#sadece yatmak istiyorum
Explore tagged Tumblr posts
Text
Sabahın ilk saatleri. Elimde yarım bir sigara, yanımda yatağa dökülen bir kahve. Ayağa kalkmam lazım fakat kalkacak gücü kendimde bulamıyorum. Neden bilmem şu sıralar sadece yatmak istiyorum. Paketteki son sigaraydı bu lakin sigara almaya bile mecalim yok. Ne zamandır bu haldeyim, bilmem. Belki de birini bekliyorumdur. Hiç tarzım olmamasına rağmen. Biri beni bu sonsuz döngüden uyandırabilir mi? Merak ediyorum açıkçası. Ama bir yanım da hiç kuşkusuz bu durumdan vazgeçemeyeceğimi söylüyor. Hayat hiç bu kadar yorucu olmamıştı.
#imsoniacure#tek başıma#yazar#yazılarım#beyza alkoç#3391kilometre#gelmemeyegidenadam#writer#beni kendinden kurtar#3391km#izmir aksoy#izmirveege#izmiregenindir#izmirinegesi#izmir#izuku midoriya#izutsumi#egeizmirindir#ömer ege zorlu#egeninizmiri#egeninincisi#beyza aksoy#beypazarı#beyzaalkoc#beyzalkoç#beyzanınışıkları#yalnızlık#yalnızlığa mahkum#esir#tutsak
24 notes
·
View notes
Text
aeri ateş yakmaya çalışırken yeterli odunun olmadığını görmüştü, ayağa kalktı ve biraz odun aramaya başladı. yürüdü, yürüdü, yürüdü. en sonunda dal parçaları, odunların olduğu yeri buldu. heyecanla eğildi ve birkaç tane toplamaya başladı. yeterince toplamıştı. omzuna birinin birkaç defa sertçe dokunduğunu hissetti, "tamam ya topluyorum kalkacağım şimdi.". ve bu birkaç kez daha oldu. sürekli ısrar ediyordu sanki, ve aeri'nin canını yakıyordu. "tamam dedim sana canım acıyor?!" ve aeri arkasına döndü. orada kimse yoktu. gözleri büyüdü, ne olduğunu düşünüyordu. etrafa bakındı ama kimse yoktu. arkadaşlarından birinin ona oyun oynadığını düşündü. "her nereye saklandıysan çık, komik değildi şakaların" ama bir ses veya tıkırtı duyamadı. bu onun içini ürpertmişti. topladığı yakacaklarla koşa koşa kamp alanına doğru ilerledi. nefes nefese kalmıştı. odunları birden bıraktı ve nefesini düzeltmeye çalıştı. mavi ona döndü, "iyi misin, neden kaçtın böyle?". aeri nefes nefese cevap vermeye çalıştı. "yaban domuzu gördüm sanırım korkudan biraz.". mavi sorguladı, "burda domuz olması imkansız ama... belki başka bir hayvandır olabilir. gel nefeslen, su ister misin?". aeri kafasını olur dercesine salladı ve suyu kabul etti. beraber toplandılar çadırları ve her şeyi kurduktan sonra, aeri ve ash yemeğin başında yemekle uğraşıyorlardı. carlisle, "kim kimle yatacak?" herkes birbirine baktı. suji, "bilmem, ama bu sefer eşleri değişelim, ne dersiniz?". aeri, "BEN TEK YATMAK İSTEMİYORUM! yani istemiyorum, üzgünüm biraz korkağım." carlisle güldü, "ben senle kalırım aptal, korkma.". carlis'in bu sözünden sonra aeri samimi bir şekilde gülümsedi ona karşı. ash, "ee hadi gelin sofra hazır!" herkes işini bırakıp masaya doğru geçti, yemek hepsine iyi gelecekti. yemekte hepsi güldü eğlendi, kafa dağıtmaya birebir bi masaydı.
ash, "ben tek kalacağım bu arada size uyar mı?".
zolita, "ee o niye tek kalıyor bende kalmak istiyorum belki".
ash, "ağlama lan, ilk ben söyledim."
suji, "bende soul'u alıyorum o zaman?"
rudy, "bakıyorum da hemen de sattın beni."
suji, "değişelim dedim ya, hem carlis yokken korkar o ben kalayım onla."
carlisle kısık bir sesle, "kesin o yüzdendir..."
kalacak çiftler,
rudy-zolita
carlisle-aeri
ryo-mavi
soul-suji
ve ash olarak ayarlanmıştı.
gün boyu oyunlar oynadılar, eğlendiler kendi kendilerine. açık hava çok iyi geliyordu hepsine. yatma vaktine kadar beraber eğlendiler. sonrasında erken uyandıkları için hepsinin erkenden uykusu gelmişti. herkes çadırlara dağıldı. hepsi büyük ihtimalle uyuyacaktı.
ryo-mavi
ryo, "ash'imden uzak kaldım ama ya."
mavi, "ya bi sus sabah akşam berabersiniz 2-3 hafta ayrı yatarsın bir şey olmaz sadece uyumak için burdasın."
ryo, "ama ya..."
mavi, "susacak mısın artık? UYUMAYA ÇALIŞIYORUM BURDA"
ryo, "PİSLİK"
carlisle-aeri
aeri arkası dönükken önüne döndü, gülümsedi. "teşekkür ederim carlisle, benimle hemen kalmayı kabul ettiğin için."
carlis, "ne demek ya, nolacak sanki bak iyi oldu böyle de, bu gece uyumayıp biraz tanışmak ister misin, zaten yenisin."
aeri, "olur!! ash'ten sonra senle tanışmış olmak iyi olabilir."
carlis, "hobilerinden bahset mesela..."
ash
"uff böyle yatmak da sıkıcıymış tek başına. ryo da yok zaten. VE MINECRAFT OYNAYAMIYORUM ŞAKA GİBİ? ben minecraft olmadan ne yapacağım... televizyon da yok, diğer oyunlar da yok... kafayı yiyeceğim, bu teklifi nasıl kabul edebilirsin aptal ash internet bile yok! her neyse, orada kalsaydım beynimi yitirebilirdim buna şükür."
soul-suji
suji yaslanmış tüm başlarından geçen olayları düşünüyordu, kafasını kurcalıyordu hepsi. bir anda hissettiği sıcaklıkla gülümsedi. soul ona sarılmış bir şekilde uyuyordu. çoktan uyuduğunu fark etmişti. suji fark ettirmeden saçlarına öpücük kondurmuştu soul'un. kızardığını hissediyordu. o da aynı şekilde soul'a sarılmıştı ve tüm geceyi bu pozisyonda uyuyarak geçireceklerdi.
zolita-rudy
zolita, "biz sanırım seninle fazla konuşmuyoruz, hm?"
rudy, "biraz öyle... yapacak bir şey yok, konuşuruz bundan sonra."
zolita, "ya konuşuruz tabii... uyu istersen."
rudy, "sen de öyle, geç kalma çok."
zolita, "ne geç kalacağım yatıyorum bende."
rudy, "iyi ya ne kızdın..."
hepsi bir şekilde rahatça uykuya dalmışlardı. o gece hiçbir sorun yaşamadılar ve hepsi deliksiz bir uyku çektiler. sabah geç saate kadar uyanan kimse gözükmüyordu.
10 notes
·
View notes
Text
neyse bugün hiçbi şey düşünmek yok 2 gündür zerre uyumadığım için şuan sadece ölüm uykusuna yatmak istiyorum
13 notes
·
View notes
Text
Dışarı çıkmak için hevesim vardı şimdi sadece yatmak istiyorum
13 notes
·
View notes
Text
Hiçbir şey yapamıyorum ya kitap okumak istesem 15 sayfa okusam dikkatim dağılıyor dizi izlesem 20 dakikadan sonrası gelmiyor yatmak istiyorum sadece
72 notes
·
View notes
Text
Son günlerde kendimi daha fazla dünyadan soyutlanmış bir halde buluyorum. Bir kalabalığın ortasında bile sanki etrafımdaki herkes için vakit akıyormuş lakin ben orda sadece bir gözlemci olarak bulunuyormuşum gibi. Sanki bir kitabın kapağını açmışım ordaki karakterler için vakit akıp gitmiş lakin ben o vaktin bir dakikasında bile bulunamamışım. Her şeyi onlarla yaşayıp kendi zamanımda veyahut onların zamanında bulunamamışım. Saatler geçiyor elbette, otururken, yatarken veya sadece bir şeyler ile oyalanırken ama hiçbirinde zaman benim için akıp gidiyormuş gibi hissedemiyorum. Günler geçiyor ama günlerin varlığını takip edemiyorum. Arada kalabalığın ortasında durup düşünüyorum, hepsi için zaman akıyor mu diye. Bir bilinmezlik. Sakin ve sessiz bir gözlemciden fazlası değilim. Nasıl hissettiklerini bilemem, neler düşündüklerini bilemem. Yalnızca bir gözlemci gibi tahmin edebilirim ama sonuçları onaylayamamda. Hiçbir katkım yok. Sadece var olmak tek amaçmış gibi. Halledebilir miyim acaba? Bir gün. Tüm bunlardan sıyrılıp kendim için zamanı yeniden başlatabilirim miyim acaba? Biliyor musun? Tüm bunlar için muazzam derecede yorgun hissediyorum. Tek bir adım atasım yok, tek bir düşünceye daha yeltenmek istemiyorum. Tek bir şarkıyı daha hevesle dinlemeye gücüm yok. O zaman nasıl? Nasıl başarabilirim ki? Nasıl tüm bunlardan sıyrılabilirim? Ya da tüm bunlardan sıyrıldığımda içimde her şey için yeteri kadar sevinç ve umut kalmış olur mu? Her şeye göğüs gerebilirsem, bunun bir sona çıkacağından emin olabilir miyim? Biliyor musun? Bir tanrıya inanmayı en çok bu yüzden istemiştim. Tüm bunların bir sona ulaşmasını dilemek istemiştim hep. Şimdi tanrı bana bir ömür boyu yabancı. Ve her şey gitgide karmaşıklaşıyor. Söylesene Manolya, kimliğine büründüğüm bir yabancıdan farklı değilken henüz tüm bunların bir sonu var mı? Tüm bunlar istediğimi bana verir mi? Korkum buna, tüm bilinmezliklere ve çabalarımın boşa gidişine. Bir yıkılış anlatabiliyor muyum? Ya da anlamak istiyor musun? Küçük bir çocuk gibi annemin dizlerine kıvrılıp yatmak istiyorum biraz, en büyük kırgınlığım da buna. Şimdi sadece kendi kendime sığınabilirim. Anne, ne zaman bu denli yabancı oldun bana? İnan bilmiyorum. Uzun bir zamandır her şeyden kaçıyordum. Ve şimdi kendi kendimi sobeledim. Ne yapacağımı bilmiyorum, dizlerim kanıyor ve kanla ilk kez tanışıyorum.
2 notes
·
View notes
Text
düzenimi bi oturtamadım ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum gerçi aşırı yoruluyorum onu biliyorum sadece bir gün sabahtan akşama kadar yurtta yatmak istiyorum tek başıma ama imkansız
6 notes
·
View notes
Text
SEN DE UYUSAN / SÜREYYA BERFE
Gölgeni seviyorum, boynunu büküşünü, serinini.
Ben senin çiçeklerini seviyorum. Köklerini de…
Dağlardaki geçitlerin oralardan
hava kararınca bakan çiğdem!
Uyudum seni. Akşam uyudu. “Sen de uyusan…”
Sana gelen sonbahar
tabiattaki ilkbahardır bana.
iğdeler yerlerde biz görmeden, ne zaman?
Ben hâlâ ahlat, hâlâ buruk…
Mevsimler uyudu. “Sen de uyusan…”
“Senin kadar hızlı değişemiyorum
insanı derdine yandırmıyorsun.
Derin küstüm, zaman bilir.
Uykum geliyor gibi.”
içim uyudu. “Sen de uyusan…”
“Muharrem Ertaş’ı dinliyorum.
Sadece bunu istiyorum ölünceye kadar.”
Gözlerimle tadarım, dinleyişini dinler
seninle, içindekilerle, söylediklerinle uyurum.
Sen de uyursan.
Doğrudürüst yürürken çarpıştık.
Düştü elindeki deniz salyangozu. Kırılmadı ama.
Denizleri uğuldadı durdu.
Bir geri gitti ki zaman, uyurum belki
Sen de uyursan.
Bir Yeniay daha doğursak
doğduğuyla kalmayan.
“İşte, öyle” desek.
Geri çekilip seyretsek hiç kımıldamadan.
Uykusuz kalma. Uyurum o zaman.
Azalt zamanımı, ömrümü
beklet, yetişeme.
Fıstık ağacın
iste, baykuşun olurum.
Uyursan, uyurum.
Boş bir sayfa daha. Bana bakıyor.
Dokunsam uyur mu senin gibi?
Baksam belli olur mu sevdiğim?
Senin içindi yıkan hayatına doğru
Uyurum. Uyandırırsan, sen de uyursan.
Kalbinin içini, akarsuyunu düşünür
gözünün gördüğü olurum.
Gecelerimi, dağlarımı ışıtanım
senden yuvarlanıp sende kaybolurum
Sen de uyursan, uyurum.
Seni nerede, nasıl görmek isterim
ey deniz kıyısı hasreti
ey nefes almam, dürüstlüğüm?
Görünür geçer sanmalar, yanılmalar.
İyiyim. Sen de uyursan.
“Yarın da geçmezse, gelemezsem, yetişemezsem…”
Kaygılarını, cesaretini hep yanında taşırsın.
Onların huyunu, suyunu da.
Kimseye, bana bile yakınmadan atlattın.
Uyurum, uyursan.
“Yalnızım, çay yaptım. Çocukluk düşü gerçek.
Gençlik düşü? Eh. Şimdi? Varsa bile yok.”
Düşleri düşünebilsem, unuttuklarımı görsem.
Gerçek mi? Kimmiş ? Nereliymiş?
Uyuyalım. Düşler de…
“Kalbim çırpınıyor.” Çarpıyor yerine.
Kulağımın uğultusu geçti yerine
“Kulak sustu.” İyisin. Kalp söyledi.
Kanın ellerim gibi dolaşıyor gövdende.
Duyduğum uyudu. “Sen de uyusan…”
Rüzgârçiçeği diye bir çiçek varmış
sarı – yeşil açarmış o zamanlardaki Kore’de.
Bıraksam kara elmas gibi açarım seni.
Parlayanlar, sönenler…
Uzun sürer hatırlamak.
Uyurum, uyursan…
Aldırış etme. Kelimeler çoraklaşıyor bazen.
Çekilsin karşımdan şu zavallı zihin.
Önünden geçerim evinin, mektup yazarım.
Saat kaç, ne zaman, gidelim mi? Falan.
Uyurum. Sen de uyursan.
Gök gebe, bulutlar gebe, güz gebe.
Kokun, bakışların çoktan gebe.
Sevişmeler, rüzgârlar başladı. Saçların?
Düzelt çıkmadan. Havalandı sevgilim.
Uyumam, sen uyumadan.
Yatmak ne demek, uyumak ne?
Kim kiminle uyudu uykuyu?
Şafağım, ışığım üveyiğim.
Uyurum.
Sevdiğim için
sadece bunun için
Özlemem uyudu.
“Sen de uyusan…”
-çıkrık, 2008-
14 notes
·
View notes
Text
copleri atmam bulasiklati yikamam kedileri beslemem gerek ama sadece yatmak istiyorum
12 notes
·
View notes
Text
Ben artık sadece yedi yirmidört tv izleyip yan gelip yatmak istiyorum bunun mesleği var mi
11 notes
·
View notes
Text
Sürekli bir yerim ağrıyor,kafam hep dağınık, kaybolmuş hissediyorum, uyku düzenim yok, hiçbir şeyi kabullenemiyorum ama değiştirecek halim, motivasyonum da yok. Sadece yatmak ve hiçkimseyle muhatap olmamak, hiçbir şeyle uğraşmamak istiyorum.
32 notes
·
View notes
Text
bazı geceler gidebileceğim yerleri sıralıyorum. kafamda bir liste yapıyorum. gidebileceğimi bilmeden duramıyorum. nefes alamadığım hiçbir yerde duramıyorum. bazı geceler gitmeyi çok düşünüyorum, bazen gidiyorum. bazen ihtiyacım olan tam da buydu diyorum, çünkü onu başka türlü susturamıyorum. bazı geceler sadece şefkatle uykuya dalmak istiyorum. tüm güçsüzlüğümle yanında yatmak istiyorum. gerçek olanın acelesi olmaz. yalnızlık neler yaptırır insana yalnız olmayan anlamaz.
4 notes
·
View notes
Text
ben niye uyanamıyorum ya bütün gün yatmak istiyorum sadece neden
4 notes
·
View notes
Text
Bazen hayatım çok iyi giderken, sadece minnak birkaç sorun varken öyle çok çöküyorum ki sanki hayatın sillesini yemişim gibi hissediyorum. Haftada en az 2-3 gün sarhoş olup paket paket sigara bitiriyorum. Kendime zarar veriyorum, sadece yemek yiyorum ve saatlerce ağlıyorum. Sorunum ne inan bilmiyorum sadece mutlu olmak istiyorum oysaki. Buna rağmen hayat yüzüme gülmüyor. Bir tanrı var mı bilmiyorum ama eğer varsa gerçekten beni sevmiyor. Bu kadar güçlü bir varlık benim gibi aciz birinden ne isteyebilir bilmiyorum ama canımı yakıyor ve galiba bundan zevk alıyor. Son günlerde nefesim daralmaya başladı, belki sigarayla alakalıdır diyeceğim ama bilmiyorum o kadar uzun süredir içmiyorum ve bir anda çok sık olmaya başladı. İnsanların kolumu gördüklerindeki söyledikleri, şakaları ve bakışları beni o kadar ezik hissettiriyor ki… Eskiden herkese içimi dökerdim artık onu bile yapamıyorum, içimden dahi gelmiyor. Bunu nasıl bir güçle yazıyorum bilmiyorum ama ben çok yorgunum. Sadece yemek yiyip müzik dinleyip yatağımda yatmak istiyorum bazen ama bazen de dışarı çıkıp arkadaşlarımla takılıp hiçbir şeyi hiçkimseyi takmamak istiyorum ve maalesef ikisini de yapamıyorum. Bunları yapamamak mı yoksa hangisini istediğime karar verememek mi daha çok yoruyor bilmiyorum. Artık uyusam bile geçmiyor çünkü rüyalarıma giriyor travmalarım. Uyanınca da sadece üzgün ve ruhsuz bir şekilde etrafta dolaşıyorum. Herkes bana çok soğuksun diyor ama aslında soğuk değilim, sadece canım yanıyor ve ben artık iyiymiş taklidi yapamıyorum çünkü gücüm kalmadı. Yalnız hissediyorum ve bu yalnızlığı hak ediyorum. Ben de sevilmek ben de sevmek ben de mutlu olmak istiyorum ama galiba bunlar bana çok. Sevdiğim, gerçekten çok hoşlandığım bir insan oldu şu ana kadar ve bence o da yakında gidecek. Bilmiyorum, umarım bu acım en kısa zamanda biter yoksa ben biteceğim.
2 notes
·
View notes
Text
son bir haftadır aksam olunca bütün enerjim sömürülüyo sadece yatmak istiyorum ama gece bir olmadan uyuyamıyorum
2 notes
·
View notes