#Türk ırkı
Explore tagged Tumblr posts
Text
🐺 Türk Yörük Erkeği….
Her gördüğü Türk ırkı olan kıza yürür…..🙄🚶🇹🇷💞🇺🇿
Niyee …🤨
Çünkü Türk’e durmak yaraşmaz…😝🤣
İleriiii ….🤭😂😎👉
Dedi Kaan 🤘
Sonuçları beni bağlamaz..🤭😁
Gaz kısmı bende firen sadece bunda 👆ona göre 😂
15 notes
·
View notes
Text
Esenyurt 'Kürdistan' olabilir mi?
Urfa neresidir? Anadolu mudur? Arabistan mıdır? Yoksa Kürdistan mıdır? Siz cevabınızı düşünedurun, Bediüzzaman Hazretleri, Emirdağ Lahikası'nda çok ilginç birşey söylüyor: "Ben çok zaman evvel bekliyordum ki Urfa tarafında Nurlara karşı kuvvetli eller sahip olmaya çıksın. Çünkü orası hem Anadolu'nun, hem Arabistan'ın, hem Kürdistan'ın bir nevi merkezi hükmündedir. Nurlar orada yerleşse o üç memlekette intişarına vesile olur." Yani mürşidime göre Urfa hem Anadolu'dur hem Arabistan'dır hem de Kürdistan'dır. Üçünün de merkeziyetini yapan bir yerdir. Belki bir kesişim kümesidir. Haritalardan da huduttan da fazlasıdır. Aynı coğrafî okumayı, Bediüzzaman'ın, Medresetü'z-Zehra'yı hayal ettiği Van'a da yaptığını görürsünüz.
İnşaallah hafızam yanıltmıyordur. Çünkü Ahmet Yıldız Hoca'nın 'Ulus Devletin Bunalımı'nda okuduğumu hatırlıyorum. (Kitabı kitaplığımda bulamadım maalesef.) Hülasa edeyim: Hocanın bir yakını kızını evlendiriyormuş. Herhalde Ankara'daydı. Diyarbakır düğünü. Kürtçe türküler çalınıyor tabii. Komşuları düğün yerini taşlamışlar. Rahatsız oldukları şey 'gürültü' değil. Hayır. 'Kürtçe türkülerle kutlanması.' Her neyse, bir zaman sonra, yine düğünleri olmuş aynı mekanda. Fakat, aile, duvarlardan birisine büyükçe Türkiye bayrağı asmış bu defa. Komşuları, bırakın türkülerden rahatsız olmayı, gelip bir de halaya katılmışlar.
Aramızdaki kimi gerginliklerin böylesi önyargılarla sarılı olduğunu düşünüyorum ben. Hatıradaki ilk önyargı: "Kürtçe türküyle eğlenen kim varsa Türkiye düşmanıdır." Fakat önyargıları kırabilecek hamleleri yapmamak da başka bir önyargı. O da belki şöyle düşünüyor: "Ben kimseye ayrılıkçı olmadığımı ispat etmek zorun değilim." Tarafların haklılığı-haksızlığı bir tarafa, buradan çözüm çıkmıyor, çözüm çıkmaması haklıyı da bir ölçüde haksızlığa düşürüyor. Zira aslolan sulhtür. Mümkünse sulhtür.
'Kürdistan' ifadesi de böyle bir mesele. Bu ifade kullanılabilir midir? Hem 'evet hem 'hayır.' Nasıl? 'Evet.' Çünkü onunla kastedilen tarih boyunca bir coğrafya olmuştur. Hep kullanılmıştır. TBMM'nin kuruluş dönemi kayıtlarında bile geçmektedir. 'Hayır.' Çünkü onunla kastedilen yine bir ulus-devlet olmamalıdır. İttihadı bozmak arzusu ile istimal edilmemelidir. Eğer kelime özü itibariyle ifade ettiği tarihsel gerçeği değil de mezkûr siyasi maksadı vurguluyorsa elbette hükmü değişecektir. Hani Risale-i Nur'un bir yerinde denilir: "Meselâ, bir kumandanın, bir orduya verdiği arş emriyle, bir neferin arş sözü arasında ne kadar fark vardır. Birincisi, koca bir orduyu harekete getirir; aynı kelâm olan ikincisi, belki bir neferi bile yürütemez." Aynen öyledir. Yürütmez. Yürütemez. Yürütmemelidir. Zira neferin sözünde haddini aşma vardır. Yani böyle bir emri vermek hakkı yoktur.
Burada kendimce kurtarıcı müdahaleyi şurada görüyorum: 'Kürdistan' yerine 'Türkiye Kürdistanı' denilebilir. Türkiye Kürdistanı ifadesinde bir ayrılık kastı yoktur. Bir ittihad imâsı vardır. Tıpkı yukarıdaki hatırada duvara Türkiye bayrağı asmak gibidir. Karşı tarafın önyargılarını kırar. Düşmanlığına mehaz olan şüpheyi giderir. Belki bu söylediğim kimilerinin asabiyetine, o asabiyetten kaynaklanan gururuna dokunacaktır, fakat ben sulh yolunu söylüyorum kendimce. Kavga etmek isteyene yol açık. 40 senedir ediyorlar zaten. Kaç tane genci toprağın altına soktukları malum. Halihazırı değiştirecek bir usûl geliştirmeli...
Aynısını dönüp Türk kardeşlerime de söylüyorum. 'Türk' kelimesi bir ırkı ifade ediyor. Bu belli birşey. Elbette içini başka şekilde dolduranlar da vardır. Hatta ırken Türk olmayıp Türk olduğunu söyleyenler de vardır. Fakat Kürtler kendilerine Türk demek istemiyorlar. Çünkü bu yalancılıktır. Eğer Türk kelimesi bir ırkı ifade ediyor olmasaydı, ne bileyim, 'müslüman' kelimesi gibi genelgeçerliliği olsaydı mesela, elbette Kürtlerin de böyle bir sorunu olmayacaktı. En azından dindar Kürtlerin olmayacaktı. Zira onlar Türklere düşman değiller. Ancak onlar "Kizb kudret-i İlahîyeye iftiradır!" denildiği gibi düşünüyorlar. "Allah beni öyle yaratmamışken ben neden kendime Türk diyeyim?" diye amel ediyorlar. Bunu da aşmanın yolu var. Yukarıda onlara tavsiye ettiğimi size de ederim. Sulhün yolu basittir. Ya Türk kelimesinin yerine 'müslüman' diyelim yahut da 'Türkiye-Türkiyeli'yi geçirelim. Türk bayrağı yerine Türkiye bayrağı olsun. Türk sineması yerine Türkiye sineması olsun. Nesi eksilir ki böyle dense?
Bazı kavgalar çok küçük adımlarla aşılabilecek gibi durduğu halde hiçbir adım atamadığımızdan dolayı sürüp gidiyor. Kimse burnundan kıl aldırmıyor. Hatta, geçenlerde gördüm, Esenyurt'a 'Kürdistan' diyenler var. Arkadaşlar, bu, o kelimenin meşruiyetine de zarar vermektir. Eğer Kürtlerin sonradan geldikleri bir yer Kürdistan olabiliyorsa, Türklerin de sonradan gittikleri yerler pekâlâ Türkistan olabilir. O zaman onların da Doğu'ya, Güneydoğu'ya vs. 'Türkistan' deme hakları olur. Zira onlar da orada yaşıyorlar. Doğrusu bu kavgayla yaşamaktan ben epeyce sıkıldım. Doğduğumda başlamıştı. Şimdi kırkı geçtim. Aynı şekilde devam ediyor. Yeter. Ne diyelim? Allah rüşdümüzü ilham etsin. Hem devleti Kürtlere doğru atacağı adımlarda cesaretlendirsin hem de Kürtleri devlete doğru atacakları adımlarda merhametli kılsın. Âmin. Ben kendimce hem Kürtlerin hem Türklerin felahını ayrılmamakta görüyorum. Ayrılırsak iki tarafın solcuları, apoistleri ve kemalistleri, dindarları lokma lokma yutacaklar. Zira bir ellerinde 'dünyevîleşmeyi' diğer ellerinde 'asabiyeti' tutuyorlar. Bunların ikisi de pekçok lezzetlidir.
Yani kem lezzetlidir, zehirli bal gibidir, ama lezzetlidir. Vazgeçmek zordur. Mürşidim de öyle diyor: "Hem fikr-i milliyette bir zevk-i nefsanî var, gafletkârâne bir lezzet var, şeâmetli bir kuvvet var. Onun için, şu zamanda hayat-ı içtimaiye ile meşgul olanlara 'Fikr-i milliyeti bırakınız' denilmez." Bıraktıramasak da bir şekilde yüzünü hayra çevirmek lazımdır. Dünyevîleşmeye zaten dinimizle karşı koymaya çalışıyoruz. Gücümüz yetiyor-yetmiyor. İkincisini de dine havale edersek kazanması zorlaşacak.
Ya? Bir çaremiz var. 'Birlikte yaşama zorunluluğu.' Bu toprakların her yerinde çoklukla bulunmaktayız. Geleceğimiz için birbirimizle yaşamak zorundayız. O halde ırkçılık bizim için kurtarıcı bir formül olamaz. Irkçılık ancak parçalanmayı getirir. Bu kadar karıştıktan sonra nasıl parçalanacağız? Aynı kitapta, Ahmet Yıldız Hoca, Kürtlerle Türkler arasında evlilik yoluyla yüzbinlerce akrabalığın oluştuğunu da paylaşıyordu. Belki yüzbin de değil. Milyon bile var. Etle tırnak gibi olmuşuz. O halde şu 'birlikte yaşama zorunluluğunu' bir kılıç gibi ırkçılığın üzerine sevkedelim artık. Gereğince amel etmekten de çekinmeyelim. Belki geleceğimize güneş doğar. Döktüğümüz kanı toprak emdi. Emdi de doydu. 'Artık yeter' demeli. Ölmekten yorulmak lazım.
8 notes
·
View notes
Text
Şu çocukları gidip bir kere görün, Türkiye’ye duydukları muhabbeti, türk bayrağının onların gönlünde kurduğu otağı bir kere hissedin sonra oturup caka satarsınız.
Mesele bir dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun alçak bir tecavüzcüden ibaret mi sanıyorsunuz hakikaten?
Mesele tam olarak senin benim gibi mülteci meselesine müslümanca bir hassasiyetle duruş sergileyenleri birbirine kırdırmak.
Türkiye’deki tecavüz vakalarının son bir yılda yüzde doksanı türklere ait. Ne yapalım kendimizi mi taşlayalım? Amaçları haksızlığa karşı hakkı savunmak değil ki. Münafıklıkları ile fitne ateşini yaymak.
Bu ülkede daha dün bir belediyenin kapısına dev LGBT bayrağı açıldı. Kimse gidip ibneleri ateşe verelim demedi. Ama konu mülteci meselesine, müslümanların hassas teline gelince her yerden deniyorlar o teli koparıp atmayı. Sen de bu oyuna geliyorsun.
Sanıyorsunuz ki paylaştığınız türk bayrakları, türkiyeyi savunmak. Siz sanmaya devam edin. Birileri sizi bu hale getirdiği için keyifle seyrediyor çünkü.
Mesele, soğuktan elleri titrerken, uzattığınız eli tuttuğunda dünyalar onun gibi hisseden Suriye’li 5 yaşındaki çocuk.
Mesele, yetim kampında 3 kardeş bir anne bir çadırda yaşamaya çalışan müslüman kardeşin.
Mesele, gözleri görmemesine rağmen, gözleri görmeyen 3 öğrencisine Kuran-ı Kerim’i ezberletmeye çalışan müslüman muallim.
Mesele islam kardeşim islam.
Bu fitneye ortak olmayın.
Paylaştığınız her türk bayrağı, şuan başka şeylere, başka kimselere, başka merciilere hizmet ediyor.
Oyuna gelmeyin.
Ayına, yıldızına, kan rengine kurban olduğum bayrağımı da bu fitneye alet etmeyin.
16 notes
·
View notes
Note
Güldüne göre kürtsün hiç sevmem
Sevip sevmemeniz beni hiç alakadar etmiyor ben memnun ve gururluyum bu durumdan... Benim İçin Kürt olmuş Türk olmuş Çerkez ya da Laz Önemli Değil insan olabilmek,insan kalabilmek Önemli,insanları dili,dini,ırkı,rengi ile yargılamamak gerek...!!!!
5 notes
·
View notes
Text
Yabancılar İçin Uluslararası Koruma
Giriş
Bu makalenin ana amacı, Türkiye’deki yabancılar için uluslararası koruma düzenlemelerinin analizinin yapılmasıdır. Şüphesiz yurtlarından sürgün edilmiş ve vatansız bireyler, güç yaşam şartlarına karşı çok daha savunmasızdır. Ayrıca ilgili bireylerin, ikamet şartları üzerindeki ihlalleri nedeniyle sadece idari değil, aynı zamanda cezai yaptırımlar da uygulanabilmektedir. Bu nedenle ilgili göçmenlik hukuku danışmanlarının Türkiye'deki uluslararası koruma mekanizmasına ilişkin yasal sistemin detaylarına derinlemesine hâkim olmaları gerekmektedir.
Kurumsal yönetimimiz hususundaki işlemlerimiz ve tüm yasal hizmetlerimiz için lütfen “Faaliyet Alanlarımız” başlığı altındaki “Vatandaşlık” seçeneğine tıklayınız.
Bu kapsamda en çok okunan makalelerimiz arasında yer alan " Yabancıların Sınır dışı Edilmesi" başlıklı makaleye göz atabilirsiniz.
Uluslararası Koruma Nedir?
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği standartları gereği ırkı, dini, tabiiyeti, siyasi görüşü veya belli bir politik toplumsal gruba mensubiyeti nedeniyle zulme uğrama veya ciddi zarar görme tehlikesinden dolayı vatandaşı olduğu ülkesine dönmekten kaçınan bir kişi söz konusu olduğunda “uluslararası koruma” kuralları devreye sokulmalıdır.
Uluslararası Koruma Türleri Nelerdir?
Türk hukuk normlarına geline, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, “uluslararası koruma” kelimesini “mülteci, şartlı mülteci ve ikincil korumaya tanınan statü” olarak tanımlamaktadır. Uluslararası koruma çeşitleri, Kanunun 61, 62, 63’üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Bu bağlamda, mülteci sıfatı Kanunun 61’nci maddesi uyarınca Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında kişiye statü olarak verilecektir.
Avrupa ülkeleri dışındakiler için ise özellikli olarak 62’nci madde kapsamındaki “şartlı mülteci”lik statüsü değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında şartlı mülteci statüsü verileceği hükme bağlanmıştır.
Yerel yargı mercileri de yabancılara güvence sağlanmak üzere çok sayıda standart geliştirmiştir ve geliştirmeye de devam etmektedir.
Uluslararası Koruma Hukuku Ne Anlama Gelmektedir?
Uluslararası koruma hukuku, Uluslararası Göç ve Mülteci Hukuku alanındaki koruma konularına atıfta bulunur. Özetlemek gerekirse, uluslararası koruma hukukuna yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde iki temel kaynak bulunmaktadır. Özellikle, 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme metni, mültecilerin ve sığınmacıların uluslararası korunmasını amaçlayan başlıca uluslararası belgedir. Bu bağlamda, 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin, 14’üncü maddesinde, herkesin zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulünü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haiz olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye’deki yabancılar için uluslararası koruması esaslı rol oynamaktadır. Bu yasa, “yabancıların Türkiye'ye girişi”, “Türkiye'de bulunması” ve “Türkiye'den çıkışı” ile ilgili prensip ve prosedürleri belirlemeyi amaçlamaktadır.
Geçici Koruma Nedir?
Kitlesel göçler için ise bir başka maddede ayrı bir koruma tedbiri daha öngürülmü��tür. 6458 sayılı Kanunun 91’nci maddesinde, ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.
Uluslararası koruma kimlere verilebilir?
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 14. Maddesi uyarınca herkes zulüm karşısında başka ülkelere sığınma ve kabul edilme hakkı vardır. Benzer şekilde, 6458 sayılı Kanun’a göre “başvuru sahibi”, uluslararası koruma talebinde bulunan ve henüz başvurusu hakkında son karar verilmemiş olan kişiyi ifade eder.
Türkiye’de yabancıların sınır dışı edilmesi mümkün müdür?
Sınır dışı kararı, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığının talimatları ile veya valilikler tarafından re’sen alınır.
Sınır dışı edilme sebepleri nelerdir?
6458 sayılı Kanunun 54’üncü maddesi, yabancıların nihai bir karar sonrasında sınır dışı edilmesinin hukuki sebeplerini konu almaktadır.
Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:
a) 5237 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler,
b) Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar,
c) Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar,
ç) Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar,
d) Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar,
e) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler,
f) İkamet izinleri iptal edilenler,
g) İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler,
ğ) Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler,
h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler,
ı) Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler,
i) Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar,
j) İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar,
Uluslararası koruma talepleri için yetkili kabul edilen makamlar hangileridir?
İçişleri Bakanlığı çatısı altında yer alan Göç İdaresi Başkanlığı birincil kurumdur. İkinci olarak ilgili Valiliklerin Göç İdaresi Müdürlükleri, uluslararası koruma taleplerini kabul veya reddetme görevine sahiptir. Üçüncü olarak, Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonu özel olarak uluslararası koruma taleplerine ilişkin kararları denetleme görevine sahiptir. Komisyonun temel görevi aşağıda sıralananlara ilişkin kararları gözden geçirmektir:
• Uluslararası koruma talepleri,
• Başvuru sahiplerine ve uluslararası korumadan yararlanan kişilere ilişkin kararlar,
• Kabul edilemez başvurulara ilişkin kararlar,
• Ve hızlandırılmış usul sonucu alınan kararlar.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin görevi nedir?
Sığınma talebinde bulunmanın bir insan hakkı olduğu artık sabittir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, sığınma hakkının korunmasında önemli bir küresel kuruluştur. BM Komiserliği, 1950 yılında BM Genel Kurulu tarafından, özellikle vatansız sivillerin, sığınmacıların ve mültecilerin korunması için hayat kurtarıcı önlemler almak üzere kurulmuştur. 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme uyarınca, Sözleşmeci Tarafların, Komiserlik ile işbirliği yapma konusunda belirli yükümlülükleri bulunmaktadır.
Sonuç
Sonuç olarak, uluslararası koruma, ülkesine geri dönmek istemeyen ve|veya dönemeyen herkese uygulanabilir olmalıdır. Geri gönderme yasağı ilkesi, sığınma başvurusunda bulunanların haklarını teşvik etmek için temel bir prensiptir. İlgili ulusal otoritelerin, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmaları zorunlu olduğunu tekrar vurgulamak önemlidir. Ayrıca, uluslararası koruma talep edenlerin, Türkiye Göç İdaresi yetkililerince verilen kararı takiben idari mahkemeler önünde başvuruda bulunma şansına sahip oldukları da dikkate değerdir. Uluslararası koruma talebi için ulusal ve uluslararası yollar bulunmasına rağmen, sığınmacıların daha iyi korunması için profesyonel yardımın gerekli olduğu belirtilmelidir.
3 notes
·
View notes
Text
Yüzde doksan dokuzu müslüman olan bu ülkede yaşıyacaksınız.
Ondan sonra da kalkıp, bu milletin milli ve dini değerlerini aşağılayacaksınız.
Yok ya.....!
Devlete polise katil diyeceksiniz, kamu malına zarar vereceksiniz ama polis size dokunmayacak, gözaltına almayacak öylemi.
Yok ya.....!
Her türlü sapkınlığı yapacak, istediğiniz zaman kamu güvenliğini tehdit edecek, izinsiz kanunsuz gösteriler düzenleyeceksiniz.
Devlet size dokunmayacak, bunları masum öğrenci eylemleri olarak göreceğiz öylemi...
Yok ya....!
Her seçimi kaybedecek, her türlü başarısızlığa rağmen o koltukta oturmaya devam edeceksiniz.
Konuşanı susturacak, teşkilat örgütlenmesinde mezhepçilik yaparak tek adam gibi davranacaksınız.
Ondan sonrada başkalarına diktatör diyeceksiniz öylemi...!
Yok ya....!
Parti içindeki tüm Atatürkçü vatansever siyasetçileri uzaklaştıracaksınız.
Tüm teşkilatları, belediyeleri teröristlerle dolduracaksınız.
Ondan sonrada demokrasi havarisi kesileceksiniz öylemi...
Yok ya....!
Yenilmeye doymayan pehlivan gibi her seçimi kaybedeceksin.
İstediğin olmayınca dışardan da güç alarak, sırf ülkeyi karıştırmak, gündemi değiştirmek için zamansız erken seçim isteyeceksin öylemi..
Yok ya....!
Ülkenin savcısına, hakimine, öğretmenine, askerine, polisine hakaret edeceksin.
Terörist Selahattin Demirtaş’a güzellemeler yapıp, methiyeler dizip özgürlük isteyeceksin öylemi...
Yok ya....!
Tek bir proje üretmeyecek, tüm milli projelere karşı çıkıp engelleyeceksin, sonrada utanmadan tepe tepe kullanacaksın.
Her fırsatta ülkeni dışarıya şikayet edeceksin, tek bir milli söylemin olmayacak, biz sizlere vatan hainisiniz demeyeceğiz öylemi..
Yok ya....!
Tüm vekillerin, teşkilatların, dağdan inme canının içi CANAN”ın her yerde ajan provakatörlük yapacak bizler sizler gibi susacağız öylemi..
Yok ya....!
Nerede var böyle bir dünya söylermisiniz.
Yada sizler bu ülkeyi patagonyamı, sahipsiz mi sandınız...
Eğer öyle sanıyorsanız yanılıyorsunuz beyler, hemde hayatınızın hatasını yapmak üzeresiniz.
Çekin kirli ellerinizi üniversitelerden, çekin ellerinizi bu devletin üzerinden.
Bu ülkenin gerçek sahipleri 15 Temmuz gecesi yalın ayak sokaklarda tankların önünde ölümüne direniyordu.
Siz ve yandaşlarınız neredeydi o gece. Bırakırmıyız sandınız bu vatanı kuru kalabalığa.
Yedirirmiyiz bu devleti size, bu fedakar Türk polisini bırakırmıyız sizin kirli ellerinize.
Bu ülke ve bayrak aidiyet hisseden herkesin.
Dini, dili, ırkı ve siyasi düşüncesi ne olursa olsun herkesin.
Yeterki samimiyet olsun, yeterki sadakat olsun, yeterki karşılıklı saygı olsun..
Yeterki herkes haddini bilsin, ülkenin kanunlarına saygılı olsun.
Çok fazla şey istemiyoruz ki.....
#CengizYavuz
0 notes
Text
Bursa'nın Karacabey İlçesinde Türk Çoban Köpekleri Yetiştiriliyor
Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından işletilen bir tesiste, safkan Kangal ve Akbaş ırkı Türk çoban köpekleri yetiştirilmektedir. TİGEM, 1992 yılında Karacabey İşletmesi’nde başlattığı gen ıslah çalışmaları ile bu köpeklerin ırklarını çaprazlayarak saflaştırmayı hedeflemiştir. O tarihten bu yana, bu köpeklerin soy…
#Akbaş#gen kaynakları#hayvan besleme#Kangal#Karacabey#köpek satışı#köpek yetiştiriciliği#safkan köpekler#Tigem#Türk çoban köpekleri
0 notes
Text
Kim, Kimin Hesabını Soruyor
✍🏻 Muhsin Salman
https://www.gundemarsivi.com/kim-kimin-hesabini-soruyor/
Cumhuriyet Osmanlının hesabını ödedi, oysa Osmanlı son zamanlarda hovardaca harcamıştı hazineyi… İnsanları, insanlığı harcayan bir hanedandı Osmanlı. Bir gemiyle sığınmaya gitti son temsilcisi. Şimdilerde “Osmanlı çocuğuyuz” diyorlar ya şaşarım. Osmanlıda tahta oturanlar kardeşlerini, kardeşlerinin çocuklarını, hatta hamile olan cariyelerini boğdururlardı.
Bunlar nereden Osmanlı çocukları anlamadım!
Cumhuriyeti kuranlar hesap sormadan büyüklük edip Osmanlının borçlarını ödedi.
Son peygamber ümmetiyim diyenler Peygamber, hakka yürüdüğünde toprağa verenler yedi kişiydi. Ailesini susuz bırakıp, katledenler on binler… Kim sordu bunların hesabını? Hesabını soracağını vadeden Abbasiler, Ebu Müslim sayesinde iktidar olduklarında mezarlarını yıktıklarından çok, onları iktidara taşıyan Ebu Müslim’den, onu katlederek sordular hesabı…
Vardar Ali Paşa, İbşir paşa namusu için başkaldırdı Deli İbrahim zamanında Osmanlı’ya. İbşir namusunu koruyana sordu hesabı Köprülü Türkmenlere…
Üç fidan Anlayasıyı İhlalden çekildiler darağacına. Şimdilerden Anayasa ve Mahkemesi hakkında söyleyenleri ben, sen söylesen belki yine suç, lakin ellerinde mühür olanlar saydırıyor, sorun yok, hesap yok…
Sorulmamış çok hesaplar var. Hınzırlar var oldukça sorulmayacak hesaplar. Molla Kasım’lar var oldukça Yunusların dili tutsak, Fırat susuz, Kızılırmak boylarında çok ozan yanar…
En ilginci ne biliyor musunuz? Siyaset bile karmakarışık. Sağcının hesabını sağcıdan soran solcu, Ülkücünün kanının hesabını soranlar solcu…
“Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, “Osmanlı’da Türk aşağılanırdı. Osmanlı’da Türke ’Eşek Türk’ denirdi. Biz şimdi ’Türküz’ diye övünüyorsak bunu Atatürk’le kazandık. Dün bir akademisyen ’Türk ırkı yoktur’ gibi bir laf etmiş, hiç ciddiye alınacak bir tarafı yok bunun”dedi.”
Muhsin Salman 01.07.2024
0 notes
Text
Prof. Dr. Erbaş Mekke'de Türk hacı adaylarıyla buluştu
https://pazaryerigundem.com/haber/176781/prof-dr-erbas-mekkede-turk-haci-adaylariyla-bulustu/
Prof. Dr. Erbaş Mekke'de Türk hacı adaylarıyla buluştu
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda, ABD ve Kanada başta olmak üzere çeşitli ülkelerden gelen Türk hacı adaylarıyla Mekke’de bir araya geldi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş burada yaptığı konuşmasında, “İşgal devleti 76 yıldır Filistin’de zulüm yapıyor. Şimdi görüyorsunuz, bebekleri, masumları, kadınları, yaşlıları, eli silahsız insanları, mabetleri gözünü kırpmadan katlediyor. Müslümanların uyanmasına ihtiyaç var.” dedi.
“MÜSLÜMANLAR SAYESİNDE KUDÜS BARIŞ İÇERİNDE YAŞADI”
Başkan Erbaş, geçmişte zulmün, katliamların, soykırımların, sürgünlerin yaşandığı Kudüs’ün Müslümanlar sayesinde barış yurdu olduğuna dikkati çekti.
“Peygamber Efendimizin vefatından 5 sene sonra 450 yılı aşkın Kudüs, Müslümanlar sayesinde Müslümanı, Hristiyan’ı, Yahudi’si farklı ırktan insanların barış içerisinde yaşadığı bir şehir oldu. 1900’lü yıllarda Kudüs düşünce, Osmanlı’dan İngilizlerin idaresine geçtikten sonra tekrar orada huzursuzluklar başladı” diyen Prof. Dr. Erbaş, “1948 yılında orada bir işgal devleti kuruluyor. İşgal devleti 76 yıldır Filistin’de zulüm yapıyor. Şimdi görüyorsunuz, bebekleri, masumları, kadınları, yaşlıları, eli silahsız insanları, mabetleri gözünü kırpmadan katlediyor. Müslümanların uyanmasına ihtiyaç var. Müslümanlar birlik, beraberlik içerisinde olmalı. Müslümanların bulunduğu yerlerde inancı, ırkı ne olursa olsun insanlar hep huzur içinde yaşamıştır.” dedi.
İslam’ın, savaşta dokunulmasını yasak kıldığı kişilerin olduğunu belirten Başkan Erbaş, “İnancımızda askerlerimizin aldığı bir talimat vardır; eğer bir yerde savaşmak zorunda kalınırsa masumlara, çocuklara, kadınlara, mabetlere dokunmayacaksın, daha da ileri adım atılıyor yeşile, ağaçlara, hayvanlara dokunmayacaksın. İşte biz bu medeniyete merhamet medeniyeti diyoruz.” ifadelerini kullandı.
Haccın Müslümanların birlik, beraberlik içerisinde olması gerektiğini en güzel şekilde sembolize eden bir ibadet olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Tavafa bakınız, sağınıza solunuza bakıyorsunuz hep farklı dillerde ve renklerde dua eden binlerce insan ama hepimizin yönü Kabe ve tavaf yaparken kalbimiz Kabe’den yana. O, kalbimiz Kabe’de Allah için atıyor demektir.” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
🐺 Allah kavimlerden bir kavim yarattı... Coşkuyu cesareti adaleti ve merhameti adımızın yanına yazdı TÜRK oldu adımız...🇹🇷
Bunun manası şudur ki; Dili, rengi, ırkı, dini, etnik kökeni ne olursa olsun Balkanlardan Tunaya, Kars'dan Edirneye kısaca gönül coğrafyamızın ulaştığı her yer... Gönül coğrafyamızın tek noktada birleştiği herkez! İnsanlık adına siğnesi ortak bir noktada çarpan ve birlik olan herkez Türk'tür
Bu millete fitne, fesat, fucurat, haset, hainlik, bu milletin kuyusunu kazıyorsa 70 kuşak Ceddin Türk olsada sen Türk değilsin!
Tek Devlet, Tek, Vatan, Tek Millet, Tek Bayrak 🇹🇷
.
.🤘
8 notes
·
View notes
Text
Canlı Sohbet Numaraları
Milliyetçi,vatansever ruhunu taşıyan millet olarak,kendi ırkımıza oldukça büyük sorumluluklar yüklüyoruz.Bahsettiğimiz sorumluluklar,aslında sorumluluk dışında,anlam yükleme çabası dersek durumu dahi iyi özetlemeye kapı aralamış oluruz!Türk ırkı eşsizdir,savaşçıdır,zekidir,değerlerine sonuna kadar sahip çıkar gibi uzayıp devam edecek onlarca yüklemeler…İyi hoş güzelde,bu vatan topraklarında yaşayan asimile olmamış Türk oğlu Türk,kaç milyon ya da bin insan var?Hiç kendinize sorupta yanıt arama çabasına girdiniz mi?'2008 yılında apılan bir araştırma da,asimile olmamış Türk soyunun iki milyon civarı olduğu gerçeği bizi neyi ifade eder kendimize soralım.Ülke nüfusumuzun seksen milyon civarı olduğunu,ve büyük çoğunluğun farklı etnik kökene sahip olduğunu,inceledikten sonra zihinimzde ki düşünceleri duymak isterim…Burada vatan topraklarının değerlerine yönelik hiçbir lafımız yok,olamazda!Benim daha çok ilgi çekmediğim konu,milliyetçilik kisvesi altında,siyasi bir ideolojiyi körü-körüne,ne anlam ifade ettiğini bilmeden,radikal bir edayla yüceltici ve bu düşüncede olmayanlara karşı,uygulanan linç girişimleri…Özünde her ideolojinin,bakışın vatan sevdasına,saygısına ve değerlerine sahip çıkma adına gidilen,farklı yolların bütünleşme amacı güden,birer renkleri!Eğer ki bu toprakların evladıysak,ya da bu topraklarda yaşayan göçmen,hiç fark gözetmeksizin başta bayrak,ardıntan ülkeyi zor şartlarda savaşarak,kanları ve canlarıyla savunarak bizlere emanet edenlere karşı olan koşulsuz sayı-sevgi ve değer duyguları taşımalı!!!Ayrıştırma bizleri böler,ancak bütünün farklı renkleri olarak görmek,hoşgörülü yaşam sürmek,gücün bir nokta da oluşarak,her kese ve bakış açısına yansıyacağı unutulmamalıdır…Ülke içinde ya da dışında,nerede olursanız olun,eğer ki vatan sevdası ve gerçek milliyetçilik kavramları hakkında konuşacak birilerini arıyorsanız,size iyi bir seçenek olan canlı sohbet numaraları ile,iletişim kurmanız yeterli olacaktır… Amaç eğer ki vatan ve vatan topraklarında ki değerler ise,bu değerlere sahip çıkmak adına farklı yollar izleyerek,sonuca gitmek isteyenlere karşı anlayışlı olmak,hepimizin adına bir kazanımın olacağı gerçeğini,unutmadan mücadelelerimizi icra etmeliyiz…
0 notes
Text
🎯 Türklük Irklar Birliği Bir Makamdır 🎯
Dünya'da huzurlu yaşamın sağlanması için Türk Birliği şarttır.
Türk dili de haliyle bir dil birliğidir. Yaşayan çoğu dil Türk dilinden üretmiş dillerdir.
Irkçılık, mezhepçilik, dincilik, dilcilik bu birliğin kültürünü bozmaya yönelik emperyalist niyetin üretimi bir çabadır.
Batı'da bu konuda yaptığı bilimsel çalışmalar ile bir ahlak ortaya koyan insanlarda vardır.
'Hepiniz Türksünüz' kitabını* bir Türk yazmadı. Bölücü bir kültürün içinde yaşayan biri itiraf etmek zorunda kaldı.
Gün gelecek tek dünya adı altında şehir devletler üretme projesi ile emperyalist bir siyaset izleyen batı tüm dünya Türk hakimiyeti ile yönetileceği bir sonuca ulaşınca o siyasi bataklığa düşen herkes orada boğulacak.
Azgın batı çok kaşınmaya başladı.
Türk irade ortaya koyma gücüdür. İrade bütün maddi güçlerin üzerinde bir güçtür.
Mustafa Kemal Atatürk irade ortaya koymanın son örneğidir.
İnsanlık tarihi bunu Oğuz Kağan ile başlayan süreçten sonra her azgınlık döneminde defalarca yaşamak zorunda kalmıştır.
Bugün o irade Türk İnsanlık Devrimi fikri ile sonsuza kadar yaşama iradesini ortaya koyuyor.
Rahatsızlık veren işte bu iradedir.
Bu irade gücünü nasıl ve hangi mücadeleden aldığını bilen bilir. Bilmeyen, öğrenmek zorunda kalır.
Türk dayatma yıkıcı bir iradedir. Türk'e hiç kimse bir dayatmada bulunamaz. Bulunmaya kalkan eninde sonunda bedelini ağır bir şekilde öder.
İnsanlar ile ne zaman sohbet etsem nereli olduğumu, ne iş yaptığımı, görevimi vb anlamsız sorular soruyorlar.
Türküm ve Anadolu'luyum diyorum.
Bundan büyük makam mı olur?
Bu sefer Anadolu'nun neredesindensin diye ısrar ediyorlar.
Anadolu'nun her yerindendiyorum.
Bir Türk kendini yurdunun bütününe ait hisseder diyorum ve bütün bölücü, ayrıştırıcı düşünceleri birleştirerek dağıtıyorum.
Hemşehricilik yapmanın o insan hakkında ırkı, dini, dili vb sorular ile rahatsız etmek anlamına geldiğini anlatmaya gayret ediyorum.
Hani yazın ustası birine sormuşlar nerelisin diye?
Anadolu'lu birine nerelisin diye sorulur mu diye yanıt vermiş.
Türklüğün ırklar birliği bir makam olduğunu birlik, beraberlik ve bütünlük içinde kardeşçe yaşamak bizim dünyaya geliş sebebimiz olduğunu unutan herkese hatırlatıyoruz.
Anadolu sayısız kültürün beşiği olduğu için bize emanet bir yurttur.
Bu bütünlüğü Türk dışında kimse koruyamaz.
İçimizden bize karşı devşirilenler aldatılmış ve insanlığını kaybetmiş olanların yoludur.
O yolun sonu yoktur.
Türk sonsuzluğun son yoludur.
Türk Cumhuriyeti bu sebeple ilelebet yaşayacaktır.
Bir asır önce biz bu istikbal ve istiklalin ne olduğunu tüm düşmanlığa öğrettik. Gerekirse yeniden hatırlatırız.
Türkiye ve Türkiyeli gibi geçmişi hatırlatıyor benzeri ifadeler art niyetli ifadeler olup bu tuzağa düşmemek gerekir.
Türkiye ve Türkiyeli kelimelerini ilk kez batılı emperyalistler ve onların yerli işbirlikleri kullanmıştır.
1938 sonrası her insanın dilinde bu şekilde eğitim ve öğretim sistemi ihaneti ile bilinçli söyletilerek bugünlere hazırlık yapılmış bir niyettir.
Yaşam harcadım bu kötü niyeti boşa çıkarmak için.
Bugüne kadar bilinç düzeyi düşük olduğu için bilinçli yazmadım. Bugün artık o olgunluk seviyesine ulaştık.
Yanlışı, kini, nefreti, talanı, yıkımı tarihin çöplüğüne atma dönemi başladı.
Türk kendine geldi.
Önder Karaçay
* Gene D. Matlock gen çalışmaları sonucu yazdığı kitap ile vardığı kanıyı iki kelimeyle kitabın ismine sığdırmış. Başka bir sonuç yok çünkü. Adam oğlu olan bilir. İnsanlığın ikinci atası da Türktür. Türk'ten türeyen Sam'ın oğulları Türk'e karşı kinin dünyada neferi olmuşlardır. Dinler bundan sonra çıkmış ortaya. Başka bir detay yazmak istemiyorum. Aklını kullanan okusun, öğrensin aslını hatırlasın ve kendine gelsin. Hazreti Muhammed'in Türk olup olmadığından önce bu konu bilinsin.
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#Türklük makamı#ey insanlar hepiniz Türksünüz#adem#nuh#hazreti Muhammed#gene d. matlock
0 notes
Text
bundan sonra ne olur bilmem, türk moğol ırkı güçlü bir ırk değil, (afganistanda boğulmaya çalışındığını düşünün) ya da 80 sonrası siyaset
Ya bu sahip çıkacaksın, moğulun arkasındaki gladyatör gibi (kenan evren fail )
Ya da tamamen yok edeceksin (onlar yapıyor bunu) hdp, vs hepimiz yok olmuş olcaz ya da en kötü (safevileştirilmiş yani iranlaştırılmış olucak, osmanlı ile ilgisi yok osmanlı daha roma)
Mhp hdp aynı şey aynı oyun
0 notes
Text
TÜRKÇE CHAT
Türkçe Chat Sohbet Odaları, sadece ülkemizde degil, ülkemiz dişinda 7 kitada yaşayan gurbetçi kardeşlerimiz ile sanal alemde canli, yazişmali sohbet odalarinda vakit geçirmeyi sevenlerin bir araya gelip bu odalarda muhabbet ederek tanişmalarini sağlayan platformlardır. Sosyal medya ve paylaşım özelliğinin hayatımıza girmesi, 1990-2000 arası yıllara uzanır. Çok uzun yillardir dünyamiz üzerinde varliğini sürdüren Türk ırkı bugün sanal ortamlarda da oldukça taninmiş bir konumdadir. Sohbet kelimesi, dünya üzerinde üniversal bir dil olan İngilizce’den dilimize girmiştir. Sohbet chat kelimesi halk arasında “çet” olarak bilinmektedir ve sohbet kelimesinin eş anlamlısıdır. Türkçemizde ise sohbet : dostça, arkadasça konuşarak hoş bir vakit geçirme, hasbihal, yarenlik. Söyleşi demektir.
0 notes
Text
Çocukluğumda severdim tekerlemeleri Türkçenin zenginliğinin eseridir neyse dün İstanbulu yağmur vurdu nasibimi aldım pimapen pencere fitilleri aşınmış evin içi su doldu bugün açık tamirci buldum geldi keşif yaptı fitil/kol/iskorpin mi iskarpin mi/menteşe 850 tl fiyat çıkardı piyasada çok daha pahalı ortak tanıdıklarımızın hatrına,hakettim yazın İstanbul kurak kalmasın diye az yağmur duası etmedim Allah verdi arayan belâsını da Mevlasını da bulurmuş neeeee dünyayı kurtaracak gücüm bilgim yok hani Hülagü han"Tanrı ya beni ya arapları yaratmayacaktı"demiş ya uğraşamam bizim minik Maya hem zeki hem taklitçi bir çocuk geçen gün anneannesiyle lahana sarma sarıyoruz bu da birkaç yaprak lahana biraz pirinç aldı sarıp "ben çabuk sararım ince sararım"diyor komşunun küçük torunu hazırcevap küçük bir oğlan o da gelmiş"Maya bırak şimdi evkadını muhabbetini gel oyun oynayalım"diyor benimki de o hesap evkadını sohbeti yaptım bu arada starbucsk içmezdim pahalı ama 5 bin tl emekli ikramiyesini alınca gidip içeceğim ulan dangalaklar bütün dünya şirketlerinde arap Yahudi hisse sahipleri o boykot ettiğiniz şirketlerde İsrail kadar hança lilaçi pudinana yaptığınız kuveyt katar suudi hissesi var finansın ve yatırımın ırkı dini yoktur moronlar😈hamas/hizbullah/elfetih/deaş/elkasım/pkk vs TERÖR ÖRGÜTLERİDİR İSTER ASIN KESİN beni😴ÇOK DEĞİL 9YIL ÖNCE "DÖN HOCAM BİTSİN HASRET"DEYİP fetöye AĞLADILAR SALAK YANLIŞ ANLADI TANKLA SİLAHLA DÖNMEYE KALKTI,ONA LÂF EDENLERİ HAPS ETTİLER SÜRDÜLER😂SİSİ KATİLDİ NELER GÖRDÜK😉BU ARADA RABİANIN PARMAKLARI UNUTULDU HAAA POLİS GÖNDERMEYEN İNSAN DEĞİL BURDA 14 MİLYON suriyeli/afgan/pakiyi GERİYE GÖNDERİN filistinlileri getirin ONLAR suriyeliler gibi değiller VALLA İNSANIN TEPESİNE EDERLER TÜM TERÖRİSTLERİ ONLARIN DEDELERİ EĞİTTİ USA FİNANSÖRLÜĞÜYLE 70-80'LERDE,asalayı eğittiler ERMENİ SOYKIRIMINI TANIDILAR KIBRIS TÜRKLERİNE DÜŞMANLAR BAYRAKLARINDAKİ KIRMIZI DÖKTÜKLERİ TÜRK ASKERİNİN KANI SİZ HEPSİNİ KOYNUNUZA ALIP NİKÂH YAZIN KAFAMI ŞİŞİRMEYİN HZ.DAVUTUN BEDDUASI NEDENİYLE O HALDELER ÖNCE TEVRAT/ZEBUR/İNCİL ÖĞRENİN SONRA İSRAİL DEVLETİ YOK OLACAK DEYİN YOK OLMAYACAK GÜÇLENECEK KUR'ANDA LANETLENENLER DAVUT/MUSA DÜŞMANLARI SAÇMALAMAYIN😠
instagram
0 notes