#cinsel hastalıklar
Explore tagged Tumblr posts
Text
Cinsel Hastalıklar: Bilinçli Olmanın Önemi
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar olarak bilinir ve toplumda yaygın bir sağlık sorunudur. Bu hastalıklar, korunmasız cinsel ilişki, enfekte olmuş bireylerle yakın temas ve hijyen eksikliği gibi nedenlerle yayılabilir. Cinsel hastalıklar hakkında bilgi sahibi olmak, bireylerin kendilerini ve partnerlerini korumaları açısından son derece önemlidir. Herpes Simpleks Virüsü Herpes simpleks virüsü…
0 notes
Text
Cinsellik Tarihine Kısa Bir Yolculuk: Tutkuların Evrimi!!
Bugün bizi var eden, kişiliğimizi benliğimizin en önemli parçalarından biri olan cinselliğin tarihi hakkında konuşmaya ne dersiniz?
Cinsellik, insanlık tarihi kadar eski ve karmaşık bir konudur. Zamanla değişen toplumsal normlar, dini inanışlar ve bilimsel gelişmeler cinselliğin algılanışını ve yaşanışını derinden etkilemiştir.
Çok eskilere yani antik çağlara gidelim!
Antik çağlarda cinsellik, yaşamın doğal ve ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilirdi.
Örneğin, Eski Mısır'da cinsellik, hem günlük yaşamda hem de dini ritüellerde önemli bir yer tutardı. Tanrı ve tanrıçaların cinsel birleşmeleri, bereket ve doğurganlıkla ilişkilendirilirdi.
Antik Yunan'da ise cinsellik, sanatta ve edebiyatta sıkça işlenirdi. Homoseksüel ilişkiler, özellikle genç erkekler arasında yaygındı ve eğitim sürecinin bir parçası olarak görülürdü. Birçok filozofun cinsellik ve aşk üzerine farklı fikirler beyan ettiklerini de biliyoruz.
Dini dogmaların içinde var olmaya çalışan Ortaçağ’da cinsellik!
Ortaçağ, cinselliğin daha çok dini dogmalar tarafından şekillendirildiği bir dönemdi. Çoğu toplum, cinselliği günah ve ahlaksızlıkla ilişkilendirirken, evlilik dışı cinsel ilişkiler sert bir şekilde cezalandırılırdı. Bu dönemde kadınların cinselliği de büyük ölçüde baskılanmış ve tabu haline getirilmiştir. Ancak, gizli kalan cinsel arzular ve tutkular, halk hikayelerinde ve gizli yazmalarda kendine yer bulmuştur.
Rönesans: Uyanış!
Rönesans dönemi, cinsellik açısından bir uyanış ve yeniden doğuş dönemidir. Sanat ve edebiyat, cinselliği yeniden keşfetmiş ve açıkça işlemiştir. Bu dönemde, insan bedeninin güzelliği ve cinselliğin doğallığı ön plana çıkarılmıştır. Ancak yine de dini otoriteler, cinselliği kontrol altında tutmaya çalışmışlardır.
19.yüzyıl, cinselliğin bilimsel açıdan incelenmeye başlandığı bir dönemdir. Sigmund Freud'un psikoanalitik teorileri, cinselliğin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini ve önemini vurgulamıştır. Freud, cinsel arzuların bastırılmasının psikolojik sorunlara yol açabileceğini ileri sürmüştür. Aynı dönemde, cinsel hastalıklar ve doğum kontrol yöntemleri üzerine de önemli çalışmalar yapılmıştır.
19.yüzyıl, cinselliğin toplumsal ve kültürel devrimlere sahne olduğu bir dönemdir. 1960'larda başlayan cinsel devrim, cinselliğin daha özgürce yaşanmasını ve konuşulmasını sağlamıştır. Kadın hakları hareketi, kadınların cinselliklerini daha açıkça ifade etmelerine ve cinsel özgürlüklerini kazanmalarına katkıda bulunmuştur.
Günümüzde cinsellik, hala birçok kültürel ve toplumsal faktör tarafından şekillendirilmektedir. İnternet ve sosyal medya, cinselliğin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamış ve cinsel bilgiye erişimi kolaylaştırmıştır. Ancak, cinsellik hala birçok toplumda tabu olarak görülmekte ve cinsel eğitim konusunda eksiklikler bulunmaktadır. Bu nedenle, cinselliğin doğru ve sağlıklı bir şekilde anlaşılması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları büyük önem taşımaktadır.
Cinsellik tarihi, insanoğlunun tutkularını, korkularını ve arzularını yansıtan zengin bir hikaye sunar. Bu hikaye, cinselliğin sadece biyolojik bir dürtü değil, aynı zamanda kültürel, psikolojik ve toplumsal bir olgu olduğunu göstermektedir.
Cinselliğin tarihini yazmak sayfalar alır. Çok uzun ve detaylarla dolu bir konu bu. Size en kısa hali ile aktarmak istedik.
Rabixy-Hypatia
1 note
·
View note
Text
İstanbul’da üniversitede okuyan genç kız Ankara’daki babasına telefon etmiş;
–”Baba, merhaba Ben Lale”.
–”Ooooo Güzel kızım benim. N’abersin bakalim?”.
–”Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla”.
–”Hayırdır? Bi sorun’mu var?”.
Kız ağlamaya başlar babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir;
–”N’ooldu kızım? anlatsana”.
–”Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş”.
–”Ne evi lan? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin’de bosaniyorsun”.
–”Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı’ya ben onunla evlendim”.
–”iyi halt ettin, zilli neyse, artık yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye,hemen boşanın”.
–”Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği fotoğraflarımı internetten herkese yollayacakmış”.
– ”Püüh. Rezil… fotoğraf çektirdin, öyle mi?”.
– ”Ama babacığım O benim kocamdı Ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını”.
– ”Peki Olan olmuş artık.Yarın havale ederim parayı ögleden sonra Bankaya gidip çekersin sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotografları”.
– ”Sağol baba Eeee şey bi’de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var”.
Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur;
– ”Kürtaj’mı? Bi’de hamile’mi kaldın o çocuktan sen?”.
–”Aslında ondan değil… Zenci bi çocuk vardı… Zaten o yüzden ayrılıyoruz’ya”.
Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır;
–”Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım nedir bu başımıza gelenler okulu bitirir bitirmez Ankara’ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını”.
–”İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü”.
Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürür;
–”Okuldan’mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli? Eh ulan sen hele bi gel buraya ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmıycam sana ilk isteyenle’de evlendiricem”.
–”O iş zor be baba biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben”.
–”Allahım, çıldıracağım bir de cinsel hastalıklar haaa… kesin o zencidendir”.
–”Çok pis arkadaşları vardı. Bilmem artık hangisinden kapmışımdır”.
Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
–”Hemen bu akşam dayını yolluyorum oraya seni alıp gelecek. Adresini ver bakim”.
–”Mahmutpaşa Karakolu’ndayım gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında”.
–”Karakol’mu? bi’de karakola’mı düştün layyynnn? Ne yaptın?”.
–”Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy’de kokoreççi dükkanına girdim. Ama neyse’ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım”
Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar;
–”Babacığım sakın üzülme bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım”.
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır;
–”Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul’da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin”…
2 notes
·
View notes
Text
Sık Görülen Kadın Hastalıkları Nelerdir?
Kadın sağlığı, çeşitli hastalıkların etkisi altında kalabilir. Bu hastalıklar, üreme sistemine, hormon dengesine ve genel sağlığa etki edebilir. Kadın hastalıkları genellikle hormonel değişiklikler, enfeksiyonlar ve genetik faktörlerden kaynaklanır. Kadın hastalıkları, genellikle jinekolojik sorunları, meme hastalıklarını ve idrar yolu enfeksiyonlarını içerir. Erken teşhis ve tedavi, bu hastalıkların önlenmesi ve yönetilmesi açısından büyük önem taşır. Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi, kadın hastalıkları konusunda uzmanlaşmış ekibiyle sağlık hizmeti sunmaktadır.
Kadın Hastalıkları Nedir?
Kadın hastalıkları, kadınların üreme sistemini etkileyen ve genel sağlığı olumsuz etkileyebilecek hastalıklardır. Bu hastalıklar, rahim, yumurtalıklar, vajina, meme ve idrar yolu gibi kadın organlarında görülen sorunları kapsar. Ayrıca, hormonal değişiklikler ve genetik faktörler de kadın hastalıklarının oluşmasında rol oynar. Kadın hastalıklarının erken evrede teşhis edilmesi, tedavi sürecini kolaylaştırır ve hastalığın daha ciddi bir boyuta ulaşmasının önüne geçer. Düzenli sağlık kontrolleri, bu hastalıkların tespitinde önemli bir adımdır.
En Sık Görülen Kadın Hastalıkları Nelerdir?
Kadın Hastalıkları Nelerdir? Kadınlar arasında sıkça görülen hastalıklar arasında adet düzensizlikleri, polikistik over sendromu (PCOS), rahim ağzı kanseri ve yumurtalık kistleri yer alır. Adet düzensizlikleri, genellikle hormonel bozukluklardan kaynaklanırken, polikistik over sendromu, yumurtalıklar üzerinde kistler oluşmasına neden olur. PCOS, hem hormonel değişikliklere hem de kadınlarda fertillik sorunlarına yol açabilir. Rahim ağzı kanseri, HPV virüsünden kaynaklanabilir ve erken evrede yapılan pap smear testleri ile tespit edilebilir. Yumurtalık kistleri ise, genellikle ağrı, şişkinlik gibi belirtilerle kendini gösterir.
Tehlikeli Kadın Hastalıkları Nelerdir?
Bazı kadın hastalıkları, erken teşhis edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Rahim ağzı kanseri, meme kanseri ve yumurtalık kanseri gibi hastalıklar, tehlikeli olabilir. Bu kanser türleri genellikle belirti vermeden ilerler, ancak düzenli sağlık taramaları sayesinde erken evrede yakalanabilir. Özellikle rahim ağzı kanseri, HPV enfeksiyonları nedeniyle gelişebilir ve pap smear testleri ile kolayca tespit edilebilir. Meme kanseri, mammografi ile erken teşhis edilebilirken, yumurtalık kanseri de karın ağrısı ve düzensiz adetler gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Kadın Vajina Hastalıkları Nelerdir?
Vajinal hastalıklar, kadınların genital bölgesinde ortaya çıkan sağlık sorunlarını ifade eder. En yaygın vajinal hastalıklar arasında vajinal enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları ve bakteriyel vajinoz yer alır. Vajinal mantar enfeksiyonları, kaşıntı, yanma ve akıntı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bakteriyel vajinoz, vajina florasında dengesizlik sonucu gelişir ve genellikle kötü hijyen alışkanlıklarından kaynaklanabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar da vajinal sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu hastalıklar, korunmasız cinsel ilişki ile bulaşır ve tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlar oluşturabilir.
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi Jinekoloji Hastalıkları Tedavisi
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi, kadın sağlığını ön planda tutarak, jinekolojik hastalıkların tanı ve tedavisinde uzmanlaşmıştır. Jinekologlarımız, kadınların üreme sağlığını koruyarak, her yaş grubuna uygun tedavi yöntemleri sunmaktadır. Adet düzensizliklerinden kanser tedavilerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veren merkezimiz, her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş tedavi seçenekleri sunar. Ayrıca, kadın sağlığına dair düzenli kontroller ve taramalar ile hastalıkların erken teşhisi sağlanarak, tedavi süreci daha verimli hale getirilir. Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi, kadınların sağlığını güvence altına alır ve kaliteli bir tedavi deneyimi sunar.
0 notes
Text
EÜ Ebelik Topluluğu cinsel yolla bulaşan hastalıklara dikkat çekiyor
Günümüzde tüm dünyanın ortak sorunu olan cinsel yollarla bulaşan hastalıklara karşı Ege Üniversitesi Ebelik Topluluğu ve Türkiye Aile Planlaması Vakfı iş birliğinde farkındalık aktifliği düzenlendi. EÜ Yabancı Lisanlar Yüksekokulu önünde stant kuran topluluk, öğrencileri cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgilendirdi. Ege Üniversitesi Ebelik Topluluğu Lider Yardımcısı Neslihan Sarı,…
0 notes
Note
tumblr kullanan erkekte tüm cinsel hastalıklar mevcuttur
Ahsgahaha peki bilirkişi
0 notes
Text
Klamidya Enfeksiyonunun 11 Belirtisi Ve Tedavisi Klamidya enfeksiyonu, cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) arasında en yaygın olanlardan biridir ve özellikle genç nüfusta sıkça görülmektedir. Read the full article
0 notes
Text
İdrar Yolu Enfeksiyonları ve Korunma Yöntemleri
İdrar yolu enfeksiyonları (İYE), böbrekler, üreterler, mesane ve üretra gibi idrar yollarını etkileyen ciddi ve yaygın bir sağlık sorunudur. Genellikle bakteriler, özellikle Escherichia coli (E. coli), idrar yoluna girerek enfeksiyona yol açar. İYE, kadınlarda daha sık görülmekle birlikte erkekleri ve çocukları da etkileyebilir. Tedavi edilmediğinde böbrek enfeksiyonu gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu yazıda, idrar yolu enfeksiyonları ve korunma yöntemleri hakkında detaylı bilgiler sunacağız.
İdrar Yolu Enfeksiyonlarının Nedenleri
İdrar Yolu Enfeksiyonlarının Nedenleri İdrar yolu enfeksiyonlarının en yaygın sebebi bakterilerin idrar yoluna girmesidir. Özellikle kadınlarda idrar yolu ve anüs arasındaki mesafenin kısa olması, bakterilerin kolayca üretraya ulaşmasına yol açar. İşte başlıca nedenler: - Kötü Hijyen Alışkanlıkları: Tuvalet temizliğinde arkadan öne doğru yapılan silme işlemi, bakterilerin idrar yoluna geçmesine neden olabilir. - Cinsel İlişki: Özellikle cinsel ilişki sonrası bakteriler üretraya geçerek enfeksiyona yol açabilir. Bu nedenle, cinsel ilişki sonrası idrar yapmak önemlidir. - Böbrek Taşları ve Diğer Tıkanıklıklar: İdrar yollarında tıkanıklık yaratan böbrek taşları veya prostat büyümesi, idrar akışını engelleyerek bakterilerin üremesine zemin hazırlar. - Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: Bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler, enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdır. Diyabet gibi hastalıklar da İYE riskini artırır. - Uzun Süreli İdrar Tutma: İdrarın uzun süre tutulması, mesanede bakterilerin üremesine neden olur. Bu da enfeksiyon riskini artırır.
İdrar Yolu Enfeksiyonu Nedir?
İdrar yolu enfeksiyonu (İYE), böbrekler, mesane, üreterler ve üretra gibi üriner sistemin herhangi bir bölümünü etkileyen bir enfeksiyon türüdür. En sık karşılaşılan enfeksiyonlardan biri olan İYE, genellikle Escherichia coli (E. coli) gibi bakterilerin idrar yollarına girmesiyle meydana gelir. Kadınlarda daha yaygın olarak görülen bu enfeksiyon, farklı bölgelerde farklı isimlerle anılır. Mesanede oluşan enfeksiyon "sistit", böbrekte meydana gelen enfeksiyon ise "piyelonefrit" olarak adlandırılır. Mesane enfeksiyonları, böbrek enfeksiyonlarına göre daha yaygındır ve genellikle bakterilerin üretra yoluyla mesaneye ulaşması sonucunda oluşur. Bakteriler mesaneden yukarı doğru ilerleyip böbrekleri enfekte ettiğinde ise daha ciddi bir durum olan böbrek enfeksiyonu ortaya çıkar. İYE yaşandığında, idrar yollarının iç yüzeyi iltihaplanır ve bu da bir dizi rahatsız edici belirtiye yol açar. Alt karın ya da pelvik bölgede ağrı, sık idrara çıkma isteği, idrar yaparken yanma veya ağrı hissi, idrarda kötü koku, bulanıklık ve koyu renk gibi belirtiler, İYE'nin en yaygın semptomları arasında yer alır. Ayrıca, bazı hastalar idrara çıkma hissiyle birlikte çok az idrar yapabilme gibi bir problem de yaşayabilirler. İdrar yolu enfeksiyonları erken tedavi edilmediğinde böbreklere kadar ilerleyebilir ve daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir, bu nedenle belirtiler fark edildiğinde tıbbi yardım almak önemlidir. İlginizi Çekebilir; Kadınlarda Demir Eksikliği: Belirtiler ve Çözümler
İdrar Yolu Enfeksiyonunun Belirtileri Nelerdir?
İdrar yolu enfeksiyonunda (İYE) en yaygın görülen belirtiler arasında idrar yaparken yanma hissi, sık idrara çıkma isteği ve ani idrara çıkma ihtiyacı bulunur. Ayrıca idrarın renginde koyulaşma veya bulanıklık, kötü koku, bel ağrısı ve pelvik bölgede rahatsızlık da görülebilir. Enfeksiyon ilerlerse, ateş ve bulantı da bu belirtilere eşlik edebilir. İdrar yolu enfeksiyonuna işaret eden başlıca belirtiler şunlardır: - İdrar yaparken yanma ya da ağrı hissi - Sık sık idrara çıkma ve ani idrara çıkma isteği - Mide bulantısı - Hafif ateş yükselmesi - Kadınlarda pelvik bölgede ağrı - Bel ve kaburgaların altındaki bölgede ağrı - İdrarın kanlı veya koyu kırmızımsı bir renk alması - İdrarda bulanıklık ve kötü koku - İdrar yaptıktan sonra hâlâ idrar varmış gibi hissetmek - Genel bir yorgunluk hissi İdrar Yolu Enfeksiyonuna Ne İyi Gelir? İdrar yolu enfeksiyonları genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir. Ancak hafif semptomlar yaşayanlar için ya da antibiyotik tedavisine destek amacıyla bazı yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler yapmak enfeksiyonun iyileşme sürecini hızlandırabilir. İdrar yolu enfeksiyonuna iyi gelen bazı yöntemler şunlardır: - Bol su tüketmek: Bu, idrarı seyreltir ve bakterilerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. - Kahve, alkol ve kafein içeren içecekleri sınırlamak - C vitamini alımını artırmak: Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. - Şekersiz kızılcık suyu tüketmek: Kızılcık, idrar yollarında bakterilerin tutunmasını zorlaştırır. - Yoğurt ve kefir gibi probiyotik gıdalar tüketmek: Bağırsak ve idrar yolu sağlığını destekler. - Karnınıza ısıtma yastığı koymak: Mesane basıncını hafifletir. - İdrarı tutmamak: Enfeksiyon riskini azaltır. - Kişisel hijyene dikkat etmek Bitkisel çözümler olarak limonlu su, soğan suyu, maydanoz, karbonat, kekik ve yeşil çay da idrar yollarına iyi gelebilecek doğal yöntemler arasında yer alır. İdrar Yolu Enfeksiyonlarından Korunma Yöntemleri İdrar yolu enfeksiyonlarını önlemek için birkaç basit ama etkili adım izlemek mümkündür. Bu adımlar enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltır. 1. Bol Su İçmek Gün boyunca yeterli miktarda su içmek, idrar yollarını temizler ve bakterilerin atılmasına yardımcı olur. Günde en az 8 bardak su içmek, idrar yolu sağlığını korur ve enfeksiyon riskini azaltır. 2. Düzenli Olarak İdrara Çıkmak İdrarın uzun süre tutulması, mesanede bakteri üremesine neden olur. Bu nedenle, düzenli olarak idrara çıkmak ve idrarın tam olarak boşaltılması enfeksiyon riskini azaltır. Cinsel ilişki sonrasında da idrar yaparak bakterilerin atılması sağlanmalıdır. İlginizi Çekebilir; Asterocoll ile Kadın Sağlığı: Dioksijenil’in Faydaları 3. Doğru Hijyen Uygulamak Özellikle kadınlar için tuvalet temizliği çok önemlidir. Her zaman önden arkaya doğru silme yapılmalıdır. Bu sayede anüs çevresindeki bakterilerin idrar yoluna geçişi engellenir. Aynı zamanda, pamuklu iç çamaşırları kullanmak ve sık sık değiştirmek hijyen açısından önemlidir. 4. Cinsel İlişki Öncesi ve Sonrası Hijyen Cinsel ilişki öncesinde ve sonrasında genital bölge temizliği yapmak, enfeksiyon riskini azaltan bir diğer önemli faktördür. Cinsel ilişki sonrası idrar yaparak bakterilerin üretradan atılması sağlanmalıdır. 5. Böbrek ve Mesane Sağlığını Korumak Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz, böbrek ve mesane sağlığını destekler. Özellikle bol sıvı tüketmek ve tuz tüketimini sınırlamak, idrar yollarını temiz tutmaya yardımcı olur. 6. Probiyotikler ve Doğal Yollarla Korunmak Probiyotikler, idrar yollarında sağlıklı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olur. Bu bakteriler, zararlı mikroorganizmaların üremesini engeller. Yoğurt gibi probiyotik açısından zengin besinler tüketmek, İYE’lerden korunmanın etkili yollarından biridir. 7. Pamuklu İç Çamaşırı Tercih Edin Sentetik materyaller, genital bölgedeki nemin artmasına neden olarak bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam sağlar. Bu yüzden pamuklu ve rahat iç çamaşırları tercih edilmelidir. Ayrıca iç çamaşırları sık sık değiştirilmelidir. 8. Spermisit Kullanımından Kaçınmak Spermisit içeren doğum kontrol yöntemleri, idrar yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir. Bu yüzden, spermisit yerine başka doğum kontrol yöntemleri tercih edilmelidir.
İdrar Yolu Enfeksiyonlarının Tedavisi
Basit idrar yolu enfeksiyonları genellikle kısa süreli antibiyotik tedavisi ve bol sıvı tüketimiyle tedavi edilir. Genital hijyene dikkat etmek de enfeksiyonun önlenmesine yardımcı olur. Ancak böbreklere kadar ilerlemiş ya da kana karışmış enfeksiyonlar daha uzun süreli antibiyotik kullanımı gerektirebilir ve bazen hastane tedavisi ile desteklenir. Mesane enfeksiyonları için genellikle 3-7 gün arasında antibiyotik tedavisi uygulanırken, böbrek enfeksiyonları için tedavi süresi 2 haftaya kadar uzayabilir. Ciddi vakalarda hastane yatışı ve damar yoluyla antibiyotik verilmesi gerekebilir. Antibiyotik kullanımına başladıktan sonra belirtiler genellikle bir gün içinde hafifler, ancak enfeksiyonun tamamen iyileşmesi için ilaçların tamamını bitirmek önemlidir. Aksi halde enfeksiyon geri dönebilir. Ayrıca, mesanedeki ağrıyı hafifletmek için doktorunuz başka ilaçlar da reçete edebilir. Antibiyotik tedavisine ek olarak, idrar yollarını rahatlatacak ilaçlar da idrar yapma sıklığını ve ağrısını azaltmaya yardımcı olabilir. İdrar yolu enfeksiyonları sık görülen ancak basit korunma yöntemleri ile önlenebilecek sağlık sorunlarıdır. Bol su tüketimi, hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve düzenli olarak idrara çıkılması, enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltır. Eğer enfeksiyon belirtileri yaşıyorsanız, gecikmeden tıbbi yardım almak ciddi komplikasyonları önlemek için kritik önem taşır. Unutmayın, idrar yolu sağlığınızı korumak, genel sağlığınızı iyileştirmenin önemli bir parçasıdır. İlginizi Çekebilir; Dioksijenil ve Kadın Sağlığı: Hücre Yenilenmesinin Gücü Dioksijenil ile Cilt Yenileme: Asterocoll’ün Bilimsel Temelleri Doğum Sonrası Sağlık: Anne İçin Tavsiyeler Read the full article
0 notes
Text
Konya Erken Boşalma Tedavisi
Erkeklerde Erken Boşalma Probleminin Nedenleri!👉🏻Hormon dengesizlikleri, sinir sistemi rahatsızlıkları, kronik hastalıklar ve enfeksiyonlar gibi fiziksel etkenler,👉🏻Stres, kaygı, depresyon, performans anksiyetesi ve ilişki zorlukları,👉🏻Yüksek sıcaklık, nem, stresli ortamlar ve gürültü gibi çevresel koşullar,👉🏻Yeni bir ilişkiye başlama ya da uzun süre cinsel aktiviteden uzak kalma gibi faktörler,…
View On WordPress
0 notes
Link
0 notes
Text
ÖZGÜRLÜK ARAYIŞLARI
Özgürlük, tarih boyunca özlem duyulan ve uğrunda mücadele edilen bir duygudur. Öte yandan bu duyguya çağdan çağa, toplumdan topluma ve kişiden kişiye değişebilen oldukça farklı anlamlar yüklenmiştir. Anlayış farklılıkları kavram karmaşası yaratarak hatalı algılamalara yol açar. Bu da zihinsel çatışmalara neden olur.
Basit ve anlaşılır tanımıyla özgürlük; herhangi bir kısıtlamaya, engellemeye veya zorlamaya bağlı olmadan düşünebilme ve davranabilme halidir. Bu tanım, insanın amaçlarına ve isteklerine iç veya dış engellerden, baskılardan bağımsız olabildiği ölçüde ulaşabileceğine işaret eder. Ancak bunun çoğu zaman yaşamın gerçekleriyle örtüşmediği de bir gerçektir. Bunun nedeni, tarih boyunca tüm uygarlıklarda otorite figürlerinin toplumsal düzen sağlama kaygısıyla kurallar, yasaklar ve yasalar oluşturmasıdır. Toplumsal düzeni sağlama çabaları öncelikle bireyin özgürlüklerini sınırlandırma amacı güder. Söz konusu sınırlamalar önce aile ortamında çocuğa uygulanan eğitimle daha sonra öğretim sistemleriyle ve nihayet toplumsal kurallar, yasaklar ve yasalarla gerçekleştirilir.
Bazı ebeveynler çocuk eğitiminde katı disiplin ve cezalandırma yöntemini tercih ederler. Bunun aksine bazı aileler ise çocuklarına aşırı serbestlik tanıyarak onları şımartma yolunu seçerler. Her iki eğitim şekli de çocukta ‘’belirsizlik’’ ve ‘’güvensizlik’’ duygusu yaratarak Nevrotik tepkiler gelişmesine yol açar. Nevroz, organizmada iç çatışmalar yaratarak zihinsel potansiyellerin verimli kullanılmasını engelleyen bir niteliği sahiptir. Bu durum çocukta kendisini denetleme konusunda yetersizlik hissi yaratarak özerklik duygusunu zayıflatır. Özdenetimi ve özerklik duygusu zayıf Nevrotik bir çocuğun yetişkin dönemde amaçlarına ulaşma çabalarının başarısızlıkla sonuçlanması kaçınılmaz bir hal alır. Bunun sonucunda birey, başarısızlıktan kaynaklanan aşağılık duygusunu dengelemek amacıyla ‘’Nevrotik Özgürlük’’ yanılsaması geliştirir. Nevrotik özgürlük anlayışı, bireyin başkalarına sevgiyle bağlanmasını engeller ve sorumluluk almaktan kaçınma çabasına hizmet eder.
Öğrenim sürecinde ise çocuğa okuma, yazma yanında kendisine tembih edilenleri yapması gerektiği öğretilir. İlerleyen süreçte bu tembihlerin uygulanmasını garanti altına alan toplumsal kurallar, yasaklar ve yasalar görev üstlenir. Böylece ayıp, ceza ve suç kavramları yardımıyla özgürlükler sınırlanarak denetim altına alınır. Bunun sonucunda aile ve toplum bireyin sadece davranışlarını değil; aynı zamanda duygularını ve düşüncelerini de yönlendirerek şekillendirir. Sonuçta kişi sınırları çizilen dar bir çerçevede düşünen ve davranan biri olur çıkar. Bu koşullarda bir insanın tam ve gerçek anlamda özgür olduğuna inanması derin bir yanılsamadır.
Erich Fromm;’’Gerçek özgürlük taşınması oldukça güç bir duygudur. Çünkü gerçek özgürlük birey için izolasyon, korku, kendine ve çevresine yabancılaşma ve önemsizlik duygularına yol açabilir. Bu da giderek bireyin akıl sağlığını tehdit eder. Bu nedenle insanlar bir yandan özgür olmayı arzu ederken diğer yandan gerçek ve tam bir özgürlükten kaçınırlar. Böylece özgürlük ihtiyaçlarını sınırlayarak güvenlik ihtiyaçlarını gerçek özgürlüğe tercih ederler.’’
Bu yönde bilinç geliştiremeyen bireyler canının istediğini yapmasına yasalar, yasaklar ve toplumsal kurallar izin vermediği için özgür olamamakta yakınırlar. Öte yandan Nevrotik bireyler ise sonuçlarını öngöremeden özgürlüğünü doyasıya yaşamak isterken başlarını sıkça derde sokarlar. Örneğin, içki içme ‘’özgürlüğünü’’ dilediğince yaşamak isteyen biri giderek alkolün tutsağı olur çıkar. Üreme içgüdüsünden türeyen cinsel arzularına doyum arayışını ‘’özgürce’’ yaşamak isteyen biri cinsel arzularının tutsağı olduğunu fark edemez. Bu süreçte cinsel yolla bulaşan ve organizmada kalıcı hasarlara yol açan hastalıklar ise hiç hesaba katılmaz. Beslenme içgüdüsünü ‘’özgürce’’ doyuma ulaştırmak amacıyla canının her istediğini yiyen biri yaşamı boyunca sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalabilir.
Açıktır ki, sosyal bir varlık olan insan için tam anlamıyla gerçek özgürlük mümkün değil. İnsan gerçek anlamda sadece zihinsel açıdan özgür olabilir. Karen Horney; ‘’Gerçek özgürlük; bireyin zihinsel potansiyellerini tam anlamıyla kullanmasını engelleyen Nevrotik Takıntılardan kurtulabilmesiyle gerçekleşir.’’ tespitini yapar.
0 notes
Text
2016 yılında Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastanesi ile birleştirilmesi neticesinde sadece lepralı hastalara değil, aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile özellikle cildiye hastalarına da hizmet sunmayı sürdüren, dermatoloji camiasında önemli bir yere sahip olan, ülkemizde branşında ilk ve tek olan İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’nde cildiye uzmanı hekim sayısının yeterli olması halinde 24 saat esasına dayalı hizmet veren bir devlet hastanesi haline gelmesi, cildiye polikliniği sayısının geçmiş yıllarda olduğu gibi tekrar artırılması, nöbetçi cildiye hekimi bulundurulması, hasta yatışlarının yapılması vb amaçlanan hizmet çeşitliliğinin artırabilmesi, Profesör ve Doçentlerin çalışacağı, Öğretim Görevlileri ve Asistanların olması ile her hâlükârda tüm ihtiyaçlara kalıcı çözüm olacağı değerlendirildiğinden İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’nin, Enstitü ya da Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne dönüştürülmesini Sağlık Bakanlığı görevini üstlenen Sayın Prof. Dr. Kemal Memişoğlu tarafından gerçekleştirilmesini umut ediyoruz.
@saglikbakanligi @drmemisoglu
1 note
·
View note
Text
HASTALIKLARIN BULAŞMA YOLLARI
Hastalıkların bulaşma yolları, hastalık nasıl bulaşır? Hastalık bulaşmaması için neler yapılır?
Hastalık Nasıl Bulaşır?
Doğrudan temas: Enfekte kişinin, duyarlı kişi (konakçı) ile doğrudan teması sonucu oluşan bulaşma şeklidir. Cinsel ilişki, cinsel öpüşme, kan nakli doğrudan temas ile bulaşmaya örnektir. Bu yolla; AİDS, HBV, frengi (bel soğukluğu), sifiliz, vd. hastalıklar bulaşmaktadır. - HASTALIĞA NEDEN OLAN ETKENLER Read the full article
1 note
·
View note
Text
Türkiye'de kadınların yüzde 60'ı düzenli sağlık kontrolüne gitmiyor
https://pazaryerigundem.com/haber/169887/turkiyede-kadinlarin-yuzde-60i-duzenli-saglik-kontrolune-gitmiyor/
Türkiye'de kadınların yüzde 60'ı düzenli sağlık kontrolüne gitmiyor
Yapılan araştırmaya göre kadınların düzenli sağlık kontrolüne ilişkin alışkanlıklarını ve bariyerlerini anlamak ve kadınları sağlık kontrolüne teşvik etmenin yollarını tespit etmek üzere kadınların sağlık ihtiyaçlarına odaklanan “Kadın Sağlığı Araştırması” raporlandı.
İSTANBUL (İGFA) – Türkiye’nin en büyük online sağlık platformu DoktorTakvimi, araştırma şirketi Twentify iş birliğiyle kadınların düzenli sağlık kontrolüne ilişkin alışkanlıklarını ve bariyerlerini anlamak ve kadınları sağlık kontrolüne teşvik etmenin yollarını tespit etmek üzere kadınların sağlık ihtiyaçlarına odaklanan “Kadın Sağlığı Araştırması”nı gerçekleştirdi.
18-54 yaş arasında ABC1C2DE SES (sosyal ekonomik statü) grubu, Türkiye temsili 1235 kadın katılımcının katıldığı araştırmaya göre kadınların yüzde 60’ının düzenli sağlık kontrolüne gitmediği; psikolojik sağlık, cinsel yolla bulaşan hastalıkların kontrolü, menopoz ve osteoporoz gibi konulara daha az öncelik verdiği görüldü. Ankete katılanların yüzde 67’si çocuklarını düzenli sağlık kontrolüne götürürken, kendileri için sağlık kontrolü yaptıran annelerin oranı yüzde 45 oldu.
Araştırma kapsamında kadınlara yöneltilen “kadın sağlığı denildiğinde, aklına neler geliyor?” sorusunun cevabına göre kadın sağlığıyla en fazla ilişkilendirilen çağrışımların başında yüzde 20 ile jinekolojik hastalıklar geliyor. Onu yüzde 18 ile meme kanseri, yüzde 14 ile regl, yüzde 11 ile rahim kanseri takip ederken; ruh sağlığı yüzde 1, kemik erimesi yüzde 2, beden sağlığı yüzde 2 oranlarıyla listenin en alt sıralarında yer alıyor. Katılımcıların üreme sağlığı ve kadın üreme sistemiyle ilgili hastalıklara güçlü bir şekilde odaklanılırken, genel fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarına dair çok daha az farkındalığa sahip olunduğu görülüyor. AB SES grubu daha az “kadın hastalıkları”ndan bahsederken, “smear testini” daha çok ifade ediyor. 18-24 yaş grubu için en çok akla gelen “adet/regl” iken, 35-44 yaş arasında “rahim kanseri” akla geliyor. “Doğum kontrolü” konusunun Güneydoğu Anadolu bölgesinde diğer bölgelere göre daha çok akla geldiği, Ortadoğu Anadolu’da ise regl konusunun en az akla geldiği görülüyor.
KADIN SAĞLIĞINDA ODAK MENSTRUAL DÖNGÜ
Araştırmaya göre kadın sağlığında birincil odak yüzde 25 ile menstrual (adet/regl) döngü ve ardından yüzde 23 ile meme kanseri taraması. Yüzde 19 ile rahim ağzı kanseri, yüzde 8 ile doğum kontrolü ve doğurganlık gibi diğer alanlar da ön plana çıkarken, cinsel yolla bulaşan hastalıkların kontrolü yüzde 6, psikolojik bozukluk yüzde 5, menopoz yüzde 4 ve osteoporoz yüzde 2 oranında ifade ediliyor ve daha az öncelik veriliyor. Kadın sağlığı denildiğinde akla gelen “menstrual döngü, adet dönemi sorunları ve yönetimi” konusu 18-24 yaş grubu, bekarlar ve çocuksuz kişiler tarafından daha çok belirtiliyor. Meme kanseri taraması 45-54 yaş kadınların, rahim ağzı kanseri 35-44, 45-54 yaş grubu ile çocuklu kadınların, doğurganlık konusu ise AB SES grubunun aklına daha çok geliyor. Bölgelere bakıldığında ise menstrual döngü, adet dönemi sorunları ve yönetimi konusunun en çok Batı Marmara’da ifade edildiği görülüyor. Psikolojik rahatsızlıkları ise az Ege bölgesinde ifade ediliyor.
EN SIK YAŞANAN SAĞLIK SORUNU CİLT HASTALIKLARI
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 16’sı halihazırda uzun süreli bir sağlık sorunu yaşadığını belirtiyor. Yaşanan sağlık sorunlarına bakıldığında ise yüzde 30 ile en sık cilt sorunları görülüyor; bunu yüzde 20 ile sinir sistemi/nörolojik hastalıklar, yüzde 17 ile solunum yolu hastalıkları ve yüzde 16 ile kas-iskelet sistemi hastalıkları takip ediyor. Yüzde 13 ile menopoz ve yüzde 12 ile kadın hastalıkları takip ediyor. Özellikle menopoz ve kas-iskelet sistemi hastalıklarının yaş aralıklarıyla vurgulanması, 45-54 yaş grubunda diğer yaş gruplarına göre daha yüksek bir prevalansa işaret etmektedir. Yüzde 5 ile kanser ve yüzde 11 ile kalp hastalıkları en alt sırada yer alıyor. Katılımcıların yüzde 27’si genetik hastalık yaşadığını belirtiyor.
KADINLARIN SADECE YÜZDE 40’I RUTİN KONTROLLERİ YAPTIRIYOR
Araştırmaya göre, kadınların yüzde 40’ı düzenli sağlık kontrolünden geçiyor. AB SES grubu, evli kadınlar, üç yıl içinde çocuk sahibi olmayı planlayanlar ve DoktorTakvimi’ni bilenler için bu oran yüzde 50’ye yaklaşıyor. Buna karşılık 18-24 yaş arası genç kadınlarda ve çocuğu olmayanlarda yüzde 30 civarına düşüyor. Katılımcıların yüzde 56’sı sağlık kontrollerinin öncelikli amacını rutin kontroller ve yıllık muayeneler olarak belirtirken, AB SES grubunda bu oran yüzde 66’ya yükseliyor. Yüzde 30’u ağrı ve hastalık nedeniyle doktora başvururken, bunu takiben özellikle 45-54 yaş arası kadınlar, AB SES grubu ve İstanbul’da yaşayanlar arasında yaygın olan meme sağlığı sorunlarına odaklanıyor. Ruhsal sağlık yüzde 10, cinsel yolla bulaşan hastalıkların kontrolü ise yüzde 7 ile en son sıralarda yer alıyor.
YÜZDE 29’LUK KESİM SAĞLIK KONTROLÜNÜ GEREKLİ GÖRMÜYOR
Verilere göre katılımcıların sağlık kontrollerini atlamalarının başlıca nedenleri arasında ise yüzde 29 ile gerekli görülmemesi birinci sırada bulunuyor. Onu yüzde 28 ile devlet hastanelerinden randevu almanın zorluğu, yüzde 26 ile zamansızlık, yüzde 16 ile özel hastanelerin pahalı olması takip ediyor. Son üç nedeni ise yüzde 0,4 ile aile/eş itirazları, yüzde 1 sağlık kurumunda kadın doktorun olmaması ve yüzde 2 ile yakınlarda sağlık kurumu/hastanenin olmaması oluşturuyor.
KADINLARIN 19’U DOKTOR ARARKEN İNTERNET YORUMLARINA BAKIYOR
Katılımcılara doktorları nereden araştırdıkları da soruluyor. Doktor ararken katılımcıların yüzde 44’ü tanıdık doktorlara bağlılık göstererek her zamanki doktorlarını tercih ediyor. Yüzde 38’i güvenilir hastaneleri seçiyor, yüzde 29’u tanıdıklarına soruyor ve yüzde 19’u internet yorumlarına bakıyor. Sağlık blogları ve fonlarda araştırma yapanlar ise yüzde 9 ile en sonda yer alıyor.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Bel Soğukluğu Nedir? Bel Soğukluğu Belirtileri
Bel soğukluğu, cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyon olan gonore hastalığının halk arasında kullanılan adıdır. Neisseria gonorrhoeae adlı bakteri, vücuda cinsel temas yoluyla girer ve özellikle üreme organlarında, idrar yollarında, rektumda ve boğazda enfeksiyona yol açabilir. Korunmasız cinsel ilişki, hastalığın başlıca bulaşma yolu olarak kabul edilir. Bazı vakalarda ise hastalık hiçbir belirti göstermez ve bu durum, enfeksiyonun fark edilmeden ilerlemesine yol açabilir.
Bel Soğukluğu Belirtileri
Bel soğukluğu, her bireyde aynı şekilde belirtiler vermeyebilir. Erkeklerde genellikle idrar yaparken yanma hissi, ağrı ve peniste anormal akıntı gözlemlenir. Kadınlarda ise vajinal akıntı, pelvik bölgede ağrı, adet düzensizlikleri ve cinsel ilişki sırasında rahatsızlık yaşanabilir. Bununla birlikte, bazı kişilerin vücudu hiç belirti üretmez ve bu durum enfeksiyonun sinsi bir şekilde yayılmasına neden olabilir. Belirtilerin varlığı, enfeksiyonun tespiti ve tedavisi açısından önemlidir.
Erkeklerde Bel Soğukluğu Neden Olur?
Erkeklerde bel soğukluğu, genellikle cinsel ilişki sırasında Neisseria gonorrhoeae bakterisinin vücuda girmesi sonucu ortaya çıkar. Korunmasız cinsel ilişki, hastalığın en yaygın bulaşma yoludur. Bakteri, üretra gibi idrar yollarını etkileyerek enfeksiyona yol açar. Enfekte bir partnerle yakın temas, hijyen eksiklikleri ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar da bel soğukluğu riskini artırabilir. Erken tedavi edilmediğinde bu enfeksiyon, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bel Soğukluğunun Zararları
Tedavi edilmeyen bel soğukluğu, sağlık açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Kadınlarda pelvik inflamatuvar hastalık (PID) gibi rahatsızlıklar gelişebilir, bu da kısırlığa ve dış gebelik gibi komplikasyonlara yol açabilir. Erkeklerde ise enfeksiyon testislere yayılabilir, bu da kısırlık riskini artırır. Ayrıca, bel soğukluğu bakterisi kan yoluyla vücuda yayılarak, eklem iltihapları ve deri döküntülerine neden olabilir. Bu nedenle, erken tedavi ve düzenli sağlık kontrolleri oldukça önemlidir.
Bel Soğukluğu Tedavi Yöntemleri
Bel soğukluğunun tedavisi genellikle antibiyotiklerle yapılır. Neisseria gonorrhoeae bakterisi, uygun antibiyotik tedavisiyle kolayca yok edilebilir. Tedavi sürecinde, enfeksiyonun yayılmasını engellemek ve hastalığın tekrarlamasını önlemek için hastaların cinsel partnerlerinin de tedavi edilmesi gerekir. Antibiyotik tedavisi genellikle enjeksiyon veya ağız yoluyla alınan ilaçlar şeklinde uygulanır. Tedavi edilen bireylerin, iyileşme sürecinde cinsel ilişkiden kaçınması ve doktorlarının önerilerine uyması gerekir. Düzenli sağlık kontrolleri ve testler, tedavi sürecinin başarılı olmasını sağlar.
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi’nin Hizmetleri
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi, bel soğukluğu ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisinde uzmanlaşmış kadrosuyla hastalarına kaliteli sağlık hizmeti sunmaktadır. Merkezi, cinsel yolla bulaşan hastalıkların erken teşhis ve tedavisi için gelişmiş tıbbi teknolojiler ve alanında deneyimli uzman doktorlarla hizmet verir. Hastalarına özel, güvenli ve rahat bir ortamda tedavi sunan Pendik Şifa Tıp Merkezi, aynı zamanda enfeksiyonun tekrar bulaşmasını engellemek için eş tedavisi ve düzenli takip hizmetleri de sağlamaktadır.
0 notes
Text
Dikkat! Bakteriyel vajinal akıntı, kısırlığa yol açabilir
Kadınlarda vajinal akıntıya yol açan Klamidya (Chlamidya) adlı bakterilere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan, “Klamidyalar vajinada bol akıntıya neden olur. Ayrıca tüplerde tıkanma yaratarak ilerleyen yıllarda kısırlık sebebi olabilir. Chlamidya, gonore, trichomonas, sifilis, HIV, genital Herpes cinsel yolla bulaşan hastalıklar…
View On WordPress
0 notes