Birtakım değişiklikler
🌟 Yenilikler
Tumblr Live, yepyeni canlı yayın özelliğimiz. Şu anda ABD'de yaşayan tüm kullanıcılara açık (şimdilik sadece iOS ve Android uygulamalarında) ve pek yakında masaüstünde de çalışıyor olacak. Ufak bir hatırlatma: iOS uygulamasını kullanıyorsan ve Tumblr Live'a erişimin varsa, Arama kısmının (büyüteç simgesi) panonun sağ üst köşesine taşındığını fark edeceksin. Büyüteç simgesini hiçbir yerde göremiyorsan, o zaman hemen aşağıda "Üzerinde Çalıştıklarımız" kısmındaki ilk maddeye bakıp bilgi alabilirsin.
Bir resme ait alternatif metni (var ise) gösteren ALT düğmesi, Android uygulamasına da eklendi.
Blog temalarındaki ALT düğmesi, artık tıpkı masaüstü panonda olduğu gibi sen resmin üzerine gelene ya da resme odaklanana kadar yarı transparan görünecek.
Yine blog temalarında, genişliği 300 pikselden daha küçük olan resimler için ALT düğmesinin görünümünde düzeltmeler gerçekleştirdik. Bundan böyle temaların büyük bir kısmında resmin aşağısında belirecek.
Gönderilerin is_blocks_post_format alanını gösterecek biçimde, API birimimizi güncelledik. Daha fazla bilgi edinmek istersen, GitHub'daki şu soruna göz atabilirsin. API dokümantasyonumuz da bunları yansıtacak şekilde güncellendi.
Artık iOS uygulamasından da Mavi İnternet Tiklerini satın alabileceksin.
Tarayıcısında RSS okuyucu uzantısı kullananlar için, yeni blog önizlemesine (ör. https://www.tumblr.com/ekip) RSS akış metadata bilgisi ekledik.
Cihazında "Hareketi Azalt" ayarını kullanıyorsan, artık hata sayfalarında hareketli GIF görmeyeceksin.
🛠 Düzeltmeler
Masaüstünde * işaretiyle başlayan bir etikete tıkladığında boş bir sayfaya yönlendirilmene yol açan bir sorunu giderdik.
Blog ağında yüksek çözünürlüklü resimlerin bazen lightbox içerisinde gösterilmemesine yol açan bir sorunu giderdik.
Masaüstü panonda, gönderi alt bilgi alanının yol açtığı bir performans sorununu giderdik; artık daha rahat kaydırabileceksin.
Gönderi daraltma özelliğini etkinleştirenler, mobil cihazlarının tarayıcısından Tumblr'a girdiğinde kaydırmada atlamalar, zıplamalar yaşıyordu. Bu sorunu giderdik.
Masaüstü panodaki gönderi düzenleyicide markdown veya HTML modundayken "önizle" düğmesine bastığında son yaptığın değişikliklerin kaybolmasına yol açan bir hatayı düzelttik.
Hem "Görünümü düzenle" sayfasında hem de blog önizlemesi kısmında bazı renk paleti sorunlarını giderdik.
ALT düğmesine tıklandığı halde resim açıklamasının görüntülenmesini engelleyen bir sorunu giderdik.
Masaüstündeki Keşfet sayfasında ızgara yerleşimindeyken yanıt alanındaki yer tutucu metnin doğru hizalanmasını engelleyen başka bir sorunu giderdik.
Yine masaüstünde pano içi soru formunu açtıktan sonra metin yazılacak şekilde seçili hale geçilirken iki saniye gecikme oluşmasına yol açan bir sorunu giderdik.
Masaüstündeki oturum açma/kayıt ekranındaki metnin bazı renk paletlerinde okunmasını zorlaştıran bir sorunu giderdik.
Masaüstündeki gönderi alt bilgisinde yer alan simgelerin üzerine geldiğinde beliren ipuçları, bundan böyle fareyi çeker çekmez kaybolacak.
Masaüstü gönderi düzenleyicide bahsettiğin blogların adları yeniden altı çizili biçimde belirecek.
Sibernetik ya da Balkabağı renk paletlerini kullanırken bazı sayfalarda yer alan simgelerin görünmez hale gelmesine yol açan bir sorunu giderdik.
🚧 Üzerinde çalıştıklarımız
iOS'te arama simgesinin normalde bulunduğu yerden kaybolmasına yol açan bir sorun bulunduğunun farkındayız. Uygulamanın bir sonraki sürümünde bunun için bir düzeltme geliyor; ancak o zamana kadar uygulamayı kapatıp yeniden başlatarak arama simgesinin panonun sağ üst köşesindeki yerinde belirmesini sağlayabilirsin.
Şu aralar sürekli spam tarzında takipçi ediniyor olabilirsin. Bu sorunla mücadele halindeyiz; ancak tam olarak çözülene kadar bu tür blogları bize rapor edersen seviniriz.
Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!
Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.
Bu gönderileri başka dillerde de takip etmek için diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!
18 notes
·
View notes
Audius (AUDIO) Coin Nedir? AUDIO Coin Yorum, Fiyat Tahminleri Ve AUDIO Coin Geleceği 2023-2026
Audius coin yorum, müzik dünyasına yönelik yaptığı çalışmalar ile adını duyurmuş bir platformdur ve AUDIO resmi tokeni ile kripto para piyasalarında yerini alır. Kripto yatırımcılarının yakından tanıdığı coinlerden birisi olan AUDIO Coin her dönemde oldukça popülerdir. AUDIO Coin geleceği ve AUDIO Coin yorumları gibi konular sürekli olarak hem eski hem de yeni yatırımcılar tarafından merak edilir. AUDIO Coin fiyat tahminleri ve AUDIO Coin hakkında çok daha fazla bilgi için içeriği okumaya devam edebilirsiniz.
Audius (AUDIO) Projesi Nedir?
Audius projesi temelde müzik severler ve müzik içeriği oluşturan dinleyicilerin doğrudan birçok işleme ulaşabilmesini sağlamak amacı ile kurulmuş bir müzik platformudur. Audius kendisini sadece plak şirketlerine yönelik değil, aynı zamanda tüm müzisyenlerin kullanabilmesi için oluşturulmuş profesyonel bir yayın platformu olarak tanımlar.
Audius (AUDIO), kendi blok zinciri içerisinde ses dağıtma, ses kalitesini artırma ve düşürme, para kazanma ve yayınlama gibi birçok farklı ve cezbedici seçenek sunar. İlk piyasaya çıktığı günden beri kripto para piyasalarında istikrarlı şekilde varlığını sürdürmeye devam eder. AUDIO tokene kripto para piyasalarında gösterilen ilgi her geçen gün büyümektedir.
Audius (AUDIO) Güncel Fiyat Bilgisi
Aşağıdaki tabloda 1 Audius Coin fiyatının kaç TL olduğu ve hacim bilgileri yer almaktadır. Fiyat ve diğer bilgiler aracı kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Kesinlik içermez.
Projenin Amacı ve Teknik Makale
Audius projesi sanatçılar başta olmak üzere müzik ile uğraşan herkesin daha fazla etkin ve aktif olabilmesini ve kendi kontrolünü sağlayabilmesini sağlamak gibi amaçlar ile geliştirilmiştir. Bu platform sayesinde müzik üreticileri, ürettikleri ürünleri doğrudan dinleyicileri ile buluşturabilir. AUDIO Coin de bu kapsamda ilk günden itibaren yatırımcıların favorileri tokenleri arasındaki yerini korur.
Audius Projesi Hangi Ülkenin Kurucuları Kim?
Audius ilk olarak 2018 yılında kurulmuştur. Proje merkeziyetsiz olduğu için resmi anlamda herhangi bir kurucu isim bulunmamaktadır.
AUDIO Coin Nedir?
AUDIO Coin, Audius projesinin resmi para birimidir. Kullanıcılarına sistem üzerinden ihtiyacı olacak her türlü hizmeti alabilmeleri amacı ile geliştirilmiştir.
AUDIO Coin Yorum
Yepyeni bir akış platformu olan Audius, bütün müzisyenleri içine alan oldukça geniş bir platformdur. Geniş hizmet kapsamı sayesinde ise kendini kısa zamanda geniş bir kitleye duyurmayı başarmıştır. Elde ettiği bu başarı ile de projenin tokeni kripto para borsalarında hak ettiği yeri görmüş ve her dönemde yeni fiyat rekorları kırılmıştır. Bu açıdan bakıldığında AUDIO Coin geleceği konusunda olumlu gelişmelere bakılarak yükselişin devam edeceği görüşü hâkimdir.
AUDIO Coin yorumları hakkında bilgi sahibi olduktan sonra kendi tercihiniz doğrultusunda kripto cüzdanınıza AUDIO tokeni ekleyebilir ve ilerleyen dönemlerde tokeni yakından izlemeye devam edebilirsiniz.
AUDIO Coin Geleceği
Audius herhangi bir merkezi bulunmayan projeler arasında yer alır. Kullanıcılarına herhangi bir ücret talep etmeden hizmet veren platform sahip olduğu birçok olumlu özellik ile analistlerden her dönemde olumlu görüşler almaya devam eder. AUDIO coin geleceği hakkında açıklama yapan kripto analistlerinin çoğu fikirlerini olumlu yönde beyan eder. Özellikle AUDIO Coin geleceği konusunda uzun vadede güvenilir yatırımların yapılabileceği ön görüsü hâkimdir.
AUDIO Coin Fiyat Tahminleri 2023, 2024, 2025, 2026
Audius (AUDIO) token fiyat tahminleri yıl bazında değişiklik gösterir. Genel anlamda token değeri ilk piyasaya sürüldüğü andan itibaren değer kazanmaya devam etmiştir. Yapılan girişimlerin başarılı sonuç vermesi ve kullanıcıların memnuniyet bildirmeleri sonucunda ilerleyen yıllarda da AUDIO tokenin aynı başarı ile devam etmesi beklenmektedir.
Analistlerin AUDIO coin fiyat tahminleri hakkında öne çıkan açıklamaları şöyledir;
- Price Prediction Analistleri: Audius projesi ve AUDIO tokenin 2023 yılında 2,27 Dolar seviyelerine geleceğini ve maksimum 3,72 Dolar seviyelerine kadar ulaşacağını öngören açıklamalar yaptı. Uzun vadede ise AUDIO coin fiyatı olarak 2030 yılında 72 Dolar seviyelerinin görüleceği bilgisini paylaştı.
- Wallet İnvestor Analistleri: AUDIO token sahibi olmanın her dönemde kârlı bir alışveriş olduğunu savunan analistler tokenin 2026 yılında 12,55 Dolar seviyelerine geleceği tahmininde bulundu. Aynı zamanda 20024 yılında AUDIO token değerinin 2,48 Dolar üzerine çıkacağını paylaştı.
- Gov Capital Analistleri: 2023 yılında ortalama olarak 6,32 Dolar seviyelerine çıkmasını bekledikleri
- AUDIO tokenin 2024 yılında 26,52 Dolar seviyelerine kadar yükselebileceği yorumunda bulundu.
- Dijital Coin Analistleri: 2023 yılında 3,56 Dolar seviyelerine gelecek olan AUDIO tokenin 2024 yılında 4,13 Dolar, 2025 yılında 7,49 Dolar, 2028 yılında ise 10 Dolar seviyelerine gelebileceği görüşünü paylaştı.
- Coin Arbitrage Bot Analistleri: 2023 yılı için 2,32 Dolar seviyelerini bekleyen analistler 2024 yılında değerin 4,14 Dolar seviyelerine geleceğini ve 2025 yılında ise 10 dolar seviyelerinin görülmesinin beklendiğini açıkladı.
Audius Projesi Güvenilir mi, İyi Bir Yatırım Mı?
AUDIO token alınır mı ve AUDIO token iyi bir yatırım mı gibi sorular uzun vade yatırımcılar tarafından çok fazla araştırılır. Sektörde uzun süredir var olan birçok analist, AUDIO tokenin her yatırımcının kripto cüzdanında bulunması gerektiğini konusunda ortak fikre sahiptir. Bunun yanında yatırın miktarı tamamen yatırımcıların kendi inisiyatifleridir. Audius projesi güvenli mi sorusuna yanıt arayan yeni yatırımcılar edindikleri bilgiler sonrasında yatırımlarını şekillendirebilir.
Audius (AUDIO) Coin Güncel Fiyat Bilgisi
AUDIO token piyasa arz miktarı 1.141.350.641 adettir. Arz bilgileri sürekli olarak güncellenen tokenin ATH seviyesi 4,99 Dolar olarak kayda geçmiştir. ATL seviyesi ile 2010 yılında 0,77 Dolar seviyelerinde kalmıştır.
AUDIO Coin Hangi Borsalarda Var?
AUDIUS token hangi borsalarda var sorusunun yanıtı aşağıdadır;
- Binance
- IO
- Huobi Global
- KuCoin
- Kraken
- US
- ByBit
Yapay zeka coin yorumlarını merak mı ediyorsunuz ?
Read the full article
0 notes
Komünizm Genç ve Güzeldir: Kızıl Bolonya’nın Özgür Sesi Radyo Alice
Félix Guattari, Collectivo A/Traverso, Çeviri: Ayşe Boren, Elçin Gen
Radyo Alice, 1976-1977 arasında yayın yapan Bolonya menşeili bir özgür radyoydu. Bolonya kenti, tarihsel olarak İtalyan Komünist Partisi’nin (PCI) kalelerinden olduğu için “Kızıl Emilia” olarak anılan Emilia-Romagna bölgesindedir; ancak o dönemde Komünist yönetim, bölgeyi kapitalizme entegre etmekten öteye gitmeyen, bunu da sosyalizm adı altında yapan politikaları nedeniyle radikal hareketin hedefindeydi. Otonom hareketler, Bolonya'nın hem Komünist yerel yönetim tarafından hem de muhafazakâr kesimler tarafından bir nevi "sosyalist ütopya" olarak lanse edilmesinin altında yatan gerçeklikleri ifşa etmeye çalışıyorlardı. Radyo Alice de bu hareketlerin parçasıydı.
Radyo kolektifinin çekirdeğini, eski Potere Operaio (İşçilerin İktidarı) örgütü üyeleri ve Autonomia mensupları oluşturuyordu. Radyo Alice baskıcı politikalara karşı ülke çapında işçilerin, öğrencilerin, sol grupların ve kadın örgütlerinin ayaklandığı bir dönemde yayın hayatına başladı ve sonuna kadar özerk kalsa da yeni ifade kanalları arayan her tür direnişe kapılarını açtı. Bu tutumuyla, hem iktidardaki Hıristiyan Demokratların hem de devrim-karşıtlığı iyice ayyuka çıkmış olan İtalyan Komünist Partisi’nin gazabını üzerine çekti.
Radyo, adını Lewis Caroll’un Alice Harikalar Diyarında ve Aynanın İçinden kitaplarından alıyordu. Alice aynanın öteki yüzüne geçince bildiğimiz dünyanın alışılmış ve rasyonel düzenini terk eder ve gerçek dünyadan devralınmış davranış kalıplarının hükümsüz kaldığı alternatif bir gerçekliğe adım atar. Nasıl ki bu harikalar diyarının “hakikati” bir önceki dünyanın ölçütlerine göre değerlendirilemezse, Radyo Alice’nin yayınları da gerçekliğin eleştirellikten uzak, pasif yansımaları değildi. Farklı bir varoluş biçimini deneyimlemek için gerçekten de aynanın öteki tarafına geçmek gerekiyordu. Dünyadaki olayları nesnel bir şekilde aktarmaktan ziyade seslerden, enformasyondan, mesajlar ve şiirden, sessizlik ve küfürlerden oluşan bir akış yaratmanın peşindeydiler. Yayınlar, tıpkı Dada gösterileri gibi, kültürel bozgunculuk eylemleri olarak görülüyordu.
Radyo Alice’nin, hakikati, hatta doğru bilgiyi iletmek gibi bir derdi olmadığı bile söylenebilir. Radyonun kurucuları arasında bulunan Franco “Bifo” Berardi, konu hakkında 2010 senesinde verdiği bir söyleşide şöyle diyordu: “Burjuvazi haberlerinin yalanını teşhir eden alternatif habercilik anlayışını benimsemiyorum. Burjuvazi basınının gerçekdışı haberlerinin karşısına koyacak doğru bilgiye sahip değilim. Çok çeşitli bilgi biçimlerinin olası olduğunu ve her birinin bir yaşam biçimiyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Bir yaşam biçimi seçiyorum ve onunla ilişkili bilgiyi yayıyorum.”[1]
Radyo Alice konvansiyonel dilsel ifade tarzlarının dışında bir tarz geliştirdi. Üyeleri, kitle iletişim araçlarının tekdüze, sıkıcı ve sözümona nesnel diline karşı hayal gücünün özgür işleyişine ve duyguların anlık aktarımına dayanan bir söylem biçimi benimsemekten yanaydı. Bazı günler yirmi saate yakın yayın yapan radyoda genç işçiler saatlerce örgütlenme sorunları hakkında konuşabilir; ciddi tartışmalar şaka ve kahkahalarla kesilebilirdi. İsteyen herkes yayına müdahil olabiliyordu. Bazı insanlar doğrudan yayına katılırken bazıları evden kaydettikleri kasetleri radyoya gönderiyordu.
En başından beri işçi grevlerine ve üniversite işgallerine açık destek veren Radyo Alice, direnişin içinde bulunan herkese kapılarını ve kanalını açtı. Polisle ya da faşistlerle çatışma halindeki öğrenciler bizzat radyoya gelerek, ya da telefonla ulaşarak, anlık son durum bilgileri paylaşıyorlardı. Kimileriyse radyo üzerinden yoldaşlarına destek çağrısında bulunuyordu.
Radyonun basılmasında bu çağrıların büyük payı vardı. 11 Mart günü Bolonya Üniversitesi’nde solcu öğrenciler ile Hıristiyan Demokrat Partisi’yle bağlantılı bir gençlik örgütünün mensupları arasında çıkan tartışmaya polisin şiddetli bir şekilde müdahil olması ve bir solcu öğrenciyi öldürmesi üzerine tüm şehre yayılan çatışmaların ikinci gününde Radyo Alice makineli tüfekli polislerce basıldı. “Halkı şiddete teşvik etmek” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlamalarıyla teçhizatına el konan radyo “yasadışı” ilan edildi ve sekiz mensubu tutuklandı. Ertesi gün “12 Mart Kolektifi” adı altında yeniden yayına başlayan radyo bir kez daha polis baskınına uğradı. Radyo kolektifi, mahkemede kendisine yöneltilen suçlamalardan beraat etti ve ikinci baskından bir ay sonra yeniden yayına başladı. Fakat, radyonun üzerindeki baskı tamamıyla kalkmamıştı. Sekiz arkadaşları hâlâ hapisteydi ve Bolonya’nın Komünist Partili belediye başkanı Zangheri’nin açık şiddeti örtük tehdide dönmüştü. Zangheri her fırsatta Radyo Alice’nin yayın yapabilmesini şehrinin demokratlığına ve hoşgörüsüne kanıt olarak sunar olmuştu. Belediyenin hoşgörü sınırları dahilinde yayın yapmak istemeyen radyo sonunda kendini feshetti. [AB]Guido Chiesa’nın, Wu Ming kolektifiyle birlikte yaptığı "Lavorare Con Lentezza (Radio Alice)" başlıklı filmi izlemek için: Lavorare con lentezza: radio alice
Kaynaklar:
Living with an Earthquake: A Red Notes Pamphlet
Suzanne, Cowan, “The Unhappy Adventures of ‘Alice’ in Blunderland: Counter-culture, Revolt and Repression in the Heart of Italy’s ‘Red-Belt’”, Radical America (Kış 1977-78), s. 67-77.
Carlos Ordonez, Franco “Bifo” Berardi’yle Radyo Alice üzerine söyleşi
Guattari, Radyo Alice'de
Popüler Özgür Radyo
Félix Guattari
Popüler Özgür Radyo istasyonlarını örgütleyenlerin bilhassa vurguladıkları bir nokta var: Teknik ve insani araçların bütünü, dinleyiciler ile yayın ekibi arasında tam bir geribildirim sisteminin yerleşmesine imkân vermelidir; bu geribildirim, telefonla doğrudan katılımla da olabilir, stüdyo kapılarının açılmasıyla, röportajlarla, veya dinleyicilerin bant üzerinde program yapması yoluyla da… İtalya’daki deneyim, bize bu yolla önü açılan yepyeni olanakları göstermektedir; Radyo Alice ile A/Traverso dergisini örgütleyen Bolonya grubu bu anlamda en önemli örnektir. Radyo Alice’ye baktığımızda, radyonun, koca bir iletişim araçları yelpazesinin merkezindeki unsurlardan sadece bir tanesi olduğunu anlıyoruz: Piazza Maggiore’deki gündelik buluşmalar, gazeteler, ilan panoları, duvar resimleri, afişler, bildiriler, mitingler, mahalle faaliyetleri, kutlamalar vs. Radyo Alice, yayında kendilerini ifade edenlerin onların çıkarlarını temsil ettiğinde ısrar eden Fransa’daki “yerel” radyo taraftarlarının teknokratik anlayışlarının kat kat uzağındadır. Keza, dalgaboylarında sadece örgüt çizgisinin ve seferberliğe yönelik belirli fikirlerin ifade edilebileceğini savunan geleneksel solun yaklaşımının da çok uzağındadır. (İtalya Özgür Radyo’sunda, gayet ciddi tartışmaların, son derece çelişkili, mizahi sözlerle, hatta yarı şiirsel hezeyanlarla doğrudan bölünmesi sık rastlanan bir durumdur.)
Tabii, toplumsal grupların kendilerini böyle doğrudan ifade etmelerinin bazı sonuçları da olacaktır! Bir kere bu, her türlü geleneksel toplumsal temsil sistemini temelden tehdit eder; mümessil, vekil, yetkili sözcü, lider, gazeteci gibi kavramları şaibeli hale getirir. Bu koşullar altında, belli hakikatlarin “yeni bir ifade içeriği” kazanması beklenebilir. Bertrand Boulin, bir süre önce, Europe No. 1 kanalında, çocukların okuldan çıktıktan sonra telefon yoluyla kendilerini doğrudan ifade ettikleri bir program yayınlıyordu. Sonuç, hem inanılmaz şaşırtıcı, hem de son derece altüst edici oldu! Binlerce tanıklık yoluyla, çocukluğun gerçek koşulları gözler önüne serilmişti: Aksi halde hiçbir gazetecinin, eğitimcinin ya da psikoloğun göremeyeceği o vurgular ve tonlar… Ama bunun yanı sıra, isimler, mekânlar ve başka ayrıntılar da yayında ifşa edilmişti; bu durum büyük infial uyandırdı, her şey örtbas edildi ve nihayet programa son verildi.
Güven kadar tereddütle, çelişkiyle, hatta saçmalıkla dolu dolaysız ifade, canlı ifade, arzunun önemli yüklerinin kanalıdır. Sözcülerin, yorumcuların ve her nevi bürokratın azaltmaya, düzeltmeye çalıştığı da, arzunun bu boyutudur. Resmî medyaya has dilin kaynaklarını, yönetim çevrelerinin ve üniversitelerin polisiye dillerinde bulabilirsiniz; bu dil, söyleme ile yapma arasındaki temel bir yarılmaya dayanır: Buna göre, sadece meşru söyleme vâkıf olanların yapıp etme hakkı vardır. Oysa arzunun dilleri, yeni araçlar icat eder ve doğrudan eyleme götüren durdurulmaz bir eğilimleri vardır; “dokunarak”, kahkahaya yol açarak, kışkırtarak başlarlar ve insanda “uzanma” isteği uyandırırlar: konuşanlara doğru, kendilerini gerçekten ilgilendiren şeylere doğru uzanma isteği…
Kaynak: Guattari’nin Radiotext(e) (ed. Neill Strauss, Dave Mandl) adlı derlemede yer alan “Popular Free Radio” başlıklı yazısından alınmış pasajlar. İngilizce’ye çeviren: David Sweet.
Çeviri: Elçin Gen
Radyo Alice – Özgür Radyo
Collectivo A/traverso
Müstehcenlikle suçlandığımızda ilkin biraz şaşırdık. Aklımızdan pek çok olası suçlama geçmişti (korsan radyo kurmak, devleti çökertmeye teşebbüs etmek, komünistlik, bozgunculuk) ama bunu beklemiyorduk. Ama aslında bu gayet doğal ve yerinde bir suçlama. Dil, onu koda indirgeyen yüceltmelerden kurtulup arzuya ve bedene ses verdiğinde, müstehcendir (kelimenin düz anlamıyla).
Beden, cinsellik, sabahları uyuma arzusu, çalışma mecburiyetinden kurtulmak, büyülenme olasılığı, kendini verimsiz kılmak ve elle dokunulur, kodlanmamış iletişime açık hale gelmek: bunların hepsi yüzyıllar boyunca saklandı; üzeri örtüldü; inkâr edildi; dilsiz bırakıldı. Vade Retro, Satanas.[2]
Fakirlik şantajı, çalışma disiplini, hiyerarşik düzen, fedakârlık, vatan, aile, ortak çıkarlar, sosyalist şantaj, katılım: hepsi birden bedenin sesini boğdu. İlelebet tüm vaktimiz çalışmaya adandı. Sekiz saat boyunca çalış, iki saat yollarda sürün, ve ardından ayaklarını uzat, televizyona bak, ailenle yemek ye.
Bu düzenin sınırları içine girmeyen her şey müstehcendir. Bu sınırların ötesi bok gibi kokar.
“Dillendirilmemiş” olan her şey gün yüzüne çıkıyor: Maldororun Şarkıları’ndan, işgününü kısaltma mücadelesine, her yerde onun sesi duyuluyor. Paris Komünü’nde ve Artaud’nun şiirinde, sürrealizmde ve 68 Mayıs’ında, “Sıcak Sonbahar”da[3] ve dolaysız özgürlükte dile geliyor; isyan dilinin farklı düzlemleri içinden konuşuyor. Arzu bir sese kavuşuyor ve bu onlara müstehcen geliyor.
Alice etrafına bakıyor; oynuyor; zıplıyor; güneş ışınlarının aydınlattığı kâğıtlar arasında vakit geçiriyor; koşuyor; başka bir yeri mesken tutuyor.
Ama yine de söylemin düzeninde her şeyin bir işlevi, bir vazifesi vardır.
Söylem bağlantılar kurar; açıklar; hiçbir kesintiye izin vermez; örgütler; iştirak eder; kınar ...
Öğle yemeği bile vermedikleri işin hakkında seninle konuşmak istemeleri gibi ...
Sessizlik.
Konu değişmiştir.
Haklı olduğunu aklından bile geçirme.
Sessizlik, tekinsizlik, “dillendirilmeyen”, dile gelmeyi bekleyen korkutur.
Aptal saptal isimli bir sürü radyo programı, gazetedeki başlıklar kadar aptal ... Sevgili Carlo’cuğunuzla yarım saat ... Arkadaşlarınızla yanak yanağa ... All that Jazz ... Saat başı haberleri...
Alice tıslar; bağırır; düşünür; kendi lafını böler; çekiştirir. Git o adama baharın geldiğini söyle.
Teknoloji Enstitüsü’nden bir telefon geldi: “Başkanın ofisini işgal ettik ve onun telefonundan arıyoruz; dinleyin bakın nasıl da bağırıyor ... Bize oy kullandırıp sonra da çıkan kararı kıçımıza sokmaya niyetlenmişti.”
Böylesi daha iyi.
Düzenin iktidar arzusunun söylemi mi; yoksa, söylemin düzenine karşı arzunun gücü mü? Katılımcılar için radyo mu; yoksa, tekinsizin radyosu mu?
İlk seçenekte belirsizliğe yer yoktur; dil tek bir anlam kuşanmıştır: şu şu olayın gerçekleştiğini bildiren sunucunun ona atfettiği anlamı. Bir şey hakkında konuşurlar ama aslında başka bir şey demektedirler o yüzden ne demek istedikleri bir türlü anlaşılmaz çünkü konu çoktan kapanmıştır.
Bir ayna.
Bu bakımdan, taklit girişimleri acınası şekilde gülünç kaçar: burada, lehçelere ve şivelere müsamaha gösterilmez. İkinci durumda ise hâlâ dile gelmeyen, ondan kaçan bir şeyler vardır. Bu, kendini, gülme krizlerinde, dilin ucunda takılıp kalan, bir türlü akla gelmeyen, yine de başka bir sözle ifade edilmeye direnen kelimelerde, kekelemelerde ve sessizlikte açık eder.
Peki, “tekinsiz olan hakkında konuşalım.”
İnsan bir söylemden ötekine (İtalyan Radyosu’ndan İtalyan Radyosu’nun sınırlarının dışına) öylece geçemez.
Özne değişiyor mu? Yeni özne kolektif bir özne ve konuşmuyor.
Ya da canı çekti mi konuşuyor.
Sessizlik: bir delik.
Bırakalım delikler büyüsün; korkumuz olmasın onlardan; deliklere düşüp başka diyarlara geçelim.
Harikalar Diyarı
Bir telefon konuşması daha:
“Bizler grevdeki işçileriz. Bizim için müzik çalmanızı istiyoruz ve 35 saatlik çalışma haftası hakkında konuşmak istiyoruz; artık sözleşmelerde bu mevzuya değinseler iyi ederler.”
Bir başka telefon:
“Pis komünistler; bu radyo kanalının cezasını size ağır ödeteceğiz. Kim olduğunuzu biliyoruz.”
Ve bir tane daha:
“Rizzoli Hastanesi’nin anti-faşist komitesinden arıyoruz; endişelenmeyin ve başınıza bir şey gelirse hemen bizi arayın. Gece gündüz yardıma hazırız.”
Gösterge-değerinin dolaşım sürecinde sermayenin değer kazanma döngüsünü kırın...
Makinelerin, çalışma etiğinin, verimliliğin dilini kesintiye uğratın.
“Bu sabah kalkmamaya; istediğiniz biriyle yatakta kalmaya, kendinize müzik ve savaş aletleri yapmaya yönelik bir çağrı.”
Gridir yoldaş Bifo’yu tutuklayan polislerin paltoları; gridir ölüm aletleri. Gridir onu tıktıkları kodes; banliyöler gri; iş merkezinin sokakları gri. Mankafadır yoldaşımızın kişisel eşyalarını karıştıran meslektaşlarının tasmasını elinde tutan polis memuru. Üç ay boyunca tüm telefon konuşmalarımızı kaydeden polis mankafa (“akşama ne yiyoruz? Hadi hep beraber halledelim şu işi”) Televizyon mankafa. Tehlikelidir baskı araçları; son nesil makineli tabancalarıdır onları tehlikeli kılan. Tehlikelidir önce hapsedip sonra delil arayan hâkimler. Tehlikelidir her geçen gün iyiden iyiye bir azınlık iktidarına dönüşen bu devletin ölüm meleklerinin dört başını tuttuğu caddeler ve meydanlar. Tehlikelidir fabrikalar ve tersaneler. Bir çocuğun gün yüzünü görüp görmemesine karar vermek – tehlikeli bir karar.
Griler, mankafalar, tehlikeliler; kendi düzenlerini dünyaya dayatmak istiyorlar: gri, aptal ve tehlikeli bir düzen.
Totaliter sermaye toplumunu yaşatan, mevcut olanın tekdüze tekrarıdır. Bu mülk sahiplerinin, polislerin ve hâkimlerin işine gelir. Ama ne mülk sahipleri, ne polisler, ne de hâkimler hizmet ettikleri yapının nezdinde vazgeçilmezdir.
Boktan bir yaşamı, mümkün olan tek yaşam modeli haline getiriyorlar.
Ama komünizm genç ve güzeldir.
2 Numaralı İleti: Monte’deki San Giovanni Hapishanesi’nden, 3120176. Ayın on beşinde, ellerinde makineli tabancalarla beni yoldaşlarımla beraber uyuduğum evden aldılar. Önce beni Kızıl Tugaylar mensubu olmakla suçladılar. İki gün içinde bu suçlamanın iler tutar bir yanı olmadığı anlaşıldı ve yeni bir suçlama uydurmak zorunda kaldılar. Şimdi de beni, son birkaç ay içerisinde Bolonya’da işlenen bir dizi akıl almaz suçun ideolojik örgütleyicisi olmakla suçluyorlar.
Sözümona benim aklımın ürünü olan bu bozguncu faaliyetlere dair ellerinde en ufak bir delil yok. Varoluşun kolektif dönüşümüne imkân tanıyan özgürleştirici alanlar ve anlar kuran ayrılık/Eyleminin ve yadsıma/Eyleminin içinden yol alan (İktidar nezdinde) anlaşılmaz özgürlük pratiğini tanıdık bir kisveye sokmak istiyorlar.
Ama bir de onların ağzından duyalım:
Mutluluk pratiği, kolektif bir kimlik kazandığında, bozguncudur.
Bizim mutluluk ve özgürlük istencimiz onların kâbusudur. Ve onlar da karşılığında, çalışma baskısının, ataerkil ailenin ve cinsiyetçiliğin yetersiz kaldığı yerde bizi hapishaneleriyle terörize ediyorlar.
Bırakalım açık açık söylesinler:
Hep beraber nefes almak komplo kurmaktır.
Ve suçumuz da bu: nefesimizi kesmek istiyorlar çünkü bize reva gördükleri boğucu işyerlerinde, bireyleştirici aile ilişkilerinde, atomlaştırıcı evlerinde yalnız başımıza nefes almayı reddettik.
Suçumu itiraf diyorum;
Yaşamın arzudan ayrılmasına, bireyler arası ilişkilerdeki cinsiyetçiliğe, yaşamın maaşa indirgenmesine dil uzattım.
Ama bir de onların ağzından duyalım:
Gri, aptal ve tehlikeli olanı terörize eden dadadır.
Düzenin ve fakirlik sömürüsünün muhafızları – onlar için, farklı düzlemlerin içinden geçen ve tekil davranışları biraraya getiren yatay-geçişli yazın artık yalnızca müstehcen değil, aynı zamanda suçtur.
Tekinsizlik beni deli ediyor. Bifo, Fontana ve Marchi[4] hapisteler. Bifo, Fontana ve Marchi hâlâ hapisteler. Bifo, Fontana ve Marchi hep hapisteler. Bana “peki, şimdi ne yapacağız?” diye sormayan tek bir yoldaş yok. Sessizlik. Sessizliğimizi fırsat biliyorlar. Çoktan bir ay geçti. Ama düşünmeyen bir insanın zihninde bu bir ay sanki tek bir an gibiydi. Bifo’yu tutuklamalarının üzerinden bir ay geçti ve biz onu hâlâ oradan çıkaramadık. Ellerinde hiçbir delil yok; bunun tamamıyla bir düzmece olduğunun farkındayız. Peki şimdi ne yapacağız? Peki şimdi ne yapacağız? Bir şeyler yapmalıyız; bir şeyler yapmak istiyorum. Bu canavarların, ölüm meleklerinin, grililerin, mankafaların ve tehlikelilerin karşısında tamamıyla aciz olduğumuz doğru değil. Daha fazla sessiz kalamayacağım.
Roma’da Mario Salvi’yi öldürdüler.[5]
Ya hapishane patlayacak ya da benim beynim çatlayacak. Radyo Alice sessiz; yoldaşlar sessiz; kelimeler icat ediyorlar ... her zaman arkasına gizlendiğimiz maskeler. Konuşmuyorlar; hatta düşünmüyorlar bile. Rehavet. Çoktan kendi küçük gettomuzu oluşturmaya başladık bile: Ya sokakları arşınlayan vahşi kedilerizdir ya da değilizdir. Zindancılarımızı başıboş bırakmayalım. Elimizdeki tüm imkânlarla her gün bu iblisi can evinden vuralım. Hüzne ve hapishane hücresinin yalıtılmışlığına karşı her gün 24 saat açık hava. Bu, konuşmaya ve düşünmeye yönelik bir çağrıdır. Şehir merkezinde, mahallelerde, okullarda, fabrikalarda ve yollarda meydana gelen durumlarda hazır bulunmaya yönelik bir çağrı. Düşmanı helak edelim; bedeninin her yanına darbeler indirerek bitap düşürelim canavarı. Arzular hakkında konuşmayalım artık; onun yerine arzulayalım: biz arzulayan makineleriz; savaş makineleri.
Kaynak: Collective A/Traverso, “Radio Alice – Free Radio”, Autonomia: Post Political Politics içinde, derleyen Sylvère Lotringer, çev. Richard Gardner ve Sybil Walker (Los Angeles: Semiotext(e), 2007, s. 130-134.
Çeviri: Ayşe Boren
[1] Franco “Bifo” Berardi, Radyo Alice üzerine ZgPress’le söyleşi. http://www.zgpress.com/?p=36
[2] “Geri çekil, Şeytan”. Ortaçağ’da şeytan çıkarma ayinlerinde kullanılırdı – ç.n.
[3] Kuzey İtalya’nın kitlesel grevler ve direnişlerle çalkalandığı 1969 sonbaharı – ç.n.
[4] Fontana ve Marchi: hapisteki Bolonyalı öğrenciler – ç.n.
[5] Mario Salvi, motosikletli birinin adliye binasına molotof kokteyliyle saldırmasının ardından civarda polisler tarafından öldürüldü – ç.n.
0 notes