#Tunuslu
Explore tagged Tumblr posts
doriangray1789 · 2 months ago
Text
sesli düşünce -KRALİÇE-
Zihnimin çöpünü dökme ihtiyacı hissettiğim anlardayım yine. Bakalım ne yazacağım;
Pierre-Paul Grasse, Fransız bir zoolog. Onu tanımamı sağlayan aslında ''stigmergy'' kavramı oldu. Bu kavram, karıncalar üzerinde var olduğu düşünülen komuta ve hiyerarşi ağının yok olduğunu öne sürüyor. Kraliçenin, kolonide yaşayan tüm karıncalar ve onların çalışma disiplinleri içinde merkezi sosyal bir görevinin olduğu düşünülüyordu. ''Stigmergy'' kavramı, bu önermeye reddiyede bulunuyor. Karıncalar yol aldıklarında, geride feromon izi bırakıyorlar. Bu aslında bir çeşit veri aktarımıdır. Arkadan gelen karıncalar, kraliçe komutasına göre değil, feromon izinin yoğun olduğu verisine göre hareket ediyorlar. Feromon verisine, kraliçeden bağımsız cevap veriyorlar! 
Bunu kendi kolonimiz içerisinde değerlendirmemiz gerektiği düşüncesindeyim! Sizce toplumsal koordinasyonumuz bir kraliçenin hiyerarşik düzende aşağıya doğru bildirdiği buyruklarla mı sağlanıyor? Yoksa  bizim ardımızda bıraktığımız feromon(veri), koordine olabilmemiz için gereken derinlik ve muhteviyatı içeriyor mu? Kitabın ortasından konuşalım. Korkulan şey, sosyal çevremiz içinde ardında feromon(veri) bırakan bireylerin sayılarının artmasıdır!  Eğitim bu sebeple her iktidarın ilk elini attığı alandır! Amerika'nın keşfi ile başlayan, kapitalizmin doğuşu ile devam eden geniş süreçte, insanlığa en çok satılan kavram nedir?
Küreselleşme-Globalleşme!
Küreselleşme sadece ürünlerin alışverişinden doğacak bir bütünleşme halini idealize etmez. Fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin de idealize edilen bütünleşmeye dahil olmasını amaçlar!  15.yy'da başlayıp, 19.yy'a kadar süren insan mülkçülüğü, yani kölelik başka ne olabilir? Sırtınızda şakırdayan kırbacınız yoksa, zihninizi hırpalayan internetiniz de mi yok?  Blockchain gibi teknolojilerin, iddiasının kökü işte tam olarak bu açmazdan filizleniyor. Bireysel kullanıcılık, küresel hesap defteri, merkeziyetsizlik vs.. Aslında bunların pek çoğu bir paradoks. Bununla ilgili bir yazı yazmış olmalıyım. Lakin bu alan başka bir tartışma konusu. 
Geçtiğimiz yıllarda karşılaştığımız süreçlere bir de bu pencereden bakmalıyız. Bir örnek üzerinde çalışalım. 29 Kasım 2010'da WikiLeaks belgeleri hemen herkesin eşim sağlayabileceği arama motorlarına ve internet sağlayıcı IP adreslerinin ulaşımına düştü(açıldı). Hükümetlerin bu durum karşısında gösterdikleri reaksiyon ve belgelerin eşime açılmasının sonuçları neydi?
Belgelere erişimin kesilmesi çalışması karşılığında, yüzlerce ayna site oluşturularak erişimin devam etmesi sağladı. Belgeler, Tunus hükümetindeki yolsuzluk düzenine dair pek çok detayı da içinde barındırıyordu. Tunuslu bir hükümet yetkisinin bir sebze satıcısı olan Mohamed Bouazizi'ye attığı tokat, Mohamed Bouazizi'nin protesto için kendini ateşe vermesiyle sonuçlandı. Bir tokat ve protesto, Tunus halkının ayaklanmasına ve bu ayaklanma 23 yıllık iktidar sahibi Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkeden kaçmasıyla sonuçlandı. Bu hareketin enerjisi Londra, Amsterdam, İspanya, Yunanistan, İsrail ve Wall Street'e kadar pek çok ülkeyi ilgilendiren bir sonuç doğurdu! Mısır, interneti kapayarak belgelere olan erişimi durdurmaya çalıştı. Bu örnekler şunun için;
Bunların hepsi üzerine teoriler üretilebilir, tartışılabilir lakin bir bilgi açığının Kraliçe kontrolü altındaki koloninin bağımsız hareket etmesini sağlayacak potansiyeli barındırabileceğini görmemiz açısından öğretici oldu. 
Eğer feromon(veri) izi bırakarak yaşıyorsanız, önce sizi feromon(veri) izinin günah olduğuna, işe yaramaz olduğuna, gereksiz olduğuna, toplum için faydasız olduğuna inandırdıkları kitleye boğdururlar! O kitle pek çokları için yeterlidir. Lakin bir talihin ya da stratejik düşünme kabiliyetinin ürünü olarak bu saldırıdan kurtulursanız, devlet bu işi üzerine belgeseller çekilecek kadar romantik bir şekilde halledebilir!!!
İyi toplum, doğru bireyselleşmeden geçer!
Aksi halde ortaya çıkacak olan yığındır, kalabalıktır, kitledir, kabiledir...
Sağlıcakla..
7 notes · View notes
dolunay66 · 11 months ago
Text
Tunuslu sanatçı Omar Esstar'dan "Gazze'nin çığlığı"
Tumblr media
48 notes · View notes
bitkinback · 3 hours ago
Text
Love is blind habibi
Dünden beri gözümü kırpmadan izliyorum. Son bir bölüm kaldı. Yazacak çok fazla şeyim var. Öncelikle Araplara karşı çok fazla şey öğrendim. Yani bi de bu tv yarışması olduğu için parlatılmış versiyonu ama yine de mindsetlerini kulturlerini filan hep öğrenebiliyorsunuz. Sonralikla, Arap erkeklerinin yüzde 95 inin toksik olduğunu öğrendim. Hepsi tanısir tanışmaz kızı değiştirmeye çalışıyor. Yani bir de trivia şeyleri değil.
Mesela kız hayatı boyunca dans etmiş, dans onun tutkusu. İki haftalık tanıştığı erkek diyor ki evlenebilmemiz için dansı bırakman lazım. Kız hayır diyince bu kadar küçük bir şeyi bana değiştin diyor. Oğlan bunu erkek arkadaşlarına anlatıyor. Onlar da she chose dance over the guy diyorlar. Hayır. O dansı seçmedi. Dans zaten orada vardı. Sen onu olduğu gibi kabul etmedin.
Bir kadin iş sebebiyle çok seyahat ediyor, erkek diyor ki bunu kabul edemem. Abi iyi de napsin bu kadin? Biri çok güler yüzlü çok neşeli. Erkek diyor ki çok flortozsun, başkalarına karşı da böyle olmanı istemem. E sana karşı olurken iyiydi ama? Hayır sen kimsin yani iki haftadır tanışiyorsunuz.
Bir de sorun ne biliyor musunuz. Program başlıyor. İçinizden diyorsunuz ki Allahım ne kadar güzel kadinlar ve yakışıklı erkekler, hepsi nasıl bir araya gelmiş. Biraz ilerleyince oradakilerin aslında senden benden farklı olmadığını anlıyorsunuz. Sonra toksik özellikleri red flagleri fark ediyorsunuz, onlar da senin benim karşıma çıkanlardan farklı değil. Onlar biziz biz de onlar. Toksik davranış saydığımız şey aslında yani başımızda. Mesela ilişkide kadinlar fark etmiyor, ya da fark ediyor ama görmezden geliyor. İşte o kadin da sen ben. Aynı şeyler. Dünyanın yer yerinde.
Ay bir de Arap kültürü lütfen uzak dursun benden. Bu programla bir kere daha ikna oldum. Farklı dünyalarin insanlarıyız. Ama programda Tunuslu ve Mısırlı var mesela, evleniyor. Diyorlar ki farklı kültür. Biz Araplara kufur ederken içine Pakistan Hindistani bile katiyoruz mesela. Adamlar kendi içlerinde bile kültür ayrıştırıyor. Çok garip değil mi. Ben bakınca bana hepsi aynı geliyor ama değil.
Bir de işin komiği ne biliyor musunuz? Bir Arap’la konuşunca Türkler bizimle aynı diyor. Bunu mısırlıdan duydum faslidan duydum. Pakistanliyla konuşunca o da aynıni diyor. Orta Doğu ve asyadakilerin Türkleri kendileriyle aynı sanma hastalığı var. Biz de aynısını Avrupalılara yapıyoruz gerçi. Biz ayniyiz diyoruz ama değiliz. Bana soruyorlar bazen, Türkler ne? Yani middle Eastern mı European mı yoksa Asian mı. Diyorum Türkler Turkish. Çünkü hiç kimseye benzemiyoruz. O kadar unique yapidayiz. İyi ki de benzemiyoruz.
6 notes · View notes
mukofarmer · 1 year ago
Text
MEDENİYET Mİ DEDİNİZ...
Zorluklar, yaşamlar, alışkanlıklar... Farklı kültürlerin olduğu bu coğrafyada bana hiç uygun olmayan, yadırgayacağım kadar abartılı bir yaşam tarzıyla karşı karşıyaydım. Bir de uçakta kadınlar Türkiye'nin durumuna laf etmişlerdi. Öyle bahsedince ben de kendimi medeni bir yere geliyorum zannetmiştim. Sabah uyandığımda düne nazaran daha iyi durumdaydım. İdrak etmeye çalışıyordum sadece. Hem çok karmaşık hem çok basit geldi her şey. Buradaki Aiesec ekibi yazdı hemen, buluşalım dedi. Bu hayattaki en sevdiğim şeydir zaten sürekli yeni yerler görmek ve yeni insanlarla tanışmak. Hollandalı, Tunuslu, Faslı birçok insanla tanıştım. Hepsi inanılmaz sıcak insanlar. Buraya adapte olmamı kesinlikle kolaylaştırıyorlar. Erkekler... Aaah ah bazılarınız her yerde mi aynısınız. Anneme ilk günden Tunuslu iki tane damat adayı buldum. Ablam biz Tunuslu istemeyiz, oralar cok uzak, veremem seni ama zenginse iç güveysi olarak gelebilir diye dalga geçti benimle. Ya çocuğun biri geldi adını söylemeden açık açık dedi ki: Are you single? O an boşluğuma geldi, yes dedim. Demez olaydım. Sonra soruyor mutlu musun bu durumdan diye. Çok mutluyum ayağı yaptım başımdan gitsin diye. Ama başladı kendisinin yalnızlıktan kaynaklı ne kadar mutsuz olduğunu anlatmaya. Banane aq. O gün Meryem ve Arca diye iki kişi daha geldi Türkiye'den. Evde Meryem'de bizle kalmaya başladı. Üç yataklı eve dört kişi tıktılar bizi. Bu halis mi? Yusuf diye bir çocukla tanıştık, Tunuslu. Biraz fazla yakın davranan erkeklerden. Arca'ya mukaddesi beğendim, tatlı kız, ben de zaten Türkiye'ye okumaya gelicem demiş. Allahın manyakları ya. Sanırım hep böyle yaptığım için Allah beni cezalandırıyor şu an karşılıksız olan sevgimle. "I have someone in my heart" diyemedim çocuklara da. Bu arada cidden ben ilk defa bu kadar çok hoşlanıyorum sanırım birinden. Şairin aklımda hep sen varsın dediği yerdeyim. Neyse sizi aşk hayatımla boğmayayım. Tunusluların şavurma diye bir yemeğini yedik. Bizim dönerli dürümlere benziyor fakat açıkçası daha güzel. Ama bunlar her şeye inanılmaz derecede acı koyuyor. Adamların tuvaletteki hallerini hayal bile edemiyorum. Sonuçta o acının bir yerlerden çıkması gerekiyor. Damak tadımıza çok uzak değil lezzetleri ama çoğu zaman hijyeninden şüphe ediyorum. Ona da yapacak hiçbir şey yok artık. Zehirlenip ölmediğim sürece her şey okey benim için. İlginç gelen şey, ülkede kocaman Atatürk isimli bir cadde var ve sahip oldukları Türk restaurantının adı Atatürk. Bizim liderimize bizden daha çok sahip çıkmışlar resmen. Assil diye bir çocukla tanıştık. Bence o asla diğerleri gibi değil. Buraya aitte değil. Çocuk hem dj, hem fotoğrafçı, hem doktor. Btw Türkiye'de veya herhangi bir yerde doktorluk garanti meslek olarak görünse de burda durum böyle değil. Sağlık sistemi kötü olduğu için çoğu zaman doktorlar iş bulamıyorlarmış. Çocuk o yüzden ekstra işlerde de çalışıyor. Sağlık sistemi berbat durumda. Ölmediğin sürece hastaneye gitme yani. Sağ girersin hastalıklı çıkarsın o kadar söyleyeyim. Boşuna sağlık sigortasına o kadar para döktük bir de. İnsanların anlattıklarından anladığım kadarıyla burda inanılmaz derecede Türk dizileri izleniyor. Bu nasıl bir hayranlık anlamadım. Bizden daha çok Türk dizisi izleyip, Türk ünlü tanıyorlar. Eve döndük daha sonra. Meryem evi görünce çıldırdı. O hepimizden daha titiz biri. Buraya alışması daha fazla zaman alacak gibi. Kız gelirken kendi tarhanasını, salçasını, şehriyesini, tuzunu, domates kurusunu bile getirmiş zaten. Değişik...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
9 notes · View notes
pazaryerigundem · 3 months ago
Text
Tunuslu sanatçı Emel Mathlouthi'den Bursa'da muhteşem konser
https://pazaryerigundem.com/haber/185000/tunuslu-sanatci-emel-mathlouthiden-bursada-muhtesem-konser/
Tunuslu sanatçı Emel Mathlouthi'den Bursa'da muhteşem konser
Tumblr media
Türkiye’nin en uzun soluklu uluslararası festivali unvanına sahip olan ve bu yıl 62.’si düzenlenen Uluslararası Bursa Festivali kapsamında Arap dünyasından şu zamana kadar çıkan en güçlü seslerden biri olan Tunuslu şarkıcı Emel Mathlouthi, Bursa Kültür Park Açık Hava Tiyatrosu’nda sevenleriyle buluştu.
ERSEL NALBANT/HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – Bursa Büyükşehir Belediyesi adına Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV) tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, ATIŞ Şirketler Grubu ana sponsorluğunda bu yıl 62.’si düzenlenen ‘Uluslararası Bursa Festivali’nde bu akşam Kültür Park Açık Hava Tiyatrosu’nda sahne alan Tunuslu şarkıcı Emel Mathlouthi, bir birinden güzel şarkılarını Bursalılar için seslendirdi.
Tumblr media
Yaklaşık 2 saat süren konseri boyunca gerek sesi gerekse sahne sahne performansıyla Bursalıları kendisine hayran bırakan Mathlouthi müzikseverlere muhteşem bir festival gecesi yaşattı.
Konser sonunda Kültür Park Açık Hava Tiyatrosunu hınca hınç dolduran Bursalılar genç şarkıcı Emel Mathlouthi’yi uzun süre ayakta alkışladılar.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
vedatcelik13 · 1 year ago
Text
Arap Baharı ve Seyyar Satıcı
Yoksulluktan muzdarip sokak satıcıları, mallarını yol kenarında satmaya çalışıyorlardı ve polis memurları rüşvet için onları zorluyordu.
Satıcılar arasında 26 yaşındaki Muhammed Buazizi de vardı ve güvenlik güçlerinden bir grup, meyve satış yaptığı el arabasına el koymak istedi.
Arap dünyasında her şeyin değiştiği o günün üzerinden tam 10 yıl geçti.
Ekonomik sıkıntı içerisinde bulunan Tunuslu bir sokak satıcısı olan Buazizi, 17 Aralık 2010'da Sidi Bouzid valilik binası önünde kendini ateşe verdi.
Seyyar araba ile sokaklarda meyvelerini satma izni olmaması sebebiyle, gün içinde belediye görevlileri tarafından defalarca uyarılmıştı Buazizi ve dahası rüşvet verebilecek parası da yoktu.
Meyvesine ve arabasına el konulan ve valilik yetkililerinin ricalarını dinlemeyi reddeden Buazizi, yol ortasında üzerine benzin dökerek kendisini ateşe verdi. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Buazizi, 4 Ocak 2011'de hayatını kaybetti.
Buazizi'nin kendi kendini yakması Tunus ve Arap dünyasında dalga dalga yayıldı. Attığı ilk adımla Arap ülkelerinin diktatörleri birbiri ardına devrildiğini gören demokrasi yanlısı hareketler Buazizi'den ilham aldı ve bugün hala devam eden ayaklanmalar başladı.
Tumblr media
0 notes
piyasahaberleri · 1 year ago
Link
Ons Jabeur, Tunuslu tenisçi. — AFP/Dosya Çarşamba günü duygusal bir tavır sergileyen Ons Jabeur, Wimbledon'daki son yenilgisinin öcünü Marketa Vondrousova'ya 6-4 6-3'lük bir galibiyetle aldıktan sonrasında Hanımefendiler Tenis Birliği (WTA) Finalleri ödül parasının bir kısmını Filistinlilere bağışlayacağını söylemiş oldu.Tunuslu eski dünya iki numarası, Pazartesi günü Coco Gauff'a yenilmesinin arkasından yarı final yarışında başarıya ulaşmış bir geri dönüş yapmış oldu. AFP bildirdi.Cancun'daki sürem sonu şampiyonasında haftanın ilk galibiyetini elde eden Tunuslu Jabeur, sahada konuşurken gözyaşlarını bastırdı.Maç sonrası röportajda Gazze'de devam eden çatışma hakkında konuşurken gözyaşlarını tutamadı.Grand Slam finaline ulaşan tek Arap hanım, "Galibiyetten dolayı oldukca mutluyum fakat son zamanlarda asla mutlu değilim" dedi.İsrail-Hamas çatışması hakkında konuşacak kadar kendini toparlamadan ilkin gözyaşlarına boğulan Jabeur, "Dünyadaki durum beni mutlu etmiyor" diye ekledi."Her gün evlatların, bebeklerin öldüğünü görmek oldukca zor" dedi. "Bu oldukca üzücü, bu yüzden ödül paramın bir kısmını Filistinlilere yardım etmek için bağışlamaya karar verdim."Yalnız bu galibiyetle ve olup bitenlerle mutlu olamam. Üzgünüm dostlar, bunun tenisle ilgili olması gerekiyordu fakat her gün video seyretmek oldukca sinir bozucu."Üzgünüm, bu siyasal bir bildiri değil, yalnız insanlık. Bu dünyada sulh isterim ve bu kadar."Sonrasında maç sonrası basın toplantısında 29 yaşındaki Jabeur, tenise odaklanmanın zor bulunduğunu söylemiş oldu.Jabeur, "Elimden geldiğince toplumsal medyadan uzak durmaya çalışıyorum fakat bu oldukca zor" dedi. "Her gün videolara, fotoğraflara bakıyorsunuz, bunlar oldukca korkulu fotoğraflar. Uyumama ya da kendimi toparlamama pek destek olmuyor ve en kötüsü de kendimi umutsuz hissediyorum."Bir ihtimal birazcık para affetmek yaşadıkları duruma birazcık destek olabilir. Fakat paranın onlar için şu anda hiçbir şey ifade etmediğini biliyorum. Bu yüzden her insana özgürlük ve hakikaten sulh arzuluyorum."Jabeur'un Meksika'da yarı finale çıkma şansını yakalayabilmesi için Cuma günü yapılacak tek turlu final maçında dünyanın iki numarası Iga Swiatek'i yenmesi gerekiyor.
0 notes
dakikamagazin · 1 year ago
Link
Uzay Heparı'nın eşi Zeynep Tunuslu'dan olay yaratacak çıkış: Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe'yle beraberken bana aşıkmış
0 notes
musispoed · 1 year ago
Text
instagram
2023 Wimbledon Tek Kadınlar Şampiyonu Marketa Vondrousova!
--
*Londra, Birleşik Krallık. *Grand Slam, çim. *Tunuslu rakibi Ons Jabeur'ü 6-4'lük setlerle yendi. *Kariyerinin ilk Grand Slam şampiyonluğu. *Toplamdaki 2. tekler zaferi. *Nisan 2017'deki Biel/Bienne şampiyonluğundan 6 sene sonra ilk kupa sevincini yaşadı. *2019 Roland Garros'ta da final oynamış ama Ashleigh Barty'e 6-1, 6-3 kaybetmişti. *Wimbledon tarihinde seri başı olmadan şampiyonluk elde eden ilk kadın tenisçi olarak tarihe geçti. *1973 şampiyonu Jan Kodes, 1998 şampiyonu Jana Novotna ve 2011 ile 2014 şampiyonu Petra Kvitova'nın ardından Wimbledon'da şampiyonluk yaşayan 4. Çek tenisçi oldu. *Bu zaferiyle yeni dünya sıralamasında ilk defa ilk 10'a girecek. *Zafere giden yolda Stearns, Kudermetova, Vekic, Bouzkova, Pegula ve Svitolina'yı yendi.
0 notes
musispoedmacarsiv · 1 year ago
Text
15 Temmuz 2023 Marketa Vondrousova Ons Jabeur Maçı
*Merkez Kort'ta saat 16:05'te başlayacak olan Wimbledon Tek Kadınlar Final maçı. İki isim de hem ilk Wimbledon zaferi hem de ilk Grand Slam şampiyonluğu için ter dökecek. Vondrousova 2019 Roland Garros'tan sonra kariyerinin ikinci Grand Slam finalinde. 2021'deki Tokyo Olimpiyatları finalinden sonra ilk defa bir final maçında oynayacak. Çek raket 2017'den beri süren turnuva kazanma hasretini de bitirip kariyerinin 2. kupasını kazanmayı amaçlıyor. Vondrousova, 1963 finalisti Billie Jean King'in ardından Wimbledon'ın ilk seri başı olmayan finalisti olmayı başardı. Dolayısıyla Açık Dönem'de bir ilke imza attı. Bunu daha da ileri taşıyıp Wimbledon'ın kadınlarda seri başı olmayan ilk şampiyonu olmaya çalışacak. Jabeur ise üst üste ikinci Wimbledon finalinde. Geçen sene yenildiği Rybakina'yı bu kez çeyrek finalde eledi. Yine geçen sezonki ABD Açık finaliyle birlikte kariyerinin 3. Slam finaline çıkacak ve artık büyük turnuva siftahını yapmak istiyor. Tunuslu tenisçi mutlu sona ulaşırsa ülkesi adına bir ilke imza atmanın yanında bir Grand Slam organizasyonunu kazanan ilk Kuzey Afrikalı, Arap ve Müslüman kadın olarak adını tarihe yazdıracak. Bu büyük heyecanda iki isme de başarı dileklerimizi sunuyoruz. İyi bir kapanışa tanıklık etmek dileğiyle.
Her iki raketin de final yolu:
-Marketa Vondrousova-
#1. Tur = Peyton Stearns (6-2/7-5)
#2. Tur = Veronika Kudermetova (6-3/6-3)
#3. Tur = Donna Vekic (6-1/7-5)
#4. Tur = Marie Bouzkova (2-6/6-4/6-3)
#Çeyrek Final = Jessica Pegula (6-4/2-6/6-4)
#Yarı Final = Elina Svitolina (6-3/6-3)
-Ons Jabeur-
#1. Tur = Magdalena Frech (6-3/6-3)
#2. Tur = Bai Zhuoxuan (6-1/6-1)
#3. Tur = Bianca Andreescu (3-6/6-3/6-4)
#4. Tur = Petra Kvitova (6-0/6-3)
#Çeyrek Final = Elena Rybakina (6-7[5-7]/6-4/6-1)
#Yarı Final = Aryna Sabalenka (6-7[5-7]/6-4/6-3)
*S Sport'tan ve TRT Spor'dan naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk seti 6-4 alan Vondrousova 1-0 öne geçti. Jabeur 2-0'la güçlü bir başlangıç yapsa da Vondrousova hemen ortak oldu. Ardından Jabeur bir break daha bulup 4-2'yi görse de o andan itibaren kontak kapattı ve Vondrousova müthiş 4 oyunluk seriyle dönmeyi başardı. Çek raket büyük bir adım attı şimdi.
*İkinci seti de 6-4'le noktalayan Vondrousova 2-0 kazandı ve kariyerinin ilk Grand Slam şampiyonluğunu elde etti. Çek raket Wimbledon tarihinde seri başı olmadan zaferi elde eden ilk kadın tenisçi olarak tarihe geçti. Jabeur yine hüsranı yaşıyor. Tunuslu oyuncu bu kez çok daha ağır favori olduğu mücadeleyi kazanamadı. 3-1'i görmüştü. 4-1 yapmak için servise gelmişti ama orada verdiği break dengesini bozdu ve bir daha toparlayamadı. 3. Slam finalinde de üzülen tarafta yer aldı.
0 notes
isvicreninsesi · 2 years ago
Text
Yetkilileri “aldatmakla” suçlanan kişinin ve çocuğunun vatandaşlığı geri alındı
Tumblr media
BERN- Eşinden boşanan adamın ve çocuğunun İsviçre vatandaşlığı iptal edildi. Yetkililer evliliğin bir aldatmaca olduğuna inanıyor. Tunus uyruklu bir kişi 2008 yılında kendisinden 30 yaş büyük İsviçreli bir kadınla evlendi. Beş yıl sonra pasaport başvurusunda bulundu ve aldı. Çift, birlikteliklerinin istikrarlı olduğuna ve boşanmaya niyetleri olmadığına dair verdikleri sözden bir yıl sonra ayrıldılar. Adam daha sonra hamile kalan yine Tunuslu genç bir kadınla tanıştı. Yeni doğan oğlu bu nedenle İsviçre vatandaşlığı almaya hak kazandı.  Olayı yakından izleyen bir göçmen mahkemesi, bir önceki evliliğin sağlam temellere dayanmadığına karar vererek, kişinin ve küçük oğlunun İsviçre vatandaşlığını geri aldı. Read the full article
0 notes
morkedisblog · 2 years ago
Text
Gazete duvar✔Nubar Terziyan ve Yeşilçamın kralı Ayhan Işık çocukluğumda halk arasında 1 söylenti vardı Ayhan Işık aslında Ermeniydi gerçek ismi:Anton Işıyan'dı!1979'da Işık öldü o gece Karamürsel mi Yalova mı karıştırdımşehir dışındaydım gökten 1 yıldız kaydığını görmüştük kuzinim o yıldızın Ayhan Işık'ın hayat yıldızı olduğuna inanmıştı teyzemin 14-15 yaşındaki oğlu evden kaçıp İstanbula cenazeye gelmiş annem"ben hastalandığımda gelmiyorsun Ayhan Işık için geldin"deyip kuzenimi terlikle kovalamıştı işte o günler Ermeni aktörümüz sevimli Nubar Terziyan gazeteye taziye ilanı verip sonuna "amcan"yazdırmıştı o tüm Türk sinema seyircisinin şirin amcasıydı Işık'ın eşi ve kızı hemen basına açıklama yaptılar"biz Ermeni değiliz Terziyan Amcamız değildir"yazıklar olsun oysa Işık Terziyana"Baba"dermiş Terziyan polis olmak istemiş ama azınlık olduğundan polis olamamış vardır bu coğrafyada böyle utanç hikayeleri Ermeni-Rum-Yahudi-Kürt-Çerkes için de Türk için de😢💔Usada İndian/siyah/Çinli/Japon,Fransada Cezayirli/Tunuslu/Faslı,İngiltere bu işin piridir Hindistan /Pakistan,Rusya Adıge/Kafkas ülkelerin utanç sayfaları kapanmaz,hiç birinin diğerine lâf söylemeye hakkı yok😤😠😈
0 notes
isimbulmaliyim · 2 years ago
Text
İsim Bulmalıyım - 2
Klişe olduğu için uzaklaştığımız tonla şey var. Halbuki çoğu zaman klişelerle yaşıyoruz. Örnek olabilecek bir klişe: “Yıllar geçse de bazı şeyler hiç değişmiyor.” E, evet. Değişmiyor. Ve ne kadar da doğru bir cümle. Yıllar geçse de hırslanmak, vazgeçmek, birleşmek, ayrılmak, yalnız olmak, yalnız kalmak, yalnız kalmak zorunda kalmak, yalnızlığı tercih etmek, kavga etmek, sevişmeyi istemek. Değişmiyor. Aynı kalıyor. Almanya’ya neredeyse iki yıl önce taşındım. Ne kimseyi tanıyordum, ne de bir evim vardı. Sıfır noktasındaydım. WG (paylaşımlı ev) buldum. Rezaletti. Türk ev arkadaşından uzak durmam gerektiğine inandırdı beni. İkinci WG ise Tunuslu biriydi, onlardan da uzak durmam gerekiyormuş. Bilmiyordum. Öğrendim. Koşa koşa bir hostele gittim. Aylarca bir hostel odasında, sürekli değişmekte olan yedi farklı insanla kaldım. Kimisi oldukça kibardı, kimisi ışığı açıp sabaha kadar telefonla konuşarak kıkırdaşacak kadar dalyarak. Ev buldum, sözleşmem bittiği için taşınmam gerekti. Saldım ya. “Giderim bir hostele ne olacak” kafasına girdim. Ancak hem gurbette olmak, hem de evsiz olmak; insana epey yarım hissettiriyor.
Evden çıkmama bir haftadan daha az bir zaman kalmışken, başka bir ev buldum. (ki bu Almanya için epey büyük bir şans demek). Yatağım olmadığı için yatak aldım, dünden beri 1,5 yıl önce kaldığım hosteldeyim. Yine aynı masada oturuyorum, bu insanları tanımıyorum; etraftaki herkes farklı. Güvenlik görevlisi hariç. O beni tanıdı. Daha önceki kaldığım aylarda muhabbet etmiştik, Almanya’daki ilk arkadaşlarım hostel çalışanlarıydı.
Şimdi aynı masada, aynı prize taktığım aynı bilgisayarım ve aynı şapkam ile bu satırları yazıyorken, aklıma düşüyor bu klişe cümle: “Yıllar geçse de bazı şeyler hiç değişmiyor.”
0 notes
mukofarmer · 1 year ago
Text
Kaderimize karşı geliriz çoğu zaman. Başımıza bir şey geldiği zaman bu dünyanın yükünü bir tek biz yükleniyormuşuz gibi veryansın etmeye başlarız. Şükretmeyi bilmeyiz örneğin. Yemek yiyebilmenin, temiz suya ulaşabilmenin ne büyük bir lütuf olduğundan bihaberizdir. Boş yere duyar kasma, yıl olmuş 2023 diyenleriniz olabilir belki. Onlara da saygım var. Bugün Kerkennah'tan Mahdiya'ya giderken yolda şahit olduklarım... Ellerinde şişelerle su bulmak uğruna yola çıkanları gördüm, su şişesini göstererek arabaları durdurmaya çalışanları. Televizyonda gördüğüm, haberlerde işittiğim o hikayelere bizzat tanık oldum. Hepimizin insanlığını sorgulamaya başladım o an. İnsanoğlu olarak ne kadar bencil yaratıklarız. Birileri bir yerlerde yardım beklerken, başımızı nasıl yastığa koyabiliyoruz. Hep daha fazlası olsun diye nasıl hırslanabiliyoruz. Kendimden, vicdanımdan soğumaya başlıyorum sanırım.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Şimdi ise ikinci bir hassas konuya değineceğim. Mahdiya her şeyiyle çok güzel bir yer. Bize istediklerimizi daha rahat bir şekilde orda giyebileceğimizi söylediler. Denizi burada gördüklerimin en temizi, bizim Antalya'yı aratmaz o kadar söyleyebilirim. Burda bir iki günlük evler kiralanabiliyor. On kişi, kişi başı 60 dinardan iki günlük ev kiraladık. Her şey çok zevkli gidiyordu. Gündüz denize girdik, akşamsa canlı müzik olan güzel bir mekana gittik. Dj, Assil'in arkadaşıymış. Mekan çıkışı ben, Hassen, Mohammed ve Arca önden gidiyorduk. Ceren ve Ayşe ortada; Assil, Marriem ve Nour'da en arkadan geliyorlardı. Puştun biri takılmış peşimize. Hayır, bir de kızlar bağırsalar duyacak mesafedeyiz. Üç kere yolda durup laf atmış kızlara. Ayşe en son dayanamayıp orta parmak çekmiş. Arkamı döndüğümde kızlar fena bir haldeydi, Assil'le adam tartışıyorlardı. Çocuklar müdahale etti hemen. Arca'yı bıraksam adama dalacak. Uzaklaştırıp sarıldım, bırakmadım. Başı bizim yüzümüzden belaya gitsin istemiyorum. He bir de sarkıntılık yapan Tunuslu da değil, o da turist. Hödük işte. Kızlar çok kötü oldular. Sakinleştirmeye çalıştım ama nafile. Ceren'in ilk defa başına geldi böyle bir şey. O yüzden daha kötü etkilendi. Ayşe'de onun haline üzüldü. Kadın olmak nerde olursan ol zor iş kısaca. Geçen gün yolda yürüyorum. Akşam saat 11 falan. Motosikletle biri geçti yanımdan. İleride durdu, beni beklemeye başladı. Ben de durdum. Geri gidiyorum, geri geliyor. Daha sonra bir cesaretle yerden bir kaya alıp eve doğru yürümeye devam ettim. Daha sonra bastı gitti zaten. Ne denilir inanın bilmiyorum. O kadar fazla başımıza geliyor ki normalleştirmekten bıktım.
Mehdiya... Tunus'un Bodrum'u adeta. Cumartesi günü akşamı Medina denen bizim kapalı çarşıya benzeyen bir yerine gittik. Arkadaşlarıma ve benim icin özel olan o kişiye hediye aldım. Türkiye'ye dönünce neler olucak bilmiyorum. Ama birisi Tunus'tayken bile aklıma gelebiliyorsa bende farklı bir yere sahip demektir. Bugün Mehdiya'dan adaya dönüyoruz tekrar, proje için. Otobüs burda erken saatte bitiyormuş. Tabi bunları bilmeyen ve bilgilendirilmeyen biz otobüsleri kaçırdık. Öyle olunca El jem şehrine geçip ordan trenle gitme kararı aldık. Minicik bir şehir. Tarih kokusunu girişte alabiliyorsunuz. Sizi karşılayan ilk şey zaten Roma benzeri amfi tiyatro. Şehri biraz gezdikten sonra Sfax'a geri dönmek için tren garına gittik. Daha önce tren hakkında olumsuz yorumlar duymuştum ama aldırmamıştım. Tamamen haklılarmış. Trene binmeden uyardılar, eşyalarınıza sahip çıkın diye. Adamlar, Türk halkı gibi kazıkçı oldukları için koltuk sayısının üç katı falan bilet satıyorlar. Bilet almış olmama ve koltuk numaram belli olmasına rağmen şu an ayakta tıklım tıklım dolu bir trenin içinde Sfax'a gitmeye çalışıyorum.
6 notes · View notes
pazaryerigundem · 5 months ago
Text
Türk çelik sektöründen Afrika çıkarması
https://pazaryerigundem.com/haber/173824/turk-celik-sektorunden-afrika-cikarmasi/
Türk çelik sektöründen Afrika çıkarması
Tumblr media
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB), sektörün Kuzey Afrika ülkelerindeki etkinliğini ve ticaret hacmini artırmak, Tunus ile bağları güçlendirmek için 24 Türk çelik ihracatçı firmasının katılımıyla Tunus’a sektörel ticaret heyeti düzenledi
İZMİR (İGFA) – 24 Türk firmasından 46 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen Sektörel Ticaret Heyeti programı kapsamında ülkeler arası ticaret hacminin artırılması hedefiyle Kuzey Afrika ülkelerinden 100’ü aşkın ithalatçı firma ile 1000’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan’ın başkanlığında düzenlenen Tunus Sektörel Ticaret Heyeti organizasyonuna; İMMİB Genel Sekreteri Selahattin Armağan Vurdu, Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Ali Rıza Oktay, İMMİB Genel Sekreter Yardımcısı Coşkun Kırlıoğlu, ÇİB Şube Müdürü Uygar Tatar katılım sağladı. Tunus Büyükelçisi Ahmet Misbah Demircan’ın açılış konuşması ve Tunus Ticaret Müşaviri Müjdat Emre Semiz’in heyet ziyareti ile Kuzey Afrika pazarında Türk çelik sektörünün ihracatını arttırmaya yönelik fırsatlar değerlendirildi.
Tumblr media
TUNUS’TA BİNE YAKIN GÖRÜŞME
2024’ün ilk dört aylık istatistiklerine göre geçen yılın aynı dönemine göre Türk çelik ihracatının değer bazında yüzde 12 artış ile yaklaşık 5,2 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirten Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, 2023’e kıyaslandığı zaman Türk çelik ihracatının yeni yıla güçlü başladığı düşünülse de 2022 yılının aynı dönemine göre yüzde 32’yi aşan bir düşüş gözlendiğini ifade etti. 2022 yılındaki ihracat rakamlarına ulaşabilmek için ÇİB olarak yurt dışı organizasyonlara hız verildiğinin altını çizen Aslan, Kuzey Afrika bölgesinin en önemli pazarlarından olan Tunus’a 24 firma ile düzenledikleri Sektörel Ticaret Heyeti (STH) programının çok verimli geçtiğini söyledi.
Aslan, ikili iş görüşmelerine Tunus’a komşu ülkeler başta olmak üzere Cezayir, Libya, Fas gibi Kuzey Afrika ülkelerinden de katılım gerçekleştirildiğini belirtti. Heyet katılımcısı her bir firmanın 40’ın üzerinde görüşme yaptığını kaydeden Aslan, 100’ün üzerinde Tunuslu firma ile 1000’e yakın görüşme yapıldığını belirtti.
ÇELİKTE ÜRETİM GERİLEDİ
Çelik sektöründe üretimin gerilediğini kaydeden Adnan Aslan, “2022 yılında üretimimiz 35 milyon 134 bin tondu. 2023’te yüzde 4 gerileyerek 33 milyon 714 bin tona düştü. 2022’de ihracatımız 20 milyon tona yakın seviyelere çıkmıştı. Normal şartlar altında 2023 hedefimiz 16 milyon ton, 16 milyar dolar ihracattı. Ancak gerisinde kaldık. 2024’te ise 17 milyon tonluk ihracat hedefliyoruz.” dedi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
theheartofmuses · 2 years ago
Text
5 sene önce, Sarışın fransız kadın bana ve arkadaşıma siz italyan mısınız, hayır dedik
O zaman ispanyol? Yunana kadar gidiyordu sanırım
Ağzından latin amerika bile çıkmadı
Hayır dedik. Ki düşün fransanın altında, tunus, cezayir, fas gibi ülkeler var
Annem beyaz tenli ama babam egzotik biri
Buna rağmen kesinlikle anlamadı
Tunuslu faslı falan demedi
Bir tek arap tüccarlar bizi anladı maalesef swhh allah onların belasını versin
1 note · View note