#sıfırlandı
Explore tagged Tumblr posts
Text
“İnsan psikolojisinin nankörlüğü” gibi bir inanış oluştu bende, bu alanda öğrenim gören, ihtisas yapan kişiler varsa ne yorum getireceklerini de çok merak ediyorum.
Artık olayı eskisi kadar sık anmadığım için yolu bloguma son iki üç senede düşmüş kişiler bilmezler ama benim annem 2011 senesinde 8/8 karşı tarafın suçlu olduğu bir trafik kazası geçirdi. 18 yaşında, ehliyetini yeni almış bir çocuk bilirkişi raporuna göre yüksek bir hızla giderken refüjü atlayıp (zaten belirli bir hızın üzerinde olmazsa refüjü atlayamazmış) annemin arabasıyla kafa kafaya çarpıştı. Dışarıdan gözlemlenebilen bir sürü kırığın yanı sıra kaburganın ciğere batması, ciğerin sönmesi, ciğerde iç kanama, kalbin yarım santim sağa kayması gibi gözle görülemeyen bir sürü sıkıntı da yaşadı. Şimdi dışarıdan baktığında “bu anlattıklarını cidden bu kadın mı yaşadı” denebilecek kadar iyi ama çok şükür.
Neyse bu olaydan (çok) sonra ben hem psikolog hem psikiyatri desteği aldım (eş zamanlı). Kendim kendimi araba kullanmaya ikna ettim ve sanırım bana en iyi gelen şey oydu. Bir zaman sonra Burak, Ali ve ben Bodrum’da bi’ kaza yaptık (Ali kullanıyordu); öyle çok büyük bir şey değildi ama zincirlemeydi. Tam benim oturduğum tarafa bi’ Vito çarptı, onun kuvvetiyle iki bacağımın birbirine vurması ve birbirine vuran noktaların morarması dışında kimsede bir sıkıntı da yoktu. Buna rağmen o olayda ben, iskambil kağıtlarından zar zor yaptığım bir kulenin bir anda dağıldığını hissettim mesela. Çok net bir biçimde böyle hissettim. İyileşmek, iyi hissetmek için verdiğim onca çaba sıfırlandı sanki. Arabada otururken yaşadığım nefes daralmaları, kas kasılmaları, kendimi sıkmaktan oluşan ağrılar vb o günden sonra daha yoğun bir biçimde geri döndü. Tanıdıklar alıştı ama taksici dayıları rahatsız ettiğimi hissediyorum mesela. Normalde arkaya geçer oturursun ya, ben öndeki iki koltuğun arasından yola kitlenip devamlı önümüze bakıyorum. Bir iki kere dayılar “ne işin var dibimde” der gibi dönüp bana baktılar, kendimi zorlayıp arkama yaslandım ama ağlayasım geldi falan. Ayrıca birisi araba kullanıyor ben de yanında oturuyorum ya, kullanan kişi kadar çok efor sarf ediyorum. Bütün aynalara bakıyorum, bütün sinyalleri takip ediyorum ve bir yolculuk on saat sürüyorsa on saat boyunca yapıyorum bunu. Trafikte olmak benim için çok ama çok yorucu.
Dün gece duyduğum kaza sesi mesela. Sıradan bir vatandaş “aa kaza oldu herhalde” der geçer, benim bütün gecem sessizliğe büründü. Salon koltuğuna oturuyorum olmuyor, mutfak koltuğuna gidiyorum olmuyor, odama gelip oturuyorum olmuyor. Deli gibi uykum var, uyuyamıyorum. Saat gecenin üçü, evde tekim; çıkıp olayın oraya gitsem gidemiyorum, devamlı “öldü mü acaba öldü mü acaba” diye düşünüyorum. Gecenin üçü olmasa eminim o arabanın içinde olabilecek tüm tanıdıklarımı teker teker arardım. Oysa 5 milyon nüfuslu bir şehirdeyiz, öyle değil mi? Yok yani, aklımdan nelerin geçtiğini size anlatamam.
Beynim neden bu kadar nankör, bir yerlerde yanlış giden bir şeyler mi vardı bilebilmeyi çok isterdim. “Çekilin ben araba korkumun üzerine araba sürerek gidicem” diyen Selcan bana şimdi asla erişemeyeceğim bir güce sahip bir Selcanmış gibi geliyor. İçimde tekrar çabalamaya dair bir istek de yok, çok uğraşmıştım böyle hissetmemek için çünkü. “Bir kere yıkıldı, yine yıkılır” diyorum ve bunun yanlış bir inanış olduğunu, aslında, biliyorum…
51 notes
·
View notes
Text
nakitim bitmiş farkında değilim küçük kızçeye harçlık vermekten başka nakit para harcamıyorum zaten maaş kartıyla alışveriş yapıyorum. sabah ona harçlık verdim baktım cüzdan sıfırlandı :) kızlar uyanmıştı seslendim nakit varsa biraz verir misiniz kızlar ben dönerken çekerim bugün diye. english teacher bir kurumundan aldığı maaşı getirdi zarfla önüme koydu ben henüz dokunmadım buna al anne diye 🥹 bunun ekonomik kısmında falan değilim asla ama şu duyguyu ben nasıl anlatayım.. okudular, mezun oldular ve meslek sahibi de oldular.. bu kadar büyümüş olmaları anne olarak hem gurur verici hem de fevkalede duygulandırıyor.. ❤️ elhamdülillah
31 notes
·
View notes
Text
hayat enerjim sıfırlandı resmen, böyle değildim ben ://
5 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/e3beafc5b9bbdd4877d3e9509c65596a/3a44e3abf89ff097-c9/s540x810/d2b19c44d2bbbaf8a13f898a723f40ed41831841.jpg)
Tek kişilik odadaydim. Tavanda gozuken arkadaslarla biraz muhabet etme firsatimiz oldu, içimizden. Dolaplar duymadan mesela. Bir geceliğine hayatın geleceği ve geçmişine dair ne kadar kaygi, endişe, hırs veya hüzün keşkeleri varsa sıfırlandı. Konuşurken boğazım acıyor, 3 gün konuşma denilmişti zaten. Bursa Şehir Hastahanesini sevdim ama umarim bende dahil kimsenin yolu düşmez. Harika hoş bir serüvendi, bugun çıkışımı isteyip evde olmak istediğimi dile getiricem doktora.
Ses teli felcini ilk defa duydum, neden olduğu konusunda hala daha tam net bir sebep bilinmiyorken enteresan olaylar oldu. Standart iyidir. Ne zaman standarttan sıkılırsam bunu hatirlaticam yine kendime. Standart buyuk nimettir, araya bir hastahane girmesin demişti sevdiğim bir abim. :)
17 notes
·
View notes
Text
Zahide Uçar
Arap Baharı Ortadoğu ateşi olarak devam ediyor. Birinci Dünya Savaşının haritası, Gazi Mustafa Kemal tarafından engellendiği için tamamlanamadı. BOP’ni bu haritanın tamamlanma projesi olarak görmeliyiz.
ARA REKLAM ALANI
Irak, Libya çok kolay parçalandı. Irak’ta bir tarikatla, Libya’ya dışarıdan sokulan terör gruplarıyla parçaladılar…
AKP Hükümeti en başından beri bu projenin ortağıdır. Unutmuş olabilirsiniz, hatırlayalım; Davutoğlu Libya’ya sokulan yüzer-gezer teröristlere bavulla elden para dağıttı. İş bitince yaralı teröristler Türkiye’de tedavi edildi. Kaddafi linç edildiğinde Davut’un oğlu Hillary Clinton ile çak yapıyordu. AKP Ortadoğu’ya sokulan bir Truva Atı mı? Türk Milleti bu sorunun cevabını bulmak zorundadır!
*** *** ***
Ateş yüzümüzü yalıyor!
Suriye’ye binlerce terörist sokuldu. Esat ailesinin yaptığı zulümler nedeniyle içeride bulunan muhalif gruplarla birleştiler. Kürtlerin ilk açıklaması, “rejimin yanındayız” oldu. AKP Salih Müslim ile iletişime geçti. İstanbul’da ağırladılar. Davutoğlu’nun Salim Müslüm’e ; Kürdistan vaat ettiğini” öğrendik. Yani, PYD dedikleri yapının ebesi, ABD ile birlikte AKP’dir.
Bush Irak’a saldırmaya hazırlandığında “bu bir haçlı savaşıdır” dedi. AKP Genel Başkanının geçmişte Haçlı Savaşını övdüğü konuşmadan bir paragraf hatırlayalım: “…. Haçlı seferleri çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alışverişlerde bulunduğu dönemdir(!)?…”
Ateş yüzümüzü yalıyor!
Suriye Ordusu birden yok oldu. Tıpkı Saddam’ın ordusu gibi…
Bu demektir ki, iki devletin ordusu da operasyon yemiş. Ya Türkiye?
Balyoz ve Türevi davaların BOP ile bağlantısı artık ortaya çıkıyor. Kozmik oda casusluk faaliyeti BOP’nin bir operasyonuydu. Bu operasyonu neden yedik? Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ne planlanıyor ki, önce içeriden çökertme operasyonu yapıldı?
Suriye’de iç savaş başladığında Halep’ten arayan Türkmen kökenli bir Suriye Vatandaşı şunları söyledi; “Nüfus kütükleri yakıldı. Buraya dışarıdan bilmediğimiz birçok insan yerleştirildi.”
Şimdi dönelim Türkiye’ye;
Bizde nüfus kütükleri yakılmadan içeriye ABD askeri olan Afganlar sokuldu. ABD askeri Afganlar Türkiye’ye neden sokuldu? O askerler Suriye’ye sokuldu mu? Ya da Türkiye’de planlanan bir operasyon için kara gücü olarak mı bekletiliyor?
**** ***** ******
Suriye’nin parçalanması zamana yayıldı? Neden?
İç savaş uzun sürünce devletin gücü tükenir. Yoksullaşan halk rejime öfke duyar. Süre uzadıkça ve maddi imkanları gerileyen, yoksullaşmadan payını alan ASKERİN moral gücü çöker. İnancı zayıflar. İşte o noktada devreye istihbarat örgütleri girer. Sosyal medyada; Katar eski Başbakanı Hamad Bin Casim’in bir açıklaması paylaşıldı. Açıklamaya göre Suriye ordusunda en üstten erine kadar para dağıtmışlar. Yani, bir orduyu satın almışlar…
*** *** ***
Gelelim Türkiye’ye;
Türkiye’de üretim bitirildi. İşsizlik çok yüksektir. Fakirleştirme bir tercih haline geldi. Gençlerin gelecek umudu yok edildi. Adalete olan güven sıfırlandı. Kadın cinayetleri ve çocuk tecavüzleri, imam diye ortaya çıkan bazı kişilerin sapkın fetvaları ve bu fetvalara sessiz kalarak adeta onaylayan siyasi iktidar… Yandaş ihale soyguncusu şirketlerin tekrarlanan vergi afları… Bir de üstüne fakir halka yüklenen vergiler..
Uyuşturucu batağına düşen gençler… Mafyalaşma ve mala çökmeler tıpkı Osmanlı’nın 1909-1919 yıllarına benziyor.
Bütün kurumlar çökertildi. Korkunç bir toplumsal çürümeyle karşı karşıyayız. Kimsenin kimseye güveni kalmadı.
Farklılıklar derinleştirildi. Trol denilen maaşlı yaratıklar kin ve nefret tohumları ekme görevi aldı. Bir paylaşımda; “Bu Kemalistlerin eline fırsat geçse bize kezzap içirir” diyordu. Atatürk ve Cumhuriyete olan saldırı, iftira, yalan korkunç boyuta vardı. Bu paylaşımların sadece trol işi olduğunu düşünemeyiz. Belli ki bu paylaşımları okuyan Cumhuriyetçilerin nefret duyguları şiddetlensin isteniyor. Yarılma ne kadar derin olursa, çatışma da o kadar şiddetli olur. Bunların arkasında yabacı istihbarat elemanlarının olduğunu düşünüyorum. Kurtuluş Savaşında iç düşmanla birleşen yabancı istihbarat elemanlarının yayınlarını bir düşünün. O zaman da din kullanılmıştı.
İmam kılıklı bazı görevlilerin Cumhuriyet düşmanlığını körükleyen paylaşımları, Atatürk düşmanlıkları, iftira ve yalanları…
Türk Milletinin değerlerinin sürekli aşağılanması, Türklerin varlığını inkara varan açıklamalar… Türk adının birçok yerden kaldırılması, Türkiyelilik dayatması Türklerin sürekli dolmasına neden oluyor. Türkler kurucu unsurdur. Ülke bizim diye sabrediyor. Elinden almaya kalkınca oluşacak patlamanın şiddetini kimse tahmin edemez.. Belki de tahmin edip öncü rolüne soyunanlar satın alınır, kimbilir..
Bütün kışkırtmalar bir iç savaş planı için hazırlığa benziyor. Ve siyaset bu hazırlığı belli ki idrak edemiyor. Belli ki akıl hocalarının etki ajanı olduğunu idrak edemiyorlar. İdrak etseler hedefte sadece Türkiye’nin değil, kendilerinin de olduğunu anlarlardı…
Türkiye’nin 2024 yılı Ekim Ayı itibarı ile cari açığı 7.7 milyar dolardır. Brüt Dış borç stoku 512 milyar dolar, net dış borç stoku 265.4 milyar dolardır. Bu miktar cari açık ve dış borç başlı başına güvenlik sorunudur.
*** **** ****
Güney Kıbrıs Rum kesimi hızla silahlanıyor. Rumlar askerlikten terhis olunca silahlarını yanında götürüyor. Böylece sivil halk silahlanmış oluyor. Tıpkı Kıbrıs Barış Harekatı öncesinde olduğu gibi… Emekli Albay Aziz Ergen Rum kesiminde hükümetin bilgisi altında 15 yaş grubuna silah dağıtılıyor diye açıklama yaptı. Ve biz AKP Genel Başkanı’nı Yunan Başbakanı ve Rum kesiminin başbakanı ile kahve içerken görüyoruz. Bu resmin anlamı şudur: “Rum tarafını devlet olarak tanıyoruz. “ Peki Yunan Başbakanı Kuzey Kıbrıs Türk Devleti’nin Başbakanı ile kahve içer mi? Asla! Rum tarafı AKP’nin sessiz kalışıyla Avrupa Birliğine girmişti. Ne güzel değil mi(!)? Belli ki Rumlar bir savaş hazırlığı içinde. Bir savaş durumunda NATO’da birlikte olduğumuz Avrupa Devletleri AB ülkeleri olarak karşımıza çıkacak…
AKP Yıllardır Ege’de taviz veriyor. Akdeniz’deki haklarımızdan feragat ettiler. Belli ki Kıbrıs konusunda yeni taviz isteniyor. Yoksa savaş mı?…
Türkiye’de iç çatışma çıkarttıkları an Rumlar Kuzey Kıbrıs Türk Devletine saldırır mı? Türkiye kendisiyle uğraşırken, Kıbrıs Türk Devleti’ne sahip çıkabilir mi?
*** *** ***
YENİ ABD İSTİHBARAT DİREKTÖRÜ Tulsi Gabbard;
“Türkiye yıllardır İŞİD ve El Kaide teröristlerine perde arkasında destek veriyor. Türkiye ve Erdoğan dostumuz değil. Dünyanın en büyük diktatörlerinden biri, İslamcı bir halifelik kurmak istiyor.” Diye açıklama yaptı.
Bu açıklamadan ne anlamalıyız? ABD görevlileri Kaddafi, Saddam, Esat için de buna benzer açıklamalarda bulundu. Sonuç ortadadır.
Bu açıklamadan benim anladığım şudur;
Sayın Erdoğan, istediğimiz her şeyi kabul etmezsen, diğerlerinin başına ne geldiyse, senin de başına aynısı gelir diye şantaj yapılıyor.
Ve sarayın bazı danışmanları Erdoğan’ı Saddamlaştırmak için her şeyi yapıyor.
ABD NATO ülkesi, bize saldıramaz diyenler var. Bilgisizlik.. Arap Baharında ülkeler terörist gruplar kullanılarak şekillendirildi, parçalandı.
Türkiye’de ne kadar terör grubu var, biliyor muyuz? Bilmiyoruz. Bir patlama için ortam nasıl hazırlanıyor, görüyoruz. Her şey bir ajanın provakasyonu ile başlar. İşte o zaman bize direk savaş açamayan ABD, NATO OLARAK ÜLKEYE GİRER. Sahi, Yunanistan’da NATO ülkesi değil mi? Yunanistan’ı da yanında getirir mi? Malum, bir karışıklık durumunda NATO’nun çoook iyi niyetle müdahale hakkı var ya(!)?
Ateş yüzümüzü yalıyor…
Türk Milleti Bu süreçte birlik olmalıdır. Kışkırtmalara, provakasyonlara soğuk kanlı bir akılla yaklaşmalıdır. “Böl ve yut” taktiğine malzeme olmadan ülkemize sahip çıkmalıyız.
Türkiye AKP’den de, AKP Genel Başkanından da, meclis tiyatrosunun oyuncularından da çok büyüktür!
Azim ve Karar, 17. 12. 2024
5 notes
·
View notes
Text
Şaka maka benim her şeye tahammülüm sıfırlandı.. önümde biri yavaş yürüse itesim geliyor
2 notes
·
View notes
Text
"Ashab-ı Kehf, Roma imparatoruna karşı ayağa kalkıp 'Sen kim oluyorsun göklerin Rabbine karşı!' derken; ölümden korksalar ve diploma endişeleri, işsiz kalacaklarına dair bir düşünceleri olsaydı dik durup böyle konuşamazlardı. Allah'a tevekkül ettiler, geçmişin de geleceğin de Allah'ın olduğunu bildiler. Bu bilgiyle bütün dünya gözlerinin önünde bir kibrit çöpü kadar değersiz kaldı. Böylece ölüm onlar için sıfırlandı. Dolayısıyla maddi gelecek diye bir endişeleri de kalmadı. Kalktılar, Kur'an'ın bize örnek gösterdiği delikanlıca sözleri söyleyebildiler.
Eğer sen düğününü düşünüyor ve çocuğunu sünnet ettireceğin günlerin hayaliyle kavruluyor, bir günlük neşeyi gözünün önünde koca bir dağ gibi tutuyorsan çıkıp Roma imparatorunun karşısında hakkı haykırmayı bırak bir kenara, eşine-çocuğuna karşı da konuşamaz, kekeme olursun. Çünkü senin gözünde, Allah için hiçbir değeri olmayan basit şeyler dahi dağlar gibi kocaman olmuştur. Allah'ın nazarında hiçbir değeri olmayan şeyler, insanların gözünde çok değerli olduğu için Allah'a kulluğa engeldirler."
20 notes
·
View notes
Text
Mesainin bitmesine daha 1 saat var ve benim tüm hayat enerjim sıfırlandı
8 notes
·
View notes
Text
Tatlıyı yapmak için ciddi mesai harcadım. Bu sefer her zamankinden daha çok. Neden? Misal cevizler kırık değildi oturdum kahve içerken onları kırdım. Sonra şeker al deyince küp şeker almış,halbuki tatlı için demiştim ama daha ucuz muymuş neymiş, bir de onu robottan çektim. Makine kırılacak sandım. Neyse un böceklenmiş. Ölçü bardağım 1 tane,ölçülecek bir sürü şey var. Zaten alan dar. Kızım durmuyor bir yandan ona koşup duruyorum. Krema için şeker kalmadı pudra şekeri koydum ama daha az koyun yazmışlar 1+3 çeyrek diyor . O kaç ediyor ,zaten dikkatim sıfırlanmış siz de saçmalıyorsunuz iyice. Muhallebi yine olmadı. Her seferinde 1 lt süte farklı doz un ve nişasta koymaları beni deli ediyor. Gittim farklı krema deneyeyim diye yine gol yedim. Markette şu bozukları vereyim dedim ama sayarken bunaldım sonra evde sayayım dedim. Kasiyer poşete bakıyor, para var dedim. Halbuki sırtımda kocaman bir çanta var. Saçmalık. Bacaklarım kopuyor azıcık yürüyünce. Halbuki ne özlemiştim yürümeyi. Üzerine ev ne biçim battı. İkimiz de çok yorulduk artık ,tahammülüm sıfırlandı. Tam streci açmaya çalışırken o son kısmı hep geriden gelince "Gibi"geldi aklıma, her şey bu kadar zor olmamalı ya dedim ve kavga ettik. Ve çok açım yine bu saatte. Keşke tavuk dürüm yiyebilseydim şimdi. Sadece papatyalar ve yağmurdan sonra toprak ve ahşap kokusu için bu kadar sıkıntı(?) çekilir mi emin değilim.
5 notes
·
View notes
Text
aileden başka kimse çıkarsız sevemiyor hiçbir çıkar bulunamasa bile verilen ilgi sevgi yüzünden de sevilebildiğini zannedebiliyor insan gerçek sevgiye olan inancım sıfırlandı ama yine de kendimi istisna olarak görüyorum şimdiye kadar sevdiğim eş dost sevgili aile sevgisi hepsi benim açımdan çıkarsızdı karşılığı öyle olmasa bile bir karşılık beklemeden dahi olsa
3 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/b96a2a6221ba53138c52346458dc3809/8716a6609cd095b5-38/s540x810/cfa92050175850ccf453c4fdc2afd3f590ad1a5d.jpg)
Bünyede sinir stres sıfırlandı
12 notes
·
View notes
Text
neyse güzel uyandım bugün işime teklif gelmiş kemere tatile gidioz 2 gün sonra onla öderim valla derdim sıfırlandı yine durduk yere
9 notes
·
View notes