#arapbacı

[birdenizsalman]

#Repost @cigdemtuncofficial (@get_repost) ・・・ Geliyor,geliyor,geliyor..Ramazan geliyor,Orta oyunu geliyor, müthiş kadro iş başında..Haydi rast gele hepimize.. #çiğdemtunçtiyatrosu #çtt #ortaoyunu #eğlenceli #komedi #ramazan #etkinlik #organizasyon #istanbuldaramazan #anadoludaramazan #nostalji #kavuklu #pişekar #delibekir #arapbacı #çelebi #fasıllar #barışbölükbaşı #oyun #oyuncu #aktör #actor #tiyatro #theatre #seslendirmesanatçısı #çizgifilm #denizsalman #dsalman #denizs https://www.instagram.com/p/B9jUscVJDlr/?igshid=3fcra1ua3rbm

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel #pike #yorgan #battaniye

[temkinlifuturist]

KURUMSALLAŞAN KÖLELİK

Nasıl bir ikilemdir ki arapça Rakik, Rikkat kelimelerinin anlamı hem hoş, zarif, güzel, incelik anlamına geliyor hem de Köle anlamına.

Osmanlı döneminde ‘esir’ ve ‘köle’ kavramları arasında bir ayırım bulunmazdı. Özgür olmayan herkes esir veya köleydi. Osmanlı’da ‘esircilik’, gayetten yasal bir meslekti. Diğer bütün meslekler gibi odaları, loncaları, yasaları vardı ve her kentte örgütlenmişlerdi. İstanbul, bu ticaret açısından oldukça önemli bir merkezdi. 1500-1650 arasında kaçırılarak köleleştirilenlerin sayısının yılda 10 binin üzerinde olduğu dönemin kayıtlarına bakılarak söyleniyor. Yasal olarak her ne kadar Osmanlı vatandaşlarının alınıp satılması yasak olsa da, sahipsizlerin, evsizlerin, taşrada gözden ırakta olanların bu sektöre “ürün” olarak katıldığı tahmin edilebilir. Sadece Afrika’dan kaçırılanlar veya kazanılmış savaşların esirleriyle böyle kocamaan bir sektörün beslenmesi mümkün değildi. Onlar, arapbacı oldular, halayık oldular, kapatma oldular.  Evliya Çelebi’nin notlarında, İstanbul’daki Esirhane’de 400’den fazla kişinin çalıştığını yazılı.

Sami Paşazade Sezai, 1888 yılında köle bir halayığın yaşamını anlatan eseri Sergüzeşt’i (baştan geçen, serüven, macera) yayınladı. Kısa bir süre önce Amerika’da yayınlanan ve köleliğe karşı insanların bakışını değiştiren Tom Amca’nın Kulubesi (H.B. Stowe-1852) gibi, benzer bir etkisi olmuştu toplumda. Dönemin padişahı 2. Abdülhamit kitabı acilen toplattı, yazarı takibe aldırttı. Sami Paşazade de kurtuluşu Paris’e kaçmakta buldu.

Üzücüdür ki Osmanlı’daki kölelik kurumu “emperyalist gavurun” büyük baskısı sonucu padişah fermanıyla yasaklanabildi. 1840’lı yıllara kadar Osmanlı ülkesine yılda onbinin üzerinde köle ithalatı vardı. O döneme kadar da bütün büyük kentlerimizde esir pazarları kurulurdu. 1857’de baskılara dayanamayan Sultan Abdülmecit, Hicaz hariç tutulmak üzere, tüm ülkede “Afrikalı Esir” ticaretini yasaklayan ilk fermanını yayınladı. Göstermelik fermanın esir ticaretine pek etkisi olmadı elbette. Sonuçta bu sektörden binlerce kişi ekmek yiyordu. 1880’de İngiltere ile Osmanlı arasında köle ticaretinin yapılmaması konusu yeniden anlaşma masasına yatırılacak ve sonunda Osmanlı zoraki olarak 1890 da Afrika Köle ticaretini yasaklayan Brüksel anlaşmasına imzayı atacaktı.

Emperyalist ülkelerin köle ticaretini eski dünyada engelleme anlaşmaları yapmış olması pek de gerçeği görüp insanlığa dönüş amacıyla değildi tabii ki. O zamana kadar ülkelerindeki zenginliği, başka insanların ekmeklerini çalarak yükseltmiş olan ülkelere gökten nûr inmemişti. Kanımcı amaç o devasa bedelsiz işgücü pazarını, yine bedelsiz olarak yeni dünyanın köle pazarı Amerika kıtasına yönlendirmekti. Tarih de bunu kanıtlamıştır. Köle ticareti, doğuda anlaşmalarla yasaklanırken, batı kunta kinteleri gemilerle eski- yeni kıtaya taşımaya başlamıştı bile.  

Köleci toplumsal düzenlere tarihin yazdığı ilk isyan Spaktaküs olarak bilinir. Köleliğin tarihi Nuh Peygambere kadar dayanınca – ileride değineceğim – başka örnekler de olmalı diye düşünüyor insan.

İslam toplumlarının bilinen ıspartalısı Ali ibn-i Muhammed’dir. Basralı Ali, köle emeğine yönelik sömürünün ve baskının dayanılmaz duruma geldiği Arap Yarımadası’nda, 869 yılında onbin köle ile birlikte bir ayaklanma başlatır. Azap ve eziyet öyle boyutlardadır ki kısa zamanda üçyüzbin kişi oluverirler. Dönemin şeyhi, Halife Mühtedi. Kölelerin üzerine yolladığı ordu, esaretten başka hiçbirşeyleri olmayan insanların öfkesinden kurtulamaz. Bu “isyankar” köleler bölgede El-Muhtare (seçilmiş) adında ülke kurarlar. Adlarına para bile bastırırlar. Basra’nın da içinde bulunduğu oldukça geniş bir bölgeye egemen olurlar. Hal böyle iken egemenler rahat durur mu? Kolay kazandıkları paracıklarında gözü olan bu gafillerin heman başları vurula idi… Onbeş yıl boyunca bu “köle” toplumu üstlerine gelen her orduyu püskürttüler. Nedense doğru yaşam kurallarıyla kurulan ülkelerin ömrü 15 yıldan fazla olamıyor. (bkz. yakın tarihimiz)

Basralı El-Câhiz, afrikalı zenciler için şu tanımları yapar:

“Herkesin ortak kanaati şudur ki zencîler kadar cömertliği evrensel düzlemde gelişkin olan başka bir halk yoktur yeryüzünde. Herhangi bir öğrenme pratiğine ihtiyaç duymaksızın bu halk tefin ritmi eşliğinde dans etme hususunda doğal bir yeteneğe sahiptir. Dünyanın hiçbir yerinde onlardan daha iyi şarkıcı bulunamaz”

[***El-Câhiz (Gerçek ismi: Ebu Osman Amr İbn-i Bahr el-Kinani el Fuqaimi el-Basrî [781 -Aralık 868/Ocak 869]) Zencî bir kölenin torunu olan, Doğu Afrikalı, Afro-Arab âlim. Arap edebiyatı, biyoloji, zooloji, tarih, ilk dönem İslâm tarihi, İslâmî psikoloji, Mütezile teolojisi ile ilgili çalışmalar ve politik-dinî polemikler kaleme almıştır.]

Hz. Muhammed’in ilk ezanı neden Etiyopyalı zenci bir köle olan Bilal’e okuttuğu buradan da anlaşılıyor.

883 tarihinde Türk paralı askerlerden kurulu “lejyon” ordusu, tek dertleri özgürce yaşamak olan bu garibanları telef eder. Telefat ki katliamdan beter. Liderleri başta olmak üzere kendini o asilere adamış herkes katledilir. Rivayet ikimilyon kişi.

Daha bir ömür kadar yakın zamanda medeniyetin beşiği (!) fırsatlar ülkesi, hepimizin gözdesi Amerika’da Jim Crow yasaları (1876-1965) uygulanıyordu. Adını 1828 de İngiliz beyaz komedyen Thomas Rice’ın siyahi geri zekalı ve aşşağılık insan tiplemesi Jim Crow’dan alan yasalar. Ta ki Martin Luther’in öldürülmesine kadar bu yasalar uygulandı uygar Amerika’da.

Kapitalizmin “gelişen sanayi bitkilerinin üretimi konulu” tarımsal alanda ihtiyaç duyduğu ucuz pamuk işçileri başka nereden bulunabilirdi ki? Pamuk Plantasyonlarında çalışmak üzere yapılan insanlık dışı ve vahşi avcı toplayıcı köle ticareti, Afrika’dan kopartılan negroların hala travma içinde olmalarının nedeni değil midir?

Ve bu ticaretin tek sorumlusu paradan başka dinleri olmayan köle tüccarları mıdır?

Ve sanatın-sanatçının beşiği, horozun her zaman yalandan öttüğü Fransa’da, sanatın ve sanatçının hamisi (koruyucusu ve besleyicisi) olarak göklere çıkartılan 14. Lui, 1685 yılında “Code Noir”i kaleme aldırır. Bu Siyah Yasa, köleleri taşınabilir bir mal olarak tanımlamakta, kölelerin mutlaka katolik hristiyan yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Eh frankafona da ucuz işçi lazımdır.

Fethedilen veya keşfedilen yeni toprakları soyarken Avrupa zenginliğini sorguluyor muydu? Peki onlara icazet veren kilise hangi dini gerekçelerle bu duruma gözlerini kapatıyordu?

Bugün dünyaya egemen olan üç büyük dinin de köleciliğe karşı net bir söylemi, kesin bir karşı duruşu yoktur. Hatta aksi bile söylenebilir…

İslamiyetin öğretisinde kölelik yoktur diyenlere bakara 178, Nahl 75, Rum 28

Hristiyanlık dünyanın en iyi dinidir diyenlere Kololesiler  4-1

Museviliği yüceltenlere de Levililer 25-44, 46, Tekvin 9-25-26-27 incelemeleri tavsiye. Tekrardan buraya aktarmayayım.

Yaratan’a atfedilen bir karar olduğu iddia edilen Tufan öyküsünde, evren bazında üç kuruşluk bir nedenden dolayı bütün dünya suyla boğulurken, bu felaketten kurtarmayı layık görülen Nuh ve ailesi, yıkılan geçmişten sadece iyi şeyleri taşımamış anlaşılan. Köleliğin dinsel meşrulaştırılması hakkında bilinen ilk dini örmekleri Nuh’un öğretilerinde okuyoruz. Oğulları Sam arap ve israiloğullarını, Yafet orta asya toplumlarını ve Ham da siyahi toplumları temsil etmektedir. Muhtemelen Tevrat yazarı dünyanın diğer ırklarından ve toplumlarından habersizdir. Oğul Ham, Hz.Nuh’u çıplak gördüğü için Nuh tarafından soyu da dahil olmak üzere naletlenir. Esirgeyen ve bağışlayan tanrının varlık tanımına uymasa da Nuh’un “sonsuz nalet” talebi kabul edilir.  (Tekvin 9-25-26-27 )  

Hz.Nuh hayvanlar alemini kurtarmış da insanlığa gelince akıl tutulmasına yakalanmış görünüyor.  Köleliği taa Nuh’a kadar götürdük iyi mi…

Peki, kapitalizm, emperyalizm, egemenler bu kölelik düzeninden vazgeçmişler midir? Tabii ki hayır. Bir kölenin, sahibi üzerinde masrafları vardır: En acınası koşullarda bile olsa adamı barındırmalı, beslemeli ve mimimum seviyede yaşatmalıdır. Yani az da olsa bir masrafı ve dahi mecburi sorumluluğu vardır. Eh şimdi o masrafı doğrudan kölelerin omuzuna yıktılar iyi mi? Üstüne üstlük kölelelik de adı konulmamış halde devam ediyor. Sömür��ye dayalı sistemlerde her zaman karın tokluğuna çalışacak işçiye ihtiyaç vardır. Karın tokluğuna ölecek askere ve polise de ihtiyaç olduğu gibi.

Bugün bütün modern (!) toplumlarda asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çabalayan insanlar işte modern yaşamın modern köleleridir.

Peki altında cipi, üstünde havuzlu villası olan kölelikten kurtulmuş mudur? Elbette hayır. Kendini kölelikten kurtulmuş sanan alık da çiftliğin katibidir. Diğerlerinden birazcık fazla yemeği ve temiz giysileri vardır. Ama o da sahibine hizmet etmektedir ve zamanı gelince (kullanım nedeni ortadan kalkınca) bir köşeye atılacaktır. (bkz işsiz kalan ceo larımız.)

Sonuç olarak şunu söylemeliyim: Ucuz iş gücüne ihtiyaç duyarak üretim yapan toplum mekanizmaları, bu sömürüye kılıf bulacaklar ve köleliği bir şekilde sürdürmeye gayret sarfedeceklerdir. Hatta bunu inanışların arkasına sığınarak kurumsallaştıracaklardır. (Örnekleri tarihte yazılıdır)

[merdumgiriz]

Büyücü Harmantoha Dilaver Bey ve Arap Bacı Ramazan etkinliklerinde son oyunumuzdan kareler. İt was the last night of our traditional Turkish Theatre play. İ had two different roles for tonight. ✌ #luleburgaz#lüleburgazortaoyuncular#büyücü#tiyatro#lüksad#arapbacı#magician#ghoul#thirdeye#eyeofthebeholder#ortaoyun#ramazan#şenlik#beyefendi#bacıkalfa (Bercadia AVM)

[radiyeblog-blog]

Evimin yeni aksesuarı #arapbacı!!😁😁😁Bize karan bebekten hediye😃👏👏👼 @kaanalacan @buketalacan (Avena Evleri🏡'da)

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #kurukafa #iskelet #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel ##ağaç #balık #ağaçbalık #balıkboyama #renk #süs #hediye #duvarsüsü #nazarboncuğu #ahşapbalık #boyalıbalık #homedecor #fishdecor #woodpaint #tasarım #elboyaması #butikhediye #evhesiyesi #özelhediye #handmade #bedinn

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel

[denizlitekstilevi]

#peştamal #deniz #tatil #sea #hamam #kum #havuz #havlu #buldan #naturel #desen #arapbacı #peştemal #bornoz #renk #dokuma #denizli #peşkir #organik #otel