Tumgik
#namustur
mdnbsrn · 2 years
Text
Yine verdikleri sözleri tutmayan insanlar😏 offf offf.
4 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 3 months
Text
Bayrak namustur‼️
Suriye şehirlerinde "Hain Türkler dışarı" diye slogan atıyorlar.
Oysa ki, daha dün Türk hallkı, bu şeref yoksunu alçakların ÇOCUĞUNU tecavüzden kurtardı.
Ve geçmişte olduğu gibi bu günde, soysuzlar Türk halkını sırtından hançerliyor‼️
13 notes · View notes
azad30altug · 2 months
Text
SADAKAT VE NAMUS
Sivri dişlerin, keskin pençelerin, parçalayıcı boynuzların, öldürücü zehirlerin, bir dişiyle sevişebilmek için birbirini yok ettiği şiddet ve vahşet dolu doğada kadınlarını yalnızca insanlar öldürür.
Hayvanlar, erkekliklerini başka erkeklerle dövüşerek gösterirken bazı insanlar erkekliklerini kadınlarını öldürerek göstermek isterler. Niye öldürürler kadınları?
Ürdün dağlarının çöl rengi yamaçlarındaki keskin patikalarda karşı karşıya gelen iki iri erkek dağ keçisinin nasıl dövüştüğünü hiç gördünüz mü?
Alınlarını birbirine dayayıp, göz göze bakışırlar önce.
Sonra birkaç adım geri giderler.
Dururlar.
Bir an beklerler.
Aniden arka ayakları üstüne kalkarlar, bir metreye varan arkaya doğru kıvrık sivri boynuzlarıyla kendilerini ileriye doğru fırlatırlar.
Havada korkunç bir çatırtıyla birbirine çarpar boynuzları.
Birinden biri o patikadan aşağıya düşene ya da çektiği acıya dayanamayıp kaçana kadar tekrarlarlar bunu.
Bu ölümcül kavganın bir tek amacı vardır.
Aşağıdaki vadide akasya ağaçlarının yapraklarını sakin sakin yiyip muzaffer erkeklerini bekleyen dişilere sahip olmak.
Kavgayı kazanan, sadece galip gelmekten değil dişiler arasında uyandırdığı saygılı korkudan da memnun bir halde o yamaçlardan ağır adımlarla iner, hiç acele etmeden kendinden emin bir şekilde en beğendiğinden başlayıp bütün dişileri teker teker altına alıp döller.
Doğada, şiddet içermeyen bir sevişme yoktur.
Hemen hemen bütün hayvan cinslerinin erkekleri dişileri hak edebilmek için ölümüne dövüşürler, sevişme hakkı sadece en güçlülere tanınmıştır.
Dişiler, boynuzu en güçlü olanı, pençesi en kuvvetli olanı isterler.
Erkek sadece rakiplerini yenmez bir dişiyi hak etmek için, gücüyle o dişiyi de korkutmak zorundadır.
Kendisinden korkmadığı bir erkekle birlikte olmaz bir dişi.
Dağ tavşanlarının erkekleri kadar iri olan dişileri işi daha da ileri götürürler, diğerlerini yenen erkekle bir de kendileri dövüşürler gücünden iyice emin olmak için, ancak çok sıkı bir kavgadan ve iyice hırpalandıktan sonra uysallaşıp teslim olurlar.
Her erkek dişisini elde edebilmek için rakiplerinden de dişisinden de güçlü olmak zorundadır.
Doğa, neredeyse bütün varlığını şiddete dayandırmıştır.
Bu vahşetin açık bir nedeni, anlaşılır bir amacı vardır.
En güçlü soyu elde etmek.
Kavga eşit şartlarda yapılır.
En kuvvetli erkek en çok dişiyi döller.
Ve, kadınlar öldürülmez.
Sivri dişlerin, keskin pençelerin, parçalayıcı boynuzların, öldürücü zehirlerin, bir dişiyle sevişebilmek için birbirini yok ettiği şiddet ve vahşet dolu doğada kadınlarını yalnızca insanlar öldürür.
Hayvanlar, erkekliklerini başka erkeklerle dövüşerek gösterirken bazı insanlar erkekliklerini kadınlarını öldürerek göstermek isterler.
Niye öldürürler kadınları?
Neden ırzına geçildiği için hamile kalan on beş yaşındaki bir kız çocuğunu öldürürler mesela?
Sanırım buna hiç düşünmeden verecekleri cevap, "kadın namustur" olacaktır.
"Kadın niye namustur" diye sorarsanız bunun cevabını o kadar kolay veremezler.
Biraz şaşkınca yüzünüze bakacaklardır, çünkü bunun asla sorulamayacak kadar ortak kabul gördüğüne inanırlar.
Onların yerine ben söyleyeyim.
Çünkü kadın erkeğin çocuğunu taşır.
Onu "namus ve sadakat" sembolü yapan budur.
Eğer bir soru daha sorarak devam ederseniz tuhaf bir yere doğru ilerler "kadın, namus" ilişkisi.
Niye hamile kalmak, erkeğin çocuğunu taşımak kadına "namus ve sadakat" sembolü olmayı yükler?
Bence, işte tam da burada kadın cinayetlerinin ana temasıyla karşılaşırız.
Namusun altından "para" çıkar.
Hayvanların öldürmeyip de insanların öldürmesinin ana nedeni, hayvanlar dünyasında olmayan paranın insanların dünyasında olmasıdır.
Erkek, çocuğunu taşıyacak kadının "namuslu ve sadık" olmasını ister.
Çünkü parasını o kadının taşıdığı çocuğa bırakacaktır.
"Kendi" çocuğuna miras bırakmak ister.
Bundan emin olmalıdır, aksi takdirde kandırılmış olur.
Sadakat, erkeğin mirasının garantisidir.
Peki, kız çocuklarını niye öldürürler?
Neden ırzına geçilen ya da sevdiğiyle kaçan bir kızın cezası ölümdür bu ülkede?
Çünkü kızlar para eder.
"Karının doğuracağı çocuğun babasının sen olduğunun garantisini sana bakire bir kız sunarak veriyorum" demenin bir fiyatı vardır.
"Başlık" parası derler adına da.
Para etmeyecek kızları öldürürler.
Bu "para cinayetinin" adını "namus" koymanın da birçok faydası vardır.
Kendi kızını ya da kardeşini öldüren erkek, satılacak diğer kızlara gözdağı verir ve onların "para edecek" biçimde kalmalarını sağlar ama asıl önemlisi "kendi kızını" öldüren biri, bu ortak yalan yüzünden "namuslu" bir adam olarak tanınacaktır.
Üstelik sadece katil değil, bu anlayışı destekleyen herkes de "namuslu" olacaktır.
Önlerine bir "namus" perdesi inecektir.
O perdenin arkasında istediklerini yapabilirler.
Başkasının hakkını çalabilirler, dolandırıcılık yapabilirler, tembellik edebilirler, yalan söyleyebilirler, kendilerinden daha güçlünün önünde hiçbir utanç duymadan eğilebilirler.
Her şeyi yapabilirler.
Zavallı kadınlarla kızlar üzerinden sağladıkları "namus", onların her türlü namussuzluğunu saklayabilir artık.
Endişe edecek bir şey yoktur.
Dünyaya bir bakın.
En fazla kadının öldürüldüğü ülkeler, hırsızlığın, yolsuzluğun, alçaklığın en fazla olduğu ülkelerdir.
Eğer bu ülkelerde erkekler "kadın öldürecek" kadar namuslarına düşkünlerse ahlaksızlık neden böylesine yaygın?
Neden "kadınları öldürecek" kadar "cesur" erkekler bu ülkelerde fikirlerini bile söyleyemezler, kadın öldürmeye gelince patlayan cesaretleri neden daha güçlü birini görünce ortadan kaybolur?
Neden namuslarına kadın dışında hiçbir yerde düşkün değillerdir?
Çünkü mesele namus meselesi değildir.
Mesele para meselesidir.
Kadın sadece "alınıp satıldığı" ülkelerde erkeğin "namusu" olarak görülür.
Erkeklerin, taze kadın bedeni üzerinden para sağlamadığı ülkelerde herkes kendi namusundan sorumludur, erkekler kendi namuslarından, kadınlar kendi namuslarından.
Ve, bir toplumda kadın bir satış malzemesi değilse o toplumda namus da yatakta aranmaz.
Namus, insanın yaptığı iştedir.
İşini kötü yapan, başkalarının hakkını yiyen bir erkek, karısı ya da kızı dünyanın en sadık, en "namuslu" kadını olsa da namuslu olmaz.
Namussuz olur.
Ben, kadınların "namus" sembolü kabul edildiği toplumlarda erkeğin namusundan kuşku duyarım.
Kendilerini kadınların arkasına saklarlar çünkü.
Kendi namuslarıyla, dürüstlükleriyle, işleriyle, ahlaklarıyla çıkmazlar ortaya.
Her türlü desiseyi, alçaklığı, haksızlığı, korkaklığı kadınların "namusunun" ardına gizlerler.
Doğaya bakın.
Yeryüzünün en korkunç pençeleriyle kavga eden aslanlara bakın.
Timsahlara bakın.
Dağ keçilerine, parslara, jaguarlara, maymunlara bakın.
Hepsinin erkeği dişi için dövüşür.
Ama hepsi de erkek erkeğe dövüşür.
Erkekçe dövüşür.
Ölümü ama yalnızca kendi ölümünü göze alarak dövüşür.
Hiçbiri kadının arkasına saklanmaz.
Hiçbiri kendi gücünü bir dişi öldürerek göstermez.
Dişiler erkeklerinden "kendilerini dövdüğü" için değil, diğer erkekleri dövdüğü, diğer erkeklerden güçlü olduğu için korkarlar.
Ve, hayvanlar kızlarını satmazlar.
Onun için de kızlarını "namus" için öldürmezler.
Bir toplumda kadın "namus" için öldürülüyorsa dikkatle bakın, orada iki şey görürsünüz, kızlar para karşılığı satılıyordur ve o toplumda yolsuzluk, haksızlık çok fazladır.
Kadın, erkeklerin ahlaksızlıklarını ve korkularını saklayan kanlı bir perdedir.
O perdeyi cinayetlerle örüyorlar.
Küçük kızları öldürüyorlar.
Zavallı kız çocuklarını sokaklarda vuruyorlar.
Kavruk bedenlerini kaldırımların üstünde bırakıyorlar.
"Namus" için diyorlar.
Belki gerçekten de inanıyorlar buna.
Kadına "namus" diyen geleneğe tapınıyorlar.
O geleneğin altında para yatıyor.
Kaygan, kaypak, kanlı bir para.
Sadece ahlaksız toplumlarda kadınların "namus" adına öldürüleceğine inanıyorum.
Ve, çöl rengi dağların keskin yamaçlarında hayatlarını tehlikeye atarak dövüşen dağ keçilerini seviyorum.
Bir hayvan gibi, bir erkek gibi dövüşüyorlar çünkü.
Ne kızlarını satıyorlar, ne kadınlarını öldürüyorlar.
Bir de kendi namuslarını kendi işlerinde arayan insanları seviyorum.
Bir dağ keçisi kadar dürüst ve cesur olan insanları.
AHMET ALTAN / 2006
10 notes · View notes
munireyineharikaa · 11 months
Text
Cumhuriyet şereftir, namustur Cumhuriyet
23 notes · View notes
dramatik-buluntular · 8 months
Text
İlk hayali nerede kurmuştum diye uzun uzun düşündüm. Düşünce namustur. Sık sık dayak yese de anlam onun yaralarını sarar hep sabırla. Anlam düşüncenin yoldaşıdır. Taşınması zor bir kavramdır anlam, kamburlaştırır insanı, iz bırakır sırtta. Sırt; okların idman alanıdır, kandan geçilmez orası ama anlamın çizdiği bu resim yaşamın ayaklarıdır.
7 notes · View notes
bayantalebee · 7 days
Text
Üslup namustur.
2 notes · View notes
saliha-biri · 2 years
Text
Vatan namustur......
30 notes · View notes
beppeux · 3 months
Text
"Belki de bundan 20 yıl sonra 'Ne mutlu Türküm diyene' bile diyemeceğiz." Sustunuz, görmezden geldiniz. Haykırmak istedik bileğimize kelepçe vurdunuz. Ekmeğimizi bölüştüğümüz vatansızlar bayrağımızı indirmeyi had bildiler kendilerine. Eskiden üzülürdüm. Üzüntüm kine dönüştü. Kinim beni, kinimiz bizi ayakta tutacak. Çocuklar öldü sustular, ağaçlar kesildi; yerine gökdelenler inşa edildi sustular, sokak ortasında kadınlar tekmelendi sustular, hayvanlara eziyet edildi sustular... Susmaya devam edecekler. Onlar sustukça bizim sesimiz daha gür çıksın ulan! "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!" Kendi vatanına sahip çıkamayan orospu çocukları, benim şehitlerime, bayrağıma, ülkeme, insanıma saygısızlık yaparsa verilsin cezası. Olsun cezası ölüm. Yakılsın evleri. Kesilsin sesleri. Siz bu ülkenin masumiyetini katlettiniz. Siz bizim nefretimizi harladınız. Yatacak yeriniz yok. Vatan; namustur. Ve siz namussuzsunuz.
1 note · View note
yazan-kalem-siyah06 · 3 months
Text
Bayrak namustur‼️
Suriye şehirlerinde "Hain Türkler dışarı" diye slogan atıyorlar.
Oysa ki, daha dün Türk hallkı, bu şeref yoksunu alçakların ÇOCUĞUNU tecavüzden kurtardı.
Ve geçmişte olduğu gibi bu günde, soysuzlar Türk halkını sırtından hançerliyor‼️
8 notes · View notes
34-ist-34 · 2 years
Text
Sınır Namustur diye algı yapıp da Sınır ötesi operasyonlara karşı çıkanların hepsi haindir.
22 notes · View notes
ghostmansblog · 1 year
Text
Söz namustur benim için..dönekler..ya siz nasıl yaşayabiliyorsunuz..yemekten içmekten,uyumaktan ve aldatmaktan ibaret olan hayatınızda..bu sahtekârlığı nasıl gizleyebiliyorsunuz..utanmanızı geçtim..kalbinizdemi yok..siz nasıl bir insansınız..🐞
3 notes · View notes
etaali · 2 years
Text
Tumblr media
Sen beni duymalısın efendim
Uzak bir iklimden sesleniyorum sana.
İnsanlığın çok uzağında, üşüyen yüreklerin coğrafyasından sesleniyorum.
Diri diri toprağa gömülen iffettir, hayadır, ardır, namustur.
Yerküre taşıyamıyor artik, insanlıktan üryan cesetlerimizi.
Yeni bir miraç gerek. Yeni bir çağrı, yeni bir hicret gerek.
Kıyamet kopmadan kıyam etmek belki de...
2 notes · View notes
elazigsurmanset · 1 year
Text
BAŞKAN OMRAK: “ESNAFLARIMIZ ŞİKAYETÇİ! MÜLTECİLER VERGİDEN MUAF TUTULUYOR”
Tumblr media
Suriye ve dünyanın birçok ülkesinde yaşanan savaşlar Türkiye’ye yoğun göçe neden oluyor. Ülkemizin sürekli olarak mülteci göçü alması, pandemi sonrası dünya genelinde yaşanan ekonomik krizden diğer ülkelere oranla çok daha yüksek derecede etkilenmesine neden oluyor. Ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerden biri olan esnafların yükü her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Bağ-Kur priminden, vergiye birçok gideri olan esnafın kazancı ise her geçen gün azalıyor. 13 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkemizde mülteci esnaftan vergi alınmaması başta esnaflar olmak üzere birçok kesimin tepkisine neden oluyor. ESNAFLARIMIZ BU DURUMDAN ŞİKAYETÇİ Türkiye’de yabancı uyruklu esnaf sayısının arttığını belirten Zafer Partisi Elazığ İl Başkanı Onur Omrak,  yaptığı esnaf ziyaretleri sırasında yerel esnafların bu durumdan şikayetçi olduğunu vurguladı. Yerel esnafımızın yükü her geçen gün ağırlaşırken yabancı uyruklu esnafların vergiden muaf tutulmasına tepki gösteren Başkan Omrak; Elazığ’da esnaf ziyaretleri yaptığımızda görüyoruz ki bütün esnaflarımız şikayetçi çünkü bu 13 milyon kaçak sığınmacı göçmen nasıl Türkiye’nin çeşitli yerlerine yayılmışsa Elazığ’da da varlar. Ve Elazığ’da olan insanlar vergi vermiyorlar. Dükkan tuttukları zaman yada bir ev tuttukları zaman eve çok kalabalık bir şekilde giriyorlar bu bile o mahallenin huzurunu bozmaya yetiyor. En başta bir apartman dairesine giriyorlar, arkasından apartmanı boşaltmaya başlıyorlar, arkasından o mahalleyi boşaltmaya başlıyorlar. Ve o boşalan mahalle kendi gibi tamamen Suriyeli ve Afganlar yerleşiyor ve artık orası Türk mahallesi olmaktan çıkıyor. Bizlerde kendi şehrimizde azınlık haline geliyoruz. Aynı şekilde dükkan açıyorlar biz bunlarla görüştüğümüzde yanınızda Türk çalıştırıyor musunuz diye sorduğumuzda bize “hayır biz yanımızda yabancı çalıştırmıyoruz” diyorlar.  Ve böylelikle ilerde bize istihdamda sağlamayı düşünmüyorlar. ELAZIĞ HALKINA SESLENMEK İSTİYORUM! UCUZ DİYE SURİYELİ- AFGAN İŞÇİ ÇALIŞTIRMAYIN! Ben buradan Elazığ halkına şunu seslenmek istiyorum! Biraz daha maliyeti ucuz diye yanınızda Suriyeli, Afgan çalıştırmayın, onların bir an önce ülkelerine güvenilir bir şekilde dönmeleri için sizde yardımcı olun. Çünkü eğer onlar burada barınmaya devam ederlerse ilerde bizim çocuklarımız işsiz kalacaklar. Bizim çocuklarımıza iş vermeyecekler, bizim çocuklarımız kendi kültürlerini unutacak. Aynı zamanda esnaflarımız bu durumdan şikayetçi çünkü artan kiralar bunlardan kaynaklı. Ve  kira arttığı için, gıda fiyatları arttığı için, yiyen çok fazla olduğu için kendi kaynaklarımızı tüketen çok fazla olduğu için bu gıda fiyatları da, bütün ulaşım giderleri de, elektrik giderleri de, kira fiyatları artıyor. Çünkü biz sadece kendimize bakmıyoruz. Biz kendimize baktığımız gibi 13 milyon sığınmacı göçmene de bakıyoruz. Ve bundan Elazığ halkı çok şikayetçi. gittiğimiz her yerde artık bunların olmaması gerektiğini, en azından bizimle eşit şartlarda mücadele vermeleri gerektiğini söylüyorlar. Çünkü biz vergimizi öderken her şeyde nizama, kurala uygun davranırken  bunlar tamamen doğaçlama ve devletin bütün imkanları ile birlikte artık bizi rahatsız etme boyutuna  getirdiler durumu. HUDUT NAMUSTUR DEDİĞİMİZ ZAMAN HUDUTLARIMIZ ÇİĞNENMEYE BAŞLANDI Konuyla ilgili Harputtimes Haber’e özel açıklamalarda bulunan Elazığ Zafer Partisi İl Başkanı Onur Omrak, ülkemizde yaşayan mülteci sayısının her geçen gün artarak devam ettiğini, bu mültecilerin suç oranında artışa neden olduğunu ve aynı zamanda her yıl 11 milyar dolar civarında paranın mültecilere harcandığını dile getirdi.  Elazığ halkına ucuz iş gücü olduğu için Suriyeli ve Afganistanlı mültecileri çalıştırmamaları konusunda seslenen Başkan Omrak, açıklamalarının devamında: “Ülkemizde 13 milyon kaçak sığınmacı göçmen yaşıyor ve sayıları günden güne hızla artıyor. Göçmenlerin başını çeken Afganlar ve Suriyeliler. Baktığımız zaman ülkemizin hem demografik yapısı bozuluyor hem de gelen Afganların, Suriyeliler ‘in, Pakistanlıların, bize kültürel olarak, etnik olarak, gelenek ve görenek olarak hiçbir ortak yanımız yok. Hudut namustur dediğimiz zaman hudutlarımız çiğnenmeye başladı. Ve özellikle İran hükümetinin de desteğiyle gelen Afganistanlılar ceplerinde çok fazla uyuşturucu getiriyorlar. Buda Türk halkının başına bela oluyor. Bunlar suç oranlarını arttırdığı gibi bize çok büyük maddi bir külfet bırakıyorlar. Her sene  11 milyar dolar bu Afganlara, Suriyelilere, göçmen sığınmacı kaçaklara harcanıyor. Bu bizim Türk  halkımızın parası. Kendi milletimize, çocuklarımıza harcayacağımız parayı biz bunlara harcıyoruz. Birde üzerine bunları destekleyip teşvik ediyoruz. Türk ailelerinin çocuklarına hiçbir yardım yapılmazken onların kendi çocuklarına 3. çocuktan sonra doğan çocuklar için kendi cebimizden para ödüyoruz.” dedi. BİZ ARTIK KENDİ ÜLKEMİZDE AZINLIK HALİNE GELECEĞİZ “Kendi cebimizden para ödediğimiz yetmiyormuş gibi ücretsiz olarak eğitimden faydalanıyorlar, ücretsiz olarak sağlık hizmetlerinden faydalanıyorlar, ücretsiz olarak  eczaneden faydalanıyorlar. Bizim kendi vatandaşımız sigortası yokken, hastaneye gidemezken onlar ücretsiz olarak bunları kendilerine bir hak görerek, hatta bizim haklarımızı gasp ederek gidip tedavisini oluyorlar, gidip eczaneden ilaçlarını alabiliyorlar, gidip eğitim hakkından faydalanabiliyorlar ve devlet bunlara bu imkanları sunduğu için bizim bir Türk ailesi ortalama 1-2  çocuk yaparken onlar 5-6 arasından çocuk yapıyorlar. Ve bunların sayısı hızla artıyor. Şuan 13 milyon kaçak sığınmacı göçmenden bahsediyoruz ama bu önümüzde ki 10 sene içinde yaklaşık 20-25 milyon olacak ve biz artık kendi ülkemizde azınlık haline geleceğiz.” Read the full article
0 notes
primishaber · 1 year
Link
0 notes
turkiyehaberi · 1 year
Link
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İmamoğlu ve Yavaş'ın yaptığı seçim sonuçlarıyla ilgili açıklamanın siyasi gasp olarak nitelendirerek, "...
0 notes
tungaeralp · 1 year
Text
Ülkücüyüm
Anlayana... #TürkiyemUmudunOlsun #HŞTİTGTT
Ülkücüyüm,Türk’ün güven limanı ve son iskelesiyim,Ahlâkta Tanrı Dağı, imanda gök burcu,Savaşta sığınağı, barışta kalesiyim,Türk’üm, Türk evladına namustur vatan borcu. Ülkücüyüm,İçim de bir dışım da,Özü doğru, sözü doğru merdoğlu,Çok belalar dolansa da başımda,Türk’üm, zorluklardan yılmaz Türkoğlu. Ülkücüyüm,Özüm Türk, sözüm Türkçe,En güzel türküler çağlar dilimde,Ceddimden yadigâr öz sesim…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note