#ekolojik eğitim
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yeni Mühendislik Teknolojileri
Mühendislik teknolojileri sürekli ve devasa bir gelişme gösteriyor ve birçok teknolojik alan son yıllarda köklü bir dönüşüm yaşadı. Bu gelişme büyük ölçüde teknolojinin ilerlemesi sayesinde gerçekleşti ve mühendislik teknolojilerinin önemi bu gelişimde büyük bir rol oynadı. Bu nedenle, farklı alanlardaki mühendislerin bu yeni teknolojilere ayak uydurması gereklidir.
Mekanik mühendislik alanında, daha küçük ve daha hassas parçaların tasarlanması ve imalatı artık mümkündür. Bu tasarım ve imalat ilerlemesi yeni makinelerin ve ekipmanların geliştirilmesine yardımcı olurken, kullanılan makinelerin ve ekipmanların arızalarının teşhis ve tamiri de kolaylaşır. Elektrik ve elektronik mühendisliği alanında, yeni teknolojiler büyük avantajlar sağlıyor, örneğin performansın arttırılması ve enerji tasarrufu sağlanması gibi. Ayrıca, artık daha karmaşık ve entegre elektronik sistemler tasarlanabiliyor, bu da araçlar, uçaklar ve robotlar gibi farklı alanlardaki elektronik sistemlerin işlevlerinin geliştirilmesine yardımcı oluyor.
İnşaat mühendisliği alanında, binalar, köprüler ve yolların tasarımı ve inşası konusunda yeni teknolojiler geliştirilmiştir, bu da binaların güvenliğini artırırken yapısal sorunları ve arızaları azaltır. Yeni mühendislik teknolojileri sayesinde malzemelerin ve yapıların davranışları daha doğru bir şekilde değerlendirilebilir, bu da doğal afetlerden kaynaklanan zarar ve kayıpların azaltılmasına yardımcı olur.
Kimya mühendisliği alanında, yeni teknolojilerle yeni kimyasal maddeler ve bileşikler geliştirilmiştir, bu da malzemelerin özelliklerinin ve uygulamalarının enerji, petrokimya ve ilaç sanayisi gibi farklı alanlarda iyileştirilmesine yardımcı olur. Modern mühendislik teknolojileri sayesinde üretim ve kontrol süreçleri geliştirilebilir, bu da ürün kalitesinin artırılmasına ve maliyetlerin azaltılmasına yardımcı olur.
Deniz mühendisliği ve petrol mühendisliği alanında, petrol ve gaz keşfi ve çıkarılması konusunda mühendislik teknolojilerinde büyük bir gelişme yaşandı. Bu, derin delme tekniklerinin ve gelişmiş deniz ekipmanlarının kullanımıyla gerçekleşti. Ayrıca, gemi inşa ve deniz yapıları alanında mühendislik teknikleri daha verimli ve güvenli hale getirildi.
Ayrıca, modern mühendislik teknolojileri çevresel, ekonomik ve sosyal pek çok zorluğun çözümünde büyük bir rol oynamaktadır. Temiz su sağlama, sürdürülebilir enerji ve çevre koruma gibi konularda modern mühendislik teknolojileri ekolojik sistemlerin tasarımı ve geliştirilmesi, atık yönetimi ve çevre kirliliği etkilerinin azaltılmasında kullanılmaktadır.
Başlangıçta, son yıllarda mühendislik teknolojilerinde yaşanan büyük gelişmelerden bahsettim. Bu gelişme sayesinde, dünyayı şekillendiren birçok harika mühendislik yeniliği ortaya çıkmış ve hayatımızı daha kolay ve daha iyi hale getirmiştir. Modern teknolojiler sayesinde, mühendisler endüstri, inşaat, ulaşım, iletişim ve enerji gibi farklı alanlarda performansı ve verimliliği artırabilmektedirler.
Ancak sürekli gelişen mühendislik teknolojileriyle birlikte, mühendisler bu gelişmelere ayak uydurma ve farklı alanlarda bu teknolojileri uygulama yolları arama ihtiyacı duymaktadırlar. Artık herhangi bir mühendisin eski teknolojilerle sınırlı kalması çok zor hale gelmiştir çünkü dünya hızla değişiyor ve her gün yeni teknolojiler ortaya çıkıyor.
Bu bağlamda, mühendisler sürekli eğitim ve öğrenmeye özen göstererek, becerilerini geliştirme ve deneyimlerini artırma gereksinimindedirler. Mühendisler, alanlarıyla ilgili eğitim kurslarına, atölye çalışmalarına, konferanslara ve seminerlere katılabilirler. Ayrıca, online olarak sunulan kitaplar, makaleler ve eğitim materyallerinden de faydalanabilirler.
Bu platform aracılığıyla, mühendislerin ihtiyaç duydukları kaynaklar, ücretsiz eğitim kursları ve makaleler gibi her mühendislik alanı için sunulacak ve teknoloji dünyasındaki yenilikler hakkında bilgilendirme yapılacaktır.
6 notes
·
View notes
Text
Bursa’da Erasmus+ ile Ekolojik Okuryazarlık buluşması
https://pazaryerigundem.com/haber/189902/bursada-erasmus-ile-ekolojik-okuryazarlik-bulusmasi/
Bursa’da Erasmus+ ile Ekolojik Okuryazarlık buluşması
Bursa Yıldırım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, gençler arasında ekolojik okuryazarlığı artırmayı hedefleyen AB tarafından desteklenen Erasmus+ projesinin ulusal yaygınlaştırma toplantısı başarıyla gerçekleştirildi.
BURSA (İGFA) – Bursa Yıldırım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Erasmus+ projesinin ulusal yaygınlaştırma toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıya, Türkiye’den proje sorumluları İlyas AYYILDIZ ve Sezgin BALABAN ile Yıldırım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yönetimi, öğretmen ve öğrencileri katıldı.
Toplantıda, projenin gençler üzerinde bıraktığı etkiler, sürdürülebilirlik bilinci ve ekolojik okuryazarlığın yaygınlaştırılması üzerine konuşmalar yapıldı. Proje kapsamında gerçekleştirilen uluslararası hareketliliklerin detayları, öğrencilerin ve gençlik çalışanlarının ekolojik farkındalıklarının nasıl artırıldığı ve sürdürülebilir davranışlara yönelik kazandıkları yeni tutumlar hakkında bilgiler paylaşıldı.
Proje sonucunda geliştirilen eğitim materyalleri ve saha gezileriyle ilgili deneyimler, katılımcılarla paylaşıldı.
Toplantı, gençler arasında sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını teşvik etmeye yönelik çalışmaların devam edeceğini vurgulayan değerlendirmelerle sona erdi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Spor ve Çevre 2023-2024 Final Soruları
Spor ve Çevre 2023-2024 Final Soruları Spor ve Çevre 2023-2024 Final Soruları Spor ve çevre arasındaki etkileşim, çevre dostu spor tesisleri ve eğitim yöntemlerinin önemi. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada sporun rolü. çevre ve spor, çevre ve spor bakanlığı, sağlık çevre oyun ve spor, spor ve çevre vakfı, sürdürülebilir spor tesisleri, spor ve çevre etkileri, ekolojik spor…
0 notes
Text
Eğer CHP iktidara gelmek istiyorsa, öncelikle neoliberal politikanın ne olduğunu ve alternatiflerini iyi anlamalıdır. Kişisel temelli muhalefet, etnik ve dini ayrışmaya ve bölünmeye yol açabilir. Muhalefetin öncelikle kendi stratejisini belirlemesi, taşları mı yoksa köpekleri mi bağlayacağına karar vermesi gerekmektedir.
Neoliberalizm Nedir:
Neoliberalizm, devletlerin ekonomik hayata müdahalesini azaltmayı ve piyasa mekanizmasını güçlendirmeyi savunan bir ideolojidir. Neoliberalizm, 1970'lerden itibaren küreselleşme süreciyle birlikte yaygınlaşmış ve dünyanın birçok ülkesinde uygulanmıştır. Neoliberalizmin temel özellikleri şunlardır:
Özelleştirme: Kamuya ait işletmelerin özel sektöre devredilmesi
Serbestleştirme: Ticaret, yatırım ve finans alanlarındaki kısıtlamaların kaldırılması
Kurallar: Ticari hayatı düzenleyen kuralların azaltılması veya ortadan kaldırılması
Sosyal harcamaların kısılması: Başta Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi kamu hizmetlerinin azaltılması veya ücretli hale getirilmesi
Neoliberalizm politikasının savunucuları, bu politikaların ekonomik büyümeyi, verimliliği, rekabeti ve bireysel özgürlüğü artıracağını iddia ederken, neoliberal politikaları eleştirenler ise neoliberalizmin eşitsizliğe yoksulluğa, çevre sorunlarına ve demokrasiye zarar verdiğini ileri sürerler.
Sosyalizm Nedir?
Sosyalizm ise, daha geniş halk kitlelerini kucaklayan toplumsal ve ekonomik bir sistemdir. Sosyalizmde, tüm üretim araçları toplumun ortak mülkiyetindedir.
Üretim planlı bir şekilde yapılır.
Sosyalizmin amacı ise, sınıf farklılıklarını ortadan kaldırmak ve kişilerin değil toplumun refahını artırmaktır.
Sosyalizm, kapitalizmin karşıtıdır.
Türkiye İçin Neoliberalizmin Alternatifleri
Bu soru, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada son yıllarda pek çok akademik, siyasi ve toplumsal tartışmanın merkezinde yer almaktadır.
Neoliberalizm, devletin ekonomik hayattan geri çekilmesi, piyasanın özgürleştirilmesi, sosyal hakların kısıtlanması ve küreselleşmenin hızlanması gibi politikaları savunan bir ideoloji ve uygulamadır.
Neoliberalizmin sonuçları ise, eşitsizliğin artması, yoksulluğun yaygınlaşması, demokrasinin erozyona uğraması ve çevrenin tahribatı olarak görülmektedir.
Neoliberalizmde taşlar bağlı köpekler serbesttir.
Neoliberalizmin alternatifi olarak öne sürülen farklı yaklaşımlar vardır.
Bunlardan bazıları şunlardır:
Neoliberalizmin alternatifi, Sosyal demokrasi:
Devletin ekonomik hayata müdahale ederek, sosyal refahı arttırması ve piyasanın aşırılıklarını dengelemesi gerektiğini savunan bir siyasi akımdır.
Sosyal demokrasi, batıda uzun bir geçmişe sahiptir ve İskandinav ülkeleri bu akımın başarılı örnekleri olarak gösterilmektedir.
Neoliberalizmin alternatifi, Yeşil politika:
Ekolojik sorunların çözümünü ilk ve öncelikli hedef olarak belirleyen ve sürdürülebilir bir kalkınma modeli öneren bir siyasi akım.
Yeşil politika, doğanın korunması, enerji tasarrufu, yenilenebilir kaynakların kullanımı ve iklim değişikliğiyle mücadele gibi konulara odaklanmaktadır.
Yeşil politikalarda taşlarda köpeklerde serbesttir.
Neoliberalizmin alternatifi, Demokratik sosyalizm:
Kapitalizmin sınıfsal sömürüsüne ve eşitsizliğine karşı çıkan ve sosyal adaleti sağlamak için devrimci bir değişim isteyen bir siyasi akımdır.
Demokratik sosyalizm, işçilerin örgütlenmesi, üretim araçlarının kamulaştırılması ve ekonomik planlamanın yapılması gibi politikaları savunmaktadır.
Demokratik sosyalizmde köpekler bağlı taşlar serbesttir.
---
A.Atam
0 notes
Text
BM Sürdürülebilir Kalkınma Raporu 2024: Türkiye’nin Performansı Endişe Verici
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayımlanan Sürdürülebilir Kalkınma (SKA) 2024 Raporu, Türkiye'nin kalkınma hedeflerine ulaşma konusunda ciddi sorunlar yaşadığını ortaya koyuyor. Rapora göre Türkiye, 17 SKA hedefinin hiçbirinde başarı sağlayamadı. Ana Bulgular: Genel Görünüm: Türkiye, SKA sıralamasında 167 ülke arasında 72. sırada yer alıyor. Bu sıralama, Türkiye'nin kalkınma hedeflerine ulaşmada geride kaldığını gösteriyor. Başarısız Olunan Hedefler: Türkiye, "Cinsiyet Eşitliği", "Nitelikli Eğitim" ve "Eşitsizliklerin Azaltılması" gibi kritik hedeflerde büyük sorunlar yaşıyor. Sağlık ve Kaliteli Yaşam: Türkiye, sağlıklı ve kaliteli yaşam hedeflerinde de geri kalıyor. Nitelikli sağlık ve kaliteli yaşam noktasındaki SKA amaçlarının sadece 'sında ilerleme kaydedilebildi. Öne Çıkan Sorun Alanları: Yoksulluk, açlık, eğitim, eşitsizlik ve iklim kriziyle mücadelede Türkiye ciddi zorluklarla karşı karşıya. Basın Özgürlüğü ve Kadın Temsili: Raporda, Türkiye'de basın özgürlüğünün düşük olduğu ve Meclis'teki kadın milletvekili oranının yetersiz olduğu belirtiliyor. Rapordan Alıntılar: SDSN Başkanı Prof. Dr. Jeffrey D. Sachs: "1945 yılındaki BM'nin kuruluşu ile 2100 yılı arasındaki yolun ortasında, işlerin olağan akışına güvenemeyiz. Dünya, korkunç ekolojik krizler, artan eşitsizlikler, yıkıcı teknolojiler ve ölümcül çatışmalar gibi büyük küresel zorluklarla karşı karşıya; bir dönüm noktasındayız." Genel Değerlendirme: BM Sürdürülebilir Kalkınma Raporu 2024, Türkiye'nin kalkınma hedeflerine ulaşmada ciddi engellerle karşı karşıya olduğunu ve birçok alanda geri kaldığını gösteriyor. Bu bulgular, Türkiye'nin kalkınma politikalarını gözden geçirmesi ve daha somut adımlar atması için bir uyarı niteliğinde. Read the full article
0 notes
Text
Manuel Kağıt Havlu Dispenseri
Manuel Kağıt Havlu Dispenseri: Temizlik ve Hijyenin Vazgeçilmez Yardımcısı
Temizlik ve hijyen, yaşam kalitesini artıran temel unsurlardan biridir. Bu bağlamda, manuel kağıt havlu dispenserleri, özellikle toplu kullanım alanlarında hijyen standartlarını korumak için kritik bir rol oynar. Peki, manuel kağıt havlu dispenserleri neden bu kadar önemli ve kullanışlıdır?
Hijyenik ve Ekonomik Çözümler
Manuel kağıt havlu dispenserleri, kullanıcıların el temasını minimize ederek hijyen standartlarını üst seviyeye taşır. Sensörlü otomatik dispenserlerin aksine, manuel dispenserler kullanıcıların mekanik bir kol veya düğme yardımıyla kağıt havlu almalarını sağlar. Bu sistem, özellikle düşük maliyetli çözümler arayan işletmeler için ideal bir alternatiftir. Elektrik veya pil gerektirmeyen manuel dispenserler, işletme maliyetlerini düşürürken çevreye de duyarlı bir yaklaşım sergiler.
Dayanıklılık ve Güvenilirlik
Manuel kağıt havlu dispenserlerinin çoğunluğu uzun süreli dayanıklılık göz önünde bulundurularak üretilmiştir. Metal veya birinci sınıf plastik gibi sağlam yapıya sahip dağıtıcılar tekrar tekrar kullanıma dayanabilir. Dispenserlerin dayanıklılığı bakım ve değiştirme ihtiyacını azaltır. Ayrıca basit parçaların kullanılması nedeniyle arıza oranları daha düşük ve onarımları daha kolaydır.
Kullanım Kolaylığı ve Esneklik
Manuel kağıt havlu dispenserlerinin kurulumu ve kullanımı oldukça basittir. Montajı genellikle birkaç basit adımda tamamlanabilir ve kullanıcıların özel bir eğitim almasına gerek yoktur. Çeşitli boyut ve kapasitelerde mevcut olan bu dispenserler, her türlü ortama uyum sağlar. Restoranlar, okullar, hastaneler, ofisler ve alışveriş merkezleri gibi farklı alanlarda rahatlıkla kullanılabilir.
Çevre Dostu Seçenekler
Kağıt tüketiminin çevresel etkileri göz önüne alındığında, manuel kağıt havlu dispenserleri çevre dostu alternatifler sunar. Özellikle geri dönüştürülmüş kağıt havlu kullanımı, karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca, kullanıcıların ihtiyacı kadar kağıt havlu almasını sağlayan sistemler, israfı önler ve sürdürülebilir bir temizlik çözümü sunar.
Temizlik ve hijyenin önemli olduğu her yerde, manuel kağıt havlu dispenserleri kullanışlı, uygun fiyatlı ve ekolojik açıdan sorumlu bir seçenek sunar. Uygun fiyatı, kullanım kolaylığı ve rahatlığıyla dikkat çeken bu dispenserler, kamusal alanların yüksek dayanıklılık ve hijyen standartlarını da koruyor. Manuel ve kayıtlı kağıt havlu dispenserleri kullanılarak yapılan bu modifikasyonlar, uzun vadeli harcamaları azaltırken aynı zamanda kullanıcı sayısını da arttırmaktadır.
0 notes
Text
Ulaştırma Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından Yetkilendirilmiş Kuruluş olarak atanmamızla, ISO 9001, ISO 14001, ISO 45001, ISO 50001 Yönetim Sistemi belgelendirmeleri, ISO 14064-1 Karbon Ayak İzi Doğrulaması ve Yeşil Liman Denetimi hizmetlerimizi sunmaktayız. Bu hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak ve işbirliği yapmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Detaylı Bilgi Almak İçin; 📞 +𝟗𝟎 𝟑𝟏𝟐 𝟒𝟕𝟐 𝟔𝟎 𝟔𝟕 📧 𝐢𝐧𝐟𝐨@𝐪𝐬𝐢.𝐜𝐨𝐦.𝐭𝐫
Yeşil Liman Projesi, çevre dostu teknolojileri ve işlemleri benimseyerek liman çevresindeki ekolojik dengenin korunmasına katkıda bulunur.
Yeşil Liman Projesi'nin temel özellikleri ve hedefleri şunlardır:
1. **Emisyon Azaltma**: Karbon dioksit ve diğer zararlı gazların emisyonlarını azaltarak hava kalitesini iyileştirmek. Bu, alternatif yakıtların kullanımını, enerji verimliliği yüksek ekipman ve araçların tercih edilmesini içerir.
2. **Enerji Verimliliği**: Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmak ve liman operasyonlarında enerji verimliliğini artıracak teknolojileri kullanmak. Güneş panelleri, rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji sistemleri bu alandaki önemli yatırımlardır.
3. **Atık Yönetimi**: Atıkların azaltılması, yeniden kullanımı ve geri dönüşümüne yönelik stratejiler geliştirerek çevresel etkinin minimize edilmesi.
4. **Su Yönetimi**: Su kirliliğini önlemek ve su kaynaklarının korunması için etkili su yönetimi uygulamaları. Bu, atık suların arıtılması ve temiz su kaynaklarının korunması gibi faaliyetleri içerir.
5. **Biyolojik Çeşitliliğin Korunması**: Liman faaliyetlerinin yerel flora ve fauna üzerindeki etkilerini azaltmak için çevresel koruma ve rehabilitasyon projeleri.
6. **Toplulukla İşbirliği ve Şeffaflık**: Yerel topluluklarla işbirliği yaparak çevresel farkındalığı artırmak ve liman operasyonlarının şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlamak.
#karbonvergisi #yeşilmutabakat #seragazı #iso14064 #karbonayakizi #iso14067 #iso14046 #iso50001 #CDP #iso14065 #iso14001 #suayakizi #ürünayakizi #LCA #eğitim #çevremühendisi #sürdürebilirlik #yaşamdöngüsüanalizi #cbam #KarbonHesaplama #karbonuzaklaştırma #karbonazaltım #skdm #yeşilliman #greenport
1 note
·
View note
Text
Bitcoin ve altcoin dünyasında Çin merkezli haberler gündem oluşturmaya devam ediyor. Şu an Çin sözünü duyar duymaz harekete geçiyoruz. Bir manada 2019 yılında yaşanan Çin merkezli aksilikler adeta sona ermiş üzere. Bu nedenle haberimiz bir altcoin ile Çin ve dünya devi ortasındaki iştirakle ilgili.Altcoin için bomba gelişmeIOST (IOST) isimli altcoin kulaklarınıza yabancı gelmeyecektir. Kripto para projesi bir dizi sorunu çözmeye çalışıyor. Bu sorunlar ortasında ölçeklenebilirlik, yüksek süreç fiyatları yer alıyor. Ayrıyeten düşük süreç suratı da tekrar çözmeyi amaçladıkları bir öteki sorun. Artık bu kipto para projesi Hong Kong WEB3HUB ile stratejik bir paydaşlık kurduğunu açıkladı. WEB3HUB’un ne olduğunu merak ettiniz değil mi? WEB3HUB Web3 şirketlerini destekleyen bir dijital inovasyon merkezi.IOST, WEB3HUB üzere stratejik ortaklarla ve dünya çapındaki büyük topluluklarla işbirliği yapacak. Ayrıyeten zincir üzerinde çeşitlendirilmiş ve açık bir ekosistemi teşvik etmeye devam edecek. Buna nazaran altcoin IOST bu birlikte çalışma ile blok zinciri, yapay zeka, bilgi depolama sertifikasyonu, zincirler ortası birlikte çalışabilirlik protokolleri (CCIP), kapalılık bilişimi, XR ve öteki temel teknolojilerdeki gelişmeleri yönlendirecek. Öteki taraftan ortak eforlar, Hong Kong’un Web3 dijital inovasyon geleceğinde yeni bir sayfa açacak. Ayrıyeten paydaşları “IOST Web3 Dijital Yaratma Motoru “nun çok boyutlu yetenekleriyle güçlendirecek.Ortaklık ne amaçlıyor?Ortaklıkla birlikte bir hedef da kelam konusu. Buna nazaran altcoin IOST Hong Kong’daki Web3 bölümünü güçlendirmeyi amaçlıyor. Buna nazaran inovasyonun sürdürülebilir olması ve gelişimi için çaba kelam konusu olacak. Ayrıyeten blok zinciri çekirdek teknolojinin dayanağı kelam konusu olacak. Sonuçta global ekosistem güçlü hale gelecek. Başka taraftan Hong Kong’da kurulması planlanan global kripto para Web3 şirketlerini bölgeye çekmek için gayret ortaya konulacak. Böylece bölgeye giren Web3 şirketleri için değişim ve işbirliği fırsatları kolay hale gelecek.Amaçlar yalnızca bununla da sonlu değil. Altcoin projesi tarafından yapılan açıklamada Hong Kong’a giren Web3 işletmeleri için bir kısım var. Buna nazaran dinamik bir dijital sanayi inovasyon ortamının oluşması maksat dahilinde. Ayrıyeten kapsamlı ekolojik dayanak planları ve uygun inkubasyon ve güçlendirme tedbirleri oluşturmak da yeniden amaçlar ortasında yer alıyor. Son olarak proje içinde yer alan gayelerden biri de Hong Kong’da milletlerarası ve yenilikçi bir Web3 dijital ekosistem merkezinin oluşturulması biçiminde. cointahmin.com olarak yer verdiğimiz üzere IOST tarafından bu proje yürütülürken Hooked Protocol’de bugün bir açıklama yaptı. Buna nazaran Hooked Protocol Web3 eğitim-eğlence ekosistemini geliştirmek için Animoca Brands ile iştirak kurduğunu belirtti.
0 notes
Text
SUBÜ Sosyalfest 2024’ten birincilikle döndü Karabük Üniversitesi tarafından düzenlenen Türkiye’nin ilk ulusal ve uluslararası sosyal bilimler festivali Sosyalfest 2024’te yer alan SUBÜ, festival kapsamında düzenlenen Ekolojik Yaşam Sosyal Model Tasarım Yarışması’nda birinci oldu. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), kurumsal paydaşlarından olduğu ve Karabük Üniversitesi (KBÜ) tarafından düzenlenen Sosyalfest 2024’te yönetimi, öğrencileri ve standı ile yer aldı. SUBÜ, festival kapsamında ‘Üniversite Kategorisi’ altında 5 dalda düzenlenen yarışmalardan Ekolojik Yaşam Sosyal Model Tasarım Yarışması’nda birinci olarak 25 bin TL ödül kazandı. SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık ise Engelsiz Yaşam Sosyal Model Tasarım Yarışması’nda dereceye giren ekiplere ödüllerini takdim etti. Sosyalfest’te ayrıca SUBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Türkay ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ömer Yazıcı da yer aldı. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/subu-sosyalfest-2024ten-birincilikle-dondu-10464.html
0 notes
Text
Can Erzincanlılar Vakfı
✍🏻 Ali Koca
https://www.gundemarsivi.com/can-erzincanlilar-vakfi/?amp=1
Merhaba, hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum.
Can Erzincanlılar Vakfı, ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu sorunlardan birisine, eğitim alanına verdiği önem, yaptığı çalışmalar, gösterdiği dayanışmayla, bugün dünyanın da kafa yorduğu en önemli sorunlardan birisine parmak basmaktadır.
Biz de vakıfla kızım Özge Koca’nın eğitimi için geldiğimiz bu şehirde tanıştık. Hiç tanımadığımız Mehmet Can abimi, Murat Başkanı, Sebo Abi’yi, Mümin Gezici’yi tanıyarak örgütlü yaşamanın dünyanın her yerinde işe yaradığını kendi yaşamımızda gördük.
Bu nedenle bu topluluk önünde bulunmaktan gururlu, onurlu ve heyecanlıyım.
*
Bir bursiyer öğrencinizin sizler için kullandığı ifade ile size saygımı sunmak istiyorum. Diyor ki öğrenciniz: ‘’hiç tanımadığınız, bilmediğiniz öğrencilerin, ailelerin hayatına dokunduğunuz için; biz iyiyiz, rahatız demeyip kenara çekilmediğiniz için binlerce kez teşekkür ediyorum’’ diyerek minnet duygularını ifade etmiş.
Dolayısıyla bir amaç uğruna hepimizi bir araya getiren Can Erzincanlılar Vakfı’na; 10 yıl boyunca emek veren, emeğini hiç esirgemeyen, bu hale gelmesine katkı sunan gönüllülerine, üyelerine, yönetim kurullarına, hepinize; vakıf başkanı Murat Kurt nezdinde teşekkür ediyorum.
10. yılınız kutlu olsun.
Can Erzincanlılar Vakfı onuncu yıl kutlama hazırlıklarına başladığı zaman, muhtemelen Avrupa’yı ve dünyayı etkisi altına alacak savaş çığlıkları yoktu. Ama bugün tüm yakıcılığı ile savaş, tedirginlik yaratmaktadır.
Savaş, bütün halklar için ölüm, yıkım, acı ve gözyaşı demektir.
Savaş işsizlik, yoksulluk, açlık demektir
Savaşlar halkların değil, emperyalist, kapitalistlerin savaşıdır.
Bizim bir tek savaşımız var!.. Barış, barış, barış
Ekolojik yıkıma da, doğanın ve tüm canlıların ölümüne de gönlümüz razı olamaz.
Bu nedenle NATO yayılmacılığına da, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline de hayır diyoruz.
Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
*
Kurtuluş savaşımızın lideri, TC. Kurucusu Mustafa Kemal, I. Dünya savaşı sonunda, emperyalistler tarafından ülkemizin her bir köşesi işgale uğradığında; emperyalistler hangi köşesini kime verelim tartışması yaparken, Mustafa Kemal Ankara’da, maarif kongresini toplar.
Bu savaşları durdurmanın tek yolunun eğitim olduğunu, barışın eğitim yolu ile savunulacağını, Osmanlı Devleti’nin sürekli çöküş yaşadığı son 300 yılının eğitimsizlikten, taassuptan, bilime uzak kalmaktan kaynaklandığını bilir.
Bu nedenle Can Erzincanlılar Vakfı’nın değerli üyeleri; çeşitli nedenlerle bırakıp geldiğiniz ülkenizin çocuklarına sahip çıkarak; akla, bilime, sanata istekli öğrenci, ülkeye aydın birey, aydın bir toplum yaratma düşünüz ve çabanız son derece kıymetli, saygıdeğer onurlu bir duruş olduğunu belirtmek istiyorum.
*
Şair Şükrü Erbaş’ın şiirini en güzel bu topluluk dinler:
Kapısını örtenin
Perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendisiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin
Canı cehenneme…
Bir öğrencinizin sizler için söylediğini ben de tekrarlamak istiyorum: ‘’iyiliğin paylaştıkça arttığı bir ortamda bulunmaktan, yolumun yolunuzla buluşmasından mutluyum.’’
Değerli, Can Erzincanlılar Vakfı üyeleri, gönüllüleri!… Bu güzel sözlerin yanında, size ne diyebilirim başka…
Eğitim-Sen, Türkiye’de eğitim emekçilerinin, öğrencilerinin ve toplumun eğitim ile ilgili sorunları başta olmak üzere değişik konularda mücadele eden bir sendikadır.
Eğitim konusunda, sizlere; isterdim ki, edebiyat, bilim, sanat, spor alanlarında dünya ile yarışan bir gençliğimizin olduğunu; Nobel ödülünü alan Aziz Sancar’ın, Orhan Pamuk’un boşuna bu ödülleri almadığını, ülkemin her köşesinde laboratuvarların, bilim ve sanat yuvalarının canla-başla çalıştığını haber vermek, müjdelemek isterdim.
*
Ama maalesef daha birkaç ay önce 20. Eğitim şurasında din eğitiminin 4 Yaş grubuna verilmesi tavsiye kararı çıktı.
Çocuğun, küçük yaşlarda oyunla aklini özgürleştirmemiz gerekirken, sevginin önünde eğilmeyi öğrenecekleri bir yaşta, başka inançlara nefret etmeyi, kindar bir nesil yetiştirmeyi önüne koymuş bir eğitim sistemi ile karşı karşıya olduğumuzu ifade etmeliyim.
Bu nedenle 27 Şubat’ta bütün Türkiye’de alevi dernek ve federasyonları ‘’laik ve bilimsel eğitim için zorunlu din dersleri kaldırılsın’’ konulu, Eğitim-Sen’in de katılımıyla basın açıklamaları yapıldı. Alanya da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Alanya şubesi tarafından bu açıklama yapıldı.
Değerli Can Erzincanlılar Vakfı üyeleri, gönüllüleri…
Birçok konuyu dile getirerek canınızı sıkmak istemiyorum. Ülkemizin sorunlarının yabancısı değilsiniz.
Ülkemizde toplumsal ve ekonomik alanda olduğu gibi, eğitim alanında da eşitsizliğin, adaletsizliğin ve hoşgörüsüzlüğün yoğun bir şekilde yaşandığını ifade etmeliyim.
-Ülkemizde liyakat yolu ile devlet kurumlarında iş bulmak, meslekte yükselmek, iktidara yandaş değilseniz hemen hemen son buldu.
-KHK ile işten atılan eğitim emekçileri, özel işyerlerinde bile iş bulmaları uzun süre engellendi.
-Atanamayan-atanmayan öğretmenlerin durumu içler acısı. Ne iş olursa yaparım abi, konumuna düşürüldüler.
-Ücretli olarak çalışan öğretmenlerin durumu daha da kötü. Askeri ücretin çok altında ve güvencesiz çalışmaktalar ve hiçbiri bir ev geçindirecek ücret alamamakta, aldıkları ücreti anne-babalarına yük olmamak için, harçlık olarak kullanmaktadırlar.-
*
Üniversite öğrencileri ülkenin her yerinde barınma sorunu yaşamakta, yetersiz yurtlar, öğrencileri cemaat yurtlarının kucağına itmektedir.
Değerli canlar, eşitsizliğin çok yoğun olduğu, çeşitli nedenlerle yoksul düşürülmüş, çağdaş, laik eğitime erişime engellenmiş bir topluluğun üyesi olarak, Can Erzincanlılar Vakfı’nın Türkiye’de yaptığı çalışmaları, iyi yürekli insanlar takdirle, hürmetle, saygıyla izlemektedir.
Öğrencilere kitap, çanta, ayakkabı, giysi, gıda yardımları; eğitime erişimi kolaylaştırmak için verdiğiniz burs desteği!.. Pandemi ve depremde ihtiyaç sahipleri hasta ve yaşlılar ile gösterdiğiniz dayanışma, bu kadar eşitsizliğin yaşandığı bir ülkede son derece anlamlı, kıymetli ve saygıdeğer olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.
Burada beni heyecanlandıran ve umudumun hep diri kalmasını sağlayanı ifade etmek istiyorum… Ülkemizden çeşitli nedenlerle ayrılmış sizlerin; kendi ülkenizin çocuklarının da; dünyanın her hangi yerdekiler gibi çağdaş, laik, bilimsel ve demokrat insan yetiştirme mücadeleniz ve azminiz, yaşama dair, tüm insanlığın içini ısıtmaktadır.
Kendi evlerinin dışında da ateşler yakıp, o evleri ısıtanların, ruhlarda yarattığı sıcaklık asla gönüllerden çıkmayacaktır.
Sevgi ve saygıyla, tüm dayanışma duygularımla sizleri selamlıyorum.
Yaşasın dayanışma…
Yaşasın Can Erzincanlılar Vakfı…
27.03.2022
Ali Koca, Leiden/ Hollanda
#CanErzincanlılarVakfı #AliKoca #Yardımlaşma #İyilik #Dayanışma #Eğitim #MustafaKemal #ÖzgeKoca #Vakıf #Öğrenci #Bursiyer #HayırSever
0 notes
Text
Hatay’da Tarımsal Üretimde Onarıcı Dönüşüm İçin Yola Çıktık Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Hatay’da çiftçilere yönelik "Tarımsal Üretimde Onarıcı Dönüşüm Projesi"ni başlattı. Proje, bölgede sürdürülebilir ta...
0 notes
Text
Bursa’da dönüşüme ‘Yeşil Kapsül’
https://pazaryerigundem.com/haber/184917/bursada-donusume-yesil-kapsul/
Bursa’da dönüşüme ‘Yeşil Kapsül’
Bursa Büyükşehir Belediyesi, yenilikçi tarım ve ekoloji bilgilerini vatandaşlara ulaştırmak, yediden yetmişe herkesi doğa ve çevre konusunda bilinçlendirmek amacıyla ‘Yeşil Kapsül’ projesini başlattı.
BURSA (İGFA) – Tarih, doğa, turizm, sanayi ve tarım kenti olmak gibi birçok özelliği bünyesinde barındıran Bursa’da ekolojik dengeyi koruyup geliştiren bir toplum oluşturmayı amaçlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, iştiraklerinden Tarım Peyzaj AŞ marifetiyle ‘Yeşil Kapsül’ projesini başlattı.
Tarım ve ekoloji bilimini bir araya getiren interaktif bir öğrenme ortamı sunan projenin, Bursa’nın farklı bölgelerine taşınabilmesi için özel konteynerler oluşturuldu.
Her yaş ve meslek grubundan katılımcıya hitap edecek şekilde tasarlanan konteynerlerde, ilgi çekici ve eğitici içeriğe sahip laboratuvarlar ve atölyeler bulunuyor. Gezici merkezlerle, yediden yetmişe tüm Bursalıların ekoloji ve tarım konularında bilinçlendirilmesi, yenilikçi tarım ve ekoloji bilgilerinin ulaştırılması, sürdürülebilir tarım tekniklerinin pratik ve uygulamalı şekilde sunulması amaçlanıyor.
‘Yeşil Kapsül’ projesi kapsamında Mihraplı Parkı’nda oluşturulan alandaki açılış törenine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Tarım Peyzaj AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aydın Saldız, Tarım Peyzaj AŞ Genel Müdürü Sedat Akar, Tarım Peyzaj AŞ yönetim kurulu üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.
“GENİŞ KİTLELERE HİZMET VERECEK”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ‘Yeşil kapsül’ projesiyle vatandaşları tarım ve ekolojik konulardaki yenilikçi yaklaşımlar hakkında bilgilendireceklerini söyledi.
Tarımdaki yeni anlayışlardan yeni sistemlere kadar birçok konunun proje kapsamında hazırlanan konteynerlerde uygulamalı olarak gösterileceğini belirten Başkan Bozbey, projede emeği geçen herkese teşekkür etti. Konteynerlerin Mihraplı Parkı’nda 4 ay boyunca kalacağını açıklayan Başkan Bozbey, “Bu projeden, her yaştan insanımızın yararlanmasın arzuluyoruz. ‘Yeşil Kapsül’ projesi, tarım ve ekoloji bilimini bir araya getiren, interaktif öğrenme ortamı sunan bir çalışmadır. Bursa’nın çeşitli yerlerine taşınabilmesi için de konteynerlerde projeyi yürütüyoruz. İçerisindeki çalışmalar her yaştan ve meslek grubundan katılımcıya hitap edecektir. İlgi çekici ve eğitici içeriğiyle de öğrencilerimiz başta olmak üzere geniş kitlelere hizmet verecek. Projeyi onların ayağına götürerek sürdürülebilir yaşam pratikleri anlatılacak. Mobil eğitim konteynerleriyle vatandaşlar yenilikçi tarım ve ekoloji bilgilerine rahatlıkla ulaşabilecek. Katılımcılara pratik ve uygulamalı deneyimler sunulurken, doğaya ve yaşam biçimlerimize uygun bilgiler de verilecek” dedi.
Yosun duvarları, dikey tarım alanları ve çeşitli seralarla, Bursalılara sürdürülebilir tarım tekniklerini uygulamalı olarak öğretmeyi amaçladıklarını anlatan Başkan Bozbey, “Koku duvarları ve tohum sergileri gibi özellikler, bitkilerin çeşitliliği ve kullanımı hakkında bilgi sunmaktadır. Ayrıca laboratuvarlar ve atölyeler, katılımcılara kendi bitkilerini yetiştirme şansı verirken, çeşitli bilimsel deneyler yapma imkânı da sağlamaktadır. Bu merkez, doğa ile iç içe, eğitici ve etkileşimli bir deneyim sunacaktır. ‘Yeşil Kapsül’ projesi, Bursa’ya ve Türkiye’ye örnek olacak bir projedir. Emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Açılış konuşmasının ardından Başkan Bozbey ve beraberindekiler tarafından açılış kurdelesinin kesilmesiyle proje alanı ziyarete açıldı.
Mobil eğitim konteynerlerini gezerek sergiler hakkında bilgi alan Başkan Bozbey, minik katılımcılarla birlikte ‘Kendi Bitkini Üretme Atölyesi’ne de katıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Mezarlıkları ne zaman imara açacaksınız?
Fikret Başkaya
“Modernlik, insanların geçim araçlarına sistematik olarak yabancılaşmasından ve hayatın bekasını sağlayan doğal ortamlar ile ekosistemlerin ortadan kaldırılmasından ayrılamaz”. Jonathan Crary
Kapitalizm, ücretli emek sömürüsü, karşılığı ödenmeyen kadın emeği ve doğa yağma ve talanıyla yol alan bir sistemdir. Sınırsız büyüme-genişleme-yayılma eğilimine ve dinamiğine sahiptir… Varlığını büyümeye borçludur. Aslında söz konusu olan da sermayenin büyümesidir… Büyüme veya yok olma ikilemiyle malûldür… Balıklar nasıl su olmadan yaşayamazsa, kapitalizm de büyümeden var olamaz…
Gerçi kapitalizm sınırsız büyüme-genişleme-yayılma dinamiğine sahiptir ama bu dünyanın kayrakları sınırlı, sonlu… Bir zaman geliyor, şimdilerde olduğu gibi sınırsız büyüme, kaynakların sınırına dayanıyor… Sermayenin büyümesi, eş zamanlı olarak sosyal kötülükleri (işsizlik, yoksulluk, sefalet, aşağılanma, etik yozlaşma…) büyütmeden, ekolojik (doğa) tahribatı derinleştirmeden mümkün olmuyor…
Neoliberal çağda kapitalizm (sermaye) büyümekte zorlandıkça, değerlenme sıkıntısı çektikçe, kamuya ait kaynakları ve müşterekleri gasp etti, ki, ona özelleştirme diyorlar… Burjuva iktisatçıları, burjuva politikaları ve bir kısım sendikacı (ki, bizde küçük bir istisna dışında kalan sendikalar, işçi sınıfının, ezilen ve sömürülen sınıfların değil, devletin ve sermayenin örgütleridir…), özelleştirmenin verimliliği artırdığını söylüyorlar… Oysa asıl amaç, büyüme sıkıntısı çeken sermayeye yeni değerlenme alanları açmaktı… Özelleştirme, vergilerle oluşturulmuş (Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) denilen kurumların sermayeye satılmasıyla (peşkeş çekilmesiyle densin) başladı ve şimdilerde hava ve sokaklar dışında özelleştirilmemiş, metalaşmamış, kâr aracına dönüştürülmemiş, soysuzlaşmamış hiç bir şey kalmadı… Aslında bu yazının başlığı ‘sokakları ne zaman özelleştireceksiniz’ de olabilirdi…
Oysa, tüm yaşam kaynaklarının ve araçlarının özelleştirilip, kâr aracına dönüştürüldüğü bir toplumsal yaşam sürdürülebilir değildir… Müştereklerin, herkesin kullanımına sunulan, sunulması gereken, yaşam araçlarının, alanlarının ve kaynaklarının özel mülkiyet konusu olduğu, sermaye tarafından gasp edildiği bir toplum, insanları bir arada tutan, birlikte yaşamın temelini oluşturan tutkaldan, temelden yoksun demektir…
Velhasıl insan ve toplum yaşamının tüm veçheleri utanmazca yağmalandı, talan edildi, bir kâr aracına dönüştürüldü… Su parayla satılıyor ve bir de vergi alınıyor… Doğrusu, suyun parayla satılmasını sorun etmeyen, kabullenen, sineye çeken toplumun da sorun edilmesi gerekmiyor mu? … Eğitim, sağlık, güvenlik dahil her şey özelleştirildi… Sağlığın bir kâr aracına dönüştürülmesinin mantığı nedir? Hastanelerin birer şirkete dönüştürülmesi utanılacak bir şey değil mi? Parası olanın sağlık hizmetine ulaşabildiği bir toplum ne demektir? Eğer insanlar soru sorma yeteneklerini kaybetmişse olacağı budur…
Artık yollar, köprüler, tüneller, yaylalar, meralar, deniz sahilleri… özelleştirilmiş durumda… Sahillerin özelleştirilmesi demek aslında denizlerin de özelleştirilmesi demektir… Artık özelleştirilmemiş, meta kategorisine indirgenmemiş, yağmalanmamış, talan edilmemiş hiçbir şey yok…
Gerçi Türkiye’de siyaset oldum-olası bütçenin, hazineni ve müştereklerin(herkesin olan, olması gereken ortak yaşam kaynaklarının ve alanlarının) yağmalanmasıyla yol alıyor ama dinci AKP tüm rekorları kırdı… AKP iktidarında müştereklerin yağmalanması insan havsalasını zorlayacak boyutlara ulaştı… Artık bir şey ‘ihtiyaç’ olduğu için yapılmıyor… Ne yaparsam kâr ederim, bütçeyi, hazineyi yağmalarım, talan ederim sorusunun cevabı olarak yapılıyor…
Ne zaman ‘imara açıldı’, ‘turizme açıldı’, ‘ÇED raporu gerekli değildir’, ‘acele kamulaştırma kararı alındı’ dendiğini duysam için cız ediyor… İmar, umrân’dantüremedir. Şenlendirme, bayındır hale getirme demektir… Şimdilerdeyse tam bir yıkım ve yok etme aracı… Güzelim topraklar turizm için betonlaştırılıyor, asvaltlanıyor… Turizm amacıyla verimli toprakları telef etmenin, zengin turizmi için ülkenin geleceğini yok etmenin mantığı nedir? Eğer ekolojik yıkım, atmosferin ısınması bu hızla devam eder, vakitlice durdurulamazsa, o beş yıldızlı otellerinizin birer çöp yığını olacağından kuşkunuz olmasın… Korona virüs günlerinde turizme bel bağlamanın ne demeye geldiği anlaşılmadı mı?
Adı ‘Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği’ olan bir bakanlık var. Öyle bir bakanlığın ne yapması gerekir? Ekolojik dengeleri gözetmesi gerekmez mi? Bizde yıkımın ve yok etmenin hizmetinde… Yangına körükle gidiliyor… Yağma ve talanı meşrulaştırıyor. Acele kamulaştırma doğa yağmasının önündeki sınırlı engelleri de ortadan kaldırıyor… Aslında ‘kamulaştırma’, tanımı gereği kamu yararı amacıyla yapılana deniyor ama bizde tam tersi söz konusu… Özel çıkar için kamu kaynaklarını, müşterekleri yağmalamanın gasp etmenin hizmetinde… İnsanlar evlerini, bahçelerini, tarlalarını gözü kararmış şirketler hesabına yıkmak özere gelen ‘iş makinalarının’ gürültüsüyle uyanıyor… Yıkıma itiraz etmeleri kanunlarla yasaklanmış durumda… Aslında Orta Çağın sonlarında, kapitalizmin şafağında, Avrupa’da kamusal alanların, müştereklerin (tarlaların, otlakların, ormanların, suyun…) yeni yetme kapitalistler ve soylular tarafından gasp edilmesine çitleme deniyordu… İnsanlar ortak yaşam alanlarından kovuluyor, çitlerle çevriliyordu… Şimdilerde bizde yapılan onun XXI’inci yüzyıldaki tekrarı gibi…
Karl Polanyi, Büyük Dönüşüm adlı ünlü eserinde, toprakların, meraların, otlakların, bir bütün olarak ortak yaşam alanlarının yağmalanmasından söz ederken şöyle diyordu: “Toprak çevrimlerine haklı olarak, zenginlerin yoksullara karşı gerçekleştirdikleri bir devrim denilmiştir. Soyular bazen şiddete başvurarak, sık sık da baskı ve yıldırma yoluyla, eski düzeni bozuyor, eski yasa ve gelenekleri ortadan kaldırıyorlardı. Yoksulların ortak arazideki paylarını alenen ellerinden alıyor, onları eskiden geleneğin yıkılmaz gücüne dayanarak kendilerinin ve mirasçılarının bildikleri meskenleri yerle bir ediliyordu. Toplumsal doku parçalanıyordu. Terk edilmiş köyler ve yıkılmış evler, ülkenin savunma mekanizmalarını tehdit eden, şehirleri yerle bir eden, nüfusunu azaltan, toprağını yıpratıp toza çeviren, insanlarını bizar eden, onları namuslu çiftçilerden dilenci ve haydut çetelerine dönüştüren devrimin acımasızlığına tanıklık ediyorlardı”.
İnsanların aklını başına alıp, bu sefil sürece dur demek için daha ne kadar beklemeleri gerekiyor? Ayaklarının altındaki zemin hızla çökerken bu atalet niye?..
0 notes
Text
İlkokula Hazırlık Final Deneme Sınavı -3
İlkokula Hazırlık Final Deneme Sınavı -3 İlkokula Hazırlık Final Deneme Sınavı -3 Auzef Çocuk Gelişimi 4. Sınıf 2023 – 20234 eğitim yılı sınavına hazırlık soruları 2023-2024 İlkokula Hazırlık Ünite -3 Okula Uyum Programları 1- Okula uyum programlarının dayandığı ekolojik sistemler kuramı içinde aşağıdakilerden hangisi yer almaz? A) Ekzosistem B) Koronosistem C) Mezosistem D) Mikrosistem E)…
View On WordPress
0 notes
Text
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları, iş ortamında sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarını oluşturarak; iş kazalarını önlemeyi ve meslek hastalıklarını en alt düzeye indirmeyi, böylece maddi ve manevi kayıpları engelleyerek verimliliği artırmayı amaçlar.
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları
Çalışanların yaşamını tehlikeye sokan, sağlığını tehdit eden, ekonomiye zarar veren, “kaza” ve “meslek hastalığı” dediğimiz olayları önler ve çalışanın sağlığını korur. İş güvenliği, çalışanları korumanın yanı sıra üretim ve işletmenin güvenliğini sağlayan, ekolojik zararı en alt düzeye indiren uygulamaları da bünyesinde barındırmaktadır. Üst Yönetimin Sorumlulukları
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’nin başarıya ulaşabilmesindeki en önemli ve hayati güç, yönetimin kararlılığı ve kesintisiz desteğidir. Sistemin kurulması, korunması ve anlaşılıp benimsenmesi için üst yönetimin kararlılığı gerekmektedir. Kurulan sistemin yaşatılabilmesi için kaynak yaratılması ve şirketteki uygulayıcıların harekete geçirilmesi için üst yönetimin sürekli desteği şarttır. Bu bağlamda, şirket üst yönetiminin bu gerçeklerin farkında olması ve uygulanabilir teknolojileri göz önünde tutarak, hayata geçirilmesi konusunda kararlı ve gayretli olması şirketin sürdürülebilirliği için de önemlidir. Şirket yönetimi; - İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’nin firma yararına ve gelecekte var olmanın ana koşulu olduğuna, - İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’ni destekleyen bir “firma politikası ve kültürü” oluşturulması gerektiğine, - İş Sağlığı ve Güvenliği performansının korunması ve geliştirilmesinde organizasyonel olduğu kadar, bireysel sorumluluk ve katkıların da önemine, - İş Sağlığı ve Güvenliği konularında fark oluşturan çalışanların teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesi gerektiğine, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’ne organizasyonun her seviyesinden sorumluluk bilinci ile katılım ve destek sağlanmasının önemine ve bunun kararlılık gerektirdiğine inanmalıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ile Sağlıklı ve güvenli iş ortamı yaratılması ile elde edilen yüksek verim ve motivasyon, dolayısıyla Gün Kayıplı İş Kazalarında azalma olur… Üst yönetim, kararlılığını paylaşırken çeşitli iç iletişim yöntemleri kullanabilir. Üst yönetim çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kararlılığını aşağıdaki yöntemleri ile iletebilir; - Tüm yöneticiler iş sağlığı ve güvenliği politikasının eğitim dokümanlarında, herkesin erişebileceği alanlarda, kullanılan el kitaplarında, çalışma kitaplarında bulunmasını sağlar, mevcudiyetini yılda bir kez kontrol eder - Üst yönetim, iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye sokacak durumlarda üretimi durdurma kararlılığı gösterebilir - Üst yönetim belirli zamanlarda çalışanlara iş sağlığı ve güvenliğinin önemi ile ilgili yazılı ya da sözlü mesajlar iletebilir. - Üst yönetim çalışanların ailelerine iş sağlığı ve güvenliğinin önemi ve uyulması gereken kurallar ile ilgili bir mektup iletebilir. - Üst yönetim çalışma alanlarına sadece iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili saha kontrolü ve incelemesi gerçekleştirebilir. - Tüm yöneticiler periyodik olarak kendi sorumluluk alanlarındaki durum hakkında ekipleri ile birlikte iş sağlığı ve güvenliği toplantıları gerçekleştirebilir ve bu toplantı notlarının kayıt altına alınarak muhafaza edilmesini sağlayabilir. Organizasyon ve Sorumluluklar Başarılı bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi uygulaması için organizasyonel yapı, görev alan tarafların görev ve sorumlulukları belirlenmelidir. Şirket Genel Müdürü’nün ve diğer yöneticilerin görev ve sorumluluğu İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’ne liderlik yapmaktır. Bu amaçla, üst yönetim; - Şirketin iş sağlığı ve güvenliği kapsamındaki politika ve vizyonunu belirlemeli, - Başarılı bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi için organizasyonel yapıyı tanımlamalı, yetki ve sorumlulukların belirlenmesini sağlamalı, - Etkin bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’nin geliştirilmesi ve sürdürülebilir olması için gerekli kaynakları sağlamalıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ile Eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi ve karşılanması ile bilgi aktarımının sağlanması, firma kültürünün geliştirilebilmesi, bilgi ve tecrübenin artırılarak personel kapasitesinin geliştirilmesi sağlanabilir. İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu Nasıl Kurulur? İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi (İSG Birimi), işyerinde etkin bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’nin kurulması ve geliştirilmesindeki yapı taşlarından biridir. Bu amaçla İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi; - İşyerinde sağlık ve güvenlik tehlike ve risklerinin belirlenmesi - Risklere karşı yürütülecek her türlü koruyucu, önleyici ve düzeltici faaliyeti kapsayacak şekilde, çalışma ortamı gözetimi konusunda rehberlik yapılması, - Çalışanların sağlığını korumak ve geliştirmek amacı ile yapılacak sağlık gözetiminin uygulanması, - İş sağlığı ve güvenliği kültürünün güçlendirilmesi amacıyla çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesi, - İşyerinde kaza, yangın, doğal afet ve bunun gibi acil müdahale gerektiren durumların belirlenmesi, acil durum planının hazırlanması, ilkyardım ve acil müdahale bakımından yapılması gereken uygulamaların organizasyonu ile ilgili diğer birim, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmasından sorumludur. İSG Birimi asgari olarak, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve gerekli ise diğer sağlık personelinden oluşur. İSG Birimi’nde yer alan personelin yetki ve sorumlulukları iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında ayrıntılı olarak yer almaktadır. Çalışanların Sorumlulukları Tüm çalışanlar, öncelikli olarak, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin ve/veya İSG Birimi’nin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür İş sağlığı ve güvenliği doğrultusunda tüm çalışanlar; - İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, ekipman ve bunların güvenlik donanımlarının talimatlara uygun şekilde kullanılması, - Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımın doğru kullanılması, - Sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında işin reddedilmesi, koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde amirlerine veya İSG Birimine ve çalışan temsilcisine derhal haber verilmesi, - Kendilerini ve çalışma arkadaşlarını koruması, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için üst yönetim, İSG Birimi ve çalışan temsilcisi ile işbirliği yapılması ve önerilerde bulunarak katılımcı olunmasından sorumludur. Periyodik İş Sağlığı ve Güvenliği Toplantıları İşveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasa ve yönetmeliklerin öngördüğü periyotlarda, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi içerisinde de yer alan toplantıların gerçekleştirilmesi için ilgili yasa ve yönetmeliklerin öngördüğü periyotlarda, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul, görev yapmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri ve performansının iyileştirilmesi için yılda en az bir kez düzenlenen Yıllık İş Sağlığı ve Güvenliği Gözden Geçirme Toplantıları kurul toplantılarıyla destekleyici niteliktedir. Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde; Asıl işveren alt işverenin çalışan sayıları ayrı ayrı elli veya daha fazla ise asıl işveren ve alt işveren ayrı ayrı kurul kurar. İş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin yürütülmesi ve kurullarca alınan kararların uygulanması konusunda işbirliği ve koordinasyon asıl işveren tarafından sağlanır. Bir işyerinde sadece asıl işverenin çalışan elli veya daha fazla ise bu durumda kurul asıl işverence kurulur. Kurul oluşturma yükümlülüğü bulunmayan alt işveren, kurul tarafından alınan kararların uygulanması ile ilgili olarak koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar. - Alt işverenin çalışan sayısı elli veya daha fazla, asıl işverenin çalışan sayısı ellinin altında ise işyerinde kurul alt işverence oluşturulur. Asıl işveren alt işverenin oluşturduğu kurula işbirliği ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar - Asıl işveren ve alt işverenin çalışan sayıları ayrı ayrı ellinin altında ve toplam çalışan sayısı elliden fazla bulunduğu durumlarda ise koordinasyon asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur. Kurulun oluşumunda üyeler her iki işverenin ortak kararı ile atanır. - Asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmayan ve aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir. (1)Kurul aşağıda belirtilen kişilerden oluşur: a) İşveren veya işveren vekili, b) İş güvenliği uzmanı, c) İşyeri hekimi, ç) İnsan kaynakları, personel, sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi, d) Bulunması halinde sivil savunma uzmanı, e) Bulunması halinde formen, ustabaşı veya usta, f) Çalışan temsilcisi, sendikalı bir işyerinde ise işyeri sendika temsilcisi (işyerinde birden çok sendika temsilcisi olması halinde ise, işyeri sendika baş temsilcisi) (2) Kurulun başkanı işveren veya işveren vekili, kurulun sekreteri ise iş güvenliği uzmanıdır. İş güvenliği uzmanının tam zamanlı çalışma zorunluluğu olmayan işyerlerinde ise kurul sekretaryası; insan kaynakları, personel, sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi tarafından yürütülür. (3) Bu maddenin birinci fıkrasının (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde gösterilen üyeler işveren veya işveren vekili tarafından atanırlar (4) Birden fazla iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin bulunduğu işyerlerinde işveren tarafından görevlendirme yapılır. İş güvenliği uzmanının görevlendirilmesinde o işyerinin tehlike sınıfına uygun uzmanlar arasından birisi görevlendirilir. (5) Bu maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen üye o işyerindeki formen, ustabaşı veya ustaların yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilir. Seçimle belirlenememesi halinde işveren tarafından atanır. (6) Bu maddenin birinci fıkrasının (e) ve (f) bentlerinde sözü geçen kurul üyelerinin aynı usullerle yedekleri seçilir. Uygun standartların kullanılması, iş talimatlarının hazırlanması ile çalışma veriminin ve kalite seviyesinin yükseltilmesi, projelerin belirlenen süreler içinde tamamlanması olasıdır. İşveren veya işveren vekili, kurul için gerekli toplantı yeri, araç ve gereçleri sağlar.İşveren veya işveren vekili, kurulca hazırlanan toplantı tutanaklarını, kaza ve diğer vakaların inceleme raporlarını ve kurulca işyerinde yapılan denetim sonuçlarına ait kurul raporlarını, iş müfettişlerinin incelemesini sağlamak amacıyla işyerinde bulundurur. Kurullar, yapacakları tekliflerde, bulunacakları tavsiyelerde ve verecekleri kararlarda işyerinin durumunu ve işverenin olanaklarını göz önünde bulundururlar. Kurul üyeleri, görevleri nedeniyle işyerlerinin yapım ve üretim teknikleri, ticari sırları ve ekonomik durumları hakkında gördükleri ve öğrendiklerini gizli tutmak zorundadırlar.
İletişim Faaliyetleri İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi tüm çalışanlar tarafından bilinmesi gereken temel bir konudur. Bu amaca ulaşabilmek için firma yönetimi ve İSG Birimi, organizasyonun her aşamasında iletişimin sağlanması için gerekli olan bütün imkan ve araçları kullanmak, bu konudaki faaliyetleri desteklemek ve organize etmek durumundadır. Aşağıda bazı örnek iletişim faaliyetleri bulunmaktadır; - Şirket için İSG filmi hazırlanabilir (İSG Eğitim dökümanlarımızdan videolara ulaşabilirsiniz) - Şirket için İSG kurallarını belirten kitapçık / broşür hazırlanabilir - Her ay İSG ile ilgili bir mesaj belirlenerek e-posta yoluyla tüm şirket çalışanlarına duyurulabilir - E-posta adresi olmayan mavi yaka çalışanlar için aylık mesajlar uygun görsellerle afiş olarak tasarlanıp bastırılarak duyurular yaygınlaştırılabilir - İSG mesajları yemekhanelerdeki TV ekranlarında gösterilebilir - Aylık ya da dönemsel “İSG Bültenleri” hazırlanarak tüm şirket çalışanları ve paydaşlarla e-posta yolu ile paylaşılabilir. “İSG Bültenleri” dünyadan veya Türkiye’den gelişmeler ve örnekleri içerebileceği gibi şirketlerin yaptığı İSG çalışmaları hakkında bilgiler de içerebilir - Yapılan bilgilendirmeler ve eğitimlerin katkısını ölçmek amacıyla çalışanlara belirli aralıklarla İSG hakkında anketler uygulanabilir - “Ayın İSG Çalışanı” isimli panolar oluşturularak o ay herhangi bir iş kazasını bilinçli hareketi ile engellemiş kişilere Genel Müdür’den teşekkür yazısı gönderilerek isimleri toplu bir ortamda paylaşılabilir. (Şirket bültenleri, panolar, yemekhanedeki TV’ler gibi...) - 4-10 Mayıs İSG Haftası’nda ya da 28 Nisan Dünya İş Sağlığı Günü’nde Genel Müdür tarafından İSG ile ilgili bir mektup/e-posta gönderilebilir. İSG’nin önemini anlatan popup, imza banner uygulamaları bu hafta süresince kullanılabilir. - İşe yeni başlayan çalışanlara oryantasyon sırasında önceden hazırlanmış olan İSG filmi izletilebilir ve İSG kitapçığı verilerek şirketin İSG uygulamaları hakkında bilgilendirme yapılabilir. - Eğer şirket, iç iletişimi için intranet ya da portal kullanıyorsa, intranete/portala İSG ile ilgili bir bölüm açılabilir. Bu bölümün altına aşağıdaki başlıklar eklenerek (şirket tercihlerine göre başlık sayısı azaltılıp, artırılabilir) çalışanların mevcut çalışmalara daha kolay erişmesi sağlanabilir. Bu durum aynı zamanda şeffaf olarak bir arşivin de oluşmasına zemin hazırlayabilir. - İSG konusu ile ilgili çalışmalar yapan Dernek benzeri kuruluşlarda yer alarak iyi uygulamalar paylaşılabilir. - İSG konusunu içselleştirmiş, gerekli terminolojik bilgiye sahip bir basının oluşturulması, haberlerin doğru, anlaşılır şekilde kaleme alınması ve aktarılması için basına yönelik eğitim programları oluşturulabilir - İSG hakkında yapılan iyi ve farklı uygulamalar özellikle yerel ve gerek duyulursa ulusal basın ile paylaşılabilir. - Fabrikaların konumlandığı alanlardaki çevre halkının İSG ile ilgili farkındalığını artırabilecek sosyal sorumluluk projeleri uygulanabilir - Yerel halkın, öğrencilerin, kanaat önderlerinin, çalışan ailelerinin, üretim yerlerindeki İSG uygulamalarını görmesi adına açık kapı günleri organize edilebilir. - Şirketlerin sosyal medya hesaplarından şirketin iyi örnek İSG uygulamaları paylaşılabilir. - İSG ile ilgili sektörel yayınlar için iletişim planı hazırlanabilir. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’nin kavranabilmesinde ve gereği gibi uygulanabilmesinde iki önemli özellik; yeterlilik ve farkındalıktır. Bunun sağlanmasında en önemli araç güçlü iletişimdir. Sürdürülen tüm faaliyetlerde, aşağıdaki hususlar mutlaka önceden tanımlanmış, planlanmış ve sağlanmış olmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği kavramının çalışanlar başta olmak üzere ilgili taraflara iletildiğinden ve onlardan bilgi alındığından emin olunmasını sağlayacak prosedürler oluşturulmalıdır. İş Güvenliği Karikatürleri Temel Kurallar Planlı çalışarak, iş kontrolünü sağlayarak, risk analizlerini yaparak; proaktif (önleyici) ve reaktif (düzeltici) tedbirleri şirket genelinde etkin ve yaygın bir şekilde kullanarak güvenli bir iş yeri yaratabileceğimizi ve mümkün olduğunca kazalardan kaçınabileceğimizi biliyoruz. Bu amaç doğrultusunda, uyulması zorunlu olan temel kurallar mutlaka belirlenmelidir. Meydana gelen İş Kazalarının bildirilmesi haricinde tüm temel kurallar proaktif ifadelerden oluşturulmalıdır. Kuralların kısa, öz ve anlaşılır olması esastır. Temel kurallara doğal hatalar veya ihmaller nedeniyle birkaç kez uyulmaması veya bu kuralların tek bir kez dahi olsa bilinçli ve/veya açık olarak çiğnenmesi durumunda çalışma mevzuatının ilgili hükümleri uygulanır. İnsan davranışı kaynaklı kaza ve kayıpların önüne geçilmesi ve riskin azaltılması amacıyla, kaza sonuçlarının sınıflandırılması, iş kazalarının nasıl bildirileceği ve araştırılacağı vb. tanımlanmalıdır Varlıkların Korunması Şirket, iş sağlığı ve güvenliği açısından kritik olan tüm iş yeri, makine ve ekipmana, yönelik olarak -belirlediği kriterlere uygun- prosedürler geliştirilmelidir. Yeni devreye alınacak iş yeri, sistem ve proseslerde, riskleri kontrol altına alabilecek gerekli önlemler alınmalıdır. Bu doğrultuda: - Uygun iş güvenliği ekipmanının sağlanmasını, uygun şekilde periyodik kontrol ve bakımının yapılmasını sağlayacak bir sistem hazırlanmalıdır. - İş yerinin ihtiyacı olan teçhizat (alarmlar, dedektörler, yangın söndürme ekipman ve cihazları, hidrant sistemi, tüplü teneffüs cihazı, vs.) belirlenmeli ve temin edilmelidir - İş yeri ve varlıklarının korunmasına yönelik tedbirler belirlenmelidir. - Yukarda belirtilen ekipman ve cihazın doğru kullanımı, görevlerin aksamadan yerine getirilmesi amacıyla uygun talimatlar ve eğitim programı hazırlanmalıdır. - Koruyucu bakım / mühendislik faaliyet ve planları da bu kapsamda düşünülmelidir - Risk Değerlendirmesi ve Risk Yönetimi süreci, bu konudaki çalışmalara esas teşkil etmektedir Prosedürler, İş Talimatları İşyeri yönetimleri tarafından, iş sağlığı ve güvenliği açısından kritik olan tüm faaliyetler için gerekli olan prosedür / iş talimatları hazırlanmalı ve yazılı hale getirilmelidir. Söz konusu dokümanlar, performans kriterlerine, ilgili standart ve yasal gereksinimlere cevap verecek nitelikte olmalıdır. Risk Değerlendirmesi ve Risk Yönetimi çalışmaları sırasında prosedür eksiklikleri veya mevcut prosedürlerin etkisizliği, anlaşılmamış olması, kullanılmıyor veya uyulmuyor olması, yeterli veya uygun olmaması gibi tespitler “İyileştirilmesi Gereken Hususlar/Uygunsuzluklar” olarak belirlenir ve DÖF (Düzeltici ve Önleyici Faaliyetler) kapsamında çözüme ulaştırılır. Belirlenen genel güvenlik kuralları çalışanlara, alt işverenlere/tedarikçilere ve çalışanlarına, iş yerinde mesleki beceri eğitimi gören öğrencilere ve stajyerlere iletilmeli ve uygulanması için gerekli aksiyonlar alınmalıdır. Kaza Bildirim, Araştırma ve Raporlama Prosedürü Kaza Bildirimleri Nasıl Yapılır? Şirket, meydana gelen ve sonuçlanan iş kazalarının araştırılmasına ve böylece hatalardan gerekli dersleri çıkararak, kaza tekrarlarını önlemeye yönelik düzeltici faaliyetlerin hayata geçirilmesine imkan veren bir sistem oluşturur. Read the full article
0 notes