#saf bitty
Explore tagged Tumblr posts
Text
Güvendik, inandık ve yanıldık.
#aşk bitti#aşk şiiri#sonsuz aşk#karşılıksız aşk#mesafe aşkı#sevgi#şiir#edebiyat#hayat#kitap#saf sevgi#sevgi yorulmaz#benegeninincisi#benegeminincisi#i love him#i love you#loving#gel artık#yeter artık#yoruldum artık#artık bitti#İzmir#geceyebirsozbirak#geceye bir söz bırak#gecenin karanlığı#geceasibirisi#gecenin hüznü#ay ve gece#geceye not#kitap alintisi
68 notes
·
View notes
Text
Eğer o gün gözlerimi kaçırsaydım şu an aklımı kaçırmazdım.
0 notes
Text
Ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktır.
#kitaptan alıntı#kitap alintilari#kitaplar#şiirimsi#book blog#book review#bookish#books#kitap#kitaplık#aşka dair#gerçek aşk#karşılıksız aşk#aşk şiirleri#aşk bitti#aşk#acı aşk#sevgilim#aşk sevgi#saf sevgi
1 note
·
View note
Text
ben dün evlenme teklifi aldım dostlarım! o kadar samimi ve bize özel bir anda oldu ki ne olduğunu anlayamadım djdkdsjdk o yüzden hiç fotoğrafımız yok.
tam olarak şöyle gelişti, aylar önce alpere çok istediğimi söylediğim bir kulaklık vardı malatyadan onu almış. mağazada beni arayıp sesim şu an nasıl geliyor diye sormuştu ben de saf gibi güzel işte, baya net geliyor demiştim . o ara meğer kulaklığı test ediyormuş shkdjdj
neyyse günümüze dönüyoruz. dün hazırlandım aşağıya indim ama görseniz nasıl yağmur yağıyor. sarıldık, hoş geldinler bitti sonra hediyelerinin arasında kulaklığı da verdi. söyleyeli uzun zaman olduğu için hala hatırlayıp almasına önce çokk şaşırdım. sonra tak bakalım kuralım telefonuna dedi. uygulamasını indirdik vs. aradı, o an cebinden kutuyu çıkardı ve ilk söylediği şey benimle evlenir misin oldu! aaa asla beklemiyordum dostlarım asla! çok hazırlıksız yakalandıım. otuz sekiz gündür görmemişim karşımda yüzükle duruyor! tüm söylediklerini asla anlamadığım o şapşal birkaç dakikadan sonra olayı idrak edip kabul ettim! ✨️💛
207 notes
·
View notes
Text
--Üzülmek vardı sonunda her şeyin. Bir üzülüp, bir susmak vardı. Bir de gece vardı sabahı olmayan. Ve sen vardın hiç gelmeyen.
Ay tutulur güneş tutulur da İnsan insana tutulur mu hiç?
Tutmaz oldu ellerin ellerimi. Bakmaz oldu gözlerin gözlerime. Yandı bitti kül oldu her şey, Artık gelsen de bir gelmesen de.--
Sabahın beş buçuğu. 40ına 3 kalmış ben oturmuş saçma sapan ağlıyorum. 15 yaşında ergen gibi, bir şarkı dinleyip, saf sessizliğin içinde susmuş, burnumu cekiş sesimi dinliyorum sadece. Cümleler kafamın içinde savaşıyor ve gözlerim bu çatışma içinde can verenlerin kanlarını akıtıyor durmadan...
Üzülmek vardı sonunda her şeyin, bir üzülüp bir susmak vardı. Bir de gece vardı sabahı olmayan ve sen vardın, hiç gelmeyen. Bu sözler tam olarak şuanı yaşamış birinin kaleminden çıkmış olmalı, yoksa hiç bir kalıp hiç bir bedene bu kadar cuk diye oturamaz. Ay tutulur, güneş tutulur da insan insana tutulamaz....
Tutmaz oldu elleri ellerimi, bakma oldu gözleri gözlerime, yandı, bitti kül oldu her şey, artık gelse de bir gelmese de... Burası da kollarıma uzun gelen kısmı şarkının, uymayan, oturmayan... Keza elleri ellerimi tutmayalı asır oldu, gözleri başkasının gözlerine mahkûm, çok fırtınalar geçti, ve çoktan kül olmuş bu ruhumun parçaları çoktan savruldu dört farklı köşeye....
Bazen öyle çok ihtiyaç duyuyorum ki onu duymaya, görmeye, sarmaya, oturup bakmaya, susarak konuşmaya, ruhuna dokunmaya... İşte böyle zamanlarda ulaşamamak, haber alamamak, yazamamak, onu duyamamak, okuyamamak, elime hançer tutturmuş zamana yüreğimi feda etmekten farksız kalıyor...
Benim ne haddime sevmek? Aşık olmak? Mecnun gibi çöle düşüp onu aramak? Otur, bak evine, işine, gücüne... Herkes gibi uyu bu saatte, illa kalkacaksan kalk sabah namazını kıl, Allah'a dua et, evindeki canlar için şükür et yat...
Olmuyor, ben evimdeki cana da sevgimi veriyorum, koca bir direk gibi dünyalarında, sırtlarını bana dayamışlar, mutlu olsunlar diye canımı veriyorum. Fakat ben onlara güneş olurken her dakika, her an, kendi güneşimi arıyorum tutulduğum ve buna karşı yapacak hiç bir şeyim yok. Yillar oldu... Ölümlerden döndüm, hastalık geçirdim, akıl sağlığımı yitirdim, bir parçam gibi aklımın, yüreğimin içinde hapsettiğim sevgiyi azad edemedim kendimden. Denedim, denedim, denemeyi denedim, artık denemeye bile gücüm kalmadı...
Ay tutuldu. Güneş tutuldu da, insan insana tutulup bir oldu, aynı aklı, aynı yüreğin sahibi oldu...
Ben üzülmeye devam ediyorum sonunda her şeyin. Bir üzülüp bir susmaya. Gelmeyecek olan sabahı beklemeye, olmayacak dualara amin demeye...
Bu şarkı da size emanet.
Sağlıcakla.
2 notes
·
View notes
Text
#YamanSoru..…
Ölümsüz aslında, asırlardır olan;
İnsana özgü bu duygu…
Su gibi, saf ve duru.
Kimi zaman yalnız
Kimi zaman özlem dolu
İşte bu anlatılan gönlün yaman yolu..
Yarına ertelenir sanırsın.
Hezeyanlar dizilince
Yürekte peşi sıra…
Gece, usulca yaklaşır
Yalnızlığın dizelerinde,
Gönlü kanatır o soru gelirken akla
Gelir İşte o'zaman o yaman soru ..
Bitti, geçti, gitti derken, yarına dair
Ne bir beklenti nede bir zaman var
Düşünceler dünyasındaki hazin yolu
Sorgular durur
İçten içe iste o yaman soru,.
Beklentisi olmaz yarına dair.
Özentisi olmaz sözlere dair.
Bilinen tek tesellisi hayallere dair.
Yalnızlığa mahkûmken her anında
Gönlünde büyüttüğün o yaman soru
Duyguların, yarına ertelenen
Hezeyanında yaşıyor insan
Bazen iyi bazen kötü …
Dalgasının olmadığı
Masmavi deniz gibi,
Gizemin karmaşasında
Yüreği sitem dolu …
Kalp, sorguya geçince içten içe
Yaman sorunun esintisinde
Savurur, yönü şaşar
O mahsun insan,
Yaman yolun ortasında.
Mevsimler geçer o an
Aydan aya, asırlarca durmadan.
Yazı bir başka,
Kışı bir başka o yaman yolun.
İnsan için bir umuda kapı
Gelir geçer ardı sıra
Ezası farklı, cefası saklı
Arafta kalınca biter zamanla
Bir ömür anlatır durur
O yaman yolu, bu kaybı
#HamzaAkgül…
11 notes
·
View notes
Text
Sevdiklerimi kaybedince üzülüyorum
çünkü zaten çok az kişiyi seviyorum
#benegeminincisi#benegeninincisi#aşk bitti#acı aşk#aşk sözü#karşılıksız aşk#aşk#siyah beyaz aşk#aşk şiirleri#aşk şarkısı#sevginingücü#seni sevmek#seni seviyorum#sevgili#sevgi#sevgi sözü#sevgi yorulmaz#saf sevgi#gerçek sevgi#sevgi sözleri#poslarım#tumblr postları#yazılı postlar#postlarım#original post#blog post#sports#personal post#post#postkarte
21 notes
·
View notes
Text
Bazı anlar vardır, hani zamanın ortasında durur ve her şey bulanıklaşır.
Kimseye ait değilsin, kimse sana dokunamaz.
O an, bir tek senin.
Hazla iç içe geçmiş bir sessizlik.
Tutkunun derinliği tam da o anda seni içine çeker. Her şeyden, herkesten arındığın o an..
O kişiyle geçirdiğim zamanlar işte tam olarak böyleydi.
Ne kadar sözcük arasam da yetmiyor, yetmez. Zamanı durdurup sadece hissettiğin o anlar anlatılabilir mi?
Sanmam.
İçimdeki tutku, onun dokunuşuyla alevlenirdi. Bedenimin sınırlarını zorlayan bir enerji, gözlerinin derinliğinde kaybolan bir benlik...
Dünya, o birkaç saniyede yerle bir olurdu.
Zamanı durdurma yeteneğim yoktu ama yavaşlatabilir o anın sonsuz olduğunu hissederdim.
Öylesine gerçek, öylesine sahici.
Ne kalabalıklar ne de koca dünya umurumda olurdu.
Yalnızca onunla olduğum o anlar...
Tutkunun sınır tanımadığı, arzuların çıplak ve saf olduğu zamanlar.
Haz ve keyfin, bedenime bir yük değil, bir özgürlük getirdiği zamanlar.
Sonra, her şey gibi o da bitti.
Koca bir boşluk kaldı ardında, kaç kez o anları geri getirmek istedim, kim bilir?
Ama biliyorum ki bazı şeyler tekrarlanmaz. Yaşadıkların bir hediye gibidir; kısa, yoğun ve unutulmaz.
Bazen dönüp geçmişe bakmak bile insanı tüketir ama o anların tatlı tadı hep zihnimin bir köşesinde kalır.
O anları geri alamayacağımı bilmek, acı verici ama aynı zamanda o zamanların ne kadar değerli olduğunu gösterir.
Tutkunun ve hazların, kaybolmuş olsa bile bir yerlerde hala var olduğunu, sadece başka bir surette beklediğini bilmek...
Şimdi burada, tek başıma yazarken bile hissediyorum.
Haz her zaman vardır, tutku ise yalnızca onu gerçekten anlayanların dünyasında yaşar.
Ve ben onu anladım.
Kim bilir, belki bir gün yine böyle bir an yaşarım. Ama şu anın gerçekliğinde, sadece hatırlıyorum ve o keyifli zamanların izleriyle yaşıyorum..
4 notes
·
View notes
Text
Sevgilim,
Seni çok özledim. Bugün ikinci gün de bitti, saçlarımı boyattım ama heyecanla sana atamadım. Görüntülü arayıp rengini gösteremedim. Sana iki gündür sevgilim diyemedim, ismimizle sesleniyoruz. İsmini hiç sevmiyorum şu durumda işte. Bu acı katlanılmaz geliyor, o yüzden birazcık daha katlanılabilir kılmak için tekrar bir araya geleceğimize inanıp bekleme kafasına girdim. Çünkü bir daha sana dokunamamayı, hayal bile edemiyorum. Sesini duyamamayı, kokunu doya doya içime çekememeyi. Nasıl bu denli aşık ettin sen kendini bana? Sen özlemiyor musun? Benim içimde öyle bir özlem var ki sana karşı, doğru yaptığımı bildiğim şeyler için bile keşke yapmasaydım diyorum. Bunun bedeli seni görememek olduğu için.
Ben çok özledim bizi. Kahkahalarımızı. Kimsecikler girmemişken araya, birbirimizi incitmeden sevişimizi. Hoş incinmeye de razıydım ben senden yana. Ama artık korktum senden. Benim masumiyetimi sorguladığında, bu kadar gözünün dönebilmesinden korktum. Oysa sen benim kalbimin saflığını çok iyi biliyordun, şimdi sen belki benden kurtulduğun için rahatlamışken bile o saf kalp canı yana yana senin için gözyaşı döküyor. Yarın göreceğim yüzünü, farem iyiki bozuldu da belki sarılırsın bana diye ihtimallere sığınıyorum. Sarılır mısın sahi bana? O kollara girebilir miyim ki tekrardan?
Lütfen sarıl bana. Sarılmayacaksan da nolur sök kalbimi. Çok acır çünkü.
Sevgilim, aşkım, benim birtanem… Lütfen kalbinde tutan katranı kır, bana olan sevgini esirgeme benden. Senin hayatındaki yanlış kişi ben değildim, sen yine de beni itmeyi seçtin. Tamam ben yine rahat bırakırım seni, ama bana olan kinin temelli olmasın. O küçük kız çocuğuna küsme. Ben seni sevmekten başka hiçbir şey yapmadım ki sana… Ben sadece senin iyiliğini düşündüm, ama kaldıramadım. Bana olan iğrenmeni ve nefretini sesinde duyduğumda kaldıramadım. Annene verirken telefonu benden bir köpekmişim gibi bahsettin, sokağa atılmış kirli ve asla sevilmeyen bir köpekmiş gibi. Ama zamanında sen o köpeği istedin, yoldaş yapıcam dedin yıkadın temizledin. Sokakta dayak yiyen, aç bırakılan o köpeği sevdin ve besledin. Köpekler saftır hemen alışırlar inanırlar sevgiye. Ama sen beni incittiğinde havladım diye sen beni cezalandırmak için sokağa bıraktın. Her havladığımda bir ihtiyacım için, sokağa attın. Sonra bu çok sık olunca bende iyice aç, sevgisiz kaldım, kirlendim. Şimdi de çok kirliyim diye sen de tekmeliyor, iğreniyor ve öfkeleniyorsun. Ama ben en başta da köpektim. Sen bana kötü davranınca kirlendim diye benden soğudun. Hadi bunu da geçtim, en azından şunun bilincinde olsan; sokağa terk edilen hayvanlar ne kadar tekmelesen de kötü de davransan seni sevmeyi bırakmazlar, bu gerçeği görüp beni içeri alıp temizlesen ben yine ilk başta kendine yoldaş aldığın o köpek olacağım. Sevdiğin köpek olabilirim, çünkü hiç değişmedim. Bunun bilincinde olsan, en azından geri alsan. Her şeyi nasıl bu hale getirdiysen, düzeltmekte senin elinde. En azından bunu bilsen de içimi rahatlatsan. En azından o eve geri girebileceğimi bilsem.
Ben evimi çok özledim. Seninle oyunlar oynamayı, sıcacık göğsüne kıvrılıp film izlemeyi ve seninle gülmeyi çok özledim. Sokak köpeği olduğum doğru. Ama en iyi davranılması gerekenler de sokak köpekleri değil midir?
Her gün dua ediyorum Tanrı’ma, senin beni anlayabilmen için. Benim değerimi anlayabilmen için. Kör olduğun konularda gözlerinin açılabilmesi için. Senin kollarında tekrar huzurla uyuyabilmek için.
Sevgilim, lütfen yarın sarıl bana. Şuan ayrı kalsak bile bir gün döneceğini söyle. Ben o kapıda bekliyorum çünkü.
Bu ayrılığın doğru iki insanla geri dönmesi dileğimle aşkım, seni çok seviyorum birtanem. Şuan yanımda olmasan da iyiki varsın. İki elimin ters tarafı kadar öpücük sevgilim.
2 notes
·
View notes
Text
Uzay boşluğunun içindeyim ve her geçen saniye akıp gidiyorum derinlere. Kulağımda en sevdiğim şarkı çalıyor, soyutlanıyorum evrenden. Kendi düşüncelerimi bile duyamazken gözlerime bir hatıra düşüyor, gözleri... sesler yok oluyor, gözlerim kararıyor ve bedenimi ruhum terk ediyor...
Saf acı etrafımı sararken bir dokunuşla irkiliyorum: karşımda duruyor, bana bakıyor ve bu acınası halimi izliyorlar. O an anlıyorum yerde herkesin içinde ağladığımı. Acıyarak, tiksinerek, küçümseyerek ve acı çekmemden zevk alarak bakıyorlar bana. "Gitme zamanı, şov bitti." Tanıdık bir ses ve unutulmuş bir duygu.
"Sorun yok, iyiyim be-"
"Ah hadi ama kimi kandırıyorsun? herkes bu halini gördü."
"Biliyorum ama umrumda değil."
Sadece gözlerine bakıyorum.
"Kalk bakalım prenses."
Elini tutuyorum bu hiçliğin ortasında. Sadece onu görüyor gözlerim.
Ve doktorlar giriyor odaya uyandığımı görüyorlar. Sorularla boğuluyorum bir anda. Komadan yeni çıktığımı öğrenenler göz yaşlarını tutamıyor. "Herşeyin bir rüya olması hiç adil değil" diye düşünüyorum ama ne fayda?
Herşey bittiği an içimdeki sızı bedenimi ele geçiriyor. Ve herşeyin herçekliğini tekrar farkediyorum.
8 notes
·
View notes
Text
Ya BENİ SİLDİYSEN
Neden fake hesaplarınla sürekli takiptesin?
Dm den sohbet kurmaya çalışıyorsun?
Senden değilde"" Ben Sevgimi hak etmeyenden" Sana sevgimi sunmaktan ve hissettirmekten vaz geçtim!!
Peşimi bırak! Sosyal medya hesaplarımı nasıl buluyorsun hayret ediyorum. Ki burayı sana bildirmemiştim?
Kendin gibi sanma beni. Herkesi sen sanıp yazarım diye. Aksine ENGELLİYORUM, sen ve diğer yabancıları.
İstisnalar kaideyi bozmaz 🤞
VARLIĞINLA YOKLUĞUN AYNI.
En sonunda HİÇ kaldın bende 🖖
SENİN SAHTE SEVGİNDE, TOKSİK İLİŞKİNDE, GELİP GİTMELERİNDE, BENİ İLGILENDİRMEZ.. ARTIK NE YAPTIĞININ VE YAPACAĞININ Bİ ÖNEMİ KALMADI...
Yabancı kalplerde, Benim saf sevgimi ararken. Birgün Bana yaşattılarını yaşamaman dileğiyle. Çünkü Sende o kadar yürek görmedim.
YÜREKLİ ADAMLA YOLA ÇIKIN. KORKAKLAR YARI YOLDA BIRAKIP BAŞKASINA İTER GİDER, BAŞKA MACERA VE AVLARINA ÇÜNKÜ 😂
O SAYFAYI BU DÜNYA DA KAPATTIM !
Yani Fragman bitti. Asıl hikaye Ahirette başlayacak! Hesap günü görüşmek üzere !
Sevgime ve arkadaşlığımı hak eden Dostlarımla, kıymetli zamanımı kullanmakla meşgulüm 🚴♀️
Zaman kayıplarını, Geçmiş çöplüğünde, mazide bıraktım*
13 notes
·
View notes
Text
parmaklarım bir kalemi bile doğru düzgün tutamaz hâle geldi. ben seni yazmaktan hiç vazgeçmedim. usul usul, sakince ama sıkı sıkı tuttum o kalemi, aldım önüme defteri, tek cümlede olsa yazdım seni. uzun soluklu değildi hiçbiri. çünkü sen diye başlasam bile her seferinde acı diye bitti benim cümlelerim. ben hep acım geçsin diye bekledim. sırf, saf bir sevgiyle sana gelebilmek için. kulağa basit geliyor ama değil. ben senelerdir, göğsümdeki yangın sönsün, sırtımda acıdan kıvrandıran, inim inim inleten o kesiklerin acısı dinsin diye bekledim. kafamı yaslayacak bir göğüs bulamayınca, mezar taşları soğuk olup iki avuç toprağa da başım ağır gelince, sen tut başımı göğsüne yasla istedim. ama senin göğsün kimlere kimlere yuva oldu, kimlerin acısı senin göğsünde dindi de- ulan bir ben fazla geldim işte. bir benim başım ağır geldi senin göğsüne. nasıl diyeyim, şey gibi lan işte. tanrı beni yaratmış ama, yaşayacağım yuvayı, dinleneceğim kalbi yaratmamış. annem olsaydı, yatacağım döşeği bile serer beni öyle yaratırdı. senin göğsün bana yâr değil yara olacaksa, annem gelir önceden uyarırdı beni. tanrı niye uyarmadı, anneme kolaydı da tanrıya zor muydu.
6 notes
·
View notes
Text
Bilmiyorum bir çok şey biliyorum aslında dünyaya yetmeyecek kadar az şey bildiğim kadar noktalamalar kullanmayacağım akısı kesermişçesine bilmiyorum hislerini adlandırmak garip gerekirmiş gibi ama istersin ne hiisettiğini bilmek dedim ya bilmiyorum bi hüzün hüzün de neyse sürekli bir yere yetişmem gerekiyormuş gibi hissedersin ya işte öyle histen dolu bu aralar, ara ara içim (virgülkullanıldı) hislerimen bahsetmek niye istedim bilmiyorum ama imden bir yer yazmak istedi içimde biri daha var ki benden içeri çok şey yazacaktım bitmek bilmeyen saliseler içerisinde bir sürü şey düşünürkeb her düğüncenin ardına gizlenmiş aralanmış düşünce perdeleri herkeste böyledir ya muhtemelen yani ara ara olur böyle sanki her hareketin son hareket yaptığın şey içtiğin su çektiğin duman sonmuş sondaymışsın hissi hisler... bunlaro yazarken ne kadar hızlı yazarsam sanki anlık nefesim kesilip duruyorum ama hayır durmuyo hep bir arkada bekleyen perdenin ucundan göz kırpan heyecanla bahsedilmeyi bekleyen şeyler var anlam karmasası bundandır yoksa azok türkçemiz var sükür yorgunluk var üzerimde saf bi yorgunluk bu omuzlarımdan çöküyor ve beni daha da soyutluyor dğnyada varlığım kadar soyutluyor merhaba balığım okuyorsan diye çok düşünme öyle saçmalıyorum yinebir şeyler aha yanlış anlama özgürlüğün bir kısmı gitti ama düşünmeyecepim ne düşüneceğini neyse neyse ne demekse zorunluluk zorunluluk zorunluluk.. yasama ayakata durma nefes alma beklentileri karsılama kendi kendinden beklentilerin insanların beklentileri annemin bir şeyler farkedip de bir sorun mu var dedikten sonra yok dememe ikna olmuş gibi yapıp komik bir video atması ama yine de bir şeyler yapmaması ne yapabilir gerçi beklentiler işte .. neyse beklemiyorum artık ama durakdayım taha demişt bi güm bi arkadası tahaya sen durak insanısın demiş düşündürdü bu beni çoğu zaman hepimiz bir duraktayız ne bekliyoruz neyi kimi sürekli birinin eksikliğini hissediypum sanki kim bu ne bu bilmiyorum aslında beklemiyorum bir yansan bir yandan sa bekliyorum neyse anladınız işte siz kimseniz apwidöksğa kendimle sohbet keyifli mi değil ama keyifli hep bi kararsızlık arada kalmışlık var sıkışmışlık hür olmak istiyorum ben dğşüncelerimden de dünyadan da nefes almaktan da zevklerden de isteklerimden de gündüzleri böyle daha doğruru uyanık oldupum her dakika böyle kosmam gerkiyormjş gibi herşeye yetişmem gerekmiş gibi o her şey neyse ona resim çizmek dersler seviyor muyum bilmiyorum artık çnceden seviyormuydhm onu da bilmiyorum düşünüyorum geçti bitti kazandım ilerledşm ne olacak bitecek sonuçlar değil süreçler sıkıyor artık uyuduğum zamanları da hatıröamıyorum ki zaten hatırlasam o da çekilmez olurdu herhalde bıkkınlık var ama umurumda olmayan bir bıkkınlık sadece kafamı bir yere koyup düşünmemek isitoyeum mümkünmüş gibi büyğk şeyler mi olmalı böyle hissetmek için bilmiyorum ama hissediyorsam demekki olmasa da oluyormuş büyğk bişiler neyse neyse ne olurdu benim olsan şu yaralarımı sarsann bıktım artık yol almaktan yol almak yol almak uyuyup uyanıyoruz ve bir gün uyanmayacğaımız bir güne doğru ne olacak sonra niye geldik neden varolduk her şey bir deney sonucu olmuş olamaz ben bunu istemiş olamam bu deneyin bir parçası kime sorsan istemezdi zaten gerçi bunu isteyip istememek de bir bilinç işi o bilinci de istemiyorum ben karar vermek de ama artık verilmiş bir şeyler var hepimizin adına doğup büyüyoruz 19 senedir nefes alıyorum dünya için ne büyük kayıp..
2 notes
·
View notes
Text
Bazen bitti diyorum, yok benim için bitti diyorum. Ama bi bakıyorum özlüyorum ama gelmesini istemiyorum, sesini duymak istiyorum ama duyunca da kapatmak istiyorum. Gülüşünü göreyim diyorum vazgeçiyorum. Nasıl hissettiğimi inan bilmiyorum sanki karmaşanın içindeyim, içimde hissettiğim duygularla boğuşuyorum. Nedenini bir türlü anlayamadım. Neden böyle hissettiğimi de bilmiyorum, unutuyor muyum? Seviyor muyum? İstiyor muyum seni? Bilmiyorum..
Çevremde adın geçtiğinde normal bir insandan farkın yokmuş gibi davranıyorum ama içim de geçenleri bi bilseler.. O kadar zor durum ki, çevreme bitti, giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir diyorum ama bitmemişsin.. hala içimde bir yerlerdesin neredesin bilmiyorum. Bir türlü anlam veremiyorum içimdeki geçen şeylere..
Sen nasıl bi kalemde silip hayatına devam ediyorsun anlamadım. Sanırım en çok ben seni sevmişim, sen değil. Sen seviyor olsaydın bu kadar bir kalemde silip atmazdın. En azından ilk tanıdığım kişi olsaydın bu kadar kolay silip atmazdın. Ama ben seni yanlış tanımışım, ilk tanıdığımla son karşılaştığım kişi aynıydı. Sadece ben seni gözümde çok büyüttüm, hatalarını ört bas yaptım, inandım, güvendim, sevdim.. hemde çok saf temiz sevdim seni..
Ama şu an şurdan geçsen harbi ne tepki vereceğimi bilmiyorum. O an Aklımda kalbimde neler geçeceğini kestiremiyorum. Ama karşılaşmayalım çünkü karşılaşırsak nasıl birbirimize bakacağımızı da bilmiyorum. İkimizden birisi ya PİŞMAN ya DÜŞMAN bakacak..
Ama biz seninle denk değiliz, birbirimizin dengi değiliz. Hayatlarımız, yaşam tarzımız , aile hayatımız farklı.. Biz olamazdık, imkansızdan başka bir şey değildik..
Çok Üzgünüm..
6 notes
·
View notes
Text
Sahi mutluluk neydi?
Gönülden söylenmiş bi kaç cümlemiydi ?
Sımsıcak bir kahve mi ?
Bazen bir rakı masasında, bazen bir bankta el ele göz göze oturabilmek miydi mutluluk?
Şaşalı ışıklar altında, göz kamaştırıcı kıyafetlerin içinde son model arabalarda dilediğince gezip, eğlendiğinde mi mutlu olur insan?
samimiyetle alınmış tek bir gül hediye edildiğinde mi ?
Mutluluk birine mi bağlıydı, yoksa önce kendinde mi başlıyordu? sanırım uzun zamandır düşünmedim..
iki gönül nasıl mutlu oluyordu birbiriyle,sanırım uzun zamandır hissetmedim..
Neyi tam yaşadım bu hayatta ?
Sevginin acısını, yükünü, ağrısını sığdırdım da hayatıma, bir yürekte ufacık bir yere sığdırılmadım..
Yaşımın başımın çok üstünde acılarla sınandım ayaklarıma, hayatıma ilk çelme takıldığında gencecik gonca bir güldüm hayatın kollarında, yola çıkmış yeni yolcuydum, acılarıma sebep olanların herbiri o zamanlarda cok sevdiklerimdi…
yasananları ne hazmettim, nede hak ettim..
Ben bunların hiç birini haketmedim gözümden akıtılan her damla yaş cehennemden gelen bir kıvılcımdı sanki o kıvılcımlar sonra alev oldu..
beni, ruhumu, kalbimi, en saf duygularımı ateşlerde cayır cayır yaktı..
Sonra ben cehennem oldum kendi benliğime herkes gitti, hersey bitti ama acılar hep varoldu her geceden sabaha sanki binlerce kez paramparça oluyor sonra yeniden bir araya getiriliyordu her bir Hücrem, ruhum kırbaçlarla, sopalarla dövülüyor acıdan bitap düşüyor ama ölmüyor herseferinde yeniden başa sarıyordu ruhumun sancıları..
Ne yaşadığım hayatın, ne aldığım nefesin kıymeti vardı gözümde hani öl deseler yada beni vurup öldürseler itiraz etmeyecek kadar acılarla yaşamak zorunda kaldım, defalarca da yüz üstü bırakıldım..
bu dünyada bana cehennemi yaşatanlar bir zamanlar kalbim dediklerimdi..
o derin kuyunun yeniden beni yokladıgını, yeniden oraya çekmek istediğini hissediyorum korkuyorum, korkudan tüylerim ürperiyor sanki ne oluyor , neden oluyor bilmiyorum..
Boşluklarda savruluyorum, sevgisizlikten ölüyorum, şefkate ihtiyacım var biliyorum ama insan kendine sarılamıyor ki, kendi başını kendi omzuna koyamıyor, kendi dizlerine yatıp saçlarını oksayamiyor ki..
Ahh Benim acıyan tarafım sol yanım, sadece acıları taşıdığım kalbim sende unuttun bak sevmeyi, özlemeyi birilerinden duygusal yakınlık, biraz içtenlik beklemeyi, en önemlisi birilerine güvenmeyi.. encokta herkese bahar bahçeler sunup kendine tek bir tomurcuk olamamana acıyor içim, hiç değmeyecek insanlara saçıp savurdunda sana gelince nankörlükten başka bisey görmedin, şimdi keşke yeniden başlasak hayata bizi kıranlar yeniden dizilsede karşımıza birer yabancı gibi çekip gitsek karşılaştığımız o duraklardan..
Ne yazıkki geçen günün, yaşanan acıların telafisi yok, iyi bir yerden bakmaktan başka çare yok, güçlü kalmaktan, umut etmekten başka yol yok..
Güçlü kal, çünkü kendinden başka kimsen yok..
Çabala, koş ama…
Sakın düşme!
Kaldıracak kimsen yok…
2 notes
·
View notes
Text
Sana ağır geldi benim saf sevgim. Sevgisiz beni görünce bi afalladın, değiştin dedin oysaki ben değişmedim, sadece sana olan sevgim bitti ve asıl beni gördün.
5 notes
·
View notes