Text
YENİ HAYAT - 1
Masumiyetin yitimini felaket olarak görenler yaşamı da ölümle eşdeğer tutarlar. Zaman geçerken sanki gün be gün çürümüyor, yaşlanmıyor, ölüme gitmiyormuşuz gibi saflıklarını korumaya çalışanlardır asıl kaybedenler. İnsanın tutkuları vardır, arzularının esiridir o. Tutkulara söz geçirmek onları bastırarak değil kabul edip cesurca yaşayarak olabilir ancak.
Kasada ürünleri geçirirken uzun, şekilli parmaklı elleri titremese fark etmeyecektim onu. Akşam eve dönmeden evin yakınındaki üç harfli zincir markete uğramıştım. Ömrümün hüzünlü bir dönemindeydim. Hanımla ilişkimiz iyice monotona bağlamış, evde sıkça soğuk rüzgarlar esiyordu. İşte tam o sırada akşam alışverişini yapmış ödemeyi yapmaya hazırlanırken başı öne eğik kasiyerin titreyen elleri dikkatimi çekti. Daha önce görmüş müydüm onu? Görmüşsem de dikkat etmemiştim. Başında iki kat türbanı, bol üniforması ve önüne eğdiği yüzüyle cinselliğini belli etmemeye çalışır bir görünümü olduğundan şimdiye kadar dikkatimi çekmemesi normaldi. Gözlerimi yüzüne diktim, bana bakmamak için yüzünü sabitlemişti ürünlere ama heyecanı belli oluyordu. Güzel bir kızdı. Orta boyda, normal kilodaydı ama göğüsleri bol gömleğinin altında öne doğru kabarıklık yapmıştı. Ne kadar örtünüp kapatmaya da çalışsa, 20'lerinde bir kızın bütün masumiyetini de üzerinde taşısa, seksi bir kadın vardı karşımda.
"Poşet ister misiniz?" diye sordu yine yüzüme bakmadan.
"Evet istiyorum" dedim.
"Kasa arkasından indirimli ürünlerimizden istediğiniz bir şey var mı?" dedi.
"Ne var indirimli" dedim. Kabuğundan çıkmak zorunda kaldı. Ürünleri sayarken yüzüme baktı. Korku ve heyecan aynı anda okunuyordu gözlerinde. Gizlemeye çalıştıkça aramızda garip bir çekim olduğu artık daha çok belli oluyordu. Saydığı ürünlerden birini seçtim. Dışa çıkık kalçaları da çok seksiydi. Bu kızla konuşmam, bir yolunu bulup görüşmem gerektiğini hem beynimde hem apış aramda hissediyordum. Huzursuz ev ortamından kaçışım da bu kızdaydı sanki, yeniden açık denizlerde tutku dolu seyahatler de...
Marketten çıkıp gerçek hayata döndüğümde evde beni bekleyen sıkıcı ortam aklıma geldi. Aslında bugün günlerden salıydı ve karımla rutine bağladığımız sevişme günümüzdü. Onun dışında evde beni heyecanlandıran bir şey yoktu. Canan benden önce eve gelmişti. Çocuklar artık büyüdüğü için çocukları evde beklerken yemeği ve evin işlerini de halleden kadın benden az önce evden çıkmış, oğlanlar da salonun ortasına serdikleri oyuncaklarını metazori oyuncak leğenine doldurmaya başlamışlardı. Yemek sonrası Canan dizisini izlerken ben büyük oğlanın okul projesine yardım ettim. Yardım lafta tabii, bütün projeyi ben yaptım mecburen.
Gece yatağa girdiğimizde ne yapacağımız çok belliydi. Karım ilişkimizde seks gittikçe az yer tutmaya başladığında bir arkadaşının tavsiyesine uymuş salı gecelerini sevişme gecemiz ilan etmişti.
Karım Canan kızıla boyattığı uzun saçları, saçlarıyla uyumlu beyaz yer yer çilli teniyle seksi bir kadındı. Hafif balik etiydi. Yavaştan sarkmaya başlasa da hâlâ yalamaya doyamadığım ve uçları yanlara bakan memeleri, geniş yayvan kalçaları ama asıl alımlı tavırlarıyla çok havalı bir kadındı. Haftada bire düşmüş olsa da cinsel hayatımız idare ederdi ama asıl gittikçe muhabbetimiz yürümez olmaya başlamıştı. Oğlanlar olmasa şimdiye çoktan boşanmıştık.
Arkadan sarıldım karıma. Kulağını öpüyor ve kulağına onu ıslattığını bildiğim lafları söylüyordum: "Babasının bir tanecik kızı! Özledin mi babacığı bakalım?" Hiç sorgulamadım karımın daddy issues'unun temellerini ama evliliğimizin daha başlarında bunun onu nasıl tahrik ettiğini fark etmiştim. Bir dönem başka fanteziler de denedik ama saplantılı şekilde karım en çok bu baba kız fantezisinden tahrik oluyordu. Gerçek hayatta dominant bir kadındı; oysa yatakta babasının biricik kızı olmak ve uslu uslu onu sikmem bunca sene sonra hâlâ sırılsıklam olması için yetiyordu.
Alttaki elimle göğsünü avuçladım. Arkadan sikimi kalçalarına dayamışken yavaş yavaş geceliğini yukarı sıyırmaya başladım. O dolgun bacaklarını okşayıp göt yanaklarına ulaşınca artık ben de iyice tahrik olmaya başlamıştım. Pijamamı sıyırıp sikimi bacak arasına yerleştirdim. "Bugün babacığı uslu uslu bekledin mi?" dedim en baskın sesimle. "Evet" dedi uslu bir sesle. "Babacık da seni çok özledi. Bak nasıl istiyor seni". Boynunu yalarken arkadan ona sahip olmamı bekleyen kuzu gibi hali çok tahrik ediciydi. Sikimi bacaklarının arasında oynatıyor arada amının ağzına getirince yavaşça sokar gibi yapıyordum. "Madem uslu kızdın babacık da seni ödüllendirir."
Dayanacak hali kalmamıştı. Kendisi elini atıp sikimi tam amına getirdi ve içine soktu. Sokmasıyla "Oh! Babacığım!" demesi bir oldu. Artık benim de ön sevişmeyi uzatacak halim kalmamıştı, sertçe sokup gidip gelmeye başladım. O sıcacık amının içinde gidip gelirken aklıma marketteki kız geldi. İsmini bilmiyordum ama karımın göğüslerini avuçlarken akşam o bol gömleğin altından belli olan göğüsler vardı aklımda. Bu beni daha da azdırdı, daha sert sikmeye başladım. Karım kendisinden büyük erkek tarafından sikilme fantezisini yaşarken ben de genç kasiyeri hayal ediyordum. Onu da böyle altıma almak, saatlerce o amına pompalamak istiyordum.
Karımın inlemeleri arttı ben sert sert sikerken. "Babacığım. Uslu durdum yavaş lütfen!" dedi yüksek sesle inlerken. Sonunda elimle ağzını kapatmak zorunda kaldım oğlanlar duymasın diye ama yine de inlemeleri odaya yayılıyordu. "Canım kızım, babacık çok seviyor seni böyle sikmeyi" dedim. Kucağımda masum masum söz dinleyip kendini siktiren karım gitmiş kasiyer oturmuştu şimdi sikimin üstüne.
Yastığımı amının önüne koyup yüzükoyun çevirdim karımı. Götü yastıktan dolayı yukarı çıkmış kafası yastığına gömülmüştü şimdi. Elimle kalçasını ayırıp tek seferde soktum dibine kadar. Yastıkta boğuldu neyse ki çığlığı. Altımda sikerken arada "yavaş... yavaş..." sesi geliyordu boğuk bir şekilde ama duracak halde değildim. Zihnimde o genç kızı almıştım altıma ve hızla sikiyordum o genç amını. Karım birazdan inlemeye başladı. Boşalma inlemesiydi bu, yıllardır biliyordum ne şekilde boşaldığını, şimdi bir yandan vücudu kasılırken amının içindeki sikimi sıkıyor öbür yandan inlemelerini yastıkta boğuyordu. Ben son sürat sikmeye devam ederken o baygın şekilde altımda yatmaya başlamıştı. Benim de dayanacak halim kalmayınca dibine kadar sertçe vurup boşalmaya başladım karımın amına. Dört gün önce ofis tuvaletinde otuzbir çektiğimden beri biriken döllerimi boşalttım içine. Korunduğu için rahattık.
Boşalınca altımda ezmemek için yana devirdim kendimi. Karım hafiften kendine gelince "yavaş yapsana oğlanlar duyacak!" dedi kısık bir sesle. "Duymazlar! Uyuyor eşşoğlu eşekler merak etme." dedim çok da siklemeyip. Gözümün önünde türbanlı kasiyer vardı, başka bir şey düşünecek halde değildim. Karım kaç haftadır sikmediğim kadar sert siktiğim için keyifli olduğundan uzatmadı, pazuma öpücük kondurup ebeveyn banyosuna gitti. Duştan sonra ikimiz de keyifli bir şekilde uyuduk.
Artık her akşam iş dönüşü markete uğruyordum. Ufaktan sohbet etmeye çalışıyor ama kızın ağzından kerpetenle laf alıyordum. Sonunda bir akşam iş çıkış saatine denk getirip peşine düştüm. Marketten bir çocuk, kızı otobüs durağına bıraktı sonra yürüyüp devam etti. Olabildiğince korkutmamaya çalışıp yaklaştım. Durağa geldiğimi görünce yeniden heyecanlandı. Kafasını ters tarafa çevirip beni görmemiş gibi yapmaya çalıştı ama her hâlinden belliydi kalp atışlarının hızlandığı. Kendisinden 15-20 yaş büyük, iri yarı, sakallı bir adamın gece durakta yanına gelip konuşmaya kalkması sürekli markette görmüyor olsa korkuturdu ama şimdi korkusu belli ki ne yapacağını bilememekten kaynaklanıyordu. Selam verdim, kendimi tanıttım. Önce konuşmak istemedi ama kendisiyle tanışmak istediğimi uygun bir zamanda beni aramasını söyledim ve kartvizitimi verdim. Daha fazla rahatsızlık vermeye gerek yoktu, iyi akşamlar dileyip uzaklaştım yanından.
Bir kaç gün markete uğramadım. Belki ben yanlış anlamışımdır ya da tanışacak cesareti yoktur diye. Sonuçta istemediği bir maceraya sürüklemek değildi amacım ama bu süre zarfında o göğüsleri, kalçaları ve masum yüzü aklıma her geldiğinde sikim kalkıyor, onunla bir an önce buluşma arzum tavan yapıyordu. Uzunca süredir hissetmediğim bir tutkuydu içimde yanan ateş.
Beş gün sonra bilmediğim bir numara arayıp bir kez çaldırıp kapatınca hemen o geldi aklıma. Geri aradım, telefonu meşgule attı. Numarayı kaydedip WhatsApp'tan "Selam" yazdım. Profil fotosu görünüyordu, soğuk bir kış, karanlık bir gece, ışıkları yanmayan terkedilmiş bir ev.
"Yanlışlıkla aradım, kusura bakmayın" yazdı. O kadar belliydi ki o olduğu...
"Kusurluk bir durum yok, kaç zamandır bu aramayı bekliyordum" yazdım. 'Başka biri çıkarsa bu sefer ben özür dileyip konuşmayı sonlandırırım' dedim içimden.
Kısa sessizlik sonrası "çekindim aramaya" yazınca sevincimi nasıl anlatayım size; lisedeyken Bursaspor Beşiktaş'ı yenmiş ya da sevdiğim şarkıcının yeni kasedi çıkmış gibi sevindim. Geçmişe ait saf bir sevinçti içimdeki. Biraz yazıştıktan sonra "buluşalım" dedim ama korktuğu için biraz ayak diredi önce. Sonra evinden uzak olsun diye Mudanya'da buluşmaya karar verdik.
Kübra ailesiyle yaşıyormuş. Üniversiteyi yeni bitirmiş. Uludağ Üniversitesinde Ziraat Mühendisliği mezunuymuş. KPSS'ye girmiş, atama bekliyormuş.
"Ben seni alayım istersen" dedim ama çok kızdı bu teklifime. Sanki göğüslerine elleyebilir miyim (evet, Bursa'da biz göğüslerini değil göğüslerine elleriz) ya da yatağa geçelim mi demişim gibi uç bir teklif geldi bu söylediğim ona.
Serin bir günde Güzelyalı'da bir çay bahçesinde buluştuk, mekanı Kübra seçti. Daha önce işyerinden arkadaşı Rüya'yla bir kez gelmişler buraya, oradan bildiği bir yermiş. "Evleri az ileride" dedi bir apartmanı gösterip. Kübra tam tahmin ettiğim gibi kapalı ailede büyüdüğü için çok çekingen, sosyal ortamlarda rahat olamayan bir kızdı ama bir yandan da anlayamadığım bir ışık vardı gözlerinde. Oturup konuşurken bir abisi ve ablası olduğunu, ablasının evli ve İstanbul'da yaşadığını abisinin onlarla oturduğunu, imam hatipten sonra abisinin ısrarları sonucu babasının üniversiteye gitmesine izin verdiğini yoksa okuyamayacağını anlattı kısaca. Yanımda böyle el değmemiş bir kızla deniz kenarında çay içerken ben de üniversite yıllarıma döndüm. O zamanlarda çok daha kalabalıktı sosyal ortamlarım ama yine de ilk gençliğin o saf, çekingen halleri şimdi Dante gibi yolun yarısına gelmiş bu adamı da maziye götürdü... "Ah! Kaldırımlar biliyor! Bi devir muhteşemdik" çaldı anıların fon müziği olarak.
Beni sordu. Eşimle aramızın iyi olmadığını, şimdilik iki oğlum ve eşimle beraber yaşadığımı ama kısa süre sonra boşanma planım olduğunu çok detaylara girmeden anlattım. Daha boşanma seviyesinde değildik ama niyetim böyleydi gerçekten de. Görmüş bizi daha önce markette alışveriş yaparken. Karım ne kadar havalıymış öyle. Ayrıca birbirimize çok yakışıyormuşuz, hayran kalmış ikimize de. Biliyordum, karımı görenler hep öyle düşünürdü.
Bir gün de çocuklarla marketin önünden geçmişim, herhalde yakınlardaki parkta 'kaliteli zaman geçirmek için baba ve oğulları etkinliği' yaptığımız zamanlardan birinde görmüştü. Yine de evli ve çocuklu olmam onu hiç ilgilendirmiyor gibiydi. Benimle buluşması, görüşmesi için bir engel yoktu ortada.
O gün masadaki elini tuttuğumda önce elini sertçe kucağına çekti. Birden heyecanlanmıştı. "Ben... Daha önce hiç bir erkekle buluşmadım." dedi yüzü kıpkırmızı olup. Kucağındaki elini tutup yeniden masanın üstüne koydum.
"Tahmin ediyorum daha önce kimseyle buluşmadığını. Şimdi benimle burada oturmanın sana ne kadar zor geldiğini de anlıyorum ama seni daha yakından tanımak istiyorum. Bana bir şans ver" dedim. Aramızdaki buzları biraz eritti bu sözüm. Bana bakıp ilk kez hafifçe gülümsedi, elini çekmedi. Bundan sonraki konuşmamız daha rahat bir ortamda geçmeye başladı. Düşündüğüm gibi saf bir kız değildi Kübra, gözlerinde gördüğüm ışığın sebebi her ne kadar daha erkeklerle bir şeyler yaşamamış olsa da içinde yanan o ateş, hayata karşı meydan okumak isteyen kişiliğiydi.
"Ailem çok baskıcı ama onların değerleri benim için bir anlam ifade etmiyor" dedi. Konuştukça açılıyor kendini daha rahat ortaya koyuyordu
"Sürekli beni çok dindar, dini kurallara uyan bir kız olarak yetiştirmek için uğraştılar ama ben daha lisedeyken içimde öyle bir inanç hissetmediğimi fark ettim. Arkadaşlarımla konuşurken konu ne zaman inanç konusuna gelse onların da sadece kurallara uyup altında yatan derin mana dünyasıyla ilişkisiz olduklarını fark ettim. Benim için önemliydi o dünya ama altını kazıdıkça kafama yatmayan çok fazla konu çıktı. Şimdi de başımı örtüyorum ama imkanım olsa açılmayı düşünürdüm" dedi. İnanç kaybı yaşıyormuş ülkenin, inananların durumunu gördükçe. O gün elini bırakmadım ve anlattıklarını yorum yapmadan dinledim. Anlattıkça rahatlıyor avucumdaki elini kımıldatıp benim elimi hissetmeye çalışıyordu. Bir ara elini dudaklarıma götürüp ufak bir öpücük kondurunca yüzü yine kıpkırmızı oldu. Yine elini çekmeye çalıştı ama bırakmadım "çok güzel ve akıllı bir kızsın" deyince hafifçe gülümsedi. Kalkınca üşümüş elini paltomun cebine sokup okşadım. Biri görür tedirginliği vardı ama diğer yandan çok istiyordu benimle görüşmeyi. Eli ısınmaya başladı cebimde.
Dönüşte arabamla evine yakın bir yerde bıraktım. İnmeden yine elini öptüm. Bu sefer kızarmadı, o da benim elimi tutup elimin üstünü öptü ve yanağına sürdü elimi. Sonra da hızla arabadan inip uzaklaştı. Çok tahrik olmuştum, kaçmasa hemen orada onu öpmeye başlayabilirdim.
Bir kaç gün sonraki buluşmamızda arabamla iş çıkışı otobüse bindiği duraktan aldım Kübra'yı. Arabaya oturunca yine elini öptüm. Çok vaktimiz yoktu, otobüsün varış saatinde abisi evlerine yakın duraktan alıyordu. Bir durak öncesine gidip sote bir yerde ilk kez dudaklarından öptüm Kübra'yı. Dudaklarım dudaklarına değdiğinde sarsılmaya başladı. İlk dikkatimi çektiği kasadaki haline büründü. Elimi gömleğinin üstünden göğüslerine atınca hemen elimi tutup engellemeye çalıştı ama izin vermedim. Elini aşağı itip okşadım o kocaman göğüslerini. O gece onbeş dakika boyunca arabada yiyiştik. İlk başta dudakları kapalı put gibi dururken yavaş yavaş açıldı, kendini tutkunun kollarına bırakıyordu. Haftasonu Mudanya'da buluşmak için anlaştık ve otobüs durağa gelince hemen hızla otobüse bindi bir sonraki durakta inmek üzere.
Ofisten arkadaşım Orhan'ın denize sıfır yazlığı vardı Mudanya - Güzelyalı şeridinde. Havalar ısınmadığı için gitmiyorlardı, bana anahtarını verdi. Kendisi de arada kaçak et kesmek için kullanıyordu ama şimdilerde pek o taraklarda bezi yoktu. Ev tam sahil boyunda, denize bakan eski bir apartman dairesiydi. Çay bahçesinde bir çay içip onunla yalnız kalacağımız bir yere gitmek istediğimi söyledim. Önce panik yaptı ama sonra "istemediğin bir şey yapmam sana" deyip razı ettim; zaten dışarıda otururken birisi görür endişesi her halinden belli oluyordu.
Eve girerken tedirgindi, koridordan içeri doğru kafasını uzatıp içeriyi kolaçan etti. Dördüncü kattaki evin salonundaki perdeler açıktı, kocaman pencere doğrudan denize ve körfezin öbür tarafındaki Kumla'ya, Narlı'ya, İğdealtı'na bakıyordu. Mantosunu çıkarıp askıya astı. Ben çekyatın ortasına oturup kollarımı çekyatın arkasına uzattım. İlk kez yalnızdık bebeğimle. Önce etrafa bakındı ürkek bir ceylan gibi. "Çay var, demleyeyim mi?" dedi. "Boşver" dedim. Erkeğiyle bir evde yalnız kalınca ne yapacağını bilememiş, aklına hemen ona hizmet etmek gelmişti. Gelip karşıdaki tekli koltuğa oturdu. Yüzüne bakıyordum, gözlerini kaçırıyordu. Karşısında bacaklarını açmış kollarını iki yana uzatıp kaykılmış bir adam yokmuş gibi sağa sola bakınıyordu. 'Biraz bekleyeyim ürkütmeden' dedim içimden. Az sonra yüzüme bakabildi. "Gelsene yanıma" dedim. Yine ne yapacağını bilemedi. Sonunda geldi yanıma, dizleri bitişik eğreti bir şekilde oturdu kanepeye. Sonraki haftalarda o kanepenin aşk yatağımız olacağından habersiz ne yapacağını bilmez şekilde oturuyordu. Elimi türbanının üstünde dolaştırmaya başlayınca gözlerini kapattı, dudaklarını ısırmaya başladı. Sikim yavaştan kalkmaya başlıyordu. "Yaklaş bana!" dedim. Artık kumandayı ele alma vaktim gelmişti. Biraz kaydı bana doğru. Kendime çekip göğsüme yatırdım ve kollarımın arasına aldım. O da elini belime uzattı. Başını kaldırıp dudaklarını öpmeye başladım. O da karşılık veriyordu artık bu öpüşlerime. Sonra kendini geri çekti, burnunu ovalamaya başlayıp "sakalların batıyor" dedi çocuksu bir ifadeyle. Güldük ikimiz de. "Canım benim deyip kucağıma doğru aldım. Artık kalçaları sol bacağımın üstünde kucağımdaydı.
Yavaş yavaş gömleğinin düğmelerini çözmeye çalıştım. Yine elimi tuttu engellemek için. Bu sefer elini alıp bacak arama götürdüm. Elini çekmeye çalıştı ama sikimin üstünde tuttum elini. Sikim nasıl sertleşmişse aynı sertlikle bakıyordum yüzüne. Mudanya'da denize karşı bir kanepede kucağıma oturmuş sikimi avuçlarken direnci kırıldı, yelkenleri indirdi. Eliyle pantolonun üstünden sikimle oynamaya başladı. Gömleğinin düğmelerini çözdüm, gömleğini çıkardım. İçinde pazardan alındığı belli bir siyah sütyen vardı. Tek elimle açtım sütyenin kopçasını, sütyen aşağıya düşünce o kocaman memeleri artık karşımdaydı. Daha önce kimsenin ellemediği göğüslerini yumuşak şekilde okşamaya başladım. Kuş kafesteydi artık ama yine de ürkütmemek gerekiyordu. O da sikimi avuçluyor elini ileri geri oynatıyordu. Göğsünün tekine yumuşak bir öpücük kondurdum ve yalamaya başladım. O sırada kafasını arkasına atıp inlemeye başladı. Elimle o kocaman göğsünü avuçlayıp daha bir şehvetle ağzıma aldım. Az sonra dayanamadı zangır zangır titreyerek ilk orgazmını yaşadı. Kendinden geçmiş nefes nefese kalmıştı. Bir erkekle ilk yakınlaşmasıydı bu. Başını boynuma dayayıp soluklandı biraz. Kendine gelince benim gömleğimin üstten iki düğmesini açıp elini kıllı göğsüme soktu. O da göğsümü öpüyor yüzünü göğsüme gömüp kokumu içine çekiyordu. Önce gömleğimi çıkardım. Atletimin arasından çıkan göğüs kıllarımda yattı biraz. Yaşadığı orgazma teşekkür etmek ister gibi seri şekilde göğsümü öpmeye okşamaya başladı. Kolumu okşuyor ellerini kıllarım üstünde gezdirip erkeğini tanımaya çalışıyordu. Artık o başını açma vakti gelmişti. Türbanını çözdüm ve kahverengi saçlarını ilk kez gördüm. Göğüslerini saçlarından önce görmüştüm.
Kalp atışları biraz sakinleşip ellerimi bacaklarında, sonra da bacak arasında gezdirmeye başlayınca şiddetle kapattı bacaklarını. "Lütfen!" dedi, "daha hazır değilim". "Tabii canım, sen istemiyorsan daha ileri gitmemiz gerekmez. Sen ne zaman hazır hissedersen o zaman" deyince rahatladı. Göğsüme öpücük kondurup başını göğsüme yasladı ama ardından aklına geldi elini yine sikimin üstüne koydu.
"Benim ufaklığı da serbest bırakalım mı artık?" dedim. Kucağıma oturduğundan beri pantolon üstünden hissettiği yarrağımı daha yakından tanıma vakti gelmişti. Kucağımdan kaldırdım. "Otur" dedim yere. Önümde, bacaklarımın arasında yere oturdu. Kemerimi çözüp pantolonumu sıyırdım ayağımdan, çıkarmama yardım etti. Sikim beyaz donumun içinde çadır kurmuştu. "Donumu çıkar" dedim. Çekine çekine iki elini donumun kenarlarındaki lastikten geçirip donumu aşağı sıyırdı ama sikime takıldı donum. Eliyle donu kurtarırken ilk kez çıplak sikime dokundu ve sikim ortaya çıktı. Meraklı gözlerini dikti sikime. Henüz dokunmaya cesaret edemiyordu. "İlk kez görüyorsun de mi?" dedim, başını aşağı yukarı salladı. "Tut hadi onu" dedim. Sikimi avuçladı. Sonra heyecan yapıp apış arama sarıldı. Sikim saçlarına değiyordu; kasığımı, kıllı bacaklarımı öptü. Derin derin nefes alıp kokumu içine çekti. "Oynasana sikimle" dedim. Nasıl yapacağını gösterdim. Küçük elleriyle sikimi sardı ve aşağı yukarı oynamaya başladı.
Çok keyifliydi bakire bir kızın eline sikimi vermek. Onun o saf hayalleri beni de tahrik ediyordu. "Ucunu öpsene" dedim. Endişelendi önce. "Bilmiyorum nasıl yapacağımı" dedi. "Merak etme hepsini yavaş yavaş öğreteceğim sana." dedim. Önce sikimin başına öpücük kondurdu. Sonra dondurma gibi yalattım. Benim keyif aldığımı gördükçe daha bir hevesle yalıyordu. "Şimdi ucunu ağzına al ama dişlerini değdirme dudaklarınla sar sikimi" dedim. Çabuk öğreniyordu. Bir iki kez dişleri değdi ama hemen ağzını siktirmeyi öğrendi. Sikim günlerdir beklediğim bu buluşmanın ve şu bakire ağzı ilk kez sikmenin hazzıyla çok sertleşmiş, taşaklarım aşırı şişmişti. Elimi saçlarına koyup yavaş yavaş bastırıp hoş bir ritimle ağzını sikmeye başladım. Karşımda başka bir kadın olsaydı köküne kadar sokup sertçe siker ve gırtlağına boşalırdım ama ürkek bir kuş vardı şimdi karşımda. Biraz daha sikip "geliyorum" deyip çıkardım sikimi ve boşalmaya başladım. Çok zevk almıştım Kübra'nın bu ilk ağzına almasından. Dölümün birazı boynuna bir parçası da pantolonuna geldi. Huzurla dinlenme sırası bendeydi. Gözlerimi kapatmadan önce yüzüne baktım, başarmış olmanın gururu okunuyordu gözlerinde.
Kalkıp yanıma oturdu ve koca memelerini bedenime bastırıp başını göğsüme koyup sarıldı bana. Başını öpüp "çok iyiydi aşkım" dedim. Daha da sert sarıldı bana.
Kendime gelince kanepeyi açtım, kanepeye uzandık, ben tamamen o yarı çıplak bir halde. Çekingenliği gitmiş o ara ara gözlerinde gördüğüm ışık sanki kalıcı olarak oraya yerleşmişti. "İlk kez bir erkekle böyle bir şey yaşadım ve çok zevk aldım" dedi. "Daha ne zevkler yaşayacağız seninle bebeğim" dedim. "Biliyor musun bir erkeğin yanında da ilk kez başımı açıyorum" dedi. "Sanki karşıdaki denizin kokusu saçlarıma nüfuz ediyor gibi. Evet, biraz korkuyorum ama öbür yandan çok da keyif alıyorum." İzlediği film ve dizilerde kadınlarla erkeklerin yakınlaşmalarını gördükçe hep aynı şeyleri o da yaşadığını hayal edermiş.
"Seni markette alışveriş yaparken gördüğümde o filmlerdeki sahneler gelirdi aklıma. Benimle ilk konuştuğunda bacak aramda bir ıslaklık hissettim ve aşırı utandım. Sanki herkes benim ıslandığımı anlamış gibi kızardım" dedi. Ben çok az cevap verdikçe Kübra iyice kendini açıyordu. Yarım saat boyunca kendisini, hayata bakışını, sevişirken ne hissettiğini anlattı. "Artık gitmemiz lazım" dedi. Aslında bir sefer boşalmak bana yetmemişti ama Kübra'yı korkutmamam gerektiğini anlamıştım. O banyoya gidip üstünü başını düzeltirken ben de giyinmeye başladım. Az sonra elinde tuvalet kağıdıyla gelip yerdeki dölleri temizledi. "Bir dahakine yanımda çarşaf getireyim, elalemin evinde ortalığı batırmayalım" dedi. Güçlü, istediğinden emin bir kadın çıkıyordu Kübra'nın içinden. "Tamam aşkım dedim kapattığım kanepede kucağıma oturtup. "Uzun uzun öpüştük. Boynunu, yanaklarını, dudaklarını öptükçe beyaz sabun ve gençlik kokusu doluyordu içime. Onu evine yakın bir yere bıraktıktan sonra kendi sıkıntılı evime dönmek beni çok üzmüştü.
35 notes
·
View notes
Text
YENİ HAYAT - 2
Kübra ertesi sabah WhatsApp'tan fotoğraf attığında ofise gelmiştim. Üzerinde beyaz bir leke olan pantolonunun fotoğrafını atmıştı. "Sildim ama bu kadar çıktı sadece. Aslında makinaya atıp yıkayacaktım ama biraz giymek istedim nedense ☺️" yazmıştı. Bir gün önce boşalırken üzerine gelen dölün lekesi sabah sabah yeniden azdırdı beni. "Aşkım sana olan tutkumun kimsenin anlamayacağı nişanı olarak taşı onu üstünde" yazdım, kalp attı mesajıma. "Ne zaman görüşeceğiz bir daha?" dedim. Biraz yoğunmuş market, sayım için akşam geç çıkacağından abisi almaya gelecekmiş. İzin günü belli olunca yazacakmış bana.
Şehirde bunalıp ormanda nefes alır gibiydi Kübra'yla geçen saatler. Evde hanımla paylaşımlarımız iyice keyifsiz bir hale bürünmüştü. Oğlanlar da artık sorunu hissediyor evde daha büyük gerginlik olmasın diye daha az talepkâr davranıp çoğunlukla odalarına kapanıyorlardı.
Sabırsızlığım bir kaç gün sonra dindi. Boş gününde buluşmak için plan yaptık. Kübra'yı alıp Mudanya'ya giderken gözüne yerleşmiş ateşin devam ettiğini görmek onun da benim gibi hissettiğini belli ediyordu. Vitesin üstündeki elimi tutuyor, arabada yaramaz bir çocuk gibi elini bazen bacağıma indiriyor yavaş yavaş bacaklarımı okşuyordu. Ben de arada vites kolundan çektiğim elimle pantolonunun üzerinden bacaklarını okşuyordum ve artık benden kaçmıyordu.
Eve girdiğimizde hemen mantosunu ve türbanını çıkardı. Salonda çekyatı açıp çantasından çıkardığı çarşafı serdi. Yatak odasındaki dolaptan bulduğu yastıkları getirip yatağımızı hazırladı ben koltukta otururken. Gözlerinin içi gülüyordu. Bütün kontrolü eline almıştı. Yatağı hazırlayınca "gelmiyor musun yanıma?" dedi. Ondaki değişimi görmek beni çok mutlu ediyordu, gülümseyerek yatağa geçtim. Gömleğimi, pantolonumu ve çoraplarımı çıkarıp yere attım, tek tek alıp kırışmayacak şekilde koltuğun kenarına koydu kıyafetlerimi. Kanepede otururken elimle üst baldırıma vurdum, hemen gelip kucağıma oturdu. Gömleğini ve sütyenini çıkartırken çok daha rahattı artık. Öpüşürken memelerini emip yalıyor arada elimi bacak arasına atıyordum. Kaçmıyordu artık küçük kuşum sanırım kadın olmaya hazırdı bugün. Ayağa kaldırıp pantolonunu çıkarttım. Küçük küloduyla yeniden gelip kucağıma oturdu ve uzun uzun öpmeye devam etti beni. Üstümde sadece donum vardı ve elini arada sikime atıyor bir haftadır görüşmediği arkadaşına hasretini onu sıkıp bırakarak gösteriyordu.
"Bakireyim biliyorsun" dedi. "Artık bu bekaret belasından kurtulmak istiyorum."
"Emin misin aşkım?" dedim en anlayışlı halimle. "Biliyorsun bunun geri dönüşü yok. Başka şekilde de beraber olabiliriz, malum" dedim elimi arkadan götüne atıp. Hazır olmadan onu bozmak istemiyordum.
"Hayır, normal yoldan yapmak istiyorum bunu" dedi. "Ama bekaretini erkeğe teslim etmenin kadınları köleleştirmesinden de hoşlanmıyorum." Kucağımdan kalktı, çantasından ufak bir havlu çıkardı. Küçük külodunu da çıkarıp havluyu kanepenin üstüne serdi ve amı havlunun hizasına gelecek şekilde kanepeye uzandı. Amı yeni traşlanmış, pencereden giren ışıkta parlıyordu. "Bunu evde mi yapsam diye çok düşündüm ama senin görmeni istedim bunu" dedi. Yanına uzandım donumu çıkardım, sikim dimdikti. Ona sarılmaya çalıştım ama beni biraz itti. Yavaşça klitorisiyle oynamaya başladı. O kendisiyle oynayıp sulanırken benim de sikim artık iyice sertleşiyordu. "Hazırım" dediğinde şimdi onu sikme ve bekaretini alma vaktimin geldiğini düşündüm ama o orta parmağını yaladı ve ince uzun parmağını birden amına soktu.
Önce tiz bir çığlık çıktı boğazından. Amından inceden bekaret kanı akıyordu. Yüzündeki acı ifadesi yavaş yavaş çok rahatlamış bir ifadeye döndü. "Hiç bir erkeğe bekaretimi teslim etmek istemedim ama yine de ilk erkeğim sen ol istiyorum" dedi ve sarıldı bana. Çok şaşırmıştım. Nasıl güçlü bir kadın vardı karşımda! Elini sikime attı ve şaşkınlıktan inmeye başlayan sikimi okşamaya başladı. Hemen dikildi sikim. Biraz doğruldum, havlunun kenarıyla amının kenarındaki kan sızıntısını sildim. "Sen inanılmaz bir kadınsın aşkım. Seni nasıl sikmemi istersin?" dedim. "Üstüme çık" dedi, "ağırlığını hissetmek istiyorum."
Yavaşça altıma aldım Kübramı. Sikimin ucuna tükürüğümü sürüp amına dayadım yarrağımı. "Zarın yırtıldı ama biraz acı hissedebilirsin" dedim. Başını sallayıp onayladı. Önce sikimin başını soktum. Altımda gerilmeye başlamıştı. Yavaş yavaş başını sokup çıkarıyordum, sikimin başına kızlık kanı bulaşmıştı. Biraz daha itince zorlanmaya başladı. Böyle uzattıkça stresi çok olacak diye kalanını tek seferde soktum. Sağlam bir çığlık attı yarrağımı kökleyince, gözleri büyüdü. Kızlığını bozmak önemli bir aşamaydı ama daracık amına koca siki ilk sefer almak da büyük bir aşamaydı onun için.
"Ohhh yavrum! Aldın köküne kadar yarrağımı" dedim. İyice içine yerleşince gevşedi. Biraz oynatmaya çalıştım sikimi ama canı yanınca durdum orda. Sıcacık, am suyuyla kayganlaşmış, kanla kayganlığı azalmış amının dibine yerleştirmiştim sikimi. Biraz bekleyip oynatmaya başladım. Canı yanıyor ama öbür yandan heyecandan terliyordu. Biraz çıkarıp yeniden sokmaya başladım. Az sonra yarısına kadar çekip yeniden sokuyordum. Yüzünde acı ve haz birbirine karışmıştı. Ben yüklendikçe daha az da olsa bağırıyordu. Kısa süre sonra sikimin etrafında am suyunun çağladığını hissettim. Ozgazm olmuş amı gevşemişti. Durmaya niyetim yoktu Artık sikimi vantuz gibi saran amının içinde daha rahat gidip geliyordum çok hafif bollaştığından. Sondaj yapar gibi arada kan çıkıyor ve altımıza sevdiğimiz havluya bulaşıyordu. Biraz daha gidip gelince benim de dayanacak halim kalmamıştı. Amı o kadar dardı ki neredeyse içine boşalacaktım. Gerdek gecesinde gibi hissediyordum kendimi. Sanki onunla beraber ben de ilk ilişkimi yaşıyordum ki ilk seferimde bile böyle çabuk gelmemiştim. Hızla çektim yarrağımı amından ve göbeğine, göğsüne boşalttım bütün döllerimi. Uzun yıllardır yaşadığım en yoğun seksti bu. Yanımda hem saf hem de çok güçlü bir kadın yatıyordu. Kendi bedeni üzerindeki hakimiyetini ilan etmişti. Bekaretini bana vermek istememesine ilk başta bozulsam da şimdi takdir ediyordum onu.
Az sonra elimden tutup kaldırdı, kanlı havluyla sikimi, amının dudaklarını ve üzerindeki döllerimi sildi ve çantasından ince Decathlon havlusunu alıp beni duşa götürdü. İkinci kademede açtığı İhlas ısıtıcı suyu ısıtınca hem kendini hem beni yıkamaya başladı. Sikimi ve amını sabunla yıkayıp eski döneminin izlerini akıp giden suyla tarihe gömüyordu.
Duştan çıkarken beni ayaklarımdan başlayıp kuruladı sonra kendisi kurulandı. Salonda kanepeye uzandık. "Nasıl hissediyorsun kendini?" dedim. "Şahane!" dedi, "Umarım bekaretimi sana vermediğim için bozulmamışsındır?" Şakaklarına bir öpücük kondurdum, "bozulmadım canım, hatta tam tersine gurur duydum seninle" dedim. Güçlü bir genç kadın yatıyordu kollarımda şimdi. Elini yeniden sikime attı ve okşamaya başladı. Sikim dünden hazırdı dikilmeye. O uçları şişmiş göğüslerini yalarken "yavaşş" dedi. Gözüm dönmüş, bu saf kızı gözümde yıllardır göğüslerini emiyormuşum gibi tecrübeli görmeye başlamıştım. Oysa daha ikinci kez bir erkeğin kollarına bırakıyordu kendini.
Daha hassas öpüp yaladım göğüslerini. Bir elimi de amının dudaklarına attım, genç bir kızın ellenmemiş am dudakları vardı elimin altında. "Hadi sen üstüme gel bu sefer" dedim. Yavaşça doğruldu, ben bir elimle sikimi tutarken yavaş yavaş oturmaya başladı sikimin üstüne. Yüzündeki acı çok belli oluyordu. "Acelen yok yavrum, kendini zorlamadan yavaş yavaş sok" dedim. Zorunluluk değil keyif olmalıydı yatağımızda. Sikimi arada çıkarıp am dudaklarına ve klitorisine sürtüyor arada ucunu amına sokuyordu keyifle. Kullanmayı öğrenmeye başladığı yeni bir oyuncak bulmuş gibi mutluydu. Amı alıştıkça daha çok sokmaya başladı yarrağımı. Ben çok ufak hamlelerle ona katılıyor ama asıl kontrolü ona bırakıyordum. Sonunda "Ohhhh!" nidasıyla oturdu kucağıma. Yarrağımı köküne kadar almıştı yine. Yarrağım içindeyken öne arkaya sürtünmeye başladı. Sikimdeki kılların klitorisini ve am dudaklarını okşaması Kübra'yı daha da zevke getiriyordu.
Biraz oturup kalktıktan sonra "Nasıl yavrum, alıştın mı sikime?" dedim. Hem sikime hem sikli yarraklı konuşmalarıma alışsın istiyordum. Yatakta aramızda utanma diye bir duygu olmamalıydı. Hafiften kızarıp "evet alıştım" dedi. "O zaman biraz da ben alabilir miyim kumandayı?" dedim. "Olur ama çok hızla yapma" dedi dudaklarını biraz büzüp. Yavrum benim, sen merak etme alıştırana kadar sert sert siker miyim ben küçük kuşumu? Üzerime yatırıp o büzülmüş dudaklarından öptüm sevgilimi. Şimdi kumanda bendeydi. Yavaş yavaş sokup çıkartmaya başladım amına. Yüzü geriliyordu sokup çıkardıkça. Önce yavaşça geri çekiyor sonra en derinine yeniden sokuyordum sikimi. Kadınlığın ne demek olduğunu öğrenmeye seksten gerçek zevki tatmaya başlamıştı kucağımda sikilirken. Artık korku ve endişe yerini haz ve heyecana bırakmıştı.
"Çok mutluyum aşkım seni sikmekten" dedim bir tık hızlanıp. "Ben de... Ben de..." dedi. Terlemeye başlamıştı. Yavaşça çekip dibine kadar köklemeye başladım. Ağzından Ahhh'la Ohhh arasında bir çığlık çıkıyordu. Üçüncü kez çekip dibine kadar soktuğumda titremeye başladı. Zangır zangır titreyerek boşalıyordu. Amından akan suların ıslaklığı taşaklarıma akmaya başladı. Onun heyecanını ben de yaşıyordum. Sanki ben de onunla beraber ilk gençliğime dönmüştüm. Sikim bu bir kaç sokup çıkarmayla patlatacak hale gelmişti. İki çocuk doğurmuş karımı sikmek gibi değildi bu az önce bekaretini kaybetmiş kızı sikmek. Hemen sikimi çıkardım amından ve göbeğime doğru boşaldım ben de.
Kübra soluk soluğa üzerimde yatıyordu. İkimiz de kendimizden geçmiştik. Vücut sıvılarımız am, sik, taşak, göğüs her yerimize bulaşmıştı. Tek bir beden gibi kaynaşmıştık. Yıllardır hissetmediğim duygular tüm bedenimi ele geçirmişti.
Kalkıp duşa girdik. Sikimde hâlâ kan lekeleri vardı. Bu sefer ben Kübramı yıkadım. Yorulmuştu. Çok rahat yürüyemiyordu. Evine bıraktım, bir ağrı kesici almış ama gayet iyi ve huzurluymuş. Ne zamandır yapmak istediği bir şeyi benimle yaşamış olmaktan dolayı çok mutluymu��. Ben de evime, monoton hayatıma döndüm.
23 notes
·
View notes
Text
YENİ HAYAT - 3
Ertesi gün, pazar günü alışverişe gidelim dedi Canan. "Ben alayım sen uğraşma şimdi" desem de razı edemedim. Kübra'yla denk geliriz diye endişeleniyordum. Ben diğer üç harflilere yönlendirmeye çalışsam da o Kübra'nın çalıştığı markete gitmekte ısrarcıydı. "Bak burada indirim var" dedim diğer bir marketi gösterip, "hem kaliteli hem hesaplı". "Sen ne karışıyorsun eve alacağım temizlik malzemelerine? Her boka da burnunu sokma artık!" deyince cevap vermedim. Kübra'yı öğrenmiş bana oyun mu yapıyordu acaba? Korku ve heyecan sardı içimi.
Market pazar öğlen saatinde boştu. İçeri girince bir yandan arabayı sürüyor diğer yandan çaktırmadan Kübra'ya bakınıyordum. Biz buzdolabının önünde peynir seçerken Kübra'yı tuvalet kağıtlarını düzeltirken gördüm. Tam arkasını dönünce o da bizi gördü ve gözümün ucuyla gördüğüm kadarıyla gözleri kocaman büyüyüp bize kilitlendi. Karım fark etmemişti neyse ki. Ucuz bir markanın kaşarını almaya kalktım, 'o markada ilaç kalıntısı tespit edilmiş' diye aldırmadı, bildiği pahalı marka kaşarı attı market arabasına. Tuvalet kağıdı kısmına geldiğimizde Kübra hemen oradan uzaklaşmaya kalktı ama karım etrafa bakınıp çalışan olarak ilk Kübra'yı görünce hemen yanımıza çağırdı, yan taraftaki sıvı deterjanlar hakkında soru sormaya başladı. Kübra yanımıza gelirken kıpkırmızı olmuş karıma kekeleyerek cevap vermeye çalışıyordu. Ben de strese girmiştim şimdi: Bir yanımda karım diğer tarafta yeni sevgilim... Gerginliğim heyecanımı da tavan yaptırdı. Aslında hem karım hem de sevgilim beraber yaşasak ne mutlu olurdum. Yeni aşk beni salaklaştırmış, o aptal ilk ergen zamanlarıma dönmüştüm. Ama şimdi heyecanım ve libidom tavan yapmıştı. Karımın evden her çıkışında bolca sürdüğü parfüm kokusunu içime çekerken yanımda Kübra duruyordu. Dayanamadım ve bir ara Kübra karımla aramızda dururken elimi arkadan kalçasına atıp götünü okşamaya başladım. Kübra tam promosyon ürünün sadece bahar ferahlığı kokulu olduğunu deniz melteminin promosyona girmediğini söylerken yine kekelemeye başladı. Ben elimle göt yanaklarını yavaş yavaş avuçlarken put gibi kaldı sonra karıma açıklama yapmaya devam etti. Çok uzun sürmedi bu keyfimiz, Kübra yan tarafa geçip diğer deterjanları gösterince sona erdi. Ama sikim birden taş gibi oldu. Kübra'yı çok arzuluyordum.
Hızla kasada ödemeyi yapıp çıktığımızda poşetleri arabaya yükledim ve yakınlardaki evimize geldim son sürat. Kapıda oğlanlara seslendim ve poşetleri ellerine tutuşturup "ben hemen geliyorum, sigara almayı unuttum" deyip arabayı gazladım. Kübra'yı aradım "hemen bir bahane bul dışarıya gel" dedim. Kübra panik olmuştu marketin yan sokağında hemen arabaya bindi "ne oldu?" dedi panikle. Arabayı hızla sote bir yere sürerken cevap vermedim, panikle tekrarladı "ne oldu karın öğrendi mi yoksa?" dedi. "Hayır" dedim sakince "seni özledim", elini alıp pantolonumun üstüne koydum. Sikim hâlâ dimdikti. "Deli misin sen? Abim anahtarı unutmuş deyip izin aldım hemen markete dönmem lazım!" dedi. O sırada bos bir arsaya gelmiştik. Sikimi çıkardım, "aşkım delirdim evet, seni markette görünce inanılmaz azdım. Karım evde bekliyor, senin de çalışman lazım biliyorum ama şunu ağzına al hemen, dayanamıyorum" dedim. Durumumu görüp paniklik bir durum olmadığını anlayınca rahatladı ve yüzüne son zamanlarda gördüğüm o aydınlık, muzip bir gülümsemeyle beraber oturup hemen kafasını apış arama eğdi. "Sen etrafa bakın" deyip sikimi yalamaya başladı. Sanki daha yeni sik yalamaya başlamamış gibi yalıyordu sikimi. Yeni öğrencim çok başarılı çıkmış konuları hemen öğreniyordu. Elimi türbanına koyup bastırıp çekmeye başladım. Hızla kökledim sikimi. Ağzı sıcacık ve ıslaktı. "Ağzındayken dilinle sikimin basının altını yala" dedim.Nasıl yapacağını çok da bilmeden dil darbeleri atmaya başladı. O bilmeme hali beni daha da heyecanlandırıyordu. "Yala aşkım! Yala birtanem!" diyerek arada kalçalarımı kaldırıp arada kafasını bastırıp çekip sikimi gırtlağına kadar sokmaya başladım. Bir elimi de az önce okşadığım götüne atmış bu sefer bol pantolonun belinden elimi sokup o genç götünü rahat rahat yoğuruyor, elimi göt deliğine ve amına kadar uzatıp amını göt deliğini okşuyordum. Bu onu daha da tahrik etmiş sikimi daha hızlı yalamaya başlamıştı. Parmağımı hafifçe amına sokunca ıslanmaya başladığını fark ettim. Benim de sikimin ucuna gelmişti döllerim. Gelmeme yakın sikimi çıkardı derin derin nefes aldı. "Hadi aşkım çok az kaldı" deyip yeniden kafasını bastırınca yine köküne kadar ağzına aldı yarrağımı. İki üç kez daha git gel yapınca boğazına boşaltmaya başladım döllerimi. "Yut hepsini!" dedim. Böyle sert emirler vermiyordum normalde ama bugün istisnai bir durum vardı. Hepsini yuttu bitanecik aşkım. Kafasını kaldırıp nefes nefes bana bakarken dudağının kenarından dölüm tükürüğüne karışmış aşağı sarkıyordu. Parmağımla alıp ağzına soktum, yalayıp onu da yuttu. "Üstüne bulaşırsa karına yakalanırız diye yuttum" dedi gözünden yaş gelmiş bir halde. Genç yaşında bu kadar olgun ve düşünceli olması beni daha da mutlu etti. Torpido gözünden kağıt mendil çıkarıp önce onun yüzünü sonra sikimi kuruladım. Yanağını öpüp "sağol aşkım çok azmıştım" dedim. Gülümsedi. "Hemen beni markete bırak" dedi. Hızla toparlanıp Kübra'yı markete bıraktım. Yan sokakta arabadan inerken üniformasından iş arkadaşı olduğu belli bir kız elinde tuttuğu sigarasıyla bize bakıp pis pis sırıtıyordu. Eve geldiğimde Kübra'ya "sorun oldu mu markette?" yazdım. "Rüya beni gördü ama sorun olmadı, amcamla anahtarı yaptırmaya gittik dedim" yazdı. Haklıydı, amcası gibi görünüyordum yanında. Bozulacak bir durum yoktu bunda. "Çok iyi demişsin akıllı sevgilim benim" yazdım, kalp attı.
Kübra'yla genellikle izin günlerinde Mudanya'da aşk yuvamıza gidiyor bazen iş çıkışı arabayla sote yerlerde sevişiyorduk. Yine arabamla alıp Mudanya'ya gittik. Çok vaktimiz yoktu, hanıma söz vermiştim bugün beraber bir şeyler yapacağız diye. Eve girer girmez kapının arkasına yapıştırdım Kübra'yı. Geçen gün ağzına vermek ateşime bir kaç damla su akıtmıştı sadece. "Yavaş ol" dedi Kübra beni itip. "Bugün ben hizmet edeceğim sana"
Elimden tutup salondaki tek kişilik koltuğa oturttu. Hazır olsun diye çekyatı açıp çantasından çıkartmadığı çarşafı serdi içerdeki dolaptan yastıkları getirip yüzlerini taktı. Ardından yatak odasına giderken "sen burda bekle beni" dedi. Acelem olduğunu söyleyip bu güzel ortamı bozmak istemiyordum. Sabırsızca bekledim salonda, neyse ki çok uzatmadan üzerinde gül kurusu saten kısa bir gecelik ve ayaklarında topuklu ayakkabılarla geldi. Saçlarını kabartmış, kırmızı ruj sürmüştü ama acemice yaptığı makyaj annesinin kiyafetlerini giyen bir kız çocuğu izlenimi vermişti aşkıma. Böyle seksi olma çabası hiç düşünmediği bir yönden seksi yapmıştı ufaklığımı.
Geldi, koltuğun arkasından elini uzatıp gömleğimi çözdü, yavaş yavaş göğsümü okşaya okşaya çıkardı gömleğimi. Sonra atletimi çıkardı ve yine nazikçe yandaki sandalyenin arkasına astı. Ardından gelip önüme oturdu. Kemerimi çözerken başını yukarı kaldırıp seksi seksi bakmaya çalışıyordu. Dayanamayıp yüzünü tutul dudaklarına sımsıkı bir öpücük kondurdum. Biraz öpmeme izin verip ardından "kımıldamak yok ama! Ben sana hizmet edeceğim bugün, oyun bozanlık etme" deyince gülümseyerek çektim elimi. Pantolonumun önünü açınca kalçalarımı kaldırdım pantolonumu çıkarmak için. Pantolonumdan sonra ayaklarımı kaldırıp çoraplarımı tek tek çıkardı. Bilsem sabah çoraplarımı değiştirirdim, dünkü çoraplarım vardı ayağımda. Çoraplarımı çıkarınca ayaklarımın üstüne ufak öpücükler kondurdu. Bacaklarımı öpe öpe yukarı çıktığında artık sikim dikilmeye başlamıştı. Donumu sıyırdı. Ufacık elleriyle sikimi kaldırıp altını, taşaklarımı öpmeye başladı. Çok tahrik olmuştum bu muameleden. Sikimi yine ağzına aldı. Geçen gün boş arsadaki gibi köküne kadar sokup çıkarmaya başladı. Ben oyunbozanlık etmemek için sadece izliyor sunulan hizmetin tadını çıkarıyordum. Kahverengi saçları bacaklarıma ve kucağıma dökülmüş sikimi soktuğu ağzını görünmez kılmıştı. Saçları ağzına girerken "dur şu kadarcık yardım edeyim" deyip saçını topladım. Şimdi daha rahat ağzına alıyor sikimi vantuz gibi emiyordu. Ağzı alışmıştı sikimi yalamaya. Köküne kadar alırken de rahatsız olmuyor kusma hissiyle komple çıkarmıyordu. Saçlarından tutarken ritm verdim ben de biraz. Bastırıp çekerek daha rahat ağzına sokup çıkarmaya başladım. Bugün ağzına boşalıp erkenden ilk kurşunumu tüketmek istemiyordum. Biraz daha yalayınca çıkardım sikimi, "yeter aşkım boşalacağım yoksa" dedim.
Yerden doğrulup dizime oturdu ve boynuma sarıldı. Öpüşmeye başladık. Az önce ağzına aldığı sikimin tadı geldi cok hafiften. Göğüslerini ağzıma verip yalatmaya başladı. İlk günkü arzularına gem vururken titreyen kız gitmiş şuh bir kadın gelmişti sanki şimdi. Geçiş dönemindeydi ama çok yol kat etmişti.
Biraz doğrulup "çok mutluyum aşkım" dedi. "Seninle burada böyle özgürce seviştiğim zamanlar hayatımın en mutlu anları". Ayağa kalktı etrafında dönmeye başladı. "Bir gün belki başımı açıp dışarıda da dolaşmaya başlarım" dedi mutlulukla. "Bu kıyafetle değil tabii" dedi ardından. Perdeleri açık cama yaklaştı. Etrafa bakınıp benim gömleğimi görünce onu giyip bir kaç düğmesini ilikledi. Ben kalkık sikimle onu izlerken dayanamayıp ayaklandım ve arkasından sarılıp boynunu öpmeye sikimi kalçalarına sürtmeye başladım. Pencereyi açtı. Kafasını dışarıya uzatıp saçlarını rüzgara verdi. "İlk kez açık havada rüzgar değiyor saçlarıma" dedi. O pencerede eğilmiş hali artık beni iyice zıvanadan çıkardı, elime tükürüp sikimin başını ıslattım ve sikimi yavaş yavaş domalmış amına sokmaya başladım. Ohhh dedi yavaşça. Ben geride olduğum için çok belli olmuyordum ama o aşağıdan görünüyordu. Sikimi dibine kadar sokunca bekledim biraz ve acele etmeden sokup çıkarmaya başladım. "Çok mutluyum. Çok mutluyum" diye inliyordu pencerede denize karşı sikilirken. Ben de aşık olduğum kızın daracık amını denize karşı sikmekten mutlu mesut takılıyordum. Hızlanmaya başladım. Kafası pencerede öne arkaya sallanıyor inleme seslerini kontrol etmeye çalışıyordu. Gördüğüm kadarıyla deniz kenarında onbeş yirmi kişi yürüyüş yapıyordu. Artık iyice gaza gelmiş sert sert köklemeye başlamıştım. Köküne kadar çıkarıp sertçe vuruyordum. "Ohhhh... Ohhhhh..." sesleriyle boşalmaya başladı. Birisi görür mü duyar mı düşünecek halde değildim, delirtmişti beni Kübra. İyice hızlandım. Ben de boşalmak üzereyken "Hiiiii! Abim!" deyip kafasını içeri soktu. Kübra'yı pencereden biraz geriye çekip iyice kucağıma kilitleyip iki üç giriş daha yaptıktan sonra sikimi çıkarttım ve götüne boşalmaya başladım. Oluk oluk akıttım döllerimi götüne.
Soluk soluğa yere çömeldi. Bir yandan nefesini kontrol etmeye çalışıp öbür taraftan aşağıya bakıyordu. Kağıt peçeteyle sırtını silip "gel aşkım" deyip çekyata yatırdım. Neyse ki abisi sadece yoldan geçiyormuş, yukarıya bize bakmamış. Biraz göğsümde dinlendi. "Ne kadar zor kadın olmak." dedi. Yine hayatını sorguluyordu. Az önceki özgür kelebek gitmiş ürkek bir tavşan gelmişti yerine. "Korkma canım, sen bu zorlukların üzerinden çok iyi geliyorsun" dedim. 21 yaşında değil de 30'larında gibi olgundu gerçekten de. Biraz fazla hızlı gitmeye çalışıyordu sadece. Benim yeniden yüzmeye başladığım bu denize o daha ilk kez ayağını sokmuştu ve tehlikelerinden bihaberdi. Yine de çok hızlı öğrenmişti yüzmeyi. Sarılıp yattık biraz. Onu göğsümde uyutmak bile inanılmaz bir huzur veriyordu bana.
14 notes
·
View notes
Text
Halama tekrar kadınlığını yaşattım. 5
Esma arkası bana dönük bir şekilde o simsiyah ipeğimsi saçlarını tekrar turkuaz başörtüsünün altına saklarken onu izledim. Az önce hayatımın en muhteşem sikişini yaşamıştım. Kendi öz halamla.. Ve eminim ki o da az önce kadınlığının zirve noktasını hissetmişti. Şu ana kadar ki. Ama zirvede bıraktırmaya niyetim yoktu. Esma’nın vücudunun her zerresini, her noktasını tadacak, her hücresine zevkin en uçlarını yaşatacak, onun tüm benliğiyle benim olmasını sağlayacaktım. Balık oltaya çoktan takılmıştı. Sırada avı kaybetmeden yavaş yavaş misinayı oltaya dolamak vardı.
Ben de kendi üstümü giyindikten sonra yavaş hareketlerle Esma’ya yanaştım. Kelimelerimi dikkatli seçmeliydim. Yanağına masum bir öpücük kondurdum. “Tek kelimeyle muhteşemdin. Hayatımda daha zevkli bir an yaşamamıştım. Esma sen mükemmel bir kadınsın.”
Dudakları gülümsüyordu ama yere bakan gözleri endişeliydi. Dişiliğini yaşamakta olan Esma gitmiş ne yaptığının bilincinde olan rasyonel kadın geri gelmişti. Endişesi büyüyüp içini kemiren bir yangın olmadan ufak hamlelerle söndürmeliydim. “Esma bana bakar mısın?” diyerek başını çenesinden tutarak kendime çevirdim. “Az önce yaşadıklarımıza dair en ufak bir pişmanlığım yok. Ben hayatımın en güzel gününü yaşadım. Ama senin için de güzel olduğundan emin olmak istiyorum. Güzel miydi değil miydi gözlerime bakarak söyle.” dedim. Gözlerinde dişiliğini yaşamak isteyen Esma’nın ve evine, ailesine, geleneklerine sadık olan muhafazakar kadının çatışması gayet net bir şekilde seçilebiliyordu. “Serkan oğlum bu yaptığımız şey çok yanlıştı. Çok kötü bir şey yaptık biz halacığım. Çok kötü bir fenalık yaptık.” “Evet ama bana şunu söyle; güzel miydi değil miydi? Ben bu sorunun cevabını istiyorum senden. Yaşadığımız şeyin iyi mi kötü mü olduğunu değil.” Gözlerim tüm kararlılığıyla Esma’nın gözlerinin içine bakıyordu. İki elimle tekrar başını ellerimin arasına almıştım. Elleri bileklerime dokunuyordu hafifçe ellerimi bıraktırmak ister gibi ama sadece tutunup kalmışlardı orada. Kararsızlıktan bir hamle yapamıyorlardı. “Evet ama...”
“Gerisi umurumda değil.” dedim ve dudaklarını öpmeye başladım tekrardan. Ellerimle tekrar başını kavrayıp kaçmasını engelliyordum. Dolgun ama güçten zayıf kolları bileklerimden çekiştirmeye çalıştı ama direnci sadece birkaç saniye sürdü. Dişiliği tekrar ortaya çıkmış, dudakları tekrardan bana teslim olmuştu. Onu uzun uzun tadını çıkara çıkara öptüm. Bu sefer fazla uzatmadan geri çekildim ama yüzü yüzümden milimetre mesafede iken dudaklarına doğru fısıldadım. “Esma seni her ne olursa olsun istiyorum. Ne kadar yanlış olursa olsun. Ne kadar günah olursa olsun. Seni mutsuz, hayattan bıkkın görmek istemiyorum. Seni her seferinde bugünkü Esma halinde görmek istiyorum. Güzel, alımlı, gözleri ve yüzü gülen, mutlu, hayattan beklentisi olan, cilveli, insanın içini kıpır kıpır yapan Esma’yı görmek istiyorum. Seni mutlu etmek istiyorum başka da hiçbir şey istemiyorum.Bana sadece bir şans ver seni dünyanın en mutlu kadını yapacağım.” Esma karşımda titriyordu. Suçluluk duygusu ile mutluluk vaadi yin ve yang edasıyla birbirine karışıyor, Esma’yı içinden çıkmakta zorlandığı bir ruh haline büründürüyordu. Düşman sarsılmışken saldırmaya devam ettim. “Kimseler bilmek zorunda değil. Sadece sana ve bana ait zamanlarda yaşayacağız bu anı. Ne zaman nerede istersen gelip seni bulurum. İş çıkışlarında bundan sonra 1 saat boyunca otobüslerle uğraşmanı istemiyorum. Gelip ben alacağım seni. Her gün sadece 1 saatini bana ayırmanı istiyorum. Söz veriyorum o 1 saati kalan 23 saatten çok daha güzel ve üstün kılacağım senin için. Hepi topu 1 saat. Ama o 1 saat sana söz veriyorum ki hayatımızın en güzel saatleri olacak her gün tamam mı? Lütfen evet de bana. Beni yeni tanıştığım bu Esra’dan mahrum kılma. Dayanamam. Yapamam.”
Sözlerim etkisini göstermişti. Kollarım arasındaki Esma’nın ürperen vücudundan ve nemlenmeye başlayan göz çukurlarından anlamıştım. Şu an konuşacak hali kalmamıştı. Evet hayır demesine bile izin vermeden yavaşça sarıp sarmaladım onu. İpek eşarbının üstünden boynunu hafifçe öptüm. “Söz veriyorum çektiğin tüm cefayı unuttaracağım sana. Yüzünün her daim gülmesi için her şeyi yapacağım. Yıllardır yaşayamadığın kadınlığı ve hayatı tekrar yaşatacağım sana.” Esma kollarını sırtıma dolayıp başını da hafifçe omzuma gömdü ve usul usul ağlamaya başladı. Ben de bir elimle sırtından sarmalayıp diğer elimle eşarbı üzerinden başını okşamaya ve teselli etmeye başladım. “Benim güzel Esma’m. Sen her şeyin en güzeline ve en iyisine layıksın. Sen güllere layıksın. Gülümsemeye layıksın. Hayatın en güzel yaşanılanına layıksın...”
Eve giderken içim kıpır kıpırdı. Sadece 1 saat önce hayatımın en zevkli sikişini yaşamıştım. Halamla.. Sikim hala dimdik bir şekilde arabayı sürüyordum. Halamı evine yakın bir yerde indirip eve doğru yollanmıştım. Gözlerim yolda olsa da beynim hala sikişin her anını, her detayını tekrar tekrar yaşıyordu. Dudaklarına ilk yapıştığım an, turkuaz başörtüsü üzerinden kavradığım saçları, o yumuşacık dolgun vücudu, pırıl pırıl parlayan gözleri, yürek yakan gamzeleri, hafif sarkmaya başlayan kocaman memeleri, azgın nehirler gibi çağlayan şelalesi... Aklıma geldikçe azıyor azdıkça tekrar Esma’yı sikmenin hayalini kuruyordum. O ateş yakılmıştı. Sıra alevin harlanmasında, sönmesine izin verilmemesindeydi.
Kafamda yavaş yavaş Esma’yı tamamen bana ait bir köle haline getirmenin yolu şekilleniyordu. Uzun bir süreç olacaktı. Ama o kocaman götü saçlarından tuta tuta sikmenin hayali bu uzun ve zorlu yolculukta karşılaşacağım zorlukları gözümde bir hiç kılıyordu. Eve varıp direk duşa girdim. Sıcak suyun altında az önce yaşamış olduğum muhteşem sikişi tüm detaylarıyla tekrar yaşayarak boşaldım. Esma resmen beynimin her noktasına nüfuz etmişti. Onu düşünemeden 10 saniye geçiremiyordum. Ama Esma’ya tekrar sahip olmak istiyorsam sakinleşip kafamı toplamam gerektiğini biliyordum. İkinci postayı da attıktan sonra biraz olsun rahatlamış bir şekilde banyodan çıkıp odama geçtim. Kurulanıp üstüme bir şeyler geçirdikten sonra telefonu elime aldım. Saat 8’e geliyordu. Esma’yı evine bırakalı neredeyse 2 saat olmuştu. Bir daha ki sikişin taşını döşemek üzere Esma’yı aradım. Telefon çok beklememe gerek kalmadan açıldı. “Müsait misin?” “Evet müsaitim.” “Kimse yok yanında değil mi?” “Hayır yok.” Sesi nötr gelmeye çalışsa da kafasının karışık olduğu belliydi. “Yarın sana aldığım kırmızı bluz ile beyaz eteği götür iş yerine. Seni almaya geldiğimde onları giymeni istiyorum.” karşı taraftan hemen ses gelmedi. Kafası karışık olsa da hafif heyecanlandığını biliyordum. “Serkan oğlum bir daha aynı şeyi yapamayız. Bir anlık nefsimize yenik düştük. Tek seferlik bir şeydi o. Unutalım ikimiz de o olayı lütfen.” Böyle bir cevabın geleceğini tahmin ediyordum. Yüz yüze olduğumuz zaman ki kadar kolay olmayacağının farkındaydım. Bilerek birkaç saniye duraksadım. “Tamam ama yine de yarın o kıyafetlerini giymeni istiyorum senden. Yarın seni almaya geleceğim ve seni son bir kez en güzel halinle alıp yemeğe çıkaracağım. Geçen ki gibi bir yere gitmeyeceğiz söz. Sadece yemek yiyip döneceğiz tamam mı?” dedim. Esma yine hemen cevap vermedi. Cevabım onun şaşırtmış olacaktı. Muhtemelen sinirlenip kapatmamı ya da öfkeyle bir şeyler söylememi ya da kendisini yalvar yakar ikna etmemi bekliyordu. Beklediği cevap gelmeyince biraz afallamıştı ama cevabımı ölçüp biçecek zamanı yoktu. Telefonda fazla uzunca konuşursa eniştemin şüpheleneceğini biliyordu. “Tamam ama bir daha böyle şey yapmam haberin olsun.” “Tamamdır hala sıkıntı yok. Sadece güzel halamı son bir kez güzel bir akşam yemeğine çıkarmak istiyorum hepsi bu. Hadi ben seni fazla tutup da zor duruma sokmayayım tamam mı?” “Tamam yarın akşam görüşürüz oğlum.” dedi. Ben de daha fazla uzatmadan “Hadi yarın görüşürüz.” deyip telefonu kapattım.
23 notes
·
View notes
Text
Halama tekrar kadınlığını yaşattım. 4
Bir anda ellerimi zevk noktalarından çekip başını kavradım ve tekrar dudaklarına yapıştım. İki ellerimle sımsıkı kavradığım başını üçüncü bir taraftan dudaklarım ile kitledim. Zevk çığlıklarının yerini tekrar iniltilere bırakmasını sağladım. Dudaklarını uzun uzun dudaklarımın arasında tuttum, emdim, yaladım. Yeterince sakinleştiğine ve kıvama geldiğine emin olduktan sonra hızlı bir şekilde pantolonumu çıkardım.
Sikim hayatımda hiç olmadığı kadar dimdikti. Gerçekten de üniversitede en aktif olduğum zamanlar dahil böylesine azdığım bir anı hatırlamıyordum. Esma’nın eteğini ayaklarına kadar yırtarcasına indirdim. Uzun bir süredir kapalı olan gözleri tekrar açılmıştı. Gözlerinde o kaçınılmaz eşiğe gelmiş olmanın getirdiği korku ve şevk karışımı vardı. Korkan Esma’yı geriye atıp şehvet dolu Esma’yı sahneye çekmek için kulağına “Esma çok güzelsin.” diye fısıldadım. Dudaklarımdan sırılsıklam olmuş dudakları hafifçe kıvrıldı. Artık önümde en ufak bir engel yoktu. Bacaklarını kavrayarak hafifçe yukarı kaydırdım. Artık derisine sığmayan sikimi Esma’nın ılık ılık akmaya devam eden bal kutusuna hizaladım. Esma’nın gözlerinin içine doğru gülümserken sikimi tek bir seferde alev alev yanan fırının en derinlerine daldırdım. Altımızdaki şehri inletecek bir çığlık koptu Esma’dan. Her ne kadar zevkten delirsem de tekrardan başını iki elimle kavrayıp dudaklarına kapandım. Pik anını aştığımızdan emin olduktan sonra dudaklarını tekrar serbest bıraktım.
Bacaklarını belimden iki yana doğru sarkıttım. Başını bu sefer tek elimle saçlarından tutarak kavradım. Diğer elimle sol kalçasını kavradım ki dar olan koltukta rahat rahat gidip gelebileyim.
Yeterince rahat ettiğimi düşünerek yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Esma 2 koluyla sırtımı kavramış kalan tüm vücudunu bana teslim etmişti. Yukarıda sıkıca kavradığım başını istediğim şekilde bir sağa bir sola yatırıp şakaklarına, alnına, burnuna, yüzünün her tarafına yumuşacık öpücükler konduruyor altta ise demir eriten bir fırın gibi yanan amına yavaş ama sert hareketlerle girip çıkıyordum. Aradan çok bir zaman geçmesine gerek kalmadan zevkten dolayı kendiliğimden hızlanmaya başladım. Altımdan çıkmaya çalışan yüksek ama boğuk çığlıklar yavaşlamam için herhangi bir teşvikte bulunmuyordu. Bıngıl bıngıl etlerine yüklendiğim her vuruş, aynı ritimde bir kadın çığılığı getiriyordu altımdan. Muhafazakar 3 çocuk annesi Esma adeta yok olmuştu. Altımda zevkten dört köşe olmayı bırakıp, eriyip bal peteğine dönmüş sadece bir erkek tarafından sikilmenin zevkini çıkaran azgın bir orospu vardı. Attığı her çığlık beni daha da ileri gitmeye zorluyordu. “Harikasın yavrum”larla başlayan tatlı sözlerim çok bir zaman geçmeden “al içine orospu”lara döndü. Esma ise her “orospu” diyişimden sonra sesinin şiddetini yükseltiyor ben normale dönersem onun sesi de normale dönüyordu.
Esma’yı sikmeye başladıktan hepi topu 3-4 dakika geçmişti ki zangır zangır titreyip boşalmaya başladım. Boşalma anında tüm vücudumla Esma’nın dudakları dahil tüm vücudunu kitledim. Şarıl şarıl içine boşalırken tüm dölümü içine almaktan ve bana ait olmaktan başka hiçbir şansının olmadığına emin olmasını sağladım. Döllerim azgın bir nehir gibi onun içine akarken onun zevk suları Niagara şelalesi gibi sikimin dört bir yanından dışarı taşmaya devam ediyordu. İkimizin de vücudu her zerresiyle sırılsıklam olmuştu. Yavaş yavaş gevşemeye başladım. Ben gevşedikçe o da aynı oranda gevşedi. Dudaklarını biraz daha emdikten sonra yavaşça başımı kaldırdım ve gözlerimi açtım. Onun da gözleri gözlerimin karşısında yavaş yavaş açıldı. Kulaklarımızda zirve noktasına ulaşam kalp atışımız ve hızlı hızlı oksijen almaya çalışırken birbirine karışan nefes seslerimiz vardı. Biraz olsun nefeslenebildikten sonra hafifçe gülerek gözlerinin içine baktım. Başta ne olup bittiğine dair fikri olmayan bir şaşı gibi bakan gözleri benim güldüğümü görünce sahibini taklit eden bir köpek gibi gülümsedi. Dağdan gelen serin sonbahar havasının vücutları ürperten akşamında Esma’ya sahip olmuştum. Bundan sonra artık tamamen benim kadınım olacağına emin bir şekilde tekrar Esma’nın dudaklarına yapıştım
22 notes
·
View notes
Text
Sikişmeye Bu Kadar Aç Olduğumu Bilmiyordum
Selamlar, ben Rana, 35 yaşındayım. Aslen İstanbul’luyum ama işimden dolayı İzmir’de yaşıyorum. 20 yaşımda ilk aşkımdan yediğim darbeden sonra, bir daha erkeklerle hiç ilişkim olmadı. İlk aşkımla evlenecektik ama o beni aldattı, hemde benim kızlığımı bozmasına rağmen. Ben de onu terk ettim. Bir daha da, hiç bir erkeğe aşık olmayacağıma ve hiç bir erkekle ilişkiye girmeyeceğime dair kendi kendime söz verdim. Bu sözümü de senelerce tuttum, taki günün birinde Mert benim çalıştığım işyerinde çalışmaya başlayıncaya kadar...
Mert’i bizim ofiste ilk gördüğüm an, derler ya hani (Amının suyu aktı!) diye, aynen ben de öyle oldum işte, resmen amımın suyu akıyordu, onu her gördüğümde, ama yine de son derece resmi davranıyordum. Aklım çıkıyordu kendisine karşı hislerimi anlayacak diye.
Ofiste mesai arkadaşlarımla, hep kadın ve erkeklerin evlendikten sonra kendilerine bakmadıklarından bahseder, göbekli bay ve bayanları eleştirirdik. Birgün yine böyle bir muhabbet esnasında, Mert bana, “Sizi tebrik etmek lazım Rana hanım, gerçekten de kendinize çok dikkat ediyorsunuz!” deyince, mesai arkadaşlarımın gözü üzerime çevrildi. Mert’in bana ettiği bu beklenmedik iltifat karşısında bir an şaşırdım ve “Fakat doğru olan da bu değil mi?” dedim.
O da “Valla çok doğru! Bakın ben eşimden yeni ayrıldım. Evlendikten sonra eşim kendinsini iyice dağıtmştı. Bir türlü kendisine bakmasını, spor yapmasını kabul ettiremedim. Buna rağmen evliliğimiz süresince kendisini hiç aldatmadım. Kendisi ile bir de aynı şirkette çalışıyorduk, eşimi nerdeyse 24 saat bakımsız halini görmeye dayanamadım ve boşandım. O yüzden de şirket değiştirdim, hayatıma bir yenilik gelsin istedim.” deyince, Mert’e olan ilgim daha da arttı. Gece gündüz onu düşünür olmuştum. Evlilikten korkuyordum ve birlikte yaşamayı ise örf ve adetlerimize aykırı buluyordum. Mert’ten de bana açıkca bir teklif gelmiyordu, sohbet sırasında sözleri beni övmekten ileri gitmiyordu. Ben de gurur meselesi yapıp, ona karşı hislerimi belli etmiyordum.
Çalıştığımız ofis, bir pasajın üzerinde bulunan 8 katlı bir işmerkezinin 7. katındaydı. Pasajda ve binada saat tam beş buçukta mesai biter, pasajın kapıları ve kepenkleri otomatik olarak kapanırdı, sadece en alt katta girişte, güvenlik kulübesinde bir tane güvenlikçi kalırdı. O gün ofiste halletmem gereken çok dosya vardı. Arkadaşlarla sohbet ederken ben biraz oflayıp poflayınca, Mert, “Ben sana yardım ederim!” dedi. Arkadaşlar kendi dosyalarını bitirmişler, teker teker ofisi terkediyordu. Mert’le ben, dosyalara öylesine dalmışız ki, mesainin bittiğini ve kapıların kapandığını son anda fark ettik. Bu gibi durumlar için içerde güvenliğe ait düğme var, ona basayım derken Mert bana engel oldu, “Kalan son iki dosyayı da bitirelim, ondan sonra düğmeye basar çıkarız.” dedi. Ben de, “Tamam!” dedim ve masaya, dosyaların başına döndük yeniden.
Dosyaların başında, ben işin bir an önce bitmesi için çabalarken, Mert’in çalışmadığını ve beni seyrettiğini gördüm. Bana, “Sen hep böyle misin?” dedi. Ne demek istediğini anlamadım ve “Nasılım yani?” diye sordum. “Çok alımlı bir bayansın, başını işinden kaldırıp hiç etrafına bakmazmısın?” dedi. Ben de, “Etrafımda bakacak doğru düzgün birşey göremiyorum!” dedim. O da “Peki ben yamuk yumuk’muyum? Neden beni görmüyorsun?” dediğinde, elim ayağım titremeye başladı. Mert ise yanıma iyice sokuldu, nefesini kulaklarımda ve boynumda hissettirerek konuşmasını sürdürdü, bir müddet sohbet ettik.
Bana ‘Benimle uzun zamandır konuşmak istediğini, ancak benim soğuk davranışımdan cesaret alamadığını’ söylediğinde çok hayecanlanmıştım. Birden beni ayağa kaldırıp, boynumdan öpmeye başladı. Ben sanki kukla gibiydim, itiraz edecek gücü kendimde bulamıyordum. Herşeyi oluruna bırakmıştım, sanki bir hayal dünyasındaydım, sanki büyük bir boşluktaydım. Nefesi nefesime vuruyor, dili ağzımın içinde bir vantuz gibi dilimi emiyordu. Bütün kontrol onun ellerindeydi sanki...
Az sonra memelermi avuçlarının içine alıp küçük ısırıklarla emiyordu. Heyecandan bacaklarım titremeye başladı, amım su içinde kaldı. Elini külotumdan içeri soktuğunda ve amımın ıslandığını farkettiğinde, nedendir bilmiyorum ama epeyce utandım. Beni masanın üzerine oturttu ve ani bir hareketle külotumu sıyırıp, çekti çıkardı. Kemerini çözüp pantolonunu indirdi ve bacak arama yanaştı. Sikini her tarafımda gezdiriyor ve “Beni istiyormusun?” diye soruyordu. Ben öylesine şaşkındım ki konuşmaya mecalim yoktu. Sadece onun öpüşlerine arzuyla karşılık veriyordum.
Bu şekilde bir süre öpüstükten sonra, beni masadan yere indirdi, ellerim masaya, arkam onun kucağına gelecek şekilde beni masaya dayadı ve domalttı. Sonra, “İşte bu! Seni ilk gördüğüm andan itibaren, seni burda bu şekilde sikerken hayal ediyordum hep!” diyerek, sikini amım ve götüm etrafında dolandırmaya başladı. Ben heyecandan, korkudan ve zevkten inliyordum, amım iyice sulanmıştı ve amımın suları bacaklarımın içlerinden dizlerime kadar süzülüyordu. Bacaklarımı iyice ayırdım, sabırsızlıkla Mert’in sikini içime almayı bekliyordum. O ise, sikini eline almış, sikinin kafasını amımın ve götümüm deliğine sürtüp, beni daha da çileden çıkarıyordu...
Daha fazla dayanamadım ve “Ne olur sikişelim artık, hadi sok lütfen!” diye yalvardım. Mert de, “Tamam canım sikişecegiz, önce sikimi bir al ağzına!” dedi ve saçlarımdan tutarak beni doğrulttu, yüzümü kendisine doğru çevirdi, önüne diz çöktürerek, sikini ağzıma uzattı. Ben derhal sikini yalamaya ve emmeye başladım. Kafamı sikine doğru bastırıp, “Hepsini al ağzına!” dedikçe ben daha da heyecanlanıyordum ve sikini gırtlağıma kadar alıyordum. Mert gözlerini kapatmış, zevkten inlerken, ben de kendi kendime nasıl böyle birşey yapabildiğime şaşırıyordum...
“Yeter bu kadar sevgilim!” dedi ve beni yine saçlarımdan tutarak ayağa kaldırdı ve beni tekrar masaya domalttı. Parmağını ilk önce amıma, sonra da göt deliğime soktu çıkardı ve bana, “Nerden istiyorsun?” dedi. O an, “Sen nerden istersen ordan!” dedim, (ki ben eski sevgilimle sadece iki defa ilişkide bulunmuştum, her iki defasında da beni amımdan sikmişti, götten hiç denememiştik).
Sikinin yavaş yavaş götüme girdiğini hissettim. Mert işini çok iyi biliyordu, biraz giriyor bekliyor, tekrar yavaşca derinlere kayıyordu. Sikinin götüme ilk girdiği anda duyduğum acı artık kaybolmuştu ve dahası götümün sikilmesinden zevk alıyordum. Beni götümden sikerken eliyle de klitorisimle oynuyordu ve ben zevk çığlıkarıyla titriyor defalarca orgazm yaşıyordum. Az sonra Mert de hayvani bir inlemeyle götüme boşaldı.
Ben tam (Siki inmiştir!) diye düşünürken, sikini götümden çıkarıp amıma sokması bir oldu. Hiç beklemiyordum ve acayip derecede şaşırmıştım, siki taş gibiydi. Sikini sert bir şekilde amıma sokup çıkardıkça ben tekrar zevk çığlıkları atmaya başladım ve masanın kenarlarına sıkıca tutunup düşmemeye çalışıyordum. Amımı öyle sert sikiyordu ki masa yerinden oynuyor, 'Tık, tık!' sesler çıkarıyordu. Mert amımı sikerken aynı zamanda da, “Sen benim orospumsun, kaltağımsın, benim karımsın. Götünden de amından da sadece ben sikerim seni, benden başkası sikemez bu harika amı ve götü!” dedikçe, ben daha da zevke geliyordum ve durmadan orgazm oluyordum...
Mert bir ara iyice hızlanınca, ben tam kendi kendime (Şimdi boşalacak!) diye aklımdan geçirdim ki, sikini amımdan çekti çıkardı, beni çevirdi ve sırtüstü masaya yatırdı ve üzerime eğildi. Dudaklarımız yine vakum gibi birbirine yapışmıştı. Vücutlarımız arzudan yanıp kavruluyordu. Her tarafımı yalıyor, öpüyor ve kokluyordu. Sanki sikişmeye yeni başlamıştık. Sanki on dakika önce beni götten sikerken bağıra bağıra boşalan biz değildik...
Bacaklarımı ayırıp sikini amıma sokmak istediğinde, siki amıma girmekte zorlanıyordu. Amım boşalmalarımdan dolayı kurumuştu. “Şimdi sulanır merak etme!” dedi ve belimin altına ceketini koydu, başladı amımı yalamaya. Klitorisimi emdikçe ben zevkten bağırıyordum, çığlıklar atıyordum. Nasıl olsa sesimizi duyan olamazdı. Yedinci kattaydık ve kos-koca işmerkezinde bizden başka kimse yoktu. Herşeyde özgürdük. Ben zevkten inleyip bağırdıkça, Mert de, “İşte bu! Kadın dediğin sikişirken altında yılan gibi kıvranacak, inleyecek bağıracak!” diyordu.
Amım hafiften nemlenince, ayaklarımı omuzunun üstüne yerleştirdi, bacaklarımdan çekerek amımı sikine iyice yanaştırdı. Sikini amımın dudakları arasında bir ileri bir geri gezdirmeye başladı, sikinin kafasını amımın deliğine değdirip geri çekiyordu. Amım öylesine sulanmıştı ki, sanki amımı diliyle yalıyormuş gibi zevk almaya başladım ve inleyerek, “Hadi!” dedim ve sikini amıma sokmasını bekledim.
Mert ise duraksadı ve “Hadi, ne?” diye sordu. Ne demek istediğimi bal gibi de anlamıştı, ama benden müstehcen sözler kullanmamı bekliyordu. “Benden yapmamı istediğin şeyi açıkça söyle!” diyordu. Ben de ne isterse onu yapıyor onu söylüyordum, altında inleyerek, “Amımı sikmeni istiyorum!” dedim. Bütün bunları nasıl söyleyebiliyordum ve dahası nasıl yapabiliyordum bilmiyorum, ama bedenimi ona teslim etmiştim seviştikce vücudum acaip gevşiyordu...
Ben bunları düşünürken, sikini amıma öyle bir soktu ki, ben resmen bir hayvan gibi böğürdüm. Sikini amıma sokuyor çıkarıyor ve bana inlemeyle karışık müstehcen sözler söylüyordu. Sikini amıma kökledikçe benim iniltilerim daha da çoğalıyor ve ofisin duvarlarında yankılanıyordu. Arada bir duracakmış gibi yapıyor ve “Söyle orospu, seni sikmemi istiyormusun? Bırakalım istersen?” deyip benimle oynuyordu.
Ben de, “Hayır, durma! Sikmeye devam et! Ne olursun sik beni!” diye ona yalvardıkça o bundan büyük zevk alıyordu ve daha sert ve hızlı sikiyordu. Artık ikmizin de haykırısları ve iniltileri değişmişti, resmen hayvanlar gibi sesler çıkarıyorduk. Hareketleri daha da sertleşmişti, artık sikini tamamen içimde hissediyorum. O kökledikçe ben inliyordum, ben inledikçe o köklüyordu. Hareketleri hızlandıkça taşaklarının amıma çarpma sesleri gelmeye başladı. Birlikte, “Evet evet, çok güzel, harika, ohhhh, yes, yes!” sesleriyle aynı anda sarsıla sarsıla boşaldık ve birbirimize kenetlendik...
Mert’le ilk sikişmemiz işte böyle oldu. Daha sonra Mert’le evlendik ve sikişmelerimiz halen aynı hızla devam ediyor. Düşünüyorum da, iyi ki o gün halletmem gereken çok dosya varmış, iyi ki Mert bana yardım etmek için kalmış, ve iyi ki mesai bitimini kaçırmışız ve akşam pasajın kapıları kilitlenmiş...
21 notes
·
View notes
Text
ABLASINI SİKTİREN KARDEŞ ENSEST
.ismim ümran 42 yaşımda balık etli güzel bir kadınım koçam erol 47 yaşında seks manyagı desek daha dogru olur koçam sabaha kadar sikişse doymayan bir adam bu beni mutlu ediyor ama bazende bıktırıyor her fantaziyi uygular ama en çok götümü sikmek isterdi 22cm uzunlugu 15 cm kalınlıkta yaragını kaç defa denedik korkudan alamadım agzıma boşalmayıda çok sever ama ben onuda yapmamıştım zevkten emerim yaragını çünkü koçam bir kadını yatakta mutlu etmesini çok iyi bilir yılar sonra ikisinide yaptım bunlarıda anlatacagım ama esaz anlatmak istedigim ablamı nasıl siktirdim ablam 55de bir kadın balık etli dolgun iri gögüslere iri yuvarlak kalçalara sahip bir kadın ablam aysel sık sık bize gelir kalır koçam erol ablama çok iyi davranmasına ragmen ablam koçamın her hareketine kızar nedenini sonradan ögrendim ablamın gözü koçamdaymış koçamla sikişmek istemiş koçam kabul etmemiş erol akşam yine geldi ablam bizde ablam erolu terslemeye başladı erol artık bıkmıştı ablama git koçana karış bir dahada benim evime gelme ablamla kavgaları büyüdü nede olsa ablamdır diyerek taraf tutum ablam bu eve gelmezse bende gelmem giderim ablamla beraber ablamın evine gitik 3 aya yakın zaman koçamdan ayrı kaldım ablam devamlı koçamı kötülüyor ondan koça olmaz gibi konuşuyordu ama erol geldi özür diledi barıştık evime geldim geçe yataga girdik soyunduk ateşli sevişmeye başladık koçam sekste zafımı biliyordu sabaha kadar amımı yalasa doymadıgımı biliyor sikişmekten çok amımın yalanmasından zevk aldıgımı amımı yallamaya başladı yarım bırakıp beni ters cevirdi götümün deligini yalıyordu götümü öyle yalıyorduki zevkten ucmuştum yaragını daracık götüme soktu ne yaptın koçaçım kafası girdi artık hepsini sokayım sabaha kadar amını yalarım canım sık dişini kasıklarımı tutup sikiyordu götümü aldıgım açı kadar zevkte alıyordum ama sabaha kadar yalıyaçaktı amımı erol inliyerek götüme sıçak tohumlarını fışkırtmıştı yaragını götümden cıkardı bak yılardır korkuyordun korkulaçak kadar degilmiş ama çok açıdı artık bu kadar acımaz biraz hasret giderdik erol bir sigara yaktı salona geçtik sigarasını içene kadar sohpet etik çanım amımı yalamıyaçakmısın yalyaçagım yataga geçtik 69 olduk koçamla 3 aya yakındır yarak özlemim vardı erol altımda amımı yalıyor ben hasretle yaragını emiyorum zevkten erolun baçaklarına tırnaklarımı geçiriyorum kaç defa doruga cıktıgımı bilmiyordum ama agzıma erol boşalmasıyla kendime gelmiştim bagırarak çıkarma agzından em canım em yaragını cıkarmadan emerek hepsini, yutum ne erolda nede bende derman kalmamıştı sarılıp uyuduk sabah erol kalçalarıma vurarak uyandırdı kalk çanım kalkıyorumda sen bir şey unutmadınmı ne canım amımı agzımı götümü siktin amım küsmezmi küser birde amımdan sikti beni banyomuzu kahvaltımızı yaptık erol git bir baktım ablam geldi sanki erol onu kovmadı bizi ayırmak istemdi gibi akşam erol gelinçe şaşırdı ben ablam nede olsa peki hoş beş derken geçe yatagımıza geçtik erol ile ateşli şekilde sikişiyoruz ablam bizi duymuş sabah erol giti ablam konuşmaya başladı nasıl sikişiyorsunuz sesiniz odama geldi utanmıyormusunuz bizde yapıyorduk ama böyle bagırmmazdım erol seni nasıl sikiyor böyle bagırıyorsun sende olsan bagırırsın erol senide bagırtsın pis utanmaz koçanamı beni siktirmek istiyorsun aman abla ikimiz konuşuyoruz ne var bunda kim duyaçak öylede koçam duysa öldürür nerden duyaçak erol siktimiki seni erol sikermi beni ne bileyim siker baktım ablam meyili gece erol ile odamıza geçtik ablamla konuştuklarımı anlatım erol kızım ablanbenimle sikişmek istiyor zaten önçe inanmadım anlatı bana git çagır ablanı gelsin gitim ablam naza cekti enişten duyarsa duymaz gel odamıza geldi erol gel baldız gel istedigin olaçak soyun yavrum ablamı soyundurdum ablam erolun yaragına öyle bir sarılıp agzına aldıkı emiyor içimden erolda bunu istiyordu zaten erol ablamın agzından cıkardı iri gögüslerini emiyor ablam inliyordu erol kalktı ablamın üstünden ben ile ablamı 69 yaptı ablam üste amımı yalıyor ben ablamın amını yalıyorum erol ablamın arkasına geçti ablamın götünü sikmeye başladı ablam koçamın yaragını aldı zevklede amımı yalıyordu erol arkadan sikiyor taşakları yüzüma degiyordu sonunda erol ablamın götüne boşalıp yaragını cıkarıp ablamın agzına verip emdirdi sabaha kadar sikiştik koçam haklıymış hoşça kalın.
95 notes
·
View notes
Text
Afeti Kocasıyla Birlikte Siktik Sandviç Yaptık
Merhaba, Benim yaşadığım ve itiraf etmek istediğim olay, bundan beş sene önce başıma geldi.
Bir barda içkimi yudumluyordum, beni dikkatle izleyen, karı koca olduklarını sonradan öğrendiğim bir çift dikkatimi çekti. Ben de onlara dikkatli bakınca, çiftin erkek olanı yanıma geldi ve beni masalarına davet etti. Oturup tanıştıktan sonra sohbet etmeye başladık. Tabi bu arada içkilerde içiliyor. Derken sohbet evli çiftlere ve eşler arasındaki seks ilişkilerine geldi. Kendilerinin mutlu bir evlilikleri olduğundan ve yatakta çok iyi bir çift olduklarından, ama sekste değişik bir şeyler yaşamak istediklerinden bahsettiler.
Bu arada kadının adı Afet. Sarışın ve adı gibi tam bir afet. Sohbet ilerledikçe üçüncü kişiyle seks fantazilerini gerçekleştirmek istediklerini ve beni üçüncü kişi olarak düşündüklerini söylediler. Tabiki ben hemen kabul ettim ve kalkıp evlerine gittik. Eve girdiğimizde Afet, "Ben üstümü değiştirip geliyorum." diyerek yatak odasına gitti. Biz de birer kadeh içki alıp salonda hem sohbet ediyor hemde Afet'in gelmesini bekliyorduk, tabi konu seks.
Az sonra Afet yanımıza geldi. Altında diz altı tayt, üstü badi, badinin altında sütyen yok. Kocasıyla arama oturup hiç bir şey sormadan beni ve kocasını öpmeye başladı. Bu arada benim sikim kazık gibi oldu. Afet pantolonumun üstünden sikimi okşamaya başladı, ben iyice çıldırdım. Afet fermuarımı açıp sikimi görünce hayretle baka kaldı ve "Tam aradığım gibi bir yarrakmış." dedi ve hemen ağzına alıp emmeye başladı. Tabi ben de taytının içine elimi sokup amını kurcalamaya başladım. Afet sikimi o kadar güzel yalıyordu ki, ben fazla dayanamayıp ağzına boşaldım. Afet dölümün hepsini iştahla yalayıp yuttu.
Afet'in kocası soyunmuştu ve hazır vaziyette bekliyordu. Karısını da ayağa kaldırıp soydu. Afet'in her tarafı çırıl çıplak bir şekilde gözlerimin önündeydi. Adam yarağını karısının önce ağzına verip daha sonra amına kökledi. Ben de tekrar iştaha geliyordum. Adam karısını sikip ağzına boşaldıktan sonra, "Şimdi sıra sende!" deyip Afet'i bana bıraktı ve bizi izlemeye başladı.
Ben önce Afetin amını bir güzel yaladım. Sonra 69 olduk ve o da benim sikimi yalıyordu. Ben daha önce ağzına boşaldığım için benimkinin bu sefer geç geleceği belliydi. Afet'i yatırıp bacak arasına yanaştım. Artık Afet'in kaymak gibi amına girebilirdim. Sikimi amının deliğine ayarlayıp birden sonuna kadar kökledim, Afet derin bir Ohhh çekerek inlemeye başladı. Afeti öyle bir hızlı tempoda sikiyordum ki, altımda resmen çıldırıyordu. Arada bir sikimi amından çıkarıp tekrar ağzına veriyordum, o da sikimi köpek gibi emiyor ve somuruyordu...
Afet'e, "Senin götünü de sikmek istiyorum." dediğimde, "Ben şu anda herşeyimle seninim, her yerimi istediğin gibi sikebilirsin, fakat senin sikin biraz kalın, lütfen önce yavaşca sok!" dedi. Ben de, "Sen hiç merak etme, götünü öyle bir sikeceğim ki, zevkten bayılacaksın!" dedim. Afeti önümde dört ayak üstüne domalttım, arkadan götünün mosmor deliği meydana çıktı. Dilimle önce götünün deliğini iyice yaladım. Afet, götünün içine kadar dilimi sokup yaladıkca çıldırıyordu ve "Yeter artık, sok o sikini götümün derinliklerine!" diye yalvarıyordu...
Hemen pozisyonumu aldım. Sikimin başini göt deliğine dayadığımda götünün deliği alev gibi yanıyordu. Yavaşca göt deliğine girmeye başladım. Ben götünün derinliklerine girdikce Afet, "Kökle erkeğim, hepsini sok!" diye feryat ediyordu. Sonunda götünün en derin noktasına kadar girmiştim ve tempolu bir şekilde götünü sikiyordum. Afet'in götüne git gel yapa yapa artık boşalmak üzereydim ve "Ben geliyorum!" dedim. Afet, "Götümün en derin yerine boşal!" diye inliyordu ve ben de öyle yapip götünün en derin yerine boşaldım. Boşaldıktan sonra sikimi hemen çıkarmadım, sikim götünün deliği içinde kendiliğinden küçülene kadar bekleyip öyle çıkardım.
Bizi sikişirken izleyen ve 31 çeken kocası da boşaldı. O anda üçümüz de mutluyduk. Hep birlikte banyoya gidip temizlendik ve tekrar salona geldik.
Birer sigara ve içki içtikten sonra biraz dinlendik ve tekrar kendimize geldik. Afet kendisini bu sefer ikimizin birlikte sikmemizi istediğini söyledi. Benim canıma minnet, "Tamam!" dedim. Kocası yere uzandı, Afet amıyla kocasının sikinin üstüne oturup ileriye doğru uzandı ve ben de arkadan yerimi alıp Afet'in göt deliğine sikimi soktum. Afet aramızda sandviç olmuş, iki yarrağın birini amına birini götüne yemenin tadını çıkarıyordu. Tabi ben de böyle bir afeti her türlü pozisyonda siktiğim için zevkten uçuyordum...
Sikişirken Afet kaç kez boşaldı saymadım ama birçok kez boşaldığı belliydi. Ve her boşalışında, "Daha sert sikin, beni yarrağa doyurun!" diye inliyordu. Az sonra kocası altta titreyerek Afetin amına boşaldı. Ben de artık Afet'in götünün içine patlamak üzereydim ki, Afet, "Ağzıma boşal, dölünün hepsini yutmak istiyorum!" diye yalvardı. Sikimi götünden çıkarıp ön tarafa geçtim ve Afetin ağzına soktum. Afet sikimi biraz yaladıktan sonra fazla dayanamadım ve ağzının içine boşaldım.
Hep beraber rahatladıktan sonra, ikisi de bana teşekkür edip öptüler. Vakit çok geç olmuştu, birer kadeh daha içtikten sonra ben, "Artık gideyim." dedim. "Bu gece burda yat." dediler ve ben de kaldım. Birlikte yatak odasına gittik, Afeti aramıza aldık ve öylece yatıp uyuduk.
Sabah uyandığımda kocası işe gitmişti. "Ben de gideyim." dediğimde, Afet, "Sabah sikişi yapmadan mı gideceksin?" dedi. Sabah sabah Afetin hem amını hem götünü birkez daha siktim ve Afeti yatakta memnun bir vaziyette bırakıp evden ayrıldım...
32 notes
·
View notes
Text
Yengemin Kavun Gibi Göğüsleri ve Dantelli Külodu
Meraba, ben İzmir'den Hakan, 20 yaşında, 1.90 boyunda, esmer ve çekici biriyim. Sizlere, bundan yaklaşık 6 ay kadar önce yaşadığım, yengem ile aramda geçen bir olayı anlatmak etmek istiyorum. Yengem, hafif kısa boylu, balık etli, çok güzel kalçaları ve kavun gibi göğüsleri olan, sexy bir kadın. Abimle evlendiklerinden beri, sürekli yengemin kalçalarını ve göğüslerini hayal ederek 31 çeker boşalırdım.
Abim yurtdışına çalışmaya gitmişti, giderken de benden, yengem yalnız kalmasın, korkmasın diye onlarda yatmamı istemişti. Ben de büyük bir sevinçle kabul etmiştim. Ben balkonda açık havada yatıyordum, yengem de 8 aylık çocuğu soğuk almasın diye içerde yatardı. Abim gideli 3 ay olmuştu. Bazı geceler yengem uyuduktan sonra, banyoda kirli çamaşır sepetini karıştırıyor, yengemin iç çamaşırlarını kokluyordum. Hele bir tane kırmzı dantelli külodu vardı ki, beni deli ediyordu. Yengemin özellikle o külodunu yalayarak sanki yengemin amcığını yalar gibi oluyordum ve boşalıyordum.
Bir gece yengemle oturup havadan sudan falan baya bir sohbet ettik. Vakit geç olmuştu, yengem, "Benim uykum geldi, yiğenin dün gece beni uyutmadı. Saat 01:00'e geliyor, hadi kalk, sen de git yat!" dedi. Kalktım ve yatağıma gidip uyudum. Bir süre uyuduktan sonra uyanmıştım, saate baktım saat 03:30'a geliyordu. Kalktım su içmek için mutfağa gittim. Mutfak ile yengemin uyuduğu oda karşı karşıyaydı, içerden yiğenimin ağlama sesini duydum ve içeri yöneldim. İçeri girdiğimde yengemin iri kavun gibi göğüsleri meydandaydı, yiğenimi emzirirken uyuya kalmış. Yengem çocuğun ağlamasıyla irkilir gibi oldu, ben hemen odadan kaçtım, yatağıma fırladım. Ama aklım yengemin göğüslerinde kalmıştı, dayanamayıp yatağımın içinde 31 çekip boşaldım ve yeniden uykuya daldım.
Sabah kalktığımda yengem herzamanki gibi kahvaltımı hazırlamıştı. Kahvaltımı yapıp evden çıktım, biraz dolaştım. Ama aklım hep yengemdeydi, yengemin kavun gibi göğüslerindeydi, akşamı iple çekiyordum. Neyse ki akşam oldu, ben yine yengemlere gitim. Akşam yemeği, yengemle sohbet, çay falan derken yatma vakti gelmişti. Yengeme iyi geceler diledikten sonra yatağıma gittim. Ama uyumadan önce telefonumun alarm saatini 03:00'e ayarladım, uyanıp yengemi yine o vaziyette görebilmem için. Yatağımda yengemin göğüslerini hayal edip sikimle oynaya oynaya uyumuşum.
Telefonumun alarm sesi ile uyandım, saat 03:00 idi. Hemen yataktan kalkıp sessizce yengemin uyuduğu odaya gittim. Yengem yine dün geceki halindeydi, fakat bu sefer dün gecekinden farklı olan birşey vardı. Yengem eteğiyle uyumuştu. Yengem uyurken yatakta sağa sola döndükçe eteği göbeğine kadar çekilmiş, karpuz gibi kalçaları ve külodu görünüyordu. Bazen kirli çamaşır sepetinden çıkarıp yalayarak 31 çektiğim o kırmızı dantelli külodunu giymişti. Sikim derhal kazık gibi olmuştu ve o anda yengeme saldırmamak için kendimi zor tutuyordum. Elimi daha sikime atmadan kendiliğimden boşalıvermiştim. Sessizce yatağıma gidip uyumaya çalıştım, ama gözüme uyku girmiyordu. Sabaha kadar yengemin o halini göz önüme getirerek sikimle oynayıp boşalıyordum. Sabaha kadar hayalimde yengemi siktim!
Artık yengemi gerçekten sikmeyi kafama koymuştum, ne olursa olsun yengemi sikecektim. Ertesi gece yine telefonumun alarmını ayarlayıp saat 02:00 de uyandım. Yengemin odasına gittiğimde, yengem yine aynı pozisyonda yani kalçaları ve kavun gibi göğüsleri ortada uzanmış, yiğenim de kucağında uyuyorlardı. Yiğenimi yengemin kucağından alıp, beşiğine koydum. Yengemin yanına uzanıp, dilimi yengemin o kavun gibi göğüslerinin uçlarına değdirmeye başladım, bir yanda da sikimi sıvazlıyordum. Yengem birden irkilerek, bir elini başına, diğer elini de kalçalarının üstüne attı. Heyecandan ve korkudan ödüm bokuma karıştı. Ama tam tahrik olmuştum ve dönüşüm yoktu, yengemi sikmek için geberiyordum.
Hafiften yengemin dudağına bir öpücük kondurup, sonra da dilimi göğüslerini yalayarak amcığına doğru götürüyordum, dilim göbeğinin üstüne gelmişti ki, yengem çığlık atarak uyandı ve beni yanında görünce önce şoka girer gibi oldu, fakat birden bağırarak, "Ne yapıyorsun! Delirdin mi!" deyip buluzunu aşağı çekti. Ben cevap vermeden saçlarını okşadım, boynunu öptüm. Yengem, "Dur yapma, ayıp, ben senin yengenim!" dediği halde, ben yengemi okşuyordum. Yengem kızgın ve öfkeli bir şekilde gözlerimin içine ve kazık gibi olmuş sikime bakıyor, "Ne olursun yapma!" diyordu.
Ama ben dinlemiyordum ve kudurmuştum. Yengemi zorla sırtüstü yatırdım ve üzerine çıktım, göğüslerini okşamaya başladım, bir yandan da dudaklarına öpücükler konduruyordum. Yengem altımda çırpınıyor ve direniyordu. Yengemi bileklerinden kavrayıp göğüslerini yalamaya devam edince, artık yengem kurtuluşu olmayacağını anladı ve sakinleşti. Artık kendini iyice bıraktı ve "3 aydır benim de canıma tak etti, bileklerimi bırak ve ne yapacaksan yap!" dedi. Bileklerini bıraktığımda, elini sikime atıp okşamaya başladı. Nerdeyse şortun içine boşalacaktım. Yengemi ellerinden tutup ayağa kaldırdım ve birbirimizi soymaya başladık. Bir yandan da öpüşüyorduk.
Yengem, "Yaraksızlıktan öldüm!" deyip diz çöktü ve sikimi yalamaya başladı. Sikimi köküne kadar ağzına alıyordu ve o kadar güzel yalıyordu ki, 10 saniye içinde yengemin ağzına boşaldım. Yengeme, "Uzan, şimdi de ben senin amcığını yalayacam!" deyip yengemi yatağa uzattım ve hafif kıllı amcığını yalamaya başladım. Yengem saçlarımı okşayıp beni çıldırtıyor, kafamı amına bastırıyordu. Yengemin amı iyice sulanmıştı, am sularını yalıyordum ve aynı zamanda kavun gibi göğüslerini okşuyordum. Yengem zevkten gözlerini kapayıp, "Hadi gir, ne olursun gir!" diye inlemeye başladı. Sikimi yengemin amcığına sürttürmeye başladım. Yengem, "Hadi sok, ama yavaş yavaş sok!" diyordu.
Ben artık çıldırmıştım yavaşı dinlermiydim! Sikimin başını yengemin 3 aydır yarrak yüzü görmemiş amcığına dayadığım gibi kökledim. Yengemin amı zaten sırılsıklam olmuştu, birkaç kez kökledikten sonra, yengem çığlık atarak boşaldı. Ama ben sikmeye devam ediyordum. Yengem, "Ben bittim, ne olur çıkar artık." deyip inliyordu. Onu dinlemeyip halen Git-Gel yapıyordum. Yengemin amcığı o kadar sıcaktı ki, sikimi içinden çıkarmak istemiyordum. Yaklaşık 10 dakika kadar öyle devam ettikten sonra, yengemle birlikte boşaldık. Sikimi amından çıkardığımda, yengem bir 'Ohhhh!' çekerek yatağa uzanıverdi. Ben de koltuğa geçtim, birer sigara yaktık.
Yengem rahatlamıştı ve keyfine diyecek yoktu, "Sigaranın yanında bir de çay olsaydı." deyince, ben hemen mutfağa gidip ocağı yaktım ve çay suyu koyup geldim. "Hadi yenge, çay olana kadar bir kez daha sikişelim!" dedim. Yengem, "Nefes alacak halim kalmadı, biraz dinleneyim, sonra sikişelim!" dedi. Ben de, "O zaman biraz öpüşelim!" deyip dudaklarını öpmeye başladım. Yengemin dilini ağzıma alarak emiyordum, bir yandan da beni deli eden kavun gibi göğüslerini okşuyordum. Çay olana kadar öyle öpüştük ve elleştik. Gittim mutfaktan birer çay doldurup geldim. Yengem çayını içer içmez, ben yatağa uzanıp yengemi üstüme çektim. Ben altta, yengem üstte, bir kez daha yengemi siktim. Birlikte banyoya girip duş aldıktan sonra, yengemle birbirimize sarılarak, karı koca gibi uyuduk.
İşte ilk defa böyle siktim yengemi. Sonraki günlerde yengemi götten de siktim.
39 notes
·
View notes
Text
Çocuk İsteyen Kocam Beni Evsahibine Siktirdi
Selam arkadaşlar. Adım Ayten, 32 yaşında, sarışın, mavi gözlü, 52 kiloda, evli bir bayanım. Çekici bir kadın sayılırım, her dışarı çıkmamda kesinlikle erkekler tarafından iltifatlar alırım. Kocam bir kamu çalışanı ve benim ilk erkeğim. Bu zamana kadar kocam dışında ne biriyle çıkmışlığım nede cinsel ilişkim olmuştur. Sex konusunda bildiğim herşeyi kocamdan öğrendim. Halen de fazla bir şey biliyorum diyemem. Kocam sexten çok fazla hoşlanan biri değil. Sexe başlar başlamaz hemen içime girer, en fazla iki dakika sonra içime boşalır ve yan dönüp yatar. Sexte bu hareketten başka hiç bir hareketini görmedim şu ana kadar. Her defasında böyle oluyor. Böyle olunca da hiç zevk alamam.
Evleneli yedi yıl olmasına rağmen çocuğumuz olmadı. Çocuk yapmayı sürekli deniyoruz ama bir türlü olmuyor. Doktora gittik, kocamdan kaynaklanıyormuş. Sebebi Sperm azlığı imiş ve aslında tedavi ile giderilebilirmiş. Ben bunu hiç sorun etmedim. Kocamı gerçekten çok severim. Bilmiyorum, belki ilk ve tek erkeğim olmasından kaynaklanıyordur. Çünkü dediğim gibi, ondan başka bir erkekle hiç ortamım olmadı. Ama kocam sürekli çocuk çocuk diye tutturuyordu. Bunun gerçekleşmesi için tedaviye gitmemiz gerektiğini konuşurduk sürekli. Ama bu tedaviye başlamak için kocamın ne fırsatı vardı ne de parası yetiyordu.
Doktordan sonra bu konuşmalar günlerce sürdü. Böyle bayağı bir zaman geçti ve kocamın sex yapma isteği gittikçe azaldı. Daha sonraları ise, yatakta kocam sürekli başka erkeklerden, benim başka bir erkek ile sex yaparak hamile kalmam alternatifinden söz etmeye başladı. Neden bilmiyorum ama, kocamla her sex yapışımızda ısrarla bunları konuşarak beni ikna etmeye çalışıyordu. Ama benim bunu nasıl yapacağımı düşünmüyordu. Zamanla başka bir erkekle sex yapmam konusunda baskıları iyiden iyiye arttı. Tamam, sonuçta çocuk sahibi olacaktık, ama benim bir başkası ile sex yapmam düşüncesi kocamın daha çok hoşuna gidiyordu ve onu azdırıyordu. Kocam resmen beni bir başkasına siktirmek istiyordu ve bundan müthiş zevk alacaktı. Bunları ne zaman anlatsa ben hep konuyu kapatıyordum. Çünkü bunları dinlemesi bile beni ürpertiyordu.
Neyse, bu konu aylarca hep dolaşıp durdu yeniden açıldı. Artık bende sabır kalmamıştı. İstemiyordum. Gerçekten bu istediği şeyi yapmak istemiyordum. Ve kocamın bu konuda sorularına da cevap vermiyordum artık.
Kocamla bir gece yatakta sex yaparken yine aynı konuyu açtı. Beni sırt üstü yatırmış hem amıma gidip geliyor, hemde bizim ev sahibimiz Cemal beyi anlatıyordu. Geçenlerde Saunada onun yarağını görmüş ve şok olmuş. Bana, Cemal beyin kapkara, kalın ve uzun bir yarağı olduğunu, onu içime alamayacağımı, amımı yırtacağını söylüyordu. O anda kocamın bana gaz veriyor gibi hali vardı. Cemal beyle benim hakkımda konuştuklarını, çocuğumuzun olmayış sebebini falan anlatmış. Cemal beyin de Liseye giden iki tane çocuğu var. Kocam bir akşam Cemal beyi eve getireceğini ve beni ona sunacağını falan anlatıyordu. Ben de kesinlikle cevap vermiyordum, ne evet nede hayır diyordum. Bir an önce kocamın sikmesini bitirip amımdan çıkmasını bekliyordum.
Dört gün sonra kocam eve geldiğinde elinde bir şişe Rakı ve meze niyetine yanında bişeyler vardı. "Hayrola?" dediğimde, "Bu akşam kafam esti, gel beraber içelim!" dedi. Bense hayatta ağzıma içki sürmedim o güne kadar. Gecenin bayağı bir ilerleyen saatinde şişeyi birlikte yarılamıştk ve kafam iyice dönmeye başlamıştı. Kocam da öyle idi sanki. Bir ara benden kahve yapmamı istedi, kalkıp kahve yapmaya mutfağa gittim. Ben kahvelerimizi hazırlarken kapının zilini duydum. Kocam kapıyı açtı, gelen Cemal beydi. Ama aklımdan kocamın o akşamki anlattığı şeyler ile ilgili hiçbirşey geçmiyordu. Cemal bey ve kocam muhabbet etmeye başladılar. Bir şişe Rakı da Cemal bey getirmişti yanında. İkisi birlikte içmeye devam ettiler.
İçki beni mahfetmişti. Ben kahveleri onlara bırakıp banyoya gittim. Sarhoş olmuştum, başım dönüyordu ve kusmak üzereydim. Vücudum ateş atıyordu. Elimi yüzümü yıkarken kocamın seslendiğini duydum, "Aytenciğim bakar mısın, mezemiz bitti." dedi. Salona gittim, masada boşalanları alıp mutfağa götürdüm. Arkamdan kocam geldi belime sarılarak yanağımdan öptü, "Hazır mısın hayatım?" dedi. Ben de, "Neye hazır mıyım?" dedim. "Bu akşam Cemal bey boşuna gelmedi buraya." dedi. Şok olmuştum. Kocamın suratına bir tokat atıp, "Hayır, istemiyorum!" deyip doğruca yatak odasına gittim. Üzerime geceliğimi giyip lambayı söndürdüm ve yatağa girdim. Yüzümü yastığa gömüp ağlamaya başladım.
Bir müddet sonra kocam yatağa geldi ve beni okşamaya başladı. Daha doğrusu ben gelenin kocam olduğunu sanıyordum, kafamı biran için çevirdiğimde beni okşayanın Cemal bey olduğunu anladım. O an beni görmeliydiniz, az kalsın bayılacaktım. Her yanım titriyordu. Yüzümü yeniden yastığa gömdüm. Cemal bey rahat olmamı söylüyor, sırtımı, omuzumu ve bacaklarımı okşuyordu. Kendime o an şaşırdım kaldım, elin adamına hiç birşey diyemedim. Elim ayağım birbirine dolaştı sanki, çenem tutuldu bir anda. Ama her yanım titriyordu. Altımdaki külodu çıkarmaya çalıştığında direndim ama adam külodumu yırtarak çıkardı.
Eli götümde geziyordu. Boynumu öpüyor, kulaklarımı yalıyor, yataktan kalkıp kaçmamam için de bir eliyle sırtıma basıyordu. Beni yalaya yalaya götüme kadar geldi. Bacaklarımı açmamı istiyordu ama ben müsaade etmiyordum. Bayağı bir direndim ama en sonunda amıma dil atmaya başlayınca ani bir reflexle bacaklarımı biraz da olsa araladım. Aslında itiraf edeyim (kocam dahil) ilk defa bir erkek amımı yalıyordu ve dahası, hoşuma gitmişti ve amımın yalanmasından büyük bir zevk alıyordum. Adam iştahla dilini sulanan amımın içinde gezdirirken, ben zevk alma ve utanç duyma çelişkisiyle yüzümü yastığa gömmüş, olacakları bekler gibiydim.
Bütün bu olanlara nasıl izin verdim halen anlamış değilim. Cemal bey ne zaman soyundu, onu da bilmiyorum, yüz üstü yatıyordum. Fazla sürmedi Cemal bey üstüme uzanarak yarağıyla amıma baskı yapmaya başladı. O ana kadar yarağının boyutları hakkında bir fikrim yoktu. Ama beni domaltıp amıma sokmaya başladığında yarağının ne kadar kalın olduğunu hissettim. Sürekli iteklemesine rağmen kolay girmiyordu. Sadece yarağının kafası zar zor girebilmişti. Bacaklarımı ayırmıştım, ama halen kendimi kastığımdan ve direndiğimden bir türlü tam olarak sokamıyordu.
Bir ara durakladığında sokmaktan vazgeçtiğini düşündüm ve kendimi serbest bıraktım. O bunu bekliyormuş, aniden amıma yüklendiğinde içimin yırtıldığını sandım. Yarağının yarısından fazlası içime girmiş ve Cemal bey halen dışarıda kalan kısmını da amıma sokmaya çalışıyordu. Acıdan avazım çıktığı kadar bağırıyordum ki Cemal bey eliyle ağzımı kapattı.
Hayatımda böyle bir acıyı daha önce hiç yaşamamıştım. O kocaman yarak amımın derinliklerine kadar girip, orada bir yerlere çarptığında acıdan ölüyorum sanıyordum. Cemal bey yarağını amımdan çıkarmadan beni yan çevirdi. O şekilde amıma sokup çıkarmaya devam etti. Çok sert ve hızlı sikmesine rağmen adam boşalmak bilmiyordu. Oysa kocam olsaydı şimdiye çoktan boşalırdı.
Ben canımın acısıyla bunları düşünürken, yatak odası birden aydınlandı. Kocam gelmiş ve ışıkları açmıştı. O anda kendimden utandım. Cemal bey halen bağırmayayım diye eliyle ağzımı kapatıyordu. Kocam Cemal beyin elini ağzımdan çekti ve dudaklarımdan öpmeye başladı. O an kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Cemal beyin amıma her kökleyişinde çığlık atıyordum. Amım müthiş ağrımaya başlamıştı ve sanki iyice genişlemişti. Kocama, "Ne olursun yeter artık, çok acıyor!" dememe rağmen, kocam, "Az kaldı dayan, sıkma kendini, bitiyor..." diyordu.
Bu esnada Cemal bey sürekli pompalıyordu. Bir ara yorulduğundan olsa gerek yarağını amımdan çıkarak sol bacağımı omuzuna alıp tekrar amıma sokmaya başladı. Sağ bacağımın üstüne oturmuş sol bacağımı omuzuna almıştı. O anda yarağını ilk defa doğru dürüst gördüm. Yarağı kapkaraydı gerçekten. Çok vahşi görünüyordu. Kocamınki yanında kürdan kalırdı. Neden bilmiyorum yarağının her yanı beyaz bir sıvıyla kaplanmıştı ve ışıkta parlıyordu. Yarağının damarları çıkmış patlayacak gibiydi. Cemal bey o pozisyonda içime girdiğinde hepten mahfoldum. Köküne kadar amıma sokuyordu. Taşaklarının bile amıma çarptığını hissediyordum artık. O halde hem sikiyor hemde göğüslerimi okşuyordu. Kocam da dudaklarımı ve yanaklarımı öpüyor, "Az kaldı, bitiyor bitiyor..." deyip duruyordu.
Valla ne yalan söyleyim, yarım saatten fazla sikti Cemal bey beni o pozisyonda. Sonunda Cemal bey gelmek üzere olduğunu söylediğinde kocam omuzumdan aşağı bastıryordu. Çünkü iyice hızlanmıştı ve çok daha sert sikiyordu ve ben adamın altından kaçmak için çabalıyordum resmen. Amım mahfolmuştu, yanıyordu, parçalanmıştı sanki. Hem ağlıyor hem de bağırmaya çalışıyordum. Ama bu kez kocam ağzımı sıkıca kapatmıştı. Burun deliklerim kocaman olmuştu resmen zor nefes alıyordum. Fazla sürmedi Cemal bey içime patladı, ama ne patlama, bitmek bilmiyordu. O an öyle bir oldum ki anlatamam. İçimde tuhaf birşeylerin gezindiğini hissedebiliyordum. Amımın içinde öylesine bir yanma başladı ki anlatamam. Kocam içime boşaldığında hiç böyle olmazdı.
Cemal bey az sonra amımdan yarağını çıkarttığında resmen bir boşluk hissettim içimde. Rahatlamıştım. Ama içim hem yanıyor hemde amım müthiş ağrıyordu. Elim ister istemez amıma gitti. Vıcık vıcık olmuştum. Sanki amım ateş atıyordu. Ve kocaman olduğunu hissediyordum. Bir süre ağrının dinmesi için amımı ovdum durdum. Elimi amımdan çektiğimde şok oldum. Avucum kan ve spermle doluydu. Kocam da korktu o an. Cemal bey ise çok rahat bir şekilde, "Birşey yok. Sadece amı çok dardı, zorlayınca yırtıldı, bir süre sonra birşey kalmaz geçer." dedi. Ben ağlamayı sürdürüyordum ve kocam beni dindirmeye çalışıyordu.
Cemal bey kalkıp duş almaya banyoya gidince kocamla yalnız kalmıştık. Ben yan yatmış dizlerimi kendime çekmiş bir halde yatıyordum. Kocamsa sürekli beni öpüp okşuyordu. Bu arada, "Oldu bak, geçti bitti." gibi laflar ediyor, beni çok sevdiğini falan söylüyordu. Bense acıdan onun söylediklerini yarım yamalak duyuyordum. Dakikalarca içimden birşeylerin aktığını hissettim. O şekilde uykuya dalmışım...
Uyandığımda yatakta kocamla birlikte yatıyorduk. Cemal bey yoktu. Kalkmak istedim, ama zorla kalkabildim. Kalktığımda ise yatağın aşırı bir derecede kanla ve spermle batmış olduğunu gördüm. O an kendimi direkt banyoya attım. Uzunca bir duş aldım. Amımı temizledim. İster inanın ister inanmayın dün gecenin kalıntılarını duş yaparken akıttım. İçimde halen Cemal beyin spermleri vardı. Duş alıp kahvaltı hazırlamaya başladım, etrafı ve akşamdan kalan masayı toparladım. Bu arada kocam da kalkmıştı ve direkt yanıma geldi bana sarıldı ve öpmeye başladı. Çok sulu gözlüyümdür. Ben yine ağlamaya başladım. Her zamanki gibi, beni çok sevdiğini, asla pişman olmamam gerektiğini falan sayıklamaya başladı. Hiçbir şey diyemedim ona. Ben de ona sarıldım.
Kahvaltıdan sonra beni alıp yatak odamıza götürdü. Birlikte kanlı ve spermli çarşafı değiştirdikten sonra yatağa uzandık ve sevişmeye başladık. Amım dün gece Cemal beyin o iri yarağından dolayı iyice açılmış ve bollaşmış olmasına rağmen kocamın siki girdiğinde bile içim acıyordu. Neyse ki kocamın sikmesi her zamanki gibi çabuk bitti ve hemen boşaldı içime. Ama anlayamadığım şey, dün gece Cemal beyin spermleri içimi neden yakmıştı. Yatakta bir süre bu konuyu konuştuk kocamla. Gerçi hep o konuştu, ben sadece kafamı sallayarak onay verdim, evet ya da hayır anlamında.
Aradan birkaç gün geçmesine rağmen hep gözümün önünde kaldı bu olay. Babam yaşında bir adamla nasıl sikiştiğimi halen anlamış değilim. Yaklaşık bir hafta sonra kocam eve geldiğinde bana, "Cemal bey bu akşam yine gelecek." dedi. "Bu akşam neden geliyor?" dediğimde, "Hem seni özlemiş, hemde seni hamile bırakma işini sağlama almak istiyormuş." dedi. O akşam Cemal bey belki iki saat boyunca sikti beni ve üç defa boşaldı içime. İlk boşaldığında sanki spermler içime yapışıp kaldı. Bu sefer banyoya gidip amımı temizlediğimde hiç birşey akmadı içimden.
Kısacası Cemal bey beni sikmek için her hafta gelmeye başladı artık. Cemal beyle karı koca gibi olmuştuk nerdeyse. Yaklaşık iki ay sonra hamile olduğumu öğrendim. Kocam ve ben buna çok sevindik. İçimde buruk bir sevinç vardı. Doğacak çocuk belki kocamdan değildi, ama benim bir parçam olduğu kesindi. Onun için ben çok rahattım. Kocam da bunu kabullenmişti zaten.
Cemal bey hamileliğimin beşinci ayına kadar beni sürekli sikti. Bazen kocam varken, bazen de evde ben tekken. Ama bir defa olsun onu ne öptüm, ne de güzel bir söz söyledim. Ne de beni rahatça sikmesi için ona yardımcı oldum. Kesinlikle ondan iğreniyordum. Bu gerçekten böyle idi benim için. Ama doğacak çocuğum için sevinçliydim. Doğum zamanı yaklaştığında hastaneye yattım. Sezeryanla çocuğumu dünyaya getirdim. Üç gün hastanede kaldım, oradan doğru eve. Bir haftada kendimi zor toparladım.
Cemal bey bize sürekli gelip gidiyordu artık. Yeni doğum yaptığım için bir isteğim, bir ihtiyacım olup olmadığını sorup giderdi. Aradan dört ay kadar geçmişti, evde yalnızdım ve çocukla ilgileniyordum. Yine Cemal bey gelmişti. Çocuk için oyuncaklar, yiyecek ve giyecek birşeyler almış. Çocukla oynuyordu. Ona bir kahve ikram ettim. Sonra bana birşey söylemek için yanına çağırdı. Ben de gittim. Beni çok özlediğini söyleyerek öpmeye başladı. Tekrar eskiye döndüğümüzü hissediyordum.
Her nekadar karşı koysam da, beni tutup yatak odasına götürdü ve sikmeye başladı. Yine birkaç kez boşaldı içime. Hayatımda ilk defa ağzıma boşalan erkek de Cemal bey oldu. Yarağını zorla ağzıma verip yalamamı söyledi. Bir anda ne olduğunu anlamama bile fırsat vermeden ağzımın içine boşalmaya başladı. Arkadan kafama bastırdığından böğüre böğüre yuttum bayağı bir kısmını. Boşalması bitince kendimi banyoya zor attım. Ben banyodayken o giyinip "Hoşçakal." dedi ve gitti. Bunu kocama söylemedim.
Haftalar sonra ikinci çocuğa hamile olduğumu öğrendim. Ve şu anda bunları yazarken karnımdaki ile birlikte yazıyorum. Kocam biliyor tabii bu ikinci çocuğun da Cemal beyden olduğunu. Resmen iki kocam vardı artık. Kurtuluşum yoktu hiç. Haftada bir kocamın, haftada bir de Cemal beyin karısı oluyordum. Şu anda hamile olduğum için fazla birşey yapamıyorlar, ama doğurduktan sonrasını düşünmek bile istemiyorum.
İşte arkadaşlar, benim başımdan geçenler bunlar. Hakkımda ne düşünürsünüz bilemem. Ama ben kendimden iğrenmiyorum. Kocam ve çocuk için herşeyi yaparım. Dünyaya getirdiğim o canlıyı görünce herşeyi unutuyorum
56 notes
·
View notes
Text
Badanacının Komşukızı
Selam arkadaşlar. Çarşamba günüydü, Gülsüm, "Hayatım evi badana yaptıralım." dedi. Genelde Gülsüm (sevgilim)haftanın dört günü bende kalır, diğer günler evine giderdi. Bazen yeğeni Arzu'nun evine gider, Nihat'ı azdırır sonra yaptıklarını, bana büyük bir zevkle anlatırdı. Hatta bir keresinde Nihat Gülsüm'ün ağzına vermiş, aşağıdan da Arzu Gülsüm'ün amını yalamakta imiş. Bizimki öyle bir orgazm olmuş ki, zevkten Nihat'ın yarağını biraz fazla ısırmış ve kanatmış. Bunu bana kahkahalarla anlatmıştı.
Her neyse evi boyatmaya karar verdik. Benim iş yerinin yanında bir mağazada, ara sıra götten siktiğim esmer bir sekreter vardı, ismi Lale. Bir konuşma esnasında ona, "Ya, badanacı tanıdığın var mı?" diye sordum. Lale de, "Var, Şükrü amcayı çağırayım bir konuşun." dedi. Bir saat kadar sonra Şükrü bey geldi. Konuştuk, Cumartesi – Pazar için anlaştık. Gülsüm'e telefonda hafta sonu badana yaptıracağımı söyledim. O da bana, "Badana boya işi bitsin, sen bir şeye dokunma, ben evi daha sonra toplarım." dedi.
Cuma gecesi yalnız yattım. Gülsüm yoktu. Yorgunluktan olacak çabucak uyumuşum. Rüyamda Gülsüm taksi ile eve geliyordu. Şoföre adres tarif etmek istedi. Şoför sağol abla demek için arkasına döndüğünde iki saniyeliğine de olsa Gülsüm'ün külotunu gördü. Nefis bacaklar arasında bembeyaz külot inanılmaz tahrik ediciydi. Gülsüm adamın durumunu görünce alay eder gibi bacaklarını biraz daha ayırdı. Şoför resmen çıldırıyordu.
Adam gizlice sikini çıkardı ve Gülsüm'e, "Abla şöyle biraz ortaya gel, arkayı göremiyorum." deyip kızı tam amını görecek pozisyona getirdi. Gülsüm de alevlenmişti. Adamı can evinden vurmak için yavaşça külotunu yana çekti ve camdan dışarı bakarak, hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi amını üstten hafif hafif kaşımaya başladı. Amı sırılsıklam olmuş, nefis orgazm kokusu arabayı sarmıştı. Adam artık sikini alenen eline aldı, bir eli sikinde, bir eli de kah direksiyonda, kah çaktırmadan Gülsüm'ün bacaklarında idi.
Gülsüm baktı ki adam bir kaza yapacak, öne doğru eğilip adamın taş gibi sikini kendi tükürüğü ile am sıvısını karıştırdığı eline alıp oynamaya başladı. Adam çıldırmış direksiyonda olmayan elini artık alenen Gülsüm'ün amına sokmuş, parmağı ile kızı sikmeye başlamıştı. Birden Gülsüm'ün eli döllerle kaplandı. Kendisi titreyerek orgazm olduğunda ben uyandım...
Boxer şortum sırıl sıklamdı. Boşalmıştım. Kalktım, rüyanın etkisini bir duşla attıktan sonra ayaküstü kahvaltımı yaptım. Saat 10:00 gibi kapı çaldı. Elimde çay vardı. Gittim kapıyı açtım. Şükrü bey gelmişti, ama yalnız değildi. Yanında genç bir kız vardı. Merhabalaştık, Şükrü bey bana, "Komşumun kızı Dilek, annesi temizliğe gitti, o nedenle yanıma aldım, ama herhangi bir mahsuru varsa Dilek arabada bekler." dedi.
Ben de ona hiçbir sorun olmayacağını söyledim. İçeri girdik. Dilek en dipteki odaya geçti. Biz Şükrü amca ile (yakınlaştık amca demeye başladım) ilk olarak yatak odamdan başladık. Şükrü acayip iyi bir usta idi ve bir saatte yatak odamı komple boyadı. Daha sonra içeri odalara geçti. Biz Dilek'le yatak odamı yerleştirmeye başladık.
Dilek 19 yaşında olduğunu söyledi. Kumraldı, ela gözleri vardı. 1.65 cm boyunda idi ve incecikti. Üzerinde penye uzun kollu bir streç tişört vardı. Belli ki sütyen kullanmıyordu. Memeleri ufacıktı ama uçları üzerindeki bluzu delecek gibi sivriydi. Altında uzun bir etek vardı ama kumaşı incecik olduğundan her hareketinde götüne, bacaklarına yapışıyor, bazen bacaklarının arasına girip gencecik amının bütün sırlarını ortaya koyuyordu. Müthiş tahrik olmuştum. Belli ki henüz akşamki rüyanın etkisinde idim. Ancak yapacak fazla bir şey yoktu, çünkü Şükrü amca içeride badana yapıyordu. Emanete dokunmak olmamalıydı. Ama gel de bunu sikime anlat. Taş gibi olmuştu bir kere.
"Dilek, şu kutuyu dolabın üzerine koyalım, sen merdivene çık ben seni aşağıdan tutarım!" dedim. Dilek hafifçe ve tahrik edici bir gülümseme ile yüzüme baktı. Vücuduma hafifçe sürtünerek aradan geçti. Ölecek gibi olmuştum. Kalbim son hızla atıyor. Yarrağım tıpkı ikinci bir kalp gibi ancak sadece cinsel arzularımı yönetiyor, Dileği bir an önce sikmem gerektiğini sanki taşaklarıma fısıldıyordu. Yanıyordum.
Dilek merdivene çıktı, kutuyu eline verdim, alttan bacakları ile karışık götünü tutarak, "Aman dikkatli ol!" diyor, elimi ise arkadan bacak arasına kaydırmaya çalışıyordum. Birden kutuyu hızla yerine koydu, arkasını dönerek eteğini kaldırdı, amını tüm ihtişamı ile ağzıma verdi. Külotu yoktu. Sanıyorum banyoya gittiğinde amını temizlemiş ve o zaman çıkarmıştı. Ölmüştüm sanki. Alevler içinde idim. Yarağım at yarağı gibi olmuştu sanki. Bu nasıl bir kızdı Tanrım. Bu neydi böyle?
İçeriden Şükrü amcanın ıslık sesleri ve badana yaparken çıkardığı fırça sesleri geliyordu. Rahattım. Bütün gücümle amı ağzıma bastırdım. Yanlarını ısırmaya, emmeye başladım. Dilim sanki bir sik olmuş amın suyunu yara yara derinlere doğru gidiyordu. Çıldırıyordum. Ellerimi küçücük enfes göte dolamış, ağzımı görmüş olduğum belki en güzel, en taze, en şehvet kokan ama yapıştırmış halde yarım saat boyunca Dileği tam üç kere orgazm ettim. Artık sıra bende idi. İncecik belini kavradım, aşağı indirdim. Yere yatırıp eteğini kaldırdım.
Göğüslerini kopartırcasına avuçladım ve neredeyse artık morarmış sikimi hiçbir şey sormadan amcığının yarığına dibine kadar soktum. Birkaç dakika siktikten sonra içine boşaldım. Belki 20 saniye fışkırdım. Her döl fırlayışında Dileğin etini, göğüslerini biraz daha sıkıyor, kızı resmen parçalıyordum. En sonunda döllerimin gelmesi bitti...
Ben de bitmiştim, inanılmaz bir tatlı bir yorgunluk seli içinde idim. Üzerime çıktı, beni dudaklarımdan, yüreğindeki tüm ihtirası içime akıtırcasına öptü. Dili ağzımın içinde, sanki yüreğime mutluluk tohumları ekiyordu. Baktım, gözleri dolmuştu. Bana, "Sevgilin var mı?" diye sordu. "Evet, var." deyince gözlerinden iki damla yaş süzüldü ve "Beni ilk sen sikmeliydin, ben ilk senin olmalıydım..." diye fısıldadı. Ayağa kalktı, utanıyordu, "Beni ilk Şükrü amca sikti." dedi ve koşarak uzaklaştı. Bir daha onu görmedim. Ama asla unutmadım.
27 notes
·
View notes
Text
Hem Annemi Sikti Hem Beni Sikti
Merhaba, ismim Gülçin. 29 yaşındayım ve evliyim. Uzun boylu, çok güzel, dolgun dik göğüslere, pürüzsüz bir vücuda, yuvarlak popoya ve sütün gibi uzun bacaklara sahip bir kadınım.
Kocamı annem bulmuştu. "Kızım aşkı meşki boş ver, çalışsın evine baksın yeter, aşk karın doyurmuyor." demişti. Kocam gece gündüz çalışır, insanlarla konuşmaz, eve bir bayan komşu dahi gelse bizimle oturmaz, hemen odasına çekilir, utangaç, çekingen bir tip. Ben zorlamasam seks hayatımız yok gibi birşey, sikmesi için zorla üstüme alırım. Oysa seks yapmayı çok seven bir kadınım. Açık giyinmeyi severim. Yolda gören erkekler gözlerini alamazlar, adeta gözleriyle sikerler beni.
Bir gün bir kız arkadaşıma oturmaya gitmiştim. Sohbet uzayınca akşam karanlığına kalmıştım. Durakta minibüs bekliyordum, önümde bir araba durdu ve kornaya bastı. Ben tabii hiç arabaya bakmıyorum. Adam camı indirip, "Gülçin benim, gel eve gidiyorsan bırakayım." dedi. Komşumuz Erol abiymiş. Arabaya bindim, "Sen miydin Erol abi? Ben de kim bu serseri diye düşünüyordum." dedim. Erol abi de gülerek, "Evet, benim o serseri." dedi. Eve doğru giderken, laf atanlardan, bakanlardan konuşuyoruz. Ben, "Erol abi ya, hiç rahat bırakmıyorlar, hep laf atıyorlar, yiyecek gibi bakıyorlar." diye dert yandım.
Erol abi de, "Kızım çok güzelsin, biraz da açık giyinmeyi seviyorsun, sana kim laf atmaz, yiyecek gibi bakmaz?" dedi. "Erol abi, sen de mi?" dedim, "Ne oldu, ben erkek değil miyim, senin gibi güzele bakmayıp ta kime bakacağım?" dedi. Ben konuyu değiştirdim, "Erol abi kaç yıldır komşuyuz, ilk defa arabana binmek nasip oldu, araban güzelmiş." dedim. Erol abi de, "Kızım öyle bir salakla evlisin ki, adam kimseyle konuşmuyor, kocanın yanında da sana 'Gel gezdireyim!' diyemiyorum. Arabam istediğin zaman emrinde, istersen şimdi bile gezdireyim." dedi. "Erol abi bugün olmaz!" dedim. "Ne zaman olur peki?" dedi. "Bilmem, başka bir gün gezelim." deyince, Erol abi arabayı kenara çekti, kontağı kapattı ve "Günü söyle gidelim!" dedi. Baktım kurtuluş yok, "O zaman Pazar günü pikniğe götür beni!" dedim. O da, "Tamam, ama ikimiz yalnız gideceğiz, olur mu?" dedi. Ben, "Olur!" deyince, beni evimizin önüne kadar getirdi bıraktı.
Annemden birşey saklamam, anneme telefon ettim, Pazar günü Erol abiyle pikniğe gideceğimi anlattım. Anlatmaz olaydım. Annem, "Ben de geleceğim." diye tutturmaz mı? Anneme, "Anne olmaz yaa!" dediysem de, annem bana, "Siktir oruspu, sikişeceksin adamla değil mi?" dedi. Ben de, "Yok anne öyle birşey!" dedim, annem de, "Evli barklı adam, seni sikmeyecekse neden pikniğe götürsün? Ben de geleceğim!" dedi. Mecburen bizimle gelmesine razı oldum. Cumartesi akşamdan annem bize geldi ve kocama, "Damat, yarın kızımla gezmeye gideceğiz!" dedi. Kocamın anneme olumsuz cevap verme gibi bir şansı yok, "Sen bilirsin anneciğim." dedi ve olay kapandı.
Pazar sabahı annem beni evden aldı ve buluşma yerine gittik. Erol abi arabayla gelip yanımda annemi görünce yüzünden düşen bin parça olmuştu. Erol abinin morali bozulmuş, fakat anneme belli etmemeye çalışıyordu. Arabaya bindiğimizde Erol abiyi annemle tanıştırdım. Bu arada, annem 50 yaşında olmasına rağmen, yaşına göre güzel bir kadın sayılır. Yolda, sigara ve bira falan almak için, bir marketin önünde durduk. Annem arabada kaldı, Erol abi ile ben indim. Markete girince bana, "Anneni neden getirdin?" diye sordu. Ben de, "Telefonda annemle konuşurken ağzımdan kaçırdım, annem de bizimle birlikte gelmek istedi." diye durumu anlattım. Erol abi de, "Neyse..." dedi ve alışverişi yapıp yola devam ettik.
Ormana vardığımızda Erol abi bizi, sessiz sakin, kimsenin olmadığı ıssız bir yere götürdü. Battaniyeleri serdik, bardakları tabakları, içecekleri ve yiyecekleri çıkardık, küçük tüpe çay suyunu koyduk, arabanın radyosunu açtık ve oturduk. Annem Erol abiyi ahret sorularına tutuyordu. Erol abi muhabetten ve sorulardan sıkılmıştı. Bunu farkeden annem ciddiyeti bırakıp samimiyete başlamış, Erol abi ile el şakaları yapıyordu. Dokunmalar, sarılmalar derken bunlar işi büyüttüler. Erol abi beni unuttu, benim yanımda anneme sulanıyordu. Erol abi annemin kulağına birşeyler söyledi, annem de bana, "Kızım git biraz gez dolaş, ne başımızda duruyorsun?" dedi.
Bunun ne anlama geldiğini anlamıştım. Kalktım, oradan uzaklaşır gibi yaptım, yakındaki çalılıkların arkasına gizlendim ve annemle Erol abiyi gözetlemeye başladım. Annem Erol abinin fermuarını açtı, yarağını çıkardı ve yarağıyla oynamaya başladı. Gözlerime inanamadım, Erol abinin yarağı çok büyüktü. Kocamın yarağından başka ilk defa bir başka erkeğin yarağını görüyordum, o da kocaman bir yarak idi. O ana kadar ben hep, tüm erkeklerin yarrakları kocamınki gibi küçük olur sanıyordum. Az sonra annem Erol abinin yarrağını ağzına almış emiyordu. Bunu da ilk defa görüyordum, yani yarak yalamayı. Kocamın yarrağını daha hiç yalamadım. Hiç yarak ağza alınır mı? Fakat annem Erol abinin yarrağını öyle güzel ve iştahla yalıyor ve emiyordu ki, mutlaka zevkli birşey olmalıydı, resmen somuruyordu. Erol abinin o kocaman yarrağının nerdeyse hepsi annemin ağzında kayboluyordu.
Az sonra annem eteğini yukarıya topladı, külodunu çıkardı, battaniyeye sırt üstü uzandı ve bacaklarını ayırdı. Birkaç saniye içinde Erol abi de pantolonunu ve külodunu çıkarıp, koca yarağını anneme sokmuştu bile. Erol abi annemin amına habire sokup çıkarırken, annem Erol abinin altında zevkten dört köşe bir şekilde gözlerini kapatmış, "Ohhhh. Geçir koçum, kökle, sik beni!" diyor, inliyordu. Daha fazla dayanamadım yanlarına gittim ve anneme, "Bunun için mi beni gönderdin?" diye kızdım. Annem de bana kızgın bir şekilde, "Sus ağzına sıçtığımın kızı, birazdan sen de sikişirsin!" dedi. Erol abi ise hiç istifini bozmadan annemi sikmeye devam etti. Orada öylece donup kalmıştım.
10 dakika sonra annem inleyerek orgazm oldu. Erol abi de birkaç kez daha annemin amına sokup çıkardıktan sonra boşaldı. Annem Erol abinin altından kalktı ve "Al sevgilin senin olsun, tepe tepe kullan!" dedi ve külodunu alarak arabaya gitti. Erol abinin annemin amından çıkardığı yarak sallanıyordu, ister istemez gözüm takıldı kaldı. Suskunluğu Erol abi bozdu, "Ne yapayım kızım, ben sana yalnız gidelim dedim, sen anneni de getirdin!" dedi. Elimden tuttu, yanına oturttu ve "Ben aslında seni sikmeyi istiyordum!" dedi ve beni öpmek istedi. "Hayır istemem artık!" dedim. Erol abi ayağa kalktı yarağını ağzıma dayadı, "Em o zaman!" dedi. "Hayır, istemiyorum!" diye karşılık verince, başımı sıkıca tutup zorla yarağını ağzıma soktu. Aslında ben de çok istiyordum, ama kızmıştım.
Biraz naz yaptıktan sonra, yarağını kendi isteğimle yalamaya ve emmeye başladım. Az sonra Erol abi yanıma oturup, gömleğimin düğmelerini açmış, göğüslerimi emiyordu. Yalayarak göbeğime geldi, külodumu çıkardı ve amımı okşuyordu. Bacaklarımı havaya dikti ve amımı yalamaya başladı. Daha önce kocam amımı hiç yalamamıştı, ilk defa bir erkek amımı yalıyordu. Amımın yalanması çok değişik bir zevk veriyordu ve çok geçmeden orgazm oldum. O sırada birden annem tepemize dikildi ve Erol abiye, "Ben senin yarrağını yaladım emdim, sen benim amımı yalamadın, fakat kızımın amını yalıyorsun!" dedi. Erol abi de anneme, "Yıka amını gel, böyle anne kızı hem yalar hem sikerim!" dedi.
Annem su şişesini alıp amını yıkamak için çalıların arkasına doğru gittiğinde, Erol abi sırt üstü uzandı, beni üstüne oturttu, alttan yarağını amıma soktu ve dipliyordu. Erol abi beni öyle güzel sikiyordu ki, evlendiğimden beri kocam tarafından daha hiç böylesine heyecanlı sikilmemiştim. Zevkten kendimi kaybetmiştim, orgazm üstüne orgazm oluyordum.
Çok geçmeden annem de amını yıkayıp gelmişti, Erol abinin yüzüne doğru çömeldi, amını Erol abinin ağzına dayadı ve yalattı. Erol abi yarağıyla beni sikerken, diliyle de annemin amını sikiyordu. Annem inleyerek Erol abinin ağzına orgazm olunca, Erol abi de beni daha hızlı ve sert sikmeye başladı ve beni bir kez daha orgazm edip içime boşaldı...
O gün piknik boyunca, Erol abi bir kez daha hem annemi sikti hem de beni sikti. Kimsenin kimseye bir dargınlığı, kızgınlığı kalmamıştı. Erol abi, annem ve ben, çok güzel bir piknik yapmış, üçümüz de olabildiğince mutlu olmuştuk. Ama bu daha başlangıçtı, bundan sonra her hafta, annem ve ben Erol abiyle buluşup üçlü sikişmeye karar verdik. Tabii bundan, ne 65 yaşında siki kalkmayan babamın, ne işten güçten başka birşey düşünmeyen salak kocamın, ne de Erol abinin karısının haberi olacak! Anne kız bugünkü gibi birlikte gezmeye gideceğiz..
60 notes
·
View notes
Text
Seda’yı Nihayet Siktim
Selam ben Bursa’dan Adnan, 42 yaşındayım ve evliyim. Size başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Bizim karşı binada oturan Seda, 32 yaşında, evli, siyah saçlı, kahverengi gözlü, esmer tenli bir bayandır. Bir çocuk doğurmus olmasına rağmen çok güzel bir vücuda sahip. Hep Seda’yı hayal ederek mastürbasyon yapardım. Hatta ve hatta kendi karımı siktiğimde bile hep Seda’yı siktiğimi düşünmüşümdür.
Bizim evin mutfağından baktığında Seda’nın yatak odası görünürdü. Bazı geceler karım uyurken beni uyku tutmazdı, yataktan kalkardım ve lambaları açmadan mutfakta sigara içerdim. Birkaç kez Seda’yı kocası ile sevişirken izledim. Seda kendini camın önüne verir, kocası da arkasına geçip Seda’yı sikerdi. Ben de izlerken kendimden geçer, kendimi o anda Seda’yı siken kocasının yerine koyarak 31 çekerdim. Belki de Seda benim izlediğimi bilerek, bilinçli bir şekilde kendini camın önüne veriyor diye düşünürdüm. Aslında Seda ile kocası öyle yabancı değillerdi, hatta arada bir bize oturmaya gelirler, biz de onlara giderdik. Yani dostluğumuz vardı. Ama yine de Seda’yı sikme fikrini kafaya takmıştım ve bu bende bir saplantı haline gelmişti...
Bir gün benim hanım Ankara’ya annesine gidince, Seda’nın zilini çaldım. Kocası işteydi. Seda bana kapıyı açtığında üstünde beyaz bir body ve altında kısa bir mini etek vardı. Body’nin altında göğüs uçları dikleşmiş bir şekilde belli oluyordu. Seda beni süzerek içeri aldi. Canımın sıkıldığını, biraz konuşmak istediğimi söyledim. Salona geçtik oturduk, içmek için bira getirdi. Karşılıklı 4 şişe bira içtik. Artık ikimizinde kafaları kıyak olmuştu. Bu kıyaklğın verdigi etkiyle, Onu çok arzuladığımı, rüyalarımda bile hep onu siktiğimi söyledim. O da hiç saşırmamış gibi, Onu nasıl siktiğimi sordu. Ben de Amdan ve götten siktiğimi söyledim. O da bana, Kocasının kendisini daha hiç götten sikmedigini söyledi.
Eğer isterse onu götten sikebileceğimi söyleyerek yanına gittim, ellerimi bacaklarının üstüne koyarak yanına oturdum. Hiç ses etmedi. Bundan cesaretle elimi mini eteğinin altından bacaklarının arasına doğru yavaş yavaş kaydırarak külotuna doğru götürdum. Ama altında külot yoktu. Elimi amına götürerek dudaklarını öpmeye başladım. Diğer elimle de body’yi çıkardım. O da beni soydu. Eli, dudakları, bacakları, amı yanıyordu. Tüm bedenini heyecan sarmıştı. Bir parmağımı amının içine soktum, o da elini yarağıma getirerek yarağıma 31 çekiyordu. Yarağım gittikce sertleşiyordu...
Çok ateşli bir şekilde sevişiyorduk, ikinci parmağı da sokmaya başladım. Seda’nın amı gittikçe sulanmaya başlamıştı. Amı sulandıkça ben de parmağım ile amının içinde bir ileri bir geri, dairesel hareketler yapıyordum. Seda başını eğerek yarağımı ağzına almaya başladı. Yarağımın ucunu lolipop emer gibi emiyordu. Ağzının sıcaklığı tüm bedenime yayıldı. Yarağım ağzının içinde iken diliyle yarağımı yalıyordu. Diğer elimi kalçalarına götürdüm, kalçalarını ovuyor, sırtını sıvazlıyordum. Seda iki sefer boşalmıştı, artık ben de dayanamadım ve ağzının içine boşaldım.
Yanımdan kalktı, önümde diz çökerek yarağımı yeniden ağzına aldı. Yarağım ağzında gidip gelirken, elleriyle kalçalarımdan tutunuyordu. Ben de daha iyi ağzına alsın diye ellerimle başına yardımcı oluyordum, yarağımı tekrardan kaldırıp üstüne oturmak istiyordu. Yarağımı kaldırdıktan sonra, ayağa kalktı. Bacaklarını açarak yarağımın üstüne geldi, yavaş yavaş, damarlarını hissederek içine almaya başladı. Elini göğüslerime koymuştu. Hiç acele etmiyordu, en ince ayrıntıları yaşamak istiyordu. Amının akıntısı yarağımdan aşağı doğru süzülüyordu. Bir kadın ancak bu kadar ateşli olabilirdi. Rüyalarımın prensesi Seda’yı hep hayalimde sikmiştim, şimdi hayalim gerçek olmuştu ve yarağım Seda’nın amının içindeydi. Hem de sonuna kadar almıştı. Bir oturup bir kalkıyordu. Ben onu sikmek için gelmiştim ama o beni sikiyordu. Bir süre sessizce ve yavaş tempoda devam etti sonra başını arkaya doğru atarak gittikçe hızlandı. Hızlandıkça, sessizliği iniltilere dönüşmüştü, inledikçe hızlanıyor, hızlandıkça da benim yarağımın damarları şişiyor ve büyüyordu. Artık kendimizi kontrol edemez hale gelmiştik. Artık ben de kendimi kaybetmiştim ve alttan sert sert amına sokmaya başladım...
Seda’nın boşaldığını hissediyordum. Boşalması bittikten sonra yarağımdan ve kucağımdan kalkarak, arkası bana gelecek şekilde yüzünü koltuğa döndü. Ellerini çenesinin altına koymuş, gözlerini kapatmış, benim arkadan amına sokmamı bekliyordu. Arkasına yanaştığımda elini bacakarasından arkaya uzattı, yarağımı tutarak amına yerleştirdi. Amı ıslak olduğundan yarağım sonuna kadar içine girdi. Yarağımı amının içinde döndermeye başladım. Seda ise hiç kımıldamıyordu, gözleri kapalı, sanırım nasıl sikeceğimi düşünüyordu. Belki de kocası onu hiç böyle uzun süreli sikmemişti, kocası ile camın önüne gelmeleri ile gitmeleri bir oluyordu. Bir süre yarağımı amının içinde döndürdükten sonra, sokup çıkarmaya ve gittikçe hızlanmaya başladım. Ellerimle Seda’nın kalçalarını iyice biribirinden ayırdım, yarağımın amına daha çok girmesini istiyordum. Ben soktukça Seda’nın iniltileri çoğalıyordu. Bir süre daha siktikten sonra, Seda’nın yeniden boşalmak üzere olduğunu hissedince, ben de kendimi tutmayı bıraktım ve ikimiz aynı anda birlikte boşaldık...
Biraz dinlenip birer bira daha içtikten sonra, “Beni götten sikmek istermisin?” dedi. Ben Seda’nın götünü sikmek için, istese para bile verirdim. Oysa Seda götten sikilme zevkini tatmak istiyordu. Götünü sikmem için yatakodasına götürdü beni. Komodinlerin birinden Jansın Bebe Yağı çıkardı, gelip 66 pozisyonunda önümde uzandı. Yarağım tam Seda’nın göt deliği’nin hızasına gelmişti. Göğüslerini okşuyordum, ensesini boynunu öpüyordum. Ben öpüp okşadıkça Seda kendinden geçiyordu. Bebe yağını bana verdi, biraz yarağımın ucuna, biraz da götünün deliğine sürdüm. Seda yarağımı tutup göt deliğinin ağzına bıraktı ve “Bana bırak.” dedi. Kendisi sokacaktı. Ben de ellerimle kalçalarını ayırmaya başladım. Kalçalarını ayırdıkça göt deliği de açılıyordu. Yarağımın kafasi götünün içine girmişti, artık yavaş yavaş sokabildiği kadarını, götünü yarağıma bastırarak kendisi sokmaya çalışıyordu. Acı da duysa inlese de, sonunda yarağımın yarısı içerdeydi.
Yarağımı çıkarıp tekrar yarısına kadar sokarak Seda’yı götten sikiyordum ve okadar acı duymuyordu artık. Bir süre böyle siktikten sonra, yarağımı hiç çıkarmadan, Seda’yı yüzükoyun çevirdim, bacaklarını ayırarak üstüne geçtim. Artık kontrol bende idi. Götüne yarağımı kökleyip istediğim şekilde sokup çıkarıyordum artık. Sanki Seda’ya tecavüz ediyormuşçasına götünü sikiyordum. Gittikçe hızlanmaya başladım, hızlandıkça kalçaları kasıklarıma değiyor, beni deli ediyordu. Seda boşalmak üzereydi yeniden, amından sular akmaya ve benim kasıklarımı ıslatmaya başladı. Dayanamadım ve “Geliyooruum!” diyerek götünün içine boşaldım...
Evet, sonunda, kocasının hergün siktiği, benim de sikme hayalini kurduğum Seda’yı nihayet hem amından hem de götünden sikmiştim...
45 notes
·
View notes
Text
Yarak Hastası Azgın Kaynanamı Siktim
Selam ben Şahin, 26 yaşında, İzmir'de üst seviyede yöneticilik yapan biriyim. 4 senedir çıktığım bir kız arkadaşım vardı ve onu gerçekten çok sevdiğim için birbuçuk sene evvel nişanlandık. Nişanlım evin tek kızıydı. Bu arada daha önceden ailesiyle beni tanıştırmıştı.
Kaynanam Müzehher kocasından ayrılmış, hatta iki koca eskitmişti, kendisi sarışın, yeşil gözlü ve 38 yaşında. Kısa boylu olmasına rağmen mükemmel bir fiziğe sahiptir. Nişanlımla 4 senedir cinsel ilişkimiz vardı ve kaynanam da bunu biliyordu. Hatta çoğu zaman nişanlımı benim evime gönderir, kendisi de eve erkek alırdı. Kaynanam bazen de nişanlım evde olmasına rağmen eve erkek alırmış. Gece boyunca, kaynanamın sikişirken çıkardığı iniltileri ve ohlamaları nişanlımın kulağına gelirmiş. Nişanlımın defalarca uyarmasına rağmen azgın kaynanam hiç değişmedi, nişanlımın evde olup olmadığına bakmaksızın eve erkek almaya ve kendini siktirmeye devam etti.
Birgün nişanlımla aram bozulmuştu ve ayrılma olayı gündeme gelmişti. Kaynanamla da bu meseleyi konuşmak için kaynanama, "Ben ayrılıktan yana değilim." diye mesaj attım. Nişanlım anneannesine kalmaya gitmiş o gün, kaynanam evde yalnızmış. Beni aradı ve nişanlımın hakkımdaki şikayetlerini anlatıp durdu. Ben de 'Böyle meselelerin telefonda konuşulamayacağını, yüzyüze konuşulması gerektiğini' söyledim. Kaynanam da, "Dışarda hava çok sıcak çıkamam, hem yemek falan yapacam daha, nişanlın anneannesine gitti, evde yalnızım, sen buraya gel!" dedi. Ben de, "Peki." dedim ve evine gittim.
Kaynanam beni çok sıcak karşıladı. Üzerinde ince ve kısa bir elbise vardı. Onu böyle hiç görmemiştim daha önce. Beni salona aldı ve bira getirdi. Ben pek içki sevmezdim, bunu bildiği halde dayadı birayı önüme. "Eee, anlat bakalım derdini." dedi. Biraz problemlerimizden bahsettim, biraz kaynanamla şakalaştık. Benim gözler kaynanamın vücuduna kayıyordu ve orasını burasını süzdükçe benim yarrak yerinde duramamaya başlamıştı. Kaynanam da çok azgındı, sanki heryeri yanıyor gibiydi. Aslında ben ondan daha da azgındım, ama işte seviyordum nişanlımı. Neyse...
Benim yarrak biraz büyük olduğundan, sertleşince saklamak imkansız oluyordu. O da zaten bunun farkına varmıştı, bana, "Rahat otur..." filan dedi. Ben anladım ne demek istediğini, ama benimki bir türlü inmiyordu. Müsade istedim, tuvalete gittim. Orda hemen bir posta 31 çektim, ama yine de tam inmedi, kabarıklık belli oluyordu. Tuvaletten çıktığımda kaynanam mutfakta birşeyler hazırlıyordu. Beni mutfağa çağırdı, gittim. Göğüsleri fırlayacakmış gibi, kocaman ve dimdikti. "Otur, sana çay doldurayım." dedi. Oturdum ve arkadan izliyordum onu. Kalçaları mükemmeldi, benim yarrak yine yerinde duramaz olmuştu.
Çayımı doldurdu, masaya bıraktı ve lavaboda birşeyler yıkamaya başladı. Bilerek veya bilmeden çayın yanına şeker koymamıştı. Şekerlik onun başının üst tarafındaki rafta duruyordu, şekeri rica ettim. Bana, "Elim sabunlu, şekerlik burda rafta, kendin alabilir misin?" dedi. Ben de rafa uzanabilmek için kaynanamın arkasından üzerine doğru yanaşınca, benim zaten kazık gibi olmuş yarrak direk kalçasına baskı yaptı. Kaynanam kafasını çevirip bana gülümsedi. Ben de, "Uzanamıyorum." deyip yarrağımı biraz daha bastırdım. Aslında uzanabileceğimin o da farkındaydı. Domalır gibi lavaboya doğru biraz öne eğildi ve "Nasıl, şimdi ulaşabiliyor musun?" deyince, ben yarrağımı iyice götüne bastırdım. Yarrağım sanki kaynanamın elbisesini parçalayıp amına girecekti. "Tamam." dedim ve şekeri aldım ama geri çekilmedim, kaldım o pozisyonda.
Kafasını çevirip bana 'Noluyoruz' gibisinden şöyle bir bakış attı. Ben dayanamıyordum artık, kaynanamı belinden kavradım, götünü kendime doğru çektim. Kaynanam, "Napıyorsun?" dese de, ben aldırış edermiyim. Sadece, "Öyle kal!" dedim ve arkadan sürtmeye başladım. Yarrağım o kadar büyümüştü ki, böyle bir durumda hiçbir kadın hayır diyemezdi. Göğüslerini avuçlarımla öyle bir yoğuruyordum ki, nerdeyse patlayacaklardı.
Kaynanamı dönderdim ve yapıştım dudaklarına. Bu arada birkaç düğmesi açılmış, göğüsleri iyice meydana çıkmıştı. Dudaklarından göğüslerine indim, öyle yalıyordum ki, çıldıracaktı. "Kızımla da mı böyle sevişiyorsun?" dedi bana. "Kızını sikerken bazen seni siktiğimi hayal ediyordum!" dedim. "Gel ozaman!" deyip elimden tuttu, yatak odasına geçtik. Hemen üzerindekileri çıkardı, "Kızımı siktiğin gibi sik beni!" deyip atladı üzerime. Kaynanamın bukadar ateşli olabileceğini hiç düşünmemiştim, dudaklarımı ısırıyor, pantolonumun dışından yarrağımı avuçluyordu...
Sonra çıkardı yarrağımı ve yalamaya başladı. "Boşaltana kadar yala!" dedim, öyle de yaptı. 45 dakika boyunca yaladı yarrağımı ve beni boşalttı. "Kızının rekorunu kıramadın!" dedim. Kızı 1 saat boyunca boşaltmadan yalamıştı yarrağımı. Yine de annesi bir başkaydı, hem de çok tecrübeliydi. Yarrağımı tekrar ağzına alarak yeniden sertleştirdikten sonra, beni yatağa sırtüstü yatırıp kendisi de yarrağımın üzerine oturdu. Kucakladım nasıl sikiyorum öyle, zıplata zıplata, alttan vurdura vurdura. Her amına sokuşumda kaynanam acayip bağırıyordu. Kızı da aynen annesine çekmişti, o da sikilirken avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Tam yarım saat boyunca, hiç durmadan amında gidip geldim. Defalarca boşalmıştı kaynanam, kolunu bile kaldıramıyordu.
Eee, ben de onun kadar tecrübeliydim, ne kızlar kadınlar siktim ona varana kadar. Ve artık çıldırtma sırası bendeydi ve kadınları çıldırtma yollarını çok iyi bilirim. Kaynanamı ters çevirip domalttım. Arkadan amını yalamaya başladım, göt deliğine kadar her tarafını yaladım, iyice çıldırmıstı. Bana dönüp, "Kızımı nasıl sikiyorsan beni de oyle sik!" diye yalvarıyor, götünü yarrağıma doğru itiyordu. Demek ki, kızını nasıl siktiğimi biliyordu, götten siktiğimi falan...
Yarrağımı amına bir iki kez sokup çıkararak iyice kayganlaştırdım ve hiç beklemediği bir anda, göt deliğine sokunca kaynanam öyle bir çığlık attı ki, apartmandakiler kesin anlamıştır götten sikildiğini...
O gece nişanlım anneannesinde kaldığından ben de kaynanamda kaldım. Sabaha kadar, evin her tarafında siktim kaynanamı. Her defasında ya ağzına, ya amının içine, ya da götüne boşaldım. Sabah kalktığımızda, kaynanam bitmişti, hiç dermanı kalmamıstı. o halde bir posta daha siktim.
O günden sonra ne zaman fırsat bulduysam yarak hastası kaynanamı siktim. Artk Müzehher kaynanam değil zaten, nişanlımdan ayrıldım, ama ex kaynanam benden ayrılmadı, sürekli beni çağırıyor evine, ben de gidiyorum ve sabahlara kadar domaltıp sikiyorum. Ex kaynanam artık eve benden başka erkek almıyor, ama ex nişanlım yan odada annesinin inlemelerini ve ohlamalarını duymaya halen devam ediyor...
41 notes
·
View notes