#işbirlikçileri
Explore tagged Tumblr posts
Text
🎯 Yeryüzü Çetesi Yerli İşbirlikçileriyle Birlikte Çökertildi 🎯
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#cihan ulusu Türkler#Ahmet Yesevi#Hacı Bektaş Veli#yeryüzü çetesi ve yerli işbirlikçileri çökertildi
0 notes
Text
Gâvurda adalet, işbirlikçide şahsiyet olmaz!
Avrupa futbol şampiyonasında, milli takımın maruz kaldığı haksızlıklar hepimize unuttuğumuz bir gerçeği bir kez daha hatırlattı.
Bahsini ettiğimiz gerçeği merhum Cemil Meriç şöyle ifadelendirmiş.
“Bütün Kur’an’ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı yani İslam!”
Bizim açımızdan bu, sadece şeref duyacağımız bir şeydir.
Yani, her hal ve şartta ‘İslâmî’ olmak, ‘İslâm’ gibi görünmekten daha büyük bir şeref olabilir mi?
Batılıların, bizim şeref duyduğumuz bu bakış açısı, bir tanımlama olsaydı eğer, elbette ki hiçbir sorun olmazdı lakin onların bakış açılarını motive eden yegâne unsur İslâm’a olan tarihi düşmanlıklardır. Yani bize baktıklarında öldüresiye nefret ettikleri bir düşman görüyorlar.
Bu gerçek, futbol gibi malayani bir meselede de kendini gösteriyor.
Daha doğru bir tabirle, düşmanlıklarını açık edecek hiçbir vesileyi ıskalamıyorlar.
Bunun için kendi elleriyle yaptıkları ‘demokrasi’ ve ‘evrensel insan hakları’ putunu da hiç tereddüt etmeden bir hamlede yutuveriyorlar.
Milli maç vesilesiyle bir kez daha gördük ki, söz konusu Türkiye olunca, ne nezaket kalıyor batılılarda ne ahlak ve ne de hak hukuk…
Koydukları kurallar ve belirledikleri norm bize gelince bir anda buharlaşıveriyor.
Azıcık da olsa vicdanı olan batılılar da gördüler bu gerçeği.
Kimi açık açık ifade etti, kimi mahcup bir edayla kem-kümlerin ardına sığındı.
“Futbol asla sadece futbol değildir” demiş İngiliz yazar Simon Kuper…
Hatta adam kitabını da yazmış bu olgunun.
Güçlü olanların, yönetim erkini ellerinde bulunduranları kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları bir enstrümandır futbol.
Bunu, ekonomik gerekçelerle kullandıkları gibi sömürü aracı olarak da kullanırlar ve bize karşı uyguladıkları şekliyle de tamamen siyasi bir mahiyete de büründürürler.
Eminim ki, herkesin ve hepimizin adalet duygusu incindi maruz kaldığımız haksızlıklar vesilesiyle. Bunu öylesine nobranca ve kör parmağım gözüne bir kabalıkla yaptılar ki, sadece haksızlıkla yetinmeyip stadı dolduran on binlerce taraftarı bir kez dahi ekrana getirmediler.
Maçı seyretmeye giden Sayın Cumhurbaşkanı bile göstermediler diyeyim de gerisini varın siz hesap edin.
Batılının, bahse konu Türkler/Müslümanlar olunca takındığı adalet anlayışı bu.
Tamam, bunu anlıyoruz diyelim, peki, bu memleketin ekmeğini yiyip de tıpkı batılı efendileri gibi yaşadığı ülkeye düşmanlık edip gavurların saflarında yer alanlara ne diyeceğiz?..
Bakınız bunun tarifi yoktur işte!..
Bu psikolojiyi anlamak mümkün değildir ve hiçbir zaman da mümkün olmayacaktır.
Anılan güruh, batılıların kendilerine de aynı tarifeyi uyguladığı gerçeğine gözlerini kapayarak uşaklıkta devam ederler ilginç bir biçimde…
Köle desen değil, esir desen değil… Zira netice itibariyle kölenin de esirin de bir şahsiyeti vardır. Bunlarda şahsiyetin zerresine tesadüf edemezsiniz…
Batılılar nezdinde, Müslüman bir topluluk içerisinden çıkan ‘ateistler’ de sorunludur.
Bu işbirlikçileri, düşmanlarını yani bizleri vurmak için bir silah olarak kullanırlar ama asla güvenmezler. Hatta zamanı geldiğinde buruşturup çöpe atmaktan da imtina etmezler.
İşin tuhaf tarafı, bizim şahsiyetsizlik ve dahası ihanetle suçladığımız bu kesim, öteden beri kendisini bu toplumun asli unsuru olarak görürler.
Kendilerini bir tür efendi, geri kalanları da parya gibi niteledikleri bir sır değil.
O yüzden gelişen her hadiseyi muhakkak surette siyasete indirgeyip bu bağlamda hakaretler savururlar/savurdular hep…
Kendi istedikleri partiye oy vermedikleri için bu millete ‘bidon kafa’ ve ‘göbeğini kaşıyan adam’ aşağılamasında bulunan bunlar değil miydi sahi?
Maç vesilesiyle batılıların adaletsiz davranışlarına maruz kalmadık sadece, mezkûr kesimin de aşağılık davranışlarına muhatap kaldık.
Voleyboldaki başarı üzerinden malum bir oyuncunun sapkınlığını kutsallaştırıp mütedeyyin insanlara hakaret eden güruh, kendi ideolojilerine uymayan bir sembolü yerden yere vurarak hem sporcuların muazzam başarılarını hiçe saydılar ve hem de bu halka ve halkın değerlerine saldırdılar.
Yaşadığımız tüm bu hadiseler bize gösterdi ki, dünyanın hiçbir yerinde bizdekine benzer halk düşmanı bir kitle yok.
Her ülkede ve coğrafyada kendi halkıyla kavgalı tıynetsizler mutlaka vardır ama bizdekine benzer, memleketin kaymağını yemekle kalmayıp milletin asli unsuru olduğunu iddia eden halk düşmanları bulunmaz.
Şu bir gerçek ki, hariçten gelen tehlikeyle savaşmak ve onu bertaraf etmek, dâhilîdeki düşmanlara nispetle çok daha kolaydır.
Gavuru canınız pahasına yenersiniz de bu gavurdan daha beter işbirlikçi gavurları ne yapacaksınız?..
Çok açık bir biçimde ifade etmeliyim ki, bu aşağılık güruhun tasallutundan kurtulamadığımız sürece gerçek bağımsızlığa kavuşmamız da asla mümkün olmayacaktır.
HABER7 YAZARI: NİHAT NASIR 11.07.2024 08:57
Kayısı 📍 Malatya 📍 Türkiye 🇹🇷
78 notes
·
View notes
Text
Selam olsun, selam olsun için için kaynayan ve uyanan Arpat'ın torunlarına
Atlarının ayak sesleriyle Roma'yı titreten Attila'ya bin selam
Selam olsun Kırım'a
Gaspıralı'nın yaktığı ateşi kor kor yüreklerde taşıyan yiğitlere bin selam
Selam olsun 'sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana' diyen şehit analarına selam
Cudi'de, Gabar'da, Hakurk'ta, Mezi'de, Ari'de, Basyan'da, Kuringam'da,
Beyazdağ'da, Balkayalar'da, Mezargediği'nde, Yüksekova'da,
Dağlıca'da yurt için can verip kelle alanlara
Türk yurdundan yurt verilmez diyenlere
Güneşi yükseltenlere selam
Ya istiklâl, ya ölümse bunun adı
Yıkılsın Habur, yıkılsın dağlar yüz binlerce can yürüsün diyenlere selam
Selam olsun Türk'ün dinini, kinini bilip yaşayıp yaşatanlara
Türk yurtlarını koruyup, kollayıp, kuşatanlara
Hakk buyruğu üzre kardeşini gözetip, mazluma yetişenlere
Sırayı şaşırmayanlara
Sabrımızı taşırmayanlara
Töre üzre yaşayıp töreyi yaşatanlara selam
Selam olsun aydınlık ufukları gözleyenlere
Yeniden Türk asrını özleyenlere selam
Selam olsun çocuklarımızın Türk bakışlarına
Mustafa Kemal'lere, Atsız'lara, Türkeş'lere, Muhsin'lere selam
Kahrolsun Türk düşmanları
Kahrolsun emperyalizm
Kahrolsun emperyalizmin yerli işbirlikçileri
Yaşasın Kızıl Elma'mız
Yaşasın büyük Turan ülkümüz
Yaşasın büyük Türk milleti
İl, devlet devlet kükreyecek
Şan, ordu ordu yürüyecek Türk'ün olsun
Mazlumların kurtuluşu insanlığın huzuru için cihan mülkün; mülk Türk'ün olsun
Tanrı Türk'ü korusun!
130 notes
·
View notes
Text
En içten dileklerimle Allah belanızı versin. pkk ve işbirlikçileri... İçerden dışardan her kim olursa olsun..
49 notes
·
View notes
Text
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabrı cemil, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
Kahrolsun PKK ve İşbirlikçileri!..
24 notes
·
View notes
Text
İÇİMİZDEKİ OSMANLICILAR!
Bu grubu tanıyoruz: Siyasal İslamcılar, tarikatçılar, ikinci cumhuriyetçiler, “liberal solcular”, emperyalist işbirlikçileri ve Atatürk düşmanları...
Zaman zaman bunların arasından biri çıkar, siyaset bilimi ve devrim mantığı açısından geçerliliği olmayan sözleri yineler. Bu kez, bazılarınca Nobel ödüllü diye yere göğe konamayan ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu konuşmuş, Osmanlı'daki sistemi överken, Atatürk'ü ve Cumhuriyet devrimlerini eleştirmiş.
Taht kavgaları yüzünden kardeşlerin birbirinin kafasını uçurduğu, şeriata karşı gelenin kolunun kesildiği, ümmet toplumunda herkesin padişahın kulları olarak görüldüğü sistemi “daha çoğulcu” diyerek savunanların dayanağı nedir?
Kurtuluş Savaşı sırasında ülkenin farklı yerlerinden gelen temsilcilerle kurulan Büyük Millet Meclisi ile yoluna devam eden, saltanatı ve hilafeti kaldıran, şeriat hukukunu sona erdirip laik hukukun temellerini atan, medreseleri kapatıp laik ve bilimsel eğitimi başlatan, kadını sosyal hayatta öne çıkaran, bilimi referans alan ve bölgede bağımsızlık meşalesini yakan bir devrime sürekli vurmalarının asıl nedeni, emperyalizmin fonladığı YENİ OSMANLICILIK düşüncesidir!
6 notes
·
View notes
Text
“Bu şehir (Gazze), (İsrail) ile tüm normalleşenleri ifşa edecek. Ve tüm işbirlikçileri rezil edecek. Ve (davayı) satıp taviz veren herkesin gerçeğini ortaya çıkaracak.”
Şehid lider Yahya Sinvar
2 notes
·
View notes
Text
ANANI DA AL GİT!
seçim öncesi siyasetin gülü beş yıl geçiş garantili sırat köprüsü! gülün efendiler gülün Dev bir Evrim’e kararttım gözümü kimlerin kamu yararına hizmeti elinde işçinin kanı ile kamu özel işbirlikçileri evet bileyledik köpek dişlerimizi karnımızda haksızlığın açlığı guruldarken satmışlar ülkeyi içindeyken seni beni meçhul sanmayın adiliklerin kodaman failleri en iyi siz bilirsiniz nereye düşecek dar ağaçlarının serin gölgesi onlar yargılanırken televizyonlarda oynatılacak penguen belgeselleri “lütfen ananızı da alıp gidiniz!” bende konuya vakıf değildim sağolsun eniştemden öğrendim bazı mühim şeyleri…
2 notes
·
View notes
Text
9 Mayıs 1945'de Hitler faşizminin kesin yenilgisi ilan edildi. Naziler ve işbirlikçileri emekçi halkın ordusuna yenik düştü. Avrupa'da ikinci dünya savaşı (ikinci emperyalist paylaşım savaşı) son buldu. Zafer günü kutlu olsun.
2 notes
·
View notes
Text
Hatırlamak da fayda var
MHP'Lİ YÖNETİCİNİN İTİRAFLARI
MHP Ankara eski il yönetim kurulu üyesi Mehmet Sakarya'nın kaleminden:
BİZ UYUDUK...
ABD 2002 yılında ülkemizi işgal ettirdi.
Kime mi?
TC kimliği taşıyan, fakat aslında fanatik Türk düşmanı olan mollalara!
Hafızanızla zaman tüneline girin, yaşadıklarımızı bir film gibi seyredin!
* Hafızın şiir okuması ve göstermelik kodese aldırılması... Mağdura bu millet bayılır...
* ABD yani CIA bizi bizden iyi tanır...
* Ben o sırada MHP Ankara İl yönetimindeydim, Bahçeli ani kararla istifa ettirildi, Hükümet yıktırıldı.
* İstifa haberi geldiğinde, İl yönetimi toplantıdayız, Dedim ki,
- Herkes intihar edebilir, Genel başkanımız da siyaseten intihar etmiştir, yalnız partiyi de peşinden sürüklemiş. Onu da öldürmüştür"
Başkan Yaşar Yıldırım kireç gibi oldu.
- Abi ipimizi çekiyorsun, dedi...
- Başkan, benim ipim yok, 1966 yılından beri bu hareketin içindeyim.Her düşündü��ümü söylerim... Rahmetli Başbuğumun döneminde de böyleydim, dedim.
Dediğim çıktı,
Bahçeli'nin İsifasıyla hükümet yıkıldı, seçime gidildi... MHP barajın altında kaldı...
Arapçı, daha doğrusu ABD'nin adamları kazandı...
ABD, FETÖ, CIA, Yerli işbirlikçileri elele verdi.
Önce askeriyeyi çökerttiler. En korktukları kesim oydu...Ergenekon, Balyoz filan derken, bütün paşalar kodese tıkıldı.
Kozmik Odaya girildi. NDevlet sırları işportaya düştü...
Laik rejim yanlılarını safdışı bırakmaları
6 -7 senelerini aldı...
Adliyeyi, Mülkiyeyi ve Askeriyeyi ele geçirdiler...
Ondan sonra yavaş yavaş,
ABD uzmanlarının planlarına göre, İşgal kimseyi ürkütmeden devam ettirildi.
TC kaldırıldı - İki üç bağırdık bitti...
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE " tabelaları söküldü Vatanın dört yanından...
Kem küm ettik, kapandı gitti konu...
ANDIMIZ kaldırıldı okullardan...
İki üç bağırdık, Üç beş dava açtık...
Ele geçirilmiş yargı mollaya destek oldu...
Bir Yunan mahkemesi olsaydı, o da böyle karar verirdi...
Bu arada vatan toprakları satılmaya başlandı... İmar ve ihale dümenleriyle,
Mollalar sıfırlanamayacak servetler edindiler...
Vatandaşlık dağıttı Arapçı mollalar...
Her gelene pasaport dağıttılar...
ABD emriyle Suriye'ye girdik... Çünkü Linda'lar, Jane'ler Irak'ta çocukları Coniler ölünce isyan etti...ABD Başkanları Linda'dan, Jane'den çok korkar...
Bu nedenle baştan bağladığı mollaya
"Suriye'ye gir" emri verdi...Yüzlerce Mehmetçik şehit oldu... Bizde de Helga olsaydı, "Emevi Camisi başınıza yıkılsın, ülkede cami mi kalmadı, hepsi boş duruyor" derdi.
"Fantaziniz için benim yavrum toprağa düştü" Diyerek yeri göğü inletirdi..
Fakat bizim Ayşe, Fatma :
"Ben şehit anası oldum" diye, için için gurur duydu...Çünkü cahildi. Onu kandırmak
bir bebeği kandırmaktan kolaydı...
Eline Kuranı alan bayrak asılmış
gecekondu evine gitti. İki ayet okudular,
Bu zavallılar hüngür hüngür ağladılar!
Bu arada Yunan adalarımıza el koydu...
Ses eden oldu mu? İki emekli subay feryat etti...Kimse ortalığı ayağa kaldırmadı..
Devlete, devlet ve Türk düşmanlarını doldurdular,
Diplomatları kovup yerlerine imam atadılar...
Bu arada Suriye'den ülkemize
Çapulcu akını başladı...Gelenlere sordu gazeteci:
- Nasıl geldiniz, diye, Suriyeli dedi ki:
- Bize 'kalkın Türkiye'ye gidiyorsunuz
herşeyiniz hazır orada,
çok rahat yaşayacaksınız' dediler, getirip bıraktılar buraya!.
Kimse ağzını açmadı...Mollalar ortalığa velveleye verdi, "Bunlar Ensardır bağrımıza basalım" diye..Cahil kesim anında yuttu bu dümeni... Şu anda 8-10 milyon yabancı, Ülkeye dolmuş durumda. Her an bir olay patlayabilir...
BOP haritasını gördünüz Güneydoğu BOP içinde... Şimdi oralara Arap dolduruldu ki,
düğmeye basınca isyan çıkacak, O topraklar elimizden uçup gidecek!
ABD emriyle orduya operasyon çektiler..Ordu mevcudunu yarıya indirdiler ki,
yarın ülkede bir kalkışma olursa, halimizi düşünün!
Hatay Belediye Başkanı feryat ediyor
"Şehir elden gitti" diye...
Kimsenin umurunda değil... ABD emriyle Suriyelileri yurda sokan molla ne diyor,
- Suriyelileri göndermeyeceğiz...
Senin öyle bir iraden olamaz ki! Sen ABD ne derse onu yapmaya mecbursun.
4 notes
·
View notes
Text
Bu ve işbirlikçileri kimlerse on beş senedir çocukların hayatını mahvettiler şu sıfatı asla unutmayın!
2 notes
·
View notes
Text
🗣️ Haçlıların Son Şövalyeleri
Zulmün tarihine bir bütün olarak bakmak gerekir.
Özelleştirme talanı işte bu çürüme ile başladı.
Son yirmi yılda ülkede satılmayan hiçbir şey kalmadı.
Vatanının topraklarını, üzerinde yaşayanları değiştirmek için yurttaşlığı, bizim olan doğal kaynakları maden ruhsatlarını satarak el değiştirmesine aracılık ettiler.
Bugün açlık, yoksulluk yaşıyorsan, özgürlük ve bağımsızlığını kaybetmiş her konuda bağımlı bir ülke haline gelmiş olmamız kendi Anayasamızı tanımayan yani bizi tanımayan zihniyetlere ülkenin ve kendi geleceğini teslim etmiş olmamdan kaynaklanıyor.
Alternatif bulmakta da oldukça zorlanan bir toplum olduk.
Anayasanın ilk dört maddesini hedef yapan, Anayasa'dan senin ulus birliğini yok ederek birlik ve beraberliği yok etmek isteyenlere destek vermen için önce yukarıda ki gerçekler ile ölümü gösterdiler şimdi de yeni işbirlikçileri ile sıtmaya razı etmek istiyorlar.
Kimi seçerseniz seçin emperyalizme hizmet edecek şekilde seçenekler boşuna örgütlenmedi.
Medyanın aldatma gücü karşısında bilinç düzeyi az okuyan bir toplum olduğumuz için seksen beş yıldır tuzaktan tuzağa düşerek yok edilmenin eşiğine geldik/getirildik.
Çürütenlere yetki verdik. Hala çürümeye devam etmek isteyenlere yetki vermek için can atıyoruz. Çürüyen biz olduğumuz ortada olduğu halde bunu ön gören bir toplum olmayı eğitim öğretim sisteminin yetiştirdiği insan kalitesi sayesinde başaramadık.
Sağcı, solcu, liberal, dinci, sözde demokrat ve muhafazakar ne kadar işbirlikçi unsur varsa bu çürüme ve yok etme projesinin bir parçası oldular.
Hepsi haçlı niyetin birer şövalyesiydiler.
Atatürk'ü unutturmak, devrimleri yok etmek, Cumhuriyeti yıkarak haçlı zihniyetin emrinde tek bir kişinin zulmü altında inim inim inleyen bir toplum ortaya çıkarmak ve bu sömürgeye hizmet ettirmek tek amaçtı.
Bugün buna karşı duran en küçük cesareti bile linç etmeye kalkan tüm işbirlikçiler bu eserin ressamları olarak tarihe geçtiler.
Siyasi partiler, tarikat ve cemaatler, sınıf ayrımcılığı ve üstünlüğü elde etmiş holdingler birlik, beraberlik ve bütünlüğü yok eden şebekenin ana unsurları oldukları halde onlara kimse toz kondurmadı.
Tarikat müritleri başbakan, Cumhurbaşkanı oldular.
Sonunda haçlı ziyniyetin ileri karakolu tarikat ve cemaatler devleti ele geçirdiler.
Bugün katlanmak zorunda kaldığın kendi basiret yoksunu kararlarının olduğunun farkında bile değilsin.
] Önder KARAÇAY [
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#Haçlıların Son Şövalyeleri#siyasi partiler#tarikat ve cemaatler#holdingler
15 notes
·
View notes
Text
DENİZ GEZMİŞ
BABA, SANA HER ZAMAN MÜTEŞEKKİRİM. ÇÜNKÜ KEMALİST DÜŞÜNCEYLE YETİŞTİRDİN BENİ. KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ EVDE DEVAMLI KURTULUŞ SAVAŞI ANILARIYLA BÜYÜDÜM. VE O ZAMANDAN BERİ YABANCILARDAN NEFRET ETTİM. BABA, BİZ TÜRKİYE'NİN 2.KURTULUŞ SAVAŞÇILARIYIZ ELBETTE Kİ HAPİSLERE ATILACAĞIZ, KURŞUNLANACAĞIZ DA, TIPKI 1.KURTULUŞ SAVAŞI'NDA OLDUĞU GİBİ. AMA BU TOPRAKLARI YABANCILARA BIRAKMAYACAĞIZ. VE BİR GÜN MUTLAKA YENECEĞİZ ONLARI.
DÜŞÜN BABA, BUGÜN HÜKÜMET, İŞİNİ, GÜCÜNÜ, BIRAKMIŞ BİZİMLE UĞRAŞIYOR ÇÜNKÜ BİZDEN BAŞKA GERÇEK MUHALEFET KALMAMIŞ DURUM
TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞINDAN BAŞKA BİR ŞEY İSTEMEDİK VE BU SEBEPLE AMERİKAN EMPERYALİZMİNE VE İŞBİRLİKÇİLERİNE KARŞI MÜCADELE VERDİK. BUNDAN DOLAYI ÖLÜMDEN KORKMUYORUZ. ONU ANCAK İŞBİRLİKÇİLER DÜŞÜNSÜN VE ANCAK ONLAR KENDİ CANININ TELÂŞINA DÜŞSÜNLER VE BEN 24 YAŞINDAYKEN KENDİMİ TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞINA, ARMAĞAN ETMEKTEN ONUR DUYUYORUM. BAĞIMSIZLIK DÜŞÜNCESİNİ MEZARA KADAR GÖTÜRECEĞİZ. (DENİZ GEZMİŞ)
DENİZ GEZMİŞ: YAŞASIN TÜRKİYE HALKININ BAĞIMSIZLIĞI, YAŞASIN MARKSİZM-LENİNİZMİN YÜCE İDEOLOJİSİ. YAŞASIN TÜRK VE KÜRT HALKLARININ BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ. KAHROLSUN EMPERYALİZM.
BAĞIMSIZ TÜRKİYE , GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE VE HALKA DÖNÜK ÜNİVERSİTE(DENİZ GEZMİŞ)
POLİS YUVAMIZ TERKEDENE KADAR MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ. ZAFER BİZİMDİR. YETER Kİ, SİZLER İNANÇLI OLARAK MÜCADELENİZE DEVAM EDİN ASLAN KARDEŞLERİM. EYLEMİMİZ TAM BAĞIMSIZ VE GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE MÜCADELESİNİN BİR PARÇASIDIR. DEMOKRATİK ÜNİVERSİTENİN GERCEKLEŞTİRİLMESİ İÇİN GİRİŞTİĞİMİZ MÜCADELEDE HALKIMIZIN MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM MÜCADELESİNDEN AYRILAMAZ. ÖĞRETİM ÜYELERİNİN DAVRANIŞLARI BİZ GENÇLİĞİN SİNDİRME YOLUNDA BİR ADIMDIR. BUNA KARŞI SONUNA KADAR DİRENMEMİZ GEREKİR. SAVAŞIMIZ SENATO VE ARKASINDAKİ EMPERYALİZM VE İŞBİRLİKÇİLERİ İLEDİR. TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞI İÇİNDİR. BİZ AMERİKAN EMPERYALİZMİNE VE ONUN İŞBİRLİKÇİLERİNE KARŞI SOKAK, MEYDAN VE ÜNİVERSİTELERDE SONUNA KADAR TAM BAĞIMSIZ VE GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN SONUNA KADAR DÖVÜŞECEĞİZ(DENİZ GEZMİŞ)
DENİZ GEZMİŞ: HALKA DÖNÜK 1961 ANAYASASI ELBİSE DEĞİŞTİRİLİR GİBİ DEĞİŞTİRİLMİŞ, BUNUNLA DA YETİNMEYEREK HALKIMIZA,ANAYASAMIZCA TANINAN HAKLARI TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAK İÇİN YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİLDİ, SIKI YÖNETİM MAHKEMELERİNDE MİT AJANLARINA MAHKEMELERİN TEMSİLCİSİ GÖRÜNTÜSÜ VERİLMEK İSTENMİŞ VE ANARŞİST DEYİMİYLE DEVRİMCİLERİN KATLİNE GİDİLMİŞ AYNI NEDENLERLE SİYASİ CİNAYETLER İŞLENMİŞTİR.
✴️ETİKETLER: #denizgezmiş #denizgezmiş #denizgezmişsavunma #denizgezmişramiz #denizgezmişş #denizgezmişsıfırbir #denizgezmişsavunması #denizgezmişruhunşadolsun🙏 #denizgezmiştürkiyedir #denizgezmiştenatatürkedevrimsözü #denizgezmiştalus #denizgezmiştir #denizgezmişüçarkadaş #denizgezmişunutulmaz #denizgezmişreddiye #denizgezmişruhu #denizgezmişunutulmayacak #denizgezmişölümsüzdür🙏✌✌❤❤ #denizgezmişo #denizgezmişölümsüzdür✌ #deni̇zgezmi̇şölümsüzdür #denizgezmişölmedi #denizgezmişonurumuzdur #denizgezmişölümsüzdür🙏 #denizgezmişölümsüzdürrr #denizgezmişr #denizgezmişölumsüzdür #denizgezmişölümsüzdürr #denizgezmişp #denizgezmisparki #denizgezmişparkası #denizgezmişpark #denizgezmisparkı #denizgezmişunutmadık #denizgezmişunutmadıkunutturmayız #denizgezmişnicesenelere #denizgezmis69yasinda #denizgezmiş43 #denizgezmiş45senedir25yaşında #denizgezmiş5mayıs1972 #denizgezmis68yasinda #denizgezmiş67yaşında #denizgezmis69yasında #denizgezmis24yasında #denizgezmis68yaşında #denizgezmiş75yaşında #denizgezmis75yasında #denizgezmis73yasında #denizgezmiş75 #denizgezmis70yasinda #denizgezmiş27şubat1947 #denizgezmiş28şubat1947 #denizgezmişvakfı #denizgezmişyusufaslanhüseyininanölümsüzdür #denizgezmişvearkadaşları #denizgezmişveyoldaşlarıölümsüzdür #denizgezmişv #denizgezmişveyoldaşları #denizgezmişyusufaslanhüseyini̇nan #denizgezmisyusufaslanvehüseyininanölümsüzdür #denizgezmisyusufaslanhuseyininan
#deniz gezmis#hüseyin inan#yusuf aslan#anlamlı sözler#tek yol devrim#türkiye komünist partisi#sscb#sovyetler birliği
2 notes
·
View notes
Text
Felsefenin “Doğulusu” ve “Batılısı”
✍🏻 Prof. Dr. Doğan Göçmen
Modern felsefeyi “Batı felsefesi” diye itinayla “Doğu felsefesi” olarak adlandırılan felsefeden ayrı ele alma eğilimi çok yaygındır. Sanki bu iki felsefe özü itibarıyla birbirinden tamamıyla farklıymış gibi alınıyor sıklıkla. Oysa örneğin Kant’ın dikkat çektiği gibi ta en başından beri felsefe tektir.
Kant, felsefe bizi gerçeğe götürmesi için başvurduğumuz bilimdir, diyor. Bu bakımdan tektir. Ama gerçeğe nasıl ulaşabileceğimiz konusunda felsefe çerçevesinde yapılan felsefe denemeleri çoktur ve çok olmak zorundadır. Bir özgürlük bilimi olarak felsefenin diyalektik özünde vardır bu, yani bir olmasına rağmen çokluğu mümkün kılmasında.
Birbirinden tamamen farklı dönemlerde vücuda gelmiş felsefi oluşumlar arasında bile özü itibarıyla bu bakımdan özdeşlik vardır. İslami inancın yaygın olduğu coğrafyada oluşan felsefe de özgürlük felsefesidir. Öz, kendisini en çok erkekte gösterir. Etekte ontolojik bakımdan potansiyel, yani mümkün olan açığa çıkar.
Bazen “İslam felsefesi” denen felsefi oluşumu yüzyıllarca oluşturan filozoflar işe girişirken felsefenin davasını, yani insanlığın yeryüzündeki özgürlük ve ahlaklılık meselesini kendilerinden önce doruk noktasına taşımış olan antik Yunan felsefesini alımlamaktan, üstlenmekten hiç çekinmediler.
Başka türlü de olamazdı. Tüm filozoflar bir cumhuriyetin, filozoflar cumhuriyetinin üyeleridir. Hangi dilde, kültürde, tarihsel dönemde, inanç çağrafyasında ve dünyasında olursa olsun; filozofların hepsi “filozoflar cumhuriyetinin” yurttaşlarıdır. İslam felsefesini oluşturan filozoflar örneğin Aristoteles’i “ilk öğretmen” olarak tanımlamaktan da geri durmamışlardır. Hepimizin hayran olduğu İbni Haldun, Aristoteles’ten “filozof” olarak bahseder.
Düşünsel miras, sizden önce onu kimler doruk noktasına taşınmışsa, kim olduklarına bakmadan, oradan devralınır ve sürdürülür. İslam filozofları da veya genel olarak doğu dünyasının filozofları da böyle yaptı ve doğru yaptı. Doğu ve Batı aynı dünyanın iki coğrafyasıdır. Doğu ve Batı felsefeleri bir ve aynı felsefenin farklı görünüm halleridir.
Doğu’nun ve Batı’nın özü itibarıyla farklı dünyalar olduklarına dair bakış bizzat Batılı emperyalistler tarafından uydurulmuş ve onların Doğulu işbirlikçileri tarafından Doğu’da yayılmıştır. Amaç insanlığı parçalamaktır, zihinlere makas atarak bütünün görülmesini engellenmektir.
Bugün bu iki dünyanın birbirinden ayrı olduğuna dair zihinlerde oluşan makas böyle oluşmuştur. Zaten Batılılar da kendi modern felsefelerini oluştururken hiç gocunmadan Doğulu filozofları alımlamış, devralıp sürdürmüşlerdir. Filozofların yurdu da bundan böyle tüm dünyadır.
Prof. Dr. Doğan Göçmen
0 notes
Text
Gürhan Akdoğan: "Türkiye'nin yanında olmak yerine terörü destekliyorlar"
https://pazaryerigundem.com/haber/189542/gurhan-akdogan-turkiyenin-yaninda-olmak-yerine-teroru-destekliyorlar/
Gürhan Akdoğan: "Türkiye'nin yanında olmak yerine terörü destekliyorlar"
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, “Terörü yapanlar ne için yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Terör karşısında atılması gereken adımların ne olduğu açıkça biliniyor olmasına rağmen; birçok emperyalist ülke ve onların içerideki işbirlikçileri, terörle mücadele konusunda Türkiye’nin yanında olmak yerine terörü destekliyor ve besliyorlar” dedi.
BURSA (İGFA) – Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Akdoğan, Yıllardır emperyalizmin maşası olarak ülkemizi terörle uğraştıran elli bine yakın insanımızın katline ve ülkemizin milyarlarca dolar kaynağının yok edilmesine neden olan yakalandı��ında ve ilk sorgulamalarında yabancılar tarafından kullanıldığını itiraf eden terörist başının Gazi meclisin çatısı altında konuşturulmasını önermek akıl tutulmasının dışında siyaset kurumundaki bazılarının kişisel varlıklarını devam ettirmek üzere nerelere savrulduğunun da bir göstergesidir.” ifadelerini kullanarak açıklamasına şöyle devam etti:
Dünyanın neresinde görülmüştür ki bir devlet bir teröristle anlaşıp mecliste konuşması sağlanmıştır. Bize demokrasi dersi veren ABD ve AB’nin emperyal devletleri İşid lideri Ebubekir el -Bağdadi, El kaide lideri Usame Bin Ladin ve Boko Haram lideri Muhammed Yusuf ile görüşüp meclislerine terörü sonlandırmak üzere davet ettiler mi?
Hatırlayalım; yakın tarihimizde; 21 Ekim 2007’de Dağlıca Baskınında 12 şehit, 5 Ekim 2008’de Şemdinli Aktütün karakolu baskınında 22 şehit, 20 Temmuz 2010’da Çukurca’da 7 şehit, Hatay İskenderun şehir merkezinde askeri birliğe roket artarla saldırı düzenleyip 6 şehit verdiğimiz, Gerilere gittiğimizde bu kansız şerefsiz örgütün Suruç ta, Hakkâri’de, Şemdinli’de, Çukurca’da, Aktütün jandarma karakolunda, Dağlıca da Hatay İskenderun’da, İstanbul Veznecilerde, Ankara Kızılay meydanında, Bursa’da Ulucami’de daha nice yerlerde katliamlar yaptığını, nice yaşamları yok ettiğini unutmayalım. Bir güneşli pazar günü her şeyden ve yaşamlarını kaybedeceklerinden habersiz 3 aile, Yusuf Meydan ve 9 yaşındaki kızı Ecrin, Âdem Topkara ve eşi Elif ile Öğretmen Arzu Özsoy ve 16 yaşındaki kızı Yağmur İstiklal de gezintiye çıkmışlar, okulların tatil olduğu bugünde mütevazi yaşamlarına uygun, belki biraz alışveriş yapıp, biraz hava alıp, bir şeyler yiyip evlerine döneceklerdi. Bir anda yaşamdan koparıldılar. Daha niceleri, dün terörist başının Mecliste konuşma yapması çağrısının üzerinden daha 24 saat geçmeden Ankara’nın göbeğinde TUSAŞ eli kanlı teröristlerin hedefindeydi. Beş şehit verdik. Türkiye’deki terörün rastlantı olmadığını ve bu terörün arkasında ciddi bir projenin var olduğunu tekrar değerlendirdim. Terörü yapanlar ne için yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Terör karşısında atılması gereken adımların ne olduğu açıkça biliniyor olmasına rağmen; birçok emperyalist ülke ve onların içerideki işbirlikçileri, terörle mücadele konusunda Türkiye’nin yanında olmak yerine terörü destekliyor ve besliyorlar.
Anadolu’da binlerce yıldır birlikte yaşadığımız insanlarımız arasında kin ve nefret tohumlarını eken, birlikteliğimizi ve barışımızı bozmaya çalışan, Lozan’ı kaldırıp Sevr-i yeniden hortlatma girişimleri arzusunda olanların farkındayız. Ulus Devlet, Üniter Devlet, Laik Cumhuriyet, Atatürk Türkiye’sinin kuruluşunun temel değerleri ve yapı taşlarıdır. Demokrasimiz bu üçlü temelden aldığı güçle beslenmekte ve geliştirmektedir. Dünyada eşi benzeri olmayan insana, onun kültürüne, kimliğine, kökenine, dinine ve inancına koşulsuz saygıyı esas alan Çağdaş Türkiye modeli 103 yıl önce yeşertilmiştir ve bu üç özgün dengeden güç alarak egemenliğini sürdürmektedir.
Ancak bilinmelidir ki ulusal bütünlüğümüze zarar verecek eylem ve söylemlere başvuranlar bu amaçlarına hiçbir zaman ulaşamayacaklardır. Türk toplumu farklı siyasal yapıları, çeşitli kökenleri temsil etse de bu amaca hizmet eden dış güçlere ve içteki işbirlikçilere karşı yakın tarihimizde de olduğu gibi birleşerek, ülkemizin barışı ve huzuru için birlikte mücadele etmeye hazırdır.
Bir yandan, çökertilmiş eğitimle cehalet, üretim fukarası ve kriz bağımlısı ekonomi ile yoksulluk batağında milleti soluksuz, sessiz bırakma politikaları,
Bir yandan, “Darbe anayasasından kurtulma” tatlandırıcısı ile yutturulmaya çalışılan “Yeni (aslında 103 yıl eski) Anayasa” çalışmaları,
Bir yandan, demografik yapımızı tarumar eden, sayıları 10 milyonu çoktan aşmış ne idükleri belli sığınmacı kılıklı yığınlara yeni milyonlar ekleme girişimleri,
Bir yandan, devşirilmiş medyaya köpürttürülen “İsrail bize saldıracak” tehdidine dayalı “Cumhurbaşkanımız etrafında kenetlenelim” çağrıları,
Bir yandan, kimi siyasilere söyletilip bazı yetkililerce sahiplenilen ve birilerinin de ayağının tozuyla katılıverdiği “Anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirelim” aymazlığı,
Bir yandan da Cumhuriyetimizin 101. yılını kutladığımız günlerde “Terörist başı mecliste konuşsun” demeye kadar varan akıl tutulmaları…
Hepsi, Batı emperyalizminin 100 yıldır milim sapmadan izlediği “Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni güdümünde Orta Doğu Tipi bir Din Devleti’ne dönüştürerek bölme” ham hayaliyle günümüz Sevr’i olarak gündeme soktuğu, Üniter Ulus Devletimizi yok etme amacı haritası ile sabit BOP’a hizmet eden “gaflet ve dalâlet…” adımlarıdır.
Atatürkçü Düşünce Derneği, adını taşıdığı Büyük Atatürk’ten ve devrim şehidi kurucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy’dan aldığı görev talimatı ve varlık nedeni gereği demokratik ve hukuki tüm haklarını kullanarak BOP’a geçit vermemek için olanca gücüyle mücadele etmek, emperyalizmi ve işbirlikçilerini yine hüsrana uğratmak azim ve kararındadır.
Bütün antiemperyalist, yurtsever, Atatürkçü kurum ve kuruluşlarımızı, Demokratik Kitle Örgütlerimizi, Siyasi Partilerimizi ve değerli yurttaşlarımızı bu Müdafaa-i Hukuk mücadelemize katılmaya çağırıyoruz.
“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Parolamız tektir ve değişmez, YA İSTİKLÂL, YA ÖLÜM!”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
1 note
·
View note
Text
Türkiye çözüm istiyor mu? - Şener Elcil
Kıbrıs sorununu çözümsüz bırakarak, var olan bölünmüşlüğü devam ettirerek, adamızın kuzeyini rant alanına dönüştüren Türkiye yetkilileri ve onların buradaki işbirlikçileri, var güçleri ile çalışmaya devam etmektedirler. Annan Planı referandumu öncesi, Avrupa Birliği‘ne üyelik sürecini altın tepsi içinde Kıbrıslı Rumlara sunan bu anlayış, nasıl ki Kopenhag’da Kıbrıslı Türkleri devre dışı…
View On WordPress
0 notes