#ediniz
Explore tagged Tumblr posts
Text
keyifçilik 🤌🏻
17 notes
·
View notes
Text
İslam coğrafyalarındaki zulme nasıl engel olabiliriz?
Yeryüzünde Müslümanların hükmü ve sözü geçmiyor. Dünya işlerinde güç ve hakimiyet zalimlerin elindedir. İslam’a ve Müslümanlara nefes aldırmıyorlar. Doğu Türkistan, Arakan, Suriye, Filistin, Irak ve diğer İslam beldeleri... Ne zulümler yapıldı ve yapılıyor!
İslam’ın şerefi ve izzeti ayaklar altına almaya çalıştılar.
Bizler ise hiç bir şey yapamadık.
Dua etmekten, sosyal medyada paylaşım yapmaktan veya slogan atmaktan başka bir şey yapmaya gücümüz yetmiyor. Onu da zaten gündem olduğunda yapıyor, diğer günlerde çoğunlukla unutuyoruz.
Peki yapmamız gereken başka bir şey yok mu?
Aslında Sevgili Allah’ımız bize Kuran’ı Kerim’de neden bu hale geldiğimizi ve ne yaparsak düzeleceğimizi bildiriyor. O halde dikkatlice okuyalım.
Ey iman etmiş olan kimseler! Sizi çok acı verici büyük bir azaptan kurtaracak olan pek değerli bir ticareti size göstereyim mi? (Saff 10)
Şu an Ehli İslam’ın içinde bulunduğu bu zulüm büyük bir azabı elimdir. Dünyadaki azaptır. Bizim de bir şey yapamıyor olmamız ayrı bir azabı elimdir. Dünyada nerede bir zulüm zalim varsa Allah onların karşısına Türk milletini çıkarmıştır. Bu Millet İslamiyete girmeden önce bile zulme engel olmayı kendisine vazife saymıştır. Şimdi ise bizim gücümüz zayıfladığı için zalimin zulmüne engel olamıyoruz. Müslümanların acısını yüreğinde hissedenler için bu durumda ayrı bir azaptır.
Buyur Allah’ım ne yaparsak kurtuluruz?
Allah’a ve Resul’üne (hakiki manada) iman edeceksiniz, mallarınızla ve canlarınızla da Allah yolunda cihatta bulunacaksınız! (Saff 11)
İlk yazdığımız Ayeti Kerimede “Ey iman etmiş olan kimseler!” diye seslenen Rabbimiz, peşinden gelen ayette “İman edin” buyurdu. “İman ettim” diyenlere “hakiki iman edin” buyuruyor. “Surete iman etmek sizi kurtarmaz” buyurmuş oluyor.
Allah yolunda cihatta bulunacaksınız!
En büyük cihat nefsimizle olan cihattır.
Nefsimizle cihat edip sabah namazına ve diğer namazlara cemaate gidemiyorsak, nefsimizle cihat edip tesettürümüze dikkat edemiyorsak zaten düşmana karşıda cihat etmeye muvaffak olamayız.
Peki Allah’ım başka ne yapalım?
Allah’a ve Resul’üne itaat edin! (Enfal Süresi 46)
Peygamber Efendimize (s.a.v) tabi olmadan onun emirlerini yerine getirmeden dünyada ve ahirette kurtuluşa ermemiz mümkün değildir.
Efendimiz (s.a.v) hakimiyetin ilacınının onun sünnetine uymakta olduğunu bildiriyor;
"Benim sünnetime yapışıcılıkta daim olduğunuz müddetçe düşmanlarınızın üzerine galip olucusunuz. Eğer benim sünnetimden çıkarsanız Allahu Teâlâ sizi korkutanları sizin üzerinize musallat eder. Ta ki benim sünnetime dönünceye kadar, bu korku kalbinizden çıkarılmaz."
Hadisi Şerifin başında müjde var. Nedir o? "Benim sünnetime yapışıcılıkta daim olduğunuz müddetçe dünyaya hakim olursunuz" buyurulmasıdır. Sonunda da müjde var. O da “sünnetime dönerseniz düşmanlarınızdan kurtulursunuz” denilmesidir.
Efendimizi (s.a.v),sünnetini ve hadis-i şeriflerini bu milletin nazarında itibarsızlaştırmaya çalışmalarının asıl sebebi ona uyduğumuz takdirde gücün yeniden bizim elimize geçeceğini bilmelerindendir. Onlar bunu bizden daha iyi biliyorlar.
Bakınız Resüllah’a (s.a.v) uymanın önemi hakkında mühim bir misal verelim.
Uhud muharebesi...
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve sellem) Abdullah bin Cübeyr'in kumandasında elli kişilik okçu bölüğünü bir tepeye yerleştirdi. Sonra da tembihte bulundu: "Düşman atlıları arkamızdan dolaşıp bizi kuşatabilirler. Sizin vazifeniz onların buradan geçme teşebbüslerine ok atarak mani olmanız. Biz galip de gelsek, mağlup da olsak siz benden emir gelmedikçe sakın yerlerinizden ayrılmayın. Söz veriyorum size bu emrime itaat ederseniz onları yeneceğiz."
Harp başladı. Savaşın daha ilk safhasında Kureyş bozguna uğradı. Müşrikler kaçmaya başladı. Bunu gören mücahidler savaş alanına dağılarak ganimet mallarını toplamaya koyuldular. Ayneyn Tepesi'nde durumu seyreden okçular da birbirlerine: "Burada ne bekliyoruz? Savaş bitti, zafer kazanıldı, biz de gidip ganimet toplayalım" dediler. Abdullah bin Cübeyr (Radıyallâhu Anh): "Arkadaşlar! Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve sellem) emrini unuttunuz mu? Ondan emir gelmedikçe yerimizden ayrılamayız" diye onları uyardı. Fakat elli kişiden kırk üçü: "Durum belli. Savaş kazanıldı, beklemeye gerek yok" dediler, mevziiyi terk ettiler.
O zaman düşman Okçuların dağıldığını fark edince iki yüz elli kişilik birlikle, okçuların yerleştirildiği tepeye girdi. Abdullah bin Cübeyr'i (Radıyallâhu Anh) ve orada bulunan yedi sekiz arkadaşını şehit ederek ganimeti toplamakta olan İslam askerlerine hücum etti. Kaçmak için yollara düşen müşrikler de geri dönüp saldırıya geçtiler. Savaşın seyri bir anda değişti. Müslümanlar önden ve arkadan iki hücum arasında mecalsiz kaldılar. Daha fazla dayanamayıp dağıldılar. Yetmiş kişi şehit oldu. Az kaldı bu iş, İslam'ın tamamıyla yeryüzünden silinmesine sebeb olacaktı. Rasulullah’ın emrini kırdılar. Orada Allah'a muhalefet etmiş oldular. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve sellem) Mevla'dan söz almasaydı kendi başına der miydi: "Sözümü tutarsanız harbi kazanacağız." Bunu unutmayın! Bu nerede anlatılıyor? Âl-i İmrân Suresi'nde:
"Andolsun ki siz O'nun izniyle, onları (müşrikleri) kırıp geçirdiğiniz sırada Allah size olan vaadini yerine getirmişti. Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve andolsun ki (yine de) sizi bağışladı. Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır." (Âl-i İmrân,152)
Bakın bir söze itaat etmemek nelere sebeb oldu. Efendimizin (s.a.v) mübarek dişi kırıldı ve zırhından kopan iki halka yanağına saplandı. Bir taşla dudağı yarıldı. İbni Kamile adlı bir kafirin kılıç darbesiyle yere yıkıldı. İslam ordusu darmadağın oldu.
Sadece bir emir! Peki bugün biz kaç emir yerine getirebiliyoruz?
Başka ne yapalım?
Çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız ve (kuvvetinizi temin etmek üzere arkanızdan esen) rüzgârınız (kaybolup) gider.
Gitti de zaten hiçbir kuvvetimiz kalmadı.
Şu an zulüm altında olmamızın en büyük sebeplerinden birisi de bölünmemiz parçalanmamızdır. Endülüs’teki Müslümanları önce birbirine düşürdüler sonra ülkeyi perişan ettiler.
Osmanlı’yı da aynı şekilde parçaladılar sonra yuttular. Tarihte birçok örnekleri var daha.
Ümmet birliğini sağlamadan nasıl zalimin önünde durabiliriz?
Daha kendi içimizde aynı mahallede aynı beldede hizmetlerde bile birbirimizle çekişiyorken nasıl ümmet birliğini sağlayabiliriz?
Bir olacağız. Kardeş olacağız tefrikaya düşmeyeceğiz. Bizi bölmeye başaranların oyunlarına daha fazla aldanmayacağız.
Son olarak Nur suresinin şu ayetini okuyalım.
“Allâh, o iman (şartlarını şeksiz şüphesiz tasdik) etmiş olan ve (namaz, oruç, hac, zekât gibi) salih ameller işlemiş bulunan sizlere (şöyle) vaad(ler)de bulunmuştur ki; kasem olsun; elbette onlardan önceki (imanlı ve itaatli) kimseleri (yeryüzünde hükümrân kılarak) halîfe kıldığı gibi (düşmanları olan kâfirleri helâk ettikten sonra onların) yerlerine geçirdiği gibi/kesinlikle onları da yerin tamamında (diledikleri gibi yönetimi ele geçiren) halîfe(ler) yapacaktır (düşmanlarını helâk edip) yerlerine geçirecektir, yine andolsun ki; elbette onlar için seçip beğendiği (İslâm) dinlerini mutlaka kendileri için (yüceltip tüm dinlere gâlip kılarak ve düşmanlarının onun aleyhindeki gayretlerini boşa çıkararak, o dini her konuda hükümleriyle sürekli amel edebilecekleri şekilde) iyice sâbit kılacaktır ve yine yemin olsun ki; elbette (düşmanlarından) korkularının ardından onları(n durumlarını) gerçekten mükemmel bir güvenceyle değiştirecektir. Çünkü onlar (sadece) Bana ibadet etmektedirler, Bana hiçbir şeyi ortak koşmamaktadırlar! İşte her kim bu (müjdenin zuhuru)ndan sonra (dinden dönerek) kâfir olursa/ (bu mûcizeyi gördüğü halde iman etmeyerek) kâfir kalırsa/, işte (kâfirlik ve azgınlıkta haddi aşan) fâsıkların ta kendileri ancak onlardır./ İşte her kim bundan sonra nankörlük yaparsa, işte (isyanda sınır tanımayan) fâsıkların ta kendileri ancak onlardır.” (Nur suresi 55)
Bakınız bu ayeti kerimede Rabbimiz bize müjde veriyor. Yemin ediyor galip geleceğiz. Yeniden zalime engel olacağız. Ama iki şartla iman ve ameli salih.
Ey Benim Müslüman kardeşim, yetmez mi artık bunca zülüm, mağlubiyet ve perişanlık. Artık Rabbimize dönelim, Habibine tabi olalım da tekrardan eski gücümüze ulaşalım.
Daha fazla uzatmak istemiyorum.
Hulâsa yapmamız gerekenleri tekrar sıralayalım.
1. Allah’a ve Rasülü’ne hakiki manada iman edeceğiz.
2. Allah önce nefsimizle cihatta bulunacağız. Sonra zalimlerle
3. Peygamber Efendimizin (s.a.v) tüm emirlerini öğrenip yerine getireceğiz.
4. Allah’ın bize emri olan ameli salihi işleyeceğiz.
Zulme uğrayan din kardeşlerimize en güzel yardımı İslamı yaşamakla yapabiliriz.
“Elimizden bir şey gelmiyor” demeyelim. Rabbimize ve Habibine itaat edelim. Ve Kuran’a dönelim. Göreceksiniz Rabbim İslam’ı dünyaya hakim kılacak ve bizler zulme engel olabileceğiz.
| Mustafa Burak
#islam#müminler#filistin#kudüs#zulüm#zalimler#müslümanlar#gündem hakkında#iman edenler iman ediniz#uyarı#imtihanlar#dünya#batı#avrupa#terrorist ısrael
27 notes
·
View notes
Text
🗣️ Karşı Yıkım Atatürk'ün Öldürülmesi ile Başladı
Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan gidenlerin de ortadan kaldırılması bu toplumun Atatürk'ün bıraktığı yüksek düzeyde medeniyet ve insanlık seviyesinden uzaklaşmasına yol açtı.
Mustafa Kemal Atatürk dünyanın en insani, en medeni ve kansız devrimini başaran bir ulusun lideridir.
Türk ulusunun küllerinden yeniden doğmasını sağlayacak tek fikir de yine ona aittir.
Mustafa Kemal'i öldürenleri, Atatürk'ün yolundan gidenleri engel görerek ortadan kaldıranları haklı çıkarmak adına onun Türk ulusu ile yaptığı devrime ve Cumhuriyete karşı yapılan yıkıma karşı devrim diyenler de Atatürk fikrini öldürmek isteyenler ile aynı yolun yolcularıdır.
İnsanlık devriminin karşısına hangi devrimi koyabilirsiniz ki ona devrim deme hakkınızda olsun.
Türk ulus devlet ve ulus düşmanlığının gizlenmesinin en başarılı iki kelimesi karşı devrim diye yıkıma makyaj yapmaktır.
Karşı devrim diyen herkes yıkımın destekçisi durumuna düşmüşlerdir.
Karşı devrim adı ile kitap yazanlar bile oldu.
Öyleyse Mustafa Kemal neden öldürüldü sorusuna yanıt arayabiliriz.
Bunun para, güç, sömürge ve devrimleri ile çok yakından bir ilgisi var.
Bektaşi kültürü terk edilerek Kanuni Sultan Süleyman zamanında Sünni kültür ile devlet yönetimi siyonist sömürünün Anadolu topraklarında sömürü düzeni kurmasının önünü açtı.
Mustafa Kemal Atatürk laiklik devrimi ile tekke, zaviye ve siyon mason localarını kapatarak siyonist sömürünün önünü kesti.
Türkiye Cumhuriyeti kendi bankasını kurarak paraya olan bağımlılığı da ortadan kaldıracak adımları attı.
Tarım ürünlerinin üretimini destekleyerek bu gelir ile ağır sanayi hamlesi başlattı.
Aldatılması olanaksız bir toplum yaratmak adına eğitim ve öğretimi hem milli değerlere uygun hemde üretim içinde eğitim, eğitim içinde üretim ile bilimsel düzeye taşıdı.
Başta laiklik olmak üzere halkçılık ve ulus milliyetçiliğini sapasağlam koruyacak yol bu tür bir eğitim ve öğretimden geçiyordu.
Dış düşman iç düşmanı bu yapılanları din düşmanlığı olarak topluma sunulur ise bu devrimin önü kesilir yine kendi sömürü düzenlerini Kanuni Sultan Süleyman zamanında olduğu gibi kurabilirlerdi.
Nitekim Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümü daha doğrusu öldürülmesi sonrası dış düşman iç işbirliçileri sayesinde bu fırsatı çok hızlı bir şekilde yakaladılar.
Mason siyon localarını kim yeniden açtı ise tarikat ve cemaatlerin önünün açılmasına yol açanlar onlardı.
Mustafa Kemal Atatürk yalnız bir devrimciydi.
Bu devrimin yapıldığı zaman yanında duranların ufukları onun ufkuna hiçbir zaman erişemedi.
Nitekim bu sinsi tutumlarını onun ölümü sonrasında bir siyasi intikama dönüştürerek din adına halkı kandırarak almaya kalktılar.
Beni Türk hükümlerine emanet ediniz yakarışı Mustafa Kemal Atatürk'ün zehirlenerek öldürülmüş olduğunun en geçerli delilidir.
Kimlerin neden ve nasıl yaptığının ortaya çıkarılmamış olması da Atatürk sonrası devleti yönetenlerin ayıbıdır.
Mustafa Kemal Atatürk ve Türk ulusuna karşı yapılan bu hile bugün yine kaybedecektir.
Çünkü Türk ulusu artık gerçeklerin ne olduğunu tüm gizlemelere ve aldatmaya karşı kimin kim olduğunu amaçlarının ne olduğunu anlamıştır.
Yarım kalan devrimleri tamamlamaya bu haklı kararlılık fazlasıyla yetecektir.
Bir başka sebep sonu geldiğini anlayan zalimlerin zulümlerini daha da artırmıştır olmaları bizim devrimi tamamlama başarımızı perçinleyecektir.
Haklı olan eninde sonunda kazanır. Kazanmak güç gerektirmez haklı olmayı gerektirir.
Mustafa Kemal Atatürk yüzünden Anadolu üzerinde planlarını bir asır ertelemek zorunda kalanlar, Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleri sayesinde bu niyetlerini sonsuza kadar unutmak zorunda kalacaklar.
] Önder KARAÇAY [
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#Atatürk'ün Ölümü#Atatürk'ün Öldürülmesi#Atatürk'ün yolundan gidenlerin ortadan kaldırılması#atatürk'ün insanlık devrimi#beni Türk hükümlerine emanet ediniz#mustafa kemal atatürk
3 notes
·
View notes
Text
Lütfen whatsapp’da dolaşan Halkı korku ve Paniğe sürükleyen haberlere itibar etmeyiniz. Bu tarz haberler paylaşanları Emniyet Genel Müdürlüğü, Cimer veya Cumhuriyet Savcılıklarına Şikayet ediniz.
Lütfen whatsapp’da dolaşan Halkı korku ve Paniğe sürükleyen haberlere itibar etmeyiniz. Bu tarz haberler paylaşanları Emniyet Genel Müdürlüğü, Cimer veya Cumhuriyet Savcılıklarına Şikayet ediniz. via IFTTT
View On WordPress
#cimer#cumhurİyet#dolaşan#ediniz.#emniyet#etmeyiniz.#genel#haberler#haberlere#halkı#IFTTT#Instagram#itibar#korku#lütfen#merzifon#Müdürlüğü#paniğe#paylaşanları#savcılıklarına#Şikayet#sürükleyen#Tarihi#tarz#veya#whatsapp’da
0 notes
Text
İnsanlara akılları yettiği kadar hitap ediniz, ötesine geçmeyiniz.
495 notes
·
View notes
Text
Çiçek açsın mı gönlünüz?
o zaman
Tebessüm ediniz zarifçe, tüm anlamsız boş hüzünlerinize... :)
186 notes
·
View notes
Text
Langirt - Pro+
Langırt, futbol sporunu simüle eden popüler bir masa oyunudur. Dönen çubuklara monte edilmiş minyatür futbolcuların bulunduğu özel tasarlanmış bir masa olan langırt masasında oynanır. Oyunun amacı, stratejik hareketler ve hızlı refleksler kullanarak oyuncuların topu rakibin kalesine atmasını sağlamaktır. Langırt, her yaştan ve beceri seviyesinden insanın oynayabileceği hızlı tempolu ve rekabetçi bir oyundur. Genellikle eğlence alanlarında, oyun odalarında ve hatta profesyonel turnuvalarda oynanır. Bir langırt masası birkaç temel bileşenden oluşur. Masanın oyun yüzeyi tipik olarak laminat veya melamin gibi pürüzsüz, dayanıklı bir malzemeden yapılır. Masa, her bir yarı bir takımı temsil edecek şekilde iki yarıya bölünmüştür. Her takımın, oyuncular tarafından masanın kenarlarındaki kulpları kullanarak manipüle edilen dönen çubuklara bağlı bir dizi langırt oyuncusu vardır. Langırtta kullanılan top küçük ve hafiftir, hızlı ve hassas hareketlere izin verir. Masanın her iki ucunda da oyuncuların gol atmayı hedeflediği gol kutuları bulunur. Piyasada farklı tercihlere ve ihtiyaçlara hitap eden çeşitli langırt masaları bulunmaktadır. Bazı masalar eğlence amaçlı kullanım için tasarlanırken, diğerleri profesyonel veya ticari amaçlar için inşa edilmiştir. Eğlence amaçlı langırt masaları genellikle daha ekonomik ve kompakttır, bu da onları evde kullanım veya gündelik oyun için uygun hale getirir. Öte yandan, ticari langırt masası, resmi langırt organizasyonları tarafından belirlenen belirli standartları ve düzenlemeleri karşılamak için inşa edilir. Bu masalar genellikle daha sağlam, daha dayanıklıdır ve LED ışıklar ve ayarlanabilir oyuncu ayarları gibi gelişmiş oyun özellikleri sunar. Langırt makinesi olarak da bilinen ticari langırt masaları, oyun salonları, barlar ve oyun odaları gibi halka açık alanlar için tasarlanmıştır. Genellikle madeni parayla çalıştırılırlar ve ağır kullanıma ve kötüye kullanıma dayanacak şekilde üretilirler. Langırt fiyatları marka, model, ek özellikler gibi etkenlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Bir langırt masası seçerken kişinin bütçesini ve özel gereksinimleri göz önünde bulundurması önemlidir. Daha fazla bilgi için ve ürünlere göz atmak için web sitemizi ziyaret ediniz.
2K notes
·
View notes
Text
"İnsanlara akılları yettiği kadar hitap ediniz, ötesine geçmeyiniz. "
58 notes
·
View notes
Text
Çiçek açsın mı gönlünüz? O zaman tebessüm ediniz zarifçe tüm anlamsız boş hüzünlerinize..
Sabahattin Ali...
#purple flowers#yellow flowers#red flowers#flowers#flower#mountain#meadow#sky#cloud#clouds#cliff#pics#art#landscape#scenery#nature#travel#amazing#aesthetic#beautiful photo#traveling#photagraphy#doğa#manzara#mor cicekler#colorful flowers#daisy#şiir#edebiyat#kitap
144 notes
·
View notes
Text
"Birbirinize DUA ediniz! Her duânın makbul olduğu bir vakit vardır, Ola ki Ona rastlarsınız"
186 notes
·
View notes
Text
Bırakın matemi yahu! Bırakın feryadı, Ağlamak faide verseydi, babam kalkardı! Gözyaşından ne çıkarmış? Niye ter dökmediniz? Bari müstakbeli kurtarmaya bir azm ediniz!
Mehmet Akif Ersoy
73 notes
·
View notes
Text
İnsanların akılları yettiğince hitap ediniz, ötesine geçmeyiniz..
İbn-i Rüşd.
53 notes
·
View notes
Text
kâinat boşluk kabul etmez. bir boşluğu başka bir nesne doldurur hemen. dikkat ediniz; dünyada her olan, bununla ilgilidir. kalbin boş kalır, başka nesne doldurur. aklın boş kalır, başka nesne doldurur. derdin biter, başkası bulur. arzun beyhudedir, başka arzu hâsıl olur.
73 notes
·
View notes
Text
"Ey Allah'ın kulları! Allah sizin nefsinizde en yüce olan ve en sevgili olandır. Hiç şüphesiz Allah sizin için hak yolunu açmıştır ve yollarını aydınlatmıştır. Ya yükümlülük getirecek günahlar veya sürekli olan saadet vardır. Kalıcı günler için geçici günlerde azık toplayın. Hiç şüphesiz azık yolu gösterilmiştir. Bu yoldan gitmekle emrolundunuz ve yola devam etmeye teşvik edildiniz. Siz konaklamış, hareket emri ne zaman geleceği belli olmayan bir kervan gibisiniz. Dikkat ediniz! Ahiret için yaratılmış olan kişi dünyayı ne yapsın ki!" (Hz. Ali Radıyallahuanh)
29 notes
·
View notes
Text
Her can, varlığını evrenin yaratıcısı Yüce Allah'a borçludur. Canlara saygı duymak, canların Sahibine saygı duymaktan kaynaklanır. Yeryüzünde karıncaya bile şefkatli davranmak, imanı gönlüne derinden işleten müminin kârıdır.
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” (Hz. Muhammed)
“Merhamet ediniz ki, merhamet bulasınız. Af ediniz ki, af olasınız. Yer yüzündeki canlılara merhamet et ki, göktekiler de sana acısın.” (Hz. Muhammed)
Etrafına merhamet et. Merhamet, insanlık madeninin en kıymetli cevheridir…
62 notes
·
View notes