Tumgik
#parasal genişleme
akrepblog · 1 month
Text
Neptün Evlerde - Hangi Evde Nasıl Etkiler?
Tumblr media
Neptün Evlerde
Doğum haritasında Neptün evlerde nasıl etkiler? Neptün hangi evi nasıl etkiler? Olumlu ve olumsuz etkileri nelerdir? Neptün hangi evlerde güçlüdür? Neptün hangi evde iyidir? Neptün evlerde neyi temsil eder?
Neptün Künyesi
Keşif Tarihi: 23 Eylül 1846
Keşfeden: Johann Gottfried Galle, Urbain Le Verrier ve John Couch Adams (teorik hesaplamalarla)
Yörünge Süresi: 165 yıl (Dünya yılı)
Günlük Rotasyon Süresi: 16 saat 6 dakika
Çap: 49,244 km
Kütle: 1.024 × 10^26 kg (Dünya'nın kütlesinin yaklaşık 17 katı)
Ortalama Yörünge Mesafesi: 4.5 milyar km (30.07 Astronomik Birim)
Yüzey Sıcaklığı: Yaklaşık -214°C
Uydu Sayısı: 14 (en büyük uydu Triton)
Halkaları: 5 belirgin halka
Gezegen Tipi: Buz Devi
Astrolojik Yönetici: Balık Burcu
Astrolojik Temalar: Hayaller, ilham, sezgi, illüzyonlar, manevi konular, bilinçaltı, merhamet, kaçış.
Neptün'ün Temsil Ettiği Konular
Hayaller ve İlham
Sezgi ve Maneviyat
Rüyalar ve Bilinçaltı
İllüzyonlar ve Yanılsamalar
Kaçış ve Bağımlılıklar
Kolektif Bilinç
Şefkat ve Merhamet
Sanatsal Yetenekler
Mistisizm ve Spiritüel Arayışlar
Kurban olma ve Fedakarlık Temaları
Neptün, Güneş Sistemi'ndeki en dış gezegenlerden biri olarak bilinmektedir. Astrolojide, Neptün genellikle
hayal gücü,
ilham,
sezgi ve
yanılsama
gibi temaları simgeler. Bu gezegenin etkisi altında olan kişiler, içsel dünyaları ve derin duygusal algılarıyla dikkat çekerler.
Neptün'ün astrolojideki sembolizmi, spiritüel ve sezgisel anlamda çok derindir. Bu gezegen, bilinçaltı dünyamıza açılan kapıları ve rüyalarımızın, sanatsal yeteneklerimizin kaynağını temsil eder. Neptün'ün enerjisi bazen belirsizlik ve kaosla ilişkilendirilir; özellikle, net sınırların olmadığı alanlarda bu gezegenin etkisi kuvvetli bir şekilde hissedilir. İlhamın yanı sıra, yanılsama, aldanma, aldatılma ve aldatma da Neptün'ün etkileri arasında yer alır.
Astrolojik haritalarda Neptün'ün bulunduğu ev ve yaptığı açılar, bireyin yaşamındaki en derin ve soyut konuları gözler önüne serer. Bu gezegenin farklı evlerdeki konumu, kişinin
sezgisel yetenekleri,
sanatsal eğilimleri ve
spiritüel deneyimleri
üzerinde belirleyici bir rol oynar. Örneğin, Neptün 5. evde sanatsal becerileri artırabilirken, 12. evde gizli korkuları, sırları veya psişik yetenekleri ortaya çıkarabilir.
Neptün diğer gezegenlerle yaptığı açılar sayesinde de önemli etkiler ortaya çıkartır.
Olumlu açılar, sezgi ve sanatsal becerileri, ilhamı artırabilirken,
olumsuz açılar yanılsama ve aldatma riskini getirebilir.
Neptün'ün Jüpiter ile yaptığı uyumlu açı, spiritüel genişleme ve bilgelik getirebilir; fakat Mars ile zorlayıcı bir açı, enerji ve motivasyon eksikliğine yol açabilir.
Neptün Evlerde Ne Demek?
1. ev (benlik): Gerçek benliğin bulunmasında hayal kırıklıkları. Kişisel sınırları belirsizleştirir, empati ve sezgiyi artırır.
2. ev (parasal): Belirsiz gelir kaynakları, haksızlıklar. Maddi konularda kafa karışıklığı ve belirsizlik.
3. ev (kardeşler): Bağlantılar, hayal kırıklıkları. İletişimde hayal gücü ve sanatsal ifadeler.
4. ev (aile): Aile içi sorunlar, aidiyet hissinin kaybolması. Ailevi köklerde gizemler ve duygusal derinlik.
5. ev (riskler): Belirsizlik, hayal kırıklığı. Sanatsal ifade gücünü artırır.
6. ev (sağlık): Psikolojik rahatsızlıklar, madde bağımlılığı. Çalışma hayatında belirsizlik ve hizmet odaklı bir yaklaşım.
7. ev (ilişkiler): Hayal kırıklığına uğrama, aldatılma, aldatma. İlişkilerde idealizm ve yanılsamalara yatkınlık.
8. ev (ortaklar): Ortaklık sorunları, parasal kayıplar. Gizemli ve ruhsal deneyimlere açıklık, ortak kaynaklarda belirsizlik.
9. ev (uzun yolculuk): Hayal kırıklığı, yanılgılar. Ruhsal arayışlar ve manevi inançlara yönelim.
10. ev (şöhret): İmajın bulanıklaşması, amacın kaybolması. Kariyer yolunda belirsizlik ve idealizm.
11. ev (arkadaşlık): Grubun dağılması, arkadaşlar arası yanılsamalar. Arkadaşlıklarda ve toplumsal ideallerde hayalperestlik ve belirsizlik.
12. ev (gizli düşmanlar): Gizli engeller, içsel sorunları fark etmeme. Bilinçdışında güçlü sezgiler ve ruhsal arınma arayışı.
0 notes
lolonolo-com · 1 year
Text
Para Teorisi Ve Politikası 2023 Vize Soruları
Para Teorisi Ve Politikası 2023 Vize Soruları 1- Parasal aktarım mekanizmasında servet artışının tüketim harcamaları tetiklemesiyle birlikte firmaların üretim Şevki artacak ve ekonomide genişleme eğilimleri ortaya çıkmaya başlayacaktır görüşü hangi aktarım kanalına aittir? Cevap : Varlık fiyatları kanalı 2- Döviz kuru kanalının işlemesi sürecinde para arzındaki artış aşağıdakilerden hangisine…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kriptosonhaberler · 2 years
Text
ABD'de faiz oranları yüzde 4'e yükseltildi
ABD’de faiz oranları yüzde 4’e yükseltildi
ABD Merkez Bankası (Fed) Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), faiz oranlarına ilişkin kararını duyurdu. 2 Kasım’da toplanan FOMC, faiz oranlarında 75 baz puan artışa karar verdi. Böylece yüzde 3,25 olan faiz yüzde 0,75 yükselmiş oldu. Piyasalar merkez bankasından 75 baz puanlık bir artış bekliyordu. Fed, COVID-19 pandemisinde uygulanan parasal genişleme politikaları sonucunda ülkede enflasyonun…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gggmedya · 5 years
Photo
Tumblr media
"Fed ’den sınırsız parasal genişleme kararı" https://gggmedya.com/ekonomi/fed-den-sinirsiz-parasal-genisleme-karari/
0 notes
kriptokritik · 2 years
Text
Maymun Çiçeği Virüsünün Kripto Para Piyasalarına Olası Etkileri
Tumblr media
Dünya Sağlık Örgütü, maymun çiçeği virüsünü için en yüksek uyarı seviyesinden acil durum ilan etmişti. Şimdi ise ABD tarafından da benzer bir hamle geldi. Olası bir pandemi durumunun kripto para piyasalarına nasıl etki edeceği merak ediliyor. Uzmanlar, yeni bir pandemi ihtimalinde hükümetler daha deneyimli olacağı için atılacak adımların piyasaya etkisinin daha ılımlı olabileceğini belirtiyor. Ayrıca piyasaların geçmiş deneyimleri belirli bir döngünün takip edileceğini gösteriyor. Ancak Bitcoin ve altcoin piyasalarının çok daha volatil olmasından dolayı, yatırımcılar sürecin kripto para piyasalarına etkisini merak ediyor. ABD’li yetkililer 4 Ağustos itibarıyla, maymun çiçeği hastalığı için bir halk sağlığı acil durumu ilan edildiğini bildirdi. Bu ilanın ardından hastalıkla mücadele için ek fon ve araçların serbest bırakılması bekleniyor. Ancak kripto para ve geleneksel piyasalar için asıl bağlayıcı olan kısım bu fonlar değil. Bilindiği üzere ABD Merkez Bankası (FED), enflasyonu düşürmek için faiz artırımları ve bilanço daraltma politikaları izliyor. Ancak Maymun Çiçeği virüsünden kaynaklı olası bir pandemi ilan edilmesi durumunda, parasal sıkılaşmanın rafa kaldırılacağı düşünülüyor. Böyle bir durumda riskli varlık olarak kategorize edilen kripto para birimlerinin yeniden canlanacağı ifade ediliyor. Ancak canlanma süreci düşünüldüğü kadar kolay gerçekleşmeyebilir.
Maymun Çiçeği ve Kripto Para Piyasaları
2019 yılında ortaya çıkan Korona Virüs pandemisi oldukça yakın zamanlı bir örnek olarak mevcut durumda karşımıza çıkıyor. O dönem, lider kripto parada ’lık değer kaybı görülmesine rağmen, yıl içerisinde eşit derecede güçlü bir geri dönüşün ve yeni bir fiyat paradigmasının başlangıcı inşa edilmişti. Pandemi dönemi boyunca, FED başta olmak üzere pek çok ülkenin merkez bankası faiz oranlarını 0 seviyesine yaklaştırdı, üstelik emisyon artışları da düşük faiz sürecine eşlik etti. Yaşadığımız süreç tüm dünyada inanılmaz bir enflasyonun artışına sebep oldu. Şimdi Maymun Çiçeği pandemisi ilan edilmesi durumunda, benzer bir sürecin yaşanacağı düşünülüyor. Kripto para piyasalarının bu süreç içerisinde önce şiddetli değer kaybetmesi sonrasında ise parasal genişleme ile yükselişe geçmesi beklenebilir. Ancak her olay kendi özelinde eşsizdir bu sebeple piyasalara dair bu öngörü netlik içermemektedir. Ayrıca Maymun Çiçeği’nin pandemiye dönüşme ihtimali de zayıf görülüyor. Reuters’e göre ABD’de yapılan araştırmalar, 6.600’ü aşan vaka sayısının neredeyse tamamının eşcinsel erkek olduğunu gösteriyor. Güncel son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için Kriptokritik.com‘u  Twitter’da takip edin, Yaay’da takip edin, İnstagram’da takip edin, Tiktok‘ta takip edin, Facebook sayfamızı beğenin ve Telegram kanalımıza katılın! Read the full article
0 notes
fotode · 2 years
Text
Küresel konut piyasası duruluyor: Türkiye’yi de etkileyecek mi?
Küresel konut piyasası duruluyor: Türkiye’yi de etkileyecek mi?
Merkez bankalarının ekonomiyi soğutma çabalarının ardından konut fiyatlarının artış hızı da küresel çapta gerilemeye başladı. Bu gelişmeler Türkiye’deki konut piyasasını nasıl etkileyecek? Sozcu.com.tr araştırdı… Serkan ÜSTÜN Yayınlanma: 09:20 – 10 Temmuz 2022 Güncellenme: 09:24 – 10 Temmuz 2022 Parasal genişleme ortamında düşük faizli konut kredileri nedeniyle şişen küresel gayrimenkul…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sigortahaber · 3 years
Link
GÜNÜN ÖNE ÇIKAN GELİŞMELERİ Zaman Parite Haber Beklenti Önceki 15:00 GBP İngiltere Merkez Bankası (BoE) Toplam Parasal Genişleme (Şub ...
0 notes
benimpencerelerim · 3 years
Text
NASIL BATTIK
Para bol bulamaç olunca, yatırımcı ne yapar?
Güven Sak, Dr.17 Eylül 2018 www.tepav.org.tr
Her şey bundan 10 yıl önce  başladı. Türkiye kendini, kendi planlamadığı, kendisinin yönetmediği,  dinamiklerini anlamakta bugün bile zorlandığı bir iktisadi sürecin  içinde buldu. Şimdi içinde bulunduğumuz sıkıntının tohumları bundan 10  yıl önce atıldı. Doğrusu ya, o gün olup bitenlerin bugünlere yol  açabileceğini daha düşünmüyorduk. Dert başka bir yerdeydi. Küresel  ekonominin bileşik kaplar gibi işlediğini pek güzel gördük. Vaşington’da  Amerikan ekonomisi ile ilgili olarak alınan kararlar, bugün Türkiye ve  Arjantin ekonomilerindeki riskleri biriktirdi. Gelin bakın nasıl oldu?
Wall Street sarhoş olunca, kamu eliyle ayıltılması gerekti
15 Eylül 2008’de Amerikan yatırım  bankası Lehman Brothers iflas kararı aldırmak için resmen başvuruda  bulundu. Böylece tarihin en büyük iflası kayda geçti. Amerikalılar daha  kısa bir zaman önce yine önemli yatırım bankalarından birini, Bear  Stearns’ü kurtarmıştı. Lehman Brothers’ı kurtarmadı. Neden ilkini  kurtardılar da ikincisi patladı? Daha o bile açık seçik belli değil. Ama  oldu.
30 Eylül 2008’de, Amerikan Kongresi,  Başkan Bush’un 700 milyar dolarlık banka ve şirket kurtarma paketini  reddetti. Ortalık daha da karıştı. Krizin daha da derinleşerek,  Amerika’nın üretim ve istihdam kapasitesine kalıcı hasar vermesi  ihtimali güçlendi bir nevi. 1929 buhranına benzer bir iktisadi daralma  süreci artık bir ihtimal değil, gerçek oluyordu.
Bunun üzerine, aynı Kongre, aynı  kurtarma planını kısa bir süre sonra Ekim 2008’de onayladı. Neyse ki,  Vaşington’da ülkenin neyle karşı karşıya olduğunu bilen yetişkinlerden  oluşan bir yönetim vardı. Amerikan Merkez Bankası (FED) parasal  genişleme sürecini başlattı. İşte bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri  bugünlerde olumsuz  etkileyen süreç, bundan 10 yıl önce böyle başladı.   Halbuki hadise hiç de bizimle alakalı gibi durmuyordu.
Wall Street’i ayıltma operasyonu, Türkiye dahil pek çok gelişen piyasa ülkesinde özel şirket ve banka borçlarını patlattı
2008’den 2018’e küresel borç stoku,  yüzde 75 büyüyerek 250 milyar dolara ulaştı. Her şey hep o 2008  Eylülünden sonra oldu. Başkan Bush’un Temmuz 2008’deki ifadesiyle “Wall  Street sarhoş” olmuştu. Şimdi “akşamdan kalmaydı” ve bir önce  “ayılmasında” fayda vardı. (https://www.youtube.com/watch?v=bT29fq0slGc)
Parasal genişleme süreci işte Wall  Street’i ayıltma operasyonunun bir parçasıydı. Ne oldu? Hemen herkes  düşen faiz oranlarından borçlandı. Herkesin borçlanma kısıtı gevşedi.  Yetmedi. Küresel borç stoku içinde, gelişen piyasalara sahip (emerging  markets) ülkelerin payı 2008’den 2018’e yüzde 7’den yüzde 26’ya çıktı.
Ne oldu? Küresel borç stoku içinde  Türkiye, Arjantin, Güney Afrika, Brezilya gibi ülkelerin payı arttı. Ne   oldu? Başka ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye ve Arjantin gibi  ülkelere daha çok para akıttı, uluslararası finansal piyasalar ve  Türkiye ve Arjantin gibi ülkelerin küresel borç stoku içindeki payı  arttı. En çok Türkiye ve Arjantin’in borçlanma kısıtı gevşedi. Başka  başka?
Ankara’da kimse şirketlerimize “Bu kadar çok borçlanmasanız…” demedi.
Bizim gibi ülkelerdeki özel şirketlerin  toplam borçlarının kendi milli gelirleri içindeki payı, 2008 yılında  yüzde 36 civarındaydı. 2018 yılında bu oran yüzde 105’e çıktı. Ne oldu?  Wall Street’i ayıltmak için atılan adımlar neticesinde dolar cinsinden  getiri oranları negatife yaklaşınca; bu getiri kıtlığı, kaynakları bizim  gibi ülkelere doğru akıttı. Bizim gibi ülkelerde finansmana erişim  kısıtı gevşedi ve finansmana erişim maliyeti düştü. Biz de işte aynı  dönemde her boş yere çimento dökmeyi rahatlıkla finanse edebileceğimizi  ve bu yolla büyüyebileceğimizi keşfettik. Şirketlerimizin ve  bankalarımızın yabancı para cinsinden borçları arttı. Borç verdiler, biz  de aldık. Hiç de nazlanmadık. Ankara’da kimse şirketlerimize “Bu kadar  çok borçlanmasanız…” demedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)  yalnızca, geçen hafta olduğu gibi, faiz oranlarını belirlemiyor. Aynı  zamanda ekonominin gidişatı ile ilgili son derece sağlam veri de  yayınlıyor. Yabancı para cinsinden borçlanma verileri orada topluca var.  Türkler paralarını Türkiye dışına çıkartıp nerelere yatırım yapıyor  orada yine var. Ne isterseniz var. Banka uzun bir süreden beri  Türkiye’nin net uluslararası yatırım pozisyonuna ilişkin verileri de  yayımlıyor. Bir ülkenin net uluslararası yatırım pozisyonu demek, o  ülkede yerleşik olanların yabancı para cinsinden yükümlülükleri ile  yabancı para cinsinden varlıkları arasındaki fark demek sonuçta. Bir  nevi, ülkenin yabancı para cinsinden açık pozisyonu nedir, bunu gün be  gün izlemek mümkün. Demem o ki, şirketlerimiz ve bankalarımızın ne  yapmakta olduğunu yöneticilerimiz gün be gün biliyorlardı. Şimdi öyle  “Ben bilmiyordum.” filan demek mümkün değil.
Halbuki TCMB Türkiye’nin şirketler ve bankalar eliyle nasıl risk biriktirdiğini gün be gün biliyor ve raporluyordu
2008 yılında Türkiye’nin net  uluslararası yatırım pozisyonu 200 milyar dolar civarındaydı. 2017  yılında net uluslararası yatırım pozisyonu 450 milyar dolar oldu.  Yabancı para cinsinden yükümlülüklerimiz ile yabancı para cinsinden  varlıklarımız arasındaki fark şimdilerde 400 milyar dolar civarında  dolaşıyor. Net uluslararası yatırım pozisyonunun milli gelir içindeki  payı da 10 yılda yüzde 25’ten yüzde 55’e çıkmış gibi duruyor, TCMB  verilerinde. “Türkiye, kendisini, kendi planlamadığı, kendisinin  yönetmediği, dinamiklerini anlamakta bugün bile zorladığı bir sürecin  içinde buldu.” dediğim bir nevi bu işte.
Bundan 10 yıl önce Wall Street sarhoş  olmuştu. Bir nevi, akşamdan kalmaydı. Sonra Amerikan yönetimi Wall  Street’i ayılttı ve bugün Amerikan ekonomisi yeniden istihdam yaratmaya  başladı. Şimdi bizim şirketlerimiz ve bankalarımız aynı durumda. Şimdi  bizimkileri de ayıltmak gerekiyor. Yeniden büyüme ve istihdam yaratmak  için kamunun adım atması, ülkenin üretim ve istihdam kapasitesini  koruması gerekiyor.
Para bol bulamaç olunca,  yatırımcılar, getirisine bakmadan ne bulurlarsa onu finanse ederler,  memleket verimsiz yatırım bataklığı oluverir
O aralar bir Afrikalı diplomat dostum  bana, “Türkiye bu yolları, bu binaları, köprüleri nasıl yapıyor?” diye  sormuştu. Doğrusu ya, derdi hiç de öyle eleştirmek, risk  biriktiriyorsunuz filan demek de değildi. Merak ediyordu çünkü benzer  işlerin kendi ülkesinde de yapılmasını istiyordu. “Yabancı para  cinsinden borçlandık.” demiştim cevap olarak. “Küresel finansal kriz  nedeniyle yabancı para cinsinden faiz oranları çok cazipti.” Şimdi böyle  anlatınca Nasrettin Hoca’nın kazan hikâyesine pek benziyor doğrusu.  Kazan önce doğurdu ama artık sizlere ömür.
Şimdi bir ülkenin borçlanma kısıtı,  kendi kontrolünde olmayan gelişmeler nedeniyle, gevşerse, ne olduğunu  biliyoruz. Para bol bulamaç olunca yatırımcılar, hangi yatırım projesini  bulurlarsa, getiri oranına pek bakmadan kolaylıkla finanse  edebiliyorlar. Bulunan kaynağa ödenmesi gereken bedel ne kadar yüksek  olursa,  yatırımcı ortadaki proje seti içinden, daha verimli projeler  seçmeye yöneliyor. Neymiş? Düşük faiz, memleketi kolaylıkla verimsiz  projeler bataklığına dönüştürebiliyormuş. Ekonomiyi yönetmek hakikaten  çocuk yetiştirmeye çok benziyor. Akerloff ve Schiller çok haklı.
Meraklılarına George Akerloff ve Robert  Schiller’ın Scala yayıncılık tarafından Türkçeye de kazandırılan “Animal  Spirits: How human psychology drives economy and why it matters for  global capitalism” (Hayvansal güdüler: İnsan psikolojisi ekonomiyi   nasıl etkiler ve bu küresel kapitalizm için neden önemlidir) başlıklı  çalışmasını öneririm. Kitap ilk 2009’da çıkmıştı. Sıcağı sıcağına ne  olduğunu anlatıyordu.
Bu köşe yazısı 17.09.2018 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
0 notes
dovizbu · 3 years
Text
Petrol Omikron ve Çin beklentileriyle yükselmeye devam ediyor
Petrol Omikron ve Çin beklentileriyle yükselmeye devam ediyor
Ekonomistler, Çin’in 2022 için en önemli hedefleri arasında ekonomiyi istikrara kavuşturmak olduğunu açıklaması sonrası 2022 başından itibaren parasal genişleme politikası uygulayacakları tahmininde bulundu. Dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olan Çin’den gelen bu açıklama ile piyasalardaki iyimser beklentilerin güçleneceği tahmin ediliyor. Batı Teksas vadelileri geçtiğimiz ekimden beri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
barkoturktv · 4 years
Text
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu faiz, kur ve enflasyon hakkında ne düşünüyor?
Tumblr media
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 19 Mart'ta görevden aldığı Naci Ağbal'ın yerine Merkez Bankası Başkanlığına atadığı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, 2018'den beri Yeni Şafak gazetesindeki haftalık köşesinde ekonomi hakkındaki görüşlerini aktarıyor. Kavcıoğlu'nun yazılarını inceleyerek faiz, kur ve enflasyon gibi kilit öneme sahip göstergeler hakkındaki fikirlerini derledik. Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, 19 Kasım'daki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nda alınan politika faizini yüzde 10,25'ten 15'e çıkarma kararından 5 gün sonra yazdığı yazıda, "Soros ekibinin" Türkiye'yi faiz artırımı yönünde köşeye sıkıştırmak için tüm yolları kullandığını söyledi. Kavcıoğlu, o dönem Merkez Bankası'nın yanı sıra Hazine ve Maliye Bakanlığı yönetiminin de değişmesinin "faiz lobisi ve destekçilerini" umutlandırdığını belirtti ve bu grupların bağımsız bir Merkez Bankası Başkanı istediğini aktardı. Piyasalarda daha fazla faiz artırımı beklentisi olması hakkında ise şu yorumları yaptı: "Öyleyse neden ısrarla faiz artırımı istiyorlar. Çok basit. Yüksek faizle Türkiye'nin yatırımlarının önünü kesmek. Diğer taraftan da oluşacak bu yüksek faizle Türkiye'yi sömürmeye devam etmek ve gücünü zayıflatmak. Yani döviz kurunu bir siyasal mühendislik aparatı olarak belki de daha da ötesi bir silah olarak kullanıyorlar." Kavcıoğlu, 9 Şubat'taki yazısında ise Merkez Bankası'nın faizleri yükseltmesiyle birlikte kurun bir miktar dizginlendiğini yazdı ve "Fakat kurda elde edilen bu kazanımların, ne kadarı faiz artırımı kaynaklıdır? Parasal genişleme etkisiyle başlayan süreçte maliye politikasından ziyade faizin tercih edilmesinin bedeli ne? Nereye kadar kullanılmalıydı?" sorularını sordu.
Tumblr media
Tüm kesimlerin alışıldık politikaları bir kenara bırakıp yapısal çözümler üzerinde uzlaşması gerektiğini belirten Kavcıoğlu, gelişmiş ülkelerde negatif faiz uygulanırken Türkiye'deki ekonomi yazarlarının, bankacıların ve iş kuruluşu temsilcilerinin yüksek faiz uygulanması gerektiğini söylemesinin "gerçekten üzücü" olduğunu yazdı. Pek çok kişinin yüksek faiz uygulanmadığı durumda Türkiye'de hukuk ve adalet bulunmadığı; itibar, güven ve şeffaflık sorunları olduğu; insan hakları, düşünce özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün çiğnendiği; enflasyon, bütçe açığı ve cari açığın yüksek olması gibi gerekçelerle Türkiye'nin yatırım çekemeyeceğini düşündüğünü aktaran Kavcıoğlu, dünyanın çoğu ülkesinde aynı sorunların yaşandığını ama bu ülkelerin negatif faiz vermeyi başardığını iddia etti. 'Yüksek faiz, düşük kur politikasından kaybeden hep ülkemiz oldu' Kavcıoğlu aynı köşe yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktisatçılar tarafından eleştirilen "Faiz neden, enflasyon sonuçtur" görüşüne paralel bir şekilde, faiz artışının enflasyonda da artışa yol açacağını öne sürdü. "Yüksek faiz düşük kur politikasından kaybeden hep ülkemiz oldu" diyen Kavcıoğlu, üreticilerin yüksek faizle borçlanmasının üretim maliyetini artırdığını, bunun da vatandaşa enflasyon olarak döndüğünü ve ayrıca kuru artırdığını yazdı.
Tumblr media
Getty Images Türk lirasının değer kaybı nedeniyle döviz büroları bugün hareketliydi Kavcıoğlu bundan bir hafta önceki yazısında da Merkez Bankası'nın yüksek faiz politikası nedeniyle yalnızlaştığını öne sürdü. TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB ve TESK'in Merkez Bankası'nın kararını desteklediğini söyleyen Kavcıoğlu, yüksek faiz kararıyla "faiz lobisini oluşturan tüm kesimlerin, özellikle de TÜSİAD'ın" yüreğine su serpildiğini, fakat "faize karşı duyarlı olması gereken" MÜSİAD'ın da bu kararı desteklemesinin dikkat çekici olduğunu belirtti. Naci Ağbal başkanlığındaki Merkez Bankası yönetiminin IMF tarafından takdir edilmesini "manidar" bulan Kavcıoğlu, muhalefetin de yüksek faiz uygulamasını desteklediğini belirtti ve "Tüm bu açıklamaları okurken Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği 'Kimler kimlerle beraber' sözü aklıma geldi" dedi. 'Merkez Bankası rezervleri ihtiyaç anında kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak?' Kavcıoğlu 2 Mart'taki yazısında ise muhalefetin eleştirdiği, 2020'de Merkez Bankası rezervlerinin kullanılması durumunu savundu. Türkiye'de reel sektörün döviz borçlarını azalttığını ve "çıkışların TCMB rezervlerinden karşılandığını" söyleyen Kavcıoğlu, Türkiye'de reel sektöre kullandırılan kredilerin 2020'de yüzde 35 arttığını, "Yaklaşık 1 trilyon TL olarak kullandırdığı kredilerin, kısa vadeli olarak yaklaşık 600 milyar TL'si TCMB'den borçlanarak kullandırıldığını" yazdı.
Tumblr media
Getty Images Kavcıoğlu "İhtiyaç olduğunda rezervler kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak? Eğer rezervler böyle zamanlarda kullanılmasaydı, USD/TL kuru ne olurdu? Enflasyon ya da faizler kaça yükselirdi?" sorularını sordu ve 2020'de Çin hariç tüm büyük ekonomiler küçülürken Türkiye'nin yüzde 1,8 büyümesini rezervlerin kullanımına bağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 12 Mart'ta açıkladığı "ekonomik reform paketinden" dört gün sonra, bazı ekonomistlerin yetersiz bulduğu paket hakkında bir köşe yazan Kavcıoğlu, "reform paketi, geçmişten bu yana gelen talepleri içermesinden dolayı iş dünyasında oldukça tatminkâr bir hava oluşturdu" ifadelerini kullandı. Kavcıoğlu, Naci Ağbal'ın yönetimindeki Merkez Bankası'nın aldığı kararları önceki aylarda da eleştirmişti. 19 Ocak'taki köşe yazısında, Naci Ağbal'ın göreve geldikten sonra yaptığı ikinci faiz artışı olan yüzde 2'lik artışın "Bankaların faizleri yükseltmesine yaramaktan başka bir fayda sağlamadığını" öne sürdü. - Economist dergisi Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ı yazdı - Ağbal'ın görevden alınması dünya basınında nasıl yorumlandı? - Merkez Bankası Başkanı'nın değişmesi piyasaları nasıl etkiler? - Tüm teşvik ve öncelikler enerji, ihracat ve turizm sektörlerine ayrılmalı - İş dünyası yurt dışındaki parasını Türkiye'ye getirmeli, ellerindeki dövizi satıp Türk Lirası almalı - Vatandaşlar bankalardaki dövizlerini bozdurup TL yatırım araçlarına yönelmeli - Merkez Bankası, bankaların ucuz kredi vermesine yardımcı olmalı
Tumblr media
Getty Images Türkiye'de daha önce de döviz bozma kampanyaları yapılmıştı Kavcıoğlu'nun bu yöndeki fikirleri yeni değil. Naci Ağbal'ın Merkez Bankası Başkanlığı'na atandığı Kasım ayında da köşesinde "herkes döviz olarak tuttuğu parasının sadece %20'sini TL'ye çevirse, kısa sürede ülkede hem kurlar hem de faizler önemli oranda aşağı gelecektir" yazmıştı. Kavcıoğlu aynı yazıda "Bu ülkede kazanırken bu ülkenin tüm nimetlerinden faydalanırken bu ülkeyi çok güvenilir bulup, konu parayı değerlendirmeye gelince ülkenin güvenilmez olduğunu düşünmek çok ahlaki değil" ifadelerini kullanmıştı. Kavcıoğlu Yeni Şafak'taki ilk köşe yazısına "Farklı bir milli kalkınma ve büyüme stratejisi ortaya koymalıyız" başlığı atmış, Türkiye'nin 10 yıl boyunca yüzde 8 büyüyerek kişi başı milli gelirini 25 bin dolara çıkarmasının mümkün olduğunu yazmıştı. Read the full article
0 notes
btchabercisi · 4 years
Text
Parasal genişleme ve para arzı Ocak ayında azaldı
Parasal genişleme ve para arzı Ocak ayında azaldı
Investing.com – TCMB, Ocak ayı Nakdî Gelişmeler Raporu’nu yayımladı. Raporda belirtilen para arzında; M1: Dolanımdaki para ve vadesiz mevduatlar, M2: M1+ vadeli mevduatlar, M3: M2+ repodan sağlanan fonlar +para piyasası fonları+ ihraç edilen menkul değerleri (2 yıla kadar vadeli) kapsar. Merkezin datalarına nazaran; Geniş para arzı M3, Aralık 2020 devrinde yıllık %34 büyümenin akabinde Ocak 2021…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gazetehaberi · 4 years
Photo
Tumblr media
Parasal genişleme var ama fiyat?
0 notes
finanshaberim · 4 years
Text
Altın Fiyatları Artmaya Devam Edecek mi?
FinansHaberim.com https://www.finanshaberim.com/altin-fiyatlari-artmaya-devam-edecek-mi/
Altın Fiyatları Artmaya Devam Edecek mi?
Tumblr media
Son dönemlerde adından sıkça söz ettiren altın, gündemden düşmüyor. Birçok yatırımcı altın yatırımı yaparak kar ederken insanlar altın alınıp yatırım yapma konusunda geç kalınıp kalınmadığını merak ediyor. ‘Altın Fiyatları 2021’de de Artmaya Devam Edecek mi?’ sorusunu gelin birlikte inceleyelim.
Altın Fiyatlarını Etkileyen Faktörler
Altın fiyatlarını etkileme noktasında 8 faktör bulunmaktadır.
Fed Konuşmaları ve Para Politikası
Fed konuşmalarını altın fiyatlarının hareketlenmeleri konusunda etkili bir role sahiptir. Yılda 8 kez bir araya gelen FOMC(Federal Açık Piyasa Komitesi) ABD ekonomisinin ve para politikasının akıbetini belirler. Federal Açık Piyasa Komitesi, yakın gelecekte faiz oranlarının artacağına dair bir durum sergilerse, altın süregelen faizli yatırımların fırsat maliyeti yükseldiğinden, satış yönlü tepki gösterme eğilimindedir. Fakat, Federal Açık Piyasa Komitesi faiz oranlarının stabil tutmayı amaçladığını öngörürse, altın fiyatları artma eğiliminde olur.
Altın fiyatları hususunda ‘fırsat maliyeti’ ismiyle bilinen faktör sebebiyle faiz oranları büyük önem taşımaktadır. Fırsat maliyeti,  yatırımda başka bir durumdan daha fazla kar elde etme potansiyeli için, kısa vadede daha garantili bir kazanç yolundan cayma fikridir. Geçtiğimiz dönemlerde yakın olan faiz yüzdeleri bazı koşullarda, ulusal enflasyon yüzdesinden daha az nominal kazanç sağlamaktadır. Bahsettiğimiz nominal kazanç ise yalnızca gerçek para zayiatına neden olur. Böyle bir durumda ise yatırımcılar için cazip olan yatırım şekli altın olmaktadır.
        2. Enflasyon
Garanti olmasa da yüksek veya yükselmekte olan enflasyon oranları altın fiyatlarında artışı tetikleyebilir. Öte yandan daha düşük enflasyon ise yine altın fiyatları üzerinde etkiye neden olur. Bu bağlamda enflasyon oranlarının değişimiyle altın fiyatları arasında doğru orantılı bir ilişki vardır.
     3. Arz ve Talep
Her sektörde olduğu üzere kısıtlı arz ve artan talep, bu sektördeki mal veya hizmet fiyatlarını yükseltme eğilimindedir.
Dünya Altın Konseyi’nin raporuna göre 2006’nın ilk 6 ayında altın talebi %15 artmış ve 2.335 tona yükselmiştir. 2009’dan bugüne yatırım talebi en yüksek seviyesine çıkmış ve %16’yı görmüştür. Fakat altın arzının yalnızca %1 arttığını düşünürsek kısıtlı arz ve artan talebin artın fiyatlarında artış göstermesi beklenen bir sonuç.
        4.Ekonomik Datalar
Altın fiyatlarını etkileyen bir diğer faktör ise ABD ekonomik verileridir. Ücret dataları, üretim dataları, iş raporları, GSYİH büyümesi gibi ekonomik veriler, yukarıda bahsettiğimiz Fed’in para politikası sebebiyle faiz kararlarını belirlemekte etkili olurken dolayısıyla altın fiyatlarını dolaylı yoldan etkileyebilir.
        5.Para Birimi Hareketliliği
Altın fiyatları hususunda para biriminin hareketliliği güçlü bir etkendir. ABD doları değer kazandıkça altın değer kaybetmekte; ABD doları değerlendikçe altın fiyatları düşüşe geçmektedir. Burdan anlaşılacağı üzere ABD doları ve altın fiyatları arasında ters orantılı bir ilişki hakimdir.
        6.Belirsizlik
        7.Devlet Rezervleri
        8.Parasal Genişleme
Altın Fiyatlarının 2020’deki Değişim Grafiği
Tumblr media
Şekil 1.a – Gram Altın Fiyatlarının 2020 yılındaki Grafiği
Şu an 450 civarlarında seyreden gram altın fiyatları bugüne dek dalgalanmalar yaşasa da grafikten de anlaşılacağı üzere yatırımcılar için uzun vadede güvenli bir liman olarak görülmüştür. Özellikle 2020 yılının Nisan ayında 300’lere yeni yeni yükselen altın fiyatları 2020 yılını 450 civarında kapattı. Bu son yılların en eğimli grafiği olmakla beraber uzun vadede yatırım yapan yatırımcıların yüzünü güldürmüştür.
Uzmanlar Ne Diyor?
Peki ya uzmanlar bu konuda ne düşünüyor? Uzun vadede bakıldığında altın genelde kar ettiren bir yatırım şekli olarak görülmekte ve bu durum yatırımcıların gözünde altına yatırım yapmayı güvenli kılmaktadır. Son günlerde 440-450 lira civarlarında salınan gram altın fiyatları ilerleyen günlerde 440 desteğinin kırılması sonucunda 433 seviyesine doğru gerileyebilir. 450 direncinin kırılması sonucunda ise 459 seviyesine bir  sonraki üst direnç seviyesi olabilir. Uzun vadeli yatırımlar için 433 desteği önemli bir seviye olmakta.
Destekler: 443.5, 440, 433
Dirençler: 450, 459, 464.5
0 notes
realestatego · 4 years
Text
Faizsiz Konut Kredisi Kimlere Verilecek ?
https://www.voorgo.com/haber/gundem/faizsiz-konut-kredisi-kimlere-verilecek.html
Faizsiz Konut Kredisi Kimlere Verilecek ?
Haziran ayında normale geçiş dönemi ile birlikte konut kredisi faiz oranları rekor seviyelere gerilemiş, Halkbank, Ziraat Bankası ve Vakıfbank tarafından başlatılan destek kredisi ile yüzde 0.64 faiz oranlı 1 yıl ertelemeli kredi kullanma imkanı sunulmuştu. Temmuz ve Ağustos aylarında dolar kurunda enflasyon rakamlarında yaşanan yükselişin sonrasında Merkez Bankası frene basmış, parasal genişleme politikasına son vererek […] Devamını Oku…
0 notes
haberxlcom · 4 years
Text
Parasal genişleme çözüm (mü)?
Parasal genişleme çözüm (mü)?
Tumblr media
    “PİYASANIN ROTASI”
Parasal Genişleme Çözüm (mü)?
Corona virüsünde güncel durum, vaka sayısı 69,524,956 – tedaviye pozitif cevap veren 44,858,199 – ölü sayısı 1,580,728 kişiye ulaşmıştır.
ECB’nin pandemi kaynaklı parasal genişlemesi öne çıkarken, durumu para politikası ile çözme ısrarı devam etmektedir. Bunun mali politika desteği almadan başarılı olamayacağı gerçeği çok açıktır.
Piyasalarda…
View On WordPress
0 notes
onhaber · 4 years
Text
Finansal İstikrar Raporu’nda mevduat dolarizasyonu vurgusu
Finansal İstikrar Raporu’nda mevduat dolarizasyonu vurgusu
Tumblr media
Merkez Bankası’nın Finansal İstikrar Raporu’nda öne çıkan mesajları şöyle:
*Kredi ve parasal büyüklüklerdeki hızlı genişleme iktisadi faaliyetteki toparlanmayı desteklemekle birlikte, enflasyon ve cari denge görünümünü olumsuz etkilemiştir.
*Cari işlemler açığı ve mevduat dolarizasyonu, kurlar ve döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturarak, fiyat istikrarına ve makrofinansal istikrara yönelik…
View On WordPress
0 notes