Tumgik
#kıyamet ne zaman kopacak
otadam · 5 months
Text
Sevilemeyecek Kadın:
İnsanın en büyük savaşı kendiyleymiş ya. Bizimki de öyleydi.
2016 yılında bana bir söz söyledi O Adam: “Seninle bir gün çarpışacağız ve kıyamet kopacak.”
Biz çok çarpıştık. Binlerce kıyamet koptu aramızda. Nice evrenleri cehenneme yolladık, nicesi tarihten silindi ama her seferinde yeniden yaratıldık. Bitmedi.
Ne zaman durdu ne yokluk kalıcı oldu.
Bu yüzden adını değiştir.
Bu yüzden kimliklerimi değiştirdim.
Halbuki bu dünyaya gelirken yapmamız gereken tek bir şey vardı, yaşamak.
Bir tek normal yaşayamadık.
Otadam - Not: Benim tek savaşım seninle biliyorsun. İyi-kötü sevgiyle nefretle aşkla özlemle her şekilde.
Konu sen olunca hiçbir zaman azını yaşayamadım.
3 notes · View notes
1adam · 2 years
Text
Tumblr media
Sayfaların hepsinde bir feryat bir figân hadi hepsi demeyeyim birçoğunda bu var.sanırsınız kıyamet koptu kopacak hemen bir abdest alıp tövbe namazı kılma vakti🤣öldüm bittim eridim kül oldum diyenler,güneşli günde başına şimşek düşsün diyenler( heralde bu bedduanın nirvanası🤣🤣) kör ettin beni nördali diyenler ler ler ler.Ne aşkmış arkadaş birde işin garibi hep terkedilenler hep kusursuz olanlar burda terkeden hata yapıp sevdiğini kaybeden valla hiç yok yada ben hiç denk gelmedim..Yok yok aşk diye birşey yok valla yok hani anneler küçük bebeklerini güldürmek için ellerini yüzlerine kapatıp cee der bebekte güler ya heh aşk işte tamda o karşındakini sevindirmek elde edebilmek adına oynanan bir oyun..bakmayın ferhatla şirine aslıyla kereme leylayla mecnuna kavuşamadıkları için öyle efsane olmuşlar kavuşsalardı görürdüm birbirlerini yedikten sonra kalırmıydı efsane🤣🤣🤣nemi olurlardı o ona gavurun oğlu oda sana gavurun kızı tükettin beni diye diye yaşar giderlerdi🤣 leylanın ayağı taşa takılsa ferhat canım birşey oldumu kurban olurum sana..ikincisinde biraz dikkat etsene ya leyla..üçüncü takılmasında yuh be leyla körmüsün koca taşı görmedin mi olurdu🤣🤣Leyla “ahh ahh babam çok demişti o mecnunu gözüm tutmadı diye ama ben dinlemedim akılsız başım ben senin neyini sevmişim ya sıfata bak ne kör müşüm resmen”der..mecnun da “hahahayt asıl ben senin için çölleri aç susuz nasıl aşmış nasıl sürünmüşüm aklıma edeyim bilsem dışarı adımımı atarmıydım o sıcakta otururdum evde çayı demle oh mis derdi😆🤣dahasını anlatmayayım kalbiniz dayanmaz valla🤣🤣🤣aşık olmayın siz hatta aklınız varsa bence hiç aşık olmayın çünkü aşk akıl işi değil..her aşk elde edilene kadardır elde edilen kavuşulan her şeyde olduğu gibi aşk ta istisnasız değerini yitirmeye sıradanlaşmaya mahkumdur..dinleyin okanı bak her zaman nasihat etmem aşk öcü aşk cısss tekrar ediyoruz neymiş cısss🤣🤣bunlar tabiki benim fikirlerim kusur ettysem affola😉(MaDe In OkAn)
31 notes · View notes
vintages-s · 2 years
Text
Tumblr media
Bu adam bir kaç gün önce faili meçhul ama aslında failleri belli bir cinayete kurban gitti...kendisi dava arkadaşımız değil..yol arkadaşımız hiç değil...bir insan bir baba...
Resimde yanında duran zati muhteremden tek bir kınama duymadım...tarih tekerrür eder her zaman...
Zamanın hızlı ülkücülerinden yaşar Okuyanla sohbet etme fırsatim oldu..o zaman üniversite öğrencisiydim...dediki ...bizi öğrenciyken sağ sol diye ayırdılar..dediler ki solcular vatan hainidir...sonra bizimle işleri bitince bizi hücrelere attılar..bir onlardan bir onlardan asın dediler...işte ben o zaman anladım ki ....solcular da en az bizim kadar vatanseverdi...sadece vatani farklı şekilde seviyorduk...bizi kullandılar....
Sonra yıllar geçti ve ne gariptir ki sağlığı elverdikce ben yaşar okuyanı düzen karşıtı eylemlerde solcularla yan yana gördüm...kendisi hala milliyetçiydi...hâlâ ülkücüydü
Diyordu ki bu ülkede haksızlık hukuksuzluk varsa bir tek solcuyumu etkiliyor...hepimizi etkiliyor...gerçeği görmek gerek...
Malesef bu ülkede bazılarının uyanması çok vakit alacak...kıyamet kopacak onlar uyanmayacak...
Ama eğer bir ülkede ülkücünün de hakkını savunmak solculara kaldıysa ......zifiri karanlık gelmiştir...
Zulüm arttiysa zalimin sonu yakındır
16 notes · View notes
nekadarhaber · 1 year
Text
AKP'de fena karışacak, kıyamet kopacak çünkü...
Tumblr media Tumblr media
AKP'de fena karışacak, kıyamet kopacak çünkü... AKP'de fena karışacak, kıyamet kopacak çünkü... Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz, 14 Mayıs seçimlerinde ATA İttifakı bileşenlerinden olan ve seçimin ikinci turunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması yaptıktan sonra, doların gün itibarıyla 23 TL'yi aşmasının ardından "kıyametler kopacak.." dedi ve bir dizi iddia ortaya koydu. Öz'e göre, dolar kısa sürede 30 TL bandına oturacak, enflasyon ve hayat pahalılığı Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıracak, iktidar kendi enkazının altında kalacak, Süleyman Soylu ve MHP cephesi taarruza geçecek, AKP’nin içi karışacak, ittifak diye bir şey kalmayacak ve yerel seçim öncesi kıyametler kopacak. Öte yandan, ekonomist Mahfi Eğilmez, doların yükselişini engellemeye yönelik yapılan hamleleri işaret etti ve geçmişte yapılan yanlış ekonomi politikalarına değindi. Eğilmez, çocukluğunda saatlerin mekanik olduğunu, pilli saatlerin henüz bulunmadığını hatırlatarak, mekanik saatlerin zemberek denilen bir yay yardımıyla çalıştığını anlattı. Zemberek, bir merkezden verilen hareketle kendi içine sarılan ve kinetik enerjiyi depolamak için kullanılan bir çeşit yaydı. Saatin kurma düğmesi sürekli ileri doğru çevrilerek zembereğin ve dolayısıyla saatin kurulması sağlanır, sonra saat bu zembereğin hareketiyle çalışırdı. Saatin kurma düğmesini her çevirdiğinizde zemberek biraz daha sıkışır ve düğmeyi çevirmek zorlaşırdı. Kurma düğmesine baskı uygular da zorlarsanız zemberek mekanizması kırılır, yay boşalır, saat çalışmaz hale gelirdi. Çocuklara saat alındığında kurma mekanizmasına dikkat etmeleri gerektiği söylenir ve "fazla zorlarsan zembereği boşalır, saat bozulur" diye tembih edilirdi. Eğilmez, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yanlış para politikalarına da değindi. 2021 yılının Eylül ayına girildiğinde enflasyon ve TCMB faizi yüzde 19 idi ve enflasyonda yükselme eğilimleri vardı. Doğru para politikası, faizi 1 veya 2 puan artırarak bu yukarı gidişi durdurmaya yönelecek politikaydı. Ancak TCMB tam tersini yaptı ve faizi düşürmeye başladı. Bu yanlışa iki yıla yakın bir süre devam edildi ve faiz yüzde 8,5’e kadar indirildi. Bu yanlış yaklaşımın sonucu olarak enflasyon yüzde 70'lere yükseldi. Hükümet, zaman içinde, bu yanlıştan dönmek yerine peş peşe yeni yanlışlar yaptı: Fiyatlara müdahale etmeye ve enflasyonu o yolla denetlenmeye çalıştı. Piyasa ekonomisi içinde kalarak bunu yapmanın imkansız olduğunu göremedi. İki yüz yıl öncesinin trampa ekonomisi mantığıyla ekonomi politikası uygulamaya çalıştı. Başlangıçta olumlu sonuç alınır gibi oldu. Ancak hep böyle olmaz. Enflasyon, önceleri baz etkisiyle sonra da fiyatlara, piyasaya ve kurlara yapılan baskılarla inişe geçti. Bunun sürdürülebilir olmadığını defalarca anlatılmaya çalışıldı. Yanlıştan dönmek yerine başka yanlışlar art arda geldi. Kuru tutmak için kur korumalı mevduat adı altında aslında döviz olan ama TL gibi görünen yüksek faizli bir mevduat uygulaması devreye sokuldu. Milyarlarca dolarlık bir maliyete ulaştı. Nasıl çözüleceği bilinmiyor ve sorun ertelenerek zamana terk ediliyor. Bir yandan da bankalara baskı yapılmaya döviz alım satımı denetlenmeye başlandı. Bu şekilde popülist yaklaşımlarla yürütülen ekonomi politikası ne pahasına olursa olsun seçim kazanmak amacıyla yürütülmeseydi ne enflasyon ne de kur böyle bir oynaklık içinde olmayacaktı. Bu yanlış ama popülist olduğu için oy getirici siyasetle seçim kazanıldı ama tarihte belki de ilk kez bir iktidar kendi kendine enkaz devretmiş oldu. Yeni kitabım Fon'un kapak yazısında bir Çin Atasözü var: "Kara gömülen ceset yazın ortaya çıkar." Yaz geldi ve Türkiye'nin ekonomik sorunlarına çözüm bulunması için bir adım atılması gerekiyor. Read the full article
0 notes
mekansizinsohbet · 1 year
Link
0 notes
aylakbilgin · 2 years
Text
İnsandan ince bir zaman vardı ki insanın ismi hiç zikredilmemisti ama insanın yaratılışının yanaştıgi o dönemde , Rabbimiz meleklere demişti ki -ben yeryüzünde bir halife kilacagim.
Melekler dediler ki - orada kan döküp fesat çıkaracak topluluğu mu halife kılacaksin? Biz seni hamd ile tespih edip yüceltiyoruz .
İnsanın aklına şu soru gelebiliyor. Meleklere sorasın geliyor. Ey sevgili melekler , dünya etrafında dokuz tane gezegen ile güneşin etrafında dönüyor. Güneşten uzaklaştığında güneş bir yıldız gibi görünüyor. Bu yıldızdan uzaklaştığında yanında 300 milyar kadar yıldız , bunlar da bir kadradeligin etrafında toplanmışlar. Güneş gibi 300 milyar yıldız toplu halde sadece Samanyolu galaksisini oluşturuyor . Bu Samanyolu galaksisi gibi 200 milyardan fazla galaksi var.
Bir tane galaksi seçilmiş o galaksinin içinde 300 milyardan fazla yıldız var. O yıldızlardan biri secilmis. Yıldız'ın etrafında dokuz tane gezegen var ki bunlardan birkactanesi dünyadan bin defa , beşyüz defa büyük. O dokuz gezegen içerisinde dünyada bırak Allah kimi halife kiliyorsa kılsın ? Neden böyle bir soru soruyorsun ? Koskoca kainat var. Dünya koca kainatın icerisinde çöldeki bir kum tanesi kadar. Neden o kum tanesi ?
Ayrıca o dünyanın da yzude yetmisi su ile dolu. Geri kalan yüzde 30 Luk kısımda yaşayacak bu halife .
Neden orada kan döküp fesat çıkaracak bir topluluğu mu halife kılacaksin diyorlar .
Dünyanın kıyameti ne zaman kopacak ? Lailahe ilallah diyen insan kalmayınca. Peki dünyanın kıyameti koptugunda bu sadece dünyada mi gerçekleşecek?
Güneş katlanıp dürüldüğünde yıldızlar düştüğünde..
Kıyamet sadece dünyada olmayacak . Yildizlarda da olacak . Sadece dünyada kıyamet kopacak , Mars'a git kurtulursun . Böyle birşey yok. Bize en yakın yıldız dört ışık yılı uzaklıkta
Güneş sisteminin içinde yıldız yok. Yıldızlar düşecek denildiğinde göre kıyametin kopması sadece dünya ile alakalı değil . Uzay da kopacak . Kainatın sigortasi neresi ? Dünya
0 notes
maveraurfa · 7 years
Photo
Tumblr media
Kıyamet Ne Zaman Kopacak? – Mehmet EDE
1 note · View note
mustafasalihbozok · 3 years
Text
DÜNYA DÖNÜYOR…
Pazar Yazısı için masaysa oturdum.
Ne yazsam?
Alıp-veriyorum.
Aklımda, “Kınalı’da Bir Sabah”ın son bölümü vardı. Geçen hafta orman yangınları nedeniyle elim gitmemişti yazmaya.
Bu hafta yazsam?
Şimdi de sel felaketi… Yine elim gitmiyor.
Kalem bana ben kaleme bakıyorum.
Dalıp gidiyorum.
Eskiler, Anadolu’da, “Ağustos’un yarısı Yaz, yarısı güz” derlerdi diye başlasam.
İşte Ağustos’un yarısı!
Güzün eli kulağında, göçmen kuşlar göç hazırlığında, bahçelerin son gülleri mahzun, bağbozumunu bekliyor üzümler… Geceler dakikalar çalıyor gündüzden.
Günler kısalıyor.
Ay da Güneş de yorgun!
Tel tel dökülüyor ağaçlar.
Hırsız adımlarla, sessizce geçip gidiyor zaman!
Bir sabah, içimizi ürperten rüzgâra, yorgun ve fersiz güneşe, pamuk balyası bulutlara bakıp, “işte güz” diyeceğiz.
Gönül yangınlarıyla değil, orman yangınlarıyla, sellerle, salgınla, ölüm haberleriyle geçen bu Yaz’ı unutmaya çalışacağız.
Öyle ya!
Önümüz Eylül, Ekim, Kasım… Sonrası malum!
“Ayva sarı, nar kırmızı”
Sonbahar!
Fakat 8 lira domatesin kilosu hâlâ, şeftali 20 lira, 3 liraya tanesi. Kiraz, vişne, kayısı… Dilimle satılıyor karpuzun, kavunun iyisi. Kuraklıktan 5 milyon ton eksilmiş buğday rekoltemiz. Ekmeği kim bilir kaç paraya yiyeceğiz?
Bir Yaz böyle geçti.
Bir Yaz daha eksildi ömürden.
Anaları ağladı insanlarımızın.
Diye bitirsem…
Olur mu?
İnsanlar can derdindeyken, sahilden cesetler toplanırken, evler, ocaklar yıkılmışken hatıralara yelken açmak, çiçekten-böcekten, mevsimlerden, aşktan konuşmak… Yakışık alır mı?
Almaz.
O halde nasıl beklediyse Avedis?
Varsın beklesin Güz…
Bakmayın siz “felaket” dediğime.
Lafın gelişi, ağız alışkanlığı.
Felaket beklenmeyeni işaret eder. Oysa bağıra bağıra geldi bunlar!
Üstelik ilk de değil.
Yıllardır yaşanıyor benzer manzaralar!
Sorumlusu kim?
Dere yatağına bina yapan müteahhit mi? Yoksa yapılaşmaya izin veren devlet mi?
Belki de bilerek risk alan ahali?
Hes’ler, mesler.
Kim?
Deveye sormuşlar… O misal!
Dere yatağını betonla kaplayan, üstelik 400 metreyi 15 metreye düşüren devlet aklı, bütün kusurların ve suçların anası.
Devleti yönetenler ise babası.
Cumhurbaşkanı camide 'miting' yapıyor.
Dinliyorum.
Söyleyecek bir şeyi yok besbelli!
Yazmışlar okuyor.
Asıl felaket bu değil mi?
Yanında Diyanet İşleri Başkanı, tevekkül ve sabır öneriyor,
“Allah’tan” diyor.
Suçu Allah’a atıyor.
Hay dilin tutulsun!
Cumhurbaşkanı namazdan çıkmış, abdestli promptere bakıp konuşuyor.
Yakınlarını arayan, aç-açık ahaliye doğalgaz müjdesi veriyor.
Muhalefete çatıyor.
Türk devleti güçlüdür diyor.
Sabır diyor.
O sırada bir kadın, “yakınlarımı bulun” diye bağırıyor.
Duymuyor.
“Güçlüdür” sözünün üstüne basarak bir kez daha söylüyor. Gücünü kaybettiğinin farkında olan ama bunu gizlemeye çalışan birini görüyorum.
Yeri olsa,“Somali’ye 30 milyon dolar gönderdim” diyecek.
Demiyor.
IBAN verdiğini unutuyor.
10 lira istediği çıkıp gitmiş aklından.
O anda olan oluyor.
Rize valisinin 3 milyon 750 liralık makam aracının görüntüleri düşüyor ekranlara.
Hanımefendinin, “Porsiyonlarımızı küçültelim” sözleri Kars’tan Edirne’ye yol oluyor.
Ölü sayıları artıyor.
Muhalefetin yardımları reddediliyor.
Türk Tabipler Birliği’nin yaralıları tedavi etmek için kurmak istediği çadıra izin verilmiyor.
Gazeteciler şehirlere sokulmuyor.
İnsanlar, elleri böğürlerinde aç-açık, susuz, enkaz başlarında bekliyor.
Cumhurbaşkanı yel gibi geldiği Kastamonu’dan, sel olup, çekip gidiyor.
Artık kıyamet kopacak diyorum.
İsrafil düdüğü çalacak.
Kopmuyor.
Çalmıyor.
Gece oluyor.
Ay yine doğuyor.
Sabah şafak söküyor, yine güneş yükseliyor.
Dünya dönmeye devam ediyor.
Hakikat bir kez daha ölüyor…
İyi pazarlar…
Mirza ARABACI 🖌️
Tumblr media
5 notes · View notes
edeb-i-edebiyat · 3 years
Text
YouTube'da "kıyamet ne zaman kopacak ? #kıyamet #kıyametalametleri #mahşer #kabir" videosunu izleyin
youtube
1 note · View note
Text
(00.03) düşünme,düşünme sadece uyu
-acaba kıyamet ne zaman kopacak
-evrenin sıırı ne acaba
(01.12) düşünme,düşünme bak uyku düzenin bozulacak
-ay keşke bu kavgada bunu söyleseydım
-(2016 rezil anılar fragmanı) off off
(02.11) nolur düşünme sadece uyu
en son düşünmekten bayılarak uyuyorum galiba
13 notes · View notes
kunyekultursanat · 3 years
Text
08.10.2021 CUMA SONSUZ HAYAT AHİRET
08.10.2021 CUMA SONSUZ HAYAT AHİRET
08.10.2021 tarihli cuma hutbesinin tam metni, Muhterem Müslümanlar! Asr-ı saadette bir adam telaşlı bir şekilde Mescid-i Nebevî’ye girdi ve gür sesiyle Peygamberimize “Ey Allah’ın Resûlü, kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Ashâb-ı kirâm, ona susmasını işaret ettiyse de o, aynı soruyu sesini alçaltmadan üç defa tekrarladı. Resûl-i Ekrem (s.a.s), önce namazı kıldırdı, sonra da “Kıyametin ne…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
brcakalay · 4 years
Text
SUSUYORUM
Öyle bir vasiyet edeceğim ki!
Erkek eli değmeyecek.
Çok sitemliyim çok!
Okumuş, yaşını başını almış insanlar da vahşileşmiş.
Dokunmamı bile yanlış anlayacaksanız niye yaşıyoruz ki?
Vurun o zaman!
Herkes herkesi vursun, madem can almak bu kolaysa pazar yerine dönsün her yer.
Necom hep derdi "Kıyamet hacıdan hocadan kopacak." diye.
Ne güzel söylemiş benim birtanem...
Ben sustum, susuyorum.
Ölümü hak etmeyenler konuşsunda dünya kendi halini düşünsün o zaman.
Mezarlardakilerin de dili var bilin istedim.
Susmalarına bakmayın.
Bir gün öyle bir ağır konuşacaklar ki yaşayanlar ölecek,
Ölüler yaşayacak.
...
Birce
29 notes · View notes
tarikbinziyad · 4 years
Text
Enes radıyallahu anh’den şöyle dediği rivayet olunmuştur:
Bir bedevi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
- Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu. Efendimiz:
– “Kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu.
- Allah ve Resûlünün sevgisini, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
– “O halde sen, sevdiğin ile berabersin” buyurdu. Buhârî, Edeb 96; Müslim, Birr 161,163
Bu rivâyet Müslim’indir. Buhârî (Edeb 96) ve Müslim’in (Birr 164) rivâyetlerinde, bedevînin cevabı, “Âhiret için öyle çok oruç, namaz ve sadaka hazırlayabilmiş değilim. Ancak ben Allah’ı ve peygamberini seviyorum” şeklindedir.
11 notes · View notes
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Bir özel hastane doktoru koronavirüsü’n Türk halkına bulaşmadığını söylemiş. Beş vakit abdest alan temizliğe dikkat eden, Namaz kılan insanda #virüs mü? kalır.
Abdest alırken her azamızı dikkatlice yıkayalım, ve Namazlarda tadili erkana daha çok dikkat edelim inşaallah. Abdest müslümanınnkalkanı zırhı.... Hırsızlık yapmadan hiç birinde....😊🤗
Dünya alem bir olup bizi yüz öldürebilir fakat yüz ölürüz de üç yüz diriliriz biz. Bunların hepsi fıragman dahası var ahirette. Dünya alem dinimizin güzelliğini aklı başında zihinlere, şuurlara, vicdanlara işittirecek. Belki dinimizin güzelliği bize miras gibi geliyor hakkını verip araştırmıyoruz kıymeti bilinmiyor olabilir. #yusufislam gibi yürekler bunun farkına varacak. Kıyamet zamanı bile kalbinde zerre kadar imanı olan o dehşeti yaşamayacak. Kıyamet gayri müslümlerin başında kopacak... o taşıdığı başı kıramadığı dümeni dimağı onu yakacak.
Bize bu başı boşuna vermedi Rabbim!!!
Kullanın diye verdi.
Şu inşanoğlu aklını ne zaman kullanacak buyuruyor.
Güneş ☀️ batıdan doğacak derken batının Müslümanlığı kabul edip yaşanmasından bahsediyor.
Biz güneşin değerini bilemedik.
Biz Avrupa hayatına özenelim kaybedelim onlar bize özensin kazansın buyurun bakalım...
Rabbim Huzur Muhabbet Versin Hanelerinize... O Aile Sıcaklığını Herdaim Hissetmeniz Dileği İle Huzurlu Akşamlar...🌺
________________°🌺💞🌸°_________________
🎀
13 notes · View notes
connelita · 4 years
Text
Biz güzel oluruz, daha kolay olur gibi gelmişti günden güne çirkinleşen hayat. Bir yolumuz olur, bi yerlerde yangınlar çıksa da bizim yol kenarlarımızda çiçekler açar, bi şarkı açarız ikimizin de sevdiği o yolda gider geliriz sanmıştım. İkimizin sevdiği bir şey bulmak hiç bi zaman zor olmamıştı. Sonra anladım;biz diye bir şey yokmuş, yolumuz da öyle, bizim bi yolumuz yokmuş kısacası. İnsan vazgeçmeye direndiğinde baya ağlıyormuş. İçinde inanç yokken mücadele ettiğinde çocuk gibi düşün hüngür hüngür, hiç gereksiz. Seninle öğrendim. İçten içe bildiğinde o yolun hiç bir yere gitmeyeceğini hırs yerini gözyaşına bırakıyormuş. Eni sonu hikaye işte, bizim değil benim. Bi de işte mendiller, sadece hissedebilenlerin anlayabileceği şarkılar ki onlarla aram iyidir bi de sabırla dinleyen iyi arkadaşlar. Arkadaşlar her zaman iyidir.
Biri fazla sevdiğinde o şey ikisine de yeter sanıyordum. Yetmiyormuş, seninle öğrendim. Sevmek her kapıyı açmıyormuş, çok zorladım. Bazen araladım sanıp bazı geceler yine çocuk gibi sevindiğim bile olmuştur. Yazık. Eni sonu kapı işte, koyu, dümdüz, soğuk. Gökkuşağı iyidir.
Sanki senden vazgeçersem kıyamet kopacak gibi gelmişti. Koptu da, bir çoğundan haberin yok bazılarını gayet iyi biliyorsun, oradaydın. Gördün. Ellerini arkada kavuşturmuştun yine hiç bir şey yapmadan izliyordun. Hiç bir şey yapmaman orda anlamını yitirdi ilk kez. Ben eylemsizliğinin de bir anlamı var sanıyordum. Yokmuş. Yine seninle öğrendim. Hiç bir şey yapmamak hiç bir anlama gelmiyormuş. Eni sonu eylemsizlik işte, sıfır gibi düşün kaçla çarparsan çarp elinde kalan; hiç. Eylem iyidir.
Sana zorla, kaçıp gitmemeni ister gibi sıkıca sarılmak istediğim günler hatırlıyorum. Buna rağmen hiç bir şey söylemeden çok uzağa gitmiştin. Babamın doğduğu yerlere. Beklemek güzeldi. O da anlamını yitirdi sonra sessizliğinden. Baya dağıldım, saçlarım değişti. Ben de değiştim tabi ama sarılmak hala en iyi becerilerimden biridir. İstemeyen birine sıkıca sarılmaya çalışmak bizim yaşlarda aptallıkmış, senden öğrendim. İlk gitmek istediğinde sevdiğin biri, onu yollara emanet etmek lazımmış. Vazgeçmek zor sanıyordum. Değilmiş. Eni sonu hoşçakal işte, içine romanlar da sığdıracak olsan tek kelime. Yol iyidir.
Kalabalık arkadaş gruplarının bir parçası olmak istediğim oldu. Merak ettiğimden değildi esasen, önünde çırpınıp durduğum duvarlarından atlayabildim mi görmek istedim o zamanlar. Gördüm. Bazı insanların duyguları yokmuş, bazı duvarlar boyu aşıyormuş, duyguların diyordum, olmayan... Hesabı bana kesip öldürmüştün onları o zaman. Daha genç olsam mücadele ederdim belki. Adalet, bir kelime sadece buralarda biliyorsun; haksızlık bu! diye bağıracağım coğrafyada değiliz, tek celsede keserler sesini, olan hayallerine olur. Çırpınıp durmanın da bi anlamı yokmuş. Seninle öğrendim. Eni sonu cinayet işte. Senin hapishanenin önü de duvar arkası da. Özgürlük iyidir.
İnsan önce hevesini, sonra merakını sonra doğrularını kaybediyormuş kalbi her kırıldığında azar azar bunu da senden öğrendim. Karşılıksız sevmenin fazlası kendine saygısızlıkmış. Gecelerce beklediğin ile gelen aynı kişi olmuyormuş. Değer alınmaz verilirmiş, bunu benden öğrenmen için çok uğraştığımı hatırlıyorum. Neşe en büyük hazineymiş, her durumda gülmek, güldürebilmek en önemliymiş. Hiç içimdeki çocuğu küstürdüğüm olmamıştı. Oluyormuş. Eni sonu çocuk işte. Hayat bi gofret verir unutursun bazen. Unutmak iyidir.
Sonra elimde hiç bir şey kalmadı bi gün kırık dökük hevesimden baska, kendi yolumda elinde hiç bir şeyi kalmayan başka insanlarla tanıştım. Sevmedim onları başta, sonra alıştım. Sevdikleriyle tanıştırdılar tek tek , ben hiç bir şey yapmadan hem de inanır mısın? İnsan çok sevmezse çok daha mutlu uyanıyormuş bunu da senden öğrendim mesela. Eni sonu hayat işte, kestiremiyorsun. Sürprizler her zaman iyidir.
Sevmeye çalışarak sevmek diye bi şey yok sanıyordum. Yüzüne bakınca hikayesini okuduğum adamın duvarlarıyla otururken geceleri, sen gidince yanımda sadece duvarların kalmıştı. Sonra bi gün yüzüme bakıp hikayemi gören biriyle tanıştım. Planlar yaptı kendince bazılarına dahil oldum bazılarına zamanım olmadı, sana hep vardı, tesadüf işte. Görünmek iyidir :) Senden başkasının sesi iyileştirmez sanıyordum, iyileştiriyormuş. Eni sonu tını işte. Duyarsın bazen, havan değişir. Ses iyidir.
İnsan anlaşılınca seviyormuş. Deli dolu gözü kara değil belki, kırılmadan, sorgulamadan, yormadan. Öyle olmazsa yasamanın ne anlamı var diyordum. varmış. Duvarlar olmadan her şey daha kolaymış. Sevilince insan iyileşiyormuş. Bunu senden öğrenmeyi çok istemiştim o zamanlar. İstediğin yerde durursam seni kaybederim ben yapamıyorum demiştin. İnanmadım. Çünkü her zaman bi yolu vardır der babam. Varmış. Hiç sevemeyip ellerinle tarihe emanet edince tüm ihtimalleri beni kaybetmemiş mi oldun? Ona da zaman karar versin. Zaman iyidir. Silkeler, öğretir, iyileştirir.
Toprak attım üzerine bana bıraktıklarının zor oldu başta tabi ama sonra toprak oldum biraz, toprağı biliyorsun; sen üzerine basarsın bugün, gamsız gibi yarın yine çiçek açar. Eni sonu bahar işte, bahar iyidir.
Yeni bi sayfa açmak gibi işte mis gibi sandal ağacı kokusu... Açtığın her sayfa başka bir yerine dokunuyormuş insanın, yerini beğenmeyen çiçekler başka iklimlerde açmalıymış. Toprağı sen değilsen eğer ne ekersen ek büyümezmiş. Bunu da senden öğrendim. Birilerinin seni güzel sevmesi, bir plana dahil olmak harika bişeymiş. Ben bunu o zamanlar senden öğrenmeyi çok isterdim, sense bunu zaten çok önceden biliyorsun.
Eni sonu hikaye işte. Bildiğin iklimlerde hoyratça hırpalanmışken en çok, bilmediğin topraklarda çiçek açmak iyidir.
1 note · View note
Text
"Halep'in o sıcak gündemi olduğu zaman, bazı gençlerimiz, kardeşlerimiz ki onlarda iyi niyetle onların samimiyetinden zerre miktar şüphem yok. 'Hocam ne yapıyorsunuz, ne yapıyoruz, ne yapacağız?!' diye soruyorlar ve bazen de belki bizi kınayacak bizi farklı bir biçimde değerlendirecek cümleler de söylüyorlar. Ben de onlara şunu söylüyordum, ben işimi yapıyorum.Allah resûlü (sav) dedi ki, kıyamet kopsa elinizdeki fidanı dikmeye çalışın. Benim elimde bir fidan var. Ne kadar becerebiliyorum bunu dikmeyi bilmiyorum onun hesabını yarın Allaha vereceğiz. Ama elimde bir fidan var ve ben o fidanla uğraşıyorum. O gençlere diyorum ki, sizin de var mı elinizde bir fidan? Eğer varsa kıyametle uğraşmaya gerek yok, kıyamet kopacak ve kopmaya da devam edecek. Siz fidanınıza bakın, eliniz boş kalmasın o kıyamet anlarında! Eliniz dolu olsun. Ve elinizdeki o fidanı hiçbir şeye kapılmadan dikmeye çalışın."
| Muhammed Emin Yıldırım
8 notes · View notes