Tumgik
Text
Kocam işinden izin almış, iki haftadır memleketinde, bahçe işleri için babasına yardım etmekle uğraşıyordu. Ara sıra gelmesini istememe rağmen mesafeyi ve işlerin yoğunluğunu ileri sürüp gelmedi.
Kavga etmiştik, telefonla bile aramıyorduk birbirimizi… Kızkardeşini çağırdım, görümcemle beraber kalıyorduk. Hem bana yoldaş oluyordu, hem fakülte bize yakın olduğundan onun için de iyi olmuştu. Yaklaşan final sınavlarına daha rahat çalışabiliyordu bizim evde…
Gerçi abisinin yerini tutmuyordu, yatakta yalnız yatmak bana çok koymuştu iki haftadır, ama yapacak bir şey yoktu. Her gece seks yapmaya alışınca böyle ayrılıklarda, küslüklerde boşluğa düşüyordum.
Yatağımda kıvranıp duruyordum uykum gelinceye kadar… Yeni yetme kızlar gibi kendimi okşuyor, dolaptaki salatalıklardan kendime her gece yeni bir koca beğeniyordum.
Bir akşam yemekten sonra görümcem odasında ders çalışırken ben yakın bir arkadaşımın nişanı için hazırlanıyordum. Mine gelmiyordu. O kadar ısrar etmeme rağmen derslerini ileri sürüp odasına kapanmıştı.
Bense onun gelmeyeceğine seviniyordum. Hollanda’dan bir haftalığına izine gelen eniştemle beraber gidecektik, beni o götürecekti. Ablam bir tapu işi için Türkiye’ye gelen enişteme sıkı talimat vermiş, nişana katılıp çocukluk arkadaşımız olan geline takı yapmasını istemişti.
Seviniyordum, çünkü hayranı olduğum, yakışıklı eniştem bu gece kavalyem olacaktı. İşi çok yoğun olduğundan sadece bir kere görüşebilmiştik. Babasında kalıyordu.
Heyecanla öğleden sonra kuaföre gidip saçlarımı fönletmiştim. Saçlarım hazırdı, üzerime abiye, mini etekli, hayli kısa bir siyah elbise ve ince siyah çoraplarımı geçirip yatak odamdaki etajerin aynasında makyajımı yaptım.
Eniştemin Hastasıyım, image #2
Tam makyajım bitmiş, son rötuşları yapıyor, eniştemin gelmesini bekliyordum ki, yavaş yavaş karın bölgemde bir sancı başladı.
Önce umursamadığım sancı gittikçe arttı. Kıvranmaya başladım. Mine içeriden sesime koşturup geldi, o denli kuvvetli bir sancıydı ki… Kendimi yatağın üzerine attım, kıvranıyorum. Görümcem ne yapacağını şaşırmış, eli ayağına dolanmıştı.
Kapının zili çaldı o arada… Mine kapıyı açtı, eniştem gelmişti. Eğlenceye gitmek üzere kendini hazırlamış olan eniştem de benim yatağın üzerinde inleyerek kıvranmalarımı görünce şaşırıp kaldı.
Mini eteğim açılmış, çoraplarım dantel külodum meydanda… Sağa sola dönüp durdukça daha da açılıp saçılıyorum. Ama gözüm bir şey görmüyor ki…
-“Bu böyle olmaz Gül…” dedi, sancı biraz hafiflediğinde… “Kalk doktora götüreyim seni…” Bir yandan da açılan eteğimi örtmeye çalışıyordu.
Eniştemin Hastasıyım, image #3
Çaresiz kalktım. Mine sınavı nedeniyle evde kalacaktı. Eniştem koluma girdi. Olduğum gibi çıktık. Merdivenleri inmeye başladık. Sancı hafiflemişti ama ayakta duramıyor, eniştemden destek almak zorunda kalıyordum.
Önceleri sol dirseğimden ve omuzumdan tutup destekleyen eniştem, bir iki basamak kaldığında ben öne doğru tökezleyince ani bir refleks hareketle sağ kolunu benim sağ koltuk altımdan geçirip sımsıkı yapıştı düşmemem için…
Fakat tutayım derken mesafeyi ayarlayamadı sanırım, sağ göğsümü avuçlayıverdi. Ben sallanarak dengemi buluncaya kadar elini ayırmadan göğsümü tutmak zorunda kaldı…
Onca sancının, baş dönmesinin arasında eniştemin avucunu göğsümde sımsıkı hissedince beynimin bir yerlerinde alarm zilleri çaldı sanki… Koruma amacıyla yaptığı hareket benim tüm duyu organlarımı harekete geçirmişti.
Gözlerim kapalı o anın tadını çıkarmaya çalıştım. Sürdüğü losyonun erkek kokusu burun deliklerime doluyor, bedeninin sertliğini sol tarafımda boydan boya hissediyordum. Bir on saniye falan sürmüştü anlattığım olay… Ben daha doyamadan sağ eli ateşe değmiş gibi göğsümden çekti, belime indirdi.
Apartman kapısına gelmiştik bu arada… Açıp dışarıya çıktık. Temiz hava biraz kendime getirmişti beni… O arada eniştemin sol kolumdaki eli iyice kasılmış, çürütürcesine sıkıyordu.
-“İyi misin Gül’üm?” diye sordu. “Araba biraz ileride, istersen kapıya yaslan, ben gidip alayım, oraya kadar yürüme…” dedi.
-“İyiyim enişte, ama elin çok sıkıyor, canım yanıyor…” diyebildim. “Kolum çürüyecek…”
-“Pardon Gül… Düşünemedim, senin düşmeni istemiyorum, ondan sıkı tutmuşum biraz…” diyerek baskısını gevşetti.
Peki anlamında başımı salladım. İki eliyle belimden tutup sırtımı kapıya yasladı. Duracağımdan emin olunca koşarak arabayı getirmeye gitti. Benimse yanaklarım yanıyordu. Eniştemin mememi avuçlayan elinin etkisindeydim daha… Sımsıkı kavrayıp acıttığı kolumu ovaladım. Ne kuvvet vardı adamda…
Biraz sonra eniştem arabasıyla kapının önüne geldi, beni öne, yanına oturtup yakınlardaki bir özel hastanenin acil servisine gittik.
Genç bir doktor şikayetlerimi dinleyip sedyenin üzerine yatırdı, muayene etti. Mini eteğimin örtemediği bacaklarımın üzerine el çabukluğuyla bir örtü seren eniştem de elimi tutmuş, yanımdan ayrılmıyordu. İkimiz de nişan için şık giyimliydik. Tansiyonum ateşim ölçüldü. Doktor tansiyonu ölçerken enişteme,
-“Eşinizin karnını açabilir misiniz? Bağırsak hareketlerine bakalım… Şu örtüyü alın isterseniz…” dedi.
Eniştem yanımdan ayrılmadığından doğal olarak bizi karı koca zannetmişti adam… Doktoru hiç bozmadan, hatayı düzeltmeye de kalkmadan, ama dudaklarında bir gülümsemeyle, kenardaki örtüyü aldı, belime kadar örttü. Elini alttan sokup örtünün altında elbisemin eteğini yukarıya, göğsüme kadar sıyırdı.
Çoraplı bacaklarımın iki yanında başlayan elinin teması jartiyer dantelinin ardından çıplak tenimi, tanga külodumun kenarlarını, çıplak belimi okşarcasına sürdü. İki erkek de, zevkten gözlerimi kapayıp dudaklarımdan kopan inlememi sancı çekmek olarak yorumladılar sanırım… Telaşla atılan doktor,
-“Şimdi bitiyor hanımefendi…” diyerek karnımda, yanlarımda dolaştırdı streteskopu…
Gözlerimi kapayıp kendimi doktorun ellerine bıraktım. Artık ne yaptı bilmiyorum. Evirdi, çevirdi. Sonra teşhisini koyup bıraktı. Spazmdan falan bahsediyordu enişteme… Hastanın kocasına…
Eniştemin Hastasıyım, image #4
Servise alıp bir serum bağladılar, ilaç verdiler. Serum bitene kadar elimi tutup yanımda oturdu eniştem… Nişan olan arkadaşıma telefon açtık, durumu anlatıp özür diledik.
Serumun bitmesine yakın benim hiçbir şeyim kalmamıştı. Ne ağrı, ne sancı… Canlandığımı hissediyordum. Ama söylemedim. Elimi bırakmasını istemiyordum. Kendimizi iki aşık gibi hayal ediyordum o anda… Serumun akışını kontrol ederken, eniştemin at kuyruğu yaptığı simsiyah saçlarının çevrelediği yakışıklı yüzünü izliyordum. İçim bir hoş oluyordu ona bakarken…
Ablamla evlendiğinden beri hayrandım ona… Geceleri hayalini kurduğum, uğruna mastürbasyonlar yaptığım yakışıklı eniştem… Senede bir ay izine gelirler, birlikte tatil yapar, yazı birlikte geçirirdik. Beni de yanlarına alırlar, Bodrum, Marmaris, lüks otellerde tatilimizi geçirirdik.
Doyamazdım o tatillere, eniştemin yanında olmaya… Kendimi, her sene gelişen ve yumuşak kıvrımları artan güzelliğimi her fırsatta sergilemeye çalışır, bikinilerle, mini eteklerle dolaşırdım etrafında…
-“Serum bitti Gül…” diyen sesiyle kendime geldim. “Nasıl oldun? İyi misin?” Gülümseyerek yüzüne baktım,
-“İyiyim eniştecim… Şey, kocacım… Sayende…” O da gülümsedi. Doktorun bizi karı koca zannetmesini hatırlatmıştım ona…
-“Ben bir şey yapmadım karıcım… Doktor iyileştirdi sağ olsun…” dedi şakama katılarak…
Bir şey demeden gözlerine baktım minnetle… “Senin varlığın iyileştirdi beni enişte… Keşke kocam sen olsaydın… Hastayım, ama sana hastayım” dedim içimden… Gidip doktorla görüştü, gelip baktı, serumu çıkardılar. Artık eve gidebilirdim.
Bir de tekerlekli sandalye getirmiş yanında eniştem… İstemiyorum dememe rağmen, güçlü kollarıyla bir tüy gibi yataktan kaldırıp iskemleye oturttu. Kuralmış. Serum sonrası kapıya kadar böyle gitmem gerekiyormuş. Gece yarısı olmuştu serum bitene kadar…
Kapının önünde tekrar kucakladı, dış kapının önüne kadar getirdiği BMW.sinin ön koltuğuna kendisi oturttu. Bacaklarımda ister istemez dokunan ellerinin temasını hissettim hazla…
Eniştemin Hastasıyım, image #5
Evin kapısını anahtarla açtığımda yarım olmuştu saat… Mine gözlerini oğuşturarak geldi. Uyumamış, hem ders çalışmış, hem beni merak etmişti. Olanları anlatıp yatağına gönderdim. Hiç itiraz etmeden gidip yattı. Enişteme döndüm teşekkür için…
-“Yoo… Seni bırakıp gidemem Gül. Sancı tekrarlayabilir dedi doktor. Bizimkilere de haber verdim, bu gece buradayım. Salonda koltukta yatarım.”
-“Peki eniştecim… Ben sana koltuğu hazırlayayım o zaman…” dedim. “İstersen yatmadan önce duş yap, rahatla… Senden sonra ben de gireyim…”
O duşa girdi, ben koltuğu çekip yatak hazırladım. Sonra aklıma geldi, temiz havlu yoktu banyoda, iki havlu kapıp banyoya götürdüm. Tam kapıyı vuracakken bir karış aralık olduğunu gördüm. Kilitlenmediği zaman, mekanizma bozuk olduğundan dili atıyor, sonradan kapı açılıyordu bazen…
Sonra banyonun aynasından onu gördüm. Çırılçıplaktı. Arkadan bağladığı saçlarını duşa girerken açmış, omuzlarını kaplamıştı gür siyah saçlar… Yukarıdan akan sular, kaslı bedeninden aşağıya süzülüyordu. Gözleri kapalı, soğuk suyun altında dönerek her yerini ıslatıyor, kendini rahatlatıyordu.
Eniştemin Hastasıyım, image #6
Gözüm aşağıya kaydı. Bacaklarının arasında bir heyüla yükseliyordu. Uzun bırakılmış kasık kılları, kalın gövdenin dibinde ıslak bir çit gibi görünüyor, torbaları yumurta gibi altta dikkati çekiyordu.
Bugüne kadar en fazla mayosuyla görmüştüm. Sportmen, kaslı vücudunu biliyordum elbet… Ama böyle çırılçıplak görmek… O vücudu üstümde, arkamda, her yerimde hayal ettim bir an…
Dizlerim titredi, kapının pervazına yaslandım. Seyretmeye devam ettim. Gözlerinin kapalı olması cesaret vermişti bana… Ses çıkarmadan kapıyı biraz daha araladım. Şimdi aynadaki aksine değil, canlı canlı kendisine bakıyordum.
İçim gidiyordu ona bakarken… Öyle güzel bir manzaraydı ki… Bir porno yıldızı vardı sanki banyomda… Suyu biraz kısıp sabuna elini uzattığında kendimi geri çektim. Görmemişti beni hala… Sabunlanmaya başladı. Köpükler her yerini kaplıyor, yukarıdan yavaş damlalar halinde akan suyla ayaklarına süzülüyordu yavaş yavaş… Ürperdim. Kapıyı kendime siper yapıp röntgene devam ettim.
Ne hastalık, ne doktor, ne çektiğim sancı vardı aklımda… Gözlerim fal taşı gibi, eniştemin çıplaklığını izliyordum. Kasıklarımda yangın başladı izledikçe… Elimi eteğimin altına attım. Gözlerim zevkten yarı kısılmış, üçgenimi oğuşturup sıkıyordum.
Parmaklarımı külodumun içine soktum. Her zaman yaptığım şeyi yapmaya başladım. Mastürbasyon… Fakat bu kez önümde canlı bir porno mankeni vardı.
Suyu kapatan eniştem, köpükleri tüm vücuduna yaymış, okşaya okşaya sabunlanıyordu. Aleti dimdik, havaya doğru kalkmıştı ve iki eliyle köpüklü aletini sıvazlamaya başladı. Gözlerime inanamadım. Eniştem de mastürbasyon yapıyordu. Hem de gözlerimin önünde…
Parmaklarımın hareketini, klitorisime olan baskısını arttırdım. Çok kışkırtıcı bir manzaraydı, dayanılır şey değildi. Öyle zevk alıyordum ki… Sonunda olan oldu, duyduğum müthiş zevkle, sımsıkı kapattığım dudaklarımın arasından bir inilti kaçıverdi. İniltimi duyan eniştem, birden bire gözlerini açınca göz göze geldik.
Ben kapının pervazına dayanmışım, elim eteğimin altında kıpırdanıp duruyor. Eniştem duşun altında, köpüklü penisi elinde…
-“Enişte… Ben… Havlu getirmiştim sana…” diye kekeledim.
Elini sikinden çekip suyu açtı, köpükleri akıttı çıplak bedeninden… Saklanmıyor, çıplaklığını benden sakınmıyordu. Duştan akan suyun altında, öylesine, kalkmış sikiyle, antik yunan heykeli gibi duruyordu karşımda…
-“Ben havlu göremiyorum” dedi boğuk bir sesle… Baktım, yere fırlatıvermişim havluyu…
-“Getirdim. Ama kapı açıktı… Ben… Seni görünce…” Gülümsedi, elindeki sabunu uzattı bana… Gayet doğal bir tavırla,
-“Hadi gel Gül… Madem geldin, sırtımı sabunlayıver…” dedi.
Hipnotize olmuş gibi istemsizce içeriye girdim, duşa yöneldim. Elimi eniştemin elindeki sabuna uzatırken aklım başıma geldi,
-“Hay Allah, ben hala bu elbiseyle duruyorum” diyebildim cılız bir sesle… “Islanıcam”
-“Benim için sakıncası yok…” dedi eniştem, elimden tutup sertçe kendine çekti.
Daha ben ne olduğunu anlayamadan beni sımsıkı kendine yapıştırmış, dudaklarımı kemirmeye başlamıştı. Kollarının arasında eriyordum adeta… Neden sonra aklım başıma geldi, biraz iter gibi yapıp kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Ama ne mümkün… Mengene gibiydi kolları… Bense nefes nefeseydim.
-“Enişte… Dur… Lütfen… Yapma… Yapamayız…” diyecek oldum dudak dudağa, yüz yüze dururken…
Suların altında saçım başım, elbisem, çoraplarım, her şeyim ıslanmıştı. Üşütmeyen, ılık bir yaz yağmurunun altında gibi hissediyordum kendimi… Eniştemin kalkmış siki bacaklarımın arasında, kasıklarımda baskı yaparak yuva arıyordu. Dudaklarını dudaklarımda, boynumda, yanaklarımda dolaştırıyor, tenimden süzülen suyu içerek öpücüklere boğuyordu beni…
-“Delirttin beni Gül…” dedi iki öpücük arasında… “Zaten her zaman delirtiyorsun da… Bu akşam bir başkaydın. O mini eteğinle kıvranman, külodunu, her yerini göstermen delirtti beni… Hasta olduğunu bilmesem… İnan zevkten kıvrandığını zanneder insan… O inlemeler, o tanga külodun… Ağı dudakların arasına girmiş… Şimdi de sakın istemiyorum diye bana yalan söyleme… Az önce bana bakarak kendini okşuyordun.”
-“Sen de kendini okşuyordun enişte…” dedim.
-“İnan sen vardın aklımda… Seni bir an aklıma getirmek bile sikimi kaldırmaya yetiyor Gülüm… Hep senin suçun… Sen bana bakarak kendini okşamasan ben otuzbir çekerek yatacaktım. Şimdi cezanı çekeceksin. Bu kalkanı sen indireceksin…” Boynuna sarıldım, dudaklarını öptüm,
-“Seve seve eniştem…” diye fısıldadım. “Sen yeter ki iste… Onbeş gündür bacanağın yok. Duvarlara tırmanıyordum. Bir de sen gelince üstüne… Yakışıklı eniştem benim… Sen de benim ateşimi söndür o zaman… Ama yatağa gidelim. Ayakta sevişecek kadar iyileşmedim henüz…”
Eniştemin Hastasıyım, image #7
Üzerimdeki giysileri çıkardı. Islak jartiyer çoraplarımla kalmıştım. Önümde eğilip onları da çıkardı. Hazır diz çökmüşken yüzünün hizasındaki zevk üçgenimi de öpücüklere boğdu. Islak amımın her yerini öptü, dilini gezdirdi. Uzun, ıslak saçlarını okşayarak tuttum, yukarıya çektim.
-“Hadi enişte, beni yatağımıza götür… Yoksa ayakta boşalacağım.” diye inledim. Yere attığım havluları alıp birbirimizi kuruladık. Çıplak bedenimi kucağına aldı, uçarcasına yatak odasına götürdü, yatağa bıraktı. Başımı yastığa koyup eniştemi bekledim. Dizlerinin üstünde durup beni, çıplak bedenimi izliyordu. Elimi uzattım sabırsızca,
-“Hadi…” dedim. “Bekletme beni enişte…”
Bacaklarımı aralayıp bekledim. Kocamla seviştiğim yatakta, bu gece kocamın yerini eniştem almıştı. Önündeki taş kesilmiş aleti beni gösteriyordu. Yavaşça geldi, bacaklarımın arasına girdi, sikinin başını istekle bekleyen amıma dayadı.
Zevkle gözlerimi kapattım. Öyle özlemiştim ki bu anı… Bacaklarımı olabildiğince açtım. O da yavaş yavaş girdi. Islak vajinamda yavaşça ilerleyen aletin girişi bitmek bilmiyordu. Sonunda dibe dayanınca bir oh çektim. Boynuna sımsıkı sarılıp zevkle inledim.
-“Ohhh…. Eniştemm… Harika… Çok güzel… Çok özledim bunu… Aahhh…”
-“Nasıl aşkım? Kocanınki gibi değil mi yoksa?” dedi.
-“Onunki de fena sayılmaz enişte… Önemli olan bu an… Seni tanıdığımdan beri bu anın hayalini kurdum ben… Seninle sevişmeyi istedim… En sonunda muradıma erdim… Ooohhhh… Öyle kıskanıyordum ki ablamı… Bu güzel siki her zaman yiyebiliyor diye… Bekle enişte… Bu anın tadını çıkarayım. Hiç unutmak istemiyorum bu anı…”
Tüm kalınlığıyla bacaklarımın arasını doldurmuştu siki… Bacaklarımı beline sardım. Bir süre öylece bekledik. Sonra dayanamadım artık, sabırsızca kalçalarımı oynatıp hareket etmesini istedim eniştemden…
Yavaş yavaş gidip gelmeye başladı. Gidip gelirken bazen tüm ağırlığıyla üstüme yükleniyor, bazen de kollarından destek alıp eğiliyor, göğüslerimi emiyordu. Meme uçlarımı emerken, uzun saçları göğüslerime yayılıyor, ıslak saçın tenime teması delirtiyordu beni zevkten…
Sonunda hızlandık ikimiz de… Dayanamaz hale gelmiştim. Altında kalçalarımı indirip kaldırıyor, aletinin içime girip çıkmasını sağlıyordum. O da karşılık verip durmaksızın pompalıyordu beni… Kendimi kaybetmiş gibiydim. Beline sardığım bacaklarımla yana devirdim, üstüne çıktım eniştemin… Üstünde oturup kalkmaya başladım.
Eniştemin üstündeyken orgazm oldum. O da beni izledi. İçime boşaldı dakikalarca… Oturup kalktıkça amımdan akan spermler fışkırırcasına aşağıya süzülüyor, taşaklarını ıslatarak yatağa akıyordu. Sonunda bitti. Son kasılmalardan sonra kendimi yatağa, eniştemin yanına bıraktım. Nefes nefese kalmıştım. Eniştem de öyle…
Sakinleşince yan döndüm. Başımı eniştemin göğsüne koydum. Göğsündeki seyrek tüyleri okşarken bir bacağımı da üstüne attım. Yarı sert siki bacağıma değiyordu. Mutluydum. En sonunda eniştemin olmuştum. Onunla sevişmiş, güzel sikinin verdiği zevkle orgazm olmuştum. Bunun hayalini kaç kere kurduğumu bilmiyordum. Ama en sonunda gerçekleşmişti.
-“Mutlu oldun mu?” diye fısıldadı eniştem… “Seni mutlu edebildim mi?”
-“İnanılmazdı enişte… Tam hayal ettiğim gibiydi her şey… Mutlu olmak ne demek? Göklere uçurdun beni… Şu anda bulutlardayım ben…”
İki çıplak beden, yatağın içinde, birbirimize sarılmış, orgazm sonrası rehavetiyle fısıldaşıyorduk.
-“Çabuk bulutlardan aşağıya in prensesim…” dedi eniştem, göğsünden başımı kaldırıp kendine çekmiş, dudaklarımı öpüyordu. “Sana ihtiyacım var daha… Sabaha kadar seni mutlu etmek istiyorum.”
Mutlulukla gerindim. Öpücüklerine karşılık verdim. Adeta birbirimizi yercesine öpüşüyorduk. Yine kucağına çıktım, aletini içime alıp hiç acele etmeden, öpüşe öpüşe sikinin tadına bakıyordum.
O anda kapının açıldığını gördüm. Eniştem de görmüştü. İkimiz de, o vaziyette, çırılçıplak kapıya bakıyorduk.
Mine vardı kapıda… Kocamın kız kardeşi… Üstünde kısacık geceliğiyle… Sabit bakışlarla bize bakıyordu. Şaşkınlıkla başımı çevirip enişteme baktım. Ne olduğunu sorgularcasına bakıştık. Sonra tekrar Mine’ye baktık.
Ne üstümüze bir örtü örtmek geliyordu aklımıza, ne de çıplaklığımızı gizlemek… Tek yapabildiğim eniştemin sikinin üstünden inmek olmuştu. Düpedüz enişte-baldız sikişirken, abisini aldatırken, boynuzlarken yakalamıştı bizi… Sevişirken… Çırılçıplak… Sonunda eniştem konuştu,
-“Şey… Mine, ne oldu? Neden uyandın?”
Sanki küçük bebeğimizdi, neden uyandığını sorguluyordu eniştem… İçimden gülmek geldi, gülemedim. Kötü olmuştum. Aklımdan son sürat, bin türlü şey geçiyordu. Kocam olayı öğrenmiş, bana nefretle bakıyor, belki de şiddet kullanıyor, dövüyor, çevremdeki herkes beni suçluyor… Ablam… Bizimkiler… Kocamın ailesi…
Mine ise gülümseyerek cevapladı soruyu,
-“O kadar gürültü yaptınız ki enişte…” Mine de enişte derdi ona… “Uykumdan uyandım. Size bakmaya geldim. Yarım saattir de bakıyorum.”
İkimiz de bir şey söyleyemedik eniştemle… Ne diyebilirdik ki… “Canımız sevişmek istedi, birbirimizi tahrik ettik, kıyasıya seviştik, abine boynuzu taktık” mı diyecektik?
Mine hareketlendi oluşan sessizlikte… Üzerindeki geceliğin yakasındaki düğmeleri çözdü ince uzun parmaklarıyla, eteklerini tutup yukarıya kaldırdı, başından çıkarıp attı. Sütyen yoktu üzerinde… Onsekizlik memeleri gonca gibiydi. Uçları kabarmıştı. Ayağındaki pamuklu külodu da çıkardı. Yeni tüylenmeye başlayan amını okşayarak bize baktı…
-“Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar demişler…” dedi gülerek…
Sonra çırılçıplak yanımıza geldi. Beline inen dalgalı saçları, uzun boyu, upuzun bacaklarıyla manken gibi güzel kızdı doğrusu Mine… Körpecik, ellenmemiş, koklanmamış…
-“Abim onu boynuzladığınızı duyacak diye korkmayın yenge… Ben düşündüm ki…”
Eniştemden tarafa gelmişti direkt… Ayakta duruyor, eniştemi seyrediyordu hayran hayran… Eniştem anladı tabi olayı, ikimiz de rahatlamıştık şimdi… Yine de,
-“Ne düşündün Mine?” diye sordu eniştem…
Mine elini uzatıp eniştemin penisini okşadı. Meret hazır asker, dokunur dokunmaz eski halini almıştı hemen… Eniştem nefesini koyuverdi inleyerek…
-“Düşündüm ki… Abimin duymaması için beni de suç ortağı yapmanız lazım… O zaman kesinlikle duymaz… Ne dersiniz? Sizin için sakıncası var mı enişte?”
-“Benim için sakınca yok güzelim…” dedi eniştem… Bana döndü, “Senin için var mı Gül?”
Ben de elimi uzatıp eniştemin sikini tutan Mine’nin elinin üstüne koydum elimi…
-“Enişte… Seni ablamla paylaşmayı düşündüm hep… Ama Mine aklıma gelmemişti hiç…” dedim gülerek… “Gel bakalım küçük orospu… Senin kızlığını bozmadan, seni de suç ortağımız yapalım bir şekilde…” Görümcem güldü bu kez,
-“Bekaretim için üzülmeyin sakın… Ben o işi halledeli çok oldu.” dedi. “Hadi biraz çekilin, ben de uzanayım yanınıza…”
Eniştem ortaya kaydı. Mine de yanına uzandı. Eniştemin havaya dikilen sikine eğildi. Yalayıp öpmeye başladı. Ben de doğruldum, onunla beraber iki yandan eniştemin sikini yalıyorduk. Kıvranmaya başlayan eniştem iki eliyle saçlarımızdan tutup yönlendiriyordu bizi…
İki kız, eniştemi ortamıza alıp seviştik. Eniştem teşekkür anlamında her pozisyonda becerdi Mine’yi… Sonunda domaltıp arkasında gidip gelirken boşaldılar ikisi de… Eniştem Mine’nin sırtına boşalırken ben alttan Mine’nin memelerini yalıyor, kıza her yerinden zevk veriyorduk.
Mine hevesini alınca yorgun argın kalkıp odasına yatmaya gitti. İki saat sonra sabah olacaktı ve sınav için kalkmak zorundaydı.
Biz eniştemle devam ettik. Sabahın ilk ışıklarına kadar seviştik. Aygır gibiydi eniştem… Yorulmak bilmiyordu. Son kez duşun altında, başladığımız yerde seviştik. Ben eğilip duşun bataryasından destek alırken, aygırım şampuan köpüklerine buladığı, kayganlaştırdığı arkamdan becerdi beni…
Feryat figan, sonuncu orgazmımızı yaşadık. Artık Mine duyacak diye korkumuz da yoktu. Temizlenip kurulandık. Yatağa uyumaya giderken Mine’yi uyandırdı eniştem… O sınava gitmek için evden çıktığında biz uykunun kollarına teslim olduk.
Eniştemin izini bitene kadar iki karılı sultan gibi yaşadı. Gece gündüz seviştik. Bütün gün durup dinlenip eniştemle ikimiz sevişiyorduk. Akşama doğru okuldan dönen Mine de aramıza katılıyor, ben dinlenirken bu kez de eniştem Mine’yi beceriyor, sonra üçlü yapıyorduk. Herkes hayatından memnundu.
Önce eniştemin izini bitti, Hollanda'ya gitti… Sonra kocam köyden geldi. Mine eve döndü. Beni özleyen kocamla baş başa kalmıştık.
Aklımda eniştemle, Mine ile yaşadığımız seks dolu günler, geceler, grup seks sahneleri gözümün önünden resmi geçit yaparken kocamın altına yattım. Kocamın her zamanki düz sevişmesi kuru, yavan geliyordu artık…
Gözlerimi kapayıp kendimi eniştemle sevişirken hayal etmeye başladım. Onun sayesinde biraz canlandı seks yaşamım…
Her şeye rağmen o fırtına gibi kısacık zaman dilimini yaşadığım, gerçek seksi tattığım için mutluydum.
28 notes · View notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim 05437453624 özele açık
Merhaba Hasan bey ben sizlere Denizli den yazıyorum. Paylaşırsanız sevinirim.
Şuan 34 yaşımdayım. Evliydim 3 doğum yaptım 5 çocuğum var ismim Reyhan kocam korona yüzünden vefat etti o zamandan beri elime erkek eli değmemişti. Sizlere anlatacağım hikaye başımdan geçeli 2 ay oldu .
Çocuklar okula gidecekti eşyaları almak gerekiyor ama maddi durumum hiç de iç açıcı değildi , Denizli merkez de bir mağazaya gittim durumumu anlattım taksit imkanı yokmuş ama adam bana acıdı taksit yaptı elbise vs aldım diğer lazım olan şeyleri okul açılınca alırsınız dedi . Sonuçta almıştım eve giderken akşam otobüsünü kaçırmışım durakta beklerken alışveriş yaptığım yerin sahibi aracı ile geçerken beni görünce durdu arabasına çağırdı istemiyerek bindim nerede oturuyorsunuz diye sordu köyde yaşıyorum dedim benim köyün yolunu tuttu hava kararıyordu içimden adamın yakışıklı olduğunu düşünüyordum gerçekten çok yakışıklı bir erkekti tahmini 2 saatlik yolunuz vardı . Bu arada adamın bana baktığını fark ettim aklıma gelen başıma geliyordu gencim güzelim 3 yıldır erkeklerden uzaktayım hava iyice kararmıştı uyuyor gibi yaptım biraz sonra adam arabayı tenha bir yerde durdurdu indi meğerse sıkışmış idrarını yapıp bindi siki belliydi adam neden çalışmıyorsun diye sordu güldüm 5 çocuk var nasıl çalışayım dedim birden elini bacağıma koydu okşamaya başladı ne yapıyorsun diye bağırdım çağırdım ama devam etti eğilip dudaklarıma yapıştı aslında istiyorum ama hemen teslim olmak olmazdı biraz sanki istemiyor gibi yaptım ama karşılık da veriyordum bu arada ben lise bitmiş üniversite sınavına girip kazanmış bir kadınım . Cemil artık iyice ileri giderek memelerimi okşamaya başladı bende karşılık veriyordum artık arabayı çalıştırdı yakınlardaki koruluğa götürdü beni elimden tutup indirdi yere battaniye serip oturduk oynaşmaya başladık soyunduk 69 pozisyonuna geçtik ilk defa amım emiliyordu gerçekten ilk kez emiliyordum sakso çekmeyi biliyorum kocam zorla verirdi ağzıma ilk boşalmayı Cemil in ağzına yaptım artık sikilmek istiyordum ayağa kalktım yarağını tutup amıma soktum sanki ilk kez birlikte oluyormuşum gibi hem zevk aldım hem içinme girerken canım yandı zıplamaya başladım 2. boşalmayı birlikte yaşadık içime boşaldı. Bir posta daha sikiştik saat epey geç olmuştu arabaya binip beni köye götürdü şimdilerde hafta da 2 defa şehre gidip onunla birlikte oluyorum sevişmeyi çok özlemişim . Şimdiki sikicim iyi sikiyor ama artık değişik tatlar aramaya başladım .
43 notes · View notes
Text
Merhaba Hasan bey ben Almanya Berlin'den yazıyorum. İsmim İrem şuan 49 yaşımdayım sizlere anlatacağım hikaye başımdan geçeli 20 yıl kadar önce oldu. 20 yaşımda kocam ile görücü usulü evlendirildim söz hakkı vermediler gerçi evden kurtulmak için bulunmaz bir fırsat yakalamıştım. 1 yıl kadar nişanlı kaldım ertesi yıl evlenip Almanya ya gelin gittim. Kocam benimle hiç ilgilenmez saat 6 da işe gider eve gece 11 gibi gelirdi ilk zamanlar çok iyiydi fakat kaynanam ve akrabaları çocuk istiyordu aradan 5 yıl geçmiş bende tık yok çünkü kocamda tık yoktu üzerime çıkar 2 3 dakika siker boşalır döner sırtını yatar uyurdu annesinin torun sahibi olmak istediğini kaç kez söyledim bilmiyorum. Birgün annesini ve kardeşlerini Türkiye den düğün için çağırdılar kocam iş yerinden izin alamadı biz kaldık onlar uçak ile gittiler evde artık tek başına kalmıştım kimse gelip gitmezdi kaynanam Nemrut'un tekiydi sevmezlerdi . Kocam her gece sikmeye başladı onlar yokken yatak odası hariç bütün odalarda fırsatını yakalayıp sikiyordu ama en uzun 5 dakika sürüyordu 1 ay boyunca her gece sikti onlar döndükten 3 ay sonra annem rahatsızlandı bu sefer ben gidecektim herşey hazırdı yola çıkmak için fakat uçak bileti bulamadık en küçük kaynım ben seni götürürüm yenge dedi kocam kabul etmedi o sırada oturduğumuz bloğun yanında Yozgat a gidecek bir arkadaşı götürürüm sırtımda mı götüreceğim sanki demiş lüks bir Mercedes jip ile yola çıktık 2 kadın 1 erkek 4 gün sonra Türkiye ye geldik annem ben gittikten 9 ay sonra vefat etti 3 yıl Almanya ya hiç gitmedim kocam ya gel yada boşan dedi babam git kızım burada rezil olma dedi bende ilk uçak ile gittim havaalanına indiğimde beni kaynım ve Alman arkadaşı Hans Peter karşıladı Hans çok yakışıklı uzun boylu sarışın bir adamdı kaynım Gürcan dan daha çok benimle ilgilendi eve gittiğimde kocamın başka bir eve taşındığını öğrendim kaynım evine gitti ben yeni evimizde Hans ile kala kaldım seks yapmayalı epey uzun bir zaman geçmişti Hans ne dersem yapıyordu aklıma birden Hans ile seks yapmak geldi mutfağa gidip üst raftan tencere almaya çalışıyor gibi yapıp Hans ı çağırdım geldi arkama geç beni kaldır dedim koltuk altlarımdan tutarak yukarı kaldırdı ama kucağına oturttu birden ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık bir taraftan öpüşmeye devam ediyor bir taraftan soyunuyorduk artık üzerimizde yalnızca külotlarımız kalmıştı o son parçaları 69 pozisyonuna geçince birbirimizin külotlarını çıkarttıp emmeye başladık 8 yıldır Evliydim ama hiç amım götüm emilmemişti Hans işini iyi biliyordu emerken 3 kez boşaldım Hans beni kucağına aldı tekrar sikini amıma dayadı birden yüklendi hepsini soktu içime yok böyle bir şey sanki havada uçuyordum o çıkarıp soktukça kendimden geçiyorumdum. Hans beni yatak odasına siki amımda kucağında götürdü yatağa yatırdı pompalamaya başladı ben bitmiştim artık durmak bilmiyordu kaç kez boşaldım bilmiyorum Hans beni domalttı arkama geçti belimden kavradığı gibi sikini götüme soktu bağırdığımı hatırlıyorum ama canım çok acıdı pompalamaya başlamadan evvel kısa süre bekledi sonra yavaş yavaş çıktı 5 dakika kadar yavaş sikti sonra birden hızlandı zevk buymuş o gece kocam gelmesine yakın beni sikti kocam gelmeden son kez amıma soktu içine Hans ondan sonra her gece sikicim oldu daha sonra kaynıma söylemiş kaynımla ve Hans ile seks yapmaya başladım onuda başka bir hikayede yazayım ne dersiniz
50 notes · View notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim
Arkadaşımın türbanlı karisi
Surekli gorustugum bi arkadasim , esiylede gorustugum o derece yakiniz , çok defa evlerinde bile kalmisimdir , Uzun zamandir arkadasimin karisinin bana ilgisinin oldugunun farkindayim, ama hep mesafemi korudum , bazen acaba arkadasimda istiyormu gibide aklima geldi ama yinede mesafeli durdum , arkadasim yakin zamanda iş degistirmisti guvenlik olarak işe baslamisti bazen gece bazen gunduz calisiyordu , arkadasimin eşi ceyda bir gun aksam 9 gibi beni aradi naber napiyorsun bu aralar gorunmuyorsun gel bi ara oturalim falan dedi , olur tabi neden olmasin dedim , hayat işte iş güç kosturmaca dedim, yarin aksam gelsene dedi , sedat in doğum günü ona supriz yapariz , tamam olur dedim , sen sedata birsey belli etme ama dedi , tamam dedim, telefonu kapattiktan sonra aklima takildi , sedat in dogum gununu tam hatirlamiyordum ama sanki bu zamanda degildi , bende sedati aradim , naber napiyorsun gorusemiyoruz gibi , napim isteyim eleman eksikligi var bu hafta full geceye yazdilar beni akşam 8 sabah 8 isteyim , evede gecip yatiyorum yorgun oluyorum zaten dedi , bi ara bisa dusunce goruselim dedim , kapattik telefonu , sedat yarın akşam evde olamayacakti , ceyda belliki iyice niyeti bozmustu , bende madem öyle ne olacaksa olsun dedim , bi gun sonra aksam ceydalara gittim , turbanli kapali haliyle kapiyi acti iceri aldi beni , hoş geldin diyip sarildi, hoş bulduk dedim , evde kimse yoktu , sedat nerde dedim , gelir birazdan ben onu bi bahaneyle disari cikarttim , supriz olsun istiyorum diye dedi , eminmisin sedatin gelecegine dedim , gelmezse biz seninle kutlama yapariz olmaz mi dedi turbanini cikartip saclarini savurdu , gel konusalim mi biraz seninle dedim , konusmaya gerek var mi anladigini dusunuyorum bir çok şeyi dedi , anladim ama bu nekadar doğru dedim, illa konusturucan beni dedi , dur otur ozaman buraya , ses etme ve dinle dedi , sedat i aradi hoporlorde , benim için birazdan gelecegimi soyledi , bak eminsin dimi kocacigim yaticam en yakin arkadadinin altina dedi , evet aşkım eminim senin daha mutlu olman beni de mutlu eder , o biraz uzak durur belki ama sen ateşli cazibenle ikna edersin onu bi kere bi baslasin devami gelir zaten dedi tamam askim diyip telefonu kapatti ceyda , telefonu kapattigi gibi yapistim ceydaya salonda kanepede bi guzel siktim sonra yatak odasina gectik evire cevire ordada siktim , o gece sabaha kadar siktim , ve artik her firsatta sikiyorum ceydayi , serdar benim onun bildigini bilmiyorum saniyor , ama ceyda bana yatakta kocasina bizimle olanlari anlattigini , serdarin bu durumdan çok memnun oldugunu surekli anlatiyor bana, hatta bazen benim yanimda dollenmis vucudunu kocasina gonderiyor sanki benden gizli gonderiyormus gibi ...
38 notes · View notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim 05437453624 özele açık
Kocam beni iyiki aldatmış
Kocam beni iş yerinden bir kadin ile aldattı, bunu ogrendigimde deliye dönmüştüm bosanma asamasina geldik ama sineye cekip cekildim kenara , fakat bu durumu sindiremiyordum , bu olayin ustunden 1 yıl kadar geçmişti, ben cocuklarla birlikte memlekete gittim , giderken kocamin bu boslukta beni tekrar aldatacagi suphesi hep vardi içimde, sirf o kötü duyguyu bastirmak için, ben ondan uzaktaysam , oda benden uzakta , ben niye dusunuyorum o düşünsün karim beni aldatır mı diye dusunceleri ile sakinlesiyordum , ama benim onu aldatacagim onun aklina gelmezdi çünkü ben ona göre sex sevmeyen sadece cocuklarina bakan bir anne modeliydim , oysa sex i çok arzulayan fakat kocam tarafindan tatmin olamadigim için soguk duran biriydim , memlekette cocuklugumda bana aşık olan biri vardi aslinda bende ona pek boş degildim ama olmamisti onunla , oda 10 yildir evli simdiye kadar çok kez memlekete gittim karsilastik sadece kisa merhabalarla gecistirmistik ama bu sefer kur yapip onun koynuna girmek istiyordum , kocamdan intikamimi almaliydim, 2 gün köyde denk geldik fakat sohbete musait ortam yoktu , 5 gün musait bi yerde denk geldik ve naber nasilsin gibi ben sohbete girdim , ayak ustu biraz konustuk numarami verdim oda bana verdi musait oldugunda ararmisin seninle birsey konusmak istiyorum dedim uzaklastim, hemen peşime aradi , şimdi eve geciyorum olmaz sonra konusalim dedim , gece mesaj atayim mi dedi , olur dedim ,ama ben yazmadan sen yazma olur mu, hanim gorurse yanlis anlayabilir dedi, tamam dedim kapattik telefonu , gece 3 gibi mesaj atti , bende ona , hala aklimdasin biliyormusun dedim , bu mesajimi gorunce , ben seni yillardir unutamiyorum hep hayallerimdesin dedi, nekadar dogru bilemem ama benim amacim konuya girmek ve koyde oldugum 1-2 aylik surede firsat buldukca onunla yatmakti, ben yarin hanimla yaylaya cikacaktim sen bana eslik etmek istersen rahat rahat konusalim dersen , hanima sen gelme fazla birsey yok dinlen ben gider hallederim isleri derim , sen şu koy cikisindaki yukardaki rampanin orda beklesem yeter ben ordan alirim seni dedi , tamam dedim ertesi gun gunduz mesajlastik haberlestik beni ordan aldi , yayla evinde bas basaydik etrafta kimse yok , sanki ilk defa sevisiyor gibiydim , sanki daha once hiç orgazm olmamisim gibi , inlete inlete sikiyordu beni , arkadanda istedi , sana herşey serbest dedim , kocam bile bikere girmeye calismisti ben çok bagirinca birakmisti , bagirsamda birakma arkadan gir içime boşal dedim , öyle mutlu olmustu ki ,ilk başlarda çok canim yandi ama sonradan alisti deligim bagirsamda kenetledi beni kokledi gotume , içime attirdi , amli gotlu sikilmistim mutluluktan uçuyordum ama kocama olan kinim gecmemisti , şimdi sessiz ol ve usulca yanimda dur okşa memelerimi hafiften dedim , o esnada kocami aradim ,3-5 dakika telefonda onunla konustum , bi yaramazlik yapmiyorsun dimi diye sorguladim iki büklüm olup oflayip pufladi tamam tamam güveniyorum sana hadi kolay gelsin diyip telefonu kapattim , eski aşkım bu konusmayi duyunca tekrar kazik gibi oldu , kocanin yanindada sikim mi seni dedi , sik nerde istersen sik dedim , daha bekarkenden hayalimde sen vardin hep ama evlenince kocama sadik kalmak için dusunmedim kimseyi taki o beni aldatana kadar dedim , ve o gunden beri kocamla yatarken bile seni hayal ediyorum dedim , iyice kudurmustu tekrar tekrar sikiyordu beni , yayla maceramiz çok güzel gecmisti , sonrasinda firsat buldugumuzda, samanlikta ormanda arabada , 2 ay boyunca sevistik , ben geri dondugumde irtibati kopartmadik 3-4 ay da bir gelmeye calisiyor ve beni burda beceriyor , tabi bu esnada ben bu tadi alinca buradn biri ile daha tanistim , tesekkur ederim kocacigim beni aldattigin icin, yillardir tadamadigim yarrak zevklerini artik doyasiya tadiyorum , simdiye kadar boşuna kasmisim kendimi , artik daha mutluyum ,
54 notes · View notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim
İnternetcafe Müşterimin Götünü Siktim! (Veli 39 Y., Stuttgart / Almanya)
Selamlar, ben Veli. Yaşım 39, Almanya Stuttgart şehrinde internet cafe işletmeciliği yapıyorum. Her gün müşterim olan Nagihan isminde, kapalı bir bayan devamlı gelip giderdi. 30'lu yaşlarda, bakımlı, 50 kilo civarıda, ince, zarif ve hoş bir dul bayan olan Nagihan'la yaşadığım bu olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
O gün, normal saatleri olan çalışma saatimde internet cafe'mi açtım (sabah saat 8:30'da), lambaları yaktım. Ben dükkanı açar açmaz Nagihan hanım içeri girdi ve "Günaydın Veli bey, bana bir internet açar mısın?" dedi. "Tabii hanımefendi!" dedim ve 8 numaralı masadaki PC'de interneti açtım. Nagihan hanım genelde o masada internet yapardı. O masanın yeri çok uygun ve kimsenin görmediği, rahatsız etmediği bir yerde. Nagihan hanım internetin başına geçti. Ben de tezgaha döndüm, telefon kartlarını düzeltiyordum. Aradan birkaç dakika geçmişti ki, 8 numaralı masanın olduğu taraftan garip sesler gelmeye başladı. Neler oluyor diye merak ettim ve çaktırmadan bakmaya karar verdim. Paspası aldım, yerleri temizler gibi yaparak arka taraflara gittim.
Nagihan porno filmi seyrederken kendinden geçmiş, eli bacak arasında, amını üfeleyerek garip sesler çıkarıyor. Ne seyrediyor acaba diye merak ettim ve monitörü görebilmek için arkasından biraz daha yaklaştım. Baktım ki, Nagihan zenci bir adamla sarışın bir kadının sex yaptığını seyrediyor. Filimde zenci adam sarışın kadını götten sikiyordu. Benim yarrak anında kalktı tabii. Nagihan'a arkadan yavaşca yanaştım, iki elimi memelerine attım ve okşamaya başladım. Nagihan ters tepki verir diye korkuyordum, çünkü müşterimdi. Fakat Nagihan hiç te düşündüğüm gibi ters tepki vermedi, aksine ben onun memelerini okşarken, yüzünü bana dönüp dudaklarımdan öpmeye ve benimle sevişmeye başladı. İki yıldan beri Nagihan'la aramızda böyle birşeyin olacağını tahmin etmezdim.
Dükkana gerçi normalde sabah fazla gelen olmuyor, yine de kalktım kapıyı kilitledim. Cama 'Kapalıdır, saat 10:00'da açılacak!' diye bir yazı yazdım ve perdeleri kapadım. Nagihan'ın yanına geldim, onu ayağa kaldırdım ve o güzel vücudunu kendi ellerimle soydum. Sadece eşarbı kaldı, nedense eşarbını çıkartmama izin vermedi. Bir gün Nagihan'ın çıplak bir şekilde kollarımda olacağı hayali bile bana yalan geliyordu. Ben de soyundum ve sevişmeye başladık. O anda Nagihan bir itirafta bulundu, "Veli, iki yıldan beri böyle bir fantazim vardı, nihayet bu gün gerçekleşmek üzere. Senden bir isteğim var, demin filimde gördüm, zenci adam kadının götünü sikiyordu, senden götümü sikmeni istiyorum!" dedi ve masaya dayalı sandalyelerin birine tutunarak domaldı, göt deliğini tükürükle ıslatarak "Hadi erkeğim, sik götümü, çıldıracağım yoksa!" dedi.
Ben de kazık gibi olmuş sikimi tükürükle ıslatarak Nagihan'ın götüne yavaşca sürtünmeye başladım. Sikimin kafasını götünün mor deliğine dayadığımda sanki sikimde 100 derece sıcaklık hissetim. Sikimin kafasını yavaş bir tempoyla bastırdığımda Nagihan öyle bir bağırdı ki, hemen sikimi geri çektim. Nagihan, "Ne olur devam et, iki yıldır bu fantaziyle yaşıyorum, acısa da, bağırsam da götümden sikmeni istiyorum!" dedi. Tekrar sikimi ıslatıp Nagihan'ın belinden sıkıca kavradım. Ve bütün nefesimi tutarak sikimi götüne kökledim. Aman Tanrım, attığı çığlığı neredeyse dükkanın önünden geçenler duyacaktı. Hani köpekler sikişirken birbirlerine kenetlenirler ya, biz de aynen öyle kenetlenmiş bir şekilde, üzerine abandım. İki dakika kadar öyle kaldık.
Az sonra baktım Nagihan yavaşca götünü sallamaya, ileri geri hareket ettirmeye başladı. Nagihan'ı biraz serbest bıraktım ve götünü sikmeye devam ettim. Sikişmemiz yavaş bir şekilde on dakika kadar devam etti. Daha sonra ben hızlanmaya başladığımda, Nagihan mırıldanarak, "Lütfen boşalırken benden habersiz boşalma." dedi. Nagihan'ın belinden tutup sert sert köklemeye başladım. Her an boşalabilirdim, "Gelmek üzereyim!" dedim. Nagihan, "Ağzıma boşal erkeğim." dedi. Nagihan'ın o daracık göt deliğinde sıkışan sikimi götünden çektim. Nagihan ok gibi fırlayıp bana döndü ve sikime sarıldı, ağzına aldı ve yalamaya başladı. Birden volkan gibi patladım ve bütün döllerim Nagihanın ağzına, yüzüne ve eşarbına bulaştı. Saat nerdeyse 10:00'a geliyor ve dükkanı açmam gerekiyordu. Toparlandık ve üstümüzü giyindik. Nagihan bana telefon numarasını verdi ve "Yarın dükkanı başkasına teslim edebilirsen bana haber ver." dedi ve öpüştük gitti.
Ertesi gün, dükkana bakacak bir arkadaş buldum. Nagihan'ı aradım ve müsait olduğumu söyledim. Nagihan bana adresini tarif etti ve "Bir saat sonra benim eve gel!" dedi. Tam bir saat sonra evine gittim ve zile bastım. Nagihan kapıyı açtı ve buyur etti. İçeri girer girmez şaşırdım, salondan kadın sesleri geliyordu. Salona geçtik, iki tane bayan var, iki bayan da başları kapalı, uzun etekli. Öyle hanımefendice oturuyorlar ve kahve içiyorlar. Bayanlarla tokalaşmadan sadece merhabalaştık. Ben boş koltuklardan birine oturdum ve Nagihan'a, "Kusura bakmayın, misafirlerin olduğunu bilmiyordum. Rahatsız etmeyim." dedim. Nagihan da, "Veli bey, bayan arkadaşlar öylesine çatkapı kahve içmeye gelmişler, birazdan gidecekler." dedi ve bana da kahve ikram etti. Bayanlardan birisinin adı Serpil, diğerininki Kübra imiş. Her ikisi de evli ve çoluk çocuk sahibiymiş. Havadan sudan iki lafladıktan sonra bayanlar izin isteyip kalktılar. Nagihan da onlarla kalktı, uğurlamaya. Ben salonda kaldım, oturduğum yerde.
Bir iki dakika sonra Nagihan geldi ve boynuma sarıldı. "Misafirlerin gitti mi?" diye sordum, "Evet, gittiler." dedi. Hemen ayağa kalktım ve sevişmeye başladık. Öpüşerek yatak odasına gittik. Bir çırpıda soyunduk. Nagihan'ı yatağa sırt üstü uzatıp bacaklarını ayırdım ve bacak arasına yanaştım. Dudaklarından, boynundan, göğüslerinden öperek, yalayarak amına indim ve yumuldum. Tam amını yalayıp emmeye başlamıştım ki, götümde iki el hissettim. Bunlar Nagihan'ın elleri olamazdı, çünkü Nagihan ellerini saçlarıma geçirmiş, beni kendine doğru çekiyordu. Nagihan saçlarımı bıraktığında arkama baktım ve öyle şaşırdım ki, biraz önce salonda oturan o iki bayan, Serpil ve Kübra. Serpil yatağın sağında, Kübra solunda dikilmişler götümü okşuyorlar...
Meğerse Nagihan'la ayarlamışlar herşeyi. Serpil ve Kübra gitmiş gibi yapıp gitmemişler, Nagihan onları mutfağa saklamış. Biz sevişmeye başlayınca yanımıza gelip bize katılacaklarmış. Tüm bunları önceden planlamışlar. Nagihan Serpil ve Kübra çok samimi arkadaşlarmış, aralarında gizli saklı yokmuş. Seks konuları da buna dahil. Kocaları bunları seks konusunda yeteri kadar tatmin edemiyormuş. Zaten Nagihan garibim de dul olduğu için hiç yarak yüzü görmüyor. Bunlar haftada birkaç kere Nagihan'da buluşup birlikte seksfilimleri izliyorlarmış. İlk başlarda herkes kendi kendini tatmin ediyormuş. Fakat sonraları grupseks filimleri, lezbiyen filimleri seyredip üçü birbiriyle sevişmeye başlamışlar. Nagihan dün benim yanımdan ayrıldıktan sonra hemen Serpil ve Kübra'yla buluşmuş ve internet cafede bana götünü siktirdiğini anlatmış...
Neyse, sonuçta Serpil ve Kübra da hemen soyunup bize katıldılar ve ben de dünyanın en güzel nimetlerinden faydalanmaya başladım. Her biri birbirinden güzel, ikisi evli, biri dul, üç tane azgın kadın aç kurtlar gibi yarrağıma saldırmaya başladılar. Ogün akşama kadar Nagihan Serpil ve Kübra'yı amlarından ve götlerinden siktim. Bu arada söylemeyi unuttum, Serpil ve Kübra çocuklarının üzerine yemin ettiler, daha kocalarının sikini ağızlarına almamışlar ve ilk kez bana götlerini siktirmişler.
O günden sonra her fırsat bulduğumuzda Nagihan'ın evinde buluşup, Nagihan, Serpil ve Kübra ile grupseks yapıyoruz. Bu olay uzun zamandır devam ediyor ve çok güzel ilişkimiz var. Kocaları tarafından seks konusunda herşeyden mahrum bırakıldıkları için, her seferinde çok vahşi ve sert sikişiyorlar. Kocalarının veremediğini bende buldukları için de beni kaçırmak istemiyorlar, kıymetimi biliyorlar. Doğumgünümde, üçü ortaklaşa 2.500 Euro değerinde bir saat hediye ettiler bana. Dilerim bana denk geldiği gibi, böyle zarif, sexy, çılgın ve azgın bayanlar herkese nasip olur :)
52 notes · View notes
Text
Kocam Beni Arkadaşına Yollayıp Siktirdi
30 yaşındayım ve 8 yıllık evliyim. Eşim Semih bir özel kuruluşta çalışıyor ve iyi maaşı var. Teknisyen kendisi. Bizim gibi mütevazı bir kankası var, Özcan devlet memuru ve çok iyi anlaşırız. Özcan yakışıklı, evine bağlı birisiydi. İçki içerdi ama kumarı ve çapkınlığı yoktu.
Özcan da karısı Sevgi de son derece kibar ve misafirperver insanlar… Devamlı onlara gider gelir, hafta sonlarını onlarla beraber geçirirdik. Bir tek onlarla anlaşırdık. Neyse.. Son zamanlarda başıma gelenler beni çileden çıkardı. Çileden demiyelim de yoldan diyelim.
Ben balık etinde 168 boyunda kısa kestane rengi saçları olan oldukça güzel bir bayanım. Çevremden de beğenenler çok olur beni.
Kocam Semih son zamanlarda seks yaşantımızı renklendirelim falan filan demeye başlamıştı. Yatakta sevişirken fanteziler kuruyor, bunları bir yandan kulağıma fısıldıyor, bir yandan da beni düzüyordu…
Bu yeni durum ilk zamanlar bana çok itici geliyordu ama sonraları dinlemek de hoşuma gitmeye başlamıştı. Uzun ve çekici olan fantezileri beni etkiliyor, azdırıyordu yatakta… Ayrıca başkalarının beni nasıl düzdüğünden bahsediyordu. Benim ne kadar seksi, şehvetli bir kadın olduğumu, çok güzel seviştiğimi, erkeklerin beni yiyecek gibi bakmalarından gurur duyduğunu söylüyordu. Bu beni de etkiliyordu ama sadece fantezi olduğundan işimiz bittiğinde her şey bitiyordu.
Yatağımızın karşısına koca bir TV koymuş, her yatağa girdiğimizde porno filmleri koyup seyretmekle başlıyorduk sevişmeye… O harika vücutlu porno yıldızlarının koca koca erkeklik organları kadınlara girip çıktıkça içim bir hoş oluyor, dere gibi sularım akmaya, kocamınkine saldırmaya başlıyordum.
Çoğu filmin sonunu göremiyorduk bile… Kocam üstümde bacaklarımın arasında gidip gelirken benim gözüm o erkeklerde, penislerinde; kulağımda onların inlemeleriyle çıldırıyordum. Kocam bir yandan beni beceriyor, bir yandan da kulağıma
- “Oohhh.. Harikasın canım… Nasıl sikişiyorlar di mi? Gözünü ayıramıyorsun yaraklardan… Ne yarak var adamda… İster misin canım? İçine girsin mi o koca sik?” diye beni ateşliyordu… Kıvranıyordum altında, deliriyordum,
- “Ohhh… Evet aşkım… Çok güzel ama, harika… Şu sikinin büyüklüğüne bak… Nasıl bağırttırıyor kadını? Ohhh… Kocacım, keşke yanımızda olsalardı… Sen kızı sikerken, adam da o koca sikini daldırırdı bana… Hadi, sen de onun gibi sik beni… Dibime kadar sok sikini… Ohhh…”
Gerçekten kocamın dediği gibi olmuş, seks hayatımız renklenmiş, harika olmuştu. Akşam olmasını, kocamın gelmesini dört gözle beklemeye başlamıştım. Yemeği hazırladıktan sonra, küvete girip kokulu şampuanlarla duşumu alıyor, kremlenip en seksi giysilerimi giyerek gelmesini bekliyordum.
Kapıdan girer girmez gözleri faltaşı gibi açılan kocamla ilk seansı kapının önünde yapıyorduk bazen… Yatağa gidene kadar üstümdeki mini eteklerle, jartiyerli çoraplarla, liseli gibi giysilerimle eğile kalka, her tarafımı sergileye sergileye kocamı azdırıyordum. Bazen ben onu, bazen dayanamayıp o beni yatağa atıyor, bazen de yatağa gidemeden nerde yakalarsa orda sikiyordu beni…
Bir gün Sevgi beni eve çağırdı.
- “Akşam Özcanın annesi babası gelecek, bana yardım eder misin?” dedi
- “Memnuniyetle..”. dedim. Sevgilere gittim hoş beş derken Semih’i arayıp,
- “Ben Sevgi’nin evdeyim. İş çıkışı buraya gel, yemeği birlikte yiyelim…” dedim.
Bu arada Sevgi rahat etmem için kendi kıyafetlerinden verdi. Bol ve basma ince bir etek tişört ve tülbent giydim işin ilginci o da balık etinde ve benim kilomda… Sima olarak da, yapı olarak da birbirimize benziyoruz yani… Her konuda anlaşıyoruz arkadaşımla… Akşam olmaya başlamıştı hazırlıklar da bitmek üzereydi. Sevgi,
- “Sultan, sen salatayı hazırlayıver, ben de ortalığı toplayayım” dedi
O oturma odasına gitti, ben de salata işine giriştim. Biraz sonra giriş kapısının açıldığını duydum. Anlaşılan Özcan gelmişti. Erken çıkıyordu. Semih özel şirkette çalıştığından geç çıkıyordu. Ben iyice dalmış, işimi yapıyordum. Marullarla, domateslerle uğraşmaya o kadar dalmışım ki, arkamdan aniden birisi kucaklayıverdi. Özcan…
Ama ne kucaklama… Bir anda bir eliyle sağ mememi avuçlamış, sol elini de eteğin üstünden pençe gibi geçirip şeftalimi avuçlayıvermişti. Bu arada kollarıyla da sımsıkı kendine, kasıklarına bastırıyor, dudaklarını ensemde dolaştırıyordu. Kalçalarıma batan taş gibi sertliği hissedebilmiştim o kısacık, şimşek gibi çakan kucaklama sırasında…
- “Aşkım seni çok özledim..” dedi. Bu anlattıklarım sadece bir kaç saniye içinde oldu yani ben geriye dönene kadar yapacağını yapmış, ben de gayrı ihtiyari “Ayyy…” diye çığlık atmıştım. Hemen arkamı dönerken,
- “Ne yapıyorsun Özcan?” dedim. Adam sesimi duyup karısı yerine beni kucakladığını anlayana kadar bir süre geçti. Bir afalladı, bir afalladı. Şok geçirdi. Ben de tamamen ona dönmüş, mutfak bankosuna dayanmıştım. Karşılıklı duruyorduk.
- “Ama.. Ama.. Ben.. Ben.. Şey.. Çok özür dilerim Sultan.. Ben seni Sevgi sandım.. Hay Allah.. Ben ne yaptım?” diyerek kekeliyordu.
Özcan’ın yüzü kızarmıştı, utançla birlikte söyleyecek söz de bulamıyordu. Anlaşılan benim evde olduğumdan haberi olmayan Özcan, beni Sevgi’nin kıyafetleriyle arkadan görünce karısı zannedip kucaklamak istemişti. Bu arada attığım çığlığı duyan Sevgi de oturma odasından seslendi
- “Ne oldu Sultan? Bir şey mi oldu?” diye soruyordu. Ben de hemen toparlanıp,
- “Yok bir şey… Özcan salatayı döküyordu da onun için bağırdım..” dedim. Özcan diyecek kelime bulamıyordu o anda… Ben işi düzeltmiştim tabi… Gülümseyerek koluna dokundum,
- “Tamam canım, önemli değil… Sevginin kıyafetleri üstümde olunca o zannettin. Gayet doğal… Hadi içeri gir, Sevgi yanlış anlamasın… ” dedim.
O da gülümsedi. Adam benim rahat tavrıma bayılmıştı. Aslında ben de şaşırmıştım kendime… Nasıl bu kadar rahat olabildim ki… Hem o anda Özcanı ele vermemek için söylediğim yalana kendim de hayret etmiştim…
Özcan’ın annesi ile babası gelene kadar oturma odasına giremedim utancımdan… Sanki suçlu benmişim gibi… Özcan kucaklanma işinin hoşuma gittiğini düşünüyordu mutlaka, onu kurtarmak için yalan söyleyivermiştim… Neyse, büyükler geldi. Yemekler çaylar hoş sohbet… Saat 10 gibi Semih de geldi ona da yemek koyduk, yedik, içtik.
Özcan’ın ailesini arabayla evlerine bırakmak Semih’e düştü. Özcan’ın arabası arızalıydı. Onlar çıktıktan sonra evde üçümüz kaldık. Bu süre zarfında Özcan’la göz göze gelmemeye çok çalıştım. Ama ne zaman baksam adamı bana bakarken, oramı buramı süzerken görüyordum. Ya bana ne oluyordu böyle? Resmen göz zinasına başlıyordum… Adamın bakışları sanki değişmişti. Ya da bana öyle geliyordu. Bir yanlışlık nelere yol açmıştı.
Semih gelene kadar oturduk. Bazen Sevgi mutfağa gidiyor, kocasıyla odada yalnız kalıyorduk. Bir şey diyemiyordum. O da utanıyor ama anlamlı bakışları sanki birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Aslında ben de etkilenmiştim olaydan… Elleriyle hem memelerimi hem kasıklarımı ellemesi, ayrıca kalçalarımı sikinin üzerine bastırması…
Aklıma geldikçe kızarıyordum. Olay beni çok etkilemişti. Dakikalar ilerledikçe sevişme arzularım kabarıyordu.. Sanki ayarlarımla oynamıştı adam… Hemen eve gidip kocamla sevişmeliydim. Ben bu duygularla baş etmeye çalışırken hınzır herif bana,
- “Hasta mısın Sultan? Yüzün kızarıyor..” falan diye soruyordu. Hem de Sevgi’nin yanında, bilerek mahsustan soruyordu. Ben de
- “Herhalde yorgunluktan…” falan diyor, kafamı eğiyordum. O akşam ona çok sinir olmuştum. Resmen benimle dalga geçti. Ama yalana gerek yok, bir o kadar da arzulamaya başlamıştım herifi… Fırsat buldukça gece boyunca çaktırmadan önündeki kabarıklığa baktım. Normalde dururken bile önü kabarık görünüyordu. Herhalde kalın bir siki vardı ve Sevgi’yi çok iyi beceriyor olmalıydı.
Sonunda kocam geldi, biz de çıktık, eve geldik. İçeriye girer girmez, hemen Semih’e sarıldım, dudaklarından öptüm.
- “Hadi kocacığım sevişelim…” dedim. Kocam benim bu aktif halime alışık olmadığından şaşırdı, ama sevişme isteğinin benden gelmesine sevinerek öpücüklerime karşılık verdi, sevişti benimle…
- “Bu akşam ne fantezin var sevgilim?” dedim. Yine şaşırmıştı. Hiç sormazdım oysa, hoşuna gitmişti.
- “Bilmem, sen seç” dedi,
- “O zaman beni mutfakta düz olur mu? Mutfakta mermere daya ve arkamdan o koca sikini amıma geçir…” dedim. Kafasını salladı çok heyecanlanmıştı
- “Yalnız senden bir ricam var. Kesinlikle önüme çevirmek yok. Konuşma ve sadece beni sikerken ensemi kulak memelerimi em, bir elinle de memelerimi okşa tamam mı?” dedim
- “Tamam” dedi. O dünden razıydı, hemen geçtik mutfağa… Lavabonun bataryasını tutup mutfak bankosunun önünde eğildim. Bacaklarımı araladım. Üstümde giysilerim vardı. Eteğim belime sıvandı. Titreyen eller külodumu yırtarak çıkardı. Çıplak, ıslak, içinden sular akan kadınlığımı koca sikiyle hiç bekletmeden, aniden dolduruverdi.
- “Ahhh..” diyebildim. Kocam arkamda beni düzerken hep Özcan’ı düşledim. Sanki o vardı arkamda.. Sanki onun siki giriyordu amıma… Arkadan uzanıp memelerimi avuçlayan elleri sanki onun elleriydi… Öyle zevk alıyordum ki…
- “Ohhhh… Hadi sok.. Sok.. Bastır aslanım.. Senindir bu bal kutusu.. Hadi.. Sik beni…” diye bağırıyordum.
Kocam da kudurmuş bir şekilde arkamda işini yapıyordu. Nefesi ensemde, kulak memelerimde gezinirken, tüm arzularım kabarmış delirmiştim. İçime girip çıkan sikin fışkırttığı amımın sularının baldırlarıma aktığını hissedebiliyordum. İkimiz de aynı anda, kasıla kasıla bağıra bağıra boşaldık. Müthişti.
Banyoya girip yıkandım ve peşimden Semih girdi. Tam o sırada cep telefonu çaldı. Üstüme havlu alamadan çırçıplak koşup baktım. Özcan arıyordu. Yine heyecanlanmıştım, açtım.
Az önce müthiş bir orgazm yaşamama rağmen onun sesini duymak yine ıslanmama yetmişti. Yine karnımda, kasıklarımda karıncalar gezinmeye başlamıştı. Elimi kadınlığıma uzatıp avuçlarken konuşmaya devam ediyordum. Sesim ister istemez boğuk, yatak sesi gibi çıkıyordu. Gayet kibar bir şekilde kocamı sordu.
- “İşi var şu anda, gelemez” dedim.
- “Tuvalette mi?” dedi
- Hayır, banyoda, duş alıyor” deyiverdim. Evet desem hiç sorun yok, ısrarla soruyor, yalan da aklıma gelmedi ben de doğruyu söylemek zorunda kaldım.
- “Yaa…” dedi anlamlı anlamlı… Ben de elimde olmadan güldüm telefonda… Aman tanrım, adama resmen pas atmıştım. İyi geceler dileyip telefonu kapattık… İçim içimi yiyordu. Adam kocamla seviştiğimizi anlamıştı. Uyuyana kadar onu düşündüm.
Semih ertesi akşam eve gelince geceki azgınlığımı sordu, ben de bir yalan uydurdum. Sonraki sevişmelerimizde fantazi yaparken kocam nedense sürekli Özcan’dan bahsetmeye başladı. Ben zaten kendimi zor tutuyorum, o yangına körükle geliyordu
Bir gün yine evde yalnız kaldığımda aynanın karşısına geçtim ve amıma bakarak mastürbasyon yaptım. Özcan’ın arkama değdirdiği koca sikin bu ama nasıl gireceğini, beni sikerken nasıl zevk alacağımı düşünüyordum. Acaba o da bu sulanmış amımın tadına bakmak ister miydi diye hayal kuruyordum..
Tam ben bu vaziyetteyken telefon geldi. Islak parmaklarımla telefonu açtım, Özcan… Hey allahım… Sanki bir işaretti bu… Ben onu hayal ederek mastürbasyon yaparken, o aynı anda beni arıyordu. Semih’i sordu,
- “Daha gelmedi” dedim hemen… Bir an durdu, sonra
- “Sultancım, geçen gün için çok üzgünüm” dedi. Şaşırmıştım. Neden kapanmış bir konuyu açıyordu bu adam…
- “Özcan üzme kendini, o konu kapandı artık…”
- “Ama o günden beri aklımdan çıkmıyor…”
- “Neden ki ?”
- “Yani.. Özür dileyemedim falan…”
- “Diledin işte.. Özcan, kendini suçlama.. Oldu bir hata.. İkimiz de suçluyuz.. Kafana takma olur mu?”
Evet onu deli gibi arzuluyordum ama kendimi hemen kucağına atamazdım. Her ne kadar kocamla fantazilerimize onu ikinci kocam olarak alsak da yapamıyordum işte, şaşkın gibiydim. Hem deli gibi istiyordum onu, hem gerçek olmasını engelliyordu bir şeyler…
- “Sağol beni ele vermedin Sevgiye karşı, çünkü çok şüpheci, canıma okuyabilirdi sorularıyla…” dedi. Ben kapatmaya çalışıyordum o açıyordu.
- “Evet, Sevgi çok şüpheci ve çok iyi arkadaşım… Onu kaybetmeyi kesinlikle istemem…” diyerek bu olaya ne kadar kapalı olduğumu ima ettim. Bozulmuştu biraz… İyi günler dileyerek kapattık ama içim yanıyordu.
Yine arzularım kabarmış kuduruyordum. Özcan’ı terslemiştim ama aslında çok istiyordum. Onun kaslı kollarına dolanmak, kaba elleriyle her yerimi okşamasını, kalın etli dudaklarıyla dudaklarımı emmesini istiyordum. Büyük, kalın ve damarlı olduğunu düşlediğim sikinin amımın içinde gidip geldiğini düşünmek amımı sulandırıyordu.
Yine de basit bir kadın olmamalıydım. Onu ne kadar istediğimi ona belli edemezdim. Fakat zaman geçtikçe ona duyduğum arzu çoğalmaya başladı. Ne zaman rastlasam o akşamki sarılması aklıma geliyordu.
Bir gece kocamla yemekten sonra şarabımızı alıp yatağa geçmiştik. Çırılplak soyunmuş, yatakta uzanıp televizyonda porno izerken elimizde kadehler şarap içiyorduk. İzlediğimiz filmin konusu grup seksti. İki çift birlikte oluyorlar, harika sevişiyorlardı. Semih gözlerini ekrandan ayırmadan,
- “Sana bir şey söyleyim mi Sultanım?” dedi “Ama kızmak yok”.
- “Söyle…” dedim
- “Ben Özcan’ın sikini gördüm” dedi. Yutkundum. Şokla birlikte bir anda ateşim de çıkmıştı.
- “Yok ya, nasıl?” diyebildim sadece.
- “Geçen ay halı sahada maç yapmıştık ya… İşte maçtan sonra duşa gitmiştik. Özcan sabunlanmış, gözleri köpüklüydü. Biz de arkadaşlarla onu gözledik dalgasına, gülmek için…”
- “Eee ?” dedim heyecanla “Gördünüz mü Özcan’ın sikini?” Dönüp bana baktı,
- “Oohh.. Ne güzel söyledin kız.. Ne olur, bir kere daha söyle…”
- “Sikini gördün mü arkadaşının? Özcan’ın sikini gördün mü?” diye devam ettim. Elimi sikine attım, sertleşmişti. ”Ne o kocacım? Hoşuna mı gitti Özcan’ın sikinden bahsedince?”
- “Evet aşkım. Sen Özcan’ın siki falan deyince tahrik oldum işte…”
- “O zaman anlat bakalım”
- “İnikti ama uzundu. Sağa sola sallanıyordu. Damarları çıkmıştı. Bayağı da vardı kalınlığı…”
- “Demek ki Sevgi doğru söylüyormuş…” dedim mahsustan
- “Ne yani? Kocasının sikini mi anlattı sana?” dedi. Kocamın da Sevgi’ye kayıtsız olmadığını seziyordum.
- “Evet bazen konuşuyoruz işte… Laf sırası gelince…”
- “Sen de benden benimkinden bahsetseydin bari…”
- “O anlatınca ben de anlattım tabi… Canımı yakıyor bazen, pek büyük benimki de, dedim. Pornoları seyredip seyredip sabaha kadar birbirimize atlıyoruz dedim… “
- “Ooohhh harikasın karıcığım…”
- “Semih… Arkadaşın olmadan pek içmezdin sen… Bu akşam neden yalnız içiyorsun hayret…” Yüzüme baktı,
- “Evet ya… Ne dersin karıcım? Çağıralım mı bizimkileri?” dedi
- “Ne o? Sevgi’yi mi göreceksin?” diye takıldım
- “Sen de Özcan’ı görürsün karıcığım… Geçenlerde onlarda otururken, adamın önünden gözlerini alamıyordun.” Yutkundum, elimdeki kadehten bir yudum aldım,
- “Saçmalama aşkım, nerden çıkardın?”
- “Hadi hadi çekinme, kızacak bir şey yok bunda…”
- “Tamam, gözüm ilişti bir iki defa… Ama sen de Sevgi’nin kalçalarına bakıyorsun, kaç kez gördüm”
- “Demek ki ikimiz de aynı suçu işlemişiz” Uzanıp dudaklarımı öptü. “Sevişirken onlardan bahsetmekten, onları yatağımıza almaktan herhalde… Onları gördükçe konuştuklarımız aklıma geliyor aşkım…
- “Hadi çağır o zaman şunları… Neşelenelim biraz…” dedim. Kalktı, telefon açtı Özcan’a,
- “Biz kafaları bulduk kanka, siz de isterseniz hemen gelin, hem içeriz, hem laflarız…” dedi. Sesini duyuyordum Özcan’ın,
- “Geç olmadı mı dostum? Hem Sultan ister mi bakalım bu saatte misafir?” dedi
- “Bizimki de zaten olur dedi, onun istemesiyle aradım seni…” demez mi? Hemen kolunu çimdikledim Semih’in ama iş işten geçmişti.
- “Haa… O zaman geliriz tabi ki ama…”
- “Ne aması?” dedi Semih
- “Bizimki yok, annesine gitti bu akşam…”
- “Yaaaa demek öyle?” dedi kocam hayal kırıklığıyla… Ben de aynı durumdaydım. Hevesim kursağımda kalmıştı. Semih
- “Olsun canım, sen gel” dedi.
- “Olmaz kanka, Sultan rahatsız olur…”
- “Rahatsız olmaz, sen gel”
- “Peki o zaman geliyorum” diyerek kabul etti Özcan. Telefonun kapanmasıyla birlikte ateşler içerisinde kalmıştım. Yanaklarım kızarmıştı. Sanki gelmelerini sadece ben istemişim gibi çağırmıştı adamı… Kızar gibi yaparak
- “Sen ne yaptın?” dedim
- “Eee ne yapalım karıcım… Benim şansım yokmuş. Ama senin varmış..”
- “Ne yani? Ne demek o?”
- “Hadi hadi… Ben malımı tanırım. Heyecandan ellerin titriyor. İstemezmiş gibi konuşup durma… Geliyor işte… Bu akşam Özcan’ı delirtmeni istiyorum”
- “Sen ne söylüyorsun Semih? Bunu nasıl yaparım ben?”
- “Canım, adamın koynuna gir demedim ki… Sadece eğleneceğiz. Biraz serbest, açık davran. Bir iki dekolte göster, bacak göster. Güzel karımın güzelliklerini görsün, Özcan’ı delirt. Benim yanımda bir şey de yapamaz, kudursun enayi sana baka baka… Biz de hem güleriz, hem fantazi yapmış oluruz…”
- “İyi ama… Ya Özcan asılmaya kalkarsa? Onu hesaba katıyor musun?”
- “Meraklanma ona cesaret edemez”.
- “Bak, içelim diye adamı çağırdın. İçki şişede durduğu gibi durmaz, o da kafayı bulunca asılmaya ellemeye kalkar, aranız açılır yok yere…”
- “O kadar ileri giderse önlemini alırız aşkım. Ufak tefek şeyler olur tabi, o kadarına göz yumarım, meraklanma… Sadece eğlenelim, ben senin de bu işten zevk almanı istiyorum”
- “Tamam o zaman, onu kudurtacağım. Ama adam üstüme atlarsa engellemek de sana kalmış, tamam mı?”
- “Hah şöyle, yola gel…”
Hemen yataktan kalktık. Balık kesim eteğimi giydim. Dar kesim olduğundan geniş kalçalarımı meydana çıkarıyor, çok seksi gösteriyordu beni. Üstüne de bir dar badi çektim yakası açık… Altına sutyen takmadım. Şuh bir kadın olmuştum. Kafam da kıyak olmuştu, üç kadeh içmiştim.
Makyajımı bitirdiğimde Özcan elinde biralarla geldi. Kapıyı açtım, içeriye buyur ettim. Artık daha cesaretli bakabiliyordum yüzüne içkiliyken… “Hoş geldin” diyerek içeri aldım. Önünden kalçalarımı kıvıra kıvıra gidiyordum. Arkamdan nasıl da bakmıştır…
Oturduk, sohbet muhabbet epey eğlendik. Kocam başını başka yere çevirdiğinde, Özcan görmez tarafından beni süzüyor, imrenerek yutkunuyordu. Ben de gülümsemekle yetiniyordum.
Özcan’la Semih karşılıklı kanepelerde oturuyorlardı, ortalarından geçebiliyordum. Önlerinde de sehpalar vardı. Ben Semih’in sehpasına eğildiğimde ona karşı domalmış oluyordum. Kalçalarımı iyice dışarı çıkararak eğiliyordum. Amacım geçen gün sikini dayadığı kalçalarımın ne kadar güzel olduğunu göstermekti.
Bir ara kocam tuvalete kalktı. Ben de kalktım, kocamın önündeki şişeleri toparlarken yine çıkardım kalçalarımı… O anda Özcan,
- “Hayatımda gördüğüm en güzel şeyler…” diye mırıldandı. Hemen doğruldum
- “Ne o güzel olan şeyler?” Hemen düzeltti
- “Şey, aklıma bir şey geldi de… Sen bana bakma konuşuyorum işte…” dedi.
Keşke biraz daha cesaretli olabilse dedim kendi kendime… Pantolonun önündeki kabarıklık gözüme batıyordu iyice… Başım dönüyordu, içkiden mi, onunla sevişme isteğinden mi bilmiyorum. Artık hayallerimi gerçekleştirmeliydim bu gece… Hazır karısı yokken, hazır içkiler içilmiş, engeller kalkmışken… Bu fırsatı kaçırmadan onun altına yatmalıydım. Bir şekilde kocamı uyutmanın bir yolunu bulmalıydım. Biraz sonra Semih banyoda işini bitirmiş, geldi. Dans müziği açtı,
- “Dans edelim hayatım” dedi.
- “Aaaa misafirin yanında çok ayıp kocacım” dedim.
- “Yoo, siz keyfinize bakın çocuklar… Hem ben misafir miyim sultan, aşk olsun…” dedi.
Ben de içimden “hadi ne olur, aşk olsun” diye iç geçiriyordum. Kalktım, kocamla dans ederken birbirimize iyice sarıldık. Sanki kilitlendik adeta… Önümde, kasıklarma batan sertleşmiş sikini hissedebiliyordum. Semih boynumu nefesi ile yokluyor, bazen öpüyor, bazen de diliyle yalıyordu. Benim gözler zevkten kısılıyor ama bir şey yapamıyordum. Sonuçta Özcan’ı kudurtacaktık
Ellerini yavaş yavaş kalçalarıma indiriyordu kocam… Artık hiç kısıtlamayacaktım Semih’i… “Ne olacaksa olsun artık bu gece” dedim içimden… Bu gece mutlaka ikisini de istiyordum.
Semih benim engellemediğimi görünce daha da ilerilere giderek ellemeye, sıkmaya başladı. Tam da Özcan’ın karşısında yapıyordu bunu… Adam kuduruyor, bir o kadar da ben kuduruyordum. Yavaş yavaş eteğimi yukarı çektiğini fark ettim.
- “Semih yapma. Özcan görecek. Çok ileri gittin. Ne olur yapma…” diyordum. O da elleri kalçalarımı okşarken,
- “Sus lütfen, ben ne yaptığımı biliyorum sevgilim… Sen merak etme…” diyordu fısıldayarak kulağıma…
Ben artık yüzümü Özcan’a döndüğümde, gözlerimi kısarak kocamın okşamalarından nasıl zevk aldığımı ona da gösteriyordum. Kocam eteğimi iyice kaldırdı, parmakları külodumun kenarlarında dolaşıyordu şimdi… Benden hiç ses çıkmıyordu…
Özcan artık rahatlıkla oturduğu yerden külotlu çorabımın altından siyah külotumu görebiliyordu sanırım. Kocam pençeleriyle eteğin altından kalçalarımı sıkıyor mıncıklıyordu. Özcan’a döndüm ve sikini okşadığını gördüm.
Artık içkinin etkisi ile o da rahat davranıyordu. Bir anda gözlerim açılmıştı. Adam oturduğu yerde, benim bacaklarıma, kalçalarıma bakarak sikini pantolonunun üstünden okşuyordu. Kocam kulaklarımın memelerini yalarken
- “Özcan’la da dans etmeni istiyorum tatlım…” dedi. Ben de istiyordum elbette… Hem daha neler neler istiyordum. Başımı çevirip Özcan’a baktım.
- “Kocacım, adamın siki kalkmış, okşayıp duruyor. Sen kızmaz mısın?” dedim
- “Neden kızayım canım, konuştuk ya önceden, kızmam”
- “Ama sadece kudurtacaktık onu.. Bu vaziyette dans etmeye kalkarsak, bu herif korkarım ayakta becerir beni…”
- “Karıcım, boş ver bunları… Eğlenmene bak sen… Öyle seksi görünüyorsun ki… Özcan’ın sana baka baka tahrik olması deli ediyor beni… Hoşuma gidiyor… Nasıl istiyorsan, içinden nasıl geliyorsa öyle davran… Evet, sadece kudurtacaktık, öyleydi… Ama artık seni sikmek isterse de, sen arzu ettikten sonra ben de istiyorum… Ve inan çok mutlu olurum…”
Şaşırmıştım ama sevinmiştim de… Kocamın boynuna sarılıp dudaklarına yumuldum. Karı koca ayakta öpüşüyorduk. Özcan da oturduğu yerden bizi izliyordu. Çok tahrik olmuştum. Bacaklarımın arasından sularımın aktığını hissediyordum. Kocam sonunda zorlukla ayrılıp,
- “Hadi, yap şunu…” dedi. Ben de Semih’i bırakıp elimi Özcan’a uzattım,
- “Gel Özcan, biraz da seninle dans edelim. Orada yalnız kaldın…” dedim. Öyle kısık, şehvet dolu bir tonla söylemiştim ki, Özcan durumu anlamıştı. Sanki dans etmeye değil de, sevişmeye, yatağa çağırıyordum Özcan’ı…
- “Çok sevinirim” dedi. Kalktı, önce el ele dans etmek istedim.
- “Böyle mi yapacağız Sultanım?” dedi. İlk kez a��zından Sultanım sözünü duymuştum. İçim bir hoş oldu, ürperdim.
- “Sen nasıl istiyorsun?” dedim. Sarıldı sımsıkı, kendine çekti, vücudumu kendi bedenine yapıştırdı ve
- “İşte böyle… Senin için sakıncası yoksa…” dedi.
Penisinin sertliğini göbeğimde hissediyordum. Pantolonun taş gibi kabaran önünü dayamıştı bana… Özellikle sertliğini hissettirmek istiyordu… Ve evet… Hissediyordum… O gün mutfakta arkama dayanan taş gibi yarak, şimdi karnıma göbeğime baskı yapıyordu. Sulandığımı hissediyordum…
- “Hayır, bence sakıncası yok. İstediğin şekilde dans edebiliriz…” dedim. Ben de ellerimi, hatta kollarımı doladım boynuna…
- “Çok güzelsin sultanım… Ne mutlu bana… Ne mutlu bana kollarımdasın. Seni çok istiyorum sultanım… Öyle istiyorum ki, bilemezsin…” diyerek beni havaya sokuyordu. Artık ben de bitmiştim.
- “Bu akşam seninim aşkım, istediğini yap…” diye fısıldadım kulak memesini öperken…
- “Nasıl yani?” dedi şaşırarak… “Semih?” Başını çevirip bizi gülümseyerek izleyen kocama baktı. Kocam da oturduğu yerden kadehini havaya kaldırarak bize güldü. Bir eli önündeki kabarıklığın üzerinde, okşayıp duruyordu.
- “Sen kocama aldırma… Bana bak… Zaten senin kollarına o gönderdi beni…” dememle birlikte dudaklarımız birbirine geçti. Öyle güzel emiyordu ki dudaklarımı koparacaktı sanki… Canım çok yanıyordu ama aldığım zevk kat kat fazla olduğundan sesimi çıkarmıyordum. Bu kez kocam oturduğu yerden bizi izliyordu. Özcan kulağıma,
- “Seninle sevişmeyi o kadar çok istiyordum ki… Ama hayalden öteye gitmeyecek diye düşünürken o geceki hatayı yaptım. İyiki de yapmışım. Bak artık kollarımdasın Sultanım…” diyordu. Ben de itiraf ettim,
- “O akşamdan beri seni düşlüyorum Özcan’ım. İnan bana, Semih’le sevişirken bile kocamın yerinde sen olduğunu düşlüyorum”
- “Hadi o zaman… Bu kadar azap çektiğimiz yeter…” dedi Özcan, beni soymaya başladı oracıkta… O çırılçıplak kaldı, benim üzerimde ise sadece siyah çorabımla külotum vardı. Elimden tutup etrafımda döndürdü, aç gözlerle her yerimi inceledi.
- “Oofff şuna bak be… Ben rüyadayım her halde…” diyordu. Hemen onları da çıkarıp pırıl pırıl kaymak gibi tertemiz mis gibi kokan amımı yalamaya koyuldu.
- “İnanmıyorum ya… Senin de beni istediğini bilseydim şimdiye kadar harekete geçerdim. Şu amın güzelliğine bak… Harikasın canım…” diye diye yalayıp duruyordu amımı…
Bir ara Semih kayboldu kıskandı her halde dedim. Onu görecek durumum yoktu. Adam ayakta benim amımı öyle güzel yalıyordu ki anlatamam. Dizlerim titremeye başlayınca zevkten, kanepeye kendimi zor attım. Bacaklarımı ayırdım. Adam yumulmuş amımın dudaklarını emiyordu.
Ben de sikini avuçlamaya çalışıyordum. Rahatça sikine dokunamayınca doğruldu ve sikini elime verdi. Müthiş bir yarrağı vardı. Dimdik ve kalın… Havaya kalkmış, göbeğine değiyordu. Damarlıydı ve çok güzeldi. Yumuldum hemen… Bir iki derken boşalmaya başladı.
O kadar çok geldi ki anlatamam. Moralim bozulmuştu erken geldi diye ama adamınki hiç inmemişti. Sertliği de aynen duruyordu. Yaladım yaladım yine yaladım. Sik yalamaya doymuştum ama bırakasım yoktu. Özcan sonunda dayanamadı,
- “Hadi şu bal kutuna artık gömelim şunu…” dedi. Açtım bacaklarımı, arasında yerini aldı. Kendi ellerimle tutup kavradım kalınlığını ve o dar küçük kaygan deliğime yerleştirdim.
- “Ohhhhh…” diyerek derin bir nefes çektim.
Amımın her tarafını kaplamıştı. Semih’inkinden çok büyüktü. Her yerine temas ediyordu amımın içinde… Yaklaşık onbeş dakika amımı yara yara gidip geldi. Sonra sarsıla sarsıla tekrar boşaldı. Ben belki de dört beş sefer gelmiştim. O akşam ata bindirdi beni, domalttı, her pozisyonu denedik.
Ha bu arada Semih de boş durmamış, arkadaşı karısını sikip dururken fotoğraf makinesi ile etrafımızda dolanıyordu sürekli… Nerden aklına geldiyse, o güzel anlar unutulmasın diye sürekli resimlerimizi çekiyordu. Anlaşılan arkadaşının, hem de en yakın arkadaşının karısını becermesi çok hoşuna gitmişti.
Özcan’la o gece belki de 7-8 kez beraber olduk. Bunların yarısında kocam da vardı. Biraz bizi izliyor, fotoğraflarımızı çekiyor, iyice tahrik olunca aramıza dalıyordu. İki erkek beni aralarında paylaşıp okşuyor, öpüyor, emiyorlar, sikiyorlardı.
Deli ettiler beni o gece, zevkten öldürdüler… Denenmedik bir şey bırakmadık. Pornolarda görüp imrendiğimiz ne varsa hepsini yaptık. Defalarca, bağıra bağıra orgazm oldum aralarında… Çok güzel bir gece yaşadık… Kocam yorulup yatağa yattı, biz Özcan’la ikimiz devam ettik. Ne banyo bıraktık sevişmedik, ne mutfak… Sabaha karşı, iki yanımda iki erkeğimle birlikte çırılçıplak, yorgun argın uykuya daldım.
Şimdi o gece kocamın çektiği resimlerle avunuyoruz. Unutmadan, o resimlerimiz hala duruyor.
665 notes · View notes
Text
Kocamla evlendiğimizde askerliğini henüz yapmamıştı, okulundan dolayı erteletmişti. Aynı iş yerinde çalışıyorduk. Tanıştık, kısa bir nişanlılık döneminden sonra evlendik. Ailesiyle aynı binada oturuyorduk. Anne babası ve bir erkek kardeşi üst katımızda oturuyorlardı. Kısa sürede kaynaşmıştık ailesiyle. Beni kızları gibi görüyorlardı. Onlar beni, ben onları sevmiştim. Annesine benzeyen ufak tefek kocamın aksine, 20 yaşındaki kardeşi Mert çok yakışıklı, sporla uğraşan, yapılı, iri yarı bir çocuktu.
Çocuk derken aramızda 3 yaş fark var sadece. Kocamın tüm ailesine, özellikle Mert’e kanım ısındı, çok iyi anlaştık. Evliliğimizin cicim aylarından sonra, artık kocamın tekdüze, uyduruk sevişmelerine alışmış, doymasam da tatmin olmasam da, orgazm taklidi yaparak evliliğimizi, götürmeye çalışıyordum. Evlendiğimde bakire olmama rağmen, gerçek seksin bu olmadığını internetten, okuduğum kitaplardan biliyordum. Fakat salt bu nedenle kocamdan ayrılmayı, düzenimi bozmayı göze alamıyordum. Kaynım Mert ise kocamın tam tersiydi.
Kızlarla, hatta mahalledeki birkaç evli kadınla haşır neşir oluyor, gününü gün ediyordu. Bir kısmını annesinden duyuyordum, bir kısmını da komşu kadınlardan öğreniyordum, “Kız senin kaynın var ya, Bakkalın karısıyla…” gibi. Uçan sineği kaçırmayan zamparanın tekiydi kısacası. Bunları duydukça ona başka gözle bakmaya başlamıştım. Kapımın önünden geçip üst kata çıkarken ben bir bahane uydurur, havadan sudan kapı önünde sohbet ederdim. Bu arada kaynımın yapılı gövdesine, geniş üçgen omuzlarına sımsıkı sarılmamak için kendimi zor tutardım. Baktıkça bakasım geliyordu piçe…
Öyle etkilemişti ki beni, artık kocamın kardeşidir, akrabadır diye bakamıyordum ona. Bir erkekti o. Hem de yakışıklı, dalyan gibi, sapına kadar erkek. Geceleri kocamın altında yatarken, o olsaydı nasıl sevişir, nasıl öpüşür, kotunun önündeki kabarıklık neye benzer diye düşünürdüm. Kocam içime girip çıkarken onunla seviştiğimin, onun ağırlığı altında ezildiğimin hayallerini kurardım hep.
Kocamla işten döndüğümüzde akşam yemeklerini genelde onlarla beraber yer, oturur, yatmaya evimize geçerdik. O da evdeyse, dışarıda değilse sevindirik olurdum. Benim ona baktığım gibi o da bana baksın, beğensin isterdim. Aile içinde ne kadar mümkünse, olduğunca kısa etek, askılı bluzlar giyer, dikkatini çekmeye çalışırdım. Benim ne eksiğim vardı ki o yatıp kalktığı orospulardan! Gittiğimiz düğünlerde, pikniklerde, plajlarda hep onu keser, ona yakın olmak, eline koluna dokunabilmek için bahaneler yaratırdım.
Sonunda korkuyla beklenen şey oldu. Kocamın uzun dönem askerliği başladı. Onunla beraber benim yalnızlığım da başladı. Zaten yetersiz bulduğum seks yaşamım artık tamamen sıfırlanmıştı. Günler geçmek bilmiyordu. Sabah kalk, işe git, akşam gel, kaynananın hazırladığı yemeği ye, biraz otur, kadına yardım et, evdeyse kaynını aç gözlerle dikizle, yatma zamanı kendi evine siktir olup git, yalnız yatağında, kendini okşaya okşaya zıbar. 5, 10, 20 gün, 1 ay, 3 ay… Artık dayanamaz hale gelmiştim. İyice azmıştım, erkeksizlik başıma vurmuştu. Hayır, sikilmenin tadını almamış olsam neyse! İyi ya da kötü, bir erkekle seks yapmaya alıştıktan sonra sap gibi kalıvermek çok kötü
Bazen kendimi Mert’e, dudaklarına, kirli sakalına, pazularına, pantolonun önündeki kabarıklığa bakarken erotik hayallere dalmış buluyor, sonra da silkinerek kendime gelmeye çalışıyordum. Etrafıma, Mert’e bakıyordum korkuyla. Ona arzuyla baktığımı görmüş müydü? Aklımdan geçenleri, onu ne kadar istediğimi anlamış mıydı? Sanırım biliyordu Mert, farkındaydı. Hissediyordum bunu. Oturduğum yerde onu süzerken gözlerimi pantolonun, şortun önünden yukarı kaldırdığımda, onun bana bakan, soran gözleriyle karşılaştım birkaç kez. Utandım, yanaklarım alev alev yandı, kızardım yeni yetme kızlar gibi. Ne bakıyorsun salak? Anla işte! Abin gideli kaç ay oldu? Kaç aydır erkeksizim haberin var mı?
Dipten gelen acaip bir gürültüyle beraber 10 saniyelik şiddetli bir sarsıntı. Hepimiz ayağa fırladık. Ödüm koptu. Elimdeki çay bardağını fırlatıp çığlık atarak hemen yanımda duran Mert’e sarılıverdim o korkuyla. O da korurcasına kollarının arasında sımsıkı sardı beni. Sarsıntı bittikten sonra da bir süre ayrılamadım ondan. Korkuyla birbirimize, sallanan avizeye, büfede devrilen bardaklara bakıyorduk. Kalbim kuş gibi çarpıyor, gözlerimden yaş geliyordu. Sonra durumu fark ettim. Mert’in, kaynımın kollarındaydım.
Öyle rahatladım ki. Güvendeydim onun kollarında. Başımı geniş göğsüne dayayıp, derin bir nefes aldım, onun mis gibi erkek kokusunu içime çektim. Elleri sırtımı okşuyor, kollarıyla sımsıkı sarıyordu. “Şşşt… Tamam yenge, btti, korkma artık, sakin ol!” diyerek o kalın erkek sesiyle teselli etmeye, sakinleştirmeye çalışıyordu.
Sakinleşmiştim artık. Ama böyle durmak öyle hoşuma gitmişti ki. Gerekirse sabaha kadar böyle kalmaya razıydım. Kollarında, sımsıkı sarılmış, göğüslerim onun kaslı bedeninde ezilir vaziyette, kasıklarımız birbirine yapışmış. Ama maalesef, kayınvalidem dua etmeyi bırakıp bize döndüğünde istemeden ayrılmak zorunda kaldım.
Tedirgin, diken üstünde oturduk. Bir süre daha geçti. Uyku ağır basmaya başladı. Kayınpederim artık yatmamızı, korkulacak bir şey olmadığını söyledi. Ben halen dehşet içindeydim. Orada yatmamı istediler, ben kabul etmedim, “Uyuyamam anneciğim, kendi yatağımda yatmak istiyorum. Ama korkuyorum da yalnız başıma…” dedim çaresizlik içinde.
Kayınvalidem, “Madem evine gitmek istiyorsun, git kızım. Korkuyorsan Mert gelsin, salonda yatsın. Evde biri olunca için rahat eder yavrum! Hadi Mert, yengende kal bu gece!” dediğinde kulaklarıma inanamıyordum. Mert ve ben. Koca evde yalnız. Sevincimi saklamaya çalışarak korkmuş görüntümü sürdürdüm. Sesim titreyerek, “Çok iyi olur annecim! İnan ödüm patlıyor. Evde bir nefes olursa hiç olmazsa uyuyabilirim biraz. Yoksa sabah işe gidecek halim olmaz uykusuzluktan!” dedim.
İyi geceler dileyip, kaynımla beraber alt kata indik. Evin kapısını açarken ellerim titriyordu heyecandan. Küçük odadaki yatağı hazırladım yatması için. Televizyonu açıp depremin şiddetini öğrenmeye çalışan Mert’in yanına gittim. Oturduğu üçlü koltukta yer açtı bana, yanına oturdum, beraber izlemeye başladık. Bir yandan televizyonu izliyor, bir yandan sohbet ediyorduk. O, yanımda, yanıbaşımda olduğu için öyle mutluydum ki…
Tam yaşadığımız korkudan, sarsıntıdan bahsediyorduk ki, bir çıtırtı daha olmasın mı? Sanırım hafif şiddetteki duyulur duyulmaz minik artçı depremlerden biriydi. Fakat bu minik sarsıntının korkusu bile yetti bana ayağa fırlamam için. Yine aynı şey oldu, benimle birlikte ayağa kalkan Mert’e sarılıverdim. İki üç saniye bile sürmedi çıtırtı. Ama halen kollarındaydım, ayrılmamış, bana sarılan güçlü kolların tadını çıkarıyordum. Mert yine tedirgin hareketlerle sırtımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben kedi gibi sokulmuştum kollarına. Tüm vücudum onunkiyle temas halindeydi, sımsıkı sarılmıştım.
İşte o anda hissettim karnıma temas eden sertliği. Birbirimize sımsıkı temas eden bedenlerimizin varlığıyla kaynımın yarağı taş gibi olmuş, aramızda kendini hissettirmeye başlamıştı. Boydan boya ürperdim. Kasıklarımda bir yangın başladı. O da huzursuzca kıpırdandı. Sırtımı okşayan eller çıplak kollarımı tuttu, beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştığını hissettim. Pürüzlü bir sesle bana, “Çok korktun yine yenge. Sana su getireyim!” dedi, önünü bana göstermemeye çalışarak arkasını döndü, mutfağa gitti.
Öylece kalakalmıştım. Koltuğa kendimi attım. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Elinde su bardağıyla gelen kaynıma baktım dolmaya başlayan gözlerimle. Tanrım, ne kadar yakışıklıydı. Ölebilirdim, bana sarılması, sevmesi, sevişmesi için. Yalvarmam, ayaklarına kapanmam gerekse de. Fakat o anda bir şey diyemedim, gözlerine baktım sadece, konuşamadım. O ise bana bakmaya bile çekiniyordu. Uzattığı bardağı alıp suyu bir dikişte içtim. Önündeki kabarıklığı nasıl başardıysa yok etmişti. Az önceki sertlikten eser yoktu.
Benden uzaklaşırcasına gitti karşıdaki koltuğa oturdu, televizyon izlemeye başladı. Ben de onu izliyordum. Konuşmuyordu hiç. Sanırım içinde müthiş bir mücadele yaşıyordu. Hissediyordum bunu. Ben, abisinin karısı, yengesi. Benim için sertleşen yarağı… Bir zaman böyle oturduk, televizyon izledik sessizce.
Sonra bir iki esnedim, uykum gelmiş gibi. Ayaklarımı kaldırıp koltuğa uzattım, boylu boyunca uzandım doğalca. Yatar vaziyette izlemeye başladım televizyonu. 5-10 dakika sonra gerçekten gözkapaklarım ağırlaştı, içim geçiverdi. Bu durumda ne kadar kaldım bilmiyorum, Mert’in bana seslenmesiyle kendime geldim. Ama gözümü açamadım. Oturduğu yerden bana sesleniyordu, “Yenge? Uyudun mu?” diye.
Cevap vermedim, uykumda rüya görüyormuşçasına mırıldandım. Bacağımın birini kaldırıp ayağımı yere koydum yattığım yerde, diğerini de dizimi havaya dikip koltuğun arkasına dayadım. Diz üstü kısa eteğim iyice açıldı bu hareketimle. Birkaç kez daha seslendi, yine uyumaya devam ettim güya, yanıt vermedim. Başım yana düşmüştü. Kirpiklerimin arasından Mert’i izliyordum. Gözünü benden, açılan bacaklarımdan ayıramıyordu. Elini pantolonunun önündeki kabarıklığa götürmüş, okşayıp duruyordu. Benim uyuduğumu zannettiğinden kalkıp yanıma geldi. Koltuğun önünde diz çöktü. Omuzumdan tutup hafifçe sarstı, “Yenge? Uyan hadi!” dedi.
Düzgünce nefes alıp vermeye çalışıyor, uyuyor görüntüsü vermeye devam ediyordum. Gözlerimi kapatmıştım. Ne yapacağını merak ederek bekledim. Bir süre hareketsiz durdu. Eteğimin meydanda bıraktığı bacaklarımı, bluzumun açılan yakasından göğüslerimi seyrediyordu sanırım. Sonra ayaklarımda elinin temasını hissettim birden…
Ayaklarımı okşayan eli yavaş hareketlerle yukarıya çıktı. Dizimi geçti, baldırlarımı okşadı tüy gibi. Öyle zevk alıyordum ki, inlememek için, ona belli etmemek için kendimi zor tutuyordum. Eli baldırlarımda, bacaklarımın içlerinde dolaştı, küloduma kadar çıktı. Eteğimi iyice belime kadar sıyırdığını hissettim. Tanrım! Eğer amıma dokunursa biterdim ben. Ayların verdiği açlıkla anında orgazm olabilirdim. Şimdi bile ıslanan amımdan sularımın aktığını hissediyordum…
Dokunmadı amıma. Derin bir nefes alıp başını küloduma yaklaştırdı, amımın kokusunu ciğerlerine kadar çekti, “Ah yengem… Yengemm!” diye mırıldandı, “Öyle güzelsin ki, hastayım sana kadın! Bitiyorum sana, aşığım sana! Ah bir bilsen seni nasıl istediğimi! Bir anlasan beni! Ah bu güzel amcığını bir siksem! Ahhh!” diyordu.
Aniden beni bırakıp fırladı yerinden, koşa koşa banyoya gitti. Sanırım boşalmak üzereydi, rahatlamaya gidiyordu. Bense elimi şehvetle yanan amıma götürüp avuçladım, sıktım dudaklarını, daha o anda inleye inleye sarsılmaya başladım. Beni duyacak hali yoktu Mert’in, banyoda kendisiyle uğraşıyordu. Sarsıla sarsıla boşaldım. Orgazm kasılmalarım bittiğinde eteğimi düzeltip yan döndüm, uyur vaziyetime devam ettim. Mert işini bitirip banyodan çıktığında beni bu halde buldu. Bir süre daha yanımda durup seyretti sadece. Sonra gidip üzerime bir pike getirdi, üzerimi örttü. Kendisi de odasına gidip yattı.
O çıkınca sırt üstü yatıp gözümü tavana diktim. Dakikalarca. Aklımdan bin türlü şey geçiyordu. Orgazm olmak rahatlatamamıştı bedenimi. Uyku tutmuyordu. Gözümün önünden onun kabaran yarağı gitmiyor, eteğimin altından bacaklarımı okşayan elleri aklıma geldikçe kıvranıyordum yattığım yerde.
Şeytan dürtüp duruyordu (Hadi düşünme artık, kalk git yanına!) diye. Gitsem yanına. Uyudu mu acaba? Okşasam bana yaptığı gibi. Uyanır mı? Ne der? Nasıl karşılar? Kovalar mı beni yanından? Onun “Yenge!” diyen tatlı sesi kulaklarımda hep. Maviş gözleri. Etli dudakları. Gülünce parlayan beyaz dişleri. Kokusu. Kabarık önü. Vücudu. Beni saran kaslı kolları. Başımı göğsüne dayadığımda duyduğum huzur. Mert’in her bir yeri gözümün önüne geldikçe daha çok deliriyordum. Artık akraba, kayın, kocamın kardeşi falan dinleyecek, umursayacak halim kalmamıştı. O da beni istiyordu işte. Kulaklarımla duymuştum beni ne kadar istediğini!
Hırsla üstümdeki pikeyi tekmeleyip fırlattım, yere attım. Kararımı vermiştim. Neye mal olursa olsun. Duramıyordum artık. Kalktım, doğru odasına gittim. Kapısı aralık duruyordu, itip içeriye süzüldüm. Holün hafif aydınlattığı odada, düzenli nefes alış verişleri duyuluyordu. Uyuyordu. Canım benim. Üzerine hiçbir şey örtmeden sırt üstü yatmıştı yatağa. Ve sadece bir boxer vardı giysi olarak. O geniş göğsü nefes alıp verdikçe inip kalkıyordu. Öyle güzel, yakışıklı görünüyordu ki, dakikalarca seyrettim. Sonra, sanki orada olduğumu, onu izlediğimi hissetmişçesine gözlerini açıverdi…
Beni yatağın yanında görünce şaşırıp doğruldu, “Hayrola yenge? Yoksa yine Deprem mi oldu?” dedi. Yatağın kenarına oturdum, elini tuttum, “Yok! Merak etme Mert, bir şey olmadı. Sadece…” dedim. Merakla yüzüme bakıyordu. Söyleyemedim gerisini. Onu istediğimi, onunla sevişmeye geldiğimi, yatağına geldiğimi söyleyemedim. Deprem olmadı, ama yangın vardı işte. İçim yanıyordu. Dudaklarım titriyordu heyecandan, gerdeğe girecek yeni gelin gibiydim.
“Ne oldu, söylesene yenge? Merak ettirme beni!” dedi. “Gece salonda sen beni… Bacaklarımı okşarken ben uyanıktım Mert!” dedim. Yüzüme bakıp kaldı öylece. Yüzü mü kızarmıştı ne? Başını yana çevirdi, bana bakmıyordu şimdi, bakamıyordu. Elini çekmeye çalıştı, bırakmadım, tuttum sımsıkı. Öksürüp boğazımı temizledim, devam ettim, “Söylediklerini duydum. Her şeyi!” dedim. “Uyuduğunu sanıyordum yenge… Söylediklerimi unut, aldırma bana! Sen yengemsin! Abim…” dediğinde, “Abin yok Mert! 6 aydır yok! Yalnızım ben! 6 aydır kimse sevmedi, okşamadı, dokunmadı bana! Ben de sana aşığım! Yanıyorum Mert! Seni istiyorum ben de! Ölesiye istiyorum! Beni sevmeni, benimle sevişmeni istiyorum! Ölüyorum senin için!” dedim. Ağlıyordum bunları söylerken, göz yaşlarım damla damla süzülüyordu.
“Olmaz yenge! Yengem olmaz!” diyordu halen. Hırsla elini tuttum, gözyaşlarımla ıslanan yanaklarıma sürdüm elini, avuç içlerini titreyen dudaklarımla öptüm, öptüm. Yalvardım, “Kimse bilmeyecek Mert, ikimizden başka kimse! Seviş benimle! Abin gelene kadar hiç olmazsa! Başka şey istemiyorum senden! Lütfen, bak sen de beni istiyorsun, kendi ağzınla söyledin! Hadi, yanıyorum ben! Başkasına mı gideyim istiyorsun? Elin adamıyla boynuzlayayım mı abini? Yabancılara, başka erkeklere yedirme yengeni işte, sen sik! Sik beni Mert!” dedim.
Artık iyice yüzsüzlüğü, terbiyesizliği ele almıştım. Gözüm kararmıştı iyice. Bu gece bu aptal oğlanın altına yatmalıydım. Onunla sevişmeliydim. Kendimi siktirmeliydim. Her şeyi yapardım bunun için. Dudaklarına yapıştım aceleyle. Önce karşılık vermiyordu bana, ben köfte dudaklarını emmeye, dilimin ucuyla okşamaya başlayınca hırslandı, o da saçlarımdan kavrayıp öpüşmeye başladı. Ne kadar güzel öpüşüyordu bu çocuk! Ee, tecrübeliydi ne de olsa! Mahallenin kızları, kadınlarıyla, okuldaki kızlarla tecrübe kazanmıştı.
35 notes · View notes
Photo
Tumblr media
0 notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim
KÖYE DÖNÜŞ (14)
Banyoya girdik, Şennur saçları yüzü köpüklü yıkanıyordu. Tabureye uyurmuş koca memeleri dizlerinde bacakları ayrık amı kabak gibi açık şekilde oturmuş yıkanıyordu, köpüklü gözlerini açmadan
-Azdın mı ? Bekleyemedin mi biraz daha dedi
-Evet azdık, senin yanına geldik karıcım dedim ve Muazzezi Şennura doğru domaltım. Muazzez ellerini Şennurun dizlerine koyup eğilince Şennur elleri ile yüzündeki köpüğü sildi ve şaşkınca Muazzezin yüzüne baktı. Göz göze geldiler şaşkınca bakışıyordu iki eski arkadaş. Muazzezin arkasına diz çöktüm ve biçimli kalçalarını ayırdım. Defalarca sikilmiş ve geniş duran göt deliği ile sulanmış amı karşımda duruyordu. Dilimi uzattım amına ateşten bir kor parçalı gibiydi ammı dilim temas edince.
-Ihhhh, çok güzellll Şennur diye boğuk bir şeyler döküldü Muazzezin ağzından.
Ben amını yalarken Muazzez ayakta durmaya çalışıyordu amı tüm bedenini ele geçirmişti sanki dilim am dudaklarına deydikçe bızırını dişleyip ağzıma çektikçe elektriğe çarpılmış gibi titriyordu. Bir amını bir açık duran göt deliğini yalıyordum.
-Sikicime ortak olmaya mı geldin Orospu dedi sırıtarak Şennur.
-Ihhhhh evetttt…. Ohhhhh çok fena yalıyor… sikicin beni de sikecek ohhhhhh, yiyor amımı çok istiyorum sikicini Şennur çok …. Elleri Şennurun dizlerinde kafası artık Şennurun omzuna dayanmıştı Muazzezin ayakta durmakta zorlanıyordu. Ayağa kalkıp öne doğru bir adım attım Şennur bana bakıyordu sikimi Şennurun ağzına uzuttım.
-Yala karıcı yala yarağımı eskiden olduğu gibi sizi tekrar ortak yapacam Muazzez ile. Eskiden nasıl aynı yarakları yediyseniz bugünde aynısını yaşatacam size dedim. Şennur konuşmadan ağzını araladı ve yarağımı kaptı Muazzez yer çöküp Şennurun sikimi yalamasını izlerken.
-Aynı siki yedik ama hiç aynı anda yemedik, bu bir ilk olacak di mi Şennur ? Dedi ellerini Altan taşaklarıma atarak. Şennur konuşmadan sikimi somuruyordu Sanki Muazzez’e nispet yapar gibi gırtlağına kadar alıyordu bu kadar sevişme yeterdi
-Kalk aynı şekilde domal, dedim Muazzez’e kalktı ve tekrar ellerini karımın dizlerine koydu Şennur Muazzezin bileklerinden tuttu
-Senin kocanın küçük sikine benzemez sıkı dur dedi. Muazzezin arkasına geçip sikimi amına dayadım ve tek seferde dibine kadar geçirdim resmen Şennurun kucağına düştü, Şennur tutmasa yere kapaklanacaktı. Arkadan saydırmaya başladım Muazzezin amcığına biraz sonra Muazzez kendisini toparladı ve ellerini Şennurun dizinden kaldırıp banyo duvarına dayadı Şennur altında kalmıştım ben arkadan amcığına vurdukça memeleri Şennurun yüzüne kafasına çarpıyordu.
-ohhhh …. Çok iyi… vur vur durma… büyük yarak yemeyeli çok oldu vur durma… ohhhhh. Doldurdun içimi durmaaaaa. Ihhhhhh diye inliyordu Muazzez Şennur altımızda çıkıp arkama dolandı ve önce elleri ile taşaklarımı avuçladı sonrada dillini taşaklarımda hissetim o sıcaklık o ıslaklık taşaklarımdam tüm bedenine elektirik yollamıştı sanki muazzezi duvara çiviler gibi sikiyordum. Baş parmağımı çoktan göt deliğine sokmuştum bu Muazzezi çıldırtmaya yetmişti..
Muazzez artık yüzünü duvarın fayanslarına dayamış çığlık atar gibi inliyordu. Köyde olmasaydık komşular kapıya dayanmıştı şimdiye. Sikimi amından Çektim
-Şu Meşhur götün tadına bakalım dedim ve sikimi Muazzezin göt deliğne dayadım belini iyice büküp götünü yukarı kaldırdı göt deliği gül goncası gibi açılıp kapanıyor kalp gibi atıyordu. Götten sikilme konusunda ne kadar tecrübeli olduğu aldığı pozisyondan belliydi. Önce sikimin başını sonra yarısını ittirdim
-Offfffff çok kalınnnnnn, yavaşşş! Dedi Muazzez Şennur kenara çekilmiş Muazzezin götünü silmemi izliyordu az sonra köküne kadar girdim Muazzezin götüne taşaklarım amcığının dudaklarına dayandığında Muazzez
-Ohhhhhhh dur biraz orda dibinde kal, bu doluluğu bu kalınlığı özlemişim….. kal biraz ordaaa . Dedi
-Çok mu oldu böyle kalın yarak yemeyeli diye sordum bende.
-2 yıl oldu, köye karpuz satmaya gelen kamyoncudan buyana…. Ohhhhhh sik götümü diye inlesi. Muazzez gerçek bir yarak delisi idi bulduğu her sikin altına yatmıştı nerdeyse ben daha götünü 2-3 dakika sikmiştim ki şiddetli bir titreme ve çığlıklar ile dizlerinin üstüne düşerek cenin pozisyonunda titremeye boşalmaya başladı ilk defa bu kadar şiddetli boşalan kadın görüyordum o çığlık çığlığa boşalırken benim sikim götünden çıkmış bekliyordu.
-Yat yere dedim Şennuru. Bunu bekler gibi sırt üstü yattı ve bacaklarını ayırdı. Bacaklarını omzuma aldım ve sikimi karımın amına dayadım az evvel Muazzez ile sikişmemden dolayı amı su içinde idi tek seferde kökledim ve ve dizlerini yüzüne dayayacak kadar ananın sikmeye başladım çivi çakar gibi vuruyordum.
-sik kocacım sik karını sik orospunu sik beni sikicim… ohhh vur durma dağıt amımı diye bağırıyordu, Muazzez’e nispet yapar gibi.biraz daha amını siktim Şennurun artık zirveye yaklaşıyordum sikimi amından çektim ve bacak omza şekilde götüne götürdün ilk denemede sokamadım, Şennur ellerini uzattı alttan sikimi kavradı ve göt deliğine dayadı.
-Tek seferde,acımadan durmadan dibine kadar kökle götüme dedi. Ve dediğini yaptım köküne kadar geçirdim Şennurun götten sert sikilmeyi sevdiğini bildiğimden var gücüm ile sikimi başına kadar çekip taşaklarıma kadar amına vuruyordum Şennur altımda çığlık atıp titrerken bende sikimi göt deliğine kökleyin kitlendim iliklerine kadar döllerimi Şennurun götünden içeri yolladım. Bir kaç dakika öyle kaldık Muazzez kendine gelmiş bize bakıyordu sikimi Şennurun götünden çektim ve yan tarafa oturdum. Şennurun götünden döllerim akıyordu. Biraz sonra Şennur hadi beraber duş alalım dedi ve kalkıp duş aldık.
Banyodan çıkıp kendimi kanepeye attığımda resmen bacaklarımda dermen kalmamıştı ben dinlenirken kadınlarda yatak odasında saçlarını kurutuyordu. Az sonra ikisi de kıyafetlerini giymiş başlarında yazmalarını takmış şekilde geldiler kahve hazırlamışlar Şennur yanıma oturdu Muazzez karşıya ve günlük sohpet köy işleri konuşmaya başladılar. Sanki a evvel yan yana amdan götten sikilen onlar değilmiş gibi rahat şekilde normal hayatlarına döndüler. Yıllarca Şennur beni boynuzlamış ve anlamamıştım. Kadınlardan korkutmadı gerektiğini anlamıştım. 1 saat kadar oturduk sonra Muazzez eve gitti Şennur ile başbakan kaldık.
-Rukiye aradı, Ferhadın ablasını ayarlamış kadın hazır gidip intikam alacam görsün bakalım milletin karısını sikmek neymiş dedim ve Şennura bakarak.
-Maşallah kocacım sende intikam ayağına yarım düzüne kadın siktin, sana da gün doğdu dedi sırıtarak.
-benden önce sen git evi toparla temizle bir kaç gün kalırız, ama Ferhatın ablası bilmesin senin orada olduğunu Belki hasret gidermek istediklerin vardır dedim.
-Rukiyeyi özledim vallah ne yalan söyleyeyim, Rukiyeyi görmek iyi gelecek
-Sadece Rukiyeyi mi özledin karıcım başka kimseyi de özlemiş olmayasın?
-Kocacım onlar geride kaldı yok sadece Rukiyeyi özledim, bazı özlemler insanın içinde kalmalı dedi ve kahkaha attı.
-Şennur orada bensiz 2 günün var, ne özlediysen özlemini gider bunu hak ettin dedim ve yanından kalkıp yatak odasına dinlenmek için geçtim.
113 notes · View notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim 05437453624
#hot AF
8K notes · View notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim 05437453624
Planlanmış Sadakatsizlik..
Gözlerimi zorlukla açtım. Güneş ışığı açık pencerelerden içeriye giriyor, perdeler ılık bahar rüzgarıyla uçuşup duruyordu. “Neredeyim ben?” dedim kendi kendime… Geniş bir yatakta çırılçıplak yattığımı fark ettim önce… Bacaklarımın arası sızlıyordu. Çıplak vücudumun beyaz teninde, oramda buramda morluklar, memelerimde, bacak aramda bir sızı… Ayaklarımdaki çarşafı üstüme çektim refleksle, örtünmeye çalıştım. Çarşaf gelmeyince dönüp baktım. Benim gibi çırılçıplak bir erkek yatıyor yanımda… Yan dönmüş beni izliyor. Sarışın, yakışıklı bir şey… Hay Allah… Kim bu yakışıklı herif? Hangi kahrolası yerdeyim ben yine…? Evet… Yine… Aylardır olduğu gibi… Tanımadığım yabancı erkeklerin evinde uyanma olayı… Kendimden geçercesine içmiş, sevişmiş, sikilmiş, yorgun… Bir gün başım derde girecek ya, bakalım ne zaman… Başımın ağrısı… Offf… Yine içkiyi fazla, fazla değil, çok aşırı kaçırmış olmalıydım. İnleyerek çarşafla uğraşmaktan vazgeçip kendimi yatağa bıraktım. Kollarımı kaldırıp alnımı ovaladım. Adamın gözleri hala üzerimdeydi. Aldırmadım. Çarşaf belimden aşağıda, uzun bacaklarımı örtüyor sadece… Benim her yerim meydanda… Kalp şeklinde bıraktığım kasık kıllarıyla süslü üçgenim… Sırt üstü yattığım halde havaya dikili diri ve irice memelerim… Adamın ahlaksızca bakışlarıyla istemsizce kabarmaya başlayan meme uçlarım… “Günaydın Gül…” dedi kısık sesle… Görüntü ve ses birleşince kafamda bölük pörçük sahneler canlanmaya başladı. Alsancak’taki barlardan biri… Çılgın müzik… Eğlence… İçkiler… Arkadaşlar… Barda beni kesip duran bu herif… Yakışıklı piç… Benim her zamanki orospuluğum… Her halinden klas biri olduğu belli adama kuyruk sallayışlarım… Dans pistinde kendimi koyvermiş durumdayken bana yanaşması… Sarılarak dans edişimiz… Tanışmamız… Adı neydi? Neydi adı? Lanet olsun… Adını hatırlamıyorum adamın… Beni lüks arabasıyla evine götüren… Bütün gece beceren… Kim kimi becerdi belli değil gerçi… Adamı yalayıp yutuşum… Küçük Kerim’i ağzımın içinde kaybedişim… Küçük Kerim diyor aletine… Biraz küçük gerçekten, standardın bir tık altı… Hah… Kerim… Adı Kerim dün gece beni sabaha kadar beceren bu yakışıklının… Zorlukla gülümsedim Kerim’e, “Günaydın…” diyebildim kurumuş dudaklarımla… Başım çatlıyor… Kerim’in elinde bir bardak su, bir hap… Hapı bardağa attı, köpürdü bir anda, “Al bunu iç…” dedi uzatırken… “Akşamdan kalmayız, iyi gelir bu, ben de attım şimdi…” Tereddüt ettim ilk önce… Ne hapı bu şimdi acaba? Elindeki bardağa yabanıl bakışımı görünce bir kahkaha attı… “Hay Allah… Tecavüz hapı içiriyormuşum gibi bakma bana öyle… Bütün gece sen bana tecavüz ettin aslında… Hadi iç şu zıkkımı…” deyince ben de güldüm. Başımı tutup kaldırdı, içmeme yardım etti. Sonuna kadar içtim, başımı tekrar yastığa bıraktım. “Mmm…” diye inledim. “Çok içtik dün gece galiba… Başım çatlıyor…” Güldü, “Evet. Hem çok içtik…” Başını çevirip çıplak bedenime baktı, “Hem de çok seviştik. Güzel sevişiyorsun bu arada… Harikasın… Senin gibisini pek görmedim ben…” Ben de gülümsedim, “Seksi severim. Uzun süredir senin gibisine de rastlamamıştım ben de… Özlemişim senin gibi biriyle sevişmeyi…” dedim. Erkeğin bacaklarımın arasındaki yorulmak bilmez inip kalkmaları, içimden çıkmadan devam etmesi, beni bir değil, iki değil, üç kez boşaltması, penisinin üstünde zıplamalarım gözümün önünde canlandı. Hatırladım. O yaşadığım zevkli dakikaların anısı bedenimi de canlandırdı, bacaklarımı sıkıp kıvrandım yatakta… Deli etmişti adam beni… Oysa pantolonunu indirdiğimde nerdeyse hayal kırıklığı yaşamıştım. Vasatın altındaki erkekliği şaşırtmıştı beni, pek beklemiyordum doğrusu ortaya çıkan ufaklığı… Oysa sonradan utandırdı beni o küçük şey ve sahibi… Fırtına kesildiler, bedenimi kasıp kavurdular, savurdular şehvetin kollarında… Elimi uzatıp bacaklarının arasında ölgün yılan gibi kıvrılıp yatan küçük Kerim’i okşadım. “Gerçekten söylüyorum, senin gibisiyle pek sevişmemiştim şimdiye kadar… Gece harikaydınız ikiniz de…” “Eh, ilk gördüğünde gözlerindeki hayal kırıklığı açıkça okunuyordu. Gördüm, biliyorum. Ama biz küçük Kerim’le epey çalıştık, ilginç, değişik, zevk arttırıcı teknikler öğrendik. Kamasutra
vesaire… Japonya’da, Tayland’da, Avrupa'da sayısız tecrübeler edindik. Senin gibi yatağımıza giren küçük bayanları zevkten delirtmeyi severiz.” Çırılçıplak uzandığım yatakta gerindim. Canım yine sevişmek istemişti dün geceyi hatırladığımda… Gerinmem iki Kerim’i de canlandırmıştı gördüğüm kadarıyla, gözlerini bana dikmişti ikisi de… Küçük Kerim başını kaldırmış, yılan gibi kıpırdıyordu yattığı yerden… “Hadi öyleyse… Sabah sabah yine canım çekti, bu defa gündüz gözüyle delirtin beni…” “Seve seve Gül… Aç bacaklarını… Kahvaltıda küçük Gül’ü yemek istiyorum ben de…” diyerek bacaklarımın arasına girdi. Dakikalarca istekli kadınlığımı yaladı, emdi, yuttu. Diliyle, parmaklarıyla beni kıvrandırana kadar uğraştı. Sonunda başardı. Orgazm çırpınmalarım sürerken kendimi kaybettim adeta… Kasılmalarım bittiğinde ise, yine bacaklarımın arasında duruyordu Kerim. Yüzünde şeytani bir gülümseme… Gözleriyle aşağıyı işaret ediyordu. Baktığımda şaşırıp kaldım. Bacaklarının arasında bir değil iki erkeklik organı vardı. Beline bağlı kayışların ucunda simsiyah bir zenci vibratör vardı, altında kendi küçük aleti… Kremlenmiş, başı, derisi, damarlarıyla neredeyse birebir büyüklükte muazzam bir zenci siki… “Çılgınsın sen…” diyebildim yutkunurken… “Daha yeni boşaldım.” “Şimdi de sen çıldıracaksın…” diyerek bacaklarımı aralarken önündeki aletlerle birlikte rıhtıma yanaştı adam… Önce zenci vibratörün başını kadınlığımın dudaklarına dayadı, bastırdı. İri başı zorlayarak amıma girerken, kendi aletinin başı da arka deliğimi zorlamaya başladı. Vibratöre krem sürdüğü parmakları şimdi arka deliğimi ve kendi sikini kremleyerek okşuyordu. “Hadi…” dedim sabırsızlıkla… Merakla bekliyordum yaşanacakları… Fazla uğraşmadan bıraktı, üstüme abanmaya başladı. Zenci alet amımda kayarken, kendisi de minik deliğimden içeriye girdi. Gözlerimi kapadım. Aynı anda bedenime giren biri gerçek, biri suni iki organın acısına, gerginliğine, zevkine dayanmaya çalıştım. “Aahhh…” diye inlerken omzunu dişledim. Bir gece öncenin tüm alkolüne, tüm şehvetine, yorgunluğuna rağmen yeni başlamışçasına heyecanlı, ürpertili, zevkli bir yolculuk vardı derinliklerime yol alan… Zenci pipisi vajinamı yardı buzkıran gemisi gibi, hissedebiliyordum. Aynı anda sıcak, ateş parçası penisi arkamda ilerliyordu. Yani, hiç grup seks yaşamamış, tost olayına girmemiş bakire değildim açıkçası fakat bu fikir hoşuma gitmişti. Gözlerim zevkten kayıyordu, boynuna sarılıp duruyordum erkeğin… Bacaklarımı araladım sonuna kadar, beline dolandım. Topuklarımı kalçalarına bastırıp kendime çektim. Dibime kadar girdi. Zenci vibratörün realistik başı yumurtalıklarıma dayanmış olabilirdi, zorluyordu beni… Arkamdaki kalınlıkla beraber bacaklarımın arasına kütük girmiş gibiydim. “Ohhh… Dur… Bekle… Tadını çıkarayım biraz…” diye inledim kulak memesini dişlerken… Bekledi. Biraz… Sonra benden izin almadan kıpırdanmaya başladı. Kıpır kıpır… Kımıl kımıl… İki penisiyle inip kalkmaya başladı bacaklarımın arasında… Aman tanrım… Harika… Aynı anda içime girip çıkıyor ikisi birden… Deliriyorum… Üstümde inip kalkıyor, tüm ağırlığını verip göğsüyle göğüslerimi ezerken, içimdeki penisleri dibime kadar köklüyor. Kollarının gücüyle kalkarken, penisler de uçlarına kadar aynı anda sürtünmelerini hissettirerek çıkıyor içimden… Sürekli… Biteviye… Kaç kez boşaldım bilmiyorum. Sürekli bir fırtına, sürekli bir devinim, inlemeler, benim feryatlarım… Sonuncuda ben yatağın üstünde kendimden geçmiş titreşip dururken çıktı içimden… Zencinin kayışlarını çözüp attı, kendi sikini ağzıma verdi. Hırsla ağzıma aldım tepemde sallanan şeyi… Taşaklarını okşaya okşaya yaladım, yuttum. Spermlerini sağdım sonunda… Kerim ile tanışmamız, ilk sevişmemiz böyle oldu işte… Bizim hikayemiz… Arkası geldi sonra… İkinci boşanmamdan sonra kendime koyduğum bir erkeğe bağlanıp kalmama, aynı erkekle en fazla bir ya da iki kez yatağa girme kuralımı çiğnettirdi bana yaşattığı zevkler, her biri diğerinden değişik, ilginç, eksantrik sevişmeler… Haftada bir filan buluşuyorduk işlerimiz gereği, sevişmeyi özlemiş, hasret kalmış. Kıyasıya sevişiyorduk. “Evlen benimle…” dedi son
sevişmemizde yatakta yorgun argın yatarken… “Sensiz yapamıyorum. Sana aşık oldum.” Bir şekilde bekliyordum bu teklifi elbette… Birbirimize çok alışmış, bağlanmaya başlamış, ayrı kalamaz olmuştuk. Sadece seks değildi bu, aşk diyebileceğim bir ilişki vardı aramızda… Haftada bir yetmemeye başlamıştı, sık sık buluşuyor, buluşmak için bahaneler yaratıyorduk. Ama beklemediğim bir anda sormuştu… Öylesine… Sıradanlaştırmaya çalışarak… Fakat onun için çok önemli olduğu açıkça belli oluyordu. Sesindeki beklenti, merak, hatta korku elle tutulur gibiydi. Elini tuttum yatıştırmak istercesine… “Yapamam Kerim…” dedim neden sonra… “Yapamam…” “Niçin peki Gül? Anlat bana…” “Anlattım sana daha önce aslında… Daha ilk gecemizin sabahında, İki kere evlenip boşandığımı söylemiştim sana… Beni çok üzdü ikisi de… Kırdılar, yaraladılar… İkisi de aldattı beni… Başka kadınlarla yakaladım ikisini de… İkinciyi benim yatağımda, benim yatak odamda yakaladım hem de… Evlenmek, bağlanmak istemiyorum artık… Aldatılmak istemiyorum.” “Benimle mutlusun ama… Her buluşmamızda, her sevişmemizde… Mutlu oluyorsun. Ben de öyle… Kafa yapımız, fikirlerimiz, zevklerimiz uyuşuyor.” “Evet, çok mutluyum. İliklerime kadar tatmin oluyorum senin yatağında… Sevişmeye doyuyorum. Sadece seks de değil… Her şey… Muhteşem… Ama o kadar… Bağlanmak yok… Bu evden çıktığımda ikimiz de özgürüz. Sen istersen başka kadın getirebilirsin buraya, ben istediğim beğendiğim erkek bulursam onunla sevişirim. Anla beni Kerim… Ben de seni seviyorum, biliyorsun bunu… Ama bağlanmak istemiyorum. Sevişeceğim erkekler de bir gecelik olacak, salt seks… Asla bağlanmayacağım, kimseye… Sevdiğim biri tarafından aldatılmak ya da beni seven birini aldatmak istemiyorum artık…” Çırılçıplak yattığım yataktan kalkıp toparlanmaya başladım. Külotumu, sütyenimi, giysilerimi geçirdim üstüme… Dağılmış saçımı, makyajımı düzeltmeye çalıştım. Sessizce beni izliyordu. Yatağın yanında durup sırtını yastıklara dayamış yatan çıplak erkeğe baktım. Eğilip elini tutarken, dudaklarından öptüm. “Hoşça kal aşkım…” dedim. “Beni anlayacağını biliyorum. Böyle devam etmeliyiz. Kabul edersen görüşür, sevişiriz. Seni seviyorum.” Yüksek topuklarım parke zeminde yankı yapa yapa çıktım odadan… Çıkarken arkamdan seslendi, “Ben sensiz yapamam artık Gül… Ben de seni seviyorum. Bir çıkar yol bulacağız, eminim…” Çıkar yolu bulduk. İki hafta sonra Kordon’da lüks, güzel bir balık restoranda buluşup gün batımında, batan güneşin kırmızısı denizde yansırken mükellef bir akşam yemeği yedik. Yemekten sonra garson şampanya getirdi. Açıp kadehlerimizi doldurdu. Biz içkilerimizi yudumlarken yanımıza iki kemancı geldi. İkimizin en sevdiği romantik bir parçayı çalmaya başladılar. Kerim masaya bir yüzük kutusu, bir kağıt koydu. Kutuyu açıp içinden tek taş pırlanta yüzük çıkarıp bana uzattı. Rüyada gibiydim. Yine de karşı koydum, “Sana anlatmıştım ne düşündüğümü…” dedim biraz sert çıkan bir sesle… “Biliyorum, hatırlıyorum anlattıklarını…” dedi. “Kağıdı açıp oku, sonra konuşalım.” Eliyle işaret etti, kemancılar çekildi, oluşan sessizlikte süslü, italik bir yazıyla yazılıp parşömen antlaşma havası verilmiş tek sayfa kağıtta yazanları okudum. Hala evimizin baş köşesinde durur bu kağıt parçası… PLANLANMIŞ SADAKATSİZLİK SÖZLEŞMESİ Biz, aşağıda imzaları bulunan Gül ve Kerim, karı koca olarak PLANLANMIŞ SADAKATSİZLİK konusunda anlaştık. Aşağıda maddeler halinde sıraladığımız konulara tam ve istisnasız olarak tarafımızdan uyulacaktır. Evliliğimiz süresince birbirimize olan maddi, manevi, cinsel görevlerimizin ve sorumluluklarımızın yanı sıra; 1- Her eş en az haftada bir gece olmak üzere, dışarıdan üçüncü bir partnerle sevişmekte özgürdür. 2- Üçüncü kişi, uygun ortamlardan rastgele bulunacak, anlaşılacak, eve getirilecektir. Yakın çevreden, arkadaşlar, tanıdıklar, birinci derece yakınlar arasından partner seçmek yasaktır. 3- Diğer eş, bulunan üçüncü kişiye anlayış gösterecek, ilgili ve saygılı davranacaktır. Her ne sebeple olursa olsun kıskançlık, ters davranmak, itiraz, kabalaşmak yasaktır. 4- Üçüncü kişiyle yatak odamızda cinsel birleşme olurken, diğer eş
dışarıda vakit geçirebileceği gibi arzu ederse evin içinde bekleyebilecektir. 5- Gerektiğinde evde bulunan diğer eş, içeride sevişen çiftin yiyecek, içecek vs. konularda yardım ve hizmet etme talebi olursa, hiç itiraz etmeden yerine getirecektir. 6- Dışarıdan bulunan partnerlerle duygusal ilişki kurulmayacaktır. İlişkiler ancak ve ancak cinsel ilişki düzeyinde, salt seks kuralı gözetilerek sürdürülecektir. 7- Duygusal ilişki yasağı çerçevesinde, çiçek, hediye, romantizm, dudaktan öpüşme, aşkım vs. gibi hitap tarzı ve benzeri konular kesinlikle yasaktır. 8- Her partner, evimize en fazla üç defa getirilecektir. Aynı kişiyle üç defadan fazla cinsel ilişki kurulmayacaktır. 9- Erkek veya kadın, seçilen partnerin temizliğine, hijyen olmasına, hastalık vs. bir durumu olmamasına dikkat ve özen gösterilecek, diğer eşin sağlığı da ön planda tutulacaktır. 10- Yukarıda yazılı maddelere aykırı olarak, diğer eşten habersiz, izin almadan üçüncü kişi veya kişilerle kurulacak her türlü duygusal veya cinsel ilişkiler ALDATMA sayılır. Ayrılık, boşanma nedenidir. Böyle bir ilişki ortaya çıktığı takdirde aldatan eş, hiçbir itirazda bulunmadan diğerinin ayrılmasına, istediği maddi şartları kabul ederek boşanma davası açmasına onay verecektir. Sonuna kadar okuduğumda gözlerim faltaşı gibi, merakla beni izleyen erkeğime baktım. Ağzım bir karış açık kalmıştı, toparladım. “Çılgınsın sen dediğimde bu kadarını da beklemiyordum doğrusu…” diyebildim gülerek… “Gerçekten çılgınsın. Hem evli olacağız, hem karım diyeceksin, hem de başkasıyla, üstelik evimizde sevişmeme izin vereceksin, öyle mi?” Elimi tutup dudaklarına götürdü, “Evet…” dedi. “Senin için dağları delerim, her şeyi yaparım. Senin mutlu olman için bu… Kendini baskı altında hissetmemen, benimle evlenmeye razı olman için…” Sonunda ikna etti beni çılgın… Sade bir nikah, ardından uzun bir balayı, Uzakdoğu'da, egzotik denizlerde, otellerde sevişerek, mutlulukla geçirilen… Balayından döndüğümüzde işler bizi bekliyordu. Bir süre öylesine takıldık. Gündüz iş adamı-kadını, gece sevişken vampirler olarak… Bir zaman da öyle geçti. O komik sözleşmeden, anlaşmadan bahsetmeden, ikimizin de konuya girmediği… Sonunda bir gece, seviştikten sonra çıplak, kollarında yatarken Kerim açtı dillendirmeye çekindiğimiz şeyi, “Ne yapıyoruz aşkım? Başlayalım mı?” dedi saçlarımı okşarken… “Neye başlayalım?” dedim neden bahsettiğini bildiğim halde… Hiç aklımdan çıkmıyordu ki aslında… Sadece teklifin kocamdan gelmesini, konuyu ilk onun açmasını bekliyordum. O da biliyordu bunu, saçımdan tutup başımı kendine çekti, dudaklarımı kemirdi, “Anlaşmamızı uygulamaya…” dedi sonra… “Sadakatsizlik planlamaya… Yabancılarla sevişmeye… Domuz gibi biliyorsun ne demek istediğimi… Önce hangimiz peki? Sen mi, ben mi?” “Sen başla…” dedim. “Madem bu komik şey senin aklına geldi, ilk önce sen başla. Yarın akşam… Olur mu?” “Tamam…” dedi. Ertesi günün akşamı giyinip süslendik. Kerim parmağındaki alyansı çıkardı. Eğlence mekanlarını dolaşmaya başladık. Ayrı ayrı giriyorduk barlara… Önce birimiz, arkadan diğerimiz… Ayrı takılıyor, konuşmuyorduk hiç… Bakışlarımızla anlaşıyorduk etrafı kolaçan ederken, kocam avını ararken… İstediği gibi birini bulamayınca işaret ediyor, çıkıp bir sonraki bara giriyorduk aynı şekilde… Sonunda üçüncü girdiğimiz mekanda aradığını buldu. Yüksek bar taburesine tünemiş, etrafı kesip duran dikkat çekici güzellikte ve seksilikte bir kadındı… Bakıştılar önce… Davetkar bakışlarını ben de fark ettim. Simsiyah saçlı, iri memeli, her tarafı oynayan seksi bir parçaydı. Minicik daracık kloş etek uzun bacaklarına pek yakışmıştı haspanın… Bacak bacak üstüne atıyor, orasını burasını kocama gösterip duruyordu. Arandığı öylesine belli oluyordu ki… Kadın çantasından sigara çıkardı klasik tarzda, benimki gidip kadının sigarasını yaktı, konuşmaya başladılar. Cebinden kartvizitini çıkarıp kadına verdiğini gördüm. Yavaş yavaş yanlarına yaklaşmaya çalıştım. Etrafımda beni yalnız görünce asılmaya başlayan zampara heriflere yüz vermeden kadının yan tarafına kadar sokuldum. Barmene bir kokteyl söyleyip etrafı izler gibi yapıyordum
kulaklarım dört açılmış vaziyette… Kocam beni görünce sesini yükseltti duymam için, “Ne dersin güzelim, bana gidelim mi?” diyordu kadına… “Her türlü içki var evdeki mini barımda… Güzel bir gece geçirelim.” Bu kadar çabuk mu, bu kadar kolay mı diye düşündüm bir an… Kocam uzanıp kadını öptü mini etekli bacaklarını okşarken… Kadının pek itirazı yoktu, öpüşüne karşılık verdi, dünden razıydı orospu… Eh, ben de ilk geceden yatağına atlamamış mıydım bu yakışıklı şeytanın… Hak veriyordum kadına doğrusu… Ben de altına yatıvermiştim hemen… Barmene işaret edip hesabı isterken cebinden şişman cüzdanını çıkarmaya çalışıyordu. Cüzdandaki yüzlüklerin arasından kadının gözüne sokar gibi iki tanesini çıkarıp barmene tokaladı, “Üstü kalsın koçum…” dedi üst perdeden, kalantor işadamı havalarında… Tarzı değildi pek, sevmezdi böyle şeyleri ama vakit geçirmeden kızı etkilemek istiyordu besbelli… Kapıya ilerlediler, arkalarından takip ettim. Valenin arabayı getirmesini beklerken öpüşüp koklaşıyorlardı. Ben de yanlarında durdum. Kız beni fark etti ama umursamadı. İlgisi ve elleri kocamın üstündeydi. Sarılıp duruyordu erkeğime… Bizim son model beyaz BMW geldi. Kocam valeyi okkalı bir bahşişle savıp arka kapıyı açtı, kızı davet etti. Kız hayatından memnun geçip deri koltuğa kuruldu. Kocam diğer kapıdan kızın yanına geçerken ben de önceden anlaştığımız gibi ön kapıyı açıp direksiyona geçtim. Gaza bastım. Kız neye uğradığını anlamamış, arka koltuktan şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Dikiz aynasından görebiliyordum. Kocam sarılıp kendine çekti kızı, dudaklarını kemirmeye başladı. Dudaklarını çekmeden bana seslendi, “Bizi eve götür karıcım… Çabuk olursan bahşişin artar, ona göre…” “Emredersin kocacım…” dedim gözümü dikiz aynasında sevişenlerden ayırmadan… Kız aptallaşmış gibi, kocamı engellemeye çalışıyordu şaşkın şaşkın… “Ne… Ne oluyor? Karıcım mı?” Kocam ahtapot gibi sarılıp tekrar yumuldu, “Aldırma sen bize…” dedi. “Soru sormayı bırak. Bu gece sen ve ben varız… İkimiz bu gece hayatımızı yaşayacağız. Öp beni…” Oturduğumuz siteye gidene kadar seviştiler arabada… Bana aldırmadan… Apartmanın otoparkında durduğumuzda kadın dağılmıştı. Belki ben olmasam, etrafta akan trafik olmasa arabanın arka koltuğunda bacaklarını açıp verecekti kocama… Öylesine azmış durumdaydı ikisi de… Ben de öyle… Asansörde onuncu kata çıkarken hala öpüşüp duruyordu ikisi… Benim yanımda… Eve girdik. Kız banyoyu sordu, gösterdim. Kocamla bakıştık, “Nasıl? Güzel mi?” diye sordu. Kızdan bahsediyordu, “Güzel…” dedim hafif burularak, kocama hissettirmemeye çalıştım. “Tam senin sikine layık…” “Hadi birer içki koyalım, bu gece benim için uzun olacak.” dedi kocam salonun köşesindeki bara yöneldi. “Viagra falan alsan mı acaba?” dedim kocama, yardımcı olmak isteyen hemşire ayaklarında… “Kız baya hızlı görünüyor.” “Merak etme, hapsız idare ederim ben, biliyorsun beni…” Güldüm, “Bilirim, sabaha kadar canını çıkarırsın zavallının, bana yaptığın gibi evire çevire sikersin…” dedim. Benim kadehimi verirken sarıldı, dudaklarımı öptü. “Senin yerini tutmaz o aşkım… Bir gecelik sadece… İçin rahat olsun, merak etme…” diyerek rahatlatmaya çalıştı kocam… O arada kız da gelmişti, öpüşmemizi izliyordu. Ayrıldım, elimi uzatıp yanımıza çağırdım, “Gel canım… Çekinme… Bu gece kocamla ikiniz yatak odasında yatarsınız. Ben misafir yatak odasındayım. Bir şeye ihtiyacın olursa söyle, ben veririm.” Hala aptal aptal bakıyordu kızcağız… Kocam ona da bir kadeh uzattı, o şaşkınlıkla viskiyi fondip yaptı kız… Yüzünü buruştururken kocam sarılıp viskili dudaklarını öptü. Ateşleri yükselmişti yine… Ben de içkimi dikip bara bıraktım, “Hadi, ben sizi rahat bırakayım. Size iyi sevişmeler…” diyerek misafir yatak odasına yöneldim. Soyundum. Geceliğim elimde çırılçıplak banyoya gitmek üzere çıktığımda bizimkiler birbirlerine dalmışlardı. Salondaki koltukta arkaya yasladığı kızın eteğinin altına dalan Kerim, kadınlığını karıştırıp duruyor, bluzunun önünü açmış sütyensiz koca memelerini emerken kızı inletiyordu zevkten… Beyaz dantelli külodu kızın ayak bileklerinde duruyordu. O da kocamın pantolonunun fermuarını
açmış, sertleşmiş siki avucunun içinde okşayıp duruyordu. Öylece donup kalmış, onları izliyordum. Bir an beni fark edip baktılar, elimle devam işareti yapıp banyoya geçtim. Jakuziye uzanıp köpüren suyun okşamasına bıraktım kendimi… Kocam içerde bir kadınla sevişiyordu. Bense onların neler yaptıklarını hayal edip kendimi okşuyordum. Bir süre sonra rahatlayıp kalktım, havluya sarınıp dışarıya çıktım. Salonda kimse yoktu. Yatak odamızın ışığı yanıyordu. Yaklaştım. Kapıyı kapatma gereğini duymamışlardı. Yatak odasının kırmızı spot lambası ortadaki yatağı aydınlatıyordu. Yatağın etrafını aynalarla donatmıştı kocam, ikisinin çıplak bedenlerinin kırmızı ışığın altında aynalardaki yansımaları kışkırtıcı görünüyordu. Geniş yatağımda kocam yabancı bir kadınla sevişiyordu. İkisi de soyunmuşlar, çırılçıplak birbirlerine dalmışlardı. Uzun bacakların arasına giren kocamın dar, kaslı kalçaları inip kalkıyor, kızı bağırtıp duruyordu zevkten… Piç, ne yapıyorsa yapıyor, o standart altı uzunluktaki sikiyle zevkten öldürüyordu yatağına giren kadınları… Kız hırlayarak kocamın boynuna sarılıyor, kalçalarını yukarı kaldırıp kocamın sikini karşılamaya çalışıyordu. Kapının önünde durmuş, üzerimde öylesine sarındığım bir kısa banyo havlusu, içerde sevişenleri izliyordum. Kocam yorulunca alta yattı, kız üstüne çıkıp rodeocu gibi inip kalkmaya başladı sikinin üstünde… Eğiliyor, koca memelerini kocamın göğsüne sürtüyor, kalçalarını değirmen taşı gibi çeviriyordu bir yandan da… Elim apış aramdaydı. Dudaklarım kurumuş vaziyette, içeriyi röntgenliyor, amımı parmaklıyordum. Havlu sıyrılıp düşmüştü çoktan… Çırılçıplaktım kapının eşiğinde… Kocam alttan fırlayıp kızı domaltmak isteyince beni gördü. Bana baka baka kızın arkasına geçip belini tuttu, arkadan geçiriverdi. Sert sert gidip geliyor, kızı bağırttırıyordu. Gözleri gözlerimdeydi. Sonunda kız da fark etti beni… İkisi de bana bakıyorlardı şimdi sevişmeye ara vermeden… Kocam arkadan her vurduğunda bana nispet yapar gibi zevkten inliyordu orospu… Sırtımı kapıya yaslayıp onları izledim ben de elim üçgenimde, kendimi parmaklaya parmaklaya… Fazla sürmedi, boşalmaya başladım. Öyle kışkırtıcı bir sahneydi ki… Kız ciyak ciyak bağırıyor, sürekli orgazmlar yaşıyordu kocamın becerikli sikinin altında… Boşaldıktan sonra fazla durmadım. Kocama bir öpücük gönderip bir gecelik karı kocayı yalnız bıraktım yatak odamızda… Gidip yatağıma yattım. Uykuya dalarken hala bizimkilerin inlemeleri geliyordu kulağıma… Sabaha karşı yattığım yatakta bir kıpırtı oldu. Uykumun en tatlı yerinde zorlukla gözümü açtığımda kocamın yanıma uzandığını gördüm. Kollarını açıp beni sarmaladı, sımsıkı kocama sarıldım ben de… Çıplak bedenlerimiz Ying-Yang sarmalı gibi birbirine geçti birbirini tamamlarcasına… İçimi bir mutluluk hissi doldurdu. Kocam… Erkeğim… Beni seviyordu. Benim yanımdaydı. Başkasının değil… Uyumak için benim yanıma, karısının yanına gelmişti. Tekrar uykuya daldım. Kocamla beraber, uyuduk. Huzur içinde… Sabah bir tıkırtıyla gözümü açtığımda kapıda bir kadın durmuş bize bakıyordu. Akşamki kız… Kocamın misafiri… Giyinmiş, makyajını yapmış, oda kapısında durmuş bize bakıyordu. Şaşkındı. Biz karı koca yatakta çırılçıplak, birbirimize dolanmış vaziyette, başım kocamın göğsünde yataktaydık. Kocamın bir gecelik sevgilisine sus işareti yaptım, ses çıkarmaması için… Aldığı derin nefeslerle bebek gibi uyuyordu sevgili kocam… Başını salladı anladığını belirterek, sonra da elini… Veda ediyordu. Ben de el salladım. Gözlerim tekrar kapanırken, dış kapının açılıp kapandığını duydum hayal meyal… Gitmişti… Öğleye doğru ben kalktım önce… Ballı kaymaklı mükellef bir kahvaltı masası hazırladım kocama, yorulmuştu tüm gece, gücünü toplaması gerekirdi. Sonra da kocam uyandı. Duşa giren erkeğimin yanına girdim ben de… Bir güzel sabah duşu yaptık ikimiz birlikte… Birbirimize sarılarak, öpüşerek… “Öpüşmeme kuralını çiğnedin ama…” dedim kahvaltı yaparken… Taze sıkılmış portakal suyunu içen kocamın ekmeğine kaymak, üzerine bal sürüyordum bir yandan… Uzattım, ekmek dilimini alırken elimi tuttu gülerek, “Evet ama öpüşmeden nasıl sevişilir
aşkım?” deyince hak verdim. Uzanıp portakal suyu bulaşmış dudaklarını öptüm erkeğimin… Sonra da dudaklarını bırakmadan kalkıp kucağına oturdum. Üzerimizde sadece bornozlar vardı. Altımda gittikçe sertleşen erkekliğini hissederken, dilimi ağzına sokup dilinden portakal tadını aldım. “Haklısın… O zaman bu kuralı kaldıralım kocacım. Anlamsız oldu. Nasılsın peki? Mutlu musun?” “İlginç ve değişik bir geceydi. Sen bizi seyrederken, yan odada uyurken başka bir kadınla sevişmek… Kışkırtıcıydı. Bu gece sıra sende… Bakalım neler yaşayacağız, görelim… Hadi şimdi kucağımdan kalk daha fazla beni azdırmadan, kendini akşama sakla…” “Peki sahip…” diyerek kalktım. Güle oynaya kahvaltımızı yaptık. Bir yandan da gece neler yaşadığımızı, neler hissettiğimizi anlattık birbirimize… Gecenin kritiğini yaptık. Akşam uzun uzun geceye hazırlandım. Yıkandım, kokulandım, saç, makyaj, parfüm… İç çamaşırı giymedim içime, gereksiz buldum. Giyside kararsız kaldım epeyce… Sonunda giyinip kocamın karşısına çıktım. İnce kumaştan transparan siyah bluz, kalçalarımı saran, meydana çıkaran minicik bir siyah etek… Belimdeki jartiyerin tuttuğu siyah file jartiyer çorapları, yüksek topuklu iskarpinlerim… Viskisini yudumlayan kocam oturduğu koltuktan şöyle bir baktı, uzun bir ıslık çaldı. “Anlaşılan notum iyi…” dedim gülerek… “İyi yetersiz bir sözcük… Seni tanımlamak için harika demek gerekir, o bile az karıcım…” “Nasıl peki? Biraz hafif mi oldu acaba? Ne dersin aşkım?” Elim belimde, etrafımda döndüm yavaşça… “Nasıl diyeyim bilmem ki… Yüzüne baktığımda onsekizini doldurmamış bir ^^^^^^ görüyorum. Atkuyruğu saçlarınla, etli dudaklarınla tam erkeklerin aradığı bir ^^^^^^sın… Vücuduna baktığımda ise iştah açıcı, felaket bir şeysin. Sana saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. İnan sikim taş gibi oldu. Şu anda seni yatırıp sikebilirim bebeğim…” Şuh bir kahkaha attım elimde olmadan, “Sakın ha… Tüm hazırlıklarım boşa gider sonra kocacım… Kendini yarın sabaha sakla sen de…” “Hadi çıkalım o zaman…” deyince engel oldum. “Ben yalnız gitmek istiyorum. Taksi çağırırım. Sen evde oturup beni bekle… “ Kocam tereddüt ediyordu. Bacaklarımı okşayan eli eteğimin altına dalmıştı istemsizce… Eli file çorabımı geçip külotsuz kadınlığıma temas ettiğinde kıvrandım. O da külot giymediğimi anlayınca inledi, amımı avuçlayarak, “Emin misin karıcım? Bu kılıkla, bu külotsuz halinle… Başına bir şey gelmesin?” “Merak etme canım… Kendimi koruyabilirim.” Dedim, kocamı öpüp çıktım… Heyecan doluydu içim… Eğlence mekanının önünde taksiden indiğimde erkeklerin gözü bende, bacaklarımda, mini eteğimdeydi. Hiç birine aldırmadan havalı adımlarla içeriye girdim. İçerisi yükünü almış, kalabalık, sahnede gürültülü bir müzik çalan orkestra, yanıp sönen ışıklar, loş ortam… Dans pistinde sallanan, birbirine geçmiş insan yumağı… Zorlukla aralarından geçip bara yöneldim. Barmene sesimi duyurabilmek için bağırarak içkimi söyledim. Sırtımı bara dayamış, etrafı kesip duruyordum. İçkim bitince ikinciyi söylemek için barmene dönüyordum ki, kadehli elim yanımdaki adamın içki dolu eline çarptı. Karanlık ortamda patlayan ışıklarda adamın içkisinin olduğu gibi kucağına döküldüğünü gördüm saniyeler içinde… Upuzun, kocaman, kapkara, genç bir zenciydi. “Fuck…” diye hışımla bana dönen adam başladığı küfürü bitirmeden kesti, öfkesi beni görür görmez bir anda sönüverdi. Utangaç bir tavırla, “Sory…” diye kekelerken oğlanın kürek gibi kocaman elini tuttum, “I’m so sory…” dedim ben de… Bakıştık. Gözlerindeki beğeniyi gördüm. O koca eliyle elimi alıp dudaklarına götürdü, kalın etli dudaklarıyla elime bir öpücük kondurup, “No problem…” derken gözleriyle yemek üzereydi beni… Transparan gömlek kumaşından görünen iri memelerime, kabarık uçlarına bakıyordu gözlerini ayırmadan, benden çekinmeden… İçim kamaştı, bir hoş oldum. Gözümün önünde büyük siyah organların beyaz tenlere daldığı siyahlı beyazlı porno görüntüleri uçuşmaya başladı. Böyle tanıştık Thomas ile… Tom… İşyerimde kısa sürede yükselmemi sağlayan akıcı İngilizcem bu gece de işe yaramıştı. Futbol takımında oynuyordu. Sporcuydu. Birkaç dakika sonra dans pistindeydik zaten…
Hareketli dans müziğinin ritmiyle çılgınca dans ediyorduk. Eğlence, kahkahalar, birbirimizi kesmeler… Kendimi kapıp koyverdim artık… Müzik yavaşladığında sarılmalar… Kollarının arasında ezilişim… Kasıklarıma batan sertlik… Kalçalarımı yoğuran koca eller… Kendimden geçiriyordu beni… Sırtımı oğlana dönüp kalçalarımı kıvırırken önündeki sertliğe sürtünüp dururken bir yandan da müthiş bir merak içindeydim. Nasıl bir şeydi acaba? Elimi arkaya götürüp kotunun önündeki kabarıklığı tuttum, sıktım. Tom da kıpır kıpır hareket eden, çalkalanan kalçalarımı kendine çekti inleyerek, beni önüne yapıştırdı adeta… Bir süre bu şekilde dans ettik. Sonra kollarının arasında ona dönüp bedenimi yapıştırdım ona… Ayaklarımın üstünde yükselip dudaklarına uzanmaya çalıştım. Belimden tutup kaldırdı beni… O koca, etli dudaklarıyla dudaklarımı kemirmeye başladı… Kendimizden geçmiştik. Etrafımızdaki insanlar umurumuzda bile değildi. Elleri eteğimin altına girdi. Külotsuz kalçalarımı sıktı, parmaklarını her yerimde dolaştırdı öpüşmeye devam ederken… Sularımın süzüldüğünü hissedebiliyordum. Neden sonra kendimi kurtarabildim dudaklarından, nefes nefese, “Ev… Evime gidelim…” diyebildim. “Seni istiyorum.” Sarmaş dolaş çıktık bardan… Mutluluktan sarhoş gibiydim. Sabırsızlanıyordum. Taksiye işaret etti, hemen atlayıverdik aceleyle… Taksi hareket ettiğinde biz sarmaş dolaş öpüşmeye devam ediyorduk. Neden sonra taksicinin sesini duydum, “Sör, nereye? Ohhoo… Bunlar sikişmeye şimdiden başlamışlar bile… Abla, kol gibi yarak vardır bunda, yarar seni bu çam yarması…” diyordu gülümseyerek… Beni sarışın, transparan giysimle, Tom’u zenci görünce ikimizin de yabancı olduğuna karar vermiş, sallayıp duruyordu karayağız taksici… Tom gülerek bir yüz liralık çıkardı, şoföre uzatıp kırık Türkçesiyle, “Karsiiyaka…” deyince gaza bastı adam… Yine gülerek normal bir şey anlatır gibi, “Hah şöyle… Şimdi istediğiniz gibi sikişmeye devam edin bakalım, azgınlar sizi… Ulan ilik gibi karıyı bulmuşsun arap oğlan…” dedi gözü dikiz aynasında bizi keserek… Eliyle aynayı düzeltmeyi de ihmal etmiyordu daha iyi görebilmesi için… “Şunu bana versen ne sikerim ama… İlik gibisin yavrum hakkaten… Off… Memelerine bak nasıl kabarmış. Uçları parmak gibi anam avradım olsun. Külot da yok bunun altında be… Yemin olsun amcığını gördüm karının…” Bozmadım hiç adamı… Bozmadığım gibi açabildiğim kadar açtım her yerimi görsün diye… Umurumda bile değildi konuşmaları, bizi seyretmesi… Tom aklımı başımdan almıştı çünkü… Aksine daha çok tahrik olmuştum adamın konuşmasıyla… Eve gidene kadar takside yiyip bitirdi beni oğlan… Öpüştük, koklaştık hep… Kürek gibi eliyle sütyensiz memelerimi, külotsuz amımı kurcalayıp durdu, röntgenci taksicinin sürekli bizi kesen bakışları eşliğinde… Elimi fermuarından daldırıp kalkmış muhteşem sikini avuçladım, sıktım, okşadım çıkarmadan… Karşıyaka sahil yoluna girdiğimizde taksiciye seslendim, “Mavişehire gidiyoruz” dedim, oturduğumuz sitenin adını verdim. Şaşıran, bozulan taksicinin allak bullak suratı hoşuma gitti, Tom ile öpüşmeye devam ettim. Siteye girip apartmanın önünde durduğumuzda geriye dönüp yüz liranın üstünü uzattı biz inerken. “Kalsın canım…” dedim. “Abla kusura bakma, yabancı zannettim seni, abuk sabuk konuşup durdum… Affola…” diyerek özür dileyen taksiciye güldüm, para uzatan elini tutup, “Önemli değil tatlım… Gelirken senin dediğin gibi, bu yaramaz arap oğlan aklımı başımdan aldı. Sen kusura bakma, senin yanında azıttık biraz…” dedim, çıktım. Erkeğin beline sarılıp apartmana girerken taksici arkamızdan bakıyordu hala… Kimbilir aklından neler geçiriyordu bize bakarken… Asansör kapısı kapanır kapanmaz onuncu kata çıkana kadar birbirimizi yedik. Dün gece kocamın o kadınla yaptığı gibi… Asansörden inip dairenin kapısına geldiğimde zili çaldım. Kocam açtı hemen… Uyumamış, bizi beklemişti canım… Sarmaş dolaş kapının önünde durduğumuzu görünce endişeyle iki yana bakınıp bizi içeriye aldı. Kapıyı kapattı. Kapının önünde durmuş birbirimize bakıyorduk. Neden sonra aklıma geldi, “Ah, tanıştırmadım sizi…” dedim. “Tom, bu kocam. Kocacım, Tom bu geceki misafirim…” dedim. El
sıkıştı iki erkek… Tom’un aklı karışmış gibiydi. Gözleri açılmış vaziyette bir bana, bir kocama bakıyordu, “Ben… Anlamadım. Kocan mı?” diye sordu. Güldüm, beline sarıldım, “Anlatması uzun sürer şimdi, takılma sen…” diyerek dudaklarına uzandım. Öptüm. Kerim’e döndüm, “Aşkım bize birer viski soda hazırlayabilir misin? Tom buzlu seviyor.” dedim. “Tabi canım…” diyerek bara geçen kocamın gözü ikimizin üstündeydi. Viskileri koyarken, “Demek zenci ha? Bakıyorum hızlı başladın…” dedi kinayeli bir sesle… Barın önündeki döner tabureye oturmuştum. Tom yanımdaydı. Hay Allah… İlk misafirim zenci olunca hemen üstüne alınmıştı kocam… Anlaşılan bu küçük sik kompleksiyle işimiz vardı. Elimi uzatıp kadehimi alırken, diğer elimle kocamın elini tuttum, “Aşkım, sakın aklına başka şey gelmesin. Tesadüfen barda tanıştık, kaza ile…” diyerek tanışmamızı anlattım uzun uzun… Sonunda ikna olmuş, keyfi yerine gelmişti kocamın… Kadehini kaldırdı, “Hadi o zaman, tanışmanızın şerefine…” diyerek kadeh tokuşturdu bizimle… Tom hala aklı karışmış durumda bize bakıyordu. Bu kez de ona anlattım durumu, “Anlaşmamız var. Haftada bir gece, eve bir gecelik misafir getiriyoruz, ayrı ayrı, gece boyunca sevişiyoruz. Bir gece kocamın, bir gece benim başkalarıyla sevişme gecemiz… Kocamla birbirimizi habersizce aldatmamıza, boynuz takmamıza gerek kalmıyor.” dedim özetleyerek… “Sabah olunca her şey bitiyor. Herkes yoluna…” Tom başını salladı iki yana, dudaklarını bükerek, “Enterasan…” dedi. “Grup seks falan yaptım ama, böylesini ilk kez yaşıyorum.” dedi. Yanımda, ayakta duruyordu. Yakasından tutup kendime çektim, bacaklarımın arasına… Yüksek bar taburesinde oturuyordum. Yüzümüz aynı hizadaydı bu şekilde… Etli köfte dudaklara bir öpücük kondurdum, bir daha… “Mmmm… Demek grup seks yaptın ha?” dedim. “Kesinlikle grubun diğer elemanları kadındır. Sen tek erkek olmalısın bu koca aletle…” Elimi araya uzatıp kotun fermuarını açtım yine, bu gece kaçıncı oluyordu bu fermuarı açışım bilmem ki… Aletini tutup sıktım. İnledi. “Yoo…” dedi. “Kadın erkek fark etmiyor. Önemli olan zevk alabilmek… Kim kimi tutarsa… Ama dediğin gibi, grupların içinde en çok çalışan benim alet oluyor…” Evimin içinde, kocamın yanında daha rahat hareket edebilirdim artık. Kotun düğmesini açıp kalkık aletin engel olduğu pantolonu zorlukla aşağıya sıyırdım. Külot yoktu altında… Bileğim kalınlığındaki alet yarı sert dışarıya çıktı. Görünce ürperdim, tüylerim diken diken oldu. Bedeni bana fazla yanaşmadığı halde kapkara aletinin başı kasıklarıma değiyordu. Bir yandan bu koca şeyin beni sikmesini istiyordum, diğer yandan da korkuyordum. Nasıl alacaktım içime bu koca siki… Başarabilecek miydim acaba? Canımı yakar mıydı bu koca oğlan? Nefis bir testesteron kokusu yayıldı ortama… Burun deliklerim hazla titredi, ürperdim. Titrek ellerle kot kumaştan gömleğinin düğmelerini açtım sabırsızca… Çıkarıp attım. Sırım gibi kaslı bir sporcu vücudu, abanoz siyahı parlayan bir teni vardı adamın… Kot pantolon ayağındaki botların üzerine düşmüş, çıplak vaziyetteydi bacaklarımın arasında… Tom hala kararsız, bir bana baktı. Bir kocama… Kocam başıyla cesaret vermek istercesine başlamasını işaret etti. Sanırım iki erkek de benim gibi sabırsızlanıyordu. Adamın boynuna sarıldım, dudaklarına yumulurken, “Ohhh… Tom… Fuck me Tom…” diye inledim. Sikinin başı külotsuz amıma değdi. “Fuck me…” Tom saçlarımdan tutup üzerime eğildi, dudaklarıma… Etli dudaklarıyla benim dudaklarımı örttü. Ağzının içinde dudaklarımı yalıyor, dişleriyle ısırıyor, aralayıp dilini içeriye sokmaya çalışıyordu. Başım dönmeye başladı. Vahşice birbirimize saldırıyorduk. O beni ısırırken, ben de ağzımı açıp onun dudaklarını yalamaya, ısırmaya çalışıyordum. Dillerimiz savaş yapıyordu birbiriyle… Ellerini aramıza sokup incecik ipek gömleğimin üstünden memelerimi avuçladı. Ağzının içinde zevkle inledim. Transparan gömlek kumaşı öylesine inceydi ki kürek gibi ellerinin kapladığı memelerimin her santiminde yakan sıcaklığı hissedebiliyordum. Hala bar taburesinin üstündeydim. Tom bir yandan koca dudaklarıyla beni nefessiz bırakırken, bir yandan da memelerimle uğraşıyordu.
Bu arada bacak arama, kasıklarıma, kadınlığıma baskı yapıp duran azmanı da ayrı delirtiyordu beni… Sonunda olan benim pahalı ipek gömleğime oldu. İki eliyle iki yakasından tuttuğu gibi cart diye yırtarak çıkardı üstümden… Önümde, bacaklarımın arasında durmuş, elleri file çoraplı bacaklarımda, açığa çıkan dipdiri göğüslerime bakıyordu hayran hayran… Önündeki azman kara siki havaya kalkmış, kara yılan gibi bakınıyordu sahibiyle beraber… “Ohhh… Deli…” diye inledim. “Söyleseydin… Ben çıkarırdım senin için…” “Böyle daha zevkli…” dedi ve memelerime yumuldu. O bir dudağı yerde, bir dudağı gökte denen cinsten kalın dudaklar önce sağ mememi kavradı, biraz vantuzlayıp sol meme ucumu kaptı. Zevkten deliriyordum. Başımı sallayıp saçlarımı sağa sola savurturken kocamı gördüm yanımda… Parlayan gözlerle bizi izliyordu, yanımıza gelmişti. Yanı başımda, azman genç irisi zencinin beni, karısını nasıl parçaladığını, nasıl zevkten kıvrandırdığını izliyordu. Gözleri pırıl pırıldı. “Ohhh… Keriimm… Bakma kocacım… Utanıyorumm…” diyebildim iki inlememin arasında… “Sen dün gece kızı nasıl siktiğimi izlerken utanmıyordun ama aşkım…” dedi heyecanla… “Elin apış aranda, mastürbasyon yapıyordun bize bakarken…” “Ama bu başka kocacım… Seni o kadınla sevişirken izlemek başka, senin yanında yabancı erkekle sevişmek başka…” “Ama itiraf et aşkım, değişik bir zevk değil mi?” “Ohhh… Evet aşkım, çok zevkliymiş. Ohhhh… Öyle bir bakışın var ki bize… Senin bizi izlemen zevkimi ikiye katlıyor…” Kocam da fermuarını açmış, sertleşen aletini dışarı çıkarmıştı, rahatlatmaya çalışır gibi başını ovalıyordu. Haklıydı kocam… Başka bir kadınla yatağımızda sikişmesini izleyip mastürbasyon yapmıştım düpedüz… Şimdi de aynı şeyi kocam yapıyordu. Bardan bulduğum zencinin beni sikişini izlerken bizi izliyor, alenen otuzbir çekiyordu çekinmeden, utanmadan, karısını kıskanmadan… Bu arada Tom yeteri kadar göğüslerimle ilgilenmiş olmalı, bıraktı. Eteğimin kopçasını tutup ikiye ayırdı bu kez… Etek diye giydiğim bir karış bez parçasını savurup attı. Üstümde sadece jartiyer ve file çoraplarımla iskarpinlerim kalmıştı giysi olarak… Biraz geri çekilip oturduğum bar taburesini döndürdü. Şimdi kocama doğru yönelmiştim. Tom arkamda kalmıştı. Omuzlarımdan tutup belden yukarımı aşağıya çekti. Popom taburenin üzerinde belden yukarım yatay vaziyetteydim. Tom’un kara canavarı başımın üstünde sallanıyordu şimdi. “Oh baby…” diye inledi. “Yala onu… Islat iyice… İçine girerken canının yanmasını istemiyorum.” Kocama döndü sonra, “Sen de karının pusiyi yala adamım… İyice ıslansın. Karının amını bana hazırla… Aslında hazır ama, canı yanmasın, biraz daha ıslansın… Karını kolayca sikebileyim…” Kocam önce tereddüt geçirdi. Planlarında bu yoktu anlaşılan… Karısının sikilmesine yardım etmek… Bir başka erkeğin sikişine hazırlamak… Ne yapacağını şaşırmış vaziyette öylece bakıyordu. Bakışları benim istekle aralanmış bacaklarımın arasıyla Tom’un azmanı arasında gidip geliyordu. Ben sabırsızlandım, “Hadi aşkım… Yap şunun dediğini… Yala beni… Sikicime hazırla… Güzel siksin karını…” diye inledim. Kocam bacaklarımın arasına eğilirken ben de başımın üstündeki azmanı iki elimle kavramaya, yalamaya çalıştım. Dakikalar boyu amım yalanırken zencinin sikini yaladım, yaladım… Sularım şelale gibi akıyordu bacaklarımdan… Öylesine zevk alıyordum ki… Tom birkaç kere ağzımın içine sokmaya çalıştı sikini, nefes boruma baskı yapıp öğürmeye başlayınca bırakmak zorunda kaldı. Belim ikiye ayrılacaktı sanki… Memelerimi avuçlayan ellerinden, güçlü kollarından destek alıyor, bar taburesinin üstünde, yatay vaziyette dengede durmak için çaba sarfediyordum. Kocam amımı yaladıkça dilinin verdiği zevkten kıvranmamaya, tabureden düşmemeye çalışıyordum bir yandan da… Sonunda bir anda tutup kaldırdı beni, kendine çevirdi. Kocam boş bulunmuş, yere savrulmuştu bacaklarımın çarpmasıyla… Kalkmaya çalışıyordu. Bense perişan vaziyette, saçım başım dağılmış, başıma gelecek şeyi bekliyordum çaresizce ve istekle… Tom azmanın belinden tutup bana doğru salladı, “Gul…” dedi o kırık, şirin Türkçesiyle ü yerine u kullanarak… “Şimdi bunu sana sokucam
güzelim… Sakın kendini kasma, rahat bırak… İnan bana, vajinanın kasları elastik**ir, eninde sonunda alırsın bunu… Alamam diyen çok kadın biraz uğraşmayla alabildi penisimi…” Cevap vermedim. Heyecandan nefessiz kalmıştım. Bekliyordum. Kocamın sesini duydum, “Hey dostum…” diyordu sikicime… Soyunmuş, çıplak kalmıştı, orta boy siki kalkmış, Tom’un azman sikinin yanında daha da minicik görünüyordu. Eliyle sikini işaret ederek Tom’a gösterdi, “Karım evlendiğimizden beri bunu alıyor içine… Buna alışkın… Gördüğün gibi ufak kalıyor seninkinin yanında… Senden ricam, acele etme, karımın canını yakma… Alıştıra alıştıra sik… Alıştıktan sonra ne istersen yapabilirsin…” Tom ikimize de göz kırptı, “Merak etmeyin siz… Gencim ama çok deneyimliyim. Elimden çok kadın geçti. Bana güvenin…” diyerek işe koyuldu. Bacaklarımı araladı, sikinin başını kadınlığımın dudaklarına dayadı. İki organ da sırılsıklam ıslaktı. Zorlamaya başladı. Dudaklarımı ısırıyordum. Gerçekten zorlanıyordum. Öyle böyle değil… Boynuna sarıldım, inlemeler arasında, “Olmuyor… Olmuyor…” diyebildim. “Yatağa götür beni… Burada olmuyor…” Bez bebek gibi tutup kaldırdı beni… Kollarının arasında, boynuna sarılmış, yatak odasını işaret ettim, oraya yöneldi. Odaya girip yatağın üzerine bıraktı. Kocam gidip meşhur kırmızı spotlarını yaktı. Tavandaki aynada kendimi görebiliyordum. Bembeyaz saten örtülerin üstünde yatan çırılçıplak bir kadın… Heyecanla sikilmeyi bekleyen… Tom bekletmeden geldi, bacaklarımı araladı, tekrar sikini dayayıp zorlamaya başladı. Sonunda başı girdi. Amımın dudakları gerilmişti iyice… Sulu olması, kaygan olması pek fayda etmiyordu, zencinin kalın aletinin girmesini pek kolaylaştırmıyordu. Leğen kemiklerimin çatırdadığını, ikiye ayrıldığını hissediyordum. Bacaklarımı açabildiğim kadar açmaya çalıştım. Tom da iki dizimden tutmuş, aynı şeyi yapmaya çalışıyordu. “Başı girdi canım…” dedi. “Merak etme, gerisi de girer şimdi…” Kocam yanıma uzanmış, dudaklarımı öpüyor, beni sakinleştiriyordu guya… Bense çırpınıyordum zencinin sikinin altında… Tom iyice bastırdı, bastırdı… Azmanı santim santim amıma gömülmeye başladı. Feryat figan, çaresizce kocama, kara oğlana yalvarıyordum, “Ahhh… Yeterrr… Yırtılıyorum sanki… Yeter Toommm…Ooohhh… Kocacımm… Yırtıyor beni… Siki kocaman… Ahhh… Bu… Bu şey… Çok kalın… Canım yanıyor… Aaahhh….” Bu arada koca yaraklı zenci, topuklarımdan tutup ikiye ayırdığı file çoraplı bacaklarımın arasında, bir yandan beni sikiyor, bir yandan ilgiyle konuşmalarımızı izliyordu. Çoğunu anlamadığından emindim, fakat konuyu üç aşağı beş yukarı tahmin ettiğini biliyordum. Kocamın ufaktan başlasaydın ya demesi komiğime gitti. Gözlerimden yaşlar akarken kahkaha atmaya başladım. Gülüyordum. Birbirine zıt duygular çarpışıyordu içimde… Zevk… Acı… “Hadi…” diye haykırdım oğlana… “Hadi Tom… Sik artık… Göm şunu… Ne yapacaksan yap… Bitsin artık… Ahhh… Dayanamıyorum… Gömmm…” İsterik bir vaziyetteydim. Ne yaptığımı bilmiyordum koca yarağın altında… İngilizce Türkçe karıştırıyordum ama ne dediğimi, ne istediğimi anlayan Tom sonunda dibine kadar soktu aletini, içime gömdü. Doğrulup istemsizce boynuna sarıldım. Gözlerim kaymış olmalıydı, bir şey görmüyordum. İçime kalın bir cop girmiş gibiydi. Bacaklarımın arasını doldurmuştu alet… Öyle bir dolgunluk hissi vardı ki… Anlatılamaz… Zevk, şehvet dalgaları yükseliyordu içimde, her yanımı kaplıyordu. Tir tir titriyordum, zencinin siki balta gibi içimdeydi. Kocam yanı başımda nefesini koyuverdi, “Üfff… İnanılmaz Gül… Harika… Gözlerin döndü bir ara, bayılacaksın diye korktum ama iyi dayandın karıcım. Oh benim güzel karım… Ne güzel de aldın koca zenciyi… Aferin sana karıcım…” Sonra Tom gidip gelmeye başladı. İçimi yarıyordu koca yarak… Buldozer gibi saldırıyor, ikiye ayırıyordu vücudumu… Çırpınıyordum altında… Bağırıyordum. Tırnaklarımı kalçalarına, sırtına geçiriyor, yırtmaya çalışıyordum. Müthiş bir fırtına… Sürekli boşalmaya başlamıştım. İçimden sular çağıldıyordu sanki… Kalın yarak daha rahat gidip gelmeye başlamıştı böylece… Vajinam alıştığından mı, zevk sularımın içimi kayganlaştırmasından mı bilmiyorum, rahatlamıştım bir
parça… Defalarca boşaldım altında… Durmaksızın… Sürekli… Aygırım üstümde durmak dinlenmek nedir bilmeden gidip geliyordu. Abanoz siyahı vücudu terle kaplanmıştı. Harika görünüyordu. Sadece o, onun koca azmanı, benim vajinamdan ibaretti dünya… Her şeyi, kocamı unutmuş, kendimden geçmiştim. Kukla gibi sallanıyordum altında… Her bastırdığında copu içime gömülüyor, beni yatağa çiviliyor, geri çekildiğindeyse eldiven gibi saran amımı da dışarıya çekiyordu. Hıçkırıyordum artık… Omuzlarını ısırırken, “Yeter… Yeter… Boşal artık Tom… Dayanamıyorum… Bitirdin beni… Delirttin zevkten… Yeteerrr… Oooohhhhh…” diye feryat ediyordum. Sonunda bir anda çıktı amımdan… Boşlukta düşüyor gibi oldum bir anda… Üstüme geldi. Eliyle sikini sıvazlarken böğürerek spermlerini fışkırtmaya başladı. Karnıma, memelerime, yüzüme… Fıskiye gibi boşaltıyordu. Her yerim bembeyaz döllerle kaplanmış gibiydi. Sırık gibi yatakta yanıma devrildi sonra… Göğsü inip kalkıyordu. Ben de ondan farksızdım. Hala kasılıp duruyor, titriyordum. Kocam yanımda uzanmış, sakinleştirmek için okşuyordu beni… Okşarken Tom’un spermlerini de tüm vücuduma yaymış oluyordu böylece… Halsizce elini tuttum. Spermli eli kırmızı ışıkta parlıyordu. Parmaklarını ağzıma sokup spermlerin tadına baktım. Bitmiştim. Kendime gelmem bir yarım saati buldu belki… Tom’un spermleri üzerimde kurumuştu. Kendimi kirlenmiş, sikilmiş, bitmiş hissediyordum. Zorlukla kalktım yataktan… Tay tay yürüyen bebekler gibi apışa apışa, zorla yürüyüp banyoya girdim. Duşun altında duvara ellerimle dayanmak zorunda kaldım ılık su tepemden aşağı boşalırken… Kocam da yanıma geldi, çırılçıplaktı o da, sımsıkı sarıldım. Duşun altında beraber yıkandık. Kollarının arasına alıp yatağa taşıdı tekrar… Yatakta uzanmış yatan sikicimin yanına uzattı örselenmiş bedenimi… Ayakta durup bize baktı, “Size iyi geceler çocuklar…” dedi. “Sizi izlerken iki posta boşaldım ben de… Gidip uyumak istiyorum.” Elimi tuttu, “Keyfine bak karıcım… Artık şu koca şeye alıştı amcığın… Rahat rahat sevişebilirsin şimdi… Tadını çıkar sabaha kadar… Yarın görüşürüz…” Elini tutup dudaklarıma götürdüm. Bana bu zevkleri yaşatan anlayışlı kocamın elini minnetle öptüm. Konuşmaya bile halim yoktu. Kendimi öyle yorgun hissediyordum. Fakat daha kocam kapıdan çıkmadan, bacaklarımın arasına gömülen Tom’un dilini klitorisimde hissedince yattığım yerde zıpladım. Köpek dili gibi koca diliyle boydan boya amımın dudaklarını yalıyor, pütür pütür dilinin ucuyla klitorisime dokundukça tüm sinirlerim uyarılıyordu. Anlaşılan o kadar da yorulmamışım diye düşündüm. Bacaklarımın arasındaki zencinin kıvırcık saçlarına parmaklarımı geçirip kendime çekerken mutlulukla gerindim. Gece yeni başlıyordu bizim için… Ertesi gün uyandığımda kocam vardı yanımda… Gecenin izlerini taşıyan buruşuk çarşafların arasında uzanmış, bana bakıyordu. Uyandığımı görünce eğilip dudaklarımı öptü. “Off… Ölü gibi uyumuşum. Saat kaç aşkım?” Elini memelerimde, karnımda gezdiriyor, okşuyordu. “Öğleden sonra oldu. Gece sabaha kadar sesleriniz, daha doğrusu senin çığlıkların dinmedi. Bütün gece seviştiniz. Sen uyuyup kaldın, sabah Tom’u uğurlamak da bana düştü.” Sarılıp kendime çektim, “Teşekkür etseydin benim için….” dedim öpücüklere boğarken… “Harika bir gece yaşattı bana…” “Telefon numarasını aldım canım… Anlaşılan karıcığımın pek hoşuna gitti koca yaraklı zenci, tekrar aramak isteyebilirsin diye düşündüm.” “Mmmm… Olabilir kocacım… Ama biraz geçsin aradan… Haşat etti beni… Amım götüm sızlıyor… Çok fena sikti karını…” “Sakın arkamdan verdim deme bana… Bana siktirmediğin güzel götünü zenciye mi siktirdin yoksa?” “Ne yapayım aşkım? Amım yanmaya başlamıştı, beni ikna etti. Yırtılır gibi oldu ilk girişinde ama sonunda kremlerle, kayganlaştırıcıyla halletti, alıştırdı beni…” “Orospu seni… O zaman domal bakayım. O götünün deliğinin tadına ben de bakayım. Önden girsem zevk almazsın şimdi, genişlemiştir ne de olsa…” “Peki canım… Peki aşkım… Bundan sonra sen ne istersen yaparım. Bir tanecik kocam benim…” Dediğini yapıp doğruldum, dizlerimin üstünde domaldım. Kocam heyecanla, ilk kez gerdeğe giriyormuş gibi, arkama
yanaştı. Sikinin başının sıcaklığını hissettim arkamda, isteklendim. “Biliyor musun, içinden sperm akıyor hala…” dedi deliğimi parmağıyla okşarken… Sonra da sikini çekip başını gömdü arkama… Köpek gibi deliğimi yalamaya başladı… “Olabilir kocacım…” dedim. Başımı yatağa koymuş, kalçalarımı havaya dikmiştim. Kirli çarşaftan Tom’un erkekliğinin, spermlerinin kokusunu alabiliyordum, hazla iç geçirdim. “Adam aygır gibiydi. Her seferinde bardak dolusu boşaldı içime… Daha iyi işte, rahat girersin deliğime… Karıcığının sikilmiş götünde sikin daha güzel kayar… Ohhh…. Ne yapıyorsun aşkım arkamda? Karını siken adamın spermlerini mi yalıyorsun?” “Evet canım… Dün geceki erkeğinin döllerini temizliyorum. Mmmm… Tadı değişikmiş bunların…” Doğruldu sonra… Kalçalarıma sağlı sollu iki şaplak attı okkalı tarafından… Aynı anda sikini gömdü arkama… “Ahhh…” diye çığlık attım… “Ah ya… Orospu karım benim… Elin zencisine kendini siktiren karım… Kocasına vermediği götünü koca yaraklı zenciye siktiren karım…Ben de ^^^^^^^ o götünü de gör sen…” “Ohhh… Terbiyesiz… Neler söylüyorsun öyle… Ahhh… Vurma…” Bir yandan gidip geliyor, bir yandan kalçalarıma vuruyordu hain… Elimi amıma atıp parmaklamaya başladım ben de… Kocam arkamdan sikerken, ben klitorisimi ufalıyordum parmaklarımın arasında… Dakikalarca sürdü bu… Tüm gece sikilmişliğime, yorgunluğuma rağmen yükselmeye başladım. Amımdan götümden zevk alıyordum ayrı ayrı… Ben kasılınca kocam hızlandı arkamda… Kasıkları kalçalarıma, taşakları amıma, parmaklarıma çarpıyordu. “Aaahhh… Çok güzel aşkımm… Devam et… Sik beni… Götümü sik… Oohhh… Köpek gibi sik beni… Harika… Canım kocam… Bir tanem… Sikin delirtiyor beni canım… Ooohhhh…” “Geliyorum aşkım… Ben de geliyorum… Aaahhh… Azgın karım benim… Fahişemm… Orospumm… Götünü siktiğimin karısı… En sonunda götünü de siktim işte… Ooohhhh…” Sonunda bitti. Kocamı bekledim biraz, biraz sonra o da boşalttı spermlerini arka deliğime… Serilip kaldık. Yatağın karşısındaki duvarı kaplayan aynaya baktım. Saçım başım dağılmıştı. Çırılçıplak, ölü gibiydim. Fakat doymuş, dingin, huzurluydum. Arkama geçen kocamın kollarında mutluydum. Kedi gibi kocamın kucağına sokuldum iyice çarşafı üstüme çekerken… İki kaşık gibi yapıştık birbirimize… Saçlarımı okşayan elini tutup öptüm, “Seni seviyorum…” dedim. O da boynuma bir öpücük kondurdu. Şefkatle, sevgiyle… “Ben de seni seviyorum bir tanem…”
267 notes · View notes
Text
Tumblr media
4K notes · View notes
Text
Güven ve gizlilik içerisinde olgun dolgun kadınlar ve evli çiftler guzel bir masaj sonrasi extra rahatlamak istersen beklerim 05437453624
Adım Emel, 26 yaşındayım ve yeni evliyim, henüz çocuğum yok. Evlenince kocamla aynı kamu kurumunda çalışmaya başladım. İşyerindeki kadınlar hep bizim birimin müdüründen bahsediyordu.
Bizim birimin müdürü Erdal bey 1.90 boylarında, iri yapılı ve yakışıklı birisidir. Adam evli ve iki çocuk babasıydı, ama anlatılanlara göre çok çapkın birisiymiş. Tabii (Bizi sikti!) diye anlatmıyorlardı, ama,
“Müdür çok hovarda!” , Adam seks hastası!“ falan diyorlardı. Bu da benim çok ilgimi çekiyordu, çünkü kocam sekste tam bir hayal kırıklığı idi, her seferinde ben daha orgazm olmadan boşalıyordu.
Kurumun dışarı görevi olduğunda kocam aynı zamanda Erdal beyin şoförlüğünü de yapıyordu. Kocamın anlattığına göre, bir keresinde Erdal bey ve bayan şefimiz Gülsüm hanımla birlikte dışarı görevine çıkmışlar. Onlar arabanın arka koltuğuna oturmuşlar.
Piknik alanı yakınından geçerlerken Erdal bey kocamdan arabayı ıssız bir yere park etmesini ve dışarıda yarım saat dolaşıp gelmesini istemiş. Kocam park edip arabadan inmiş. Oradan biraz uzaklaşıp çalılıkların arkasına saklanmış ve Erdal beyin Gülsüm hanımı arabanın içinde siktiğine bizzat şahit olmuş. Kocam,
“Bizim müdürde nasıl bir yarak varsa artık, Gülsüm hanım yerken öküz gibi bağırıyordu!” deyince, ben Erdal beyin yarağını iyiden iyiye merak eder olmuştum.
Kiradan kurtulup krediyle satın aldığımız yeni evimize taşınınca, Erdal bey, karısı ve çocukları ile birlikte hayırlı olsun ziyaretine geldiler. Akşamdan gece yarısına kadar uzun uzun sohbet ettik. Daha sonra ailece birbirimize gidip gelmeye başladık.
Erdal beyin bana çapkın bakışları resmen içimi eritiyordu. Kocamın altına yattığımda bile Erdal beyin beni siktiğini hayal ediyordum. Hemen hemen her iki üç günde bir ya onların evinde, ya bizim evde buluşup okey oynuyorduk.
İlk kez okey oynadığımızda kim kimle ortak olacak diye taş çekmiştik, Erdal beyle ben, karısıyla da kocam ortak oldu. Ondan sonra her okey oynayışımızda aynı düzende devam ettik.
Erdal beyin bana ilk teması, karşılıklı okey oynarken masanın altından ayaklarıma ayağı ile dokunması ile başladı. Ben ses çıkarmayınca ayağı ile yavaş yavaş bacaklarımı okşar oldu. Hem çok heyecanlanıyordum, hem de karısı veya kocam durumu anlayacak diye korkuyordum.
Bir akşam yine okey oynarken ilk parti bitmiş, ben çayları tazelemek için mutfağa gitmiştim. Erdal bey de lavaboya gitme bahanesi ile mutfağa geldi. Bana arkadan sarıldı, önünü arkama dayadı. O gün üzerimde etek vardı, eteğimi kaldırıp amımı okşarken boynuma öpücükler konduruyordu. Heyecandan ve korkudan ölebilirdim.
“Erdal yapma, bir gören olacak!” diyordum, ama o durmuyor amımı okşamaya devam ediyordu. Külotumun ıslandığını fark edince,
“Birlikte evden çıkalım mı?” dedi.
“Nasıl olacak?” dedim.
“Ben ayarlarım merak etme!” deyip mutfaktan çıktı. Ben de çayları alarak salona gittim. Erdal,
“Bedavaya oyun oynuyoruz, hadi tatlı ve dondurmasına oynayalım. Yenilen hemen alsın gelsin. Var mısınız?” dedi. Kocam hemen,
“Olur, ben varım!” dedi. Erdal'ın karısı da,
“Tamam!” deyince başladık oynamaya. Sonuçta Erdal'ın gayretiyle biz bilerek yenildik. Kocam dalga geçerek,
“Hadi dondurmayı ve tatlıyı alın gelin!” diye ısrar etmeye başladı. Zavallı kocam farkında olmadan benim sikilmem için uğraşıyordu. Erdal tam profesyonel hovardaydı,
“Yaa şimdi kim gidecek…” falan diyor, kocam ise,
“Yenildiniz işte, gidin alın!” diye ısrar ediyordu. Erdal sonunda,
“Tamam, hadi gidip alalım Emel, değilse bunların dilinden kurtulamayacağız!” dedi. Erdal ile birlikte evden çıkıp arabasına bindik. Evimize yakın bir ağaçlık bir alan vardı, oraya çekip park etti arabayı..
Telefonla tanıdığı bir pastaneyi aradı, dondurma ve tatlı siparişlerini verdi, paket yapmalarını, hazır olunca mesaj atmalarını söyledi. Telefonu kapatır kapatmaz dudaklarıma yumuldu. Deli gibi öpüşürken bir eliyle amımı, diğer eliyle de memelerimi okşuyordu.
“Fazla vaktimiz yok!” dedi ve arka koltuğa geçtik. Zaten üzerimde bir tişört altımda da etek vardı. Eteği yukarı topladı, külotumu çıkardı, sütyenimi de aşağı alarak memelerimi ortaya çıkardı. Memelerimi somuruyor, amıma da parmaklarını sokuyordu.
Sonra beni koltuğa uzatarak bir bacağımı ön koltuğun başlığına koydu, diğer bacağımı da arka koltuğun üstüne koydu ve amımı yalamaya başladı. Bu beni daha da azdırmıştı,
“Hadi sik artık!” diye inliyordum.
Sonra kemerini çözdü, pantolonunu indirip bacak arama yanaştı. Sırtüstü yattığım için o çok merak ettiğim yarağını görememiştim, ama yarağının başını amıma dayadığında büyük olduğunu anladım. Vazgeçmek için artık çok geçti.
Yarağının başını soktuğunda amım yarıldı sandım, gözlerim karardı, soluğum kesildi. Yarağını amıma bastırdıkça ben iki elimle Erdal'ı üzerimden ittirmeye çalışıyordum, ama nafile.
“Lütfen Erdal, yavaş!” dediğimde,
“İşyerinde sikmediğim kadın kalmadı, bu yarağı yiyen vazgeçemiyor, şimdi keyfini çıkar!” deyip köklediği gibi sikmeye başladı. Bas bas bağırıyordum, ama Erdal durmuyor, aksine sert sert pompalıyor, taşakları götüme çarpıyordu.
“Seni ilk gördüğümde azdırdın beni orospu. Pısırık kocan senin hakkını veremiyordur, seni yarağa doyuracağım, benim orospum olacaksın, fahişem olacaksın artık!” diyordu sikerken…
Pastaneden paketin hazır olduğuna dair mesaj gelene kadar sikti. Sonra amıma öyle bir boşaldı ki anlatamam. O boşalırken ben de orgazm oldum. Dudaklarıma yapıştı, dudaklarımı somura somura öperken, yarağı içimde bir müddet öylece kaldık.
Sonra yarağını amımdan çıkarıp doğruldu. Ben de doğrulup yarağına baktım. Böyle yarağı ancak porno filmlerde görmüştüm. Yarağını tuttum, yarı sertti, ama hala kocamandı. Erdal,
“Kedinin ciğere baktığı gibi bakma, yala hadi!” deyince eğilip ağzıma aldım, iyice somurup temizledim. Sonra külotumu giydim ve toparlandık. Acele ederek pastaneden paketi alıp eve döndük.
Evde tatlıyı ve dondurmayı yedik. Gece yarısı olmuştu, Erdal ve karısını uğurladıktan sonra ortalığı toparlayıp kocamla yatağa girdik. Bedava tatlı ve dondurmadan dolayı kocamın keyfi yerindeydi. Siki de kalkmıştı ve sikişmek istiyordu.
Aslında hiç sikişecek halde değildim, hem amımda halen Erdal'ın dölleri vardı ve kocam amıma girdiğinde bunu anlayabilirdi. Bazen ısrarlarına dayanamayıp kocama götten de veriyordum.
“Bu gece götten istiyorum aşkım!” deyip arkamı döndüm. Kocamın canına minnet, normalde kendisi yalvarır beni götten sikmek için. Hemen soktu sikini götüme ve sikmeye başladı. Her zamanki gibi de çok çabuk boşaldı. O gece amımı Erdal, götümü de kocam döllemişti.
Ertesi gün işyerinde dosyaları imzalatmak için Erdal'ın odasına girdim. Dosyaları masasına koyduğumda, Erdal,
“Emel dün gece harikaydı, sana doyamadım!” dedi.
“Ben de sana doymadım, ama dikkat etmemiz lazım, kocam durumu anlamasın!” dedim. Erdal,
“Tamam, dikkatli oluruz! Seni şu an çok arzuluyorum, istersen ortam yaratıp sevişelim mi?” dedi.
“Nasıl olacak?”
“Sen kocana git, izin aldığını ve çarşıya gideceğini söyleyip çık. Ben de çıkacağım, bir tanıdığımın garsoniyer evi var, bende de anahtarı var, oraya gideriz!” dedi.
“Tamam!” dedim ve odasından ayrıldım. Kocamın yanına varıp, “Aşkım, ben müdür beyden izin aldım, alışverişe çıkacağım!” dedim ve çıktım. Yürüyerek işyerinden biraz uzaklaştım, Erdal arabası ile geldi ve beni aldı. Sonra dediği garsoniyere gittik. Burası büyük bir site içerisinde 5. katta bir daireydi.
Anahtarla kapıyı açıp içeri girdiğimizde bir odadan sesler geliyordu. Biraz sessiz kalıp dinledik. Birileri yan odada sikişiyordu, ahh, ohh diye sesler geliyordu. Kime ait olduğunu bilmediğim ve içeride kimin kiminle sikiştiğini bilmediğim bir evdeydim. Biraz tedirgin olmuştum,
“Korkuyorum Erdal, hadi gidelim!” dedim.
“Korkulacak bir şey yok aşkım, burası bir garsoniyer, arkadaş kadın atmıştır eve, hadi biz de şu odaya girelim!” dedi ve girdik, kapıyı kapadık. Yatağın büyüklüğü dikkatimi çekti, benim yatak odamdaki yataktan daha büyüktü.
Erdal dudaklarıma yumuldu, dudaklarımı somuruyordu. Bense halen tedirgindim. Ama Erdal'ın ateşli öpüşmesine daha fazla kayıtsız kalamadım ve karşılık vermeye başladım.
Erdal beni hem öpüyor hem de soymaya çalışıyordu. Pantolonumu, bluzumu, sütyenimi ve külotumu bir çırpıda çıkardı. Ayakta beni resmen yiyordu. Memelerimi somuruyor, ufak ufak dişliyor, elleri de boş durmuyor, amımı götümü okşuyor, parmaklıyordu.
Ben de onun kemerini çözüp pantolonunu ayaklarına indirdim. Boxerin içine elimi sokup yarağını avuçladım, taş gibi sertti. Boxeri aşağı indirince yarağı bir yay gibi göbeğine çarptı. Beklemeden ağzıma aldım. Yarağının başını dondurma yalar gibi yalıyor ve Erdal'ı çıldırtıyordum.
Erdal daha fazla dayanamadı, beni kucakladığı gibi yatağa yatırdı. Kendi üzerinde ne varsa soyundu ve beni yatağın kenarına çekti. Bacaklarımı tutarak yana doğru açtı, amım tabak gibi ortaya çıktı. Bacağımın birisini omzuna aldı, diğer bacağımı da eli ile ayırmaya devam etti. Bir eli ile yarağını amıma yerleştirdi.
Yarağın başı amıma girerken yine zorlandım. Yarak amıma kaymaya devam ederken amım iyice gerildi. Acı ile zevk arası bir duygu içerisindeyim, derin derin nefes alıyor, kendimi kasmamaya çalışıyordum. Erdal bir anda sert bir şekilde kökleyince,
“Ahhh!” diye bağırdım, amım yırtıldı sandım. Erdal sert sert sokup çıkarıp aniden köklüyor, bense bas bas bağırıyordum. Erdal durmadan yorulmadan köklerken,
“Yavaş lütfen, yırtıldım, amımı parçaladın!” diye söyleniyordum.
“Dün gece arabada dar alanda sağlam sikemedim seni, şimdi affetmem, bu açılmamış amcığı yarağa doyuracağım orospum!” diyerek dudaklarıma yapıştı.
Hem dudaklarımı somuruyor, hem de seri şekilde yarağını amıma köklüyordu. Ben diğer odadakileri falan unutmuştum, bas bas bağırıyor, orgazm üstüne orgazm olurken de zevkle inliyordum. Böyle bir zevk tatmamıştım daha önce…
Yarım saat beni inlete inlete siktikten sonra Erdal bir anda hızlandı ve amımdan bir anda eliyle yarağını tutup ağzıma yaklaştırdı. Ağzıma yarağının başını almamla böğüre böğüre boşalmaya başladı.
Ben döllerini yutmaya çalışıyordum, ama öyle yoğun boşalıyordu ki, ağzımın kenarından dölleri taşıyordu. O esnada odamızın kapısı açıldı, tanımadığım çırılçıplak bir adam,
“Oooo, Erdal şampanyayı patlatmış Emel'e içiriyor!” dedi. Ben telaşla Erdal'ın yarağını ağzımdan çıkarıp nevresimi üzerime çektim. Benim şaşkınlığım geçmeden, benimle aynı yerde çalışan Esma da çırılçıplak odaya girdi.
Sonradan öğrendim, az önce Esma'nın yan odada sikiştiği adam da diğer şubenin müdürü Cevat imiş. Ben Erdal'la sikiştiğimi kimse bilmesin derken onlara suç üstü yakalanmıştım.
Esma da evli ve çocuklu bir kadındı. Erdal'ın hovarda olduğunu bana anlatan kadınlardan biriydi ve üstelik işyerinde kocamın yan masasında oturuyordu.
Ben telaştan ne yapacağımı bilmezken, Erdal hiç istifini bozmadan yarağını sallayarak,
“Esma, özledin mi bunu?” dedi. Esma da,
“O yarak özlenmez mi müdürüm, tabii özledim!” diyerek geldi ve Erdal'ın yarağını tutup ağzına aldı, başladı yalamaya. Bense nevresimi boğazıma kadar çekmiş olanları izliyordum ve utanç içerisindeydim.
Esma Erdal'ın yarağını yalarken Cevat da benim yanıma geldi. Ne yapacağımı şaşırmıştım ve bir şey de diyemiyordum. Cevat baş ucuma dikilerek nevresimi üzerimden çekti ve amımı okşamaya başladı. Amımı okşarken de eğilip memelerimi somurmaya başladı.
Anlaşılan farkında olmadan ortama düşmüştüm. Olayın akışına kendimi bırakmaktan başka yapacak bir şeyim yoktu. Cevat bir süre amımı okşayıp memelerimi emdikten sonra doğrulup yarağını ağzıma uzattı.
Erdal'ın yarağının yarısı kadar bir şeydi. Aldım ağzıma ve yalamaya başladım. Yalarken de bir yandan da Erdal ile Esma'ya bakıyordum. Erdal Esma'yı domaltıp inlete inlete sikmeye başlamıştı bile. Adam yorulmak nedir bilmiyordu, sanki biraz önce beni hayvanca siken kendisi değilmiş gibi hala enerji doluydu.
Bir müddet sonra Esma böğürerek kendini öne attı, sanki elektrik çarpmış gibi titreyerek yatağa yüz üstü yattı kaldı. Esma orgazm olmuştu, ama Erdal daha boşalmamıştı, yarağı halen kazık gibi duruyordu.
Yarağını sıvazlayarak benim yanıma uzandı. Beni üstüne çekti ve yarağının üstüne oturttu. Alttan amıma yarağını soktu ve sert sert köklemeye başladı.
Cevat arkama geçip Esma'dan yağ şişesini getirmesini isteyince götüme gireceğini anladım. Gerçi yarağı büyük değildi ve kocamdan alışıktım, fakat amımda kazık gibi bir yarak varken, bir yarak da götüme alamazdım.
“Yapma lütfen, alamam!” dedim. Cevat pişkince,
“Alırsın yavrum, alamam diyen nicelerini siktik, şimdi kendileri istiyor!” dedi.
Esma yağ şişesini getirmiş, parmakları ile göt deliğime sürmeye başlamıştı. Parmağını deliğime sokup yağı iyice göt deliğime yedirerek sürdü. Sonra Cevat'ın yarrağına da sürdü.
Cevat yarağını götüme yanaştırınca Erdal da amıma pompalamayı durdurdu. Cevat yarağını götüme soktuğunda acayip canım yanmıştı, amım götüm aynı anda yırtıldı sandım. Ben bağırınca Erdal dudaklarıma dudaklarını yapıştırdı ve başladı somurmaya.
Az sonra sikmeye başladılar. Acı ile karışık zevkten beynim uyuştu. Amımda kocaman yarak, götümde de başka bir yarak, biri giriyor biri çıkıyordu. Olamazdı böyle zevk. Esma da memelerimi okşamaya başladı, o anda nasıl bir zevk dalgasına kapıldım anlatamam.
Kaç dakika siktiler bilmiyorum. Bir süre sonra Cevat,
“Ben geliyorum ortak!” diyerek götümün içine boşaldı. Yarağını götümden çıkarınca Erdal da bir anda hızlandı ve amıma boşalmaya başladı. Erdal'ın da boşalması bitince yarağın üzerinden kalkıp yatağa yan devrildim. Amımdan götümden döller akıyordu.
Biraz acısa da harika bir sikiş olmuştu. Ama sorun bundan sonra ne olacağı idi. Ben Erdal ile sikişmemizin sır kalması için uğraşırken, bu sırrı Esma ve Cevat da öğrenmiş oldu, üstelik hepimiz aynı kurumda çalışıyorduk.
Tek tesellim herkesin evli ve çocuklarının olması idi. Benim henüz çocuğum yoktu, ama yeni evli bir kadın olarak çok kısa sürede kocamı aldatmış, ayrıca grup seks bile yapmıştım, kendime inanamıyordum. Ben bunları düşünürken hepimiz yatakta uzanıp kaldık.
Biraz dinlendikten sonra Erdal Esma'ya,
“Yarağımı kaldır bakalım!” dedi. Esma da hemen yarağını yalamaya başladı. Cevat,
“Benden bu kadar ortak, ben izleyeceğim!” deyip yataktan kalktı, gitti kendine bir içki doldurup geldi. İşyerindeki kadınların abarttıklarını düşünmüştüm, Ama Erdal'da ayrı bir cinsel gücün olduğunu bugün kendim öğrenmiştim, Erdal sekse doymuyordu.
Hemen yarağı sertleşmiş ve Esma'nın ağzına sığmaz olmuştu. Erdal Esma'yı sikecek sanıp onları izlerken, Erdal Esma'nın ağzından yarağını çıkarttı. Beni ters çevirip domalttı ve yarağını amıma yanaştırdı.
Amımda halen önceki boşalmanın dölleri duruyordu. Birden kökledi ve sert sert sikmeye başladı. Bu pozisyonda Erdal'ın yarağı amımın en dibine kadar değiyor, sanki vücudumu elektrik çarpıyor gibi hissediyordum. Her köklediğinde resmen amımın dibi esniyordu.
Ben inleye inleye sikilmenin zevkini yaşarken Erdal parmağı ile de götümle oynuyor, parmağını götüme sokuyordu. Götüm, Cevat sikerken yağlandığı için tam kıvamında idi. Erdal yarağını amımdan çıkartıp birden götüme soktu. Neye uğradığımı şaşırıp acıdan dolayı kendimi kasmış ve böğürmeye başlamıştım.
Esma yattığı yerden bizi izliyordu. Erdal,
“Esma, ilgilensene misafirimizle!” dedi. Esma memelerimin altına doğru kaydı ve memelerimi somurmaya başladı. Erdal yarağı götümde kımıldamadan bekliyordu. Esma'nın memelerimi emmesinin verdiği farklı bir hazla ben kendimi kasmayı bırakınca, Erdal birden pompalamaya başladı. Fakat ben acıdan bayılmak üzereydim,
“Erdal hareket etme ne olur!” diyebildim. Erdal,
“Tamam, kımıldamıyorum!” dedi.
O esnada Esma meme uçlarımı öyle bir somuruyordu ki, ara sıra dudakları arasında sıkıştırıyor, asılıp asılıp bırakıyordu. Bir müddet götümde hareketsiz bekleyen Erdal yavaş yavaş pompalamaya başladı.
Esma altımda memelerimi somururken bir eliyle de amımı okşuyordu. Bütün vücudumu acının yerine değişik bir zevk dalgası sarmaya başladı. Ben domalmış halde Erdal'ın yarağını götümden yerken Esma bu sefer kafasını bacak arama sokup amımı yalamaya başladı.
Olamazdı böyle bir zevk, Esma amımı yalayarak beni resmen böğürte böğürte orgazm etmişti. Esma amımı yalamayı bırakıp bacak aramdan çekilince Erdal götümde daha da hızlandı. Az sonra da yarağını götümden çıkarıp Esma'nın memelerine boşaldı… Biraz dinlendik. Erdal saate bakıp,
“Mesai bitmek üzere, kızlar hadi duşunuzu alın da gidelim!” dedi. Esma elimden tutup beni banyoya götürdü. Birlikte duş alırken Esma,
“Ben sana işte bunu anlatmak istedim, Erdal'ın yarağını yiyen doymuyor. Adam tam bir seks makinası. Şubede sikmediği kadın yok. Sen de az orospu değilmişsin, daha yeni evlisin, Erdal'ı ne zaman baştan çıkardın da altına yattın, pes doğrusu. Ama sen tazesin, epey sikerler seni. Ayrıca başka bir kurumda müdür Ersin bey var. Üçüne ait bu garsoniyer, burada beni üçü birlikte çok siktiler. Şuan o izinde, izinden dönünce mutlaka seni de üçü birden sikeceklerdir!” dedi.
Biz duş alıp bunları konuşurken Erdal geldi banyoya, çoktan giyinmişti. Bana,
“Hadi hayatım, gidelim biz, kocan merak eder!” dedi. Hemen kurulanıp giyindim. Ayrıldık oradan ve arabaya bindik. Yolda,
“Neden beni Cevat'la paylaştın, bu ortama soktun?” diye sordum.
“İstemeseydin girmezdin, bence sen de istedin!” dedi. Haklıydı aslında, ilk önce korksam da sonrası benim için de çok zevkli olmuştu. Şubeye yakın bir yerde beni indirdi, ben işyerine gittim. Kocam elim boş görünce,
“Hani bir şey almamışsın?” dedi. Ben de,
“Hoşuma giden bir şey bulamadım, beğendiklerim de çok pahalıydı!” dedim. Ben kocamla konuşurken Erdal ile Esma şubeye girdiler. Kocam bana fısıldayarak,
“Ooo bizim müdür yine kamışı yağlamış!” dedi. Ben sessiz kaldım, ama içimden de (Hem de ne güzel yağladı o kamışı!) diye geçirmeden edemedim…
Zamanla şubede Erdal'ın yarağını yiyen tüm kadınlar birbirimizi tanıdık ve samimi olduk. Bu kadınlarla sohbetimizin tek konusu Erdal idi. Garsoniyerde sikilen tüm kadınlar ikili ve üçlü olmak üzere Erdal, Cevat ve Ersin'le grup seks yapmışlar.
Ben birkaç hafta garsoniyere gitmedim. Ama Erdal ile bulduğumuz her ortamda sikişiyorduk. Erdal karısını memleketine gönderdiğinde evinde bile sikiştik. Erdal'ın yarağının bağımlısı olmuştum, amım hep isterik olmuştu, durduğum yerde amım sulanıyordu artık.
Bir gün biriken işler gereği şubede mesaiye kalmıştık, o gün binanın çatısına gizlice çıkarıp orada sikti beni. O gün kocam da mesaideydi, kocamın yakın olduğu bir ortamda sikilmek beni her zamankinden fazla heyecanlandırmıştı.
Sonunda beni de düşürdüler üçlü grup seks ortamına. O gün ben izinliydim ve evdeydim, kocam ise çalışıyordu. Erdal aradı,
“Buluşalım mı, seni çok özledim, rahat rahat sevişelim!” dedi. Ben,
“Tamam!” deyince gelip beni evden aldı ve garsoniyere götürdü. İçeri girdik ki, Cevat ile Ersin salonda oturmuş ve viski içiyorlar. Ersin beni ilk defa görüyordu.
“Harika bir şeymiş ya lan bu! Güzel sikişiyor mu?” dedi. Erdal tam bir süzmeydi, hiç çekinmeden,
“Evet, müthiş sikişiyor!” dedi. Cevat da,
“Ben götüne bayıldım, çok dar götü var!” dedi. Ben şaşkın şakın onları dinliyordum ki, Erdal,
“Aşkım sen bakma bu şarlatanlara, hadi yatak odasına gidelim!” dedi ve yatak odasına geçtik, kapıyı kapattık.
Bana garsoniyerde onların da olacağını söylemediği için Erdal'a kızgındım. Ama öpmelerine ve iltifatlarına fazla dayanamadım. Hemen soyunup sevişmeye başladık. Ben Erdal'ın yarağını yalarken kapı açıldı ve Ersin ile Cevat içeri girdi. Ersin,
“Ben bu yavruyu sikmezsem ölürüm oğlum!” diyerek soyundu. Yarağını ağzıma doğru getirip Erdal'ın yarağının yanında ağzıma yanaştırdı.
Erdal yarağını ağzımdan çıkardı ve Ersin yarağını ağzıma soktu. Ersin'in yarağı Erdal'ın yarağı gibi uzun değildi ama kalındı, başı da mantar gibiydi.
Ben Ersin'in yarağını yalarken Erdal beni domalttı ve amımı götümü yalamaya başladı. Cevat ise karşı koltuğa oturmuş elinde siki bizi izliyordu. Erdal amımı yalarken eline de yağ şişesini almış götümü yağlayıp parmağını sokuyor, götümü genişletmeye çalışıyordu.
Amım sular seller gibiydi, acayip bir zevk dalgasındaydım. Ersin ağzımdan yarağını çıkarıp Erdal'la yer değiştirdi, arkama geçti ve amıma yarağını kökledi. Erdal da ağzıma verdi. Ben Erdal'ın yarağını somururken, Ersin,
“Nasıl bir orospusun sen, amın ateş gibi, Erdal'ın anlattığı kadar varmış, bu am için ölünür, bu am nasıl böyle dar?” diye diye amıma köklüyor ve sert sert pompalıyor, bense orgazm üstüne orgazm yaşıyordum.
Ersin amımdan yarağını çıkarıp götüme soktu. Canım çok yanmıştı ama zevkten acıyı falan düşünmüyordum. Ersin yarağını götümden çıkarmadan sırtüstü yattı ve beni üzerine aldı. Erdal da gelip amıma kökledi ve bacaklarımı tutarak sert sert pompalamaya başladı.
Amımda Erdal götümde Ersin tost olmuştum. Erdal aynı zamanda memelerimi somuruyor, dudaklarının arasına aldığı meme uçlarımı asılıyordu. Ardı ardına orgazm oluyordum, amım şelale gibi akıyordu. 15 dakika falan sonra Cevat gelip, Erdal'a,
“Çekil ortak!” dedi. Erdal amımdan çıkınca bu sefer Cevat girdi amıma. On dakika kadar da öyle sikildim. Önce Ersin böğüre böğüre götüme boşaldı, sonra da Cevat amıma. Erdal da 31 çekerek gelip ağzıma dayadı yarağını, döllerini içirdi. Hepimiz boşalıp rahatlayınca bir müddet konuşmadan yattık yatakta…
Sonra ben kalktım duş almak için banyoya girdim. Temizlenirken Ersin geldi, duşun altında öptü beni, sonra da çömelip amımı yalamaya başladı. Duşta suyun altında amım yalanıyordu, çok hoşuma gitmişti.
Ersin yalamayı bırakıp doğruldu, bir bacağımı bir eliyle yukarı kaldırıp yarağını amıma kökledi. Bir müddet öyle sikti sonra ayakta domaltıp amıma tekrar kökledi. Sert sert sikip pompalayarak amıma boşaldı. Birlikte yıkanıp çıktık duştan. Erdal ile Cevat gitmişlerdi. Ersin,
“Ben götüreceğim seni!” dedi. Giyinip çıktık garsoniyerden. Arabayla evime doğru hareket ettik. Daha önce Erdal ile ilk sikiştiğim o ağaçlıklı arazide arabada bir kere daha sikiştik Ersin ile. Sonra eve yakın bir yere bıraktı beni…
Artık resmen orospuları olmuştum, bazen tekli, bazen ikili, bazen üçlü sikişlerimiz oluyor. Bazen aramıza diğer kadınlar da katılıyor ve toplu sikiş yapıyoruz. Tabii evde kocam da sikmek istiyor, fakat,
“Migrenim tuttu yine!” deyip amım götüm kendini toparlayana kadar yanaştırmıyorum.
235 notes · View notes
Text
Yeni kocam kaynım Hakan...
Selam ben Selda. Almanya'da Bremen'de yaşıyorum. Evleneli 14 sene oldu. Kocam 42 yaşında. Kocamla sex yaşantımız başlarda fena değildi, yani kocam hastalanıncaya kadar. Şeker hastası olan kocamın artık siki kalkmıyor ve erkeklik görevini yerine getiremiyordu.
Durum böyle olunca da kocam amımı yalayarak ve parmaklarıyla benim orgazm olmamı sağlıyordu. Kocam üzülmesin diye ona hiçbir şey belli etmiyordum, ama canım hep yarak istiyordu, hiçbir şey bana yarağın verdiği hazzı vermiyordu.
Bir gece yatakta kocam yine amımı parmaklarken, sanki derdimi anlamış gibi bana, "Aşkım canın hiç mi yarak istemiyor? Birini bulalım sana, seni adam gibi siksin, tatmin etsin!" dedi.
Kocamın bu lafına şaşırmıştım, ilkin ne diyeceğimi bilemedim, sonra beni deniyor diye düşündüm ve "Sen manyak mısın? Ne dediğini kulağın duyuyor mu? Kimseyi istemiyorum, ben senle mutluyum!" dedim ve konuyu kapattım. Fakat kocam bunu devamlı dile getiriyordu artık, "Karıcığım gençsin, güzelsin, benim yüzümden yarağa doyamadın, istersen beni boşa ve siki kalkan genç biriyle evlen!" falan diyordu.
Ben de onu çok sevdiğimi, herşeyin sex olmadığını falan söylüyordum. Ama kocam ısrarla, "Sana birini bulalım!" diye devam ediyordu. Ben de her seferinde, "Saçmalama, olmaz öyle şey!" deyip kapatıyordum konuyu...
Amıma yarak girmeyeli aylar olmuştu. Kocam yine bir gece amımı yalarken inanın çok azmıştım. Yatağın başucunda duran Deodoranta uzandım aldım ve kocama verdim, "Al bunu sok amıma!" dedim. Kocam amıma Deodorantı sokup çıkarırken ben de gözlerimi kapatıp, amıma gerçek yarak giriyormuş gibi hayal kuruyordum.
Kocam, "Bu güzel am daha fazla yaraksız duramaz aşkım, bu ama gerçek yarak lazım, canlı canlı, diri diri bir yarak lazım ve bunu ben istiyorum, ben senin adam gibi sikişmeni istiyorum, senin yarakla tatmin olmanı, orgazm olmanı istiyorum. Eğer bu isteğimi yapmazsan senden ben boşanacağım!" deyince beynimden vurulmuşa dönmüştüm.
Kocama şaşkın şaşkın bakarak, "Sen iyisin değl mi? Ne yapmak istiyorsun? Ben böyle de mutluyum!" dedim. Kocam da, "Canım karıcığım, seni çok seviyorum ve senin mutlu olmanı istiyorum, sen sadece sex için, cinsel doyum için bir başkası ile sikişeceksin, sen yine benim karımsın, sen yine benim başımın tacısın!" diyerek beni öpüyordu.
Baktım kocam beni bir başkasına siktirme konusunda çok ciddi, "Nasıl olacak peki?" dedim. Kocam da, "Her şeyi düşündüm ben, Hakan'la sikişeceksin!" deyince, "Neeeeee?" diye gözlerim açılmıştı. Hakan kocamın kardeşi, yani kaynım. 22 yaşında, yakışıklı ve bana yenge diyen biri.
Duyduğuma iyice emin olmak için, "Bizim Hakan'la mı yani?" dedim. "Evet, kardeşimle sikişeceksin! Kardeşim dururken seni neden bir başkası siksin ki?" dediğinde donup kalmıştım. Bu arada kocam yine amımı yalamaya başlamıştı. Hem yalıyor, hem de konuşuyordu, "Hakan sikecek seni, kardeşimin koynunda tatmin olacaksın..." diye. O anda hiç birşey düşünmüyordum, şaşkındım sadece. Kocam, "Seni kardeşime siktireceğim!" diye diye yarım saate yakın yaladı amımı. Ben de kaynımın yarağını hayal ederek orgazm oldum...
Kocamla kaynım beraber çalışıyorlar, kendi işleri. Ertesi sabah kahvaltıdan sonra kocam işe gidince ben kafamdan bir türlü kaynımı atamıyordum. Kaynım oldukça yakışıklı biri, ama o güne kadar onunla böyle bir şeyi hiç düşünmemiştim, kardeşim gibi gördüm hep.
Keyif çayımla birlikte sigara içmek için pencereyi açtığımda, kocamın benim arabamı götürdüğünü farkettim. Kocama telefon açtım ve neden benim arabamla gittiğini sordum. Kendi arabası çalışmamış, ondan benimkiyle gitmiş. "Sana araba mı lazımdı?" diye sordu. "Evet, günüm var öğleden sonra, oraya gideceğim." dedim. Kocam da, "Tamam ben Hakan'ı yollarım, o götürür seni!
Akşam konuştuklarımızı da unutma aşkım, çocuğa yakınlık göster, ufaktan ufaktan baştan çıkarmaya başla!" dedi. Telefonu kapatınca, kendi kendime, neden yapmayayım ki, madem kocam da istiyor, hem aslan gibi delikanlı diye düşündüm ve içimde yeniden alevlenen sex isteği ile hazırlanmaya başladım...
Aynaya daha mutlu bakıyordum. Banyoya girdim ve her yerimi traşladım, özellikle amımı kaymak gibi yaptım. Kaynımı düşünerek amımı okşayıp orgazm olduktan sonra duşumu aldım ve çıktım banyodan. Saçlarımı yaptım, kısa dar eteğimi giydim, en güzel parfümümden bolca sıktım üstüme ve kaynımı beklemeye başladım.
Derken aşağıdan zili çaldı, "Yenge benim, hadi in, arabada bekliyorum." dedi. Ben de, "Yukarı gel, daha erken, birer kahve içelim de öyle çıkarız!" dedim. Arabayı park edip yukarı çıktı. Kapıyı açtığımda, "Oooo yenge, bu ne hal, çok sexy görünüyorsun, düğüne gidiyorsun desem öğlen vakti düğün mü olur?" diye keyifle içeri girdi.
Kahvesini verdim, karşılıklı içerken iş yerinde işler nasıl gidiyor falan konuşurken, kaynımın gözleri sürekli bacaklarıma takılıyordu. Bu güne kadar hiç dikkat etmemiştim, ama pantolonun önü de bir hayli şişkin duruyordu. Ben de yavaş yavaş bacaklarımı açıyor, gülücükler atıyordum...
Kahvelerimiz bittikten sonra kaynım, "Yenge çıkalım da seni gideceğin yere götüreyim, geç kalırsam abim bana kızar." dedi. Evden çıktık, yola koyulduk. Arabada parfümümün kokusu her yeri sarmıştı. Çaktırmadan bakıyordum ve kaynımın önünün gittikçe kabardığını hissedebiliyordum. Kaynıma, "Annen merak ediyor, ne yaptın, düzgün bir kız arkadaşı buldun mu kendine?" diye sorduğumda, "Aman yengeee, sen de başlama annem gibi, ben daha evlenmek istemiyorum!" dedi.
Ben de, "Sadece kız arkadaşın var mı diye sordum, evlen mi dedim sana?" diyerek güldüm. Kaynım da gülerek, "Yenge kaç tane istiyorsun? Biliyorsun burası Almanya, pabuç değiştirir gibi sevgili değiştiriyorum!" dedi. Ben de şakasına, "Bana baak, sakın gavur kızlarından çocuk mocuk yapayım deme haa!" dedim. Kaynım, "Merak etmeyin yav, Alman kızlarıyla sadece eğleniyorum, iyi bir Türk kızı buluncaya kadar evlemem!" dedi. "Peki, nasıl birisini istiyorsun?" diye sordum. O da, "Senin gibi sexy olsun yenge!" dedi. "Canım benim!" deyip kaynımın yanağının dudağına yakın yerine bir öpücük kondurdum.
Bu arada günün yapılacağı evin önüne gelmiştik. Kaynıma, "Çok kalmayacağım zaten, ben seni ararım, gelir beni alırsın!" dedim ve arabadan indim. Ben apartmana girene kadar kaynım gitmedi, kesin arkamdan götümü seyretmek için durdu. Kaynımı etkilemiştim :)) Yukarı çıktım, günün yapıldığı eve girdim. Sohbet mohbet, çaydı pastaydı derken, bir süre sonra kocam aradı beni, "Nasılsın canım, iyi misin?" diye soruyordu. Ben de, "Evet iyiyim, gündeyim, birazdan Hakan gelip alacak beni." dedim. Kocam, "İyi iyi aşkım, dediklerimi unutma sakın!" diyerek telefonu kapadı. Gün daha devam ederken ben izin istedim. Arkadaşlar, "Ne o ya, daha erken!" falan dedilerse de, ben kaynımı aradım gelsin diye. Aklım kaynımın yarağındaydı, onu içime alacaktım, düşündükçe amım ıslanıyordu, aylardır yanan amım sanki iflas etmişti ve sikilmek istiyordu...
Kaynım gelip telefonumu çaldırdı. Hemen indim aşağı. "Yenge çok kalmadın?" dedi. Ben de, "Amaan, uyuz karılar, hep aynı şeyler, sıkıldım! Ama belki sen beni güzel bir yere, birşeyler içmeye götürüsün?" dedim. "Tamam yenge, iyi bir yer biliyorum, gidelim, ama fazla durmayalım yoksa abim kızar bana." dedi. "Ne kızacak? Benlesin! Ben birazdan abini arar söylerim, yoksa beni atlatmak için mi öyle diyorsun?" dedim. "Yok be yenge, seninle saatlerce kalabilirim, ama abimi biliyorsun!" diye güldü. Güzel bir Cafeye götürmüştü beni. Birer duble Wiski ısmarladık, içeceklerimiz geldi. İçerken ben özellikle dirseklerimi masaya koyup öne doğru eğiliyordum. Göğüs dekoltem de açıktı zaten, kaynımın gözü memelerime takılıyordu sürekli. İkinci dubleleri içerken ben lafı kocamın şeker hastalığına getirmiştim. Kaynım da, "Evet yenge, abim çok sinirli oldu bu aralar." dedi. Ben de, "Biliyor musun asıl sinirli olma sebebini?" dedim. Kaynım da, "Nedir yenge?" dedi. "Çünkü abinin artık şeyi..." dedim ve sustum.
Kaynım, "Anlıyorum yenge, doktor abime demişti zaten, zamanla erkekliğini yitirebilirsin diye." deyince, gözlerim gözlerine takılmıştı. Bir iki dakika susukun bir şekilde birbirimizin gözlerine dalıp gittikten sonra kaynım, "Sana da üzülüyorum yenge, bu genç yaşında..." dedi. Ben de, "Olsun, ben abini seviyorum, ne olursa olsun o benim kocam. Ama madem laf açıldı, konuşuyoruz, bazı şeyler daha anlatacağım, ama bak aramızda kalacak kesinlikle, söz mü?" dedim. "Evet yenge, söz!" dedi. "Abin benim bir başkası ile yatmama bile razı!" dedim. Kaynım, "Neee!!!" diye afalladı. "Valla razı, hatta çok istiyor, ama ben istemiyorum, çünkü abini seviyorum!" dedim. Kaynım, "Yenge abim de seni düşündüğü için istiyor bunu bence!" dedi. "Evet beni düşündüğü için tabii, ama ben bir başkası ile yapamam ki..." falan dedim. Tam o sırada kocam aradı, ben de kocama, "Hakan'a el koydum bu gün, çocuğa kızma!" dedim. Kocam da, "Hadi seni göreyim, bu işi yap bu gün!" dedi ve kaynımı istedi telefona. Kaynıma, "Fazla iş yok şu anda, gelmene gerek yok, yengeni gezdir, eğlendir, yengenin gönlünü yap!" dedi...
Birer duble daha içip çıktık Cafeden. Evin önüne geldiğimizde kaynım, "Yenge görüşürüz!" dedi. Ben de, "Yukarı gelsene canım, konuşalım biraz daha!" dedim. "Tamam yenge!" deyip arabayı parketti ve yukarı çıktık. Merdivenlerden çıkarken yine götümü seyredeceğini bildiğim için yavaş yavaş ve götümü kıvıra kıvıra çıktım. Eve girince kocamın Wiskilerinden birini açıp birer duble doldurdum. Benim gözüm onun kabarık yarağındaydı, onun gözleri de göğüslerimle bacaklarımın arasında geziniyordu. Biliyordum, kaynım da o anda benle sikişmek istiyordu, ama nasıl başlayacaktım, onu bilmiyordum. "Hakan..." dedim. "Evet yenge?" dedi. "Ben..." dedim. "Evet yenge?" dedi, ağzımdan çıkacak kelimeleri heyecanla bekliyordu. "Biliyor musun..." dedim, ama takılıp kalmıştım, bir türlü nasıl söyleceğimi bilemiyordum, numaradan ağlamaya başladım...
Kaynım hemen yanıma geldi oturdu, "Yenge ne oldu, neden ağlıyorsun?" diye beni teselli etmek için. Ben cevap vermeden başımı omzuna koydum. Mis gibi kokusu vardı. Birden başımı kaldırdım, "Hakan beni öp!" dedim ve dudaklarına yapıştım. Kaynım şaşırmıştı ama yine de öpüyordu beni. Beş dakika kadar ateşli bir şekilde öpüştükten sonra, "Hakan, yengeni bir başka erkeğin sikmesini ister misin?" diye sordum. "Hayır! Asla!" dedi. "O zaman sen sik beni, beni sen tatmin et, beni başka erkeklerin kollarına itme!" dedim. Kaynım salmıştı kendini, "Yengem benimmm! Ben varken sana erkek sinek bile kondurmam!" diyerek boynumu boğazımı öpüyor, yalıyordu artık. Yavaşça elini memelerime attığında benim de kalbim küt küt atıyordu. Memelerimin ucu dipdiri, taş gibi olmuştu. İkimiz de çok heyacanlı ve bir o kadar da ürkektik. Bir süre bu şekilde seviştikten sonra birden kaynımın kucağına çıktım oturdum ve bluzümü soyunup sütyenimi çıkarıp attım, memelerimi kaynımın ağzına verdim. Kaynım memelerimi öpüp yalayıp emerken ben de saçlarını okşuyordum. Eteğim sıyrılmış, bacaklarım onun belindeydi...
Sonra birden beni kucakladı ve yatak odasına götürdü, yavaşça yatağa bıraktı. Artık konuşmuyor, sadece sevişiyorduk. Elleri memelerimi yoğururken, dudakları dudağımda, dili ağzımın içinde öpüşüyorduk. Yavaşça elini ıslak ve ateş gibi yanan amıma götürdü. Amımın suları tanga külodumu bile ıslatmıştı. Önce eteğimi çekip çıkardıktan sonra tangamı çekti çıkardı bacaklarımdan. Külodumu yüzüne götürüp kokusunu içine çekti, "Ohhhh mis gibi kokuyor!" deyip kenara bıraktıktan sonra amıma eğildi. Dilini amıma değdirdiği an heyecandan ölecek gibi oldum. Kaynım ustaca yalıyordu amımı. Amımın dudaklarını vantuz gibi ağzına çekiyor, dilini amımın deliğinden içeri itiyordu. Amımı yalarken durmadan, "Offff yengem, yerim ben senin amını!" diye mırıldanıyordu. Kaynım beni ağzıyla orgazm ettikten ve amımın sularını yalayıp yuttuktan sonra, marifetli ağzını biraz daha aşağılara kaydırıp, "Süpersin yengemmm, mis gibi kadınsın!" diyerek göt deliğimi öpüyor, dilini büzüğüme sokuyordu. Kocam da iyi am yalardı, fakat daha hiç götümü yalamamıştı.
Artık dayanamıyordum, birden doğruldum ve kaynımın elbiselerini parçalarcasına çıkardım. Boxerini de çıkardığımda damarlı ve oldukça iri siki taş gibiydi. Eee, 22 yaşında, sağlıklı genç siki tabii, öyle de olması gerekiyordu! Hemen sikine yumuldum ve dakikalarca yaladım emdim sikini. Bir an önce bu muhteşem yarağı içimde istiyordum. "Koçum hadi artık beni sikmeni istiyorum, ne olur sik beni artık!" dedim. Kaynım beni sırt üstü uzatıp üzerime yanaştı. Dudaklarımı öperken alttan da yarağının mantar gibi başı yavaşça içime girmişti. Uzun zaman olmuştu amıma yarak girmeyeli, zevkten deli gibiydim, sanki ilk defa sikiliyor gibi heyecanlıydım. Kaynımın o kalın damarlı kütük gibi yarağı amımı yararak ilerlerken ben de zevkten inliyordum. Hepsini sokup ta taşakları amımın dudaklarına değdiğinde, yarağının başı da mideme baskı yapıyordu...
Birkaç saniye sonra kaynım ağır ağır sokup çıkarmaya başlamış, sonradan da hızlanmıştı. İki dakika geçmeden ben tekrar orgazm oldum. Kaynım ise pompalamaya devam ediyor, ben çıldırıyordum, "Sik erkeğim, canımm benimm, ohhhhhh bee, ne kadar güzel birşey buuu! Sikicim, erkeğim, sik yengeni, bir başkasına siktirme bu amı, ben sizin amınızım, koçummm benimmm, ohhhhh!" diye inliyordum. On dakika daha amımı pompaladıktan sonra kaynım birden kasıldı ve öylece durdu. Kesik kesik fışkırıyordu dölleri içime. Son damlasına kadar boşalarak üzerimden inip yanıma uzandı...
Biraz dinlendikten sonra, "Yenge, bu yaptığımız doğru muydu?" diye tereddütünü dile getirdi. Ben de dudaklarına yapıştım ve "Aşkım sen yapmasan başkası sikecekti, ben bu evin amıyım, sizin amınızım, tabii ki sen sikeceksin!" diyerek öpüyordum. Biraz öpüştükten sonra elimi yarı canlı sikine attım ve okşamaya başladım. Sonra da eğilip ağzıma aldım.
Emerken siki ağzımda büyümeye başlamıştı. Kaynım, "Yengemm benimmm, harikasın sennn..." diye mırıldanıyordu. Kaynımın siki yine kıvama gelmişti. Domaldım bu sefer, istiyordum ki o koca sik amıma arkadan girsin. Kaynım da çekingenliğini atmış, artık ustaca sikiyordu amımı, ben de sikişin tadını sınırsızca alıyordum. Aylardır sikilmeyen amım, kaynımın, genç sikicimin yarağı ile coşmuştu, "Hakanımm, sik beni koçummm, doyur yengeni!" diye kaynımın altında zevkten kıvranıyordum...
Aylardır yaraksız kaldıktan sonra, sikişin ve yarağın tadını kaynımla yeniden almıştım. Artık nerdeyse her gün kaynımla sikişiyorum. Bunu bana yaşatan anlayışlı kocama teşekkürler ediyorum :)
78 notes · View notes
Text
Tumblr media
1K notes · View notes
Photo
Tumblr media
25K notes · View notes