#Yılmaz Özdil
Explore tagged Tumblr posts
Text
2 notes
·
View notes
Text
Son Cüret
Herkese selamm!Bugün sizlere sevgili Yılmaz Özdil'in okuduğum Son Cüret kitabından bahsedeceğim.
Yılmaz Özdil daha önce yazdığı MUSTAFA KEMAL kitabının devamı niteliğinde bu kitabı yazdığını dile getirmiş.Şunu söylemeden geçemeyeceğim normalde tarih kitaplarını okurken çok sıkılırım ama Yılmaz Özdil öyle bir akıcılıkla anlatmış ki,445 sayfalık bu kitabı iki günde bitirdim.İyi okumalar herkesee.😊
Atatürk'ü çok fazla yerden okumadım,işin doğrusu;farklı farklı kaynaklardan okuyarak yeni bilgiler öğrenmek ama en sonunda mutlaka Nutuğu okumak gerekiyor çünkü olay birinci ağızdan anlatılıyor.
Vatan toprakları dört bir yandan işgal edilirken,işgal edilmeye devam ederken bir yandan Fransızlar diğer yandan İngilizler,İzmir tarafından Yunanlar,İstanbulda Rumlar ülkede kimin olduğu belli değil iken bir çift mavi gözün dahiyane fikirleri ile bu ülke kurtuldu.Yazılan çizilenden çok daha zor olan anlatılmaz yaşanır denecek seviyede yazılmış kitapta.Dedelerimizin,ninelerimizin neler çektiğini acıyarak okuduğumuz ama bu vatanın da neler yaşanarak kurtarıldığını açık şekilde dile getirmiş Yılmaz Özdil.Bildiğimizi sandığımız bazı şeylerin aslında öyle olmadığını da göreceksiniz,özellikle de Atatürk'ün ikili ilişkilerinde bu dediğimi kitabı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız.Söyleyecek,yazacak çok fazla farklı bilgi,ayrıntı var ki sayfalarca yazmak gerekir.Şunu da söylemeden geçemeyeceğim Nutuğu daha okumadım ama bu kitap bende çok farklı bir iz bıraktı.Şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum.
Yılmaz Özdil'i tebrik etmek istiyorum çünkü kitapta yazan bazı bilgiler gerçekten insanı hayrete düşürecek şekilde bilgiler.
Kitaptan bir alıntıyla yazımı bitirmek istiyorum;''Mütevazı bir odada,bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararı temsil ediyordu..Ne saray,ne şöhret,ne herhangi bir kudret,onun o odadaki büyüklüğüne yaklaşamazdı''.
1 note
·
View note
Text
Bir yıl sabır öyle mi?
Sabırla okuyun lütfen.
★
21 yıl önceydi, 2002 yılı, Akp iktidara geldi, asrın liderimiz “iki yıl sabır” istedi, “milletimden biraz sabır istiyorum, iki yıl içinde icraatlarımızın neticesini göreceğiz” dedi.
İki yıl geçti, 2004 yılı oldu, netice filan görmediğimiz için asrın liderimize sorduk, “biraz sabır” istedi, “malum biz sihirbaz değiliz, elimizde sihirli değnek yok, biraz sabır istiyorum” dedi.
Bir yıl daha geçti, 2005 oldu, asrın liderimiz “biraz sabır daha” istedi, “her geçen gün biraz daha iyiye gideceğiz, ama sabır isteyen bir yoldayız, biraz daha sabır istiyorum” dedi.
Bir yıl daha geçti, 2006 oldu, asrın liderimiz gene tarih verdi, “sonbahara kadar sabır” istedi, “bu sonbaharda sıkıntılarımızı aşacağız, biraz sabır” dedi.
2007 oldu, asrın liderimiz “sabırın faydalarını” anlattı, “Türkiye’nin sorunlarını çözen aktörler olacağız, buna inanıyorum, ama sabırlı olmanın faydasına da inanıyorum, biraz daha sabır istiyorum” dedi.
2008 oldu, asrın liderimiz “sabır tavsiyesi”nde bulundu, “vatandaşlarımıza biraz sabır tavsiye ediyorum” dedi.
2009 oldu, gene “biraz daha sabır” istedi, “felaket tellallarının beklentileri teğet geçecek, biraz sabır istiyorum” dedi.
2010 oldu, gene “biraz sabır” istedi, “çözemeyeceğimiz sorun yok, biraz sabır” dedi.
2011 oldu, neden “sabırlı olmamız” gerektiğini izah etti, “erken doğum olmaz, erken doğum olursa sıkıntılı olur değil mi, sabırlı olmamız gerekiyor” dedi.
2012 oldu, “sabırla aşacağız, biraz sabır” dedi.
2013 oldu, sabır olmazsa neler olmayacağını izah etti, “sabır yoksa zafer yoktur, sabreden için zafer mukadderdir” dedi.
2014 oldu, sabrın hassasiyetini izah etti, “aman biraz sabır, sabır hassasiyeti çok önemli” dedi.
2015 oldu, sabırı aceleye getirmemek gerektiğini izah etti, “yapacaklarımız öyle bir anda olmaz, sabır gerektirir” dedi.
2016 oldu, sabır mücadelesinin meyvelerini almaya başladığımız için biraz daha sabıra ihtiyacımız olduğunu anlattı, “sabırla yürüttüğümüz mücadele sayesinde hamdolsun bütün sıkıntıları defediyoruz, biraz daha sabır” dedi.
2017 oldu, sabırın hayatımızdaki önemini açıkladı, “insanı maksadına en hızlı ulaştıran kılavuz sabırdır, biraz sabır” dedi.
2018 oldu, millete şahsi sabırını örnek gösterdi, “şu an şahsen benim sabır safhamdır” dedi.
2019 oldu, sabretmeyen muhalefeti suçladı, “muhalefette bir akıl tutulması görüyoruz, süreci sabırla götürmek zorundayız, biraz sabır” dedi.
2020 oldu, sabreden vatandaşlara teşekkür etti, “sabır gösteren vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum, biraz daha sabır” dedi.
2021 oldu, bu defa ayetle sabır istedi, “muhakkak ki, sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele” dedi.
2022 oldu, sabırsız davranırsak, sabretmezsek başımıza neler geleceğini anlattı, “hepimiz aynı gemideyiz, gemi hızla yol alırsa hepimiz kazanacağız, gemi su alırsa hepimiz boğulacağız, bu yüzden milletimden biraz sabır istiyorum” dedi.
★
2023 oldu.
Depremlerde şimdilik 35 bin insanımızı kaybettik.
Asrın liderimiz sabır konusunda herhangi bir endişesinin olmadığını izah etti, “benim milletim bugüne kadar gösterdiği sabır neyse, bundan sonra da aynı sabırı gösterecektir, vatandaşlarımdan bir yıl sabretmelerini istiyorum” dedi.
★
(Tüik verilerine göre, doğal ömür sınırımız veya çeşitli felaketler nedeniyle, Türkiye’de yılda ortalama 450 bin insanımız ölüyor.Asrın liderimizin sabır istemeye başlamasından bu yana 20 yıl geçti.Bu 20 yılda en az 9 milyon insanımız öldü.En az 9 milyon insanımız sabrın sonunu göremedi.)
★
Hâlâ sağ kalmayı başaranlar, dayanın, şunun şurasında bir yılcık sabır istiyor!
Yılmaz Özdil
31 notes
·
View notes
Text
“Fırınlarda fareler cirit atıyor.
Pastaneler hamamböceği dolu.
Tuvalette dondurma yapıyorlar.
Baklavaya antep fıstığı yerine ezilmiş bezelye koyuyorlar.
Kırmızı biberde kiremit tozu var.
Zeytini koyu siyah olsun diye ayakkabı boyasıyla yıkıyorlar.
Bayat tavuk beyaz görünsün diye klora batırılıyor.
Küflenmiş peyniri jel ile harmanlayıp, taze kaşar diye kakalıyorlar.
Lahmacunda yağ külü var.
Kemik öğütüp salam yapıyorlar.
Sosis horoz ibiğinden.
Dönerde bağırsak var.
Tavuk dönerinde deri var.
yoğurda domuz kemiğinden yapılan jelatin katılıyor,
dana eti diye satılan sucuklarda at ve eşek eti bulundu,
tereyağına patates karıştırılıyor,
tulum peynirine nişasta koyuyorlar,
sakatatı boyayıp hazır kıymaya katıyorlar,
çikolatalarda şekerlemelerde hayvan yemi var,
kuru üzüm kurutulmadan mazota bulanıyor,
zeytin çabuk kararsın diye havuzlarına paslı demir atılıyor,
Çiğ süte, daha fazla peynir elde etmek için şeker gübresi konuluyor, sütün ekşimesini önlemek için hidrojen peroksit ve formaldehit koyuyorlar, ekşimiş sütün ekşiliğini almak için soda, kostik ve trisodyum sitrat koyuyolar, sütün öz yağı alınıyor, yağlı süt izlenimi versin diye margarin katılıyor.
Zeytinyağına kanola karıştırılıyor, eskiden ucuz diye ayçiçeği yağı karıştırılıyordu, şimdi daha ucuz diye kanola karıştırılıyor, yarın öbür gün kullanılmış motor yağı karıştılırsa şaşma… Anca sabun üretiminde kullanılan yüksek asitli yağlar, ısıl işlemden geçirilip natürel sızma zeytinyağı diye satılıyor.
Arı görmemiş bal var!
Petekli ballarda petrol ürünü mumdan petek kullanılıyor.
Bitkisel baharatların içine kurutulmuş ot karıştırılıyor.
Tahini soyayla yapıyorlar.
Kaçak çayı domuz kanıyla renklendiriyorlar.
börek salonunda, kol böreğinde at eti çıktı.
Bursa da pidecide, eşek eti çıktı.
Denizli'de pidecide, bağırsak çıktı.
Ankara'da köftecide, dana köfte harcında tavuk ayağı çıktı.
Kahramanmaraş'ta antep fıstığı ezmesinde boya çıktı.
Afyon'da sucukçuda tükrük bezi çıktı.
Niğde'de bitkisel doğal üründe ilaç çıktı!
İstanbul'da çöpten toplanan ekmekleri kurutup un haline
getirdikleri, pasta ve kurabiye yaptıkları,
hatta başka pastanelere ucuz yollu sattıkları ortaya çıktı.
Aydın'da ramazan ayında sokak iftarlarının en büyük
tedarikçisi olan yemek fabrikasında, domuz eti çıktı.
*
Hal böyleyken…
Askerler yemekten zehirlendi, Türkiye ayağa kalktı,
sabotaj mı var, komplo mu,
televizyonlarda endişeli tavırlarla tartışılıyor,
acaba dış güçler mi yapıyor,
nasıl olur da askerler zehirlenir filan.
Kardeşim!
Danimarka'da mı yaşıyorsunuz?
Finlandiya mıdır burası?
Kanser oluyoruz, kalp hastası oluyoruz, tansiyon,
şeker hastası oluyoruz, hamilelerde düşüğe yol açıyor.
İddia ediyorum, gıda terörünün
bu topraklarda öldürdüğü insan sayısı
Tüm terör olaylarından fazladır.
Dolayısıyla bu ülkede zehirlenmek değil
zehirlenmemek haberdir.”
Yılmaz Özdil.
10 notes
·
View notes
Text
Türk milletinden olsan ne olduğunu bilirdin Yılmaz Özdil
14 notes
·
View notes
Link
Buyrun bakalım, pek çok detay eklenebilir, yorumlanabilir...
24 notes
·
View notes
Text
Kız’ma birader ...
Saçı uzun ,aklı kısa, eksik etek ,kızını dövmeyen ,dizini döver....
Avrat malı, kapı mandalı
kızı kocaya ,oğlan hocaya
elinin hamuruyla ...’
Netice ?
YGS sonuçları açıklandı ...,
Kızlar erkeklerden başarılı..
Geçen sene de öyleydi,
önceki sene de.
Hep öyle ....
Dünya da da böyle ....
Kızların doğuştan avantajlı olduğunu kanıtlamak için, adeta poposunu yırttı, bazı “erkek” bilim adamları...
Beyin’lerinin ağırlığını tartan da oldun, nöron
kablolarının kalınlığını ölçende .....
Ne fizyolojik bi
sebep bulabildiler, ne biyolojik, ne nörolojik ne de
psikolojik...
Cevabı “Kadın”
Sosyologlar buldu sosyo-kültürel kalıplar....
Eğitimde fırsat eşitliği sağlarsan kadın erkeği geçiyor .
Hepsi bu..
Karnından sıpayı,
sırtından sopayı eksik etmeyeceksin ki, geçmesin .
Dolayısıyla.....
Onore ediyormuş ayaklarıyla “her başarılı erkeğin arkasında bir takoz vardır” lâfı hikâyedir.....
Lafın doğrusu ....
Her başarısız kadının önünde takoz gibi bir
erkek vardır ....!
Yılmaz ÖZDİL
3 notes
·
View notes
Text
#uğur dündar#havuzmedyası#yılmaz özdil#gazeteci#sözcü#basın#diyanetkapatılsın#diyanetişleribaşkanlığı#diyanet
5 notes
·
View notes
Text
kurtuluş savaşı'nın başlangıç dönemini ve atatürk'ün liderliğini anlatan bir kitaptır. kitap, mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarının türk milletini işgalden kurtarmak için verdiği büyük mücadeleyi detaylarıyla ele alır.
kitap hakkında genel bilgi
yazar:
yılmaz özdil
tür: tarih, biyografi
yayın yılı: 2015
konusu:
son cüret, kurtuluş savaşı'nın ve türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin önemli bir dönemine ışık tutar. kitap, tarihi bir anlatı tarzıyla olayları daha akıcı bir şekilde okuyucuya sunar. özellikle atatürk'ün liderliği ve stratejik zekâsı öne çıkarılır.
milli mücadele'nin hikayesi: kitap, türk milletinin bağımsızlık için verdiği mücadeleyi kronolojik bir sırayla işler. işgal altındaki anadolu'nun umutsuz bir tablo sunduğu dönemden başlayarak, atatürk ve arkadaşlarının giriştiği mücadeleyi anlatır.
- atatürk'ün liderliği: yılmaz özdil, mustafa kemal atatürk'ün hem askeri hem de siyasi dehasını vurgular. özellikle, halkın yeniden umut kazanmasında ve milli mücadelenin başlamasında atatürk'ün etkisi üzerinde durur.
-kahramanlık öyküleri: cephelerdeki zorluklar, halkın fedakarlıkları ve anadolu'nun dört bir yanında direnişi örgütleyen insanların hikayeleri kitaba damga vurur.
ortalarına geldim çok akıcı kişi kişi gidiyor biraz yalan biraz hikaye biraz roman havasında bazı yerleri kendi fikirleri öngörüleri bezeli ama bu tarzda bu yılları anlatan çok kitap yok okumanızı dilerim .
“ sarayından dışarıya adımını bile atamayan vahdettin hâlâ
"millet koyun sürüsü, yönetilmesi için çoban lazım, o da benim" diyordu.”
gerçeklikten çok uzak yorumları da var
(bkz: yılmaz özdil)
(bkz: son cüret)
0 notes
Video
youtube
Yılmaz Özdil vs Uğur Dündar kapışması özel klip
0 notes
Text
biliyor musunuz
herşey bombok yine
başladığım noktadayım
çemberi çevrelemek üzereyim.
onun için umudum var.
yılmaz özdil gibi oldum lan ne iğrenç
neyse
başladığım noktaya geri döneceğim ve değişen parametrelerin pek çoğundan haberdarım. bu en güzel bir şey.
şimdi, küçük minik bir problemim var. sonra her şey mükemmel
herşeye rağmen, hayat çok güzel arkadaşlar
ehe yıllar sonra böyle şeyler yazmak ne nostaljik hissettirdi
1 note
·
View note
Text
CHP DOSYASI /// VİDEO /// Yılmaz Özdil : Özgür Özel'in Ayağının Röntgeni
VİDEO LİNK : https://www.youtube.com/watch?v=9ofyTIe2t9I
0 notes
Video
youtube
Yılmaz Özdil; "Ataput'a Dil Uzatan Vatan Hainidir Ya da Vatan Hainidir!"
0 notes
Video
youtube
Zamanlama manidar, öyle mi? | Yılmaz Özdil |
0 notes