#araştirma
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ruh bedenden çıktı mı bir daha dönmez, güven ruh gibidir.
**Güven**, insan ilişkilerinde ve yaşamın farklı alanlarında önemli bir kavramdır. Ruh gibi, güven de soyut bir kavramdır ve insanların birbirine olan inancını ifade eder. İşte bu konuda bir kısa şiir:“`Güven, hafif bir esinti gibidir,Kalbin içinde sessizce süzülür.Sözlerden öte, bir bakışta gizlidir,Ruhun derinliklerinde yankılanır.Güven, bir köprüdür insanlar arasında,Taşıdığı ağırlıkla sağlam…
View On WordPress
#açıklama#ahlak#aile#aldatmacadır#algılama/bilme/hissetme#almaverme#anlamak#anlaşılmak#ARAŞTIRMA#güven#inanç#saygı#vs
1 note
·
View note
Text
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden: ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
26 Şubat 2023 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 32116 YÖNETMELİK Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden: ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1- 14/1/2019 tarihli ve 30655 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi…
View On WordPress
#ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ#ARAŞTIRMA#MERKEZİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK#SÜREKLİ EĞİTİM#UYGULAMA
0 notes
Text
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden: ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
26 Şubat 2023 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 32116 YÖNETMELİK Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden: ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1- 14/1/2019 tarihli ve 30655 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi…
View On WordPress
#ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ#ARAŞTIRMA#MERKEZİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK#SÜREKLİ EĞİTİM#UYGULAMA
0 notes
Photo
#ARAŞTIRMA Tıraş bıçaklarındaki kayganlaştırıcı yüzey tam bir toksik kimyasal deposu. Alerji ve kanser riskini artıran polietilen glikol, etilen oksit, solvent, aluminyum tuzları ve titanyum dioksit içeriyor. Bu kimyasallar koltuk altındaki lenf sistemini kullanarak kana karışıyor. Bu kayganlaştırıcı tabaka kadın tıraş bıçaklarında kullanılıyor. -------------------------- #ciltgüzelliği #diyetlistesi #zayıflamakistiyorum #detoks #almanya #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflamak #lezzetliyemekler #kayseri #ankara #ciltbakımı #diyetyemekleri #diyet #saçdökülmesi #zayıflama #müzik #lezzet #botoks #saçbakımı #güzelliksırları #güzellik #magazin #türkkahvesi #ciltbakımı #yemektarifleri #komikvideolar #haber #güzelsözler https://www.instagram.com/p/CnmHVA3syut/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#araştirma#ciltgüzelliği#diyetlistesi#zayıflamakistiyorum#detoks#almanya#yemek#estetik#ciltlekeleri#zayıflamak#lezzetliyemekler#kayseri#ankara#ciltbakımı#diyetyemekleri#diyet#saçdökülmesi#zayıflama#müzik#lezzet#botoks#saçbakımı#güzelliksırları#güzellik#magazin#türkkahvesi#yemektarifleri#komikvideolar#haber#güzelsözler
0 notes
Text
ARAŞTIRMA | Sizce erken seçim yapılmalı mı?
%53,1 Evet
%40,7 Hayır
(SONAR)
2 notes
·
View notes
Text
İstanbul için anket sonuçları;
Di-En ARAŞTIRMA
CHP / Ekrem İmamoğlu: 43,8
AKP-MHP / Murat Kurum: 38,2
İYİ Parti / Buğra Kavuncu: 4,3
YRP / Mehmet Altınöz: 2,4
SONAR
CHP / Ekrem İmamoğlu: 41,9
AKP-MHP / Murat Kurum: 41,3
İYİ Parti / Buğra Kavuncu: 4
YRP / Mehmet Altınöz: 2,5
OPTİMAR
CHP / Ekrem İmamoğlu: 39,1
AKP-MHP / Murat Kurum: 37,7
İYİ Parti / Buğra Kavuncu: 5
YRP / Mehmet Altınöz: 3
METROPOLL Araştırma
CHP / Ekrem İmamoğlu: 41,6
AKP-MHP / Murat Kurum: 38,8
İYİ Parti / Buğra Kavuncu: 2,9
YRP / Mehmet Altınöz: –
ORC ARAŞTIRMA
CHP / Ekrem İmamoğlu: 36,5
AKP-MHP / Murat Kurum: 37,7
İYİ Parti / Buğra Kavuncu: 3,6
YRP / Mehmet Altınöz: 2,9
YÖNEYLEM
CHP / Ekrem İmamoğlu: 39,1
AKP-MHP / Murat Kurum: 32,9
İYİ Parti / Buğra Kavuncu: 2,8
YRP / Mehmet Altınöz: 3,6
2 notes
·
View notes
Text
#MY DEDEKTİFLİK#
DEDEKTİFLİK TARİHÇESİ
Dedektiflik Tarihçesi çok eski yıllardan gelmektedir.Özel Dedektif Mesleğin tarihi 1800’lü yıllara dayanmaktadır. Dünyanın ilk dedektiflik bürosu 1833 yılında Fransa da kurulmuştur. Kurucusu ve özel dedektifi Eugene François Vidocq’dur. Eugene François Vidocq 1775 yılında dünyaya gelmiş Eugene François Vidocq 24 yıl özel dedektiflik hizmeti vererek ülkesinin devletine katkıda bulunduğu çalışmalara imza atmış 1857 yılında daha önce atlatmış olduğu fakat vücudunda tekrar vuku bulan kolera hastalığından dolayı vefat etmiştir.
Eugene François Vidocq vefatından sonra 1850 yılında kurulan özel dedektiflik şirketinin kurucusu ise Allan Pinkerton’dur. Allan Pinkerton, ABD Güvenlik ve Dedektiflik Şirketini kurup dönemin Başkanı Abraham Lincoln’u hedefi olan bir suikast girişimini ortaya çıkararak dedektiflik mesleğinin altın çağını ulaşmıştır. Daha sonra sayısız çalışmalara imza atmıştır.
Allan Pinkerton’dan sonra 1895 yılının özel dedektifi olan Frank Geyer 3 çocuk katili olan Herman Mutgett’in yakalanıp infaz edilmesinde faydalı olup sayısız başarılı dosyaları olmuştur.
Eugene François Vidocq’dan bugüne kadar birçok dedektiflik bürosu kurulmuştur. Başlarda kuruluş amaçları devlete yardım olsa da günümüze gelene kadar değişerek özel hizmetler verilmeye kadar gelmiştir. 1833 yılından bugüne kadar özel dedektifler katillerin, hırsızların, dolandırıcıların ve benzeri suçluların yakalanmasında ve diğer özel dedektiflik araştırma kollarında büyük rol almıştır.
Tüm bu efsanelerden sonra mesleğini hakkıyla icra eden MY DEDEKTİFLİK Şirketi (MY ÖZEL DEDEKTİFLİK ve ARAŞTIRMA HİZMETLERİ LTD.ŞTİ.) olarak doğdu, büyüdü, gelişti ve gelişmeye devam ederek daha çok başarıya imzalar atmak isteğimizle, hem toplum yararına hem gerek duyulan davalarda yargıya en doğru en dürüst şekilde hizmet vermeye devam edecektir.
#jujutsu kaisen#anya mouthwashing#cats of tumblr#agatha all along#stanley pines#izmir#Eş takibi#Boşanma davasına delil#İzmirde dedektiflik#İzmir dedektif#Evlilik öncesi takip#İstanbul dedektiflik#Dedektif izmir
1 note
·
View note
Text
Bursa Teknik Üniversitesi'nde akademik toplantı
https://pazaryerigundem.com/haber/191410/bursa-teknik-universitesinde-akademik-toplanti/
Bursa Teknik Üniversitesi'nde akademik toplantı
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Genişletilmiş Akademik Kurul Toplantısı, Mimar Sinan Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. İki aşamalı düzenlenen toplantıya öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve öğretim görevlileri katıldı.
BURSA (İGFA) – BTÜ’deki Genişletilmiş Akademik Kurul toplantısı BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın sunumuyla başladı.
Rektör Çağlar, Bursa Teknik Üniversitesini; öğrencilerini merkeze alan, araştırma ve geliştirme odaklı, sanayiyi güçlendiren sanayiden güç alan, şehir ve toplumla bütünleşen, uluslararası bilinirliği ve görünürlüğü yüksekbir üniversite olma hedefiyle yoluna devam eden genç, dinamik ve yenilikçi bir üniversite olarak tanımladı. Rektör Çağlar, sözlerinin devamında ise gerçekleştirilen çalışmaları ve BTÜ’nün orta ve uzun vade hedeflerini katılımcılarla paylaştı.
Terfi alan ve üniversite bünyesine yeni katılan akademisyenleri tebrik eden Rektör Çağlar, gelecek dönemde üniversitenin tüm birimlerinde niteliksel gelişme yaşanacağını bildirdi. Pek çok alanda ilkleri ortaya koyduklarını dile getiren Rektör Çağlar, BTÜ Kariyer Gelişimi ve Uygulama Merkezi (BUKAGEM) tarafından özgün olarak geliştirilen BTÜ Kariyer Modeli’nin de bunlardan biri olduğunu söyledi. Yine bu çerçevede bu yıl ilk kez düzenlenen BTÜ Kariyer Fuarının da (BTÜKAF) sektörlerinde öncü çok sayıda kuruluşun katılımı ile başarı ile gerçekleştirildiğini aktardı.
Sunumunda BTÜ’nün öğrenci merkezli bir üniversite olduğunu ifade eden Çağlar, Engelsiz Üniversiteler Ödülü’nün 2024 yılında ilk defa alındığı bilgisini akademisyenler ile paylaştı. Üniversite yerleşkelerinde bulunan sosyal alanları geliştirme çabası içerisinde olduklarını kaydeden Çağlar, Mimar Sinan Yerleşkesinde yeni bir eğitim binasının inşaatına başlandığı müjdesini de verdi.
ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ODAKLI
Prof. Dr. Çağlar,BTÜ’nün araştırma üniversitesiolma yolundaki azminin her sene daha da artarak sürdürdüğünü vurgularken, üniversitede yapılan bilimsel araştırmalar ile iki farklı buluşun uluslararası patent kuruluşlarınca tescilinin gerçekleştiğini kaydetti. Amerika Birleşik Devletleri ve AB ülkeleri nezdinde patent başvurusu yapılan 7 farklı buluşun ise halen değerlendirme sürecinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Robotik ve akıllı sistemler alanında altı farklı alanda Ar-Ge ve yazılım çalışmaları yürüttüklerini aktaran Rektör Çağlar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Yapay Zekâ Ekosistem Çağrısında da iki yıl üst üste destek alma başarısı göstererek BTÜ’nün toplam 27 projenin ikisini Bursa’ya kazandırdığını vurguladı. Öğretim üyelerinin geliştirdiği projeler ile BTÜ’nün TÜBİTAK Ar-Ge proje desteklerinde 39. sıraya yükseldiğini belirten Rektör Çağlar, her yıl bir önceki yılın üzerine çıkma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz dedi.
BTSO konseyleri ve iş dünyasının tüm sektör STK’ları ile işbirliği amacıyla düzenli toplantılar gerçekleştirdiklerini aktaran BTÜ Rektörü Çağlar; “Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen ‘Sorun Çözüm Pazarı’ formatı ile sektörlerin Ar-Ge ve üretim faaliyetlerine destek olmak üzere bilimsel çalışmalar üretmek ve Avrupa Birliği projeleri geliştirmek üzere çalışıyoruz. Benzer şekilde bünyemizdeki Merkezi Araştırma Laboratuvarı MERLAB ile de firmaların ihtiyaç duyduğu test ve analiz hizmetlerini akredite cihazlarımızla hızlı ve düşük maliyetler ile karşılayarak sektörlere ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyoruz” dedi.
Yerel belediyeler işbirliğiyle “AB Proje Fikri Geliştirme Çalıştayları” düzenlediklerini aktaran BTÜ Rektörü Çağlar; “Paydaşlarımızın sorunlarına çözümler üretmek ve iş süreçlerini iyileştirmek üzereöğretim üyelerimizi belediye yönetici ve çalışanları ile bir araya getiriyor ve proje fikirleri geliştiriyoruz. Bu format ile temel hedefimiz, ortaya konan fikirlerden Avrupa Birliği projeleri geliştirmek ve hem belediyelerimize ve halkımıza hem de ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktır” dedi.
Sadece Bursa’da ve Türkiye’de değil tüm dünyada tanınan bir üniversite olma yaklaşımı ile çalıştıklarını dile getiren Rektör Çağlar; “Destek aldığımız ve yürütücüsü olduğumuz 2 ayrı Horizon Europe projesi, Erasmus KA2, K131 ve K171 projeleri ile toplamda 30’a yakın ülkeden 100’ün üzerinde üniversite ile ortak çalışmalar yürütmekteyiz. Bu yıl Erasmus KA171 yükseköğretimde hareketlilik projelerinde aldığımız 38 destek ile Türkiye 2.’si olduk. Benzer şekilde Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’ndan aldığımız destekler ile farklı ülkelerden paydaş üniversiteler ile ortak bilimsel projeler yürütüyoruz” dedi.
BTÜ 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Genişletilmiş Akademik Genel Kurulu; Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık, Prof. Dr. Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç ve Genel Sekreter Selim Uzun’un katılımcıların görüş ve önerilerini dinleyerek soruları cevaplamaları ile sona erdi.
Etkinlik sonunda tüm akademik personelin katılımı ile anı fotoğrafı çektirildi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Süheyl Ünver
Sanatkâr Hakkında
17 Şubat 1898’de İstanbul Haseki’de dünyaya geldi. Babası, II. Abdülhamid dönemi Posta ve Telgraf Nezâreti İstanbul Muhâberât-ı Umûmiyye müdürü Tırnovalı Mustafa Enver Bey, annesi XIX. yüzyılın ünlü hattatlarından Mehmed Şevki Efendi’nin kızı Safiye Rukiye Hanım’dır.
İlk ve orta öğreniminden sonra 1915’te girdiği Mekteb-i Tıbbiyye’yi 1920’de bitirdi. Hekimlik ihtisasına 1921-1923 yılları arasında Yenibahçe’de Gureba Hastahanesi’nde cildiye kliniğinde başladı. Ancak dahiliyeyi istediğinden Haseki Hastahanesi’nin dahiliye kısmına geçti. Burada Âkil Muhtar Bey’in (Özden) asistanı oldu. Aile ocağında dedesi hattat Mehmed Şevki Efendi’nin konağında ateşlenen sanatçı yanını tıp tahsili sırasında geliştirme imkânına Medresetü’l-hattâtîn’de kavuştu. 1916-1923 yıllarında bu sanat yuvasında dönemin ünlü hattatları ile tezhip ve ebru ustalarını tanıdı. Yeniköylü Nûri Bey’den (Urunay) tezhip, Necmeddin Efendi’den (Okyay) ebru dersleri aldı. Eniştesi hattat Hasan Rızâ Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını meşketti. 1923’te Medresetü’l-hattâtîn’den tezhip ve ebru icâzetnâmesi aldı. Yine aynı yıllarda ressam Üsküdarlı Hoca Ali Rıza Bey’in talebeleri arasına girdi. Bu hocasından karakalem ve sulu boya resim yapmayı öğrendi. Onunla birlikte İstanbul’un tarihî köşelerinin resimlerini yaptılar.
Bu arada hekimlik ihtisası ile sanat çalışmaları sürerken dönemin mutasavvıflarından Abdülaziz Mecdi Efendi’nin (Tolun) sohbetlerine katıldı. 1927’de hocası Âkil Muhtar’ın desteğiyle Fransa’ya gitti. Paris’te Pitié Hastahanesi’nde Marcel Labbé’nin yanında “asistan etranger” oldu ve hekimlik ihtisasını tamamladı. Paris günlerinde hekimlik çalışmaları yanında Bibliothèque Nationale’de Şark Yazmaları Bölümü’nde bulunan eserlerdeki tezhip ve minyatürlerden Türk süslemesinin nâdide örneklerini istinsah etti. Ayrıca Türk-İslâm tıbbına ait yazma kitaplar üzerine çalıştı. 1929’da Türkiye’ye döndü. Bu arada üç aylığına Avusturya’ya gitti. Viyana kütüphanelerindeki yazma eserleri inceledi, müzelerdeki Türk eserlerini tesbit etti. 1930’da İstanbul Dârülfünunu Tıp Fakültesi’nde akademik hayata geçti; Emrâz-ı Dâhiliyye Kürsüsü’nde tedavi ve farmakodinami müderris muavini oldu.
1933’te gerçekleşen üniversite reformu esnasında Tıp Tarihi Enstitüsü’nü kurdu. Bu enstitü bünyesinde özellikle Türk-İslâm tıp tarihi araştırmalarına yönelik ilmî makalelerin yayımlandığı Türk Tıp Tarihi Arkivi dergisini çıkardı; Türk-İslâm tıbbına ilişkin temel kaynaklarının tercüme faaliyetini başlattı. 1939’da profesörlüğe, 1954’te ordinaryüslüğe yükseltildi. 1958-1959 yıllarında Amerika’da misafir profesör olarak bulundu. 1967 yılına kadar Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü’nün başkanlığını yaptı, tıp tarihi ve deontoloji dersleri verdi. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geçti, burada ikinci bir tıp tarihi ve deontoloji kürsüsü kurdu. Tıp tarihi dersleri yanında Türk süslemesi seminerlerini yürüttü. Çeşitli ülkelerde düzenlenen tıp tarihi kongrelerine katıldı, tebliğler sundu. 1973’te emekliye ayrıldı. Emeklilik günlerinde çalışmalarını kesintiye uğratmadan sürdürdü; Tıp Tarihi Enstitüsü’ndeki tezhip derslerine ölümüne kadar devam etti. 14 Şubat 1986’da İstanbul’da vefat etti. Kabri Edirnekapı’da Sakızağacı Mezarlığı’ndadır.
GIPTA EDİLECEK BİR ÇALIŞMA AZMİ VE ARAŞTIRMA UFKU VARDI
Gıpta edilecek bir çalışma azmiyle engin bir araştırma ufkuna sahip olan Ahmet Süheyl Ünver’in İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde yaptığı tıbbî yayınlarında ağırlık Türk tıp tarihi üzerinedir. 1936 yılına kadar gerçekleştirdiği tıbbî neşriyatı dâhilî tabâbet konularına aittir. Ancak 1933 sonrasında Türk tıp tarihine yönelmiştir. Bu alandaki yayımları iki grupta toplanabilir. İlk grupta ünlü hekimlerin, İbn Sînâ, Sabuncuoğlu Şerefeddin, Hacı Paşa, Hekimbaşı Sâlih b. Nasrullah Efendi gibi şahsiyetlerin hayat hikâyeleri ve tabâbete katkıları incelenmiştir. Bilhassa onun son devir hekimleri için Âkil Muhtar Özden’den Esad Raşid Tuksavul’a kadar yazdıkları toplanacak olursa ortaya İbnüleminvâri “Son Asır Türk Hekimleri” başlıklı bir kitap çıkar. İkinci grupta tıbbî kurumlarla ilgili yazıları yer almaktadır.
Bir Türk tıp tarihinin yazılamamış olması, Süheyl Ünver’i hekimlik öğretiminin yapıldığı kurumların tarihçesine ve eğitim biçimlerine dair özgün monografiler yazmaya yöneltmiştir.Yaptığı araştırmalardan sadece Selçuklu dönemi tıp tarihi kitap haline gelmiştir. Aynı zamanda bilim ve sanat tarihi üzerine yoğunlaşmış, bilim tarihine dair araştırmalarında önce İstanbul, ardından Anadolu ve Avrupa kütüphanelerinde bulunan yazma eserler üzerinde çalışmıştır. Ünlü astronom Mehmet Fatin G��kmen’in Ünver üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bir bilim tarihçisi olarak Selçuklu-Osmanlı alanında tecrübî ilimlerin gelişimini incelemiştir. Bu alanda dikkate değer eserleri Ali Kuşçi ve İstanbul Rasathanesi’dir.
Bu arada başta İstanbul olmak üzere gezdiği her şehir için seyahat defterleri hazırlamış, bu defterleri şahsî intibaları, notlar ve gazete kesikleri, fotoğraflar, karakalem ve sulu boya resimleriyle zenginleştirmiştir. El yazması defterlerinde Evliya Çelebi ile Kâtib Çelebi’yi birleştirdiği, onlarda olmayan görsel malzemeyi defterlerine taşıdığı görülmektedir. Süheyl Ünver’in hazırladığı defterlerden sadece Süleymaniye Kütüphanesi’ne vakfettiklerinin sayısı 1150’dir. Bugüne kadar bu defterlerden yirmi kadarının tıpkıbasımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca konu başlıkları ve kişi adlarına göre düzenlediği defter ve dosyalardan oluşan zengin bir arşiv hazırlamıştır. Arşivinin bilim tarihiyle ilgili kısımlarını İstanbul’da Kandilli Rasathânesi’ne, tarihle alâkalı 400 kadar dosyadan müteşekkil arşiviyle sulu boya resimlerini Ankara’da Türk Tarih Kurumu’na, şahsî kütüphanesi yanında tıp tarihiyle ilgili dosya ve defterlerini İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Enstitüsü’ne bağışlamıştır. Bunların dışında kızı Gülbün Mesara’da tamamlanmış defterler, dosyalar, tezhip, minyatür, katı‘ örnekleri, sulu boya resimlerle tomarlar halinde tasnif edilmemiş zengin bir arşiv daha vardır.
TARİHİMİZİN KARANLIKTA KALAN KÖŞELERİNE IŞIK TUTTU
Ünver’in sanata açık cephesi iki damar içerisinde mütalaa edilebilir. Önce bir sanat tarihçisi sıfatıyla Türk süslemesinin her dalı için özgün araştırmalar yapmıştır. Müzehhiplerden Baba Nakkaş, Kara Memi; minyatür ustalarından Ressam Levnî, Ressam Nakşî; hattatlardan Ahmed Karahisârî ve Mehmed Refî Efendi’ye dair neşriyatı bu cümledendir. İkinci olarak Ünver fıtrî istıdadının itici gücüyle zevkiselim sahibi bir sanatkârdır; usta bir müzehhip, ressam ve şairdir. Hem bu sanat dallarının Osmanlı’dan gelen çizgilerinin Cumhuriyet Türkiyesi’nde devamına yardımcı olmuş, hem de Cumhuriyet’e intikal etmeden tıkanmış bazı sanat dallarının ihyasını gerçekleştirmiştir. 1940’lara doğru önce Güzel Sanatlar Akademisi’nde başlattığı, daha sonra Topkapı Sarayı Nakışhânesi’nde ve İstanbul Üniversitesi bünyesinde devam ettirdiği Türk süslemesi kurslarında öğrenciler yetiştirmiştir.
Bir kültür tarihçisi olarak bilhassa Türkiye’de tıbbî folklorun kurucusu, araştırmacısı ve uygulayıcısıdır. Fâtih Sultan Mehmed dönemi İstanbul’undan başlamak üzere Selçuklu-Osmanlı Türk coğrafyasının tarihî her köşe taşı, mezarlık, cami, mescid, namazgâh, hamam, çeşme, sebil, konak, ev, bütün bunlar Ünver’in üzerine eğildiği araştırma konularıdır. Osmanlı asırlarına damgasını vuran tasavvufî akımlarla bunların temsilcileri, tekke âdâb ve erkânı yanında dergâhlarda kullanılan eşyalar üzerine sosyal tarihimizin karanlıklar içinde kalmış köşelerine de yayınlarıyla ışık tutmuştur. Aklıselimin rehberliğinde ilmî çalışmalarını sürdürürken aynı zamanda kalp cephesini de tezyin etmiştir. Abdülaziz Mecdi Efendi’den aldığı ışıkla tasavvuf terbiyesine yönelmiştir. Onun bu vadideki gayretini gösterir izleri coşku dolu şiirlerinde, bu kültürünün yansımalarını tezhip, minyatür ve sulu boya resimlerinde görmek mümkündür.
Ünver’in düşünce dünyasında ve aksiyonda İstanbul’a özel bir önem atfettiği görülmektedir. Hazırladığı defterlerden onlarcası, makale ve gazete yazılarının yüzlercesi İstanbul’a aittir. Sadece kitap ve risâlelerden oluşan İstanbul yazıları beş cilt halinde İstanbul Risâleleri adıyla yayımlanmıştır. Bilhassa günümüzde her biri belgesel değerinde sulu boya resimleriyle İstanbul’da yok edilmiş tarihî mekânların varlığından insanları haberdar etmiştir. Bu sulu boya resimlerden 240 tanesi üç nefis albüm halinde A. Süheyl Ünver’in İstanbul’u, Sevdiğim İstanbul, İstanbul’dan Bir Demet başlıkları altında İstanbul Belediyesi tarafından neşredilmiştir.
İstanbul’un önemini Ünver şu sözlerle dile getirmektedir: “İstanbul bütün Türk tarihinin, Türk coğrafyasının bir terkibi, bir hulâsası ve bir tecellisi olmuştur.” Türk kültür bereketinin bu topraklardaki bekāsına sönmeyen bir imanla bağlı, bu imanla eserler vermiş olan Ünver müktesebatının aydınlığında müstesna bir terkiptir. Aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim damarlarını başarıyla bir terkibe dönüştürmesi tasavvuf neşvesinden kaynaklanmaktadır.Gönlünü aklıyla birleştirmesi en belirgin çizgilerini tasavvufî şiirlerinde, tezhip, minyatür ve sulu boya resimleriyle dışarıya aksettirirken bilim ve sanat eserlerine taşıdığı gönül ve akıl birlikteliğini de İstanbul efendiliğiyle temsil etmiştir.
ESERLERİ
Ahmet Süheyl Ünver altmış yılı aşan telif hayatı boyunca başta tıp olmak üzere çoğu bilim, kültür ve sanat tarihine dair 2000’e yakın kitap, makale, tebliğ, ansiklopedi maddesi, gazete yazısı kaleme almıştır. Osman Nuri Ergin (I-II, İstanbul 1941-1952), Gönül Özdemir (1970, 1972), Aykut Kazancıgil ve Vural Solok (1973, 1981), Cevat Yalın (1985) Ünver’in bibliyografyası üzerine çalışmış, son olarak Gülbün Mesara, Aykut Kazancıgil ve A. Güner Sayar etraflı bir araştırma gerçekleştirerek Ünver’e ait 1886 neşir tesbit etmiştir (bk. bibl.). Ayrıca tarz-ı kadîm üzerine tasavvufî neşve ile yazdığı şiirleri toplanacak olursa ortaya bir “Dîvançe-i Süheylî” çıkacaktır. Süheyl Ünver’in belli başlı eserleri şunlardır: Uygurlarda Tababet: VIII-XIV. Asırlar (İstanbul 1936); Tıb Tarihi: Tarihten Evvelki Zamanlardan İslâm Tababetine Kadar (İstanbul 1938, I. cilt; müellif daha sonra bu eserin özetiyle birlikte İslâm sonrası dönemi de yazmıştır: Tıb Tarihi: Tarihten Evvelki Zamanlardan İslâm Tababetine ve İslâm Tababetinden XX. Asra Kadar, İstanbul 1943, I. ciltte 1-2. kısımlar); Selçuk Tababeti: XI-XIV. Asırlar (Ankara 1940); Umumi Tıb Tarihi: Bazı Resimler ve Vesikalar (İstanbul 1943); İlim ve Sanat Bakımından Fatih Devri Albümü (İstanbul 1945); Fatih’in Oğlu Bayezid’in Su Yolu Haritası Dolayısıyla 140 Sene Önceki İstanbul (İstanbul 1945); Bursa’da Fâtih’in Oğulları Mustafa ve Sultan Cem ve Türbeleri (Bursa 1946, Mehmet Zeki Pakalın ile birlikte); İstanbul Üniversitesi Tarihine Başlangıç: Fatih Külliyesi ve Zamanı İlim Hayatı (İstanbul 1946); İlim ve Sanat Bakımından Fatih Devri Notları (İstanbul 1947);
Kaynak: Ahmet Güner Sayar, Diyanet İslam Ansiklopedisi
0 notes
Text
DOKTORLAR KAZA DA HAYATINI KAYBETTİLER
TEKİRDAĞ RAMADA DA DÜZENLENEN NÖROLOJİ NÖROLOJİ KONFERANSINA KATILAN AKŞAM DA BAREBER DE YEMEĞE GİDEN NKÜ ARAŞTIRMA HASTAHANESİNDE GÖREVLİ PROF DR.NİLDA TURGUT İLE İSMAİL FEHMİ CUMALIOĞLU ŞEHİR HASTAHANESİNDE GÖREVLİ UZM.DR.EMEL ERSÖZ TRAFİK KAZASI GEÇİRDİLER. İKİ DOKTOR KAZA YERİNDE HAYATINI KAYBETTİLER.. KAZA BARBAROS KAVŞAĞINDAN MALKARA YOLUNA DÖNÜŞTE GERÇEKLEŞTİ. BETON İSTİNAT DUVARINA ÇARPAN…
0 notes
Link
İhale sonucu (İhalelerde verilen teklifler 26 Eylül 2024)
0 notes
Text
Çukurova Üniversitesinden: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ
26 Şubat 2023 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 32116 YÖNETMELİK Çukurova Üniversitesinden: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Başlangıç Hükümleri Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Çukurova Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezinin amaçlarına, faaliyet alanlarına, yönetim organlarına, yönetim…
View On WordPress
0 notes
Text
Çukurova Üniversitesinden: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ
26 Şubat 2023 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 32116 YÖNETMELİK Çukurova Üniversitesinden: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Başlangıç Hükümleri Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Çukurova Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezinin amaçlarına, faaliyet alanlarına, yönetim organlarına, yönetim…
View On WordPress
0 notes
Text
Erdemir 2024 İkinci Çeyrek Mali Raporu: Kâr, Satış ve Üretim Verileri Erdemir'in İkinci Çeyrek Mali Raporu BURCU KIRATLI/BLOOMBERG HT ARAŞTIRMA ANALİSTİ Erdemir, 2024 yılının ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Şirketin ...
#2024#ciro#Erdemir#FAVÖK#finansalborçlar#hamçeliküretimi#ihracat#ikinciçeyrek#malirapor#netkâr#satış
0 notes
Text
ARAŞTIRMA | Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 142 ülke arasında 117. sırada.
Tanzanya, Kongo ve Surinam gibi ülkeler endekste Türkiye'nin üzerinde yer alıyor.
Doğruluk Payı
3 notes
·
View notes