Tumgik
#solunum yolları
Text
Akasma
Akasma
Tumblr media
#Akasma, #AkasmaAdetDüzenleyici, #AkasmaAntioksidanlar, #AkasmaBağışıklıkSistemi, #AkasmaBitkiselTedavi, #AkasmaBitkisi, #AkasmaÇayı, #AkasmaCiltBakımı, #AkasmaEklemAğrıları, #AkasmaFaydaları, #AkasmaKökü, #AkasmaKullanımı, #AkasmaRomatizma, #AkasmaSakinleştirici, #AkasmaSindirimSistemi, #AkasmaSolunumYolları, #AkasmaStres, #AkasmaTentürü, #AkasmaYağı, #ClematisVitalba https://is.gd/6K9UTf https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/bitkiler/akasma/
Akasma (Clematis vitalba), geleneksel tıpta ve doğal şifa uygulamalarında kullanılan, sağlığa faydaları olan bir bitkidir. Özellikle kökleri ve yaprakları kullanılır ve çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde yardımcı olabilir.  Kuzey Yarımküre’de yaygın olarak görülen bir sarmaşık bitkisidir. Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’da bulunur. Beyaz çiçekli bir bitkidir. Yaprakları ve çiçekleri tıbbi amaçlar için kullanılır. Geleneksel tıpta çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Akasma Bitkisinin Tıbbi Özellikleri
Antibakteriyel: Çeşitli bakterilere karşı etkilidir. Bu nedenle, enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilir.
Antienflamatuar: İltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur. Bu nedenle, romatizmal hastalıklar, astım ve alerji gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir.
Balgam söktürücü: Balgamın sökülmesini kolaylaştırır. Bu nedenle, bronşit ve astım gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir.
Sedatif: Sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, uykusuzluk ve stres gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir.
Akasma Bitkisinin Kullanımı
Genellikle çay, gargara ve kür şeklinde kullanılır.
Çay: Yapraklar veya çiçekler kaynar suda 10-15 dakika demlenerek çay hazırlanır.
Gargara: Yapraklar kaynar suda 10-15 dakika demlendikten sonra, süzülen çay ile gargara yapılır.
Kür: Yapraklar veya çiçekler kaynar suda 10-15 dakika demlendikten sonra, süzülen çay günde 3-4 kez içilir.
Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle, kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız önerilir.
Hamilelik ve Emzirme Dönemi: Hamilelik ve emzirme döneminde kullanılmamalıdır. İlginizi çekebilir Hamileler hangi bitki çaylarını içebilir?
Çocuklarda Kullanımı: 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.
Akasma’nın Çayı Nasıl Hazırlanır?
1-2 tatlı kaşığı akasma yaprağı veya çiçeği, 1 su bardağı kaynar suya eklenir. 10-15 dakika demlendikten sonra, süzülür ve içilir.
Akasma’nın Gargara Nasıl Yapılır?
1 tatlı kaşığı akasma yaprağı, 1 su bardağı kaynar suya eklenir. 10-15 dakika demlendikten sonra, süzülür ve gargara yapılır.
Akasma’nın Kürünün Nasıl Hazırlanır?
100 gram akasma yaprağı veya çiçeği, 1 litre kaynar suya eklenir. 10-15 dakika demlendikten sonra, süzülür ve günde 3-4 kez içilir.
Akasm Kozmetik Sektöründe Kullanımı
Geleneksel tıpta çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanıldığı gibi, kozmetik alanında da çeşitli kullanımlara sahiptir.
Cilt bakımı: Akasma, cilt sağlığını destekleyen çeşitli faydalara sahiptir. Antibakteriyel ve antienflamatuar özellikleri sayesinde, akne, sivilce ve egzama gibi cilt sorunlarını tedavi etmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, cildin nem dengesini korumaya ve yaşlanmayı geciktirmeye yardımcı olabilir.
Saç bakımı: Saç sağlığını destekleyen çeşitli faydalara sahiptir. Antibakteriyel ve antienflamatuar özellikleri sayesinde, saç derisini enfeksiyonlardan ve iltihaplanmadan korumaya yardımcı olabilir. Ayrıca, saçların daha hızlı uzamasına ve daha güçlü olmasına yardımcı olabilir.
Parfümeri: Hoş bir kokuya sahip olduğu için, parfümeri alanında da kullanılmaktadır. Akasma yağı, çeşitli parfümlerde kullanılmaktadır.
Yan Etkileri
Alerjik reaksiyonlar
Mide bulantısı
Kusma
İshal
Uzun süreli kullanımı, karaciğer ve böbreklere zarar verebilir. Bu nedenle, akasma’yı uzun süreli kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız önerilir.
0 notes
uyumadan · 4 months
Text
Sıcaktan yanarken üst solunum yolları enfeksiyonu kapabildim. Herhalde gece vantilatörün dibinde yatmaktan ve ani sıcaklık değişimlerine maruz kalmaktan. Ya da birinden kaptım, bilmiyorum artık. İşe de gitmedim bugün hastayım diye
4 notes · View notes
metropolegitim34 · 2 years
Text
İLK YARDIMCININ BİLMESİ GEREKEN VE VÜCUDU OLUŞTURAN SİSTEMLER NELERDİR?
Hareket sistemi: Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar. Hareket sistemi şu yapılardan oluşur:
Kemikler
Eklemler
Kaslar
Dolaşım sistemi: Vücut dokularının oksijen, besin, hormon, bağışıklık elemanı ve benzeri elemanları taşır ve yeniden geriye toplar. Dolaşım sistemi şu yapılardan oluşur:
Kalp
Kan damarları
Kan
Sinir sistemi: Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerinin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur:
Beyin
Beyincik
Omurilik
Omurilik soğanı
Solunum sistemi: Vücuda gerekli olan gaz alışverişi görevini yaparak hücre ve dokuların oksijenlenmesini sağlar. Solunum sistemi şu organlardan oluşur:
Solunum yolları 
Akciğerler
Boşaltım sistemi: Kanı süzerek gerekli maddelerin vücutta tutulması, zararlı olanların atılması görevlerini yaparak vücutta iç dengeyi korur. Boşaltım sistemi şu organlardan oluşur:
İdrar borusu
İdrar kesesi
İdrar kanalları
Böbrekler
Sindirim sistemi: Ağızdan alınan besinlerin öğütülerek sindirilmesi ve kan dolaşımı vasıtasıyla vücuda dağıtılmasını sağlar. Sindirim sistemi şu organlardan oluşur:
Dil ve dişler 
Yemek borusu
Mide
Safra kesesi 
Pankreas
Bağırsaklar
4 notes · View notes
tanitimlarimd · 3 hours
Text
İlk Yardım Eğitimi Neden Hayati Bir Öneme Sahiptir?
İlk yardım, acil durumlarda yapılan ilk müdahaleleri kapsayan bir dizi hayati uygulamadır. Doğru ve bilinçli bir şekilde yapılan ilk yardım, yaralanma ya da hastalıkların ilerlemesini durdurabilir ve hayat kurtarabilir. Ancak bu müdahalelerin etkili olabilmesi için ilk yardım eğitimi almak gereklidir. İlk yardım eğitimi, bireyleri acil durumlarda nasıl müdahale edileceği konusunda bilinçlendirir ve olası kazalar karşısında doğru adımları atabilmelerini sağlar.
Toplumda ilk yardım bilgisine sahip bireylerin sayısının artması, genel sağlık güvenliğinin artırılması açısından büyük bir fayda sağlar. İlk yardım eğitimi sayesinde kazalarda, ani sağlık problemlerinde ya da beklenmedik acil durumlarda daha bilinçli ve etkin müdahalelerde bulunulabilir. Bu durum, yalnızca bireyin kendi sağlığı için değil, çevresindeki insanların sağlığı açısından da büyük önem taşır.
Bir ilk yardım kursu almak, temel ilk yardım becerilerini öğrenmenin en etkili yoludur. Bu kurslar, genellikle teorik derslerin yanı sıra pratik uygulamaları da içerir. Kurs sırasında katılımcılar, solunum yolları tıkanıklıkları, kalp krizi, yanıklar, kırıklar ve benzeri acil durumlara nasıl müdahale edileceğini öğrenirler. Ayrıca, bu tür kurslar profesyonel eğitmenler tarafından verildiği için, ilk yardımda doğru bilinen yanlışlar hakkında da farkındalık kazandırılır. Böylelikle katılımcılar, aldıkları eğitimle kendilerine ve çevrelerine daha bilinçli bir şekilde yardımcı olabilirler.
İlk yardım eğitimi sonrasında başarılı olan katılımcılar, ilk yardım sertifikası almaya hak kazanırlar. Bu sertifika, kişilerin ilk yardım konusunda yeterlilik kazandığını belgelendiren resmi bir dokümandır. Özellikle iş hayatında, bazı mesleklerde bu sertifika zorunlu tutulmaktadır. Ancak sadece profesyonel hayat için değil, günlük yaşamda da bu sertifika önemli bir avantaj sağlar. Acil bir durumda doğru ve hızlı müdahale edebilme yeteneğine sahip olmak, çevrenizdeki insanların hayatını kurtarmada belirleyici bir rol oynar.
İlk yardım eğitiminin yalnızca iş yaşamı ya da zorunluluklar çerçevesinde düşünülmemesi gerekir. Her bireyin bu konuda bilinçlenmesi ve eğitim alması, toplumsal sağlık açısından büyük önem taşır. Bir kazayla karşılaşıldığında ya da ani bir rahatsızlık görüldüğünde doğru müdahale yapılabilmesi, hayat kurtarıcı olabilir. Bu sebeple, ilk yardım kursları toplumun her kesimine yönelik olmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
İlk yardım eğitimi almak her bireyin sorumluluğunda olan hayati bir gereksinimdir. Bu eğitimi tamamlayarak alınan ilk yardım sertifikası, bireyin acil durumlarda bilinçli müdahalede bulunabileceğini gösterir. Hem kişisel hem de toplumsal sağlık açısından, ilk yardım bilgisi hayatın her anında gerekli olabilir. Bu yüzden, ilk yardım eğitimi ve kursları herkes tarafından alınmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
0 notes
pazaryerigundem · 5 days
Text
İstanbul Beylikdüzü'nde yeni pandemi iddiaları tartışıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/187996/istanbul-beylikduzunde-yeni-pandemi-iddialari-tartisildi/
İstanbul Beylikdüzü'nde yeni pandemi iddiaları tartışıldı
Tumblr media
Maymun Çiçeği virüsüyle gündeme gelen salgın tartışması,Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde alanında uzman hekimlerin ağırlandığı bir panelde ele alındı.
İSTANBUL (İGFA) – Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi Op. Dr. Ahmet Atilla Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen, enfeksiyon ve iç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Reşat Özaras’ınkonuk olduğu panelde, salgınların sebepleri ve hastalıklardan korunma yolları anlatıldı.
Atilla Yılmaz’ın sorularını cevaplayan ve mikroplarıninsanlık tarihinden de eski olduklarını hatırlatan Prof. Özaras, “Mekân onların mekânıydı, biz onların habitatına girdik ve mikroplar dabuna reaksiyon gösterdiler. Bundan 20 sene önceki verem vb. enfeksiyonlar farklıydı. Her 10 yılda yenisi yayılıyor. Koronavirüs de aslında tanıdığımız bir ailenin, tanışmadığımız bir üyesiydi. Kendimizi koruyup, onları savaştan vazgeçirmeliyiz. Vücut direncimizi düşürmemeliyiz.” dedi.
Tumblr media
MAYMUN ÇİÇEĞİ PANDEMİYE DÖNÜŞECEK Mİ, KORONAVİRÜSYENİDEN Mİ BAŞLIYOR
Gündemdeki Maymun Çiçeği virüsü salgını hakkında da konuşanÖzaras, salgının Covid-19 düzeyine ulaşmayacağını açıkladı: “En kötüsü solunum yoluyla bulaşan hastalıklardır. Yakın temasla bulaşan hastalıklarla mücadele nispeten kolaydır. İşte bundan dolayı Maymun Çiçeği, koronavirüs düzeyine ulaşamıyor. Öte yandan koronavirüstamamen bitmedi. Hayatın bir kuralı var, denge ve hareket. Bunu bozduğumuz zaman hasta oluyoruz. Bünyemize giren, harekete geçmek için uygun zamanı kollayan virüslere fırsat vermemeliyiz, tedbirli olmalıyız”
Panelin sonunda çiçek takdim etmek üzere sahneye çıkan Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Emel Turan konuşmacılara hitaben, “Mikroplarla savaşmaktan değil, onlarla barışmaktan bahsettiniz. Bize mikropları sevdirdiniz diyebilirim. Çok teşekkür ederiz.” dedi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
medikalhaberler · 1 month
Text
Maymun ÇiçeğiNedir? Belirtileri ve Korunma Yolları
Tumblr media
Mpox virüsü (eski adıyla Maymun Çiçeği), son yıllarda özellikle Afrika ve Orta Doğu başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde artan vaka sayılarıyla dikkat çeken bir viral hastalıktır. 2024 yılı itibarıyla Pakistan'da da görülen vakalar, Mpox virüsünün küresel bir sağlık tehdidi haline geldiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Mpox Virüsü Nedir?
Mpox virüsü, ilk olarak 1958 yılında maymunlarda tespit edilmiş ve adını buradan almıştır. İnsanlarda ilk Mpox vakası ise 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde görülmüştür. Virüs, genellikle kemirgenler ve primatlar gibi hayvanlardan insanlara bulaşır. İnsanlar arasında ise yakın temas, solunum yolu salgıları veya virüsle kontamine olmuş yüzeylerle temas yoluyla yayılabilir.
Mpox Virüsü Belirtileri Nelerdir?
Mpox virüsünün kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün arasında değişir. Belirtiler genellikle ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve lenf bezlerinde şişlik ile başlar. Birkaç gün içinde, vücutta yaygın döküntüler ortaya çıkar. Bu döküntüler genellikle yüzde başlar ve daha sonra gövdeye, kollara ve bacaklara yayılır. Döküntüler başlangıçta düz kırmızı lekeler şeklindedir, daha sonra içi sıvı dolu kabarcıklara dönüşür ve sonunda kabuklanarak iyileşir.
Mpox Virüsü Nasıl Yayılır?
Mpox virüsü, enfekte bir hayvanla veya insanla yakın temas yoluyla yayılabilir. Hayvanlardan insanlara bulaşma, enfekte hayvanın kanı, vücut sıvıları veya deri lezyonlarıyla temas yoluyla gerçekleşebilir. İnsanlar arasında bulaşma ise şunlar yoluyla olabilir: - Yakın temas: Enfekte bir kişinin deri lezyonları, vücut sıvıları veya solunum yolu salgılarıyla doğrudan temas. - Solunum yolu damlacıkları: Enfekte bir kişi öksürdüğünde veya hapşırdığında havaya yayılan damlacıkların solunması. - Kontamine yüzeyler: Enfekte bir kişinin dokunduğu yüzeylerle temas.
Mpox Virüsünden Korunma Yolları
Mpox virüsünden korunmak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır: - Enfekte hayvanlarla (özellikle hasta veya ölü maymunlar, kemirgenler) temastan kaçının. - Ellerinizi sık sık sabun ve suyla yıkayın veya alkol bazlı el dezenfektanı kullanın. - Mpox hastası olan kişilerle yakın temastan kaçının. - Mpox hastası olan kişilerin kullandığı eşyaları (giysiler, yatak takımları gibi) paylaşmayın. - Mpox virüsüne karşı aşı olun (risk altındaki kişiler için önerilir).
Mpox Virüsü Tedavisi
Mpox virüsü için spesifik bir tedavi yoktur. Ancak, belirtileri hafifletmek ve komplikasyonları önlemek için destekleyici bakım sağlanabilir. Bu, sıvı alımını artırmayı, ağrı kesiciler kullanmayı ve ikincil enfeksiyonları tedavi etmeyi içerebilir.
Mpox Virüsü Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Mpox Virüsü Ölümcül müdür? Mpox virüsü enfeksiyonları genellikle hafif seyreder ve çoğu hasta birkaç hafta içinde iyileşir. Ancak, bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara ve ölüme yol açabilir. Ölüm riski, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha yüksektir. Mpox Virüsü Aşısı Var mı? Evet, Mpox virüsüne karşı etkili olan aşılar mevcuttur. Ancak, bu aşılar genellikle sadece risk altındaki kişilere (sağlık çalışanları, laboratuvar çalışanları gibi) önerilir. Mpox Virüsü Salgını Hakkında Endişelenmeli miyim? Mpox virüsü salgını, dünya çapında sağlık yetkilileri tarafından yakından takip edilmektedir. Virüsün yayılmasını kontrol altına almak için önlemler alınmaktadır. Ancak, Mpox virüsü hakkında bilgi sahibi olmak ve korunma önlemlerini almak önemlidir.
Mpox Virüsü İstatistikleri
Aşağıdaki tabloda, dünya genelinde bildirilen Mpox virüs�� vaka sayıları gösterilmektedir: Yıl Vaka Sayısı 2020 4,500 2021 7,000 2022 28,000 2023 87,000 "Mpox virüsünün hızla yayılması gerçekten endişe verici. Yetkililerin bu konuda daha fazla önlem alması gerekiyor." - A.K. "Mpox virüsü hakkında daha fazla bilgi edinmek ve kendimizi nasıl koruyabileceğimiz konusunda bilinçlenmek önemli." - S.Y.
Mpox Virüsü Hakkında Daha Fazla Bilgi
Mpox virüsü hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kaynaklara başvurabilirsiniz: - Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) - Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Mpox Virüsü: DSÖ Uluslararası Acil Durum İlan Ediyor (İngilizce) Neden Son Mpox Salgını 'Küresel Halk Sağlığı Acil Durumu'? (İngilizce) Mpox Küresel Acil Durum: İsveç ve Pakistan'da Vakalar Bulundu DSÖ, Mpox Virüsü Yayıldıkça Küresel Acil Durum İlan Ediyor (İngilizce)   Read the full article
0 notes
koruyucu-elbiseler · 2 months
Text
Çalışan Sağlığı ve Güvenliğinin Temel Taşı
Kişisel koruyucu elbiseler, çalışanların iş yerinde karşılaşabilecekleri çeşitli tehlikelere karşı korunmasını sağlamak amacıyla tasarlanmış giysi ve ekipmanlardır. Özellikle inşaat, kimya, sağlık ve madencilik gibi riskli sektörlerde büyük önem taşır. Kişisel koruyucu elbiseler, işçilerin cilt, göz, solunum yolları ve genel vücut güvenliğini sağlamak için farklı malzemelerden üretilir. Örneğin, kimyasal maddelere karşı koruma sağlayan tulumlar, yüksek görünürlük sağlayan fosforlu giysiler veya sıcaklık gibi çevresel faktörlerden koruyan termal elbiseler sıkça kullanılır. Bu elbiseler, iş güvenliğini artırmanın yanı sıra, işverenlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerine de yardımcı olur. Kısacası, kişisel koruyucu elbiseler, çalışan sağlığını korumada vazgeçilmez bir rol oynar.
0 notes
songsforsinglepillows · 2 months
Text
Levopront Şurup Ne İşe Yarar? Levopront Şurup Nasıl Kullanılır? Levopront Şurup genel olarak öksürük ve solunum yolları tıkanıklıklarını iyileştiren bir ilaçtır. Bu yazımızda Levopront Öksürük Şurubu nedir, Levopront Şurup ne işe yarar, Levopront Fort Şurup ne için kullanılır, Levopront Şurup fiyatı nedir, Levopront Fort 60 Mg 5ml Şurup ne işe yarar, Levopront Fort Şurup ne işe yarar, Levopront Fort Şurup nedir, Levopront Öksürük Şurubu balgam söktürür mü, Le... https://www.begonya.com/levopront-surup-ne-ise-yarar/?feed_id=195772&_unique_id=66a921d759f13
0 notes
birpaylass · 1 year
Text
Çörekotu Faydalari Nelerdir?
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/corekotu-faydalari-nelerdir.html
Çörekotu Faydalari Nelerdir?
Tumblr media
Çörekotu faydaları nelerdir? Konumuz mucizevi çörekotu, Çörekotu (Nigella sativa), Orta Doğu, Güney Asya ve Kuzey Afrika bölgelerinde yetişen ve tıbbi amaçlarla kullanılan bir bitkidir. Çörekotu yağı ve tohumları, geleneksel tıpta çeşitli sağlık problemlerine çözüm olarak kullanılmıştır. İşte çörekotunun bazı faydaları:
Antioksidan etkisi: Çörekotu, antioksidanlar açısından zengindir ve vücutta serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarına karşı koruma sağlayabilir.
Anti-enflamatuar etkisi: Çörekotu, iltihaplanma ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olan bileşikler içerir.
Bağışıklık sistemini destekler: Çörekotu, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilecek bileşikler içerir ve bu sayede hastalıklara karşı daha dirençli hale gelmenizi sağlar.
Kan şekeri kontrolü: Bazı araştırmalar, çörekotu tohumlarının kan şekeri seviyelerini düşürmeye ve insülin direncini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Kolesterol seviyelerini düşürür: Çörekotu, kolesterol seviyelerini düşürebilir ve kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Astım ve solunum problemlerine yardımcı olabilir: Çörekotu, astım ve solunum problemleri olan kişilerde, solunum yolu iltihabını azaltarak ve bronşiyal kasların gevşemesine yardımcı olarak semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.
Mide ve bağırsak sağlığını destekler: Çörekotu, sindirim sistemi sağlığını destekleyen ve mide rahatsızlıklarını hafifletmeye yardımcı olan bileşikler içerir.
Antibakteriyel ve antiviral etkisi: Çörekotu, bakteri ve virüslerle mücadele etmeye yardımcı olan doğal bir antimikrobiyal ajan olarak kullanılabilir.
Unutmayın ki, çörekotu ve çörekotu yağı kullanmadan önce, alerjik reaksiyonlara veya diğer yan etkilere karşı dikkatli olmalısınız. Herhangi bir takviye veya doğal ürünü kullanmadan önce doktorunuzla konuşun.
Reklam ( Çörekotu Faydaları Nelerdir )
Akılda Kalıcı Ezber Oluşturmak
Yerebatan Sarnıcı
Meme Kanserinde Erken Teşhis
Astım Hastalığı ve Astım Neden Meydana Gelir?
Spotify Nedir Nasıl Kullanılır?
Çörekotu Nasil Tüketilir
Çörekotu, tohumları ve yağı olmak üzere farklı formlarda tüketilebilir. İşte çörekotunu kullanmanın bazı popüler yolları:
Tohumları doğrudan yiyin: Çörekotu tohumlarını çiğ olarak yiyebilir veya yiyeceklere serpebilirsiniz. Tohumları doğrudan yemeden önce, çiğneme işlemi sırasında daha iyi aroma elde etmek için hafifçe kavurabilirsiniz.
Çörekotu yağı: Çörekotu yağı, tohumlardan elde edilen sıvıdır ve sağlık yararları için kullanılabilir. Çörekotu yağını salatalarınıza, yoğurtlarınıza veya diğer yiyeceklere ekleyebilirsiniz. Ayrıca, çörekotu yağını masaj yağı olarak kullanarak cilde uygulayabilirsiniz.
Çörekotu çayı: Çörekotu tohumlarını sıcak suya ekleyip bir süre demlemeye bırakarak çörekotu çayı hazırlayabilirsiniz. İsteğe bağlı olarak bal veya limon ekleyerek tatlandırabilirsiniz.
Baharat olarak kullanın: Çörekotu tohumlarını, yemeklere lezzet katmak için baharat olarak kullanabilirsiniz. Çorbalara, pilavlara, salatalara ve et yemeklerine ekleyebilirsiniz.
Kapsül formunda: Çörekotu, kapsül formunda da bulunabilir ve bu şekilde takviye olarak kullanılabilir. Kapsül formunu kullanmadan önce, önerilen dozaj ve kullanım talimatları için doktorunuza danışın.
Çörekotu tüketirken, aşırıya kaçmamaya dikkat edin ve potansiyel yan etkiler için vücudunuzun tepkisini izleyin. Herhangi bir takviye veya doğal ürünü kullanmadan önce doktorunuzla konuşun
0 notes
elazigsurmanset · 4 months
Text
Yasemin Açıktan Tütün Ürünlerini Bırakmaya Davet..
Tumblr media
Gençlerin Hayatını Tehlikeye Atan Tütün Ürünlerine Dikkat! Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, tütün ürünlerinin, özellikle de elektronik sigaranın gençler için oluşturduğu tehlikeye dikkat çekti. Elektronik Sigara Masum Değil: Prof. Dr. Açık, elektronik sigaraların bağımlılık yapıcı nikotin içerdiğini ve tütün içermemelerine rağmen zararsız olmadıklarını vurguladı. Elektronik sigaraların solunum yolları ve akciğerler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu, kalp-damar rahatsızlıklarına yol açtığını ve sigara kullanımına başlama riskini artırdığını belirtti. Elektronik Sigaradaki Aromalar Kullanımı Artırıyor: Prof. Dr. Açık, elektronik sigaraların çocuklara ve gençlere cazip hale getirilmek için aromalar kullanıldığını ve bu durumun kullanım oranlarını artırdığını ifade etti. Yapılan araştırmalara göre genç elektronik sigara kullanıcılarının 'inden fazlasının, ürünler sadece tütün aromalı olsaydı kullanmayı bırakacaklarını söylediğini aktardı. Ülkemizde Satışı Yasak Ama Kullanımı Yaygınlaşıyor: Prof. Dr. Açık, elektronik sigaraların 4207 Sayılı Kanun kapsamında tütün ürünü olarak kabul edilmesine rağmen, denetim eksikliği ve kaçakçılık nedeniyle kullanımının arttığını dile getirdi. Dumansız hava sahalarında yapılan ihlallere göz yumulmaması gerektiğini vurguladı. Nargile de Sağlığa Zararlı: Prof. Dr. Açık, nargilenin de tütün ürünü olduğunu ve çeşitli aromalarla cazip hale getirildiğini söyledi. Bir nargilenin 4-5 paket sigarayla aynı oranda zehirlediğini ve bulaşıcı hastalıklara yol açtığını belirtti. Tütün Ürünlerini Bırakmaya Davet: Prof. Dr. Açık, Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneği adına başta çocuklar ve gençler olmak üzere tüm tütün kullanıcılarını sigara, elektronik sigara, nargile ve diğer tütün ürünlerini bırakmaya davet etti. Açıklamanın Özetinde: Elektronik sigara ve nargile de tütün ürünüdür ve ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Elektronik sigaralar bağımlılık yapıcıdır ve sigara kullanımına başlama riskini artırır. Tütün ürünlerinin kullanımı denetim altında tutulmalı ve ihlallere göz yumulmamalıdır. Tüm tütün kullanıcıları bu zararlı alışkanlıktan kurtulmaya teşvik edilmelidir. Read the full article
0 notes
bizleriz · 5 months
Text
Ofis Halı Yıkama: Temizlik ve Verimliliğin Anahtarı
Ofisler, günlük iş faaliyetleriyle birlikte yoğun bir insan trafiğine maruz kalan mekanlardır. Bu nedenle, ofislerin temizlik standartlarının yüksek olması gerekmektedir. Ofis temizliğinin önemli bir unsuru ise halıların düzenli olarak yıkanmasıdır. Ofis halı yıkama, hem hijyenik bir ortam sağlamak hem de çalışanların verimliliğini artırmak için büyük bir rol oynamaktadır.
Birincil olarak, ofis halılarının düzenli olarak yıkanması, sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmanın temel adımlarından biridir. Halılar, zamanla toz, kir, bakteri ve alerjenler gibi çeşitli partiküllerin birikmesine müsaittir. Bu durum, çalışanların solunum yolları problemleri, allerjik reaksiyonlar ve hastalıklara yol açabilir. Ancak, düzenli halı yıkama işlemi bu tür sağlık sorunlarını ��nlemeye yardımcı olur. Derinlemesine temizlenen halılar, zararlı mikroorganizmaların giderilmesine ve iç mekan hava kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulunur.
İkinci olarak, ofis halılarının temiz tutulması çalışanların verimliliğini artırır. Temiz bir çalışma ortamı, çalışanların morali ve motivasyonu üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Kirli ve kötü kokan halılar, çalışanların dikkatini dağıtabilir ve enerji seviyelerini düşürebilir. Bunun yanı sıra, düzenli olarak yıkanan halılar, lekelerin ve kötü görünen izlerin ortadan kalkmasını sağlayarak ofisin profesyonel bir görünüm sergilemesine yardımcı olur. Bu da, iş ziyaretçileri ve müşterileri etkileme potansiyelini artırır.
Ofis halılarının doğru şekilde yıkanması için profesyonel hizmetlerden faydalanmak tavsiye edilir. Profesyonel halı yıkama şirketleri, uygun temizlik yöntemlerini kullanarak halılardaki kir ve lekeleri etkili bir şekilde giderirken, halıların yapısal bütünlüğünü korur. Ayrıca, doğru temizlik ürünleri ve ekipmanları kullanarak halılarınızın ömrünü uzatabilirler.
Ofis halı yıkama, ofislerde temizlik standartlarının sağlanması ve verimliliğin artırılması açısından büyük öneme sahiptir. Düzenli olarak yıkanan halılar, hijyenik bir çalışma ortamı sunar, sağlık sorunlarını önler ve çalışanların verimliliğini artırır. Profesyonel halı yıkama hizmetleri, doğru temizlik yöntemleriyle halıları etkili bir şekilde temizlerken, yapısal bütünlüklerini de korur. Bu nedenle, ofis sahipleri ve yöneticileri, ofis temizliği rutininde halı yıkamanın önemini göz ardı etmemelidirler.
0 notes
webirinci · 5 months
Text
Vozol Şarj Süresi Nedir ve Ne Kadar Sürer?
Tumblr media
Vozol şarj süresi hakkında merak edilenleri bilmek, bu popüler cihazın kullanıcıları için oldukça önemlidir. Ancak öncelikle Vozol'un ne olduğunu ve nasıl şarj edildiğini bilmek gerekmektedir. Ayrıca Vozol'un zararları da göz ardı edilmemelidir. Bu yazımızda Vozol'un şarj süresi ile ilgili detaylı bilgileri bulabilirsiniz. Ayrıca Vozol'un nasıl kullanıldığı, şarj edildiği ve cihazın kullanım sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında da bilgi sahibi olacaksınız. Vozol şarj süresi hakkında tüm merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz.Vozol nedir, nasıl şarj edilir ve zararları nelerdir? Detayları öğrenin.
Vozol nedir?
Vozol, modern teknolojiyle geliştirilen yüksek kaliteli bir ses cihazıdır. Kulak içine yerleştirilen bu cihaz, kristal netliğinde ses kalitesi sunar ve kullanıcılara müzik dinleme deneyiminde büyük bir avantaj sağlar. Vozol, kompakt tasarımı sayesinde kullanımı oldukça kolaydır ve kablosuz bağlantı imkanı sunar. Vozol cihazları, akıllı telefonlar veya diğer Bluetooth özellikli cihazlarla kolayca eşleştirilebilir. Bu sayede kullanıcılar istedikleri zaman istedikleri müziği dinleyebilirler. Ayrıca, Vozol'un şarj süresi oldukça uzundur ve tek seferlik şarj ile uzun saatler kesintisiz müzik dinleme imkanı sunar. Vozol cihazları, ergonomik tasarımı sayesinde uzun süreli kullanıma uygun olup, yüksek performansları ile kullanıcıları memnun etmektedir. Sonuç olarak, Vozol hem günlük kullanım hem de spor yaparken tercih edilebilecek mükemmel bir ses cihazıdır.
Vozol Nasıl Şarj Edilir?
VoZoL, son zamanlarda popüler hale gelen bir tür elektronik sigara cihazıdır. Peki, VoZoL nasıl şarj edilir? VoZoL cihazınızı şarj etmek oldukça kolaydır. İlk adım olarak, cihazın içerisinden çıkan şarj kablosunu almalısınız. Ardından, cihazınızın alt kısmındaki USB girişine bu kabloyu takmanız yeterlidir. Şarj işlemi sırasında cihazınızı kullanmamanız önemlidir. Ayrıca, VoZoL cihazınızı ilk kez şarj etmeden önce kullanma kılavuzunu dikkatlice okumanız da faydalı olacaktır. Böylece, cihazınızın uzun ömürlü olmasını sağlayabilirsiniz. VoZoL cihazlar genellikle hızlı şarj özelliğine sahiptir, bu nedenle şarj süresi oldukça kısadır ve kısa sürede kullanıma hazır hale gelir. VoZoL cihazınızın şarj süresi kullanım sıklığına ve pil kapasitesine bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak, VoZoL cihazlarının şarj süresi oldukça hızlıdır ve kısa bir süre içerisinde şarj edilerek tekrar kullanıma hazır hale getirilebilir.
Vozol Zararları Nedir?
Vozol, son zamanlarda oldukça popüler hale gelen bir elektronik sigara markasıdır. Ancak, diğer tüm elektronik sigaralarda olduğu gibi, vozol kullanımının da bazı zararları bulunmaktadır. Bu yazıda, vozol kullanımının potansiyel zararlarından bahsedeceğiz. Vozol kullanımının en büyük zararlarından biri, uzun vadede solunum sistemi sağlığına zarar verme potansiyeline sahip olmasıdır. Elektronik sigaraların içerdiği kimyasalların solunum sistemine zarar verme riski bulunmaktadır ve bu da önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bunun yanı sıra, vozol kullanımının bağımlılık yapma potansiyeli de vardır. Nikotin içeren elektronik sigaraların düzenli kullanımı, nikotin bağımlılığına neden olabilir ve kullanıcıların sigarayı bırakma çabalarını zorlaştırabilir. Bu nedenle, vozol kullanımının dikkatli bir şekilde düzenlenmesi ve sınırlanması önemlidir.   Elektrikli Şarj İstasyonu Kurmanın Yolları ve Diğer Detaylar... Read the full article
0 notes
Text
Akciğerlere İyi Gelen Bitkiler
Akciğerlere İyi Gelen Bitkiler
Tumblr media
#AkciğerEnfeksiyonlarınıTedaviEtmekIçinTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerFonksiyonlarınıArtırmak, #AkciğerFonksiyonlarınıIyileştirmekIçinTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerHastalıkları, #AkciğerHastalıklarınaIyiGelenTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerHastalıklarındanKorunmakIçinÖneriler, #AkciğerHastalıklarındanKorunmakIçinTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerHastalıklarınıÖnlemekIçinTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerKanseriRiskiniAzaltmakIçinTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerSağlığı, #AkciğerSağlığıIçinBitkiÇayları, #AkciğerSağlığınaIyiGelenTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerSağlığınıIyileştirmekIçinTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerSağlığınıKorumakIçinÖneriler, #AkciğerSağlığınıKorumakIçinTıbbiVeAromatikBitkiler, #AkciğerTemizlemeBitkileri, #AkciğerlerIçinBitkiselÇözümler, #AromatikBitkiler, #DoğalAkciğerTedavisi, #SolunumSistemiHastalıkları, #TıbbiBitkilerinAkciğereFaydaları https://is.gd/TzeCAL https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/akcigerlere-iyi-gelen-bitkiler/
Akciğerlere iyi gelen bitkiler öncesinde akciğer vücudumuzun solunum sisteminin en önemli organlarından biridir. Oksijenin vücuda alınması ve karbondioksitin vücuttan atılmasından sorumlu olan akciğerler, çeşitli hastalıklara karşı da hassastır. Akciğer hastalıklarından korunmak ve tedavi etmek için doğal yöntemlere başvurmak isteyenler, tıbbi ve aromatik bitkilerden faydalanabilir.
Akciğerlere İyi Gelen Tıbbi Bitkiler
Ekinezya: Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olan ekinezya, soğuk algınlığı, grip ve enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Ekinezya, ayrıca iltihabı azaltmaya ve ağrı kesici özelliklere sahiptir.
Zerdeçal: Antioksidan ve antienflamatuar özellikleri ile bilinen zerdeçal, akciğer sağlığını korumaya yardımcı olur. Zerdeçal, ayrıca akciğer kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Kantaron yağı: Antiseptik ve antibakteriyel özellikleri ile bilinen kantaron yağı, solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Kantaron yağı, ayrıca akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Adaçayı: Antiseptik, antienflamatuar ve antioksidan özellikleri ile bilinen adaçayı, solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Adaçayı, ayrıca akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Meyan kökü: Balgam söktürücü ve antienflamatuar özellikleri ile bilinen meyan kökü, solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Meyan kökü, ayrıca akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Akciğerlere İyi Gelen Aromatik Bitkiler
Okaliptüs: Antiseptik ve antibakteriyel özellikleri ile bilinen okaliptüs, solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Okaliptüs, ayrıca akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Lavanta: Antiseptik, antibakteriyel ve sakinleştirici özellikleri ile bilinen lavanta, solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Lavanta, ayrıca akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Kekik: Antiseptik, antibakteriyel ve balgam söktürücü özellikleri ile bilinen kekik, solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Kekik, ayrıca akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Nane: Antiseptik, antibakteriyel ve balgam söktürücü özellikleri ile bilinen nane, solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Nane, ayrıca akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Akciğer Sağlığı İçin Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kullanımı
Tıbbi ve aromatik bitkileri akciğer sağlığı için kullanmak için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemlerden bazıları şunlardır:
Çay: Tıbbi ve aromatik bitkilerden çay demleyerek içilebilir.
Kapsül ve tablet: Tıbbi ve aromatik bitkilerden kapsül ve tablet şeklinde alınabilir.
Yağ: Tıbbi ve aromatik bitkilerin yağları, solunum yollarına buhar şeklinde çekilerek kullanılabilir.
Tentür: Tıbbi ve aromatik bitkilerden tentür yapılarak kullanılabilir.
”Tıbbi ve aromatik bitkileri kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışmak gerekir. Bu bitkiler, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara veya diğer yan etkilere neden olabilir.”
Akciğer Sağlığını Korumak İçin Öneriler
Akciğer sağlığını korumak için aşağıdaki önerilere uymak faydalı olabilir:
Sigarayı bırakın.
Düzenli egzersiz yapın.
Sağlıklı beslenin.
Kirli ortamlardan uzak durun.
Bu önerilere uymak, akciğer hastalıklarına yakalanma riskinizi azaltmaya yardımcı olabilir.
0 notes
sektorellfirmalar · 10 months
Link
0 notes
korkutkalkan · 1 year
Link
İZMİR Katip Çelebi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Alper Şener, Türkiye'de bu kış döneminde solunum yolları viral enfeksiyonları arasında en yaygın ve baskın olarak Covid- 19'un görüleceğini söyledi.İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Alper Şener, Covid-19'un Omicron varyantının alt türevi olan Eris ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şener, Türkiye'de bu kış döneminde solunum yolları viral enfeksiyonları arasında en yaygın ve baskın olarak Covid- 19'un görüleceğini söyledi.'ÇOK KÖTÜMSER OLUR'Dünya genelinde viral enfeksiyonların seyrine bakıldığında Covid-19'un dengeleri sarsıcı oranda baskınlığının halihazırda hafiflemediğine dikkat çeken Prof. Dr. Şener, "Ama bu şu demek değil ki; 2-3 yıl öncesinde yaşadığımız gibi Covid-19 enfeksiyonlarında ciddi anlamda hastane yatış oranlarında artış olacak.En azından ülkemiz için böyle bir şey gündemde değil gibi görünüyor. Dünyanın geneline baktığımızda özellikle yaşlı nüfus fazla olan İngiltere, ABD, Fransa gibi ülkelerde maalesef hastaneye başvuru, yoğun bakıma yatış ve test pozitiflik oranlarında ciddi bir artış var. Türkiye gibi daha genç nüfusa sahip ülkelerde aynı senaryonun olacağını söylemek çok kötümser olur" dedi.Covid-19'un şu an baskın olmadığını da hatırlatan Prof. Dr. Şener, "Hastaneye, yoğun bakıma yatış oranlarında ve beklenmeyen ölüm, dolaylı ölümler ya da direkt ölümler anlamında ciddi bir artış olmayacaktır. Türkiye'de solunum yolları viral enfeksiyonlarında acil servise başvuru oranlarında bir artış var ama bunların içerisinde Covid-19 baskın seyrediyor diyemeyiz" diye konuştu.
0 notes
pazaryerigundem · 1 month
Text
Maymun çiçeği virüsü nedir ve nasıl bulaşır?
https://pazaryerigundem.com/haber/186224/maymun-cicegi-virusu-nedir-ve-nasil-bulasir/
Maymun çiçeği virüsü nedir ve nasıl bulaşır?
Tumblr media
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), artış gösteren maymun çiçeği virüsü vakaları nedeniyle acil durum ilan etti. Maymun çiçeği virüsünün belirtileri, bulaşma yolları, tedavisi ve Türkiye’de görülüp görülmediği merak konusu olurken, Nev Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları bölümünden Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, maymun çiçeği virüsü hakkında açıklamalarda bulundu.
BURSA (İGFA) – Maymun çiçeği virüsü, son günlerde Afrika’da görülme sıklığının artmasıyla beraber dünyada en çok konuşulan konulardan birisi haline geldi.
Covid-19 salgını sonrası yeni bir pandemi tehlikesiyle karşı karşıya kalan dünyada, benzer bir durum 2022 yılında da yaşanmıştı. Alınan önlemler sayesinde kontrol altına alınan salgından iki yıl sonra, bu kez de Afrika Hastalık Kontrol Merkezi’nde benzer bir acil durum uyarısı yapıldı.
Tumblr media
Nev Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları bölümünden Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, maymun çiçeği virüsü hakkında açıklamalarda bulundu.
Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, “DSÖ, dört kriterden ikisinin geçerli olması durumunda acil durum ilan ediyor. Bunlar arasında halk sağlığına ciddi etkisi, durumun beklenmedik olması, uluslararası yayılma riski ve seyahat/ticaret üzerindeki olası etkileri bulunuyor. 2022’de Avrupa’da da görülen çiçek virüsü salgını, özellikle Nijerya’dan gelen yolcularla ilişkilendirilmişti. Amerika Birleşik Devletleri salgın döneminde 119 milyon dolarlık çiçek aşısı tedarik etmişti. 2022’den bu yana Afrika’da yaklaşık 40.000 vaka ve 1.500 ölüm bildirildi. Vakaların çoğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde kaydedildi” dedi.
Çiçek virüsünün, pox virüs ailesinden bir DNA virüsünden olup, hayvanlar arasında da yayılabildiğini ifade eden Özsoy, konuyu “İnsana bulaşan çiçek virüsü, 1980 yılında aşılarla tamamen eradike edilen son derece tehlikeli bir hastalıktı. Ancak hayvanlardan insanlara bulaşabilen Maymun Çiçeği Virüsü (Monkeypox) ise ilk kez 1958’de laboratuvarda tespit edilmiş ve 1970’te Afrika’da Kongo’da zoonotik bir hastalık olarak kaydedilmiştir” ifadeleriyle açıkladı.
“MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNÜN İKİ FARKLI TÜRÜ BULUNUYOR”
“Maymun çiçeği virüsünün iki farklı türü bulunuyor ve bunlar Kongo türü ile Batı Afrika türüdür. Kongo türü daha ölümcül olup yüzde 10’a varan ölüm oranına sahipken, Batı Afrika türü daha hafif seyrediyor. Bu virüs, COVID-19 gibi solunum yoluyla değil, daha çok yakın temas ve vücut sıvıları yoluyla veya cinsel temas ile bulaşıyor” diyen Uzm. Dr. Özsoy ifadelerine şu şekilde devam etti: “Halk arasında Maymun çiçek virüsü ile ilgili bazı yanlış bilgiler ve komplo teorileri de dolaşmaya başladı. Ancak bu virüs yakın temasla bulaşan bir hastalıktır ve bu hastalıktan doğru önlemlerle korunmak mümkündür. Özellikle yüksek risk gruplarına yönelik aşı ve tedavi seçenekleri mevcut. Aşısız bireyler için ise dikkatli olmak ve koruyucu önlemler almak büyük önem arz ediyor. Ülkemizde ve dünyada 1980 sonrası çiçek hastalığının eradike edilmesi nedeniyle durdurulan aşılama sebebiyle bu tarihten önce aşılanan kişiler için bulaş söz konusu değildir. Ancak yüksek riskli kişiler için halihazırda kullanılmakta olan aşı ve antiviral ilaçlar mevcuttur” dedi.
“BÖLGEMİZ VE ÜLKEMİZ İÇİN BİR SALGIN RİSKİ KESİNLİKLE YOKTUR”
Dr. Özsoy, “Bu tür salgınlar ırk veya bölge fark etmeksizin herkesi etkileyebilmektedir.  Şu anki salgın Afrika’da. 2022’deki salgın Avrupa’da, 2003’teki salgın ise Amerika’daydı. Ancak şu an için bölgemiz ve ülkemiz için bir salgın riski kesinlikle yoktur. Reyting amaçlı halk arasında panik yaratmaya yönelik sansasyonel haberlere özellikle sosyal medyada çıkan haberlere kesinlikle itibar etmemek gerekiyor. Pandemi planlanıyor, kurgu, film gibi söylemlere kesinlikle itibar edilmemelidir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“ÜLKEMİZDE ŞU AN İÇİN VAKA GÖRÜLMÜŞ DEĞİLDİR”
Virüslerin milyarlarca yıldır gezegenimizde yer aldığını ifade eden Nev Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, “Virüsler doğanın bir gerçeğidir. Virüsler var olmaya ve salgınlar yapmaya da devam edecekler. Ayrıca ayrı bir safsata ise Kovid hastalığı için üretilen Sinovac aşısında maymun hücrelerinin kullanıldığı ve hastalığın oradan özellikle yayıldığı saçmalığıdır ki, bunun bilimsel bir dayanağı olmadığı gibi akıl ve mantıkla bağdaşır bir yanı da yoktur. Sinovac aşısı ilk defa Kovit salgınında üretildi, maymun çiçeği virüsü ise yıllar önce ilk defa 1953 senesinde tanımlandı ve ilk hastalık 1970 yılında zoonotik yani hayvandan geçen bir hastalık olarak ortaya çıktı. Bilim ve mantığa dayalı bilgilendirme ve önlemlerin salgınların etkisini azaltmada en önemli araçlardan biri olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Ülkemizde şu an için Sağlık bakanlığımızın açıkladığı gibi vaka görülmüş değildir, Maymun çiçeği hastalığı ile ilgili özel bir durum ya da risk söz konusu değildir” dedi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes