#ankara yurt
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yurt Dışı Veraset İlamı
Bu makalede, Türk vatandaşlarının yurtdışı veraset ilamı işlemlerini nasıl yürütebilecekleri sorusu ele alınacaktır. Yurtdışı mirasçılık işlemleri, miras hukuku avukatlarının dahi zorlandığı önemli bir uluslararası hukuk alanıdır.
Yurtdışı Veraset İlamı İşlemleri İçin En Temel Kanun Hangisidir?
Miras hukuku, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 495 ve devamı maddelerinde düzenlenmektedir.
Bunun dışında elbette yurtdışı veraset ilamı işlemlerinde terekenin bulunduğu yer ülkesinin kanunları da uygulanmaya konulabileceğinden milletlerarası özel hukuk metinleri de belirleyici olmaktadır. Bu kapsamda özellikle 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun devreye girebilmektedir.
Muris Nedir?
“Miras bırakan” anlamına gelmektedir. Tereke, miras bırakanın ölümüyle açılacaktır ve bu halde muris ile yasal mirasçılar arasındaki hukuki bağın etki ve sonuçları ortaya çıkmaya başlayacaktır.
Miras konusundaki çalışmalarımız ve tüm hukuki hizmetlerimiz için, “Faaliyet Alanları”mızdan “Miras Hukuku” bölümünü buradan ziyaret edebilirsiniz.
Yasal Mirasçı Nedir?
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 495’nci maddesine göre miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun alt soyudur ve çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar. Bu kapsamda, altsoy olarak çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar. Miras bırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alacaktır.
Veraset İlamı Nedir?
Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenler için mirasçılık sıfatlarını gösteren resmi bir belgedir. Veraset ilamı, ‘mirasçılık belgesi’ olarak da adlandırılır. Bu belge, miras bırakanın bıraktığı miras üzerinde hak sahibi olan kişilerin yani yasal mirasçıların kimler olduğunu ve hangi oranda pay sahibi olduğunu düzenlemektedir.
Veraset İlamı Nereden Alınır?
Veraset ilamı, miras bırakanın yerleşim yeri sulh mahkemesince veya noterlikçe hazırlanarak verilir.
Mirasın Kazanılması Öğeleri Nelerdir?
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 599’uncu maddesi gereğince mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.
Bunun anlamı, mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer mal varlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini kazanma hakkının olmasıdır. Ancak burada dikkate alınması gereken husus, kazanımın yalnızca haklar açısından geçerli olmadığıdır. Yani mirasçılar, miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olacaklardır.
Yurtdışı Veraset İlamı Nasıl Alınır?
Miras bırakan Türk vatandaşı ise ve yurt dışında vefat etmişse, hem ulusal hem de uluslararası hukukun iç içe geçtiği karmaşık bir alan ortaya çıkmaktadır. Yurt dışı miras hukuku alanında özellikli olan husus, miras bırakanın terekesine erişim için ilk yapılması gerekenin, yine yetkili kurumlardan mirasçılık belgesinin alınmasının gerektiğidir. Mirasçılık belgesi sayesinde, murisin mallarının mirasçılar tarafından kazanılması hakkı doğacaktır. Mirasçılık belgesinin ibrazı, resmi kurumlar nezdinde mirasçılık sıfatının “yasal” olduğunu gösterdiğinden önemi çok büyüktür.
Yurt dışında yaşayan murisin vefatı halinde, özellikle milletlerarası özel hukukun uygulanması söz konusu olacaktır. Bu durumda, adım adım çeşitli hukuki prosedürlerin izlenmesi gerekmektedir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca miras, ölenin milli hukukuna tabidir. Ancak mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler ise terekenin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Özellikle miras bırakanın yabancı bir ülkede vefat etmişse ve mirasında yabancı ülke sınırları içerisindeki taşınmaz mal bulunursa, o ülkenin yetkili makamlarından mirasçılık sıfatını belgeleyen bir mirasçılık belgesi almak gerekecektir. Mirasçılık belgesinin vermeye yetkili kurum ise bu durumda yabancı ülke hukukuna tabi olduğundan ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bu konuda örneğin Belçika’da öncelikle murisin bütün banka hesaplarına yasal mirasçıların belirlenme aşamasına kadar resmi olarak bloke konulmaktadır. Ancak mirasçılar veraset ilamını temin ederek bu blokeyi kaldırtmak suretiyle terekeye erişebilir. Diğer ülkeler için ise daha farklı prosedürler izlenebilir. Bu durum ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Dolayısıyla Almanya, İtalya, Avusturya, İsveç, İsviçre ve İngiltere’de veraset ilamı işlemleri ise çok daha farklı denklemleri gerektirmektedir. Dolayısıyla Almanya'da veraset ilamı nasıl alınır veya yurtdışında veraset ilamı nasıl çıkar gibi sorular akla gelmektedir. Bu türden soruların cevabı için ilgili prosedürleri bir uzman desteği ile öğrenmenizde fayda vardır.
Sonuç
Miras hukukunun sınır ötesi uygulaması, yani yurtdışı miras hukuku, hem uluslararası hukukun hem de ulusal hukukun uygulanmasını gerektirecek zor bir alandır. Gerçekten de mirasçılık belgesinin dahi nasıl ve hangi kurumdan temin edilebileceğinin bile tam olarak anlaşılabilmesi, karmaşık hukuki analizleri gerektirmektedir. Bu kapsamda, mirasın açılması işlemlerine, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde detaylı bir hukuki ve teknik danışmanlık alınmak suretiyle başlanmalıdır. Bu türden bir hukuki yardımın olmaksızın mirasçılık işlemleri süreçlerinin başlatılması büyük bir zaman kaybı ve maliyetleri sonuç doğurabileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
1 note
·
View note
Text
Selamlar, selamlar, selamlar sevgili Tumblr’cım,
Bu gönderi beni takip ediyor olmanıza rağmen dash’inize düşmeyecek, gönderilerimi rebloglarsanız onlar da sizin takipçilerinizin dashboard’unda görünmeyecek, eğer VPN kullanmıyorsanız veya yurt dışında yaşamıyorsanız bloguma internet tarayıcılarından da giremeyeceksiniz ve karşınıza “unavailable for legal reasons” uyarısı çıkacak çünkü bloguma yalnızca Türkiye’de mahkeme kararıyla erişim kısıtlaması geldi. Şule Çet hakkında yazdığım bir yazıdan ötürü böyle bir durum yaşandı, şimdilik detaya girmiyorum ama sonrasında açıklayacağım olayı, şu hassas dönem bi’ geçsin. Esasında bugün Ankara 5. Sulh Ceza’ya itiraz dilekçesi verecektim ancak bir yandan Tumblr’la e-postalaşıyoruz ve buna gerek kalmadan çözecek gibiyim.
Tumblr, çıkan karara uyum sağlamazsa bunun bir tık sonrasının Tumblr’ın Türkiye’de komple kapanması olacağını söylüyor ki bunu anlıyor ve son derece saygı duyuyorum, o nedenle onları da zora sokmadan çözmeye çalışıyorum, tam da bu yüzden sonuca ulaşmam biraz zaman alabilir.
Biliyorum ki blogu yeniden erişime açamazsam sıfırdan başlamam, burayı komple kapatır ve giderim çünkü takdir edersiniz ki 2010 senesinden bu yana neredeyse her gün gönderi paylaşan nadir insanlardan biriyim, bunca emeğe ve vakte saygımdan başka bir url’e geçmem diye düşünüyorum. Bu arada anladığım kadarıyla blogumdan bildirim alma seçeneğini seçenler, yeni bir şey paylaştığımda bunu bildirim olarak görüp direkt gelip okuyabiliyorlar - belki siz de bu seçeneği açarsınız ve o şekilde devam ederiz. El yordamıyla uygulama üzerinden bloguma girdiğinizde içeriğe erişebiliyorsunuz, öyle bir durum da var.
En başta da dediğim gibi gönderilerimi yeniden paylaşmanız bir işe yaramayacak ama bilenler bilmeyenlere haber verebilir, “nerde bu kız lan” diyerek bloguma girenler de zaten bu yazıyı görüp aydınlanacaktır. En son tatile gideceğimi söylemiş, sonuna da sizi çok sevdiğimi iliştirmişim. Şu süreçte bunu bir kere daha anladım ki sizi sahiden seviyorum, öpücüklerim.
57 notes
·
View notes
Text
Fuar -Platin
Ülkemizde insanların keyifli vakit geçirmesi, kolaylıkla alışveriş yapabilmesi ve birçok konu hakkında bilgi edinebilmesi için fuarlar düzenlenmektedir. Kitap fuarlarından teknoloji fuarlarına kadar pek çok alanda fuarlar düzenlenerek halk için etkinlikler yapılmaktadır. Tabi bu etkinliklerin düzenlenmesi için de fuar alanlarının ayarlanması ve organizasyon işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Organizasyon konusunda tüm işlemler yapıldıktan sonra da fuarın reklamının ve tanıtımının yapılması gerekmektedir. İşte bu konuda sizlere fuar.net yardımcı olmaktadır.
Fuar.net.tr ile birlikte Yenikapı fuar alanı ya da diğer pek çok fuar alanları hakkında kolaylıkla bilgi sahibi olma şansınız vardır. Fuar alanları hakkında bilgi sahibi olmak dışında örneğin Altınpark fuar organizasyonunda ne gibi etkinlikler olduğunu da site sayesinde kolaylıkla öğrenme şansınız olacaktır. Altınpark fuar dışında Tuzla Marina fuar gibi bilindik fuarları ve o fuarlarda ayarlanmış tüm organizasyonları önceden öğrenme şansınız da olmaktadır.
Fuar.net.tr ile birlikte sadece Ankara fuar gibi yurt içi fuarları hakkında bilgi sahibi olmakla kalmazsınız. Yurt içi haricinde aynı zamanda yurt dışı eğitim fuarı gibi pek çok alandaki fuarlar hakkında da bilgi sahibi olabilirsiniz. Yurt dışı eğitim fuarları ile birlikte Franchise fuarı gibi bilindik markaların fuarlarını da kolaylıkla takip etme fırsatını yakalayabilirsiniz. Üstelik tüm bu fuarları takip ederken sadece İstanbul, İzmir ya da Ankara gibi büyükşehirleri takip etmekle kalmazsınız. Aynı zamanda Bursa ve Eskişehir kitap fuarı gibi bilinen kitap fuarlarını da takip etme şansına sahip olabilirsiniz.
1K notes
·
View notes
Text
Travel Ankara 211 / Altındağ - Ulus
Ankara Palas:
Cumhuriyet' in ilk yıllarının anıtsal yapılarından olan ve Mebusan Kulübü olarak planlanan Ankara Palas' ın tasarımı, Mimar Vedat Tek tarafından hazırlanır. 1924 yılında temeli atılır, Mimar Vedat Tek işi bırakınca yarım kalır, daha sonrasında Mimar Kemaleddin Bey' in yeni tasarımına göre tamamlanır.
Cumhuriyet dönemi Türkiye' sinin başkenti Ankara' nın en önemli yapılarından olan Ankara Palas, 17 Nisan 1927 tarihinde 120 yatak kapasiteli bir otel olarak hizmete girer.
1930' lu yıllarda siyasetçilerin, gazetecilerin ve sanatçıların buluşma mekanı olduğu gibi, yurt dışından gelen resmi heyet ve konukları ağırlama işlevini üstlenir. Bilhassa İsmet İnönü, Celal Bayar ve Adnan Menderes, Ankara Palas' ı sıklıkla kullanarak burada davetler verirler.
Ankara, Altındağ, Ulus' taki İkinci Meclis karşısında olması nedeniyle bu tarihi yapı, uzun yıllar politikanın merkez noktası olur. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk' ün meclis çalışmalarından sonra günün yorgunluğunu bu binada atar, burada toplantılar yapar. Atatürk' e göre Ankara Palas, Doğu' dan Batı' ya açılan bir penceredir.
1975' e kadar otel olarak işletilen Ankara Palas, 1976-1982 yılları arasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından ofis ve sergi alanı olarak kullanılmıştır. 1983 yılından itibaren ise Devlet Konukevi olarak kullanılır.
2018 yılından itibaren müze olarak kullanılmak üzere Milli Saraylar Başkanlığına devredilir.
8 notes
·
View notes
Text
gülümsediğim/ şükrettiğim şeyler listesi 13nisan`23
3 saat sürdüğü için ve geç bittiği için eve dönüşüm zor olur diye o çok gitmek istediğim hisseli harikalar kumpanyasına istesem çok güzel yerlerden bilet alacağım halde, gidemedim. benim yerime dilara gitti. hayat bazen böyledir. o gidebildiği için sevindim.
bugün en sevdiğim hocalardan ümit hoca dertleşme dersi açtı 20 dk konuştuk ve kapattı mdjdkf hibrit eğitimden çok muzdaripmiş ve derslere canlı katılın yoksa video yükleyeceğim diyor ama kızmam size siz de haklısınız.... hocaamm sizin gülüşünüz için yine katılırım. yurt dışına çıkacağı halde orada interneti halledebilirsem yapacağım diyor. mesleğini aşkla ve özveriyle yapan adamlara hayranız.
sabahki derste nida hocanın tatlılığı. sunum yaparken herkesi rahatlatmaya çalışması, bugün bi proje hakkında mesaj attım umarım beğenir. beğenirse kendime yeni hevesler bulmuş olurum.
akşam evde abimle yatacak maaşımızı konuştuk, Allah abilerin gönlüne bolluk versin mdjfjf
gökyüzü çok güzeldi.
bi de ben ders çalışmaya karar verdim, ebrar instagramdan sürekli beni motive ediyor ama derse de etse neler olur neler mdjfkf
rabia ablamı ve serpil ablayı güldürdüm. tatlım tatlım.
ankara.
13 notes
·
View notes
Text
Erdoğan: Denizli’ye 20 yılda 35 Milyar Liralık yatırım yaptık
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni için geldiği Denizli’de Özay Gönlüm Meydanı’nda vatandaşlara seslenerek, 14 Mayıs’taki seçimde destek istedi. Erdoğan Denizli yatırımları hakkında da bilgi vererek, 20 yılda 35 Milyar TL’lik yatırım yaptıkları söyledi. Özay Gönlüm Meydanı’nda partililerle buluşan Erdoğan, 6’lı masayı eleştirdi. Erdoğan, “Biz sözün, kararın, geleceğin millette olduğunu söylüyoruz. Şimdi Denizli’den öyle bir ses verin ki masanın altındaki üstündekilerin kulakları çınlasın. Denizli 14 Mayısta onlara bir kez daha yeter diyecek mi? Denizli 14 Mayısta söz de, karar da, gelecek de milletin diyerek Türkiye Yüzyılını birlikte inşa ediyor muyuz” diye sordu. AK Partililer ‘evet’ diye cevap verdi. Denizli’ye yapılan yatırımlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 20 yılda Denizli’ye 35 milyar TL yatırım yaptık. Eğitimde 4 bin 264 adet yeni derslik inşa ettik. Gençlik ve sporda toplam 8 bin 104 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık. Toplam 53 adet spor tesisi kazandırdık. Laf değil icraattan bahsediyoruz. Bay Kemal, sen anlatacaksın Denizli’ye, söyleyeceğin bir şey var mı? Şehrimizde ihtiyaç sahibi vatandaşlara 3 milyar TL kaynakla destek olduk. Sağlıkta 14’ü hastane olmak üzere 38 sağlık tesisini hizmete soktuk. Bin yataklı şehir hastanesinin yapımı devam ediyor.
“Denizli’ye 11 bin 649 konut yaptık”
Çevre ve şehircilikte TOKİ vasıtasıyla 11 bin 649 konut inşa ettik. Denizli’de ilk İlk evim projesi ile 3 bin 150 konut, ilk arsam projesiyle 16 bin alt yapılı arsa verilecek, ilk iş yerim projesi ile 300 işyeri yapacağız. Riskli yapıların kentsel dönüşümünü yapıyoruz. 42 adet atık su arıtma tesisi yaptık. 6 millet bahçesi projemizin 1’ini tamamladık, 3’ünün inşaatı sürüyor, 2’sinin çalışmaları da yakında başlayacak.
18 milyar liralık yatırımın açılışı yapıldı
Ulaştırmada 65 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 442 kilometreye çıkardık. Aydın, Denizli, Antalya otoyolunu da seneye tamamlayacağız. Ankara- İzmir yüksek hızlı tren yolunun Selçuk –Ortaklar yapımına başlıyoruz. Yeni bir terminal binası yaparak Çardak Havaalanını büyüttük. 18 baraj, 1 içme suyu tesisi, 75 sulama tesisi, 6 arazi toplulaştırma, 91 taşkın koruma tesisi, 10 gölet, 3 yer altı depolama tesisi ve 11 hidroelektrik santrali tesisi inşa ettik. Tamamladığımız projelerle Denizli’de 8 yüz 81 bin dekar araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 9 tesis ile 95 bin dekar araziyi suyla buluşturuyoruz. Çiftçilerimize 3,5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Denizlili iş insanlarımıza 4 milyar TL tutarında prim teşviki verdik. 14 ilçeye doğalgaz arzını sağladık. Bugünde şehrimize kazandırdığımız 18 milyar lirayı bulan 232 ayrı yatırımın resmi açılışını yapıyoruz” dedi. Bugün 25 ayrı yatırımı resmen hizmete açıyoruz” diyen Erdoğan, “Pamukkale Üniversitesi’nin fizik tedavi hastanesi ve diğer yatırımlarının, Pamukkale öğrenci yurdu, Buldan Gençlik Merkezi’ni, Merkez Halk Sağlığı Laboratuvarı ile Aile sağlığı merkezlerinin açılışını yapıyoruz. Şehrimiz için 3 milyar 400 milyon liralık Honaz Tünelini hizmete açıyoruz. Günde 30 bin aracın geçtiği Denizli’nin trafiğini rahatlatıyoruz. TOKİ’nin Kayaköy’deki, Tilkilik’teki, İnceler’deki konutların açılışını yapıyoruz. İçinde Pamukkale Seyir Tepesi’nin de olduğu 39 yatırımın, Buldan Aktaş Barajını, sulama tesislerinin açılışını yapıyoruz. Büyükşehir Belediyemizin yaptığı Nihat Zeybekci Kültür Merkezi ile diğer yatırımlarını, yine ilçe belediyelerimiz yatırımlarını buradan hizmete açıyoruz. Tüm bu yatırımların Denizli’ye hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
TOKİ konutlarının anahtarını Erdoğan verdi
Anahtar teslimi töreninde Çevre ve Şehircilik Bakanı ve Toki Başkanı ile birlikte merkez ve ilçelerde Toki’de ev sahibi olanlara anahtarlarını, Erdoğan verdi. Honaz Tüneli açılışı, Denizli İçme Suyu Arıtma Tesisi, Kale, Bozkurt, Çardak, Çal, Çameli, Buldan ve Baklan ilçelerine doğal gaz verme töreni canlı bağlantılarla yapıldı. Erdoğan ve protokol birlikte diğer yatırımlar için açılış kurdelesi kesmesi ile tören sona erdi. Read the full article
2 notes
·
View notes
Text
'Merkez' tahminlerini güncelledi... TL'ye ilgi ve güven artıyor!
https://pazaryerigundem.com/haber/193005/merkez-tahminlerini-guncelledi-tlye-ilgi-ve-guven-artiyor/
'Merkez' tahminlerini güncelledi... TL'ye ilgi ve güven artıyor!
Merkez Bankası, 2024 ve 2025 yılı enflasyon tahminlerini yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncellerken, 2026 yılı sonundaki tahminini yüzde 12 olarak açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, kararlılıkla sürdürdüklerin sıkı parasal duruşu ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle TL varlıklara olan ilginin ve güvenin arttığını gözlemlediklerini kaydetti.
ANKARA (İGFA) – Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan’ın Enflasyon Raporu 2024-IV Bilgilendirme Toplantısı’nda yeni öngörülerini açıkladı.
2024’ün 4. bilgilendirme toplantısını gerçekleştiren Dr. Fatih Karahan, iç talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini değerlendirdiklerini ve bu yavaşlamanın da etkisiyle cari işlemler açığında düşüşün sürdüğünü söyledi.
“Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz” diyen Başkan Karahan, “Enerji dışı emtia fiyatlarında son dönemde genele yayılan artışlar görülürken, jeopolitik gelişmeler özellikle enerji fiyatlarındaki oynaklığı artırdı. Çıktı açığının üçüncü çeyrekteki gerilemesini yılın son çeyreğinde de sürdürdüğünü değerlendiriyoruz. Talep koşullarındaki gerilemeyle fiyat artışının genele yayılımı zayıflıyor. Tüketici enflasyonu ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştü. Enflasyonun ana eğilimindeki yavaşlama sürüyor. İzlediğimiz göstergeler, ekim ayında bu görünümün devam ettiğine işaret ediyor” diye konuştu.
“HİZMET FİYATLARINA KİRA VE KİRA DIŞI BAKILMALI…”
Konuşmasında hizmet fiyatları dinamiklerine kira ve kira dışı şeklinde bakmanın daha sağlıklı olduğunu da değerlendiren Dr. Fatih Karahan, “Kira dışındaki hizmetlerde fiyat artışları kademeli olarak güç kaybediyor. Kiraya ilişkin öncü göstergeler ise, son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret ediyor. Sanayi tarafında, firmaların fiyatlama davranışlarında net bir iyileşme gözlüyoruz.Manşet enflasyondaki düşüşle birlikte, tüm sektörlerin beklentileri kademeli bir biçimde geriliyor. Sıkı para politikası duruşumuzla, beklentilerin dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlıyız” dedi.
Karahan, kararlılıkla sürdürdüklerin sıkı parasal duruşu ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle Türk Lirası varlıklara olan ilginin ve güvenin arttığını gözlemlediklerini söyledi.
“2026 YILI SONUNDA ENFLASYON YÜZDE 12’YE GERİLEYECEK”
Bu arada enflasyon tahminleri ile ilgili güncelleme yaptıklarını kaydeden Başkan Karahan, “Enflasyonun, 2024 yıl sonunda yüzde 44’e gerileyeceğini öngörüyoruz. 2025 ve 2026 yıllarında enflasyonun sırasıyla yüzde 21 ve yüzde 12 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Güncellemelerimizde para politikasının görece etki alanı dışında kalan gıda fiyatları yanında beklentilerdeki gerilemenin öngörülerimizden yavaş gerçekleşmesi, başlangıç koşulları ve enflasyonun ana eğilimi ön plana çıkıyor. Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecektir” diye konuştu.
Söz konusu enflasyon raporuna ulaşmak için tıklayabilirsiniz
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
#卍TENGİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK’ün Akşam Sofraları:
Bu akşam sofraları, içki muhabbeti değil, bilim, edebiyat ve devrimlerin konuşulduğu bir heyet görüşmesiydi. Bu toplantılarda öyle sadece #卍Atatürk’e dalkavukluk yapılmaz, belli bir fikre katılmayanlar itirazlarını ve eleştirilerini de açıkça dile getirirdi. Atatürk bu olumsuz itiraz ve eleştirilerden de memnun kalırdı. Çünkü o kendi düşündüklerinin onaylanmasını değil, tartışılmasını isterdi.
#卍Atatürk’ün hizmetlisi Cemal Granada çok yakından gördüğü bu sofraları hatıratında ayrıntılı olarak anlatır. Bazı kısımları şöyledir:
“Atatürk’ün sofradaki günlük olayların dışında harf devrimi, din devrimi gibi yeni ve heyecanlı konular da ortaya attığı olurdu. Bazen herkesi şaşırtan bu konulardan alacağı olumlu cevaplar da olumsuz cevaplar da çok hoşuna giderdi…
Sofrası çoğu akşamlar bir edebi sohbet meclisi halini alırdı. En çok tarih, politika, sanat konuları görüşülür, anılara değinilirdi. Günlük olaylar üzerinde de durulur ve tartışılırdı. Sana ve musiki görüşmeleri de yapılırdı. Konuşmacılar sıradan insanlar değildi, bilgili kişilerdi. Zaten bilgisizlerin O’nun sofrasında yeri olmazdı… Sofraya katılacak olanları Atatürk seçerdi. Önceden kimin geleceği pek belli olmazdı. Sonradan çağrılıp, sofraya alınanlar da olurdu.
Özel Kalem, önceden seçilen kişilere haber gönderip, Atatürk’ün çağrısını bildirirdi… Sofrasında her çeşit insana yer veriyordu…
Şakayı çok severdi. Şakalaşanları gülümsemeyle izlerdi… Sinirlendiği zamanlar çok azdı. O zaman da arka arkaya sigara ve kahve içerdi. En güç anlarda bile soğukkanlılığını, neşesini yitirmemesini bilir ya da öyle görünürdü. Çok konukseverdi. Sofradakilerin ayrı ayrı gönüllerini alıp, hatırlarını sormadan yapamazdı.
Açık konuşanları sever ve yanında her şeyin konuşulmasını isterdi. Bu yüzden sık sık ileri geri konuşanlara da rastlanırdı. Atatürk’ün sofrasından kimler geçmemiştir ki: Mahalle arkadaşları, silah arkadaşları, devrim arkadaşları, politikacılar, edipler, şairler, müzisyenler, bilim adamları, öğretmenler, iş adamları, yabancı devlet başkanları, krallar…
İşten ve yurt gezilerinden artan bütün ömrü sofrada geçmiştir denilebilir. Fakat burası hiçbir zaman bir içki ve cümbüş bayağılığına inmemiş, bir sohbet ve tartışma meclisi olarak kalmıştır. Eğlencenin yanı sıra en zor devlet işlerinin karara bağlandığı bir meclis olmuştur. Buna “politikanın, aktüalitenin ziyafet sofrası” adını takanlar yanılmamışlardır.”
(Cemal Granada, #Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri, Kent Kitap Yay. Ankara, 2011, s.40-41)
Mevlüt Güngör
#mkatatürk#gbhnatsiz#turanci#turan#türk ulusu#var olsun bodun.#türk uluslari#the beast from 20000 fathoms
0 notes
Text
Hilafet Meselesi: Günümüz Türkiye'sinde Siyasi ve Dini Entrikalar
Hilafet, İslam dünyasında yüzyıllardır tartışılan ve günümüzde bile siyasi ve dini çevrelerde yankı uyandıran bir kavramdır. Son yıllarda Türkiye'de yaşanan olaylar, bu kadim kurumun modern dünyada nasıl algılandığını ve kullanıldığını gözler önüne sermektedir. Bu yazıda, Türkiye'de yaşanan hilafet tartışmalarını, bunun siyasi ve sosyal yansımalarını ve bu süreçte yaşanan dramatik olayları ele alacağız.
Hilafet Hayalleri ve Siyasi Manevralar
2012 yılında, Türkiye'nin siyasi sahnesinde ilginç gelişmeler yaşanıyordu. O dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın, dünyaca ünlü din adamı Fethullah Gülen'i iki kez ziyaret etmesi, kulislerde fısıltıların başlamasına neden oldu. Bu ziyaretlerin asıl amacı, kısa süre sonra ortaya çıkacaktı.
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama'nın önerisiyle, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya Müslümanlarının halifesi olma arzusu, bu ziyaretlerin ana gündem maddesiydi. Hakan Fidan, Fethullah Gülen'e ilginç bir teklif sundu: Erdoğan İslam'ın halifesi olacak, Gülen ise İslam dünyasının şeyhülislamı olacaktı. Bu teklif, Osmanlı İmparatorluğu'nun en parlak dönemlerini anımsatan bir benzetmeyle süslenmişti: Erdoğan Fatih Sultan Mehmet rolünde, Gülen ise Akşemseddin rolünde olacaktı.
Reddedilen Teklif ve Sonuçları
Ancak Fethullah Gülen, bu teklifi "çocukça" bularak nazikçe reddetti. Bu ret, Türkiye'nin siyasi ve sosyal hayatında domino etkisi yaratacak olaylar zincirini başlattı. Erdoğan yönetimi, Gülen hareketine ait olduğu düşünülen kurumları hedef almaya başladı. Önce dershaneler, ardından okullar, üniversiteler, yurtlar ve pansiyonlar kapatıldı ve bu kurumlara el konuldu.
FETÖ tabirinin Ortaya Çıkışı ve Yargılamalar
Bu süreçte, "FETÖ" (Fethullahçı Terör Örgütü) terimi ortaya çıktı ve hızla yayıldı. Bu terim, hem iktidar hem de muhalefet tarafından sıkça kullanılmaya başlandı. Hizmet hareketine mensup iş adamlarının mallarına, medya kuruluşlarına el konuldu. Öğretmenler, ev hanımları, hatta çocuklar bile sorgusuz sualsiz tutuklandı.
İnsan Hakları İhlalleri ve Uluslararası Tepkiler
Tutuklama dalgası, yaşlı ve engelli insanları, hasta mahkumları bile kapsadı. Bazı tutukluların ilaçları verilmedi, hapishanelerde ve karakollarda işkence iddiaları ortaya atıldı. Bu durum, uluslararası insan hakları örgütlerinin dikkatini çekti ve Türkiye'ye yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu.
Uluslararası Operasyonlar ve Maarif Vakfı
Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesi yurt dışına da taştı. MİT'in yerel istihbarat örgütleriyle ve hatta bazı durumlarda yerel mafyalarla iş birliği yaparak 150'den fazla kişiyi yurt dışından Türkiye'ye getirdiği iddia edildi. Bu operasyonlar, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde gerginliklere yol açtı.
Ayrıca, Maarif Vakfı aracılığıyla yurt dışındaki Gülen hareketine ait olduğu düşünülen okullar ele geçirildi. Bu okullarda, Erdoğan'ın halifelik propagandası yapıldığı öne sürüldü.
Halifelik Propagandası ve Uluslararası Çabalar
Erdoğan yönetimi, halifelik iddiasından vazgeçmedi. Yurt dışındaki Türk elçilikleri aracılığıyla, yerel cemaatlere ve dini liderlere Erdoğan'ın halife olduğu mesajı iletildi. Büyük camiler inşa edildi, ancak bu çabalar beklenen sonucu vermedi.
Batılı ülkelere gönderilen imamlar, Erdoğan'ın halife olduğunu ve Gülen cemaatinin terörist olduğunu anlatmaya çalıştı, fakat bu çabalar da istenen etkiyi yaratmadı.
Beştepe Sarayı ve Halifelik Rüyası
Erdoğan'ın halifelik hayallerinin somut bir göstergesi olarak, Ankara Beştepe'de 1200 odalı devasa bir saray inşa edildi. Bu sarayın, her İslam ülkesinden temsilcilerin bulunacağı ve halifelik makamından alınan kararların uygulanacağı bir merkez olması planlanıyordu.
Tarihi Perspektif: Şerif Hüseyin Örneği
Hilafet meselesi, Türkiye'ye özgü bir konu değil. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, Şerif Hüseyin'in İngilizler tarafından halife ilan edilmesi ve sonrasında yaşanan olaylar, bu kurumun ne kadar hassas ve karmaşık olduğunu göstermektedir. Şerif Hüseyin'in hikayesi, halifelik iddiasının uluslararası siyasette nasıl kullanılabileceğini ve bunun sonuçlarını gözler önüne sermektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
Hilafet meselesi, Türkiye'de ve İslam dünyasında hala tartışılan ve siyasi manevralar için kullanılan bir konudur. Erdoğan'ın halifelik hayalleri, Türkiye'nin iç ve dış politikasını derinden etkilemiş, toplumsal ayrışmalara ve insan hakları ihlallerine yol açmıştır.
Bu süreç, dini kurumların modern dünyada nasıl algılandığını ve siyasi amaçlar için nasıl kullanılabileceğini göstermektedir. Aynı zamanda, uluslararası ilişkilerde dini sembollerin ve kurumların hala önemli bir rol oynadığını da ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, hilafet meselesi Türkiye'de ve İslam dünyasında tartışılmaya devam edecek gibi görünmektedir. Bu tartışmaların, demokrasi, insan hakları ve uluslararası hukuk çerçevesinde yapılması, gelecekte benzer krizlerin yaşanmaması için büyük önem taşımaktadır.
Bu olaylar zinciri, siyasi hırsların ve dini sembollerin iç içe geçtiğini ve bunun sonucu olarak topluma ağır bir sosyal travma yaşatıldığını gözler önüne sermektedir. Gelecekte benzer durumların yaşanmaması için, siyaset ve din ilişkisinin daha sağlıklı bir zeminde ele alınması gerekmektedir. Aynı zamanda, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlerin korunması, her türlü siyasi ve dini tartışmanın üzerinde tutulmalıdır.
1 note
·
View note
Text
Türk müteahhitlerin en büyük pazarı Suudi Arabistan oldu
Ankara Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun ekim ayı sayısını yayımladı. Raporda, bu yıl ocak-eylül döneminde Türk inşaat sektörü tarafınca yurt haricinde 11,8 milyar dolar tutarında 161 proje üstlenildiği bildirildi. Sektörün internasyonal proje portföyü büyüklüğünün, 137 ülkede üstlenilen 12 bin 297 projeyle 515,8 milyar dolara ulaştığının aktarıldığı raporda,…
0 notes
Text
Zehirsiz Sofralar – İşlevsel Ormanlar -IV- Nevzat Hami
Çürük Elma “Tarım zehirlerinin 95%’ i, hatta daha fazlası Türkiye’ ye yurt dışından geliyor, 2020 yılında Türkiye bu tarım ilaçları için bir yılda 600000000 (Altı Yüz Milyon) $ ödedi.” diyor Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Özkan. Tarım Zehirlerinin yoğun olarak kullanılması, çiftçinin maliyetinin de artmasına sebebiyet veriyor. Çiftçilerin en büyük girdi maliyeti,…
0 notes
Text
Zehirsiz Sofralar - İşlevsel Ormanlar -IV-
Çürük Elma
“Tarım zehirlerinin 95%’ i, hatta daha fazlesı Türkiye’ ye yurt dışından geliyor,
2020 yılında Türkiye bu tarım ilaçları için bir yılda 600000000(Altı Yüz Milyon)$ ödedi.” diyor Ankara Üniversitesi Zirrat Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Cem Özkan.
Tarım Zehirlerinin yoğun olarak kullanılması, çiftçinin maliyetinin de artmasına sebebiyet veriyor. Çiftçilerin en büyük girdi maliyeti, en yüksek gideri tarım zehirleridir. Dolayısı ile çiftilerin üretim maliyetlerini de artırmış oluyor.
Bugünün gerçeğinde pestisitleri tamamen silebilir miyiz, hayır tabi ki, ama pestistler de mahkum olmadığımız gerçeğini de unutmamız gerekir. Alternatifleri denemek zorundayız.
“Zehrisiz toprak tabi ki mümkün, bundan altmış sene önce mümkündü de şimdi neden mümkün olmasın. Dünyanın doğal kaynakları, insanların sadece ihtiyaçları kadar gıda tüketimeleri halinde, tüm dünyayı zehirsiz bir şekilde besleyebilecek kadar yeterli olduğunu düşünüyorum ve biliyorum” diyor Gürsel Tonbul, Yerlim Organik tarım çiftçisi.
Çiftçiler de şu an Türkiye’ de ilacın, zehirin tek çare olmadığını anlamaya başladılar, insanları sağlıklı beslemek için, tarım ile uğraşan insanların sağlığı için, zehire gerek olmadığı ve alternatif çözüm arayışları içinde oldukları görülüyor. İlaç alternatifi yöntemleri kullanmaya mecburuz, bunlar gerek fiziksel veya mekanik, gerek kültürel, biyoteknik savaşım yöntemleri ve biyolojik mücadele yöntemlerinin hepsinin denenmesi lazım.
Başka bir organik tarımcı ise “Biz herşeyi ortanik yemek isteriz, kendi kendimizi neden zehirleyecek miyiz, ne elmaya ne başka birşeye ilaç vermiyoruz, allah ne verdiyse o, bazen çürüğü dökülüyor, çürüğü inekler yiyor, sağlamı da biz yiyoruz”
Nilüfer Belediyesi Çevre ve Kırsal Alan Koordinatörü Arca Atay, Kent bostanlarında mümkün olduğu kadar yerelden, çeşitli il ve ilçelerden topladıkları yerel tohumların ya da standart tohumların denemesini yaptıklarını, eğer çok uzun süre aynı coğrafyada, çok uzun senelerdir ekiliyorlarsa, o coğrafyaya adapte olmuşlar demektir. O coğrafyaya adapte olan bitki, illa ki bir takım hastalıklara ve zararlılara da direnç geliştirmiştir.
Kent bostanlarında tarımsal üretimi, ekolojik tarım koşullarında yapıyorlar. Ekolojik tarım da herhangi bir tarım ilacı kullanılmıyor, herhangi bir ticari gübre, sentetik gübre kullanılmıyor. Biyolojik çeşitlilik kendi döngüsü içerisinde birtakım doğal döngü oluyor zaten, birtakım böcekleri kuşlar yiyor, başka bir böcek oluyor, onun predatörü var. Tarım ilacı kullanıldığı zaman zararlı böcekleri yeyen böcekleri de ölüyor. Dolayısı ile o bölgenin eko sistemi bozulmuş oluyor. Ekolojik tarım, hem felsefi olarak, hem de tarım sistemi olarak, eko sisteme olan dostluk ve ona saygı olarak en ideal tarım modeli
Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya “Endüstriyel tarım malesef doğayla çatışarak yapıyor. Agroekoloji de böceği öldürmeye çalışmak yerine, onu kaçırmak, uzaklaştırmak yetiyor. Agroekoloji aslında, doğayla barışık bir şekilde, dost bir şekilde tarım yapmak anlamına geliyor. Bu birçok çeşitli şekillerde yapılabiliyor bu, örneğin doğadan elde edilmiş ürünlerle el yapımı doğal ilaçlarla, böcekleri kendilerine çeken otlarla, bitkilerle, veya böcekleri uzaklaştıran, ittiren, hoşlanmadıkları kokular saşam bitkiler var, bunlar kullınılabiliyor. Daha bunun gibi çeşitli birtakım yöntemler var.
Toprak artık bize üretim anlamında artık yetmiyorsa, bunun sebeplerinden biri de, pestist ve kimyasal gübrelerin aşırı olmasından dolayıdır. Topraklar bu yüzden verimsizleşip ölmeye başlıyor. Sadece insan sağlığı için değil, çevre, hayvanlar ve özellikle de arılar zarar görüyor.
Koca bir ellma ağacında üç-dört çürük elma olması kadar normal birşey yok, normal olmayan, o koca elma ağacındaki bütün elmaların pırıl pırıl olması, deliksiz, elle çizilmiş gibi, ama hepsi zehirli.
Zehirsiz gıda, zehirsiz sofra mümkün.
Not: Türkiye’ de organik üretim yapan çifçi sayısı 15 yılda 13 binden, 80 bine yükseldi.
#ilaçsız#zehirsiz#organik#tarım#üretim#tarımsal üretim#ekosistem#ekoloji#agroekoloji#çiftçi#pestisist#organiktarım#ilaçsıztarım#doğa#doğadostu#doğayasaygı#saygı#dost
0 notes
Text
Bursa'da Yalnızca Kadınlardan Oluşan Arama Kurtarma Ekibi
ANDA Eğitim Araştırma Yardımlaşma ve Arama Kurtarma Derneği Bursa’da, yalnızca kadınlardan oluşan gönüllü arama kurtarma ekibi, deprem, sel, yangın, kaza ve kayıp kişilerin aranması gibi acil durumlara karşı her an hazırlıklı bir şekilde bekliyor. 2016 yılında Ankara merkezli olarak kurulan ANDA Derneği, yurt içi ve yurt dışında insani yardım faaliyetleri yürütmek amacıyla faaliyetlerine başlamış…
#Acil Durum#Akreditasyon#ANDA Derneği#Bursa#Deprem#Eğitim#gönüllü ekip#İnsani Yardım#kadın arama kurtarma#Sel#yangın
0 notes
Note
Ne düzenin var ki orada çalışıyor musun? Başka şehirde kuramaz mısın o düzeni?
Evet 6-7 senedir aynı projede çalışıyorum maddi sebeplerden dolayı gidecektim istediğim iyileştirme gelince gitmek istemedim . Başka şehirlerden de dönüş geldi cok şükür Eskişehir , Ankara ,İzmir gibi ama aynı maddi imkanlara veya biraz fazlası için şuan sehir değiştirecek mentel güce sahip değilim. Kalkmaya karar verirsem yurt dışı olabilir onun dışında çok düşünmüyorum.
0 notes
Text
BURSA FASHION WEEK 2004 MERİNOS SANAYİ TEKSTİL MÜZESİNDE YAPILACAK.
Tarihi müze Bursa Fashion WEEK/7 12 -13 Ekim 2024 etkinliklerine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor
Merinos Sanayi Tekstil Müzesi yurt içi ve Yurt dışından katılacak olan prestijli Modacıların gösterileri için Ülkemizin ilk Tekstil fabrikası olan Sümerbank Merinos Yünlü Sanayi Dokuma Fabrikasının makinelerinin bulunduğu müzede Bursa Fashion WEEK-7 kapılarını açması tarihin günümüze yolculuğu ile büyük bir anlam taşıyor. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/bursa-fashion-week-2004-merinos-sanayi-tekstil-muzesinde-yapilacak-tarihi-muze-bursa-fashion-week7-12-13-ekim-2024-etkinliklerine-ev-sahipligi-yapmaya-hazirlaniyor-12385.html
#magazin #istanbul #izmir #ankara #tarz #model #tbt #magazine #moda #butik #streetstyle #ayakkabi #stil #turkey #kombin #fashionblogger #bodrum #haber #ootd #pantolon #edirne #çorlu #mont #çerkezköy #eşofman #üniversitesi #sort #yelek #saray #germany
0 notes
Video
youtube
Biraz Kül Biraz Duman - Nalan Altınörs ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör 8... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/kuB8wG-Shzs ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Biraz Kül Biraz Duman - Nalan Altınörs ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör 8/8 Düyek - 3/4 Semai Beste Avni Anıl) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupPEkl-kdu1Vql8sovrdF07_ ➤ ESER ADI : BİRAZ KÜL BİRAZ DUMAN O BENİM İŞTE ➤ SÖZ GÜFTE : ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN ➤ BESTE - MÜZİK : AVNİ ANIL ➤ USÜL : 8/8 DÜYEK - 3/4 SEMAİ (VALS) ➤ MAKAM - DİZİ : NİHAVEND - MİNÖR ➤ ARANJÖR : ? ➤ ENSTRÜMANLAR : YAYLI GRUP KEMAN, KANUN, UD ➤ KİMLER OKUDU : NALAN ALTINÖRS ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : LİDER MUSIC COMPANY (LİDER MÜZİK) Nalan Altınörs ‘Biraz Kül Biraz Duman’ Resmi Müzik Videosu. (1995) Official Audio of ‘Biraz Kül Biraz Duman’ by Nalan Altınörs. (1995) Söz • Ümit Yaşar Müzik • Avni Anıl Yapım • Lider Music Company ŞARKI SÖZÜ Biraz kül Biraz duman O benim işte O benim işte Kerem misali yanan O benim işte O benim işte Kerem misali yanan O benim işte O benim işte İnanma gözlerine Ben, ben değilim İnanma gözlerine Ben, ben değilim Beni sevdiğin zaman Ah, o benim işte O benim işte Nalan Altınörs Doğum Mine Nalan Altınörs 20 Mart 1961 (63 yaşında) Ankara, Türkiye Tarzlar Türk Sanat Müziği Etkin yıllar 1983–günümüz Nalan Altınörs (d. 1961, Ankara) Türk şarkıcıdır. Eğitimini Ankara ve İzmir'de tamamladı. 1981'de TRT tarafından Türkiye genelinde açılan sınavı kazanarak birçok Türk Müziği sanatçısının yanı sıra Ferit Sıdal (Türk Müziği nazariyatı), Kutlu Payaslı (repertuvar), Yılmaz Yüksel ve Ahmet Hatipoğlu (solfej) ile eğitim gördü. İki yıllık staj döneminden sonra 1983'te İzmir Radyosu'nda ses sanatçısı olarak göreve başladı ve 1992'de bu görevinden ayrıldı. Bugüne kadar sayısız konser veren Nalan Altınörs'ün repertuvarında genellikle neo-klasik eserler bulunmakta ve seslendirdiği besteciler arasında Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Dramalı Hasan, Şükrü Tunar, Yesari Asım Arsoy ve Avni Anıl'ın besteleri önemli bir yer tutmaktadır. Sanatçı toplam altı albüm çalışması yapmış,[2] yurt içinde ve yurt dışında pek çok konser vermiştir. Kaynakça ^ "NALAN ALTINÖRS -". ankara.ktb.gov.tr. 16 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Haziran 2024. ^ "Nalan Altınörs - Albümleri". turkuk.biz. 24 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2023. gtd Klasik Türk müziği şarkıcıları Ahmet Çalışır · Ahmet Özhan · Ahmet Üstün · Gaye Su Akyol · Alâeddin Yavaşca · Ali Osman Akkuş · Aslı Hünel · Ayla Gürses · Aylin Vatankoş · Ayşe Mine · Ayşe Tunalı · Behiye Aksoy · Bekir Sıdkı Sezgin · Belkıs Özener · Sibel Can · Deniz Kızı Eftalya · Dilek Türkan · Ebru Gündeş · Eda Karaytuğ · Sibel Egemen · Emel Sayın · Ender Doğan · Bülent Ersoy · Esra İçöz · Faruk Tınaz · Gönül Akkor · Gaye Aksu · Gönül Yazar · Hâfız Burhan · Hâfız Post · Hamiyet Yüceses · Seçil Heper · Hüner Coşkuner · İnci Çayırlı · İsmet Yazar · Kâmuran Akkor · Kutlu Payaslı · Mediha Demirkıran · Mehmet Başdurak · Melihat Gülses Nalan Altınörs Şarkıcı Genel Bakış Şarkılar Dinle Albümler Videolar Nazende Sevgilim Sırası Mı Şimdi · 1995 Yalan Gözlerin Sev Beni · 1991 Ne Olursun Sev Beni · 1991 Rüyalarda Buluşuruz 1989 Büyüleyen Gözlerin Özledim Seni · 1987 Beklenen Sensin 1989 Biliyorsun Bir Zamanlar Özledim Seni · 1987 Gel Neredeysen Bir Rüya Gördüm · 1988 Sarsam Diyorum Sev Beni · 1991 Özledim Her Şeyini Sırası Mı Şimdi · 1995 Biraz Kül Biraz Duman Sırası Mı Şimdi · 1995 Beni Sevmeni İstiyorum Sev Beni · 1991 Söyle Nasıl Unutursun 1989 Rüyalarım Olmazsa Sensiz Geçen Bu İlk Gecem · 1990 Sırası Mı Şimdi Sırası Mı Şimdi · 1995 Bir Biz Ayrı Düşeriz Sırası Mı Şimdi · 1995 Sen Sevgini Bana Sakla 1989 Sen Mevsimler Gibisin Sırası Mı Şimdi · 1995 Yıllar Yağdı Saçlarıma 1989 Gitme Özledim Seni · 1987 Seni Düşünüyorum Sev Beni · 1991 Elveda 1989 Gençliğe Veda Sev Beni · 1991 Ahımı Hicranımı Özledim Seni · 1987 Ne Kadar Sevdiğimin 1989 Ne Olur Hayatımdan Çıkma Sev Beni · 1991 Sensiz Geçen Bu İlk Gecem 1989 Beni Bir Tanısan Sırası Mı Şimdi · 1995 Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun 1989 El Çek Tabib Sev Beni · 1991 Sensin Benim Cennetim Sırası Mı Şimdi · 1995 Sev Beni Sev Beni · 1991
0 notes