Tumgik
#boğazınıza
cicikiz58 · 5 months
Text
Boğazınıza yemek kaçınca ''HELAL" diyerek sırtınıza vuranlar yazılsın kaderinize;
Mutluluğu ''HARAM" edip sırtınızdan vuranlar değil..!!
53 notes · View notes
ogunbugundur · 6 months
Text
boğazınıza tıxınlaşıb qalan bir şey. nə uda bilərsiniz, nə də çıxara.
21 notes · View notes
azad30altug · 2 months
Text
Ruhun çöküntüsü deselerdi, hiç düşünmeden, utanç yitimi, derdim. Bundan sonrası artık kolay. Acımasızlığı bir erdem olarak yaşamaya başlıyorsunuz. Sizi insanların hizasında tutacak değer duygusunu ellerinizle kalbinizden söküp attığınız için sizden başka kimse kalmıyor dünyada. Kalsa da sadece bir küçümseme hazzı, bir can sıkıntısı olarak var insanlar hayatınızda. Üzüntünüzü yitirdiniz. Gözyaşınız yok. Alın çizgileriniz kapandı. Sessizliğin güzelliğini, o ince saygısını büyüdüğünüz evlerde unuttunuz. Merhamet duygunuzu, en zayıf insanın eşiklerine gömüp gittiniz. Acı yok artık sizin için. Yüksek sesten bir dünya içinde bir yeni zaman yalnızlığısınız ki bunu görecek kirpiğiniz kaşınız da kalmadı. Küçük kafalı bir büyüklüğün şiddet sarmalı içinden konuşuyorsunuz, konuşuyorsunuz. Yalan söylüyorsunuz diyeceğim ama durumunuzu tam karşılamayacak. Yalan söyleyen insan, çok eski bir mahcubiyet duygusuyla arada bir ürperir, kızarır. Hiç olmazsa şaşırma kaygısı duyar. Böyle bir kaygıyı ana rahminize çoktan gömdünüz. Yalan, ruhunuz artık. Kutsalınız. Yeni zaman tanrınız. İnsanları küçümsemenin en kibirli, en korkak yolu. Ama ne tuhaf, siz bundan zevk alıyorsunuz. Zamana yalan söylenmez, diyecek kimseyi bırakmadınız çevrenizde. Aptallığın görkemli ülkesine vardınız sonunda. Gücünüzü zeka sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlak, cehaletinizi büyüklük.
Ruhun çöküntüsü deselerdi, hiç düşünmeden, hüzün yitimi, derdim. Şarkı söylemiyorsunuz artık. Sesiniz titremiyor. Sevmenin ne hayali, ne hatırası kaldı. Dünyayı bir cezaya çevirdiniz. Ne serçeler uyandırıyor sizi, ne puhu kuşları örtüyor üstünüzü. Sözleriniz insansız, ağaçsız, rüzgârsız. Gölgeyi sevmiyorsunuz. Keder canınızı sıkıyor. Acıyı anlamak öfkelendiriyor sizi. Hayranlıkla nefretin çarmıhında bir taht kurdunuz kendinize. Keder nereden bulacak sizi! Kendinizden bir yüce kaledesiniz. Arada bir bulantı, tam şuranızda, hüzün değil ama; arada bir boğuntu duygusu, topuklarınızdan boğazınıza, hüzün değil ama; arada bir yürek çöküntüsü, arzudan pişmanlığa, hüzün değil ama... Siz, yalnızlığınızı da, kalabalığınızı da yitirdiniz, hüzün ne ki. Birisinin gözlerinin içine azıcık bakacak bir masalınız olsa, belki kanatlı bir kederle tanrıya ulaşacaksınız. Birisinin parmaklarının ucundan saygıyla öpseniz, avuçlarının içinde bir soluk alsanız, gamzelerinde boğulsanız, güzellik hepimizi dünya yüzüne çıkaracak. Ayrılık bile güzelleşecek. Arada bir gökyüzüne dokunsanız, toprağı sevseniz, köpekleri kucaklasanız, yıldızları yatağınıza doldursanız, otları öpseniz, çocuklarla konuşsanız, geceyi dinleseniz, fotoğraflarınızı güneşe serseniz...
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya, Şükrü Erbaş
Tumblr media
18 notes · View notes
elurann · 2 months
Text
Nerden bilebilirdim benim ona erken onun bana geç kalacağını?
Bazı vazgeçmeleri anlatmak yüktür insana, yaradır. Boğazınıza bir yumru oturur önce. Derince yutkunur insan. Nefes almak somut bir kavram olmaktan çıkar ruhun ihtiyacı olan soyut bir kavrama dönüşür. Gün geçtikçe emeğiniz artar bu, belki bir insanadır belki doğaya belki de yüreğinizde ki en derin arzularadır. Emekler büyüdükçe vazgeçişler çoğalır. Gün geçtikçe kendinizden ödün verirsiniz. Artık tanıyamazsınız kendinizi. Aynaya baktığınızda beden sizindir fakat ruhen gözlerdeki yansıma değişmiştir. Artık daha yorgunsunuzdur. Çünkü "aşk" gibi el'e oyuncak olan ilahi bir kutsallığa esir düşmüşsünüzdür. Lakin siz bunun farkına vardığınızda bazı şeyler için çok geçtir. Karşınızda ki sona yaklaşırken siz daha yeni başlamışsınızdır...
17 notes · View notes
yakazakalb · 4 months
Text
Ezan okunuyor. Titreyen ellerimle gözyaşlarımı silerken, ezanı dinlerken balkonda, yalnız olmadığımı hatırlıyorum yine.
Eviniz sanıp koşa koşa geldiğiniz yerde kalacak bi yeriniz olmadığını farkedince naparsınız.
İnatla gülmeye devam etmek, her zaman hadi bakalım bugün harika olacak diye umutla doğup nerede ise her gün boğazınıza düğümlenen hıçkırıkları tutmaya çalışmak o kadar zor ki... Her gün kendini başka başka şeylerle teselli etmeye çalışmak...
Ama galiba hayat böyle bişey. Hayat tam anlamı ile aradıklarımızı hiçbir zaman bulamayacağımız her gün sabah ezanı ile başlayan yatsı ezanı ile de son bulan bir mücadele meydanı.
Böyle zamanlarda ise hep Peygamberimizin Taif dönüşü yaptığı dua geliyor aklıma.
"beni kimlerin eline bırakıyorsun."
Sen ne güzel örneksin. Ve seni tanımamak ne büyük eksiklik. ﷺ
12 notes · View notes
aynodndr · 6 days
Text
Tumblr media
Bir yerde vedanın başlangıcı olarak yazdığı bu satırlar çok uzun bir iç döküş. Sanki bir parçalanma:😔
"Sizin hiç canlı canlı kolunuzu kestiler mi?
Hiç elinizi uzattınız mı ocakta yanan ateşin üzerine?
Demir tokmakları, başınıza başınıza indirdiler mi iri yarı adamlar?
Gözü dönmüş birileri kırdılar mı parmaklarınızı?
Tel örgülere takıldı mı sırtınız yerlerde sürünürken?
Birisi gelip kolunuzu kıvırdı mı arkaya, zorlayarak "çat" diye kırıverdi mi?
Çaresizlik denilen; çaresi bulunmayan tek gerçek, sarıldı mı boğazınıza?
Adamın biri gelip iki gözünüze iki parmağını sokup, kör etti mi sizi?
Büyük değirmen taşlarını getirip koydular mı üzerinize, sırt üstü yatarken?
İyice bilenmiş bir bıçağı böğrünüze sokup çevirdiler mi 360 derece?
Ayağınız kayıp yola düştüğünüzde, bacağınızın üzerinden hiç kamyon geçti mi?
Su diye size uzatılan bardağı kafanıza diktiğinizde içinde asit olduğunu fark ettiniz mi?
Demir bir çubuk boğazınızdan girip boyununuzun arkasından çıktı mı hiç?
Yolda sessiz sakin yürürken, aniden birisi gelip suratınızın en ortalık yerine muhteşem bir yumruk savurdu mu?
Balkondan düşen koca bir saksı, tam kafanızın ortasına indi mi?
Evinizin alev alev ateşler içinde yandığını seyrettiniz mi?
Bir insanın sel suları içinde çırpına çırpına can verdiğini gördünüz mü?
Veya bütün bunları görmemiş, yaşamamış bile olsanız, biraz düşününüz.
İşte bunların hepsi bir anda, benim başıma geldi.
19 yıl babalık etmeye çalıştığım, Allah'ın bana emaneti, canım, gülüm, hayatım, her şeyim, birtanem, sebeb-i hayatım, evladım, oğlum Nihad, 3 dakika içinde yok olası kollarımın arasında ölüp gitti.
Yapacak hiçbir şeyim yoktu. Kapının camı şahdamarını kesmişti.
Fıskiye gibi kan fışkırıyordu. Kan fışkırıyordu, umutlarım, istikbalim, hayatım yerlere dökülüyordu. Bana yakın durması gereken oğlum, beni ölmeden öldürüyordu...
Bugün senden ayrılalı tam 1 yıl oldu. 365 günün, bir tanesinde bile seni göremedim, elini tutamadım, yanağını öpemedim, bağrıma basıp sıkı sıkı sarılamadım. Evde tek başıma otururken, kapıda anahtar dönmedi ve sen içeriye girmedin. Bir tek gece odanın ışığı yanmadı. Ben kapını açıp, "yatıyorum, sen yatmıyor musun?" diye soramadım...
Yaşamak canımı sıkmaya başladı.Sekreterim Gül, senin aradığına dair bir tek not vermedi tam 365 gündür. Bu kadar çabuk mu unuttun beni diye düşünüyorum zaman zaman. Ama beni unutmayacağını, unutmadığını biliyorum, ben de biliyorum, halan da biliyor, enişten de, Ece de. Ama oradan bir bağlantı kurulması mümkün değil...
Günler geçiyor arslanım. Her geçen dakikayı beni sana yaklaştırdığı için seviyorum. Eskiden nasıl üzülürdüm zaman geçiyor, birgün senden ayrılacağım diye. Ama şimdi her şey tersine döndü... Her şeye tahammül edebiliyor insan. Allah böyle bir sabır vermiş kullarına. Ama tahammülü mümkün olmayan bir tek şey var. Senin sevginden mahrum olmak. Bunu hissedememek.
İşte ölmeden bu öldürüyor insanı."
31Ağustos 1996 yılında kaybettiği oğlunun ardından 23 Temmuz 2000 yılında geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat eden ustamızın ve oğlunun mekanı cennet ola..
4 notes · View notes
cikmazsokagim · 18 days
Text
kızlar, ufacık sevgi kırıntısını bile boğazınıza dizen adamlardan uzak durun.
2 notes · View notes
5mevsimbu · 11 months
Text
Boğazınıza yemek kaçınca ''HELAL" diyerek sırtınıza vuranlar yazılsın kaderinize;
Mutluluğu ''HARAM" edip sırtınızdan vuranlar değil 🥰🐞
Günaydın ☀️
Tumblr media
14 notes · View notes
ilaydadogu · 4 months
Text
Size bir his tarif etmek istiyorum. Böyle konuşmak istersiniz ama kelimeler bi düğüm misali boğazınıza takılır. Susarak bağırmayı öğrenirsiniz. Fırtınalar eser geçer içinizde ama yüzünüzde sadece sahte bir gülümseme vardır.
6 notes · View notes
dusunenkelebek · 7 months
Text
söylemek istedikleriniz boğazınıza takılıp canınızı acıtıyor mı??
6 notes · View notes
gorkemc · 1 year
Text
01.05.2023 02:50
Bazı acı gerçekleri kabul etmek, bu acının tarifi yok bende. Sensizde mutlu olduğunu görmek , hatta başkasıyla daha mutlu olduğunu görmek boğazınıza çözülmeyecek düğümler atıyor.  Atlatamayacağınız yollar, geçemeyeceğiniz fikirler koyuyor insanın önüne. Zira o varken meydan okuduğunuz bu evrene, şimdi yalvarmak zorunda kalıyorsunuz.  Eksik kalan ve bir daha tamamlanmayacak yerlerinizi açıkta bırakmayın yoksa acı kapabilir. Şimdi dönüp bakıyorum kendime, acıdan başka bir şey değilim.
seni görmeyeli 146.gün satırları..
4 notes · View notes
ghostmansblog · 2 years
Text
Hiçbir insan duygusuz değildir..dünyanın en acımasız katilleri bile..sadece ben diyen gibiler ve diğerleri diye ikiye bölünür dünya..saklanan duygular hançer gibidir.. oysa..sizemi..onamı..şunamı..bilemezsiniz..bazen eski hikâyelerini geçirir insanlar akıllarından ince bir iğnenin deliğinden..sonra o ip boğazınıza düğümlenir..sonra soru işareti denilen darağacına asılır hisleriniz..kızıl bir tan vaktine yankılanan sabah ezanında..son sözünü sorarlar.."kimsenin kimsesi olamadım" diye bir künye asın" der yalnızlık mahkûmu..herkesin merhaba dediği güne, elveda derken..🐞
Tumblr media
6 notes · View notes
cansukarabeyy2821 · 2 years
Text
Lâl oldunuz mu siz hiç? Bir olaya, bir kişiye, bir yere lâl oldunuz mu? Kelimeler boğazınıza takıldı mı? Yutkunamayacak kadar acı hissettiniz mi? Sessizliğin sesi bile ağrıttı mı başınızı? İnsanlar bazen olmayan bir sese bile lâl olabilir: iç seslerine. İç sesiniz size gerçek düşüncelerinizi söyler, sizin bile kendinize olmadığınız kadar dürüst olurlar size. İç sesinizden nefret ediyorsunuz değil mi? Hayır dediyseniz bakın, şuan bile kendinize yalan söylediniz. Duymak istemediğiniz şeyler konusunda kendinizi teselli etmek için yalan söylersiniz ve doğruyu söyleyen kişilere kin beslersiniz. Dürüst insanlara kin beslemeyin size acı verdikleri için, aksine onlara minnettar olun. Dürüst kişiler çok azdır, neredeyse hiçlerdir. Sizin için tek dürüst kişi iç sesiniz olmalı, o asla yalan söylemez ve bundan şüphe duymanıza da gerek yoktur. Dürüstlük her şeydir ve tek dürüst kişi iç sestir.
2 notes · View notes
acisidinmeyen1bayan · 2 years
Text
benim nefesim kendime yetmiyordu ama nasıl koştum derdinize. sırtınıza o yeleği veren hep ben oldum. şimdi ben bir yerde soğuktan can versem en son haberiniz olur. bu gerçek emin olun beni üzmüyor artık, kendim üşümeyeyim diye kendimi yakarım. evimi yakarım. kimsenin gelip omuzlarını sıkmam. bir yükünüz varsa altında ezilmeyi bilin, der siktir olup giderim. size yemin ederim içimde depremler yaratan, dilimin ucuna gelmiş kelimeleri geçer demenizle yutkunmuş insanım. geçmediğini hiç mi fark etmediniz diye boğazınıza yapışmak isterken ben, artık size bir daha merhamet edemem.
aynanın karşısına geçerim, ağlarım. kendi feryadıma sarılırım. bir uçurum kenarına kendimi asarım.
5 notes · View notes
my-other-version · 2 months
Text
Sessizlik her zaman altın değildir... Bazen boğazınıza takılan bir çığlıktır.
1 note · View note
sinfever · 6 months
Text
Kulağıma fısıldanan dehşeti duysanız başkasının canına kıyan elleriniz kendi boğazınıza sarılır korkudan. Bana inanmaktan söz edecek kadar cesareti size bu ahrazlığınız veriyor.
0 notes