#makyajlı
Explore tagged Tumblr posts
filyiyenzurafa · 2 months ago
Text
0(sıfır) kişi iyi geceler dediği için uyuyamıyorum
2 notes · View notes
cafedeotocom · 1 year ago
Text
Hyundai I20 Makyajlandı
Hyundai Assan, yılın ikinci yarısındaki yeni model atağına makyajlı i20 ile devam ediyor.
Hyundai Assan, yılın ikinci yarısındaki yeni model atağına makyajlı i20 ile devam ediyor. İlk kez 2008 yılında satışa sunulan i20, Hyundai’nin en başarılı modellerinden biri ve aynı zamanda Türkiye’de üretilerek 40’tan fazla ülkeye gururla ihraç ediliyor. Makyajlı i20, kalitesi, güvenilirliği ve pratikliği sayesinde Hyundai’nin Avrupa’daki satış başarısına önemli bir şekilde yardımcı oluyor.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aynodndr · 3 months ago
Text
İnternet aşkları patladı gidiyor.
Çünkü kolay, pratik maliyetsiz.. Oturduğun yerden iltifatlar sallayabilirsin.
Konuyu sürekli ya ciddi ilişkiye ya da daha mahrem konulara getirirsin.
En güzel ve makyajlı fotonu profil resmi yapabilirsin.
Boyunu göstermemek için sadece boyun üstü fotoları gösterebilirsin.
Hatta kilolu isen milattan önceki fotolarını da koyabilirsin.
Mesleğine “ üst düzey yönetici yazar, ama kendini bile zor yönetirsin.
Birine bakıp çıktığın mekânda ordaymış gibi check-in yapar,
Mağazada denediğin kıyafeti de almışsın gibi pozlar verirsin.
Sürekli keşfedilmeyi bekleyen Hint kumaşıymış gibi anlatırsın.
Eski ilişkilerin soruldu mu çekinmeden hemen onu suçlar,
Hiç hatan yokmuş gibi anlatırsın.
Hatta, tek suçum çok değer vermekti diyecek kadar da egolu olur,
Ben suçun bile asilini işlerim dersin.
Baklavalı karnını,
Trafikteki arabanı,
Çok arkadaşın varmış gibi ortamını,
Çok yoğun çalışıyormuşsun gibi havanı
Hiç eksik etmezsin.. Sürekli çok değer vermekten ve çok sevmekten zarar görmüş mağdur edebiyatı yaparsın.
Her konuda “ben farklıyım” görüntüsü çizersin.
Bunları yaparken de bir de güvensizlikten bahseder, toplumun bozulduğundan yakınırsın.
Bilmez misin esas güvensizliği bulaştıran sensin.
Bilmez misin?
Zamanla , olan ile yansıtılanın farkını terk edilmekle ödeyeceksin.
Her terk edilme ile bir değersizlik daha kazanacaksın.
Kendin olamadığın için sürekli maskeler ve yalanlar içinde kalacaksın.
İnsanların seni değil, yansıttığın maskeyi seveceğini ve
Gerçek ortaya çıktığında da yalanınla baş başa kalacak olanın sen olacağını..
Sen en iyisi yine kendin ol.
İster reelde ister hayalde,
Kendini en başta olduğun gibi ortaya koy. Seven tam sever, sevmeyen zarar vermeden gider.
Çünkü önemli olan başlatmak değil, sürdürmektir…
Serhat Yabancı / Psikolog
30 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 1 year ago
Text
Güvenlikçi Hatunu En Olmadık Yerlerde Siktim! (Mehmet 30 Y., Ankara)
Slm 31'ciler, ben Mehmet. Ankara'da bir alışveriş merkezinde mağaza müdürüyüm. 30 yaşındayım, oldukça kaslı bir vücuda sahibim, yıllardır vücut geliştirmeyle uğraşıyorum. Rahat yaşamayı seviyorum, seks benim herşeyim. Sizinle, Güvenlikçi hatunla yaşadığımız sikişmeleri paylaşmak istiyorum.
Saat 22:30 gibi işim bitiyordu mağazada. Aslında saat 22:00'de kapanıyor alışveriş merkezi, o saatten sonra çalışanlar kalıyor mağazalarda, tek tük müşteriler oluyor AVM'de. Saat 23:00 gibi de servisler kalkıyor, ancak ben arabamla gidip geliyorum. Kapıda görevli bir güvenlik görevlisi bayan vardı, ilk gördüğüm günden beri dikkatimi çekmişti. Biraz ağır makyajlı, kestane renkli saçlı, oldukça yapılı bir bayandı, bazı günler sabahları, bazı günler geceleri kalıyordu. Daha 1.5 ay falan olmuştu burda başlayalı. İlk günler, Merhaba ve İyi akşamlar'la sınırlı olan muhabbetimiz, bir süre sonra ayaküstü muhabbete dönüşmüştü. 35 veya 36 yaşında olmalıydı Ebru hanım. Sabahları yoğun olduğundan, akşamları çıkışlarda konuşuyorduk. Alyans yoktu parmağında, dikkat etmiştim. Servisle işe gelip gidiyordu.
Ebru ile muhabbetimiz 'Hanım' ve 'Bey' hitaplıydı. Bir akşam, saat 22.30 gibi çıkarken kapıya yakın karşılaştık Ebru Hanım'la. Ankara'nın ayazı meşhurdur, sarıp sarmalanmıştı. O gün servisler geç kalmıştı, ben de Ebru Hanım'a, "Bu soğukta üşümeyin, gelin ben sizi bırakayım!" diye teklif etmiştim. Ebru Hanım servisi beklemek için ısrar etti, ancak servisin geç kalması ve saat yüzünden, "Tamam!" dedi. Arabama bindik, "Ay size de çok zahmet oldu Mehmet Bey!" deyince, "Hiç olur mu, hem yolumun üstü zaten. Ama artık şu 'Bey, Hanım' hitaplarını kaldırsak?" dedim, "Peki Mehmet!" deyip onaylamıştı.
Evinin önüne kadar geldik, "Ay çok zahmet oldu Mehmet sana da, çok sağol!" dedi. "Önemli değil, görüşürüz!" deyip ordan ayrıldım, sevgilimin evine gittim. Çok hoşlanmıştım ondan, zaten kendimden büyük kadınlardan hep hoşlanmışımdır. Biraz daha yakın olmak istiyordum, enteresan bir sexyliği vardı.
O günden sonra muhabbetlerimiz mümkün olduğunca artmıştı, öğle yemeklerini beraber yiyorduk. Çok güzel muhabbet ediyorduk, birbirimizden açıkça etkilenmiştik. Bazı akşamlar onu evine bırakıyordum, ama arkadaşça bir şekildeydik. Bir akşam evine bıraktığımda, ona, "Sana daha yakın olmak istiyorum!" demiştim, kabul etmişti. Flörtümüz adım adım sevgililiğe doğru ilerliyordu. Dışarıda da buluşmaya başlamıştık, ancak aramızda seks olarak birşey geçmemişti.
Bir akşam çıkışta kapıya doğru ilerliyordum, Ebru yoktu. Güvenlik görevlilerinin giyindiği bir oda vardı, oraya doğru yürümeye başladım. Belki ordadır diye düşünüyordum ki, Ebru arkamdan, "Mehmet!" diye seslendi. Döndüm, "Ben de sana bakmaya geliyordum canım!" dedim. "Giyinme odasına gidiyorum, bekle çıkarız birazdan!" deyip odaya girdi. Ben dışarda kalmıştım. İçerden bir bayan görevli daha çıktı, sanırım yalnızdı içerde. Önceden görmüştüm, dolaplar sıralı, ortada oturacak yerler vardı içerde. Yavaşça kapıyı açtım, Ebru arkası dönük, güvenlik montunu çıkarmış, siyah sütyeninin kopçası görünüyordu. Kapının açıldığını duyunca irkilerek döndü, beni görünce, "Ay! Sen miydin? Kızlardan biri girmiştir diye döndüm!" dedi, elleriyle siyah sütyenini ve iri göğüslerini kapatmaya çalışıyordu. Gülümseyerek yanına gittiğimde, "Ne yapıyorsun, çık! Biri gelecek!" dedi. Ellerini göğüslerinden çektim, oldukça diri ve iri görünüyorlardı. Utanmıştı. Yanaklarını okşamaya başladım. "Yapma, biri gelir, rezil oluruz!" diyordu. "Merak etme, kimse gelmez. Bir sen kaldın!" dedim. "Olmaz, saçmalama!" dedi. "Ne olmaz?" deyince, "Düşündüğün şey!" dedi.
Elimle çenesini tuttum, "Düşündüğüm şey ne peki?" dedim. Yanakları kızarmıştı, birşey demiyordu. Ben, "Burda mı olmaz, yoksa hiç mi olmaz?" deyince, "Ya biri gelecek, rezil olacağız!" diyordu. "Burada mı olmaz?" diye tekrarladım sorumu. "Burda olmaz!" dedi. Dudaklarına masum bir öpücük koydum. "Ne olur yapma, bak basılacağız!" diyordu, ama dinlemiyordum. Öpüşlerim arttı, elimi kalçalarına götürdüm. Oldukça sıkılardı, okşamaya, sıkmaya başladım götünü. "Çok sexysin!" deyip, boynuna indim. Boynunu emiyordum. Göğüsleri vücuduma yapışmıştı. Üstten harika görünüyorlardı. Kısık kısık inliyor, "Burda olmaz, ne olur yapma!" diyordu. Aslında ben de korkuyordum, ama o anda yaşadığım haz bu korkuyu basıtıyor, üstüne daha da heyecanlandırıyordu. Ona hemen orda sahip olmak istiyordum. Saat ilerlemişti, AVM çoktan kapanmıştı ve biz sevişiyorduk. Üstünden o da atmıştı korkuyu, benim elim artık pantolonun içinde, götünü mıncıklamaktaydı.
Kendini bir anda çekti, "Yeter bu kadar!" dedi, korkuyordu basılmaktan. O sırada, içerde tuvaletlerin olduğu kabinleri gördüm. Elinden tuttum, bir kabine girdik. Girer girmez duvara yapıştırdım, öpüşmeye başladık. Halen tutuk bir şekilde öpüşüyordu. Pantolonunun düğmesini çözdüm, indirdim. Siyah külodu ve sütyeniyleydi. Yapılı bir vücudu vardı. Klozetin kapağını indirdim, oturdum, o da kucağıma oturdu. Öpüşmeye başladık tekrar, elimizi çabuk tutmamız gerekiyordu. Fermuarımı açtım, boxerımın deliğinden sikimi çıkardım. Ebru'nun külodunu sıyırdım ve Ebru üstüme oturup yavaşça içine aldı sikimi. Amı sulanmıştı, yavaş hamlelerle oturup kalkmaya başladı...
Sütyeninden memelerini çıkardım, onları emmeye başladım. Ben emdikçe, zaten dik olan göğüs uçları, daha da sertleşmişti. Ebru, "Ne olur yeter!" derken halen sikimde zıplıyordu. Dudaklarını ısırıyordu, iri bedeni zıplıyordu, memeleri de sütyeninin izin verdiği ölçüde yukarı aşağı sallanıyordu, kısık kısık inliyordu. Dudaklarıma yapıştı, ama vaktimiz iyice daralıyordu ve benim boşalmaya hiç mi hiç niyetim yoktu. "Ne olur boşal, biri gelecek!" deyince, "Ağzına al!" dedim. Hemen indi, hızlı hızlı sikimi yalamaya başladı. Ben de başını iyice bastırıyordum. Yalarken gözleri kapalıydı, ben saçlarını okşuyordum. Sadece sikimin başını diliyle yalıyordu, beni inanılmaz zevklentirmişti bu. Kısık kısık inliyordum ki, dışkapı açıldı...
Dona kalmıştık, basılmamız an meselesiydi. Ağzında sikim Ebru sadece bana bakıyordu, açık gözlerle. Bir topuklu ayakkabı sesi geldi, o ses gittikçe uzaklaştı sonra. Halen donuktuk. O ses dışkapıyı kapatınca, Ebru hemen kalktı, "Kahretsin!" deyip çıktı kabinden. Ben de sikimi yerleştirdim yerine. Ebru acele giyiniyordu. Kazağını ve kot pantolonunu giydi, çıktık. Alışveriş merkezinin ışıkları sönmüştü. Montunu giydi, AVM'den çıktık. Servisler de gitmişti...
Benim arabaya biner binmez, bana bağırmaya başladı, "Hayvan herif! Pislik! Yakalanabilirdik, basılsaydık ne yapardım ben? Hayvansın sen!" diye hakaretler ediyordu. Onu sakinleştirmeye çalışıyordum, yol boyunca tartıştık. Evinin önüne geldiğimizde hiçbirşey demeden indi, gitti. Ben de evime gittim. O gece mastürbasyon yaparak 3 kere boşaldım.
Ertesi gün işe gittiğimde gözlerim Ebru'yu arıyordu. Öğlen gördüm onu, yanına gittim, konuşmak istediğimi söyledim. "Şimdi olmaz, akşam konuşuruz!" dedi, ben de çaresiz tamam dedim. Çıkış vakti olduğunda kapıda beni bekliyordu. Hemen özür dilemeye başladım. O ise, "Yapmamalıydık, çok tehlikeliydi!" diyordu sadece. "Peki pişman mısın?" dedim, "Hayır değilim, ama yanlış yerde yaptık!" dedi. "Tekrarı olacak mı?" dedim, "Olacak, ama orda asla değil!" dedi. En azından tekrarı olacaktı...
O günden sonra çok konuşamamıştık. Sadece bir iki kere evine bırakmıştım, bir kez de dışarıda oturmuştuk. Ebru'yla yaşadıklarımız gerçekten beni çok heyecanlandırmıştı, basılmak ihtimali heyecanı daha da arttırmıştı, ama halen dilediğim gibi sahip olamamıştım ona. Ebru annesiyle yaşadığı için evine davet edemiyordu beni. Benim evime davetlerimi ise kabul etmiyordu, anlamadığım bir şekilde.
Bir gece mesaj attım, "Seni özledim!" diye. "Hmm, ben de, ama görüşüyoruz zaten!" dedi. Ben, "Salağa yatma, başka şekilde özledim. Devamını istiyorum ben!" deyince, birkaç dakika mesaj atmadı. Sonra, "Ben de istiyorum!" diye mesaj geldi. O gece mesajla sanal seks yaptık. Ama anlamıyordum, biraz utangaçlığı vardı. "Neden utanıyorsun?" deyince, "Kocamdan boşandığımdan beri böyle bir ilişkim olmadı, bilmiyorum..." demişti.
Azdırıcı azdırıcı mesajlar attım tüm gece. Kocası onu aldatmıştı. Kapalı bir hayat yaşıyordu. Sanki bakire bir kızı sekse zorluyor gibi hissediyordum kendimi. "Söyle bakalım kocan seni nasıl sikiyordu?" diyordum, anlatıyordu. "Hiç götünü sikti mi?" deyince, "Evet, her yerimi sikiyordu!" dedi. Ben de, "Artık senin sikicin ben olacağım, her yerin benim olacak!" dedim. Bu onu azdırmıştı, "Peki nasıl olacak? Bir daha asla soyunma odasında olmaz!" dedi. "Bizim mağazanın deposu var aşkım. Kamera falan da yok, kimse gelmez çıktıktan sonra!" dedim. Biraz çekinmişti.
Ertesi gün sabah Ebru'yu kapıda gördüm. Yanında başka görevliler vardı, "Kolay gelsin arkadaşlar!" dedim, mağazaya girdim. Çıkış vaktine yakın, "Çıkışta bizim mağazaya gel!" diye mesaj attım. Alışveriş merkezi kapanmıştı. Ben de tezgahtar kızları yolladım, kepenkleri yarım indirdim. Ebru'yu bekliyordum.
Ebru geldi, gizlice girdi. Kepenkleri tam kapattım, ışığı kapattım. Sessizce indik depoya. "Kimse bilmez değil mi?" diyordu. Yavaşça yanına yaklaştım, montunu çıkardım. Gömleğinden fışkırıyordu göğüsleri. Depoda bulunan masaya yatırdım. Ben halen ayaktaydım, Ebru gözlerini kapatmıştı. Gömleğinin düğmelerini açtım, tamamını açınca pantolonuna geçtim. Soyuyordum Ebru'yu. Pantolonunun kemerini çözdüm, açtım düğmesini. İndirince beyaz külodu karşımdaydı. "Harika bir vücudun var!" diyerek iltifatlar ediyordum. Ebru resmen kendini bana bırakmıştı. Bugün adam gibi tadına bakacaktım onun.
Beyaz sütyeninin üzeriden göğüslerini okşamaya başladım. Üzerine çıktım, dudaklarını öpmeye başladım. Ateşli bir şekilde öpüyordu beni. Alt dudağını emiyordum elim vücudunda gezerken. Dillerimiz birbirine dolaşmaya başlamıştı. Yavaşça boynuna indim. Çok sessizdik. Sadece boynunu emerken çıkardığım sesler vardı. Hafif ıslanmış boynuna nefes veriyordum, ellerim memelerindeyken. Kısık kısık inlemeye başlamıştı. Boynunu emdikten sonra göğüslerine indim, sütyeninin üstünden sert memelerini yalamaya başladım. Sonra birini çıkardım, gerçekten büyüktü göğüs halkaları. Ucunu emmeye başladım, ben emdikçe dahada kabarıyordu sanki. Ebru kollarını aşağı sarkıtmış, tadını çıkarıyordu. Sonra diğerini çıkardım, sütyenin Cup bölümü altında kalmıştı. ��kisini de kudurmuş gibi yalıyordum, tükürüklerimle ıpıslak olmuştu memeleri.
Kalkıp baktım, çok sexy idi bu halde. Aslında Ebru'nun öyle sexy bir hali yoktu, ama yapılı vücudu beni etkilemişti. Göbeğine indim, heryerini yalıyordum. Karnını yalayarak aşağılara doğru geldim. "Kocam beni hiç böyle yalamazdı!" deyince iyice azdım, bu kadına istediğini vermeliydim.
Külodu ıslanmıştı. "Sulandı mı aşkımın amcığı?" deyip üstünden koklamaya başladım. Hafif ter kokusu geliyordu, ama harikaydı. Külodunu indirince, kıllı amı karşıma geldi. Oldukça kıllıydı. "Kılları alamadım, özür dilerim!" deyince, "Saçmalama, her halinle çok sexysin!" dedim. Kıllarını yalamaya başladım, yavaşça klitorisine geldim. Külodunu tamamen indirdim, ayak bileklerindeydi. Ben ayaktaydım, Ebru yatıyordu. Hafif domalmış bir halde yalamaya başladım klitorisini. Amının dudaklarını ayırıp, o pespembe ve sulu amcığını yalamaya başlayınca, Ebru'nun sesi artmaya başlamıştı. "Ohhh, aaah!" sesleriyle amının deliğini dillemeye başlamıştım. Amının sıvıları ağzıma geliyordu. Kabarık dudaklarının arasında am deliği çok güzeldi.
Ebru, "Dayanamıyorum, sok artık!" deyince, pantolonumu indirdim. Sikimi sıvazlıyordum ona bakarak. Sonra cüzdanımdan kondomu çıkardım, taktım. Ebru nefesini tutmuş, bana bakıyordu. Bacaklarının arasında yerimi aldım, iyice ayırdım ve amını ortaya çıkardım. Sikimin başını koydum amına, Ebru'ya baktım. Sonra ittirmeye başladım. "Ihhh!" diye bir ses geldi. Yavaş yavaş yükleniyordum Ebru'nun amını yara yara. Tamamen girince biraz bekledim. Ebru'nun ağzı hafif açık, gözleri kapalıydı.
Pompalamaya başladım. Ben girdikçe Ebru'nun kafası arkaya gidiyordu. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Ebru kafasını sağa sola atıyordu. Eğilip memelerini yalamaya başladım. Kısık kısık, "Ahhh, sik beni!" diyordu. Ben girdikçe Ebru'nun amı daha da sulanıyordu. Ben de gömleğimin düğmelerini çözdüm, kravatım kalmıştı. Ebru kravattan kendine çekti beni, dudaklarıma yapıştı. Hem amına pompalıyor, hem dudaklarını öpüyordum. Sonra doğruldum, ayakkabısını ve çorabını çıkardım. Kalın bacağını ve baldırını okşuyordum. Ayağının birini hafif omzuma yaklaştırdım, ayağını yalayarak sikmeye başladım.
"Ahhh, daha sert, daha sert!" deyince daha hızlı sikmeye başladım. Bir süre bu şekilde siktikten sonra, domalmasını istedim. Dizlerini masaya koydu. Önümde köpek gibi duruyordu. Ben de o halde soktum amcığına. Yine hızlı hızlı sikmeye başladım, saçlarını çekiyordum. Ebru çoktan orgazm olmuştu, kasılıyordu. Saçını çekip, yanağını tuttum, dudağından öpüyordum. Ebru yapılı vücuduna rağmen oldukça esnek bir kadındı. Amını sikerken, göt yanaklarına da şaplak vuruyordum arada sırada. Göt deliği belli oluyordu. Baş parmağımı yalayıp göt deliğine sokunca irkildi. "Ahhh, aşkımmm!" diyordu. Amında yarağım, götünde parmağım, iki deliğini de doldurmuştum. Parmağımı yarak gibi kullanıp, götüne sokuyordum. "Çok güzel, çok güzel, ohhh!" diye inliyordu. Bir kez daha orgazm olmuştu. Yavaş yavaş ben de sona geliyordum, yaklaşık 30 dakikadır sikişiyorduk. İnlemelerim artınca, "Geliyor musun aşkım?" dedi, "Evet bebeğim, ohhhh!" diyerek amına sertçe girdim ve kondomu döllerimle doldurdum.
İçinden çıkınca resmen yığıldı masaya. Çıt çıkmıyordu. Kolları aşağı doğru sarkmış, öylece yatıyordu. Kondomu çıkardım, döl parçaları sikimin üstündeydi. Önüne geçtim, açtı ağzını, sikimi soktum ağzına. Sikimi yalayarak temizledi. Ter içinde kalmıştık. Baygın bir şekilde temizledi sikimi. Ayağa kalkınca gömleğinin sırılsıklam olduğunu gördüm. Aynen benim de öyleydi. Ayak bileğinde duran külodunu giymeye kalkışınca, "Hayır, giymeyeceksin, hatıra olarak kalacak bende!" dedim. "Amım çok ıslak, pantolondan belli olur!" dedi. Külodunu aldım, arkasına geçip, iki deliğini de sildim temizledim küloduyla. Keskin bir am kokusu bulaşmıştı şimdi küloduna. Ben de giyindim. Ebru sütyenine yerleştirdi memelerini, gömleğini giydi. Pantolonunu giyindiğinde büyük götünün arasına kaçmıştı pantolonu.
Depodaki koltuğa oturup bir sigara yaktım. Giyinmesini izliyordum, sigaramı içerken. Ayakkabısını giyerken, "Hiç böyle bir seks yaşamamıştım!" dedi. "Daha neler tattıracağım sana, bu daha birşey değil!" dediğimde heyecanlanmıştı yine. Kalkıp pantolonunun üstünden götünü avuçladım. Ayaktaydık, arkası dönüktü. "Götünü istiyorum!" dedim. Ebru, "Gidelim artık, çok geç oldu!" dedi. Ama takmıştım kafaya, götünü sikecektim mutlaka. Ebru, "Tamam, ama sonra!" dedi, mağazadan çıktık. Tüm ışıklar sönmüştü, her yer kapkaranlıktı. Hızlı adımlarla çıktık AVM'den. Arabamla evine bıraktım. İnerken, "Çok güzeldi!" deyip dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
Sonraki günlerde en olmadık yerlerde siktim onu. Arabada, asansörde, parkta, lokantanın tuvaletinde... :)
[Mehmet]
145 notes · View notes
birazfazla · 5 months ago
Text
Sen sanıyorsun ki bütün palyaçolar mutlu,bütün makyajlı kadınlar güzel.
Her yüzüne gülen seni gerçekten seviyor.
Ahh benim güzelim, güzel yüreklim,
Yüreği güzelim,
Ahhh...!
31 notes · View notes
orgazmtanrisi · 8 days ago
Text
HİKAYE 2
Merhaba. Ben Halide, 21 yaşındayım. Biz İstanbul'da yaşıyoruz. Ben evin büyük kızıyım. Bir de benden iki yaş küçük kızkardeşim Aylin var. Ben üç yıllık evliyim. Bizim büyük bir marketimiz var. Evlenince, kocam işsiz olduğundan, o da bizim marketin muhasebe ve kasa işlerine bakmaya başladı. Her gün sabahın 7'sinden gece yarısına kadar marketteler.
Kızkardeşim liseyi bitirmiş, üniversiteyi kazanamamıştı. İstemeye geldiler, bizim kızı beğenmişler. Oğlanın yaşı biraz büyük, yani kaşarlanmış gibi geldi bize. Yani toy değildi. Kızkardeşimin sözünü verdik, nişanladık bunları. Damat adayı, yani kızkardeşimin nişanlısı Sabri, bir pazarlama şirketinde çalışıyordu. Kızkardeşimle devamlı telefonlaşıyorlardı. Çünkü babam Aylin'in dışarı çıkmasına izin vermiyordu, tutucuydu. Onun için Aylin nişanlısıyla buluşamıyordu.
Bir gün bizim damat Sabri annemi arayıp, Aylin'le sinemaya gitmek istediğini söylemiş. Annem de babamın buna izin vermeyeceğini söylemiş. Aylin de anneme, "Babama söylemeyiz anne, ne olur gidelim!" demiş. Annem de, "Peki, ama ablan da sizinle gelsin o halde!" demiş. Beni aradılar. Ben iki sokak uzakta oturuyorum. Benim de o gün hiç işim yoktu. Hem benim için de farklı olacaktı, çünkü kocamla hiç böyle sinemaya, kafeye falan gitmemiştik, kocam ince biri sayılmazdı. Hemen kabul ettim. O gün de hava çok sıcaktı. Altıma etek giydim, üzerimde de bir askılı elbise vardı. Aylin de makyajlı ve açık giyinmişti. Çocuk gibi heyecanlıydım. Biz Aylin'le sinemanın önüne gittiğimizde, nişanlısı Sabri bizden önce gelmişti. Biletler hazırdı. İçeri girdik.
Arka tarafta bir yere oturduk. Aylin ortaya oturdu. Film başladı hemen. Romantik bir film olduğunu biliyorduk. 5-10 dakika sonra bir kıpırtı oldu, baktım Sabri Aylin'in elinden tutuyordu. Ben görmezlikten geldim. Hiç kocamla bunları yaşamamıştık, (Aylin yaşasın bari) dedim. Karanlıkta hareketleri tam seçilmiyordu, yine de görebiliyordum. Sabri elini Aylin'in bacaklarının üstüne koydu. Aylin tepki vermiyordu. Filmin sahneleri ışıklı olunca Sabri'nin eline bir baktım Aylin'in eteğini sıyırıyordu. Aylin de ben anlamayım diye kıpırdamamaya çalışıyordu. İyice dikkat ettiğimde, Aylin'in eli de Sabri'nin açık fermuarının içindeydi. Büyük bir ihtimalle Sabri'nin sikiyle oynuyordu…
Az sonra Sabri Aylin'in kulağına birşeyler fısıldadı. Aylin bana dönerek, "Abla ben çok sıkıştım tuvalete gitmem gerek." dedi. Biz tam kalkarken, Sabri, "Ben seni götüreyim!" dedi. Ben de, "Tamam siz gidin!" dedim, beraber çıktılar. Salon çok kalabalık değildi zaten, belli ki dışarıda devam edeceklerdi. Merak etmeye başladım, sanki Aylin'in yerinde ben vardım. Dayanamadım arkalarından ben de çıktım. Sütünün arkasından bakıyordum. Aylin tuvalete girdi, Sabri de girdi. Az sonra çıktılar, ama Aylin eteğini düzeltiyordu ve dudakları kızarmıştı. Ben hemen içeri girdim, yerime oturdum. Onlar da geldiler. Bu defa ortaya Sabri oturdu. Elini yine Aylin'in bacaklarına koyup okşamaya başladı.
Aradan birkaç dakika geçince, Sabrin'in sol elini benim bacağımda hissettim. İçim ürperdi. Ben filme dalmış gibi ve fark etmemiş gibi davrandım. O da bundan faydalanarak elini bacağımda gezdirmeye başladı. Aylin geriye yaslandığı için göremiyordu. "Yapma!" diyemiyordum, ne yalan söyleyeyim hoşlanmıştım, hem kimse de görmüyordu. Küçük bir yaramazlıktı sadece. Fakat nasıl oluyor da, beni okşamaya cesaret edebiliyordu. Belli ki beni beğenmişti. Dedim ya, ben kocamla hiç böyle yerlere gitmemiş ve böyle ka��amaklar yaşamamıştım. Belki de o yaşamadıklarımı şu an yaşadığım için ses çıkarmıyordum. Sabri hem kızkardeşimi hem de beni okşuyordu…
Filmin birinci yarısı bitti. Dışarı çıktık. İçecek birşeyler alırken, eski arkadaşlarımdan Serpil de sinemadaydı. Biraz lafladık. Ben kızkardeşimin muhafızı olduğumu söyleyince, "Kız yazıııık, bırak çocukları rahat etsinler, sen bir bahane bul da gel benim yanımda otur, bırak koklaşsınlar." dedi. "İyi, tamam!" dedim. Onlara filmin ikinci yarısını ön sıradaki arkadaşımın yanında seyredeceğimi söyledim ve Serpil ile yerimize geçtik. Işıklar söndü ve film başladı. Salon boş olduğu için herkes istediği yere oturuyordu. Bizimkiler baktım yerlerinden kalkıp en arkadaki boş koltuklara geçtiler. Çaktırmadan yan gözle onları izliyordum.
Sabri hemen Aylin'in dudaklarına yapıştı. Öpüşmeye başladılar. Sonra Aylin yavaşça eğildi Sabri'nin önüne, kafası kayboldu. Belli ki Sabri'nin yarağını yalıyordu. Sonra Aylin doğruldu, bu sefer Sabri eğildi, herhalde o da Aylin'in amını yalıyordu. Vay bee! Bizim Aylin neymiş de bizim haberimiz yokmuş, orospunun bu işleri bildiği nasıl da anlaşıldı. Sonra baktım Aylin eteğini kaldırıp Sabrin'in kucağına oturmaya çalıştı. Yoksa sikinin üstüne mi oturacaktı? Ama Aylin daha önce birisiyle beraber olmamıştı ki. Yoksa onu da mı gizlemişti benden? Anladığım kadarıyla Aylin nişanlısının kucağında oturup kalkmaya başladı. Ama çok kısa sürede bitirdiler, herhalde Sabri boşalmıştı, çünkü film bitmek üzereydi.
Salondan çıkışta buluştuk. İkisinin de yüzleri kıpkırmızıydı ve dudakları öpüşmekten şişmişti. Aylin'e sordum, "Nasıl, filmi beğendin mi?" dedim. O da, "Çok müthiş bir filmdi abla, tekrar seyredebileceğim bir film!" dedi. Sabri de bana teşekkür etti, "Abla sen olmasan gelemezdik, ne istersen yaparım! İstersen haftaya yine getireyim sizi buraya, hem hafta içi böyle sakin olur, rahat ederiz!" dedi. Ben de, "Unutma sözünü, ben siz gibi nişanlıyken böyle yerlere falan hiç gitmedim, kocam beni hiç götürmedi." dedim. "Abla sen ne zaman istersen, ben seni ve Aylin'i götürebilirim!" dedi. Eve dönünce Aylin'e hiçbir şey söylemedim, nasılsa evleneceklerdi…
Bir hafta sonra Aylin aradı. Salı günü sinemada yeni bir film olduğunu ve Sabri'nin bizi götürmek istediğini, ben gelmezsem annemin izin vermediğini söyledi. Ben de, "Tamam!" dedim kapadım telefonu. Olay beliiydi, bunlar sikişecek, ben de konu mankeni olacaktım. Ama benim de içimde garip bir heyecan vardı, acaba Sabri beni yine elleyecek miydi? Kocam hiç seks konusunda fantazi filan bilmez, hemen boşalırdı. Ben uzun sürsün isterdim, ama o hemen arkasını döner yatar uyurdu.
O sabah kısa bir etek ile ince bir elbise giydim. Sinemaya giderken Sabri ile Aylin hep el ele idi. Ben yine yalnızları oynuyordum. Sinemanın sokağına girdiğimizde, önümüzdeki kızlarla Aylin çığlıklar atıp biribirlerine sarıldılar. Kızlar Aylin'in eski okul arkadaşlarıydı. Dört yıldır Belçika'da yaşıyorlardı. Aylin'le internetten haberleşiyorlardı. Yarın döneceklerini, iki saat sonra babalarının onları almaya geleceğini söylediler. Film de başlamak üzereydi. Aylin'i özlediklerini, bir yerlerde oturmak istediklerini söylediler. Aylin bize baktı, bizden ayrılmak da istemiyordu, ama onlarla da beraber olmak istiyordu. Sabri de, "Aylin biletler yanmasın, biz girelim içeriye, siz de kafanıza göre takılın, çıkınca buluşuruz. Hem ben ablana söz verdim, onu sinemaya götüreceğime dair!" dedi. Aylin de, "Bakın ama bunu saymam, sonra bir daha gitmeye söz verirseniz, kabul!" deyince, "Tamam!" dedik…
Aylin kızlarla gitti, biz sinemaya girdik. Sabri, "İstersen en arkaya oturalım, oradan daha iyi gözüküyor, geçen biz çok rahat ettik!" diyerek, beni en dip köşeye oturttu. Film başladı, fakat korkmaya başladım, önce meraklı iken şimdi korkar oldum. Gerçi damadımız olacak, ama yine de yabancı sayılırdı. Işıklar henüz sönmemişti. Sordum, "Nasıl Aylin'le anlaşabiliyor musunuz?" dedim. "Gayet iyi, birbirimizi daha iyi tanımaya çalışıyoruz!" dedi. "Anlıyorum… Geçen geldiğimizde çok samimi idiniz, yaptıklarınızı gördüm!" deyince, Sabri heyecanlandı, "Neyi gördün ki?" dedi. Aylin senin kucağındaydı! Yoksa onu şey mi ettin?" dedim. Sabri, "Ney mi ettim?" dedi. "Anla işte, yani onu siktin mi?" dedim. Sabri de, "Nasıl olsa ileride sikmeyecek miyim?" dedi. "Ama erken değil mi? dedim…
Sabri utangaçlığını üzerinden atmıştı, "İstersen seni de sikeyim, ışıklar sönünce? Geçen gelişimizde seni okşarken hiç tepki vermedin, benim bacanak sana yetmiyor değil mi? Ben anladım! İstersen seni de mutlu ederim, ama aramızda kalacak! Zaten seni uzun zamandır izliyorum, sen Aylin'den de güzel bir vücuda sahipsin! Benim bacanak akılsız, ben olsam senin üstünden hiç inmem, gece gündüz sikerdim!" dedi. Tam o sırada ışıklar sönmesin mi? Elini bacaklarıma koyup okşamaya başladı. Ne demem gerektiğini, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, şaşkındım. Etraf karanlık olduğundan çekingenliğim yoktu. Sabri devam etti, "İstiyorsun sen de. Bırak kollarıma kendini, bak bunu sadece ikimiz bileceğiz!" diyerek hemen dudaklarımdan öpmeye başladı. Dudaklarımı çektim ve "Sabri, kocam benimle hiç senin Aylin le ilgilendiğin gibi ilgilenmez. Benim istediklerime önem vermez. Onun umurunda olmam!" dedim. Sabri de, "Ben seni doyururum baldızım benim! Sen ne istersen onu yaparım!" diyerek, boynumu boğazımı yalamaya başladı….
O kadar heyecan vericiydi ki, itiraz edemiyordum. Elini bacak arama indirdi. Külotumu çekti çıkardı bacaklarımdan. Parmaklarıyla amımı yokluyor, parmağını içime sokmaya çalışıyordu. Pantolonunu indirip sikini çıkardı ve ensemden bastırıp, sikini yalamamı istedi. Karanlıkta sikini iyi göremedim, elime alınca bir de baktım ki çok uzun birşeydi, üstelik yaladıkça da büyüdü ve sertleşti. Ben sikini yalarken Sabri de etrafı kolluyordu, gerçi sinemada çok az kişi vardı, onlar da ortalarda ve önlerde oturuyorlardı.
Sonra beni kaldırıp, sırtım ona dönük, yüzüm filme doğru, beni kucağına aldı ve arkamı hafif kaldırıp, dirseklerimi de öndeki koltuğa koydurdu. Kucağında tam oturmuyordum, hafif öne eğilmiş, kayak yapar gibi bir pozisyondaydım. Eteğimi belime kaldırdı, eliyle amıma tükürük sürdü. "Bağırma, sessiz ol, kimse duymasın! Yoksa mahfoluruz!" diyerek sikini yavaşça soktu. Önce başını, sonra hepsini dayadı ve belimden asılıp, siki amımda, kucağına oturttu. "Ohh amın nekadar dar baldız, hiç sikilmemiş gibi. Onu ben bollaştırırım ancak. Yarrağımı yedikçe açılacak, dinlenince küçülecek, tekrar sikince gevşeyecek!" diyordu. Anladım ki Sabri sikiş konusunda tecrübeliydi. Ustaca sikiyordu. Bir eliyle belimi tutuyor, bir eliyle de göğüslerimi okşuyor, sikiyle de alttan amıma girip çıkıyordu. Benim de orgazm olmaktan, amımın suları akıyordu…
Birden beni kucağından hafif kaldırıp, sikini amımdan çıkardı ve yan koltğa bıraktığı külodumu alarak, küloduma boşaldı. Sikini eteğimin iç tarafına silip, amıma tekrar soktu. Dizlerim resmen zangır zangır titriyordu. Öyle güzel sikiliyordum ki, kocamla bunun yarısı kadar zevk almamıştım. Ben de kendimi koyvermiş, utangaçlık sınırını tamamen aşmıştım ve "Uzun sikli sevgilim benim, sik beni, köküne kadar sok sikini bana!" diye fısıldıyordum. Başparmağı ile de götümün deliği ile oynuyordu. "Ohhh baldızım benim, bacanak senin bu deliğini de sikmemiştir, onu ben delsem ne güzel olur!" dedi. Ben üçüncü orgazmımı olmuş bitmiştim, "Ne istiyorsan yap aşkım, istediğin yerden sik beni. Artık hiçbir şey umurumda değil!" diye fısıldadım.
Götümün deliğini türkürükle ıslattı iyice ve sikinin başını deliğime dayadı, fakat sokmadı, öylece bekledi. Ben ne bekliyor bu sokmak için diye düşünmeye başlamıştım ki, gürültülü bir sahnenin çıkmasını bekliyormuş. Filmde, arabaların çarpışma sahnesinin çıkmasıyla eşzamanlı olarak, birden koca sikini soktu götüme. Bağırmamak için dudaklarımı ısırdım, ama bağırdım. Yine de kimse çakmadı, filmin gürültüsü çok fazlaydı. Canım yandı, ama götüme girip girip çıktıkça zevkim arttı. Elini de amıma atınca, ben yeniden orgazm oldum. Sabri de sikini çıkarıp dışarı boşaldı yine… Ama çok müthişti. Benim için hayatımın en heyecanlı kaçamağıydı bu. İşin en güzel tarafı ise Aylin'le evlenince beni de sikmeye devam edecekti :)
10 notes · View notes
bilmece · 7 months ago
Text
Arkadaşlarımdan biri bence dişilliğin vücut bulmuş hali, uzun saçlar, uzun tırnaklar, hep bakımlı makyajlı çıtır bir kız. Dramatik de birazcık.
Ayrılma, boşanma muhabbetleri yapıyoruz, başka bir arkadaşımın hikayesini anlatıyorum, bir şeyler bitmiş ama kız da bir yandan “çok iyi çocuk” diyor dedim.
Bizimki gözlerini açarak üstüne basa basa “iyiyse cennete gitsin! İyiyse. Cennete. Gitsin! Bize ne be iyiliğinden? İyiyse cami yaptırsın, çeşme yaptırsın!” dedi.
Abi kazındı mı aklıma bu sahne? Düşünüp düşünüp gülüyorum. Bir de şey eki var: “biz iyi olduk da noldu?!”
Sağolasın bacım bakış açısı için, harikasın.
20 notes · View notes
edapostblog · 11 months ago
Text
Tumblr media
Kadın dediğin sade temiz ve bakımlı olmalı!
Boya küpü değil!
(Vallahi arkadaşlar koskoca pinterest'te makyajsız kadın resmi bulamadım 🫢🙄! Bu resimle idare edin gari 😁😁 kapalı kadınlar açık kadınlardan daha çok makyajlı 🫢😁 Yok yok anacığım makyajsız kadın yok 🙄😅)
47 notes · View notes
sensedim1938 · 11 months ago
Text
Tumblr media
Milletin yıllık Türkiye’nin aylık enflasyonu bu bir de makyajlı….🤬🤬🤬
29 notes · View notes
rizasizbahcaningulu · 5 months ago
Text
kızların normal hallerini paylaşıp tipimin kusuruna bakmayın falan demesine deli oluyorum. tipin gayet düzgün ve güzel zaten. insana normali sorgulatıyolar. sürekli saçlar yapılı makyajlı grand tuvalet gezmek gerekiyor da biz mi bilmiyoruz
9 notes · View notes
endergelisenataklar · 8 months ago
Note
Aslında biraz benzer gibisiniz, hoca doğuda çok çocuklu bir ailede büyümüş annesinin eğitim durumu çok yokmuş babası da kendinden hallice adam kendisi yetiştirmiş şuan dış ülkelere gidip seminerlere vs katılıyor. Çok benziyorsunuz. Ben seninde Hamza hoca kadar başarılı ve kendi benliğini yetiştiren bir insan olacağına inanıyorum
ya şu an için çok üstüne kafa yorasım, bir şeyleri yazasım, edesim gelmiyor fakat zamanında iktidarı eleştiriyordum diye ciddi ciddi elitist beyaz türk sananlar vardı beni. oysa ben, annesinin ev hanımı, babasının bir zamanlar köyde çobanlık yapmış olduğu çok çocuklu zaza bir ailenin en küçük çocuğuyum ya. her tarafım elitist olsa ne yazar? :) benim de annemle babamın okuma yazmaları yok, evet. ama bunun eksikliğini pek hissetmedim denebilir. çünkü ben kendimi yetiştirdiğim ya da yetiştirdiğimi sandığım zamanlarda, benden büyük abilerim ve ablalarım bilgi birikim olarak epey bir yerlere gelip geçirmiş insanlardı. onlardan çok şey kaptım denebilir. bir diğer benzer yön de, yurtdışı seminer mevzusu. biraz uğraşma azmini, hevesimi kendimde bulup o yangını körükleyebilirsem ve içimdeki gafleti de bir şekilde yenebilirsem, ilerde bolca adımdan söz ettirebilme imkânım mevcut. benim yolumun ayrılan tarafı dışarıda insanların dilinden hiç düşmeyen; dolgun maaşları, nükleer santralleri, silikonlu dudakları, silah fabrikaları, reality şovları, soğuk çaylarıyla birlikte, tamam lan, tamam. onların olsun kariyer planları, gökdelenler, promosyonlar, steril diller, mutlu sonlar, uyum yasaları, müfredatlar, meclis konuşmaları. onlara kalsın sahne ışıkları, pencere kenarları, banka kredileri, ödüllü konuşmaları, makyajlı yaraları, katsayıları, reklam panoları, düşük faizleri, konforlu beşikleri şeklindeki düşünce yapım. insan olmak her şeyden öncelikli kıstasım. bakalım.
10 notes · View notes
mellancholysblog · 22 hours ago
Text
Makyajlı ruhları beğenmedim hiç bir zaman..onlarda beni..gerçekten..ben sadelikten yanaydım,onlarda sahtelikten..🐞
4 notes · View notes
bilgehanmelancholy · 25 days ago
Text
Syn Bakan Mehmet Şimşek SOKAĞA makyajlı Çıkan Kızlardan VERGİ alsın.Adıda
1....kusurları saklama vergisi,2..karbon ayak izine muhalefet vergisi.3..Ekonomiye faydası olmayan harcama vergisi.4..kişilik değişimi vergisi...5...Silahı olmayan karşı cinse Orantısız saldırı.
4 notes · View notes
gelmemeyeegitmisim · 6 months ago
Text
Bi aynaya baktım da bu saatte makyajlı halimden daha güzelim 😪😪
2 notes · View notes
aynodndr · 7 months ago
Text
Önceleri Üniversitelerde görürdük bu tür mezuniyet etkinliklerini.
Şimdilerde ise seviye lise ve ilköğretime kadar çekildi. O güne kadar soyunmayan çocuklarımız, o gün kendini özgürleşmiş hissediyor ve alabildiğince dekolte kıyafetlerle güya özgürlüğünü sergiliyor…
Ağır makyajlı, cesur dekolteli, yüksek topuklu, akıllı telefonlarını yarıştıran bu kızların on dört, on beş yaşlarında olduğuna inanmak gerçekten çok zor.
Bu çocukları Müslüman anne ve babalar yetiştirmiyor mu?
Mezuniyet gününe veya bir doğum günü partisine kadar kızının dandik (bana göre) kıyafetlerle dolaşmasına izin vermeyen ebeveynler nedense o gün buna müsaade ediyor.
Neymiş efendim kızı okulu bitirmiş.
Sanki dünyadaki açlığı son buldurtacak bir keşif yaptı!
Sanki kanserin çaresini o buldu!
Okuduğu okulu bitirdi sadece.
Yani kendine düşen görevi yaptı.
Daha dur hayata yeni başlayacak ve siz anne babalar, çocuğunuza hayat boyu lazım olacak olan ar perdesini törenlere kurban veriyorsunuz.
“Ben yaşayamadım, çocuğum yaşasın” mantığından vazgeçin.
Bu düşünce, bir teline zarar gelmesini istemediğiniz çocuğunuzun sadece bu dünya hayatında yaşaması içindir.
Oysa her anne baba o çok sevdiği çocuğunun Ahiret hayatını da düşünmelidir.
“Bir defadan bir şey olmaz” diyerek yapılan haramlar, göz ardı edilen İslam’ın emirlerinin sonu hep hüsranla bitmiştir.
O güzelim kızlarımız yarınların anneleri olacak,
gelecek nesilleri onlar yetiştirecek.
Her anne baba kızlarının Hz. Meryem gibi iffet timsali olmasını istiyor.
Ama çocuklarını yetiştirirken bu şuuru veriyor mu?
Tertemiz fıtratlı doğan çocukları, gösteriş, özenti ve kirlenmiş toplum algısına ayak uydurarak
Müslüman kimliğinden uzaklaştırıyorsun.
O cesur dekolteli kıyafetle kızının markete, pazara alışverişe gittiğini görse bir anne baba aynı hoşgörüyü gösterir mi?
Bu memleketi gavur memleketine çeviren ebeveynler bunun hesabını zor verirsiniz...
Yazıktır, günahtır
Safiye Çetinkaya
2 notes · View notes
insanolmayacalisankadin · 11 months ago
Text
Eğer huzurlu hissediyorsam güzelimdir makyajlı olduğum için değil,eğer rahatsam olduğum kıyafetimle ve paksa üzerimdeki kıyafetler kombin ve uyum çok ta önemli değil, eğer incitiyorsan kalbimi ve çıkıyorsa ağzımdan hunharca cümleler bu benim kabahatim değil, eğer olduğum yerde mutluysam karnım doymasa da olur ama karnım tok ve sen çok acı zikir yapıyorsan yüreğime karnımın tokluğunu hiçe sayarım su enerjisi iyi ki var iyi ki bedenime değiyor ama su bile rahatlatmıyorsa bedenimi ne keyfi olur yıkanmanın. Benden bana.. Ben nasıl iyi hissediyorsam ve beni ne iyi hissettiriyorsa cisim isim önemli değil ben olmasam onlar var olur muydu? Ben varım ki kıymetliler. Ve koklamıyorsam gülü dalında neyleyim o gül kokusunu? 🙂 🌸 Sağlıklı geceler...
3 notes · View notes