#kovboy şapkası
Explore tagged Tumblr posts
Link
66 yaşındaki Madonna, Instagram'da paylaştığı cesur fotoğraflar ile ağızları açık bıraktı
0 notes
Text
Google Emoji Mashup Aracı Aramaya Eklendi
Google Emoji Mashup Aracı Aramaya Eklendi. Artık doğrudan Google Arama’dan emoji kombinasyonları oluşturabilirsiniz. Artık doğrudan Google Arama’da kendi emoji kombinasyonlarınızı oluşturabilirsiniz. Şirket, kızgın bir balkabağı veya kovboy şapkası takan bir panda gibi farklı kombinasyonlar oluşturmak için mevcut emojileri karıştırmanıza olanak tanıyan Emoji Kitchen özelliğini web üzerinde…
View On WordPress
0 notes
Link
Mark Zuckerberg, 4 Temmuz'u ailece kutluyor. — Instagram/@zuckMark Zuckerberg kısa süre ilkin Instagram'da 4 Temmuz'u kutlayan bir aile fotoğrafı yayınladı ve netizenler iki şeyi derhal fark ettiler: milyarder CEO çizgili bir hatıra kovboy şapkası takmıştı ve evlatlarının yüzlerini kapatan emojiler.Milyonlarca başka ebeveynin aynı şeyi yapmasına müsaade eden çok büyük platformlar inşa etmiş olmasına karşın, bazı insanoğlu Zuckerberg'in gönderisini derhal eleştirdiler bu sebeple yüzleri maskeleme seçiminin evlatlarının fotoğraflarını internette yayınlama mevzusundaki mahremiyet kaygılarının bir yansıması olduğuna inanıyorlardı. . Instagram'ın ana şirketi Meta, kullanıcı gizliliğini iyi mi yönettiği ve algoritmalarının genç kullanıcıları potansiyel olarak tehlikeli tavşan deliklerine yönlendirmek için iyi mi kullanılabileceği mevzusunda uzun süredir eleştirilere maruz kalıyor.Sadece karar, bazı toplumsal medya kullanıcıları içinde, bilhassa de tanınmış kişiler içinde, evlatlarının tanımlanabilir görüntülerini çevrimiçi paylaşırken daha dikkatli olma eğilimine de dikkat çekiyor.Birçok meşhur, senelerdir toplumsal medyada evlatlarının mahremiyetini korumaya destek olmak için resimleri bulanıklaştırıyor yada emojiler kullanıyor. Geçmişte Zuckerberg, kızlarının tam yüzleri yerine yan profillerinin ve sırtlarının resimlerini de yayınlamıştı.Bayağı kullanıcılar çoğu zaman benzer bir strateji benimsemezler, sadece kim bilir benimsemelidirler.New York City merkezli bir psikolog olan Alexandra Hamlet, "Ailesinin konumunu yada evlatlarının kimliklerini paylaşmamaya itina gösterdiğini bizlere modelleyerek, kendilerini çevrimiçi korumanın son kullananların sorumluluğunda bulunduğunu iletiyor olabilir" dedi. toplumsal medyanın genç kullanıcılar üstündeki tesirini takip eder.Meta, yorum talebine cevap vermedi.Anne babalar ve uzmanlar, evlatlarının utanç verici resimlerini toplumsal medyada paylaşmak onları kimlik hırsızlığına ve yüz tanıma teknolojisine maruz bırakabileceğinden giderek daha çok kaygı duyuyor. CNN bildirildi.Bu, onları yetişkinliğe kadar takip edebilecek bir web geçmişi oluşturabilir. Bazı anne babalar paylaşımı sınırlıyor, paylaşımı daha azca her insana açık platformlarla sınırlıyor yada evlatlarının yüzlerini gizlemek şeklinde zekice hileler kullanıyor. “Sharenthood” kitabının yazarı ve Harvard Hukuk Fakültesi'nde öğrenme deneyimi ve inovasyon (LXI) destek dekanı Leah Plunkett, bir çocuğun yüzünü engellemenin, onlara kendi anlatıları üstünde denetim verdiğinizin bir simgesi bulunduğunu söylemiş oldu."Çocuklarınız hakkında her gönderi paylaştığınızda, onların kim oldukları ve kim olmak istedikleri hakkında kendi hikayelerini anlatmalarına izin vermekten vazgeçiyorsunuz" dedi. "Yaramazl��k ve birkaç hatadan fazlasını yaparak büyüyoruz ve bu tarz şeyleri yaparak daha iyi büyüyoruz. Gençlerin ve evlatların mahremiyetlerini oynama ve keşfetme, tecrübe etme yanılma kanalıyla yaşama mahremiyetini kaybedersek, onları kabiliyetten yoksun etmiş oluruz. hikayeler geliştirmek ve anlatmak [on their own terms]," o ekledi. Dahası, Zuckerberg bebeğin yüzünü gizlemeyi seçmedi, bu bebeğin yüz riskleri için daha azca kaygı anlamına gelebilir, sadece Plunkett suni zeka teknolojisinin vakit içinde yüz değişikliklerini izleyebileceğini ve potansiyel olarak daha büyük evlatları çocukluk görüntülerine bağlayabileceğini öne sürdü. Toplumsal medya şirketlerinin, evlatların yüzlerini otomatikman bulanıklaştıracak yada çocuklarla ilgili görüntülerin pazarlama yada reklamcılık için kullanılmasını önleyecek ayarlar sunabileceğini umuyor. Bununla beraber, evlatlarının görüntülerinin internette paylaşılmasını kısıtlamak yada bundan caymak şimdilik ebeveynlerin elindedir."Yalnızca anne babalar değil - büyükanne ve büyükbabalar, koçlar, öğretmenler ve öteki güvenilir yetişkinler de mahremiyetlerini, güvenliklerini, gelecekteki ve şimdiki fırsatlarını ve kendileri ve kendileri hakkında kendi hikayelerini anlama kabiliyetlerini korumak için evlatları fotoğraf ve videolardan uzak tutmalıdır. kendileri" dedi.
0 notes
Text
youtube’tan geliyorum
size yine belki asla haberinizin olmayacağı bir video ile geldim. bu seferkini ben bulmadım, başkası bulup paylaşmış: ferdi tayfur’un bayrampaşa’da 2006 yılında verdiği konserin görüntüleri. ferdi tayfur neden kovboy şapkası takıyor, neden bağlama yerine kötü çaldığı elektro gitarı tercih etmiş, neden kotla sahnede, neden sürekli herkese sitem ediyor, bir sitem anında kameraman neden bir kadına zoom yapıyor, başka bir sitem anında bu sefer neden kemancıya zoom yapıyor, izleyiciler neden 5 işareti yapıyorlar. böyle tuhaf bir konserin videosu.
youtube
8 notes
·
View notes
Text
Alternatif Dünya Filmleri: Slow West vs. Indiana Jones
Size Indiana Jones’un Slow West’e konuk olacağı hikayeyi anlatmadan evvel sanırım öncelikle Slow West’ten biraz bahsetmem gerekecek.
En genel tabiriyle “Slow West” bir western - yol filmi. John Maclean’in westerne farklı bir anlatım kattığı 2015 yapımı bağımsız İngiliz yapımında Michael Fassbender İrlandalı yalnız kovboy Silas’ı, Kodi Smit-McPhee ise hayatının aşkı Rose Ross’u bulmak için yollara düşen aristokrat bir aile çocuğu olan Jay'i canlandırıyor.
Size filmin konusundan artık daha fazla bahsetmeyeceğim, en azından bahsetmemeye çalışacağım, çünkü filmi izlemek isteyenlere gerçek hikayesi konusunda bir ipucu vermek istemem.
Zira denklemi doğru okursanız gerçek hikayeyi de bulabilirsiniz.
Bir de şunu bilmeniz gerekiyor, sinematografik açıdan doymak istiyorsanız Robbie Ryan size güzel bir görsel ziyafet yaşatacak bu filmde.
Filmin bir yandan bende uyandırdığı izlenime gelirsek, ilk sahnesinde Fassbender’ı görmemle birlikte onu Indiana Jones olarak düşünmem için sadece bir milisaniye yetti. Normalde büyük bir Indy sever olarak Harri-son Ford dışında birini o kadar da bu role yakıştırmazken, biliyorum Chris Pratt de başarılı olacaktır elbet, ilk kez bende “Harrison’dan daha karizmatik bir Indy olacaksa bu Fassbender olur” izlenimini uyandırdı.
Ve sonra da aklıma bu düşünce gelince, benim için Slow West bir western - yol filmi olmaktan çıktı. Adeta filmi Indiana Jones müzikleriyle izliyordum. Siz de fragmanı “Indiana Jones theme” ile izlerseniz aynı hype'a kapılabilirsiniz. Sonrasındaysa sadece şu soru beynimde yankılandı.
“Peki ya Indiana Jones Slow West’te olsaydı ne olurdu?”
Çünkü Indiana Jones serisi sevenlerinin bildiği üzere temeline, arkeolojik tarihsel ögelerden beslenen hikayeler koyan, türünün en iyi örneğidir.
Bir kere filmin adı “Slow West” değil “Indiana Jones & West, Ho!” olurdu.
Ve Indiana Jones’un meşhur kamçısı şahane bir uzun namlulu silaha dönüşürdü.
Ve filmimiz asla bu kadar sakin kalamazdı.
Indiana Jones & West, Ho!
Indiana Jones bu filmde olsaydı, film bu kadar sakinliğini koruyamaz ve bir takım sembollerin kaybolmasıyla başlardı.
Indiana vahşi batıda olduğu için bir okulda ders vermez fakat bir yerlerde tütün içip, muhabbetleri çaktırmadan barda dinleyen ödül avcısı olurdu.
Vahşi batının ödül avcısı Indy, bir gün barda otururken eski bir İskoçya sembolünün adını duyumsar ve içkisini gözleri parıldayarak yudumlar. İçkisini bitiren Indy çevreye bunu bildiğini çaktırmadan usulca kalkar, çıkışa yönelir. Bardan çıkan Indy atına atlar ve yollara koyulur.
Yollarda giderken su içmek için durakladığı yerde başka ödül avcılarının da kamp yaptığını gören Indy ağaçların arasına saklanır ve onları dinlerken onların yanındaki Jay’i fark eder. Jay’in o kişilerin elinde rehin tutulduğunu görür. Bunu öğrendiği andaysa şansına atının yanına sürünerek bir yılan yanaşır, atı korkar ve kişner. Indy filmin algoritması gereği doğada bir şey yaşaması gerektiğinden gizlenemez ve kendini kötü adamların önüne atmak zorunda kalır. Zaten atı korksun ya da korkmasın o Indy’dir, o yılanlardan korkar. Kötü adam çetesinin fark ettiği Indy el mahkum onlarla dövüşür ve kaçmak için elinden geleni yapar. Ara ara kaybedecek gibi olsa da o Indy’dir, ilk dövüşten hemen kaybetmez, kaybediyormuş gibi yapar. Filmlerden alışkın olduğumuz kovalamaca sahneleri burada western tadında düello ve atla kaçış sahnelerine dönüşür. Bir şekilde Indy’e yandaş olacak karakterimiz Jay ise kurtulur ve Indy’le birlikte kaçar.
Kaçış sonrası ikisini birlikte yollarda izleriz. Yollarda karakterlerimiz yakınlaşır. Jay, ona Rose’un hayatının aşkı olduğunu ve onu nasıl da kurtarmak için yollara düştüğünü anlatır. Indy yola neden çıktığından pek bahsetmez, sadece gezgin bir kovboy olduğunu söyler. İçki içmek için durdukları bir tavernada Indy, Rose ve babası John Ross’un başına konan 2000 dolarlık aranıyor ilanını görür, bunu gördüğünü Jay’e belli etmez. Birlikte çıktıkları yolda daha çok kelle avcısının peşlerine takılacağını fark eden Indy, artık daha dikkatlidir. Jay’in bu ödüle giden altın bilet olduğunu öğrenir. Başına ödül konanlardan olan Rose’un boynunda da eski İskoçya sembolünün olduğu kolyeyi görür. İlanı yırtarak cebine tıkıştırır. Indy gizemli.
Indy bunları yaparken farkında değildir tabii, aslında geçmişinden bir hayalet de onun bu hareketlerini görmüş ve çoktan ikilimizi gözüne kestirmiştir. Arkalarından pis bir sırıtış atar ve viskisini yudumlayarak kötü adamlık rolünü bu sahnede tamamlar. Kötü adam mutlu. Indy habersiz.
Kamp yaptıkları gece ikili uyuyacakken kampı davetsiz bir misafir basar. Görürüz ki Indy ve davetsiz misafirimiz tanışmaktadır. Geçmişten gelen bu karakter kötü adamımızdır ve Indy’nin üstüne gider. Elinde içkiyle çıkagelen eski dost yeni düşmanımız, Indy’e eski günlerin hatırına dercesine içki ikram eder ve eski dostlar ile Jay sarhoş olana kadar içerler. Indy ne kadar sarhoş olsa da kontrolünü kaybetmemeye çalışmaktadır, eski dostunun neyin peşinde olduğunu fark etmiştir çünkü. Bunun üzerine tartışan karakterlerimiz arasında bir gerilim olur ve bu gerilim anında davetsiz misafirin yanında gelenler Jay’i kaçırır. Zaten kaçırılmasaydı şaşardık çünkü Indy’nin geçmişinden gelen düşmanlar hep çevresindeki birini kaçırır ve işleri karıştırır. Indy kızgın. Jay şok!
Her zamanki filmlerde olduğu gibi bu kez vahşi batıda doğa üzerinden başka bir fobik bir gönderme yapılır ve Indy’nin kamp yaptığı alanın üzerinde kara bulutlar toplanır. Jay’in kaçırılması ve girdiği dövüş üzerine yorgun bir şekilde plan yapmaya çabalayan Indy’nin üzerine birden bulutlar çöker ve bir fırtına gelir. Indy bunun ara ara onları takip ettiğini hissettiği kabileler tarafından gönderildiğini farkındadır. Olabilecek en kısa sürede buradan ve büyüden kaçmaya çabalar Indy fakat nafile! Indy şok! Her şeyi ıslanmıştır. Görevine çıkmadan evvel şapkası, ceketi ve uzun namlulu silahıyla aksiyon sahnesine uzunca bir selamlama yapar ve bir yandan da ıslanan eşyalarını kurutarak yola koyulur. Çünkü o Indy’dir ne olursa olsun eşyalarını ve karizmatikliğini asla geride bırakmaz, üstünde değilse yanında taşır. Arkasından da ona büyü yollayan kabile yerlileri bakar ve ağaçlara geri saklanır.
Indy tek başına Ross ailesinin evine giderken bir yandan da yolda Jay’i kurtarmanın planını yapar. Artık tam paket göreve hazır olan Indy filmin son aksiyon sahnesine girdiğindeyse ortalık tam bir vahşi batı dünyasına dönüşmüştür bile. Ormanda Jay’i kurtarmak üzere ilerlerken etrafını bir anda Kızılderililer sarar, Indy’e zehirli ok fırlatmaya başlarlar ve bunlardan kaçmaya çabalayan Indy kendini bir sonraki sahnede Jay’in yanında bağlı bulur. Ödül avcıları Ross ailesinin evini bulmuş ve kurşunlara tabi tutmaya başlamıştır bile. Bütün ev ve içinde bulunduğu tarla kurşunlarla dolup taşar. Indy ayılır, bir kenarda bağlanmış yarı baygın Jay’i görür, kendini kurtardıktan sonra onu çözer, silahının tetiğini çeker, aksiyonun tam göbeğine dalar. Çünkü o Indy’dir, aksiyondan korksaydı ödül avcısı olmazdı!
Şanslı karakterimiz Indy az yaralarla bu dövüşten sağ kurtulur. Sadece bacağından yaralanan Indy, bir yandan ödül avcılarıyla kapışırken bir yandan da sarkastik yorumlarını kurşunlarının yanından eksik etmez. Kurşunlardan kaçarken Rose’u görür, ondan kaçmaz ama. Bir yandan aynı hızda flörtleşir. Çünkü Indy ne olursa olsun güzel kadın gördü mü kaçırmaz, en azından bir kuple dahi olsa flört eder.
Bu Indiana Jones filminde de bolca kötü adam ölür, ana kadın karakterimiz sağ olarak kurtulur. Kısa sürede görüp sevdiğimiz iyi yan karakter ise ölür. Hem de kadınını kurtarmanın hayalleriyle ölür.
Bu filmde de kötü ellerde tehlikeli olabilecek sembolümüz korunur ve onu korumak uğruna bir çok fedakarlıklarda bulunan maceraperest karakterlerimiz bir şekilde bunu başarması için Indy’e yardım eder.
Filmin sonunda ise her zamanki mağara yerine alabildiğine büyük bir tarlada küçük bir kulübe ev görürüz.
Vahşi batıda geçen Indiana Jones filmimiz ise böylece biter.
PS. If you want to read English, please click right and choose “translate to English”.
#indiana jones#michael fassbender#harrison ford#slow west#western#alternative scenarios#scenario#movieedit#movie#translate to english
0 notes
Text
Yaşa! Hapishanede zaten bu işlerin böyle olacağını kestirmiştim.Herkes bana karşı bir sen değil.Göreceksin, günün birinde güzel Nelli olacaksın.Bende Aslan Tomson. Başımda kovboy şapkası, belimde çifte tabanca. Dalacağım meyhaneye. Tak tak, boynu mendilli haydutları bir bir katacağım önüme.Doğru senin evinin önüne getireceğim sen balkonda olacaksın o sıra..Beni alkışlayacaksın..
#tinymonrree#suçlu1#orhankemal#sokaklarınçocuğu#fearless-man#danketti#yitiriyoruz#tanrınınbelirsizlikleri#bensanamecnunum#umutbittigezegeniyakin#yorgundusmushayaller#kusuncaherseygececek#kutuptakiprens
47 notes
·
View notes
Text
Bayan Fantezi Aşçı Kostüm
Biz Lablinque Markası olarak sizlere Fantazi Aşçı Kostüm Ürünlerini en uygun fiyata sunmaktayız. Ürün Adı :Fantazi Aşçı Kostüm Ürün İçerilik : % 85 Polyamid %15 Lycra Ürün Detayı:Jarse Saten &Desenli Tül Kumaş Renk:Resimdeki Beden :S/M-L/XL Ürün Parça Sayısı:5 Mini Aşçı Şapkası,Büstiyer,Önlük,String Bayan Beden Ölçüsü
Sitemizdeki Tüm Ürünler Kişiye Özeldir, fantazi hizmetçi kostüm,fantazi hemşire kostüm,fantazi sekreter kostüm,fantazi kolej kostüm,fantazi şeytan kostüm,fantazi ceyn kostüm,fantazi gelin kostüm,fantazi noel kostüm,fantazi dansöz kostüm,fantazi kovboy kostüm,fantazi apaçi kostüm,fantazi leopar kostüm,fantazi polis kostüm,fantazi fbı kostum,fantazi hırsız kostüm,fantazi mahkum kostüm,fantazi yarasa kostüm,fantazi tavşan kostüm,fantazi kedi kostüm Modellerinde Hijyen Dolayısı ile iade ve değişim Yoktur, Not: Lablinque ürünleri Etiketli,İç poşetli,Ürün Resimli Kutularda Gönderilmektedir Lablinque Bay Bayan İm-Fantezi Aksesuarlarürkiye de retilmektedir İp Ucu1-Partnerinizi Arayıp Programı olup olmadıgını Ögrenin 2-Gelecegi saatti Öğrenin 3-Yemek Listenizi Olusturun Masanızı Hazırlayın 4-Salatanızı yapmayı En sona Bırakın 5-Fantezi Aşçı Kıyafetinizi ve Topuklu Ayakkabınızı Son dakika Giyin :)Yemek Kokusu Sinmesin 6-Zil Çaldıgında Partneriniz olduguna emin oldugunuzda Kapıyı aralık Bırakıp Salatananızı Yapmaya Koyulun Geldiğinde Sizİ Murfakta Yemek yaparken Bulsun Read the full article
0 notes
Text
badlands: 1,2,3,4
1. Bölüm: Avcı
Kız, barın ışıklarını ve neon renklerle yanıp sönen tabelayı daha yolun başındayken görmüştü. Buralarda sokak lambası kültürü henüz yerleşmemiş olmalıydı; akşamüstünün çökmesiyle birlikte, ufuktaki son kızıllık da yok olurken bu küçük bar tıpkı bir işaret fişeği gibi parlıyordu. Onlarca küçük yol üstü kasabasından yalnızca biri olan Lost River adlı bu kasabanın girişinde biraz mola vermeye karar verdi. İhtiyacı olan malzemeleri temin etmek için iyi bir fırsattı. Dört gün önce, babasından çalıp yollara koyulduğu pikap kamyonetini her ihtimale karşı barın önüne değil, biraz daha uzağa park etti. Yaşını ele veren bir görüntüsü vardı, bundan nefret ediyordu. Henüz reşit değildi. Eğer yeterince uzun olsaydı veya olduğundan daha olgun görünseydi bu bir sorun teşkil etmezdi ancak şimdilik insanların arabadan şüphelenmesini istemiyordu. Eski çizmeleri her adımında yerdeki toza bulanırken, Arizona'nın kuru havasını içine çekti. Gece serinliği şimdiden çökmeye başlamıştı. Buranın gecelerini seviyordu. California’da olduğu gibi nemli ve sıcak değildi; neredeyse her zaman yanında hava serinlediği zaman onu sıcak tutacak bir hırkaya gereksinim duyuyordu. Yolda geçirdiği dört günün her birinde mutlaka bir tepe bulmuş, pikapının arkasında yanına aldığı üç beş çantayı yastık yaparak yıldızları izlemişti. Henüz yıldızların altında uyumaya cesaret edemiyordu gerçi. Kendini koruyacak bir şey bulmadan olmazdı. Kaçarken babasının tabancasını çalmayı başaramamıştı. Yine de yıldızların altında uyuyacağı o günler çok yakındaydı. Belki bu gece bile olabilirdi. Çünkü bu gece bardan kendine bir silah bulmayı planlıyordu. İçeri adım attığı gibi ağır bir duman çevresini sardı. Barın loş ışıklandırması ve arkadan çalan Country müzik buranın klas bir mekan olduğu izlenimini uyandırsa da masalar fazla dolu sayılmazdı. Birkaç sadık müşterisi olan batı yakası barlarından biri, diye düşündü içinden. Burayı sevmişti. Şansının açık olduğunu hissediyordu. Tezgaha yaklaşmadan önce gözleriyle çevreyi taradı. Yaşlı adamlar ve birkaç tane bu ortam için fazla ciddi görünen genç çarptı gözüne. Yeniden başını çevirdiğinde, bu defa barın başında oturan siyahi bir çocuk gördü. Diğer insanlara oranla daha rahat görünüyordu. Kıvırcık saçları başının üzerinde kabarmıştı. Sanki sıkılmış gibi bir havası vardı, viskisini yudumlamadığı zamanlarda dahi bardağı bırakmıyordu. Ayrıca deri ceketinden görebildiği üzere, belinde bariz bir kabarıklık vardı. Hareket ettiğinde ceketin altından görünen metalik pırıltının bir tabancanın kabzasına ait olduğuna emindi. Avını seçmişti. "Düşüncelisin." dedi kıvrak bir şekilde onun yanına oturarak. "Ne düşünüyorsun?" Siyah gözler üzerine sabitlendi. Gür kirpikler, kararlı kaşlar. Belki de yanlış bir av seçmişti. Kararlı ol, dedi babasının sesi kafasının içinden. Yutkundu. Şimdi onu duymanın sırası değildi. "Birkaç şey." dedi çocuk sorusunu yanıtlarken bir yandan da onu süzerek. "Ciddi şeyler.'' ‘’Ya... Ben sadece sıkıldığını düşünmüştüm.’' ‘’Doğru düşünmüşsün. Ciddi şeyler sıkıcıdır.’’ Kısa bir sessizlik oldu. ‘’Neden Bold Horses'ın viskisinin tadının daha iyi olduğunu düşünüyordum aslında.” dedi çocuk omuz silkerken. Sırıttı. Onun sırıtışı üzerine, avı da oyuncu bir edayla gülümsedi. Aradığı ortam oluşmaya başlıyordu. "Buralı değilim." dedi hafifçe gülümseyerek. "Bahsettiğin yerin neresi olduğuna dair bir fikrim yok." "Kasabanın tarafında başka bir bar." dedi çocuk. "Ve oranın tuvaletleri de daha geniş. Bunun için artı bir puan daha verirdim." Kirpiklerinin altından çocuğu süzerken "Ben buranın tuvaletlerini henüz görmedim." dedi. ‘’Bu karşılaştırmayı onaylayamam.'' Çocuğun gözleri onu süzüyordu şimdi. "Sana gösterebilirim." Tezgaha yaslandı. Bilerek teklifi değerlendiriyormuş gibi davranıyordu. "Sanırım önce bir şeyler içmek iyi olur." dedi en sonunda. Çocuk omuz silkti. Kendisine ilgi gösterildiğini bilen birinin rahatlığındaydı şimdi. "Buraya iki viski lütfen." dedi barmene doğru. "Viski içersin, değil mi?" "Bold Horses'ın viskisini henüz tatmadığıma göre fark etmez." Çocuk yeniden güldü. Av ağa takılıyordu. "Adım Wilson." "Grace." "Gezgin misin, Grace?" "Daha çok bir kaçağım demek daha doğru olur." Çocuk kaşlarını kaldırdı. Karşısında oturan bu kız ilgisini uyandırmıştı. "Bir kaçağa benzemiyorsun." "Ya?" dedi Grace neredeyse keyif alarak. "Bir kaçak neye benzer ki?" "Bu kadar güzel olmaz." Başarısız bir flört cümlesi olmasına karşın, Wilson'ın ona doğru başını eğme şekli zamanın geldiğine dair bir işaretti. Barmenin önlerine koyduğu viskiyi aldı ve oğlanı şaşırtarak başına dikti. "Tuvalet ne tarafta demiştin?"
2. Bölüm: Av
Bar tuvaletinde son beş dakikadır sevişiyorlardı. Wilson’ın iyi öpüşüyor olmasına şaşırmamıştı, onun aksine bu işlerde deneyimsiz olmadığı belliydi. Elleri şehvetli olması gereken bir hareketle belinden kayarken "Keşke Bold Horses denen yere gitmiş olsaydım.” diye düşündü Grace sıkıntıyla. Bu kabinler minicikti ve o kan ter içinde kalmıştı. Her ne kadar silahı almak konusunda tuvaletin bu kadar küçük olması işine gelse de, havasız kalmak hiç hoşuna gitmiyordu. İsteksizce Wilson'ı öperken bir yandan da kollarıyla gövdesine tırmanır gibi onu sarıyor, kendini kucağına bastırıyordu. Silahını nasıl alabileceğini tespit ettiği sırada oğlan boğuk bir inleme sesi çıkardı. Grace duvara doğru gözlerini devirdi. Enayi. Elini en sonunda Wilson'ın ceketinin altına götürdüğünde çocuk bunu kendisine yeşil ışık yakıldığı şeklinde algıladı. Uzun parmaklar hızla onun gömleğinin düğmelerine atlarken Grace kendini geri çekmemek için çabalıyordu. Wilson boynuna doğru "Çok güzelsin." diye soludu bir yandan üstteki iki düğmesini açarken. "Başka ne meziyetlerin var merak ediyorum, kaçak." "Yetenekliyimdir." Grace sinirle sırıttı. "Özellikle de soygun konusunda." "Ya?'' Wilson da gülüyordu. ''Ne çaldın bakalım?" Grace o anı bekliyordu. Her şey bir saniye içinde oluverdi. Sol diziyle oğlanın kıpırdamasını engellemek için bacaklarının arasına tekmeyi geçirirken, bir yandan da sağ eliyle tabancayı kabzasından tutup çekerek Wilson'ın yüzüne doğrulttu. "İşte bunu." Wilson acının verdiği şokla bir inleme sesi çıkartırken Grace hızlı davranıp kabzayı çocuğun şakağına geçiriverdi. Wilson’ın gülümsemesi yüzünde dondu. Vurduğu nokta stratejik bir yerdi. Yeterince kuvvetli vurulduğu taktirde kişiyi ciddi bir hasara sebep olmadan uzun süre baygın durumda bırakabilirdi. Bunu babasından öğrenmişti. Wilson sendeleyip kapalı klozetin üstüne doğru devrilirken Grace hızla tuvaletin kilidini açıp kendini kabinden dışarı fırlattı. Burası tuvalet bile olsa, sonunda kabindeki kokuşmuş havadan kurtulup biraz temiz havayla karşılaşabileceğini umuyordu. Bunun yerine karşılaştığı şey; alnına çevrilmiş bir namlunun ucuydu.
3. Bölüm: Hilebaz
"Selam." dedi alnına dayalı tabancanın sahibi sakin sakin. "Adım Declan. Sana zahmet olmazsa ellerini yukarı kaldırır mısın, lütfen?” Kesinlikle Bold Horses'a gitmeliydim, diye düşündü Grace. Ensesindeki tüyler diken diken olmuştu. İçindeki ses sürekli şimdi mahvolduk diye tekrarlarken, soğukkanlılığı elden bırakmamak için çaba gösteriyordu. Yavaşça ellerini yukarı kaldırdı. Tabanca başparmağından sarkacak şekilde. Bu, karşısındaki kişiye bir tehdit olmadığını gösterme şekliydi. Karşısındaki kişinin bilmediği şey ise, Grace’in bir tabancayla ateş etmekten çok daha fazlasını yapabildiğiydi. Eğer yeterince hızlı olabilirse, bir anlık dikkat dağınıklığını yakalayıp namluyu bu tuhaf yabancının kafasına geçirmeyi düşünüyordu. Bir taşla iki kuş. "Bu berbat bir tanışma. Bu kısımda bana adını söylemen gerekiyor." diye söylendi çocuk, neredeyse sıkılmış gibi. Grace gerilen sinirlerinin etkisiyle gülmek üzere olduğunu fark etti. Bu bir şakaya benziyordu. “Adım Grace." dedi serinkanlılıkla. ‘’Ve haklısın, bu berbat bir tanışma. O şeyi indir de doğru düzgün tanışalım.’’ “Ah, bunu indirirsem beni dinlemezsin ve beni dinlemene ihtiyacım var.’’ dedi çocuk hızla boştaki elini havada şöyle bir sallayarak. ‘’Hızlıca seni bilgilendirmeme müsaade et lütfen. Kabinde baygın yatan o adam var ya?’’ "Ne olmuş ona?" diye sordu göğsü hop eden Grace. İçinde bir yerlerde tehlike çanları kuvvetle çalmaya başlamıştı. "O adam bir sivil polisti.'' Yabancı, yüzündeki değişimi keyifle izlermiş gibi göründü. ''Buraya içmeye gelmiş sıradan bir taşralı değildi. Benim gelmemi bekliyordu. Her otuz dakikada bir telsizle kasaba şerifine buralarda olup olmadığımla ilgili rapor veriyordu ve sen onu benim yerime etkisiz hale getirdin. Bunun için sana müteşekkirim. Diğer bir yandan, bir sonraki haberleşmelerine kalan süre yaklaşık olarak yedi dakika. Yani eğer yedi dakika içinde buradan çıkmazsan barın çevresi muhtemelen sen dışarı çıkamadan sarılacak. Böyle bir şey söz konusu olursa eğer, az önce yaptığın şeyden dolayı seni tutuklamaları işten bile değil. Buralarda tutuklanmaya yeterince ciddi bir ceza gözüyle bakılmıyor maalesef.” "Peki bunların başıma dayadığın silahla ne ilgisi var?" diye sordu Grace, az önceki tavrını korumaya çalışarak. Ancak bunda pek başarılı değildi. Sesi titrer gibi oldu. Korktuğunu asla belli etme, dediğini duydu babasının. Böyle anlarda onu duymaktan nefret ediyordu. Tanrı şahittir ki o sese bir bıçak saplama şansı olsa bunu yapardı. ’’Beni rehin almayı planlıyorsan sana kötü bir haberim var.’’ "Tabanca sadece beni dinlemen için, rehin almak benlik bir olay değil.’’ Gözleri, kızın parmağından sarkan tabancaya kaydı. ''Bir de, o elindekiyle suratımı dağıtma diye. Yetenekli olduğunu görebiliyorum.” “Bak, seni dinliyorum." dedi Grace bu defa daha sakin kalmayı başararak. “Yalnızca o şeyi suratımdan çek ve benden ne istediğini söyle." “Bak, seni dinliyorum." dedi Grace bu defa daha sakin kalmayı başararak. “Yalnızca o şeyi suratımdan çek ve benden ne istediğini söyle." Karşısındaki kişi, gülümsedi. Bir kovboy şapkası takıyordu. Gülünç gözükmekle beraber ambiyansa uyum sağladığı da inkar edilemezdi. Şapkanın altından dağınık bir şekilde alnına düşen kumral bukleleri ve temiz görünüşlü bir yüzü vardı. “Tabancayı indirmeyeceğimi bilecek kadar zekisin. Zaman kaybetmeyi bırak." dedi çocuk. Gülümsemesinde tuhaf bir pırıltı vardı. "Olay şu ki, bana bilmeden yaptığın bu iyiliğe karşılık seni buradan çıkarmayı düşünüyordum.’’ Tuvalette baygın yatan polise şöyle bir bakış attı. ‘’Sen de bu iyiliğimin karşılığı olarak beni ve arkadaşımı buraya gelirken indiğin arabaya bindirip kaçmama yardım edeceksin." "Bilgi için teşekkürler,'' dedi Grace, ''Ama benim kaçmak için senin yardımına ihtiyacım olduğunu sanmıyorum. Ön kapıdan elimi kolumu sallayarak çıkıp baygın polisin suçunu sana atabilirim.” ‘’O kadar aptal mı görünüyorum?’’ Oğlan sabırsızlanıyor gibiydi. ‘’Benim buraya girdiğimi gören kimse yok. Tek başınasın. Dahası, seni şuracıkta vurup elimi kolumu sallaya sallaya kaçabilirim.’’ Grace sinirlenmeye ve en kötüsü de ürkmeye başlıyordu. Eğer polisler hakkında söyledikleri doğruysa bu konuşma zaman kaybıydı ve işin kötüsü onun yalan söylediğini de düşünmüyordu. Tabancanın sağ elindeki ağırlığı her saniye daha çok artar gibiydi. ‘’Bu beni rehin aldığın anlamına gelir.’’ ‘’Seni rehin almıyorum. Yalnızca tehdit ediyorum.’’ ‘’Tanımlarında bir yanlışlık var.’’ Grace o saniyede hızla elinde döndürdüğü tabancanın kabzasını ayarlayarak çocuğun kafasında aparkat bir nokta hedefledi. Her şey saliseler içinde olup bitti. Hareket ettiği anda çevik parmaklar bileğini kavradı ve aynı anda onu ters çevirerek göğsüne yasladı. Şimdi tamamen kilitlenmiş durumdaydı, tek şansını kaybetmişti. ‘’Güzel hareketti.’’ dedi oğlan kulağının dibinden. “Takdir ettim, ama bence daha fazla zaman kaybetmemeliyiz.’’ ‘’Hemen bırak beni.’’ dedi Grace öfkeden kıpkırmızı kesilerek. ‘’Burada olduğunu kimseye söylemem ve ön kapıdan çekip giderim. Sana yapabileceğimin en iyisi bu.’’ ‘’Benim sana yapabileceğimin en iyisi seni bırakmak değil, güven bana.’’ dedi oğlan kulağına. Grace’in burnuna sandal ağacını anımsatan bir koku geldi. ‘’Seni bırakacağım, ama önce şunu hatırlatmam gerek. Barda içeridekinden başka siviller de var. Dışarı yalnız başına çıkarsan adımını atamadan yakalanırsın ve bu adamın hesabını sorarken seni asla dinlemezler. Şu anda sana bir kurtuluş yolu sunuyorum. Güven bana.” Bunu ikinciye söylüyordu. ‘’Söylediğinin aptallığının farkında mısın? Sana neden güveneyim? Şu halimize bak!’’ Grace bileklerinde ince bir titreme hissetti. Oğlanın kolları arasından bir türlü kurtulamamak her saniye daha da klostrofobik hissetmesine yol açıyordu. ‘’Bana yalan söylemediğini nereden bileceğim?’’ ‘’Korkarım bunun için bana güvenmek zorundasın.’’ dedi oğlan. ‘’Şunu söylemeyi bırak!’’ dedi Grace öfkeyle çırpınmayı bırakarak. “Sana güvenmem için tek bir sebebim bile yok.’’ ‘’Zorunluluk hallerinde sebeplere değil sonuçlara bakılır. Temel hayatta kalma içgüdüleri. Sende pek gelişmediklerini tahmin ediyorum’’ Grace öfkeyle homurdandı. ‘’Kimsin sen?’’ “Çoktan tanıştık sanıyordum.” ‘’İsmin beni alakadar etmiyor. Bu polisler neden senin için burada, onu soruyorum.’’ ‘’Bu kadar kısıtlı bir vakit için çok soru soruyorsun.’’ dedi Declan. “Seni bayıltıp arabanı çalmayarak kibarlık ettiğimi görmüyor musun?��’ ‘’Tam bir centilmensin.’’ dedi Grace. Kolları uyuşmaya başlamıştı. ‘’Yalnızca dört dakikamız kaldı. Yardımımı kabul ediyor musun, etmiyor musun?" Grace çaresiz durumdaydı. Ona inanmasını sağlayanın ne olduğundan emin değildi, ancak içinden bir his Declan’ın oyun oynamadığını söylüyordu. Her halükarda riske atacağı en son şey özgürlüğüydü ve aptalca bir hamle yüzünden onu kaybetmeyi düşündükçe kalbi korkuyla atıyordu. Seçimini o anda yaptı. Bu oğlanın suçu ne olursa olsun özgürlüğünden bir daha asla mahrum kalmayacağı konusunda kendine söz vermişti. Bedeli ne olursa olsun. Gerisi onu ilgilendirmezdi. Ondan kurtulmanın bir yolunu bulur bulmaz kaçak hayatına geri dönüp yeni bir tabanca bulabilirdi. Parmaklarını gevşetmesini sağlayan bu düşünce oldu. Declan usulca ‘’Teşekkürler.’’ diyerek tabancayı aldı ve Grace’i serbest bıraktı. ‘’Bu taraftan gidiyoruz.’’
4. Bölüm: Çaresizlik
Üzerinde kullanım dışı uyarısı bulunan tuvalet kabininin içinde, klozetin olması gereken yerde kocaman bir boşluk duruyordu. Temizlik malzemeleriyle gözlerden gizlenen bu boşluk, yetişkin bir insanın emekleyerek rahat rahat geçebileceği bir tünelin girişiydi. Burada bir tür boru yenileme çalışması yapılıyor olmalıydı, çünkü içerisi akla gelen tüm o mide bulandırıcı görüntülerin aksine bomboş bir tünelden ibaretti. Oğlan onun gelmesini beklemeden içeri atladı, bunu yaparken o tuhaf şapkayı başından çıkarıp eline almıştı. Grace bunu tuhaf buldu. Şapkayı değil, o da tuhaftı ancak oğlanın önden gitmiş olması beklenmedikti. Eğer o birini rehin alsaydı, muhtemelen son anda fikir değiştirmesi riskine karşın önden gittiğinden emin olurdu. Kuşkuyla arkasına baktı, bardan içeri yardım çağrısında bulunabilirdi. O anda bir yol ayrımında olduğunu belli belirsiz de olsa biliyordu. Birkaç saniyelik bir duraksamanın ardından sebebini bilmediği bir dürtü onu Declan’ın peşinden atlamaya itti. Bu belki de oğlanın geri dönüp ona zarar vermesine duyduğu korku, belki de damarlarında pompalanan adrenalinin etkisiydi. Her halükarda, Grace yapabileceği tek şeyin bu olduğunu içten içe biliyordu. Gerçekten de hayatta kalma içgüdülerinde bir sorun vardı. Tünelin uzunluğu otuz metre gibi bir şey olmalıydı. İçinde korktuğunun aksine örümcekler ve yılanlar gezinmiyordu. Bittiği yer ise Grace'in aracına yalnızca birkaç metre uzaklıkta kalan bir kayalığın arkasıydı. "Arkadaşın nerede?" diye sordu Grace başını tünelden çıkardığında. Herhangi bir sürüngenle karşılaşmamış olduğundan ötürü çok mutluydu. “George mu? İşte burada." Declan tünelden çıkıp kayalığın yanına ilerledi. "Onu sırtlamama yardım eder misin?" Grace o anda, tünelin girişinde dizlerinin üzerine çöküp kaldı. O gece yaşananların arasında kuşkusuz en tuhaf olan buydu. Görünüşe göre Declan, arkadaşı hakkında önemli bir detayı Grace ile paylaşmayı unutmuştu. ‘’Declan.’’ dedi Grace sakinliğini korumaya çalışarak. ‘’George ölmüş.’’ Oğlan, ona garip bir bakış attı. ’’Evet, onu vurduğumda bunu fark etmiştim.’’ Adamın göğsünde bir kurşun deliği vardı. Çizgili gömleği kanla sırılsıklam olmuştu. ‘’Bunu kast etmediğimi biliyorsun.’’ dedi Grace kalbinin deli gibi attığını görmezden gelerek. ‘’Benden bir cesedi suç mahallinden uzaklaştırmana yardım etmemi mi istiyorsun?’’ ‘’Ben aslında gömme kısmına yardımcı olursun diye düşünmüştüm, ama böyle de denebilir tabii.’’ ‘’Bunu bana içeride söylemeliydin.’’ dedi Grace kulakları kızarırken. Ensesindeki saçlar terden sırtına yapışmış olsa da soğuk bir ürpertinin vücudunda gezindiğini hissediyordu. “Neden? Tutuklanmayı mı tercih ederdin?” dedi Declan alay sezilen bir tonla. Ancak tartışmanın devamı gelemeden barın ışıkları değişti. Bakışları oraya kaydı. ’’Barda hareketlenme var.'' Grace omzunun üstünden bara dönüp baktı. Declan haklıydı. ''Birazdan ekipler burada olur. George'u pikaba taşımama yardım eder misin?" O kadar masum soruyordu ki bunu, istediği şey ona bir bardak su getirmesi bile olabilirdi. Grace yutkundu. Bu çocukta ciddi bir sıkıntı vardı ve içine düştüğü bu saçma sapan durumdan acilen kurtulmanın bir yolunu bulması gerekiyordu. Bar tuvaletinde bir polisi bayıltıp silahını çalmak başkaydı; cinayet örtbas etmek başka. Bu onun için çok fazlaydı. Kaçmak için daha fazla sebebi olsun istemiyordu. Silahı oğlanın belinde asılıydı. Düşük bir ihtimaldi, ama ona ulaşabilir, Declan'ı kollarından vurabilirdi. Böylece ona ateş etmesini engellemiş olurdu. Ancak böyle bir hamle yaptığı taktirde kaçacak zamanı kalır mıydı? Declan ona diğer silahla ateş etmeden ne kadar uzaklaşabilirdi ki? Beyni olasılıklar arasında hızla gidip geliyor, yapılabilecek en mantıklı hareketi tespit etmeye çalışıyordu. Declan’dan tabancayı almanın bir yolunu bulamadan eli kolu bağlıydı. Bir rehineden farksızdı. Polis bunu anlardı. O zaman cinayeti örtbas etmekle de yargılanmazdı. Ama yaptıklarından sonra polisi arama riskine girecek miydi? Hem zaten Declan bunu düşündüğünü tahmin ediyor olmalıydı. ‘’Gömme kısmına yardımcı olursun diye düşünmüştüm.’’ Bunlar onun kelimeleriydi. Yutkundu. Peki Grace’i gömmesine kim yardımcı olacaktı? Declan kontağa geçerken kafasının içinde yine babasının sesini duydu. ‘’Çaresiz kaldığını belli etme. Güçsüz görünmediğin sürece her zaman bir şansın olur.’’ Sinirleri iyice bozuluyordu. İçinden‘’Kapa çeneni.’’ diye cevap verdi babasına. ‘’Senin öğütlerine daha fazla ihtiyacım yok.’’ Declan’a döndü. ‘’Onu neden öldürdün?’’ diye sordu. "Bana işe yarar bir neden söylemek zorundasın. Ölü bir adamla birlikte ortadan kaybolmana yardım etmem için sağlam bir nedene ihtiyacım var. Yoksa burada kalacağım. Araba senin olabilir, çalabilirsin. Sesimi çıkarmam. Bana güvenmiyor olabilirsin ama sözüm sözdür.” Declan'ın gözlerine baktı. İrisleri kehribar rengiydi; dolunayın ışığında seçebiliyordu bunu. Oğlanın tehlikeli pırıltılar taşıyan gülümsemesine yorgun bir gölge düşmüştü. “Ben kimsenin hiçbir şeyini çalmam.’’ dedi usulca. ‘’Burada kalmana da izin veremem, ama George’un ölüm sebebi kişisel bir mesele.’’ ‘’Politik bir sebeple cinayet işleyecek birine benzemiyorsun zaten.’’ dedi Grace kararlı bir şekilde gözlerine bakarak. ‘’Söyle. O neden öldü?’’ ‘’Çünkü sevdiğim birine ihanet etti.’’ dedi Declan aşağı bakarak. Grace’e bir anda sanki birkaç yaş küçülmüş gibi göründü. ‘’Bir hiç uğruna onun ölmesini sağladı ve hayatımı korkunç bir şekilde değiştirdi. Bununla daha fazla yaşamak istemedim. Bu yeterli mi? Şimdi sürebilir miyim?’’ Sesi öfkeli değil, daha çok bezgin çıkıyordu. Gözlerindeki kıvılcımların kaybolması, Grace’e adını koyamadığı bir duygu verdi. Belki de bu bakışı çok yakından tanıdığı içindi. Oğlanın arabayı sürmesi için başını hafifçe salladı.
0 notes
Text
Ucuz ama hoş kendin yap aksesuarları mı arıyorsunuz? Gençlerin yaz modası olarak kullanabileceğini birbirinden renkli ve güzel kendin yap fikirleri bu yazımızda sizleri bekliyor. Oturup etraflıca araştırdık ve diy aksesuar modelleri ile her güneşli günde kullanabileceğiniz harika aksesuarlar bulduk.
Hazırlanmak için fazla zamanınız yoksa hiç sorun değil. Kendin yap aksesuarları ile hazırlanmak ucuz ve çok basit. Bazı fikirler bir kaç dakikanızı alacakken bazıları da bir kaç saat içinde hazır hale gelebilir. Nasıl yapacağınızı öğrenmek için aşağıdaki adımları izleyin. İyi eğlenceler gençler 🙂
Kendin Yap Aksesuarları İle Yaza Hazırlanın!
1. Boncuk ve Porselen Bilezikler
Minik ellere çok yakışacak, birbirinden süslü kendin yap bilezikleri, çocuklarınıza veya kendi bileklerinize çok yakışabilir. Ama özellikle miniklerin bileklerine çok yakıştığını söyleyebilirim. Kendin yap aksesuarları ile süslü minikleri sevindirme vakti geldi. Şimdi adımları izleyip sizde kendi bilekliklerinizi kendiniz yapabilirsiniz.
Gerekli Malzemeler
Nakış İpliği
Boncuklar
Tılsımlar
Şeffaf Gerdirme Elastik Kordon
Makas
Süper Tutkal
Altın Boya
Boya Fırçası
Sevimli Küçük Kızlar 🙂
1. Adım
Çeşitli boncuklar kullanmaya çalışın. Tek düze boncuklar sıkıcı görünür çünkü. Biz Renkli Atölye fikir ekibiyiz. Bu yüzden cam, plastik ve ahşap boncuklar kullandık. Başlamadan önce ahşap boncukları dilediğiniz bir boya ile boyayın. Ahşap boyalarını kolayca temin edebilirsiniz. Hem boyaması zevkli hem de çok hızlı kuruyor. Boncukların hepsini boyamanız gerekmiyor. Bazılarını ahşap şekilde bırakabilirsiniz. Böylece bilekliğe çeşitlilik kazandırmış olursunuz.
2. Adım
Şimdi sıra püskülleri yapmakta. Aslında dilediğiniz gibi nakış ipini kesip, küçük bir parçasıyla da ucundan sararak püskülü yapabilirsiniz. O yüzden bu adımı uzun uzun anlatmak çok gereksiz. Fotoğrafa baktığınızda yapmanız gereken işlemi anlarsınız 🙂
Dilerseniz püskülü yapmak için alacalı nakış ipliği kullanabiliriniz. Bu sayede bileklikler daha eğlenceli ve farklı bir görünüm kazanır.
3. Adım
Boncukları, püskülleri ve diğer objeleri kordonunuza doğru sıkın. Bilekliğin güçlü olabilmesi için daha kalın bir kablo kullanmanızı (1 mm çapında) öneriyoruz. Bu onların hem daha gergin olmasını hem de miniklerin ellerinde daha uzun süre sağlam kalmasını sağlar. Doğru boyu elde edebilmek için, kızların bileklerine göre farklı uzunluklar denedik. Onları sabit yerinde tutmak biraz zor olduğu için bir kaç deneme yanılma olacaktır. Fakat kendin yap aksesuarları ile sonuç mükemmel 🙂
4. Adım
Elastik kordonun uçlarını düğüm haline getirin ve üç kez tekrarlayın (birbirinin üzerine üç düğüm atın). Ardından, geri gelmeyeceğinden emin olmak için bir damla yapıştırıcıyı düğüm üzerine ekleyin. Ayrıca püsküllerin üzerine ve düğümlere süper tutkal ekleyerek hoş ve güvenli hale getirin.
5. Adım
Hazır hale gelen bilekliklerin keyfini çıkarın ve çok sayıda kombinasyon oluşturarak eğlenmeye başlayın 🙂
2. Puantiyeli Şapka
#gallery-0-9 { margin: auto; } #gallery-0-9 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 33%; } #gallery-0-9 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-9 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Puantiyeli şapkalar yazın en çok hoşunuza gidecek aksesuarların başında gelecek. Melek gibi güzel kızlarımıza ayrı bir hava katacak olan puantiyeli şapkalar, kendin yap aksesuarları yazımızın 2. tatlı projesi 🙂 Hem güneşten korunmanızı hem de çok tatlı görünmenizi sağlayacak şapkaları kolayca sevdiğiniz renklerle yapabilirsiniz.
Gerekli Malzemeler
1 cm büyüklüğünde yuvarlak köpük
Çok amaçlı boya
Düz şapka (kovboy şapkası da olabilir)
1. Adım
Yuvarlak köpüğü çok amaçlı boyaya batırın ve ardından şapkanın baş kısmında bir noktaya bastırın. Şapkayı içeriden diğer elinizde sıkıca tuttuğunuzdan emin olun.
2. Adım
Daha sonra şapkanın kenarından aşağıya doğru yavaş yavaş noktalarınızı dağınık bir biçimde oluşturmaya devam edin. Uç noktalardan şapkanın kenarına doğru gelin. Fırça üzerinde ne kadar çok boya varsa o kadar iyidir, ancak ilk noktaları yaptıktan sonra da fırça ile rötuş yapabilirsin.
3. Adım
Kurumasını bekleyin ve işte puantiyeli şapkanız hazır! Boya iyice kuruduktan sonra bile sudan uzak tutmaya gayret edin. Çünkü havuza kazara bir parça çarpınca bile boya canlı canlı duruyordu ona göre 🙂
Sonuç;
#gallery-0-10 { margin: auto; } #gallery-0-10 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 50%; } #gallery-0-10 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-10 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
3. Püskül Küpeler
Merhaba yaz! Sıcaklık arttıkça ve güneş Türkiye üzerinde parıldarken, bazı yazlık aksesuarlar yaratma hissi içimize dolmuyorsa yazık bize 🙂 Bu yaz porselen trendine direnemediğim doğrudur! Şirin ve renkli, aksesuarlarınıza ve takılarınıza bir zevk katmak için mükemmel. Bu küpeleri plaja gitmek için bazı parlak renkler kullanarak seçtim. Kendin yap aksesuarları yazımızın 3. projesine hazır mısınız? Haydi, başlayalım 🙂
Gerekli Malzemeler
Kuyumcu pensesi
Makas
İğne
Miyuki delica boncuklar
Swarovski kristal boncuklar
Floresan renklerde nakış ipi
8 Atlama halkası
2 kulaklık
2 mücevherat çemberi
8x3mm krimp boncuklar
1. Adım
Öncelikle bir mini poşet oluşturalım.
Nakış ipini iğnenizden geçirin.
Kıvrım boncuğu ve atlama halkası arasından geçin (1).
Bir ilmek yapın (ipliği tutmak için küçük parmağınızı kullanabilirsiniz) ve kıvrım boncuğundan ve atlama halkasından tekrar geçin (2).
İpliğiniz atlama halkası etrafına sarın ve tekrar kıvrım boncuğundan geçirin (3).
Daha fazla iki döngü oluşturun (toplamda 3) ve nakış diş ipini atlama halkanızdan yaklaşık 15 cm kesin (4).
İğnenizi daha önceki diş ipi ucundan çıkarın. Kesin bitirin ve iğne ile geçirin. Atlama halkasını sarın ve kıvrım boncuğundan (5) geçtiğinizden emin olun.
Nakış ipinin ucunu çekme halkasını sarmalayan bölümün güzel ve düzenli olduğundan emin olmak için çekin.,
Nakış ipi ve püskülün kıvrılmasını sağlamak için düz pense kullanın (6) ve (7).
Nakış ipini eşit olarak kesmek ve püskülün şeklini ve uzunluğunu sonlandırmak için makas kullanın.
Kalan püskülleri oluşturmak için adımları tekrar edin.
Sahne arkasında neler olduğunun küçük bir görüntüsü, güzel bir karmaşa denilen şey bu olsa gerek! 😉
Küpeleri oluşturma vakti!
Aşağıdaki fotoğrafta gösterildiği gibi miyuki delikaları ve swarovski bicone kristallerinden oluşan bir karışım kullandım.
Boncukları kasnağa takın ve deseni izleyen mini püskülleri takın (9).
Üst rende deliğine asmak için ana rengin bir mini poşeti tuttum.
Bunu yapmak için, önce atlama halkasının açılmasının nakış diş ipi dışına çıkıp çıkmadığını kontrol edin. Değilse, görünene kadar yüzüğü çevirin. Halkayı açmak için pense kullanın ve kasaya (10) bağlandıktan sonra kapatın.
İkinci küpeyi (11) oluşturmak için diğer kasnak için 9 ve 10 numaralı adımları tekrarlayın.
Ve her şey tamam! Bir sonra ki plaj partisine hazırsınız 🙂
4. Folyodan Plaj Çantası
Kendiniz, aileniz veya arkadaşlarınız için kişisel ürünler üretmeyi seviyorsanız bu plaj çantasına bayılacaksınız. Kendi tasarımınız olacak olan folyolu plaj çantasını bir kaç adımda kolayca yapabilirsiniz. Kendin yap aksesuarları ile yaz modasına kendi imzanızı atmanız için harika bir proje daha 🙂
Gerekli Malzemeler
Büyük Bez Çanta
Kalıp Kesme Makinesi (Çok Zor İş Siz Makas Kullanın)
Transfer Kağıdı
Ütü
Renkli Folyo
Kendin Yap Plaj Çantası Görseli <- İndirmek İçin Tıklayın.
1. Adım
Görüntüyü çantanızla oranlayın ve yeniden boyutlandırın. Kesme işlemi çok önemli. Pürüzsüz ve kusursuz bir şekilde kesmelisiniz. Bunlar için elektronik kalıp kesme makineleri var. Eğer yakınınızda böyle bir makine varsa (tanıdık vs.) daha iyi olur. Ama el becerisine sığınıp kendiniz de kesebilirsiniz. Tasarı çanta üzerine yerleştirip, kırışıklıkları gidermek için ütüleyin.
2. Adım
Çantanızın üzerini ütülemeye başlamadan önce ortalanmış olduğundan emin olun. Plastik tabakayı çıkarmadan önce tamamen yapıştırın. Hiç bir buhar olmadan, ütüyü en yüksek sıcaklığa ayarlayıp kullanın. Isı transferinde kumaşın dokusunu gördüğünüzde yapıştığını bileceksiniz.
3. Adım
Tasarım kadar geniş bir folyo parçası kesin – bölgeyi iyice kapladığından emin olun! Folyolarınızı buhar olmadan en yüksek ısı ayarında ütüleyin. Ütü yaparken yakmamak için folyonun üzerine ince kumaş veya yağlı kağıt koymayı da unutmayın. Dikkatle çıkarın ve ortaya çıkan görüntüye hayran kalın 🙂
Tamam, haklısınız. Bu mükemmel bir tasarım değil. Ama kendin yap fikirleri ile plaj çantanızı kendiniz, istediğin renk ve desenlerle yapabilirsiniz. Ben bu işten çok memnunum açıkçası 🙂
5. Galaksi Ayakkabılar
Şimdi tüm gözleri üzerinize çekecek bir kendin yap projesi ile konuyu noktalama vakti. Galaksi spor ayakkabılar ile gittiğiniz her yerde Vaov! dedirteceksiniz. Tüm adımları aşağıdaki videodan takip edebilirsiniz. İyi seyirler 🙂
Gerekli Malzemeler
Bir Çift Spor Ayakkabı
Çift Taraflı Bant
Boyalar
Boya Kalemleri
Sünger
Gençler İçin 10 Kendin Yap Aksesuarı Ucuz ama hoş kendin yap aksesuarları mı arıyorsunuz? Gençlerin yaz modası olarak kullanabileceğini birbirinden renkli ve güzel kendin yap fikirleri bu yazımızda sizleri bekliyor.
7 notes
·
View notes
Text
Alternatif Dünya Filmleri: Slow West vs. Indiana Jones
Size Indiana Jones’un Slow West’e konuk olacağı hikayeyi anlatmadan evvel sanırım öncelikle Slow West’ten biraz bahsetmem gerekecek.
En genel tabiriyle “Slow West” bir western - yol filmi. John Maclean’in westerne farklı bir anlatım kattığı 2015 yapımı bağımsız İngiliz yapımında Michael Fassbender İrlandalı yalnız kovboy Silas’ı, Kodi Smit-McPhee ise hayatının aşkı Rose Ross’u bulmak için yollara düşen aristokrat bir aile çocuğu olan Jay'i canlandırıyor.
Size filmin konusundan artık daha fazla bahsetmeyeceğim, en azından bahsetmemeye çalışacağım, çünkü filmi izlemek isteyenlere gerçek hikayesi konusunda bir ipucu vermek istemem.
Zira denklemi doğru okursanız gerçek hikayeyi de bulabilirsiniz.
Bir de şunu bilmeniz gerekiyor, sinematografik açıdan doymak istiyorsanız Robbie Ryan size güzel bir görsel ziyafet yaşatacak bu filmde.
Filmin bir yandan bende uyandırdığı izlenime gelirsek, ilk sahnesinde Fassbender’ı görmemle birlikte onu Indiana Jones olarak düşünmem için sadece bir milisaniye yetti. Normalde büyük bir Indy sever olarak Harri-son Ford dışında birini o kadar da bu role yakıştırmazken, biliyorum Chris Pratt de başarılı olacaktır elbet, ilk kez bende “Harrison’dan daha karizmatik bir Indy olacaksa bu Fassbender olur” izlenimini uyandırdı.
Ve sonra da aklıma bu düşünce gelince, benim için Slow West bir western - yol filmi olmaktan çıktı. Adeta filmi Indiana Jones müzikleriyle izliyordum. Siz de fragmanı “Indiana Jones theme” ile izlerseniz aynı hype'a kapılabilirsiniz. Sonrasındaysa sadece şu soru beynimde yankılandı.
“Peki ya Indiana Jones Slow West’te olsaydı ne olurdu?”
Çünkü Indiana Jones serisi sevenlerinin bildiği üzere temeline, arkeolojik tarihsel ögelerden beslenen hikayeler koyan, türünün en iyi örneğidir.
Bir kere filmin adı “Slow West” değil “Indiana Jones & West, Ho!” olurdu.
Ve Indiana Jones’un meşhur kamçısı şahane bir uzun namlulu silaha dönüşürdü.
Ve filmimiz asla bu kadar sakin kalamazdı.
Indiana Jones & West, Ho!
Indiana Jones bu filmde olsaydı, film bu kadar sakinliğini koruyamaz ve bir takım sembollerin kaybolmasıyla başlardı.
Indiana vahşi batıda olduğu için bir okulda ders vermez fakat bir yerlerde tütün içip, muhabbetleri çaktırmadan barda dinleyen ödül avcısı olurdu.
Vahşi batının ödül avcısı Indy, bir gün barda otururken eski bir İskoçya sembolünün adını duyumsar ve içkisini gözleri parıldayarak yudumlar. İçkisini bitiren Indy çevreye bunu bildiğini çaktırmadan usulca kalkar, çıkışa yönelir. Bardan çıkan Indy atına atlar ve yollara koyulur.
Yollarda giderken su içmek için durakladığı yerde başka ödül avcılarının da kamp yaptığını gören Indy ağaçların arasına saklanır ve onları dinlerken onların yanındaki Jay’i fark eder. Jay’in o kişilerin elinde rehin tutulduğunu görür. Bunu öğrendiği andaysa şansına atının yanına sürünerek bir yılan yanaşır, atı korkar ve kişner. Indy filmin algoritması gereği doğada bir şey yaşaması gerektiğinden gizlenemez ve kendini kötü adamların önüne atmak zorunda kalır. Zaten atı korksun ya da korkmasın o Indy’dir, o yılanlardan korkar. Kötü adam çetesinin fark ettiği Indy el mahkum onlarla dövüşür ve kaçmak için elinden geleni yapar. Ara ara kaybedecek gibi olsa da o Indy’dir, ilk dövüşten hemen kaybetmez, kaybediyormuş gibi yapar. Filmlerden alışkın olduğumuz kovalamaca sahneleri burada western tadında düello ve atla kaçış sahnelerine dönüşür. Bir şekilde Indy’e yandaş olacak karakterimiz Jay ise kurtulur ve Indy’le birlikte kaçar.
Kaçış sonrası ikisini birlikte yollarda izleriz. Yollarda karakterlerimiz yakınlaşır. Jay, ona Rose’un hayatının aşkı olduğunu ve onu nasıl da kurtarmak için yollara düştüğünü anlatır. Indy yola neden çıktığından pek bahsetmez, sadece gezgin bir kovboy olduğunu söyler. İçki içmek için durdukları bir tavernada Indy, Rose ve babası John Ross’un başına konan 2000 dolarlık aranıyor ilanını görür, bunu gördüğünü Jay’e belli etmez. Birlikte çıktıkları yolda daha çok kelle avcısının peşlerine takılacağını fark eden Indy, artık daha dikkatlidir. Jay’in bu ödüle giden altın bilet olduğunu öğrenir. Başına ödül konanlardan olan Rose’un boynunda da eski İskoçya sembolünün olduğu kolyeyi görür. İlanı yırtarak cebine tıkıştırır. Indy gizemli.
Indy bunları yaparken farkında değildir tabii, aslında geçmişinden bir hayalet de onun bu hareketlerini görmüş ve çoktan ikilimizi gözüne kestirmiştir. Arkalarından pis bir sırıtış atar ve viskisini yudumlayarak kötü adamlık rolünü bu sahnede tamamlar. Kötü adam mutlu. Indy habersiz.
Kamp yaptıkları gece ikili uyuyacakken kampı davetsiz bir misafir basar. Görürüz ki Indy ve davetsiz misafirimiz tanışmaktadır. Geçmişten gelen bu karakter kötü adamımızdır ve Indy’nin üstüne gider. Elinde içkiyle çıkagelen eski dost yeni düşmanımız, Indy’e eski günlerin hatırına dercesine içki ikram eder ve eski dostlar ile Jay sarhoş olana kadar içerler. Indy ne kadar sarhoş olsa da kontrolünü kaybetmemeye çalışmaktadır, eski dostunun neyin peşinde olduğunu fark etmiştir çünkü. Bunun üzerine tartışan karakterlerimiz arasında bir gerilim olur ve bu gerilim anında davetsiz misafirin yanında gelenler Jay’i kaçırır. Zaten kaçırılmasaydı şaşardık çünkü Indy’nin geçmişinden gelen düşmanlar hep çevresindeki birini kaçırır ve işleri karıştırır. Indy kızgın. Jay şok!
Her zamanki filmlerde olduğu gibi bu kez vahşi batıda doğa üzerinden başka bir fobik bir gönderme yapılır ve Indy’nin kamp yaptığı alanın üzerinde kara bulutlar toplanır. Jay’in kaçırılması ve girdiği dövüş üzerine yorgun bir şekilde plan yapmaya çabalayan Indy’nin üzerine birden bulutlar çöker ve bir fırtına gelir. Indy bunun ara ara onları takip ettiğini hissettiği kabileler tarafından gönderildiğini farkındadır. Olabilecek en kısa sürede buradan ve büyüden kaçmaya çabalar Indy fakat nafile! Indy şok! Her şeyi ıslanmıştır. Görevine çıkmadan evvel şapkası, ceketi ve uzun namlulu silahıyla aksiyon sahnesine uzunca bir selamlama yapar ve bir yandan da ıslanan eşyalarını kurutarak yola koyulur. Çünkü o Indy’dir ne olursa olsun eşyalarını ve karizmatikliğini asla geride bırakmaz, üstünde değilse yanında taşır. Arkasından da ona büyü yollayan kabile yerlileri bakar ve ağaçlara geri saklanır.
Indy tek başına Ross ailesinin evine giderken bir yandan da yolda Jay’i kurtarmanın planını yapar. Artık tam paket göreve hazır olan Indy filmin son aksiyon sahnesine girdiğindeyse ortalık tam bir vahşi batı dünyasına dönüşmüştür bile. Ormanda Jay’i kurtarmak üzere ilerlerken etrafını bir anda Kızılderililer sarar, Indy’e zehirli ok fırlatmaya başlarlar ve bunlardan kaçmaya çabalayan Indy kendini bir sonraki sahnede Jay’in yanında bağlı bulur. Ödül avcıları Ross ailesinin evini bulmuş ve kurşunlara tabi tutmaya başlamıştır bile. Bütün ev ve içinde bulunduğu tarla kurşunlarla dolup taşar. Indy ayılır, bir kenarda bağlanmış yarı baygın Jay’i görür, kendini kurtardıktan sonra onu çözer, silahının tetiğini çeker, aksiyonun tam göbeğine dalar. Çünkü o Indy’dir, aksiyondan korksaydı ödül avcısı olmazdı!
Şanslı karakterimiz Indy az yaralarla bu dövüşten sağ kurtulur. Sadece bacağından yaralanan Indy, bir yandan ödül avcılarıyla kapışırken bir yandan da sarkastik yorumlarını kurşunlarının yanından eksik etmez. Kurşunlardan kaçarken Rose’u görür, ondan kaçmaz ama. Bir yandan aynı hızda flörtleşir. Çünkü Indy ne olursa olsun güzel kadın gördü mü kaçırmaz, en azından bir kuple dahi olsa flört eder.
Bu Indiana Jones filminde de bolca kötü adam ölür, ana kadın karakterimiz sağ olarak kurtulur. Kısa sürede görüp sevdiğimiz iyi yan karakter ise ölür. Hem de kadınını kurtarmanın hayalleriyle ölür.
Bu filmde de kötü ellerde tehlikeli olabilecek sembolümüz korunur ve onu korumak uğruna bir çok fedakarlıklarda bulunan maceraperest karakterlerimiz bir şekilde bunu başarması için Indy’e yardım eder.
Filmin sonunda ise her zamanki mağara yerine alabildiğine büyük bir tarlada küçük bir kulübe ev görürüz.
Vahşi batıda geçen Indiana Jones filmimiz ise böylece biter.
PS. If you want to read English, please click right and choose “translate to English”.
#indiana jones#michael fassbender#harrison ford#slow west#western#alternative scenario#scenario#movie#movieedit#translate to english
0 notes
Text
Moda Bildirimi Yapacak En İyi Poker Stilleri - Fashion Bomb Daily Style Magazine
Poker, oyununuz için şık giyinmek için moda trendlerinde muazzam bir evrim sunuyor. Tişörtler, kapüşonlar ve kovboy şapkalarından polos ve yürüyüş panolarına ve beyzbol şapkalarına, damalı bir tarzla ilgili birçok şey var. Çevrimiçi sbobet mobil oyunları oynuyorsanız, kıyafetler hakkında endişelenmenize gerek yoktur. Kara tabanlı bir kumarhaneye veya kumarhane partisine geçmeden önce özel kıyafetlere ihtiyacınız olacak. Sizinkini güzel ve şık hale getirmek için bazı en iyi seçenekler. Popüler Kovboy Şapkaları Poker kovboyları listesinde Amarillo Slim'i görmezden gelemezsiniz. Bu insanlar kovboy şapkası trendine başladı. Kovboy görünümüne ihtiyacınız varsa bu şapkaları takabilirsiniz. 1900'lerde Texas Hold'em Lone Star'da popüler oldu. Bir oyun oynamak istiyorsanız, para, kovboy şapkası ve aktif gözleriniz olmalıdır. Günümüzde, elmas taklidi kaplı ve ince payet moda stili gibi çeşitli kovboy şapka stilleri bulabilirsiniz. Görünümünüzü tamamlamak için mükemmel batı kemer tokasına, kovboy şapkalarına ve kovboy çizmelerine ihtiyacınız olacak. Bu forma ile favori takımınıza efekt gösterebilirsiniz. Poker dünyasında spor forması giymekle ünlüdür. Bu bol kıyafetler oyun sırasında havalı görünüyor. Pazardan şık spor forması bulabilirsiniz. Belirli bir poker takımını tercih ederseniz, logoları ve isimleriyle bir forma satın alabilirsiniz. Spor forması poker oyuncuları için rahat ve şık bir trend. Dövüş gömlekleri 2000'lerde tanıtıldı, ancak 2006'ya kadar ana ün kazandı. Bu gömlekleri farklı renk ve tarzlarda bulabilirsiniz. Günümüzde her takımın dövüş gömlekleri var. Bu nedenle, favori takımınızdan bir tişört satın alabilirsiniz. TapOut, Ed Hardy ve Affliction gibi birçok marka cafcaflı ve yüksek sesli tişörtler tasarlıyor. Bu gömlekler poker odalarına hakim. Favori oyuncunuzdan bir poker görünümü çıkarabilirsiniz. Rahat ve rahat bir görünüm için v yaka düz görünümlü bir tişört satın almaktan çekinmeyin. Eşarplar, soğuk iklimlerde sıcaklığı korumak için gerekli dış mekan aksesuarlarıdır. Günümüzde atkılar poker odaları ile ünlü hale geliyor. Bu eğilim 2000'li yılların ortalarında ünlendi. Dario Minieri (İtalyan yüksek silindiri) lider trend belirleyiciydi. Günümüzde ABD'deki poker odaları serinlemektedir. Bu nedenle, bir eşarp bir poker masasında giymek için mükemmel bir seçenek olabilir. Dahası, bir eşarp fiziksel durumunuzu gizlemenize yardımcı olacaktır. Her oyun için sponsorluk gereklidir; bu nedenle, casinolar oyuncular için farklı logolara sahip şapkalar, ceketler ve gömlekler hazırlar. Bu gömlekleri giydikten sonra, poker oyuncuları çeşitli freebies tadını çıkarabilirsiniz. Bir kumarhaneyi veya büyük turnuvaları tanıtmak için değerli bir pazarlama aracı haline geliyor. Casino masalarına klasik bir görünüm için hoodies giyebilirsiniz. Şu andaki poker oyuncuları, yüzlerini gizlemek için poker masalarında hoodies giymeyi seviyor. Bu giyim eşyası, diğer oyunculardan yüzünüzü örtmek için rahat ve şık.
0 notes
Text
Red Dead Redemption 2: Hangi Sürümü Satın Alabilirim?
Yeni haber paylaştı! https://www.mobil13.com/red-dead-redemption-2-hangi-surumu-satin-alabilirim-21592.html
Red Dead Redemption 2: Hangi Sürümü Satın Alabilirim?
Red Dead Redemption 2’nin yükseltilmiş bir sürümünü satın alırsanız, bonus oyun içi içerik ve bazı benzersiz eşyalar kazanırsınız. Rockstar ve perakende iş ortakları, birkaç farklı Red Dead Redemption 2 sürümü sunar, böylece ilgi düzeyiniz, zamanınız ve bütçeniz için doğru paketi satın aldığınızdan emin olun.
Red Dead Redemption 2, piyasaya sürülenden çok daha ucuz, bu da çoğu Xbox One ve PlayStation 4 sahibinin oyunun kabul fiyatına değip değmeyeceğine karar vermeye çalıştığı anlamına geliyor.
Perakendeciler şu anda üç Red Dead Redemption 2 sürümü sunmaktadır. Bunlara standart sürüm, Özel Sürüm ve Son Sürüm dahildir. Rockstar ayrıca oyun kartları ve bandana dahil olmak üzere eşsiz eşyalarla dolu bir Red Dead Redemption 2 Koleksiyoner Kutusu satıyor.
Bu rehberde sizi oyunun her basımı boyunca ele alacağız ve sizin için doğru olanı seçmenize yardımcı olacağız.
Red Dead Redemption 2 Standart Baskı
Red Dead Redemption 2’nin en temel sürümü standart sürümdür . Standart sürüm 60 ABD Doları’ndan başladı, ancak bugünlerde çok daha az parayla alabilirsiniz.
Oyunun standart sürümü en az miktarda içerik sunar, özellikle de artık oyunun ön sipariş bonuslarını alamazsınız, ancak çoğu kişinin satın alması gereken sürümdür.
Red Dead Redemption 2’nin bu sayısını kim satın almalı?
Serilere yeni başlayanlar
Oyun oynamak için çok fazla zamanı olmayanlar ve Red Dead Redemption 2’ye ne kadar zaman ayırabileceklerinden ya da yatırım yapmak istediklerinden emin değiller. Standart sürüm, oyunun en güvenli ve en ucuz sürümüdür. Standart sürümü Amazon , Best Buy , GameStop , NewEgg , Walmart ve diğer perakende mağazalarından satın alabilirsiniz.
Red Dead Redemption 2 Özel Baskı
Oyunun uzun tek oyuncu hikaye modu hakkında heyecanlıysanız ve yarasadan ek içerik istiyorsanız, Özel Sürüm’ü tercih edebilirsiniz.
Rockstar’ın Red Dead Redemption 2 Special Edition’ı , oyunun Story Mode’u için özel içerikle geliyor. Bu bonuslar şunları içerir:
Story Mode’da Banka Soygunu Misyonu ve Çetenin Sığınması : Arthur ve birkaç çete üyesinin, Rodos’un güney kasabasına girip bankayı soymak için cesur bir planla ortaya çıktığı bir Banka Soygunu Misyonuna özel olarak erişin. Başka bir yerde, Del Lobos Çetesi bir hacienda devraldı – bu çetenin sığınağını temizleyin ve kazançlı bir kazanç için depolarını soyun.
Dappled Black Safkan : Güzel bir ters çizgili siyah palto kullanan bu safkan yarış atı, olağanüstü hızı ve ivmesiyle sizi paketin önünde tutacak. Gümüş madalyon detayları ile koyu çikolata deriden el yapımı özel Nuevo Paraiso Saddle’ı da alacaksınız. Bu at ve eyer Red Dead Redemption 2 Story Mode’da mevcuttur.
Tılsım ve Madalyon Oynanış Bonusları : Bu özel Story Mode eşyaları, Arthur’a ne zaman donatıldıysa yardımcı olacak. Eagle Talon Talisman’ı botuna takarken, Arthur’un çevresel bilinçlendirme becerisi daha uzun sürecek. İguana Kantarını kişisel Satchel’inde taşıyarak Arthur, ata biniyorken daha az hasar alır.
Oynanış Artırır, Nakit Bonuslar ve İndirimler : Bu özel Story Mode koleksiyonu, artırır, bonuslar ve indirimler Arthur’un sert vahşi doğada hayatta kalmasına yardımcı olur ve çetesi üyeleri ve kampı için daha iyisini sağlar. Çekirdek Stat artışı, Arthur’un Dayanıklılık, Sağlık ve Ölü Göz Çekirdeklerine fayda sağlar. Van der Linde çetesiyle yapılan soygun misyonları sırasında ve hayvan leşlerini avlarken ve satarken daha fazla para kazanın. Van der Linde çetesinin kampındaki tüm güncellemeler için indirim kazanın.
Nuevo Paraiso Gunslinger Kıyafeti : Arthur’un bu özel Story Mode kıyafeti, sınırın güneyinde vaqueros ve banditos tarafından giyilen kıyafetlerden ilham alıyor. Kıyafeti geniş kenarlı siyah kovboy şapkası, derin çivit palto, aşınmış kot pantolonları, deri eldivenler ve botlar içeriyor.
Ek Silahlara Serbest Erişim : Eski Batı’da hayatta kalmak için çok çeşitli silahlar gereklidir. Story Mode’da bulunan oyun-At Gunsmith’lerden üç silaha ücretsiz erişin: Sağlam Volkanik Tabanca , yıkıcı Pump Action Shotgun ve çok yönlü Lancaster Varmint Rifle . Özel Sürüm ayrıca özel bir Özel Baskı Baskılı Harita ile birlikte gelir.
Special Edition’da ekstra parayı kim harcamalı?
Red Dead Redemption 2’nin dünyasına bir sürü zaman harcayacaklarını bilen insanlar. Temel oyunun Hikâyesi Modundan daha fazlasını isteyenler.
Oyunun haritasında gezinmek için son derece hızlı bir ata anında anında erişmek isteyenler. Karakterlerini kişiselleştirmek isteyenler.
Daha büyük bir silah cephanesine ve (indirimli) ürünlere anında erişmek isteyenler. Special Edition’ı Amazon , Best Buy , GameStop , NewEgg , Walmart ve diğer perakende mağazalarından satın alabilirsiniz.
Red Dead Redemption 2 Ultimate Sürümü
Biraz daha fazla para harcamak istiyorsanız, Special Edition’daki her şeyi ve Red Dead Online modu için bazı ek öğeleri içeren oyunun Ultimate Edition’ına gidebilirsiniz.
Ultimate Edition ucuz değil , ama bazı güzel ikramiye ekstra nakit ağları size harcama:
Bonus Kıyafetler : Çevrimiçi karakteriniz için iki özel kıyafet alın. Blackrose Bounty Hunter Kıyafet uzun oxblood renkli ceket, altın cep saati zinciri ile bir yelek ve çikolata deri çizme içine sıkışmış karanlık pantolon sahiptir. Copperhead Enforcer Kıyafet kürk kaplı sırt kahverengi deri yelek, iki tonlu eldiven ve siyah deri çizme içine sıkışmış çizgili siyah pantolon sahiptir.
Kara Kestane Safkan : Bu safkan yarış atıyla çarpıcı bir siyah kestane paltoyla rekabeti aşın ve aynı zamanda altın metal aksan ile siyah deriden güzelce işlenmiş özel High Plains Cutting Saddle’ı da kazanın. Bu at ve eyer çevrimiçi olarak mevcuttur. Survivor Kampı Temasına Ücretsiz Erişim : Kendi kişisel Kampınızı Survivor temasına ücretsiz erişim ile çevrimiçi olarak özelleştirin.
Ek Silahlara Ücretsiz Erişim : Volkanik Tabanca, Pompalı Av Tüfeği ve Lancaster Varmint Tüfeğine, çevrimiçi olarak Silah ustalarından ücretsiz olarak erişin. Sıralama Bonusları : Tüm Ultimate Edition oyuncuları için harika bir başlangıç olarak, çevrimiçi sıralamada 25’e kadar sıralama yapabilirsiniz.
Red Dead Redemption 2 Ultimate Edition’ı kim satın almalı?
Red Dead Online’da bir sürü zaman harcamayı planlayan herkes. Başlangıçta kilidi açılmış temel öğelerden / görünümlerden daha fazlasına sahip olmaktan hoşlananlar. Karakterlerini kişiselleştirmeyi seven insanlar. Bir kafa isteyenler çevrimiçi karakterlerini sıralamaya başlarlar. Ultimate Edition’ı Amazon , Best Buy , GameStop , NewEgg , Walmart ve diğer perakendecilerden satın alabilirsiniz.
Red Dead Redemption 2 Koleksiyoner Kutusu
Rockstar ayrıca , diziyi seven ve bazı koleksiyoncular için eşya isteyenlere yönelik bir Koleksiyoncu Kutusu da sunuyor . Set, GameStop ve Rockstar Atölyesi’nde, müşteri başına bir limitle 100 $ ‘a satılıyor.
Koleksiyoner Kutusunun Red Dead Redemption 2’nin bir kopyasıyla birlikte gelmediğine dikkat etmek önemlidir. Koleksiyonun eşyalarını ve oyunu istiyorsanız, oyun ayrıca satılır ve 100 $ ‘a kadar para harcayacağınız anlamına gelir.
Koleksiyoner Kutusu benzersiz eşyalarla dolu ve şunları içeriyor:
Kilitli ve Anahtarlı Metal Kutu Kutusu : Van der Linde çetesinin kampın bakımına katkı sağlamak için kullandığı kilit kutusundan esinlenen bu kalın ölçülü metal kutuda bir kilit ve anahtar bulunur ve siyah metal bant detayı ve oyulmuş bir Cornwall Freight & Emtia plaketi.
Koleksiyon Mücadelesi Coin : Bir tarafta görkemli Amerikan Buffalo ve diğer tarafta doğal bir manzaraya sahip olan bu oyulmuş, altın renginde koleksiyona sahip madeni para, nesli tükenmekte olan türlerin tarihini açıklayan siyah, oyulmuş bir plakaya sahip bir manyetik sunum tutucuya geliyor.
Çift Taraflı Yapboz : Bu çift taraflı, 100 parçalı ahşap yapboz, bir tarafta hareketli Saint Denis limanının resimli görüntüsünü ve arka tarafında ise klasik bir ilham verici Rockstar Games logosunu sunuyor.
Altı Nişancı Bandana : Herhangi bir sınır haydutu için bir zımba olan bu bandana, içinde gizli silah ikonografisi bulunan geleneksel desenli bir desen içerir.
Define Haritası : Dayanıklı ve yenilmez bir kağıda basılan bu özel hazine haritası, Arthur’u Red Dead Redemption 2 dünyasında gizlenmiş daha fazla zenginlik arayışı içinde başlatabilecek gömülü bir hazinenin yerini ortaya koyuyor.
Pim Seti : Bu altı ayrı pim seti, av tüfeği, tabanca ve Ölü Göz “X” işaretçisi dahil olmak üzere Red Dead Redemption 2’nin temel silahlarının temsillerini içerir. Set, bir tuval taşıma çantasında geliyor.
Oyun Kartları : Arthur Morgan, John Marston, Javier Escuella, Bill Williamson ve Dutch van der Linde de dahil olmak üzere çetenin kilit üyelerini içeren bu tamamen resimli oyun kağıdı destesi ile Van der Linde çetesinin haydutlarını anlayın.
Wheeler, Rawson and Co. Katalogu : Silahlardan giyime kadar her şey için tek adresli dükkan olan Wheeler, Rawson and Co. Kataloğu, asırlık hayatın dönüşümü için vazgeçilmez bir alışveriş aracıdır. Bu 150 sayfalık eksiksiz bir kitap, Red Dead Redemption 2’deki mağazalarda bulunan baskının bir kopyası.
12 Sigara Kartları : Güzel resimli bu koleksiyon kartları, Red Dead Redemption 2’nin tüm dünyasında bulunabilir. Bu fiziksel koleksiyon, her biri ünlü Gunslingers ve Outlaws, Sahnenin Yıldızları ve Seyahat ve Gezegenlerin Harikaları gibi seçkin bir kart içerir.
Red Dead Redemption 2 Koleksiyoner Kutusunu kimler almalı?
Kutu, bize göre, özellikle bir kişi içindir: Oyunun bir kopyasının gelmediği gerçeğinden dolayı, Red Dead Redemption fan / koleksiyoncusu.
Dijital ve Fiziksel
Red Dead Redemption 2 dijital ve fiziksel formatlarda satılmaktadır ve ikisi arasında bazı temel farklar vardır. Oyunu disksiz almak isteyebileceğiniz birkaç neden ile başlayalım.
Disklerin eğlence merkezinizi veya raflarınızı karıştırmasından bıktıysanız ve yorulduysanız, dağınıklığı önlemek için dijital versiyonla devam etmek isteyebilirsiniz.
Disklerin bazen kaybolduğu veya zarar gördüğü bir evde yaşıyorsanız, ya kendi başınız ya da bir başkasınınkiler tarafından, bu sorunlardan kaçınmak için dijital kopya ile gitmek isteyebilirsiniz.
Ayrıca kolaylık faktörü var. Oyunu dijital olarak satın alırsanız, konsolunuzu ateşleyebilir ve oyunu seçebilirsiniz. Her çalmak istediğinizde diski bulmak için kılıf ya da kutu kılıfınıza girmenize gerek yoktur.
Red Dead Redemption 2’nin fiziksel bir kopyasıyla giderseniz, yorulursanız başka bir oyuna kredi vermek için GameStop gibi bir mağazaya satabilirsiniz. Ayrıca, eBay veya Craigslist gibi bir sitede nakit olarak da satabilirsiniz.
Bunun da ötesinde, Red Dead Redemption 2 kopyanızı başka bir oyuna geçmeye karar verdiğinizde veya satın almadan önce denemek isterlerse arkadaşlarınıza veya ailenizdeki üyelere kolayca ödünç verebilirsiniz.
Red Dead Redemption 2, yapılacak çok şey içeren yayılan bir oyundur. Rockstar’ın açık dünya deneyimlerinin kalitesiyle eşleşebilecek çok az oyun olsa da, oynaması için büyük bir sanal alan sağlayan birçok oyun var. Ve bu hikaye ve oyunculukla başlar.
Burada hiçbir şeyi mahvetmeyeceğim, ama Red Dead Redemption 2’nin hikayesi, karakterleri ve diyaloglarının bu oyunun bel kemiği olduğunu biliyorum.
Birçok oyun büyük bir oyun alanı sağlar, ancak çok azı onu gerçekten ilgilendiğiniz ve etkileşimde bulunmak istediğiniz unutulmaz bir karakter grubu ile desteklemektedir.
Çoğu zaman karakterler az gelişmiş, can sıkıcı ve / veya unutulabilir. Red Dead Redemption 2’de tam tersi geçerli. Oyunun en aşağılık karakterlerini sevmeye bile geleceksin.
Ana hikaye çizgisi olağanüstü ve inanılır ve aktörler (orijinal John Marston dahil) ve ana karakterleri, daha az karakterleri ve diğer çeşitli NPC’leri seslendiren aktrisler onları gerçekten hayata geçiriyor.
Ana hikaye olsa sadece bir parça. Küçük karakterli yan görevler ve yabancılarla rastgele olaylar vardır. Ayrıca oyunda her insanla etkileşime girebilirsin.
0 notes
Text
Kışın İlk Günü
Gölge Konuşuyor:
Amerikan kırsalını Hollywood bize yanlış tanıtmış olsa da biz Faulkner ve Amerikan öyküsü okurları duruma daha vakıfız. Ama burada, bu öykülerde daha spesifik durumla karşı karşıyayız. Bu durum Batı Virginia insanının karakteristik özelliğidir: Batı Virginyalıyı böyle kovboy şapkası ve ağzında sigarasıyla, külüstür arabasıyla sürekli gaza basan kasabalı tipi olarak düşünmek lazım.…
View On WordPress
0 notes
Text
En Şık Şapka Modelleri
En Şık Şapka Modelleri
İşte sizler için en şık şapka modellerini derledik.
Fötr şapkalar en şık duran şapkalardan biri. Bu şapkalar son derece klasik modellere sahip. Özellikle koyu renklerde bir fötr şapka tercihi yaparsanız sın derece şık gözükürsünüz. Ama ciddi havayı biraz dağıtmak isterseniz renkli ve çeşitli süslemeler bulunan fötr şapkaları da tercih edebilirsiniz.
Bereler eskiden sadece soğuk kış günlerinde kullanılırdı ama artık böyle değil! ilkbahar ve sonbahar aylarında da pek çok kişinin bere kullandığını ve bunu da çok yakıştırdıklarını görüyoruz. Bere oldukça özgür tercihler yapabileceğiniz bir şapka modeli. Renk renk ve model model bere bulmanız ve bu bereleri de kıyafetlerinizle şık bir şekilde kombin yapmanız mümkün.
Ressam şapkaları aklımıza ilk olarak Fransız kadınları getirir. Ama artık pek çok kadın ressam şapka modelini kullanıyor. Bu şapkalar kadınları oldukça şık ve tarz gösteriyor. İsterseniz canlı bir kırmızıdan yana şansınızı kullanabileceğiniz gibi daha doğal renkleri de kullanmayı tercih edebilirsiniz.
Kovboy şapkaları! Oldukça tarz olan bu şapkalar uzun zamandır erkekler ve kadınlar tarafından tercih ediliyor. Eğer doğru kombinlenirse oldukça şık ve tarz bir görüntü ortaya çıkıyor. Ayrıca yakışan kişilere de oldukça seksi bir hava katıyor.
Beyzbol şapkası ise en çok tercih edilen şapka modellerinden biri oluyor. Genellikle spor kıyafetlerle tercih ediliyor. Her rengi hoş gözüken bu şapkaları yanlış kombin etme imkanı ise neredeyse yok gibi. Üstelik bu şapkalar genellikle kullanan herkese çok yakışıyor.
Disket şapka ise kullanan kişilere oldukça bohem bir hava katıyor. Disket şapkalarında koyu renkleri oldukça klas bir hava yaratır. Renklileri ise daha bohem bir tarz yakalamanıza yardımcı olur.
Golf şapka ise yine son yıllarda oldukça fazla tercih edilen şapka modellerinden biri oluyor. Bu kıyafet spor kıyafetlerle doğru kombin yapılırsa birden kıyafetin havasını değiştiriyor ve çok şık bir görünüm elde edilmesini sağlıyor.
Hasır şapkalar ise modeli ne olursa olsun kişilere oldukça doğal bir hava katıyor. Özellikle plaj modasının vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor. Ve hem bikinilerle hem de mayolarla uyum sağlıyor.
En Şık Şapka Modelleri
0 notes
Text
Rambo 5: Son Kan - Last Blood (2019) HD Türkçe Altyazılı 1080p izle
Rambo 5 Son Kan 2019 izle, Last Blood 2019 izle, Rambo 5 Son Kan 2019 Türkçe Altyazılı 1080p izle, Last Blood 2019 Türkçe Altyazılı 1080p izle : Merakla beklenen Rambo 5’ten gelen karede Sylvester Stallone mücadeleye hazır! Beyaz perdenin en uzun soluklu aksiyon serilerinden biri olan ve bir neslin hayranlığını kazanan Rambo’nun yeni macerasına ikonik karakteri bir stil değişikliği ile görüyoruz. Başında bandanasıyla görmeye alıştığımız Rambo bu kez kovboy şapkası ve oduncu gömleği ile karşımıza çıkıyor. 2012 yılında Mel Gibson’lı aksiyon filmi “Get the Gringo”ya imza atan Adrian Grunberg yönetmen koltuğuna otururken, senaryoyu başrol Stallone ve Matthew Cirulnick kaleme alıyor. HDCiyiz iyi seyirler diler. - http://www.hdciyiz1.com/rambo-5-son-kan-last-blood-2019-hd-turkce-altyazili-1080p-izle-1080p-izle/
#Last Blood 2019 izle#Last Blood 2019 Türkçe Altyazılı 1080p izle#Rambo 5 Son Kan 2019 izle#Rambo 5 Son Kan 2019 Türkçe Altyazılı 1080p izle
0 notes
Text
Bugün bütün hava yolunun bu kadar gelişmesi bir adamın oynadığı kumara bağlıydı. O kumarı kaybetseydi , jet uçakların gelişimi bu kadar hızlı olmayacak ve kıtalar arası uçaklarla bu kadar hızlı seyahat edemeyecektik.
2. Dünya Savaşı’nın başlarında Naziler gizli bir proje geliştirmektedir. Ormanın derinliklerine gömülmüş atölyelerde, düşman uçaklarından daha hızlı uçan ve daha yükseğe çıkan jet savaş uçakları üzerinde çalışılmaktadır. 2. Dünya Savaşı esnasında Almanlar’ın ve müttefiklerin hava kuvvetleri piston motorlu, pervane itişli uçaklar kullanmaktadır. Heinkels’in keşfettiği Jet motorların tasarımına Almanlar tarafından 1939 yılında yeniden başlasa da, subaylar pervane itişli uçakları yeterli gördüğü için Jet projesine yeterince bütçe ayrılmamış.
Ama cephelerde denge sağlandıkça yeni arayışların içine girdiler ve savaşın sonlarına doğru Messerschmitt Me 262 adı verdikleri ilk jet uçağını cepheye sürdüler. Me 262’nin yüksek hız ve mukavemet sorunlarına çözüm için geliştirilen kanat yapısı ve iniş takımları, günümüz uçaklarının da alt yapısının ilham kaynağı olacak şekilde dizayn edilmişti. Döneminin en hızlı uçağı saatte maksimum 600 km’ye çıkabilirken, Me 262 saatte 800 km’ye ulaşabiliyordu ve bu yönüyle piston motorlu uçakların sonunun geldiğinin sinyalini vermişti.
Ama bu yüksek teknolojiye rağmen Hitler’in kaderini değiştiremedi, karada savaşı kaybetmeye başlayan Almanlar 2. Dünya Savaşını kaybetti.
İNGİLİZLER BAŞLADI AMA KAYBETTİ 2. Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte batılı devletler Almanların jet teknolojisini incelemeye başladılar. Aynı zamanda savaş bitimine yakın geleceğin havacılıkta olduğunu fark eden İngiltere Başbakanı Winston Churchill, sivil havacılığın gelişmesi için bir komisyon kurulmasını istedi. 23 Aralık 1942’de kurulan komisyonun 4 kategoride belirlediği havacılık hedeflerinin en önemlisi, İngiltere’nin sömürgelerine hızlıca yolculuk yapılmasını sağlayacak, konforlu kıtalar arası uçuşlardı. Komitenin ihalesini alan Havilland firması Me 262’nin jet motorunu geliştirerek Comet 1 adını verdiği uçağını 2 Mayıs 1952’de Londra Havalimanı’ndan kaldırarak “Jet Çağı”nı başlattı. İlk uçaklarla seyahat etmeye cesaret eden yolcular ve mürettebat insanlık tarihinin gelişiminde cesur ama sonu hazin biten hikayelerin kahramanları oldular. Bu uçakların tasarımı yüksek hava basıncına uygun değildi ve 3’ü havada mürettebat ve yolcuları ile birlikte infilak etti.
MÜHENDİSLİK DEĞİL PAZARLAMA BAŞARISI Bu trajik kazalar İngiltere’de Jet teknolojisinin gelişimini geriye götürürken o sıralar pistonlu motorlarla ilgilenen Amerikalılar jet çağına el atmak üzereydi. 2. Dünya Savaşı’nda Amerikan ordusuna uçak iskeleti üreten Boeing Şirketi mühendisleri jet motoru üzerinde çalışıyorlardı. Ama İngiltere’deki başarısız girişimler ve yolcuların güvenli bulmaması nedeniyle jet uçaklara hava yolu şirketleri ilgi göstermiyordu. Uçakların kaderini değiştirecek adam ise bir mühendis değil bir avukattı ve Jet Çağı bir mühendislik başarısından çok bir pazarlama stratejisi ile hayatımıza girecekti.
1944 yılında Boeing Firması’nın Başkanı Philip G. Johnson vefat edince şirket, bu alanda herhangi bir kariyeri olmayan şirketin avukatı Bill Allen’i şirketin başına getirdi. Allen uçak teknolojisinden anlamıyordu ama hava yolu geleceğinin daha sessiz ve daha hızlı uçabilen jet motorlu uçaklarla patlama yapacağını görmüştü. Tek eksik ise insanları buna bindirmeye ikna etmekti. Onun da teşvikiyle Boeing firması ilk jet yolcu uçağı 367-80’e 16 milyon dolar para harcayarak 1954 yılında piyasaya çıkardı. Şirket bu projeye neredeyse sermayesinin önemli bir kısmını gömerek ekonomik felaketin kenarına gelmişti. Boeing firması mali darboğaza girdi ve başkan Allen eleştiri oklarının hedefi haline geldi.
Savaş uçağı
Uçak
Boeing 707
In this image taken circa 1954, Boeing test pilot Alvin M. “Tex” Johnston in the Stetson hat he liked to wear. Along with his cowboy style of dress, his maverick behavior is said to have inspired the creation of Dr. Strangelove’s Maj. T.J. “King” Kong character, who, in rodeo style, rode a balky nuclear weapon to its target.
Tex Johnston ve Bill Allen Boeing 367/80’in ilk gösteri uçuşu öncesi kameralara poz veriyorlar.
William McPherson Allen
Bill Allen
Time Dergisi, Pan Amerikan Havayolları Sahibi Juan Terry Trippe’yi yılın adamı seçmişti.
YOLCU UÇAĞI İLE TERS TAKLA Allen, 1955 yılında Seattle’da yapılacak olan Uluslararası Havacılık Fuarı’nı bir fırsat bildi ve büyük bir kumar oynadı. Boeing fuar esnasında bu uçakla gösteri uçuşu yapması için, kovboy şapkası ve çizmeleri ile ilginç bir görüntü sergileyen Tex lakaplı çılgın pilot Alvin M. Johston ile anlaştı. 6 Ağustos günü Tex, uçakla havalanır, yüksek hızda gökyüzünde daireler çizerken seyir alanına doğru yaklaşırken tarihe geçecek Barrel Roll (ters dönüş) dönüşünü yaptı. Bütün seyircilerle birlikte Boeing’in CEO’su Bill Allen’de bu ters dönüş sonrası donup kalmıştır. Tex’e neden böyle bir şey yaptığı sorulduğunda “Benden uçağı satmamı istediler, ben de işimi yapıyordum” diyecektir. Ertesi gün bütün medya Tex’in dönüşüne odaklandı ve uçağı eleştiri bombardımanına tuttu.
RİSK ALDI; JET ÇAĞI BAŞLADI! Artık her şey bitti derken, Allen’in imdadına sansasyonel işleri seven bir iş adamı, Pan Amerikan Havayolları’nın başkanı Juan Trippe yetişti. Trippe mevcut modeli bir yolcu uçağı olarak yeniden tasarlanmasını sağladı ve ortaya Boing 707 çıktı. Trippe, ilk uçuşa gazetecileri ve medyada bilinen simaları davet etti. Uzun mesafeli ve sessiz uçuş ertesi gün patlama yaptı ve Pan Amerikan hava yollarını da Okyanus ötesi uçuşlarda rakiplerinin önüne geçirdi. Bu satış Boeing firmasını kurtarırken, uçak motorlarını ve tasarımlarını tamamen değiştirerek günümüz uçak modellerinin başlangıcı oldu. Jet Çağı başlayınca uzak mesafelere çok daha hızlı ve güvenli bir şekilde gitmek mümkün oldu ve insanlık tarihi önemli bir değişim yaşadı. Pan Amerikan şirketinin sahibi Juan Trippe, şirketinin kuruluşunun 50. yılında Jumbojet 747’yi filosuna dahil edip şöyle dedi: “Bu buluş dünya barışına yardım edecek.” Her ne kadar Jumbo Jet’ler dünya barışına yardım etmese de, bugün mega şehirlerin ve uluslararası ticaret ve turizmin gelişmesinin, küreselleşmenin önünü açtı ve bütün bu gelişmeler bir kaç adamın aldığı yüksek riskler sonucunda yaşandı. Risk alanlar olmasaydı, Jet çağı başlamayacaktı.
NOTLAR:
V KANATLAR VE JET İlk Jet uçağının babası Willy Messerschmitt yüksek hızda direnç yaratan klasik uçak kanadında bir devrim yaratmış ve kanatları uçağa ters V şeklinde monte etmişti. Bugün dahi kullanılan bu tasarım, mukavemet sorununu en aza indiriyordu. Me 262’de ilk başta 18,5 derece açılı kanatlar kullanıldı.
GEÇMİŞİN EN ‘HIZ’LISI Me 262 800 km/s hızı ile 2. Dünya Savaşı’nın en hızlı uçağıydı. Müttefik uçaklarının erişebildiği maksimum hız ise 650 km/s idi.
William McPherson Allen kimdir ? Bill Allen adıyla bilinen McPherson, 1900 yılında Amerika Montana’da dünyaya gelmiştir. 25 yaşında Boeing firmasının avukatları arasında görev yapmaya başlayan Allen, sönük kişiliğine rağmen 1944 yılında Boeing’e başkan olmuş ve şirketin altın çağını başlatmıştır. Mühendislikten anlamayan bu avukatın havacılık sektörüne getirdiği kan risk almayı sevmesinin bir sonucudur.
Alvin M. Johnston KİMDİR? 18 Ağustos 1914 yılında Kansas’da doğan Tex’in asıl adı Alvin M. Johnston’dur. İlk uçuşunu 1925 yılında henüz 11 yaşındayken yapan Tex, pilot olmayı kafasına koymuş ve 2. Dünya Savaşı’nda Amerikan Donanmasına katılmıştı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra iki tane Airacobras satın alan Tex bunları modifiye ederek 1946 Ulusal Hava Yarışları’na girdi ve saatte 600 km. ile hız rekoru kırarak Thompson Kupası’nı kazanmıştı. Bell Havayolları ve Boeing için test pilotu olarak çalışan Johston, başından çıkarmadığı kovboy şapkası ve ayağındaki çizmeler nedeniyle Tex lakabı ile anıldı.
Yazı: İlyas Yıldız
Bu yazı Marmara Life Sayı 102’de yayımlanmıştır.
JET ÇAĞI NASIL BAŞLADI? Bugün bütün hava yolunun bu kadar gelişmesi bir adamın oynadığı kumara bağlıydı. O kumarı kaybetseydi , jet uçakların gelişimi bu kadar hızlı olmayacak ve kıtalar arası uçaklarla bu kadar hızlı seyahat edemeyecektik.
0 notes