorsun çünkü. Havanın güzelliğini değerlendirip kötülüklerden arınıyormuşsun gibi gözüküyorsun. Sana yaklaştıkça nefes alış verişim hızlanıyor. Her adımda dehşete kapılıyorum. Biraz daha ve biraz daha... Kana bulanan gömleğini görüyorum. Elinde bir kitap. Üzerinde ismin yazılı. Başarmış diyorum. Bir rüzgar esiyor, bir fısıltı getiriyor kulağıma "pes etti" Elimi soğuk teninin üstüne koyuyorum. Kanın tenime değiyor ilk kez... Bir rüzgar esiyor. Kitabının sayfaları dalgalanıyor. Adımın üstüne kan lekeleri görüyorum. Bir cümle görüyorum. Öyle ki. Rüzgarın bile daha önce yapamadığı birşeyi yapıyor. Dünyamı başıma yıkıyor.. "Keşke daha fazlasını yapsaydın."
496 notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Note
Hiç komili blog olmayı düşündün mü
Bilmem. Düşünmem mi gerekiyor
0 notes
aaasseenn · 6 years ago
Photo
Tumblr media
48K notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Note
Doğum günün mübarek olsun köpah
Allah razı olsun kardeşim de bu burdan mı kutlanır it 💜
2 notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Note
4 yıl önce bloğumu ilk açtığım gün ilk takibe aldığım kişilerdensin,az önce dbde gördüm ve resmen duygulandım:')
Yaaa :(( ben de duygulandım
2 notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Photo
Tumblr media
48K notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Photo
Tumblr media
406K notes · View notes
aaasseenn · 6 years ago
Photo
Tumblr media
336K notes · View notes