#bayramdan
Explore tagged Tumblr posts
Text
bayramdan hemen sonra gideceğim yer..
228 notes
·
View notes
Text
Allahımmm, brokolimin brokolisi olmuş büyüde bayramdan sonra seni yiyeyim bari 🥺
87 notes
·
View notes
Text
Nasibimin gerçekten açık olduğu bir dönem demiştim ya bugün uyandım diyorum ki bayram tatili ya şimdi kimse iş için aramaz ama bayramdan sonra ararlar yarım saat sonra bi numara aradı a��tım dedi böyle böyle hahahah neyse bu şehirde 8. Kez iş görüşmesine gittik döndük tam istediğim gibi bir işte çalışacağım galiba çalışacağım demeyelim de belki bu da olmaz falan artık çalışacağıma olan inancımı yitirmek üzereyim :) biraz yorucu olacak olsun eşim de gündüze geçti böylesi çok daha iyi oldu.
60 notes
·
View notes
Text
hadi bi dua zinciri oluşturalım da bayramdan hemen sonra istanbula gideyim
21 notes
·
View notes
Text
"Kıt aklınca bana yazan Ümmetçi kardeşim dinle bak, sana ne diyeceğim!..
Üniversite Lisans ve masterimi belirtmeyeceğim, haftada 2 kitap bitirdiğimi, günlük 10 tane gazete, dergi takip ettiğimi ve en az 20 yazarın köşe yazılarını okuduğumu, 50 ülke gezdiğimi, 3 dil bildiğimi, 4 kitap yazdığımı, saz çaldığımı söylemeyeceğim.
Cahilsin diyorum alınıyorsun, yeterince okumamış ve araştırmamışsın diyorum kabul etmiyorsun, görmemişsin ve yaşamamışsın diyorum güceniyorsun…
Cahil olmana değil, cahillikte diretmene kızıyorum. Yine de seni doğrudan doğruya suçlamıyorum, sen ve senin gibi saf insanları, iyi niyetli arkadaşları ve Türk Halkını hususi cahil bırakanları, karanlığa sürükleyenleri ve sonrasında amaçları doğrultusunda bir maşa gibi kullananları lanetliyorum.
Resimdeki yer, Riyad/Suudi Arabistan, uluslararası iş dünyası ve yatırım ajansları toplantısındayım. Biliyorum, sen kutsal toprak dediğin buraları hiç görmedin, belki umre ve hacca gidenlerden dinlemişsindir.
Dünyanın tüm Arap ülkelerini dolaştım, her seviyede Araplar ile tanıştım, mevcut dini yapı ve inanç sistemlerini inceledim, kültür ve hayat şartlarını görerek ve yaşayarak öğrendim.
Vardığım sonuç; her ne arayacaksan kendinde aramalı, her ne istiyorsan özünde bulmalısın.
Kim ki; Arabın şahsına, Arabın diline, Arabın kültürüne, Arabın giyim ve yaşam biçimine kutsiyet atfediyorsa, bil ki ya cahildir, kandırılmıştır, ya menfaat karşılığı satılmıştır.
Dikkat buyur; din demiyorum, din ortak bir kavramdır ve genel olarak Türkler de müslümandır. (Kaldı ki müslüman olmayan Türkler ve Türk boyları kardeşlerimiz de vardır, hepsine sevgimiz ve saygımız sonsuzdur) Müslüman olup da Arap veya Türk olmayan farklı milletler ve ülkeler de mevcuttur.
Bu durumda, İslam dini; hiç bir ülkenin, milletin, hiç bir cemaat ve grubun tekelinde değildir.
Arap iyi müslüman da, Türk kötü müslüman mı? Bu hayranlık, sempatizanlık, özentilik neden?
Dünyadaki tüm müslüman milletler, Arap gibi giymek, Arap gibi yemek, Arap gibi konuşmak, Arap gibi okumak, Arap gibi yaşamak zorunda mıdır? Kaynak nedir? Ölçü nedir? Doğru nedir?
Kaynak “Kur’an” dediğini duyuyorum. Ama kaynağı da iyi okumuyorsun, okusan da anlamıyorsun, kelimelerin manasını bilmiyorsun. Kaynağın da, anlayacağın dilde, Türkçe olarak okunmasını, duaların Türkçe edilmesini istemiyorsun. Çünkü, sana öyle diyorlar, öyle öğretiyorlar, öyle aşılıyorlar.
Hiç sordun mu, araştırdın mı? Diğer dinler ve kitaplar nasıl? Mesela İncil neden öyle değil. Avrupa ülkelerini gezince göreceksin ki, her ülke kendi dilinde dualarını okuyor, ibadetini yapıyor.
Ortodokslar mesela, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Yunanistan vs. hepsini gezdim, kiliselerine gittim, din adamlarıyla konuştum, gördüm ki hepsi kendi dillerinde, kendi kültürlerinde inançlarını harmanlayarak dinlerini yaşıyorlar.
Ayrıca… Müslüman ülkelerde Arap kültürünü hakim kılmak için yıllık ne kadar bütçe ve finansal kaynak ayrıldığını biliyor musun?
İsimleri ve faaliyet alanları farklı görünse de, ortak amaç ve zihniyetleri “Arabizm” olan dernek, cemiyet, parti, vakıf, cemaat, tarikat vs. yapıların, sadece bayramdan bayrama topladıkları kurban derileriyle mi giderlerini karşıladıklarını sanıyorsun?
Bir tek bağışlarla mı geçiniyorlar? Yalnız aidatlarla mı ayakta duruyorlar? Kimler destekliyor? Hangi Arap ülkelerinin diasporası var bu oluşumların arkasında? Harcanan bu devasa sermaye, nasıl geri dönüştürülüyor?
Sen daha neyin orucu bozup - bozmadığını öğrenemedin ki, bunları nerden bileceksin? Günde 10 bin defa tesbih çekmeyi, 20 bin defa tekbir getirmeyi ders mi, ilim mi sanıyorsun?
Demem o ki; Ümmetçi kardeşim, aklını kullan, hipnoz olma, kimseye biat etme, gözlerini aç!. Din kullanılarak dünya geneline yayılan Arap Emperyalizmini gör, Selefi Arapçılığı fark et!..
Bir Türk vatandaşı olarak, bütün insanlara, dinlere, dillere ve kültürlere elbette saygı duyuyorum ama kimsenin de Türk dilini, dinini, töresini ve kültürünü Araplaştırmasına, yozlaştırmasına, tahrip etmesine iyi gözle bakmıyorum ve kayıtsız kalamıyorum.
Çünkü ben Ümmetçi değil, özü ve sözüyle bir Türk Milliyetçisiyim, Vatansever, Devrimci, Halkçı, Cumhuriyetçi, Laik, Yurtseverim. Senin hiç sevmediğin ATATÜRK, benim hayat liderimdir. Senin hoşlanmadığın Cumhuriyet, Laiklik ve Demokrasi, benim vazgeçilmezimdir. Özgürlük ruhum, bağımsızlık karakterimdir. Yükselmek, gelişmek, ilerlemek hedefimdir.
Gayem insanlık, yüküm sevgi, ölçüm vicdandır.
Kalben yolum Hak-Muhammed-Ali, ocağım Ahmet Yesevi, Pirim Hacı Bektaşi Veli’dir.
Ulu Ozanlar ile nefeslenirim; Nesimi okur, Şah Hatayi dinler, Pir Sultan Abdal söylerim.
Öğüdü Edebali’den, hoşgörüyü Yunus Emre’den, cesareti Battal Gazi’den alırım.
Unutma, bilim ile gidilmeyen her yol karanlıktır.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara selam olsun."
Muazzez İlmiye ÇIĞ
30 notes
·
View notes
Text
bayramdan sonra vizeleri olan kankilerim calisabiliyo musunuz acaba su an 😃✋🏻ben hic tane calisabildim💐
27 notes
·
View notes
Text
herkes kombin yapip takir takir geziyo arkadaslar sizin bayramdan sonra sinavlariniz baslamiyo mu tamam bende calismiyorum ama gezemiyorum da
32 notes
·
View notes
Text
Meursault'la Konuşmalar 45
Bonjour Meursault, comment vas-tu?
Bu yazıyı kırık bir kol, kırık ayak parmağı, sayısız morluk ve yüzleşme korkusuyla yazıyorum. Geçen perşembe tiyatroya gitmek üzere evden ��ıkmıştım, çok ilerleyemeden araba çarptı. Sol kolumun parmaklarını yeni yeni kullanabiliyorum, belki de kullanmamam gerek çünkü acıyor. Tek elle yaşamaya çalışmak çok zor. Kitap bile okuyamıyorum. Bu yüzden beş gündür sadece dizi izliyorum. Bu vesileyle birçok şeye ilgimi kaybettiğimi fark ettim. Konusu ilgi çekici geldiği için açıyorum, sonra bakıyorum aslında izlemek istemiyorum. Böyle böyle bir sürü dizi eledim listemden. Halbuki aylardır gördükçe "boş kalınca izlerim" dediğim diziler vardı. Eski ben olsa büyük bir zevkle izlerdi, yeni benin tahammülü yok. Tabii bazı şeylere hala ilgim var, yemek filmleri/dizileri mesela. Julia da uzun süredir yeni sekmede açık duranlardan biri. Birkaç gündür sekmeyi açıyor, sonra "belki mutfağa döndüğüm biraz daha iyi olduğum zaman izlerim" deyip es geçiyordum. Az önce birinci bölüme tıkladıktan sonra fark ettim ki o günlerin gelmeme ihtimalinden ölümüne korkuyorum.
İşler inanılmaz yığılmış durumda ve aylardır yığılmış durumdaydılar zaten. ama hiçbirini yapamıyorum. Ya da yapmıyorum. İki öğrencim tezini savundu, biri bitirmek üzere. Benim tezim tozlanıyor. Hesapta haziran sonuna bitmiş olacaktı. Az evvel bir dizinin finalini izledim. Bir anne çocuklarının eski eşinin sevgilisiyle daha mutlu olduğunu fark ediyor son sahnede. Tersini düşünüyorum sık sık kendi üzerimden. Ben olmasam ailem daha mı mutlu olurdu. Ablam bunu sık sık yüzüme söylüyor zaten. Alıştım mı? Hayır. Bu alışılacak bir şey değil.
Dün yeni telefon aldım. Bir indirim denk geldi. Babamla uzun süre tartıştık apple olmasına karşı çıktığı için. Benim için tartışmaya kapalı bir durumdu oysa. Sonunda orta noktada buluştuk ben de istediğimi aldım ama kendi kazandığımın yetmiyor oluşu yeniden gündeme geldi haliyle. Annem ablamın yeni telefon almasına karışmadığını çünkü onun kendi parası olduğunu söyledi. Ablamın telefonu çalışıyor bu arada ve benimkinden yüksek bir model. Zamanında benimkinden daha yüksek olmasını istediği için fazla para ödemek pahasına öyle almıştı babamlar. Her yeni telefonda biz aynı muhabbeti yaşarız. İlk kameralı telefonum olacağında babama istediğim telefon için "ne gerek var son modeline sahip olmasına" demişti. Sonra benim istediğim telefondan daha iyisi ona alındı, ben ses çıkarmadım. En son telefon aldığımızda da benimki iPhone iken onunki değildi. Sırf bunu değiştirmek için telefonu çalışır durumdayken iphone aldırdı. Şimdi yine aynı şeyi yaşayacağız kesin. Ben telefon aldım bu da demek ki yakında o da alacak ve daha üst modelini alacak. Sadece tıpkı bilgisayarda olduğu gibi bunda da daha yüksek bir modele sahip olursa mutlu olacağını sanıyor. Sorarsanız hayatından memnun ve benim sahip olduklarımla bir derdi yok. Neyse.
Sorunluluklarımın farkındayım, her gün yeni bir gün olması umuduyla uyanıyor ve dünün aynısını bitirmiş olarak uyuyorum. Rutinlerimin tamamı sekteye uğradı kaza geçirince. Seansa da gidemedim topalladığım için. Her şey harika gidiyor. Bayram için Kepsut'a gideceğiz, normalde bu benim için güzel bir şey ama kaza yüzünden fiziksel şartlar zorlayacak. Bu da bir başka challenge olarak önümde duruyor.
Bir an önce bayramdan sonraya ışınlanmak istiyorum. Bayram geçsin, eve döneyim, alçım çıksın ve rutinlere döneyim. Çok yoruldum kendimden.
15 notes
·
View notes
Text
Ya Şehri Ramazan 🤗🎉🥳🎊🧨🧨🧨
Sona kadar izleyin 😍🥰
Dun ki bayramdan güzellikler 🤗
MƏŞƏƏALLAH 🥰
#ramazan #bayram #Quba
43 notes
·
View notes
Text
Bayramdan sonra sağ koldan başlıyoruz yaptırmaya sonunda be
17 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 10
28 yaşında, 1.80 boyunda, 75 kiloda, esmer ve sempatik biriyim. Ben evleneli henüz 3 yıl olmuştu, karımla çok harika giden bir sex yaşantımız vardı. Halen de öyledir, karımla sexte sınır tanımayız vede çift olarak sexe çok düşkünüz. Geçen yıl kurban bayramında bayram ziyareti için kayınvalidemlere gitmiştik. Muhabbet sohbet derken ben sıkıldım ve dışarıya hava almaya çıktım. Bir sigara yakmıştım ki, yeğenim Nesrin camdan bana seslendi, “Abi gel çay yaptım, beraber içelim!” diye (Bana hep ‘Abi’ diye hitap eder). Dayım ve yengem bayram ziyaretine gitmişler, yeğenim de çay yapmış, beni de camdan görünce çağırmış. Yeğenim Nesrin çocukluğundan bu yana beni çok sever. Nesrin (ozaman 16 yaşındaydı), 1.70 boylarında, 55 kilo civarı, siyah saçlı ve beyaz tenli bir afet.
Neyse, muhabbet ederken bir ara konu kızlar ve erkeklerden açıldı, ben de sordum, “Erkek arkadaşın, sevgilin var mı?” diye. Meğerse bizim Nesrin bu konuda pek bir dertliymiş, “Nerdeeee abi?” dedi. “Neden kız? Güzelsin, hoşsun, neden erkek arkadaşın yok ki?” dedim. Ben öyle deyince Nesrin, “Gerçekten beni güzel buluyor musun abi?” dedi. O an aklıma bir şüphe gelmediği için, “Güzelsin tabi, sen hiç aynaya bakmıyor musun?” dedim. Nesrin de gülümseyerek, “En güzel nerem mesela?” dedi. O öyle deyince biraz şüpelenir gibi oldum, ama yeğenim olduğu için yanlış düşünmek istemedim ve “Her yerin güzel!” diyerek geçiştirdim ve konu dağılsın diye, “Çıktığın yok mu gerçekten?” falan dedim. “Teklif edenler oluyor, ama hepsi çoluk çocuk!” dedi. “Eeee, sen nasıl birini arıyorsun?” deyince, “Senin gibi!” dedi. Ben biraz kızarır gibi oldum ve konu uzamasın diye müsade istedim, kayınvalidemlere gittim.
Bayramdan sonra Manisaya döndük. Aradan epey zaman geçti, ama yeğenimin söyledikleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kendi kendime takıntı yapmaya başladım, istemesem de Nesrin’in portakal büyüklügündeki gögüsleri ve yuvarlak götü bir türlü aklımdam çıkmaz olmuştu. Kendi kendime de (Saçmalama, öyle şey olur mu, sen yanlış anladın!) diyordum. 2 ay kadar sonra dayımın işi nedeniyle ailecek Manisa’ya taşınmaları gerekti. Tesadüfen bizim oturduğumuz apartmanda boş daire vardı, orayı kiraladılar ve taşındılar. Artık sık sık bize gelir gider olmuştu. Kısa etekler, dar badiler giyip, sanki özellikle beni tahrik eder gibiydi. Birgün kayınvalidem ameliyat oldu, karım da ona refakat etmek için yanına gitti. Ben işimden izin alamadığım için gidememiştim. Karımı uğurlayıp geri dönerken apartman kapısında Nesrin ile karşılaştık. Nereden geldiğimi falan sordu, ben de durumu kısaca anlattım, karımın bir süre orada kalacağını ve (şaka maksatlı) bekar kaldığımı söyledim. Birden Nesrin’in gözleri parladı ve “Ben sana bakarım abi, hatta yengemden daha iyi bakarım!” falan dedi.
Ertesi günün akşamında Nesrin bizim kapıda bitti hemen. Tabii aynı apartmanda olduğumuz ve akraba olduğumuz için bize akşam sabah gidip gelmesine annesi babası birşey demiyordu. Nesrin beyaz mini bir pileli etek, üzerine beyaz askılı vücudunu saran dar askılı bir badi giymişti. “Abi bilgisayarda biraz işim var, halledebilir miyim? Bizim internet daha bağlanmadı, bu saatte de internet cafeye gidemem.” dedi. “Tabii, buyur!” dedim. Ama Nesrin’i öyle görünce içim bir hoş olmuştu. Kendi kendime (Saçmalama o senin yeğenin!) dedim ve TV’nin başına geçtim, ama bir türlü Nesrin’in o hali gözümün önünden gitmiyordu. Bir süre sonra TV’ye dalmışım ki, Nesrin, “Abi bilgisayara birşey oldu, düzeltemiyorum!” diye seslendi. Gidip baktığımda bilgisayar kapanmış, açamıyor. Açtım. Şifreyi girmek için klavyeye eğildiğimde Nesrin’in göğüslerinin çatalına takıldı gözüm. Benim yarak zaten dünden razı, hemen havalandı. Şifreyi apar topar girdim, ama bunu Nesrin de farketmiş olacak ki, yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Ben hemen TV odasına geri döndüm. Ama aklım orada kalmıştı bir kere.
Biraz sonra Nesrin geldi ve bilgisayarda işinin bittiğini söyledi, karşımdaki koltuğa oturdu. Ama ne oturuş! Bacak bacak üstüne attı, küloduna varıncaya kadar görünüyor. Zaten kendime zor hakim oluyordum, beni daha da tahrik etmek için sürekli frikikler veriyordu. Giydiğim eşofmandan yarrağımın kalktığı belli olmasın diye nasıl oturacağımı bilemez olmuştum. Nesrin bir ara su alma bahanesiyle kalktı, geri geldiğinde yanıma oturdu ve TV’de oynayan filmi seyretmeye başladık. Derken omuzuma doğru yaslandı. Filmde bir öpüşme sahnesi vardı ve Nesrin o sahneyi izlerken, “Aaah ah!” diye iç çekti. “Ne oldu kız?” diye sordum. “Biliyor musun abi, beni böyle hiç kimse öpmedi!” dedi. “O senin çevrendeki erkeklerin aptallığı!” dedim. Bizim cin fikir Nesrin hemen atladı tabi, “Abi sen de benim çevremdeki erkeklerdensin!” dedi. Ben biraz utanarak, biraz da kızmış gibi yaparak, “Olur mu öyle şey! Sen benim yeğenimsin!” dedim. “Yani beni eller öpse daha mı iyi? Öyle mi abi?” dedi. “Yok öyle demek istemedim…” dediysem de lafı kıvıramadım ve birden nasıl olduğunu anlayamadan, “Öperim ne olacak ki!” dedim. Nesrin hemen bana döndü ve öpüşmeye başladık…
Dudaklarının inanılmaz güzel bir tadı vardı, daha önce hiç almadığım tadlar alıyordum. Okadar ateşli öpüyordu ki beni, kendimi durduramıyordum, ellerime hakim olamıyordum, sanki vücudum benim kontrolümden çıkmış gibiydi. Bir yandan öpüşürken, bir yandanda sütun gibi bacaklarını okşuyordum. Yavaş yavaş okşayarak yukarı doğru çıkıyordum. Ellerim o küçücük bal kutusuna geldiğinde Nesrin hafif ürperir gibi oldu, ama belli etmemeye çalıştı. Nesrin’in bal kutusu yanıyordu adeta ve suları el kadar küçük olan külodunu sırılsıklam yapmıştı. Bir ara durmak istedim, ama olan olmuştu artık, duramadım. Taş gibi göğüslerine geldiğimde, Nesrin de elini eşofmanımın üzerinden benim yarrağa atmıştı. Birbirimizi yavaş yavaş soymaya başlamıştık. Beyaz badisini çıkardığımdaki gördüğüm manzarayı halen unutamam, o göğüsler sanki mermer birer anıt gibiydi. Boynundan başlayarak yavaş yavaş göğüslerine doğru inmeye başladığımda ise Nesrin’in sesleri değişmeye başlamış, kısısk kısık, ince ince geliyordu…
Bir yandan göğüslerini emip, bir elimle ezerken, bir elimle de Nesrin’in eteğini çıkarıyordum. Sonra göbeğine doğru indim. Ardından aşağıya doğru, bembeyaz dantelli el kadar külodunun üzerinden Nesrin’in bal kutusu amını hem yalıyor hemde küçük ısırıklarla dişliyordum. Nesrin, “Yeter artık dayanamıyorum, ne olur sik beni! Çok uzun zamandan beri bu anı bekliyorum abi, ne olursun delirtme beni artık!” diye yalvarıyordu. Amını yalamayı bırakıp ayağa kalktım ve acele etmemesini, sıranın onda olduğunu söyledim. Yüzüme baktı, biraz istemsiz bir tavırla eşofmanımı indirdi, benim yarak zaten kazık gibi olmuştu. Nesrin, “Daha önce hiç yapmadım, pørnø filmlerde gördüğüm kadarıyla biliyorum, ama seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım abicim!” dedi ve ağzına aldı. Bu ne muhteşem bir duyguydu anlatamam. Acemice yalıyordu, ama ben müthiş bir zevk alıyordum. Karımla da sürekli oral sex yaparız, ama bu çok farklıydı. Ve fazla dayanamadım, titreyerek Nesrin’in ağzına boşaldım. Nesrin bir an kusacak gibi oldu, ağzından zor çıkardı benim yarağı ve hemen lavaboya koştu…
Ağzını yıkayıp geldiğinde, tadının çok tuzlu olduğunu, birdaha böyle yapmamamı rica etti. Ben de, “Özür dilerim, ama kendimi tutamadım!” dedim. “Gerçekten o kadar zevk aldın mı abi?” diye sordu. Muhteşem olduğunu söyleyip, tekrar dudaklarına yumuldum. Çok ateşli bir şekilde sevişiyorduk, dünya umurumuzda değildi adeta. Sonra, “Hadi artık, ne olursun, içimde hissetmek istiyorum seni, yalvartma artık beni, ne olur sok biran önce!” dedi. “Sen bakire değil misin?” dediğimde, “Bakireyim, ama artık kadın olmak istiyorum, hemde senin kadının olmak istiyorum abi!” dedi. Ona ileride bu yaptığından çok pişman olabileceğini, bunun telafisinin olmadığını söyledim. Ama yine de istiyordu. Ben de, “Bu gece önce götten al, sonra pişman olmazsan amdan da yaparım!” dedim. “Hem amdan hem götten sok, yalvarırım, her deliğimde seni hissetmek istiyorum abi!” diyordu. Ona tekrar aynı şeyleri söylediğimde ise, “Tamam, ama bir şartla, ben ne zaman istersem itiraz etmeden beni kadın yapacaksın! Hadi şimdi götten sok artık!” dedi.
Ben de kabul ettim ve Nesrin’i koltuğa köpek duruşuna getirdim. Benim yarağı tükürükledim, bolca Nesrin’in göt deligine de sürdüm ve dayadım. Fakat bir türlü girmiyordu. Sanırım ilk olduğu için, hem yaşı da küçük olduğu için götünün deliği çok dardı, fındık kadardı. Rahatlaması için tekrar amını yalamaya başladım ve hafif hafif işaret parmağımı Nesrin’in götüne sokmaya başladım. Biraz aldığı zevkten, biraz da yalamamdan etkilenmiş olacak ki, yavaş yavaş kendini bıraktı. Ben hem götünü parmaklarken, bir yandan da amını yalamaya devam ediyordum. Birden Nesrin’in sesi değişmeye başladı. Anladım ki orgazm olmak üzereydi. Hem götündeki parmağımı, hemde amındaki dilimi hızlandırdım ve benim küçük yeğenim Nesrin kasıla kasıla ilk orgazmını yaşamış oldu. “Hadi artık abi, içimde hissetmek istiyorum, sok götüme!” diyordu. Ben tekrardan Nesrin’in arkasına geçip, yeniden sikime ve Nesrin’in dar göt deliğine bolca tükürük sürüp, başladım bastırmaya ve yavaş yavaş kafasını soktum. Ama Nesrin ağlamaklı bir ses tonu ile, “Çok acıdı, yanıyor abi!” diyordu. Kendisini kasmamasını, rahat bırakmasını söyleyip, bu acının çok kısa bir sürede muhteşem bir zevke dönüşecegi konusunda telkinde bulunuyordum…
Biraz bekledikten sonra sikimin kafası ile git gel yapmaya başladım. Yavaş yavaş alışınca Nesrin de zevk almaya başlamış olmalı ki, “Abimmm, harikasın, muhteşemsin!” gibilerinden iltifatlar yağdırıyordu. Ben de her git gelde biraz daha ileri giriyordum. Benim öyle korkulacak heybetli bir sikim olmamasına rağmen (15 cm kadar) birden girip canını yakıp, yeğenimi sexten soğutmak istemiyordum. Bir müddet sonra köküne kadar girdiğinde Nesrin kendinden geçmiş bir vaziyette inliyor, “Evet abi, devam et abi, sik beni, hızlan, uçur beni, eller yerine sen sik beni!” diyordu. Ama halen göt deliği çok dar olduğundan zor hareket ediyordum. Hızlanmayı ben de çok istiyordum, ama neredeyse sikim kırılacak gibi oluyordu. Yavaş yavaş, sert darbelerle götüne vurdurmaya ve aynı zamanda da amıyla oynamaya başlayınca, küçük yeğenim Nesrin dayanamadı ve 15 dakika içinde ikinci orgazmını yaşadı…
Yeğenim orgazm olmuştu, ama ben halen boşalamamıştım. Bir müddet sonra iyice yumuşayan yeğenimin minik götüne biraz daha rahat girip çıkıyordum ve biraz daha hızlanmaya başlamıştım. Ben hızlandıkça, “Evet abi böyle çok güzel, devam et abi, sik beni abi!” diye inliyordu. Boşalacağıma yakın sikimi götünden çıkarmak istedimse de, “Ne olur çıkarma abi, içime boşal, içimdeki yangın ancak böyle söner!” dedi. Ve fazla geçmeden, köküne kadar vurdura vurdura, titreyerek boşaldım yeğenimin küçük götüne ve üzerine yığıldım. Sanki tüm damarlarım boşalmış gibiydi. Götünün içindeki sikim küçülene kadar öylece kaldık ve sonra çıkardım. Bana dönüp öyle bir sarılışı vardı ki, anlatamam. Sanki hayatını yeniden bağışlamışım gibi teşekkürler ediyor, öpüyordu beni.
Biraz sakinleştikten sonra banyoya gittik. Küçük yeğenimi ellerimle yıkadım. Benim yarak tekrar uyandı ve götünü birkez daha sikmek istedim. Ama Nesrin, “Abi bu gecelik yeter, çok ağrıyor, tamam çok zevkli, uçtum resmen, ama birkaç gün ara verelim!” dedi. Ben de onu kırmayarak, “Tamam canım, sen nasıl istersen, ne zaman istersen!” dedim. Banyodan çıkıp giyindik. Vakit epey geç olmuştu, başka yere gitmiş olsa babası ortalığı ayağa kaldırırdı, “Bu saatte nerdesin?” diye, ama yeğenimin bize gelmesine birşey demiyor. Yeğenim biraz daha kalmak istedi, ama ben şüphelenmesinler diye eve gitmeye razı ettim. Giderken dudaklarıma yapıştı ve çok teşekkür edip, “Bundan sonra benim tek sahibim sensin abicim!” dedi. İçimden, (Aslında teşekkür etmesi gereken benim!) dedim.
Gerçekten de halen tek sahibi benim, ama benim küçük yeğenim halen bakire
6 notes
·
View notes
Text
Hapsharika bir bayram kombini yaptım bayramdan önce de giyebilirim bilemiyorum ama bayıldım.
24 notes
·
View notes
Text
Almanya dan gelen kargo
merhaba arkadaşlar başımdan geçenleri anlattığım hikayeleri okuyorsunuz asla yalan yok anlattıklarımda . Bayramdan önce Almanya'da yaşayan bir arkadaşım bana uçak ile bir hediye gönderdiğini söyledi arife günü çalışıyorum bayramdan sonra ancak alırım dedim. Olmaz mutlaka saat 18 45 19 00 gibi inecek karşılayıp al dedi ne gönderdiğini sordum sürpriz dedi ambulans şoförü olduğum için arkadaşımdan rica ettim Esenboğa havalimanında ki görevi ben devraldım 23:30 a kadar görevliydim. 18 40 gibi dış hatlar terminaline gittim uçak 18 50 de indi hostes kızlara durumu anlattım ama bu otobüs yada kargo uçağı değil ki kargo gelmez dediler gülüştüler aralarında arkadaşıma telefon edecektim ki arkamdan biri beni tuttu döndüğümde çok şaşırdım arkadaşım karısını ve daha 20 yaşlarında türbanlı kızını göndermisti şoku atlattıktan sonra ambulans a doğru giderken Aslıhan bayram tatilinde seninleyiz artık 3 karın olacak yatakta deyip güldü nasıl yani dedim kızım seni istedi ilk sikişi seninle yaşamak istiyormuş bizim evde sevişirken bizi izlemiş o günden beri seni arzuluyormuş dedi ambulans ın yanına gelmiştik daha paydos a çok vardı eşim Firdevs i arayıp durumu anlattım gelip misafirlerimizi almasını söyledim 1 saat kadar sonra geldi ayakta biraz sohbet ettik onları uğurladım işin bitmesini bekledim sabırsızlıkla ekürim olan arkadaş geldiğinde hayatımda hiç yapmadığım bir şey yapıp taksiye binip eve gittim kapıyı açtım içeri girdim eşim Aslıhan ve Kübra çırılçıplak beni bekliyorlardı oooo muhteşem bir manzara dedim ilk Aslıhan sonra Kübra nın elini sıktım hoşgeldiniz dedim eşim açmısın diye sordu Firdevs seks daha önemli dedim Aslıhan ile Kübra nın ortasına oturdum Aslıhan soyun o zaman dedi madem seks daha önemli haksız mıyım kızlar eşimle Kübra haklısın canım dedi hep birlikte benim elbiselerimi çıkarttılar ilk Aslıhan diz çöktü sikimi ağzına aldı yanına Kübra oturdu bir taraftan annesi bir taraftan kızı yalıyordu Kübra 3 yıl önce bize gelmiştiniz annemi sikiyordun babamla Firdevs sizi izliyordu babamın siki senin sikinin yanında bebek siki gibiydi o zamandan beri seni arzuluyorum dedi eşim yatak odası hazır oraya geçelim Kübra yatakta daha mutlu olur dedi birlikte yatak odasına giderken Kübra kucağına al beni eşikten geçir yatağa senin kollarında inmek isterim dedi dediğini yaptım 170 boylarında esmer büyük göğüsleri olan bir kadın Kübra öpüşmeye başladık eşim ve Aslıhan bizi izliyordu bir anda döndüm 69 olduk ağzına aldı bende Kübra nın amını dilleyerek gevşetiyordum her dil darbelerimden inliyor titriyordu bir ara yeter artık içime gir kadın yap dedi doğruldum Aslıhan ile eşimi yatağa çağırdım Aslıhan sikimi tuttu Firdevs Kübra yı Aslıhan sikimi kızının amına sürterek yavaştan yavaştan girip geri çekiyordu Kübra anne ben yanıyor bırak ben rahat alıyım dedi kucağıma çıktı sikimin üstüne oturdu offff muhteşem diyerek zıplamaya başladı Aslıhan ve Firdevs biraz hayretle izliyordu kızlık zarını patlatmıştım Kübra durmak bilmiyor zıplamaya devam ediyordu o kadar azgın gördüm Kübra gibisini hiç görmedim belki 10 dakika bu şekilde oturup kalkmaya devam etti birden memelerini ağzıma verdi öyle bir boşaldı ki resmen işliyordu annesi ve eşim şaşırmış bir şekilde bakıyordu Kübra yatağa uzandı öpüşmeye başladık beni bırak annemi ve eşini sik ben bittim dedi bende Aslıhan ve Firdevs ile devam ettim sabah bayram olduğundan az bir seviştik 4 ümüz birlikte kanepe de uyuduk
13 notes
·
View notes
Text
Dondurma yapmıştım bayramdan önce bugün babam, ben, kardeşim yedik. Umarım zehirlenmemişizdir
7 notes
·
View notes
Text
"Ölüm gelinceye kadar ibadet etmek zorundayız. İmanla ölmek, ibadetlerle o imanı canlı tutmaya bağlı olduğuna göre ölüm gelinceye kadar ibadete mecburuz. Bayramdan bayrama namaz kılanı küçümsediği halde kendisi Ramazandan Ramazana takvalaşan, sonra da hayatın akışına uyup giden bir insanı nasıl tarif edebiliriz? Ramazandan sonra ibadet heyecanımızın sürmesi Ramazanda yaptıklarımızın kabul gördüğü delildir."
67 notes
·
View notes