#karesi
Explore tagged Tumblr posts
Photo
Balıkesir ili, #karesi ilçesi, iki parsel toplam 17.600 metre² ekilebilir arazimizin satışı yapıldı. Bir dostumuz daha mutlu bir şekilde ayrıldılar. #arsa #tarla #arazi #Balıkesir #İvrindi #gayrimenkul #AtılımALTUN #emlak #tarım #globalemlak #barter #takas #trampa #satılıktarla #realestate #sale #karesi #satılık #tarım (Balıkesir) https://www.instagram.com/p/ClYDTK2LIrb/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#karesi#arsa#tarla#arazi#balıkesir#i̇vrindi#gayrimenkul#atılımaltun#emlak#tarım#globalemlak#barter#takas#trampa#satılıktarla#realestate#sale#satılık
0 notes
Text
"Topraktan yaratıldık, niçin çiçek açmayalım..."
141 notes
·
View notes
Text
🌼 🍃 🌱‧
#şiirgecede#şiirler#alıntı#kitap alintilari#kitap alıntıları#kitapalintisi#güne bir söz bırak#sözler#books#şiir alıntısı#keşfet#alintilarim#postlarım#alıntılar#aesthetic#aesthetic photography#aesthetic photo ideas#fotoğraf#fotoğraf karesi#geceye bir söz bırak#geceyedair#tumblr şiir#tumblraesthetic#tumblr postları#blog post#blog#söz yazarı#gecenin sözü
62 notes
·
View notes
Text
youtube
" ...haşmet sahibi bi panzer karesi iki asker kalemi bu soundtrack bi pandemi ..."
3 notes
·
View notes
Text
Karesi ve Altıeylül belediye binaları yıkılıyor
Yaklaşık 40 yıldır Balıkesir Belediyesi, Karesi Belediyesi ve Altıeylül İlçe Belediyesi olarak vatandaşlara hizmet veren binanın, deprem açısından risk teşkil etmesi nedeniyle yıkımına karar verildi. Kısa süre içerisinde yıkımı tamamlanacak olan binanın yerine sosyal alan yapılması planlanıyor. BALIKESİR – 1980’li yıllarda Milli Kuvvetler ve Vasıf Çınar Caddeleri’nin kesişiminde hizmet vermeye…
View On WordPress
0 notes
Text
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana "bu benim şarkım bak" diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa "acaba burda mı" diye kokuyu duyanın gözü seni arasın.
Bir tane en yakın arkadaşın olsun. Sadece kötü günde değil, iyi günde de aradığın ilk kişi olsun. Birlikte düşün, birlikte kalkın. Birbirinizi toparlayın. Yaralarınızı sarın. Herkes gittiğinde şanssızlığınıza biraz gülün, biraz ağlayın.
Bir tane çok büyük aşkın olsun. Bir dönem çok sevmiş ol, bi dönem nefret etmiş. Her şey küllendikten sonra tebessümle hatırla. Biraz da bi yanin acıyarak. "O olsaydı nasıl olurdu acaba hayatım?" diye sorgulayarak. Artık bir şey hissetmesen de "başına bir şey gelse yine de ilk ben koşarım" diyecek kadar. Unutma, masallar mutlu sonla, efsaneler kavuşamamakla biter.
Bir evlat edin. Bir kedi olur, bir köpek de. Ama olsun. Kapılarını aç. Senden olmayan ama senin ilgine bakımına muhtaç bir kalbin atışlarını ellerinde hisset. Bir canlının hayatını değiştirmek acayip bir şey. Birinin kahramanı olmak istersen bundan büyük fırsat olamaz. Sevmek çok güzel. Hele bir de her koşulda sevilmek.
Bol bol kitap oku biri seni derinden etkileyene kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma. O hikaye senin. Beğenmediğin sayfayı yırt sevdiğin yerleri yıldızlarla donat. Başucunda dursun. Belki bir gün biri gizlice o sayfaları keşfeder. Seni daha İyi tanıma imkanı olur.
Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiçbir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşabildiğin. Onunla övün. En iyi yaptığın şey olsun. Insanlar şaşırsın. Senin için çocuk oyuncağı olsun.
Bir şey iste. İmkansız olsun. Peşinden koş. Yorul.
Defalarca vazgeç. Defalarca dene.
Susmanın çaresizliğini de yaşa bağırmanın da. Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin bile uyuşsun. Her ne ise bu istediğin, aşk da olur iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağına yattığında "ben elimden geleni yaptım" de. Bazen kazanamamış olsan da, yapabileceklerinin ya da bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferdir.
Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde keşke daha çok zaman ayırsaydım demeyeceğin. Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse, işkence. Kıymetini bil. Yarın ne olacağı belli değil. Kalp krizi dediğin bir kaç saniye. Kalp kırma.
Sınırların olsun aşılamayacak. Duvarların olsun yıkılamayacak. Herkes bilsin. Ona göre davransın.
Bir alanın olsun metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gercek sen olabildiğin. Dört duvardan birininin dibine çöküp ağlayabildiğin. Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. Sonra daha güçlü kalkabildiğin. Kaldığın yerden devam edebildiğin. İnsan en Çok kendini özlüyor çünkü.
Bir sevdiğin olsun tabi. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bi başka. Para amaç değil araç olsun mutluluğuna. Olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil. En çok onla gül. Saatlerce muhabbet edebil. Birbirinize ulaşamadığınızda, "başka biriyle mi acaba" diye değil "başına bir şey mi geldi" diye endişelen. İlişkini başkalarıyla kıyaslama. Biri sevdiğini çok söyler, biri daha çok gösterir. Sen de biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir. Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şey yapmak isterse yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar korkma. Sonuna kadar güven. Bir gün kırılırsa kalp yenisini inşa eder.
#kitap alintilari#güzel sözler#güzel alıntılar#kitap sözü#kitap alıntısı#alıntı#hayata dair#hayattan alıntı#mutluluk#kendime not#kendin için yaşa
13 notes
·
View notes
Text
"bir fotoğraf karesi hiçbir şeyin canımı yakmadığı kadar canımı yakıyor."
54 notes
·
View notes
Text
Eşelerken kendimi, farkına varmamışım dipsizliğin.
Her şey nasıl bu kadar farklı görünebilir.
Aynı gözlerle bakıyorum aynıya ama aynısı gibi değil aynalardaki.
İlaçların etkisi olacak, kulağımdaki çıltırtan çınlama. Ağrısavarlar ateşleniyor eczane mevzilerinden.
İsabet eder sandım, sızı görünümlü kanayanlarıma.
Nafiledeyim her halimin halsizliği ile. Siyahbeyaz film karesi, yanık bir hata ile kopuyor.
Git diyemeyen dillerin manasını anlatan gözler. Herşeyin bir çözümü varmış, güldürmeyin beni. Buralarda hesap vermeyenlerin yüzsüzlüğü var. Hatanı gözleyenlerin bakışları. Huzursuz bir rahatlık onlardaki. Huzursuzluksuz olamazlar.
Huzursuzluğu savururlar arada bir toprağıma.
Kötü şeylerin bereketli topraklarında yetişir tuzaklarınız.
Seviyormuşcasına sevmeselerde sevmiş gibiymişlerinde boğulur saf insanlar.
Bir bakarsın ki hatalar yumağında kalmış herşeyi anlatan gafil.
Hayat, bu galiba, yeni anladık ömür otuzu yedi geçe. Ben sıkıldım çay içsem geçer mi? Ya da diğer seçenekle mi uyusam?
84 notes
·
View notes
Text
ben ki bu yaşamın bütün arka bahçelerine giden yolları gördüm. arka bahçelerini gördüm demiyorum. yolları gördüm. geçeceğim yolları şimdiden gördüm. ve bir gün bütün arka bahçelerin manzaralarını bir fotoğraf karesi gibi zihnimde tutacağım. zihnimi tutacağım. tutunamayacağım.
14 notes
·
View notes
Text
herkes
her şeye o kadar hızlı bir şekilde üzülüyor ki
bize bir şey kalmıyor söyleyecek
bir fotoğraf karesi yahut kadrajı gibi düşün
herkes önü kapmış
yerleşmiş çerçevenin kucağına
bize yer kalmamış önlerden
arkadan da
ne siluetimiz ne de suretimiz görünüyor
bir oyun
sanki..
11 notes
·
View notes
Text
#alıntı#kitap alintilari#kitap alıntıları#kitapalintisi#güne bir söz bırak#sözler#books#şiir alıntısı#şiirler#keşfet#geceyebirsozbirak#gece yarısı#gece yarısı kütüphanesi#matt haig#fotoğraf karesi#fotoğraflar#postlar2m#postlar1m#tumblraesthetic#tumblr postları#kitap alintisi#kitapsözleri#kitaptan alıntılar#my post#my photos#my writing#aesthetic photo ideas#photographers on tumblr#photografy#tarumarimm
40 notes
·
View notes
Text
Tek bir fotoğraf karesi kaç iç çektirir sevene.
107 notes
·
View notes
Text
Son yıllarda okuduğum kendimi bulduğum en güzel yazı. ..❤
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burda mi” diye kokuyu duyanın gözü seni arasın.
Bir tane en yakın arkadaşın olsun. Sadece kötü günde değil, iyi günde de aradığın ilk kişi olsun. Birlikte düşün, birlikte kalkın. Birbirinizi toparlayın. Yaralarınızı sarın. Herkes gittiğinde “şanssızlığınıza” biraz gülün, biraz ağlayın.
Bir tane çok büyük aşkın olsun. Rakıya bahane olsun. Bir dönem çok sevmiş ol, bi dönem nefret etmiş. Her şey küllendikten sonra tebessümle hatırla. Biraz da bi yanin acıyarak. “O olsaydı nasıl olurdu acaba hayatım?” diye sorgulayarak. Artık bir şey hissetmesen de “başına bir şey gelse yine de ilk ben koşarım” diyecek kadar. Unutma, masallar mutlu sonla, efsaneler kavuşamamakla biter.
Bir evlat edin. Bir kedi olur, bir köpek de. Ama olsun. Kapılarını aç. Senden olmayan ama senin ilgine bakımına muhtaç bir kalbin atışlarını ellerinde hisset. Bir canlının hayatını değiştirmek acayip bir şey. Birinin kahramanı olmak istersen bundan büyük fırsat olamaz. Sevmek çok güzel. Hele bir de her koşulda sevilmek.
Bol bol kitap oku biri seni derinden etkileyene kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma. O hikaye senin. Beğenmediğin sayfayı yırt sevdiğin yerleri yıldızlarla donat. Başucunda dursun. Belki bir gün biri gizlice o sayfaları keşfeder. Seni daha iyi tanıma imkanı olur.
Salaş bir restaurant edin. Patronundan garsonuna kadar tanı. Kafan mı bozuk, mekan dolu mu, sana yer açacakları kadar müdavimi ol. Bir masan olsun hep oturduğun. Bir başına gitsen bile başına bir şey gelmeyeceğini bil. Bir gün belki kapanır ya da yıkılır. Ama sen önünden her geçtiğinde “burda eskiden hep bi yerim vardı” dersin.
Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiçbir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşabildiğin. Onunla övün. En iyi yaptığın şey olsun. Insanlar şaşırsın. Senin icin çocuk oyuncağı olsun.
Bir şey iste. İmkansız olsun. Peşinden koş. Yorul. Defalarca vazgeç. Defalarca dene. Susmanın çaresizliğini de yaşa bağırmanın da. Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin bile uyuşsun. Her ne ise bu istediğin, aşk da olur iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağına yattığında “ben elimden geleni yaptım” de. Bazen kazanamamış olsan da, yapabileceklerinin ya da bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferdir.
Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde keşke daha çok zaman ayırsaydım demeyeceğin. Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse, iskence. Kıymetini bil. Yarin ne olacağı belli degil. Kalp krizi dediğin bir kaç saniye. Kalp kırma.
Sınırların olsun aşılamayacak. Duvarların olsun yıkılamayacak. Herkes bilsin. Ona göre davransın.
Bir alanın olsun metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gercek sen olabildiğin. Dört duvardan birininin dibine çöküp ağlayabildiğin. Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. Sonra daha güçlü kalkabildiğin. Kaldığın yerden devam edebildiğin. İnsan en Çok kendini özlüyor çünkü.
Bir sevdiğin olsun tabi. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bi başka. Para amaç değil araç olsun mutluluğuna. Olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil. En çok onla gül. Saatlerce muhabbet edebil. Birbirinize ulaşamadığınızda, “başka biriyle mi acaba” diye değil “başına bir şey mi geldi” diye endişelen. İlişkini başkalarıyla kıyaslama. Biri sevdiğini çok söyler, biri daha çok gösterir. Sen de biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir.Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şey yapmak isterse yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar korkma. Sonuna kadar güven. Bir gün kırılırsa kalp yenisini inşa eder.
VE
Kalbini temiz tut. Çevreni de. Unutma yaptığın her iyilik bir gün sana geri döner....
130 notes
·
View notes
Text
yaralar iyilestirilebilirdi her zaman. ama olunce oluyordunuz. sifirin karesi sifirdir.
10 notes
·
View notes
Text
Bazen bir anın duygusunu yansıtmaya bin fotoğraf yetmez Bazen de tek bir fotoğraf karesi bütün bir çağın ruhunu gözler önüne serebilir...
20 notes
·
View notes
Text
Yeniden doğmak
Ey sevgili, seni düşünürken bir huşu indi tepeden, elim ayağım kesildi yaşamdan.
Güçlü bir el beni derinlere çekiyordu,
''dur'' diyemiyordum.
İçim geçmiş olduğum yerde; kapı çalıyordu, uykuyla uyanıklık arası duyuyordum.
Açınca, biranda kokun odaya doluyordu.
Rüyamda sen bana geliyordun, ne güzel gülüyordun.
Atlatmıştın celladı ve tahtında oturuyordun
Ben kahve yapıyordum! sen, ''şekeri yok, serçe parmağını bandır ''diyordun.
Radyoda eski bir şarkı çalıyordu, sen eşlik ediyordun! Sevda sözlerini usulundan bana yolluyordun, elinle ritim tutup beni coşturuyordun.
Canım siğara çekiyordu sen bakışlarınla yakıyordun.
Ben yazdığım son şiiri okuyordum, sen saz çalıyordu! ''Bugün ben bir güzel gördüm'' ezgileri dünyayı sarıyordu.
Söz istemiyorduk çünkü aşk makamındaydık ve bütün yalnızlıklar mahremini yitiriyordu.
Saate baktım saat durmuştu,
Zamana baktım devran dönmüştü.
Yanmıştı elemin kemikleri, külü uçmuştu.
Camdan dışarı baktık; hem bahar, hem sabahtı.
İki kuş dalda öpüşüyordu.
Hafif bir yağmur başlıyor ve birden bir toprak kokusu rüyamı sarıyordu.
Bütün çiçekler aynı anda toprağın göğüsünü catlatiyordu
Ilık bir rüzgar kapıyı aralıyor, savrulan saçlarım gülüşünde dalgalandırıyordu...
''Artık gitmeliyim,'' dedin.
Ben duymuyordum.''Kalayım mı,'' diye sordun?
Ben lal oluyordum.
Güzel başlayan bir rüya yerini kabusa bırakmamalıydı bunu sende biliyordun.
Herkes bizi unutuyordu biz rüyada kalıyorduk.
Eğilip kulağıma bir şeyler fısıldıyordun, ben anlamıyordum.
Acemiydim, prova yapmamıştım, ne diyeceğimi bilmiyordum.
Ama sen ustaca mutluluğun oyununu oynuyordun...
Çıkarıp yüreğimin duvarında asılı duran resmini sana gösteriyordum, "Benim mutluluğum bundan ibaret başka mutluluk tanımıyorum diyordum"
Sözler dökülüyordu dilimden, kalem aramıyordum,kağıt istemiyordum.
Tüm sevda sözlerini dört duvara haykırıyordum.
Gözlerim çakılmıştı gözlerine, şerbet içiyordum.
Ellerim terliyordu ellerinde, umursamıyordum.
Sahi ahtını mı bozmuştu hayat hanım, yoksa aldıklarını geri mi veriyordu bilmiyordum?
İlk defa dünyayı bu kadar güzel görüp şaşırıyordum.
Kitaplarım saçılmıştı ortalığa, toplamıyordum.
Yüreğim coşkun bir deniz gibi dev dalgalar yoluyordu, durdurmuyordum.
Gülüyordu yüzümün her karesi, bedenimin her zerresi, duygularımın silsilesi, gizlemiyordum.
Sen sessizce beni izliyordun.
Konuşmanı istiyordum çünkü sen konusunca dünya susuyordu ve hiçbir söz susuşun kadar yaralamıyordu beni.
Eğilip muhabbet çeşmesinden bir tas su veriyordun, Ben kana kana içiyordum...
Nisan sonu Mayıs başı yer erguvan gök maviyi ağırlıyordu.
Gözlerindeki sabahta çok kalmışım, farketmemişiz birden akşam oluyordu.
Dışarıda grup demi kızıl bir ufuk çizgisinde gün batıyordu, İnanmak akla zarar akşamdı ve sen gitmiyordun...
Anlatacak çok şey vardı, Akıl tutulmasına uğramıştım, konuşamıyordum.
Bu rüya ile hayalin el birliğiyle gerçeğe çelme takmasıydı.
Olmazı oldurmuştu ve ben yeniden doğmuştum.
Birden üç güvercin yükseldi rüyamın semalarına.
Biri hayale, biri mutluluğa, biri umuda.....
78 notes
·
View notes