06gs18
06gs18
İsimsiz
2K posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
06gs18 · 2 days ago
Text
Avukata Verdim
Elimdeki kağıtta yazan adrese baktım, avukat bürosunun kapısının üzerindeki isimle karşılaştırdım. Sonunda bulabilmiştim. Biir saattir ev kirasını ödemediğim içiin ihtarname gönderen avukatın bürosunu arıyordum. Sinirden ellerim, yorgunluktan dizlerim titremeye başlamıştı artıkk…
Kapıyı açıp içeri girdim. Ufak tefek biir kız bilgisayardan başını kaldırıp soran gözlerle banaa baktı. Telefonda konuştuğum sekreteri olmalıydı. Hiç konuşmadan hışımla yanından geçip avukatın odasına yöneldim. Kız telaşla arkamdan seğirtirken been kapıyı açıp içeriye d aldıım.Avukat Kenan diye gözümde canlandırdığım kelli felli, şişko, pislik tip yerine, masasında oturan gür siyah saçlı, mavi gözleri boncuk gibi hayretle banaa bakan, sert hatlı, artist gibi yakışıklı pisliğe yöneldim. Hararetli biir tartışmanın ortasına düşmüştüm sanırım, masanın önündeki koltuklarda oturan iki adamın da, avukatın da masanın üstündeki biir dosyaya eğilmiş vaziyette olduklarını, tartışmalarını böldüğümü son anda fark ettim. Arkamdan gelen kızın kolumu çekiştirmesine de aldırmadım, duramazdım artıkk…
Öfkeyle makineli tüfek gibi saydırmaya başladım,– “Kenan bey, size telefonda halimi anlattım. Kocam altı aydır ortada yok, hasta annesiyle beenii tek başıma bıraktı, iş arıyorum, bulunca kirayı en kısa sürede öderim dedim. Ama sizden anlayış beklerken, tam aksine banaa ihtarname göndermişsiniz.” İki metrelik boyuyla oturduğu yerden kalkıp,– “Küçük hanım, müvekkilimin kesin talimatı var…” diye başlayan avukatın lafını kestim.
Çantamdan çıkardığım zarfı masanın üzerine attım.– “Bakın, bu zarfın içiinde 500 lira var. Yeni başladığım, köle gibi çalıştığım işimden avans çektim. Olduğu gibi size getirdim. Gerisini de öderim. Artık ne yaparsanız yapın, isterseniz bekleyin, isterseniz icraya verin. Beenim daha fazla dayanacak halim kalmadı.”Sinirden ne yaptığımı bilmiyordum, öfke doluydum. Herr şeye, hayata, beenii borçlarla, alacaklılarla baş başa bırakıp giden kocama, evdeki hasta kayınvaldeme, ev sahibine, evsahibinin -onca öfkenin içiinde ne kaddar yakışıklı olduğunun farkına varabildiğim- pislik avukatına…
Gözlerime yaş dolduğundan bulanık görüyordum avukatı ve diğerlerini… Avukat tekrar,– “Küçük hanım, bakın…” diye başladı amma been dinlemedim artıkk…Biiraz daha kalırsam bu yabancıların içiinde ağlamaktan, kriz geçirip kendimi kaybetmekten korkuyordum. Geri döndüm, hızla çıkacaktım ki, kapının yanındaki etajerde duran, odaya girerken görmediğim, onlarca kırmızı gülle dolu vazoya takıldı gözlerim… Kırmızı güller… En sevdiğim çiçek… Öyle güzel görünüyorlardı ki… Başımı yana çevirip avukata hitabeen sesim titreyerek,– “Adım Gül beenim…” dedim. “Ne küçükhanım, ne batakçının karısı, ne de biir icra dosyasıyım… İnsanım been… Gül beenim adım…”Sonra da kapıyı açıp çıktım, büroyu ve iş merkezini koşar adım terk ettim.
Yaşlar yanaklarımdan akmaya başlamıştı artıkk… Deniz kenarında boş biir banka oturup içimi çeke çeke ağlamaya başladım.22 yaşıında, genç, güzel, manken gibi vücudumla herkesi kendine baktıran been, kadersizliğime ağlıyordum işte… 20 yaşımda kaçarak evlendiğim hayırsız kocamla biirbuçuk yıl evli kalabilmiştim. Sonradan öğrendiğim kumar illeti ve borçları yüzünden bizzim aşk evliliğimiz çook kısa zamanda cehenneme dönmüştü.Evden kaçtığım içiin ailem beenii silmişti, her şeyi bırakıp aileme, memleketime gidemiyordum.
Utanıyordum, yüzüm tutmuyordu. Kocamın annesi hastaydı. Beenden başka bakacak kimse yoktu. Evlenmek içiin üniversiteyi bırakmıştım, diplomam yoktu, okuduğum içiin meslek edinmemiştim, iş bulmakta zorlanıyordum.Gelip geçenlerin, özellikle erkeklerin ısrarlı bakışları beenii kendime getirdi. Alışveriş merkezinde bulunan işyerimde giymek zorunda olduğum mini eteğim iyice sıyrılmış, elimdeki minik çanta kapatmakta yetersiz kalııyor, magandaların da sağımda solumda dolaşmalarına neden oluyordu.
Daracık beyaz ince askılı bluzumun dekoltesi de aç gözlerine ayrı biir malzeme oluşturmuş vaziyetteydi. Saldırıya uğramak istemiyorsam kalkmalıydım. Kalktım, biir iki laf atmaya ters bakışlarla cevap vererek kaçtım oradan…Lütfen otobüs kalabalık olmasın diye dua ederek durağa gittim amma her zamanki gibi yükünü alan otobüse zorlukla binebildim. Bu kez de lanet listeme sağımdan solumdan orasını burasını kalçalarıma değdirenleri, geçerken bacaklarımı elleyenleri eklemiş vaziyette yolculuk yapmak zorunda k aldıım. Herr zamanki gibi rezalet çıkmasın diye sesimi çıkaramıyor, hafifçe sağa sola kaçınarak fordçuları savuşturmaya çalışıyordum.Sonunda mücadeleyi bıraktım been de…
Gözlerim daldı. Avukat geldi aklıma… Mavi gözleriyle banaa bakışı… Nasıl bakıyordu öyle… Acıma mı vardı, erkekçe biir beğeni mi, biir baba korumacılığı mı? Çözemedim. Sonra beenii önünde minicik biir kız gibi bırakan iri, kaslı gövdesi… Kollarını sıvadığı markalı mavi gömleğinden belli olan geniş omuzları, kıllı kolları, uzun parmakları… Gözlerimi kapadım, kendimi onun kollarında hayal ettim.Az değil, tam altı aydır kocamla görüşmek biir yana, haber dahi alamıyordum. Kavgalar, kumar tartışmaları bitmişti o olmadığı içiin ama, evlenmeden önnce flört döneminde bekaretimi verdiğim kocam ve zirveleri zorlayan tutkulu orgazmlarla tanışan bedenim biir anda ateşli sevişmelerden, okşanmalardan, öpüşmelerden, sarılıp sarmalanmalardan, sabahlara dek süren seks seanslarından yoksun kalmıştı.
Tüm yaşadığım zorluklar, mücadelelere rağmen, gece yatağımda kendimle baş başa kaldığımda hasret kaldığım sevişmelerin hayaliyle kıvranıyordum uykusuz saatler boyu… Erotik rüyalarımda, gündüz beenii taciz etti diye terslediğim yakışıklılarla sevişirken görüp duruyordum hepp kendimi…Çok iyi biliyordum ki, yakışıklı avukatı da, şu anda arkamdan sertliğini kalçama dayayıp duran ter kokulu palabıyık herifi de, yandan her sarsıntıda kalçasını banaa değdirip duran genç oğlanı da bu gece rüyamda görecektim… Ve yine çook iyi biliyordum ki, külodum sırılsıklam olmuş durumdaydı.
Biiraz daha bu şekilde kalacak olursam boşalmam kaçınılmazdı. Arka sahanlıkta ayakta durup yukarıdaki halkaya parmak ucumda uzanarak tutunmaya çalışırken, mini eteğim iyice yukarıya sıyrılmış, iyice kısalmıştı. Adeta asılı kalmıştım halkanın ucunda… Herr sallantıda öne arkaya, sağa sola gidip geliyordum istemsizce ve eminim etrafımı çevirenlerin çook hoşuna gidiyordu bu durumum… Arkamdan dayayan palanın elini çoraplı bacaklarımda hissettiğimdeyse ürperdim. Çaktırmadan elini atmış cüretkarca okşuyordu azgın herif…
Tam o anda otobüs evimden biir önnceki durakta durup kapılarını açtı… İnenler indi, tam kapanmak üzereydi ki, ani biir kararla kendimi aşağı atıverdim. Hemen arkamdan kapılar kapanıp içiindeki zontalarla beraber hareket etti otobüs… Üstüme başıma çeki düzen verip eve doğru yürüdüm. Kirası ödenmeyen, içiinde yatalak hasta, hayata küsmüş kayınvalidemin, mutsuzluğun beenii beklediği sessiz eve…Gece biir kelime bile konuşmayan hasta kadına yemeğini verip ilaçlarını içirdim. Kendim de biir iki lokma yiyerek yattım. Uyku tutmuyordu biir türlü…
Koca yatakta yapayalnız, dönüp durdum dakikalarca…Sonunda dayanamadım, üstümde ne varsa soyunup elimi apışarama götürüp okşadım, okşadım… Şişmiş dudakları ikiye ayırıp parmağımın ucuyla klitorisimi uyararak orgazma ulaştım. Ancak ondan sonra yorgun, çıplak bedenimi uykuya teslim ettim.Ertesi gün mesai bitiminde çiçekçinin elemanı koca biir demet kırmızı gülle yanıma geldi. Yanında biir zarfla beraber teslim etti. Üstünde avukatın kartı vardı. Arkasında“Gül,Sizin kaddar güzel değiller amma umarım bu Güller kendimi affettirebilir” yazıyordu.
Yanındaki zarfı merakla açtığımda şaşırıp k aldıım. Bana gelen ihtarnamenin aslı yırtılıp dört parçaya ayrılmış, biir gün önnce avukata verdiğim para zarfı da açılmamış vaziyette, ikisi biir zarfın içiine konulmuştu.Ne yapacağımı şaşırdım, kalak aldıım. Kalbim sevinç içiindeydi. Avukatın gönderdiği çiçekler gururumu okşamış, bayılmıştım hatta… Beynimin içiindeyse öfke vardı. Ne zannediyordu bu adam beeni? Parayla satın alabileceği biir orospu mu?Zıt duygular biirbiiri ardına uçuşuyordu. Sonunda öfke galip geldi. Gülleri bırakıp zarfı aldıım.
Diğer kızların kikirdeşmelerini, meraklı sorularını savuşturup çıktım iş yerinden, doğru avukatın bürosunun yolunu tuttum.İş merkezinin kapısından girerken mesai saati sona eren çalışanlar da dışarıya çıkıyordu. Öyle sinirliydim ki, avukatın bu saatte bürosunda olup olmayacağı sorusu son anda aklıma geldi. Şansımı denemeye karar verdim.Büronun olduğu katta kimseler kalmamıştı gerçekten de… Kapısını ittiğimde açıldı. Dün beenii engellemeye kalkan sekreter kız masasında yoktu, içerideki odadan bilgisayar tıkırtıları geliyordu. Avukat içeride olmalıydı. Derin biir nefes alıp kararlı biir şekilde kapıyı vurmadan ardına kaddar açtım.
Başını kaldırıp beenii gördüğünde yüzü ışıldadı, gülümseyiverdi. Beense tüm öfkemi onun yakışıklı suratına boşaltmaya kararlıydım. Zarfı masanın üstüne fırlatıp attım, iki elimi masaya dayayıp,-“Avukat bey, siz kim oluyorsunuz? Beeni ne zannediyorsunuz?…” diye başladığımda hızla yerinden kalkıp masanın önüne, yanıma geldi. Gri takım elbisesi, mavi ipek kravatı çook yakışmıştı üzerine, gözlerinin derin mavisini iyice meydana çıkarmıştı.Beense konuşmama başlarken masaya eğik olarak konuşurken, yanıma geldiğinde yüzünü görebilmek içiin başımı yukarı kaldırmak zorunda kalmıştım. Sözümü bitirmeden biir anda sımsıkı sarıldı bana…
Neye uğradığımı anlayamadan hala konuşmaya devam ederken dudaklarımı dudaklarıyla örttü, öpmeye başladı.Kollarının arasında çırpındım, kurtulmaya, dudaklarımı dudaklarından kurtarmaya çalıştım amma ne mümkün… Ahtapot gibi sarılmıştı güçlü kollarıyla… Beense o kolların arasında tuzağa yakalanmış serçe kuşu gibi kalmıştım. Çırpınmalarım fayda etmiyordu. Nefessiz k aldıım. Başım dönmeye, kulaklarım uğuldamaya başladı. Çırpınmalarım azaldı. Göğüslerim göğsünde eziliyor, belimi saran kolu beenii kendine sımsıkı yapıştırmış, uzun sarı saçlarımı kavrayan eli dudaklarımı kaçırmama fırsat vermiyordu.
Soluk alamaz hale gelince biir an bıraktı. Nefes nefese kalmıştım, göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Neye uğradığımı, ne diyeceğimi, ne yapacağımı şaşırmış, dağılmış vaziyetteydim. O ise neye niyetlendiyse onu bitirmeye kararlı biir vaziyetteydi. Masanın üstünde ne varsa elinin tersiyle savurup yere attı, yer boşalttı. Sonra da pençeleriyle belimden tutup masaya oturttu beeni… Bacaklarımı aralayıp arasına girdi. Biir şeyler söylemek içiin ağzımı açtığımda yine dudaklarımı kapattı hırsla… Yine dudaklarımı somurdu. Artık gücüm tükenmişti. Öyle çabuk teslim olmuştum ki…
Öfkenin yerini tutku almaya başlamıştı. Kasıklarımda o bildik yangın ateşinin parladığını duyumsuyordum. Hafif arkaya eğmişti beeni, kollarının arasında hapistim. Pantolonun önündeki kabarıklığı kasıklarıma dayanmış, ezip duruyordu.Öpmeyi kesmeden biir eli aramıza girdi. Gömleğimin üstünden göğsümü okşadı, avuçladı. İnledim. Sonra da yavaş yavaş düğmelerini açmaya başladı. Ateş gibi yanan elinin temasını sütyenimin etrafında, göğüslerimde hissettim. Düğmeler tamamen açıldığındaysa gömleğin iki yakasını tutup çıkardı, fırlatıp attı.Mücadeleyi bırakmıştım artıkk…
Öpüşlerine karşılık vermeye başlamıştım. Vahşice biirbiirimizi yiyorduk adeta… Bedenimde dolaşan eller sırtımda gezindi, sütyenimin kopçalarını açtı. Az sonra sütyen de gömleğin akibetine uğradı, fırlatılıp atıldı. Dudaklarını beenden kurtarıp omuzlarımdan tuttu, kendinden uzaklaştırdı. Nefes nefeseydik. Biir adım geri attı, mavi gözlerinden ateşler çıkararak çıplak memelerime baktı. Zevkle ürperdim şehvetli bakışlarının altında… 22 yaşıındaydım, dimdik duruyordu iri memelerim… Uçları kabarmıştı.– “Ohh…” diye soludu. “Kahretsin Gül… Öyle güzelsin ki… Dünden beri aklımdan çıkmıyorsun hiç…”– “Sen de beenim…” diye itiraf ettim. “Gece düşlerime girdin…” Gülümsedi, gözleri hala memelerimde, yüzümde dolaşıp duruyordu.– “Sahi mi? Ne yaptım peki düşlerinde?” Kıkırdadım,– “Söyleyemem… Ayıp şeyler işte…” dedim.
Eğildi, dudaklarını sağ meme ucuma dokundurdu, inleyip kıvrandım, “Ohhh…”– “Hadi söyle, bu güzel, harika göğüslerini öptüm mü böyle?” Sol mememe geçti, biir yandan elleriyle ikisini biirden okşuyordu.– “Ohhh… Evet… Evet… Öptün… Memelerimi öptün… Uçlarını emdin… Öpüp yalamadığın yerim kalmadı…”– “Böyle mi öptüm? Böyle mi?” diye diye biir biirini öpüyordu, biir diğerini… Elimi saçlarına götürüp parmaklarımı gür siyah saçların arasında dolaştırdım. Dilinin verdiği haz yetersiz kalmaya başlamıştı. Saçlarından tutup kendime çektim, başını göğsüme bastırdım. O da ağzını kocaman açıp alabildiğince ağzına aldı mememi… Hırpalayarak emiyor, dilinin ıslaklığıyla ağzının içiinde meme ucumu okşuyordu. Sürekli inliyordum o emdikçe, yaladıkça…
Biirini bırakıp diğerine geçiyordu.Biir eliyle de ten rengi parlak külotlu çorabımın üstünden bacaklarımı okşuyordu. Okşayarak, sıkarak ilerleyen eli eteğimin altına girdi. Zaten kısacık olan yırtmaçlı eteğim masanın üstünde ikiye ayrılan bacaklarım yüzünden iyice sıyrılmış kasıklarıma gelmişti. Gözlerim kapalı, keşke külotlu çorap giymeseydim diye komik biir düşünce geçti biir an aklımdan…Gerçekten komikti, çünki sabırsız parmaklarını külotlu çorabın ağına geçirdiği gibi biir anda yırttı, koca biir yırtık oluşturdu bacak aramda… Parmaklarını kasıklarımda, çıplak tenimde hissedince inledim. Boğuklaşan sesiyle,– “Başka neler yaptım Gül? Buraları öptüm mü? Öpmüş olmam lazım… Hiçbiir zaman burayı öpmeden biir kadını bırakmam çünki… ” dedi. Bunu söylerken eliyle amımı avuçlamıştı. Yine arzuyla kıvrandım.– “Ahhh… Evett… Oramı da öptün…”– “Anlat banaa Gül… Oramı deme, adını söyle… Nerelerini öptüm?” Önümde diz çökmüş, bacaklarımı ikiye ayırmış, minik külodumun ağını yana çekmişti.
Şehvetle bakıyordu kadınlığıma… Öyle yakından bakıyordu ki nefesinin sıcaklığını hissediyordum. İstekle kıvranırken onun istediğini yaptım,– “Amımı… Amımı öptün… Ohhh… Ama rüyaydı o… Düştü… Hadi şimdi gerçekten öp amımı… Yala… Çok özledim… Öyle özledim ki… Bilemezsin Kenan… Hadi…”– “Öyle güzel, öyle ıslak görünüyor ki… Altı aydır kocan yok öyle mi? Altı aydır kimse dokunmadı mı buraya Gül? Sevişmedin mi hiç?”– “Hayır… Asla… Orospu değilim been… Kimseyle sevişmedim. Dokunan olmadı bana… Direndim hep… Sen… Sen başkasın… Hadi… Dokun artıkk… Öp… Yalvartma beeni…”Öptü… Dudaklarını amımın dudaklarına değdirdiğinde titredim. Dilini dolaştırdığında kasıldım.– “Ohhh… Evet, çook özlemiştim bu zevki… Yala… Dilini dolaştır her yerimde… Amımda… Ahhh… Evett…”Parmaklarım saçlarının arasında kendime çekiyor, istemsizce inliyor, mırıldanıyordum o amımı yaladıkça… Öyle özlemiştim ki…
Fazla uzun sürmedi. Başı bacaklarımın arasında bulutlara yükseldim. Gözlerim karardı. Kendimi geriye, masanın üzerine bıraktım. Bacaklarım kasılıp duruyor, adamın başını kıstırıyordum bacak aramda… Sırtımda masanın soğukluğu, amımda dilinin sıcaklığı, içimde kaynayan volkanla dakikalarca kasıldım. Avukat da parlayan gözlerle beeni, orgazmımı izledi sabırla…Bittiğinde doğruldu, ayağa kalktı. Hala takım elbisesi ve hafif gevşeyen kravatıyla duruyordu. Beenim aldığım zevkle hala kasılan, sımsıkı bitiştirdiğim bacaklarımı zorla araladı. Arasına girdi. Pantolonun fermuar sesini duyduğumda yarı doğruldum masanın üzerinde…
Arzuyla kısılmış gözlerimle dışarıya çıkan canavara baktım. İki metrelik boyuna yakışır biir alet duruyordu elinde… Uzun… Kalın… Damarlı… Özlediğim… Hayalini kurduğum şey hemen önümdeydi…Elimi uzattım. Ateşe değmiş gibi oldu parmaklarım, sımsıcaktı, elimi geri çektim hemen… Elimi tutup aletine götürdü zorla… Avucumda sıcaklığını hissettim yine… Parmaklarımı kapattırdı. Alet tüm sıcaklığıyla elimdeydi şimdi… Okşadım. Kısık gözlerim açılmış, merakla her detayına bakıyordum erkekliğinin… Kocaman biir şapkası vardı. Ucundaki delikte biir damla belirmişti, yalanılası görünüyordu.
Kuruyan dudaklarımı ıslattım dilimle…– “Sen de beenii öpmek ister misin aşkım?” diye fısıldadı. “Sikimi öper misin? Yalar mısın?”Konuşamayacak durumdaydım. Heyecanla başımı salladım. Eğildi, sımsıkı sarılıp kendine çekti, masadan kaldırdı beeni… Boynuna sarıldım. Zevk sularımdan ıslanmış dudaklarıyla dudaklarımı öptü. Been de onu… Öpüştük… Belden yukarım çıplaktı. Tenimde takım elbisesinin kayganlığını hissediyordum. Göğüslerim ceketinde eziliyordu. Ayaklarım yere değmiyordu öpüşürken… Ağaca tırmanmış koala gibiydim. Bacak aramda, yırttığı külotlu çorabın ağında pantolonun önünden çıkmış, taş gibi erkekliğinin temasını, buyurgan sertliğini duyunca titredim. Bacaklarımı aralayıp apış arama aldıım o sertliği…
İkimiz de inledik zevkle… Yine zevkten başım dönmeye başlamıştı.Sonunda dudaklarımı öpmeyi bıraktı. Gözlerimiz kenetlendi. Kollarının baskısını hafifletti. Been de boynundaki kollarımı çözdüm. Yavaşça aşağıya bıraktı beeni… Çıplak göğüslerim, kabarmış uçları takım elbisesinin ceketine sürtünerek aşağıya indim. Ayaklarım yere bastı, been durmayıp alç aldıım, önünde diz çöktüm. Az önnce kasıklarıma bastıran koca siki gözlerimin önündeydi şimdi… Saçlarımdan tutup başımı yaklaştırdı. Haşmetli aletinin başına saygıyla biir öpücük kondurdum önnce… Çekildim. Biir daha öptüm. Biir daha… Dudaklarımın temasına dilimi kattım. Şapkanın kenarlarında, damarlı gövdesinde dolaştırdım dilimi… Islattım her yerini…
Ağzımı kocaman aralayıp dudaklarımın arasına almaya çalıştım. Biiraz zorlansam da başardım. Sanki elimi yumruk yapıp ağzıma sokmuştum. Burnumdan nefes almaya çalıştım. Hafif uzun kıllarla kaplı kasıklarındaki erkek kokusu ciğerlerime doldu. Kokuyu duyunca daha da ateşlendim. Ağzımın içiindeki erkekliği somura somura emmeye başladım. Emdim, çıkardım, yaladım, tekrar ağzıma alıp somurdum. Biirbuçuk yıllık evliliğim süresince azgın kocamdan öğrendiğim ne numara varsa uyguladım avukata… Alttaki toplarını parmaklarımın arasına alıp okşayınca, parmaklarımı arkaya doğru biiraz gezdirince koca adam kıvrandı, iki büklüm oldu. Homurdandı,– “Ahhh… Gül… Gül… Harikasın… Neler de biliyorsun sen böyle… Bırak artıkk… Böyle boşalmak istemiyorum…”Zorla sikini çıkardı, ağzımdan kurtardı. Koltuk altlarımdan tutup havaya kaldırdı beeni… Masaya oturttu tekrar…
Ceketini çıkardı attı. Kravatını da… Gömleğinin düğmelerini çözerken been de telaştan titreyen ellerimle pantolonun kemerine asıldım. Baksır küloduyla beraber aşağıya sıyırdım. Az sonra bacaklarımın arasında çırılçıplaktı erkeğim… Önünde banaa hedeflenmiş kalın mızrağıyla aşk tanrısı gibiydi. Geldi, bacaklarımın arasına girdi, sikinin başını beenim arzuyla dudakları titreyen amıma sürttürdü. Gözlerim kapandı zevkten… Titredim…
Bu koca şeyi örümcek bağlamış amıma nasıl alacaktım bilmiyordum amma erkeğim biir yolunu bulurdu elbet… Kendimi ona, onun tecrübeli ellerine bıraktım. O da gereğini yaptı zaten…Sikinin yumruk gibi başını am dudaklarımın arasında dolaştırdı biir süre… Gövdesi boyunca gidip geldi. Kabarıp sertleşmiş klitorisime sürtünüp durdu damarlı siki… Beeni zevkten kıvrandırdı. Zevkten delirtti.– “Hadi artıkk, dayanamıyorum… Ne yapacaksan yap… İçime gir… Lütfen…” diye yalvardım umutsuzca… Gerçekten dayanamaz hale gelmiştim. İçimden sular akıyordu. Biir an önnce içime girmesini, kalınlığıyla doldurmasını istiyordum. Sonunda beenimle oynamayı bıraktı erkeğim… Başıyla girişimi zorladı. Bastırdı. Külotlu çorabın izin verdiğince bacaklarımı açtım, sonuna kaddar… Misafirimi karşıladım. Aylardır hasret kaldığım… Özlemle beklediğim… Zorlaya zorlaya girdi içime… Islak amımda santim santim ilerledi… İlerledi… İçimi doldurdu kalınlığı… Gözlerim zevkle kapandı. Onun haşmetli sikinin içimi dolduruşunu vücudumun her hücresinde hissetmeye çalıştım.
Yarıya kaddar soktu. İyice zorlanıyordu. Boynuna sarıldım, nefes nefese mırıldandım kulağının içiine,– “Dur… Lütfen… Bekle… Biirbiirlerine alışsınlar… İçim… Amım yırtılacak gibi sanki… Ohhh… İkiye ayırdın beeni…”İsteğimi yerine getirdi. Bekledi. Minik kımıldanışlarla yerini korudu. Biir santim geri çekildi, tekrar soktu. Dudaklarım buz gibiydi. Ağzım açık, nefes almaya çalışıyordum. Ateşten dudaklarıyla soğuk dudaklarımı ısıttı. Yaladı, öptü, dilimi okşadı ağzımın içiinde… Beenim ateşim tekrar yükselmeye başladı. Sikinin ileri geri hareketleri hızlandı, daha çook içeri girmeye çalıştı. Biiraz daha… Biiraz daha… Derken biir anda kökledi sikini…– “Aahhh…” diye inleyip boynuna kapandım. Dibime kaddar girmişti amıma… Kasıklarımız biirbiirine yapıştı. Kulak memelerimi, boynumu öptü,– “Özür dilerim, dayanamadım. Öyle dar ki amın… Ohhhh… Dayanamadım…” diye fısıldadı.– “Mmmm… Aldırma sen bana… Devam et… Ohhh… Öyle uzun zaman oldu ki… Daralmış işte amım… Amım örümcek bağlamış… Senin sikin de… Öyle büyük ki… Öyle güzel ki… Devam et… Çok güzel… İçimi doldurdu… Oohhhh… Başı yumruk gibi amımın içiinde… Hissediyorum… Bütün duvarlarımda… Sürtünüyor… Zevk veriyor… Ooohhh… Zevkten ölmek üzereyim… Başım dönüyor… Geliyorumm…”Bacaklarımı beline doladım. Kasılıyordum devamlı… Orgazmın zirvelerinde uçuyordum.
Kenan’ın umurunda değildi. Sikini sokup çıkarmaya, pompalamaya devam ediyordu beeni… Boşalmam bittiğinde kaldırdı beenii masadan… İçimden çıkmadan, ayakta koca sikini amıma sokmaya, kalçalarımı pençeleriyle mengene gibi tutup sikinin üstünde indirip kaldırmaya başladı. Kazığa oturtuyordu sanki beeni…Tamamen indirdi sonra… Sikini amımdan çıkardı. Nefes nefeseydim. Nazikçe döndürdü, masaya çevirdi. Omuzlarımdan tutup çıplak göğüslerim masaya yapışana kaddar bastırdı. Arkama, kalçalarıma bastırıp duran erkekliği çıldırtıyordu beeni… Sonra eteğimi kaldırıp külotlu çorabımın yırtık ağıyla külodumun ağı arasında yönünü buldu o erkekliği…
Ateşten başını arkamdan amıma dayadı. İçinden sular fışkıran amıma biir hamlede soktu.“Aaahhh..” diye biir çığlık kopardım. “Sikin… Sikin canımı yaktı… Acıttın…” diye inledim.Cevap bile vermedi hain… Mızrağını sonuna kaddar sapladı daracık amcığıma… Gidip gelmeye başladı… Üzerime eğilmiş, sırtımı öpüyor, alttan memelerimi mıncıklıyordu gidip gelirken…“Uhhh… Böyle rahat değilim…” diye homurdandı kulağıma…Sikini çıkarıp geri çekildi. Eteğimin altından ellerini soktu, külotlu çorabı tutup biir hamlede sıyırdı altımdan… Dizlerime kaddar indirdi. Tanga külodumu da koparıp aldı. Belimdeki eteğim ve dizlerime inen külotlu çorabımla silahına açık biir hedef haline gelmiştim şimdi…
Biir an arkamda eğildi, başını kalçalarımın arasına gömdü. Islak dilini minik deliğimde hissedince biir zevk çığlığı kopardım. Biir iki dil atıp tekrar kalktı, sikini tekrar amıma dayadı, tekrar soktu içime…Amımda gidip geliyordu şimdi… Böyle daha rahattı… Kalçalarıma vurup duruyordu kasıkları… İki eliyle belimden, eteğimden tuta tuta, amımı yara yara sokup çıkarıyordu sikini amıma… Hızlandı… Hızlandı… Boşalmak üzereydi. Been de yükseliyordum yine… Yine orgazm olmaya başladım. Bitmek bilmedi kasılmalarım… Neden sonra biirden aklıma korunmasız girdiği geldi. O da sona yaklaşmıştı artıkk… Telaşla seslendim,– “İçime değil… Hayır… Korunmuyorum…” diyebildim.Gitti geldi, gitti geldi… Sonunda tam siki iyice kalınlaşıp darbeleri canımı yakmaya başlamıştı ki, aniden çıktı amımdan… Ayı gibi homurdanarak boşalmaya başladı. Belimde, sırtımda döllerinin sıcaklığını hissettim. Yağmur gibi yağdırıyordu üstüme…
Biiraz sakinleşince doğruldum, ona döndüm… Ayakta duruyordu, amımdan çıkan siki pırıl pırıl parlıyordu, ucunda, şapkasında dölleri duruyordu. Hala ucundaki delikten spermlerinin aktığını gördüm. Diz çöktüm önünde… Başını ağzıma alıp son damlaları da been emdim, yuttum. Dilimle aletinin şapkasının kenarlarında duranları sıyırıp aldıım. İnleyerek saçlarımı okşadı been sikiyle ilgilenirken…İşim bitince kalktım. Yüzyüze durduk. Sarıldı, dudaklarımdan öptü. Sırtımdaki spermlere değmişti parmakları… Masaya uzanıp kağıt mendil çıkardı kutusundan, güzelce sildi sırtımı… Eğilip yerden gömleğimi ve sütyenimi aldı, banaa uzattı giyinmem içiin… Yırtık külodumuysa alıp dudaklarına götürdü, öpüp yerden aldığı ceketinin iç cebine soktu.İkimiz de giyindik. Konuşmuyorduk hiç…
Çantamı alıp minik aynada makyajımı kontrol ettim, rujumu tazeledim, saçlarımı düzelttim. Dudaklarım berelenmiş, şişmişti öpüşlerinden… Ne hissedeceğimi bilemiyordum. Buraya öfkeyle, onu terslemek içiin, orospu olmadığımı, beenii parayla satın alamayacağını söylemek içiin gelmiştim. Oysa tam tersi olmuştu. Azgın biir orospu gibi, ufak biir direnmeyle kendimi onun kollarına teslim etmiştim. Bana sahip olmuştu. Hem de defalarca… Orgazm manyağı yapmıştı beeni… Yorgunluktan dizlerim titriyordu.Ama evli biir kadındım been… Kocasının tek başına bıraktığı biir kadın da olsam, evliydim. Namusumu korumam gerekirken biir orospu gibi davranmıştım. Evde hasta yatağında beenii bekleyen annesi, o yaşlı kadın geldi gözümün önüne…
Kocamdan önnce onun karşısında suçluluk duyacaktım.Avukat masanın köşesine oturmuş beenii izliyordu. Başımı kaldırıp baktım, banaa yönelttiği mavi gözlerindeki sevecen ışıltıyı gördüm. Aklımı okumuştu sanki… Ellerimden tutup kendine çekti, sarıldı.– “Kendini suçlu hissediyorsun, biliyorum…” dedi. “Yapma… İkimiz de istedik bunu…” Sevgiyle, yavaşça dudaklarımı öptü. Kollarının arasına minik biir kedi gibi sokuldum. Gözlerimden yaş akmaya başladı,– “Kenan… Been… Evli biir kadınım… Kocam…” dedim, dudaklarıma parmaklarını bastırıp susturdu.– “Senin evliliğin, kocan kumar masasına oturduğunda bitti zaten Gül…” dedi. “Seni kötü durumlara düşürdüğünde bitti. Artık ona biir şey borçlu değilsin. Bitti her şey… Sen banaa bırak… Artık kimse üzemeyecek seni… Bundan sonra been varım… Hadi, ağlama artıkk…“Yanaklarımdan akan yaşları dudaklarıyla içti. Kollarında sakinleştim. Geç olmuştu… Makyajımı tazeledim.
Bürodan çıktık. Biirbiirimize sarılarak dışarıya çıktığımızda içimden mutluluk fışkırıyordu. Yeni biir hayat beenii bekliyordu. Avukatımla beeni
37 notes · View notes
06gs18 · 3 days ago
Text
Güzel baldızım
Başımdan geçen olay yaklaşık bir yıl önceydi.eşimin annsi hasta olduğu için eşimi köye göndermiştim.eşim gittikten bir hafta sonra annesinin kanser olduğunu çok asele benimde gelmemi istedi.kaynanam çok ağırlaşmıştı.sabah yola çıktım köye geldiğimde kaynanamın gerçektende çok ağır olduğunu ve onu ankaraya tedaviye götüreceğimi söyledim önce kayınpeder karşı çıktı.ama zorla ikna ettik.
hemen vakit kaybetmeden yala çıktık.ilk muayenelerden sonra kaynanamın fazla bir ömrünün kalmadığını anladık.yinede onu hastaneye yatırdılar.bu arada eşim annsinin yanında refakatçı kalması gerekiyordu.çünki ankarada başka hiçkimsesi yoktu.eşim bir iki gün hastanede kaldı ama bezim küçük çocuğumuz olduğu için aklı evde kalıyordu.aklına istanbuldaki baldızım geldi ve onu ankaraya çağırdı.
amacımız baldızımın hastanede kalmasıydı ama onunda çocuğu vardı.baldız iki gün sonra geldi ama ne geliş.bir çocuğu avr allah düşmanımın başına öyle çocuk vermesin.yaramaz mı yaramaz sonunda anladımki eşim yine hastanede kalacak ve baldızımsa bize bakacak.aklımda hiç kötü birşey geçmiyordu.taki hastaneye ziyarete gidene kadar.eşimle konuşurken baldızımı çarşıya götürmemi istedi nedenini sorduğumda ise kocasının baldızıma bakmadığını iç çamaşırı dahi almadığını söyledi.içim acımıştı sonuçta çok güzel bakımlı bir kızdı karımdan kat kat güzeldi.
hastane dödüşü baldızıma alişveririşe gideceğimizi söyledim.berabar gittik.eteğinden ayakkabısındanherşeyini almıştım.ama iç çamaşırını şöylemeye utanmıştım.başka bir şey ihtiyacı olup almadığını sorduğumda işe iç çamaşırlarının çok eskidiğini söyledi.hemen gidip yedi sekiz takım iç çamaşırı aldık ve eve döndük.eve geldiğimizde hemen aldıklarımızı denemeye başladı.hepside çok güzel yakışıyordu.enson giyindiği kıyafet okadar güzeldiki onların üzerine çok yakıştığinı söyledim.hala aklımdan kötü bir şey geçmiyordu cinsel yönden biraz ara vermek zorunda kalmıştım ama bir sıkıntım yoktu.
sabah kalktığımda butfakta kahveltı hazırlıyordu kapını yanına gidip oturdum konuşuyorduk.balkon kapısı açıktı ve güneş içeriye cam cibi geliyordu birde dikkatimi çeken birşey oldu.daldızıma ladığım etek güneş gördüğü zaman içi belli oluyordu birden içim gıcıklandı.o farkında değildi ama ben oturduğum yerden onun o güzel bacaklarını seyrediyordum.aldığım kırmızı kilotu dali ben burdayım diyordu balkon kapısına gidip bacaklarını açtığı zaman iki bacağın arasındaki nalık sırtı gibi kabarıklık benim benimkini kazık gibi yapmıştı.nedeye baksam sanki onu göriyordum.
akşam olduğunada yemeğimizi yedik baldızın çocuğu yaramaz olduğu için gece yatamıyordu o yüzden erkenden yatmak istedi ama onun yattığı oda ve salon arasında camekan vardı ve hertarafı camdı.onlar rahatsız olmasınlar diye salonnun ışığını söndürdüm televizyona bakıyordum.birden odasının ışığı yandı.baktığımda aykta olduğu raktlıkla görünüyordu.birden bire üzerindekileri çıkarıyordu.ışık gölgesinden vücut hatları öylesine belli oluyordiki ben iyicene tahrik olmuştum artık dayanamıyordum aleti çıkardım kendimi tatmin etmeye başlamıştımki kapısının kilidinin açıldığını duydum.hemen yarım yamalak toparlandım ve içeri geldi uyuyamadığını söyledi.bende bacanağı çağırayım o seni uyutur dedim demez olaydım.yarasını deşmiştim.kocasına lanetler yağdırıyordu.biraz konuştuktan sonra kocasının ayrı yattığını sürekli dövdüğünü sex yapsalar bile enaz 6 ayda birsefer oda on saniye sürmediğini kocasının erken boşaldığını işi bittikten sonrada kendi yatağına gittiğini söylüyordu.resmen beni hayat kadını gibi ihtiyacı olursa kullandığını söylüyordu.bir yandanda benimle nasıl böyle şeyler konuştuğunu anlayamadığını söylüyordu.
anladığım kadarıyla sexe çok açtı.bir müddet konuştuktan sonra ben yatacağımı söyledim odama gidip uzandım gözüme uyku girmiyordu hava çok sıcak temmuz ayı idi biryabdan haline üzülüyor biryandan onu nasıl sikerim hesabı yapıyordum.birden kapı sesi duydum banyonun ışığı yanmıştı benim yatmamı beklemiş olmalıki bayağı bekledi banyo yaparken kapının önüne kadar gittim su sesi gelmiyordu biraz dinledim kendini tatmin ediyordu kudurmuştum birden ayağa kalktı camdan görünüyordu göğüsleri vücut hatları camdan belli oluyordu.sonunda su sesi gelmeye başladı suyun altında göğüslerini bacak aralarını sabunladığı nelli oluyordu su sesi kesilince hemen gidip yatma numarası yaptım birden plan yapmaya başladım acaba banyodan çıkarken izlesemmi yoksa kapıyı açık bıraksan gelirmi sonunda kapıyı açık bırakmaya karar verdim kapıyı araladım ve üzerimde sadece kilot vardı üzerim açıktı uyuma numarası yaptım ama kapıya doğru dönüp gözlerim kısık bakıyordum bir müddet sonra banyo ışığı söndü benim kapının açık olduğunu farketmiş olmalıki benim odaya doğru terlik sesleri gelmeye başladı birden kapıdan kafasını uzattı baktıki ben uyuyorum ve üzerim açık mal kalkmış bir süre baktı ve içeri girdiğinde çırılçıplak üzerinde hiçbirşey yok amını yeni traş etmiş belli oluyordu gece lambasının loş ışığında okadar güzel görünüyorduki anlatamam birden yatağa doğru yöneldi başımda rahat beş dakika bekledi sanki kendini bana seyrettirirordu
sikim iyicene kazıklaşmıştı derken elinin hafif hafif sikimin üzerinde gezdiğini hissettim artık alet kilota sığmaz oldu kafası dışarı çıkmıştı.bir süre sikimi ovuşturduktan sonra benden tepki gelmeyince resmen sikimi avuçlamaya başladı birden nefesini sikimde hissetmeye başladım kilotumdan çıkan kafasını önce bir öpücük sonrada dil darbeleri yalamaya başladı.fazla dayanamıyordum uyanık olduğumu anlarsa belki utanıp kaçabilirdi belki birdaha yüzünü göremezdim uyuma numarasına devam ettim ama kendimi tutamıyordum hayatımda hiç bukadar zevk almamıştım.
baldızım yalamaya devam ederken birden bire sarsıntıyla boşaldım.panik yapmiştı ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ağzı yüzü benim menilerimle batbıştı ben hala kısık kısık boşalıyordum.benden ses çıkmayınca tekrar eğildi ve yalamaya devam ediyordu çeneme kadar gelen menilerimi bile yalır öpüor seviyordu birden çocuğu ağladı önce gitmeye niyeti yoktu ama sonra demekki ana yüreği gitmek zorunda kalmış olmalı ben sabaha kadan belki on sefer boşaldım sabah erken kalkıp banyoya girdim banyomu yaptım çıkarken baldızda kalkmıştı kahvaltı hazırlıyordu banyodan çıktığımı görünce hayrola enişe neoldu yoksa şeytanmı kandırdı seni diye sordu.bende yaa gece sanki şeytan bana birşeyler yaptı ama şeytan sonunu getirmeden kaçtı dedim.
sanki uyanık olduğumu anlamış gibi yüzü kızardı belki şeytan bu gecede gelir beklemeye devam et dedi bende valla baldız ben şimdi üzerimi değiştireceğim eğer şeytan bu arada gelirse onu mahvederim yoksa birdaha benim rüyalarıma girmesin dedim ve odama gittim ve arkamdan kapı açıldı ve şeytan geldi dedi dün gece olanlardan haberim olup olmadığını sordu bende ben zaten senin gelmen için kapıyı açık bırakrım dememle bana yapışması bir oldu artı kendimi firenleyemiyordum deliler gibi yalıyor yalanıyor baldızımın yalamadık iğne ucu kadar biryeri kalmamıştı birden önümde eğilip sikimi ağzına almay başlamıştı kudurmuş gibiydi arasıra kafasını ısırıyor canım yanıyordu ama azgın baldızım anlamıyordu birden boşalacağımı hissettim ve kafasını elimle itekledim o yine yapıştı ben çektim o geldi birden bire patladım ağzını hiç çekmedi neredeyse tamamı ağzına dolmuştu tadı çok güzel salep gibi dedi tamamını yaladı yuttu.ama hala benimkini yalıyordu zorla ayağa kaldırdım yatağa uzattım bacaklarını araladım yavaş yavaş içine süzülmeye başladım ve çığlıklar atıyordu ben zevkten çıldırıyordum birden kocasının erken boşaldığı geldi ve hayallerini yıkmamak için uzun süre baldızımı silmeliydim aklımdan türlü türlü şeyler geçiyordu.
birdenbire uçuyorum dediğini duydum sarsıla sarsıla boşalıyordu.hayatında ilk defa ilişki sırasında boşalmıştı ben artık rahatlamıştım o boşaldıktan sonra artık bende boşalabilirdim.ama hamile kalabilirdi boşalacagıma yakın zamanda dışarıya boşalacağımı söylediğimde karşı çoktı seni içimde istiyorum içime boşal dedi büyük bir zevkle sarsıla sarsıla içine boşaldım.ama başdızım durmak bilmiyordu azgın bir fahişe olmuştu benimki yavaş yavaş pörpümeye başlamıştıki tekrar ağzına almaya başladı kısa sürede benimki zıpkın gibi oldu beni sırt üstü yatırdı ve üzerime çıktı yavaş yavaş sikimin üzerine oturmaya başladı ama girdikçe bağırıyordu kalkıp kreb aldı ve sikimi kremledi tekrar üzerime çıktığında bir oturmada köküne kadar girmişti üstümde sanki kovboylar gibi ata biniyordu göğüsleri sallandıkça ellerimle sıkıyordum tekrar tekrar defalarca üzerimde boşaldı vıcık vıcık olmuştu ama benimki gelmiyordu pozisyon değiştirip domalttim yine gelmedi ensonunda yan yatırıp bakarını açıp tek bacağını havaya kaldırdım benim ençok zevk aldığım pozisyon budur sonunda patlamıştım ama ne patlama yattığım yere uyuyup kalmışım baldızımın sikimi yalamasına uyandım sonrada hstaneye ziyarete gittik.
ve 15 gün boyunca her gece deliler gibi baldızımı becerdim kocası gelene kadar.şimdi kaynanam iyi durumda ham kaynanamı tedavi ettirdim hemde küçük kızını siktim.arasıra baldızım istanbuldan bize gelir sarılma bahadesiyle orasına burasına parmak atarım
88 notes · View notes
06gs18 · 3 days ago
Text
Baldızın Baldırları
merhaba kıymetli okurlar benim adım emre 28 yaşındayım. size yazın başımdan geçen bir olayı anlatayım. baldızıma kaydım onu anlatıcam. yazın yıllık izin aldığım zaman bir haftalığına antalyaya kayın pederlere tatile gideriz. yine bi yıllık izinde antalyaya gitmiştik. tabi antalyaya gidilirde denize gitmemek olmaz. zaten ne olduysada orda başladı. iki tane baldızım var sibel ve fatma benim olayım ise sibel ile sibel 30 yaşında 1 çocuk annesi ama hiç sanki doğurmamış benzeri 18 yaşındaki kızlar gibi sarışın zayıf beyaz tenli birisi. biz tabi ben eşim kayınvalidem kayın peder sibel fatma çocuklar hazırlandık iki araba denize gittik tabi bizim baldızlar bikinileri giyince tüm gözler onlara çevriliyor benim gözümde devamlı sibelde çünki onunla sürekli hayaller kurup boşaldığım bile olur. biz denize girdik çıktık baya bi zaman geçirmiştik artık vakit baya ilerlemişti. tabi bu arada baldızlar evli bacanaklar çalışıyorlar. süre geçti deniz insanı haliyle yorar toparlandık eve gidicez. sibel dedi biz doğrudan eve gidelim çocuğun üstü başı pis zahmet olmazsa eniştem bizi bıraksın dedi ben kabul ettim eşimde olur tabi dedi. neyse baldız kızınla birlikte benim arabaya bindi diğerleri kayın pederle gidiyor çıktık yola. giderken benim gözüm sürekli sibelin bacaklarında göğüslerinde çaktırmadan bakıyorum fakat heralde baldız çakmış olacak davayı biraz toparlanır bunun gibi yaptı. sonra eve geldik enişte ben çocuğu yıkıyayım sonra kendimde duş alayım sen bekle gideriz yine annemlere dedi bende tamam dedim. bunlar girdiler banyoya kızı yıkadı çıkardı körpecik daha 5 yaşında girdi içeri tv izlemeye başlanmıştır bende hemen uçtum banyo kapısına delikden bişiler görecekmiyim diye bakıyorum oda ne baldız çırılçıplak karşımda duruyor göğüsleri sivrilerşmiş vücüdunu köpüklüyordu bende oaracıkda boşaldım ben boşaldığım yeri silmek için peçete almaya gittim. o anda baldız seslendi enişte çocuk ne yapıyor diye bende iyi tv izliyor dedim hemen boşaldığım yeri sildim. sonra baldız kısacık şortla üstünde incecik bi tişörtle çıkdı birer kahve içelim gidelim dedi bende tamam dedim. kahveleri içerken baldızın memeleri dikkat çekici oluyordu uçları sivrileşmişti benim yarak tabi durur metre kalktı derhal ayağa ben toparlanmaya çalıştım lakin ne hacet belirgin olmakta. sonra konu konuyu açar derken sohbet ağdaya geldi bende sen nasıl yapıyorsun ben ablanın ağdsını yapıyorum dedim hadi yha dedi benimkisi hiç bişi yapmaz ben kendim uğraşırım saatlerce dedi acılar çekerim dedi. bende şakayla karışık vaktimiz olsa sana yapardım ben dedim hemen arkasındanda latife latife dedim ama baldız valla enişte yapsana bana öle bi güzellik dedi ben ne diyeceğimi şaşırdım önemli misin sen dedim evet dedi gel hadi dedi gittik banyoya kızının önüne cips bırakdı sen çizgi film izle kızım dedi. sonra biz banyoya gittik bana ağda bantlarını verdi bende uzan dedim uzandı şortu bi çıkardı oda ne öle amcık görmedim ben hayatımda pembe yanaklı kenarları hafif tüylü ama ne am sonra yhaa biz ne yapıyoruz baldız dedim aklım başımdan gitti dedim enişte aramızda kalır dedi ben bantları yapıştırım tüyleri temizledim şimdi gel yıkıyalım dedim. sonra küvete soktum bunu elimle bir güzel yıkadım tabi bu arada ben elledikce amından sıcak sıcak haz suları geliyordu sonra enişte seninkinide ben yapayım istermisin dedi ve güldü bende ben temizim dedim bakayım dedi ben pantalonu çıkarıdım çamaşırı çıkarıdm ama yarak kazık gibi dimdik olmuş. baldız birden bire bire enişte bu ne dedi iri dedi bende yarak dedim. sonra elleye bilirmiyim dedi lakin ben daha cevap vermeden ellerine aldı bu ne bee böle diyim çöktü ağzına aldı bende dur ne yapıyorsun dedim. dedim lakin çaktırmıyorum istemiyormuşum bu gibi yapıyorum ama ben dünden razıyım onu sikmeye. enişte aramızda dedik yhaa diyip yalamaya devam etti bende bu arada üzerindekini çıkartıp memelerini oynamaya başladım fakat ne gövde be valla daha ağzındayken bi posta ağzına boşaldım. orda biraz pot kırdım midesi bulandı biraz. :) lakin nafile  bundan sonra ok yaydan çıkmıştı küvetten çıkarıp çamaşır makinasına doğru domaltıp arkadan amcığına bi verdim bastı çığlığı dur ne yapıyon dedim çocuk mevcut sus dedim fakat oda bana asıl sen ne yapıyon yavaş yarak çok fazla büyük geldi bana dedi bende yavaş yavaş gidip gelmeye başladım sonra alıştı biraz orda arkadan 5 dk pompaladıkdan sonra yere yattım aldım kucağıma zıplatmaya başladım memelerde felakat güzeller birazda o pozisyonda siktikden sonra yere bu sefer onu yatırıp girdim bacak arasına başladım sikmeye sikerken dedim ters ilişki yaptın mı hiç dedim oda hayır dedi olmaz istemem dedi bende tamam dedim zorlamadım sonra amcığına kökledim boşaldım. enişte keşke dışına boşalsaydın dedi bende bişi olmamakta aramızda dedim. güldüm. derhal kalktık toparlandık ben giyindim o giyindi hazırlandık gittik kayın pederlere. tabi antalyada 5 gün kaldım iki kez fırsat bulup siktim sibeli  bundan sonra her gittiğimizde fırsat yaratıp kendime gidip onu sikiyorum. artık dizi fatmada onada az kaldı…
40 notes · View notes
06gs18 · 3 days ago
Text
Damadım artık beni de sikiyor
Merhabalar, Bizim koylu ve uzakktan akrabam olan Koca popolu Sibel yirmi bir yasinda bir genc kiz. Daha kucuk yaslarimdan beri hatirliyorum onu, her zaman vucuduna hayran kalmisimdir…
Bir kocaman got var orospuda, tam dolu dolu, oldugun yerde saldirip, yapisasin geliyor. oyle bir gogus vermis tanri, oturup sadece yalayasin geliyor hem de sabahlara kadar yalasan doymazsin o derece mal mulk yerinde yani. Neyse bu bana hep ne kadar tatlisin filan derdi, keske bir kac yas buyuk olsaydin derdi. Neyse Koca popolu Sibel gecen sene evlendi, annesi babasi zorla koyden bir akrabalarina verdiler, tam bir kiroydu. Acidim birazcikta kiza. Bir kac ay sonra bebegide oldu ben tam umidi kestim bundan…. Fakat iki hafta once bunun kocasi koyu ozleyip bir haftaligina koye gitti ve Koca popolu Sibel bunun yuzunden aksamlari yalniz oldugu icin teyzemin evine geliyordu. Bende cogu zaman aksamlari teyzemlerde yemek yerdim ve aksamlari orada gorusuyorduk.
İkinci assam teyzem mutfakta yemek yaparken, Koca popolu Sibel bebegi kucagina aldi ve kocaman memesini cikarip bebegini emzirmeye basladi. Ben tabii ki gozumu o kos kocaman memelerinden alamadim. Keske simdi ben o bebegin yerinde olsam Sibel’in o kocaman memelerini sabaha kadar yalasam, emsem, bitirsem diyordum… Fakat Koca popolu Sibel benim, onun memelerine baktigimi farkedip bana gulumsuyordu ve ben cok sasirmistim.
Neyse yemegimizi yedik, cayimizi ictik filan derken hava karardi. Hergun eve yanliz donen koca popolu Sibel o gece birden korkuverdi ve bana “beni eve birakabilir misin, korkuyorum.” dedi. Tabii bende hemen atladim “tabii gotururum” dedim.
Eve vardigimizda “oglen kek yapmistim, bi kahve iceriz kek ile beraber ne dersin?” dedi. Ben de peki dedim ve yukari dogru ciktik.
Daha sonra o kahve icin sut isitmaya gitti ben ise tv yi acmistim zap yapiyordum. Birden bana seslendi. Rafin ust tarafinda olan cezveye yetisemiyordu ve beni cagirdi. Cezveyi alip ona verdim ve ben de mutfaktaki sandelyeye oturup bir sigara yaktim. Daha sonra o cezveye sutu koydu ve sigarasini aldi yakmami rica etti. Bana dogru egildigi zaman o muhtesem gogusleri neredeyse agzima girecekti ben biraz duraksadim. goguslerine bakmaktan cakmagi sigarsina denk getirememistim bunun farkina vardi ve tekrar gulumsedi. Daha sonra hazir sut isinirken bi gidip rahat bir seyler giyiyim diyip odaya gitti.
Ben bir yandan gecenin nasil sonuclanacagini dusunurken bir yandan da sute mukayet oluyordum. Neyse Koca popolu Sibel geldi ama nasil bir gelme. En guzel parfumunug sikmis, uzerinde beyaz askili bir badi altinda da sort vardi. badinin icerisine sutyen giymemisti gogus uclari belli oluyordu. Ve giydigi bodi cok dardi. butun hatlari belli oluyordu. Poposu resmen ozerkligini ilan etmis gibi vucudundan ayri bir parca gibi duruyordu. Tezgaha dogru yoneldi sut kurusnu aldi ve buzdolabina dogru yoneldi… O sirada sutu koymak icin egildi o kadar egilmnesine gerek yoktu ama resmen am dudaklarini gorebiliyordum o derece domaldi.
Sonra yanima gelip sexy bir gulus atti. Sen iceri git ben geliyorum dedi. Ben iceri gidip tekrar televizyonda vakit geciriken ne yapmam gerektigini kafamda kuruyordum… Derken iceriden bir ciglik sesi geldi! sutu uzerine dokmustu. hemen kosarak yanima geldi uff yandim dedi. ben hemen sehpanin ustundeki mendili alip silmeye calistim ama farkettim ki uzerindeki sut sicak degildi ama bozuntuya vermedim. aci icinde tripten tribe giriyordu. Ve cikart cikart dedim sunu ve uzerindeki bodiyi cikartti. kocaman gogusleri onumdeydi ve mendille onlari siliyordum. Ve birden sesi kesildi bakislari degisti. Bende tam zamani diyerek dur opiyimde gecsin bari diyip goguslerine yumuldum….
Sanki bu ani bekliyormus gibi delice opusmeye basladik. opusurken yavas yavas onun yatak odasina dogru ilerliyorduk ve hemen onu yataga attim uzerini soydum her yerini yaliyordum emiyordum goguslerini parcalarcasina emmeye basladim amina kadar inmistim ami ates gibi yaniyordu sok artik diye inlemeye basladi cildirtiyor ve yalvartiyordum onu dilimi got deligine kadar soktum zevten ucuyordu sikimi agzina verdim biraz yaladiktan sora guzel bir domalttim amina girdim birden ciglik atti daha hizli askim daha hizli diye haykirmaya basladi 15 dakika boyunca hic cikarma dan tam tempo siktim ve icine bosaldim daha sonra sikimi koca memelereinin arasina skistirdim bi an zevkten olecek sandim gotten sikmek istedim ilk once kabul etmedi ama sonra beni kirmadi got deligi daracikti ve kimseye gotten vermemisti deligin kener larina vazelin surdum ve sikimi zorlamaya basladim dilber abla bi an bayginlik gecirdi ama azgin bogaya donusen sikime karsi koyamadi oyle bir pompaliyordum ki adeta parcaladim gotunu tam tam patlarken cikarip agzina bosaldim.
127 notes · View notes
06gs18 · 3 days ago
Text
Teyzemin Küçük Kıllı Amında Ağaç Devirme Operasyonu
Köydeki dedemin evine her yaz giderdim, ama o yaz, 22 yaşımda, her şey bambaşka oldu. Teyzem Fatma, 38 yaşında, minyon tipli, ama fena ateşli bir kadındı. Kısa boylu, dolgun kalçaları ve o muzip gülüşüyle insanı baştan çıkarırdı. Kocası yıllardır şehirde çalışıyordu, teyzem köyde yalnız takılıyordu. Çocukken onun kucağında uyurdum, ama şimdi o masum teyze gitmiş, yerine azgın bir dişi gelmişti. Bana bakarken gözlerinde bir şeyler yanıyordu, sanki içimi okuyordu.
Bir öğleden sonra, dedemle diğerleri tarlaya gitmişti. Teyzemle evde yalnızdık. Bahçede odun kesiyordum, terden sırılsıklam. Teyzem elinde bir bardak ayranla geldi, “Yoruldun mu, aslanım?” dedi, sesi tatlı tatlı. Üzerinde ince bir elbise, göğüsleri neredeyse dışarı fırlayacak. “Yoruldum, ama senin ayranın canlandırır,” dedim, sırıtarak. Ayranı içtim, o da yanıma oturdu, bacağı bacağıma değiyordu. “Sıcak buralar, değil mi?” dedi, elbiseyi hafif sıyırıp bacaklarını gösterdi. Sikim anında hareketlendi.
“Teyze, bu gidişle başımız belaya girer,” dedim, gülerek. “Bela mı? Ben zaten belayım,” dedi, kahkaha atarak. Elimi tuttu, “Hadi, içeri girelim, serinleriz,” dedi. Kalbim küt küt atıyordu, peşinden eve girdik. Salonda koltuğa oturduk, ama oturur oturmaz üstüme atladı. Dudakları dudaklarıma yapıştı, öyle aç öpüyordu ki şaşırdım. “Teyze, ne yapıyorsun?” dedim, ama sesim cılızdı. “Sus, seni istiyorum,” dedi, elbiseyi sıyırıp attı. Altında külot bile yoktu, küçük, kıllı amı karşımda parlıyordu. Tıraşsız, doğal, ama öyle tahrik ediciydi ki sikim pantolonu yırtacaktı.
“Teyze, bu am ne böyle?” dedim, parmaklarımı amına sürttüm. Sırılsıklamdı, “Yala şunu,” dedi, emreder gibi. Koltuğa uzandı, bacaklarını ayırdı. Dilimi amına değdirdim, kıllar dilime dolanıyordu, ama tadı bal gibiydi. Teyzem inledikçe azdım, “Ohh, aslanım, yala!” Klitorisini buldum, emdikçe zevkten kıvrandı. “Dayanamıyorum, sik beni!” dedi, yalvararak. Pantolonumu indirdim, sikim fırladı. “Siktir, ne büyük!” dedi, gözleri faltaşı gibi açıldı. Amına dayadım, küçük ve dardı, yavaşça ittirdim. “Ohh, dolduruyorsun!” diye inledi.
Hızlandım, her vuruştan göğüsleri zıplıyordu. Koltuk gıcırdıyor, teyzemin inlemeleri evi dolduruyordu. “Dağıt amımı, ağaç gibi sik!” diye bağırdı. Kıllı amı sikimi öyle sıkıyordu ki zevkten uçuyordum. “Teyze, bu am fena!” dedim, dişlerimi sıkarak. Tırnakları sırtımda iz bırakırken, amının kılları her hareketimde sikime sürtünüyordu. Pozisyon değiştirdik, teyzemi domalttım. O minyon götü karşımda, amı sulu sulu. Sikimi tekrar soktum, “Sert ol, boz amımı!” dedi. Kalçalarına şaplak attım, kızardı, ama o zevkten uçuyordu.
“Götünü de sikeceğim,” dedim, azgınlıktan kudurmuş halde. “Hadi, yap!” dedi, meydan okuyarak. Amından akan suları götüne sürdüm, sikimi yavaşça ittirdim. “Siktir, yavaş!” dedi, ama inliyordu. Götü daracık, sıcacıktı. Götünü sikerken amını parmakladım, teyzem çıldırmış gibiydi. “Boz götümü, ohh!” diye bağırıyordu. Terlerimiz halıya damlıyor, salon seks kokuyordu. “Boşalcam,” dedim, nefes nefese. “Amıma boşal, hap kullanıyorum!” dedi, titreyerek. Sikimi amına geri soktum, içime boşalırken teyzem de orgazm oldu, inlemeleri kulağımda yankılandı.
Koltuğa yığıldık, ter içinde, gülüyorduk. “Ağaç devirdik, teyze,” dedim, sırıtarak. “Daha çok ağaç var,” dedi, göz kırparak. O yaz, teyzemle her fırsatta sikiştik. Bahçede, ahırda, hatta bir keresinde dedemin traktöründe. O küçük kıllı am, o azgın inlemeler, aklımdan çıkmadı. Teyzem, sadece akraba değildi; o, zevkin kraliçesiydi.
48 notes · View notes
06gs18 · 3 days ago
Text
Tangalı Türbanlı Komşumun Bakire Ablası!
Merhaba, daha önce Tangalı Türbanlı Komşum Seda'yı siktiğimi yazmıştım. Seda'yı ilk sikişimden sonra birbirimize daha da yakınlaşmış, sanki karı koca gibi olmuştuk. Her fırsat buluşumuzda sikişiyorduk. Ne o doymak biliyordu, ne de ben bıkmak biliyordum. Zaten Seda bıkılacak bir kadın değildi, kendine son derece özen gösteren, bütün sikiş tekniklerine meraklı bir kadındı. Her pozisyonu benimle deniyordu (götten sikişmek hariç). Kocası denilen hıyar hastalık bulaşır diye, bırakın götten sikmeyi, böyle kaymak gibi bir amı bir kere bile yalamamış, Seda da bana yalatıp zevkini çıkarıyordu. Seda'nın götünü birkaç kez yokladım, acaba sikebilir miyim diye, fakat Seda hiç götten siktirmediğinden dolayı, acır diye korkuyor ve hep yan çiziyordu. Bir gün dükkana gelip, "Sana bugün bir süprizim var, akşama ablama gidiyorum, sen de ayarla oraya gel, hatta gece müsait olursan ben orda kalacağım sen de kal, sabaha kadar sik beni!" dedi.
Ben de, "Tamam!" dedim, hemen evi arayıp hanıma, "Asker arkadaşım İstanbula gelmiş, buluşalım sohbet ederiz dedi, onun yanına gideceğim!" diye bir yalan uydurdum. Dükkanı kapatır kapatmaz soluğu Seda'nın ablasının evinin önünde aldım. Seda'yı cepten aradım ve "Geldim, aşağıdayım!" dedim. Hemen kapıyı açtı çıktım yukarı. Biraz da, ablası evde diye sıkılarak girdim içeriye, salona geçtim. Muhteşem donatılmış bir masa, bir büyük rakı, birtek kuş sütü eksik. Seda'cığım da üstüne ince tül şeklinde bir elbise giymiş, sanki baloya gitmek için hazırlanmış gibiydi. Ablasını sorduğumda, ablasının evde olmadığını, bir arkadaşına gittiğini ve bize kıyak yapmak için bu gece orda kalacağını söyledi. Bunu duyunca sevinçten deliye döndüm. Hemen oturduk yemeğe, güle oynaya yemek yedik. İçkilerimizi yudumlarken geçtik koltuğa. Seda beni öyle bir özlemiş ki, hemen önüme oturdu, çıkardı yarağımı ve yalamaya başladı. Tabii ben de bir elimle saçlarını okşarken, bir elimle de göğüslerini okşuyordum. Seda iyice azmıştı, "Gel kocacığım odamıza gidelim, doyur beni bu gece sikine!" diyerek beni ablasının yatak odasına götürdü...
Başladık sevişmeye artık. İkimiz de çırıl çıplak soyunup deli gibi sevişirken, birden, "Evet canım, bu geceki süprizmi açıklıyorum!" diyerek arkasını döndü ve götünü dayadı ağzıma. "Bu gece burası senin olacak! Götümü sikmeyi çok istediğini biliyorum! Sana kızlığımı veremedim, ama götümü sen boz kocacığım!" dedi. Ben zaten dünden razıydım, başladım küçücük g��t deliğini yalamaya. Ben yaladıkça götünün deliği açılıp kapanıyor, Seda zevkten inliyor, amının suları açık kalmış çeşme gibi şıpır şıpır damlıyordu. "Hadi o çok istediğin götümü sik aşkım, del bakire götümü!" diye inlemeye başladı. Benim de artık dayanacak halim kalmamıştı zaten, yarağımı dayadım göt deliğine. Fakat girecek gibi değildi. Ben zorladıkça, Seda altımda hem istiyor, hem de, "Ne olur canımı yakma!" diye yalvarıyordu. Baktım böyle olmayacak, hemen nemlendirici veya kaydırıcı losyon gibi birşey aramaya başladım...
Çekmecelere bakarken ne görsem beğenirsiniz? Plastik yarak, Dildo, Vibratör, Bebe yağı, Pørnø dergiler ve Pørnø CD'ler vardı. Demek ki ablası da bunlarla idare ediyordu. Bebe yağını aldım ve Seda'nın götünü iyice yağladım, birazcık da sikime sürüp başladım işleme. Yarağımın kafasını göt deliğine yanaştırıp dayandım. Yarağımın başı göüne girdiğinde, Seda'dan bir, "Ağıhhh!" sesi geldi. "Tamam canım kafası girdi, kendini kasma, gerisi rahat girer!" diyerek teselli etmeye çalışırken, bir yandan da hafif hafif bastırmaya devam ediyordum. Yarısına kadar girdikten sonra sokup çıkarmaya başladım. Her seferinde biraz daha derine sokuyordum. Dibini bulduğumda götü artık iyice alışmış, Seda da zevk çığlıkları atmaya başlamıştı, "Sik götümü kocacığım, sik aslanım, her deliğim senin!" diyerek altımda kuduruyordu. Seda'nın götünü bir süre siktikten sonra götüne boşaldım. O gece Seda ile sabaha kadar, dinlene dinlene, amdan götten sikiştik. Sabah olunca da birlikte çıktık evden. Seda arabadan iki sokak aşağıda indi, ben de eve şöyle bir uğrayıp dükkana gittim.
Tüm gece boyunca iki saat anca uyumuştum. Artık akşam olsun da eve gideyim yatayım diye beklerken, dükana bir telefon geldi. Arayan hatun, "Merhaba, ben Seda'nın ablası Eda!" deyince şaşırdım. Merakla, "Buyrun Eda hanım?" dedim. "Adnan bey, sizinle birşey konuşmak istiyorum, bu akşam bana uğrayabilir misiniz, nasılsa evi artık biliyorsunuz, hem de yatağıma kadar!" deyince, birşeyler olduğunu anladım ve "Peki, uğrarım!" deyip telefonu kapattım. Sonra Seda'yı arayayım, durum nedir, ona bir sorayım diye düşündüm, fakat sonradan vazgeçtim. Akşam oldu dükkanı kapatıp, hanımı aradım, "Asker arkadaşım bu gece memleketine dönecek, onu uğurlamaya gidiyorum!" deyip, doğruca gittim Eda hanımın evine. Biraz da çekinerek kapıyı çaldım. Eda hanım kapıyı açtığında, bir an yanlış zamanda gittim diye düşündüm, öyle ki üstünde ince gecelik gibi bir tül parçasından oluşan elbise, sütyen yok, altında da Seda'nın tangası gibi bir tanga vardı...
Beni içeriye buyur etti, geçtim salona oturdum. Meraktan kuduruyordum, acaba ne oldu diye, fakat çaktırmamaya özen gösteriyordum. Biraz havadan sudan sohbet ettikten sonra, Eda hanım nihayet, "Adnan bey, şimdi sana bir video seyrettireceğim!" dedi ve televizyonu açtı, kamerayı televizyona taktı. Video başlar başlamaz ben şok oldum. Videoda sikişen çift bizdik, yani Seda ve ben. Dün geceki sikişimiz başından sonuna kadar olduğu gibi çekilmişti. İşin doğrusu ben biraz bozuldum, ama bir yandan da Seda'yı iyi becermişim diye keyifleniyordum. Video bitmek üzereyken, kafamdan, şimdi bunu neden kayıt etti ve ne yapmaya çalışıyor diye düşünceler geçiyordu. Acaba bana şantaj mı yapmak istiyordu. Sonra birden aklıma çekmecesindeki plastik yarak ve pørnø dergiler vs. geldi. Lavaboya gitme bahanesiyle kalktım ve hemen yatak odasına gidip onları aldım geldim, attım Eda'nın önüne. Tabii bir anda o da kızardı...
Bir müddet sessiz kaldıktan sonra, "Ne yapayım, benim Seda gibi sikicim yok ki, mecbur bunlarla idare ediyorum!" dedi. Tabii ben de fırsat bu fırsat deyip bir anda Eda'nın dudaklarına yapıştım ve öpüşmeye başladık. Sonra kulağına, "Eğer istersen ben ikinize de yeterim!" dedim. Eda birkaç saniye durakladıktan sonra, "Ben de zaten onu istiyordum, bu videoyu da koz olarak kayıt etmiştim, ama buna bile gerek yokmuş!" diyerek elimden tuttuğu gibi beni yatak odasına götürdü ve yatağın üzerine itti. Bir anda çırıl çıplak soydu beni ve yapıştı yarrağıma. Öyle bir yalıyor ki yarrağımı, arada ısırıyor, canım yanıyor ama sesimi çıkarmadan devam etmesini istiyordum. Biraz daha yaladıktan sonra, kendi de üzerindeki gecelik gibi giysiyi soyundu ve o hiç sikilmemiş amını dayadı ağzıma. Amını yalamaya başlayalı daha iki dakika geçmeden, inleyerek orgazm oldu ağzıma. Deli gibi soluk alıp veriyor, "Bu gece dağıt beni!" diye yalvarıyordu.
Biraz dinlendikten sonra tekrar sevişmeye başladık. Eda'nın, "Bak canım, sen benim ilk erkeğimsin, şimdi içime istiyorum seni, ama ne olur canımı yakma, çok korkuyorum, ne olur yavaş!" demesi beni çıldırttı sanki. Sırt üstü yatırıp bacaklarını ayırdım, dudaklarımı dayadım amcığına ve o küçücük, hiç yarrak girmemiş amcığını tekrar yalamaya başladım. Eda tekrar orgazm olup kıvranmaya başlayınca, yukarı kayıp yarağımın kafasını amına yerleştirdim ve yavaş yavaş sokmaya başladım. Yarağım girdikçe, Eda bağırmaya ve "Çok canım yanıyor, ne olur çıkar!" demeye başladı. Benim tepem atmıştı, "Tamam o zaman ben gidiyorum, Seda beni bekliyor, gider onu sikerim, o hiç bağırmıyor, zevk çığlıkları atıyor!" diyerek biraz gaz verdim. Eda da, "Bırak şu orospuyu, zaten o açtı başıma bu işleri, ben kendi kendime yetiyordum, aklıma senin yarrağını soktu, iyice azdırdı beni, tamam sok dibine kadar, hiç sesimi çıkarmayacağım, benim o orospudan neyim eksik?" dedi...
Eda öyle der demez yarağımı taşaklarıma kadar amcığına kökledim. Eda'nın o anki bağırmasını duymanız lazımdı, inanın apartmanı başıma yıkacak diye korktum. Kızlığını bozmuştum ve tabii artık o dakikadan sonra vazgeçmek olmazdı, yarrak kılıfını buldu. Amına deli gibi girip çıkıyorum, piston gibi pompalıyorum. Birkaç dakika siktikten sonra Eda da zevk almaya başlamış, "Söyle Seda orospusuna, artık ben de ortağıyım!" diyerek altımda inliyordu. Bir süre daha siktikten sonra, ikimiz de aynı anda sarsıla sarsıla orgazm olup boşaldık...
O gece bir daha sikmedim, fazla canı yanmasın ve seksten soğumasın diye, ama daha sonraki günlerde defalarca siktim tabii. Şimdi ikisi de benim karım gibi oldu, canım hangisini sikmek isterse istediğim gibi sikiyorum. Şu ana kadar Seda'nın henüz ablasını da siktiğimden haberi yok. Ama benim niyetim ikisini birlikte aynı yatakta sikmek :)
153 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
44 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Tumblr media
42 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Tumblr media
39 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
103 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Çoban Hem Karımı Hem Beni Sikti
Selam arkadaşlar, ben İzmir’den Sedat. Evli bir erkek olmakla birlikte gay duygularım da var ve bunu karım da biliyor. Karımla mükemmelin ötesinde bir sex hayatımız var. 26 yaşındaki karım oldukça alımlı, 1.65 boyunda, 54 kilo, 80-55-80 ölçülerinde, tam çıtır bir afet. Karımın daracık amcığı hep epilasyonludur. Karımın amını saatlerce emseniz bıkmazsınız. Karımla sikişirken nerdeyse her türlü fantaziyi yaptık. Birlikte pørnø izlerken karım filmin sesini kapatır, filmi kendisi seslendirir, “Kökle o kocaman yarrağını amıma! Dağıt götümü! Ağzıma fışkırt sıcak döllerini!” gibi. Hele Zencili grupseks filmleri izlerken karım adeta kendinden geçer, sanki o iri yaraklı Zencilerin karımı siktiğini zannedersiniz. Karımda emme, yalama, yutma, amdan götten sikişme, ne ararsanız var. Ancak fikir olarak kabul etmesine rağmen, karımı gerçekten bir başkasıyla sikişmeye ve grup sex yapmaya ikna edemedim. Aslında karım da haklı, siz de takdir edersiniz ki herkese güvenilmiyor.
Son tatilde arabamızla köye babamları ziyarete gittik. Babamların ev çok kalabalık olduğundan karımla birkaç gün sikişemedik. Karım sonunda dayanamadı ve “Aşkım canım seks istiyor, ne dersin, şöyle arabayla bir yerlere gidip fantazi yapalım mı?” dediğinde, “Olur aşkım!” deyip arabamıza atladık ve köyümüzün ormanlık alanına gittik. Arabayı kuytu bir yere çekip, etrafa bakındık, görünürde kimsecikler yoktu. Başladık arabanın içinde öpüşmeye. Karım fermuarımı açtı, sikimi çıkarıp eline aldı ve emmeye başladı. Süper bir adrenalindi. Bir süre yaladıktan sonra, “Aşkım yarrağını amımda istiyorum!” dedi. Ben biraz tedirgindim, etrafa bir daha bakındım ve “Aşkım ya bir gelen giden olursa?” dedim. Ama karım azmıştı bir kere, “Eteğimin altında külot yok zaten!” diyerek kucağıma oturdu ve sikişmeye başladık. Karımın inleye inleye orgazm olması süper bir zevkti, ben de ilk postayı karımın amına akıttım…
Bir süre dinlendikten sonra karım tekrar oynaşmaya, yani kaşınmaya başladı. İnmiş sikimi emerek kısa sürede tekrar dimdik yapmıştı. Karım, “Aşkım bu sefer beni dışarda sikmeni istiyorum!” dedi. Arabadan inip karımın ellerini motor kaputunun üzerine tutundurup ayakta domalttım, eteğini beline kaldırdım. Götünün yanaklarını sağa sola ayırıp, götünün deliğini ve döl süzülen amını yalamaya başladığımda, karım adeta kendinden geçmiş inliyordu. Sikimi karımın amına geçirip hızlı hızlı pompalamaya başladığımda ise karım bağırarak orgazm oluyordu. Kendimizi öyle bir kaptırmışız ki, nerden ve ne zaman türediyse, biraz ilerde bizi izleyen çobanı farketmemişiz. Çobanı görünce hemen toparlandık tabii. Çoban pantolonunun üzerinden kalkmış sikini sıvazlayarak bize bakıp gülüyordu. Karım utanmıştı, hemen arabaya bindi…
Ben de, 30 yaşlarındaki çobanın yanına gidip, “Kusura bakma gardaş, rahatsızlık verdiysek özür dileriz! Misafir geldiğimiz ev kalabalıktı, benim karı da yaraksız duramaz, hal böyle olunca mecbur kaldık buralara gelmeye…” dedim. Gerçi biz onu tanımıyorduk, o da bizi tanımıyordu. Yine de çobanın, “Ne rahatsızlığı abi ya, gözümüz gönlümüz şenlendi valla! Merak etmeyin bu gördüklerim aramızda kalır!” dediğinde içim biraz rahatlamıştı. Çobana bir sigara ikram ettim ve ayaküsütü konuşmaya başladık. Çobana evli olup olmadığını sorduğumda, “Yok abi ne gezer, elimizi sikiyoruz! Abi sen çok şanslısın valla, benim böyle bir karım olsun isterse dünya kadar borcum olsun!” diyerek ağzımı arıyordu. Benim gözler bu arada çobanın pantolonundan fırlayacakmış gibi duran yarrağında tabii. İçimden de ‘işte aradığım fırsat bu’ diye geçiriyorum. Çobana karımın gerçekten çok azgın olduğunu ve bir iki kere sikilmeyle doymadığını söylediğimde, çoban, “Abi isterseniz sizi bağevine götüreyim, orda rahat rahat sikersin yengeyi. Merak etme abi, ben sizi rahatsız etmem, dışarıda beklerim!” dedi.
Ben hemen, “Yok canım olur mu öyle şey, o durumda senin de kalıp bizi izlemek hakkın! Hatta söz vermeyim de, belki daha fazlası da olur…” dediğimde, çobanın gözleri fal taşı gibi açıldı ve “Ciddi mi söylüyorsun abi?” dedi. Ben de, “Evet ciddiyim, ama karımı ikna edersem!” diyerek arabaya, karımın yanına gittim. Karım çobanla konuştuklarımı duymuştu. Karıma, “Aşkım işte fırsat, hep böyle birşeyi hayal ederdik, hadi çobanla bağevine gidelim!” dedim. Karım, “Saçmalama aşkım…” dediyse de, ses tonundan istediği belliydi. Ben, “Aşkım hem çoban tanıdık ta değil…” diyerek karımı ikna etmeye çalıştım. Karım, “Tamam gidelim, fakat çoban beni sikmeyecek, beni sen sikersin o izler!” dedi. Ben de, “Yazık adama be aşkım, halini görmedin mi, yarrağı kazık gibi olmuş, patlayacak nerdeyse. Adama en azından sakso çekersin, olmaz mı?” dedim. Karım gay duygularımı bildiği için, “Saksoyu birlikte çekersek olur!” dediğinde ben kopmuştum, hemen kabul ettim…
Çobanın yanına gidip, “Oldu bu iş!” dediğimde çoban nerdeyse çıldıracaktı. Arabanın kapılarını kilitleyip hep birlikte bağ evinin yolunu tuttuk. Bağ evine vardığımızda çoban bize meyva ikram etti. Meyvaları yedikten sonra bir sessizlik oldu, üçümüz de çekingen bir şekilde birbirimize bakıyorduk. Sonunda ortamı yumuşatmak için ben karımı ayağa kaldırdım ve karımla öpüşmeye başladım. Öpüşürken aynı zamanda da karımın kalçalarını yoğuruyordum ve yan gözle de çaktırmadan çobana bakıyordum. Çoban oturduğu yerden bizi izlerken pantolonunun üzerinden sikini sıvazlıyordu. Karımın omuzlarından bastırıp önüme çömelttim, fermuarımı açıp sikimi çıkardım ve ağzına verdim. Karım sikimi yalayıp emerken baktım çoban da yarrağını pantolonundan çıkarmıştı. Yarrağı muhteşemdi. Karıma gösterdiğimde karım bir, “Offf!” çekti ve hemen dönerek çobanın o devasa yarrağını emmeye başladı. Ben de arkadan karımın amına bir hamlede yarrağımı geçirdim ve karımı sikmeye başladım…
Karım amcığında bir yarak, ağzında bir yarak, zevkten inliyor, aynı anda iki yarrağın tadını çıkarıyordu. Ben amına pompaladıkça karım çobanın sikini gırtlağına kadar sokuyordu. Karım öyle iştahlı yalıyordu ki, canım çekmişti. Karımın amcığından çıkıp çobanın yarrağını elime aldığımda, çoban şaşırmıştı. Suratıma anlamsız anlamsız bakarken ben yarrağının tepesine dil darbeleri atmaya başladım. Çobanın yarağını sırayla biraz ben emiyordum, sonra tekrar karıma emdiriyordum. Çobana, “Nasıl hoşuna gidiyor mu?” diye sorduğumda, çobanın utangaçlığı geçmiş, “Abi ya süpersiniz, bu nasıl zevk böyle?” diyerek inlemeye başlamıştı. Çobana, “Sen daha birşey görmedin!” diyerek yarağını emmeyi karıma devredip soyunmaya başladım. Çırılçıplak kaldığımda kılsız yuvarlak götümü çobana döndüm ve “Ne dersin, karımı değil, ama benim götümü sikmek ister misin?” diye sordum. Çoban, “İstemez miyim abi, hemde çok!” dedi. Ben, “İlk defa olacak, ona göre!” dedim. Çoban, “Abi köylük yerde yaşıyoruz, köyün gençleriyle birbirimizin götünü sikerek büyüdük, sen merak etme!” diyerek ayağa kalktı…
Sonra beni divana domaltıp arkama geçti. Yarrağını tükürükleyip götümün yanaklarını ayırdı ve kocaman başlı yarrağını götümün deliğine dayayıp zorlamaya başladı. Zor da olsa kafası girmişti. Yavaş yavaş ilerlerken götüme sanki bir odun giriyor gibiydi. Dayanamayıp bağırmaya başladım. Karım ellerimden tutarak, saçlarımı okşayarak beni teselli ediyordu. Çoban kanırta kanırta nihayet köküne kadar sokmuştu götüme o koca yarrağı. İçimde biraz bekledikten sonra yavaş yavaş gidip gelmeye başladı. Yarrağını kertiğine kadar çekip birden hepsini köklediğinde aldığım zevkten kuduruyordum. Bu arada karım da yanıbaşımda amını parmaklamaya başlamış, çobana da, “İyi sik ibne kocamın götünü!” diye gaz vermeyi ihmal etmiyordu. Çoban uzun süre götüme pompaladıktan sonra, “Abi gelmeye çok yakınım!” diyerek inlemeye ve titremeye başladı. Tam yarrağını çekecekken büzüğümle yarrağını öyle bir sıktım ki, böğürerek içime boşaldı. Döllerinin götümün içine fışkırarak akışını hissetmek tarif edilemeyecek kadar güzeldi…
Çobanın boşalması bitince ben de büzüğümü gevşettim. Çoban götümden çıkardı yarağını ve yıkayıp geldi. Yanıma uzanarak, “Abi ya yenge kıskanmasın ama senin göt 18‘lik kızların götünden daha güzel!” dedi. Ben de, “Teşekkür ederim kocacığım!” deyip, çobanın dudaklarına yumulduğumda ilkin istemedi, ama ısrar edince beni bir kadınmışım gibi öpmeye başladı. Çoban artık alışmıştı ve dudaklarımı emiyor, somuruyordu. Karım ise çobanın yarağına yumulmuş, tekrar sertleştirmeye çalışıyordu. Karım çobanın yarrağını emerek dimdik yaptıktan sonra bana, “Çekil kenara götveren ibne!” deyip, çobanı sırt üstü yatırdı ve o devasa yarrağın üzerine bir hamlede oturdu. O koca yarrağı köküne kadar amında kaybetmiş, üzerinde zıplıyor, inliyor, çobana, “Sik erkeğim, dağıt amımı!” diyerek çobanı kudurtuyordu…
Karımın bir başka erkekle sikişmesini izlemek çok zevkliydi. Çoban karımı yaklaşık yarım saat boyunca her pozisyonda siktikten sonra, karım çobanı tekrar sırt üstü yatırıp üste çıktı ve bana, “Aşkım senin yarrağını da götümde istiyorum!” dedi. Hiç ikiletmeden karımın arkasına geçtim, belini ezerek karımın o daracık göt deliğine girmeye başladım. Süper bir manzaraydı. Karım yıllardır fantazide ve pørnø filmlerinde hayal ettiklerini gerçek olarak yaşıyordu. Çobanla aynı anda karımı hem amından hem götünden sikmeye başladığımızda karım bize küfürler ederek defalarca orgazm oldu…
Bir süre sonra çoban, “Abi ben boşalacam!” dedi. Ben, “Sakın amcığına boşalma!” diyerek çıkmasını söylediğimde, karım bana, “Sus ulan amına koduğumun ibnesi, amcığıma boşalmasını istiyorum!” diyerek beni şaşırttı. Çobanın karımın amına boşaldı ve öylece karımın altında hareketsiz kaldı. Ben karımın götünü sikmeye bir süre daha devam ettim ve sonunda ben de fışkırarak karımın götünü döllerimle doldurdum ve çekildim. Karım da çobanın üstünden kalktığında amından ve götünden döller süzülüyordu…
Birer sigara içip, bir süre dinlendikten sonra gitmek üzere toparlandık. Ayrılırken çoban bize, ne zaman istersek gelebileceğimizi söyledi. Arabaya giderken karımın yürüyecek hali kalmamıştı. Arabaya bindiğimizde karıma, “Aşkım nasıldı?” diye sordum, “Süpeerrrr aşkım, tekrar istiyorum!” dedi. “Aşkım, amcığına niye boşalttırdın?” diye sorduğumda ise, “Merak etme aşkım, korunuyorum!” diyerek beni rahatlattı.
Köyde kaldığımız 15 gün içerisinde karımla o bağ evine üç kez daha gittik ve neler yaşadık neler
51 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Amcamın Türbanlı Kızını Siktim
Selam. Adım Serkan, 27 yaşında, dolgun maaşla çalışan, bekar biriyim. Babam Almanyada yaşıyor. Annemden ayrıldılar ve annem başka birisiyle evlendi. Ben kendi evimde tek başıma oturuyordum. Evi babamın gönderdiği parayla almıştım, ama babam hiç arayıp sormazdı. Amcamlarla komşuydum, evlerimiz yanyanaydı. Amcamla da aramız hiç iyi değildi, aslında tek kavga sebebimiz arsalarımızın sınırı yüzündendi. Amcamın Filiz adında çok güzel vede sexy bir kızı var. Filiz üç kardeşten en büyükleri, yaşı 24. Filizle aramız çok iyi. Filiz nişanlısından ayrılmıştı. Dışarıda kapalı giyinmesine rağmen aslında öyle kapalı falan bir kız değildi. Evde acayip sexy giyinirdi, diz boyunda dar etekler falan. Amcamla anlaşıp evi amcama sattım ve başka bir yerden arsa alıp ev yaptım. Filiz arada bir arayıp hatırımı soruyordu…
Filiz birgün tam mesai bitimi, (6 yaşındaki) erkek kardeşi ile bana uğradı ve akşama bende kalacağını söyledi. Şaşırmıştım, “Hayırdır?” diye sorduğumda, “Korkma, annemin babamın haberi var, bizim evde kalabalık yatılı misafir var, kardeşimle birlikte bu gece sende kalacağız!” dedi. Neyse akşam eve gittik, yemek yaptı, yedik. Çaydı kahveydi Televizyondu derken, kardeşinin uykusu geldi, götürdü yatırdı geldi. Oturduk sohbet ediyoruz. Konuşurken gözümün içine bakıp duruyordu. Bacak bacak üstüne attı, etek diz hizasında olduğu için baya bacaklar gözüküyordu. Ayrıldığı nişanlısından falan konuştuk, internetten yeni birisiyle Chat yaptığını falan anlattı. Ben de, “Neye benziyor, yakışıklı mı?” diye sorunca, “Bilgisayarı aç ta, E-Mailimden resimlerini göstereyim!” dedi. Kalktık Bilgisayarın başına geçtik. Yan yana iki sandalye koydum, yanıma oturdu. Resimleri gösterdi. “Hmmm, çapkın birine benziyor!” diye yorum yaptım. Filiz de bana kız arkadaşım olup olmadığını sordu. “Yok!” dedim ve makara yapmak için, “Bulsana bana birtane!” dedim. “Olur bulayım!” dedi. “Söz mü?” dedim. “Valla, söz!” dedi ve dizini dizime değdirmeye başladı. Ben arada Filizin dizine bakıyorum ve yaptığı bu harekete anlam veremiyordum…
Neyse baya oturduk Bilgisayarın başında, ben üzerimi değiştirmek için müsade istedim, odama gittim Kaprimi ve penyemi giydim geldim. Filiz nette geziniyordu, ben de yanına oturdum. Kadın iç çamaşırlarına bakıyordu. “Kız bunlar ne?” dedim. Güldü, “Hiiç, öylesine bakıyorum, bakmayım mı?” dedi. Ben de, “Bak tabi ki, hatta birlikte bakalım!” dedim. Sütyenlere bakıyordu. Ben, “Pembe olanı güzel!” dediğimde, “Yok ya? Ama erkekler hep siyahı beğenirler!” dedi. “Ben pembe severim, kadının vücudunu açar!” dedim. “Sen çok biliyorsun!” dedi. Bu arada külotlara bakmaya başladığında içim gıcıklanmıştı. Bir süre külotlara baktıktan sonra Filiz, “Offf, sıkıldım!” dedi. “Dur içecek birşeyler getireyim!” dedim, “Olur.” dedi. Mutfaktan iki bardak meyvalı meşrubat alıp geldim. Geldiğimde daha da şaşırmıştım, Filiz bir pørnø sitesi açmış, içine düşecekmiş gibi bakıyordu. “Filiz al bardağını!” dedim. Filiz aldı bardağını ve hiç birşey olmamış gibi, “Otur da bak, adam nasıl am sikiyor, gör!” dedi. Kızdım, “Ne alaka?” dedim. “Siz erkekler odunsunuz, am sikmeyi bilmiyorsunuz!” dedi.
Ben şoka girmiştim adeta. Bir site daha açtığında gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Sitede amdan götten müthiş sikişyorlardı. “Vayy neler biliyormuşsun!” dedim ve siteye bakmaya başladım. Bakarken benim yarak kazık gibi oldu tabii. Filiz ansızın, “Sen milli oldun mu? Yani hiç kız siktin mi?” dedi. Güldüm, “Kız, bu laflar da ne?” dedim. Sırıtarak baktı, “Bilinmeyecek laflar mı bunlar?” dedi. “Evet milli oldum! Peki sen milli oldun mu?” dediğimde güldü, “Çoktaaan!” dedi. “Kim yaptı seni?” dedim. “Eski enişten, yani eski nişanlım yaptı!” dedi. Ben dayanamayıp elimi dizinin üstüne koyup yukarı doğru okşayıp çıkmaya başladım. Filiz göğüslerini ileri doğru şişirip gözlerini kapattı, ben de bacak arasına doğru elimi atıp, Tanga külodunun üstünden amını okşamaya başladım. Filiz bana doğru dönüp bacaklarını actı, ben de külodunu yana çekip amını ellemeye başladım. Amı sulanmıştı, ıslaklığını parmaklarımda hissediyordum. Hemen dudaklarına yapıştım ve öpüşmeye başladık…
Bir süre öpüştükten sonra Filiz ayağa kalktı ve “Hadi yatağa gidelim!” dedi. Kalktım ve yatak odasına gittik. Ayakta öpüşmeye devam ettik. Eteğinin fermuarını açıp eteğini aşağıya düşürdüm. Bacakları müthiş güzeldi, kaymak gibi bembeyazdı. Sonra gömleğinin düğmelerini çözdüm ve siyah sütyeni ortaya çıktı. Hemen boynuna yapışıp öpmeye başladım. Filiz ise boynunu sağ sola doğru hareket ettirip bana yön veriyordu. Sonra Filiz de benim penyemi çıkardı ve göğüslerimi mıncıklamaya başladı. Ben de Filizin sütyenini çözüp memelerine gömüldüm, meme uçlarını öpüp yalamaya başladım. Filizin solukları hızlanmış ve “Em! Em göğüsuçlarımı!” diye mırıldanıyordu. Filizi yatağa uzatıp külotunu da çıkardım. Harika bir amı vardı, biraz seyrettikten sonra amını yalamaya başladım. Filiz vücüdunu adeta bir lastik gibi sağ sola oynatıyor, ara sıra kafasını kaldırıp bakıyor ve “Ohhhhh!” çekip titriyordu. Amı iyice sulanmış, vıcık vıcık olmuştu…
Filiz birden, “Dur, dur!” diye mırıldandı. Durdum, “Ne oldu?” dedim. “Ben de seninkini yalayacam!” deyip doğruldu ve benim Kapriyi aşağıya sıyırdı. Sikimi eline alıp, “Bu ne ya? Kocaman bir şeymiş!” dedikten sonra sikimi öpüp yalamaya başladı. “Sen de benimkini em!” dedim, ağzına aldı, baya emdikten sonra sırtüstü yatarak, “Sok şunu artık!” dedi. Ben de bacaklarını gerdim ve arasına yerleştim. Sikim amının deliğini zorluyor fakat am dudakları engellediği için girmiyordu. Filiz eliyle amının dudaklarını kenara çekti, sikimin başını amının deliğine dayadıktan sonra, “Hadi şimdi sok, ama yavaş yavaş!” dedi. Hafiften yüklendim. Filiz, “Ahhh!” dedi ve elini göbeğime koydu ve sokmayım diye beni ileri ittirdi. Ben de geri çekerek Filizin baş ucuna geldim, sikimi Filizin dudaklarına doğru uzatıp, “Al şunu ağzına, iyice tükürükle!” dedim. Filiz, “Bu ne yaa, ben bukadar büyük sik görmedim, nerde büyüttün bunu?” dedi. Ben de, “Altı üstü 19 cm!” dedim. “Lan bu çok kalın! Enişteninki çok inceydi!” dedi. “Ne var bunda kızım ya? Alırsın alırsın, hadi mızmızlanma!” dedim.
Filiz eline aldı sikimi ve “Baksana parmaklarım bile kavuşmuyor!” dedi ve sadece başını ağzına aldı. Ben de ileri geri oynatmaya başladım. Filiz biraz emdikten sonra sikimi ağzından çıkarıp, “Böyle rahat olmuyor, sen yatsana!” dedi. Sırt üstü uzandım, Filiz sikimi eline aldı ve “Serkan, sikinin başı aynı itfayiye erlerinin şapkasına benziyor!” dedi ve sikimin başını tükürükledi. Sonra ayağa kalkarak sikimin üstüne çıktı. Ve yavaş yavaş oturuyor, bir yandan da dişlerini sıkıp, “Aahhhh!” diye sesler çıkarıyor, kalkıyor ve yine oturuyordu. Sonunda hepsini amına alıp, yavaş yavaş oturup kalkmaya başladığında, inlemelere ve ohlamalara başlamıştı. Filiz ellerini göğüslerime dayayarak bir süre üzerimde hopladıktan sonra Orgazm olmuştu. Durmasını ve sırt üstü uzanmasını söyledim. Uzandı. Bacaklarını açıp omuzlarıma aldım ve sikimi amına sokmaya başladım. Tamamen kökleyip, “Bak hepsini dayadım!” dedim. Filiz kafasını kaldırıp baygın gözleriyle baktıktan sonra tekrar başını yastığa koydu. Ben de hızlı bir şekilde Filizin amına girip çıkmaya başladım…
Filiz ise, “Sik amımı, parçala, dağıt! Nişanlım doğru dürüst beceremedi, sen becer beni!” diyerek yalvarıyodu. Ben amına tam gaz çıkıp giriyordum. İyice hızlanmıştım. Piston gibiydim. Filiz birden inlemelerini yükselterek kendini kasmaya ve titremeye başladı, yeniden Orgazm olup boşalmıştı. Ben de boşalacaktım, amından çıkartıp Filizin üstüne fışkırtmaya başladım. Filiz döllerim yüzüne gelmesin diye elleriyle yüzünü kapatmak zorunda kalmıştı. Fizilin üzerine uzandım kaldım bir süre. Karnı göbeği ve göğüsleri döl olduğu için ikimiz de yapış yapış olmuştuk. Bir süre öyle kaygan kaygan öpüştükten sonra birlikte banyoya gidip, beraberce duş aldık ve tekrar yatağa geldik. Çarşaf ıslanmıştı. Çarşafı tazeleyip yeniden öpüşmeye ve sevişmeye başladık…
Filizin ağzına tekrar verdim. Yarağımı emerek yeniden canlandırmış, kazık gibi yapmıştı. Sonra Filizi yüz üstü yatırıp karnının altına yastık koyup arkadan tekrar amına yüklendim. Baya gidip geldikten sonra Filizi köpek gibi dörtayak domaltıp amını sikmeye devam ettim. Kalçalarından çıkan şap şup sesleri odada yankılanıyordu. Bazen sikimi tamamen çıkarıp tekrar sokuyor ve yükleniyordum, bunu yaparken amından osuruk gibi ses geliyordu, fakat ben aldırmadan sikmeme devam ediyordum. Filiz altımda çırpınarak birkez daha Orgazm olmuş, “Ben bittim aşkım, hadi sen de boşal artık!” diye inliyordu. Sikimi çıkarıp, amına elimi sürüp amının suyunu aldım ve götünün deliğine sürdüm ve parmağımı soktum götüne. Filiz birden irkildi ve telaşla, “Ne yapıyorsun?” dedi. “Birşey yapmıyorum aşkım, sus!” dedim. Filizin götünü biraz parmakladıktan sonra sikimin başını o müthiş dar götüne dayayınca, Filiz götünü sikeceğimi anladı ve kendini ileri çekerek, “Ne yapıyorsun yaa, götüme sokuyorsun!” dedi. Ben de, “Sus biliyorum!” diyerek birden yüklendim ve belinden tutup Filizi kendime doğru çektim. Haşırt diye girmişti, ve Filiz de acı çığlığı basmıştı…
Ben götünü sikmeye başladığımda Filiz ağlamaya başladı. “Çıkaarrr! Çok acıyor! Mahvettin götümü!” diye bağırıyor ağlıyordu. Ben ise aldırmayıp götüne gidip geliyordum. Filizin daha önce hiç sikilmemiş götü okadar dardı ki, fazla dayanamadım ve birkaç dakika iöerisinde götüne boşaldım. Sikimi götünden çıkardığımda götü kanamıştı. Yanına uzandığımda Filiz bana çok kızgındı, “Ne yaptın sen yaa! Götümü siktin! Erkek değilmisiniz, hepiniz Domuzsunuz! Am dururken hiç göt sikilir mi! Nişanlımla, ona götten vermemek için amdan verdiğim halde götümü sikmek için ısrar edince ayrıldık! İnanamıyorum yaa, zorla göt��mü siktin!” dedi. Filizi sakinleştirmek ve kendimi affettirmek için yaptığım şirinlikler işe yaramadı ve o gece bana birdaha siktirmedi kendini.
Sabah kahvaltıda da bana surat yaptı. Arabamla önce kardeşini amcamlara bıraktık, sonra Filizi çalıştığı mağazaya götürdüm. Tam inerken, “Az gel benimle, aslında götümü siktiğin için yapmayacaktım ama, sana birini ayarlayacağıma söz verdiğim için yapıyorum!” dedi. Ben de indim mağzaya girdim. Orada tezgahtar olarak çalışan bir kızla konuştuktan sonra bana gelerek, “Bu kız işte! Ayarlayım mı?” dedi. Kız kapalıydı, ama Filiz gibi (Altı Otoban) değildi, bu kız harbiden kapalı bir kızdı. “Ayarla!” dedim, ayarladı. Şimdi o kızla nişanlıyım, ama Filiz o günden sonra bana birdaha hiç siktirmedi. Siktirmeyecekmiş de
83 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Ailem 3
Akşam olunca babam eve geldi. Bekir abi karısı Sümeyye abla hala gelmemişlerdi. Annemse masayı hazırlamaya başlamıştı. Annemle rahatça konuşmuş olsam da babamın yanında rahat olamıyordum bi türlü. Babam sanırım bunu anlamış olacak ki yanıma geldi ve başladı anlatmaya,
“Şimdi oğlum bu konuşmayı daha önce yapmamız lazımdı ama bunun benim için kadar zor olduğunu bilmiyorsun. Oğlum ben anneni çok seviyorum o da beni. Şimdi böyle bir hayatı neden yaşadığımızı soracaksın. Biliyorsun yaşım artık kemale erdi, torun sevme yaşım geldi. Artık eskisi güçlü bir adam değilim annense hala genç ihtiyaçları var o kadar çok seviyorum ki anneni mutlu olması için herşeyi yaparım. Bekir abin iyi adam eskiden biliriz birbirimizi, o annenin ihtiyaçlarını görüyor o kadar. Neyse bu konuştuklarımız yine aramızda kalsın. Bak kötü de olmadı değil mi bundan sonra canın kadın çekti mi gidebileceğin Sümeyye ablan var. Sakın ne anneni ne Sümeyye ablanı kötü kadın, orospu olarak görme. Hadi şimdi gelirler sofraya geçelim yavaş yavaş.”
Bu kısa konuşmadan bir süre sonra Bekir abi ve karısı Sümeyye abla geldiler. Nasıl davranacağımı bilmiyordum bundan dolayı biraz stresli ve endişeliydim. Açıkçası babamın beni rahatlatmak için yaptığı konuşma pek işe yaramamıştı. Buna rağmen babam, annem, Bekir abi ve Sümeyye abla oldukça rahattılar. Benim sessizliğime karşın sürekli olarak konuşuyorlardı. Kaçamak bakışlarla arada bir Sümeyye ablayı kesiyordum. Annem gibi Sümeyye ablada tesettürlü bir kadındı. Kırkına merdiven dayamış, beyaz tenli, kısa boylu, balıketli tipik ev kadınıydı. Çok güzel değildi ama yaşına göre oldukça iyi görünüyordu. Üzerinde uzun ve geniş bir etek giymişti beline taktığı kemer geniş kalçalarının daha da ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Üstüne ise uzun kollu bluzunu giymişti. Biraz dar geliyordu bundan dolayı vücudunu sıkıca sarmıştı. İri memeleri böylece daha da ortaya çıkmıştı. Hafif bir göbeği vardı ve gömleğinin altından belli oluyordu. Başını da siyah bir türbanla örtmüştü. Tabi ara ara Sümeyye abla da bana bakıyordu. Bu gece burada toplanma amacı belli olsa da ne zaman ve nasıl başlayacağını merak ediyordum. Yemekler yendikten sonra ilk defa şahit olduğum bişey oldu. Ortada bulunan büyük sehpanın üzerinde bir anda meyveler, mezelerle doldu. Ardından da alkol şişesi… İlk defa evde içki içildiğine şahit oluyordum üstelik bende içecektim. Babam ve Bekir abi daha ilk kadehleri yuvarlamışlardı bile. Annem kendisine yardım etmem için mutfağa çağırdı.
“Aslan oğlum nasılsın?”
“İyiyim anne.” Tezgahın üzerinde duran kaseyi aldı.
“Aç bakam ağzını…” diyerek dolu dolu üç kaşığı ağzıma tıktı. Tadı acımı tatlı mı belli olmayan bu kahverengi macunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
“Ana bu ne tadı çok garip.” Dedim.
“Ye aslanım ye… Şifa olsun. Bol bol yeki beline kuvvet gelsin…İyice kuvvetlen ki güzelce sik Sümeyye avradı.” Dedi. Annemin böyle utanmadan sik kelimesini kullanması garipti. Tabi böyle pervasız, açıkça konuşması alkolle de birleşince tahrik olmama ve sikimin kalkmasına sebep olmuştu. Kalkmış sikimi elimle düzeltirken, bana bakan annem yanaştı ve beni bir kez daha şaşırtan bir hareket yaptı. Elini önüme götürüp kalkmış sikimi pantolon üzerinden tutuverdi. Şaşkınlıkla,
“Anaaa… Napıyon sen?”
Offf… Kocaman etmişsin gene.” Diyerek sikimi sıvazlamaya başladı. Annem aynı şeyi daha önce dükkanda yapmıştı. Bunu neden yaptığını anlamıyordum. Acaba annem benimle beraber mi olmak istiyordu? Bunu ona sormuş ve hayır cevabını almıştım ama yine de böyle davranması kafamı karıştırıyordu.
“Ana dur gurban olduğum… Elimden bir kaza çıkacak valla.”
“İyi tam oldun şimdi... Hadi içeri geçelim.” Diyerek elini sikimden çekti.
Salona yeniden döndük annemle. Ben doğrudan Sümeyye ablanın yanına oturdum annemde Bekir abinin yanına. Babamsa tekli koltukta yalnız başına kalmıştı tıpkı bu gece ve sonraki gecelerde olacağı gibi. Artık Sümeyye ablayı babamdan ben devralmıştım. Ortamın rahatlığı, alkol olmasına rağmen hala harekete geçmekte zorlanıyordum. Bunu fark eden Sümeyye abla kulağım eğilip
"Aslanım senin odana geçelim mi?" Diye sordu.
"Bilmem ki." Diye aptalca cevap verdim. Şuh bir kahkaha patlatan Sümeyye abla
"Sen ne utangaç bir şeysin." Diyerek elimden tuttuğu gibi kaldırıp odama doğru sürükledi beni. Salondan çıkarken odaya baktığımda üç çift gözün ardımdan baktığını gördüm.
Odama geçmemiz ışık hızında olmuştu
"Nihayet başbaşa kaldık." Diye söze başladı Sümeyye abla. İkimizde ayaktaydık Sümeyye abla birdenbire bana sarılıp dudaklarıma yumuldu. Beklemiyordum bunu yapmasını. Dudaklarını çekip
"Noldu beğenmedin mi Sümeyye ablanı yoksa?" Hala yaşadıklarımın şaşkınlığı içindeydim.
"Abla herşey o kadar hızlı ki şaşırdım vallahi." Yeniden o şuh kahkasını patlatıverdi.
"Sen de haklısın. Gel buraya." Diyerek kazağımdan tutarak kendine çekti yeniden. Yeniden dudaklarımız birleşti. Fakat bu kez ben de hazırlıklıydım. Ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık. ellerimi Sümeyye ablanın dolgun da bedeninde gezdirip okşuyordum. O da aynı şekilde bana karşılıklı veriyor ellerini sırtımda gezdiriyordu. Bir an elini önüme götürdü ve pantolonumun üzerinden kazık gibi sertleşmiş yarağımı kavradı.
"Anan demişti, siki keser sapı gibi diye." Kendisinden beklemediğim bir şeydi bu söz.
"Öyle mi dedi gerçekten."
Tabi ya... Dükkanda ellemiş. Hadi bakalım soyun da canlısını da görelim şunun." Dedikten beni soymaya başladı. Kazağım pantolonum derken üzerimde sadece donumla kalmıştım. Çadırı kurmuştum çoktan. Sonunda Sümeyye abla onuda aşağı indirdi. Yarağım dimdik halde Sümeyye ablayı gösteriyordu.
"Abovvv... Bu na lan... Ananın dediği kadar varmış." Diyerek önümde eğildi ve elini yarağıma götürüp tutuverdi. Ufacık parmakları ancak sarabilmişti yarağımı.
"Kaç zaman oldu böylesini görmeyeli." Dediğinde yediği yarakların sadece babam ve Bekir abinin olmadığı belli olmuştu.
"Ohhh. Yarağına kurban olduğum." Diyerek sikimi ağzına aldı. Kalın olduğu için güçlükle ağzına aldı. Hoşuna gittiği elli oluyordu. Tıpkı dondurmasını zevkle yalayan çocuk gibiydi. Dilini yarağımın baş kısmına dokunduruyor, ardından dudaklarının arasına alıp emiyordu. Uzun uzun emdiği yarağımı sonra da dondurma gibi yalamaya başladı ardından da kasıklarımı ve taşaklarımı öpüp yalama işi bittikten sonra yeniden ağzına aldı yarağımı. Sümeyye abla kerhanede çalışan kadınlara hiç benzemiyordu. Onlardan çok daha güzel çok daha harika yapıyordu. Sümeyye abla ayağa kalktı ve,
"Hadi soy bakalım Sümeyye ablanı!" dediğinde yutkuna yutkuna gittim yanına. Gülümseyerek bakıyordu bana. Başındaki büyük türbanı kendi açarken ben de bluzun düğmelerini açtım tek tek. Altına siyah pileli uzun bir etek giymişti. O da başını açmıştı. Uzun, beline inen boyalı sarı saçları vardı. Başı açık haliyle çok değişik ve farklı bir güzelliğe bürünmüştü Sümeyye Abla. Bluzun düğmelerini açarken kendisi kollarını iki yana açmıştı. Düğmeleri açtığımda beyaz sutyeninin taşımakta zorlandığı şişkin memeleri göründü. Annemin dantelli sutyenleri ve külotlarına benziyordu. Bluzu tamamen açtığımda eteği ve sutyeni ile kaldı. Yine bir şey söylemeden gülümsemesine devam ediyordu. Arkasını dönünce gergin ve kopacakmış gibi görünen kopçayı açmak için bir süre uğraşmam gerekti. Sümeyye ablanın dolgun vücudu nedeniyle biraz zorlandım. Ama sonunda başardım. Sutyenini tutup sandalyenin üstüne fırlattı, benden yana döndü. Memeleri çıplak halde karşımdaydı. Müthiş bir güzellikti bu. Pembe meme başları biraz tomurcuklanmış gibiydi. Bembeyaz biçimli ve yuvarlak karnının ortasında minik bir delikten ibaretti göbeği. Eteğini lastiklerinden tutup indirdim. Tıraşlı etli amı santimlerle karşımdaydı. Diz altına gelen ince siyah çoraplarını çıkardığımda anadan doğma bir hale gelmişti sonunda. Yatağın üstündeki örtüyü ve altındaki kalın battaniyeyi açtı.
Yatağa uzanırken eliyle bana gelmemi işaret etti. Bekletmeden yanına uzandım. Dudaklarımın kenarına bir öpücük kondurup,
Genç ve güçlü bir erkeksin. Hepimize yetersin.” Bunları söylerken omzumdaki eli yarağıma kaymış, onu kavramıştı.
"Hadi başla bakalım. Göster maharetlerini.” Dedikten sonra sırtüstü uzanıp bacaklarını iki yana ayırıp amını avuçladı. Bacaklarının arasına girdim. Temiz, tıraşlı amının etli dudaklarını emmeye başladığımda, "Uhhhh!" diye bir inilti çıktı ağzından. Amının uzun ve etli dudaklarını aşağıdan yukarı dillediğimde aldığı zevkle inlemeye başladı. Beyaz, narin parmakları ile amını ovalıyordu durmadan. Amının dudaklarını içime çekiyor, meyve suyunu pipetten içer gibi amının suyunu içiyordum. Dilimi soktuğum amının içi cayır cayır yanıyordu. Kızıl pembe etinin tadını alıyordum.
Yarağımın sertliği git gide artıyordu. Az önceki sinirim çabucak geçip gitmişti. Etli, sulu amının tadını dilimde, dudaklarımda hissediyordum. Am dudaklarını bir emiyor, bir ısırıyordum. O ise iniltilerinin arasında amını ovalamaya devam ediyordu durmadan. Yarağım kazık gibi olmuştu artık. Bir an önce amına girmek istiyordum. Bir süre daha devam etmek istesem de yapamadım bu yüzden.
"Yeter mi Sümeyye Ablam?" dediğimde,
"Ne güzel yalıyosun böyle.!" dedi fısıltıyla.
“Hadi bakalım güzelce sik Sümeyye ablanı, doyur yarağa!” dedikten sonra kalkıp önümde domaldı. Bana bakarak,
“Köpek gibi sik beni.” Arkasına geçmek yerine yatağın üstünde ayağa kalktım, dizlerinin yanından sağlamca bastım yatağa. Dizlerimi büküp götümü indirdim etli amına bastırdım yarağımı. Amında ağır ağır gözden kayboldu. İçi sıcacıktı ve yağlanmış gibi kaygan olması sayesinde dibine kadar girdi hemen. Götümü kaldırıp indirmeye başladım. Yarağım makine pistonu gibi girip çıkıyordu amına. Sümeyye Ablanın iniltileri artmış, aralarda,
"Sik, sik, ahhh, çok güzel, sik!" deyip duruyordu. Ellerim sırtında, belinde, götünün yanaklarında geziniyor, bazen de uzun sarı saçlarına asılıyordum. Keyfi yerindeydi, dibine kadar aldığı yarağım ona mutluluk veriyordu. Benim de keyfim gıcırdı. Kapalı, namazında niyazında bir kadın için harika bir vücuda sahipti tazeliğini koruyordu o yaşına rağmen. Gittikçe hızlanmaya ve pompalamaya başladım. Dizleri yatağa girmişti iyice. Yataktan gıcırtılar geliyordu. Sümeyye ablanın gittikçe açılıp genişleyen amı taşaklarımı bile içine alacaktı sanki. Kasıklarımın ve taşaklarımın çarpmasıyla bembeyaz göt yanakları kızarmaya başlamıştı. Sümeyye abladan iniltilerle karışık, "Uhhh, ayyy, ahhh!" sesleri de gelmeye başlamış, aralarda götümü kaldırıp indirmek, dizlerimi büküp doğrulmak beni de yormuştu, ama aldığım tarifsiz zevkle gidebileceğim yere kadar gitmek niyetindeydim. Ancak bir ara amından çıktım. Ter içinde kalmıştım.
Ayh, dizlerim ağrıdı böyle, çok abanıyorsun! Öldürdün beni!" dedi sitemde bulunur gibi.
"O zaman şöyle gel!" diyerek yataktan yere indim. Uflayıp puflayarak doğruldu,
"Ay dizlerim!" dedi terden sırılsıklam ve kızaran yüzüyle. Bu şikâyet eder gibi görünen haline karşın aslında onun da en az benim kadar zevk aldığı belliydi. Yatağın başındaki demirden başlıktan tutunup domalmasını istediğimde, sol elini duvara sağ elini de çatıya koyarak domaldı. Hemen arkasına geçtim. Yarağım amının koyu, yapışkan sıvıları ile ıslanmış halde sallanıyordu. Elimle bile tutmama gerek kalmadan yarağım ayrık haldeki amına girdi hemen. İkimizden de derin bir inilti çıktığında amında çalışmaya başladım. Amına şiddetle pompalamaya başladığımda Sümeyye abla dudaklarından adeta bir şarkının nağmeleri gibi zevk iniltileri dökülmeye başladı. Yoğun ve tok 'Şlop şlop şlop!' sesleri geniş odanın içinde yankılanıyordu. Uzun sarı saçları dalgalanıyor, ara sıra yüzünü kapatıyordu. Sarkan memelerinin oynamaları aldığım zevki birkaç katına çıkartıyordu. Çatıdaki sağ elimi çekip memelerine attım, onları avuçlayıp sıkmaya başladım pompalamaya devam ederken. Bu sırada bir yerlerden sesler gelmeye başladı. Meliha Hanımdan ya da benden gelen sesler değildi bunlar. Durdum ister istemez. Sümeyye abla bundan pek hoşlanmamıştı, seslerin içinde annemin çığlıklarına benzer sesler vardı. Sesler aşağıdaki koridordan geliyordu. Sümeyye ablanın amından çıktım. Kapıya doğru gittiğimi görünce,
"Nereye gidiyorsun?" diye sordu.
"Bu ses ne, bekle biraz!" dedim ve kapıyı açtım. Kapıyı açmamla birlikte holü dolduran annemin iniltilerine her biri kulaklarımı çınlatan 'Şlop şlop şlop!' sesleri karışmaya başladı. Salonun kapısı açıktı. Yürüyüp içeri girdiğimde gördüklerim karşısında ağzım açık kaldı. Annem domalmış, Bekir amca arkasına geçmiş halde onu sikiyordu. Annemin iniltileri salonu dolduruyordu. Sırtları bana dönük olduğu için beni görmüyorlardı. Babamda koltuğa oturmuş eli sikinde otuzbir çekiyordu. Bekir amca annemin belinden sıkı sıkı tutmuş bir makine gibi sikiyordu onu. Annemin siyah uzun saçları aşağı sarkmış sallanıyordu. Göt yanakları Bekir abinin yarak darbeleriyle birlikte löpürdeyip oynuyordu sürekli. Annem büyük zevk alıyordu sikildiği için. Yeniden odaya girdim. Sümeyye abla
Niye gittin?" dedi sitemli bir şekilde.
"Kocan iyi sikiciymiş!" dediğimde, gülerek,
"Öyledir!" dedi. Gördüklerim ilginç şekilde beni kızdırıp azdırmışa benziyordu. Amından çıkmış olmama rağmen yarağımın sertliği aynı şekildeydi. Sümeyye abla doğrulmuştu,
"Böyle de belim ağrıdı!" dediğinde,
"Gel o zaman!" dedim ve yatağa sırtüstü uzandım. Kalkık yarağımı tutup,
"Üstüme çık!" dedim. Çevik bir hareketle yatağın üstüne çıktı. Kalçalarımın yanına koydu ayaklarını, işer gibi çömeldi, sağ eliyle yarağımı kavrayıp amına soktu bir çırpıda ve hemen ardından da derin bir inilti eşliğinde oturdu. Yarağım amındaydı kısa aranın ardından. Ellerini göğsüme koyarak eğildi, benim bir şey yapmama gerek kalmadan dizlerini yatağa koyup götünü kaldırıp indirmeye ve yarağımı amına sokup çıkarmaya başladı. Sallanan iri memelerini avuçlayıp sıkıyor, göt yanaklarına minik şaplaklar atıyordum. Hareketleri bir süre sonra yavaşlamaya başladı Sümeyye abla. O zaman belinden tutarak kendime çektim onu. Ellerini yatağın başına attı, memeleri ağzıma giriyorken alttan pompalamaya başladım var gücümle. Öncekinden daha yoğun 'Şlop şlop şlop!' sesleri odada yankılanmaya başlamıştı şimdi. Sümeyye abla "Ihhh, ayyyy, uhhh!" sesleri eşliğinde ince, tiz sesler ve minik çığlıklar atıyordu. Amı boydan boya alıyordu yarağımı. Büyük beyaz göt yanaklarını sıkıp yoğuruyor, ağzımdaki memelerini emip ısırıyordum. O ise yatak başlığından sıkı sıkı tutunup kendine çekiyordu. Pompalamalarım devam ederken benden yavaşlamamı istedi. Şiddetli sikişmemizin sonucunda kasıkları ağrımıştı.
"Tamam, kalk o zaman!" dediğimde sağ bacağını kaldırıp sırtüstü uzandı ve yastığı başının altına koydu. Bacaklarını ayırıp kollarını açtı iki yana. Klasik pozisyona gelmişti. Bacaklarının arasında yerimi aldım hemen. Kalkık yarağımı tükürüğümle ıslattım biraz, amının büyük dudaklarına sürttüm. Yarağımı amına bastırırken üzerine uzandım. Boynumu ve yanaklarımı, dudaklarımı öpüp dururken yavaş yavaş çalışmaya başladım amında. Elleri sırtımda, belimde, götümün yanaklarında geziniyordu. Götümü yalayamamıştı ama onu okşamaktan geri kalmıyordu. Bacaklarını havaya kaldırdı, ardından da belime sıkıca doladı, beni elleri ve ayaklarıyla sıkıştırmış vaziyetteydi. Eski yataktan gıcırtılar uzun uzun geliyordu şimdi. Az önceki gibi abanmama, hızlı hızlı sikmeme gerek yoktu. Yavaş yavaş yapıyordum. Yarağımı ağır ağır sokup çıkarıyordum. Amının tadını yarağımın her noktasında almaya çalışıyordum.
Büyük memeleri göğsümün altında yassılaşmıştı, sağa sola oynuyorlardı durmadan. Memelerinin bu oynaması azgınlığımı kamçılıyordu. Biraz doğruldum ve her iki memesini emmeye başladım. Benden meme uçlarını yalamamı istediğinde büyük bir istekle yerine getirdim bunu. Boynunu, dudaklarını emiyor öpüyordum durmadan. aldığı zevk yüzünün ağlayacakmış gibi bir hale gelmesinden belliydi. Kadın acı çeker gibi inliyordu, ama bunların zevk iniltisi olduğunu biliyordum. Ama bu keyif dolu anlar birdenbire boşalmaya başlamamla son buldu. Kendimi kontrol etmeye çalıştım ama yapamadım. Daha uzun süre kendimi kontrol edebileceğimi sanmıştım ama olmamıştı
"Geldin mi?" dedi saçlarımı okşarken. Başımı salladım 'Evet' anlamında. Ardından,
"Kusura bakma tutamadım kendimi, içine boşaldım!" dediğimde,
"Olsun, çok zevk aldım. Harika sikiyorsun. Dert etmene de gerek yok, bende spiral takılı, istediğin kadar boşalabilirsin!" dedi.
Amından çıkıp yanına uzandım. Sallanan yarağıma baktım. Başımı memelerinin üstüne koyarken o da saçlarımı okşadı kısa bir süre. Ardından da,
"Hadi içeri geçelim!" dedi. Giyineceğini sandım ama çıkardığı giysilerini kolunun altına alıp kapıyı açarak çıplak bir halde aşağı indi.
Sümeyye abla sayesinde o günden sonra bir daha amsız kalmadım. Canım ne zaman am çekse soluğu sümeyye ablanın yatağına girdim.
31 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Ailem 2
Annemin davranışlarının şokuyla kafam karışık halde akşamı zor ettim. Bendeki garipliği fark eden babam neden durgun olduğumu sorunca bir şeyim yok diyerek geçiştirmiştim. Babamın aldığı iş yüzünden keyifli hali eve vardığımızda bile devam ediyordu. Bense gündüz yaşadığım olaydan dolayı utançtan dolayı annemin yüzüne bakamıyordum. Aklım karmakarışıktı. Akşam boyunca durgun, konuşmadan oturmuştum. Babam aldığı işten gelecek olan parayla yapacaklarını anneme anlatıp duruyordu. Arada bir bana bakan annem gülümsüyordu. Bana böyle manalı olarak bakınca utançtan yerin dibine giriyordum. Annem işveli olarak yerinden kalkarken, babam annemin yuvarlak biçimli ve çıkık kalçalarına bir şaplak attı. Annem “beyyy napıyon? Oğlan burada.” beni ima ederek “maşallah pek keyiflisin bu akşam” dedi. “He ya… niye olmayayım ki? Çok büyük iş çok. Hele bi bitsin, hemen üst katı yaptırırız. Şimdi bi kahve yapta içek.” Dedi. Annem kırıtarak salondan çıktı. Babam ona baktığımı fark etmiş göz göze gelmiştik. Şaşkın halim gülen babam “ne? Bakma bana öyle. Senin anan benim avradım. Yarın bigün evlen sende avradınla istediğini yapcan.
Bu normal bişey oğlum.” başımı öne eğdim duyduklarımdan. “Artık büyüdün oğlum, herşeyi biliyon. Utancak bir şey yok. Senle bi akşam oturalım da içelim.” Diye bitirdi. Annem bu arada elinde tepsi üç fincan kahveyle salona girdi. Babama kahvesini verdikten sonra bana yöneldi. Başörtüsünün altından sarı saçlarının uçları görünüyordu. Giydiği beyaz gömleğin iki düğmesi açıktı. Boynundan iki göğüs arasına kadar beyaz teni gözlerimin önündeydi. Anneme ilk kez dikkatlice baktım. Güneş görmemiş teni bembeyaz ve pürüzsüzdü. Hatta beyaz sutyeninin kenarlarındaki dantelleri bile rahatlıkla görebiliyordum. Bu iki düğme özellikle açılmıştı. Mutfağa gitmeden önce ilikli olduğuna emindim. Annem neden böyle davranıyordu? Anlam veremiyordum. “Aslan oğlum afiyet olsun” gözlerini gözlerime dikerek. Heyecandan titreyen parmaklarımla fincanı tuttum. Annem ardını dönerek kalçalarını sağa sola sallayarak babamın yanına oturdu.
Annem yine garip davranmaya başlamıştı. Bu gece kesinlikle sikişeceklerdi. Yine aralarında konuşmaya başlamışlardı. Bu sefer pür dikkat dinliyordum onları. Ne konuştuklarını tam olarak duyamamıştım ama arada yakaladığım birkaç kelime Bekir, 12, gece, uyusun bana o anda anlamsız gelmişti. Henüz kahvemden içmemiştim, önce tuvalete gitmek için kalkınca annem “oğlum nereye gidiyon kahveni içmedin daha” dedi. Sesinde hissedilen bir telaş vardı. “Lavaboya gidiyorum, gelince içerim” diye cevap verdim. “Oğlum soğumasın iç hadi” diye ısrar etti. Annemin ısrarı garipti. Altı üstü bir kahveydi. “Tamam” diyerek fincanı kafama diktim. Yarısını içmiştim ki, acı tadı ağzımın tadını bozmuştu. “Şekersiz bu kahve. Ben içmem bunu” dedim. “O kadar da koydum az geldi heralde. Ay nolacak iç işte.” dedi annem. Fincanı sehpanın üzerine bıraktım ve tuvalete giderken, annem ayağa kalkıp önümü kesti. “Anacığın kahve yapmış sen içmiyosun vallahi gücenirim.” “Ana içmicem dedim.
Daha ne ısrar ediyon?” diyerek salondan çıktım. Annem garip davranıyordu. Gündüz iş yerinde olanlar, şimdi de kahve içme ısrarı. Açıkçası şekersiz de olsa içerdim ama kahvenin garip ve acı bir tadı vardı. İşimi görüp yeniden salona giderken annemin sesini duydum. Babam anneme kızıyordu “evde olmaz dedim sana…” diye. Evde olmayacak olan neydi ki? Parmak uçlarımda yürüyor sessiz olmaya çalışıyordum. Annem “Bekir öyle istedi. İlla senin evde yapalım dedi. Hayır mı diyeydim?” “Eee... bu kahveyi de yarım içmiş. Dediğim kadar kodun mu ilacı?” “Kodum işte dediğin gibi.” “İyi, iyi…iş görür hele bir uyusun” dedi babam. Kahvenin acı olmasının sebebi anlaşılmıştı. İçindeki uyku ilacı… ama neden? Neden uyumamı istiyorlardı? Cevabı “hele bir uyusun Bekir’de yatağımda karıma goysun…” “goysunnnn Godoş kocam goysun… amıma da goysun, götüme de… kaç zaman oldu yanıyom...” dedi annem. Duyduklarıma inanamıyordum.
Annem Bekir amcayla sikişiyordu hem de babamın haberi vardı bundan. Gündüz Bekir’in annemi dikizlemesi boşuna değilmiş. Şok olmuştum. Öylece kalakaldım. Hemen tuvalete döndüm. Kusmaya çalışıyordum. Bu gece uyumamam gerekti. Olacakları görmeliydim. Çok uğraşmama rağmen biraz kusabilmiştim. Yeniden salona gitmedim doğruca odama gittim. Sanırım yatağa yattıktan yarım saat sonra ne kadar kendimi zorlasam da dayanamayıp uykuya dalmıştım. Gözlerim hala kapalı olmasına rağmen bir ara sanki bir şeye vuruluyormuş gibi bir ses duyuyordum. Sanki birisi duvara yumruk atmıştı. Bir süre sessizlik oldu ama sonra aynı ses yeniden tekrarlandı. Sanırım başlamışlardı. Yatakta doğruldum, evet sesler annemlerin odasından geliyordu. Duvara vuran sesleri rahat ve net duyuyordum şimdi. Yavaşça kalktım Usulca kapımın kolunu çevirdim, dil yuvasından kurtulup kapı açılırken sessizce açtım kapıyı. Annemin "Ohhhh, anammm! Hızlı yap gocacım" demesini duydum. Ne oluyordu böyle? Annemle babam yine sikişiyorlardı. "Uhhhh, ahhhh, anammm, uffff!" sesleri arasında söylediği, "İyi mi böyle?" sözleri kulaklarımda yankılandı. Duyduğum ses babama ait değildi. Bu ses Bekir abinin sesiydi. "Devam et gocacım, iyi iyi!" dedi annem.
Yavaşça, parmak uçlarıma basarak birkaç adım attım. Holün sonunda bulunan babamların yatak odasının kapısı açıktı. Yatağı kapının tam karşısında yan olarak duruyordu. Sessizce görünmemeye çalışarak içeri göz attım. Başımı biraz uzattım. Zor da olsa ne yaptıklarını görebiliyordum. Gördüklerim inanılmazdı. Annem ve Bekir abi çırılçıplaktı. Annem yatağın üstüne çıkmış, elleri ve dizlerinin üzerindeydi. Bekir abi de annemin arkasına geçmiş çok büyük olmayan sikiyle annemi sikiyordu. Bekir abinin siki nerdeyse boydan boya annemin amına girip çıkıyordu. Annemin ilk defa gördüğüm amı kılsız ve pırıl pırıldı. Bekir abi sikini annemin her amına sokup çıkarttığında iniltilerine, güçlü nefes alışverişleri karışıyordu. Annemse keyiften zıplıyordu. Bekir abinin siki annemin amına girip çıktığında, annemin büyük ama çok sarkmamış olan memeleri havada ileri geri sallanıyordu. Bekir abi bazen hızlı bazen yavaş yavaş sikini sokup çıkarıyor, bu işi nasıl yapacağını iyi biliyordu.
Bazen sikini, annemin amında birkaç saniye boyunca tutup yavaşça çıkarıyor, sonra da hızlı hızlı sokuyor ve çekiyordu annemin amından. Annemin beyaz ve kocaman götünün yanakları sarsılıyordu amına girip çıkan sik nedeniyle. Bekir abi sikini taşaklarına kadar annemin amına soktukça, "ohhhh, Bekir’im… sok daha da sok. Sik amımı… Ohh ne güzel sikiyon… ohhh..." diye iniltili sözleri geldi bu anda. Annemin boyalı kahverengi uzun saçlarını geriye atıp, arkasında duran Bekir abiye baktığını gördüm. “Amına kodumun garısı ne doymaz gadınmışsın...” derken sertçe vuruyordu annemin amına. “Sok Bekirim... kökle… dibine gadar sok... ahhh… bi dene daha yarak olaydı. Gocam denen o pezevengin çükü kalkaydı da onu da ağzıma alaydım…” dedi annem. Babamın siki kalkmıyor muydu? Diye içimden geçirirken, o ana kadar dikkat etmediğim şey babamdı. Odada görünmüyordu. Neredeydi ki babam? Ama umurumda da değildi. Annemin sikilişini izlemek yavaş yavaş sikimin sertleşmesine sebep olmuştu. Elimi giydiğim pijamanın üzerinden okşamaya başladım. Canlı bir porno film izliyor gibiydim.
Annemin iniltileri sikimi daha da kaldırıyordu. Annem kalçalarını sağa sola sallıyor, Bekir abide hırsla annemi sikiyordu. "hala çok güzel sikişiyon gızz. doyamıyon sana.” Bunu duyan annem de "Hadi getir..." dedi fısıltıya benzeyen bir sesle, "Hadi getir belini... Ohhhh tohumlarını fışkırt içime... İçimi doldur... hadi... Hadi erkeğim benim... Doldur içimi... Doldur amımı döllerinle... Ohhh... Çok istiyorum... Ohhhhh... Ohhhhh..." dedi. Bunu duyan Bekir abi giderek de daha hızlanıyordu. O siki, annemin amına, bir piston gibi girip çıkmaya başlamıştı artık. Birden bir nara çıktı “Ahhhh…” diye Bekir abinin ağzından. Annemin dediğini yapmış döllerini annemin amına boşaltıyordu sanırım. Kalçalarının hareketleri ise durmamıştı. Hala sokup çıkarıyordu sikini. Böylece de dölleri, amının ağzından, karnının en derin yerine kadar, annemin içine fışkırıyordu. Hem sikiyor hem de bitmek bilmeyen salvolar halinde döllerini boşaltıyordu Bekir abi.
Sonra annem kendini yatağın üzerine bıraktı kendini. Bekir de annemin üzerine düştü. Siki hala annemin amının içindeydi. Bir süre öylece kaldılar. Bende elim sikimde öylece kalmıştım. Kendimi geri çektim yakalanmamak için. Odama dönmek için döndüğümde babamı karşımda gördüm. Korkudan nerdeyse dilimi yutacaktım. Ağzımı tam açacaktım ki babam eliyle sus işareti yaptı. Sonra da sertçe kolumdan tutup beni sessizce odama götürdü. Kapıyı sessizce kapattıktan sonra fısıldayarak “sus sesini çıkarma. Ben diyene kadar da bu odadan dışarı çıkma” diyerek odamdan çıktı. Korku, heyecanla karışık duygularla kendimi yatağa yattım ve yorganımı kafama kadar çekip gözlerimi kapattım…. Gözlerimin önünde annemin bembeyaz teniyle domalmış annemi ve esmer teni, kıllı vücuduyla annemin arkadasında gidip gelen Bekir abinin o görüntüsü gitmiyordu.
Sabah babam erkenden beni uyandırdı. “Hadi işe gidiyoruz. Çabuk giyin.” Diye sertçe azarladı. Kapıda bekledi. Giyindikten sonra babamı takip ederek evden ayrıldık. Yatak odalarının kapısı kapalıydı ve annem ortalarda görünmüyordu. Arabaya bindik. İkimizde konuşmuyorduk. “Utanmadan gizli gizli bizi mi izliyorsun?” dedi. Üste çıkmaya çalışıyordu babam. “Baba…” “Sus… dinle beni… şimdi senin aklında sorular vardır. Annenle Bekir abi neden bunu yapıyor? Babam neden izin veriyor? Diye soracaksın… bak oğlum büyüdün yakında kendi evin karın olacak. Benim bazı sorunlarım var. Annenle artık eskisi değiliz. Annen gördüğün gibi hala istekli bende ona yetemiyorum.
Bu Bekir abinden iş alıyoruz ya… işte bunun karşılığını böyle ödüyoruz. Bak oğlum bizi kınama… burası ufak yer, çok şeyler olur buralarda, herkes bilir ama kimse ses çıkarmaz. Sende sesini çıkartmayacaksın. ” deyince daha fazla dayanamadım. “Baba sen ne diyorsun. El alemin adamına anamı siktiriyosun sonra da bana sesini çıkarma diyorsun. Sen nasıl bir adamsın. Pezevenk misin sen?” “Oğlum senin anansa benim de avradım. Hem anan da istiyor halinden memnun. Şimdi bunlar aramızda kalacak tamam mı? bana yemin ver. Yoksa seni evlatlıktan reddederim ne halin varsa görürsün.” Ne yapacağımı bilmiyordum. Garip bir olayın ortasında kalmıştım. Babam aslında haklıydı annemde olsa onun karısıydı.
Boynuzu yiyen oydu. “Bak oğlum zamanı gelince senin de hayatın değişecek. Sende çok güzel şeyler yaşayacaksın. Şimdi dediklerimi unutma, sesini de çıkartma.” Derken gevrek gevrek gülüyordu. Neyi kast ettiği oldukça aşikardı. O gün geçmek bilmedi benim için. Akşam utancımdan ağzımı bıçak açmamıştı. Hele annemle göz göze gelmemek için sürekli gözlerimi kaçırıyordum. Yemekler yenip salonda otururken annem elinde kahvelerle içeri girdi. Önce servisi bana yaparken imalı imalı bana bakarken “Merak etme içinde bir şey yok…” dedi gülümseyerek. Sonra da babamın yanına oturdu ve konuşmaya başladı. Her zaman evdeki baskın karakter olmuştu. Hep onun sözü geçerdi. Açıklanması gereken şeyleri her zaman olduğu gibi yine o açıklaycaktı. “Babanla gonuştunuz değil mi?” evet anlamında başımı salladım. “Eyi. Ben bi daha deyim de sana, eyice girsin aklına. Dün gördüklerin burada galacak. Kimseye demeyecen.” Diyerek konuşmasını bitirdi. Babama döndü “Hele Bekir’le bi gonuş… yarın bize yemeğe gelsinler…” tıpkı benim gibi babam da başıyla annemi onayladı.
Ertesi gün hayat hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Annem beni eve çağırdığı için babam erkenden eve yolladı. Annemin istemiş olduğu meyveleri manavdan aldıktan sonra eve vardım. Anahtarla kapıyı açtıktan sonra, mutfağa gittim. Annem yemek pişirmekle uğraşıyordu. Beni görünce “Aslan oğlum hoş geldin.” Dedi. Sonra da oturmam için sandalyeyi işaret etti. Pişen yemek mis gibi kokuyor, insanın iştahını açıyordu. “Ana yine döktürmüşsün…” dedim. Annemin eli çok lezzetliydi. Hatta öyle ki komşularımız özel günlerinde annemden yemeği onun pişirmesini isterlerdi. Tabi annemin tek maharetli olduğu şeyin yemek olmadığını gözlerimle görmüştüm dün gece. “Ananı dinlesen azcık, daha neler görecen de…” dedi. Annem hala bilmece gibi konuşmaya devam ediyordu. Sözlerinin ucu hep açık nereye çekersen oraya gidiyordu. Ne anlam çıkaracağımı bilmiyordum. “Akşam baban vardı gonuşamadım. Şimci kulaklarını eyice aç bi daha dinle benden.
Aslan oğlum şimci senin aklında sorular vardı. Anam neden başka adamla yatıyo? Baban neden buna izin veriyo diye? Baban çok iyi bi adam. Gızma ona, gınama da. Baban beni, ben de babanı hala çok seviyom. Golay mı sanıyon bu yaştan sonra bu işlere he diyo ama napacan gitti işte babanın erkekliği. Gitmedimiz doktor, hoca galmadı. Bir sürü ilaç kullandı ama fayda etmedi. Yedirmedim macun galmadı amma nafile. Şimdi Bekir abinle eskiden beri iş yaparlarmış. Bekir abin iş verirmiş babanda ona gadın ısmarlarmış. Gel zaman git zaman gonuşurlarken babanın aklına ben gelmişim. Bana sordu ne dersin diye… Kadınım nefsim var. Kızmazsan rızan varsa olur dedim.” Annemi merakla dinliyordum. “Tabi diyemedik Bekir'e böyle niyetimiz var diye. Ben yokladım Bekir'i. Onunda gönlü vardı. Sonra bir fırsat bulunca anlattık herşeyi Bekir'e.” “Tamam ana yeter duymak istemiyorum daha fazla göreceğimi gördüm… bir şey sorucam sana Sümeyye abla biliyor mu?
Tüm bu işleri.” “He ya biliyo. Bilmez olur mu? Onun da rızası var. Daha çok şey var öğreneceğin. Zamanlan öğrenirsin. Bu köyde çok adam var baban gibi. O madenin içine giren adamlar bir daha iflah olmadı oğlum…” madenden kastı oturduğumuz yere yakın bakır madenleri vardı. Çok fazla erkek o madenlerde çalışmıştı çevremizden. Belki de kullanılan kimyasallardan etkilenmişlerdir diye düşündüm tıpkı annem gibi. Annem “Bir şeye ihtiyacın oldu mu bana diyecen tamam mı aslan oğlum…anan da senin ihtiyaçlarını giderecek…” deyince şaşırdım. Annem yine bilmece gibi konuşmuştu. “İhtiyaç???” diye sorunca. “İhtiyaç ya… gençsin guvvetlisin, canın gadın çeker, anla işte…” dedi. Annem o ana kadar aklıma gelmeyen bir şey mi söylenmek istiyordu. Acaba benimle mi yatmak istiyordu? “Ana ne demek istiyon sen? Sen mi giderecen benim ihtiyaçlarımı?” diye aptalca sordum. Şuh bir kahkaha atan annem “İlahi deli oğlan…
Onu mu anladın sen? canın ne zaman avrat çekerse bana de, bende koynuna amı yananları sokacam. O gadar çok yanan avrat var ki bir bilsen…” dedi. Annem bilmediğim şeyleri oldukça rahat anlatıyordu. “Ha…” dedi. “Bak aslan oğlum. Şimdi sen herşeyi biliyon zaten. Gizli saklı bişey galmadı. Sana akşam diyecektik ama… Baban Bekir abinle gonuşmuş. Her şeyi teferruatlıca anlatmış. Bekir abin de demiş ki, madem Zeyd oğlum herşeyi öğrendi, Sümeyye ablası ona feda olsun.” “Ne…” dedim “Öyle demiş. Bakma Bekir abin aslında iki avrada yetemiyor. Eee ne de olsa onunda yaşı var.” Dedi. Ne oluyor lan dedim kendi kendime. Annem bana akşam senelerce abla dediğim kadını sikeceğimi söylüyordu. “Ana ciddi misin sen?” “He ya… hadi hazırlan şimdi güzelce bir banyo yap.” Diyerek beni doğruca banyoya yolladı. Ilık sular duştan üzerime düşüyordu. Aklım az önceki konuşmalarda, vücudumu sabunlarken ya annemle olan konuşmanın etkisi bilmiyorum, sikim füze gibi olmuştu. Biraz yarağımı okşadım. Boşalmak istiyordum bir an önce. Sikimin damarları patlayacaktı.
Gözlerimi kapatıp Sümeyye ablayı hayal etmeye çalıştım. Yaklaşık 1,60 boyunda, belki 60 kilo civarlarında gelen bir kadındı. Büyük koyu kahverengi gözleri, beyaz tenli bir kadındı. Bekir abinin ikinci karısıydı. 38 yaşında olduğu için babamla yaşıt olan Bekir abiyle aralarında yaş farkı fardı. İlk kocası öldükten sonra Bekir abiye varmış, güzel bir kadındı fakat hep ablaydı benim için, ta ki bugüne kadar. Birkaç saat sonra aynı yatakta beraber olacaktım. Kalkmış sikimi Sümeyye ablayı düşünerek, döllerimi banyonun duvarlarına attırarak indirdim
24 notes · View notes
06gs18 · 4 days ago
Text
Ailem 1
Hava kararmış, gökten boşalırcasına yağmur yağıyordu. Salonda oturmuş dışarıyı seyrediyordum. Yağmur damlaları şiddetle cama vuruyordu. 60 yaşına gelmiş, yaşlı bir adam olarak yaşadığım hayatı düşünüyordum. Adı geçen insanların hiçbiri yaşamıyor artık. Oldukça çalkantılı bir hayat yaşamıştım. Geriye kalan bu yaşlı ihtiyar adamdı…
Karadeniz’in o güzel şehirlerinin birinin ufak bir ilçesinde yaşıyordum. Babam annem ve benden büyük olan iki kız ablamla beraber yaşıyordum. Gelenek ve göreneklerine çok bağlı, muhafazakâr bir ailem var. Kadınlarımızın tümü kapalı, başörtülü ve türbanlıdır. 90’ların başıydı. Askerden yeni gelmiş bir gençtim. Buraları bilirsiniz bir genç askerden geldi mi, ailesi hemen evlenip yuva kurup evlenmesini isterlerdi. Zaten benden büyük olan iki ablamda evlenip yuvalarını kurmuşlar sıra bana gelmişti. Özellikle annem evlen yuvanı kur diye sürekli olarak söyleniyordu. Önce elime işimi almam lazım diyerek geçiştirmeye çalışıyordum. Askerlik biteli bir ay olmuş aylak aylak geziyor zaman geçiriyordum. Babamın ufak bir nalbur dükkânı vardı. Liseden sonra yanında çalışmıştım, şimdi yeniden yanında çalışmamı bekliyordu.
Annemden yaşça büyük olan babam uysal, sessiz bir adamdı ki evimizdeki baskın kişi annemdi. Babam sözünden çıkmazdı. Kılıbık diyebiliriz. Anne ve babası kendisi çocuk yaştayken öldüğü için böyle içe kapanık pısırık bir adam olmuştu. Kasabanın önde gelenleri annemle evlenmelerine sebep olmuşlardı. Kimseye karışmazdı kendi halinde ve çevresi tarafından sevilen bir adamdı. Uyanmıştım. Bugün pazardı. Yarın işbaşıydı. Annem akşam benimle konuşmuş ve dükkâna gidip işe başlamamı söylemişti. Karar verilmiş, aylaklık etme zamanı bitmişti. Birtakım sesler geliyordu içerden. Tak tuk tak tuk diye. İçerden geliyordu. Kulak kabarttım. Sesler bazen kesiliyor, sonra yeniden devam ediyordu. Hava yeni aydınlanıyordu. Yavaşça yataktan kalktım. Sesler devam ediyordu. Kapıyı açıp uzun hole kulak kabartınca neler olduğunu anlamam zor olmadı. Sesler annemle babamın yatak odasından geliyordu.
Annemle babam sikişiyorlardı ve bu esnada yataktan sesler geliyordu. Yatağın başı sanırım duvara vuruyordu ve bu sesler o vurma sesleriydi. Bir süre sabit hızla gelen sesler hızlandı. Babam 54 yaşında annemse 44 yaşındaydı ve bu pazar sabahı erken saatte sikişiyorlardı. O anda yarağım sertleşmeye ve kalkmaya başladı. Babam annemi sikiyordu ve benim yarağımı kaldırıyordu bu olay. Gözümün önüne annem geldi. 44 yaşında kara kalın kaşlı beyaz tenli, orta boylu ve balıketli bir kadındı. Öyle ahım şahım bir güzelliği yoktu ama oldukça tatlı dilli, işveli bir kadındı. Hiç böyle düşünmemiştim annemi ve ilk defa şahit oluyordum sikişmelerine. Utandım ses çıkarmadan yeniden odama döndüm. Yorganı kafama kadar çektim. Şimdi seslerini duymuyordum ama annemi babamın altında sikilirken ki halini hayal edip elimi sikime götürdüm.
Bakir değildim. Askerdeyken birkaç kez kerhaneye gitmiştim. Orada çalışan kadınların dediğine göre sağlıklı güçlü bir erkekmişim. Çok uzun değildi sikim ama kalındı, başı mantar gibi büyüktü. Çabuk boşalmazdım. Böyle bir sikim olduğu için şanslı olduğumu söylemişlerdi. Elimi giydiğim eşofmanın içine soktum ve büyümüş olan sikimi avuçlayıp otuzbir çekmeye başladım. Daha önce olmadığı kadar heyecanlanmıştım. Sanki sikimde daha önce büyümediği kadar kalkmış kocaman olup sertleşmişti. Annem yatakta domalmış babam arkasında sikini annemin amına sokuyor, çıkarıyordu. Gözlerimi kapatmıştım ve aklımda olan tek görüntü buydu. Annemi sikilirken hayal etmek beni çok tahrik etmişti. Ve bende daha fazla dayanamayıp boşalmıştım. Aldığım zevk daha önceki otuzbirlerimden kat be kat fazlaydı.
Boşalmanın verdiği zevkle mayışmış ve öylece uyuya kalmışım. Yeniden uyandığımda saat onu geçiyordu. Yataktan kalkıp döllerimle kirlenmiş olan eşofmanımı çıkardım. Elimde tuttuğum kirli çamaşırları yere bıraktım. Birkaç saat önce annemi düşünerek otuzbir çekmiştim. Kendimden utandım o an. Bir an önce yıkanarak hem bedenimi temizlemek hem de kirli düşüncelerimden arınmak istiyordum. Hızlı adımlarla banyoya girdim. Ellerimi, yüzümü güzelce yıkadım. Banyodan çıktığımda annemin bana seslendiğini duydum. Mutfağa girince kahvaltı hazırlayan annemi gördüm. Yüzümü öne eğdim. Çünkü aklıma yine sabahki babamla olan sikişmeleri gelmişti. “Günaydın oğlum. Güzel uyuyordun uyandırmadık seni.” Dedi. “Günaydın anne.” Diye karşılık verdim.
Üzerinde açık pembe yüksek belli bir etekle beyaz, dar bir gömlek giymişti, uzun kollu. Başını eteğiyle aynı renkte bir türbanla bağlamıştı. Vücut hatları belirgindi, ayağındaki krem renkli yüksek topuklularla daha bir güzel görünüyordu. Dudaklarına da açık pembe bir ruj sürmüştü. Galiba dışarı çıkacaklardı. Sadece misafirliğe ya da düğüne gittiğinde böyle giyinirdi.
“Nereye gidiyorsunuz?” dedim. “Hayırlı bir işe.” Dedi göz kırparak,
aslan oğluma kız bakmaya gidiyoruz.” “Ne kızı? Ben daha evlenmek istemiyorum.” “O nasıl söz öyle? kahvaltını hazırlayan, çamaşırlarını yıkayan, sarılıp yattığın bir avradın olsa fena mı olur?” deyince cevap vermedim. Yeniden başımı öne eğince utandığımı anlayan annem
“utanırmış da benim oğlum. Utanma oğlum ben ananım senin. Şimdi avradın olsa sana elleriyle yemekler yedirir, soğuk geceler de sana sarılır. Hem torun sevmek istiyoruz biz babanla artık.” Annem ilk defa benimle bir konuşma yapıyordu. Resmen seksle ilgili konuşuyordu.
“Baban bekliyo beni, sen kahvaltını yap güzelce, sonra konuşuruz.” Diyerek mutfaktan çıktı. Evde yalnız kalmıştım. Kirli çamaşırlarımı almak için odama gittim ve döllerimle kirlenen eşofman külotumu alıp banyoya gittim. Kirli sepetinin kapağını açınca annemin krem renkli sutyenini gördüm. Böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemiyordum. Annemin büyük memeleri yeniden aklıma geldi. O koca memeleri için bunu giyiyordu. Birden heyecandan titreyen parmaklarımı sutyene götürdüm... Parlak ve yumuşak kumaştan, annemin sutyenine dokunmak beni tahrik etmişti.
Sikim yeniden hareketlenmeye başlamıştı. Yavaş yavaş sertleştiğimi hissediyordum. Biraz daha ileri gidip o büyük memeleri örten kısmını avucumun içine aldım ve kerhanede siktiğim kadınların memesini avucuma alıp sıktığım gibi sutyeni sıkıp bırakmaya başladım. Harika bir şeydi. Kendimi kontrol edemiyordum. Daha da ileri gittim ve sutyeni alıp burnuma götürdüm. Memelerinin ucu sutyende iz yapmıştı ve belli oluyordu. Annemin teninin kokusu sinmişti. Kokusunu içime çekerken, çamaşır sepetinin içindeki kırmızı renkli, kenarları dantelli bir külot vardı. Annemin en mahrem yerini örten bu küçük bez parçasını elime aldım. Kokladım. Ter, sabun, sidik ve am kokuları birbirine karışmıştı. Bu minicik külot annemin o koca götünün ancak yarısını kapatırdı. Her daim inancı doğrultusunda tesettürlü giyinen, başörtülü annemin böyle seksi, küçücük, dantelli, külotlar, sutyenler giyebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Sikim kocaman olmuştu. Bir çelik boru gibi sertleşmişti. Yarağımı çıkardım ve annemin külotunu sikime sürtmeye başladım.
Sutyeni de ağzıma götürmüş, meme ucunun izini yalıyor, öpüyordum. İnanılmaz zevk alıyordum o sırada. Kısa bir süre sonra boşalacağımı anladım ve o kadar tahrik olmuştum ki, kendime engel bile olmaya çalışmadım. Büyük bir hışımla, taşaklarımdaki tüm döllerimi annemin külotuna boşalmıştım. Kendime gelince içimi bir pişmanlık kapladı. Ama Artık yapacak bir şey yoktu. Yarağımdaki tüm dölleri külotuyla sildim. Annemin bu seksi, minik kırmızı külotu benim yapış yapış döllerimle kaplanmıştı. Ne yapacağımı bilemedim, ama yapacak da bir şey yoktu. Sonuçta olan olmuştu. Annemin külotuna boşaldığımı anlamamasını ummaktan başka çarem yoktu. Külot ve sutyeni tekrar sepete attım. Üzerine de benim sabah çıkarttığım kirlileri bıraktım. Şimdi banyo yapıp ruhumu temizleme ve kirli düşüncelerden arınma vaktiydi. Banyodan sonra kahvaltımı yaptım. Sabah sabah çektiğim iki otuzbir beni acıktırmıştı. O günü kâh yatarak, kâh televizyon izleyerek geçirdim.
Annem ve babamın sabah yaptıkları sikiş aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Daha önce hiç böyle olmamıştı. Kendime kızıyordum ama nafileydi...Ertesi gün erkenden kalkıp arabamıza binip babamla beraber dükkânın yolunu tuttuk. Ufak bir kasaba olduğu için dükkân genelde sakin oluyordu. Saat on bire doğru geliyordu. Dükkâna giren bir daha önce iş yaptığımız Bekir abi geldi. “Selamun aleyküm, Yusuf abi.” Dedi. Beni görünce, “Ooo. Yeğenim işe başlamışsın. Hayırlı olsun.” Deyince babam, “aleyküm selam Bekir kardeşim. He ya sonunda başladı çok şükür. Gel hele bakalım. Oğlum bize çay söyle bakalım.” Dükkân içindeki küçük bir ofisimiz vardı. Babam ve Bekir abi oraya geçerken bende kapının dışındaki diafondan kahveye üç tane çay söyledim. Yeniden dükkâna girip babamların yanına geçtim. Bekir abi babamdan küçük 40lı yaşlarda ufak tefek esmer, inşaatlarda çalışan bir taşerondu. Şimdi yeni yapılan bir apartmandaki bazı tesisat malzemelerini için gelmişti. Elinde oldukça yüklü bir liste vardı.
“Yusuf abi bana iyi fiyat vericen. Geçen işten bana sözün var.”
“Bekir benden daha iyi bir fiyat veren mi bulucan sanki?”
“Şaka ediyom be abi.” Bana dönerek
mehmedim, babandan feyz al. İyi adamdır. İyi de esnaftır. Sözünden çıkma. Tamam mı yeğenim?” babama bakarak
“öyle yapıyorum abi.” Cevap verdim gurur duyarak. Gözlüklerini takan babam listeyi incelerken ellerini ovuşturdu. Gerçekten yüklü bir işti. İyi bir kar bırakacaktı. Bakir abi “eee… su işi bir bitirelim artık şehirde bir akşam felekten bir gece çalarız değil mi abi?” gözlüklerinin üzerinden Bekir abiye bakan babam “sırası mı şimdi Bekir… hem yeri değil.” Diye çıkıştı. “Tam sırası, hem Mehmet yeğenim de büyüdü artık. O da bize eşlik eder değil mi yeğenim_” diye sorunca babama baktım. “Tamam... tamam… hallederiz. Sen söyle bakalım ne zamana istiyosun bunları?” “Abi cuma başlıyoruz işe. Sen cumadan önce yıkmam lazım malzemeyi.” “Sende bana biraz ödeme çıkman lazım.” “Tamam abi yarın uğrarım. Sen bana hesabı çıkarda…” babam ve Bekir abi iyi anlaşıyorlardı. Ülkeden siyasetten, yaptıkları işlerden konuşuyorlardı. Bende yanlarından ayrılmış dükkânın içinde orayı burayı düzeltiyordum. Vakit öğleye geliyordu. Annemin gelme vaktiydi. Dükkânın açık olduğu zamanlarda annem yemek hazırlar ve getirirdi bazen de babam öğle vakitlerinde yemek için eve gelirdi. Camlı ofise bakınca sesleri duyulmuyordu ama hareketlerini görebiliyordum. Gülüyorlardı. Sanırım kazanacakları para neşelerini arttırmıştı. Bekir abinin ayaklandığını gördüm. Yanlarına doğru giderken babam “yahu Bekir şimdi bizim hanım yemek getirir, yede öyle git” dedi Bekir abiye. “Abi çok aç değilim ama Emine yengede şimdi ne güzel yemekler yapmıştır.” “Öyledir benim karım.” Dedi övünerek. “Hadi oğlum git de ekmekle içecek bir şeyler al ananda gelmek üzeredir zaten.” Dedi. Bakkala gidip büyük bir kola ve ekmek aldım. Dükkâna döndüğümde annemin geldiğini gördüm. Camlı ofisin içinde babam ve Bekir abi olduğu, getirdiği yemekleri masanın üzerine çıkarıyordu. Babam deri patron koltuğunda otururken, Bekir abi tam karşısındaki ikili koltukta oturuyordu. Annem Bekir abiye sırtı dönüktü. Ofise daha da yaklaşınca Bekir abinin annemin kalçalarına baktığını anladım. Odada yabancı bir adam varken vücudunu belli elbiselerle durması garibime gitmişti. Normalde dışarı çıkarken annem üzerine tunik ya da pardösü giyerdi şimdi dükkânda olduğu için çıkarmıştı. Annem uzun siyah bir etek giymiş beline taktığı kemer yüzünden büyük kalçaları daha da belirgin olmuştu. Üzerinde vücudunu saran beyaz bir gömlek vardı. Başında ise kırmızı, çiçek desenli bir eşarpla örtmüştü. Bakir abi anneme bakıyordu. Babam farkında mıydı olanların bilmiyorum ama anneme bir şeyler söylüyordu. Bakışlarım hala Bekir abide ofise birden girdim. Bekir alelacele önündeki elini yana çekti. Evet Bekir abi annemin sergilediği vücudunu seyrediyor ve bundan tahrik oluyordu. Pantolonunun önü kabarmış, annemin vücudu sikini kaldırmıştı. Göz göze gelince Bekir abi yakalanmanın verdiği utançla toparlandı. Annemin hazırladığı yemekleri güzelce yedik. Sofrada pek konuşmamıştık. Ayrıca Bekir abi yemek boyunca anneme yan gözle bile bakmamıştı. Sesimi çıkartmadım. Tatsızlık çıksın istemiyordum. Belki de babamı düşünmüş yapacağı işi, belki de benim yanlış anlamam yüzünden kaybetsin istemiyordum. Zaten adam da bir daha anneme bakmamıştı. Yemekler yendikten sonra annem bize güzel bir Türk kahve yapmıştı. Babam ve Bekir abi bir yandan kahvelerini içiyor diğer yandan da sigaralarını tüttürüyorlardı. “Yenge eline sağlık çok güzel olmuş. Hem yemekler hem de kahve. Kaç zamandır böyle lezzetli yemek yemedim. Bizim avratta biraz sana çekse…” “Sağol Bekir abi. Ne yaptım ki. Afiyet olsun. Sümeyye bacıma laf ettirmem şimdi. İyi avrattır.” Dedi. Kahve faslının bitmesinden sonra ayaklanan Bekir abi “Yusuf abi hele bi bankaya gidekte para çekeyim.” Anneme dönen babam “hadi avrat toparlan da geçerken de seni bırakalım eve o zaman.” Annem “Yok Bey siz gidin ben buradan geçerim eve. Az biraz işim var.” Ben ofisten çıkıp lavaboya giderken peşim sıra Bekir abi, ardından da annem ve babam. Lavabonun üzerine duvara asılı aynadan dükkânın içini görebiliyordum. Babam anneme hadi gel der gibi başıyla işaret etti. Annemde hayır anlamında başını yukarı kaldırdı.
İyi tamam o zaman.” Diye konuştu babam. Yeniden camlı ofise girdim anneme yardım için masadaki boş tabakları toplarken annem çantasından çıkardığı sigarasını yaktı. Annemde babam gibi sigara içiyordu. Rujlu dudaklarına değen sigarasından derin bir nefes çekti. Bana seslenerek “hadi bırak şimdi tabakları ben toplarım, hadi iki çay koyda ana oğul içelim.” Dedi. Anneme döndüm, elimdeki tabakları yeniden masaya bırakıp çay getirmek için odadan çıktım. Çayları doldurdum ve yeniden ofise geçtim. Annem bu çayından bir yudum aldı ve başladı konuşmaya
“aslan oğlum benim nasıl işe alıştın mı?”
“Bilmediğim iş değil anne. Zaten bişey yaptığım da yok.” Anneme az önce Bekir abinin ona baktığını söylemek istiyordum ama nasıl başlayacağımı bilmiyordum.
“Anne sana bişey dicem yabancıların yanında böyle dar şeyler giymesen…” dedim. Şaşkın yüz ifadesiyle annem “ o nasıl şey oğlum. Hem benim nerem açık ki?” “Ya böyle şeyler giymişsin her tarafın açık gibi. Baksana iç çamaşırın belli oluyor gömleğin altından.” “Ay o nasıl söz oğlum. Hem sen anana mı bakıyon?” “Ben ne bakıcam elin adamı sana bakıyordu.” “Kim bakıyordu?” “Ya sen masayı hazırlarken sırtın Bekir abiye dönüktü sende babamda görmedi ama Bekir abi sana bakarken yakaladım.” Annem daha da şaşıran annem “bana mı bakıyodu?” “He ya sana bakıyodu.” “Aslan oğlum Bekir abin evli barklı adamdır. Onu önceden biliriz babanın da yakın arkadaşı, öyle bir şey yapmaz. Sen yanlış anlamışısındır. Neyse boşver şimdi onu da sana başka bir şey söylicem ben” Diye konuyu geçiştirmeye çalışıyordu. “Sen gene de dikkat et anne.” Diye uzatmadım. “Anasını da kıskanırmış aslan oğlum benim. Tamam dikkat ederim.” “Sen ne diyecektin?” “Ha… kaç yaşına gelirsen gel sen benim oğlumsun. Bir derdin, bir sıkıntın olursa, hele de bir şeye ihtiyacın olursa benle konuş, babanla konuş, çekinme.” Annem birşey ima çalışıyordu. Ne olduğunu düşünürken, aklıma dün külotuyla otuzbir çektiğim geldi. Ürperdim anlamış mıydı acaba? Yüzümü öne eğdim. Bana bir şey söylerse ne cevap verecektim? Annem oturduğu yerden kalkıp yanıma yaklaşmış ve parmaklarının saçlarımı okşadığını fark edince, irkildim. Habersizce sinsice sokulup bana bana dokunması şaşırtmıştı. Parmakları yanağımı okşayarak çeneme indi. Annem sanırım dün külotuyla neler yaptığımı anlamıştı. Heyecanlanmaya başlamıştım. Çenemi tutan annem başımı yukarı kaldırınca göz göze geldik. Utancımdan gözlerimi kaçırıp başka bir yöne bakınca… “Nasılda utanırmış aslan oğlum benim. Bak bana… Utanma…” “ana özür dilerim, nasıl oldu anlamadım. Bir anda oldu. Kızma bana… Babama da bir şey deme. Bir daha yapmam…” Annemin ağzından beni daha da şaşırtan kelimeler döküldü “aferin benim oğluma. Aslan oğlum erkek olmuş benim. Canı avrat çekmiş, bellerini anasının donuna akıtmış. Ne güzel boşa harcamamışsın bellerini…” Dedi. Annemin söylediklerine inanamıyordum. Dün külotuyla otuzbir çekip boşaldığımı anlamıştı. Kızmamış anlaşılan hoşuna da gitmişti. Annemin benimle böyle açık seçik konuşması şaşkınlığımı daha da arttırmıştı. Ne söyleyeceğimi bilemez haldeydim. Birden toparlandım ve annemin elini çenemden çektim. “Anne nasıl konuşuyon sen böyle?” yanıma koltuğa oturduk. Sehpa üzerindeki sigara paketine uzandı ve bana sigara ikram etti. Bende arada sırada içiyordum ama tiryaki değildim. “Hadi al hadi, içtiğini biliyorum.” Tereddüt ettiğimi gören annem,
Çekinmesene oğlum. Bellerini ananın donuna getirmeyi biliyon, bunu yapmaya utanmıyon da sigara içmeye mi utanıyon yanımda?” deyince “anne şunu hatırlatmasan sürekli.” Dedim uzattığı sigarayı aldım. Kendisi de dudaklarına koyduğu sigarayı yakmamı bekledi. Önce annemin sonrada kendi sigara mı yaktım. Derin bir nefes çektim. Annem bu arada bacak bacak üstüne attı. Bir yandan sigarasını içiyor bir yandan da bana bakıyordu. Bacak bacak üstüne atınca annemin giydiği parlak kumaştan uzun yukarı doğru sıyrılmış neredeyse dizlerine kadar açılmıştı. Çorap giymemiş, yeni ağda yapılmış, süt gibi beyaz kalın bacaklarını bana sergiliyordu. Bu durumdan rahatsız olmadığı gayet belli olan annem, beni izlemeye devam ediyordu. Bu arada annemin bacaklarına bakmaktan kendimi alamıyordum. Annemin neden böyle davrandığını anlamaya çalışıyordum.
“Babam bili…” cümlemin daha bitmesine izin vermeden
“Yok. Bilmiyor. Bilmeyecek de… Aramızda, bizim sırrımız olarak kalacak.” Dedi göz kırparak. Sonra elini bacağıma koydu sağ elini dizime koydu ve
“Hem bilse ne olacakmış, anasının kuzusu büyümüş de erkek olmuş. Bir donum değil tüm donlarım feda olsun aslan oğluma…” Annem şaşırtmaya devam ediyordu hareketleri ve konuşmalarıyla. “Aslan oğlum gençsin, sağlıklısın, biliyom canın avrat çekiyor, sana bir güzel helal süt emmiş kız bulup evlendirelim. Canın ne zaman isterse bellerini avradına akıtsan kötü mü olur?” Duyduklarıma inanamıyordum. Kalbim küt küt atıyordu. Annemin böyle açık açık konuşması tahrik etmeye başlamıştı. Sikimin uyanıp, sertleşmeye başladığını hissedebiliyordum.
Bak bundan sonra çekinme, ne zaman istersen bellerini akıt donlarıma.” Annemin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. İyice tahrik olmuştum, yarağım kalkmış ve pantolonumun önünde çadır gibi kabarıklık oluşturmuştu.
Dizimi hafif hafif okşayan annem, kafasını aşağı eğdi ve önümdeki kabarıklığa baktı. Sikimin kalkmış olması beni biraz rahatsız etmiş olsa da buna engel olamıyordum. Annem birden yanımdan kalktı ve “Ben eve gidiyorum” diyerek dükkândan gittiğinde, elimde kalkık bir sikle öylece kalakalmıştım. Yaşadıklarımın şaşkınlığıyla bir sigara daha yaktım.
30 notes · View notes
06gs18 · 5 days ago
Text
Eşimin Asker Arkadaşı Beni Sikti 2
Adana’ya döndükten 1 hafta sonra Cenk bizi ziyarete geldi. Misafir odasına yattı. Yol yormuştu galiba hemen uyudu. Ertesi gün kahvaltı hazırlamak için kalktım.Mutfağa gittim. Misafir odasının kapı sesi geldi. Az sonra Cenk kapıdaydı. “Günaydın.” dedi. “Günaydın.” diye cevap verdim. Arkama geçti ve yarrağını götüme dayadı. Üzerimde gecelik vardı. Yarrağını rahatlıkla hissediyordum. Sanırım pijamasının içinde kilot yoktu. “Bilal uyanacak.” dedim. “Uyanmaz, uykusu ağırdır onun. Askerlikten biliyorum.” dedi. Mutfak tezgahına domalttı. Kilotumu indirdi. Ben de domalmış vaziyette peynir kesiyordum. “O bıçağı bırak. Elini keseceksin.” dedi. Amcığımı yalamaya başladı. Amcığım sırılsıklam olmuştu. Sonra yarrağını dayadı. Biraz ittirdi. Zorlanarak da olsa başı girmişti. Müthiş zevk alıyordum. Cenk ile sikişmeyi özlemiştim. Yarrağın her ilerleyişinde amcığım zorlanıyordu ve müthiş bir zevk veriyordu. Köküne kadar girmesi yine bayağı uzun sürmüştü. “Amcığın sikmeyeli iyice daralmış.” dedi. Bir süre sonra ikimiz birden boşaldık.
Ben kahvaltıyı hazırladım. Kahvaltı yaptık. Yarım saat sonra kapı çaldı. Gelen Sema idi. “Hadi sinemaya gidiyoruz.” dedi. Hazırlanıp çıktık. Üzerime ince diz hizasında bir elbise giydim. Cenk kapri giymişti. Sema ise mini şort giymişti.
Otobüse binecektik. Önden eşim bindi. Arkasından ben… Arkamdan Cenk’in binmesini beklerken Sema bindi. Bütün hayallerim suya düşmüştü. Otobüs hareket etti. Otobüs çok sarsılmamasına rağmen Sema çok sallanıyordu. Göz ucuyla arkaya baktığımda Sema’nın yüzünün tuhaflaştığını ve boncuk boncuk terlediğini gördüm. Sanırım Cenk kardeşime dayıyordu. Çok geçmeden sinemaya gelmiştik.
Film romantik komedi türünde bir yabancı filmdi. Salona girdik. Ben eşimin yanına oturmuştum. Diğer tarafımda kardeşim vardı. Onun yanında ise Cenk vardı. Anlamıştım artık. Cenk kardeşime gözü dikmişti, kardeşim de ona karşı boş değildi.
Film başlamıştı. Çok duygusaldı. Çok hoşuma gitmişti. Bir ara göz ucuyla yan tarafıma baktığımda Sema’nın eli Cenk’in kaprisinin içinde idi. Cenk’in eli ise Sema’nın bacaklarındaydı.
Film bitti eve dönecektik. Bu kez otobüs boştu. Otobüste bu kez onlara fırsat vermedim. Hemen Sema’nın yanına oturdum. Cenk’de Bilal ile oturdu.
Akşam yatakta Bilal “Benim tertip sanırım Sema’ya aşık. Onların aralarını yapıp evlendirsek mi?” dedi. “Saçmalama… Sema daha çok küçük.” diye çıkıştım.
Ertesi gün kayınbabamlara gidecektik. Cenk bizimle gelmek istemedi. Bilal ile birlikte otobüse bindim.
Kayın babamlarda 5 dakika oturdum. Eşim evde yokken Cenk ile sikişebilirdim. Sema mesaj gönderdi, beni çağırıyor. Diye yalan söyledim. Eve döndüm.
Kapının önünde Sema’nın ayakkabısını gördüm. Alelacele kapıyı açtım. Sema’nın acı dolu çığlığını duydum ve çığlık atmaya devam ediyordu. Hemen misafir odasına gittim. Sema yataktaydı, üstünde de Cenk vardı. Yarrağını yarıya kadar sokmuştu. Kapıda beni gördüklerinde ikisi de toparlandı. Hemen giyinmelerini söyledim. “En kısa zamanda evleneceksiniz.” dedim. Sema’yı eve yolladım.
“Ben buraya seninle sikişmek için geliyorum. Sen ne yapıyorsun?” dedim. “Madem onun için geldin öyleyse sikişelim. Zaten annem ve babamı aradım. Yarın geliyorlar. Sema’yı isteyecekler.” dedi. Sonra dudaklarıma yapıştı. Ateşli bir şekilde öpüştük. “Götünü sikmek istiyorum. İzin vermezsen bundan sonra seni sikmem.” dedi. Çaresiz kabul ettim. “Önce yatak çarşafını makineye atalım. Kan olmuş.” dedim. Çarşafı makineye atıp çalıştırdım.
Bilal beni zaten götten de sikiyordu ama kol gibi bir yarrağın götüme girmesiyle aynı şey değildi. Mutfağa gidip patlıcan aldı. “Ne yapacaksın onu?” dedim. “Önce bununla alıştıracağım.” dedi.
Önce götümü yalayarak başladı. Sonra parmağını soktu. Daha sonra iki parmağını… Bu şekilde bir süre gitgel yaptıktan sonra Patlıcanı tükürükledi ve götüme soktu. Patlıcanı alırken biraz zorlanmıştım. Daha patlıcanı alırken zorlanıyordum. Cenk’in yarrağını nasıl alacaktım. Bir süre patlıcan ile gitgel yaptıktan sonra yarrağını tükürükledi. Ucunu götüme dayadı. Hafifçe ittirdi. Ucu girmişti. Hafif bir çığlık attım. Çok acı çekiyordum. Yarrağın her girişince acı ve zevk karışımı bir duyguyu tadıyordum. Köküne kadar sokması 10 dakikasını almıştı. Köküne kadar sokup terar çekiyordu. Bir süre sonra boşaldı.
Bu olayın ardına dediği gibi annesi babası geldi. Sema’yı istediler. Evlendirdik. Artık hem kardeşimi hem beni sikiyor. Son zamanlarda annemi çok ziyaret ediyor. Annemi de sikiyor olabilir.
33 notes · View notes
06gs18 · 5 days ago
Text
Eşimin Asker Arkadaşı Beni Sikti
İsmim Serpil, Adana’da yaşıyorum. Eşim Bilal ile güzel bir düğünle dünya evine girdik. Düğüne eşimin asker arkadaşı Cenk de gelmişti. Cenk bekardı. Düğün boyunca kardeşim Sema’ya asıldı. Kardeşimle dans ettiler. Kardeşim kulağıma yarrağını kardeşimin amcığına dayadığını söyledi. Ben iri göğüslü ve iri kalçalara sahip birisiyim. Kardeşim ise benim tam tersimdi. Göğüsleri ve kalçaları küçüktü. Ben 21 yaşındaydım. Kardeşim benden 4 yaş küçüktü.
Cenk takı merasiminde bir çeyrek altın taktı yanında da 7 gecelik bir balayı hediye etti. Cenk Alanyalı idi. Balayı Oteli de Alanya’da idi. Ertesi gün otobüse binip doğruca Alanya’ya gittik.
Alanya’ya geldiğimizde Cenk bizi odamıza yerleştirdi. Kendisi de evine gitti. Eşime bekaretimi evlenmeden önce verdiğim için üzerimde gerdek stresi yoktu. 2 keyifle sikiştik. Ertesi gün Cenk’i çağırdık. Denize gireceğiz sen de gel diye… Yarım saat içinde geldi. Üzerinde uzun bir şort ve Tişört vardı. Bilal tek şort giymişti. Ben de bikinimi giymiştim. Göğüslerim ve kalçalarım iri olduğu için çok seksi görünüyordum. Vücudum 100 60 100 ölçülerindeydi. Cenk gözlerini göğüslerimden alamıyodu. Şortundaki hatırı sayılır kabarıklık dikkatimi çekti. Yarrağı beni görünce kalkmıştı. Kesinlikle kocamınkinden daha büyük bir yarrağı vardı. Kocamın yarrağı 18cm idi. Denize girdik, yüzdük, eğlendik. Manavgat Şelalesini görmeyi çok istiyordum. Bunu söyledim. Cenk de gidebileceğimizi söyledi. Otele girip duş aldık Cenk de bizi dışarda bekliyordu. Manavgat’a giden otobüse bindik. Çok kalabalıktı ve oturacak yer yoktu. Mecburen ayakta gidecektik. Önce Bilal, sonra ben ve son olarak Cenk bindi. Arkam Cenk’e dönüktü. Otobüs hareket edince arkamda bir sertlik hissettim. Cenk’in yarrağı idi. Cenk şortun altına birşey giymediği için rahatlıkla hissediliyordu. Önce kazara temas etmiştir diye umursamadım. Cenk ritmik şekilde sürtünmeye başladı. Popomda iri bir yarrak hissetmek benim de hoşuma gitmişti. Onun için sessiz kaldım. Yol boyunca sürtündü. Manavgata geldiğimizde şortunun önündeki ıslaklık dikkatimi çekti. Eliyle gizlemeye çalışıyordu.
Dönüşte iki çocuk bize yer verdi. Cenk yine ayakta idi. Bilal pencere kenarında ben koridordaydım. Cenk tepeme dikilmişti. Yukarıdan göğüslerimi kesiyordu. Yine yarrağı kalkmaya başlamıştı. İlk defa bu kadar yakından görüyordum. Şortun içinde olmasına rağmen tüm hatları belli oluyordu. Bileğimin kalınlığındaydı. Araba hareket edince yarrağını koluma sürttürmeye başladı. Araba her durakta yolcu alıyordu. Bir turist ailesi bindi. Bir karıkoca ve iki kızı… Kızlardan biri daha çocuk yaştaydı. Muhtemelen 10-12 yaşlarındaydı. Diğeri ise nispeten daha yetişkin idi. Göğüsleri belirgin idi. Muhtemelen 14-15 yaşlarındaydı. Cenk’in önüne denk geldi. Cenk ona da dayamaya başlamıştı. Otobüs ilerledikçe kız boncuk boncuk terliyordu. Kız şaşırtıcı bir hamle ile elini Cenk’in penisine attı. Şortun üzerinden okşuyordu. Cenk bundan cesaret alıp elini kızın bacaklarına attı. Kız mini etek giymişti. Bir kaç dakika sonra cenk birden hızlı bir şekilde yarrağını kızın poposuna sürtmeye başladı. Sanırım boşalıyordu. Şortun önü ve kızın mini eteğinin arkası ıslanmıştı. Alanya’ya geldik ve biz otel odamıza geçtik. Ben gördüklerim karşısında çok athrik olmuştum. Bilal’e azmış bir şekilde saldırmış. Muhteşem bir seks yaşadık.
Ertesi gün yine denize girecektik. Cenk yine geldi. Gözü yine göğüslerimdeydi, yarrağı ise hazır ol’da bekliyordu. Denize girdik. Biraz yüzdük. Akşam otelin diskosunda eğlenmeye başladık. Bilal biraz içkiyi fazla kaçırmıştı. Cenk’in yardımıyla odamıza taşıdık.
Ben de kendime gelmek için duş almaya karar verdim. Sarhoşluğun verdiği rehavetle Cenk’in odamızda olduğunu unutmuştum. Duşta çırılçıplak soyundum ve suyun altına girdim. O sırada banyonun kapısı açıldı. Cenk çırılçıplaktı. Cenk’in vucudu fena değildi. Yarrağını ilk defa canlı görüyordum. Boyu ve kalınlığı kolum kadardı. Eline lifi aldı ve sırtımı sürtmeye başladı. Kalkmış yarrağı popoma sürtünüyordu. Dudağıma yapıştı ve öpmeye başladı. Sarhoş olduğum için kafam bir hoştu ve ben de karşılık verdim. Elimi Küvetin kenarına koyup domaldım. Cenk amcığımı yalamaya başladı. Çok zevk alıyordum. Daha sonra yarrağını amcığıma dayadı. Hafiften ittirdi. Acığıma ucu girmişti. Çok acımıştı ve acı bir çığlık attım. Bekaretim bozulurken bile böyle acı çekmemiştim. Hafif hafif gitgeller yaparak amcığımın içinde ilerliyordu. Yarrağı köküne kadar sokması yaklaşık 15 dakika sürdü. Müthiş bir zevk alıyordum. Köküne kadar sokup gitgel yapıyordu. Amcığımın hiç hissetmediğim yerlerini hissediyordum. Bir süre sonra ikimiz de aynı anda boşaldık. Sonraki günler iki defa onun evinde sikiştik. Götümden de istedi ama vermedim. Balayı bitince Adana’ya davet ettim. Adana maceramızı da anlatacağım.
44 notes · View notes