#hasan cemal
Explore tagged Tumblr posts
Text
Karaladık😬
#Ahmed Arif#Nilgün Marmara#Ahmet Erhan#Nazım Hikmet#Didem Madak#Cemal Süreya#Turgut Uyar#Edip Cansever#İlhan Berk#Ümit Yaşar Oğuzcan#Behçet Necatigil#Aşık Veysel#Pablo Neruda#Özdemir Asaf#Adnan Yücel#Attila İlhan#Ahmet Telli#Hasan Hüseyin Korkmazgil
1 note
·
View note
Text
"Gözlerini Cemal Süreya yazsın...
Saçlarını Rıfat Ilgaz...
Endamını Hasan Hüseyin yazsın...
Masumiyetini Sunay Akın...
Dudakların Edip Cansever'den...
Hasretin Nazım Hikmet'ten...
Sevdan Ahmet Arif'ten ;
Okuyanın ben olayım , yaşayanın da ben ..."
NAZIM ONBAŞI
#nazimonbasi#cemal süreya#rıfat ılgaz#hasan huseyin#sunay akın#edip cansever#nazim hikmet#ahmet arif#kitap alintilari#kitap sözü
1 note
·
View note
Text
Cemal Saygın'dan personele 'kadro' teklifi: "Grup sever misin?"
Cemal Saygın��dan personele ‘kadro’ teklifi: “Grup sever misin?”
Kariyer basamaklarını uçarak çıkan Saygın’dan üniversite personeline ‘kadro’ karşılığında seks teklifi: “Grup sever misin? Açık ol, ben ensest de denedim!” 📌2018’de temizlik işçisi olan Cemal Saygın, 2020’de öğretim üyesi, 2022’de de Özel Kalem Müdürü yapıldı. Ömer Halisdemir Üniversitesi rektörü Hasan Uslu’nun, 2022’de Özel Kalem Müdürü olarak atadığı Cemal Saygın’ın cinsel istismar…
View On WordPress
0 notes
Text
BÖYLEDE ŞİİR YAZILIR MI....
HESAPLAR BENDEN
Usta bana iki yürek arası
Biraz sevda sarıver
Ama, içinde acı olmasın.
Sosunu da mutluluktan sürüver
Tadı damağımda kalsın.
Yanına bir şişe de şarap aç
İstemem çerez falan
Mezesi şiir olsun.
Aşk Cemal Süreya ’dan
Özgürlük Nazım ’dan olsun.
Savursun küfürleri Can Baba
Kötülerin gelmişine geçmişine..
Ataol Behramoğlu
"Ne çok hain var" desin bu ülkede.
Ve Orhan Veli,
İstanbul ’u anlatsın bize
Gözleri kapalı ..
Özdemir Asaf ’ı da unutma ha..
Anahtar onda.
Sonra kalırız dışarda.
Şükrü Erbaş’ı, Abbas Sayar’ı
Rıfat Ilgaz’ı ,Ahmet Arif ’i
Hele de
Hasan Hüseyin,
Olmazsa olmazıdır
Kavganın direnişin.
Sevdiğim bütün şairleri istiyorum
Bu gece.
İçelim birlikte şiirin şerefine
İşte o demde,
Değmeyin benim keyfime.
Ve en güzel şarkılar,
Eşlik etsin arka fondan
İçinde ayrılık hasret olmayan.
Gel otur yanıma usta
Yalnız gitmez bu meret
Kendine de söylemeyi unutma
Kafamız güzel olunca,
Güler ağlarız birlikte.
Bitince gece,
Sızarız bir köşede.
Ama itiraz istemem
Bütün hesaplar benden...
Melahat çetinkaya
youtube
youtube
youtube
youtube
youtube
Sizlerde eklerseniz sevdiğiniz şarkilardan çok sevinirim 🙏🐸
youtube
50 notes
·
View notes
Text
YİNE ŞİİR
Bir kitapta anlatabileceklerini, bir sayfa da anlata bilmektir şiir.
Çocuk işçileri paslı tulumu nu, karnını doyurması na yetmeyen haftalığını, su sızdıran ayakkabısını, bir sayfa da anlatabilmektir.
Çocuklardan sorumlu kadın bakan ın "bir kereden bir şey olmaz diyecek kadar koruduğu çocukları, üç beş satırla ifade edebilmektir şiir.
Her gün sokaklarda, psikopatlarca doğranan kadının acılarını, bir sayfa da ifade etmektir.
Yargının, yasaların, karakolun korumadığı, korumak istemediği kadını, kaleme almaktır şiir.
Yokluğu, yoksulluğu, yolsuzluğu bir sayfaya
sığdırmak, sığdırabilmektir şiir.
Bir ömür canla, başla, gece, gündüz demeden çalışan emeklinin, maaşı nın kirasını karşılamadığı emekliyi, ifade etmektir.
Üniversite yi bitirip, iş bulamayan, ya da angarya
işlere mecbur kalan gençliğin acılarını, kaleme almaktır şiir.
Direnmektir, öfke dir, özgürlük kavgasından kopmamak, umudu onuru teslim etmemektir şiir.
Evet;
Sandığımızdan çok daha fazlasıdır şiir.
Şiiri olmayan halkların, şafakları sökmez bilin istedim.
Şiirleri olmayanların, Pir Sultanları, Nazımları, Ahmed ARİFLERİ, Can YÜCEL LERİ, Cemal SÜREYYA ları, Orhan VELİ leri, Hasan HÜSEYİN leri yok demektir.
Şiire, türküye, zılgıtlara, şafaklara özgürlüğe ve
teslim olmayanlara, selam olsun...
H GEMİCİ
5 notes
·
View notes
Text
Gözlerini Cemal Süreya yazsın..
Saçlarını Rıfat Ilgaz..
Endamını Hasan Hüseyin yazsın..
Masumiyetini Sunay Akın..
Dudakların Edip Cansever'den..
Hasretin Nazım Hikmet'ten..
Sevdan Ahmet Arif'ten;
Okuyanın ben olayım,
yaşayanın da ben....
🖤
#şiirsokakta#aşk acıtır#cemal süreya#youtube#şiirheryerde#ahmet arif#nazim hikmet#edip cansever#Rıfat Ilgaz#Sunay Akın#yılmaz odabaşı
9 notes
·
View notes
Text
"Gözlerini Cemal Süreya yazsın..!
Saçlarını Rıfat Ilgaz..!
Endamını Hasan Hüseyin yazsın..!
Masumiyetini Sunay Akın...!!
Dudakların Edip Cansever'den..!
Hasretin Nazım Hikmet'ten.!
Sevdan Ahmed Arif'ten...
Okuyanın ben olayım...!
Yaşayanın da ben..."
Gece ye.
💫Huzurla💫
12 notes
·
View notes
Text
"Arada bir"
Usta bana iki yürek arası
Biraz sevda sarıver
Ama, içinde acı olmasın.
Sosunu da mutluluktan sürüver
Tadı damağımda kalsın.
Yanına bir şişe de şarap aç
İstemem çerez falan
Mezesi şiir olsun.
Aşk Cemal Süreya ’dan
Özgürlük Nazım ’dan olsun.
Savursun küfürleri Can Baba
Kötülerin gelmişine geçmişine..
Ataol Behramoğlu
"Ne çok hain var" desin bu ülkede.
Ve Orhan Veli,
İstanbul ’u anlatsın bize
Gözleri kapalı ..
Özdemir Asaf ’ı da unutma ha..
Anahtar onda.
Sonra kalırız dışarda.
Şükrü Erbaş’ı, Abbas Sayar’ı
Rıfat Ilgaz’ı ,Ahmet Arif ’i
Hele de
Hasan Hüseyin,
Olmazsa olmazıdır
Kavganın direnişin.
Sevdiğim bütün şairleri istiyorum
Bu gece.
İçelim birlikte şiirin şerefine
İşte o demde,
Değmeyin benim keyfime.
Ve en güzel şarkılar,
Eşlik etsin arka fondan
İçinde ayrılık hasret olmayan.
Gel otur yanıma usta
Yalnız gitmez bu meret
Kendine de söylemeyi unutma
Kafamız güzel olunca,
Güler ağlarız birlikte.
Bitince gece,
Sızarız bir köşede.
Ama itiraz istemem
Bütün hesaplar benden..
"MELAHAT ÇETİNKAYA"
14 notes
·
View notes
Text
‘Şairlere iyi davranınız/ şairler ince ruhludurlar/ en ufak şeyden kırılırlar/ kabalıktan kaçınınız./../ şairleri ağlatmayınız’ diyor bir şiirinde İzzet Yaşar. Ben de şairlerin hoşgörüsüne sığınarak onları bir kez daha tanımlamak istedim. Affola! Ece Ayhan: Hüzün bölücü yasaucu bandonun sebebi, şiirimiz içerikral yetiştirdi abiler. Ver ellerini öpeceğiz! İlhan Berk: Giritli bir denizkızının haşarı şair oğlu. Refik Durbaş: Akşam simidinin üstünden dökülen sıcak susam. Tarık Günersel: Dize mayını. Testerejen! Can Yücel: Rakı Genel Kurmay Başkanı. Sakalı bile su ile beyazlamış. Öldüğü zaman, her meyhaneye bir kılı bırakılacakmış. Vay benim peygamber amcam! Edip Cansever: Tülbentlerden süzülen eflatun şua. Attilâ İlhan: Edip git başımdan sen bana göre değilsin! Nâzım Hikmet: Atlantis’in ulusal kütüphanesinde kitabı bulunan tek ‘Türk’ şair. Enver Gökçe: İşteş fiilin mucidi. Melih Cevdet Anday: ‘Sokaktaki Adam’ın poetik tanımı. Mehmet Akif Ersoy: Sihirbaz tarihin festen çıkarttığı şair. Ataol Behramoğlu: Karanfil Bakanı. Necip Fazıl Kısakürek: Emniyet kemerlerinizi bağlayınız! Behçet Necatigil: Külrengi bayramı. Erdal Alova: Meziyet adası. İsmet Özel: Lam islenir, sol’dan sağ’a tek ve bir! Lâl olsun sana kinim! Hasan Hüseyin: Beni küçüksemek kurtuluş mu? Turgut Uyar: Griden emekli. Ümit Yaşar: İlköğretmenlerimiz bugün fişlerimizi dağıttı. Öğreneceğimiz ilk hece: Aşk! Hilmi Yavuz: Bu çorbanın tuzu var, dağlarımda kuzu var, kim korkar hain Ekhidna’dan, şiirimizin yavuzu var. Orhan Alkaya: Tay Tanrısı’yla İstiridye Tanrıçası’ndan olma muzır prens. Türkân İldeniz: Ay Sokağı’nda bıçaklanmışım bir buluğ vakti. Sepetimde kokinalar, saçlarımda bir lir şıngırtısı. Sait Faik: Mavi gözlü martıların intihar ettiği adalarda, ben de yalnızlığa teşebbüs ettim. Özdemir İnce: Özlem hemoglobini. Fikret Hakan: Karakter şairi! Lale Müldür: Hüzün burcundandır diyorlar, o bir noel anne! Engin Turgut: Şeytan pabucu. Celal Sılay: Hatıra artıklarıyla tırmandığımız o bal yokuşun hem başını hem de sonunu şimdi, bebek mezarlığı yaptılar. Nilgün Marmara: Şoför bey! Müsait bir yerde intihar edebilir miyim? Nil’de gün ansızın battı. Sunay Akın: Yaşlı niyetçinin tavşanının gözbebeği. Z, T’dir kimi. Memed Kemal: İsmin bahar hâli. Ahmet Haşim: İnce saz heyetinden bir ricam olacak: Hanende Melek’i çalsınlar ve ömrüm ilelebet tüllere sarılı kalsın! Oktay Tuncer: Ne tutar mutluluğun maliyeti acaba? Gitar çalsın Tom Sawyer ve ağlamasın artık Oliver. Özdemir Asaf: Son nefeste hüzzam, son nefeste kırık kontrbas hüznü. Bülent Ecevit: Bir kadının gerdanından kopup dökülen kolyenin, kadife üzerindeki pıtırtısı. Orhan Veli: ‘Ozan Tabakası’ delinmiş, merak etmeyin. O, bir sabah erkenden nasılsa sessizce gelir, sessizce diker ve yine sessizce gider. Yahya Kemal: Hayret bişi yav! Ahmet Telli: Bu kent, başlı başına bir atlıkarınca. Çıplak bir delikanlının giysilerini kokuyor. Tuğrul Tanyol: O genelev koridorlarından geçerken, hep ağlayan yaşlı bir kadının sesini işitirdik ve o gecelerde hiçbirimiz şarap içmezdi. Gecenin memesinden mor sütler sağardık. Cemal Süreya: Sıcak gecelerde suyun aynaya düşen tavrı. Neyzen Tevfik: Öldüğünde ruhu katılaşıp iri bir penise dönüşmüş. Oh olsun vagina suratlılara! Zühtü Bayar: Bu kar taneleri nedense, hep ofsayta düşüyor senin avuçlarında. Adnan Özer: Akıl anaforu ve sis yayınevi. B. Rahmi Eyüboğlu: İnsan Mahallesi’nin tek muhtar adayı. Sami Baydar: Bizim umutlarımıza ta anaokulundayken tecavüz edilmiştir saygı değer ibne amcalarım! Ercüment Behzat Lav: İdare lambasının ışığına engel ellerimiz, duvarlara hep bir ağlayan palyaço gölgesi olarak vururdu. Akgün Akova: Adresi: Beşdakikadelikanlı Caddesi, Ayıpettin Sokak, Canımıye Apartımanı, Bilmemkaç/Bilmemkaç Şenköy-İstila, Bul. Oğuzhan Akay: İpin üstünde, dilin üstünde değil de altında yürüyen cambaz. İzzet Yaşar: Mücadele Üniversitesi Dekanı. Pir Sultan Abdal: Sehpadan çağlayan yüzüyle, geceleri yurdumu kuran güven kimyası. Yaşar Miraç: Kahverengi ve mukaddes, ılık ve nasırlı, sol anahtarı. Cevat Çapan: İyi şey. Asaf Hâlet Çelebi: Meryem Ana’nın küçük el çantasındaki fener. Cahit Sıtkı Tarancı: Kırçıl temayüllerle oynaştığımız, nâlelerden vücuda gelmiş çocuk parklarında kaybettiğim saadet ve yürekleri müşkül durumda bırakan bir ikindi yağmuru. Ahmet Erhan: Akdeniz’in can bulup ayağa kalkmış köpüğü. Ahmed Arif: Şiirimin kirvesi. Hallarını sonbaharlara yazdım. Yücelay Sal: Fareli köyün fedaisi. Savunmasını şarkı söyleyerek yapan avukat. İbrahim Osmanoğlu: Merminin lavı! Mahir Öztaş: Etten saksofon. Halim Şefik: Otopsi Sonucu: Kırmızıyla kızıl arasında üç ölü, beş ağır yaralı ve sevgide toplu kıyım. Barış Pirhasan: Sabah serinliğinde seviştiğim o tay! Bana dakikalarca kanyak içirmişti dudaklarından. Ne zaman ağlasam, onu unutamam! Veysel Çolak: Bir tıkırtının ana fikriyle acıkmış olmanın şefkatli ayrıntılarında, ama niçin kaybettik biz abilerimizi o son masum kâbus kentinde... Aytunç Altundal: Ölüm, yaşadıklarımızın tavan arasıdır yalnızca. Ve ben, sevgilimin çıplaklığının, en büyük eksikliğiyim. Salâh Birsel: Bakışlarında guguklu saat sevimliliği, gülüşünde sallanan sandalye keyfi biriktirmiş ısıcık. Nuh Ömer Çetinay: Zarafet mimarı. Krokilerini gül yaprağına çizerdi. Eray Canberk: Sen mi çaldın bisikletimi? Yıldızların öldüğünü ve kum saatlerine gömüldüğünü sen mi hatırlattın? Hoş yaptın. Turgay Fişekçi: Menzilime yüzün, mendilimin kenarına oyan kanar. Cahit Irgat: Adını harf harf Latinceye çevirince ‘ateş’ oluyor. Abdülkadir Bulut: Istırap ile mıhlanmışım korkunç yazgının rahmine, her yanım pıhtı küllerle tanımlı. Hulki Aktunç: 12 EYL. 980. Tankınızı park ettiğiniz tarih sürecinden derhâl kaldırınız. Nihat Behram: Toplum proteini. Murathan Mungan: Birbirimizin ellerini ovuyorduk. Aynı yatılı okulda okumuştuk galiba ve aynı yazlık sinemalarda çalışmış, aynı saman defterlere aynı şiirleri yazmıştık. Ben intihar etmişim, onu kırkıncı odada vurdular. Fazıl Hüsnü Dağlarca: Türkçenin miskin iklimi. Arif Damar: Küçük dolaşımdaki adı: Şair! Büyük dolaşımdaki adı: İnsan! Ülkü Tamer: Virgül’ün başına gelenler, pişmiş noktanın başına gelmedi. Ercüment Uçarı: O çağda, kulüpten caz solistini kaçırıp, bir ay boyunca ona çocuk şarkıları söyletmiştir; rica etsem acaba hatırlar mısınız? Seyhan Erözçelik: Ruh kanseri. Ontoloji servisinde yatan piri yeis. Oktay Rifat: Penceremin pervazındaki teşrinisani rüzgârı, söyle bana, geceleri ben siyah ejderhaya sarılıp uyurken niçin ağlamakta mütemadiyen kardelenler? Hüseyin Avni Dede: Güz yırtığı, mana söküğünde müteessir, altın’a batırılmış bir sırça koleksiyoncusu. Namık Kemal: Cikletten çıkmış artiz fotoğraflarında bir kanlı kardeş gördüm ve sultana gaz‘el’le sarkıntılıklar ettim. Aziz Nesin: Barışköy-Mizahtepe tramvaylarının değişmez, tonton vatmanı. Sabahattin Ali: Gözlerim ne kadar bozuk olursa olsun gözlük takamıyorum; saçlarım taralıyken utanç içindeyim; okumak, yazmak da istemiyorum. Ben büyüyünce öğretmen de olmayacağım baba! Necati Cumalı: Bir hamam rutubetinin buhurdanlardan yayıldığı loş ve güzel taşlıklarda asılı çarşafların arasında öpüştüğüm: Şiir! Yılmaz Gruda: Gönlü Kapalıçarşı, kalemi Galata Kulesi. Haydar Ergülen: İhlal seyyahı. Erol Çankaya: Bizim bırakılmışlık’Iarımızın akli dengesi bozuktur ve sevgililerimizin gözleri daima gökkuşağı rengindedir. Emirhan Oğuz: Bulutlar da, halklar da evlat edinilir. Bir kış sabahı kırdan acı çiyler içilir. İsmail Uyaroğlu: Aşk partizanı. Enver Ercan: Tophane’den Cağaloğlu’na düşen düşeş. Atılgan Bayar: O da yazdı! Yaşar Nabi Nayır: Çocuklar, cam buğuları ardından, havuzda süzülen kahverengi kuğuları seyrederken, biz, niçin nargilelerimizi ateş ve huzur ile boyardık. Metin Eloğlu: Tutku okutmanı. Bedirhan Toprak: Morgta tutulduğum ölü adamın kulağına seni okudum; siyah bir hüsn-ü yusufa dönüştü dudakları. Eğildim, hükmü kokladım. Ahmet Oktay: Kuyu kuytularında, birlikte, su tabancalarımızla kardan adamlara ne hoş pusular kurmuştuk oysa. Afşar Timuçin: İmge berberi. Kemal Özer: Sosyalizm müzesi. Nevzat Çelik: Uçan Balon, Elma’s Şekeri, Berlin Duvarı. A. Muhip Dıranas: Komşu evin perdelerinde, bir vantrilok silueti gibi titrer yetim sihir. Benim Fahriye Ablam, Sappho’ya âşıktı. Arkadaş Zekai Özger: Göç yolunu şaşırıp arkadaşlarını kaybettiği için şiirime düşen siyah leylek. Yağmur Atsız: Karışan bir yumakta buluyorum günlerimiz’in G noktasını. Turgay Kantürk: İlk yok oluşlar gibi son başlangıçlar. Akif Kurtuluş: Pusu avukatı, hayalet s’avcısı. Şükran Kurdakul: Meserret oteli. Metin Altıok: O, tek altın im! (anagram) Hüseyin Alemdar: Ortadoğu’nun lale bahçesi. Osman Olmuş: Geri kalanlar ham mı? Sina Akyol: Şiirine girerken sözcüklerdeki a’lar kibarlıktan şapkalarını çıkartırlarmış; öyle diyorlar. Karacaoğlan: Halk başkenti. S. Kudret Aksal: Sitar bestesi. Ali Asker Barut: Esmer bir gülücük bırakmışlar başucuma, ve sararmış kâğıtlara yazılı şiirini, alınyazıma dayamışlar. İskender Fikret Akdora: (büyük İskender) İhtiyarlık ile musiki arasındaki toplama işareti. Eşittir: Bir yaz gecesi, Beykoz vapurunun, serin sessiz suda bıraktığı simli iz. Güven Turan: İstikrar misyonerleri, göğüs kafeslerinde mitralyöz taşıya taşıya ölürler. Metin Üstündağ: İroni maiden! Ömer Faruk Toprak: Her gece suladığım bir çınar var bahçemde, ve diyorum ki oğula: Sakın şiir yazma! Şiirle valse kalk! Ferhan Şensoy: Doğal Şakalaşmalar Müdürü. Enis Batur: Zembereği kırık postacı. Cezmi Ersöz: Tarot destesindeki münzevi. Manastıra kalp kapatılır mı? Ramazan Üren: Yumurtanın karası. Gülseli İnal: Kuş tüyüne bilimsel masallar anlatan genç su. Orhon M. Arıburnu: İstanbul’un dublörü. Metin Celâl: Entelektüel oksijen tüpü. Merih Akoğul: Korkuluk ceketlerinin yakalarına çiçek takan delikanlı. Metin Cengiz: Yanardağ itfaiyecisi. Er değil. Gültekin Emre: Bir sineğin kirpiği. Oktay Taftalı: Sabahları kalkmak için güneş saatini kuruyormuş. Orhan Kâhyaoğlu: Yağmurun psikiatristi. Kaan İnce: Gökyüzünde sırtüstü yüzen denizatı. - küçük İskender, ^ (’Eflatun Sufleler’ kitabından...) - Görsel: Yazıda tanımlanan şairler...
#küçük İskender#Eflatun Sufleler#Şair#Şairler#Yazar#Yazarlar#Edebiyat#Şiir#Yürekbalı#Tanımlama#Tanımlamak#Tanım#Türk Edebiyatı#Türk Şiiri
40 notes
·
View notes
Text
Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı
Hürriyet‘in 100 kişilik bir ekiple seçmiş olduğu Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı sizler için listeledik. Bu kitapları alıp kütüphanenize eklemenizi tavsiye ederiz, çok değerli yazarların çok kıymetli eserleri bulunuyor bu listede. Türk edebiyatını tanımak ve anlamak adına kendinize yapacağınız en büyük iyilik bu kitapları okumak olurdu.. Lafı daha fazla uzatmadan Türk Edebiyatının en iyi 100 romanı listemize geçelim.. Listemizin Türk edebiyatı yazar-eser listesi sizin de tahmin edebileceğiniz üzere İnce Memed ile başlıyor..
Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı
İlk sıra ince memed'in oldu, ardından tutunamayanlar, saatleri ayarlama enstitüsi, huzur, kara kitap şeklinde ilerliyor.. işte Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı
1. İnce Memed - Yaşar Kemal
2. Tutunamayanlar - Oğuz Atay
3. Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar
4. Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
5. Kara Kitap - Orhan Pamuk
6. Bereketli Topraklar Üzerinde - Orhan Kemal
7. Aylak Adam - Yusuf Atılgan
8. Aşk-ı Memnu - Halit Ziya Uşaklıgil
9. Benim Adım Kırmızı - Orhan Pamuk
10. Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
11. Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
12. Sevgili Arsız Ölüm - Latife Tekin
13. Yaban - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
14. Bir Düğün Gecesi - Adalet Ağaoğlu
15. Tehlikeli Oyunlar - Oğuz Atay
16. Ölmeye Yatmak - Adalet Ağaoğlu
17. Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
18. Üç İstanbul - Mithat Cemal Kuntay
19. Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin
20. 9. Hariciye Koğuşu - Peyami Safa
21. Devlet Ana - Kemal Tahir
Puan: 59
22. Bir Gün Tek Başına - Vedat Türkali
Puan: 58
23. Hakkari'de Bir Mevsim - Ferit Edgü
Puan: 55
24. Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali
Puan: 54
25. Yenişehir'de Bir Öğle Vakti - Sevgi Soysal
Puan: 50
26. Mai ve Siyah - Halit Ziya Uşaklıgil
Puan: 46
27. Kıskanmak - Nahid Sırrı Örik
Puan: 44
28. Cevdet Bey ve Oğulları - Orhan Pamuk
Puan: 43
29. Eylül - Mehmet Rauf
Puan: 41
30. Gece - Bilge Karasu
Puan: 41
31. Fahim Bey ve Biz - Abdülhak Şinasi Hisar
Puan: 39
32. 47’liler - Füruzan
Puan: 37
33. Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
Puan: 34
34. Demirciler Çarşısı Cinayeti - Yaşar Kemal
Puan: 33
35. Yorgun Savaşçı - Kemal Tahir
Puan: 33
36. Murtaza - Orhan Kemal
Puan: 32
37. Yer Demir Gök Bakır - Yaşar Kemal
Puan: 29
38. Tuhaf Bir Kadın - Leyla Erbil
Puan: 28
39. Ağır Roman - Metin Kaçan
Puan: 26
40. Orta Direk - Yaşar Kemal
Puan: 24
41. Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana - Yaşar Kemal
Puan: 23
42. İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
Puan: 23
43. Yalnızız - Peyami Safa
Puan: 23
44. Bin Hüzünlü Haz - Hasan Ali Toptaş
Puan: 22
45. Son Adım - Ayhan Geçgin
Puan: 22
46. Yılanların Öcü - Fakir Baykurt
Puan: 22
47. Her Gece Bodrum - Selim İleri
Puan: 21
48. Sinekli Bakkal - Halide Edib Adıvar
Puan: 21
49. Sultan Hamid Düşerken - Nahid Sırrı Örik
Puan: 21
50. Serenad - Zülfü Livaneli
Puan: 20
51. Tol - Murat Uyurkulak
Puan: 20
52. Ayaşlı ve Kiracıları - Memduh Şevket Esendal
Puan: 19
53. Müşâhedat - Ahmet Midhat Efendi
Puan: 19
54. Kinyas ile Kayra - Hakan Günday
Puan: 18
55. Berci Kristin Çöp Masalları - Latife Tekin
Puan: 17
56. Denizin Çağırışı - Kemal Bilbaşar
Puan: 17
57. Kırık Hayatlar - Halid Ziya Uşaklıgil
Puan: 17
58. Kurt Kanunu - Kemal Tahir
Puan: 17
59. Medarı Maişet Motoru - Sait Faik Abasıyanık
Puan: 17
60. Odalarda - Erdal Öz
Puan:17
61. Yeşil Gece - Reşat Nuri Güntekin
Puan: 17
62. Bir Solgun Adam - Selçuk Baran
Puan: 16
63. Kurtlar Sofrası
Puan: 16
64. Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi - Ayfer Tunç
Puan: 15
65. Buzul Çağının Virüsü - Vüs’at O. Bener
Puan: 15
66. Esir Şehrin İnsanları - Kemal Tahir
Puan: 15
67. Gurbet Kuşları - Orhan Kemal
Puan: 15
68. İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit
Puan: 15
69. Mel’un - Selim İleri
Puan: 15
70. Rahmet Yolları Kesti - Kemal Tahir
Puan: 15
71. Bir Kadının Penceresinden - Oktay Rıfat
Puan: 15
72. Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı - Bilge Karasu
Puan: 14
73. Heba - Hasan Ali Toptaş
Puan: 13
74. Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk
Puan: 13
75. Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim - Nâzım Hikmet
Puan: 13
76. Çamlıca’daki Eniştemiz - Abdülhak Şinasi Hisar
Puan: 12
77. Çocukluğun Soğuk Geceleri - Tezer Özlü
Puan: 12
78. Kayıp Aranıyor - Sait Faik Abasıyanık
Puan: 12
79. Kiralık Konak - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Puan: 12
80. Eski Hastalık - Reşat Nuri Güntekin
Puan: 11
81. Mutluluk - Zülfü Livaneli
Puan: 11
82. Şimdiki Çocuklar Harika - Aziz Nesin
Puan: 10
83. Boğazkesen - Nedim Gürsel
Puan: 10
84. Karartma Geceleri - Rıfat Ilgaz
Puan: 10
85. Matmazel Noraliya’nın Koltuğu - Peyami Safa
Puan: 10
86. Sahnenin Dışındakiler - Ahmet Hamdi Tanpınar
Puan: 10
87. Yaralısın - Erdal Öz
Puan: 10
88. Yeşilçam Dedikleri Türkiye - Vedat Türkali
Puan: 10
89. Ankara - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Puan: 9
90. Araba Sevdası - Recaizade Mahmut Ekrem
Puan: 9
91. Ateş Gecesi - Reşat Nuri Güntekin
Puan: 9
92. Çılgın Gibi - Suat Derviş
Puan: 9
93. Göçmüş Kediler Bahçesi - Bilge Karasu
Puan: 9
94. Handan - Halide Edib Adıvar
Puan: 9
95. Mahur Beste - Ahmet Hamdi Tanpınar
Puan: 9
96. Şu Çılgın Türkler - Turgut Özakman
Puan: 9
97. Tütün Zamanı - Necati Cumalı
Puan: 9
98. Veda - Ayşe Kulin
Puan: 9
99. Viski - Çetin Altan
Puan: 9
100. Yalan - Tahsin Yücel
Puan: 9 Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı Siz hangi kitapları okudunuz veya önermek isterdiniz? Yorumlarda belirtmeyi unutmayınız. Telegram kanalımızı takip edebilirsiniz! Keyifli okumalar! Read the full article
#100kitap#eniyi100kitap#incememed#türkedebiyatı#türkedebiyatı4#türkedebiyatıdönemleri#türkedebiyatıeniyi100kitabı#türkedebiyatıeniyikitapları#türkedebiyatıeniyileri#türkedebiyatıisimlersözlüğü#türkedebiyatınasılyazılır#türkedebiyatıokunmasıgerekenkitaplar#türkedebiyatıpdf#türkedebiyatındailkroman#türkedebiyatındatiyatro#türkedebiyatınındönemleri#türkiyenineniyikitapları#yaşarkemal
3 notes
·
View notes
Text
Gebze Trabzonlular Derneği’nde piknik şöleni
https://pazaryerigundem.com/haber/188602/gebze-trabzonlular-derneginde-piknik-soleni/
Gebze Trabzonlular Derneği’nde piknik şöleni
Gebze Trabzonlular Derneği tarafından düzenlenen geleneksel piknik şöleni, Gebze’nin doğa harikası Hünkar Çayırı’nda coşkuyla gerçekleştirildi.
KOCAELİ (İGFA) – Trabzonlu hemşehrilerin yanı sıra protokol üyelerinin de yoğun ilgi gösterdiği etkinlik, bölgedeki Trabzonluları bir araya getiren önemli bir buluşma oldu. Piknikte, hemşehriler arasında dayanışma güçlenirken, doğal güzellikler ve güzel hava eşliğinde unutulmaz anlar yaşandı.
Etkinlikte sunuculuğu Murat Kurt üstlenirken, Karadeniz’in kültürel mirasını sahneye taşıyan Folklor Ekibi horon gösterileriyle izleyenleri büyüledi. Gün boyunca sahne alan sanatçılar Zeynep Birinci, Emre Köksal, Süleyman Kaya ve Gökhan Metin ise katılımcılara müzik dolu saatler yaşattı.
Katılımcılar, Gebze’nin gözde piknik alanlarından Hünkar Çayırı’nın doğasında bir araya gelerek hem eğlendi hem de aileleri ve dostlarıyla keyifli vakit geçirdi.
Piknik şölenine, protokol üyeleri ve yerel yöneticileri de katılarak, Trabzon kültürünü desteklediklerini gösterdi. Piknik şölenine; Gebze Belediye Başkanı ZinnurBüyükgöz’ün yanı sıra; Gebze Ticaret Odası Başkanı Abdurrahman Aslantaş, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hasan Soba,Gebze Jandarma Komutanı Üsteğmen Muharrem Poyrazoğlu, Gebze Belediye Başkan Yardımcıları Şener Akın, Muharrem Baltacıoğlu, AK Parti Gebze İlçe Başkanı Recep Kaya, CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, önceki dönem Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar, Önceki dönem Gebze Trabzonlular dernek başkanları, çok sayıda Belediye Meclis üyesi, mahalle muhtarı ve çok sayıda Trabzonlu isim katılım gösterdi
Gebze Trabzonlular Derneği Başkanı Cemal Koçyiğit, destek veren ve katılım sağlayan protokol üyelerine ve sanatçılara en içten teşekkürlerini sundu.
Bu arada piknik boyunca katılımcılara ikramlar sunuldu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Operation Nemesis was the code-name for a covert operation in 1920s to assassinate the turkish masterminds of the Armenian Genocide. The secret operation was headed by Armen Garo, Aaron Sachaklian and Shahan Natalie.
After the end of World War I, the ottoman military tribunal condemned to death the principal "young turk" leaders responsible for planning and execution of the Armenian Genocide. However at the conclusion of the trials the condemned were freed. They fled to European capitals living under assumed names. In the early 1920s, the Armenian Revolutionary Federation (ARF) at their 9th World Congress held in Yerevan approved a secret resolution called The Special Mission to punish the main perpetrators of the Armenian Genocide. Between 1920-1922 the perpetrators were located and felled by the Armenian avengers.
Berlin, March 15, 1921 – Soghomon Tehlirian assassinated principal perpetrator of the Armenian Genocide talaat pasha.
Rome, December 5, 1921 – Arshavir Shirakian killed head of the first office of the young turks saiid halim.
Berlin, April 17, 1922 – Arshavir Shirakian and Aram Yerkanian assassinated cemal azmi, who had ordered to drown 15 000 Armenian children in the sea, as well as behaeddin shakir.
Tiflis, July 22, 1922 – Petros Ter-Poghosyan and Artashes Gevorgyan killed minister of the navy djemal pasa.
May 31, 1920 – One of perpetrators of Baku Pogrom in 1918 nasib yusifbeyli was killed.
June 19, 1920 – Aram Yerkanian assassinated former prime minister of azerbaijan fatali khan khoyski.
Tiflis, July 19, 1920 – Aram Yerkanyan killed hasan bey aghayev, one of the main figures accountable for the massacres of Shushi and Baku Armenians.
July 18, 1921 – Misak Torlakian assassinated behbud khan javanshir, minister of internal affairs of azerbaijan.
enver had fled to Central Asia from Germany. He was assassinated by Armenian Commander of Red Army Hakob Melkumov in Tajikistan in 1922.
Soghomon Tehlirian (1896-1960) is rightly considered to be the most famous figure in the special operational group (operation “Nemesis”) and may be considered as a symbol of Armenian revenge. This is due not only to the fact that his target was that most famous criminal, talat, but also because his trial was widely publicised.
Tehlirian was tried for murder, but was eventually acquitted by the twelve-man jury. The trial examined not only Tehlirian’s actions but also Tehlirian’s conviction that talaat was the main author of the Armenian deportation and mass killings.
The defense attorneys made no attempt to deny the fact that Tehlirian had killed a man, and instead focused on the influence of the Armenian Genocide on Tehlirian’s mental state. Tehlirian claimed during the trial that he had been present in Erzincan in 1915 and had been deported along with his family and personally witnessed their murder. When asked by the judge if he felt any sort of guilt, Tehlirian remarked, “I do not consider myself guilty because my conscience is clear…I have killed a man. But I am not a murderer.”
*In 2023, azerbaijan having completed the long-planned ethnic cleansing of Artsakh by forcing out Armenians, the indigenous population with a history of over 3000 years, named one of the central streets of Stepanakert (the capital) "in honor of enver pasha," - one of the orchestrators of the Armenian Genocide. Now let's imagine how the world would react if someone, anyone dared to "honor" hitler in such a way. Why? Aren't Armenians as much "human" as Jews? Aren't we worthy of the world's attention and of its empathy?
[further reading] [2]
do you want to know how one combats the venomous deafness of the world in the face of genocide? read about operation "nemesis"
1K notes
·
View notes
Text
Buca İlçe Emniyet Müdürü Hasan ağa Bahçesine Yaz Tedbirleri
Buca İlçe Emniyet Müdürü Cemal Cihan, İzmir'in en büyük parklarından biri olan Hasanağa Bahçesi'nde vatandaşların huzuru ve güvenliği için sıkılaştırılmış yaz tedbirlerinin uygulanmaya başladığını duyurdu Buca İlçe Emniyet Müdürü Cemal Cihan, İzmir'in en büyük parklarından biri olan Hasanağa Bahçesi'nde vatandaşların huzuru ve güvenliği için sıkılaştırılmış yaz tedbirlerinin uygulanmaya başladığını duyurdu. Rahatsızlık yaratan kişilerle ilgili hızlı aksiyon alınacağının uyarısını yapan Cihan, "96.000 metrekare alanı ile İzmir'in en büyük parklarından biri olan Hasanağa Parkı'nda yürüyüş yapan ve dinlenen vatandaşlarımızın huzuru için yaz tedbirlerimiz başlamış bulunmaktadır. Rahatsız eden kişilere ilgili maddelerden idari para cezası yazılacaktır. Önemle duyurulur..." ifadelerini kullandı. Hasan Ağa Bahçesi Hakkında Bilinmeyenler https://www.youtube.com/watch?v=4WC-p7jCQPI Buca'da Ağaç Katliamı
Read the full article
0 notes
Video
youtube
Bağa Girdim - Nazifede Hanım - Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Tekirdağ -... Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/EbiZE14VoCA Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Bağa Girdim - Nazifede Hanım - Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Tekirdağ - Şarköy Düğünü) KAYNAK: Mustafa Karaer DERLEYEN: Yücel Paşmakçı YÖRE: Şarköy Bm A ) Bağa girdim bağ budanmış, ) E Bm ) *2 Bağa bülbül dadanmış ) F#m A ) On beş yaşında Nazife de hanım, ) E Bm )*2 Kimlere aldanmış ) Bm A ) Çıktım Şarköy'ün başına, ) E Bm ) *2 Sıra sıra zeytinler ) F#m A ) On beş yaşında Nazife de hanıma, ) E Bm )*2 Yazık ettiler ) Bm A ) O tepeden bu tepeye, ) E Bm ) *2 Oyun olur mu ) F#m A ) On beş yaşında Nazife de hanıma, ) E Bm )*2 Doyum olur mu ) İl İl Türkülerimiz Tekirdağ Bahçalarda Börülce Soner Özbilen 03:36 İnce Giyerim İnce Rüstem Avcı 03:37 Bağya Gider Al Topuklu Nazike'm Ümit Tokcan 04:21 Bağya Girdim Bağ Budanmış Rüstem Avcı 02:36 Drama'nın İçinde Yaparlar Pazar Rüstem Avcı 03:04 Bakkallar Satıyor Karaca Üzüm Fatma Türkan Yamacı 02:53 Edirne'nin Ardı Bayler Rüstem Avcı 03:22 Küp İçinde Nişasta Celal Bakar 03:03 Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar Adile Kurt Karatepe 05:00 Kızılcıklar Oldu Mu Rüstem Avcı 02:58 Seller Aldı Dermenimin Bendini Celal Bakar "Tekirdağ türküleri" kategorisindeki sayfalar Bu kategoride yer alan toplam 9 sayfanın 9 adedi aşağıdadır. A Arda Boylarında Kırmızı Erik B Bahçalarda Börülce Bağa Girdim Bağ Budanmış Beyler Bahçesinde Bir Derin Kuyu D Drama'nın İçinde Yaparlar Pazar V Varın Sorun Babasına İ İnce Giyerim İnce İpek Olsam Ş Şu Karşıki Dağda Bir Yeşil Çadır Müzik Kültürü Tekirdağ yöresine ait bir çok türkü vardır. Bunların herkes tarafından bilinen en önemlileri şunlardır: Arda boylarında, bağa girdim bağ budanmış (Nazife Hanım), bahçelerde börülce, ben yemenime, dut fidanı, edalı yar, ince giyerim ince, lambada şişesiz yanmaz mı, mandaları karaman, mendilim dalda, yeşillim, Tekirdağ’ın hanımları. Abe Dana Dana Aman Dayler Yol Verin Arabalar Gelir Geçer Atatürk Nefesi Attım Şalımı Boynuma Ayıcılar Altın Yapar Bağya Gider Al Topuklu Nazike'm Bağya Girdim Bağ Budanmış Bahçelerde Börülce Bakkallar Satıyor Karaca Üzüm Ben Bir Geyik Gezer Gördüm Beyaz Topuk Besbellidir Beyler Bahçesinde Bir Derin Kuyu Bir Evler Yaptırdım Alaybey Bir Sadık Can Bizi Davet Eyledi Bir Sen İç Sevdiğim Bir De Bana Ver Bülbüller Kokuyu Güllerden Alır Bülbülüyüz (Hamdülillah Biz Ezelden) Dost Cemalin Görmeye Drama Köprüsü (Debreli Hasan) 1 Drama Köprüsü (Debreli Hasan) 2 Drama'nın İçinde Yaparlar Pazar Duman da Bastı Dağlara Dut Yedim Duttu Beni Eriştim Menzile İkrar Getirdim (Ya Ali) Ferahladı Deli Gönül Gideriz Biz İkimiz Gidin Sorun Annesinden Hazrete Hiç Gelmemişim Hey Erenler Bezmimize Hü Diyelim Nevruz Sultan Demine İnce Giyerim İnce 3 Kako Sali Kediyi Koydum Torbaya Kestaneyi Soymalı Kuran Yazılırken Arş-ı Rahmanda Mersiye-i Şerif (Ya Hüseyin) Muhabbet Açılsın Cemal Görünsün Nuriye (Bursa'dan Alma Tuzu) Opral Miyavniv (Dört Beygir) Oy Gemi Gemi (Pazarı Pazarladım) Oynayan Alemde Her Dem Sabah Sabah Seyrederim Yalıyı Sefa Geldik Hoş Bulduk Şemsiyemin Ucu Kare Söylersen Muhammed Ali'den Söyle Varın Sorun Babasına Yine İmam Nesli Zuhura Geldi Yolcu Oldum Yola Düştüm Yüksek Yaylalarda Kaldım Yüksek Yüksek Tepelere Yürü Yeşillim Yürü Zahirde Batında Sen İmdat Eyle
0 notes
Text
Gözlerini Cemal Süreya yazsın…
Saçlarını Rıfat Ilgaz…
Endamını Hasan Hüseyin yazsın…
Masumiyetini Sunay Akın…
Dudakların Edip Cansever’den…
… Hasretin Nazım Hikmet’ten…
Sevdan Ahmed Arif’ten;
Okuyanın ben olayım,
yaşayanın da ben...🕊💜
9 notes
·
View notes
Text
ANMA:
2 ARALIK(1994) TARİHİ
BU VATAN KİMİN? ŞİİRİNİN ŞAİRİ, HÜSEYİN NİHAL ATSIZ'LA BİRLİKTE 1944'DE YARGILANMIŞ OLAN;
ORHAN ŞAİK GÖKYAY'IN
VEFATININ YIL DÖNÜMÜ.
MERHUMU SAYGI İLE ANIYOR DUALARIMI GÖNDERİYORUM.
HAKKINDA BİLGİ AŞAĞIDA:
ORHAN ŞAİK GÖKYAY(HÜSEYİN VEHBİ)
16 Temmuz 1902 tarihinde babasının edebiyat öğretmeni olarak görev yaptığı İnebolu'da dünyaya geldi. 93 Harbi’nden sonra Filibe’den Anadolu’ya göç eden bir ailenin yedi çocuğundan birisidir. Babası Mehmet Cevdet Efendi, annesi Şefika Hanım’dır. Asıl adı Hüseyin Vehbi’dir. Rıza Nur’un Milli Eğitim Bakanlığı sırasında ‘her öğrencinin bir Türk adı alması’yla ilgili genelgesi uyarınca adını "Orhan" olarak değiştirmişti.
İlk öğretimine Kastamonu'da başladı. İdadi’nin dokuzuncu sınıfında okurken, ailesinin maddi sıkıntıya düşmesi sebebiyle öğrenimine ara verdi. Katip olarak özel idarede çalışmaya başladıktan sonra edebiyatla ilgilendi. İlk şiiri Kastamonu'daki Açıksöz gazetesinde 1922 yılında yayımlandı. “ANNEMİN MEZARINDA” adını taşıyan bu şiiri, kardeşi Kenan’a atfetmişti. İzmir’in işgaline duyduğu üzüntü ile yazdığı “İZMİR RÜYASI” adlı ikinci şiirini edebiyat öğretmeni Vasfi Bey’e ithaf etti . Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul’dan Ankara’ya geçen pek çok kişinin yol üzerinde uğradığı bir yer olan Kastamonu’dan geçtiği sırada ünlü şair Mehmet Akif ile de görüşme fırsatı bulmuş, ilk şiirlerini göstermiş ve beğenisini kazanmıştır.
Aynı yıl öğrenimini tamamlamak üzere Ankara'ya gitti. Ankara Darülmuallimi’nin (öğretmen okulu) son sınıfına kaydoldu.
Ankara Darülmuallimi'ni çok iyi derece ile bitirdikten sonra 1923 yılından itibaren Piraziz, Samsun ve Balıkesir'de öğretmenlik yaptı. Balıkesir'de görev yaptığı sırada şair Edremitli Ruhi Naci’nin (Sağdıç) desteğiyle Çağlayan isminde bir edebiyat dergisi çıkardı ve takma isimle yazı ve şiirlerini yayımladı. 1924-1926 yılları arasında çıkan 15 günlük bu dergide Mehmet Akif, Tokadizade Şekip ve Hasan Basri (Çantay) gibi devrin önemli şair ve yazarlarının da eserlerini yayınladı
1927 tarihinde önce Kastamonu İdadisi’nin son sınıfına kaydolarak bu okuldan kaydoldu, ardından hem İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’ne hem Yüksek Öğretmen Okulu’na kaydoldu; öğrenimini her iki okulda birden sürdürdü Edebiyat Fakültesi’nde hocası Fuat Köprülü'den etkilendi. Almancasını ilerletti.
Yüksek öğrenimini 1930’da tamamladıktan sonra tekrar öğretmenliğe başladı. Kastamonu, Malatya, Edirne, Ankara, Eskişehir ve Bursa'da edebiyat öğretmenliği yaptı. "BU VATAN KİMİN" şiirini Bursa'da iken yazdı. Edirne'de görev yaptığı sırada kendisi gibi öğremenlik yapan Ferhunde Sarıoğlu ile evlendi. Çiftin çocukları olmadı.
1938 yılında Dede Korkut hikâyelerini yayınladı. Bu eser ile “Dede Korkut’un torunu” unvanını aldı. Öğretmenlik yaşamına 1939’dan itibaren Ankara’da, yeni kurulan Musiki Muallim Mektebi’nde (Ankara Devlet Konservatuvarı) öğretmen ve müdür olarak devam etti. Bestesini Necil Kazım Akses ile Ulvi Cemal Erkin'in müştereken yaptıkları Konservatuvar Marşı’nın güftesini yazdı. En önemli araştırmalarından birisi olan “Kabusname” ilk defa 1944’te yayımlandı. Bu kitap, Emir Unsurü'I-Meali Keykavus'un 1082 yılında, oğlu Giylanşah için "Nasihat-name" türünde yazılmış bir eserdir.
1944 yılında konservatuvar müdürü iken okul arkadaşı Nihal Atsız’ı evinde misafir etmesi üzerine “IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI" nedeniyle görevine son verildi, tutuklanarak İstanbul’a gönderildi, işkence gördü. Onbir ay süren tutukluluk ve yargınlanma sürecinin ardından beraat etti ve öğretmenlik mesleğine geri iade edildi; Galatasaray Lisesi’nde öğretmenlik (1947-1951), Londra kültür ateşeliği ve öğrenci müfettişliği (1951-1954), İstanbul (Çapa) Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik (1954-1959) görevlerinde bulundu.
1957’de “Katip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri” adlı kitabını yayımlayan Gökyay, büyük önem verdiği Katip Çelebi’nin eserleri üzerinde çalışmalarını onun "Tuhfetü'l-Kibar fi Esfari'l-Bihar" ile "Mizanü'l-Hakk fi ihtiyari'l-Ahakk" adlı eserlerini bugünün Türkçe’si ile yayınlayarak sürdürdü.
1959-1962 yılları arasında Londra’da bir okulda Türk Dili ve Edebiyatı okutmanı olarak çalıştı. 1962'de Türkiye'ye döndükten sonra Çapa Eğitim Enstitüsündeki görevine tekrar başladı. 1967 yılında yaş haddinden emekli oldu.
Gökyay, emekli olduktan sonra da eğitimcilikten kopmadı. 81 yaşında tekrar mesleğine döndü; eski görev yeri olan Çapa Eğitim Enstitüsü’nde, Marmara ve Mimar Sinan Üniversitelerinde ders verdi.
Hayatı boyunca Türk Dili, Nesil, Türk Folklor Araştırmaları, Çağrı, Oluş, Ülkü, Türk Folkloru, Musiki Mecmuası, Türk Dili, Tarih ve Toplum, gibi dergilerde eleştiriler yayınladı, eleştirilerini 1982’de “Destursuz Bağa Girenler” adlı bir kitapta topladı.
ABD’deki Princeton Üniversitesi, 1984’te iki ciltlik bir eser hazırlayarak ona ilk bilim armağanını sundu. 1988’de Türklük Bilgisi Araştırmaları Dergisi’nin 6. ve 7. sayıları ‘Gökyay' a Armağan’ olarak çıktı[7]. 1989’da İstanbul Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktorluk diploması verdi. 1991’de Devlet Sanatçısı unvanı ile ödüllendirildi. Değerli kitaplardan oluşan kütüphanesini 1984’te kurulan Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Kütüphanesi’ne bağışladı.
Prof. Dr. Günay Kut, onun eserlerini “şiirleri, makaleleri, telif kitapları ve çevrileri” olarak dört bölümde inceledi. Bu çalışma, 1989’da yayımlandı.
Yetmiş yılık öğretmenlik hayatında binlerce öğrenci yetiştiren Orhan Şaik Gökyay, 2 Aralık 1994 tarihinde vefat etti ve cenazesi ertesi gün Üsküdar'daki Nakkaştepe Mezarlığı'nda toprağa verildi.
ESERLERİ
• DEDE KORKUT (İSTANBUL, 1000)
• DEDEM KORKUT'UN KİTABI(İSTANBUL, 1973)
• KATİP ÇELEBİ'DEN SEÇMELER (İSTANBUL, 1968)
• DESTURSUZ BAĞA GİRENLER (DERGÂH YAYINLARI, İSTANBUL 1982)
• BU VATAN KİMİN? ŞİİRLER
0 notes