#engelsiz hayat
Explore tagged Tumblr posts
Note
Bu süredir açılmayı düşünüyorum. Ama pişman olur olur muyum? İyice düşünmeden kalkışmak istemiyorum.
bana açılmak isteyen varsa açılsın ya. evleniriz ne güzel. türkçe nağadar kaygan bir zemin ya.
öhm ciddiyet modumu aktifleştiriyorum. sürçü lisanlarım, haddimi aşmalarım, eksik bırakmalarım, yanlış anlatmalarım için estağfirullah Rabbim ve afedersiniz insanlar.
hangi vesileyle farz olan bu fiili yerine getirmeye başladınız, bu fiili yerine getirirken ne tür zorluklarla (kendi içinizde veya dışarıdan gelen) karşılaştınız, karşılaşıyorsunuz bilmiyorum. tesettürde birtakım meşakkatler vardır. psikolojik veya toplumsal etkilerle bu meşakkat artabilir ve farzı yerine getirmeden vazgeçme veya aksine sıkı sıkı tutunma gibi tavırlar ortaya çıkabilir. bunlar herkeste çok değişen şeyler. herkesin bir örtünme ve örtünmeyi sürdürme (sürdüremeyenlerde sürdürememe) hikayesi var. genellenemez derecede farklı örnekler var. o yüzden kişiler bazında meseleyi konuşmak analiz etmek çok mümkün değil. kiminin çevresi güzel teşviklerle dolu oluyor, kiminin çevresi zorlayıcı dolu oluyor (çevre: aile, okul, arkadaşlar, akrabalar, sosyal medyada takip edilenler, sosyal medyada izlenen videolar, görülen fotoğraflar ve hayat tarzları). kimininki ikisinin karması oluyor. kimi söylenenlerden yapılanlardan çok etkileniyor işin içinden çıkamıyor, kimi başkalarının tesir etme çabası ne kadar fazla da olsa etkilenmiyor, neşeyle direniyor, azmediyor, emri yerine getirmede kararlı bir duruş sergilemeye devam ediyor. bi sürü hikaye var.
kiminin en büyük zorluğu %100 pamuk kıyafet bulamamak, kimin en büyük zorluğu ketenin ütü tutmaması, kiminin en büyük zorluğu ana babasının, kardeşinin her sabah kahvaltıda tesettürü sebebiyle hakaret etmesi, akrabalar tarafından dışlanmak, kiminin en büyük zorluğu yazın yüzme, serinleme imkanlarının kısıtlı olması, tesettürlülere uygun ortamların çok pahalı olması, kiminin en büyük zorluğu beni kimse beğenmez, evlenemeyeceğim ah bi saçlarımı görseler, ah bi vücudumu engelsiz örtüsüz temaşa etseler ne kadar sevilmeye layık olduğum görülürdü, ne kadar değerli olduğum anlaşılırdı. kiminin en büyük zorluğu eşarp, şal yüzüme yakışmıyor, giydiklerim beni 10 yaş yaşlı gösteriyor galiba ya şeklinde düşünceler, kiminin en büyük zorluğu iş hayatında başörtüm sebebiyle dezavantajlar yaşıyorum, iş başvurularım olumsuz sonuçlanıyor, iş yerindeki arkadaşlarım tarafından dışlanıyorum.
kimi mesela çok büyük kırılmalar yaşıyor hayatında. hayatını baştan aşağı değiştirmek istiyor. bunun içine giyim tarzını da dahil ediyor. her şeyi terk etmek. yaşadığı evi, birlikte yaşadığı kişiyi, yaşadığı semti, iş yerini, giydiği kıyafetleri terk etmek istiyor. böylelikle değişimi sağlayabileceğini düşünüyor. yaani o kadar fazla örnek ve sebep var ki saymakla bitmez. dışarıdan bakan bunun için tesettür terk edilir mi diyebilir ama herkes hangi imtihanda ne tür bir performans gösterecek kendi bilir ve uygular. şaşırtıcı gelebilir, kınamak isteyebilir insan, çok üzülebilir, kaygılanabilir müslüman kardeşi için insan ama o imtihanı o fiille karşılamıştır bundan sorumlu olacaktır. elbette her insan diğer insan/insanlar için iyi veya kötü örnek teşkil eder. elbette her insan fiilinin toplumsal bir etkisi yansıması vardır. bu noktada özellikle sosyal medyada geniş kitlesi olan tesettürü bırakan kişilere karşı bundan dolayı öfke duyulması, gönül konması, kırgınlık yaşanması (hakaret edilmesi, iffete dil uzatılmasından bahsetmiyorum) normal. çünkü din hem toplumsal hem bireysel bir şey. bazen tesettürü bırakanlara karşıt yorum yapanlara karşı direnenler çıkıyor. başkasından etkilenecek kadar iradesizsen bunun tesettürü bırakan bu hanımefendiyle ne ilgisi var o senin kişisel iradesizliğin ve kendini bilmezliğin şeklinde savunmalar yapılıyor. insanın toplumsal bi varlık olduğunu yenidoğan bebeye sorsan bilir. insanın diğerlerinden maddi ve manevi olarak etkilenmesi, başkalarını da aynı şekilde etkilemesi dünyanın en genelgeçer şeyi.
çok uzun mesele. çok fazla yönü var. istenen noktaya çekilebilir, kişiler ve yaşantılar üzerinden ele alındığında. o yüzden fiilin kendisine yönelmekte fayda var.
insanlar (iman edenler, iman etmeyenler, namaz kılanlar, namaz kılmayanlar, tesettürlü olanlar, tesettürüz olanlar) hepsi Allah'ın emirlerinden aynı derecede sorumlu. hepsi hesaba çekilecek. herkes. toplumsal varlıklar olarak, bireysel olarak hesaba çekileceğiz. ince ince. örtünmek Allah'ın emrettiği bir fiil. biri bu fiili terk ettiğinde Allah'ın bu emrinden ve diğer emirlerinden muaf tutulmuyor. tesettürü terk etmek "ben artık tesettürsüz kullarından biriyim. islam'ın iman, ibadet ve ahlak ilkeleri, helalleri, haramları konusunda muaf bir insan olarak hesaba çekilmek istiyorum. imanda, ibadette, islam ahlakında olgunlaşmak iyi olmak benim ilgi alanım dışında artık. bireysel olarak bunlara o kadar da dikkat etmek zorunda değilim çünkü müslümanlığın en büyük temsillerinden biri olan, onunla toplumda göründüğüm tesettürden ayrılmam beni artık topluma karşı sorumlu bir insan yapmıyor, sana iman ediyorum ve beni sadece kalbimin güzel olması açısından hesaba çekeceğini umuyorum" şeklinde kabulü kesin, böyle dedim böyle olacak, kulluk kategorim değişti, farklı kategoride hesaba çekileceğim şeklinde bir beyan sayılmıyor.
tesettürü terk eden kişi hâlâ Allah'ın kulu ve Allah'ın görmesine, duymasına, hesaba çekecek olmasına hâlâ tâbi. değişen bir şey yok. bazen tesettürü terk eden bazı kişilerde bu algıyı görebiliyoruz. bu algı toplumsal algıyla besleniyor olabilir. çünkü toplumda şöyle yanlış bir algı var. tesettürden çıktıysan dinden imandan çıktın senden her şey beklenebilir. artık islam ilkelerine aykırı yaptığın herhangi bir şey için şaşırmayabiliriz. namaz kılmıyor olman şaşırtıcı olmaz mesela. tesettürsüzsün namaz kılmaman en doğalı zaten, düşüncesi olabiliyor. tesettürü bırakma düşüncesinde olan kişi bu beklentisizliğin rahatlığını hissedebiliyor ve bu doğrultuda hareket edebiliyor. müslümanların bazılarında ya hep ya hiç anlayışı var. tesettürlüysen hata yapamazsın, yaptığın her hatada seni çok fazla eleştirir, ayıplarız, sıkıştırırız. emri bil marufu unuttuk çünkü. linç kültürü daha cazip. tesettürsüzsen çok da umrumuzda olmaz. arada müslümanlığın görünür hale gelirse buna şaşırırız, aşk ile bakarız. mesela namaz kılarsan çok duygulanırız vay be deriz. mesela cümle sonunda inşallah dersen kalbimizden vuruluruz her seferinde. çünkü o kadar sorumlu değilsin hareketlerinden ama islami bir şeyler yaptın ve gözümüzde çok iyi bi yerdesin tarzı davranış biçimleri tesettürlü hanımlarda hayal kırıklığına sebebiyet verebiliyor. ya bu hayal kırıklığı yüzünden tesettür mü terk edilir saçmalamayın denemez. dedik ya insan psikolojisi olan toplumsal bir varlık. beğenilmek, onaylanmak, takdir edilmek isteyen ve bu doğrultuda kendine biçimler verebilen bir varlık. bu, dini yaşamaya da sirayet edebiliyor.
burada tesettür emrini yerine getirmemekte olan müslüman hanımlara herhangi bir ithamda bulunmuyorum, yanlış anlaşılmasın lütfen. toplumdaki algılardan bahsediyorum sadece. eksik bırakmam, konunun her noktasına değinmemem sebebiyle meydana gelebilecek yanlış anlatma veya anlaşılma ihtimallerinden, kalp kırmak, kendini müstağni görmek gibi şeylerden tırsar Allah'a sığınırım.
yukarıda da söyledim. hepimiz her şeyden sorumluyuz. herkes nimetlerince, külfetlerince hesaba çekilecek. evet kolaylıklarımızdan ve zorluklarımızdan, o şartlar altında yapıp ettiklerimizden, saat kaç, ayın kaçı, hangi yüzyılda olursak olalım tek tek hepimizi hesaba çekecek Rabbimiz.
tesettürlü kişi de hesaba çekilecek, tesettürsüz kişi de hesaba çekilecek, tesettürlüyken terk eden biri de hesaba çekilecek.
pişmanlık açısından bakarsak kişiye bağlı. sadece toplumsal açıdan hareket ederse kişi, tesettürlü olması açısından sorumluluk hissiyatından bir tık kurtulacağını düşünürse bu sebeple pişmanlık daha düşük bir duygu olarak kalabilir. kulluk açısından hareket ederse bir farzı yerine getirmediği için Allah'a karşı sorumluluğunu ihmal ettiği için büyük pişmanlık yaşayabilir. kendi başına kaldığında vicdani muhasebelere girişip sızlayabilir. ya da başka bi ihtimal, çevresi tesettürün terk edilmesi konusuna duyarlıysa onların yapacağı eleştiriler, alacağı tavırlar sebebiyle zor zamanlar yaşayıp sırf bu sebeple pişman olabilir.
anaaa :)) ben şu an tesettürü terk etme (Allah'ım muhafaza eyle ya Rabbim) düşüncelerinin hasıl olduğu bir döneminizde nasıl bir görev gördüğümü sorguladım ya. "yanteye bir sorayım, ihtimalleri sıralasın risk hesaplaması yapayım. ona göre bırakır veya bırakmam işime hangisi gelirse" diye düşünüyormuşsunuz gibi geldi. ulan ya sadece toplumsal açıdan pişman olup olmayacağını sorgulayan bi hanımefendiyse, Allah'a karşı sorumluluklar konusunda gevşeme yaşadığı bir dönemse (çünkü zaman zaman olabilir böyle şeyler), çevresine bakıp hmm yok ya çok sıkıntı yaşamam bu söylediklerine göre, terk ediyorum! derse diye düşünmedim değil. çünkü söylem terk etmenin ucundayım, uygun bir sebep, sağlam bir destek bulursam yaparım bu işi der gibi Allah muhafaza eylesin.
hanımefendiciğim sebebi ne olursa olsun sorumluluklarınıza karşı bir gevşeme, yorgunluk dönemindeyseniz böyle bir dönemde alacağınız karar hep terk etmeye yönelik olur. o yüzden sakince kulluğu güzelce devam ettirmeye yönelik gayret içinde olmanızı tavsiye ederim müslüman bir kardeşiniz olarak. her şey fena halde geçiciyken -insanlar dahil- onların yaşattıkları, söylemleri vesaire üzerinden en geçici olmayana, ahirete zarar verecek eylemlerden kaçınmak çok güzel olur. psikolojik olarak, toplumsal olarak sizi zorda hissettiren etkileyen herkes ölecek, bir gün siz de öleceksiniz. tenimizi yakan yaz geçecek. islam yüzünden değil, bize uygun alanlar oluşturmayan insanlar yüzünde denize rahatça girip saçlarımızı savurmadığımız için çaresiz hissettiğimiz bu mevsim de geçecek. onayını almak istediğimiz ve onlar için giyim tarzını değiştirmeyi düşündüğümüz insanlar ölecek. ayy bacakların, saçların, şuran buran ne kadar güzel layk layk layk denen bacaklar bir gün o kadar güzel görünmeyecek. bizi on yaş yaşlı gösteriyor diye düşünüp üzüldüğümüz başörtümüzü çöpe atmazsak ya da birine vermezsek on yıl sonra gerçekten o yaşa geldiğimizi görecek ve biz o yaşa da geleceğiz hep genç kalmayacağız. bizi beğenmesini umduğumuz erkek veya erkekler de ölecek. veyahut bizi beğenen bir diğerini de beğenecek. beğenenler de, beğenilenler de ölecek hanımefendiciğim. ölmeden önce kendimizden razı olacağımız, kendimizi gerçekten değerli hissedebileceğimiz bir huzur oluşturabilirsek Rabbimize karşı kulluğumuz da o derece yükseliyor (kendini bilen, Rabbini bilir çünkü). kendimize bakış açımızı bütün zorluklara bütün şerefsizliklere karşı iyi hale getirdiğimizde kendimiz için bir şey yapmak isteriz. eğer bakış açımız başkasının bize nasıl baktığıyla gördüğüyle şekillenirse bizi çok zorlu bir hayat çizgisi bekler. bukalemunlar bile çüş be o kadar de değil diyerek gülerler. bukalemunlar istifa verir. tek renkli döneme geçerler.
Allah hepimizi bütün farzları, sorumlulukları hakkıyla yerine getirenlerden eylesin. imtihanımız sürüyor. benimki de sizin ki de. Allah kazanmak nasip eylesin. Allah o gün yüzlerimizi ak etsin.
amin amin amin.
9 notes
·
View notes
Text
Şem ve Pervane (Mum ve Kelebek)
Pervane bir gün uzakta, çok uzakta bir aydınlık görmüş. Öyle ki yıldızların, güneşin, ayın yanında lafı olmayacak kadar cılız bir ışıkmış. Sevdalanmış, onun yanına varmaya karar vermiş. Ta Kaf Dağının ardına kadar kanat çırpmış. En sonunda o ışığın geldiği evi bulmuş. Şem imiş bu ışığın adı, camın öte yanında yanan bir mum... Pervane de camın öte tarafında çaresiz aşık... Haber yollatmış Şem'e. Arada cam olmadan onu görmek istediğini söylemiş. Aşığının bu isteğini duyan Şem'de "Bir hayran için vuslatım hayalden ibarettir. Ne aşıklık ne de sevgili hayalleri kurmasın." demiş, "Aşk ile uslanmış gönlüne başka kapılarda hayat arasın.". Pervane yine de camın önünden hiç ayrılmamış. Şem'in en sonunda kalbinin mührü kırılmış, merhamet etmiş. Kaldırmış aradan camı. Pervane de vuslatına doğru koşarken evvela kanatları tutuşmuş, yandıkça fır dönüyormuş Şem'in etrafında. Yandıkça daha yakında dönmeye başlamış. Ve en sonunda oracıkta can vermiş. Son sözleri ise şunlar olmuş, "İllaki aşk, illaki ateş, illaki Şem. Şunu bil ki kalbin âhı engelsiz oklar gibidir. Hedefini yaman kavrar. Ve kavradığı ölür, illaki ölüyor. Kimi sevdadan yanar, kiminin sevdadan yanacak kadar ateşi dahi yoktur. Ki nura ancak yananlar ulaşır." Şem de yanmış o günden sonra. Erimiş can gibi. Ta ki sevgiliye kavuşuncaya dek...
2 notes
·
View notes
Text
Buca Belediyesi Engelli Eğitim Merkezi’nde kurslar başlıyor
Buca Belediyesi Çocuk ve Yetişkin Engelli Eğitim Merkezi’nde, yeni dönem kursları başlıyor. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, “Engelli bireylerin hayatlarına dokunacak, onlara yeni beceriler kazandıracak projelerimizi sürdüreceğiz” dedi. Buca Belediyesi, ilçede yaşayan engelli bireylerin sosyal hayata katılımlarını desteklemek amacıyla Çocuk ve Yetişkin Engelli Eğitim Merkezi’nde ahşap ve cam boyama, zekâ oyunları ve resim kursları açacak. Şirinyer Parkı içerisinde hizmet veren merkez, kurs başvurularını 23 Eylül Pazartesi gününe kadar alacak. Kursa katılmak isteyen vatandaşlar, 0 232 439 10 10 (dâhilî 1901) numaralı telefon hattını arayarak detaylı bilgi alabilecek. PROJELER SÜRECEK Engelsiz bir kent yaratma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, “Buca’mızda herkesin toplumsal hayat içerisinde var olmasını istiyoruz. Engelli Eğitim Merkezi’mizin çalışmaları bu hedef doğrultusunda önemli bir adım. Kurslara katılan engelli vatandaşlarımız, verimli zaman dilimlerinde yeni şeyler öğrenerek sosyalleşebilecekler. Belediye olarak engelli bireylerin hayatlarına dokunacak, onlara yeni beceriler kazandıracak projelerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu. Read the full article
0 notes
Text
Sakarya'da engelsiz yüreklere 6 haftada yüzme öğretilecek
https://pazaryerigundem.com/haber/182583/sakaryada-engelsiz-yureklere-6-haftada-yuzme-ogretilecek/
Sakarya'da engelsiz yüreklere 6 haftada yüzme öğretilecek
Sakarya Büyükşehir Belediyesi SGM’de yaz kursunda yüzme aktivitesi başlatarak ‘engelsiz yüreklerin’ yüzünde gülümseme oldu. Öğrenciler uzman eğitmenler eşliğinde 6 hafta boyunca yüzme öğrenecek
SAKARYA (İGFA) – Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü, şehirde yaşayan engelsiz yüreklerin yüzünü güldürmeye devam ediyor.
Sosyal Gelişim Merkezi’nde (SGM) Engelsiz Yaz Okulu’na katılan engelli bireyler eğlenirken öğreniyor, sosyal yaşamın her zaman merkezinde yer alıyor.
SANAT, KÜLTÜR, SOSYAL HAYAT
Aileleri ve eğitimcilerle birlikte sanatı, kültürü ve sosyal yaşantıyı öğrenen öğrenciler hiç bilmedikleri yeteneklerini burada keşfediyor.
Son olarak Erenler Gençlik Merkezi Yüzme Havuzu’nda yüzlerde tebessüm olan, eğlenceyle geçen bir yüzme atkivitesi yapıldı. Programın ilk dersi renkli görüntülere sahne oldu, öğrencilerin mutluluğu ise yüzlerinden okundu.
6 HAFTA BOYUNCA
Alanında uzman eğiticiler, etkinliğe katılanlara yüzme dersi verdi. SGM’den verilen bilgiye göre yüzme kursu 6 hafta boyunca devam edecek. Eğitmenler engellilere her hafta farklı bir alanda ders vererek, program sonunda yüzmeyi öğretecek.
BÜYÜKŞEHİR YILIN HER DÖNEMİNDE VAR
SGM’den yapılan açıklamada, “Sosyal Gelişim Merkezi çatısı altında artık geleneksel hale gelen ‘Engelsiz Yaz Okulu’ kurslarımız son hız devam ediyor. Yılın her döneminde zamanlarını iyi geçirmesini sağlıyoruz. Fiziksel gelişimlerini olumlu yönde etkileyen yüzme kursumuz 6 hafta sürecek. Her birine iyi eğlenceler ve öğrenmeler diliyoruz” denildi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
AgeSA, EyeBrand Ödülü’nün Sahibi Oldu Sabancı Holding ve Ageas iştiraki olan AgeSA, AgeSA Mobil ve internet sitesinde sunduğu sesli yönlendirme hizmetiyle görme engelliler için yapay zeka ve sesi b...
0 notes
Text
Üsküdar
...
Döndü yüzünü denize, Üsküdar sahilinde.
Karşı kıyıya.
Boylu boyunca denize baktı. Baktı ama gözlerini bile tam açamıyordu. Tam da denizden geliyordu damlalar. İyice kaldırdı kafasını gökyüzüne. Ah o an.
Böyle anlarda ilk insanlar gibi hissederdi kendini. Engelsiz. Yapamazsın demezler çünkü kötü henüz öğrenilmemişti. Biri görüp 'yapma' diyecek diye korktu. Birkaç kişi yanından geçip gitmiş olabilir.
Desinler dedi. Ben duracağım burada , olursam ben hasta olurum.
Yüzü buz gibi oldu. Kızardığına emindi. Ah dedi, ne güzel, hayat.
Derin bir nefes aldı. Terapi gibiydi. Yüzüne binlerce küçük soğuk iğne batıyor gibi. Hiç ayrılmazdı oradan. Ayrılası gelmedi hiç. Saatlerce durmak istedi. Çoktan ıslanmıştı, önemli değildi ama gitmesi gerekiyordu. Bir saat sonra öğretmen sıfatıyla iki saat bir masada oturacaktı, bu anların izlerini silmesi gerekiyordu. Çizgiye geri dönüp, arkadan gelen_ çizginin içerisinde kalmaya zorlamak. Belki de bu kadar karar vermemeli bu konuda. Tek demek istediğim, o gün böyle bir gündü.
Gitti işte. Son bir baktı denize marmaray'a giden merdivenlerden inerken, bu an aklımda kalmayacak dedi, bir "ben" burada kalacak.
Şimdi soruyorum sana.
...
0 notes
Text
Engelleri aşmak için el ele SUBÜ Genç Sağlıkçılar Topluluğu, Sağlıklı ve Hareketli Yaşam Topluluğu ve Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü iş birliğiyle Engelliler Haftası kapsamında ‘Engelleri Aşmak İçin El Ele’ başlıklı bir etkinlik düzenlendi. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/engelleri-asmak-icin-el-ele-10087.html
#engel #instagood #türkiye #fenerbahçe #beşiktaş #anne #sayko #muratboz #komikvideolar #iyigeceler #fitness #box #likeforfollow #adana #youtuber #takipçikazan #aşk #ronaldo #messi #galatasaray #hayat #troll #okul #liseli #kardeş #fıtness #dost #instagram #yeniakım #thuglife
0 notes
Text
Lise Öğrencilerinin İşitme Engelliler İçin Yaptığı Cihaz Türkiye Birincisi Seçildi
Trabzon Merkez Fen Lisesi öğrencilerinin, "İletişimde Yardımcı Sistem (İYS)" projesi kapsamında yaptığı cihaz sayesinde işitme engellilerin iletişimi kolaylaşacak. Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Semra Müşra Bektaş'ın danışmanlık yaptığı, 12'nci sınıf öğrencileri Şevval Hüma Küçük ve Kaan Gedikli'den oluşan "Minoris" isimli takım, işitme engellilerin yaşamlarını sürdürürken karşılaştıkları iletişim probleminin önüne geçebilmek amacıyla İYS'yi üretti. Bektaş ve öğrencilerinin yaklaşık iki yılda hazırladıkları yazılım, cihazın üzerindeki kamera aracılığıyla hem işaret dilini hem de konuşmaları yazıya dönüştürerek iki taraf arasındaki iletişim sorununun önüne geçiyor. Takım, bu yıl İstanbul'da düzenlenen TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nde "Engelsiz Yaşam Teknolojileri Yarışması"nda lise seviyesi kategorisinde Türkiye birinciliği elde etti. - Cihaz çift taraflı iletişim sağlıyor Bektaş, AA muhabirine, daha önce görme engellilere yönelik yaptıkları projeyle TEKNOFEST'e katıldıklarını ve edindikleri kazanımlarla İYS'yi ürettiklerini söyledi. İşitme engellilerin en büyük problemleri olan iletişim sorunu üzerine araştırmalar yaptıklarını belirten Bektaş, engelli bireylerle de görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bektaş, kamera yardımıyla işaret dilini ve konuşmayı algılayarak yazıya dönüştüren cihazı tasarlamaya karar verdiklerini anlatarak, "Elektronik malzemeleri cihazın içine yerleştirdik. Kodlama ve programları yazarak öğrencilerimle birlikte yaptık ve sonunda amacımıza ulaştık. Cihaz şu anda çalışıyor, hem işaret dilini hem de sesi algılayarak yazıya dönüştürerek çift taraflı iletişim sağlıyor." dedi. TEKNOFEST'te 98 puan aldıklarının altını çizen Bektaş, şunları kaydetti: "Türkiye birincisi olmak bizim adımıza, okulumuz ve ilimiz adına oldukça gurur vericiydi. TEKNOFEST'teki standımızda işaret dili pankartını gören işitme engellilerin dikkatini çekti. Cihazın çalıştığını görünce mutlu oldular. Kendileri için yararlı ve etkili olacağını düşündüler. Geri dönüşler de bizi çok mutlu etti. Onların hayatlarını kolaylaştıracak bir cihaz geliştirmek, birinci olmaktan daha çok mutlu etti bizi." Bektaş, standa gelen bir öğretmenin, işitme engelli öğrencisi ile iletişimde yaşadığı sorunları anlattığını belirterek, "Meslektaşım, 'Keşke benim sınıfımda böyle bir cihaz olsa ve o öğrenciye ulaşarak bir şeyler katabilsem' dedi. Buradan yola çıkarak cihazımızı geliştirerek, okullarda, devlet kurumlarında, hastanelerde, restoran gibi özel alanlarda da kullanılabilmesini istiyoruz. Engelli bireylerin daha çok sosyalleşmesini ve hayatlarını olumlu yönde etkilemelerini istiyoruz." diye konuştu. İşitme engellilerin cihazlarının birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle de cihazın herkese hitap edebilmesini amaçladıklarını vurgulayan Bektaş, "Kullandıkları birçok cihaz var ancak her işitme engelli bireye hitap etmiyor. Çıkış noktamız da buydu. Her işitme engelli bireye hitap edecek bir cihaz tasarlamak istedik ve başardık." ifadelerini kullandı. - Öğrenciler, cihazın işitme engellilere sağlayacağı katkı dolayısıyla mutlu Projeyi hazırlayan öğrencilerden Şevval Hüma Küçük, cihazın takım çalışmasıyla ortaya çıktığını anlatarak, "Projeyi yaparken herhangi bir umutsuzluğa kapılmadık. Derece bekliyorduk çünkü bunun için savaşıyorduk. Aldığımız sonucu öğrendiğimizde de 2 yıllık emeğimizin karşılığını aldığımız için tatmin olduk." dedi. Takımda yer alan Kaan Gedikli ise yaklaşık 4 yıldır TEKNOFEST'teki yarışmalarda görev aldığını, işitme engellilerin hayatlarını kolaylaştıracak cihazı yaptıkları için duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gedikli, işitme engellilerin yanlarında taşıyabilecekleri cihaz sayesinde günlük yaşamlarında bir çevirmenleri olacağını ifade ederek, "Daha rahat iletişim kurabilecekler, bu da onların hayat kalitesini artıracak." diye konuştu. Read the full article
0 notes
Text
Buğday Tanesi Filminin Galası, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi'nde Gerçekleşti
0 notes
Text
Buğday Tanesi Filminin Galası, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi'nde Gerçekleşti
Buğday Tanesi Filminin Galası, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi’nde Gerçekleşti
MİLYONLARCA ENGELLİNİN SESİ OLACAK “BUĞDAY TANESİ” FİLMİNİN GELİRİ İLE İSTANBUL’DA ENGELSİZ YAŞAM MERKEZİ KURULACAK SERKAN BAYRAM: “ELLERİMDE TUTAMADIKLARIMI, GÖNLÜMDE, KALBİMDE TUTTUM VE HİÇBİR ZAMAN DA BIRAKMADIM” SERKAN BAYRAM: “BEN ARTIK YENİ DÖNEMDE ENGELLİ VALİ, BÜYÜKELÇİ VE BAKAN GÖRMEK İSTİYORUM” İstanbul Milletvekili Serkan Bayram’ın mücadele dolu hayat hikayesini anlatan “Buğday…
View On WordPress
0 notes
Text
Buğday Tanesi Filminin Galası, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi'nde Gerçekleşti
Buğday Tanesi Filminin Galası, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi’nde Gerçekleşti
MİLYONLARCA ENGELLİNİN SESİ OLACAK “BUĞDAY TANESİ” FİLMİNİN GELİRİ İLE İSTANBUL’DA ENGELSİZ YAŞAM MERKEZİ KURULACAK SERKAN BAYRAM: “ELLERİMDE TUTAMADIKLARIMI, GÖNLÜMDE, KALBİMDE TUTTUM VE HİÇBİR ZAMAN DA BIRAKMADIM” SERKAN BAYRAM: “BEN ARTIK YENİ DÖNEMDE ENGELLİ VALİ, BÜYÜKELÇİ VE BAKAN GÖRMEK İSTİYORUM” İstanbul Milletvekili Serkan Bayram’ın mücadele dolu hayat hikayesini anlatan “Buğday…
View On WordPress
0 notes
Text
Buğday Tanesi Filminin Galası, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi'nde Gerçekleşti
Buğday Tanesi Filminin Galası, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi’nde Gerçekleşti
MİLYONLARCA ENGELLİNİN SESİ OLACAK “BUĞDAY TANESİ” FİLMİNİN GELİRİ İLE İSTANBUL’DA ENGELSİZ YAŞAM MERKEZİ KURULACAK SERKAN BAYRAM: “ELLERİMDE TUTAMADIKLARIMI, GÖNLÜMDE, KALBİMDE TUTTUM VE HİÇBİR ZAMAN DA BIRAKMADIM” SERKAN BAYRAM: “BEN ARTIK YENİ DÖNEMDE ENGELLİ VALİ, BÜYÜKELÇİ VE BAKAN GÖRMEK İSTİYORUM” İstanbul Milletvekili Serkan Bayram’ın mücadele dolu hayat hikayesini anlatan “Buğday…
View On WordPress
0 notes
Text
ENGELSİZ BİR ORDU İÇİN ÇALIŞIYOR
ENGELSİZ BİR ORDU İÇİN ÇALIŞIYOR
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in öncülüğünde engelli vatandaşların hayat standartlarını kolaylaştırmak adına her türlü imkânı onlar için kullanan Büyükşehir Belediyesi uyguladığı birçok proje ile yüz güldürüyor. Sosyal yardımlardan eğitime, spordan ulaşıma kadar geliştirilen projelerle engelli vatandaşlar günlük hayatın içine dahil ediliyor. Kentte yaşayan engelli…
View On WordPress
0 notes
Text
Buca Belediyesi Engelli Eğitim Merkezi’nde kurslar başlıyor
Buca Belediyesi Çocuk ve Yetişkin Engelli Eğitim Merkezi’nde, yeni dönem kursları başlıyor. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, “Engelli bireylerin hayatlarına dokunacak, onlara yeni beceriler kazandıracak projelerimizi sürdüreceğiz” dedi. Buca Belediyesi, ilçede yaşayan engelli bireylerin sosyal hayata katılımlarını desteklemek amacıyla Çocuk ve Yetişkin Engelli Eğitim Merkezi’nde ahşap ve cam boyama, zekâ oyunları ve resim kursları açacak. Şirinyer Parkı içerisinde hizmet veren merkez, kurs başvurularını 23 Eylül Pazartesi gününe kadar alacak. Kursa katılmak isteyen vatandaşlar, 0 232 439 10 10 (dâhilî 1901) numaralı telefon hattını arayarak detaylı bilgi alabilecek. PROJELER SÜRECEK Engelsiz bir kent yaratma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, “Buca’mızda herkesin toplumsal hayat içerisinde var olmasını istiyoruz. Engelli Eğitim Merkezi’mizin çalışmaları bu hedef doğrultusunda önemli bir adım. Kurslara katılan engelli vatandaşlarımız, verimli zaman dilimlerinde yeni şeyler öğrenerek sosyalleşebilecekler. Belediye olarak engelli bireylerin hayatlarına dokunacak, onlara yeni beceriler kazandıracak projelerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu. Read the full article
0 notes
Text
Kocaeli'nde özel çocuklardan özel marifet
https://pazaryerigundem.com/haber/178492/kocaelinde-ozel-cocuklardan-ozel-marifet/
Kocaeli'nde özel çocuklardan özel marifet
Kocaeli Büyükşehir’in desteği ile kurulan Buğday Tanesi’nde, sebze ve aromatik bitki yetiştiren özel öğrenciler doğayla iç içe eğitim alıyor
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Gölcük Down Sendromlular Derneği iş birliğiyle Gölcük Nüzhetiye Mahallesi’nde özel öğrencilerin rehabilitasyonu için kurulan Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Köyü’nde özel bireyler, diktikleri aromatik bitkilerin hasadını yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak, onların sosyal hayata ve gündelik yaşama katılımını sağlayacak projeler üreterek, mutluluklarına ve sevinçlerine ortak oluyor. Bu doğrultuda Büyükşehir’in desteğiyle Gölcük Down Sendromlular Derneği iş birliğinde, Gölcük Nüzhetiye Mahallesi’ndeki Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Köyü kuruldu. Özel bireyler, Tıbbı Aromatik Bitkiler Projesi (TABİP) kapsamında, yaklaşık 7-8 ay önce 2 dönüm alanda toprakla buluşturdukları biberiye, kekik ve melisa (oğul otu) fidelerinin hasadını gerçekleştirdi. Hasat törenine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Numan Balaban, Gölcük Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Uzuner, Gölcük Down Sendromlular Dernek Başkanı Belgin Abanoz, Nüzhetiye Mahalle Muhtarı Mehmet Sertoğlu, özel bireyler ve aileleri katıldı.
ÖZEL BİREYLER TOPRAKLA VE DOĞAYLA İÇ İÇE
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğünce yürütülen proje doğrultusunda, köyde oluşturulan arazide aromatik bitkiler yetiştiren özel öğrencilere, doğayla iç içe eğitim imkanı sunuluyor. Büyükşehir Belediyesi ziraat mühendislerince öğrencilere tarlada uygulamalı olarak aromatik bitki yetiştiriciliği öğretildi. Yaklaşık 7-8 ay önce diktikleri fidelerin hasadını yapan özel bireyler, daha sonra biber, domates, taze fasulye sebzelerinin fidelerini dikti. Ayrıca Büyükşehir’in kurduğu modern serada ise sebze yetiştiriyor. Program sonunda düzenlenen eğlencede güzel bir gün geçiren özel bireyler, desteklerinden dolayı Başkan Büyükakın’a teşekkür etti.
HAYATA TUTUNMALARI SAĞLANIYOR
Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Merkezi Köyü’nde down sendromlu ve zihinsel engelli bireylere yönelik günlük yaşam becerileri, yemek yapabilme, çamaşır katlayabilme, ütü yapabilme, öz bakım, müzik, halk oyunları gibi daha pek çok konuda eğitim verilerek hayata tutunmaları sağlanıyor. Büyükşehir Belediyesinin işbirliği ile açılan Gölcük Nüzhetiye Mahallesinde (Döşeme Köyü) bulunan 120 öğrenci kapasitesine sahip merkezde kütüphane, dinlenme alanı, 2 grup eğitim sınıfı, 1 uygulama evi, 6 bireysel eğitim sınıfı, sera ve aromatik bitkilerin ekimine uygun halen getirilen 2 dönüm bahçe yer alıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Numan Balaban, etkinlikte özel bireylere, Başkan Tahir Büyükakın’ın selamlarını ileterek, Büyükşehir olarak her zaman yanlarında olduklarını belirtti.
“BAŞKANIMIZA BİZE GÜVENDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Gölcük Down Sendromlular Dernek Başkanı Belgin Abanoz, Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Merkezi Köyü’nün, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle kurulduğunu belirterek, burada hem eğitim hem sosyal hayat hem tarım hem spor hem de buğday değirmeninde mısır unu ve yapımı ve birçok değerler eğitimi dersleri yapıldığını söyledi. Çocukların tüm gün eğitim görecekleri alanın son derece güvenli ve sağlıklı olduğunu ifade eden Abanoz, “Uzman eğitim kadromuzla beraber çocuklarımıza burada hizmet veriyoruz. Yaklaşık 7-8 ay önce dikimini yaptığımız kekik, melisa ve biberiyelerin hasadını yaptık. Fasulye ve mısır ekimimiz gerçekleştirdik. Bizlere inanarak destek veren Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’a ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIN ÖZGÜVENİ ARTTI”
Down sendromlu, zihinsel engelli ve otizimli gençlerin uygulamalı eğitim aldığı köyün halka açık olduğunu dile getiren Abanoz, “Herkes gelip burada çocuklarla beraber bahçede, tarlada çalışabilir, Ekim ve hasat yapabilir. Biz çocuklarımızı toplumla kaynaştırmaya, sosyal hayatın içinde tutmaya çalışıyoruz. Toprakla ve doğayla içi çe olmak çocukların rehabilitasyonu açısından çok faydalı oluyor. Onların özgüvenini artırıyor. Toprak şifadır, onların negatif enerjilerini çekiyor. Çok faydalı oluyor.” Değerlendirmesinde bulundu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
3 Aralık Dünya Engelliler Günü İtibarıyla Hayat Finans’tan Görme Engelli Kullanıcılara Özel Sesli Yönlendirme Hizmeti Türkiye’nin ilk dijital bankası Hayat Finans görme engelli kullanıcıların bankacılık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak ve bankacılık deneyimini iyileştirme...
0 notes